biten ilişkinin ardından yapılanlar
kesinlikle ulaşım esnasında şarkı dinlenmemeli evinin önünden geçilip durulmamalıdır. ilgili kişiye sevdanın son vuruşu olarak da takipten çıkıp tümden ilişik kesilmelidir fakat biz ne yaparız hicbirini... göndermeli story atar bir taş atar penceresine tık deriz.
devamını gör...
günün sözü
"beni anlamalısın. çünkü ben kitap değilim, çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz, yaşarken anlaşılmaya mecburum."
oğuz atay - tehlikeli oyunlar
oğuz atay - tehlikeli oyunlar
devamını gör...
türkiye'de tartışma kültürü
ne yazık ki olmayan kültürdür. gerek böyle platformlardaki tartışma konusu yaratacak başlıkların altındaki tanımlarda, gerek izlediğimiz herhangi bir sokak röportajında kolaylıkla görebiliriz. tartışmak aslında güzel bir şeydir. iki taraf da düşüncelerini söyler, kendini ifade eder. bir sonuca bağlanmaz. sadece bu tartışma vesilesiyle taraflar karşıdakinin bakış açısını kazanır. ancak bizde bir tartışma olduğunda kişi kendi düşüncesini öyle savunuyor ki, tartışma bittiğinde senin de o düşünceyi savunmanı bekliyor. seni kendi düşüncenden ötürü yargılıyor ve hatta aşağılıyor. e haliyle işler kızışıyor ve tartışma kavgaya dönüşüyor. bir kere insan başka düşüncelere açık olmalıdır. en doğrusunu düşünsen bile düşündüğün hiçbir şeyin fanatiği olmamalısın. zamanla düşüncelerin değişmelidir, gelişmelidir, yeniliğe açık olmalıdır. ama insanlarımız bu özelliklerden noksan olduğu için gayet keyifli bir şey olabilecek olan tartışma, kavga kıyamete dönüşüyor. umarım bir gün bu dünyada başka insanların da olduğunu, onların da senden farklı düşüncelere sahip olabileceğini fark ederiz.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının edinmek istediği kitaplar
hangi birini söyleyeyim ki şimdi? korkuyorum hepsini okumadan ölmekten. lakin görünen köy kılavuz istemiyor, aldığım her nefes boyunca aralıksız okusam da ne o uçsuz bucaksız muazzam liste biter ne de benim hepsini edinmeye param yeter...
devamını gör...
kadınların iç güzelliğine önem vermesi
iç güzelliğe önem vermeyen kadınlar para avcısı vb. sıfatlarla nitelendirilirken önem verenlerin de enayi yerine koyulduğu bir garip düzen. devam.
devamını gör...
feniçka
ben güzel bir kitap okudum ve hakkında konuşmadan edemeyeceğim. önce kitabın yazarından bahsetmek istiyorum.
lou andreas salome 1861 yılında rusya’da doğdu. bir rus generalinin kızı olarak çok başına buyruk büyüdüğü söylenir. zürih’te üniversite eğitimini felsefe ve psikiyatri alanında almıştır. kendisi genelde nietzsche’nin evlenme teklifini reddeden kadın olarak bilinir. "feminist’’ olarak tanımlanmasa da özgürlükçü düşünceleriyle dönem kadınlarına ilham olmuştur.
kadınların özgürlüğünü savunan bu kadının da nietzsche ,rilke, freud gibi insanların hayran olduğu kadın, evlenme teklifini reddeden kadın olarak bilinmesi de bana göre ironiktir. bu yüzden de biraz şu aşk hayatına da değinip kitap hakkındaki düşüncelerime geçmek isterim.
üniversite eğitiminden sonra roma’ya giden salome orda paul reeile tanışır. ree’nin evlenme teklifini reddeder. ree’ye evlenmek yerine dostluklarının devam etmesini ve bir komün kurmak istediğini söyler. ree de arkadaşı nietzsche’yi de bu komüne davet eder ve üçlü bir komün kurmaya çalışır. nietzsche’nin salomé’ye hitaben, “hangi yıldızlardan düşüp birbirimizi bulduk biz” diyecek kadar âşık olduğu söylenir. ona evlenme teklifi eder ancak salome kabul etmez. nietzsche ile yalnız yaşadığı bir dönemde tekrardan evlilik teklifi eder ama salome yine kabul etmez. aşk ve cinselliğin olmadığı bu birliktelik kısa sürer ve salome ree ile birlikte nietzsche’den ayrılarak başka bir şehre yerleşir. ree ile de birlikteliği uzun sürmez ve ikilinin yolları ayrılır. zamanına göre bir hayli özgür ruh olan salomé’ye göre, “evlilik ve sadakat sevginin ancak azılı bir katili olabilir”. nietzsche’ye acılar çektiren ve çok da ilham veren bu tek taraflı aşk hikâyesi, ırvin d. yalom’un “nietzsche ağladığında” ve lance olsen’in “nietzsche'nin öpücükleri ” adlı romanlarına konu olur. salome nietzsche'nin kadınlardan nefret etmesinin sebebi olarak gösterilir.
daha sonra kendisi ile evlenmezse intihar edeceğini söyleyen bir akademisyen ile 1930’a kadar evli kalır. ama evliliği yalnızca kağıt üzerindedir. salome eşinin de bildiği başka ilişkiler yaşar. kendisinden 15 yaş küçük 21 yaşındaki ünlü alman şair rainer maria rilke ile ilk cinsel deneyimini yaşar ve sonra da 1937’de ölümüne kadar özgür cinselliği sonuna kadar tecrübe eder. rilke ona o kadar aşık olacaktır ki, “senin sınırlarına tozlu halde gelen güneş ışını ruhunun parlak dalgasında bin kat berraklaşıyor. dünyayı senden görmek istiyorum benim berrak kaynağım çünkü o zaman sadece seni, seni, seni görüyorum” der. salome ise rilke’den ‘’tek gerçekliğim’’ diye bahseder.
rilke ve salome arasındaki ilişki üç yıl sürer ve ardından mektuplardan da anlaşılacağı üzere rilke’nin ölümüne kadar sürecek bir dostluğa dönüşür. 1937 yılında freud, salome’nin rilke ile olan ilişkisinden şöyle bahseder: “o, büyük şairin hem ilham perisi hem de özenli bir annesiydi.“ salome 50 yaşında freud ile tanışır. bu tanışıklık 25 yıl boyunca süren mektuplaşmalarla devam eder ve freud salome’nin zekasına ve düşüncelerine hayran kalır.
o dönemde yaşayan bir kadın olarak hepimizin bildiği bir çoğumuzun hayranlık duyduğu insanları kendine aşık etmiş. peki neydi ki salome’de bulunan bu özel şey? işte bunu anlamak bence biraz güç.
gelelim kitabımıza*
feniçka kitabında salome’nin kendi hayatından bir kesit anlattığı söyleniyor. kitabın genel hatlarına bakacak olursak eğer baş karakterimiz feniçka ile bir psikolog olan max werner arasındaki dostluk anlatılıyor. alanında çalışmalarını insanların içinde yapmak isteyen werner feniçka ile tanışıyor. üniversite mezunu, özgürlükçü bir kadın olan fenya (ona kısaca böyle hitap ediyorlar) elbette ki weber’in ilgisini çekiyor. ikili almanya’da sonra rusya’da karşılaşıyor fenya weber’in kadınlara karşı bakışını değiştiriyor, kendisine hayran bırakıyor. ikilinin karşılıklı diyalogları ve bunların üzerine werner’in düşüncelerini okuyoruz. kadını yalnızca kendilerine ait bir eşya gibi gören adamların, tek vasıflarının evlenmek çocuk doğurmak olduğu kadınların dünyasında bu kadar özgürlükçü bir kadınla herkes gibi düşünen bir erkeğin dostlukları var aslında.
kitapta salome’nin neden evlenme teklifini de reddettiğini görebiliriz. hatta bunu şu alıntı ile desteklemek isterim;
"söylesene, sizlerden biri bunu ister miydi acaba, bütün gençliğini özgür ve bağımsız olmaya adamış genç bir insan, tam amacına varmak üzereyken, eşikte dururken, hayata sa dece bu yüzden değer verirken; meslek aşkına, sorumluluk aşkına, bağımsızlık aşkına yaşarken! hayır! bunu kesinlikle bir yaşam amacı olarak hayal edemiyorum; bir yuva, aile, ev kadınlığı, çocuklar, bu bana çok yabancı, çok, çok! belki sadece şu anda böyle, belki sadece yaşamın bu kesitinde. nereden bileyim? belki ben böyle bir şey için hiç uygun değilim. aşk ve evlilik aynı şey değil zaten." (syf.57)
kitabı beğendim ama dönem şartları düşünüldüğünde. bana kalırsa olaylar, karakterlerin fikirleri vs çok üstünkörü geçilmişti. daha derinlik beklerdim. günümüz şartlarında fenya çok da abartılacak düşüncelere sahip olmayan belki de bir çok kadın gibi düşünen bir kadın. çoğumuz özgürlüğümüz, bağımsızlığımız, kendi ayaklarımız üzerinde durmak için mücadele ediyoruz. her ne kadar ‘’feminist’’ bir kitap olarak geçse de bence feminizmin ne olduğunu yalnızca kulaktan dolma bilgilerle bilenler için öyle bir kitap. o yüzden dönem şartlarında belki buna daha yakınken günümüzde bu kitabı feminist olarak değerlendiremem. okurken de buna dikkat ederek okunmalı diye düşünüyorum. fenya benim için bana çok şey katmayan ama bazı katıldığım düşünceleri olan aynı zamanda bana toplumumuzda yaşanan şeylerin onca yıl önce medeni saydığımız toplumlarda da yaşandığını gösteren bir kitap oldu. son olarak bir alıntı ile bitirmek istiyorum
“fakat bizim için durum çok farklı. bunu biz de hissediyoruz belki, -sizlerden çok daha hassas ve ürkek biçimde de olsa-; fakat biz kadınlar, gizliliğe ihtiyacımız olduğuna inandığımız için korkaklığın üstümüze düşen hayalini de hissediyoruz. böyle bir gizliliğin nedeni hassasiyet değil, diğer insanlara karşı duyulan korkuymuş gibi görünüyor; böylece, açık davranmamız halinde tüm hayat görüşleriyle bizi lanetleyecek olan insanların bizi sayması ve onurlandırması durumunda da aşağılanmış oluyoruz." (syf.37)
ince bir kitap olması açısından, salome’yi tanımak için okunacak bir kitap. keyifli okumalar diliyorum..
ek not: ben iş bankası kültür yayınlarının çıkardığı modern klasikler dizisinden okudum bu kitabı.
lou andreas salome 1861 yılında rusya’da doğdu. bir rus generalinin kızı olarak çok başına buyruk büyüdüğü söylenir. zürih’te üniversite eğitimini felsefe ve psikiyatri alanında almıştır. kendisi genelde nietzsche’nin evlenme teklifini reddeden kadın olarak bilinir. "feminist’’ olarak tanımlanmasa da özgürlükçü düşünceleriyle dönem kadınlarına ilham olmuştur.
kadınların özgürlüğünü savunan bu kadının da nietzsche ,rilke, freud gibi insanların hayran olduğu kadın, evlenme teklifini reddeden kadın olarak bilinmesi de bana göre ironiktir. bu yüzden de biraz şu aşk hayatına da değinip kitap hakkındaki düşüncelerime geçmek isterim.
üniversite eğitiminden sonra roma’ya giden salome orda paul reeile tanışır. ree’nin evlenme teklifini reddeder. ree’ye evlenmek yerine dostluklarının devam etmesini ve bir komün kurmak istediğini söyler. ree de arkadaşı nietzsche’yi de bu komüne davet eder ve üçlü bir komün kurmaya çalışır. nietzsche’nin salomé’ye hitaben, “hangi yıldızlardan düşüp birbirimizi bulduk biz” diyecek kadar âşık olduğu söylenir. ona evlenme teklifi eder ancak salome kabul etmez. nietzsche ile yalnız yaşadığı bir dönemde tekrardan evlilik teklifi eder ama salome yine kabul etmez. aşk ve cinselliğin olmadığı bu birliktelik kısa sürer ve salome ree ile birlikte nietzsche’den ayrılarak başka bir şehre yerleşir. ree ile de birlikteliği uzun sürmez ve ikilinin yolları ayrılır. zamanına göre bir hayli özgür ruh olan salomé’ye göre, “evlilik ve sadakat sevginin ancak azılı bir katili olabilir”. nietzsche’ye acılar çektiren ve çok da ilham veren bu tek taraflı aşk hikâyesi, ırvin d. yalom’un “nietzsche ağladığında” ve lance olsen’in “nietzsche'nin öpücükleri ” adlı romanlarına konu olur. salome nietzsche'nin kadınlardan nefret etmesinin sebebi olarak gösterilir.
daha sonra kendisi ile evlenmezse intihar edeceğini söyleyen bir akademisyen ile 1930’a kadar evli kalır. ama evliliği yalnızca kağıt üzerindedir. salome eşinin de bildiği başka ilişkiler yaşar. kendisinden 15 yaş küçük 21 yaşındaki ünlü alman şair rainer maria rilke ile ilk cinsel deneyimini yaşar ve sonra da 1937’de ölümüne kadar özgür cinselliği sonuna kadar tecrübe eder. rilke ona o kadar aşık olacaktır ki, “senin sınırlarına tozlu halde gelen güneş ışını ruhunun parlak dalgasında bin kat berraklaşıyor. dünyayı senden görmek istiyorum benim berrak kaynağım çünkü o zaman sadece seni, seni, seni görüyorum” der. salome ise rilke’den ‘’tek gerçekliğim’’ diye bahseder.
rilke ve salome arasındaki ilişki üç yıl sürer ve ardından mektuplardan da anlaşılacağı üzere rilke’nin ölümüne kadar sürecek bir dostluğa dönüşür. 1937 yılında freud, salome’nin rilke ile olan ilişkisinden şöyle bahseder: “o, büyük şairin hem ilham perisi hem de özenli bir annesiydi.“ salome 50 yaşında freud ile tanışır. bu tanışıklık 25 yıl boyunca süren mektuplaşmalarla devam eder ve freud salome’nin zekasına ve düşüncelerine hayran kalır.
o dönemde yaşayan bir kadın olarak hepimizin bildiği bir çoğumuzun hayranlık duyduğu insanları kendine aşık etmiş. peki neydi ki salome’de bulunan bu özel şey? işte bunu anlamak bence biraz güç.
gelelim kitabımıza*
feniçka kitabında salome’nin kendi hayatından bir kesit anlattığı söyleniyor. kitabın genel hatlarına bakacak olursak eğer baş karakterimiz feniçka ile bir psikolog olan max werner arasındaki dostluk anlatılıyor. alanında çalışmalarını insanların içinde yapmak isteyen werner feniçka ile tanışıyor. üniversite mezunu, özgürlükçü bir kadın olan fenya (ona kısaca böyle hitap ediyorlar) elbette ki weber’in ilgisini çekiyor. ikili almanya’da sonra rusya’da karşılaşıyor fenya weber’in kadınlara karşı bakışını değiştiriyor, kendisine hayran bırakıyor. ikilinin karşılıklı diyalogları ve bunların üzerine werner’in düşüncelerini okuyoruz. kadını yalnızca kendilerine ait bir eşya gibi gören adamların, tek vasıflarının evlenmek çocuk doğurmak olduğu kadınların dünyasında bu kadar özgürlükçü bir kadınla herkes gibi düşünen bir erkeğin dostlukları var aslında.
kitapta salome’nin neden evlenme teklifini de reddettiğini görebiliriz. hatta bunu şu alıntı ile desteklemek isterim;
"söylesene, sizlerden biri bunu ister miydi acaba, bütün gençliğini özgür ve bağımsız olmaya adamış genç bir insan, tam amacına varmak üzereyken, eşikte dururken, hayata sa dece bu yüzden değer verirken; meslek aşkına, sorumluluk aşkına, bağımsızlık aşkına yaşarken! hayır! bunu kesinlikle bir yaşam amacı olarak hayal edemiyorum; bir yuva, aile, ev kadınlığı, çocuklar, bu bana çok yabancı, çok, çok! belki sadece şu anda böyle, belki sadece yaşamın bu kesitinde. nereden bileyim? belki ben böyle bir şey için hiç uygun değilim. aşk ve evlilik aynı şey değil zaten." (syf.57)
kitabı beğendim ama dönem şartları düşünüldüğünde. bana kalırsa olaylar, karakterlerin fikirleri vs çok üstünkörü geçilmişti. daha derinlik beklerdim. günümüz şartlarında fenya çok da abartılacak düşüncelere sahip olmayan belki de bir çok kadın gibi düşünen bir kadın. çoğumuz özgürlüğümüz, bağımsızlığımız, kendi ayaklarımız üzerinde durmak için mücadele ediyoruz. her ne kadar ‘’feminist’’ bir kitap olarak geçse de bence feminizmin ne olduğunu yalnızca kulaktan dolma bilgilerle bilenler için öyle bir kitap. o yüzden dönem şartlarında belki buna daha yakınken günümüzde bu kitabı feminist olarak değerlendiremem. okurken de buna dikkat ederek okunmalı diye düşünüyorum. fenya benim için bana çok şey katmayan ama bazı katıldığım düşünceleri olan aynı zamanda bana toplumumuzda yaşanan şeylerin onca yıl önce medeni saydığımız toplumlarda da yaşandığını gösteren bir kitap oldu. son olarak bir alıntı ile bitirmek istiyorum
“fakat bizim için durum çok farklı. bunu biz de hissediyoruz belki, -sizlerden çok daha hassas ve ürkek biçimde de olsa-; fakat biz kadınlar, gizliliğe ihtiyacımız olduğuna inandığımız için korkaklığın üstümüze düşen hayalini de hissediyoruz. böyle bir gizliliğin nedeni hassasiyet değil, diğer insanlara karşı duyulan korkuymuş gibi görünüyor; böylece, açık davranmamız halinde tüm hayat görüşleriyle bizi lanetleyecek olan insanların bizi sayması ve onurlandırması durumunda da aşağılanmış oluyoruz." (syf.37)
ince bir kitap olması açısından, salome’yi tanımak için okunacak bir kitap. keyifli okumalar diliyorum..
ek not: ben iş bankası kültür yayınlarının çıkardığı modern klasikler dizisinden okudum bu kitabı.
devamını gör...
fedailerin kalesi alamut
insanların kendileriyle bile iletişimde olmadıkları dönemler de, (bkz: hasan sabbah) terörist yetiştirmiş, daha doğrusu kiralık katiller. saygı duyarak okuduğum kitaplardandır, insanoğlu böylesine zeki ve böylesine de aptaldır işte..
tarikat, biat, fedai..
bu durum ne yazıktır ki, günümüze çok uzak değil..
kitabın yorumu için sözlük çok uygun bir yer değil benim için.
(bkz: silivri soğuktur şimdi)
tarikat, biat, fedai..
bu durum ne yazıktır ki, günümüze çok uzak değil..
kitabın yorumu için sözlük çok uygun bir yer değil benim için.
(bkz: silivri soğuktur şimdi)
devamını gör...
maske takmanın olumlu yönleri
yüz bölgesini soğuktan koruması.
devamını gör...
limon kolonyası
son zamanlarda gittiğimiz her yerde (zorla) ikram edilen bir sıvıdır. kokusu güzeldir, korananın düşmanıdır.
dikkat: ateş vb. uzat tutunuz.
dikkat: ateş vb. uzat tutunuz.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
audiotest!
arkadaşlar neler yapıyorsunuz ya??
sözlük radyosu şarkı yarışması'nı iple çekiyoruz... güzelcim birçok şeyde olduğu gibi bu konuda da insanların aklına karpuz kabuğu düşürmüş olabilir mi? ay pardon, retorik soru di' mi? geçelim.
arkadaşlar neler yapıyorsunuz ya??
sözlük radyosu şarkı yarışması'nı iple çekiyoruz... güzelcim birçok şeyde olduğu gibi bu konuda da insanların aklına karpuz kabuğu düşürmüş olabilir mi? ay pardon, retorik soru di' mi? geçelim.
devamını gör...
biriyle aynı rüyayı görmek
hiç de imkansız olmayan, iki tarafında enerji kanalının açık olduğu ve birbiriyle enerji alışverişi yaptığında mümkün olduğuna inandığım telepati durumudur.
bu sabah biriyle aynı rüyayı gördüğüme eminim ama kanıtlayamam, onunda hayırdır noluyo lan? diye uyandığına çok çok eminim.
henüz sormadım.
soracağım.
bi de entel dantel meseleler işte.
ahanda böyle bir kaynak
bu sabah biriyle aynı rüyayı gördüğüme eminim ama kanıtlayamam, onunda hayırdır noluyo lan? diye uyandığına çok çok eminim.
henüz sormadım.
soracağım.
bi de entel dantel meseleler işte.
ahanda böyle bir kaynak
devamını gör...
sözlük yazarlarının söylemek istedikleri
açıkçası sözlük gün geçtikçe bendeki sempatisini yitiriyor. nasıl desem burası bir ege kasabası gibi. tatil için geldiğinizde hani gözünüze tam yaşanılacak yer gibi gelir ya, ama yerlisine sordugunuzda sen bı de kışın gör burayı derler. hah işte tam onun gibi. böyle nasıl desem bir entelijansiya var gibi.
yani benim düşüncelerim..daha tam oturmadı. ama mesela her konuda gruplaşma var. 300 yazar online mesela. radyo başlıklarına yazanlar belli, her akşam nickalti dondurenler belli, troller bile belli ulan. yani trol bile kendi alanında trolluk yapiyor. böyle ister istemez bir daralti geliyor bana. bilemedim be sözlük.
yani benim düşüncelerim..daha tam oturmadı. ama mesela her konuda gruplaşma var. 300 yazar online mesela. radyo başlıklarına yazanlar belli, her akşam nickalti dondurenler belli, troller bile belli ulan. yani trol bile kendi alanında trolluk yapiyor. böyle ister istemez bir daralti geliyor bana. bilemedim be sözlük.
devamını gör...
gereksiz yere pahalı olan şeyler
yulaf-granola aklıma gelmeyen bir çok şey daha..sağlıklı beslenmek istiyorsun ve her şey ateş pahası..bir de öğrenciysen daha da pahalı..sağlıklı beslenmek bile lüks gibi geliyor şaka gibi gerçekten..
devamını gör...
ağzındakikanısilipişteşimdikızandövüşçü
mahlasınıokumayaartıkmecaliminyetmediğiyazar.*
bir gecede soluksuz kaldık.
bir gecede soluksuz kaldık.
devamını gör...
muhyiddin ibnü'l-arabi
vahdet-i vücud anlayışını/inanışını oluşturan gezgin.
muhyiddin ibnül arabi, ibn rüşd’ün öğrencisidir. ibn rüşd’ün, dönemin islam bilginleri arasında aristoteles, platon gibi filozofların fikirleriyle çalışan bir islam bilgini olmasının, muhyiddin’in gelişimi açısından önemi büyüktür. muhyiddin’in rüyasında gördüğü, ibn rüşd’le arasına perde çekilmesi hadisesini, inanç olarak ayrı yollara girmek olarak yorumlaması nedeniyle öğrencilik yıllarından sonra ibn rüşd’le hiç bir araya gelmediği söylenir.
“hakikat, ister feylesof tarafından keşif ve ilham yoluyla ifade edilmiş bulunsun. isterse mukaddes kitaplar tarafından telkin edilsin, müsavidir; yeter ki hale ve makama uygun olsun,” demiştir.
görüşleri/inancı sebebiyle dönemin islam bilginleri tarafından şeyh-ül ekber ve katl-i vacib şeklinde çok ayrı iki noktada değerlendirilmiş. özellikle vahdet-i vücud anlayışında “hakikat” olarak adlandırılan olguyu, halka yaymak, tanıtmak amacıyla beş yüzden fazla eser yazdığına dair söylemler dikkat çekici. muhyiddin ile ilgili veya tassavuf görüşüyle ilgili çok keskin iki ayrı noktanın muhyiddin’i yorumlaması sebebiyle, fikirlerinin ve kimliğinin yorumlanmasına dair çelişkiler mevcut. bugün bile hakkında yazılanları okurken tarafsız bir bakış açısı bulmak çok zor.
tay kabilesine mensup olduğu, medrese eğitiminden sonra malatya, konya, şam, mekke gibi şehirlerde bir çok islam bilgini ile teması olduğu ve “hakikat” kavramını halka yaymaya çalıştığı kaynaklarda var.
halihazırda hakkında bulunan ‘marsa astral seyahatle yazı yazdı’, ‘yavuz sultan selim şam’da onu rüyasında görüp mezarını çöplükte bulur, türbesini yaptırır’ gibi metafiziksel söylemlerin tasavvuf anlayışı ile ilgili bazı tarikatler ve islamın gayb denen mistik öğretileri kısmıyla ilgilenenler tarafından ortaya atıldığını söylemekte yanlış olmaz sanırım.
muhyiddin ibnül arabi, ibn rüşd’ün öğrencisidir. ibn rüşd’ün, dönemin islam bilginleri arasında aristoteles, platon gibi filozofların fikirleriyle çalışan bir islam bilgini olmasının, muhyiddin’in gelişimi açısından önemi büyüktür. muhyiddin’in rüyasında gördüğü, ibn rüşd’le arasına perde çekilmesi hadisesini, inanç olarak ayrı yollara girmek olarak yorumlaması nedeniyle öğrencilik yıllarından sonra ibn rüşd’le hiç bir araya gelmediği söylenir.
“hakikat, ister feylesof tarafından keşif ve ilham yoluyla ifade edilmiş bulunsun. isterse mukaddes kitaplar tarafından telkin edilsin, müsavidir; yeter ki hale ve makama uygun olsun,” demiştir.
görüşleri/inancı sebebiyle dönemin islam bilginleri tarafından şeyh-ül ekber ve katl-i vacib şeklinde çok ayrı iki noktada değerlendirilmiş. özellikle vahdet-i vücud anlayışında “hakikat” olarak adlandırılan olguyu, halka yaymak, tanıtmak amacıyla beş yüzden fazla eser yazdığına dair söylemler dikkat çekici. muhyiddin ile ilgili veya tassavuf görüşüyle ilgili çok keskin iki ayrı noktanın muhyiddin’i yorumlaması sebebiyle, fikirlerinin ve kimliğinin yorumlanmasına dair çelişkiler mevcut. bugün bile hakkında yazılanları okurken tarafsız bir bakış açısı bulmak çok zor.
tay kabilesine mensup olduğu, medrese eğitiminden sonra malatya, konya, şam, mekke gibi şehirlerde bir çok islam bilgini ile teması olduğu ve “hakikat” kavramını halka yaymaya çalıştığı kaynaklarda var.
halihazırda hakkında bulunan ‘marsa astral seyahatle yazı yazdı’, ‘yavuz sultan selim şam’da onu rüyasında görüp mezarını çöplükte bulur, türbesini yaptırır’ gibi metafiziksel söylemlerin tasavvuf anlayışı ile ilgili bazı tarikatler ve islamın gayb denen mistik öğretileri kısmıyla ilgilenenler tarafından ortaya atıldığını söylemekte yanlış olmaz sanırım.
devamını gör...
yazarların normal sözlük’te yazma nedenleri
yazmayı değil de okumayı, fikir almayı seviyorum. öyle her başlığa yazmam. benden daha farklı ne düşünceler var onlara bakarım. değişik fikirler beni geliştiriyormuş gibi, seviyorum.
devamını gör...
sözlükteki hoşça kalın intihar ediyorum modası
#1042881 son girdim yüzünden bu taş bana geldi sanırım.
kardeşim anlatıyorum dikkatli dinle. bir kişinin intihar etmesi zerre umurumda değil. çünkü saygı duyuyorum bu duruma. anladınız mı? ben saygı duyuyorum ya. ben yaşamak istemiyorum diyen birine ''tabi ki senin kararın'' derim. bir insan yaşamak istemeyebilir. artık hayatta bir amacı olmayabilir. mutlu olamayacağından emindir. ve özgürlüğünü kullanıp bu hakkını kullanır. herkesin kendi canı kendi kararı. birine ''hayırrrrrr intihar etme lütfeeeeeenn'' demek anlamlı değil benim için. zaten aşırı zor bir karar. ve bunun üzerine kişi benim elli katım düşünmüştür. ancak bir yakınıma sevdiğime koşarım böyle. o da içgüdüsel.
benim şahsi olarak bunları yazmamın amacı gerçekten sahteliğin midemi bulandırması. ilgi çekmek için yapılan yazık hareketler. intihar edecekmiş sözlüğe veda edesi tutmuş sanki aynı beşikte büyüdük *mk. ya intihar edecek adam anasının babasının yüzünü görmek istemiyor ne etsin sözlüğü. nasıl böyle düşünebiliyorsunuz aklım almıyor. her gün yatmadan bir paket margarin mi yiyorsunuz. beyniniz tıkanmış sadece duyguyla hareket ediyor gibisiniz.
al kardeşim (bkz: mehmet pişkin)'in veda videosu. hayatımda gördüğüm en hazin videolardan biri ama saygı duyuyorum. çok şey kazandırır bu on üç dakikalık video. demek istediğimi çok net anlarsın. *
+18 uygunsuz youtube içeriği.
kardeşim anlatıyorum dikkatli dinle. bir kişinin intihar etmesi zerre umurumda değil. çünkü saygı duyuyorum bu duruma. anladınız mı? ben saygı duyuyorum ya. ben yaşamak istemiyorum diyen birine ''tabi ki senin kararın'' derim. bir insan yaşamak istemeyebilir. artık hayatta bir amacı olmayabilir. mutlu olamayacağından emindir. ve özgürlüğünü kullanıp bu hakkını kullanır. herkesin kendi canı kendi kararı. birine ''hayırrrrrr intihar etme lütfeeeeeenn'' demek anlamlı değil benim için. zaten aşırı zor bir karar. ve bunun üzerine kişi benim elli katım düşünmüştür. ancak bir yakınıma sevdiğime koşarım böyle. o da içgüdüsel.
benim şahsi olarak bunları yazmamın amacı gerçekten sahteliğin midemi bulandırması. ilgi çekmek için yapılan yazık hareketler. intihar edecekmiş sözlüğe veda edesi tutmuş sanki aynı beşikte büyüdük *mk. ya intihar edecek adam anasının babasının yüzünü görmek istemiyor ne etsin sözlüğü. nasıl böyle düşünebiliyorsunuz aklım almıyor. her gün yatmadan bir paket margarin mi yiyorsunuz. beyniniz tıkanmış sadece duyguyla hareket ediyor gibisiniz.
al kardeşim (bkz: mehmet pişkin)'in veda videosu. hayatımda gördüğüm en hazin videolardan biri ama saygı duyuyorum. çok şey kazandırır bu on üç dakikalık video. demek istediğimi çok net anlarsın. *
+18 uygunsuz youtube içeriği.
devamını gör...
sözlük radyosu toplantısı
astroerk ismi ile discord kanalına katıldım, birçok güzel fikir geldi, neredeyse hepsine "vaaay çok iyi olur ha" dedim, özellikle oyunlar ile ilgili kısım sözlükte çok eksik, bu eksiği tamamlayacağıdan kuşkum yok.
sesim hakkında sevgili yazarların söyledikleri çok mutlu etti, ama "kitap okusa dinlerim" diyen yazara teessüf ederim, zamanında gaza gelip poe hikayeleri okudum. o zamanlar hayatımda olan kız arkadaşım dışında hiç kimse dinlemedi bile, ahahaha.
unutmadan, antik dönem heykellerini, rönesansın ustalarının tablolarını ve dedikodularını yapacağım bir program olacak, shoegaze - dream pop müzik ile uğraştığım için shoegaze - dream pop keşif kısmı da istiyorum, kenarda köşede kalan müzik gruplarını ortaya çıkarmalık.
bu konuda bana yardımcı olacak herhangi bir ortak var ise *ki bir arkadaş psikoloji kısmından bahsetmişti, misal rüyalar hakkında önce psikanalizden başlayıp sonra antik dönem mitlerini konu edebilir, rüyalar hakkında şarkılar çalabiliriz* bana mesaj gönderimesini çok isterim, çalışmalara başlayabiliriz.
sesim hakkında sevgili yazarların söyledikleri çok mutlu etti, ama "kitap okusa dinlerim" diyen yazara teessüf ederim, zamanında gaza gelip poe hikayeleri okudum. o zamanlar hayatımda olan kız arkadaşım dışında hiç kimse dinlemedi bile, ahahaha.
unutmadan, antik dönem heykellerini, rönesansın ustalarının tablolarını ve dedikodularını yapacağım bir program olacak, shoegaze - dream pop müzik ile uğraştığım için shoegaze - dream pop keşif kısmı da istiyorum, kenarda köşede kalan müzik gruplarını ortaya çıkarmalık.
bu konuda bana yardımcı olacak herhangi bir ortak var ise *ki bir arkadaş psikoloji kısmından bahsetmişti, misal rüyalar hakkında önce psikanalizden başlayıp sonra antik dönem mitlerini konu edebilir, rüyalar hakkında şarkılar çalabiliriz* bana mesaj gönderimesini çok isterim, çalışmalara başlayabiliriz.
devamını gör...