maruz kalınmak istenmeyen sorular
birçok soru var böyle ama son zamanlarda, yani çalışmak durumunda kaldığım dönemin başından itibaren, çalıştığım her yeni iş yerinde ya da iş bünyesinde tanıştığım her insanla aramda geçen diyaloglar hep aynı. tahmin edileceği üzere karşı taraf bu söz konusu maruz kalınmak istenmeyen soruları soruyor:
birinci soru: "ee, madem meslek sahibisin, neden burada bu işi yapıyorsun?"
(cevap veririm)
ikinci soru: "anne baba neci, neredeler?"
(cevap veririm, detay vermesem de verdiğim genel cevaptan annemle babamın ayrı olduğu açığa çıkar)
üçüncü soru: "birbirlerine hayırları olmamış, sana da mı faydaları yok, yardım etmiyorlar da mı çalışıyorsun?"
(biraz sinirlenirim, yansıtmadan cevap veririm, diyalog soru cevap formatından çıkıp benim adıma "acıyan" ifadeler kullandıkları, benim de "yapacak bir şey yok, başımın çaresine bakıyorum" ana fikirli ifadeler kullandığım bir şekle bürünür, sonra da biter.)
yaklaşık on kez bu konuşmayı yapmışımdır, daha doğrusu kendimi bu konuşmanın içinde bulmuşumdur. bunların birçoğu meraklı ve işgüzar insanlardı, ama bir iki tanesi gerçekten beni merak ederek ve anlamaya çalışarak yaklaştı. geçenlerde müşterinin biri erken geldi, yanımdakilerle sohbet ederken dikkatini çektim, yine o klasik diyalog yaşandı. anlattım, benzer cümleler duydum ama adam halime yazıklanmak yerine benim ne kadar sorumluluk sahibi ve güçlü birisi olduğuma odaklandı. işletme sahibine beni övdü bir süre, biraz çekindim. lafını yarıda kesip bana döndü ve "sizi utandıracak bir şey söylemiyorum umarım?" dedi kibar bir şekilde. bilakis memnun olduğumu, çalışmaktan da utanmadığımı söyledim. hala her geldiğinde selam verip hal hatır sorar misal. ama herkes böyle değil işte. çoğunlukla sizin hikayenizdeki zayıflığınızı görüp, yarın öbür gün bunu size karşı kullanabilmek için bilmek isterler. böyle insanların sorduğu düz bir "nasılsın?" a bile maruz kalmak istemiyorum artık.
birinci soru: "ee, madem meslek sahibisin, neden burada bu işi yapıyorsun?"
(cevap veririm)
ikinci soru: "anne baba neci, neredeler?"
(cevap veririm, detay vermesem de verdiğim genel cevaptan annemle babamın ayrı olduğu açığa çıkar)
üçüncü soru: "birbirlerine hayırları olmamış, sana da mı faydaları yok, yardım etmiyorlar da mı çalışıyorsun?"
(biraz sinirlenirim, yansıtmadan cevap veririm, diyalog soru cevap formatından çıkıp benim adıma "acıyan" ifadeler kullandıkları, benim de "yapacak bir şey yok, başımın çaresine bakıyorum" ana fikirli ifadeler kullandığım bir şekle bürünür, sonra da biter.)
yaklaşık on kez bu konuşmayı yapmışımdır, daha doğrusu kendimi bu konuşmanın içinde bulmuşumdur. bunların birçoğu meraklı ve işgüzar insanlardı, ama bir iki tanesi gerçekten beni merak ederek ve anlamaya çalışarak yaklaştı. geçenlerde müşterinin biri erken geldi, yanımdakilerle sohbet ederken dikkatini çektim, yine o klasik diyalog yaşandı. anlattım, benzer cümleler duydum ama adam halime yazıklanmak yerine benim ne kadar sorumluluk sahibi ve güçlü birisi olduğuma odaklandı. işletme sahibine beni övdü bir süre, biraz çekindim. lafını yarıda kesip bana döndü ve "sizi utandıracak bir şey söylemiyorum umarım?" dedi kibar bir şekilde. bilakis memnun olduğumu, çalışmaktan da utanmadığımı söyledim. hala her geldiğinde selam verip hal hatır sorar misal. ama herkes böyle değil işte. çoğunlukla sizin hikayenizdeki zayıflığınızı görüp, yarın öbür gün bunu size karşı kullanabilmek için bilmek isterler. böyle insanların sorduğu düz bir "nasılsın?" a bile maruz kalmak istemiyorum artık.
devamını gör...
normal sözlük 1 yaşında
ön edit: bir rastrel ukdesi efendim.
acısıyla tatlısıyla 1 seneyi devirdik. kimler geldi kimler geçti tabi bu sürede.
ben şahsım olarak moderatör olarak başladığım sözlük hayatıma hali hazırda yazar olarak devam ediyorum.
ne günler yaşadık tabi, sözlüğün orijinal ismine bile tahammül edemeyenler yüzünden kafa sözlük ismini değiştirdik.
tabi yazılacak çok şey var, yazacak da çok değerli yazarlar var.
bir anı niyetine sizlerden de paylaşımlar bekliyorum.
saygılarımla...
acısıyla tatlısıyla 1 seneyi devirdik. kimler geldi kimler geçti tabi bu sürede.
ben şahsım olarak moderatör olarak başladığım sözlük hayatıma hali hazırda yazar olarak devam ediyorum.
ne günler yaşadık tabi, sözlüğün orijinal ismine bile tahammül edemeyenler yüzünden kafa sözlük ismini değiştirdik.
tabi yazılacak çok şey var, yazacak da çok değerli yazarlar var.
bir anı niyetine sizlerden de paylaşımlar bekliyorum.
saygılarımla...
devamını gör...
kaybetmek
olanı kaybettiysen işin zordur. belki arar bulursun. baştan kaybetmişsen o zaman işin çok daha zordur. arasan da bulamazsın kayıplarını.
devamını gör...
temizlikçi gelmeden önce evi temizlemek
nezaketli yurdum insanının davranışıdır. arka planı araştırılmalıdır.
devamını gör...
insanlardaki nezaket eksikliği
kornikleşmeden düzeltilmesi gereken eksikliktir.
insanlar o kadar alışmamış ki nezakete, güler yüze, teşekkür edilmeye bunlarla karşılaşınca ne tepki vereceklerini bilemeyip insanın suratına boş boş bakıyorlar.
insanlar o kadar alışmamış ki nezakete, güler yüze, teşekkür edilmeye bunlarla karşılaşınca ne tepki vereceklerini bilemeyip insanın suratına boş boş bakıyorlar.
devamını gör...
paylaş benimle
tv8 kanalında yeni başlayan bir programın adıdır.
en baştan söyleyeyim bir kez denk geldiğim bu programı hiç beğenmedim. yani hiç. insanların çektiği acıları kanırta kanırta gösterip izleyiciyi ağlatarak ekrana bağlayan farklı bir stockholm sendromu yaratan bir program.

programın sunuculuğunu sezen cumhur önal tarzı konuşmasıyla insanları buğulu anlara gark eden gökhan çınar yapmaktadır. gökhan çınar daha önce kral tv kanalında bir doksanlar müzik programı yaparken oldukça sempatik bir sunumla beni etkilemişti. daha sonra mesleğini sergilemek niyetiyle olsa gerek internet üzerinden katarsis diye bir program da yapmıştır ki bu program da izlenebilecek bir programdır. kafa dergisinde de yazarlık yapan gökhan çınar bir ted konuşmacısıdır da aynı zamanda.
ama sonra tv8 ekranlarında her zaman görülen insanları ağlatmaya yönelik programlardan birini yapmaya başlıyor arkadaşımız. buraya kadar da bir sorun yok aslında. beni rahatsız eden nokta şu: acılarını paylaşan bir insan karşısında bir klinik psikolog bu kadar acı dolu mimikler yapıp ağlar mı? ya da bu bir tedavi yöntemi midir? anlıyorum bu bir program ve psikolojik tedavi yok ortada ama bir psikologdan beklenen bu mudur gerçekten? program kırmızı oda formatına dönme yolunda emin adımlarla ilerlerken en acılı hikayelerden bize kolajlar sunacağının garantisini de veriyor.

paylaşmak o kadar da güzel değil sanki bazen.
en baştan söyleyeyim bir kez denk geldiğim bu programı hiç beğenmedim. yani hiç. insanların çektiği acıları kanırta kanırta gösterip izleyiciyi ağlatarak ekrana bağlayan farklı bir stockholm sendromu yaratan bir program.

programın sunuculuğunu sezen cumhur önal tarzı konuşmasıyla insanları buğulu anlara gark eden gökhan çınar yapmaktadır. gökhan çınar daha önce kral tv kanalında bir doksanlar müzik programı yaparken oldukça sempatik bir sunumla beni etkilemişti. daha sonra mesleğini sergilemek niyetiyle olsa gerek internet üzerinden katarsis diye bir program da yapmıştır ki bu program da izlenebilecek bir programdır. kafa dergisinde de yazarlık yapan gökhan çınar bir ted konuşmacısıdır da aynı zamanda.
ama sonra tv8 ekranlarında her zaman görülen insanları ağlatmaya yönelik programlardan birini yapmaya başlıyor arkadaşımız. buraya kadar da bir sorun yok aslında. beni rahatsız eden nokta şu: acılarını paylaşan bir insan karşısında bir klinik psikolog bu kadar acı dolu mimikler yapıp ağlar mı? ya da bu bir tedavi yöntemi midir? anlıyorum bu bir program ve psikolojik tedavi yok ortada ama bir psikologdan beklenen bu mudur gerçekten? program kırmızı oda formatına dönme yolunda emin adımlarla ilerlerken en acılı hikayelerden bize kolajlar sunacağının garantisini de veriyor.

paylaşmak o kadar da güzel değil sanki bazen.
devamını gör...
şanlıurfa’da üç çocuğu taciz eden sapık
(bkz: ülkemde mülteci istemiyorum)
devamını gör...
en korkulan hayvan
yazılmasına rağmen tekrar yazmak istediğim labaratuvar yaratığıdır.*
(bkz: pitbull)
ölesiye korkuyorum ancak bir gün başıma gelir de ola ki sağ kurtulmayı başarırsam sahibi olacak barzo güneş sisteminin dışına kaçsa bile kurtulamaz elimden.
(bkz: pitbull)
ölesiye korkuyorum ancak bir gün başıma gelir de ola ki sağ kurtulmayı başarırsam sahibi olacak barzo güneş sisteminin dışına kaçsa bile kurtulamaz elimden.
devamını gör...
7 kasım 2021 sözlük ekranında beliren havai fişekler
ruslar saldiriyor herhalde.
devamını gör...
ermenistan
ermenistan da türkiye gibi "avrupa" ülkesi olmak istiyor. ama rusya buna müsaade etmiyor.
kafası karışık bir ermeni için bknz soramazsın 97. bölüm
kafası karışık bir ermeni için bknz soramazsın 97. bölüm
devamını gör...
normal sözlük moderasyonu
maşallahları var. leb demeden leblebiyi anlıyorlar. dedikodu olunca kola+çekirdek misali arada laklıyoruz. arada ama (yoldi tolki görmesin) şaka yapsan gülüyorlar. en azından birkaçını sırıtır gibi yakaladım. dalga geçsen trip atıp,sinirlenip tanım silmiyorlar. parti yapsan bizi niye çağırmadın? diye gönül koyuyorlar.
ah ahh böyle moderatörler bulmuşsunuz da bunuyorsunuz sözlük.
t: kafa sözlük de 7/24 uyumayıp, gecesini gündüzüne katan emektarlarıdır.
ah ahh böyle moderatörler bulmuşsunuz da bunuyorsunuz sözlük.
t: kafa sözlük de 7/24 uyumayıp, gecesini gündüzüne katan emektarlarıdır.
devamını gör...
özel okullar olmalı mı olmamalı mı sorunsalı
olmamalı.
devamını gör...
otuz yaşında hala ailesiyle yaşayan tip
türkiye sosyolojisine az biraz hakim olan kişinin şaşırmayacağı durumdur. hatta aksine bekar olup ailesiyle aynı şehirde yaşamasına rağmen kendi evine çıkmış bir kişi daha çok şaşkınlık vericidir. olması gereken, ideal olan yahut seçme şansımız olsa tercih edeceğimiz durumlar ile yaşadığımız coğrafya ve toplumun gerçeklerini karıştırmayalım derim. zira bu ülkede değil ayrı bir eve, kendine ait bir odaya bile sahip olmayan nice 30 yaşında insanlar var. üstelik kendine yeni bir ev tutacak maddi gücü olduğu halde bu şekilde yaşıyorlar. hele ki bir de kadınsa bu kişi çok istisnadır ki evlenmeden ayrı eve çıkabilsin. bu ülkede pek çok "ekonomik özgürlüğü olan" kadın bile sadece kendine ait bir alanı yani özgürlüğü olsun diye evleniyor. çok acı ama öyle. tüm bunları bildiği ve gördüğü halde hâlâ bu "tip"e şaşıran yoktur sanıyorum.
devamını gör...
günün ünlüsü olmak için yapılması gerekenler
icinizden geldigi gibi, hakaret ve kufur icermeden, guzel guzel tanim girmeye devam etmek. (bkz: eyluling sizi bulur)*
devamını gör...
16 şubat 2021 bitcoin'in tarihi rekor kırması
1 bitcoin'in 50.341 dolar seviyesini görerek psikolojik band olarak kabul edilen 50 bin doları aşması durumudur.

bitcoin 14 şubat'ta 50.000 dolarlık psikolojik sınırı kıramayıp hızlı bir şekilde 47.000 doların altına gerileyince son aylardaki hızlı yükselişinin sonuna gelip gelmediği tartışılmaya başlamıştı.
ancak bugün bitcoin kurumsal ilgiden gördüğü destekle yüzde 5 yükselerek 50.341 dolarla yeni tarihi zirvesine ulaştı. tesla'nın ocakta 1.5 milyar dolarlık bitcoin aldığını açıklaması, paypal'ın ardından visa ve mastercard gibi devlerin de müşterilerine bitcoin transferi hizmeti sunacağını açıklaması kripto paralara olan güvenin son haftalarda yükselmesine yol açtı. bunun yanında abd'nin en ski bankası bny mellon da yakında kripto para ürünleri sunmaya başlayacağını duyurdu.
bunun yanında twitter bilançosuna bitcoin eklemeyi değerlendirdiğini açıklarken abd basını apple, oracle gibi şirketlerinde benzer bir çalışma içinde olduğunu iddia etti. bu iddialarla ilgili söz konusu şirketlerden henüz bir açıklama yapılmadı.
2021'de yüzde 74 yükseldi
bugünkü yükselişle beraber bitcoin'in 2021 yılında dolar bazındaki yükselişi yüzde 74'ü buldu. son 1 yılda ise yatırımcısına yüzde 411 kazandırdı.
aslında 50.000 dolar teknik anlamda büyük bir önem arz etmiyor. ancak özellikle küçük yatırımcının gözünü kestirdiği psikolojik bir bariyerdi. şimdi bu bariyerin kalıcı olarak kırılıp kırılamayacağı takip edilecek.
1.5 trilyon dolar ilk kez aşıldı
bu arada bugün, ethereum da yüzde 2.8 yükselerek yeniden 1.800 doları gördü. piyasa değeri bakımından ilk 100'de bulunan 100 kripto paranın 51'i son 24 saatte dolar bazında değer kazandı. son haftaların konuşulan kripto parası dogecoin yüzde 4.5 düştü. altcoinlerde istisnalar hariç büyük bir 'bayram havası' görülmezken kripto paraların toplam piyasa değeri buhün ilk kez 1.5 trilyon doların üzerine tırmandı.
kaynak: www.haberturk.com/bitcoin-d...

bitcoin 14 şubat'ta 50.000 dolarlık psikolojik sınırı kıramayıp hızlı bir şekilde 47.000 doların altına gerileyince son aylardaki hızlı yükselişinin sonuna gelip gelmediği tartışılmaya başlamıştı.
ancak bugün bitcoin kurumsal ilgiden gördüğü destekle yüzde 5 yükselerek 50.341 dolarla yeni tarihi zirvesine ulaştı. tesla'nın ocakta 1.5 milyar dolarlık bitcoin aldığını açıklaması, paypal'ın ardından visa ve mastercard gibi devlerin de müşterilerine bitcoin transferi hizmeti sunacağını açıklaması kripto paralara olan güvenin son haftalarda yükselmesine yol açtı. bunun yanında abd'nin en ski bankası bny mellon da yakında kripto para ürünleri sunmaya başlayacağını duyurdu.
bunun yanında twitter bilançosuna bitcoin eklemeyi değerlendirdiğini açıklarken abd basını apple, oracle gibi şirketlerinde benzer bir çalışma içinde olduğunu iddia etti. bu iddialarla ilgili söz konusu şirketlerden henüz bir açıklama yapılmadı.
2021'de yüzde 74 yükseldi
bugünkü yükselişle beraber bitcoin'in 2021 yılında dolar bazındaki yükselişi yüzde 74'ü buldu. son 1 yılda ise yatırımcısına yüzde 411 kazandırdı.
aslında 50.000 dolar teknik anlamda büyük bir önem arz etmiyor. ancak özellikle küçük yatırımcının gözünü kestirdiği psikolojik bir bariyerdi. şimdi bu bariyerin kalıcı olarak kırılıp kırılamayacağı takip edilecek.
1.5 trilyon dolar ilk kez aşıldı
bu arada bugün, ethereum da yüzde 2.8 yükselerek yeniden 1.800 doları gördü. piyasa değeri bakımından ilk 100'de bulunan 100 kripto paranın 51'i son 24 saatte dolar bazında değer kazandı. son haftaların konuşulan kripto parası dogecoin yüzde 4.5 düştü. altcoinlerde istisnalar hariç büyük bir 'bayram havası' görülmezken kripto paraların toplam piyasa değeri buhün ilk kez 1.5 trilyon doların üzerine tırmandı.
kaynak: www.haberturk.com/bitcoin-d...
devamını gör...
intihar
yaklasık 2 yıl önce twiter'dan sürekli makara yaptığım ibrahim adında bir arkadaşım vardı. aydın'da yaşıyordu ama sürekli bir şekilde ayarlayıp görüşüyorduk nette nasıl goygoy yapıyorsak görüştüğümüzde de aynıydı boyuna makara yapıyorduk gülüyorduk eğleniyorduk ama bir gün istanbul'a gelmişti arkadaşlarla oturmuştuk hep beraber. canı sıkılmıştı kendinden bahsetmek istediğini söyledi.
ibrahim 2 yasındayken annesini kaybetmişti anne sevgisinden mahrum büyümüştü yıllarca. baba zaten bizim tanıdığımız kadarıyla ona üvey evlat muamelesi gösterdiğinden ve buna bizzat şahit olduk. babası kardeşimize hiç ama hiç sevgi göstermemiş ve onunla ilgilenmemiş ibrahim bu zamanlara kadar hep kendi çabalarıyla ve azmiyle gelmişti. gerçekten de öyleydi çok iyi yunanca konuşurdu o da yunan futbolunu takip ederek ve yunan müziği dinleye dinleye öğrenmiş. daha sonra kendisine yunan ibo diye seslendik hep.
her neyse bir gün arkadaşım aradı ibrahim'den haber alamıyoruz 2 gündür senle görüştü mü, hiç konuştunuz mu falan sordu. görüşmemiştik en son ibrahim'le 2 eylül'de öylesine havadan sudan muhabbet etmiştik telefonda. taa ki haber alamadığımızı öğrenene kadar..
9 eylül sabahı.. canımız, kardeşimiz, yunanımız.. hayatta daha fazla duramayacağını ve artık omuzlarındaki yükü taşıyamayacağını söyleyerek intihar etti ve aramızdan ayrıldı. umarım bu dünyada bulamadığın huzuru orada bulursun canım kardeşim.. #yunanibo
ibrahim 2 yasındayken annesini kaybetmişti anne sevgisinden mahrum büyümüştü yıllarca. baba zaten bizim tanıdığımız kadarıyla ona üvey evlat muamelesi gösterdiğinden ve buna bizzat şahit olduk. babası kardeşimize hiç ama hiç sevgi göstermemiş ve onunla ilgilenmemiş ibrahim bu zamanlara kadar hep kendi çabalarıyla ve azmiyle gelmişti. gerçekten de öyleydi çok iyi yunanca konuşurdu o da yunan futbolunu takip ederek ve yunan müziği dinleye dinleye öğrenmiş. daha sonra kendisine yunan ibo diye seslendik hep.
her neyse bir gün arkadaşım aradı ibrahim'den haber alamıyoruz 2 gündür senle görüştü mü, hiç konuştunuz mu falan sordu. görüşmemiştik en son ibrahim'le 2 eylül'de öylesine havadan sudan muhabbet etmiştik telefonda. taa ki haber alamadığımızı öğrenene kadar..
9 eylül sabahı.. canımız, kardeşimiz, yunanımız.. hayatta daha fazla duramayacağını ve artık omuzlarındaki yükü taşıyamayacağını söyleyerek intihar etti ve aramızdan ayrıldı. umarım bu dünyada bulamadığın huzuru orada bulursun canım kardeşim.. #yunanibo
devamını gör...
caz dinlemeye yeni başlayanlara tavsiyler
caz deyince benim aklıma charles mingus gelir. tavsiye ederim.
devamını gör...
eski sevgiliden geriye kalanlar
telefon numarasının son 4 hanesi. bu sözlük de dahil olmak üzere ekşi, uludağ ve kısa süre bulunduğum instela daki tüm şifrelerim eski sevgilimin telefonunun son 4 hanesiyle başlıyor. sonuna çeşitli kombinasyonlar ekledim ama başı hep o son 4 hane.
sadece bunlar da değil. 2 kredi kartım ve e mail şifrem de yine o son 4 hane. evet biliyorum aptalca ve riskli ancak o telefon numarası benim hayatımın tam merkeziydi. 17 yıllık bir cep telefonu numarası o. kullanımda da degil.
böyle işte. galiba iyi değilim.
sadece bunlar da değil. 2 kredi kartım ve e mail şifrem de yine o son 4 hane. evet biliyorum aptalca ve riskli ancak o telefon numarası benim hayatımın tam merkeziydi. 17 yıllık bir cep telefonu numarası o. kullanımda da degil.
böyle işte. galiba iyi değilim.
devamını gör...
tanımların sonuna nokta koyma gerekliliği
sırf moderatörlere gıcıklık olsun diye ısrarla, bile bile yapmayacağım harekettir bak yine koymadım. istesem koyuyorum ama gıcıklık olsun işte... sen misin benim tanımlarımı silen! günde onlarca tanım gireceğim ve hiçbirine nokta koymayacağım, işin ne otur hepsini sil, sayın moderatör!
devamını gör...
saygı duyulan bitkiler
sukulent. o nasıl bir arsızlık, nasıl bir üreme hırsı, nasıl bir emperyal yayılmacılıktır arkadaşım. saygılar.
devamını gör...