ben tabiki.

edit: mükemmelsiniz ya summer queen diyen tüm yazarlara benden öpücük.
devamını gör...

insanda ıssız bucaksız çöllerde gün batımında, sırtında rüzgarla süzülen bir şalla kendini rüzgara kaptırmış bir vaziyette yürüme isteği uyandıran sting parçası.
devamını gör...

abd’ de nesli tükenmekte olan ve 1988 de ölen, hücreleri dondurularak saklanan, “willa” isimli kara ayaklı gelinciğin hücrelerinden klonlanan, 10 aralıkta dünyaya gelen ve elizabeth ann ismi verilen gelincik türü.
devamını gör...

yazmaktan daha çok yaptığım, oldukça da keyif aldığım ve bu konuda yalnız olmadığımı öğrendiğim başlık.

deli misin nesin deyip duruyordum kendi kendime. iyi geldi bu başlık ve tanım:))
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kadın olabileceğime zerre ihtimal verilmiyor çünkü!
devamını gör...

nasa yaklaşık bir ton ağırlığındaki uzay aracı perseverance'ın, 18 şubat 2021 tarihinde mars'a nasıl ineceğini gösteren bir animasyon yayımladı. aracın mars'a inebilmesi için yaklaşık 7 dakika sürecek bir dizi zorlu manevraya "yedi dakikalık dehşet - seven minutes of terror" adı verildi.



jezero adı verilen bir kratere gönderilecek perseverance aracı mars’ta olası geçmiş yaşam kanıtlarını arayacak.
konu ile ilgili olarak kafa sözlük'ten son feci mars ve meja'nın açıklamalarda bulunması bekleniyor. *
devamını gör...

somon
devamını gör...

yine ben tezgahtayım...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

arapça kökenli bir sözcüktür. kişilerin birbiriyle sarmaş dolaş sarılmasına, kucaklaşması anlamına gelmektedir.

-sevdiğimiz insanlara karşı yaptığımız huzur dolu eylem diyebiliriz.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

her zaman daha iyiye daha güzele daha doğruya olan inancın vücut bulmuş halidir.

alelade yapılan bir iş tatmin etmez. üstün körü, elinin ucuyla, düşünüp araştırmadan etraflıca gözlemlemeden yapılan her iş yarımdır. öyle değil midir?

hep daha iyisi olduğuna hep daha iyiyi yapabileceğine inanır mükemmeliyetçi kişiler.

kimilerine göre hastalık gibi gelmiş ama tam aksine doğru kullanıldığında ve doğru düşünme şekline ulaşıldığında insanı geliştiren daha iyi olabilmeye teşgik eden bir özelliktir.

takıntılarla karıştırmamak ya da takıntı boyutuna getirmemek gerekir. zaten mükemmeliyetçi insan kendi iç huzurunu da en mükemmel seviyede olsun ister ve nerede duracağını bilir. bilmez mi?

günümüz şartlarında her şeyi baştan savma şekline getiren ve eğer biraz dikkat ediyor daha iyisi olsun istiyorsan seni hemen hasta, takıntılı, abartan olarak gören bir zihniyet palazlandı malesef. 'ee bu kadar oluyor. benim elimden bu kadar geliyor. siz çok abartıyorsunuz' ların arkasına sığınarak kendilerini olması gereken gibi göstermeye çalışan bir kitle var.

eve usta çağırıyorum misal yılların ustası gözlerime bakarak 'ee banu hanım anca bu kadar oldu diyor' ustalık tarihinde böyle bir söz eminim sadece bu yıllara denk düşüyordur. adamı gönderip arkasında bozduğu yerleri düzeltip sonra fotoğrafını atıyorum bakın diye.

özellikle işini başkasına yaptırmak zorunda kaldıysan vay haline. beğenmek istiyorsun bak zorluyorsun kendini ama olmuyor. 'aynı göz aynı duyu aynı hayal gücü karşımdakinde yok mu?' diyorsun. bu da seni bir süre sonra tabi 'acaba ben hasta mıyım yahu? ' getiriyor.

hasta değilsin güzel kardeşim değilsin. insanların bir çoğu tembelliği ve iş bilmezliği şiar edindiği ve bu durumu çok benimsediği için seni öyle lanse etmek kolaylarına geliyor.

yaptığın iş her neyse yapabildiğinin en iyisini yapmak istemek yapmaya çalışmak hastalık onu savsaklamak normal. hadi ya?
devamını gör...

"heh geliyor tipini sevdiğimin sorusu " diyerekten sorulacak kişiye bir strese sokma, germe ifadesi.
devamını gör...

buna benevolent sexism denmektedir. bu davranışlar feminist gibi gözükür fakat yine de cinsiyetçiliktir ve bu yüzden de tehlikelidir. feministlerin bunlara tepki göstermesi gerekir ki zaten herkesin bildiği o popüler "kadınlar çiçek değildir" sözü de bu tarz iyimser gibi gözüken davranışlar/sözler için söylenmektedir.

gerçi ben feministliğin birçok kişi tarafından (bazı feministler tarafından da) yanlış anlaşıldığını düşünüyorum orası ayrı.
devamını gör...

öyle uzaktan uzaktan seviyoruz birbirimizi.* arada profilime uğrar bir dolu beğeni bırakır sağ olsun. o beğeni bırakır ben mutlu olurum. herkes bahsetmiş zaten, karalama defterini okumak diye yeni bir hobim var artık. teşekkür ederim sevgili yazar. uzun lafın kısası uzaktan beğenileşmeye gönlüm el vermedi adını koyalım diye yazayım dedim. siz yazın biz okuyalım güneş.
devamını gör...

yanardağ tekrar aktif olunca şöyle güzel bir görüntüye de sebep olmuştur.
buradan
devamını gör...

öğrenilmiş bir şey gibi geliyor bana. çocukları biraz gözlemleyince anlamak mümkün. ne söylediği hakkında fikri bile yokken küfür eden çocuklar bu küfürleri nereden öğreniyor? bir seferinde elindeki iki oyuncak bebeği konuşturarak oyun oynayan küçük bir kızın ailesinden duyduğunu tahmin ettiğim cümlelerle bebekleri konuşturduğunu hatta kavga ettirdiğini gördüm. bu çocuk oyun oynuyor yahu! bu çocuk iki insanın konuşmasını kavga etmek sanıyor. daha o yaşta karar veriyor buna. büyüdüğünde sinirli, kavgaya meyilli bir insan olmayacak da ne olacak?
devamını gör...

anlamsız dava. türkiye dünyada hiç olmadığı kadar yalnızken, bir muhalefet partisinin kapatılacağını zannetmem. milliyetçi tabanın gazını almak için hdp’ye ihtiyaçları var daha.
devamını gör...

cumhuriyetin erken zamanlarında köylerin nasıl yapılaşması gerektiği üzerine tasarlanan proje. her ne kadar bizzat mustafa kemal atatürk tarafından hazırlandığı söylense de, bu bilgi yanlıştır. linkte de görülebileceği üzere, projenin mimarı hala bilinmiyor.

esasen ülkemizdeki şehirleşme sorunlarını çözebilecek, muhteşem potansiyele sahip bir proje iken; ne yazık ki gerçekleştirilememiştir.

malum, on yıllardır süregelen köyden kente göç meselesi, türkiye'nin demografik açıdan en büyük sorunlarından biridir. mevzubahis mesele yüzünden türkiye cumhuriyeti, şehirlerinden bir türlü kendisine gereken entelijansiyayı çıkaramaz. bir türlü şehir kültürünü yerli yerince oturtamaz. burada sorun insanların göç etmesi değil; göç eden toplulukların şehir kültürünü benimsemek yerine, kendi köy kültürlerini şehirlere getirmeleridir. bu da memlekete fikri açıdan yarar sağlaması gereken entelektüel kesimin, yaşadıkları şehirlerde bir çeşit üst tabaka kültürü oluşturabilmelerinin önünde engeldir. göç eden köylü nüfus topluluğunun kendini bir türlü adapte edememesi, şehirlerin de bayağılaşmasına sebep olmaktadır.

işte bu proje de, muhteşem bir ileri görüşlülük örneğiyle, bu olası soruna çare olmaya çalışır. amaç, köylere ve köylü nüfusa sağlanabilecek her imkanı sağlayarak, onlar şehirleri bayağılaştırmadan önce onları çağdaşlaştırabilmektir. nitekim projenin kendisinden de görülebileceği üzere, o tarihlerde* bir yerleşimde olması gereken her şey düşünülmüş.

şöyle bir şey:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

ilk etapta göze çarpan şey, çok şık olduğu kadar mümkün olduğunca derli toplu tutulan bir plan olduğudur. küçük bir incelemeyle bile doğaya ve yeşile verilen önem görülebilir. bununla birlikte beşeriyetin ihtiyaç duyduğu her şey de dahil edilmiştir: okul, öğretmen evi, halk odası, konuk odası, okuma odası, konferans salonu, otel, çocuk bahçesi, çocuk parkı, telefon santrali, gazino, müze, çeşitli kulüpler, hamam, revir, spor alanı, cami... aynı zamanda üretim adına ihtiyaç duyulacak her şey de düşünülmüş: değirmenler, tarlalar, depolar, ahır, mandıra, kanara, ağıl, gübrelik ve hatta arıcılık istasyonları. kelimenin tam anlamıyla muhteşem bir vizyon bu.

fakat gel gelelim, olmayınca olmuyor. bu proje de her ne kadar arada sırada gündeme gelse de unutulup gitmiş işte. gerçi olan oldu ölen öldü de artık.
devamını gör...

ingiliz şair tiyatro oyun yazarı. oyunlarını the globe için yazmıştır bugün londra'da bulunan shakespeare's globe the globe'ın uzantısıdır.
dünyanın en ünlü oyun yazarlarındandır dramın ilk örnekleri de aslında onun oyunlarıdır.

bugün dünyanın dört bir yanında oyunları oynanmaya devam etmekte ve hala rağbet görmektedir. romeo ve juliet, kral lear, hamlet, othello, bir yaz gecesi rüyası, on ikinci gece en ünlü oyunlarıdır hala devlet konservatuvarlarında devlet tiyatrolarında şehir tiyatrolarında oyunları oynanmaya devam etmektedir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim