ukde doldurmak
buradayım ama yapacak bir şey bulamıyorum uğraşıdır.omuz atın(destekleyin anlamında,yoksa kavga çıksın istemem.
devamını gör...
kaç kişiyle seviştiğini bilmediğin birine aşık olmak
bu kişiyi hata yapmış olarak kabul ediyorsanız eğer kulak verin şimdi;
allah bağışlanma dileyen kullarını bağışlıyor ama insan bağışlamıyor.
allah kul hakkı yiyeni bağışlamıyor ama insan bağışlıyor.
benim bu zihniyette gördüğüm her türlü kötülüğü yapsın ama biri ile birlikte olmasın.
böyle biri tercihin olmayabilir anlarım ama torpille işe gireni rüşvet vereni yolsuzluk yapanı kabul edip bunu etmemek üzerine bir de kabul eden ile alay etmek ikiyüzlülüktür.
seviyorsan dik duracaksın.
allah bağışlanma dileyen kullarını bağışlıyor ama insan bağışlamıyor.
allah kul hakkı yiyeni bağışlamıyor ama insan bağışlıyor.
benim bu zihniyette gördüğüm her türlü kötülüğü yapsın ama biri ile birlikte olmasın.
böyle biri tercihin olmayabilir anlarım ama torpille işe gireni rüşvet vereni yolsuzluk yapanı kabul edip bunu etmemek üzerine bir de kabul eden ile alay etmek ikiyüzlülüktür.
seviyorsan dik duracaksın.
devamını gör...
evliliği bitirmeye değecek sebepler
aldatmak.. daha fazla bir sebebe gerek yok..
devamını gör...
hayatın bir eşya olsaydı
bir defter. kiminin bir şeyler yazdığı, kiminin bir şeyler karaladığı, kiminin sayfalarını kopardığı...
içini açıp bakmadığınız sürece hiçbir şey ifade etmeyen ama içinde dünyalar saklı olan bir defter..
içini açıp bakmadığınız sürece hiçbir şey ifade etmeyen ama içinde dünyalar saklı olan bir defter..
devamını gör...
metin altıok
'bu yaşa geldim içimde bir çocuk hâlâ
sevgiler bekliyor sürekli senden.
insanın bir yanı nedense hep eksik
ve o eksiği tamamlayayım derken,
var olan aşınıyor azar azar zamanla.
anamın bıraktığı yerden sarıl bana.
anılarım kar topluyor inceden,
bir yorgan gibi geçmişimin üstüne.
ama yine de unutuş değil bu,
sızlatıyor sensizliği tersine.
senin kim olduğunu bile bilmezken.
sevgiden caydığım yerde darıl bana.'
sevgiler bekliyor sürekli senden.
insanın bir yanı nedense hep eksik
ve o eksiği tamamlayayım derken,
var olan aşınıyor azar azar zamanla.
anamın bıraktığı yerden sarıl bana.
anılarım kar topluyor inceden,
bir yorgan gibi geçmişimin üstüne.
ama yine de unutuş değil bu,
sızlatıyor sensizliği tersine.
senin kim olduğunu bile bilmezken.
sevgiden caydığım yerde darıl bana.'
devamını gör...
lisede en nefret edilen dersler
cuma günlerinin kabusu milli güvenlik.
herifin sorusuna yanıt verirdik,doğru olsa da kabul etmezdi ruh hastası.
19 mayıs cuma gününe denk gelmişti bir sefer,çok iyi olmuştu.
bir defa da cuma sabahı rapor almıştım.aksilik o hafta ders olmadı.
yaşasan da gebermiş olsan da umrumda değilsin iktidarsız viagracı pezevenk.
herifin sorusuna yanıt verirdik,doğru olsa da kabul etmezdi ruh hastası.
19 mayıs cuma gününe denk gelmişti bir sefer,çok iyi olmuştu.
bir defa da cuma sabahı rapor almıştım.aksilik o hafta ders olmadı.
yaşasan da gebermiş olsan da umrumda değilsin iktidarsız viagracı pezevenk.
devamını gör...
insanlar büyüdükçe hayallerinin küçülmesi
büyüdükçe ve düşünce yapısı geliştikçe gerçekçi yönlerinin güçlenmesinden dolayıdır.
devamını gör...
yeni bile olsa eski duran şeyler
yırtık kot.
devamını gör...
bin muhteşem güneş
konusu ile ağlamama neden olan ilk kitap.
devamını gör...
omg
the atlantic adlı dergide geçen bir bilgiye göre 1917 yılında ingiliz donanması amirali john arbuthnot fisher winston churcill'e yakın zamanda bahşedilecek yeni unvanlar hakkında bir mektup yazarken "tapiste yeni bir şövalyelik tarikatı olduğunu duydum, o.m.g (oh my god)" ifadelerini kullanarak günümüze kadar gelmiş olan omg kısaltmasını ilk kullanan kişi olmuştur.
devamını gör...
chernobyl
hbo'nun mini dizi olarak nitelendirdiği ancak benim için ayrıca belgesel niteliği de taşımakta olan harika yapım. yaklaşık 1'er saatten oluşan 6 bölümden oluşuyor. dolu dolu geçirilecek 6 saat olarak nitelendirilebilir bu yapımı izlemek. yaşanılanlara bir nevi şahit olup on binlerce insanın hayatı söz konusu olmasına rağmen politikaların acımasızlığıyla yüzleşiyorsunuz.
çoğunlukla tekrarlandığı gibi beni de rahatsız eden tek kısmı ukrayna'nın kuzeyinden moskova'nın göbeğine kadar herkesin çatır çatır ingilizce konuşuyor olmasıydı.
bu arada merak edip google maps'ten pripyat bölgesine bir bakınayım dedim. 2015'in haziran ayından streetview görüntüleri mevcut. uzaktan da olsa santral bölgesini, terkedilmiş binaları görmek, o yollarda yürürcesine ekran üzerinden dolaşmak farklı bir tecrübe oldu.
çoğunlukla tekrarlandığı gibi beni de rahatsız eden tek kısmı ukrayna'nın kuzeyinden moskova'nın göbeğine kadar herkesin çatır çatır ingilizce konuşuyor olmasıydı.
bu arada merak edip google maps'ten pripyat bölgesine bir bakınayım dedim. 2015'in haziran ayından streetview görüntüleri mevcut. uzaktan da olsa santral bölgesini, terkedilmiş binaları görmek, o yollarda yürürcesine ekran üzerinden dolaşmak farklı bir tecrübe oldu.
devamını gör...
sarıgül’ün partisinin ismini ve logosunu tanıtması
benzin istasyonlarında satılan azdırıcı kahve ürünü logosu gibi.
yazılar ortalanmamış. çok büyük ciddiyetsizlik.
büyük ihtimalle telefon uygulaması ile yapılmış bir logo içerir.
yazılar ortalanmamış. çok büyük ciddiyetsizlik.
büyük ihtimalle telefon uygulaması ile yapılmış bir logo içerir.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının şiirleri
hiçbir şeyim yok arkadaşım
keten bir yatakta ölü gibiyim
üzerimde gezinen bir sinek bile yok arkadaşım
ağır bir yağ kokusu
kan ter içindeyim
hiç kimsem yok arkadaşım
dilimi de, gücümü de almış gelenler
sabahları bir sarı ışık vuruyor yüzüme arkadaşım
yalnız o görüyor beni günlerdir
büyük bir acı içindeyim
keten bir yatakta ölü gibiyim
üzerimde gezinen bir sinek bile yok arkadaşım
ağır bir yağ kokusu
kan ter içindeyim
hiç kimsem yok arkadaşım
dilimi de, gücümü de almış gelenler
sabahları bir sarı ışık vuruyor yüzüme arkadaşım
yalnız o görüyor beni günlerdir
büyük bir acı içindeyim
devamını gör...
dinlerin tek cümlelik özeti
mensup olunan din uğrunda ne kadar çok acı çekilirse mükâfatının da o denli çok olacağına inanılır.
devamını gör...
her şeyi ilerleterek izlemek
zamanla alışkanlık haline gelen eylem. ancak sevgili güneş'in de dediği gibi, bir adım sonrası insanların konuşmalarını ileri sarma isteği ve evet, mümkün değil bu. maalesef...
bu huy bende var. özellikle bildiğim bir konuyla ilgili bir şeyleri izlerken "şurayı zaten biliyorum, hızlıca geçeyim" ya da türk dizisi izlerken saçma sapan romantizm sahneleri sırasında "gerek yok bu sahnelere. geeeç!.." şeklinde tezahür ediyordu başlarda. sonra baktım ki çok uzun videolarda az da olsa zaman kazancına dönüyor bu hareket, kısacık olanlar dışındaki hemen hemen her videoda uygulamaya başladım.
ancak zamanla gerçekten, karşımda birisi konuşurken, hele de zaten daha önce anlattığı bir şeyi anlatıyorsa ve "bunu anlatmıştın, hatırlıyorum" desem de devam ediyorsa aynı şeyi anlatmaya, onun konuşmalarını da hızlandırma isteğiyle yanıp tutuşmaya başladım. haliyle bunu yapamayınca da sıkıntılar basmaya başladı beni. umuyorum bir adım ilerisi yoktur bu duygunun ve sadece bu kadar sıkmakla kalır bundan sonraki hayatımda da.
adam sandler'ın süper kumanda isimli filmi geldi aklıma, bunları yazarken.
elindeki kumanda ile hayatının işine gelmeyen yahut sıkıcı kısımlarını hızlıca geçer micheal newman ve bir gün aslında o hızlıca geçtiği anların ne kadar değerli olduğunu fark eder.
ben yapıyorum, siz yapmayın. kimse için dilemem ama sonra belki kaybettiklerinizin ardından "keşke burada olsaydı da, biraz daha boş konuşsaydı..." dersiniz.
bu huy bende var. özellikle bildiğim bir konuyla ilgili bir şeyleri izlerken "şurayı zaten biliyorum, hızlıca geçeyim" ya da türk dizisi izlerken saçma sapan romantizm sahneleri sırasında "gerek yok bu sahnelere. geeeç!.." şeklinde tezahür ediyordu başlarda. sonra baktım ki çok uzun videolarda az da olsa zaman kazancına dönüyor bu hareket, kısacık olanlar dışındaki hemen hemen her videoda uygulamaya başladım.
ancak zamanla gerçekten, karşımda birisi konuşurken, hele de zaten daha önce anlattığı bir şeyi anlatıyorsa ve "bunu anlatmıştın, hatırlıyorum" desem de devam ediyorsa aynı şeyi anlatmaya, onun konuşmalarını da hızlandırma isteğiyle yanıp tutuşmaya başladım. haliyle bunu yapamayınca da sıkıntılar basmaya başladı beni. umuyorum bir adım ilerisi yoktur bu duygunun ve sadece bu kadar sıkmakla kalır bundan sonraki hayatımda da.
adam sandler'ın süper kumanda isimli filmi geldi aklıma, bunları yazarken.
elindeki kumanda ile hayatının işine gelmeyen yahut sıkıcı kısımlarını hızlıca geçer micheal newman ve bir gün aslında o hızlıca geçtiği anların ne kadar değerli olduğunu fark eder.
ben yapıyorum, siz yapmayın. kimse için dilemem ama sonra belki kaybettiklerinizin ardından "keşke burada olsaydı da, biraz daha boş konuşsaydı..." dersiniz.
devamını gör...
seri tanım silme özgürlüğü
yav bunun üzerine bin tane başlık açıldı üstelik şikayet hattı başlığı da mevcut. bu tarz yeni açılan başlıklar “ben ilgi görmek istiyorum”dur bana göre.
ne yazdın ki bu kadar? roman mı yazdın? entrylerin dursa ne olacak? ha devlete mi sövdün? e yazarken göze almışsın bunu zaten kardeşim.
anonimliğine zeval mi gelecek diye endişelisin? sanmıyorum, çünkü pp koymuşsun. net olmasa da polis savcı vs isteyen netleştirir görüntüyü. neyse ne.
demek istediğim sözlükteki bitmez vedaların yazarları gına getirdiniz anacım. bir kere de showsuz çözün meselenizi.
ne yazdın ki bu kadar? roman mı yazdın? entrylerin dursa ne olacak? ha devlete mi sövdün? e yazarken göze almışsın bunu zaten kardeşim.
anonimliğine zeval mi gelecek diye endişelisin? sanmıyorum, çünkü pp koymuşsun. net olmasa da polis savcı vs isteyen netleştirir görüntüyü. neyse ne.
demek istediğim sözlükteki bitmez vedaların yazarları gına getirdiniz anacım. bir kere de showsuz çözün meselenizi.
devamını gör...
friends
hep belirli sitcomlarla kıyaslanan efsane sitcomdur. herhangi bir bölümünü açınca tebessümlerle izlersiniz.
david crane ve marta kauffman tarafından yaratılmış amerikan sitcom dizisidir. 1994 ile 2004 yılları arasında çekilmiş ve efsane olmuştur.
dizi 10 sezon sürmüştür. dizinin tüm sezonları abd'de reyting listesinde ilk 10 içerisine girmiştir.
en çok izlenen sezon ise 8. sezon olmuştur.
dizi 6 arkadaşın yaşadığı hayatı konu etmiştir. birbirlerine sıkıca bağlı 6 arkadaş centrel park adlı bir kafede takılırlar. 10 sezon boyunca o kafeyi ve yaşadıkları evi kendi çevreniz gibi hissedersiniz. onların arasında gibi mutlu olup onlara tebessümle bakarsınız. bence sevilmesinin ana sebebi bu arkadaşlık ilişkileri ve yaşanılan hayatın çok eğlenceli oluşudur.
birinci ve ikinci sezon 24 bölümden oluşmuştur. üçüncü sezon 25 dördüncü sezon ve beşinci sezon 24 bölümdür. altıncı sezon 25 yedi, sekiz ve dokuzuncu bölümler 24 bölümdür. final sezonu ise 17 bölümden oluşmaktadır.
dizinin oyuncuları ise şöyledir.
jennifer aniston (rachel green), courteney cox ( monica geller), matthew perry (chandler bing), david schwimmer (ross geller), matt leblanc (joey tribbiani) ve lisa kudrow (phoebe buffay)
ben bir sitcom sever olarak diziyi çok geç izledim. hatta yeni bitirdim. bunun sebebi ise geçmişte iki sezon izleyip bırakmış olmamdı. bir gün netflixe geleceği umuduyla bekledim ve gelince bitirdim. herkes gibi çok sevdim ve diğer sitcomlarla kıyaslama gereği duymadım.
dizinin güzel tarafları çok fazla konu olmasıydı. ayrıca karakterlerin ve toplumun gelişimini yakından takip etme fırsatı beni çok cezbetmişti. en basitinden adamlar porno kaseti alıyorlar. bu çok garip ve ilginç. yaşadığımız dönemin ve o dönemin farklarını görmek acayip ilgi çekici.
bu dizinin bir diğer güzel tarafı ise yan karakterlerin müthiş olması. hepsi birbirinden komik ve nefis yaratılmış karakterler.
her izleyen keşke böyle bir arkadaş grubum olsaydı diye düşünmüştür. ben de düşündüm. böyle bir arkadaş grubunu izlemek insanlara iyi hissettiriyor. dizinin başarısı bence buradan geliyor.
diğer sitcomlara göre bu sitcomun farkı ise bence karakterlerin hepsinin çok başarılı olması. bir düşünün her sitcomda favori karakteriniz vardır. benim friends dizisinde favori karakterim yok hepsini çok seviyorum. hepsi ayrı ve müthiş yaratılmış.
janice ve gunther karakterleri bile çoğu dizideki baş karakterlerden daha iyi geliyor bana. güçlü yan karakterler bu dizinin en büyük özelliklerinden biri. tabi yan karakterler demişken ross ve monicanın ailesini unutmayalım. çok komikler.
son olarak en sevdiğim kısımlarından biri ise diziye gelen konuk oyuncular. hepsi birbirinden efsane isimler arada sırada karşımıza çıkıyorlar. o efsane oyuncular ise şöyle.
brad pitt ( birader sen nasıl bir yakışıklısın ya )
bruce willis (olduğu bölümler favorimdi)
julia roberts (çok güzelsin)
susan sarandon
charlie sheen
hugh laurie
alec baldwin
billy crystal ve robin williams
denise richards ( çok seksi bir kadın)
john stamos
sean penn
george clooney
danny devito
paul rudd
anna faris
jason alexander
not: konuk oyuncu listesine onedio sitesinden ulaştım.
her zaman efsane olarak kalacak ve unutulmayacak bir yapım. çok güzeldin friends. arada sırada bazı bölümleri tekrar izleyeceğim. tebessüm edeceğim.
david crane ve marta kauffman tarafından yaratılmış amerikan sitcom dizisidir. 1994 ile 2004 yılları arasında çekilmiş ve efsane olmuştur.
dizi 10 sezon sürmüştür. dizinin tüm sezonları abd'de reyting listesinde ilk 10 içerisine girmiştir.
en çok izlenen sezon ise 8. sezon olmuştur.
dizi 6 arkadaşın yaşadığı hayatı konu etmiştir. birbirlerine sıkıca bağlı 6 arkadaş centrel park adlı bir kafede takılırlar. 10 sezon boyunca o kafeyi ve yaşadıkları evi kendi çevreniz gibi hissedersiniz. onların arasında gibi mutlu olup onlara tebessümle bakarsınız. bence sevilmesinin ana sebebi bu arkadaşlık ilişkileri ve yaşanılan hayatın çok eğlenceli oluşudur.
birinci ve ikinci sezon 24 bölümden oluşmuştur. üçüncü sezon 25 dördüncü sezon ve beşinci sezon 24 bölümdür. altıncı sezon 25 yedi, sekiz ve dokuzuncu bölümler 24 bölümdür. final sezonu ise 17 bölümden oluşmaktadır.
dizinin oyuncuları ise şöyledir.
jennifer aniston (rachel green), courteney cox ( monica geller), matthew perry (chandler bing), david schwimmer (ross geller), matt leblanc (joey tribbiani) ve lisa kudrow (phoebe buffay)
ben bir sitcom sever olarak diziyi çok geç izledim. hatta yeni bitirdim. bunun sebebi ise geçmişte iki sezon izleyip bırakmış olmamdı. bir gün netflixe geleceği umuduyla bekledim ve gelince bitirdim. herkes gibi çok sevdim ve diğer sitcomlarla kıyaslama gereği duymadım.
dizinin güzel tarafları çok fazla konu olmasıydı. ayrıca karakterlerin ve toplumun gelişimini yakından takip etme fırsatı beni çok cezbetmişti. en basitinden adamlar porno kaseti alıyorlar. bu çok garip ve ilginç. yaşadığımız dönemin ve o dönemin farklarını görmek acayip ilgi çekici.
bu dizinin bir diğer güzel tarafı ise yan karakterlerin müthiş olması. hepsi birbirinden komik ve nefis yaratılmış karakterler.
her izleyen keşke böyle bir arkadaş grubum olsaydı diye düşünmüştür. ben de düşündüm. böyle bir arkadaş grubunu izlemek insanlara iyi hissettiriyor. dizinin başarısı bence buradan geliyor.
diğer sitcomlara göre bu sitcomun farkı ise bence karakterlerin hepsinin çok başarılı olması. bir düşünün her sitcomda favori karakteriniz vardır. benim friends dizisinde favori karakterim yok hepsini çok seviyorum. hepsi ayrı ve müthiş yaratılmış.
janice ve gunther karakterleri bile çoğu dizideki baş karakterlerden daha iyi geliyor bana. güçlü yan karakterler bu dizinin en büyük özelliklerinden biri. tabi yan karakterler demişken ross ve monicanın ailesini unutmayalım. çok komikler.
son olarak en sevdiğim kısımlarından biri ise diziye gelen konuk oyuncular. hepsi birbirinden efsane isimler arada sırada karşımıza çıkıyorlar. o efsane oyuncular ise şöyle.
brad pitt ( birader sen nasıl bir yakışıklısın ya )
bruce willis (olduğu bölümler favorimdi)
julia roberts (çok güzelsin)
susan sarandon
charlie sheen
hugh laurie
alec baldwin
billy crystal ve robin williams
denise richards ( çok seksi bir kadın)
john stamos
sean penn
george clooney
danny devito
paul rudd
anna faris
jason alexander
not: konuk oyuncu listesine onedio sitesinden ulaştım.
her zaman efsane olarak kalacak ve unutulmayacak bir yapım. çok güzeldin friends. arada sırada bazı bölümleri tekrar izleyeceğim. tebessüm edeceğim.
devamını gör...
entry'i yollar yollamaz düzenleye basmak
bir tür hastalık. bu hastanın baş eşeği de benim büyük ihtimal. gönder tuşuna basar basmaz başka bir şey daha aklıma geliyor ya da yanlış bir kelime yazdığımı fark edip ışık hızında editliyorum. biliyorum aramızdasınız. siz de yapıyorsunuz bunu.
devamını gör...
özgürlük
maskesiz dışarıya çıkabilmektir.*
devamını gör...
makarnanın 8 dakikada pişmesi yalanı
dünyadaki en büyük yalandır. tüm makarna markalarının paketleri üzerinde türden türe değişiklik gösterse de ortalama 8-12 dakikada piştiği yazar. neredeyse hepsini denemiş biri olarak kaynamış suya atılan bi makarnanın ocağın da altı sonuna kadar açıkken 15 dakikanın altında piştiğini hiç görmedim. bu kandırmacaya bi dur demeliyiz. ya daha hızlı pişenini yapın ya da şu sayıları değiştirin artık.
devamını gör...