10 gündür el altından aşı olan akp'liler
chp ankara milletvekili murat emir, çin’le sözleşmesi yapılan covid-19 aşısının türkiye’ye geldiğini ve 10 gündür akp’li siyasilerle yakınlarına aşı yapılmaya başlandığı iddiasında bulundu.
çin’le yapılan aşı anlaşmasına ilişkin geçtiğimiz hafta tbmm’ ye yazılı soru önergesi sunarak, sözleşmenin detaylarını soran chp ankara milletvekili murat emir, konuyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı.
chp'li emir, çin aşısının, dün aşı programını başlatan ingiltere’den önce türkiye’ye getirildiğini öne sürerek, şunları belirtti:
“çin aşısı 10 gündür türkiye’de. aşıyı getiren firma da her zamanki gibi yine keymen ilaç oldu. aşı 10 gündür el altından akp’li siyasilere, aile dostlarına, nüfuzlu kişilere ve tanıdıklara yapılmaya başlanmış bile.
günlerdir aşının nasıl geleceğini, sözleşmenin detaylarını, aşının fiyatını soruyorduk. bakanlık da toplumu bilgilendiriyor gibi yapıp aslında hiçbir bilgi vermiyor ve süreci kapalı bir şekilde yürütmeye devam ediyordu. şimdi, bakanlığın süreci neden kapalı bir şekilde götürdüğü ortaya çıkmış oldu.”
çin’le yapılan aşı anlaşmasına ilişkin geçtiğimiz hafta tbmm’ ye yazılı soru önergesi sunarak, sözleşmenin detaylarını soran chp ankara milletvekili murat emir, konuyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı.
chp'li emir, çin aşısının, dün aşı programını başlatan ingiltere’den önce türkiye’ye getirildiğini öne sürerek, şunları belirtti:
“çin aşısı 10 gündür türkiye’de. aşıyı getiren firma da her zamanki gibi yine keymen ilaç oldu. aşı 10 gündür el altından akp’li siyasilere, aile dostlarına, nüfuzlu kişilere ve tanıdıklara yapılmaya başlanmış bile.
günlerdir aşının nasıl geleceğini, sözleşmenin detaylarını, aşının fiyatını soruyorduk. bakanlık da toplumu bilgilendiriyor gibi yapıp aslında hiçbir bilgi vermiyor ve süreci kapalı bir şekilde yürütmeye devam ediyordu. şimdi, bakanlığın süreci neden kapalı bir şekilde götürdüğü ortaya çıkmış oldu.”
devamını gör...
doğru eşi bulma yöntemi
doğru insan kendini belli eder çubucak.
2 senedir birini seviyordum. benim olumsuz taraflarımı açığa çıkardı en baştan beri. mesela utangaç bir tarafım vardır, birine ulaşmak için önce kendimle büyük bir savaş vermem gerek. çabuk içine kapanır, hemen sevilmediğime inandırırım kendimi çünkü. o yüzden ona mesaj gönderirken, aramak isterken, özlerken hep kendimle savaş vermem gerekti. bazen çok özlediğim halde 2 ay düşündüm mesaj göndermek için. gururumu, umutsuzluğumu, çocukluktan kalma ezikliğimi ortaya çıkardı. sonra tüm olumsuzluklar aylar geçtikçe büyüdü, büyüdü ve karakterimin iyi tarafları anlamını yitirdi. birini sevmek beni mutsuz bir insan haline getirdi.
bi de çok sevdiğim bir arkadaşım var. gecenin bir yarısı limonata içiyorum diye mesaj gönderebiliyorum. o an limonata içtiğimi bilmesini istiyorum çünkü. bir yakınımın rahatsızlığını duyunca onu arıyorum, ona ağlıyorum. o telefonu açmadan önce beni 50 kişi görmüştü, hiçbir şey olmamış gibi davranıp konuşmuştum, güçlü görünmeye çalışmıştım ama ona böyle rol yapmama gerek kalmıyor. nazımın geçeceğini bildiğim için kendimi geri plana atmama gerek kalmıyor. içimden geldiği gibi davranıyorum. en önemlisi tartışma yaşarsak hiç gurur yapmadan en fazla 2 gün içinde adım atıp her şeyi düzelteceğini biliyorum. o beni sever diyorum mesela. çok onemli bir şey bu. o beni sever, beni anlar. ben burada zor durumda kalırım ama o orada bir şekilde şartları zorlar benim için. onunla ilintili cümlelerim bunlar oluyor hep.
yani benim için doğru insan. olumsuz taraflarımı olumlu hale getirdi. inatçılık yapamıyorum, güç takıntım umurumda değil, insanlara ulaşma konusunda yaşadığım utangaçlığı edepsizlik ile değiştirdi.
doğru insan denilen şey budur. insan olumlu ve olumsuz taraflardan oluşur. bir insan olumsuz taraflarınızı olumlu hale getiriyorsa doğrudur. iki tarafın özellikleri bir şekilde ortayı buluyorsa o iki insan birbirleri için doğrudur.
bence öyle.
2 senedir birini seviyordum. benim olumsuz taraflarımı açığa çıkardı en baştan beri. mesela utangaç bir tarafım vardır, birine ulaşmak için önce kendimle büyük bir savaş vermem gerek. çabuk içine kapanır, hemen sevilmediğime inandırırım kendimi çünkü. o yüzden ona mesaj gönderirken, aramak isterken, özlerken hep kendimle savaş vermem gerekti. bazen çok özlediğim halde 2 ay düşündüm mesaj göndermek için. gururumu, umutsuzluğumu, çocukluktan kalma ezikliğimi ortaya çıkardı. sonra tüm olumsuzluklar aylar geçtikçe büyüdü, büyüdü ve karakterimin iyi tarafları anlamını yitirdi. birini sevmek beni mutsuz bir insan haline getirdi.
bi de çok sevdiğim bir arkadaşım var. gecenin bir yarısı limonata içiyorum diye mesaj gönderebiliyorum. o an limonata içtiğimi bilmesini istiyorum çünkü. bir yakınımın rahatsızlığını duyunca onu arıyorum, ona ağlıyorum. o telefonu açmadan önce beni 50 kişi görmüştü, hiçbir şey olmamış gibi davranıp konuşmuştum, güçlü görünmeye çalışmıştım ama ona böyle rol yapmama gerek kalmıyor. nazımın geçeceğini bildiğim için kendimi geri plana atmama gerek kalmıyor. içimden geldiği gibi davranıyorum. en önemlisi tartışma yaşarsak hiç gurur yapmadan en fazla 2 gün içinde adım atıp her şeyi düzelteceğini biliyorum. o beni sever diyorum mesela. çok onemli bir şey bu. o beni sever, beni anlar. ben burada zor durumda kalırım ama o orada bir şekilde şartları zorlar benim için. onunla ilintili cümlelerim bunlar oluyor hep.
yani benim için doğru insan. olumsuz taraflarımı olumlu hale getirdi. inatçılık yapamıyorum, güç takıntım umurumda değil, insanlara ulaşma konusunda yaşadığım utangaçlığı edepsizlik ile değiştirdi.
doğru insan denilen şey budur. insan olumlu ve olumsuz taraflardan oluşur. bir insan olumsuz taraflarınızı olumlu hale getiriyorsa doğrudur. iki tarafın özellikleri bir şekilde ortayı buluyorsa o iki insan birbirleri için doğrudur.
bence öyle.
devamını gör...
yazarların kendilerini tanımlama şekli
sokakta hanımefendi , mutfakta aşçı ... *
devamını gör...
şarkıcı kalben'in takipçisine verdiği yanıt
kadın cümle sonunda seni çok seviyorum demiş. muhtemelen şimdi nefret ediyordur.
devamını gör...
potomac ırmağı
ingiliz'lerin ilk geldiği sıralarda, bu nehir kıyısında yaşayan powhatan birliğinin bir üyesi, patawomeke kabilesinin ismi, beyazlar tarafından patowmack olarak kaydedilmiştir. daha sonra halk arasında isim değişerek potomac olmuştur.
devamını gör...
1 ağustos 2021 ateşin çocukları’nın açıklamaları
it sürüsünün havlamasi degerinden oteye gidemeyecek aciklamalardir. kendilerine ait bir web sayfasindaki basliğa bakiniz;

ve yazilanlar;
ülkemizi işgal ederek sömüren, doğamızı yakarak talan eden, işkenceyle zindanlara dolduran, kahramanlarımızın mezar taşlarını kırarak kemiklerini çıkartan, biz kürtlere kan, ölüm ve vahşet kusan, sömürgeci tc’nin ordusunu, polis ve hükümetini destekleyen faşist türklere karşı; ateşin çocukları inisiyatifi olarak ‘’çöktürme hamlesini’’ ilan ediyoruz.
öfke ve intikam hareketimizi ateşler içinde kalan şehirler, kül ve dumanla kaplanmış gökyüzü, alevler içinde kalan dağ ve ovalarınızda göreceksiniz. güzelim metina köyleri yanarken, cennetten bir parça olan garê’nin xazılı insan yüzü görmezken, nuh-u nebinin kutsal diyarı cudi’de ağaçlar kesilirken, konya ve izmir’de kürtler katledilirken, size gün yüzü gösteren sizden beter olsun. bayram günü afrin’de ki şehitlerimizin mezarlarını açanlar rahat bir bayram ve tatil yaşayacaklarını mı zannettiler? dağlarımızda dolaşan işgalci askerlerin ve şehirlerimizde terör estiren polislerin ailelerini rahat bırakacağımızımı düşündüler!
kürt düşmanı siyaset, katliama ayarlı ekonomi, asimilasyon ve inkâr merkezleri olan eğitim sistemi, yalancı ve sahtekar türk basını, işgalci orduda görev yapan asker ve polis ailelerini, asker selamı veren futbol takımları, erdoğan’a destek veren dalkavuk ve kahpe sanatçıları, akp-mhp’ye oy ve destek verenleri; kürt halkının özgürlük bilinci, yüz yıllık intikam ateşi ve sarsılmaz iradesiyle diz çöktüreceğiz.
yüzyıldır yaşattıklarınızı unutmadık ve misliyle hesap soracağız. mehmet tunç gibi ağabeylerimizi ve gelinlik çağında elleri kınalı kız kardeşlerimizi cizre bodrumlarında yaktıktan sonra sizinle olan tüm köprüleri attık ve bin yetmiş bir kere intikam yemini ettik. konya’da katlettiğiniz kürtlerin ve deniz poyrazın intikam yeminiyiz. şêx sait’lerin öfke seli, seyit rıza’ların ardılları, cesetlerle doldurduğunuz geliyê zilan’ın feryatlarıyız. nuri dêrsimi’nin torunları, agit’lerin kardeşleriyiz. işgalciler ya kürdistan’dan defolup gidecek yada cehennem ateşinde kavrulacaklardır.
ateşin çocukları inisiyatifi kürdün intikam yeminidir. affetmez düşman bilincidir. engellenemez tarz ve yöntemdir. yaratıcı, zeka ile hareket eden insan, düşmana darbe vurmanın önünde engel tanımayan kişilerdir. doksanlarda köylerini yaktığınız ve şimdi büyüyen çocuklardır. amed zindanında vahşetinize maruz kalan direnişçilerin akrabalarıdır. sokakta, fabrikada, işyerlerinde çalışan emekçidir. türk ordusu arasında gizlenmiş, kamufle elbisesi giymiş bazı askerlerdir. taksi şoförü, orman bekçisi, itfaiye eri, manav, intikam için ant içmiş kadın, erkek genç ve yaşlıdır. eli çakmak tutan çocuktur. kravatlı öğretmen ve öğrencidir. bazen çoban, yer yer müdür, kimi zaman beyninizin içinde ateş çıkartmak için bekleyen yardımcınızdır. tutun tutabiliyorsanız. engelleyin engelleyebiliyorsanız.
ateşin çocukları inisiyatifi olarak bağımsız hareket ediyoruz. ülkesi işgal edilmiş onurlu ve direngen kürt halkı dışında hiç kimseye hesap vermeyiz. kimsenin işine karışmayız, kimsenin de bize akıl vermesine ihtiyaç duymayız. akıllı olanlar o aklı düşmana karşı kullansınlar. inisiyatifimizi pkk’ye bağlıymış gibi gösteren namussuz türk basını ve ebu cehil’den daha cahil olan uzmanlar iyi bilsinler ki; pkk’nin insancıl mücadele tarzını yeterli bulmuyor ve sadece orduyu hedefleyen yöntemlerini eleştiriyoruz. bizim için türk askeri ile faşist arasındaki tek fark, birinin silahlı diğerinin külahlı olmasıdır. ateşin çocukları inisiyatifi olarak orduyu ve akp-mhp’yi destekleyenleri hedefliyoruz. yöntemlerimiz basit ve engellenemezdir. herkes inisiyatif sahibidir, kimsenin bir yerden şunu yap demesini gerektirecek bir durum bırakmıyoruz. intikam almak isteyen herkes bir çaresini bulur ve hesap sorar. bu çerçevede de faşistlerin içme sularını zehirleyeceğiz. yollarınıza taş çivi atacak, camlarınızı kıracak, araba lastiklerini kesecek, sopa ile sizi dövecek, bıçakla yaralayacak, ağız dolusu küfür edecek, çimlerinize basacak, camilerinizde namaz kılmayacak okullarınızı ateşe verip türk öğretmenlerini korkudan titretecek ve kürdistan’dan kaçırtacağız. arabalarınızı, işyerlerini, ekin arazilerinizi ve şehirlerinizi ateşler içinde bırakacağız.
kürdistan’da onurunu ve şerefini para karşılığında düşmana satarak akp-mhp’ye oy verenler tarihin gördüğü en aşağılık ihanetçi ve şerefsizler olarak bilineceklerdir. silahlı bir kontradan hiçbir farkları yoktur. akp ve mhp’liler, ihbarcı ve ihanetçi kişilerde özgür kürtlerin intikam ateşiyle yüzleşecektir. anavatanımız kürdistan ve kürt ulusal değerlerine bağlı olmayanlardan intikam alma, mülklerini yakma, ülkeden defetme zamanıdır. hepinizi tanıyoruz her şehirde, ilçe ve köylerde yaptığınız aşağılık ihanetinizi biliyoruz. bu çerçevede de iki kuruş şerefi olmayan savcı sayan ve akrabalarının arazilerini yakan yaşlı anamızın ellerinden öpüyoruz. kürdistan’da akp-mhp’ye oy verenlerin her şeyi hedeftir herkes inisiyatiflidir. canlarını bir çakmak ve kibrit ile yakmak yurt sevgisinin yegâne görevidir. ya ulusunuzun saflarında yer alın yada yanmaya hazır olun.
kürdistan işgaline destek verenler nefes alamaz halde ve son demlerini büyük bir çöküş ve çözülüşle yaşarken tüm onurlu ve yurtsever kürtleri “faşist türkleri çöktürme hamlesine” katılmaya çağırıyoruz. kimin elinden ne geliyorsa onu yapsın. hiçbir şey yapamayan dua etsin. düşmana küfür etsin. selam vermesin. insan yerine koymasın. şimdiye kadar izleyen, pasif kalan, sessiz olan herkes artık bir çakmak kıvılcımıyla, bir bıçak ve sopa ile hesap sorma gününün geldiğini göstermelidir. düşman tüm insani yaklaşımlarımıza rağmen soykırım, dil kırım ve kültürel kırımda ısrar ediyor. onlar başka dilden anlamadıkları için ateşten tufan ile diz çöktürme zamanı gelmiştir. ateşten isyan ile ilan ettiğimiz ‘’çöktürme hamlemize’’ tüm kürtleri ve dostlarını güç vermeye, büyük coşkuyla eyleme geçerek hesap sormaya ve zaferi kazanarak yüzyıllık intikamı almaya çağırıyoruz.”
buradan

ve yazilanlar;
ülkemizi işgal ederek sömüren, doğamızı yakarak talan eden, işkenceyle zindanlara dolduran, kahramanlarımızın mezar taşlarını kırarak kemiklerini çıkartan, biz kürtlere kan, ölüm ve vahşet kusan, sömürgeci tc’nin ordusunu, polis ve hükümetini destekleyen faşist türklere karşı; ateşin çocukları inisiyatifi olarak ‘’çöktürme hamlesini’’ ilan ediyoruz.
öfke ve intikam hareketimizi ateşler içinde kalan şehirler, kül ve dumanla kaplanmış gökyüzü, alevler içinde kalan dağ ve ovalarınızda göreceksiniz. güzelim metina köyleri yanarken, cennetten bir parça olan garê’nin xazılı insan yüzü görmezken, nuh-u nebinin kutsal diyarı cudi’de ağaçlar kesilirken, konya ve izmir’de kürtler katledilirken, size gün yüzü gösteren sizden beter olsun. bayram günü afrin’de ki şehitlerimizin mezarlarını açanlar rahat bir bayram ve tatil yaşayacaklarını mı zannettiler? dağlarımızda dolaşan işgalci askerlerin ve şehirlerimizde terör estiren polislerin ailelerini rahat bırakacağımızımı düşündüler!
kürt düşmanı siyaset, katliama ayarlı ekonomi, asimilasyon ve inkâr merkezleri olan eğitim sistemi, yalancı ve sahtekar türk basını, işgalci orduda görev yapan asker ve polis ailelerini, asker selamı veren futbol takımları, erdoğan’a destek veren dalkavuk ve kahpe sanatçıları, akp-mhp’ye oy ve destek verenleri; kürt halkının özgürlük bilinci, yüz yıllık intikam ateşi ve sarsılmaz iradesiyle diz çöktüreceğiz.
yüzyıldır yaşattıklarınızı unutmadık ve misliyle hesap soracağız. mehmet tunç gibi ağabeylerimizi ve gelinlik çağında elleri kınalı kız kardeşlerimizi cizre bodrumlarında yaktıktan sonra sizinle olan tüm köprüleri attık ve bin yetmiş bir kere intikam yemini ettik. konya’da katlettiğiniz kürtlerin ve deniz poyrazın intikam yeminiyiz. şêx sait’lerin öfke seli, seyit rıza’ların ardılları, cesetlerle doldurduğunuz geliyê zilan’ın feryatlarıyız. nuri dêrsimi’nin torunları, agit’lerin kardeşleriyiz. işgalciler ya kürdistan’dan defolup gidecek yada cehennem ateşinde kavrulacaklardır.
ateşin çocukları inisiyatifi kürdün intikam yeminidir. affetmez düşman bilincidir. engellenemez tarz ve yöntemdir. yaratıcı, zeka ile hareket eden insan, düşmana darbe vurmanın önünde engel tanımayan kişilerdir. doksanlarda köylerini yaktığınız ve şimdi büyüyen çocuklardır. amed zindanında vahşetinize maruz kalan direnişçilerin akrabalarıdır. sokakta, fabrikada, işyerlerinde çalışan emekçidir. türk ordusu arasında gizlenmiş, kamufle elbisesi giymiş bazı askerlerdir. taksi şoförü, orman bekçisi, itfaiye eri, manav, intikam için ant içmiş kadın, erkek genç ve yaşlıdır. eli çakmak tutan çocuktur. kravatlı öğretmen ve öğrencidir. bazen çoban, yer yer müdür, kimi zaman beyninizin içinde ateş çıkartmak için bekleyen yardımcınızdır. tutun tutabiliyorsanız. engelleyin engelleyebiliyorsanız.
ateşin çocukları inisiyatifi olarak bağımsız hareket ediyoruz. ülkesi işgal edilmiş onurlu ve direngen kürt halkı dışında hiç kimseye hesap vermeyiz. kimsenin işine karışmayız, kimsenin de bize akıl vermesine ihtiyaç duymayız. akıllı olanlar o aklı düşmana karşı kullansınlar. inisiyatifimizi pkk’ye bağlıymış gibi gösteren namussuz türk basını ve ebu cehil’den daha cahil olan uzmanlar iyi bilsinler ki; pkk’nin insancıl mücadele tarzını yeterli bulmuyor ve sadece orduyu hedefleyen yöntemlerini eleştiriyoruz. bizim için türk askeri ile faşist arasındaki tek fark, birinin silahlı diğerinin külahlı olmasıdır. ateşin çocukları inisiyatifi olarak orduyu ve akp-mhp’yi destekleyenleri hedefliyoruz. yöntemlerimiz basit ve engellenemezdir. herkes inisiyatif sahibidir, kimsenin bir yerden şunu yap demesini gerektirecek bir durum bırakmıyoruz. intikam almak isteyen herkes bir çaresini bulur ve hesap sorar. bu çerçevede de faşistlerin içme sularını zehirleyeceğiz. yollarınıza taş çivi atacak, camlarınızı kıracak, araba lastiklerini kesecek, sopa ile sizi dövecek, bıçakla yaralayacak, ağız dolusu küfür edecek, çimlerinize basacak, camilerinizde namaz kılmayacak okullarınızı ateşe verip türk öğretmenlerini korkudan titretecek ve kürdistan’dan kaçırtacağız. arabalarınızı, işyerlerini, ekin arazilerinizi ve şehirlerinizi ateşler içinde bırakacağız.
kürdistan’da onurunu ve şerefini para karşılığında düşmana satarak akp-mhp’ye oy verenler tarihin gördüğü en aşağılık ihanetçi ve şerefsizler olarak bilineceklerdir. silahlı bir kontradan hiçbir farkları yoktur. akp ve mhp’liler, ihbarcı ve ihanetçi kişilerde özgür kürtlerin intikam ateşiyle yüzleşecektir. anavatanımız kürdistan ve kürt ulusal değerlerine bağlı olmayanlardan intikam alma, mülklerini yakma, ülkeden defetme zamanıdır. hepinizi tanıyoruz her şehirde, ilçe ve köylerde yaptığınız aşağılık ihanetinizi biliyoruz. bu çerçevede de iki kuruş şerefi olmayan savcı sayan ve akrabalarının arazilerini yakan yaşlı anamızın ellerinden öpüyoruz. kürdistan’da akp-mhp’ye oy verenlerin her şeyi hedeftir herkes inisiyatiflidir. canlarını bir çakmak ve kibrit ile yakmak yurt sevgisinin yegâne görevidir. ya ulusunuzun saflarında yer alın yada yanmaya hazır olun.
kürdistan işgaline destek verenler nefes alamaz halde ve son demlerini büyük bir çöküş ve çözülüşle yaşarken tüm onurlu ve yurtsever kürtleri “faşist türkleri çöktürme hamlesine” katılmaya çağırıyoruz. kimin elinden ne geliyorsa onu yapsın. hiçbir şey yapamayan dua etsin. düşmana küfür etsin. selam vermesin. insan yerine koymasın. şimdiye kadar izleyen, pasif kalan, sessiz olan herkes artık bir çakmak kıvılcımıyla, bir bıçak ve sopa ile hesap sorma gününün geldiğini göstermelidir. düşman tüm insani yaklaşımlarımıza rağmen soykırım, dil kırım ve kültürel kırımda ısrar ediyor. onlar başka dilden anlamadıkları için ateşten tufan ile diz çöktürme zamanı gelmiştir. ateşten isyan ile ilan ettiğimiz ‘’çöktürme hamlemize’’ tüm kürtleri ve dostlarını güç vermeye, büyük coşkuyla eyleme geçerek hesap sormaya ve zaferi kazanarak yüzyıllık intikamı almaya çağırıyoruz.”
buradan
devamını gör...
kitap okuyoruz
şunu görmek ne kadar sevindirici anlatamam.bir kaç gün önce bir arkadaşa aynı kitabı okuyup üstünde tartışabilir miyiz ? diye teklif etmiştim.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
herkes birbirinin kuyusunu kazar olmuş. tanıdık tanımadık fark etmeksizin. işi düşmese, bir daha hayatında hiç görmeyecek olsa bile. insanlar önüne gelenin ayağını kaydırmaya çalışıyor. kalpleri kapkara gözlerini kan bürümüş adeta. dün ve bugün gelişen olaylarla bunu daha da iyi anladım.
dün bir doktor tanıdığımızın referansıyla iş görüşmesine gittim. kadın önce "kendini tanımla" gibi klasik sorularla başladı. sonra bana özel hastane ve devlet hastanesi hakkında düşüncelerimi sordu. ben ikisinin de artı ve eksi yanlarını söyledim, tercih belirtmedim. birini yüceltmedim ya da yermedim. sonra kadın beni azarlamaya başladı. sanki cennette hasta bakım hizmetleri verdiklerini, çalışanların ise huri olduğunu ima eden bin tane cümle söyledi. ama üslubunu, ses tonunu davranışlarını bir görseydiniz. "allah belanı versin, ne dedin sen?" bu kadına derdiniz. en son kapanış azarlamasını "iyi araştır da gel" diye bitirdi. gözlerim doldu ve sadece "doğrudur" diyebildim. yemin ederim ne karşılık verdim ne de saygısız davrandım. sonra çıktım arkadaşım bekliyordu "nasıldı?" dedi "azarladı yolladı olmaz bence" dedim. konuyu kapattık.
bugün referans olan doktor aradı. söylemediğim bir sürü cümle söylemiş kadın ona. beni kötülemiş, böylesini karşıma çıkarttın demeye getirmiş. sınava hazırlanıyormuş vs gibi olmayan şeyleri de abartarak eklemiş. kadın bunları tuhaf karşılayıp sordu. "söyledin mi?" dedi hayır dedim. "dürüst olmayacaktın, yalan söyleyecektin işe alınırdın" dedi. şaka gibi değil mi?
madem beni beğenmedin ya da işe almak istemedin kestirip atsana. anlaşamadık de, ısınamadım de demi. neden beni başkasına kötüledin ki? neden beni üzdün? bir daha karşılaşmayacak biri için yalan söyledin? amacı neydi inanın çözemedim..
sonra bana umut et, üzülme hallolur gibi cümleler kuruyorlar. en kötüsü de "alış bunlara" oluyor. neden alışıyorum? neden kötü olmalarına ya da kötü olmak zorunda kalmaya mecburum bırakılıyorum?
dün bir doktor tanıdığımızın referansıyla iş görüşmesine gittim. kadın önce "kendini tanımla" gibi klasik sorularla başladı. sonra bana özel hastane ve devlet hastanesi hakkında düşüncelerimi sordu. ben ikisinin de artı ve eksi yanlarını söyledim, tercih belirtmedim. birini yüceltmedim ya da yermedim. sonra kadın beni azarlamaya başladı. sanki cennette hasta bakım hizmetleri verdiklerini, çalışanların ise huri olduğunu ima eden bin tane cümle söyledi. ama üslubunu, ses tonunu davranışlarını bir görseydiniz. "allah belanı versin, ne dedin sen?" bu kadına derdiniz. en son kapanış azarlamasını "iyi araştır da gel" diye bitirdi. gözlerim doldu ve sadece "doğrudur" diyebildim. yemin ederim ne karşılık verdim ne de saygısız davrandım. sonra çıktım arkadaşım bekliyordu "nasıldı?" dedi "azarladı yolladı olmaz bence" dedim. konuyu kapattık.
bugün referans olan doktor aradı. söylemediğim bir sürü cümle söylemiş kadın ona. beni kötülemiş, böylesini karşıma çıkarttın demeye getirmiş. sınava hazırlanıyormuş vs gibi olmayan şeyleri de abartarak eklemiş. kadın bunları tuhaf karşılayıp sordu. "söyledin mi?" dedi hayır dedim. "dürüst olmayacaktın, yalan söyleyecektin işe alınırdın" dedi. şaka gibi değil mi?
madem beni beğenmedin ya da işe almak istemedin kestirip atsana. anlaşamadık de, ısınamadım de demi. neden beni başkasına kötüledin ki? neden beni üzdün? bir daha karşılaşmayacak biri için yalan söyledin? amacı neydi inanın çözemedim..
sonra bana umut et, üzülme hallolur gibi cümleler kuruyorlar. en kötüsü de "alış bunlara" oluyor. neden alışıyorum? neden kötü olmalarına ya da kötü olmak zorunda kalmaya mecburum bırakılıyorum?
devamını gör...
çocuğuna kendi mesleğinden isim vermek
imkansız gördüğüm başlık.
'freud oğlum her şeyi cinselliğe saldırganlığa bağlama artık. ya adler ne demek tek kardeşinle aranda 6 yaştan fazla olduğu için tek kardeş sayılıyorsun. obsesif ve kompulsif yorulmadınız mı siz hala annem.. size bir grupla psikolojik danışma vakti geldi anlaşılan'
'freud oğlum her şeyi cinselliğe saldırganlığa bağlama artık. ya adler ne demek tek kardeşinle aranda 6 yaştan fazla olduğu için tek kardeş sayılıyorsun. obsesif ve kompulsif yorulmadınız mı siz hala annem.. size bir grupla psikolojik danışma vakti geldi anlaşılan'
devamını gör...
eski sevgiliyle karşılaşınca söylenmesi gereken sözler
bir şey söylemeye gerek yok. biten bitmiş.
devamını gör...
mohsen namjoo
geç keşfettiğim ama her gün mutlaka bir parçasını dinlediğim harika bir sanatçıdır.
devamını gör...
sözlük yazarlarının telefon rehberlerinde kayıtlı en garip isim
naylon
devamını gör...
kapitalizmi anlatan en iyi söz
kapitalizm dindir. bankalar kilise, bankacılar rahip, zenginlik cennet, fakirlik cehennem, zenginler aziz, fakirler günahkar, mülkiyet kutsaldır, para ise tanrıdır! - miguel d. lewis
devamını gör...
an itibarıyla yazarların nerede olup ne yaptığı sorusu
devamını gör...
sözlükte kadın zannedilmek
bende tersi oldu. ben kadın yazarları erkek zannettim. üç, beş, yedi de değil çok kere oldu.
devamını gör...
hazall
tanımlarından bilimi sevdiğini, profil fotoğrafından da dünyadaki adaletsizliğin farkında olduğunu belli eden yazarımız.
iyi ki var. *
iyi ki var. *
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
sekiz gözle beklediğim yayın, beklentiyi yüksek tutmak gerek dimi? di... işi gücü hallettik bekliyoruz yayın saatini efem.
devamını gör...
at fobisi
at fobisi yaşamak için atın çiftesini yemek gerek. başka da bir şey düşünemiyorum. bir de yalan mı gerçek mi bilinmez atın ısırdığı da söylenir.
at ısırması deyince aklıma geldi. böyle ortaokuldayken sınıfta hiç sevilmeyen bir oğlan vardı. o gün okula gelmeyince öğretmen nerede olduğunu sınıfa sorar. babası rahatsızlanmış, güya babasını at ısırmış. tabi konu tam anlaşılamadı. oğlan sevilmiyor ya bir kere, sınıfın muzip öğrencileri yokluğunda dalga yollu öğretmene durumu şöyle anlatırlar.
"hocam, babası önce atı ısırmış, babası atı ısırınca at da babasını ısırmış. "
at ısırması deyince aklıma geldi. böyle ortaokuldayken sınıfta hiç sevilmeyen bir oğlan vardı. o gün okula gelmeyince öğretmen nerede olduğunu sınıfa sorar. babası rahatsızlanmış, güya babasını at ısırmış. tabi konu tam anlaşılamadı. oğlan sevilmiyor ya bir kere, sınıfın muzip öğrencileri yokluğunda dalga yollu öğretmene durumu şöyle anlatırlar.
"hocam, babası önce atı ısırmış, babası atı ısırınca at da babasını ısırmış. "
devamını gör...

