normal sözlük aşık atışması
halk adamıyız yapmayız hece
peşini bırakmam artık gündüz gece
sevdim seni dost çıktın cengaverce
kimler geçti bu yoldan senin gibi nice
peşini bırakmam artık gündüz gece
sevdim seni dost çıktın cengaverce
kimler geçti bu yoldan senin gibi nice
devamını gör...
normal sözlük - yedikule hayvan barınağı yardım kampanyası
emeği geçenlere teşekkürler. yine çok iyi düşünülmüş bir etkinlik olmuş. kutlarım sizi.
devamını gör...
yaran tweetler
karısı twitter hesabı açan abinin isyanıydı. "yangına mı yetişiyim neriman'ı mı buluyum?" #832456
hâlâ gülerim. çok iyi tivit.
hâlâ gülerim. çok iyi tivit.
devamını gör...
öldürmeyip süründüren şeyler
kaygı belirsizlik* ülke gündemi
devamını gör...
hoşlanılan kızı orkid alırken görmek
bir kadını ihtiyacı olan bir şeyi alırken görmektir. tıpkı sizin de marketten su ve yemek almanız gibi. komik değil abicim, cidden değil. ekşi sözlükten kaçtım zaten bir de burada karşılaşmak istemiyorum.
alın troll başlıklarınızı defolun gidin ait olduğunuz yere, yeter.
alın troll başlıklarınızı defolun gidin ait olduğunuz yere, yeter.
devamını gör...
sicario
2015 yapımı aksiyon filmi. yönetmenliğini denis villeneuve, görüntü yönetmenliğini ise roger deakins yapmakta. daha önce de prisoners'ın prodüksiyonunda beraber çalışan bu ikili, iyi bir kimya yakalamış bence. zira sicario'dan sonra blade runner 2049'da da beraber çalışmışlardır. filmin soundtrack'lerinde ise johann johannsson var. kendisini de denis ile başka filmlerde beraber çalışırken gördük. (bkz: arrival)
pek tabii bu üçlüyü bir aksiyon filminin prodüksiyonunda görmek heyecan verici. hele ki johann johannsson müzikleri ve villeneuve filmleri hayranı olan ben için. filmi bilgisayardan izledim maalesef. sinemada görme fırsatım olmadı. o yüzden biraz üzgünüm. büyük ekranda daha kaliteli bir ses ile izlemek çok güzel olurdu.
gelelim oyuncu kadrosuna. emily blunt, josh brolin ve benicio del toro başrollerde. üçünün de oyunculuğunu izlemek ayrı ayrı keyifliydi. emily'nin zaman geçtikçe kafayı sıyırması, benicio'nun soğukkanlılığı, josh brolin'in rahatlığı:)) filme o kadar doğal bir hava katmış ki anlatamam. ama josh brolin'in oyunculuğuna ayrı bir hayran kaldım. o etkileyici ses tonu ile her repliği çok efsane duruyordu. terlikli kahraman!?
filmin bir aksiyon filmi olduğunu söylemiştim. denis villeneuve filmleri genelde durgun tonda geçmesi ile bilinir. bu durgunluk bu filme, abartısız aksiyon sahneleri, doğal oyunculuklar ve harika bir sinematografi olarak yansımış. iyi mi olmuş? bence çok iyi olmuş. bir aksiyon filminde yüz tane bomba patlamadan da gerilim sağlanabiliyormuş, onu gördük. ve yine bunda besteci johann johannsson'un da payı büyük.
ara ara izlediğim nadir filmlerden oldu bu sebeplerle. her izlediğimde ayrı ayrı detaylara takılarak yeni şeyler keşfediyorum hatta.
bundan sonrası biraz spoiler'lı inceleme.
meksika-abd sınırında uyuşturucu karteline ait bir binaya baskında arkadaşlarından birkaçını kaybeden başrol hanım kate'e, kartel'e yapılacak baskında yer almak için bir teklif gelir. pek tabii kendisi kabul eder. bu teklif ise operasyonun başı olan matt'ten gelmiştir. operasyon için yola koyulan ikili uçakla meksika'ya gidecektir. ama uçakta alejandro da vardır. kate ilk başta alejandro'nun kim olduğu hakkında pek fikir sahibi olmasa da pek soru sormaz. olaylar geliştikçe kate, kendisinin sürekli geri plana atıldığını görür ve sorular sormaya başlar. filmin sonuna doğru cevaplarını almaya başlayan kate, kendisinin bu operasyonda sadece bir piyon olduğunu anlar. orada olmasının tek nedeni ise olayları fbi nezdinde legal bir zemine oturtmaktır. bu arada alejandro'nun ise filmde sözle bahsi hiç geçmeyen sicario(medellin) olduğunu öğrenir. alejandro ise bu yola ailesi uyuşturucu baronu tarafından katledildikten sonra girmiştir.
olaylar sona yaklaşırken alejandro, baronu ve ailesini öldürür, kate'e ise olayların tamamen legal olduğunu imzalatan bir kağıt imzalatır. zorla.
senaryoda da gördüğümüz üzere çıkarları uyuşan herkes herkesle çalışıyor. ortada pek etik kalmamış. bir tek bizim kate sütten çıkmış ak kaşık. ama o da piyon işte...
filmin en sevdiğim yanı ise yine sinematografisi oldu. roger deakins bu film için 50-60'ların bilinen yönetmeni jean-pierre melville'den esinlendiğini belirtmiş. peki nasıl tezahür etmiş bu esinlenme; geniş açılar, durgun kamera, uzak ve uzun çekimler ve tek seferde çekilmiş aksiyon sahneleri. çok normal olayları uzun çekimlerle betimlemesi, bizde ister istemez bir beklenti oluşturuyor ve şöyle diyoruz; işte şimdi bişeyler olacak, bu sakinlik hayra alamet değil, kesin önemli bir şey gerçekleşecek!
tabi bu süre uzadıkça gerilim de artıyor. buna filmdeki en iyi örnek otoyol sahnesidir herhalde. trafiğe takılan bir konvoy var, konvoyda önemli bir tutuklu, çevrede eskort polis araçları ve onların da çevresinde birkaç araçta kartelin silahlı adamları. aksiyona girilmeden önce kamerada öyle bir betimleniyor ki o sahne, daha silahlar ateşlenmeden soğuk soğuk terletiyor seyirciyi.
deakins'ın sözleri ile anlatacak olursak; aksiyon yapmaya çalışılmıyor kamerada. aksiyon sadece ve sadece gösteriliyor. iyi bir şekilde.
yine deakins doğal ışıkla çalışmayı seven bir sinematograf olduğundan ötürü, filmdeki renkler de çok doğal, patlamıyor gözünüzde. bazı sahneler için sırf güneş ışığı ile çalıştığı bile söyleniyor. ama iş gece çekimlerine gelince olay karmaşıklaşıyor. zira ortada sadece ay ışığı var.
hatta ve hatta tünel sahnesinde o da yok. peki deakins ne yapıyor? ışık kullanmak yerine filmi gece görüş kamerası ile çekiyor o sekansta.
olmuş mu derseniz, bence harika olmuş. siyah beyaz drone çekimleri ve yer yer kullanılan yeşilimsi gece görüşü, o sekansın ruhunu yansıtıyor. doğal bir gerginlik oluşturuyor.
uzun lafın kısası, ben sevdim filmi. gerçekçi aksiyon sevenler de kaçırmasın derim. umarım villeneuve ve deakins'ı daha pek çok yapımda beraber çalışırken görürüz. rip johann johannsson :(
pek tabii bu üçlüyü bir aksiyon filminin prodüksiyonunda görmek heyecan verici. hele ki johann johannsson müzikleri ve villeneuve filmleri hayranı olan ben için. filmi bilgisayardan izledim maalesef. sinemada görme fırsatım olmadı. o yüzden biraz üzgünüm. büyük ekranda daha kaliteli bir ses ile izlemek çok güzel olurdu.
gelelim oyuncu kadrosuna. emily blunt, josh brolin ve benicio del toro başrollerde. üçünün de oyunculuğunu izlemek ayrı ayrı keyifliydi. emily'nin zaman geçtikçe kafayı sıyırması, benicio'nun soğukkanlılığı, josh brolin'in rahatlığı:)) filme o kadar doğal bir hava katmış ki anlatamam. ama josh brolin'in oyunculuğuna ayrı bir hayran kaldım. o etkileyici ses tonu ile her repliği çok efsane duruyordu. terlikli kahraman!?
filmin bir aksiyon filmi olduğunu söylemiştim. denis villeneuve filmleri genelde durgun tonda geçmesi ile bilinir. bu durgunluk bu filme, abartısız aksiyon sahneleri, doğal oyunculuklar ve harika bir sinematografi olarak yansımış. iyi mi olmuş? bence çok iyi olmuş. bir aksiyon filminde yüz tane bomba patlamadan da gerilim sağlanabiliyormuş, onu gördük. ve yine bunda besteci johann johannsson'un da payı büyük.
ara ara izlediğim nadir filmlerden oldu bu sebeplerle. her izlediğimde ayrı ayrı detaylara takılarak yeni şeyler keşfediyorum hatta.
bundan sonrası biraz spoiler'lı inceleme.
meksika-abd sınırında uyuşturucu karteline ait bir binaya baskında arkadaşlarından birkaçını kaybeden başrol hanım kate'e, kartel'e yapılacak baskında yer almak için bir teklif gelir. pek tabii kendisi kabul eder. bu teklif ise operasyonun başı olan matt'ten gelmiştir. operasyon için yola koyulan ikili uçakla meksika'ya gidecektir. ama uçakta alejandro da vardır. kate ilk başta alejandro'nun kim olduğu hakkında pek fikir sahibi olmasa da pek soru sormaz. olaylar geliştikçe kate, kendisinin sürekli geri plana atıldığını görür ve sorular sormaya başlar. filmin sonuna doğru cevaplarını almaya başlayan kate, kendisinin bu operasyonda sadece bir piyon olduğunu anlar. orada olmasının tek nedeni ise olayları fbi nezdinde legal bir zemine oturtmaktır. bu arada alejandro'nun ise filmde sözle bahsi hiç geçmeyen sicario(medellin) olduğunu öğrenir. alejandro ise bu yola ailesi uyuşturucu baronu tarafından katledildikten sonra girmiştir.
olaylar sona yaklaşırken alejandro, baronu ve ailesini öldürür, kate'e ise olayların tamamen legal olduğunu imzalatan bir kağıt imzalatır. zorla.
senaryoda da gördüğümüz üzere çıkarları uyuşan herkes herkesle çalışıyor. ortada pek etik kalmamış. bir tek bizim kate sütten çıkmış ak kaşık. ama o da piyon işte...
filmin en sevdiğim yanı ise yine sinematografisi oldu. roger deakins bu film için 50-60'ların bilinen yönetmeni jean-pierre melville'den esinlendiğini belirtmiş. peki nasıl tezahür etmiş bu esinlenme; geniş açılar, durgun kamera, uzak ve uzun çekimler ve tek seferde çekilmiş aksiyon sahneleri. çok normal olayları uzun çekimlerle betimlemesi, bizde ister istemez bir beklenti oluşturuyor ve şöyle diyoruz; işte şimdi bişeyler olacak, bu sakinlik hayra alamet değil, kesin önemli bir şey gerçekleşecek!
tabi bu süre uzadıkça gerilim de artıyor. buna filmdeki en iyi örnek otoyol sahnesidir herhalde. trafiğe takılan bir konvoy var, konvoyda önemli bir tutuklu, çevrede eskort polis araçları ve onların da çevresinde birkaç araçta kartelin silahlı adamları. aksiyona girilmeden önce kamerada öyle bir betimleniyor ki o sahne, daha silahlar ateşlenmeden soğuk soğuk terletiyor seyirciyi.
deakins'ın sözleri ile anlatacak olursak; aksiyon yapmaya çalışılmıyor kamerada. aksiyon sadece ve sadece gösteriliyor. iyi bir şekilde.
yine deakins doğal ışıkla çalışmayı seven bir sinematograf olduğundan ötürü, filmdeki renkler de çok doğal, patlamıyor gözünüzde. bazı sahneler için sırf güneş ışığı ile çalıştığı bile söyleniyor. ama iş gece çekimlerine gelince olay karmaşıklaşıyor. zira ortada sadece ay ışığı var.
hatta ve hatta tünel sahnesinde o da yok. peki deakins ne yapıyor? ışık kullanmak yerine filmi gece görüş kamerası ile çekiyor o sekansta.
olmuş mu derseniz, bence harika olmuş. siyah beyaz drone çekimleri ve yer yer kullanılan yeşilimsi gece görüşü, o sekansın ruhunu yansıtıyor. doğal bir gerginlik oluşturuyor.
uzun lafın kısası, ben sevdim filmi. gerçekçi aksiyon sevenler de kaçırmasın derim. umarım villeneuve ve deakins'ı daha pek çok yapımda beraber çalışırken görürüz. rip johann johannsson :(
devamını gör...
geç yazan kadın
sohbet keyifliyse mesajlar akar zaten. gecikmeye başlamışsa sıkılınmıştır, uzatmaya gerek yoktur. istemiyorsa hiç yazmaz.
devamını gör...
kız mısın diye mesaj atan erkek yazar
kaybetmeye mahkum eleman. yav oğlum siz nasıl bir yokluktasınız demeyi geçtim sizin hiç insana saygınız da mı yok kadına saygınız da mı yok? twitter ve facebook dayıları dolmuş buraya.
devamını gör...
pazar günü sabah 8'de kalkan tip
bünyesi bugünü de haftaici günlerden biri sanmış olan tip. (bkz: ben) geri yatacak ama uyuyamayacak. neyse, günaydın dünya.
devamını gör...
sözlüğü telefondan kullanmak
yazar olarak pek fark etmez, hatta daha pratik olabilir. ancak moderatörlük için tam bir işkencedir. tabi bu benim tecrübemdir.
devamını gör...
facebook'un tümüyle silindiği iddiası
ben bile bir gün internet kesilirse diye pornoları ayrı bir taşınabilir diskte tutuyorum.
facebook bunu akıl edemiyorsa batsın abi zaten.
facebook bunu akıl edemiyorsa batsın abi zaten.
devamını gör...
her beğeni bir karma puan
niden beni beğenmiyorlar diye düşündüğümde aklıma geldi
başka yazarlarda beğeni aldıklarında mutlu olduklarına dair tanımlar girmişler.
ben de düşündüm ki; her beğeni attığımızda 1 karma puan kazansak, ortalık şenlenir.
şenlenmez mi?
hani teşvik gibi olur, karma puanın bir önemi yok ama birşeyler kazanmak , tatmin ediyor, hani doğru yoldaymışsın gibi. yazarlarda daha çok beğeni atmaya başlar.
ama favori atma için aynı şeyi söyleyemiyeceğim, onu not defteri gibi kullanan yazarlar var - benim gibi -
hani iyi bir şey gördün at fava, müsait olunca dön araştır/uygula.
başka yazarlarda beğeni aldıklarında mutlu olduklarına dair tanımlar girmişler.
ben de düşündüm ki; her beğeni attığımızda 1 karma puan kazansak, ortalık şenlenir.
şenlenmez mi?
hani teşvik gibi olur, karma puanın bir önemi yok ama birşeyler kazanmak , tatmin ediyor, hani doğru yoldaymışsın gibi. yazarlarda daha çok beğeni atmaya başlar.
ama favori atma için aynı şeyi söyleyemiyeceğim, onu not defteri gibi kullanan yazarlar var - benim gibi -
hani iyi bir şey gördün at fava, müsait olunca dön araştır/uygula.
devamını gör...
tigon
adı, tiger ve lion kelimelerinden türetilmiştir, türkçesi aklandır.
erkek kaplan ve dişi aslanın çiftleştirilmesiyle dünyaya gelen melez yırtıcı hayvandır. ters melezi olan ligerlere göre daha küçük yapılıdırlar. bunun sebebi kedigillerde büyüklük faktörlerinin anneye bağlı olmasıdır. aslanlar kaplanlardan biraz daha ufak yapıda oldukları için bu melezlerden liger tigona göre daha iridir. dişi aslanların cinsel çekici olarak algıladıkları yele, erkek kaplanlarda olmadığı için dişi aslanlar, erkek kaplanlara karşı cinsel çekim duymazlar, bundan dolayı tigonlara daha az rastlanmaktadır.
erkek kaplan ve dişi aslanın çiftleştirilmesiyle dünyaya gelen melez yırtıcı hayvandır. ters melezi olan ligerlere göre daha küçük yapılıdırlar. bunun sebebi kedigillerde büyüklük faktörlerinin anneye bağlı olmasıdır. aslanlar kaplanlardan biraz daha ufak yapıda oldukları için bu melezlerden liger tigona göre daha iridir. dişi aslanların cinsel çekici olarak algıladıkları yele, erkek kaplanlarda olmadığı için dişi aslanlar, erkek kaplanlara karşı cinsel çekim duymazlar, bundan dolayı tigonlara daha az rastlanmaktadır.
devamını gör...
dance w ur ghost
iyi güzel hoş.
devamını gör...
normal sözlük evlenecek eş aranıyor ilanları
gelinliğimi giyip nefes nefese koştum buraya. hayatım boyunca gördüğüm en güzel başlık bu. çok içten söylüyorum bunu. bu başlığı açan kişiye nobel edebiyat ödülü verilmeli. müsaadenizle kriterlerimi yazmak isterim.
1.38 boyundayım. eşimin boyunun bana yakın olmasını çok isterim. mümkünse 1.80 üstü olmalı.
eşimin mesleği önemli. mümkünse doktor, avukat ya da pilot olmasına önem veriyorum. ben lise 2 terkim.
babam hamal idir. babamın sağladığı imkanları eşimin en azından elbette sağlamasını bekliyorum. maaşı en az 10 bin olmalı. düzenli geliri olmalı. bu nedenle avukatlar lütfen mesaj göndermesin. karar degistirdim. salvadore nikli biri varsa o özellikle mesaj göndermesin. savcı ya da hakim olabilir eşim. hem savcı hem hakim eşim keske olabilse mesela. genelkurmay cumhurbaşkanı başbakanı yine olabilir. olursa neden oldun demem.
2 göz odalı minik bir evde büyüdüm. çekyatta uyuyordum. evlenince kirada oturmam. pardoğnn? en az 4 odası olmalı. annem yılın 9 ayı bizimle kalır, ona özel bir odamız olmazsa anam beni kismelere vermeğz.
eşimin annesi biz davet edersek gelir ama kalmazsa iyi olur. bence hayileler evliliğinin bu kadar içinde olmamalı.
bunun yanında oğlundan ayrılmaya karar verdiğim zaman kalan eşyalarımı davullu zurnalı şekilde kapyonlarla getirip kendini yırtarak babamın evinin önune atacak, oğluyla ayrıldığımız gün sokakta zurnalar eşliğinde oynayacak, içtiğim çorbaya kahveye mümkün olduğu kadar çok zehir koyacak ailelerin içinde yaşamayı çok isterim. bi de elti midir o kişi benimle kendisini yarıştırmazsa hemen gider boşanma davası açarım.
eşimin beni bazen hafif hafif dövmesini yine çok istiyorum. çalışmam ve yemek yapmam. temizlik için yardımcı bir hanım isterim.
evet. şurada evlilik için en uygun aday olduğumu kanıtlayıp sessizce adaylarımı beklemek üzere aranızdan ayrılıyorum. oq. bb.
1.38 boyundayım. eşimin boyunun bana yakın olmasını çok isterim. mümkünse 1.80 üstü olmalı.
eşimin mesleği önemli. mümkünse doktor, avukat ya da pilot olmasına önem veriyorum. ben lise 2 terkim.
babam hamal idir. babamın sağladığı imkanları eşimin en azından elbette sağlamasını bekliyorum. maaşı en az 10 bin olmalı. düzenli geliri olmalı. bu nedenle avukatlar lütfen mesaj göndermesin. karar degistirdim. salvadore nikli biri varsa o özellikle mesaj göndermesin. savcı ya da hakim olabilir eşim. hem savcı hem hakim eşim keske olabilse mesela. genelkurmay cumhurbaşkanı başbakanı yine olabilir. olursa neden oldun demem.
2 göz odalı minik bir evde büyüdüm. çekyatta uyuyordum. evlenince kirada oturmam. pardoğnn? en az 4 odası olmalı. annem yılın 9 ayı bizimle kalır, ona özel bir odamız olmazsa anam beni kismelere vermeğz.
eşimin annesi biz davet edersek gelir ama kalmazsa iyi olur. bence hayileler evliliğinin bu kadar içinde olmamalı.
bunun yanında oğlundan ayrılmaya karar verdiğim zaman kalan eşyalarımı davullu zurnalı şekilde kapyonlarla getirip kendini yırtarak babamın evinin önune atacak, oğluyla ayrıldığımız gün sokakta zurnalar eşliğinde oynayacak, içtiğim çorbaya kahveye mümkün olduğu kadar çok zehir koyacak ailelerin içinde yaşamayı çok isterim. bi de elti midir o kişi benimle kendisini yarıştırmazsa hemen gider boşanma davası açarım.
eşimin beni bazen hafif hafif dövmesini yine çok istiyorum. çalışmam ve yemek yapmam. temizlik için yardımcı bir hanım isterim.
evet. şurada evlilik için en uygun aday olduğumu kanıtlayıp sessizce adaylarımı beklemek üzere aranızdan ayrılıyorum. oq. bb.
devamını gör...
ingilizcedeki en güzel kelime
marvellous and incredible.
devamını gör...
telefonla konuşmayı sevmeyen insan
*bu ben. ne birini ararim ne biri ararsa açarım. açsam da mal gibi susarım. yüz yüze olmadığı için ne demem gerektigini bilemem.
devamını gör...
hamile karısının karnını açarak poz veren adam
bu başlığa asla prim vermek istemiyorum dostlar. çünkü bunda rahatsız olacak hiçbir şey yok. tamamen linç amaçlı bir başlık olduğunu düşünüyorum. gayet hoş ve insanı mutlu eden bir fotoğraf. şu zihniyetten bir an önce kurtulmanız dileğiyle.
devamını gör...
