kırgınlık ve kızgınlık arasındaki fark
kızgınlık intikam isteğini besler. kırgınlık hisseden insan intikam almayı düşünmez bile.
devamını gör...
renault ve dacia'nın 180 km'yi geçmeme kararı
araçları kağıt helva gibi dayanıklıydı oysa ki .
devamını gör...
buralar değerlenir (yazar)
*az evvel benim de profiline şöyle bir göz attığım yazardır. ne mi gördüm? şarap, üzüm ve şarapla ilgili bir sürü detay bilgi.
ara ara bakarım artık şarap kompetanı bu yazarımızın profiline.
(bkz: buralar değerlenir)*
editto: bu arada bi daha baktım 25 tanımı varmış. 25 defa hoşgelmiş!
ara ara bakarım artık şarap kompetanı bu yazarımızın profiline.
(bkz: buralar değerlenir)*
editto: bu arada bi daha baktım 25 tanımı varmış. 25 defa hoşgelmiş!
devamını gör...
aşık olmak
bencillik duygularının zirve noktası. bir an da başrol oluyorsun ve dünya etrafında dönüyor. sonra bir gün setten kovuluyorsun.
devamını gör...
huzursuz bacak sendromu
iki bacağı da kesip atma hissi uyandıran şeydir.
devamını gör...
zengin olmak suç mu sorunsalı
dedi ve rüyasından uyandı fakir yazar.
devamını gör...
en iyi benim
bir zamanlar fox tvde yayınlanmış olan program.
bu esasen bir yarışma programı. bir damat var, hazır, evlilik için imza atmayı bekliyor. tek eksiği herhangi bir kadınla daha önce hiçbir şekilde iletişim kurmayı becerememiş olması. dört tane de oldukça hoş hanım bu dağ ayısını etkilemek için kendilerini paralıyorlar. elbette program buram buram cast kokuyor, takılmayın. konsept harika çünkü.
hanımlar sırayla bu kendini maço hisseden erkek bireyine muazzam yemekler yapıyor, süsleniyorlar ve hayat hikayelerini bu yemekte konuşuyorlar. çatal bıçak tutmayı bilmeyen motor becerileri gelişmemiş erkek de yemekleri beğenmeyip bir de kadına "bu nasıl kıyafet ya çok açık yaaa" diye ahkam kesiyor. ekmek böl desen bölemez, hala annesinin giydirdiği tipler bunlar. abartmıyorum izleyince göreceksiniz.
hayat hikayesi konuşuluyordan kastım da erkek kişi kadın kişiye "çok sevgilin oldu mu? yuhh evlendin mi daha önce. bu iş olmaz ha" falan diyor.
tabi programa bölümler ilerledikçe dışarda buluşma, yemeği basma gibi güncellemeler geliyor. iyi planlanmamış ama düşünce güzel. adam biriyle oturmuş el ele diz dizeyken diğerini ufukta görünce "sen de hoş geldin beybisu" tavrında muazzam bir oyunculuk sergileyip her ikisini de pat diye ağına düşürüyor.
bu eşsiz kurguya fazla kaçan eril davranışlar ve ilkel düşünceler olmasa tam puan verirdim. fakat gerçekten izlerken tahammül sınırlarımı zorlamıştı, tam bir fecaat.
kadınları eleştirmiyorum bile, onlar tam karikatür.
5,5/10 izlenir ama harcanan vakte yazık.
bu esasen bir yarışma programı. bir damat var, hazır, evlilik için imza atmayı bekliyor. tek eksiği herhangi bir kadınla daha önce hiçbir şekilde iletişim kurmayı becerememiş olması. dört tane de oldukça hoş hanım bu dağ ayısını etkilemek için kendilerini paralıyorlar. elbette program buram buram cast kokuyor, takılmayın. konsept harika çünkü.
hanımlar sırayla bu kendini maço hisseden erkek bireyine muazzam yemekler yapıyor, süsleniyorlar ve hayat hikayelerini bu yemekte konuşuyorlar. çatal bıçak tutmayı bilmeyen motor becerileri gelişmemiş erkek de yemekleri beğenmeyip bir de kadına "bu nasıl kıyafet ya çok açık yaaa" diye ahkam kesiyor. ekmek böl desen bölemez, hala annesinin giydirdiği tipler bunlar. abartmıyorum izleyince göreceksiniz.
hayat hikayesi konuşuluyordan kastım da erkek kişi kadın kişiye "çok sevgilin oldu mu? yuhh evlendin mi daha önce. bu iş olmaz ha" falan diyor.
tabi programa bölümler ilerledikçe dışarda buluşma, yemeği basma gibi güncellemeler geliyor. iyi planlanmamış ama düşünce güzel. adam biriyle oturmuş el ele diz dizeyken diğerini ufukta görünce "sen de hoş geldin beybisu" tavrında muazzam bir oyunculuk sergileyip her ikisini de pat diye ağına düşürüyor.
bu eşsiz kurguya fazla kaçan eril davranışlar ve ilkel düşünceler olmasa tam puan verirdim. fakat gerçekten izlerken tahammül sınırlarımı zorlamıştı, tam bir fecaat.
kadınları eleştirmiyorum bile, onlar tam karikatür.
5,5/10 izlenir ama harcanan vakte yazık.
devamını gör...
west sendromu
1 yaş altı bebeklerde görülen infantil spazm,mental retardasyon eeg'de hipsaritmi triadıyla karakterize ciddi generalize epilepsi tablosudur.
bu hastalık en çok tuberoskleroz hastalarında görülür.
tedavide acth ve vigabatrin kullanılır.
bu hastalık en çok tuberoskleroz hastalarında görülür.
tedavide acth ve vigabatrin kullanılır.
devamını gör...
the velvet underground
the velvets olarak da bilinen 1965'te amerika'da lou reed öncülüğünde kurulan rock grubu. henüz ortada albümleri vs yokken sık sık bazı mekanlarda sahne alan grup belli bir hayran çevresi oluşturmaya başlamıştır. bu mekanlardan birine bir gece dönemin çakalı andy warhol gider ve grubun sahnesine tanık olur. ardından bir dizi görüşme sonrasında andy grubun menajeri olur ve andy'nin yeni gözdesi şarkıcı olmaya istekli alman güzeli nico andy'nin çabalarıyla gruba sokulur. daha sonra çıkan albümler, çılgın bir hayran topluluğu, amerikan popülizminin geniş kolları grubu ve müziğini kucaklar.
the velvet underground kendinden sonra gelen ''tüm'' grupları ve sanatçıları etkilemiştir. bugün dinlediğimiz ve hayranı olduğumuz her türden müzik grubunun atası bu gruptur. başta punk, grunge, post punk, trash, new wave, alternative rock, dream pop, shoegazing ve günümüz müzik gruplarının hepsinde bu grubun el izi vardır.
the velvet underground kendinden sonra gelen ''tüm'' grupları ve sanatçıları etkilemiştir. bugün dinlediğimiz ve hayranı olduğumuz her türden müzik grubunun atası bu gruptur. başta punk, grunge, post punk, trash, new wave, alternative rock, dream pop, shoegazing ve günümüz müzik gruplarının hepsinde bu grubun el izi vardır.
devamını gör...
edinilmiş en kıymetli hayat tecrübesi
ne kadar seversen sev bir kişi için salak yerine konulacak kadar fedakarlıklar yapma.
devamını gör...
eski sevgilinin geri dönmesi
alfa olma şansının ayağına gelmesi.
devamını gör...
normal sözlük'ün dergi projesi
ben de mizahsız hukuk köşesini alabilirim zira hali hazırda hikaye ve denemelerimi her ay deli gibi bekleyen bir dergi var.*
devamını gör...
gazanfer özcan
sinema ve dizi oyuncusu, türk tiyatro tarihinin sayılı ustalarından biridir. 80 yıllık yaşamına sayısız ödül sığdırmıştır. ömrünü tiyatroya adayan bu güzide insan, 2009 yılında aramızdan ayrılmıştır. karacaahmet mezarlığında ebedi huzura çekilmiştir.
11 sene ne çabuk geçmiş dedim kendi kendime...
11 sene ne çabuk geçmiş dedim kendi kendime...
devamını gör...
intihar (edouard leve)
bir édouard levé romanı. türkçeye orçun türkay çevirmiş, sel yayıncılık'tan çıkmıştır. kitap, yazarın hayali veya gerçek olup olmadığı bilinmeyen ve yirmi yıl önce yaşamayı reddederek intihar eden arkadaşına uzun bir mektup şeklinde tasarlanmıştır. levé, kitabı tamamlayıp yayıncısına teslim ettikten on gün sonra kitapta bahsettiği arkadaşı gibi intihar etmiştir.
"mutluluk önümde gider
üzüntü beni izler
ölüm beni bekler"
"mutluluk önümde gider
üzüntü beni izler
ölüm beni bekler"
devamını gör...
la bu islam ne etti size
yanlış bir sorudur. yalnızca islam değil, tüm dinler dünyanın içine etmiştir. hala da etmektedir.
illa islam özelinde bakarsak, bir düşünün. adamın biri geliyor diyor ki "ya ben mağarada takılıyordum, birden vahiy geldi, bana 'oku' dediler, bu arada ben yeni peygamberim, bir de yeni dinimiz var" . bir kesim insan inanmak istememiş tabii ki de *, bunun sonucunda da bir sürü anlamsız savaş çıkıyor. uhud savaşı, hendek savaşı vb. savaşlarda kaç kişi öldü? islam olmasaydı bu savaşlar yapılır mıydı? bunlar aklıma gelen en basit örnekler. osmanlı imparatorluğu hep "islamı yaymak" maskesinin ardına sığınıp her yeri işgal etme hakkını kendinde bulmadı mı? sorsanız kendisi islam halifesi, eee islamın bayrağını dört bir yana dikmek onun vazifesi, mecbur yani. yersen.
afganistan'a, iran'a, yemen'e gidin bakın, arka mahallelerde islamın dayattığı 'namus' kuralları uğruna kaç kadın ölüyor, recm ediliyor? (bkz: ışid) kaç kişinin kafasını "islam" uğruna kesti? "ama onlar dinimizi yanlış anlıyorlar" gibi bir ibareyi kusura bakmayın ama kabul edemem. o zaman sizin dininizi anlamak bu kadar zor olmasaydı. kuralları, yasakları, cezaları her kesim tarafından farklı yorumlanabilen bir din olamaz. olursa sonucu bu olur. kimi öyle anlar, kimi böyle.
başta dediğim gibi, yalnızca islam özelinde değil. cennetten parsel parsel yer satılan din de aynı rezillikte. insanlık tarihinde yaşanan en büyük katliamların sebeplerine baktığınızda din hep en başta geliyor. neden "din" diye bir şeyin olmadığını hayal etmek bu kadar korkunç?
"nothing to kill or die for, and no religion, too"
illa islam özelinde bakarsak, bir düşünün. adamın biri geliyor diyor ki "ya ben mağarada takılıyordum, birden vahiy geldi, bana 'oku' dediler, bu arada ben yeni peygamberim, bir de yeni dinimiz var" . bir kesim insan inanmak istememiş tabii ki de *, bunun sonucunda da bir sürü anlamsız savaş çıkıyor. uhud savaşı, hendek savaşı vb. savaşlarda kaç kişi öldü? islam olmasaydı bu savaşlar yapılır mıydı? bunlar aklıma gelen en basit örnekler. osmanlı imparatorluğu hep "islamı yaymak" maskesinin ardına sığınıp her yeri işgal etme hakkını kendinde bulmadı mı? sorsanız kendisi islam halifesi, eee islamın bayrağını dört bir yana dikmek onun vazifesi, mecbur yani. yersen.
afganistan'a, iran'a, yemen'e gidin bakın, arka mahallelerde islamın dayattığı 'namus' kuralları uğruna kaç kadın ölüyor, recm ediliyor? (bkz: ışid) kaç kişinin kafasını "islam" uğruna kesti? "ama onlar dinimizi yanlış anlıyorlar" gibi bir ibareyi kusura bakmayın ama kabul edemem. o zaman sizin dininizi anlamak bu kadar zor olmasaydı. kuralları, yasakları, cezaları her kesim tarafından farklı yorumlanabilen bir din olamaz. olursa sonucu bu olur. kimi öyle anlar, kimi böyle.
başta dediğim gibi, yalnızca islam özelinde değil. cennetten parsel parsel yer satılan din de aynı rezillikte. insanlık tarihinde yaşanan en büyük katliamların sebeplerine baktığınızda din hep en başta geliyor. neden "din" diye bir şeyin olmadığını hayal etmek bu kadar korkunç?
"nothing to kill or die for, and no religion, too"
devamını gör...
geceye bir şiir bırak
metin altıok'un kalbe iki mermi gibi çarpan şiiridir.
güzel anılar biriktirdim senden,
dudağıma solgun gülücükler getiren.
özenle sakladım belleğimde,
bir yığın oldu daha şimdiden.
nasıl olsa bir sonu olacaktı bu aşkın
bir gün apansız gerçekleşiveren.
bir terazinin durgun pirinç kefesine
pat diye inince kara kiloluk,
nasıl kalkar havaya birdenbire
boş kalan zavallı kefe.
nasıl titreşir terazi uzun süre,
denge sağlanıncaya kadar başka şeylerle.
anılarla bozdum o dengeyi ben önce,
ikimiz için de yaptım bunu.
yaşadığımız günlerden biriktirdim sessizce,
bir kefede sana hiç sezdiremeden.
koyabilirsin kara kiloyu artık,
bak terazi nasıl kolay gelecek dengeye.
mutluydum ben yine de kendimce.
senin girdilerin, çıktılarım benim
doğrusu uygundu birbirine,
yan yana gelince bir resmi tamamlayan.
vazgeçilmezdi ellerin sonra,
yangınımdan yorgan döşek kaçıran.
ama inan sonludur aşk da,
kovalar sonunu kendi kendinin.
bana bir uçurum gerek şimdilerde,
yeterince dik ve derin.
bir çavlan istiyorum çünkü,
kırmak için kristalini hayatın ve şiirin.
güzel anılar biriktirdim senden,
dudağıma solgun gülücükler getiren.
özenle sakladım belleğimde,
bir yığın oldu daha şimdiden.
nasıl olsa bir sonu olacaktı bu aşkın
bir gün apansız gerçekleşiveren.
bir terazinin durgun pirinç kefesine
pat diye inince kara kiloluk,
nasıl kalkar havaya birdenbire
boş kalan zavallı kefe.
nasıl titreşir terazi uzun süre,
denge sağlanıncaya kadar başka şeylerle.
anılarla bozdum o dengeyi ben önce,
ikimiz için de yaptım bunu.
yaşadığımız günlerden biriktirdim sessizce,
bir kefede sana hiç sezdiremeden.
koyabilirsin kara kiloyu artık,
bak terazi nasıl kolay gelecek dengeye.
mutluydum ben yine de kendimce.
senin girdilerin, çıktılarım benim
doğrusu uygundu birbirine,
yan yana gelince bir resmi tamamlayan.
vazgeçilmezdi ellerin sonra,
yangınımdan yorgan döşek kaçıran.
ama inan sonludur aşk da,
kovalar sonunu kendi kendinin.
bana bir uçurum gerek şimdilerde,
yeterince dik ve derin.
bir çavlan istiyorum çünkü,
kırmak için kristalini hayatın ve şiirin.
devamını gör...
aslan burcu
öncelikle hepimiz el ele tutuşup tekrar ediyoruz. burçlara inananlar şöyledir böyledir, biz burçlara inanmayanların hayküsü 138 ve evde bilimsel çalışmalar yapıyoruz.
şimdi çiçek olup sessizce bekliyoruz. konuşma yapacağım. öhöm.
aslan burçlarını çok severim. paraya ihtiyaç duyunca mutlaka aslan burçlarına giderim. çünkü müthiş cömert insanlar. bayılıyorum bu yönlerine. aynı saatte şak diye gönderiyorlar parayı hesaba. kalp siz ben.
ya da mesela değeri 5 bin olan bir çantası oluyor, aaaa diyorsun müthiş bir şey bu. ertesi gün özenle paketlenmiş halde getiriyor, kullanman için veriyor bir süreliğine. oysa ben 6 yıl önce 50 liraya çakma bi çanta almıştım, acayip güzel bir şey. istediler, vermedim. neden? çünkü aslan burcu değilim.
anca eve girip beni bayıltıp öyle alabilirler o çantayı. çünkü benim. ben aldım. çok güzel.
ve şu da var. bu arkadaşların flört etmesi çok acayip. kolay olduğunu düşünüyorum ben. sabah uyanıyorsun, mesaj gelmiş, bir mekan fotişi, gün ve saat. bu kadar. her şeyi ayarlamış o, sana bildiriyor. hiç en baştan yol yapmaya uğraşmıyor, ağız aramak yok, sıfır sinsilik. geleceksen mekan orada. şuraya buraya gitmek ister misin diye bile sormak yok. bi başakla ya da boğa burcu ile ilişkiyi 3 sene boyunca ileriye götüremiyorsun, aslan ile 2 hafta sonra her şey net belli hale geliyor. çünkü istiyor ve alıyor. acayip netler. istediği sürece senin ne düşündüğün öyle çok önemli değil. müthişler.
bulunduğu semtin nikah salonunun önünde buluşma teklifi eden insanlarsınız. sizi seviyoruz. siz olmasanız sahiden hayat çok sıkıcı olurdu gençler. kalp siz ve ben.
şimdi çiçek olup sessizce bekliyoruz. konuşma yapacağım. öhöm.
aslan burçlarını çok severim. paraya ihtiyaç duyunca mutlaka aslan burçlarına giderim. çünkü müthiş cömert insanlar. bayılıyorum bu yönlerine. aynı saatte şak diye gönderiyorlar parayı hesaba. kalp siz ben.
ya da mesela değeri 5 bin olan bir çantası oluyor, aaaa diyorsun müthiş bir şey bu. ertesi gün özenle paketlenmiş halde getiriyor, kullanman için veriyor bir süreliğine. oysa ben 6 yıl önce 50 liraya çakma bi çanta almıştım, acayip güzel bir şey. istediler, vermedim. neden? çünkü aslan burcu değilim.
anca eve girip beni bayıltıp öyle alabilirler o çantayı. çünkü benim. ben aldım. çok güzel.
ve şu da var. bu arkadaşların flört etmesi çok acayip. kolay olduğunu düşünüyorum ben. sabah uyanıyorsun, mesaj gelmiş, bir mekan fotişi, gün ve saat. bu kadar. her şeyi ayarlamış o, sana bildiriyor. hiç en baştan yol yapmaya uğraşmıyor, ağız aramak yok, sıfır sinsilik. geleceksen mekan orada. şuraya buraya gitmek ister misin diye bile sormak yok. bi başakla ya da boğa burcu ile ilişkiyi 3 sene boyunca ileriye götüremiyorsun, aslan ile 2 hafta sonra her şey net belli hale geliyor. çünkü istiyor ve alıyor. acayip netler. istediği sürece senin ne düşündüğün öyle çok önemli değil. müthişler.
bulunduğu semtin nikah salonunun önünde buluşma teklifi eden insanlarsınız. sizi seviyoruz. siz olmasanız sahiden hayat çok sıkıcı olurdu gençler. kalp siz ve ben.
devamını gör...

