devamını gör...

ingiliz dilindeki (bkz: oxymoron) sözcüğünden türkçeye geçmiş kavramdır. birbirinin tezatı olan iki kavramın bir arada, iki sözcüğün yan yana kullanılması ve bu şekilde oluşturulmuş sıfat tamlamaları, söz öbekleri ve ikilemelerdir. aynı zamanda edebi sanatlardan `tezat`ı kapsar.
devamını gör...

tıbbi adı fasiyal paralizi olan hastalık.

fasiyal sinirin veya dalının çeşitli nedenlere bağlı olarak işlev görememesi, yüzde hareketsizlik veya hareket azlığıdır. lezyon tarafında* hasta alnını kırıştıramaz, gözünü kapayamaz, dişlerini gösteremez ve dudaklarını bükemez. bozulmuş tat duyusu gözlemlenir.
devamını gör...

albert einstein 1905 yılında yayımladığı genel görelilik kuramında, zamanın mutlak kesinlik belirtmediğini ortaya koymuştur. aynı zamanda albert einstein, uzay ve zamanın birbiriyle bağlantılı olduğundan ve kütle çekiminin zamanı değiştirebileceğinden de bahsetmiştir. kütle çekimi arttıkça zaman daha hızlı ilerleyecektir; aynı şekilde kütle çekimi azaldıkça zaman daha yavaş ilerleyecektir.

x ile y aynı gün ve aynı saatte doğan iki kardeş yani ikizdir. kardeşlerden y bir kara delik çevresinde uzay aracıyla yolculuk yapmaktadır (kara delik bilinen en yüksek kütle çekim kuvvetinin bulunduğu yerdir). x ise yolculuk yapmamaktadır. y’nin kara deliğin etrafında geçirdiği 7 saat, dünya’daki x için 50 saat gibi bir zamana denk gelecektir. basit bir hesap ile y’nin kara deliğin etrafında 7 yıl geçirdikten sonra dünya’ya tekrar dönüşünde kardeşi x için 50 yıl geçmiş olacaktır. yani x 50 sene, y ise 7 sene yaşlanmış olacaktır.
devamını gör...

din vasfının altına sığınıp her boku yersen şaşılmayacak olan sonuçtur.

bence ziyanı yok, umarım bir akım halini alıp globalleşir.
devamını gör...

yunan mitolojisinde zafer tanrıçasıdır.roma mitolojisindeki karşılığı victoriadır. (ingilizce victory zafer demektir.)
adına yapılmış bir kadırganın pruvasındaki kanatlı zafer heykeli veya samothraki nikesi (semadirek zaferi) paristeki louvre müzesinde sergilenmektedir.

edit: nikolaos,nicholas,nicola,nico,veronica gibi isimler burdan gelmektedir, galip anlamında. bizde ise utku ismi bu karşılığı buluyor.
devamını gör...

grup anemi şarkısı.



peşin edit : g*t yazdığımız için başlık silen moderasyon hadi siktir başlığına izin verirse ve müzik diye tag koyarsa, o başlığın emsal alınarak bu başlığa ve şarkıya da aynı şekilde davranılmasını talep ediyorum.

o da şarkı bu da şarkı, o da küfür bu da..
devamını gör...

yukarda müthiş bir bilgi kirliliği var. idealar dünyası'nın gerçekten var olmadığını buyuran da olmuş ideaların kavramlardan ibâret olduğunu üfüren de olmuş. öncelikle platon idealar için ayrı bir gerçeklikten söz etmemiştir gibi cümlelerin ciddiye alınacak bir tarafı yoktur. çünkü platon'a göre "hakiki" dünya idealar dünyasıdır. idealar dünyası duyusal dünyadan bağımsız ve ondan ayrı bir varlığa sahiptir. idealar genel kavramlar veya tümellerdir. ama platon'a göre bunlar ayrı bir âlemde hakikaten vardırlar. biz bu dünyayı yalnızca aklımızla/düşünceyle kavrayabiliriz. duyusal-bireysel dünya bu idealar âleminin sönük bir taklidinden ibarettir. idealar kendi kendileriyle özdeş olan, değişmeyen, kalıcı ve ezeli-ebedi şeylerdir. gelip geçen şeylerin dünyası olan içinde yaşadığımız bu duyusal dünyadaki şeyler idealardan pay alarak var olurlar. idealara iştirâk ederler. platon'a göre şu önümdeki ağaç idealar dünyasındaki ağaç ideasının sönük bir taklididir. tek tek atların haricinde bir de asıl varoluşa sahip tümel at ideası vardır. duyusal dünyadaki tek tek atlar değişir, doğar, büyür, gelişir ve ölür. oysa at ideası kalıcı olandır, ezeli ve ebedi olandır. bu idealar yukarda saçmalandığı gibi platon'a göre gerçeklikten uzak değillerdir. ontolojik bir ayrım değildir denmiş; tam tersine yahu tam olarak ontolojik bir ayrımdır bu. ve tam tersine platon'a göre gerçek olan şeyler bu idealardır. platon idealar kuramını iki dünyalı metafiziğinin temeline almıştır. yani bir tarafta duyusal dünya öbür tarafta akledilir dünya. idealar akledilir şeylerdir, duyusal hiçbir veri söz konusu değildir. platon bu kuramı ortaya atarken özellikle matematikten etkilenmiştir. nasıl ki matematiğin nesneleri duyusal verilerin dışında zihinsel olarak kavranan apaçık şeylerdir, idealar da bu minvalde geliştirilmiştir. zaten platon matematiğin nesnelerini idealar âleminde çok özel bir yere yerleştirmiştir. hattâ yaşamının sonlarına doğru ideaları sayılar olarak yeniden tasarlamıştır. bunda tabii ki pisagor ve pisagorcuların etkisi vardır. platon'un başta idealar kuramı olmak üzere genel felsefesi mistisizm doludur. dinî unsurlar çok ciddi olarak hissedilir. bu da yüzlerce yıl insan düşüncesinin önünde bir engel oluşturmuştur. presokratiklerin kısmen bilimsel doğa felsefeleri sokrates ve platon'la birlikte başka bir yöne doğru gitmiştir. idealar dünyasının en üstünde bulunan ve "insan kavrayışının dışında" olan iyi ideası başta plotinos sonra da aziz augustinus olmak üzere tanrıyla özdeşleştirilmiştir. aziz augustinus bazı değişiklikler yaparak onu hıristiyanlaştırmıştır. iyi ideası her şeyin varlığını borçlu olduğu bir idea-tanrıdır. her şey iyi'ye ulaşmaya çalışır, her şey iyi'yi takip eder. o insan aklının sınırlarının ötesindedir. tıpkı idealar dünyasını model alarak duyusal dünyayı yaratan ilâhi sanatkâr demiurgos gibi dinsel bir şeydir aslında. sonuç olarak idealar dünyası müthiş bir fantezidir. platon bence usta bir anlatıcı/edebiyatçıdır. idealar da onun ustalık eseri gibi bir şeydir. hayal dünyasını yansıtan bir kurgudur. bilimsel olarak hatta felsefî olarak bunu doğrulama veya yanlışlama imkânı yoktur. dolayısıyla buna eşsiz bir muhayyilenin müthiş fantezileri olarak bakmak gerekir. fazla ciddiye alınırsa neler olduğunu görmek için orta çağ'a bakmak yeterlidir.
devamını gör...

beğendiğim bir çok konuşma oldu şimdiye kadar. ama hiçbiri neslican tay kadar etkilemedi beni. onun hayat hikayesi büyük bir ders niteliğinde.
devamını gör...

culpa in contrahendo
devamını gör...

ben sayın genelkurmay cumhurbaşkanı başbakanınızım. ayağınızı denk alın.
devamını gör...

gökay.
devamını gör...

çekirdek çitlemek.
devamını gör...

turkiyede eğitim sistemi yoktur. olmayan bir şeyi düzeltemeyiz. öncelikle kurulması gerekir.
devamını gör...

puantilizm, yani noktacılık adıyla bilinen bilimsel resim tekniğini ustalıkla kullanan fransız post-izlenimci ressam georges seurrat, bu eseri 1884-1886 yılları arasında yaptı. nokta darbelerini minik fırça darbeleriyle harmanlayan ve zıt renkleri başarıyla kullanan seurrat, bilim insanı arkadaşları michel eugene chevreul ve ogden rood’dan esinlenerek bu yöntemi benimsedi. paul signac, van gogh, henri edmund cross gibi ressamların da puantilizm tekniğini kullandığını belirtelim.
örnekleri;
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

"günah değil mi? böyle kara düşünmek masmavi aydınlığın karşısında."
odysseia sayfa: önsöz xlii
devamını gör...

ekmeğin kıyısından koparıp yemeğe bandırmayan bizden değildir.
devamını gör...

alayınızı seviyore
devamını gör...

banada tam tersi geliyo bu durum. sanki burdakiler farkli bi topluluktanmış gibi. yazdiklarindan kendine yakin hissettigim her kimse sadece burdaymış gibi.. hayatta boyle anlayışlı boyle ayni sorunlari paylasabilecegimiz insanlar yok gibi burdan başka. yada ben bulamiyorum. kimi gorsem mutlu gibi geliyo. burasininda yazarlarininda ayrı bi havası var sanki
devamını gör...

umarım her biri cayır cayır yanarak geberip gider dediğim sinir bozucu açıklama. o akıttığınız gözyaşlarının, aldığınız masum canların hesabı size sorulacak götümün çocukları.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim