su bardağı
su içmek için kullanılan bardak.

görselde gördüğümüz bardağa ve bunun düz modeline hepimiz aşinayız sanırım. bir yere gitmiş oluyorum, su istiyorum ya su. tutup buna su koyup getiriyorlar. ben de 'neden' demek istiyorum? neden beni 200ml sıvıya hapsediyorsun. ne oldu kardeş, evinde su mu bitti? iki dakika sonra bu hizmeti tekrar vermek mi istiyorsun ? böyle olmaz *mk kaşıkla içir bana suyu. hele bu bardakta bazen önüme meşrubat falan geliyor, çıldırmalık. lan bir yudum lan bu bardak. neden olum neden ? bak güzel kardeşim bunun doğrusu nedir, 330 ml'dir. bu çoktan standart oldu. neden rahat rahat büyük bardaklarda içmek varken bu bardağı herkes tercih ediyor? neden her yerde karşıma çıkıyor? bu tasarım özrü araç nasıl olabilir de herkesin evine, iş yerine girmiş olabilir gerçekten hayret ediyorum.

görselde gördüğümüz bardağa ve bunun düz modeline hepimiz aşinayız sanırım. bir yere gitmiş oluyorum, su istiyorum ya su. tutup buna su koyup getiriyorlar. ben de 'neden' demek istiyorum? neden beni 200ml sıvıya hapsediyorsun. ne oldu kardeş, evinde su mu bitti? iki dakika sonra bu hizmeti tekrar vermek mi istiyorsun ? böyle olmaz *mk kaşıkla içir bana suyu. hele bu bardakta bazen önüme meşrubat falan geliyor, çıldırmalık. lan bir yudum lan bu bardak. neden olum neden ? bak güzel kardeşim bunun doğrusu nedir, 330 ml'dir. bu çoktan standart oldu. neden rahat rahat büyük bardaklarda içmek varken bu bardağı herkes tercih ediyor? neden her yerde karşıma çıkıyor? bu tasarım özrü araç nasıl olabilir de herkesin evine, iş yerine girmiş olabilir gerçekten hayret ediyorum.
devamını gör...
halit kıvanç
geçenlerde hakkında bir bilgiye baktığımda 95 yaşında olduğunu öğrendim.ömrü uzun olsun,duayenlerden.
devamını gör...
filmi varken gidip sayfalarca roman okuyan tip
hazıra konmayı sevmemeleri ve hayal güçlerinin daha geniş olması.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının oy vermiyor olması
yoldaş bir kerede yanlış konuş be dediğim başlıktır. yoldaş çok haklı altına imzamı atıyorum.
devamını gör...
insanlığa güncelleme gelse ilk istenecek özellik
empati kurabilme ve muhakeme kapasitemizi bir tık daha geliştirme.
devamını gör...
moderasyon saçmalıkları
salt hakaret içeren tanımı, kaldırması gerekirken beğenip favori atan moderatör gördü gözler, arada canları sıkılıyor herhalde, saçmalamak bizimde hakkımızzz he he he heyooooo* falan diyorlar sanırım, ortaya bu görüntüler çıkıyor.
tanım: moderasyonun, zaman zaman hatalı hareket ettiklerinde yazarlar tarafından bu hatalarının dile getirildiği başlık.
tanım: moderasyonun, zaman zaman hatalı hareket ettiklerinde yazarlar tarafından bu hatalarının dile getirildiği başlık.
devamını gör...
yumurtadan çıkıp kabuğunu beğenmemek
katılmadığım başlıktır. insan nasıl bir ailede doğacağını seçmez ve tamamen bireye odaklıdır. köklerinize saygı duyun. ancak onlara tapmayın. en iyisi doğduğunuz veya olduğunuz konum değildir. mükemmeli arayın. not: ailenizi terkedin demiyorum ya da onları reddedin. ancak bunca aile faleketi yaşayan insanların olduğu zamanda önerimdirki bireysel güçlü kalın. çok güçlü
devamını gör...
çocukken oynanan oyunlar
umarım karıncaları yalnızca biz dövüştürmüyorduk?
devamını gör...
tekmeleyen ayı
lakotaların efsane lideri oturan boğa'ya hayalet dansına katılmasını öneren kızılderili şamanı.
derler ki, oturan boğa tekmeleyen ayı gelmeden önce bir rüya görür. yanındaki tepeciğe konan bir tarla kuşu ona şöyle seslenir;
''seni kendi halkın, lakota öldürecek!''
takiben, tekmeleyen ayı kendisini grand river'da yaşamak zorunda kaldığı kulübe de ziyaret eder. tıpkı güneş dansı ayininde olduğu gibi dans etmesini ve halkına umut vermesini talep eder. oturan boğa kesin bir şey söylememekle birlikte kendisine düşüneceğini iletmiştir.
oturan boğa'yı kendi sonuna götüren olay bu ziyaret olmuştur. amerikan hükümetinin tasmalı köpeği haline gelmiş kızılderili muhbirler bu ziyareti haber verirler. oturan boğa'nın hayalet dansı ritüellerine katılacağını ve lakotaların yeniden savaşmak için hazırlandığı ihbarında bulunurlar.
oturan boğa'nın ölümü için (bkz: hayalet dansı)(bkz: oturan boğa)
derler ki, oturan boğa tekmeleyen ayı gelmeden önce bir rüya görür. yanındaki tepeciğe konan bir tarla kuşu ona şöyle seslenir;
''seni kendi halkın, lakota öldürecek!''
takiben, tekmeleyen ayı kendisini grand river'da yaşamak zorunda kaldığı kulübe de ziyaret eder. tıpkı güneş dansı ayininde olduğu gibi dans etmesini ve halkına umut vermesini talep eder. oturan boğa kesin bir şey söylememekle birlikte kendisine düşüneceğini iletmiştir.
oturan boğa'yı kendi sonuna götüren olay bu ziyaret olmuştur. amerikan hükümetinin tasmalı köpeği haline gelmiş kızılderili muhbirler bu ziyareti haber verirler. oturan boğa'nın hayalet dansı ritüellerine katılacağını ve lakotaların yeniden savaşmak için hazırlandığı ihbarında bulunurlar.
oturan boğa'nın ölümü için (bkz: hayalet dansı)(bkz: oturan boğa)
devamını gör...
artı oy vermede cömert olan yazarlar
kim onlar, yok öyle bir şey olsa ben görürdüm denecek başlıktır.
devamını gör...
yazarların dilemek istedikleri özürler
küçük iskender'den diliyorum. onunla o yaşarken tanışamadığım için.
ve atamdan. istediği bir genç olamadığım için.
en çok da kendimden özür dilerim. nedensizce.
ve atamdan. istediği bir genç olamadığım için.
en çok da kendimden özür dilerim. nedensizce.
devamını gör...
the alan parsons project
80'lerin o devasa synthesizer ve ses sistemleriyle ilkleri başaran, jean michel jarre ile elektronik müziğin bugünkü temellerini atan güzide grup. o dönemde yine ismini duyurmuş olan çok sevdiğimiz giorgio moroder ve cerrone'un aksine disko tarzına yönelmemişlerdir. birinin sonu diğerinin başı olan iki ünlü parçasıyla tanımımıza son verelim:
(bkz: sirius)
aynı zamanda chicago bulls'un majestelerinin olduğu dönemi de kapsayan sahaya çıkış müziğidir.
(bkz: eye in the sky)
(bkz: sirius)
aynı zamanda chicago bulls'un majestelerinin olduğu dönemi de kapsayan sahaya çıkış müziğidir.
(bkz: eye in the sky)
devamını gör...
tiktok canlı yayınında kızını taciz eden sapık baba
baba: biyolojik olarak sperm üretebilen herkesin almaması gereken sıfat.
o yüzden sırf sperm üretti diye bu ahlaksız mahlukata baba demeyin gerçekten baba olabilen bütün erkeklere ve de hem annelik hem babalık yapan bütün kadınlara hakarettir.
o yüzden sırf sperm üretti diye bu ahlaksız mahlukata baba demeyin gerçekten baba olabilen bütün erkeklere ve de hem annelik hem babalık yapan bütün kadınlara hakarettir.
devamını gör...
türkiye iş bankası kültür yayınları
1956'da hasan ali yücel tarafından kurulan ve iş bankasının desteklediği türkiye'nin en büyük yayın evlerinden birisidir.
devamını gör...
normal sözlük - koruncuk vakfı yılbaşı hediye ve yardım etkinliği
yeni yılda gülen gözler görebilmek adına yapabileceğimiz en güzel yardımı yapmayı düşünüyoruz. güzel çocukların yüzlerini güldürebileceksek ne mutlu bize.
devamını gör...
antabus
seray şahiner'in 2014'te can yayınları'ndan basılan kitabı...kitap içeriği bu coğrafyanın ve o müthiş(!) anadolu irfanının kanayan yarasından, kadına uygulanan her türlü şiddetten oluşmaktadır.
kitap bütününde okuyana bir çok soru soruyor aslında seray şahiner:
''siz hiç gazetede 'kocası karısına tecavüz etti' diye haber okudunuz mu? evliyken olan tecavüzü kimse tecavüzden saymaz...''
leyla'yı anlatıyor kitapta seray şahiner...
leyla'nın ailesini anlatıyor. anasını, babasını, akrabalarını, komşularını, kocasını, çocuğunu anlatıyor. leyla'yı okuyorsunuz bu kitapta ama okumakla kalmıyor, kadın erkek fark etmeksizin okuyan herkes gibi leyla oluyorsunuz. patlayan dudağınızdan akan kanın tadını alıyorsunuz satır aralarında. devrilen sofraların, kırılan tabakların, kudurmuş bir köpek gibi havlayan bir erkeğin bağırışlarına karışan ağlayan bir çocuk sesini işitiyorsunuz sık sık...
leyla'yı anlatıyor bu kitapta seray şahiner. leyla'nın patronunu... abi dediği patronunun leyla'ya uzanan ellerini anlatıyor, leyla'nın rızası dışında tenine işleyen salyalı nefesini anlatıyor...
leyla'yı anlatıyor seray şahiner bu kitapta... hem de öyle eğip bükmeden, ima etmeden, net bir şekilde anlatıyor... süslemeden anlatıyor leyla'yı seray şahiner; zira ailesi leyla'yı dayakla, morluklarla, kan kırmızısı ile süslüyor. seray şahiner işte bu süslemeyi anlatıyor bu kitapta...
bu kitap içeriğinden ötürü 'müthiş' diyemeyeceğim bir kitap. kitap hak etmediğinden değil, bu coğrafyada yaşanan bu rezilliği midem kaldırmadığından, duyduğumda metanetle yaklaşabileceğim sabır artık bende kalmadığından diyemiyorum...
anneler, babalar!!
anne ve baba adayları!!
gözlerinizi kaçırmayın lütfen.
kafanızı çevirmeyin...
bu kitabı okuyun ve evlatlarınız başka leyla'ları mağdur etmesin...
okuyun!
okuyun ki leyla'larınızı siz de dahil kimse mağdur edemesin...
ayrıca nihal yalçın aynı isimli tek kişilik bir oyun olarak bu kitabı tiyatroda oynamıştı. semaver kumpanya'da 3 kere izledim bu oyunu. ilk izlediğimde metni okumadan izlemiştim. sonraki iki deneyimim metni okuduktan sonra olmuştu. daha da vurucu olmuştu. artık oynamıyor.. oynar mı onu da bilmiyorum... oynarsa izlemeniz de tavsiyemdir...
kitap bütününde okuyana bir çok soru soruyor aslında seray şahiner:
''siz hiç gazetede 'kocası karısına tecavüz etti' diye haber okudunuz mu? evliyken olan tecavüzü kimse tecavüzden saymaz...''
leyla'yı anlatıyor kitapta seray şahiner...
leyla'nın ailesini anlatıyor. anasını, babasını, akrabalarını, komşularını, kocasını, çocuğunu anlatıyor. leyla'yı okuyorsunuz bu kitapta ama okumakla kalmıyor, kadın erkek fark etmeksizin okuyan herkes gibi leyla oluyorsunuz. patlayan dudağınızdan akan kanın tadını alıyorsunuz satır aralarında. devrilen sofraların, kırılan tabakların, kudurmuş bir köpek gibi havlayan bir erkeğin bağırışlarına karışan ağlayan bir çocuk sesini işitiyorsunuz sık sık...
leyla'yı anlatıyor bu kitapta seray şahiner. leyla'nın patronunu... abi dediği patronunun leyla'ya uzanan ellerini anlatıyor, leyla'nın rızası dışında tenine işleyen salyalı nefesini anlatıyor...
leyla'yı anlatıyor seray şahiner bu kitapta... hem de öyle eğip bükmeden, ima etmeden, net bir şekilde anlatıyor... süslemeden anlatıyor leyla'yı seray şahiner; zira ailesi leyla'yı dayakla, morluklarla, kan kırmızısı ile süslüyor. seray şahiner işte bu süslemeyi anlatıyor bu kitapta...
bu kitap içeriğinden ötürü 'müthiş' diyemeyeceğim bir kitap. kitap hak etmediğinden değil, bu coğrafyada yaşanan bu rezilliği midem kaldırmadığından, duyduğumda metanetle yaklaşabileceğim sabır artık bende kalmadığından diyemiyorum...
anneler, babalar!!
anne ve baba adayları!!
gözlerinizi kaçırmayın lütfen.
kafanızı çevirmeyin...
bu kitabı okuyun ve evlatlarınız başka leyla'ları mağdur etmesin...
okuyun!
okuyun ki leyla'larınızı siz de dahil kimse mağdur edemesin...
ayrıca nihal yalçın aynı isimli tek kişilik bir oyun olarak bu kitabı tiyatroda oynamıştı. semaver kumpanya'da 3 kere izledim bu oyunu. ilk izlediğimde metni okumadan izlemiştim. sonraki iki deneyimim metni okuduktan sonra olmuştu. daha da vurucu olmuştu. artık oynamıyor.. oynar mı onu da bilmiyorum... oynarsa izlemeniz de tavsiyemdir...
devamını gör...
yakın arkadaşla sevgili olmak
en yakın arkadaşım bana aşıktı. aslında muhteşem biriydi de. ayrılırsak arkadaşlığımızda biter düşüncesiyle cesaret edememiştim teklifini kabul etmeye. onu çok üzmüş, o üzüldüğü için ben de üzülmüştüm. sonra yine de arkadaş kalamadık, o istemedi. bana kalsa ben devam edebilirdim. şimdi düşünüyorum da, her şartta arkadaş kalınmıyormuş zaten. bir ihtimal deneseydik de en azından “olsaydı nasıl olurdu?” sorusu aklımızda kalmasaydı.
devamını gör...
ülkenin geri kalmışlık belirtileri
(bkz: korna sesleri)
devamını gör...
ranson kriterleri
akut pankreatit tanısı düşünülen hastaların kabulünde yer alan kriterlerin özel ismidir.
kriterler içerisinde:
yaşın 55 ten büyük olması
beyaz küre sayısının 16.000'den fazla olması
kan şekeri>200
ldh>350
ast>250
yer almaktadır.
kriterler içerisinde:
yaşın 55 ten büyük olması
beyaz küre sayısının 16.000'den fazla olması
kan şekeri>200
ldh>350
ast>250
yer almaktadır.
devamını gör...
yazarların hayal ettiği yaşam
bir sahaf dükkanım olsun, rafları okuduğum kitaplarla dolu. sabah erken saatlerde gelip açayım dükkanı. o mis gibi kitap kokusunu çekeyim içime. hemen bir kahve yapıp, anadolu rock şarkısı açayım. dizilmesi gereken kitapları dizeyim raflara. gelen müşteriler ile sohbet edeyim, çay kahve ısmarlayayım. küçük hediyeler vereyim onlara. dükkana kimsecikler gelmediği zamanlarda kahvemle kitabımı okuyayım. akşama doğru evime gideyim, küçük ama müstakil olsun yeter. lükste hiç gözüm yok. evde sevdiğim insan, kedi ve köpek dostlarım olsun. neyse çok kaptırdım kendimi. sonra olmayacak hayallerde uçmaya devam ediyorum.*
devamını gör...