hayatın en acımasız gerçeği
üçüncü bir seçenek sunmamasıdır: ya siz öleceksiniz ya da sevdiklerinizin ölümüne tanık olacaksınız.
devamını gör...
penye ve hakikat
bir osman konuk şiiri.
iyiydik.
penyelere inanıyorduk
doğum günü şarkılarına, pastalara ve mumu üfleyen kişiye
iyi ki doğmuş olmanın neşeli gerekliliğine
kimyaya, ölçü ve tartı aletlerine inanıyorduk
adı fatma, fatma'ya hemen inanıyorduk
sergio leona'ya, elektrik enerjisine
adı ali, ali'ye niçin inanmayalım
iyiydik
ikinci tokatları kültürel fark kuramıyla açıklıyorduk
birincisi doğaçlamaydı zaten
üçüncü tokat ama insan haklarına aykırı
insan haklarına inanıyorduk
john locke'a ve john wayne'e
bir yerden bir yere gitmeye inanıyorduk
montlara, pamuk tarlalarına, virginia tütününe
ölülerin yönetimindeki dirilerin savaşına
ama en çok penyelere
“lili marlen şarkısı ne kederlidir”
aldık, kabul ettik; çok kederlidir
buralarda bir yerdeydi, ona da inanıyorduk
her neydiyse zaten şüphe yok inanmamıza
el kameralarına, merhamete… reno toros'a
nerdeyse iman edecektik üretimden kalkmasa
iyiydik
penyelere inanıyorduk. monogamiye ve sürprizlere
sürpriz diyen bir ağzın kibirli büzülüşüne
bikini adasına ve bahçıvan pantolonlara
kremlere ve troçki'nin dürüst biri olduğuna nedense
kiraz zamanına, tanpınar’ a
istanbul dünya başkentidir cümlesine ve kepekli pirince
kayıp kardeşlere, ölü dillere, mühendislere
kayıp kardeş fikrinde kulağa hoş gelen bir şey yok mu
jodie foster'a ; hep beraber
elmalılı tefsirine, bir kısmımız
çok azımız karabaş tecvidine
terlemeye, rutubete, madonna'ya
vatan değerli bir arsadır, millî emlakçılara
devlet demiryollarına ve halkın karayollarına
çift güllü yasin kitaplarına
mor beyaz afyon çiçeklerine değil ama
bir daha: çift güllü yasin kitaplarına
kendine iyi bak dileklerine; görüşürüz
niye görüşeceksek
şadırvanlara, antik dünyaya; roma ve üç kıtaya
sözleşmelere ve sosyal sigortalara
yerlere tükürmemeye
-göklere tükürebilirsiniz-
israiloğulları israilkızlarını öldürürken
iyiydik, penyelere inanıyorduk
iyiydik.
penyelere inanıyorduk
doğum günü şarkılarına, pastalara ve mumu üfleyen kişiye
iyi ki doğmuş olmanın neşeli gerekliliğine
kimyaya, ölçü ve tartı aletlerine inanıyorduk
adı fatma, fatma'ya hemen inanıyorduk
sergio leona'ya, elektrik enerjisine
adı ali, ali'ye niçin inanmayalım
iyiydik
ikinci tokatları kültürel fark kuramıyla açıklıyorduk
birincisi doğaçlamaydı zaten
üçüncü tokat ama insan haklarına aykırı
insan haklarına inanıyorduk
john locke'a ve john wayne'e
bir yerden bir yere gitmeye inanıyorduk
montlara, pamuk tarlalarına, virginia tütününe
ölülerin yönetimindeki dirilerin savaşına
ama en çok penyelere
“lili marlen şarkısı ne kederlidir”
aldık, kabul ettik; çok kederlidir
buralarda bir yerdeydi, ona da inanıyorduk
her neydiyse zaten şüphe yok inanmamıza
el kameralarına, merhamete… reno toros'a
nerdeyse iman edecektik üretimden kalkmasa
iyiydik
penyelere inanıyorduk. monogamiye ve sürprizlere
sürpriz diyen bir ağzın kibirli büzülüşüne
bikini adasına ve bahçıvan pantolonlara
kremlere ve troçki'nin dürüst biri olduğuna nedense
kiraz zamanına, tanpınar’ a
istanbul dünya başkentidir cümlesine ve kepekli pirince
kayıp kardeşlere, ölü dillere, mühendislere
kayıp kardeş fikrinde kulağa hoş gelen bir şey yok mu
jodie foster'a ; hep beraber
elmalılı tefsirine, bir kısmımız
çok azımız karabaş tecvidine
terlemeye, rutubete, madonna'ya
vatan değerli bir arsadır, millî emlakçılara
devlet demiryollarına ve halkın karayollarına
çift güllü yasin kitaplarına
mor beyaz afyon çiçeklerine değil ama
bir daha: çift güllü yasin kitaplarına
kendine iyi bak dileklerine; görüşürüz
niye görüşeceksek
şadırvanlara, antik dünyaya; roma ve üç kıtaya
sözleşmelere ve sosyal sigortalara
yerlere tükürmemeye
-göklere tükürebilirsiniz-
israiloğulları israilkızlarını öldürürken
iyiydik, penyelere inanıyorduk
devamını gör...
onkoloji
türkçe'de kanser bilimi olarak ifade edilen, kanserin oluşumunu, tedavi yöntemlerini, kanserden korunma yöntemlerini inceleyen bir tıp dalıdır.
devamını gör...
başlık tutsun diye yazarların sinirine dokunmak
benim en ama en çok sinirimi bozan başlıklar espri yapmak için açılmış olanlar. kelime oyunu yapmak için başlık açıyor ya. bir de başlık ve tanım işbirliğiyle espri yapanlar var. tanımı okumadan başlığı anlamak mümkün değil.
sinirime dokunuyor. mizah böyle bir şey değil ya. nolur yapman guzum, böyle başlıklar açman yalvarıyorum ya. daha ne diyeyim nerelerde isyan edeyim?
hayır bir de benim bu sözlükte en keyif aldığım şey başlıklarla dalga geçmektir. kırılmayın diye yapmıyorum ama yaparım bak. sonra koşarsınız "başlık altında laf sokmaya çalışan yazar" başlığına.
sinirime dokunuyor. mizah böyle bir şey değil ya. nolur yapman guzum, böyle başlıklar açman yalvarıyorum ya. daha ne diyeyim nerelerde isyan edeyim?
hayır bir de benim bu sözlükte en keyif aldığım şey başlıklarla dalga geçmektir. kırılmayın diye yapmıyorum ama yaparım bak. sonra koşarsınız "başlık altında laf sokmaya çalışan yazar" başlığına.
devamını gör...
allah'a küfreden insan
"inanmasan bile saygı duy" düsturunun hatırlatılması gereken insan. kaldı ki küfür hiçbir mecrada hoş durmayan birşey.
devamını gör...
beni ırgalamaz
ben hep 50 liralık alıyorum" diyen adamın hayat felsefesi olan söz.
devamını gör...
kazanmak istediğiniz alışkanlıklar
erken uyuyup erken uyanmak.
spor yapmak.
en çok da insanların hakkımdaki düşüncelerini bu kadar kafama takmamak.
spor yapmak.
en çok da insanların hakkımdaki düşüncelerini bu kadar kafama takmamak.
devamını gör...
yazarların olmak istediği şiir
sevgi duvarı (bkz: can yücel)
sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa
kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi
dilimizde akşamdan kalma bir küfür
salonlar piyasalar sanat sevicileri
derdim günüm insan arasına çıkarmaktı seni
yakanda bir amonyak çiçeği
yalnızlığım benim sidikli kontesim
ne kadar rezil olursak o kadar iyi
kumkapı meyhanelerine dadandık
önümüzde altınbaş, altın zincir, fasulye pilakisi
ardımızda görevliler, ekipler, hızır paşalar
sabahları açıklarda bulurlardı leşimi
öyle sıcaktı ki çöpcülerin elleri
çöpcülerin elleriyle okşardım seni
yalnızlığım benim süpürge saçlım
ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi
baktım gökte bir kırmızı bir uçak
bol çelik bol yıldız bol insan
bir gece sevgi duvarını aştık
düştüğüm yer öyle açık seçik ki
başucumda bi sen varsın bi de evren
saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
yalnızlığım benim çoğul türkülerim
ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi
sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa
kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi
dilimizde akşamdan kalma bir küfür
salonlar piyasalar sanat sevicileri
derdim günüm insan arasına çıkarmaktı seni
yakanda bir amonyak çiçeği
yalnızlığım benim sidikli kontesim
ne kadar rezil olursak o kadar iyi
kumkapı meyhanelerine dadandık
önümüzde altınbaş, altın zincir, fasulye pilakisi
ardımızda görevliler, ekipler, hızır paşalar
sabahları açıklarda bulurlardı leşimi
öyle sıcaktı ki çöpcülerin elleri
çöpcülerin elleriyle okşardım seni
yalnızlığım benim süpürge saçlım
ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi
baktım gökte bir kırmızı bir uçak
bol çelik bol yıldız bol insan
bir gece sevgi duvarını aştık
düştüğüm yer öyle açık seçik ki
başucumda bi sen varsın bi de evren
saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
yalnızlığım benim çoğul türkülerim
ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi
devamını gör...
ölürüm hasretinle
teneffüse çıkınca lisenin bi köşesinde hava alayım dedim birisi arabasında son ses verip bu şarkıyı açmış ortalığı inletiyor adeta ya. ulan bu şarkının çıkış tarihi normalde 2005, beni maziye götürmedi desem yalan söylerim. yeminle geçmişe gittim be, lanet olası adam gündüz vakti depresyona soktu.
sonra ben de açtım son ses dinlemeye başladım. sözleri de çok hoş lan şuraya bırakayım madem;
gördün mü bak, bizden öteside varmış
yaşananların hepsi, meğer birer, yalanmış
kaderimde bu da mı vardı?
sevdiğimi başkalarıyla
göreceksem eğer kör olsun bu gözler
görmeyeyim bir daha.
kaderimde bu da mı vardı?
sevdiğimi başkalarıyla
göreceksem eğer kör olsun bu gözler
görmeyeyim bir daha.
yar, ellerin nerde?
ya benide götür, ya da gitme
bilirsin sensiz ben hiç, yaşayamam ki
ölürüm hasretinle.
yar, ellerin nerde?
ya benide götür, ya da gitme
bilirsin sensiz ben hiç, yaşayamam ki
ölürüm hasretinle.
geceler uykusuz, geçer oldu, ömrümde
anılar birer birer, batırır hançeri kalbime
kaderimde bu da mı vardı?
sevdiğimi başkalarıyla
göreceksem eğer kör olsun bu gözler
görmeyeyim bir daha.
kaderimde bu da mı vardı?
sevdiğimi başkalarıyla
göreceksem eğer kör olsun bu gözler
görmeyeyim bir daha
yar, ellerin nerde?
ya beni de götür, ya da gitme
bilirsin sensiz ben hiç, yaşayamam ki
ölürüm hasretinle
yar, ellerin nerde?
ya beni de götür, ya da gitme
bilirsin sensiz ben hiç, yaşayamam ki
ölürüm hasretinle
yar, ellerin nerde?
ya beni de götür, ya da gitme
bilirsin sensiz ben hiç, yaşayamam ki
ölürüm hasretinle
yar, ellerin nerde?
ya beni de götür, ya da gitme
bilirsin sensiz ben hiç.
şarkının videosu;
sonra ben de açtım son ses dinlemeye başladım. sözleri de çok hoş lan şuraya bırakayım madem;
gördün mü bak, bizden öteside varmış
yaşananların hepsi, meğer birer, yalanmış
kaderimde bu da mı vardı?
sevdiğimi başkalarıyla
göreceksem eğer kör olsun bu gözler
görmeyeyim bir daha.
kaderimde bu da mı vardı?
sevdiğimi başkalarıyla
göreceksem eğer kör olsun bu gözler
görmeyeyim bir daha.
yar, ellerin nerde?
ya benide götür, ya da gitme
bilirsin sensiz ben hiç, yaşayamam ki
ölürüm hasretinle.
yar, ellerin nerde?
ya benide götür, ya da gitme
bilirsin sensiz ben hiç, yaşayamam ki
ölürüm hasretinle.
geceler uykusuz, geçer oldu, ömrümde
anılar birer birer, batırır hançeri kalbime
kaderimde bu da mı vardı?
sevdiğimi başkalarıyla
göreceksem eğer kör olsun bu gözler
görmeyeyim bir daha.
kaderimde bu da mı vardı?
sevdiğimi başkalarıyla
göreceksem eğer kör olsun bu gözler
görmeyeyim bir daha
yar, ellerin nerde?
ya beni de götür, ya da gitme
bilirsin sensiz ben hiç, yaşayamam ki
ölürüm hasretinle
yar, ellerin nerde?
ya beni de götür, ya da gitme
bilirsin sensiz ben hiç, yaşayamam ki
ölürüm hasretinle
yar, ellerin nerde?
ya beni de götür, ya da gitme
bilirsin sensiz ben hiç, yaşayamam ki
ölürüm hasretinle
yar, ellerin nerde?
ya beni de götür, ya da gitme
bilirsin sensiz ben hiç.
şarkının videosu;
devamını gör...
türkçe isimlerin yabancılardaki karşılığı
havva - eve
bünyamin - benjamin
2.nin gerçekliğini bilemiyorum. tamamen kulağa benzer geldiği için yazdım.
edit: gerçeklik derken, birinin diğerine dönüşüp dönüşmediğini bilmiyorum yani. belki tamamen bağımsız isimlerdir ama bu kadar benzerlik de bağımsızlık için fazla.
bünyamin - benjamin
2.nin gerçekliğini bilemiyorum. tamamen kulağa benzer geldiği için yazdım.
edit: gerçeklik derken, birinin diğerine dönüşüp dönüşmediğini bilmiyorum yani. belki tamamen bağımsız isimlerdir ama bu kadar benzerlik de bağımsızlık için fazla.
devamını gör...
etrüskler
sanırım iç anadolu ve/veya batı anadolu kökenli bir topluluktur. yanlış anımsamıyorsam ege göçleri olarak anılan ve hititlerin yıkılmasına neden olan göçler sonrası yurtlarından göç etmek zorunda kalmışlardır. daha sonra kendileriyle benzer durumda olanlarla ve ege göçlerleri ile birlik olarak güneye inip antik mısır'a sefere çıkarlar.
bu konu hakkında dönemin mısır kralı 3. ramses "hitit ülkelerinden hiç bunların saldırışına dayanamadı. kode , kargamış, arzaova, alaşia(kıbrıs) tahrip edildiler. bu insanlar amurru ülkesinde bir yerde ordugahlarını kurdular. buranın halkı sanki hiç yokmuş gibi mahvettiler. bunlar önlerinde bir ateş perdesi bulundurmsk suretiyle mısır üzerine yürüdüler. müttefikler arasında pelest, turşa, şerdana, şekeleş, zakkari, danuna ve yavaş'lar vardı. kalpleri güvenle doluydu ve kendi kendilerine "planlarımızı başarıyoruz" diyorlardı." (bkz: arif müfid mansel ege ve yunan tarihi) syf: 94
ancak müttefikler arasından sadece girit kökenli bir toplum olan pelestler amaçlarına ulaşır ve şimdi filistin olarak adlandırılan bölge dolaylarına yerleşirler. filistin adı da bu pelestlerden gelmektedir. neyse bunun üzerine büyük olasılıkla deniz yolu ile italya'nın toskana bölgesin dolaylarına yerleşirler ve roma'nın yönetimine girdikten bir süre sonra latinleşerek yok olurlar.
son olarak kökenleri tartışmalıdır. kendilerine ait runik alfabeye benzer bir alfabeleri vardır ve yazıları okunabilmektedir. ancak okunuyor olsa bile ne anlattığı en azından şimdilik anlaşılamamakta bu yüzden de hangi dil ailesinden oldukları vs bilinememektedir.
not: konunun uzmanı değilim ben sadece bildiklerimi aktardır. bu yüzden burada yazdıklarımın bazıları yanlış olabilir.
bu konu hakkında dönemin mısır kralı 3. ramses "hitit ülkelerinden hiç bunların saldırışına dayanamadı. kode , kargamış, arzaova, alaşia(kıbrıs) tahrip edildiler. bu insanlar amurru ülkesinde bir yerde ordugahlarını kurdular. buranın halkı sanki hiç yokmuş gibi mahvettiler. bunlar önlerinde bir ateş perdesi bulundurmsk suretiyle mısır üzerine yürüdüler. müttefikler arasında pelest, turşa, şerdana, şekeleş, zakkari, danuna ve yavaş'lar vardı. kalpleri güvenle doluydu ve kendi kendilerine "planlarımızı başarıyoruz" diyorlardı." (bkz: arif müfid mansel ege ve yunan tarihi) syf: 94
ancak müttefikler arasından sadece girit kökenli bir toplum olan pelestler amaçlarına ulaşır ve şimdi filistin olarak adlandırılan bölge dolaylarına yerleşirler. filistin adı da bu pelestlerden gelmektedir. neyse bunun üzerine büyük olasılıkla deniz yolu ile italya'nın toskana bölgesin dolaylarına yerleşirler ve roma'nın yönetimine girdikten bir süre sonra latinleşerek yok olurlar.
son olarak kökenleri tartışmalıdır. kendilerine ait runik alfabeye benzer bir alfabeleri vardır ve yazıları okunabilmektedir. ancak okunuyor olsa bile ne anlattığı en azından şimdilik anlaşılamamakta bu yüzden de hangi dil ailesinden oldukları vs bilinememektedir.
not: konunun uzmanı değilim ben sadece bildiklerimi aktardır. bu yüzden burada yazdıklarımın bazıları yanlış olabilir.
devamını gör...
salih kalyon
sayısız sinemada ve televizyon yapımlarında rol almış bununla da yetinmeyip sahne tozunu da iliklerine kadar işlemiş değerimizdir. "yakışıklı serdar" karakterine de hayat vermiştir, ezel dizisinde. bir demet tiyatro'da da sahneye çıkmıştır. vizontele, organize işler gibi filmlerde de kendisini görme şansı elde etmiştik.
74 yaşında olup, ağrı'da doğmuştur. asıl memleketi trabzon'dur.
alıntının kaynağı.
74 yaşında olup, ağrı'da doğmuştur. asıl memleketi trabzon'dur.
alıntının kaynağı.
devamını gör...
rütbeni nickine monte et
kuzguncuktaki filozof vişne.
bence 'filozof manav' yapalım. daha iyi bütün meyveleri kapsıyor. bir yere ait değil yer bildirmiyor. güzel oldu.
kendi başıma monte ettim. hiç zorlanmadım, yardım almadım. meyvelerin ve felsefelerin gücü adına...
bence 'filozof manav' yapalım. daha iyi bütün meyveleri kapsıyor. bir yere ait değil yer bildirmiyor. güzel oldu.
kendi başıma monte ettim. hiç zorlanmadım, yardım almadım. meyvelerin ve felsefelerin gücü adına...
devamını gör...






