az yakıp, çok kaçan insan modeli. bunun fiat grubundaki muadili 1.3 mjet.
devamını gör...

baya beş on kişinin karşılıklı oturup muhabbet eder gibi hacet giderdikleri kültür.

ha birde alttaki çukurdan sıçrayıp adamı dübüründen yaralayan sıçanlar varmış. düşünsene rahat rahat s..mıyorsun.

görsel
devamını gör...

sakın unutmayın radyo programını. hatırlatmış olayım. hadi iyi geceler*.
devamını gör...

lev tolstoy'un anna karenina kitabından bir alıntıyla yanıtlamak istiyorum bu soruyu:
'ben yüreğimin sesine göre yaşıyorum, başka türlü yaşayamam. siz ise kurallara göre yaşıyorsunuz.'
zor olan bana göre yüreğinin sesine kulak vermek. ona göre şekillenmek, haritanı ona göre çizmek.
devamını gör...

zamanında mensup olduğum aktivist tipidir. az önce arşivi karıştırırken aklıma geldi. hey gidi günler her türlü marşı da ezbere bilirmişiz.

daha önce de dediğim gibi teoriden yoksundur duygusal devrimciliktir. çoğu zaman hatalı bir bakış açısının ürünüdür. tavsiye etmiyorum. onlarca örgüt gezdim hepsi aynı tiyatro.

+memleketi mi kurtarmak istiyorsunuz?
-gidin okulunuzu okuyun.
devamını gör...

başlığı görünce aklıma bu geldi. öyle yazayım dedim.

--- alıntı ---

bir sefer mutfakta tencere tava arasında ağlarken görmüştüm onu. alakasız yerlerde ıstırap çekmek ıstırabı ikiye katlar. bir mezar başında ağlamak çok daha makuldür, kimse neden diye sormaz.

--- alıntı ---
devamını gör...

son derece muhafazakar bir toplumsal felsefeyi destekleyen freud, saldırganlığın doğuştan gelen bir içgüdü olduğunu; kişinin uygarlıkla ve kendisiyle olan ilişkisinin en iyi, birbirleriyle rekabet halinde olan (bkz: thanatos) ve (bkz: eros) içgüdüleri ile gerçeklik arasında çatışmayla tanımlanabileceğini ileri sürer. (bkz: civilization and its discontents) kitabında freud toplumsal düzenin ancak saldırgan ölüm içgüdüsünün bastırılması ve kontrol edilmesi yoluyla korunabileceğini iddia eder ve bu görevi otoriter kurumlara yükler. bu uygarlık tanımı haz ve umut verici değildir. uygarlık ilerledikçe saldırgan içgüdülerinin bastırılması gerekecek ve bu da kendi kendime yönelik saldırganlığa ve suçluluk duygularının artmasına yol açacaktır. freud’a göre insanlığın, uygarlığın ilerlemesi karşısında kaçınılmaz olarak ödediği bedel otorite ve suçluluğun artmasıdır. kabul edildiği zaman, bu kültürel bildirimler ütopik devrimci düşüncenin temelini yok eder ( özellikle de anarşizmi). kişinin freud’u izleyerek ulaşabileceği en ileri nokta kendi benliği ( id ) ile toplum arasında mutsuz bir anlaşmadır. otoriter kurumlar saldırganlığı kontrol etmek ve güçlü süperegonun gelişimine kılavuzluk etmek için gereklidir. argümanı temelde yasa ve düzen argümanıdır aslında. bütün polis, yasalar ve geleneksel otoriter çocuk yetiştirme yöntemleri kaldırılırsa sonucun thanatos’un erbaşta kalması ve karşılıklı bir yok etme katliamı olacağını ileri sürer.

(bkz: wilhelm reich) bu duruma güzel bir eleştiri getirir ve freud’un ölüm içgüdüsünü reddeder. kendisi tam tersine zalim, saldırgan karakter özelliklerinin otoriter, cinsel açıdan baskıcı çocuk yetiştirme uygulamalarının sonucu olduğuna inanır. cinsel bastırma, cinsel kaygıya o da genel bir zevk kaygısına ulaşıyordu. (bkz: zevke ulaşamayanlar onu engellemek için elinden gelen her şeyi yaparlar). reich zevki yaşama yetersizliğinin ve saldırgan karakter özelliklerimin her zaman bir arada bulunduğunu iddia eder. öte yandan, zevki yaşama yeterliliği be düşmanca olmayan karakter özellikleri de birbirine bağlıydı. onun zevk anlayışının merkezinde cinsel dürtüler vardı. bu dürtülerin saldırgan içgüdülerle çatışma halinde olduğuna inanan freud’un aksine reich saldırganlığı cinsel dürtülerin bastırılmasının bir ürünü olarak görüyordu( hatta bunu daha önceki bir yazımda da belirtmiştim seviştikten sonra pamuk gibi oluruz demiştim haha! ). 1920’lerde bunun üzerine bir çalışma yapmış ve reich şu sonunda varmıştır “ genital tatmini yaşayabilen bireylerin ılımlısı ve yumuşaklığı dikkat çekicidir; genital tatmini yaşayabilip de sadist karakter özelliklerine sahip olan birini görmedim”. burada çok önemli bir nokta da reich’in ahlak eğitimine karşı çıkmasıdır.

edit : reich okullarda cinsel eğitim ile ilgili çarpıcı bir örnek verir. neden okullarda cinsel hastalıklara özellikle vurgu yapılır ve çocuklar cinsellikten caydırılır?


(bkz: bir tabu olarak seks)
devamını gör...

yetememek. birine yetememek. elindekilerin kişiye yetememesi. kişinin elde etmek istediklerine yetememesi. soyut anlamda kişinin kişiye yetmemesi...
devamını gör...

gerçeklerle yaşayıp mutsuz olmayı seçerim. çünkü yalanlar ileride ortaya çıkıp mutsuz edecek ve geçmişteki mutlu anları da kötü hatırlatacak.
devamını gör...

bir insanın her şeyi bilemeyeceği gerçeği.

bilmediğini kabullenmek, eğer yanlış biliyorsan da doğrusunu öğrenmeye çalışmak bir erdemdir, medeniyettir, sağlıklı bir toplum ve birey zihniyetine sahip olmak demektir. sorun tam olarak burada başlıyor; en sıradan insanımızdan tutun toplumda belli bir statüye erişebilmiş insanımıza kadar herkesin her konuda mutlaka bir fikri, sabit bir doğrusu ve hatta fanatizme kadar varan saplantıları var. bilimin, tarihin, gerçeğin, uzmanlık alanınızın, eğitim durumunuzun ve hayat tecrübelerinizin onun karşısında asla önemli olmadığı bir kişi ile neyi tartışabilir ve sonuca bağlayabilirsiniz ki?
devamını gör...

eyluling ile youtube röportajı videosunda kamera arkası görüntülerini ele geçirdim.

streamable.com/04hwus
devamını gör...

yeni uyuyacak olan yazara hoş gelmeyen başlıktır.
(bkz: iyi geceler)
devamını gör...

ne bileyim ben? bakın beğenilerim yerlerde...
t: öğrenmeye gelen masum yazar.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kurtulamadım bu şehirden
devamını gör...

bu başlığa 107 yıllık türk sinemasının son 64 yılında hep var olan, iri, mavi gözleri ile ve en önemlisi de başarılarıyla gönlümüzde taht kuran fatma girik'in röportajında dediği bazı cümleleri paylaşmak istiyorum.
"her birimizin yandığı, acıya kestiği zamanlar olmuştur. fakat sabahına güneş yine doğmuştur. kalbinizi serin, yol ihtimalinizi açık tutun. hayat siz olduğunuz zaman güzel."
"... çünkü her şeyin özünde sevgi olmalı ve iyi bir iş çıkarmak için de çok iyi çalışılmalı. zira işinizi iyi yapmanız maaşınızın karşılığı değil, karakterinizin yansımasıdır. kişi seveceği bir iş seçerse yaşamında bir gün bile çalışmış olmuyor... "
"... en çok da pişman olmayın. kişi yanlış olsa da sevin gitsin, ziyanı yok. ne biliyorsunuz, belki ileride başka birinin doğru sevilmesine yardımcı olursunuz? zaman her şeyi süpürüyor, tozlanmadan, savrulmadan durabilmek mühim olan. en sonunda birbirimizin gözünün içine bakıyoruz riyasız, barışçıl, pırıl pırıl bakalım. "
devamını gör...

ii. ramses hakkında çözülen bir hiyeroglif yazısında şöyle der: "muzaffer komutanların en büyüğü, gerçeğin koruyucusu güneş kral."

ramses, m.ö. 1279 yılından m.ö. 1212 yılına kadar tam 67 yıl boyunca ülkesini yönetmiş; politik ve kültürel gücü sayesinde m.s. 2021 yılında bile asırlar boyunca kendisinin bilinmesini sağlamıştır. eşi nefertari'dir ve şu günlerde bile mısır topraklarında gezen bir yolcu, her adımında ramses ile karşılaşır. hem hükümdarlığından önce hem de sonra sayılamayacak birçok anıta damgasını vurmuş bir kraldan bahsediyoruz.

ramses ile eşi nefertari'den oluşan çiftin, sonsuzluğa dek hüküm sürdüğü ebu simbel'deki iki tapınakta, karnak tapınağının büyük salonunda ve luxor tapınağında güler yüzlü heykellerini hiçbir mısır yolcusu akıllarından çıkaramaz derler.

resimde ramses'in kolunu nefertari'nin beline sarması, nefertari'nin ise elini ramses'in omzuna sarması gerçekten çok hoş bir görüntü sağlıyor bize.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yazar olma standartlarını yeniden gözden geçirmesi gereken sözlük. zira kontrolsüz büyümenin yol açtığı sıkıntıları yaşamaya başladık. lafım meclisten içeri malum sözlüğün çaylak arenasına dönmeye başladık ve bu arkadaşlar aralarında top çevirirken biz ne oluyor diye endişeyle izliyoruz. yeni gelen arkadaşlar içerisinde de elbette kafa sözlüğün ortaya koyduğu iddiaya destek verecek arkadaşlar var lakin sıkıntı şurada; bir başka başlıkta değerli bir yazar arkadaşımız dile getirmiş, buraya ilk göç ile gelenlerin çoğu eski/yeni malum sözlüğün mevcut düzenine kazan kaldıranlardı. yani isyankarlardı. buraya başka bir şeyi inşa etmek için geldiler. malum sözlüğün ilk zamanlarını yad eder bir kafa yapısı ile işe giriştiler.

lakin kimse alınmasın ama sonradan gelen arkadaşların çoğu orada yazar olamadıkları için buraya gelmeye başladılar. o sistemle ve yapı ile sorunları yok. bugün yazar yapılsalar koşa koşa oraya gidecekler. sorunları olmadığı içinde bu mecrayı o şekilde kullanmaya başladılar. imamın kayığına bindik/bineceğiz gibi duruyor.

bu nokta üzerinde ciddiyetle düşünülmesi lazım gelir diyorum. yoldaşa yeni sorun hediye etmenin haklı gururu ile kaçayım ben bu başlıktan.
devamını gör...

şüphesiz ki sözlüğün en uzun nickine sahip yazar. hoşgeldin! ben space tuşunu öğretmeye hazırım diyorum. *
devamını gör...

daha öyle bir an gelmedi..
devamını gör...

boşa kürek çekmektir. o yine bildiğini okuyacaktır. boşuna denemeyinizdir.


ben onu değiştiririm kafasıyla da bir ilişkiye başlayanları hiç anlamam. ne yani senin hayata geliş amacın ve bir ilişkiyi yaşayış amacın birini değiştirmek mi? neden senin çabanla olacak bu değişim? ya değişmezse boşa mi gidecek çaban, zamanin? ben onu değiştiririm. cidden değişirler mi?

eee ne var whis biraz çapkınsa? ben onu değiştiririm sadık biri yaparım. gözü benden başkasını görmez.

aynen yavrum aynen. değiştirirsin. oda biri gelse de beni çekip çevirse diyordu. hamurunda var anlasana artık. 2 gün değiştiğini söyler rolünü iyi oynar sende değişti sanırsın. 3. gün haremini kurar saflığına raks ettirirler.


biraz sinirli, agresif,küfürbaz nefes almadan saatlerce sövebiliyor ama ben değiştiririm onu,kibar bir istanbul beyefendisi gibi yontarim onu whis.

recep ivedik tipli bir herifi de değiştiremezsin be kızım diyemiyorum. bihtere aptalmış gibi bakan firdevs yöreoğlu gibi bakıyorum yüzüne. "aptalll diyorum en samimi duygularımla, aptal".

erkeklerin değişebileceğini düşünüyor ve buna çabalıyor, neden onu öyle görüp, kabul edip sevmedin mi diyorum?
ses yok. ölüm sessizliği. onun değişeceğine olan inancını ve zamanını bir erkeğin değişmesini istediğin özellikte birini bulsan daha kolay olur işine gelir diyorum. aydınlanma çağına giriş yapıyor safım benim.

sonra kadehlerimizi tokuşturuyoruz. "doğru haklısın whis, değişmez bu erkekler" diyor. masanın altından da manitasina mesaj atıyor " seni değiştirmeye, olmadığın biriymiş gibi oldurmaya çalıştığım için özür dilerim sevgilim".

aptal diyorum yine içimden aptal.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim