-bence biz kör olmadık, biz zaten kördük.
+gören körler mi?
-gördüğü halde göremeyen körler.
kitabın ana fikriydi bu cümleler.
devamını gör...

üşeniyorum, öyleyse yarın.
devamını gör...

kendimi ruhen daha temiz tutmaya çalışırdım.
devamını gör...

5 yıldır savaşıyorum bu hastalıkla.
sayısını burada vermeye gerek duymadığım kadar operasyon geçirdim, kemoterapi seanslarım hala devam ediyor .
doktorumun bu konuyla ilgili söylediği şuydu daha işin başındayken.

şerbetli tatlı yok, mutlaka tatlı yiyeceksen sütlü tatlı ye.

geçen 5 yılda, uydum mu buna ,
uymadım tabii ki , her türlü tatlıyı yedim ve yiyorum .
ancak mümkün olduğunca az olmasına dikkat ediyorum .

onu yeme , bunu içme tarzı yaklaşımlar, özellikle bu hastalıkla mücadele edenler üzerinde varolan baskıyı daha da arttırıyor, kendimden biliyorum bunu .

evet, şekerin tıbben sorunlu bir ürün olduğu doğru ancak bundan kaçmak da bir o kadar zor .çünkü salt şeker olarak bakmamak gerek konuya , yediğin bir çok gıda vücutta şekere dönüşerek varlığını sürdürüyor zaten .
öyleyse bu konuda fazla kasmak, gereksiz bir gerginlik yaratır hepsi o.
buna fırsat vermemek için, o anı, o mutluluğu beynine yasatmalısın,
ama tekrarlıyorum, ölçüyü kaçırmamak kaydıyla...

bu arada bu hastalıkla mücadele etmenin en temel yolu , düzenli kontrollere girmekte yatıyor.
yani testiyi kırmadan ne yapacaksan yap, zira sonrası çok hem de çok zor yürüyor...
devamını gör...

uyanınca kahvaltıyı alelacele etmek, sokağa geç kalmamak demekti.
mahalledeki çocukların ismini camın önünde haykırması, annenden '' çok kirlenme, azıtma'' laflarını işitmek tüm bunlara rağmen azıtmaya hazır oldugun hunharca sokakta oynadığın günler demekti.
yakartop, istop, sek sek, ip atlama, dokuz taş ve eğer şanslıysan akşam üzeri mahalledeki ablalarla voleybol oynamak demekti.
dönen salıncağı sokağın başında görüp ''anneeee anneeee para!'' diye anneyi darlamak yediğin azarı umursamadan kaptığın paraya mutlu olmak demekti.
öğlen eve girmemek için salçalı ekmek su ikilisini anneden istemek, yahut komşu evlere rahatça girip karnını bir güzel doyurmak demekti.
akşam yemeginden sonra kendini gene sokağa atıp ablalardan abilerden garip hikayeler dinlemek demekti.
korkusuzduk, zarar kötülük beklemezdik komşularımızdan çünkü öyle dönemlerdi. kavgayı, paylaşmayı, dostluğu hep o sokaklarda öğrendik. şuan deli gibi korktuğumuz, çocuklarımızı asla yalnız bırakmayacağımız sokaklardan..
güzel zamanlardı ve ne yazık ki artık çok eskide kaldı.
devamını gör...

ilkel halde yüzyıllarca yaşayan avustralya yerlileri.
buzul çağdan önce asya ile avustralya arasında kara bağlantısı olmasıyla gruplar ve kabileler halinde avustralya’ya göç ederler. buzul çağının gelip çatması neticesinde eriyen buzullar karaları kaplayıp denizlerin oluşmasına neden olur. bu sebepten çok uzun bir süre avrupalı tüccarların gelişine kadar taş çağını yaşar aborjinler.

“aborjinler, neden diğer insanların doğum günü partilerini kutladıklarını bir türlü anlayamamışlardır. onlara göre yaşlanmayı sağlamak için bir gayret göstermeye gerek yoktur ve kendiliğinden olur. onlar, daha mükemmel olmayı kutlarlar. eğer geçen yıla göre daha iyi, daha bilge olunmuşsa, bu kutlanacak bir şeydir. ve bunu ancak sen bilirsin ve kutlama partisinin ne zaman olacağını kendin söylersin! "

marlo morgan - bir çift yürek.
devamını gör...

duygusal açıdan bakarsak huzurun olduğu bölge, bilimsel açıdan ise canlı türlerinin hayatlarını devam ettirmeye elverişli topraklar.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
tatlı birini görünce hemen çekmek istedim.
devamını gör...

nicki almış başını giden yazar.
işte bunlar hep dış minnakların oyunu.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

*
devamını gör...

her şeyin farkında olmak.
devamını gör...

üzücü bir durum. kepenk kapatmasa da çoğu işletmenin çok zor günler geçirdiğini biliyoruz. kepenk kapatmayanların da hali çok iç açıcı değil yani.

yalnız bunları savunurken parti mensubunuz, eski milletvekiliniz çıkıp erdoğan gitsin diye canımı veririm diye açıklamalar yapıyor. siz bu ülkenin ana muhalefet partisinin başkan yardımcısı olarak keşke rakam vermek yerine ya da bu rakamları verdikten sonra bunun olmaması için neler yapacağınızı anlatsanız. hoş anlatmak yetmiyor. bir icraat görsek, örgütlenseniz, sesinizi yükseltseniz hoş olmaz mı?
devamını gör...

1966 yılında, vostok ve voskhod araçlarının ardından, insansız uzay uçuşuyla göreve başlayan sovyetler birliği uzay aracı.

soyuz'un insanlı uçuş denemelerinin ilki vladimir komarov'un korkunç ölümüyle sona erdi. ancak sovyetler yılmadı ve görevler devam etti. yavaş yavaş her şey rayına oturdu ve soyuz, önce sovyet uzay istasyonlarına, sonra da uluslararası uzay istasyonu'na insan taşımak için kullanılmaya başlandı.

soyuz, bir kapsül ve roket bölümünden oluşur. kapsül de kendi içinde 3 ayrı modülden oluşur. mürettebat, aracın yörüngede olması durumunda yörünge modülünde bulunur. iniş modülü, uzay istasyonuna giderken mürettebatın içinde bulunduğu modüldür. 3. modül ise güç kaynağı, güneş paneli gibi teknik desteği taşır.

roket bölümü, kapsülün ucuna takıldığı ve kapsülün ateşlenerek yola çıkması için gereken kısımdır. fırlatmadan sonra birbirlerinden ayrılırlar ve roket geri döner. kapsül ise 9 dakika içerisinde uzaya ulaşır. geri dönüşte paraşüt sistemi kullanılır. yüzeye yaklaşılınca da küçük bir roket motoru ile kapsülün biraz daha yavaşlaması sağlanır.
devamını gör...

insan kelimesinin ve bu niteliği taşıyan kimselerin bir özelliği var o da şu:
huy ve ahlak yönünden üstün nitelikli kimse
bunu ben değil kelimenin manası söylüyor. aynı zamanda insanlık kelimesine mana olarak baktığımız da şunları belirtir:
insanın değerini, saygınlığını veren öz, insana yaraşır yaşama ve düşünme ilkesi.
çağımıza bakacak olursak insanın ve insanlığın manalarından uzaklaşmış şekle şemale önem veren güruhlar türemiş.
bu da demek oluyor ki sadece ete kemiğe bürünmek ile insan olunmuyor.
devamını gör...

ben sana layık değilim. daha iyilerini hak ediyorsun.
devamını gör...

başka biri değil de, kendim; yine kendime: "sorun yok" dediğimi duymak istiyorum. samimiyetle, inanarak.
devamını gör...

canlılarda vücut ısısının metabolizmaya bağlı olmayıp ortam sıcaklığına göre değişmesi demektir.
devamını gör...

mantı. yapımı zahmetli diye yaparken nefret ettiğim yemek.
devamını gör...

saçlarını "kısa" kestiren kadındır. erkek gibi saç, kadın gibi kıyafet olmaz. erkek gibi davranmak, kadın gibi ağlamak vb. kalıplar da hiç hoş değildir ve çağ dışıdır. ayrıca her şey insanlar içindir.
devamını gör...

virüslerin yol açtığı, süt çocukluğu döneminde görülen hafif seyirli bir enfeksiyon hastalığı. 6 ay - 3 yaş grubu çocuklarda sık görülür. 2-3 gün süren ateş, en fazla 8 güne kadar uzar. özel bir tedavisi ve aşısı olmayan bir hastalıktır. hastalık bir haftada kendiliğinden iyileşir.
devamını gör...

şaşırdığım başlıktır.
açarken biraz hassas davranmak lazım.
anlıyorum insan bazen zor zamanlar geçirir.
ama çaresiz bir duruma gelirse bunu başlık açarak dile getirmez.
hayatında zorluk yaşayan insanlar etkilenebilirler.
bazen ruhun kaldırabildiği acıları beden kaldıramaz.
anlıyorum ama kabullenmiyorum.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim