en mantıklı şeydir. bir gün apartmana girerken bir kedinin beni takip ederek daireye kadar çıkması ve kendi kendine evde kalmaya karar vermesiyle olan durum. ne zaman sokağa gitmek ister belki ya da sahibi vardır diye düşünsek şirinlikler yapıp özellikle babamı tuzağa düşüren norveç orman kedimiz.
devamını gör...

sana niye soru soralım peki?

sözlük güzel de sanki çok kasıyorsunuz be çocuklar ha?
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bir yol hikayesi..
devamını gör...

saat 20.40 ve ben hâlâ evi temizliyorum.. dostlar sakın evin içinde eşya varken boyatmayın evi benden söylemesi mahvolduk... eve yerleşmeden badanayı yaptırın gitsin. bizimki tadilat oldu ama mecburiyetten. baktınız çok tadilat gerekiyor ev değiştirin daha iyi........
devamını gör...

yılmaz erdoğan'ın yazıp yönettiği tiyatro oyunu. benim için en iyi oyundur. hemen her sahne ve espri ezberimdedir. çık oyna desin oynarım her rolü. gülseren hariç.
devamını gör...

islam devletinin ilk anayasasıdır. bu anayasa hz. muhammed önderliğinde hazırlanmış, 47 maddelik kısa bir metindir. bazı tarihçiler bu anayasanın tarihteki bilinen ilk yazılı anayasası olduğunu söyler. eğer öyle değilse bile, her halükarda ilk anayasalardan biridir. ayrıca şunu da söyleyeyim ki, bu anayasa, kur'an-ı kerim yargıları gibi olmayıp, zamanın şartlarına göre değişikliğe uğraması mümkün olmuş olan bir anayasadır.

ayrıca bu vesikanın maddelerini yazmadan önce, maddelerde geçen bazı kabile isimleri hakkında yazmak daha iyi olur. çünkü eğer maddeleri okursanız, tam bir şekilde anlayabilmeniz içindir bu. bu anayasa, hz. muhammed'in önderliğinde, medine halkı için hazırlanmış bir anayasa olup, daha o dönem tek bir yönetim altında olmayan arabistan'daki medine şehri halkını ayrı bir millet yapmıştır. böylelikle bu anayasa, hz. muhammed'in gelecekte kuracağı ilk islam devletinin de temellerini atmıştır.

vesikanın maddelerini anlamanıza yardımcı olacak, bazı sözlerin anlamı;

kureyş - hz. muhammed'in de mensup olduğu, ileri gelen arap kabilelerinden bir tanesi. kurucusu hz. muhammed'in büyük dedelerinden olan kusay bin kilab'dır. bu kabile, hz. muhammed'in mensup olduğu bir kabile olsa bile, müslümanların en çok savaştığı kabile olarak kabul edilir.

muhâcir - hz. muhammed ile mekke'den medine'ye göç eden sahabiler topluluğudur. başka anlamları da vardır.

benu avf - hz. muhammed zamanındaki arap kabilelerinden biridir. onlar yahudilerin hükmettiği bir bölgeye geçmek istiyorlardı. fakat o bölgenin halkı buraya yerleşebilmeleri için yahudiliğe geçmelerini şart koştu. benu avf kabilesi, bu şartı kabul etti ve burdan medine'ye doğru hareket ettiler.

adı geçen buraya yazmadığım diğer 3 kabile hz. muhammed dönemindeki arap kabilelerinden biridir.

benu'n-neccâr - hz. muhammed zamanındaki arap kabilelerinden biridir. müslümandırlar.

benu amr ibn avf - medine'deki 2 büyük kabileden biri olan evs'in bir koludur.

benu'l-evs - medine'de ensarı oluşturan bir kahtani asıllı 2 arap kabileden biri.

benu sâ'lebe - adnani ve kahtanilere mensup bazı kabilelerin ismidir.

cefne ailesi - sa'lebe'nin bir kolu.

benu'ş-şuteybe - hz. muhammed zamanındaki arap kabilelerinden biri.

--

medine vesikası maddeleri:

"bismillahirrahmanirrahim.

1. bu kitap (yani yazı), muhammed peygamber tarafından kureyşliler ve yesribli (medineli) müminler ve müslümanlar, ve bunlara tabi olanlarla yine onlara daha sonrasından katılmış olanlar ve onlarla da beraber cihad edenler için düzenlenmiştir.

2. işte bu kimseler, diğer insanlardan ayrı bir ümmettirler (toplulukturlar).

3. kureyş'den olan muhâcirler, kendi aralarında âdet olması bakımından kan diyetlerini ödemeye katılırlar ve onlar savaş esirlerinin kurtuluş fidyesini müminler arasındaki makul bilinen esaslara göre ödemeye katılacaklardır.

4. benu avflar, kendi aralarında adet olması bakımından, önceki şekiller altında kan diyetlerini ödemeye katılacaklardır ve müslümanların oluşturduğu her tâife, savaş esirlerinin kurtuluş fidyesini müminler arasında makul bilinen esaslara göre ödemeye katılacaklardır.

5. benu hârisler, kendi aralarında adet olması bakımından, önceki şekiller altında kan diyetlerini ödemeye ve her bir tâife, savaş esirlerinin kurtuluş fidyesini, müminler arasında makul bilinen esaslara göre ödemeye katılacaklardır.

6. benu sâideler, kendi aralarında adet olması bakımından, önceki şekiller altında kan diyetlerini ödemeye ve her tâife, savaş esirlerinin kurtuluş fidyesini, müminler arasında makul bilinen esaslara göre ödemeye katılacaklardır.

7. benu cuşemler, kendi aralarında adet olması bakımından, önceki şekiller altında kan diyetlerini ödemeye ve her tâife, savaş esirlerinin kurtuluş fidyesini, müminler arasındaki makul bilinen esaslara göre ödemeye katılacaklardır.

8. benu'n-neccârlar, kendi aralarında adet olması bakımından, önceki şekiller altında kan diyetlerini ödemeye ve her tâife, savaş esirlerinin kurtuluş fidyesini, müminler arasındaki makul bilinen esaslara göre ödemeye katılacaklardır.

9. benu amr ibn avflar, kendi aralarında adet olması bakımından, önceki şekiller altında kan diyetlerini ödemeye ve her tâife, savaş esirlerinin kurtuluş fidyesini, müminler arasındaki makul bilinen esaslara göre ödemeye katılacaklardır.

10. benu'n-nebîtler, kendi aralarında adet olması bakımından, önceki şekiller altında kan diyetlerini ödemeye ve her tâife, savaş esirlerinin kurtuluş fidyesini, müminler arasındaki makul bilinen esaslara göre ödemeye katılacaklardır.

11. benu'l-evsler, kendi aralarında adet olması bakımından, önceki şekiller altında kan diyetlerini ödemeye ve her tâife, savaş esirlerinin kurtuluş fidyesini, müminler arasındaki makul bilinen esaslara göre ödemeye katılacaklardır...

12. müminler, kendi aralarında ağır malî sorumluluklar altında bulunan hiç kimseyi bu halde bırakmayacaklar, kurtuluş fidyesi yahut kan diyeti gibi borçlarını makul bilinen esaslara göre vereceklerdir.

12 * . hiçbir mümin, diğer bir müminin mevlâsına (yani kendisinin akdî kardeşlik rabıtası kurmuş olduğu kimse) muhalefet edemez. (bu maddenin diğer bir versiyonu, hiçbir mümin, diğer bir müminin mevlâsı ile onun aleyhinde olmak üzere bir anlaşma yapmayacaktır).

13. takva sahibi müminler, kendi aralarında haddi aşan ve haksız bir fiil vukuunu tasarlayan veya bir suç veya hakka tecavüz yahut da müminler arasında bir karışıklık çıkarma kasdını taşıyan kimseye karşı olacak, ve bu kimse onlardan birinin evladı dahi olsa, hepsinin elleri onların aleyhine kalkacaktır.

14. hiçbir mümin bir kafir için, bir mümini öldüremez ve bir mümin aleyhine hiçbir kafire yardım edemez.

15. allah'ın himaye ve teminatı (zimmeti) tektir, müminlerin en ehemmiyetsizlerinden birinin tanıdığı himaye onların hepsi için bir hüküm ifade eder. zira müminler, diğer insanlardan ayrı olarak birbirlerinin mevlâsı (kardeşi) durumundadırlar.

16. yahudilerden bize tabi olanlar, zulme uğramaksızın ve onlara karşı olanlarla yardımlaşılmaksızın, yardım ve arka çıkmamıza hak kazanacaklardır.

17. barış, müminler arasında bir tekdir. hiçbir mümin, allah yolunda girişilen bir savaşda, diğer müminleri hariç tutup, bir barış anlaşması akdedemez, bu barış, ancak onlar (müminler) arasında genellik ve adâlet esasları üzere yapılacaktır.

18. bizimle beraber savaşa katılan bütün askerî birlikler, birbirleriyle nöbetleşeceklerdir.

19. müminler, birbirlerinin allah yolunda (uğrunda) akan kanlarının intikamını alacaklardır.

20. takva sahibi müminler, en iyi ve en doğru yol üzerinde bulunurlar.

20. * . hiçbir müşrik, bir kureyşlinin malını ve canını himâyesi altına alamaz ve hiçbir mümine bu hususta engel olamaz (yani, kureyşliye hücum etmesine mani olamaz).

21. herhangi bir kimsenin, bir müminin ölümüne sebep olduğu kesin delillerle sâbit olur da, maktûlün velîsi (yani hakkını müdafaa eden) rızâ göstermezse, kısas hükümlerine tabî olur; bu halde bütün müminler ona karşı olurlar. ancak bunlara, sadece bu kaidenin tatbiki için hareket etmek helâl (doğru) olur.

22. bu sahîfenin (yani yazının) muhteviyatını kabul eden, allah'a ve ahiret gününe inanan bir mü'minin bir katile yardım etmesi ve ona sığınacak bir yer temin etmesi helâl (doğru) değildir; ona yardım eden veyahut sığınacak bir yer gösteren kıyamet günü allah'ın lânet ve gazabına uğrayacaktır ki, o zaman artık kendisinden ne bir para ödemesi ne de bir tavîz alınacaktır.

23. üzerinde ihtilâfa düştüğünüz bir şey, allah'a ve muhammed'e götürülecektir.

24. yahudiler, müminler gibi, muharebe devam ettiği müddetçe kendi harp masraflarını karşılamak mecburiyetindedirler.

25. benu avf yahudileri, müminlerle birlikte (diğer bir versiyona göre, müminden) bir ümmet (topluluk) teşkil ederler. yahudilerin dinleri kendilerine, müminlerin dinleri kendilerinedir. buna gerek mevlâları ve gerekse bizzat kendileri dahildirler.

25. * . yalnız kim ki haksız bir fiile girişir veya bir suç işler, o sadece kendine ve aile fertlerine zarar vermiş olacaktır.

26. benu'n-neccâr yahudileri de benu avf yahudileri gibi aynı haklara sahip olacaklardır.

27. benu'l-hâris yahudileri de benu avf yahudileri gibi aynı haklara sahip olacaklardır.

28. benu sâ'ide yahudileri de benu avf yahudileri gibi aynı haklara sahip olacaklardır.

29. benu cuşem yahudileri de benu avf yahudileri gibi aynı haklara sahip olacaklardır.

30. benu'l-evs yahudileri de benu avf yahudileri gibi aynı haklara sahip olacaklardır.

31. benu sa'lebe yahudileri de benu avf yahudileri gibi aynı haklara sahip olacaklardır. yalnız kim ki haksız bir fiile girişir veya bir suç işler, o sadece kendini ve aile fertlerini zarara uğratmış olacaktır.

32. cefne ailesi, sa'lebenin bir koludur, bu bakımdan sa'lebeler gibi mülâhaza olunacaklardır.

33. benu'ş-şuteybe de benu avf yahudileri gibi aynı haklara sahip olacaklardır. kaidelere muhakkak riayet edilecek, bunlara aykırı hareket olmayacaktır.

34. sa'lebenin mevlâları, bizzat sa'lebeler gibi mülâhaza olunacaklardır.

35. yahudilere sığınmış olan kimseler, bizzat yahudiler gibi mülâhaza olunacaklardır.

36. bunlardan (yahudiler) hiçbir kimse müslümanlarla birlikte askerî sefere, muhammed'in müsaadesi olmadan çıkamayacaktır.

36 * . bir yaralamanın intikamını almak yasak edilmeyecektir. muhakkak ki bir kimse bir adam öldürecek olursa neticede kendini ve aile fertlerini mes'ûliyet altına sokar; aksi halde haksızlık olacaktır (yani bu kaideye uymayan bir kimse haksız durumda olacaktır). allah bu yazıya en iyi riâyet edenlerle beraberdir.

37. bir harp vukuunda yahudilerin masrafları kendi üzerine ve müslümanların masrafları kendi üzerinedir. muhakkak ki bu sahîfede (yazıda) gösterilen kimselere harp açanlara karşı, onlar kendi aralarında yardımlaşacaklardır. onlar arasında hayırseverlik ve iyi davranış bulunacaktır. kaidelere muhakkak riayet edilecek, bunlara aykırı hareketler olmayacaktır.

37 * . hiçbir kimse müttefikine karşı bir suç işleyemez. muhakkak ki zulmedilene yardım edilecektir.

38. yahudiler müslümanlarla birlikte, beraberce harp ettikleri müddetçe masrafa bulunacaklardır.

39. bu sahîfenin (yazının) gösterdiği kimse lehine yesrib vâdisi dahili (cevf), harâm (mukaddes) bir yerdir.

40. himâye altındaki kimse, bizzat himaye eden kimse gibidir; ne zulmedilir ve ne de (kendisi) suç işleyecektir.

41. himâye verme hakkına sahip kimselerin izni müstesnâ, bir himâye hakkı verilemez.

42. bu sahîfede (yazıda) gösterilen kimseler arasında zuhurundan korkulan bütün öldürme yahut münazaa vak'alarının allah'a ve resûlullah muhammed'e götürülmeleri gerekir. allah bu sahîfeye (yazıya) en kuvvetli ve en iyi riâyet edenlerle beraberdir.

43. ne kureyşliler ve ne de onlara yardım edecek olanlar, himâye altına alınmayacaklardır.

44. onlar (yani müslümanlar ve yahudiler) arasında, yesrib'e hücum edecek kimselere karşı yardımlaşma yapılacaktır.

45. şayet onlar (yahudiler), (müslümanlar tarafından) bir barış akdetmeye veya bir barış akdine katılmaya davet olunurlarsa, bunu doğrudan doğruya akdedecekler veya ona katılacaklardır. şayet onlar (yahudiler), (müslümanlara) aynı şeyi teklif edecek olurlarsa, mü'minlere karşı aynı haklara sahip olacaklardır; din mevzuunda girişilen harp vak'aları müstesnâdır.

45 * . her bir zümre, kendilerine ait mıntıkadan (gerek müdafaa, gerek sair ihtiyaçlar konusunda) mes'uldür.

46. bu sahîfede (yazıda) gösterilen kimseler için oluşturulan şartlar, aynı şekilde evs yahudilerine, yani onların mevlâlarına ve bizzat kendi şahıslarına, bu sahîfede (yazıda) gösterilen kimseler tarafından sıkı ve tam bir muhafazakârlık ile tatbik olunur. (kaidelere) muhakkak riâyet edilecek, bunlara aykırı hareket olmayacaktır. ve haksız şekilde kazanç temin edenler, sadece kendi nefsine zarar vermiş olurlar. allah bu sahîfede (yazıda) gösterilen maddelere en doğru ve en mükemmel riâyet edenlerle beraberdir.

47. bu kitap (yazı), bir haksız fiil işleyen veya suç işleyen ile cezâ arasına engel olarak giremez. kim ki bir harbe çıkar, emniyette olur veya kim ki medine'de kalırsa yine emniyet içindedir; haksız bir fiil veya cürüm vukuu halleri müstesnâdır. allah ve resûlullah muhammed himayelerini, (bu sahîfeyi) tam sadakat ve dikkat içinde muhafaza eden kimseler üzerinde tutacaklardır.
devamını gör...

neden bir kadına şişman olduğunu söylemeniz gerekir ki?
devamını gör...

benim bu. genelde kendi dillerinde karşılık verirler. sohbet ehli ise halini hatrını da sorarız elbet.
devamını gör...

ara ara bıraksam da düzenli olarak yapmaya çalıştığım hede. gelecekteki kendimin bana teşekkür edeceğini bildiğim için düşündüklerimi, yaşadıklarımı, hissettiklerimi kağıda dökmeyi seviyorum. kendi tarihimi kayıt altına almak gibi bir şey.
devamını gör...

sezen aksu.
devamını gör...

psikolog gülşah demir, tpöçg saplantı sempozyumunda ''yolda yürürken bir taşın ayağınıza değmesi bile travma sebebi olabilir'' demişti. hafife alınamayacak kadar insan üzerinde olumsuz etkisi olabilecek olaylardır. travmatik anılar zihinde tekrar tekrar canlanır. bu yüzden terapistlerin bu hastalarla arasındaki iletişim ve hastanın güven duyması çok önemlidir.
devamını gör...

oglalalakota ve ateist kaplumbağa'ya gelsin...

9 sene önce, ankara
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

ilginçtir ki tam da şu şarkılara sardığım yıllardı:
devamını gör...

bir alman askeri eve döndüğünde ailesini artık orada bulamaz. frankfurt, 1946.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

müzik videolarına .... dan gelenler yazan yorumlar. bu gelenler sevmediğim/doğru bulmadığım bir yerden geliyorsa şarkıdan biraz soğuyorum hatta.
devamını gör...

ahmed arif 'in "ay karanlık" ve " sevdan beni" şiirleri olmak isterdim...
(bkz: gerçekleşmesi imkansız görünen hayaller)
devamını gör...

bir küçük anı paylaşayım mı sizinle millet? kim cevap verecekse? ayh boş yapma miko. başla işte.

şimdi bir süredir, aslında hayli uzun süredir takip ediyorum ben sevgili kızkardeşim _mor'u. severek, beğenerek, kendisinin hakim olmadığını çok sonra, birazdan bahsedeceğim bir diyalogumuzda belirttiği ama beni konu hakkında ikna edemediği feminist terminolojisini de gayet takdir ederek. ben insanları içselleştirmek konusunda çok sorun yaşayan biri değilim. hiç tanımadığım insanlarla onlar farkında olmadan bağ kurarım, falan. bunlar benimle ilgili konular. aslında tartışmaya/eleştiriye de açıklar. gelgelelim _mor ile de buna benzer bir bağ yakaladım ben. sessiz sessiz , hiç iletişmeden bir süre okudum kendisini. sonra günlerden bir gün çok yumuşak bir karnımdan beni yakalayan bir başlığa tıkladım korka korka. okuyacak belki biraz ağlayacak gidecektim. çok fazla entry yoktu. bir tanesi de _mor'a aitti. okumayı bitirdiğimde başlığa gelirken hissettiklerimden çok başka şeyler hissediyordum. net bir agresyon. kontrolümü yitirmeme sebebiyet verecek bir sinir. 5. entry'i girdim mezkur başlığa. şimdi ben normal hayatında seksist olmamasına özen göstererek argo kelimeler kullanan bir insanım. ama iyi bir sözlükçüyüm. kafa sözlüğün bu konudaki kuralına da riayet ediyorum. altında yatmakta olduğunu düşündüğüm görüşe de saygımdan zannediyorum bu kuralı hiç çiğnemedim o güne değin. ancak o kadar sinirliydim ve üzgündüm ki ve hatta itiraf ediyorum o kadar hayal kırıklığı yaşıyordum ki baştan aşağı argo bile değil küfür içeren bir entry girdim o başlığa tam da _mor'un entry'sinin altına. sonra da hadi gidin bunu şikayet edin diyerek entry'i bitirdim. derhal _mor'u takipten çıktım ve kendimi oyalayacak bir şeyler aramaya başladım. bir süre geçti. birkaç saat zannediyorum. entry ile ilgili işlem yapılmadı. arada girdim baktım, başka biri de entry girmedi. sol frame'den düştü düşecek derkeeenn _mor bana mesaj attı. kendisine yönelen, son derece tahrik edici bu entry'nin üzere _mor bana öyle bir net duruşla beni anladığını ama benimle aynı şeyleri yaşamamış olması, dolayısıyla da aynı duygu durumunu paylaşmadığı için özür dilemesi gereken bir şey olmadığını düşündüğünü, buna rağmen yazdığının beni ne kadar incittiğini tahmin ettiği için üzgün olduğunu ifade etti ki yani ne diyeceğimi gerçekten bilmiyorum. o esnada biliyordum gerçi; aynı yüksek perdeden cevap verdim kendisine. geri adım atmadım; geri adım atmadı. ama buna rağmen bana kendisini o kadar sinirli olmama ve onu anlamaya kapalı olmama rağmen anlatacak kadar olgun olmayı başardı. tekrar ediyorum, çok hassastım, çok kırılgandım, çok sinirliydim ve kılıçlarım çok keskindi. hiç yutkunmadan da bunu ona yansıttım ancak karşımdaki kadın olanca sakinliği ile geri adım atmadan, bir konuda birden fazla insanın başka başka tür haklılıklarda olabileceklerini bana tane tane açıklayacak kadar sağduyulu, benim üzüntümü o esnada onunla hiç paylaşmak istemezken paylaşacak kadar empat ve kendisine yönelen hakaretamiz söylemleri beni tahrik ettiğini düşündüğü için kişiselleştirmeden göğüsleyecek kadar egosundan azade bir duruş sergiledi.

bakın. bunlar çok önemli meziyetler. iyi ki kızkardeşlik dedirten cinsten benim dünyamda. ve _mor sen o gün o mesajlaşmada defaatle belirttiğin gibi feminist olmasan da olur. kadın olan tüm kadınlara; insan olan tüm insanlara...

selam _mor, n'aber? her kimsen, kendini nasıl tanımlıyor ya da tanımlamıyorsan...
devamını gör...

hanzo filmi, adile naşit.
- baksana evladım, ben kocamı almaya geldim.
- bugün taburcu mu oluyor? adı nedir?
- cabbar sontaş.
- hangi klinikte?
- hangi klinikte olduğunu nereden bileyim kardeşim? işte fotoğrafı.
- hanzo bu.
- hanzo mu? hanzo senin babandır terbiyesiz.
- cabbarım' ı almadan şuradan şuraya gitmem.
devamını gör...

pudra şekerinden oluyor bunlar
devamını gör...

bir barış ince kitabıdır.

eski arkadaşlarla bir masa başında toplanıp o eski günleri yad etmek çok güzeldir. konuştukça konuşası gelir insanın, laf lafı açtıkça açar, bir anılar lunaparkında çocuksu bir sevinç yaşar gibi gelişir her şey. duygudan duyguya atlarken hiçbir duygu es geçilmez. hepsine dokunulur kıyısından köşesinden.

insan yenilendiğini hisseder, eski güzel günlere döndüğünü. ya da geçmişte üstü örtülmüş kırgınlıkları yeniden masaya yatırıp hesapları kapatmanın verdiği rahatlığı hisseder.

bir adada dört arkadaş bir masa çevresinde toplanmışsa eğer, işte o zaman “ sarsıntı” kaçınılmazdır. herkesin anlatacak bir şeyi vardır. hele de masada olmayan diğer bir arkadaş ile ilgili anıları konuşmak en tatlısıdır. o yanınızda değilken onun hakkında konuşmak hem bir özgürlük duygusu hem de ürpertici bir endişe salar masadakilerin içine. masada dört kişi varsa eğer her şey yolundadır. ya üç kişi varsa?

barış ince umudumu bağladığım romancılardan biri. türkiye’de romanın geleceğine inancımı artırdı.

iki romanı da içimde çelişkili bir sarsıntı yarattı. okuyun bence, dördüncü arkadaşınız da yanınızda olsun.
devamını gör...

duru sesi ve güzelliği ile sevilesi sanatçımızdır.
bir de bunu dinlemenizi tavsiye ederim.göksel-kurşuni renkler
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim