georges de la tour, "magdalene with the smoking flame", 128 cm x 94 cm, tuval üzerine yağlıboya, 1640 - 1645.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

türk müziğinin yetiştirdiği en iyi yorumculardan biri. 1935 doğumlu. fransa'da yaşıyor. öyle olağanüstü bir ses rengi ve yorum tarzı var ki doğru ellerde dünyanın en iyi kadın şarkıcıları arasına girebilirdi. ne yazık ki aynı zamanda menajerliğini yapan erdem buri'nin ellerinde ziyan olmuş gitmiştir.
hayatını "düşmemiş bir uçağın kara kutusu" adlı kitabında yazmıştır.
(bkz: burçak tarlası)
devamını gör...

adam gibi adamdır. maç sonucunu trabzon'un plaka numarasına bağlayarak, herkese selam çakmıştır. 6-1 helal olsun sana büyük kaptan!
devamını gör...

maalesef ikide bir kronometreyi kontrol ettiğimden dolayı gerçekleştiremediğim olay.aralıksız 2-3 saat ders çalışabiliyorum ama kronometreyi açınca 20 dk sonra sıkıntıdan ölüyorum.psikolojik olduğuna inanıyorum.
devamını gör...

üretkenliğin olduğu yerde karşılaşılamayacak davranış biçimi. zira mobbing varsa üretkenlik yoktur. yöneticilik, 5 karış mesafeden yüzüne dahi bakmadan muhatap almadan iş buyurmak, laf atıp sataşarak eksiğin gediğin içine insan gömmek demek değildir! çok iddialıyım evet ve hatta bu tespite kalıbımı basarım.
kurumsal olan işi de yaptım, sanatla da uğraştım, vasıfsız iş de üstlendim. çalıştığım her tür iş ortamında onlarca yönetici gördüm. beni yönetenler, yanımdaki departmanı yönetenler, yönetenleri yönetenler, onları da yönetenler... -bu böyle sabaha kadar sürebilir işte varın siz hesap edin-
yöneten kesimin bir türlü çözemediği bireysel iletişim problemleri, yönettiği koca koca ekiplere ve o ekiplerin de ürettiği ve yürüttüğü organizasyona sirayet edip, o iletişim sorunlusu yönetici en son halkada problemlerle yeniden karşılaştığında asla dönüp kendine bakmaz. parmağını en başta kime salladıysa dönüp yine ona söver, o da altındakine, o da altındakine... it ite it kuyruğuna derken hayat bu kısır döngüde sürer gider. üretim durur ya da ittire kaktıra zorla devam eder. zaten esas mesele iş aş organizasyon üretim değil, çalım satmak, hava basmak, unvan yarıştırmak, senin titleın benim titleımdan küçük diyebilmek, ego tatmin etmektir.

yönetici bireysel iletişim sorunlarını çözmüşse zaten her günün sonunda önce aynaya rapor verir, kendine dürüst olur, bir parmak sallanması gerekiyorsa önce kendine sallar derdini meramını anlatamadığı için. sonra herkesi toplar kulaktan kulağa oynamak yerine tüm ekibini açık iletişime teşvik eder. zira hepsi gününün yarısını birlikte geçirdiği, birlikte aynı havayı soluduğu insanlardır, kendi insanıdır. herkes birbirinden ve birbirinin görev tanımından, görev ve sorumluluklarından haberdar olur. zayıf halka kendini bilir, herkes zayıf halkayı bilir, açıkça ve olumlu üslupla bilinmesi sağlanır, zayıflıkların eksiklerin geri dönüşsüz şekilde giderilmesi için dayanışma yoluna gidilir. zira esas olan iştir, iş yürüsündür, gerisi teferruattır.
devamını gör...

kendine güvenmek gerekli ki etkileyici olsun . fazla ısrarcı ve talepkar da olunmamalı. yani çok üzerine düşmeyeceksin ama ilgiyi de kesmeyeceksin .
devamını gör...

ilk olarak müzikte ve görsel sanatlarda ortaya çıkmış, sadeliğin ve nesnelliğin ön planda tutulduğu bir akımdır. hegel'in şu sözü minimalizmi oldukça güzel bir şekilde açıklamaktadır: “sade ama basit olmayan, yalın ama yavan olmayan bir güzellik anlayışıdır.”

bahsetmiş olduğumuz gibi minimalizm, ilk olarak bir sanat akımı olarak ortaya çıkmış daha sonra hayatın çeşitli alanlarına uygulanmış bir yaşam felsefesine dönüşmüştür.

görsel sanatlarda şekilciliğin ve duyguya verilen aşırı tepkiye karşı olarak doğmuştur. bu yüzden minimalistler, nesnenin nesne olma özelliğine dikkat çekmişlerdir. o dönemki minimalist sanatçılar genel olarak heykel üzerine çalışmalar yapmışlardır.

müzikte ortaya çıkmış minimalizm akımı ise, biçimciliğe tepki olarak doğmuştur. minimalist müzisyenler, eserlerinde basit ve sık tekrarlayan melodileri tercih etmişlerdir. bu akımın ünlü bestecileri arasında ise yann tiersen, john adams, philip glass gibi isimler bulunmaktadır.

bahsetmiş olduğumuz gibi ilk olarak bir sanat akımı olarak ortaya çıkan bu akım, daha sonra hayatın tüm alanlarına uygulanır hale gelmiştir. özellikle tüketim çılgınlığının inanılmaz boyutlara ulaştığı, insanların sahip olmak ve satın almak üzerindeki büyük takıntıları içinden çıkılmaz bir boşluk oluşturmuştur ruhumuzda. o boşluğu gidermek adına yapmış olduğumuz eşyalara önem arz etme hareketi, aslında içimizdeki o boşluğu gittikçe büyütmektedir. eşyalar ile doldurduğumuz evlerde maalesef ruhumuza yer kalmamıştır artık. işte bu noktada bir baştan başlamanın adıdır minimalizm.

minimalist insan olmak, sadece daha az eşya ile hayat yoluna koyulmak değil, düşüncelerden, insanlardan, yaşam tarzından, alışkanlıklardan, kısacası maddi-manevi bütün fazlalıklarımızdan kurtulmak demektir.

büyüklerimiz bize eskilerle ilgili anılar anlattığında aslında minimalizm izlerini o anılarda bulabiliriz. eskiyen eşyaların atılmak yerine tamir edildiği, kullanılmayan eşyaların başka eşyalarda kullanılarak hem tasarruf hem yenilik yaratıldığı, fazlasına değil yetecek kadarına sahip olunan o yılları dinlediğimizde hepimizin içine bir huzur dolar. çünkü bizler çokluğun getirmiş olduğu azlık ile hayatımızı gereksiz şekilde doldurduk.

minimalist bir yaşamı benimsemek istiyorsak ilk önce bizlere yük olan her şeyden kurtulmamız gerek. bu fazla eşyalar da olabilir, gereksiz düşünceler de olabilir, bize zarar veren eşyalar da olabilir. çok olmasının değerli olmadığını kendimize ifade etmeli, sadeliğin mükemmel huzuruna bırakmalıyız kendimizi.
devamını gör...

#1627748 biricik arkadaşınızın girmiş olduğu tanımı aşağıya bırakıyorum.

başlık : nude kıvamı
tanım: "ilgili kişiyi, tamda tuborg şişesinin diğer yanını yollamaya ikna etmiştim ki, pc si bozuldu. telden melden de anlamıyor ki."

herhangi bir ceza almamışsınız. herhangi bir başlık ya da tanımınız silinmemiş.
burası bir sözlük ve her hesap kişiseldir. sözlükten arkadaşlarınız olabilir ama akış arkadaşlarınızla kafanıza göre goy goy yaparak bütün bir topluluğu buna maruz bırakabileceğiniz bir alan değildir.
başlık sizin söylediğiniz haliyle açılmış olsa zaten müdahale edilmeyebilirdi.
hatta bu algıyı yaratmaya çalışan direkt arkadaşınız olsa cevapta vermeyebilirdim.
bu başlık tam olarak yukarıya bırakıldığı haliyle açıldı ve bunun algısını konudan tamamen bağımsız başka bir yazar yapıyor.
sözlüğü biraz daha kişisel kullanmaya ve format kurallarına özen göstermeye çalışırsanız (arkadaşınız ile birlikte) çok sevinirim.

teşekkürler.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

geldik çok az kişinin bildiği 1984 yapımı fantastik türk filmi klasiğimize izlemeden söyleyeyim bu filmin yanında dünyayı kurtaran adam bir the shawshank redemption'dan 100 kat kaliteli kalıyor. yönetmenler yavuz yalınkılıç ve giovanni scognamillo nasıl bir iş çıkarmış diye soruyorsanız? dünyayı kurtaran adamı yöneten çetin inanç yavuz yalınkılıç ve giovanni scognamillo isimlerinin yanında bir tarantino gibi parıl parıl parlıyor derim size.
konuya gelince;
bıyıklı süpermenler , alakasız çinliler, geçmişe dönmeler alakası olmayan absürt sahneler ,mezdeke dansı ile dua eden abla ,sürekli bir veliefendi hipodrom'a dönmeler ,ku klux klan tipinde tipler, bol dekolteli ablalar, antik yunanda olan kara yağız bıyıklı abiler, sigara içen süpermen abimiz (yılmaz köksal) , sapır saçma bir feminst ayaklanma sahnesi, herkesi sürekli döven süpermenler ve unutmadan dünyayı kurtaran adama rahmet okutacak robot.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bu nedir yahu?

bir de türk-italyan yapımı film bence ne italyanlar ne de bizimkiler biz ne çekiyoruz aga dememiştir hatta film çektiklerini bile bilmiyorlardır. ya da bunu çekerken kesin bir madde etkisi altındadırlar.

kısacası kötü film izlemeyi seven yazar arkadaşlarıma bile önermeyeceğim derece de filmimsi bir video oluşumu.

edit: o çıkan beyazlı imam abimiz senide unutmadım.
devamını gör...

bedava terapidir. bugünüm barut gibi geçti! müdürlerle tartışmalı toplantılar, bana yapılan onca haksızlığa haksızlık ekleme çabaları, ben anya derken onların konyadan konuşmaları, tartışmaktan iş çıkışı servisi kaçırıyordum. eve sinir krizine ramak kala attım kendimi. sonra buralara daldım bir kaç gündür yazamıyordum, yazdım okudum, yazdım okudum ve fark ettim ki ciddi manada sakinlemişim. güzeldir hoştur, faydası çoktur!
devamını gör...

(bkz: din) adı altında yapılan sağcı faşistlerin yaptığı katliamdır. (bkz: alevi)ler zaten kafir onların gözünde, kendileri allah ya, kim müslüman kim değil bilebiliyorlar. islam kazanacak sloganları atıla atıla 120 çocuk, yetişkin; kadın, erkek bireyi katletmişlerdir.
!!! ayrıca; polisle halk arasında bir arbade çıkmasın(!) diye polisler görevden alınmış, bundan güç bulan ülkü ocakları militanları tarihimize kapkara bir leke bırakmıştır.
(bkz: türkiye'de unutulamayan olaylar)
devamını gör...

bir süre kendi köşene çekildikten sonra güneşi görmenin daha faydalı bir düşünce olduğunu anlamaktır.
devamını gör...

''belki de sevdiğiniz insanları düşünmektesiniz; ama daha derinlere inin... sonunda, sevdiğinizin onlar olmadığını göreceksiniz. siz, bu sevginin içinizde yarattığı duyguları seviyorsunuz. siz arzuyu seviyorsunuz, arzu edilen şeyi değil...''

nietzsche ağladığında - irvin d. yalom
devamını gör...

özellikle yeteneksiz olmasına rağmen özgüven patlaması yaşayarak televizyon programlarına çıkan insanların saçmalıkları karşısında oluşan his.
devamını gör...

büyümek anlamına gelen sözdür sizin büyüdüğünüzü olgunlaştığınızı belirtir. vay bıyıkların terlemiş kocaman adam olmuşsun tarzında söylemlere maruz kalıyorsanız eğer bilin ki siz büyümüşsünüzdür . büyümeye başlıyorsunuzdur. size bunu haz etmediğiniz bir akrabanız derse sizde ona teşekkür ederim x amca seninde poponun kılları kadayıf olmuş diyebilirsiniz.
devamını gör...

"senin annen bir melekti yavrum"
devamını gör...

islam tıbbı' nın üstadı doktor aidin salih hanımefendi' nin ilmini ve 40 yıllık birikimini konu alan eşsiz eser.
devamını gör...

ne kadar seri beğeni yapsam da beğendiğim her tanımı okuyorum. o yüzden ben beğenince okumamıştır kesin diye düşünmeyin pek sevgili yazarlar.
devamını gör...

türkçe karşılığı geçici unutkanlık.
60 yaş üzerindeki insanlarda rastlanan bir durum. yani beyni bilgisayar gibi var sayarsak, bilgi her zaman beyinde kayıtlı, ama işlemcide sorun var. arada sırada görevini tam yerine getiremiyor.
eğer ki bu yaşlarda birinde rastlarsanız yani unuttuğunun farkındaysa fazla endişelenmeye gerek yok, çünkü alzheimer değil. mesela seyahate giderken bavuluna pantolonunu koymayı unuttuysa ve bunu unuttuğunu sonradan hatırladıysa sorun değil, kişi unuttuğunun ve bilincinin farkında. ama öteki türlü düşünülürse, yani pantolonu giymeyi unutur ve unuttuğunun hiç farkında olamazsa o zaman sorun başlıyor demektir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim