brothers düğüm salonu radyo yayını
cipsimi kolamı aldım bekliyorum, çok az kaldı.
bakalım şarkı seçimleri nasıl olacak. dinozor yerine daha yılanlı ejderyalı şarkılar çalarlar umarım.
bakalım şarkı seçimleri nasıl olacak. dinozor yerine daha yılanlı ejderyalı şarkılar çalarlar umarım.
devamını gör...
dedesinin mezar taşını okuyamayan tek toplum
çok meraklıysanız alfabe öğrenir okursunuz dediğim sözde sorundur. çok dert ettiysen öğren kardeşim, yasaklayan mı var.
devamını gör...
turgay tanülkü
1953 uşak doğumlu sinema ve tiyatro oyuncusudur.
gönlü büyük, güzel adamdır. hikayesini öğrendikçe hak vereceksiniz. hikayesinde bazı tutarsızlıklar olduğu hakkında yazılar okuduğum, ancak yaptıkları ve hayatını değiştirdiği insanları gördükten sonra yaptıklarını takdir etmekten kendimi alamadığım usta oyuncudur.
1970 yılında siyasi sebeplerle cezaevine girer, 1977 yılına kadar cezaevinde kalır. ancak bu süre içerisinde ankara devlet konservatuvarı tiyatro yüksek bölümünden 1976'da mezun olur. cezaevinden çıktıktan sonra körler okulu, çocuk ıslahevleri ve türkiye'de 8 bölge cezaevinde, toplamda ise 11 cezaevinde tiyatro grupları kurar dokuz eylül, bilkent gibi üniversitelerde ve konya, kastamonu, tokat ve ısparta'da tiyatro oluşumlarında çalışır.
cezaevinde gördüğü işkenceler dolayısıyla çocuğu olmayacağını öğrendikten sonra kendini, çocuklarını okutabilecek durumu olmayan mahkumların çocuklarını okutmaya adamış. çocukların eğitimiyle ilgilenmiş, masraflarını karşılamış. tiyatrodan kazandığı para yetmeyince de pazarlarda çalışmış, çay ocağı işletmiş. oradan kazandıklarıyla destek olmuş çocuklara. daha sonra da eşiyle birlikte, sokağa ve suça yönelmesinler diye almaya karar vermişler bu çocukları.
''1981’de ilk kez bir çocuğun bakımını üstlendim. şimdi 45 yaşında. oğullarım, kızlarım, torunlarım var. çocuklarımın bir kısmına dostlarım bakıyor. beş ayrı evde büyüyorlar. küçük olanlar uşak’ta köyde yaşıyor. çocuklarına bu evlerde ve halen çalışarak bakıyor. büyüyüp para kazanan çocukları, daha küçük olanlara destek oluyor. ilkokul, ortaokul, liseyi uşak’ta okuyorlar. üniversiteyi istanbul, ankara, izmir’de kazanmak zorundalar. 17 tanesi üniversitede öğrenim görüyor. ikisi savcı, biri avukat oldu. toplam 101 evladım var. ailemiz gün geçtikçe gelişiyor.''
tedx konuşmasını da buraya bırakıyorum. hayat hikayesini ve yaptıklarını kendisinden dinlemek oldukça etkileyici.
evlat edindiği çocuklarla ilgili röportajı;
behzat ç. dizisindeki oyunculuğuyla da ciğerimizi deşmiştir.
rol aldığı diziler;
- eşkıya dünyaya hükümdar olmaz 2015- şahin ağa
- behzat ç. bir ankara polisiyesi 2010 konuk oyuncu
- sevgili düşmanım 2008 muhtar
- dur yolcu 2008 şükrü
- kırmızı ışık 2008 ahmet
- bir varmış bir yokmuş 2008 kara ziya
- duvar 2007 erol
- ikrimin ince gülü 2007 hüseyin
- yalan dünya 2007 kemal
- kuzey rüzgarı 2007-2008 abdo
- aloya 2006 çerçici
- arka sokaklar 2006 konuk oyuncu
- acı hayat 2005 sabri
- savcının karısı 2005 mazlum
- şeytan ayrıntıda gizlidir 2004 komiser ercan
- şubat soğuğu 2004 komiser mesut
- büyük buluşma 2004
- cennet mahallesi 2004 konuk oyuncu
- hırçın menekşe 2003 himmet
- kırık ayna 2003 hamza
- hayat bilgisi 2003 hazalın babası
- kurtlar vadisi 2003-2004 şahin ağa
- beşik kertmesi 2002 davulcu yaşar
- aşkına eşkıya 2001
- aşk hırsızı 2000
- ikinci bahar (dizi) 2000 - konuk oyuncu (34. bölüm)
- küçük besleme 1999 cengiz
- ferhunde hanımlar 1993 belalı
- kıssadan hisseler 1991
gönlü büyük, güzel adamdır. hikayesini öğrendikçe hak vereceksiniz. hikayesinde bazı tutarsızlıklar olduğu hakkında yazılar okuduğum, ancak yaptıkları ve hayatını değiştirdiği insanları gördükten sonra yaptıklarını takdir etmekten kendimi alamadığım usta oyuncudur.
1970 yılında siyasi sebeplerle cezaevine girer, 1977 yılına kadar cezaevinde kalır. ancak bu süre içerisinde ankara devlet konservatuvarı tiyatro yüksek bölümünden 1976'da mezun olur. cezaevinden çıktıktan sonra körler okulu, çocuk ıslahevleri ve türkiye'de 8 bölge cezaevinde, toplamda ise 11 cezaevinde tiyatro grupları kurar dokuz eylül, bilkent gibi üniversitelerde ve konya, kastamonu, tokat ve ısparta'da tiyatro oluşumlarında çalışır.
cezaevinde gördüğü işkenceler dolayısıyla çocuğu olmayacağını öğrendikten sonra kendini, çocuklarını okutabilecek durumu olmayan mahkumların çocuklarını okutmaya adamış. çocukların eğitimiyle ilgilenmiş, masraflarını karşılamış. tiyatrodan kazandığı para yetmeyince de pazarlarda çalışmış, çay ocağı işletmiş. oradan kazandıklarıyla destek olmuş çocuklara. daha sonra da eşiyle birlikte, sokağa ve suça yönelmesinler diye almaya karar vermişler bu çocukları.
''1981’de ilk kez bir çocuğun bakımını üstlendim. şimdi 45 yaşında. oğullarım, kızlarım, torunlarım var. çocuklarımın bir kısmına dostlarım bakıyor. beş ayrı evde büyüyorlar. küçük olanlar uşak’ta köyde yaşıyor. çocuklarına bu evlerde ve halen çalışarak bakıyor. büyüyüp para kazanan çocukları, daha küçük olanlara destek oluyor. ilkokul, ortaokul, liseyi uşak’ta okuyorlar. üniversiteyi istanbul, ankara, izmir’de kazanmak zorundalar. 17 tanesi üniversitede öğrenim görüyor. ikisi savcı, biri avukat oldu. toplam 101 evladım var. ailemiz gün geçtikçe gelişiyor.''
tedx konuşmasını da buraya bırakıyorum. hayat hikayesini ve yaptıklarını kendisinden dinlemek oldukça etkileyici.
evlat edindiği çocuklarla ilgili röportajı;
behzat ç. dizisindeki oyunculuğuyla da ciğerimizi deşmiştir.
rol aldığı diziler;
- eşkıya dünyaya hükümdar olmaz 2015- şahin ağa
- behzat ç. bir ankara polisiyesi 2010 konuk oyuncu
- sevgili düşmanım 2008 muhtar
- dur yolcu 2008 şükrü
- kırmızı ışık 2008 ahmet
- bir varmış bir yokmuş 2008 kara ziya
- duvar 2007 erol
- ikrimin ince gülü 2007 hüseyin
- yalan dünya 2007 kemal
- kuzey rüzgarı 2007-2008 abdo
- aloya 2006 çerçici
- arka sokaklar 2006 konuk oyuncu
- acı hayat 2005 sabri
- savcının karısı 2005 mazlum
- şeytan ayrıntıda gizlidir 2004 komiser ercan
- şubat soğuğu 2004 komiser mesut
- büyük buluşma 2004
- cennet mahallesi 2004 konuk oyuncu
- hırçın menekşe 2003 himmet
- kırık ayna 2003 hamza
- hayat bilgisi 2003 hazalın babası
- kurtlar vadisi 2003-2004 şahin ağa
- beşik kertmesi 2002 davulcu yaşar
- aşkına eşkıya 2001
- aşk hırsızı 2000
- ikinci bahar (dizi) 2000 - konuk oyuncu (34. bölüm)
- küçük besleme 1999 cengiz
- ferhunde hanımlar 1993 belalı
- kıssadan hisseler 1991
devamını gör...
hint generalden türkiye'ye ege'de tehdit
sonunda bu da oldu. türkiye hintli generalden de tehdit yedi.
hindistan başbakanı narendra modi'ye yakın isimlerden olan emekli general gagandeep bakshi, yunanistan ve hindistan'ın ege denizi'nde tatbikat yapabileceğini söyleyerek, hint donanmasının bir an önce ege denizi'ne gönderilmesi gerektiğini savundu. türkiye ve pakistan'ı "düşman" olarak olarak nitelendiren general, "ankara, hindistan ve yunanistan'a meydan okuyamaz. onların nihai hedefi avrupa'yı fethetmek" dedi.
buradan
bakalım daha neler göreceğiz dediğim durum.
hindistan başbakanı narendra modi'ye yakın isimlerden olan emekli general gagandeep bakshi, yunanistan ve hindistan'ın ege denizi'nde tatbikat yapabileceğini söyleyerek, hint donanmasının bir an önce ege denizi'ne gönderilmesi gerektiğini savundu. türkiye ve pakistan'ı "düşman" olarak olarak nitelendiren general, "ankara, hindistan ve yunanistan'a meydan okuyamaz. onların nihai hedefi avrupa'yı fethetmek" dedi.
bakalım daha neler göreceğiz dediğim durum.
devamını gör...
gece sözlükte oluşan elit ortam
ben mesai yapıp yeni bir özellik kazandırdığım zaman daha da fazla hissedilen ortamdır.
ps: test amaçlı tanım girmem gerek fakat saçmalayacak başlık bulamıyorum.
ps: test amaçlı tanım girmem gerek fakat saçmalayacak başlık bulamıyorum.
devamını gör...
ölürüm sana
küçükken kral tv'de ilk gördüğüm zamanlarda klipteki hanımefendinin neden bir çarkta olduğunu çözemediğim, çoook sonraları olaya ayıktığım klip.*
dönemin bomba kliplerinden biridir. neden mi? o zamanlar sanatçıların instagram'dan patlama veya streaming şansı falan yok arkadaşlar. şimdilerde "kalem sokarak geri sarardık" edebiyatını yaptığımız kasetlerle* ve kliplerle ana akım medyada yer buluyorlar.
tarkan ise o dönemki sanatçıların pek cüret edemediği bir hareketi yapıyor; rafet el roman'dan sonra gidip amerika'da klip çeken bir diğer sanatçı oluyor. zamanına göre cidden büyük hareket. neden mi? tv'ye bir bakıyorsunuz, arkasında orkestra ile bir sahne yerine gökdelenlerin arasında blue jean ile arz-ı endam eden biri var. belki de pek çok sözlük yazarının kafasındaki new york silüetinin nüveleri bu klip(ler) ile oluşmuş bile olabilir.
girişi güzel olan şarkılarda saymayanın ayıp edeceği şarkılardandır. o intro yok mu...
dönemin bomba kliplerinden biridir. neden mi? o zamanlar sanatçıların instagram'dan patlama veya streaming şansı falan yok arkadaşlar. şimdilerde "kalem sokarak geri sarardık" edebiyatını yaptığımız kasetlerle* ve kliplerle ana akım medyada yer buluyorlar.
tarkan ise o dönemki sanatçıların pek cüret edemediği bir hareketi yapıyor; rafet el roman'dan sonra gidip amerika'da klip çeken bir diğer sanatçı oluyor. zamanına göre cidden büyük hareket. neden mi? tv'ye bir bakıyorsunuz, arkasında orkestra ile bir sahne yerine gökdelenlerin arasında blue jean ile arz-ı endam eden biri var. belki de pek çok sözlük yazarının kafasındaki new york silüetinin nüveleri bu klip(ler) ile oluşmuş bile olabilir.
girişi güzel olan şarkılarda saymayanın ayıp edeceği şarkılardandır. o intro yok mu...
devamını gör...
yazarların nickaltına beni bul diye tanım giren yazar
millete ne onore eden nick altları giriyorlar. gülücükler, kalpler..
benim nick altına bakıyorum ‘bel fıtığı her türlü arka ön, g.tçü hasan 555...’
çaylağın bile hayırlısını nasip eylesin yüce rabbim.
benim nick altına bakıyorum ‘bel fıtığı her türlü arka ön, g.tçü hasan 555...’
çaylağın bile hayırlısını nasip eylesin yüce rabbim.
devamını gör...
ikea
evimizin her şeyi olduğunu iddia eden isveç merkezli bir firma.
devamını gör...
charlie chaplin
tüm zamanların en tanınan burlesk sanatçısıdır. en iyisi midir bilmiyorum ama en tanınanı olduğu kesin. charlie chaplin'i sadece bir oyuncu olarak anmak çok yanlış olur. birincisi ve en önemlisi şarlo karakterini kendisi yaratmıştır. kendisi için yazılan bir karakter değil, metindeki karakteri uyarlayarak geliştirdiği bir tiplemedir şarlo. şarlo'yu bir metot oyunculuk karakteri değil bir burlesk tanrısı yapan ise charlie chaplin vizyonudur. bir oyuncunun seçtiği, içinde yer aldığı, almayı kabul ettiği, en sonunda da bir sinemacı olarak kendisini kabul ettirdiği dönemden sonra yazdığı tüm filmlerin şarlo karakterini merkezine alması onu eşsiz kılar. daha ilk filminden itibaren üstüne giydiği bir gömlektir oyuncunun. kariyerinin sonuna kadar da üstünde gururla taşımıştır.
büyük yapıtlarının hemen hepsinin senaristliğini ve yönetmenliğini de üstlenmiştir charlie chaplin. tiyatrocu bir aileden gelmiş olmasından mıdır, çok yoksulluk çektiğinden mi bilinmez sinemadan, beyaz perdeden, ışıklı dünyadan hiç haz etmez. sinema yaparak sinema eleştirir. hemen hemen tüm filmlerinde görürsünüz bunun izlerini. eleştirmediği, "dalga geçmediği" hiçbir şey yoktur denilebilir hatta. bu yüzden hem çok beğenilmiş hem çok nefret edilmiştir kendisinden sanat yaşamı boyunca. dünya çapında filmleri en çok amerika'da izlendiği dönemde bile amerika'ya girişinin yasaklı olduğu dönemler olmuştur. ne olacak bu amerikalıların ingiliz nefreti dediğinizi duyar gibiyim. görüyor ve artıyorum; ne olacak bu ingilizlerin komünist nefreti... evet iyi bir solcudur charlie chaplin. politik içerikli çokça filmi var. the gold rush, modern times, the great dictator ilk akla geleneler olsa da aslında neredeyse tüm filmlerinde (en azından benim izlediklerimin tamamında) yoksulluğun devletlerin/yönetimin/temel politik anlayışın suçu olduğu mesajını verir. e öyle değil mi zaten?
1977'de kaybettik kendisini. cesedini falan çalmaya çalıştılar. saçma sapan şeyler.
büyük yapıtlarının hemen hepsinin senaristliğini ve yönetmenliğini de üstlenmiştir charlie chaplin. tiyatrocu bir aileden gelmiş olmasından mıdır, çok yoksulluk çektiğinden mi bilinmez sinemadan, beyaz perdeden, ışıklı dünyadan hiç haz etmez. sinema yaparak sinema eleştirir. hemen hemen tüm filmlerinde görürsünüz bunun izlerini. eleştirmediği, "dalga geçmediği" hiçbir şey yoktur denilebilir hatta. bu yüzden hem çok beğenilmiş hem çok nefret edilmiştir kendisinden sanat yaşamı boyunca. dünya çapında filmleri en çok amerika'da izlendiği dönemde bile amerika'ya girişinin yasaklı olduğu dönemler olmuştur. ne olacak bu amerikalıların ingiliz nefreti dediğinizi duyar gibiyim. görüyor ve artıyorum; ne olacak bu ingilizlerin komünist nefreti... evet iyi bir solcudur charlie chaplin. politik içerikli çokça filmi var. the gold rush, modern times, the great dictator ilk akla geleneler olsa da aslında neredeyse tüm filmlerinde (en azından benim izlediklerimin tamamında) yoksulluğun devletlerin/yönetimin/temel politik anlayışın suçu olduğu mesajını verir. e öyle değil mi zaten?
1977'de kaybettik kendisini. cesedini falan çalmaya çalıştılar. saçma sapan şeyler.
devamını gör...
san sebastian cheesecake
seveni kadar sevmeyeni de var bu meretin. seveni dibine kadar övüyor, sevmeyeni de bir o kadar gömüyor. ortası yok, seviyorum işte diyemiyor kimse.
benim fikrimi sorarsanız tek başına yendiğinde yanına mutlaka tatlı bir içecek olmalı. çikolata soslu olanı tercih sebebim, yanında sert ve soğuk bir kahveyle müthiş ötesi olur.
benim fikrimi sorarsanız tek başına yendiğinde yanına mutlaka tatlı bir içecek olmalı. çikolata soslu olanı tercih sebebim, yanında sert ve soğuk bir kahveyle müthiş ötesi olur.
devamını gör...
bilgi kategorisi
ait olduğum yer, teşekkürler benjamin.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının en büyük zaafları
devamını gör...
ben hariç herkesin tatilde olması
ben hiç tatilde değilim, ucundan bile. şöyle bahçeme çıkıp oturayım da yok. ayyyyy bunaldım bir dışarı çıkayım da gezineyim gezintileri de yapamıyorum. evden dışarı adım bile atamıyorum, ve inanın tatilin t’sini duyacak mecalim yok. yok anacım. istemiyorum tatile gitmek de. gitsem benim için daha büyük stres olacak, çok iyi biliyorum. tek isteğim şu tatil sezonunun kapanması ve tatile çıkacak olma ihtimalimin sıfıra inmesi.
tatilde değilim demiş miydim?
tatilde değilim demiş miydim?
devamını gör...
satranç
aynı zamanda (bkz: stefan zweig)' in bir romanı
tek başına bir odada (hücre de olabilir okuyalı uzun zaman oldu), kendiyle satranç oynayan bir adamı anlatır. satranç oynayacak kimse bulamadığı için rakibi yine kendisi olur.
tek başına bir odada (hücre de olabilir okuyalı uzun zaman oldu), kendiyle satranç oynayan bir adamı anlatır. satranç oynayacak kimse bulamadığı için rakibi yine kendisi olur.
devamını gör...
en iyi zombi filmi
devamını gör...
liberteryenizm
devletin mümkün olan en az seviyede olması gerektiğini söyleyen, liberalizmin bir üstü görüştür. politik meselelerde bireysel özgürlükleri öne çıkaran bir doktrindir. hukukun hakimiyetinin güvence altına alındığı bir toplum önerirler. liberteryenlerin sorguladıkları sorular:
bireylerin hakları nelerdir?
bireylerin haklarını devlet en iyi şekilde nasıl korur?
devletin gücünün sınırları ne olmalıdır?
örnek: libertenyenlere göre demokrasi özgürlüklerin korunmasında mutlak bir doğru olarak kabul edilemez.
liberten anlayışta sadece birey seçim yapma özgürlüğüne sahiptir ve yaptığı eylemlerden sorumlu tutulabilir.
bireylerin hakları nelerdir?
bireylerin haklarını devlet en iyi şekilde nasıl korur?
devletin gücünün sınırları ne olmalıdır?
örnek: libertenyenlere göre demokrasi özgürlüklerin korunmasında mutlak bir doğru olarak kabul edilemez.
liberten anlayışta sadece birey seçim yapma özgürlüğüne sahiptir ve yaptığı eylemlerden sorumlu tutulabilir.
devamını gör...
abartmak
bir yazar hastalığı.
devamını gör...


