eski yazarların gittiğini görmek üzse de, yeni yazarların geldiğini görmek, güzel...

erdal kalın poe ukdesi.
devamını gör...

bu gidişle 1000'lik banknotta kurtarmaz. türk lirası bolivar olma yolunda hızla ilerliyor. yeni türkiye dediler venezuelaya çevirdilier lanet olsun.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

şaun attığım karikatürde görünen erkek tiplemesinin doluştuğu başlık.*
tanım: ukrayna da kurulmuş olan ve seks turizmine karşı üstsüz şekilde yaptıkları eylemlerle bilinen feminist bir örgüt. bir muadili türkiye de kurulsa sloganı muhtemelen "kahrolsun sütyenler, memelere özgürlük" falan olabilirdi.*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

çekiç ağırlığı yaklaşık 7 kg fakat çalışan işçiyi asla yormayan çok daha uzun süre verimli çalışmasını sağlayan bir mekanizma..
1880lerden kalma bir sistem..
işin acı tarafı bir çok şehirde bir çok sıcak demirci var ve halen çekiçle sıcak demiri döverek çeşitli tarım aletleri vs. yapıyorlar..
sene 2021 ve halen böyle bir sistemi düşünüp yapıp kullanan bir usta yok..
modern sistemler fabrikasyon üretimler elbette var ama sıcak demircilik mesleği halen devam ettiğine göre demek ki ürettikleri şeylere halen talep var demektir..
şimdi biraz düşünelim..
sene 1880 yapılan basit ama işlevsel alet ortada bizim demircilerinde çalışma şekli halen ortada..
bu aletin veya buna benzer aletlerin ülkesine kattığı nedir diye soracak olursanız cevaplıyayım.
1)dünyanın en prestijli madencilik ve metarujli (metal malzeme bilimi) üniversitelerinden biri bu aletin yapıldığı şehirde..
2) şu anda kullandığımız hızlı yada normal tren rayları bu şehirden geliyor.2015 ithalatımız 5 milyar dolar..
3) şu anda savunma sanayimizin güç grupları ( motor) teknolojisi bu ülkeden geliyor.
4) 2023 aya gitme projesindeki roket motor teknolojisi bu ülkeden geliyor.
yukarıdaki 4 örnek sadece bildiğim okuduğum duyduğum bilgiler bilmediğim daha neler var bilmiyorum..
anlatmak istediğim teknolojik gelişim bir basamaklar meselesi kaybettiğimiz yüzlerce yılı geri getirme şansımız yok.
yeniden örs ve çekiç yapmamıza gerekte yok.
ama bu günkü bilimsel gelişmeler ışığında orijinal fikirlere orijinal düşünceye çok ihtiyacımız var..
devamını gör...

ben hepinizi beğeniyorum arkadaşlar. elinize emeğinize sağlık.
böyle devam. :)
devamını gör...

dünya'nın güneş'ten gelen yüklü parçacık akısına karşı korunmasını sağlayan manyetik kalkan. manyetosfer adı verilen tabakanın iç bölgesinde bulunur ve 2 ayrı kuşak şeklindedir. temsili görsel için tık

***

genellikle ay'a gidilmediğini iddia edenler tarafından bu kuşağın geçilemeyeceği söylense de, durum öyle değil. bakalım;

radyoaktif bir ortamda bulunmak zorunda kalırsanız, başınıza ne geleceğini belirleyen en önemli şeylerden biri, o ortamda ne kadar süre kaldığınız, yani vücudunuza giren radyoaktif maddenin miktarıdır. bugün hastanelerde kullanılan birçok tıbbi görüntüleme yönteminde vücudunuza radyasyon alırsınız. bu nedenle bu yöntemlerin uygulandığı hastane odalarında fazla kalmamanız sağlanır. orada çalışan kişiler için de, yıllık belirli bir doz miktarı vardır. bu dozu aşacak süreler boyunca bu bölgelerde kalmaları, kanser gibi lanet sonuçlara gebedir.

***

kuşaklardaki radyasyon miktarı nedir? bu kuşakların yoğunluğu, her bölgede aynı değil. bazı bölgeleri, diğer kısımlara kıyasla oldukça seyrek sayılır ve biz gözlemler neticesinde elde ettiğimiz bilgilerle, bu bölgelerin nereler olduğunu biliyoruz. eğer uzayda yapılacak bir yolculuk için bu kuşaklardan geçmemiz gerekirse -ki mutlaka gerekir- daha az yoğun bölgeleri, eğer herhangi bir teknik sakıncası yoksa, kullanmayı tercih ederiz.

son yıllarda yapılan çalışmalar, iç kuşağın zannedildiğinden de daha az yoğun olduğunu gösterdi. bu da ek bilgi olsun. bu bölgede ışık hızına yakın hızlarda dolaşan yüksek enerjili elektronların, normal şartlarda burada pek de fazla dolanmadıklarını gözledik. sadece güneş'in manyetik bakımdan aktif olduğu zamanlarda, güneş fırtınası dediğimiz fenomen nedeniyle bir süreliğine buraya itiliyorlar.

***

biraz önce yukarıda değindiğim gibi, bu kuşağı geçerken en çok dikkat edilmesi gereken şey, burada ne kadar kalınacağı. apollo görevi için bu süre 53 dakika olarak belirlenmişti. bir insan için ölümcül radyasyon miktarı saatte yaklaşık 300 rad. eğer siz 53 dakika boyunca kuşak içerisinde tamamen korumasız şekilde kalırsanız vücudunuza girecek radyasyon miktarı ise toplam olarak 11,4 rad. astronotlar bu bölgeye korumasız olarak da girmediğinden, herhangi bir apollo görevinde, yolculuk boyunca bir astronotun maruz kalacağı miktar ortalama olarak 0,38 rad'a kadar düşüyor. en yüksek miktarı apollo 12 görevinde, 0,58 rad ile aldılar. bu hemen hemen neye eşit, biliyor musunuz? kafanız için çektireceğiniz 2 tane bilgisayarlı tomografi filmine...

peki ne kadar süre kalsaydılar ölürlerdi? 1 günden daha fazla süre boyunca. oysa dediğim gibi, burada geçirilen zaman 53 dakikaydı.

***

bir konuya daha değinmek istiyorum. kelly smith adlı bir nasa mühendisi, bir videodaki konuşmasında şöyle bir şey söylüyor: "görev için kuşaklardan 2 kez geçilmesi gerekiyor. orion'un koruması var, ancak bunun yine de test edilmesi gerekiyor. aracın sensörleri buradaki radyasyon verilerini kaydedecek ve insanları mars'a göndermeden önce bu olayı halletmemiz gerekiyor."

bu sözler kuşakların geçilemeyeceğini nasa itiraf etti şeklinde ortalıkta çarpıtıldı. ancak burada mevzu o değil. kelly smith'in bahsettiği görev, mars için tasarlanan orion görevi. belirttiği gibi, bu görevde apollo görevlerinden farklı olarak, kuşak içerisinde 2 gün kadar kalınacak. bu durum hem insan hayatı için hem de aracın içindeki hassas elektronik aletler için bir sorun teşkil ediyor. bu sorun çözülmeden yola çıkılırsa, 2 gün içerisinde vücuda yüklenecek radyasyon dozu ve yolda bozulacak elektronik aletler nedeniyle görevin bir faciayla sonuçlanması söz konusu. mühendisin van allen kuşağı ile ilgili olarak "halledilmesi gerek" dediği konu da bu.

son olarak, iddia edilenin aksine, kuşağı keşfeden kişi olan astronom james van allen'in, kuşakların geçilemeyeceğine dair bir beyanı yok. van allen'in itiraz ettiği nokta, bazı atmosfer dışı uyduların ve uzay yolculuklarının pek de rağbet görmeyeceği ve erkenden sonlanacağı idi.
devamını gör...

ayrımın ana noktası sebep fiziksel, neden metafizikseldir. (bkz: kategoriler)
sebep bir sürecin başındadır. neden ise o sürecin başındaki gerekçedir. bırakılan cismin düşmesinin nedeni yerçekimi, sebebi ise bırakılmasıdır. neden olarak ''yer çekimi'' metafiziktir beyler bayanlar. yanlış yazmışız uyaran da olmadı.
devamını gör...

''belki parıltı yok, ışıltı yok, renk yok, ama yine de insanım, kalbiyle ve düşünceleriyle bir insanım ben.''

insancıklar (kitap).
devamını gör...

bu bir yaşam tarzı arkadaşlar,
bunun içinde eğitim, kültür var,
bunun içinde kişisel gelişim var,
bunun içinde dünyaya bakılan pencere var,
bunun içinde yaşam hedefi var yaşam hedefi.
hani şu an yeni neslin büyük çoğunluğunun sahip olduğu kısa yoldan köşeyi dönüp , hayatını sürdürme şeklindeki hedef var ya ,
( istisnalar kaideyi bozmaz) , o var bunun içinde.
ben yaptım oldu ! kafası var,
başına buyrukluk var ,
kısaca olmaması gereken herşey var,

tek bir şey yok, vicdan.
devamını gör...

gerek birinci dünya savaşı gerekse ispanyol gribi gibi büyük yıkımdan çıkan insanlık, o zaman almanya'nın yaşamakta olduğu devrimci rüzgarın da tesiriyle düşünsel ve fiziksel bir değişim ihtiyacı duyar. bunun için walter gropius, hannes meyer, mies van der rohe isimli üç mimar yeni bir eğitim kurumu oluşturmak için çalışırlar.

üç mimar, bir süredir eğitim vermekte olan saksonya grandükalık sanat akademisi ile saksonya grandükalık uygulamalı güzel sanatlar okulu'nu birleştirerek 1919 senesinde bauhaus ismiyle anılan okulu kurarlar.

sanayi çağının doğuşu ile birlikte, yapı ihtiyaçları ve araç gereçleri değişti. demir, çelik ve beton kullanımı, mimarlıkta yenilik oluşturdu. mühendisler, bu sayede köprüler, tren istasyonları inşa ediyorlar ve mekanları işlevsel bir şekilde kullanmaya çalışıyorlardı. bu işlevselcilik de bauhaus okulu'nun ana prensibi oldu.

bir binanın planlarında çelik ve beton bir iskeletten hareketle kübik bir tarz oluşturuluyor, çatı düz şekilde tamamlanıp pencerelere geniş bir alan bırakılıyordu. bu stil, nasyonal sosyalizm tarafından kabul edilmemiş ve bu mimarların görüşleri amerika birleşik devletleri'nde uygulanmıştır.
devamını gör...

trafikte hep kırmızı ışığa denk gelmektir.
devamını gör...

çok sevdiğim oyuncudur. ölümlü dünya ve cinayet süsü filmleriyle sinemaya atılmış ve başarılı olmuş aynı zamanda yönetmen ve senaristtir.
devamını gör...

hem mantıklı hem mantıksız. ama esas mantıksız olan bu dönemde mantık aramak. o kadar absürt bir dönemdeyiz ki absürtlükler içerisinde beynim yandı. hani bir teori vardı bilgisayar similasyonunda yaşadığımızı savunan. acaba demeye başladım. bizi kim simüle ettiyse sıkıldı heralde fantazi arıyor. başka açıklaması yok.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

her şeyi lütfen artık sekse , sevismeye bağlamayın artık yeter ya!

tanım: yurtdışı tectübesi olmamış bir yazar olması kuvvetle muhtemel. çünkü yurtdışına gitseydi tam tersi olduğunu görürdü. yurtdışındaki tüm insanlar acayip soğuk , soru sormaya bile çekinmiştim ben şahsen. türk insanı öyle mi? cebinde paran olmasın gir kebapçıya adam tüm malını mülkünü verir sana.
devamını gör...

bu yasak bir bitsin ilk fırsatta koşa koşa gidip sarılacağım özlediğime*. valla zaten virüsten dolayı kimse ile yan yana olamıyoruz. güya tam kapanma ama herkes dışarıda ben hep evdeydim. bir güncük bir kerecik dışarıya çıkacağım. zaten ben evde olmayı seviyorum. ayda yılda bir çıkıyorum. bu sefer de ben biraz sevineyim yahu hep ev hep ev sıkıldım ama. özledim de. bir gün de biz garibanın yüzü gülsün be*.

"gözlerinden öperim canım. en çok da burnundan. gülme, ciddi söylüyorum.
yarı parçan"


bu sefer de ahmed arif söylemiş içimden geçenleri. leyla erbil'e yazmış olduğu mektuplarda...
devamını gör...

cani bir aile; ahlaki konularda anlaşamadıkları için oğullarını öldürmüşmüşler, öncesinde de kızı ve eşini öldürmüşler. orta doğu cehennemi bu işte!
ah muhsin ünlü'ün dediği gibi hayatınız gazze şeridi gibi geçerken gözünüzden, anlayacaksınız allah ne demek, ahlak ne demek...


sinema dünyası iranlı yönetmen babak khorramdin’in ölüm haberiyle sarsıldı. 47 yaşındaki khorramdin, uzun yıllar yaşadığı ingiltere’den ülkesine döndükten sonra, deneyimlerini ve çalışmalarını yerel sanatçılara aktarıyordu. ailesiyle arasında sorunlar olduğu öğrenilen khorramdin cinayete kurban gitti.
daily star’ın haberine göre oğullarının evlenmemesinden rahatsızlık duyan khorramdin’in anne ve babası ünlü yönetmeni katletti.
khorramdin’in cesedi başkent tahran’ın ekbatan bölgesinde bir çöpte bulundu.
polisin verdiği ilk bilgilere göre khorramdin’in vücudu parçalara ayrıldıktan sonra valizin içine konulmuştu.

olay sonrası tutuklanan khorramdin’in babası verdiği ilk ifadede suçunu itiraf ederek, “aramızdaki sorunlar nedeniyle onu ilaç vererek bayılttım. daha sonra bıçaklayarak öldürdüm. vücudunu parçaladıktan sonra eşimle birlikte en yakın çöpe attım” dedi.


haberin tamamı için
devamını gör...

çok ayıp ediyorlar.
devamını gör...

hayran olduğum insanlar. bu insanlar canım sıkkın ,moralim bozuk, sevgilimden ayrıldım, biraz hasta gibiyim diye sorumluluklarını bırakmazlar ,kazanan olurlar. onlardan biri miyim? malesef yanlarindan gecemem. ben battaniyesini ustune çekip acısını yücelten asalak tayfadanim. aşırı tebrik ediyorum böyle insanlari .
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim