seylan çayı
sri lanka'da üretilen çayın ismi. 18 yy'da üretime başlanmış. ingilizler'in üretimini yaptığı çay işletmesi, sri lanka hükümetinin toprak reformuyla halka devredilmiştir.
devamını gör...
bekir sıtkı sezgin
1 temmuz 1936-10 eylul 1996 arasında yaşamış türk sanat müziği bestekarı ve yorumcusu. müziğe karşı yeteceği küçük yaşlarda annesi ve babası tarafından fark edilmiş. temel eğitimini de annesi ve babasından almıştır. babası hafız hüseyin efendi, annesi feride hanım'dır. 1943 yılında kocamustafapaşa’da hekimoğlu ali paşa ilkokuluna başlayan bekir sıtkı sezgin babasını etkisiyle 7 yaşına da tüm makamları ayırt edebilecek şekilde bir müzik eğitimine başlamıştır . 1952’de istanbul’da pertevniyal lisesi’nden mezun oldu. babasının etkisi ile başarılı bir sınavdan sonra istanbul belediye konservatuvarı’na girdi ve buradan mezun oldu.istanbul belediye konservatuvarı’ndaki eğitimi sırasında aralarında mesut cemil tel, şefik gürmeriç, ferdi şatatzer, münir nurettin selçuk, nevzad atlığ, sadettin kaynak gibi isimlerin bulunduğu ustalardan eğitim almış bu onun kendi tarzını bulmasında önemli bir rol oynamıştır.
izmir’de bulunan teyzesinin yanına gittiği zamanlarda buradaki hisar camii’nde ünlü bestekar rakım elkutlu ile tanıştı ve bu onun hayatında önemli bir dönüm noktası oldu.
1959’da girdiği izmir radyosu’nda iki yıl sonra solist ses sanatçısı oldu. bu görevini türkiye radyo ve televizyon kurumu (trt) bünyesinde devam ettirdi. 1965’te birinci sınıf ses sanatçısı oldu. iki yıl sonra izmir radyosu’nda sanatçı adaylarına repertuvar ve üslûp hocalığı yaptı. 1974’te izmir radyosu klasik koro şefliğine getirildi.
1975-1976 ders yılında istanbul’da öğrenime açılan türk musikisi devlet konservatuvarı’nın şan bölümünde repertuvar hocalığına tayin edildi. bu görevi sebebiyle izmir'den istanbul'a taşındı.
1978’de istanbul radyosu’ndaki vazifesine "küçük koro" ve "kadınlar topluluğu" şefliğiyle "repertuvar kurulu" üyeliği, ayrıca türkiye radyo ve televizyon kurumu merkez denetleme kurulu üyeliği ilâve edildi. 1981 yılı sonunda türkiye radyo ve televizyon kurumu’ndan emekli oldu.
1982’de istanbul teknik üniversitesi’ne bağlanan türk musikisi devlet konservatuvarı’ndaki görevi ölümüne kadar devam etti.
bekir sıtkı sezgin, 10 eylül 1996'da hayata gözlerini yumdu.
alaeddin yavaşça bekir sıtkı'ya ithafen yazdığı hüzzam bir şarkıda şöyle tanımlamıştır kendisini:
"üslûbu güzeldi şakıyan bir başkaca sesti, sezgin bir lûtf u ilahi özge nefesti, feryatlarının afakı tutan nağmelerinde, rüzgâr gibi cümle makamat sonsuzluğa esti"
türkiyede ilk tasavvufi konseri kendisi vermiştir.
izmir’de bulunan teyzesinin yanına gittiği zamanlarda buradaki hisar camii’nde ünlü bestekar rakım elkutlu ile tanıştı ve bu onun hayatında önemli bir dönüm noktası oldu.
1959’da girdiği izmir radyosu’nda iki yıl sonra solist ses sanatçısı oldu. bu görevini türkiye radyo ve televizyon kurumu (trt) bünyesinde devam ettirdi. 1965’te birinci sınıf ses sanatçısı oldu. iki yıl sonra izmir radyosu’nda sanatçı adaylarına repertuvar ve üslûp hocalığı yaptı. 1974’te izmir radyosu klasik koro şefliğine getirildi.
1975-1976 ders yılında istanbul’da öğrenime açılan türk musikisi devlet konservatuvarı’nın şan bölümünde repertuvar hocalığına tayin edildi. bu görevi sebebiyle izmir'den istanbul'a taşındı.
1978’de istanbul radyosu’ndaki vazifesine "küçük koro" ve "kadınlar topluluğu" şefliğiyle "repertuvar kurulu" üyeliği, ayrıca türkiye radyo ve televizyon kurumu merkez denetleme kurulu üyeliği ilâve edildi. 1981 yılı sonunda türkiye radyo ve televizyon kurumu’ndan emekli oldu.
1982’de istanbul teknik üniversitesi’ne bağlanan türk musikisi devlet konservatuvarı’ndaki görevi ölümüne kadar devam etti.
bekir sıtkı sezgin, 10 eylül 1996'da hayata gözlerini yumdu.
alaeddin yavaşça bekir sıtkı'ya ithafen yazdığı hüzzam bir şarkıda şöyle tanımlamıştır kendisini:
"üslûbu güzeldi şakıyan bir başkaca sesti, sezgin bir lûtf u ilahi özge nefesti, feryatlarının afakı tutan nağmelerinde, rüzgâr gibi cümle makamat sonsuzluğa esti"
türkiyede ilk tasavvufi konseri kendisi vermiştir.
devamını gör...
burada kurulu düzenimiz var yeğenim ötüken'in kıymetini bilin diyen avrupa hun devleti vatandaşı
ahahah çok iyi başlık lan.
orta asya'ya ziyarete geldiklerinde kopuz çalan amcaya dönüp "abi doğu roma imparatorluğu'ndan geliyom beatbox yapacam" diyen çocukları da vardır muhtemelen.
orta asya'ya ziyarete geldiklerinde kopuz çalan amcaya dönüp "abi doğu roma imparatorluğu'ndan geliyom beatbox yapacam" diyen çocukları da vardır muhtemelen.
devamını gör...
geceye bir siyasetçi sözü bırak
urfa'ya , mardin'e güneydoğu ya deniz getireceğiz.
rahmetli erbakan da rahmetli demirel de bu sözleri söylemişlerdir, söyleme sebebi gap projesi aslında , ama halk milleti kandırıyorlar diye dalga geçerdi.
rahmetli erbakan da rahmetli demirel de bu sözleri söylemişlerdir, söyleme sebebi gap projesi aslında , ama halk milleti kandırıyorlar diye dalga geçerdi.
devamını gör...
çocukken sahip olunan yanlış bakış açıları
yıldızları kuşların evi sanırdım. gece uyumak için oraya gidiyorlar ve gündüz geri geliyorlar diye inanıyordum.
devamını gör...
michelangelo
‘’taşın içindeki davut’u gördüm ve ona ait olmayan ne varsa taştan söküp attım.’’ diyen rönesans dehası.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının birbirlerini övmesi
yadsınamaz bir gerçektir.
yıllardır profesyonel bir sözlük okuyucusu olduktan sonra* kafa, benim ilk sözlük yazarı deneyimini tattığım bir mecra oldu. başlarda bu nickaltı övgü muhabbeti hemen dikkatimi çekti. "aa, ne kadar kibar insanlar, güzel ifadelerle beğendikleri yazarları motive ediyorlar." demiştim. ilk kez sözlük yazarı olan kişilerin de bu klişeye dahil olmasıyla birlikte bu "övgü yarışı" bambaşka bir noktaya ulaştı.
bir süre sonra, kendimce yaptığım gözlemlerden çıkardığım sonuca göre, aslında gerçekten kıymetli yazarlar için başladığını düşünüdüğüm bu övgü işinde, ipin ucunun çoktan kaçırılmış olduğunu fark ettim. öyle ki, bazı yazarların bir diğerini överken kullandıkları cümleleri görünce, cıvık olarak nitelendirebileceğim bu yazarları, sanki smokin giymiş, önünü iliklemiş de öyle yazıyor gibi tahayyül etmeye başladım.
hatta yazarların pek çoğu, birbirlerini överken basmakalıp sözler kullanmaktan bile kaçınmamaya başladı. birbirini tekrar eden övgüler peş peşe yığılmaya başlayınca, bu işin samimiyetini sorgulamak durumunda kaldım. çünkü bazı yazarlar, bir başkasını överek kendini ön plana çıkarmaya çabalıyor gibiydi. her sosyal mecrada olduğu gibi burada da "tık"* alma hevesinin, nitelik ve kaliteyi talan ettiğine tanıklık ettikten sonra bu hususu fazla önemsememeye başlayıp, akışına bıraktım.
hatta başlarda irrite olduğum bu övgü yarışında benim kafamı rahatlatan olay, seri artı oy veren melekler oldu. parmağıyla ekranda bulunan bazı piksellere seri bir şekilde dokunmayı becerebilen kişilerin övgülere mazhar olduğunu gördükten sonra, bu işin samimi bir beğeniyi ifade etmekten çok, sözlük içi lobicilik olduğunu fark ettim. yeni yazarlar, bir süre takıldıktan sonra bu beğeni-övgü-takip lobiciliğini tecrübe edebilirler. belki de bu zaten sosyal medyanın doğasında olan bir şeydir, kullanmadığım için ben yeni fark etmiş olabilirim.
kimseye nereye, ne yazacaklarını tembihleyecek değilim. istediklerini yazıp çizebilirler. istedikleri yazarların tanımlarını okumadan beğenebilirler. karşılığında o yazarların içi boş övgülerinden tatmin olabilyorlarsa, ne mutlu onlara. ancak dışarıdan bakılınca bence* komik duruma düştüklerinin farkında değiller.
epeydir bu konuda söyleyeceklerimi biriktirip bir anda patlattıktan sonra, son sözüm de bu konudan rahatsızlık duyan yazarlara gelsin. burası kamuya açık bir platform, çeşit çeşit yazar var ve hepsi kuralları ihlal etmeden istediklerini yapmakta özgürler.* o yüzden şu övmüş şu beğenmiş gibi detaylara çok takılmayın. beğendiğiniz yazarlar için tabii ki övgü dolu tanımlar girin ama bunu yaparken... neyse siz daha iyisini bilirsiniz.
yıllardır profesyonel bir sözlük okuyucusu olduktan sonra* kafa, benim ilk sözlük yazarı deneyimini tattığım bir mecra oldu. başlarda bu nickaltı övgü muhabbeti hemen dikkatimi çekti. "aa, ne kadar kibar insanlar, güzel ifadelerle beğendikleri yazarları motive ediyorlar." demiştim. ilk kez sözlük yazarı olan kişilerin de bu klişeye dahil olmasıyla birlikte bu "övgü yarışı" bambaşka bir noktaya ulaştı.
bir süre sonra, kendimce yaptığım gözlemlerden çıkardığım sonuca göre, aslında gerçekten kıymetli yazarlar için başladığını düşünüdüğüm bu övgü işinde, ipin ucunun çoktan kaçırılmış olduğunu fark ettim. öyle ki, bazı yazarların bir diğerini överken kullandıkları cümleleri görünce, cıvık olarak nitelendirebileceğim bu yazarları, sanki smokin giymiş, önünü iliklemiş de öyle yazıyor gibi tahayyül etmeye başladım.
hatta yazarların pek çoğu, birbirlerini överken basmakalıp sözler kullanmaktan bile kaçınmamaya başladı. birbirini tekrar eden övgüler peş peşe yığılmaya başlayınca, bu işin samimiyetini sorgulamak durumunda kaldım. çünkü bazı yazarlar, bir başkasını överek kendini ön plana çıkarmaya çabalıyor gibiydi. her sosyal mecrada olduğu gibi burada da "tık"* alma hevesinin, nitelik ve kaliteyi talan ettiğine tanıklık ettikten sonra bu hususu fazla önemsememeye başlayıp, akışına bıraktım.
hatta başlarda irrite olduğum bu övgü yarışında benim kafamı rahatlatan olay, seri artı oy veren melekler oldu. parmağıyla ekranda bulunan bazı piksellere seri bir şekilde dokunmayı becerebilen kişilerin övgülere mazhar olduğunu gördükten sonra, bu işin samimi bir beğeniyi ifade etmekten çok, sözlük içi lobicilik olduğunu fark ettim. yeni yazarlar, bir süre takıldıktan sonra bu beğeni-övgü-takip lobiciliğini tecrübe edebilirler. belki de bu zaten sosyal medyanın doğasında olan bir şeydir, kullanmadığım için ben yeni fark etmiş olabilirim.
kimseye nereye, ne yazacaklarını tembihleyecek değilim. istediklerini yazıp çizebilirler. istedikleri yazarların tanımlarını okumadan beğenebilirler. karşılığında o yazarların içi boş övgülerinden tatmin olabilyorlarsa, ne mutlu onlara. ancak dışarıdan bakılınca bence* komik duruma düştüklerinin farkında değiller.
epeydir bu konuda söyleyeceklerimi biriktirip bir anda patlattıktan sonra, son sözüm de bu konudan rahatsızlık duyan yazarlara gelsin. burası kamuya açık bir platform, çeşit çeşit yazar var ve hepsi kuralları ihlal etmeden istediklerini yapmakta özgürler.* o yüzden şu övmüş şu beğenmiş gibi detaylara çok takılmayın. beğendiğiniz yazarlar için tabii ki övgü dolu tanımlar girin ama bunu yaparken... neyse siz daha iyisini bilirsiniz.
devamını gör...
inanmadığı dinin sabah akşam son ses müziğini dinlemek zorunda olmak
sayfayı ebu cehil mi yönetiyor sorusunu sordurtan başlık
devamını gör...
destek bekleyen yazarlar veri tabanı
ekşi sözlük belgeselini izlediyseniz, sözlüğün ilk yıllarında tanışanlar, birbirlerine iş bulmuş, meslek sahibi yapmış, şehirlerarası seyahatlerinde evlerinde misafir olmuşlar, ben bundan çok etkilenmiştim, ama bugün aynı ortamın olduğunu pek düşünmüyorum, sadece sözlükte değil, heryerde..
devamını gör...
hayvan sevmeyen insan
babamın bir sözü vardır"sevmek zorunda değilsin ama saygı zorunluluktur. " sevmeye bilir korka bilir. ama zarar veremez onunhayatına zarar veremez hiçbir insan.
devamını gör...
modern insanın en büyük problemi
gezegen insanı isimli yazar arkadaşımızın ukdesi.
bence modern insanın çok fazla sorunu vardır ancak bazıları vardır ki oldukça belirgindir.
örneğin (bkz: insanlardaki kolay para kazanma arzusu) örnek bir durumdur. çok hızlı kazanmak istiyoruz, sadece para alanında değil, her alanda.
güzel/yakışıklı görünme çabası da bu sorunlardan biridir bence. artık herkes tek tip olmaya başladı. estetik ameliyatları arttı. herkes aynı buruna, aynı çene yapısına, aynı renk gözlere, aynı tip yanaklara sahip olmaya başladı.
tanım: modern çağ insanının sorunlarını paylaştığımız başlıktır.
edit: sayın the dark knight'in kibar uyarısı üzerine:
(bkz: modern insanın en büyük problemi) .
bence modern insanın çok fazla sorunu vardır ancak bazıları vardır ki oldukça belirgindir.
örneğin (bkz: insanlardaki kolay para kazanma arzusu) örnek bir durumdur. çok hızlı kazanmak istiyoruz, sadece para alanında değil, her alanda.
güzel/yakışıklı görünme çabası da bu sorunlardan biridir bence. artık herkes tek tip olmaya başladı. estetik ameliyatları arttı. herkes aynı buruna, aynı çene yapısına, aynı renk gözlere, aynı tip yanaklara sahip olmaya başladı.
tanım: modern çağ insanının sorunlarını paylaştığımız başlıktır.
edit: sayın the dark knight'in kibar uyarısı üzerine:
(bkz: modern insanın en büyük problemi) .
devamını gör...
kadınların maço erkek sevdiği iddiası
kadınların...yine bir genelleme.bazı kadınlar olsun. kişilerin kendi beğendikleri,tanıdıkları,karşılarına çıkan kadınlara ortak özellik yükleyip öyle sunması doğru değil. belki de hep maço seven kadınlara denk gelmiştir o da onun kismetsizliği diyelim.
maço kelimesine bile tahammül edemeyen biri.
maço kelimesine bile tahammül edemeyen biri.
devamını gör...
rüya
bir rüya bir isteğin gizlice gerçekleşmesidir.
freud
rüyalar, dinlenmemize yardım eden uykumuzun devamlılığını sağlayan süreci kapsar. gizemli bir tarafı vardır. bilinç dışına açılan kapıdır. düşünsel ayna görevini görür. bu yaklaşım freudyen bir bakış açısıdır aslında. rüyadaki imgeler bir kılavuzdur. çoğu zaman arzuların tatmini ve kaçak duyguların tasviridir.
istek - ceza- sıkıntı
bu üç döngünün içinde gidilip gelinir.
rüya yorumlama kısmına değinmek gerekirse; gördüğümüz rüyaların gerçekleşme ihtimali üzerine hep düşünmüşüzdür. aristo rüyaların rastlantı sonucu olduğunu, geleceği görme işlevine sahip olmadığını savunur.
freud rüyalardan yardım almayı tercih eder. yaptığı araştırmalar, rüyada görülen sembollerin bize yol gösterebileceğini ortaya koymuştur.
uykuya dalanın korkusunu bilir misiniz? tepeden tırnağa korkar o, altından yer çekildiği ve rüya başladığı için.
nietzsche
görülenlerin bazıları huzurlu bazıları korkutucu. uyumayı göze aldıysan bu karşılaşmayı bekleyeceksin. bakalım bugün ne çıkacak bahtına? belki unutacak belki hatırlayacaksın.
bu gece senin için güzel buluşmalar hazırlasın.
tatlı rüyalar...
freud
rüyalar, dinlenmemize yardım eden uykumuzun devamlılığını sağlayan süreci kapsar. gizemli bir tarafı vardır. bilinç dışına açılan kapıdır. düşünsel ayna görevini görür. bu yaklaşım freudyen bir bakış açısıdır aslında. rüyadaki imgeler bir kılavuzdur. çoğu zaman arzuların tatmini ve kaçak duyguların tasviridir.
istek - ceza- sıkıntı
bu üç döngünün içinde gidilip gelinir.
rüya yorumlama kısmına değinmek gerekirse; gördüğümüz rüyaların gerçekleşme ihtimali üzerine hep düşünmüşüzdür. aristo rüyaların rastlantı sonucu olduğunu, geleceği görme işlevine sahip olmadığını savunur.
freud rüyalardan yardım almayı tercih eder. yaptığı araştırmalar, rüyada görülen sembollerin bize yol gösterebileceğini ortaya koymuştur.
uykuya dalanın korkusunu bilir misiniz? tepeden tırnağa korkar o, altından yer çekildiği ve rüya başladığı için.
nietzsche
görülenlerin bazıları huzurlu bazıları korkutucu. uyumayı göze aldıysan bu karşılaşmayı bekleyeceksin. bakalım bugün ne çıkacak bahtına? belki unutacak belki hatırlayacaksın.
bu gece senin için güzel buluşmalar hazırlasın.
tatlı rüyalar...
devamını gör...
antisipasyon paterni
bazı genetik hastalıkların yeni kuşaklarda daha erken yaşta ve/veya daha ağır klinik bulgularla ortaya çıkmasıdır.
örnek olarak miyotonik muskuler distrofi verilebilir.
örnek olarak miyotonik muskuler distrofi verilebilir.
devamını gör...
yazarların şu an merak ettikleri bir şey
moderatör olunur mu?
moderatör doğulur mu?
moderatör doğulur mu?
devamını gör...
şiir yazan insana ilham nereden geliyor
mutlu şair görmedim. haliyle bizi bunaltan,çıkmazdaymış gibi düşündüren, acı çektiren,hayattan aldığımız hazzi azaltan ne varsa aslında bir nimet olduğunun örneğini şiirden görüyoruz.
mutluyken niye şiir yazayım ki anı yaşarım.
ne zaman derde kedere bürünsem şiire dönerim. meret de nankör değil gel başla der gibi. terapimi yapar çıkarım. o orda durur. derdim de orda durur. haliyle şiiri önemserim. kıymetlidir. vazgeçilmezdir.
mutluyken niye şiir yazayım ki anı yaşarım.
ne zaman derde kedere bürünsem şiire dönerim. meret de nankör değil gel başla der gibi. terapimi yapar çıkarım. o orda durur. derdim de orda durur. haliyle şiiri önemserim. kıymetlidir. vazgeçilmezdir.
devamını gör...
kedi ayaklarının büyü için kesiliyor olma iddiası
kedi bacağı hangi büyüyü bozuyor, ya da buna inanan insanlar neyin kafasını yaşıyor düşüncesini akıllara getiren idda.
antalya candost derneği başkanı arife yanık, son zamanlarda ayakları kesilen kedilerin sayısının artmasıyla ilgili, "yeni bir inanışa tapan kitleler mi oluştu?’ derken sanatçı haluk levent de sosyal medya hesabından "şarlatanlar, köpek ve kedilerin ayaklarını keserek büyü bozduklarını dile getirip para kazanıyorlar" diye tepki gösterdi.buradan
antalya candost derneği başkanı arife yanık, son zamanlarda ayakları kesilen kedilerin sayısının artmasıyla ilgili, "yeni bir inanışa tapan kitleler mi oluştu?’ derken sanatçı haluk levent de sosyal medya hesabından "şarlatanlar, köpek ve kedilerin ayaklarını keserek büyü bozduklarını dile getirip para kazanıyorlar" diye tepki gösterdi.buradan
devamını gör...
cinsiyetin sadece cinsel organa göre kadın ve erkek olarak belirlenemeyeceği gerçeği
cinsiyet(sex ) biyolojik anlamda erillik ve dişilik ve arada kalan spektrumdaki çeşitliği kapsar.
cinsiyeti sadece kişinin sahip olduğu cinsel organa göre kadın ve erkek olarak sınıflandırmak bilimsel anlamda yanlıştır. cinsiyetin belirleyicisi sadece cinsel organ değildir.
kromozomlar, genler, gonads, sahip olunan cinsel organ veya organlar, hormonlardır birincil ve ikincil cinsiyeti belirleyen.
cinsiyetin binary değil bimodaldır.
ortalama olarak, erkekler xy kromozomlarına sahip olma eğilimindedir ve dişiler xx kromozomlarına sahip olma eğilimindedir. bununla birlikte, cinsiyet kromozomları 16 farklı doğal varyasyonda geniş bir yelpazeye sahiptir.
45, x, turner- 45,x/46, xy mozaikleşme-46, xx/xy -47, xxx trisomy x -47, xxy, klinefelter -47, xyy normal phenotype -48, xxxx -48, xxxy -48, xxyy-49, xxxxy -49, xxxxx-xx male syndrome -xx gonadal dysgenesis -xy gonadal dysgenesis .
kimi kişiler doğuştan birden fazla cinsel organa sahiptir. hermaphrodite bireyler kromozomlar ve hormonların etkisiyle genelde ergenlik döneminden itibaren kadın, erkek, farklı oranlarda her ikisi ya da hiç biri olarak tanımlayabilirler kendilerini.
cinsiyet (sex) ve cinsiyet rolleri (gender roles ) ve cinsel kimlik (gender id) aynı şey değildir ancak birbiriyle ilintilidir. cinsel kimlik yine binary değildir.
tarih boyunca cinsiyetin ve cinsel kimliğin binary olmadığı pek çok kültür vardır. amerika yerlileri-two spirit, hintliler - hijra, hawaian- mahu, samoans - ffa’afafine, tongan- fakaleiti, tayvan -maohi vb. buna örnek gösterilebilir.
bugün cinsel çeşitlilik ve katılımcılık çalışmalarını yürüten ülkelerde cinsiyetin binary olmadığı kabul edilmekte ve tüm yasal formlarda kişiler kendi cinsiyetlerini kendi tanımlamalarına uygun olarak ifade edebilmektedirler. işte, okulda kısacası toplumsal yaşamda kişilere sadece görünüşlerine dayalı olarak değil ancak kendilerini tanımladıkları cinsiyete uygun olarak hitap etmek zorunluluğu vardır.
cinsiyet, cinsel kimlik ve cinsel yönelim konusunda son derece bilgisiz olan türkiye'nin bunların hepsi eşcinsel tanımsal tanımlaması yanlıştır.
bilimsel olarak cinsiyetin ikili olmadığı ispatlanmasına rağmen, farklı cinsiyetleri, cinsel kimlikleri kabul etmemek bu anlamda yerçekimi yoktur, depremler sarı öküz başını salladığı için olur, covid 19 yoktur demekle aynı noktadır. sizin toplum olarak neye inandığınız gerçeği değiştirmez. tıpki gözlerinizi kör etmenin dünyanın var olduğunu gerçeğini değiştirmeyeceği gibi.
(bkz: cinsiyet)
(bkz: cinsiyet ve cinsel kimlik farkı)
ekleme : yazdıklarını anlamadık diyenler için gösterelim.
(i:
)
cinsiyeti sadece kişinin sahip olduğu cinsel organa göre kadın ve erkek olarak sınıflandırmak bilimsel anlamda yanlıştır. cinsiyetin belirleyicisi sadece cinsel organ değildir.
kromozomlar, genler, gonads, sahip olunan cinsel organ veya organlar, hormonlardır birincil ve ikincil cinsiyeti belirleyen.
cinsiyetin binary değil bimodaldır.
ortalama olarak, erkekler xy kromozomlarına sahip olma eğilimindedir ve dişiler xx kromozomlarına sahip olma eğilimindedir. bununla birlikte, cinsiyet kromozomları 16 farklı doğal varyasyonda geniş bir yelpazeye sahiptir.
45, x, turner- 45,x/46, xy mozaikleşme-46, xx/xy -47, xxx trisomy x -47, xxy, klinefelter -47, xyy normal phenotype -48, xxxx -48, xxxy -48, xxyy-49, xxxxy -49, xxxxx-xx male syndrome -xx gonadal dysgenesis -xy gonadal dysgenesis .
kimi kişiler doğuştan birden fazla cinsel organa sahiptir. hermaphrodite bireyler kromozomlar ve hormonların etkisiyle genelde ergenlik döneminden itibaren kadın, erkek, farklı oranlarda her ikisi ya da hiç biri olarak tanımlayabilirler kendilerini.
cinsiyet (sex) ve cinsiyet rolleri (gender roles ) ve cinsel kimlik (gender id) aynı şey değildir ancak birbiriyle ilintilidir. cinsel kimlik yine binary değildir.
tarih boyunca cinsiyetin ve cinsel kimliğin binary olmadığı pek çok kültür vardır. amerika yerlileri-two spirit, hintliler - hijra, hawaian- mahu, samoans - ffa’afafine, tongan- fakaleiti, tayvan -maohi vb. buna örnek gösterilebilir.
bugün cinsel çeşitlilik ve katılımcılık çalışmalarını yürüten ülkelerde cinsiyetin binary olmadığı kabul edilmekte ve tüm yasal formlarda kişiler kendi cinsiyetlerini kendi tanımlamalarına uygun olarak ifade edebilmektedirler. işte, okulda kısacası toplumsal yaşamda kişilere sadece görünüşlerine dayalı olarak değil ancak kendilerini tanımladıkları cinsiyete uygun olarak hitap etmek zorunluluğu vardır.
cinsiyet, cinsel kimlik ve cinsel yönelim konusunda son derece bilgisiz olan türkiye'nin bunların hepsi eşcinsel tanımsal tanımlaması yanlıştır.
bilimsel olarak cinsiyetin ikili olmadığı ispatlanmasına rağmen, farklı cinsiyetleri, cinsel kimlikleri kabul etmemek bu anlamda yerçekimi yoktur, depremler sarı öküz başını salladığı için olur, covid 19 yoktur demekle aynı noktadır. sizin toplum olarak neye inandığınız gerçeği değiştirmez. tıpki gözlerinizi kör etmenin dünyanın var olduğunu gerçeğini değiştirmeyeceği gibi.
(bkz: cinsiyet)
(bkz: cinsiyet ve cinsel kimlik farkı)
ekleme : yazdıklarını anlamadık diyenler için gösterelim.
(i:
)
devamını gör...

