1995 yılında kurulan rap müzik grubudur.

grup almanya’da kurulmuştur. bu abilerimiz üç grupta aslında sonradan birleşiyorlar ve tek bir grup oluyorlar. birleşmelerini sağlayan isim erci e oluyor.
birleştikten sonra çığır açacak bir albüm yaptılar ve albümün adı carteldi. avrupa’da yayınlandı ve çok ses getirdi. grup mtv de röportajlar falan derken sesini türkiye’ye duyurdu.
cartel 1995 de gelip türkiye’de televizyonlara çıkmaya başladı. konserler verdiler. hemen hemen herkesin kulaklarına ulaştılar.

bu efsane albümden sonra ara verdiler ve 3 grup olarak kariyerlerine devam ettiler. karakan ve erci e solo albüm çıkardılar ama beklenen etkiyi yaratamadılar. erci e sonrasında bir albüm daha çıkardı ama sesini duyuramadı.

grup 2009 yılında tekrar birleştiler. 15 yıllık suskunluğun ardından tekrar albüm çalışmalarına başladılar. 2011 yılında “bugünkü neşen cartelden” isimli albümü çıkardılar ama bekleneni veremediler. albümde konuk olarak ferman akgün ve efsun bulunuyordu.

grup efsane şarkılar yaptı ve türkiye’de dönüm noktası oldu. hemen hemen her türk rapçi cartel sayesinde bu işi yapmaya karar verdi. sagopa kajmer, ceza, fuat ergin, dr fuchs gibi isimler cartelden bayrağı alıp türkçe rapin gelişmesinde büyük rol oynadılar.
onların yaptığı müziği daha ileri taşıdılar. özellikle o dönemden sonra ortaya çıkan nefret albümü çok büyük fark yaratmıştı.

cartel albümü türkiye’de 543.000 adet satılmıştır ve bu sayı türkçe rap tarihinde rekordur. ayrıca grup stadyum konseri veren ilk rap grubu olmuştur. inönü stadyumunda konsere çıkan grup tarihe geçmiştir.
türkiye’de michael jacksondan sonra en çok izleyici çeken konsere çıkmışlardır. bu başarının ardından amerikan time dergisine konu olmuşlardır.

grubun üyeleri erci e, alper ağa, m.ali, olcay, babaludur.

grubun eski üyeleri ise kabus kerim, dj tan, ıncefee, bektaş ve capman hakandır.

carteeelll bir numara en büyük diyerek yazımı sonlandırıyorum.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ruh ve beden hazır olmadan yapılmaması gerekir. bedeninizi çocuk yapmadan önce -ne kadar erken başlanırsa kadar iyi- sağlıklı bir düzene sokun. spor yapın, sağlıklı beslenin. evet, bunlar yumurtalık ve sperm kalitesini belirliyor. ruhen kendi çocukluğuzun yaralarıyla yüzleşmeden, içinizdeki çocukla barışmadan bu işe kalkışmayın. çocuğunuz olunca elbet geceleri ağlayacak, çünkü dünyaya yeni geldi ve alışamadı. bu onun suçu değil, ona kızamazsınız. fikrini almadık sonuçta, bizim kararımız bu. kendi kendine yeten bir birey olana kadar maddi ve manevi tüm ihtiyaçlarını karşılamak zorundasınız. çocuğunuz bebekken bile bazı karakteristik özellikleri oluşmuştur. onu değiştirmeye çalışmayın ve saygı duyun. bol makale okuyun. başka ebeveynlerle konuşun. çocuk olduktan sonra hayatınız eskisi gibi olmayacak. rahatınıza ve özgürlüğünüze düşkünseniz hiç bulaşmayın. unutmayın çocuğunuz siz ne kadar kötü olsanız da sizi sevmeye devam eder. çünkü bu en iyi bildiği şeydir. elinde değildir sevmemek. lütfen çocuklarınızın da bu zaafını istismar edip onları kullanmayın. bir çocuğun en büyük ihtiyacı koşulsuz sevgidir. sevgisizlik öldürebilir.evet, somut anlamda. evet, bir gülüşleri için de ömür boyu çile çekilir.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


ölüler! hepimiz için yalvarın allaha...
devamını gör...

bir şeyler üretmenin iyi hissettirdiği etkinliklerden. üstelik "evde yaparım ben, dışarıda içine ne koyuyorlar belli değil"ci tayfadansanız içiniz rahat bir şekilde yaptığınız mumu kullanabilirsiniz. yanma süresi daha uzun, dilediğiniz renkte, kokuda ya da kokusuz mumları evdeki atık camları (konserve kavanozlar gibi örneğin) değerlendirerek de üretebiliyorsunuz. balmumu kullanarak mumlar yapmak en doğalı ancak her zaman bulunmadığı için, soya mumlarının doğalını bulmak da mesele olduğundan parafin daha sık kullanılıyor. bir yerden başlamak gerek elbette, ancak parafinle çalışırken dikkat edilmesi gereken önemli noktalar var.

öncelikle mum için kullanılacak malzemeleri eritip kullanıma hazır hale getirmek kolay ancak dikkat isteyen bir iş. ortalığı batırmamak için eski gazete kağıtları işe yarayabilir. benmari usulü eriteceğiniz parafini kullanmadığınız büyükçe bir kavanoza alabilirsiniz, lakin suyu kaynatmak için çok derin tencere yerine sığ bir tencere hem işinizi kolaylaştırır hem de yanmanızı engeller. suyu kaynattıktan sonra altını kısın mutlaka. kavanozun su içinde zıplamadan sabit durması için önemli bu. karışıma ekleyeceğiniz malzemeleri karıştırmak için çöp şiş çubuklarından yardım alabilirsiniz. ölçümler için de basit bir mutfak terazisi iş görüyor.

satın aldığınız parafin genellikle saf halde olur, kullandığınız parafinin muma dönüştükten sonra dayanıklı olması için yüzde on oranında stearik asit (stearin, bir tür gliserin) kullanmanız yararlı olur. 200 gram parafine 20 gram stearin gibi. bu madde de parafinle birlikte kolay bulunuyor, hatta internette mum yapım seti olarak satılan takımlarda bulunuyor. kimi üretici parafinine stearini eklenmiş olarak da satıyor, o zaman "erit ve çık" türü mumlar yapmak da mümkün oluyor.

parafini eritirken mumları koyacağınız kapları ve fitillerini hazırlayın. bu kaplar küçük kavanozlar, teneke kutular ya da bitmiş mumlarınızın bardakları olabilir. fitili sabitlemek için küçük yuvarlak bir metal parça oluyor, bunu mumu dökeceğiniz kabın tabanının tam ortasına birkaç damla erimiş mum ile sabitleyebilirsiniz. fitilin ipini dik olarak tutabilmek için bir çubuk ve küçük bir mandal işe yarıyor. fitilin sabit durması mumun sonuna kadar düzgün biçimde yanması için önemli.

önce parafin, sonra da ekleyip karıştırdığınız stearin eridikten sonra renk için gıda boyası ekleyebilirsiniz. koku için de aktarlarda / parfümerilerde bulunan esanslardan ya da bitki/meyve yağlarından birkaç damla eklemenizi öneririm. başka malzeme eklemek çok iyi olmayabiliyor her zaman, kahve koyma gibi bir gaflette bulunmuştum ilk yaptığımda, kokusu çok belirgin olmadığı gibi kahve tanecikleri mumun dibinde kaldı, hiç de hoş olmadı. *

hafif kıvamlı karışımımız kaplara dökülmeye hazır. en önemli şey dikkatli olmak ve acele etmemek, çünkü sıcak parafin oldukça can yakabiliyor, ortalığı batırıyor ve temizlemesi zor. tencereden kavanozu alırken tutacak ve tahta maşa kullanabilirsiniz, kavanozu tutup parafini dökerken de. kaplara sıcak parafini dökerken fitilleri kaydırmamaya dikkat edin. yaptığınız mumları ilk yarım saat hareket ettirmeyin. yakmak için mumun iyice oturması önemli olduğundan en temizi bir gece beklemek. fitil etrafında parafin soğuduktan sonra hafif bir çukurlaşma görebilirsiniz, bu bazen olmayabilir de, ama olursa üzerine halen sıcak ve sıvı halde bulunan parafinden takviye edebilirsiniz. işiniz tamamlandıktan sonra ortalığı toplamayı ihmal etmeyin ve kullandığınız malzemeleri yeniden kullanmak için bir kenarda tutun. ayrıca bu kapların parafin değen kısımlarını kesinlikle suyla temas ettirmeyin, çünkü bu sonraki mum yapma serüveninizde ürünlerinizin kalitesini olumsuz etkiler. mumlarınız hazır olduğunda yakıp seyrine bakması çok keyifli, yanarken kıpırdatmamaya, yanabilecek şeylerin etrafında tutmamaya özen göstermeyi de unutmayın.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bana da yapmayın pliz.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kim mutlu edebilir seni,sen hazır değilsen.
devamını gör...

her duyulduğunda ,öğrenildiğinde şok olunası, muhtemelen midye limon ikilisine, turşuya ve şalgama hayran olan bu yönleriyle de kendisine, hayran bırakan kızdır.
devamını gör...

müslüman bile olsa kimsenin kalbini kırma diye arttırdığım vecize.
devamını gör...

dinlemek bu konuda kabul edelim ki pek de başarılı değiliz.
devamını gör...

başlıkta daha önce girilen entryleri okudukça kendi fikrimden ödün vererek daha ılımlı yaklaşmaya başladım konuya.

öncelikle söz konusu dış görünüş güzellik-çirkinlikse önem vermem. karşı cins için değil bu söylediklerim, kadını-erkeği fark etmez. ama giyimine, tarzına, özgüvenine, duruşuna bakıyorum evet. ama diyelim bunlar kafamda artı puanlar oluşturdu ama kızı ya da erkeği tanıdım, bi işe yaramaz, boş konuşan, ergenin teki; tüm artı puanlar silinir, eksiye döner, iletişimi keserim.

diyelim tarzı sıradan, tipi de dikkat çekici değil. ama bi şekilde tanıştık, baktım akıllı, ne dediğini bilen, düşünceleri mantıklı, kafa biri; tipi gözümde hiçbir önem teşkil etmez. arkadaşlığına bakarım.

eğer sadece dış görünüş önemli olsaydı saçı sakalı birbirine karışmış, gösterişi reddeden o antik yunan'ın stoacıları felsefecileri hiç dinlenmezdi, günümüzde hiçbirinin adını duymamış olurduk.

eğer bazılarının yaptığı gibi dış görünüş bu kadar önemli olsaydı hiç kimse gerçek sevgiyi bulamazdı. herkes kaza geçiren, yarası beresi olan sevgilisinden ayrılırdı, daha güzelini bulunca ayrılırdı. "bunun neresini sevmiş" denilen tipler var magazin dünyasında da. insanların içi seviliyor arkadaşlar. dışınızı allayıp pullasanız da içiniz güzel olmayınca hiçbir işe yaramıyor bence. en azından bence.
devamını gör...

küçükken en çok sevdiğim oyunlardan birisiydi, hala da severim. bu tarz sanal dünya oyunlarını sevmemle sözlükte yazmam aynı hissiyattan kaynaklanıyor. insanlarla girdiğiniz etkileşim, kendinize ait sanal bir şahsiyet edinmeniz güzel şeyler.

sanalika, bir sanal dünya oyunudur. kendinize bir karakter yaratıp, bir de rumuz seçip oyuna başlarsınız. benim oynadığım dönemlerde bir tansu çiller politikası olarak oyuna başlayan herkese oyunun mütevazı sevgi apartmanı'nda bir ev verilirdi.* şimdi bakıyorum da o politika terk edilmiş. tabii isterseniz farklı elit muhitlerden mülk almanız da mümkündür. oyunun temel amacı sosyalleşmektir. oyunda sanal karakterinize sınıf atlattırmak üçün envaiçeşit meta ve ürün vardır. para kazanmak görevler vasıtasıyla yapılsa dahi bu şekilde zengin olmak çok zordur ve oyunun para birimi olan "sanil" satın almanız teşvik edilir. oyuna sonradan "diamond" denilen ve oyun içindeki döviz bürosundan sanil'e çevrilebilen daha değerli bir emtia da eklenmiştir. oyunun kast sistemi de vardır elbette. 4-5 çeşit kredi kartı vardır ve bunları satın alırsanız bazı ayrıcalıklar elde edersiniz. "diamond club" denilen elitler kulübü ise belirli şartları yerine getirip yaptığınız başvuru sonunda sizi bünyesine müdahil eder.

oyunda birçok mekan vardır. mekanların çizimleri ve görüntüleri çok hoştur. detaylara bayılan birisi olarak küçükken o mekandan bu mekana berduş gibi gezerdim. caddeler sayılarla ifade edilmiştir. oyunda arkadaş ekleme özelliği vardır ve online arkadaşlarınızı görebilirsiniz. halihazırda benim tüm arkadaşlarım tarihe karışmış durumdadır. belki evlenen bile vardır.*

oyunda bir mekan satın alıp işletmeniz mümkündür. oyunda hatırladığım kadarıyla gazetecilik, ressamlık, süvarilik ve yönetmenlik meslekleri vardır. bu mesleklere kolayca seçilmezsiniz. bir başvuru sürecinden geçersiniz. şahsım oyunda hiçbir baltaya sap olamamış ve işsizlik oranlarını arttıran bir hayat sürmüştür. bunun yanında oyunun düzenlediği etkinlikler de vardır ve bu etkinliklerde sosyalleşebilirsiniz. velhasılıkelam sanalika'nın hayatı çok primitif olsa da simüle etmesi, küçük arslan'ı kalbinden vurmuş ve kendine aşık etmiştir.
devamını gör...

kendimin de yaptığı eylem yavaş konuşmak eziyet gibi geliyor ayrıca yavaş konuşan insanları da dinlerken aşırı bunalıyorum yani iki cümle söylüyceksin arada bu kadar düşünüp durup ığğ lamaya gerek yok
yavaş konuşan insanların videolarını dinlerken genel de hızlandırarak dinliyorum ve bazen gerçek hayatta da buna ihtiyaç duymuyor değilim
devamını gör...

günaydın sözlük,

bazı insanlar için bazı zamanlar vardır... uyandığı her günün bir öncekinden farkı yoktur, ve yine uyandığı her gün, bir sonraki günden de farkı olmayacakmış gibi hissettirir.

çarşambaymış, ayın 17'si imiş, mevsim kışmış ama yazdan kalma bir hava varmış, cemre düşmüş, arap kızı camdan bakmış pek umurlarında olmaz. onlar için belli bir süre her gün pazartesi olacaktır.

işte her sabah pazartesiye uyanmışsınız da, umrunuzda olmayan bir gün içerisinde, umrunuzda olmayan insanların ağızlarından, istekli olmaktan çok zorunluluktan, yarım ağız çıkmış, zor duyulan ve tarafınızdan da çok önemsenmeyecek uyuz bir günaydın değil elbet...

harika geçen bir gecenin sabahına uyanmışsınız yahut harika geçireceğiniz bir gecenin sabahına uyanmışsınız gibi bir günaydın...

cuma günü mesainin sonu gibi hissettiren bir günaydın...

biranın yanındaki patates gibi,
favanın üstündeki soğan gibi,
mükellef bir kahvaltı sofrasının ortasınaki sucuklu yumurta gibi bir günaydın.
fırından çıkmış sıcak ekmeğin, eve gelene kadar kulak kısmını yemişsiniz gibi bir günaydın...

günaydın ulan işte.
devamını gör...

eski arapların kabul ettiği dâhiler. aslında bazıları bu kişilere dâhi denmesini doğru bulmaz. ya da çok çok akıllı denmesini de. çünkü islâm aleminde daha birçok çok çok akıllı, dâhi denen kişiler vardı. ayrıca bazıları dühat-ı arab'dan olan kişilerden bazılarının incelendiğinde, dâhi seviyesinde olmadıklarının görüldüğünü söyler.

bu kişiler 4 veya 5 tanedir. o kişiler şunlardır:

muâviye bin ebû süfyân - emevî hilâfetinin kurucusu, sahâbî. acele davranmayıp, işlerin sonucunu beklemekte ve uslulukta dâhi olarak kabul edilmiştir. siyasî bir dehaya da sahip olduğu bazı araştırmacılar tarafından söylenir.

hz. amr bin âs - ünlü sahâbî, devlet adamı, mısır fâtihi. siyaset dâhisi olarak kabul edilmiştir.

hz. muğire bin şu'be - sahâbî ve emevî devlet adamı. ânında karar vermekte dâhi kabul edilmiştir.

ziyâd bin ebîh - emevîler dönemi ırak valisi. büyük küçük demeden her işte üstün görüşlü olmada dâhi kabul edilmiştir.

fakat bazıları hz. osman'ın şehid olduğu dönemde dâhilerin beş kişi olduğunu belirtmiştir. onlara göre ziyâd bin ebîh yerine hz. kays bin sa'd (sahâbî, ensarın ileri gelenlerinden, hz. muhammed'in sancaktarlarından) olmalıdır. ayrıca yine onlara göre listede hz. abdullah bin büdeyl (sahâbî) de olmalıdır.

aslında diğer kaynaklarda, kitaplarda da birçok kimseye dâhi denmiştir. mesela hz. ebû ubeyde bin cerrâh (hz. muhammed tarafından cennete girecekleri daha hayattayken kendilerine müjdelenen 10 sahâbî'den biri, kumandan sahâbî) kureyş dâhilerinden sayılmıştır. bundan ilave hz. ebu bekir (ilk müslümanlardan olan sahabe, 4 halife'nin birincisi) de kureyş dâhilerinden sayılmıştır.

ayrıca hz. hâlid bin velîd'e de (hz. muhammed'in seyfullah unvanı verdiği ünlü kumandan sahâbí) harp dahisi denebilir.
devamını gör...

övünürüm aga kaslarımla.
nude da atarım.
göböksöz örkök bolkonsoz övö bönzör diyeceğime, kasımla övünürüm daha iyi.

belki şaşırtıcı olacak ama kitap da okuyorum.*

bir de işin ironik kısmı, başlık 19 mayıs'ta açılmış. evet evet, "gençlik" ve "spor" bayramı olan.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

google sayesinde bugün biyografisini okuduğum ilk türk tıp doktoru kadın.

beni etkileyen kısmı ise süt damlası bakımevleri'ni kurması olmuştur.


anne sütünden kesilen ve steril süt içme imkânından mahrum olan çocuklar için fransız kızılhaç'ı tarafından kurulup 1925'te himaye-i etfal cemiyeti'ne bırakılan süt damlası bakımevi'nin başına geçen safiye ali, gönüllü çalışmalarıyla bakımevine etkinlik kazandırmıştır. süt damlası'ndaki çalışmaları kadınları emzirmeye teşvik etme; yetersiz beslenen çocukların sağlıklı beslenebilmeleri amaçlı eğitimler düzenlemeye odaklı idi. safiye ali ayrıca sütten kesilmiş 1 yaş sonrası hasta ve zayıf çocukların bakımı ile ilgilenmek üzere hilal-i ahmer hanımlar merkezi küçük çocuklar muayenehanesi'ni kurdu.


anne sütünün önemini o zamanlar anlatmaya çalışan bu güzel doktorumuzu rahmetle anıyorum.
kamu spotu ilk 6 ay ekstrem şartlar dışında anne sütü dışında bir şey vermemeniz tavsiye olunur.
devamını gör...

iyi niyetlerimizi, sevişlerimizi, sabrimizi daha nice halis duygularimizi olmayacak insanlar icin harcayip bitirmemizden mutevellit yalniziz. tabi tum bu guzel hislerin yitirildigi noktada da bas gosteren yegane unsur, "tahammulsuzluktur". ıste bu da bize kalandir...
insan insanla sinanir, buyur, ogunlasir. yeri gelir insanla imtihan olunur, yeri gelir imtihan kisinin ta kendisi olur. sinanirken yaralanir, aci ceker, dibe çöker. her aci imtihani biraz daha kendi icine yoneltir, beşerden ve beşerden gelenden uzaklastirir. uzaklasmak da yaramaz esasinda. cunku insan ruhu sevmeye muhtactir, sevgi gormeye muhtactir. samimiyete, tatli soze, deger vermeye/deger gormeye asiktir hele. ama iste tahammulsuzluk, hanesindeki yitirilenler, ice donmenin verdigi o bencillik biriyle bir olmaya pek musaade etmez. halbuki insan sevseydi iyilesirdi. bir de sevildi mi ve bunu hisset mi dunyasi yesillenecekti ama. iste ama!..
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim