çocuklu kadınların çocuksuz kadınlardan üstün tutulması
haklı tespittir efendim. hatta bununla ilgili annemin bir anısı var.
bizimkilerin uzun zaman çocukları olmamış. epey uzun bir zaman. bir gün annem gezmeye çıkarken komşusu şöyle demiş: "çoluğun çocuğun da yok ki süslenip çocuğuna gidesin, nereye böyle?"
bak sen! dışarı çıkmak için de çocuğa ihtiyaç var gördünüz mü? çocuğun varsa gidebilirsin onlara ama tek isen nereye gidebilirsin ki. sen bir hiçsin yani.
eski zaman teyze terörü bunlar gerçi ama bu tarz insanlar hala var bence. hadsiz insanlara dur derseniz bir daha sizinle samimiyet oluşturamazlar. hiç çekinmeyin ve onlara defol git deyin.
bizimkilerin uzun zaman çocukları olmamış. epey uzun bir zaman. bir gün annem gezmeye çıkarken komşusu şöyle demiş: "çoluğun çocuğun da yok ki süslenip çocuğuna gidesin, nereye böyle?"
bak sen! dışarı çıkmak için de çocuğa ihtiyaç var gördünüz mü? çocuğun varsa gidebilirsin onlara ama tek isen nereye gidebilirsin ki. sen bir hiçsin yani.
eski zaman teyze terörü bunlar gerçi ama bu tarz insanlar hala var bence. hadsiz insanlara dur derseniz bir daha sizinle samimiyet oluşturamazlar. hiç çekinmeyin ve onlara defol git deyin.
devamını gör...
vazgeçmek
bir kabullenme aşamasından sonra gerçekleşen uzaklaşma eylemi.
bu uzaklaşma bir şeyden veya bir kimseden olabilir. genelde amaç daha fazla zarar görmemektir. bir nevi kendini korumak için alınması gereken sorumluluk olarak da düşünülebilir.
bu uzaklaşma bir şeyden veya bir kimseden olabilir. genelde amaç daha fazla zarar görmemektir. bir nevi kendini korumak için alınması gereken sorumluluk olarak da düşünülebilir.
devamını gör...
kur'an'daki saçma ayetler
nisa suresi/3. ayet:
eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil), size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikahlayın. eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız o taktirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin.
yani diyor ki; evlatlık aldığın kız ile evlenebilirsin seks falan yapabilirsin. zihniyete bak. eğer yok diyorsan yetmez 3-4 tane falan alabiliyorsun. zaten kurulu bir haremin de var içersinde cariye kaynayan. yani diyor ki kısaca herkesi düdükleyebilirsin.
ondan sonra teyzeler amcalar bu ayetleri okurken ağlıyor sızlıyor duygusallaşıyor kendilerinden geçiyor, peki açıp bir kere baktınız mı mealine kutsal kitap size ne diyor?
edit: bazı yazar arkadaşlar sinirlenmiş kızmış yerine göre dönemselmiş yerine göre evrenselmiş, kur'an'da evlatlık diye birşey yokmuş kaldırılmış falan. hepsi birşeyler yazmış ama bir tanesi de bu yüzden böyle bundan ötürü şöyle diye mantıklı bir açıklama yapmamış. bir tanesi bir çıkarımda bulunmamış.
yazıyor kardeşim işte açık seçik hepsi yazıyor daha neler neler yazıyor da buraya satır yetmez.
ben ayet alıntılıyorum yazan neyse onu paylaşıyorum adam dönemsel diyor bazen evrensel diyor o zamanda öyleydi diyor.
eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil), size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikahlayın. eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız o taktirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin.
yani diyor ki; evlatlık aldığın kız ile evlenebilirsin seks falan yapabilirsin. zihniyete bak. eğer yok diyorsan yetmez 3-4 tane falan alabiliyorsun. zaten kurulu bir haremin de var içersinde cariye kaynayan. yani diyor ki kısaca herkesi düdükleyebilirsin.
ondan sonra teyzeler amcalar bu ayetleri okurken ağlıyor sızlıyor duygusallaşıyor kendilerinden geçiyor, peki açıp bir kere baktınız mı mealine kutsal kitap size ne diyor?
edit: bazı yazar arkadaşlar sinirlenmiş kızmış yerine göre dönemselmiş yerine göre evrenselmiş, kur'an'da evlatlık diye birşey yokmuş kaldırılmış falan. hepsi birşeyler yazmış ama bir tanesi de bu yüzden böyle bundan ötürü şöyle diye mantıklı bir açıklama yapmamış. bir tanesi bir çıkarımda bulunmamış.
yazıyor kardeşim işte açık seçik hepsi yazıyor daha neler neler yazıyor da buraya satır yetmez.
ben ayet alıntılıyorum yazan neyse onu paylaşıyorum adam dönemsel diyor bazen evrensel diyor o zamanda öyleydi diyor.
devamını gör...
şarkı olmuş şiirler
kaan tangözenin bekle dedi gitti adıyla piyasaya çıkardığı şarkı. (özdemir asafın çizik adlı şiiri)
devamını gör...
sözlüğün hiç iç açıcı olmaması
milleti kendisinin palyaçosu zanneden kişilerin beyanıdır. başka kapıya dedirtir.
devamını gör...
imam hatipler bütün dünya için model okullardır
bir ımam hatipli olarak sin-kaflı şeyler gelse de dilime demiyorum. oysa kocaman bir 'hadi oradan' desem öfkem geçer gibi ama diyemiyorum.
devamını gör...
the temple of the king
rainbow grubunun dinleyeni mest eden şarkısıdır. ritchie blackmore gitarda, ronnie james dio'da vokalde devleşir. şarkı sözleri ölümü ve sonraki hayatı çağrıştırır. sözlerinde geçen bazı kelimeler ve bunların meali şöyledir:
tolling of the great black bell: ölümün çağrısı
temple : cennet
king : yoruma gerek yok ; tanrı
thousand wings : melekler
the day has just begun : ölümden sonra ki yaşam
tolling of the great black bell: ölümün çağrısı
temple : cennet
king : yoruma gerek yok ; tanrı
thousand wings : melekler
the day has just begun : ölümden sonra ki yaşam
devamını gör...
fitness
salonda yapılması gerekir. evde yapmak için gerekli motivasyonu bulmak zordur. ama evde de gayet yapılır. bi ton youtube videosu ve appler var. spor hakkında edindiğimiz bilgiler eskisi gibi kompleksli değil, daha minimal dolayısıyla eskiye göre daha efektif. kalorinin kilo değişikliği ile bağlantısı konusunda henüz bi fikirbirliği olmasa da kilo vermek ve kas kütlesini artırmak için aldığımızdan daha fazla kalori yakmamız gerektiğinden eminiz. bu da beslenme formülünü gayet basitleştirir.
bu spora sadık kalmak için önünüzde dört hedef, iki şart var. şartlar gerekli zamanın ve motivasyonun olmalı. bu konuda putin gibiler, şartları yerine getirecek gücünüz yoksa hiç bulaşmayın.
ilk hedef yeni beslenme düzenine sadık kalmak olmalı. yeni bi yemek kültürünüz oluşabilir, yedikleriniz konusunda kararlı olmalısınız. ya az kalori al ya da daha çok kalori yak.
ikinci hedef hareketleri doğru yapmak. bu hedef bilgi kirliliğine çok açık ama doğru kaynakları takip ederseniz zaten hepsinin aynı hareketi gösterdiğinden emin olabilirsiniz.
üçüncü hedef protein almak. parası yeten yalvaç gibi yesin, imkanı olmayan toz kullansın.
dördüncü hedef ağırlığı düzenli olarak arttırmak. sınırlarınızı zorlamazsanız beyin ve kas reaksiyonları yaptığınız sporu rutine koyar, kaslarınız büyümek yerine hacmini korumaya başlar. minimum kendinizi kaldıracak kuvvetiniz olsun. barfiks çekmeyi bilmiyorsanız bunu öğrenmek ilk planınız olmalı. türk insanı militaristtir ama barfiks çekmeyi bile bilmiyor, çok vahim.
işin en eğlenceli kısmı ise yukarıdaki dört hedefin çiğnenebilir olması. beslenme alışkanlığını değiştirecek durumun yok mu, idman süresini uzat. düşük kalori kovalamak çok zor değil. abur cuburları kesmek bile yeterli olabilir. bi noktadan sonra çok iyi besleniyorsanız aburcubur bile bozmaz, istediğini ye. burada niyet yaptığınız sporu hayatınızın bi parçası yapmak olsun. en zor göreviniz bu olacak. salon ekseninde program yapın, oraya gitmeyi sevin ve dönüşte bacaklarınız titrese dahi mutlu olduğunuza ikna olun. salona gidemeyen, evde tek bi dumbbell ile bu sporu yapmayı kafaya koyanlar ise bol bol egzersiz ve kardiyo yapabilir. kendinizi yorun, öldüm bittim deyin ve işte tam o noktada ağırlık idmanına başlayın.
tüyo*: ciddi olmalıyız. hala bu başlıkta bile protein tozu almalı mıyım diye soruluyor. yapmayın, buralardan tavsiye almak yerine yıllarınızı ayırmayı düşündüğünüz spora başlamadan önce bir iki makale okuyun, en güvenilir bulduğunuz yerden bilgi alın, başka kaynaklarla teyit edin. sağlığınız hakkında en ufak şüpheniz varsa muayene olun. bunları yapmıyorsanız ciddiyetsizsinizdir. öyleyse hiç başlamayın, üç hafta sonra bin kişiye haber verdiğiniz spor size eziyet gibi gelir, götüm götüm kaçarsınız, hoş olmaz.
bu spora sadık kalmak için önünüzde dört hedef, iki şart var. şartlar gerekli zamanın ve motivasyonun olmalı. bu konuda putin gibiler, şartları yerine getirecek gücünüz yoksa hiç bulaşmayın.
ilk hedef yeni beslenme düzenine sadık kalmak olmalı. yeni bi yemek kültürünüz oluşabilir, yedikleriniz konusunda kararlı olmalısınız. ya az kalori al ya da daha çok kalori yak.
ikinci hedef hareketleri doğru yapmak. bu hedef bilgi kirliliğine çok açık ama doğru kaynakları takip ederseniz zaten hepsinin aynı hareketi gösterdiğinden emin olabilirsiniz.
üçüncü hedef protein almak. parası yeten yalvaç gibi yesin, imkanı olmayan toz kullansın.
dördüncü hedef ağırlığı düzenli olarak arttırmak. sınırlarınızı zorlamazsanız beyin ve kas reaksiyonları yaptığınız sporu rutine koyar, kaslarınız büyümek yerine hacmini korumaya başlar. minimum kendinizi kaldıracak kuvvetiniz olsun. barfiks çekmeyi bilmiyorsanız bunu öğrenmek ilk planınız olmalı. türk insanı militaristtir ama barfiks çekmeyi bile bilmiyor, çok vahim.
işin en eğlenceli kısmı ise yukarıdaki dört hedefin çiğnenebilir olması. beslenme alışkanlığını değiştirecek durumun yok mu, idman süresini uzat. düşük kalori kovalamak çok zor değil. abur cuburları kesmek bile yeterli olabilir. bi noktadan sonra çok iyi besleniyorsanız aburcubur bile bozmaz, istediğini ye. burada niyet yaptığınız sporu hayatınızın bi parçası yapmak olsun. en zor göreviniz bu olacak. salon ekseninde program yapın, oraya gitmeyi sevin ve dönüşte bacaklarınız titrese dahi mutlu olduğunuza ikna olun. salona gidemeyen, evde tek bi dumbbell ile bu sporu yapmayı kafaya koyanlar ise bol bol egzersiz ve kardiyo yapabilir. kendinizi yorun, öldüm bittim deyin ve işte tam o noktada ağırlık idmanına başlayın.
tüyo*: ciddi olmalıyız. hala bu başlıkta bile protein tozu almalı mıyım diye soruluyor. yapmayın, buralardan tavsiye almak yerine yıllarınızı ayırmayı düşündüğünüz spora başlamadan önce bir iki makale okuyun, en güvenilir bulduğunuz yerden bilgi alın, başka kaynaklarla teyit edin. sağlığınız hakkında en ufak şüpheniz varsa muayene olun. bunları yapmıyorsanız ciddiyetsizsinizdir. öyleyse hiç başlamayın, üç hafta sonra bin kişiye haber verdiğiniz spor size eziyet gibi gelir, götüm götüm kaçarsınız, hoş olmaz.
devamını gör...
ilk bilgisayar kullanımında yapılan mallıklar
sene 1996, ilk bilgisayarım alındı. (ikinci el 486 dx2, 66 mhz, renksiz ekran). ilkokulda ms-dos, pw, lotus 1-2-3 kursuna gitmiştim.
bilgisayar eve geldi, açılınca ekranda yazan yazıda, sistem dosyaları yok, ms-dos yükleme disketi disket-1 'i tak deniyor. kursta c:// diye görmüştük. çalışmıyor, deniyorum, açıyorum, kapıyorum c:// yazısı gelmiyor. kabloları söküp takıyorum yine yok...
bir gün arkasına baktım, bir yapışkan etiket var. altını açtım, 110v/220v anahtarı var. dedim herhalde bundan çalışmıyor. 220v konumunu 110v çevirdim ve çalıştırdım bilgisayarı. aman allahım, önce ağır bir yanık kokusu, ardından acayip dumanlar gelmeye başladı kasanın içinden. hemen kablosunu söktüm bilgisayarın.. iş işten geçti tabi. o zamanlar çok pahalı olan bilgisayar yandı.
oda leş gibi kokuyordu. odanın her yerine kolonya döktüm. babamın korkusundan dedemlere kaçtım, gece orada kaldım..
bilgisayar eve geldi, açılınca ekranda yazan yazıda, sistem dosyaları yok, ms-dos yükleme disketi disket-1 'i tak deniyor. kursta c:// diye görmüştük. çalışmıyor, deniyorum, açıyorum, kapıyorum c:// yazısı gelmiyor. kabloları söküp takıyorum yine yok...
bir gün arkasına baktım, bir yapışkan etiket var. altını açtım, 110v/220v anahtarı var. dedim herhalde bundan çalışmıyor. 220v konumunu 110v çevirdim ve çalıştırdım bilgisayarı. aman allahım, önce ağır bir yanık kokusu, ardından acayip dumanlar gelmeye başladı kasanın içinden. hemen kablosunu söktüm bilgisayarın.. iş işten geçti tabi. o zamanlar çok pahalı olan bilgisayar yandı.
oda leş gibi kokuyordu. odanın her yerine kolonya döktüm. babamın korkusundan dedemlere kaçtım, gece orada kaldım..
devamını gör...
bir damla gözlerimde
bir pinhani şarkısıdır. her bir kelimesi, bin elekten geçirilmiş ve altına gözyaşlarıyla notaları dökülmüştür.
öyle çok şey var ki içimde
hep sustuk konuşmak yerine
konuşmadığımız her ne varsa
seninle sakladım gözlerimde
“bir şey eksik cümle de
yüklem mi, özlem mi?
sakladığın şey her neyse
beni üzer mi?”
öyle çok şey var ki içimde
hep sustuk konuşmak yerine
konuşmadığımız her ne varsa
seninle sakladım gözlerimde
“bir şey eksik cümle de
yüklem mi, özlem mi?
sakladığın şey her neyse
beni üzer mi?”
devamını gör...
x kuşağının evliliklerde başarılı olmasının sebepleri
x kuşağının evliliği başarılı falan değil. sadece boşanmak o zamanlar ölüm gibi bir şey olarak görüldüğü için kimse kolay kolay boşanamıyordu. mutsuz, kavganın şiddetin bol olduğu evliliklerini ölene kadar sürdürüp berbat bir hayat yaşamış birçoğu. özellikle o dönemler kadınlar şiddet görür, aldatılır yine de boşanamazmış ekonomik özgürlüğü olsa bile. kısacası buna ben başarı demem. baskıya boyun eğme derim.
devamını gör...
tenisçi dirseği
ekstensör kasların tendonlarının aşırı gerilmesi veya epicondylus lateralis(dirseğin dış tarafı) patolojisine bağlı oluşan rahatsızlıktır.
dirsek dış tarafında şiddetli ağrı ile karakterizedir.
daha çok tenis oynayan kişilerde görüldüğü için bu adı almıştır.
dirsek dış tarafında şiddetli ağrı ile karakterizedir.
daha çok tenis oynayan kişilerde görüldüğü için bu adı almıştır.
devamını gör...
anneni mi çok seviyorsun babanı mı sorunsalı
benim için cevabı asla net olmayacak sorunsal.
bildiğim birkaç şey var o da babama daha çok ve daha derinden bağlı olduğum, bir de ara ara her ikisinden de nefret ettiğim.
bunun dışında, annem öldüğünde başta kendisi olmak üzere hepimiz kurtulacağız. babam öldüğünde ise hassas tarafımdan tamamıyla sıyrılmış olacağım. yıllardır bastırdığım bütün duyguları o günün akşamına saklıyorum. o gün hepsi açığa çıkıp kendilerini imha edecek.
bildiğim birkaç şey var o da babama daha çok ve daha derinden bağlı olduğum, bir de ara ara her ikisinden de nefret ettiğim.
bunun dışında, annem öldüğünde başta kendisi olmak üzere hepimiz kurtulacağız. babam öldüğünde ise hassas tarafımdan tamamıyla sıyrılmış olacağım. yıllardır bastırdığım bütün duyguları o günün akşamına saklıyorum. o gün hepsi açığa çıkıp kendilerini imha edecek.
devamını gör...
cüzdanında 100 tl olmayan erkek tipi
zaten sokağa çıkamadığımızdan ve harcayacak bir sosyal aktivite olmadığından keyfine bakması gereken erkektir. seni çaylak yapalım buna ne dersin koca adam?
devamını gör...
ıvanmılınskı is offline
değişik başlıktır.
bu aralar sözlüğe pek giremiyorum (kendi standartlarıma göre)
maç falan izliyorum kitap okuyorum sınavlar başlayacak.
ayrıca zenginiz diye gizli gezinme özelliğini alacak değiliz.
takipçi görmeyi de almadım.
ayrıca (bkz: ıvan mılınski kim ulan) açmayın şöyle saçma sapan başlıklar.
faydalı başlıklar açalım burası ciddi bir sözlük.
yan tarafta bilim tartışıyorlar oraya geçelim.
bu aralar sözlüğe pek giremiyorum (kendi standartlarıma göre)
maç falan izliyorum kitap okuyorum sınavlar başlayacak.
ayrıca zenginiz diye gizli gezinme özelliğini alacak değiliz.
takipçi görmeyi de almadım.
ayrıca (bkz: ıvan mılınski kim ulan) açmayın şöyle saçma sapan başlıklar.
faydalı başlıklar açalım burası ciddi bir sözlük.
yan tarafta bilim tartışıyorlar oraya geçelim.
devamını gör...
truva savaşı
odysseus, zeka ve strateji tanrıçası athena'nın el verdiği, kurnazlığıyla ünlü ithake kralı mitolojik kahramandır. genelde truva savaşını bitiren tahta at fikriyle tanınır ancak on yıl süren bu savaşın en önemli sebeplerinden biri yine bu cin fikirli abimizin eseridir. kendi sebep olduğu savaşı kendisi bitirmiştir.
leda, sparta kralı tyndareos'un güzelliğiyle nam salmış karısıdır. bu güzellik zeus'un gözünden de kaçmamıştır, ancak güzel olan her şeyi kendisine isteyen bu tanrı, karısı hera'dan çekindiği için bir kuğu kılığında leda'ya sokulur ve onunla birlikte olur. ne tesadüftür ki aynı gece leda, kocası tyndareos ile de birlikte olur. dokuz ay sonra iki yumurta doğurur, birinden zeus'un ikizleri polydeukes ve helen, diğerinden tyndareos'un ikizleri castor ve clytemnestra çıkar. erkek kardeşler castor ve polydeukes ((gbkz: dioskurlar)) maceradan maceraya atılırlar. kız kardeşlerin kaderi ise bellidir, ittifak ve iyi ilişkiler adına krallarla evlendirilmek.
clytemnestra miken kralı agamemnon ile evlendirilir. güzelliğiyle kız kardeşinden çok ötede olan zeus'un kızı helen ise daha evlenme çağına gelmeden kral theseus tarafından kaçırılır, sonrasında erkek kardeşleri dioskurlar tarafından kurtarılır. evlenme yaşına geldiğindeyse akhaları tam anlamıyla iç savaşın eşiğine getirir. o dönemde bekar ve nüfuz sahibi ne kadar kral ve prens varsa, hediyelerle güzel helen'in babası bildikleri tyndareos'un evine doluşurlar. kızı birimize vermeden buradan ayrılmayız derler. politik olarak tyndareos, helen'i menalous ile evlendirme niyetindedir çünkü diğer kızı ile evli olan menalous'un abisi agamemnon, akhalar içinde çok büyük nüfuz sahibidir ve bu akrabalık ilişkisinin güçlendirilmesi gerekmektedir. ancak ortam o kadar gergindir ki helen'i kiminle evlendirirse evlendirsin, diğer damat adayları o kişiye ve kendisine savaş açacaktır. işte tyndareos'un bu müşkül halini gören kurnaz odyseus helen'in kendisine uygun görüleceğini umarak, ona şu aklı verir: tüm damat adayları ile konuş ve bir tek bir şartla damadını seçeceğini bildir, bu şart da her kim kızının kocası olursa tüm diğer damat adayları ona bağlılık yemini edecek ve yardım istediğinde ona yardıma koşacak.
tyndareos bu fikri beğenir ve uygular ancak odyseus havasını alır, menalous helen'in kocası olur ve büyük bir çeyizle birlikte onu evine götürür. işte akhalar arasında yapılan bu anlaşma truva savaşının en büyük mitolojik nedenlerinden biridir. diğer neden zeus'un kendi çocuğu tarafından öldürülme paranoyası sonucu ortaya çıkan daha masalsı bir hikayedir. (bkz: thetis)
paris'in saraydan kız kaçırma olayı bir çok anlatıda helen'in çeyizlerini de kapsamaktadır. agamemnon bu durumu fırsat bilerek kardeşine yapılan haksızlığa karşı tüm akhalara bu anlaşmayı hatırlatır ve onları truva'ya karşı bir araya getirir.
not: tabi ki savaşın asıl nedeni yunan yarımadasındaki miken uygarlığı ile anadolu yarımadasındaki iyon medeniyetlerinin kaynak ve güç çekişmesidir. bir taraf aralarındaki birliği sağladığı anda diğer taraftaki en güçlü şehir devletine topluca saldırmış, sonradan anadolu devletleri bu tehdide karşı truvalılara yardım gönderse de truva'nın düşüşü engellenememiştir.
leda, sparta kralı tyndareos'un güzelliğiyle nam salmış karısıdır. bu güzellik zeus'un gözünden de kaçmamıştır, ancak güzel olan her şeyi kendisine isteyen bu tanrı, karısı hera'dan çekindiği için bir kuğu kılığında leda'ya sokulur ve onunla birlikte olur. ne tesadüftür ki aynı gece leda, kocası tyndareos ile de birlikte olur. dokuz ay sonra iki yumurta doğurur, birinden zeus'un ikizleri polydeukes ve helen, diğerinden tyndareos'un ikizleri castor ve clytemnestra çıkar. erkek kardeşler castor ve polydeukes ((gbkz: dioskurlar)) maceradan maceraya atılırlar. kız kardeşlerin kaderi ise bellidir, ittifak ve iyi ilişkiler adına krallarla evlendirilmek.
clytemnestra miken kralı agamemnon ile evlendirilir. güzelliğiyle kız kardeşinden çok ötede olan zeus'un kızı helen ise daha evlenme çağına gelmeden kral theseus tarafından kaçırılır, sonrasında erkek kardeşleri dioskurlar tarafından kurtarılır. evlenme yaşına geldiğindeyse akhaları tam anlamıyla iç savaşın eşiğine getirir. o dönemde bekar ve nüfuz sahibi ne kadar kral ve prens varsa, hediyelerle güzel helen'in babası bildikleri tyndareos'un evine doluşurlar. kızı birimize vermeden buradan ayrılmayız derler. politik olarak tyndareos, helen'i menalous ile evlendirme niyetindedir çünkü diğer kızı ile evli olan menalous'un abisi agamemnon, akhalar içinde çok büyük nüfuz sahibidir ve bu akrabalık ilişkisinin güçlendirilmesi gerekmektedir. ancak ortam o kadar gergindir ki helen'i kiminle evlendirirse evlendirsin, diğer damat adayları o kişiye ve kendisine savaş açacaktır. işte tyndareos'un bu müşkül halini gören kurnaz odyseus helen'in kendisine uygun görüleceğini umarak, ona şu aklı verir: tüm damat adayları ile konuş ve bir tek bir şartla damadını seçeceğini bildir, bu şart da her kim kızının kocası olursa tüm diğer damat adayları ona bağlılık yemini edecek ve yardım istediğinde ona yardıma koşacak.
tyndareos bu fikri beğenir ve uygular ancak odyseus havasını alır, menalous helen'in kocası olur ve büyük bir çeyizle birlikte onu evine götürür. işte akhalar arasında yapılan bu anlaşma truva savaşının en büyük mitolojik nedenlerinden biridir. diğer neden zeus'un kendi çocuğu tarafından öldürülme paranoyası sonucu ortaya çıkan daha masalsı bir hikayedir. (bkz: thetis)
paris'in saraydan kız kaçırma olayı bir çok anlatıda helen'in çeyizlerini de kapsamaktadır. agamemnon bu durumu fırsat bilerek kardeşine yapılan haksızlığa karşı tüm akhalara bu anlaşmayı hatırlatır ve onları truva'ya karşı bir araya getirir.
not: tabi ki savaşın asıl nedeni yunan yarımadasındaki miken uygarlığı ile anadolu yarımadasındaki iyon medeniyetlerinin kaynak ve güç çekişmesidir. bir taraf aralarındaki birliği sağladığı anda diğer taraftaki en güçlü şehir devletine topluca saldırmış, sonradan anadolu devletleri bu tehdide karşı truvalılara yardım gönderse de truva'nın düşüşü engellenememiştir.
devamını gör...





