akıl, aşk ve eller...
devamını gör...

küçük paketlileri tedavülden kalkmış büyük paketi ise altı lira civarı olan yılların vazgeçilmezi proteinli muz aromalı bisküvi.
devamını gör...

teslim olduk desek, ne istiyorsa versek salsa bizi.
devamını gör...

atomda, valans bandından kopan ve akım taşıyarak maddeyi iletken hale getirecek elektronların bulunduğu bölge.
devamını gör...

evet gençler, ilk kez tespitlerinize candan katılıyorum,
burası evli barklı, çoluk çocuk sahibi ağbi abla kaynıyor .
size hitap edecek bir yer değil.
o yüzden gidin hemen, başka sitelere, yaşınıza uyan yerlere gidin.
hem kendiniz hem bizim için büyük bir iyilik yapmış olursunuz...
devamını gör...

"en iyi kürt, ölü kürt'tür."
hiç ırkçı bir cümle değil gerçekten.*
devamını gör...

çok yaramaz bir çocuk değildim aslında. ama bunu yapmayacak kadar uslu da değildim. en sevdiğim aktivitelerdendi. o zaman anlamıyorsun tabi ne kadar rahatsız edici bir şey olduğunu. büyüyünce de o adrenalini tebessümle anımsıyorsun. ne kadar da uslu çocuklardık(!) .
devamını gör...

metabolik asidoz tedavisinde kullanılan sodyum bikarbonat'ın aşırı gaz yaptığı vakalarda verilen solüsyondur.

eğer sodyumu yüksekse hastanın sodyum bikarbonat kullanılmaz onun yerine tham solüsyonu kullanılır.
devamını gör...

terk etmedi sevdan beni,
aç kaldım, susuz kaldım,
hayın, karanlıktı gece,
can garip, can suskun,
can paramparça...
ve ellerim, kelepçede,
tütünsüz uykusuz kaldım,
terk etmedi sevdan beni.

(bkz: sevdan beni)
devamını gör...

sanırsın arap çöllerinden yemen cephesine gidiyor.
bir sonraki başlık kadıköy beyfendisi'nin ayağını vuran zalım bot mu olacak?
nereye düştük...
sağlıkla git gel,başlıklara taşınmayasıca.
devamını gör...

hiç karşılaşmadığımdır. umarım karşılaşmam da.
devamını gör...

ben bunu dinleyip mi kederlendim. meğer ne saçmaymış, diye düşündürtür
devamını gör...

başlık tam anlamlı olmadı ama şöyle; mesela rüyamda ben 21 lira, 14 lira, 8.35 lira gibi banknotlar görüyorum. paranın arkasında da zeki müren, uludağ, marmaris resimleri falan oluyor. bozuk paralar daha feci... 3.12 lira, 0.56 lira, 1.2 kuruş vs. bir de hepsi değişik değişik şekillerde. bozuk paraların kimisi piramit şeklinde, kimisi damla gibi, kimisi üçgen vs.

eminim bu rüyayı gören bir tek ben değilimdir.
devamını gör...

bu şehire aşina olanların bildiği kurallardır.

*kadıköy boğa heykelinde buluşacaksanız asla heykelin yanında durmamalısınız. iki tarafta heykeli gören bir yere geçer ve orada birbirlerini görüp buluşurlar.

*kadıköy, taksim, beşiktaş tarzı insanların kalabalık olduğu yerlerde mutant tipli bir ayakkabı boyacısı size yaklaşıp ayakkabınızı "içinden geldiği için" boyamak istiyorsa boyatmayın. para alana kadar bırakmaz.

*sahilde elinde tavşan olan garip birisini görürseniz uzaklaşın. tavşanı sevdiğiniz için sizden para isteyebilir.

*çok kısa vaktinizi alabilir miyim? diye soran birine asla var demeyin. sizden ya para istiyordur ya da dolaylı yoldan para istiyordur.

*bildiğiniz bir ürünü farklı bir yerden alacaksanız ya da bilmediğiniz bir ürünü yine aşina olmadığınız bir yerden alacaksanız "bu ne kadar?" gibi bir soru sormayın. az çok fiyatını biliyorsanız; "bunun fiyatı şu muydu?" ya da "bu ne kadardı?" gibi bildiğinizi varsayan şekilde sorun. yoksa iki katı fiyatına kitlerler.

*moda sahile giderken 2 bira mı alsam 3 mü? diye düşünmeyin. 3 alın.

*maç günleri olabildiğince yer üstü ulaşımdan uzak durun.

*bir yerde robocop gibi polisler görürseniz orada ya bir olay olmuştur ya da olacaktır ona göre hazırlıklı olun.

*karşıdan karşıya geçerken minibüsçü ve taksilere güvenmeyin. yavaşlamazlar.

*sarı dolmuşlara biner binmez (ilk duraktan biniyorsanız) şoför koltukta yoksa şoför geldiğinde hemen parayı uzatmayın özellikle arkada oturuyorsanız. çünkü öndeki de henüz uzatmamıştır ve uyuz olur. fakat bana ne diyorsanız devam edin.

*otobüse ilk bindiğinizde bir yer boşaldıysa daha siz binerken hemen geçip oraya oturmayın. sizden önce ayakta olanların oturmasını bekleyin. bu aslında çok basit, yazılı olmayan bir görgü kuralı fakat çoğu öküz buna uymaz. siz öküz olmayın.

*dükkanın önünde sığır gibi bağıran gıda işletmelerine girmeyin. hem yemekleri kötüdür hem de çomarlardır.

*kampanya yazan her hangi bir şeyden uzak durun.

*fazla akbili olan var mı? sorusuna kayıtsız kalmayın. yarın sizin ki bitecek. az insan olun.

*minibüse (özellikle sabah) asla ama asla 200 tl vermeyin.

*otobüse at sokmayın. çünkü sığmazlar. binin.

*taksim'e gitmeyin. oranın istanbul ile bir alakası kalmadı.

*galata kulesi ve kız kulesi tamamen overrated'dır. boşuna gitmeyin.

*midyeci ahmet overrated.

*taksiye biniyorsanız kesinlikle ama kesinlikle telefondan harita açın. çünkü asla gidecekleri yeri bilmezler. geçen gün kadıköy'de bir taksici "ortaköy neredeydi? mecidiyeköy'ün altı mı?" dedi. 70 iq'larıyla sizi kandırmaya çalışırlar. bir de asla bilmiyorsanız bile gideceğiniz yeri biliyormuş gibi bir hava takının.

*bilmediğiniz bir yere gidiyorsunuz ve minibüçüye söylediniz. o size hatırlatacağını söyledi diye güvenmeyin. yolculardan birine sorun daha sorumlu hissederler kendilerini. minibüsçüye kaldıysanız da shrek gibi minibüsçüyü delirtene kadar defalarca sorun. geldik mieeeee?

*bir şeyin önünde sıra varsa sosyal medyada popüler olmuştur ve yüzeysel bir yerdir. asla oraya girmeyin. sıraya da girmeyin komik gözüküyor.

*adalarda'ki faytonlara asla binmeyin.

*tanımadığınız insanlara asla güvenmeyin. her bok çıkabilir.

*birisi yolunuzu kesip "yanlış anlama dilenci değilim" ile cümleye giriş yapıyorsa sinyalcidir. bu da dilenci olduğunu gösterir. çelişki dolu insanlarla muhattap olmayın.

*yürürken önünüze bakın malak gibi yürümeyin her yer insan.

*anadolu yakasında e5 yakayı sosyoekonomik olarak bıçak gibi ikiye böler. 500 metrede çevrenizin nasıl değiştiğine şaşırırsınız. gezilecek, gidilecek yerler sahile bakan taraftadır. oturulacak yerlerde tabii ki. paranız yeterse...

*dudullu'ya gitmeyin.

*yağmurlu günlerde kaldırımın yola bakan tarafından yürümeyin.

*kimseyle gereksiz muhabbete girmeyin deli dolu.

*bir deli görürseniz de sizin de deli olduğunuzu ona hissettirin. tırsak durmayın. ağzınıza sıçar.

*arabanız varsa başkasının evinin önüne park etmeyin. olay çıkar.

*kadıköy rıhtım tarafında yemek yemeyin. çok sarhoş değilseniz :)

*gece içtikten sonra ayık 24'e gidebilirsiniz. çorbaları güzeldir. (lokasyon kadıköy)

*karaköy'deki hipster kafelere gitmeyin. bohem adı altında özenti dolu leş gibi bir ortamda bir çay ve tatlıya 50 tl verip götünüze baka baka çıkarsınız.

* her yerden benzin almayın.

*sahilde bisiklet yolundan yürümeyin. üsküdar'dakine bakmayın o göstermelik. orada asla bisiklete binmeyin. hatta üsküdar'a gitmeyin bile bence.

*marmaray'da, sirkeci'de indiyseniz asla merdivenleri kullanmayın. khazad-dumgibi kazmışlar. asansörü kullanın.

*öğleden sonra simit alacaksanız asla "simitler taze geldi, akşam simidi" gibi teranelere inanmayın. yok öyle bir şey.

*kadıköy osmanağa camiinin oradaki durakların arkasında oturmayın. orada hep sapık amcalar oturur.

*aynı şekilde semtin yabancısıysanız haldun taner'in çaprazındaki tuvaletin olduğu parktan geçecekseniz olabildiğince hızlıca geçin. haldun taner yanındaki heykelin yanındaki parkta da oturmayın.

*içip içip sokaklara işemeyin diyecem ama yapacaksınız.
devamını gör...

türk amatör astronom ve astrofotoğrafçılardan biri olan tunç tezel'in dünya astronomi literatürüne kazandırdığı, analemmanın bir versiyonu olan kelime.

tunç tezel, analemma çalışmasını, güneş tutulmasının türkiye'den izlenebildiği bir yıla denk getirmiş. bu nedenle karelerden birinde güneş'in tutulma anı yer alıyor. böylece analemma ve tutulma kelimelerinin bir bileşimi olan tutulemma kelimesi ortaya çıkmış.

ortaya çıkan görüntü şöyle:

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

alternatif link:

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

az tanımla fazla beğeni ve favori almış olabilir.
uzun entryler giriyor olabilir.
başlık açmanın ekstra puan olarak dönme durumu varsa fazla başlıktan olabilir. bilmiyorum.
(bkz: ölçmedim ki alüminyum)
devamını gör...

2013 yapımı danimarka filmi..

ortağı öldürülmüş, eşinden boşanmış, uyumsuz, aksi bir polis olan kahramanımız, eski faili meçhul olayları istiflemek üzere pasif bir göreve getirilir. tabi ki burada da rahat durmaz, 5 sene önce intihar ettiği söylenen bir kadının akibetini araştırmak üzere, ortadoğulu ortağıyla beraber yollara düşer.

iskandinav, ispanyol veya fransız filmlerini izlememizin ve sevmemizin başlıca sebebi, hollywood 'un bize dayattığı klişelerden kurtulmalarıdır. farklı bakış açıları, farklı karakterler, farklı olay örgüleri, anlatımlar. bence bu filmin düştüğü en büyük tuzak bu, danimarka 'da amerikanvari bir film çekmenin bir anlamı yoktur, zaten o tip filmlerin alası amerika 'da çekiliyor.

fena olmayan (hatta iyi bile denebilir) senaryosuna rağmen, konuyla alakalı olmayan bazı diyalog ve olayların olması, karakterlerin (başroldeki polis kardeşimiz dahil) hep sığ karakterler olması, senaristlerin ve yönetmenin filmin sonunu bağlamakta biraz acele etmeleri sonucu vasat bir polisiye çıkmış ortaya.

tabi ki, elde ettiğiniz sonuç bazen beklentilerinizle alakalı olabiliyor, zira filmden beklentim çok yüksekti, o sebeple hayal kırıklığına uğradığımı ifade edeyim. ancak, yine de 1,5 saat boşluğunuz varsa izlenebilecek bir film gibi duruyor filmimiz, daha fazlası değil..
devamını gör...

ikisi de yok. onların yerine bir dünya teyzem var.
devamını gör...

dolbear yasası, amerikalı fizikçi ve mucit amos dolbear tarafından yayınladığı bir makale ile ortaya attığı oldukça ilginç bir gözleme dayanıyor. mucit, gözlemine göre hava sıcaklığını cırcır böceğinin ötüş sayısına göre bulabiliyor. cırcır böceklerini ele alırsak öncelikle soğukkanlı olan bu böcekler kanatlatını birbirine sürterek ses çıkarabiliyor. tabi sadece erkek cırcır böcekleri ötebiliyor. kimilerine göre kadın cırcır böceklerini etkileme, diğer erkek cırcır böceklerini korkutma ve çiftleşmeye hazırlık olarak da görülüyor.cırcır böceğinin ötüş hızının hava sıcaklığı ile olan oranını mucit bir formülle açıklamış.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel 1 dakikada duyulan ötüş sayısı
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel fahrenheit cinsinden ortam hava sıcaklığı

mucit makalesinde yayınladığı bu formül ile termometre kullanmadan hava sıcaklığını doğru bir şekilde tahmin edebildiğini açıklamış.
en basit haliyle şöyle cırcır böceğinin 8 saniyedeki ötüş sayısına 5 eklenerek ortam sıcaklığı bulunabiliyor. deneyimleyen bana portakal atabilir.
devamını gör...

başlık daha önce açılmamış sanırım. neyse, siftah benden bereket allah'tan.


ölüm gelecek ve bana senin gözlerinle bakacak
eski bir vicdan azabı
yahut saçma bir günah gibi
sabahtan akşama dek
uykusuz, donuk, bizi izleyen ölüm.
gözlerin dilsiz bir çığlık,
boş bir söz olacak, beyhude bir sessizlik.
bu yüzdendir her sabah
kendi gözlerini görmen yalnız
aynaya bakındığında ve o gün, ah,
değerli umut, biz de öğreneceğiz
hayat ve hiç olduğunu senin.
ölümün bir bakışı vardır hepimiz için.ölüm gelecek ve bana senin gözlerinle bakacak.
bu, bitirmeye benzeyecek bir günahı,
aynada yeniden beliren bir ölü yüzü
görmeye benzeyecek,
dinlemeye benzeyecek suskun bir dudağı,
dilsiz düşeceğiz ortasına burgacın.


- cesare pavese
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli portakal radyo renk modu sözlük kütüphanesi online yazarlar kulüpler yazarak kitap kazan puan tablosu sıkça sorulan sorular yönetim kadrosu istatistikler iletişim