çocuğunuzun okuduğu okuldur :)
nereden mi çıkardım? bir müdürün okul sayfasındaki öz geçmişinden.
‘’... odtü .... bölüme giden bir kızı vardır.’
****
birbiriyle hiç ilgisi olmayan bir kaç sektörde çalıştım.
başvurduktan iki hafta sonra el koyulan bir bankaya, bir sigorta şirketine iş görüşmesine gitmişliğim var.
bir plastik fabrikası, gemi kiralama şirketi, tekstilin farklı kolları ve ailemle kafe restoran ve minik çapta otel işletmeciliği .ha, iki kez de kağıt fabrikasına çağrıldım ama gitmedim :))

sonunda atandım da gerçekten ne istediğimi, nasıl mutlu olacağımı öğrenmek için sarfettiğim çabalara değdi. (buna bazıları burnu sürtülmek, diyor :) )

‘ (bkz: sen neymişsin be abi)’ durumu yok, aslında düpedüz ne istediğini bilememek bu.

bence cv hazırlamaktan çok ne istediğini bilmek ve bunu görüşme yaptığınız kişiye de aktarabilmek önemli bu yüzden.
*cv’nizi uzun tutmayın, kısa ve öz olanları makbûldür.
* gerçekten olmayan şeyleri oraya yazmaya kalkmayın, işe kabul edilmeniz halinde itibar kaybına uğrarsınız (ki bunu ege üniversitesinde mevcut olmayan bir bölümünü bitirdiğini öz geçmişine yazıp yakalanan bir tanıdığım yüzünden ekliyorum. kendisi tabii ki işten çıkarıldı, çünkü diploma fotokopisini götüremedi.)
ne olursa olsun eğitim şart :)
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sözlük yönetimi bilmem şu kadar tanım yapana şöyle yapacağız böyle yapacağız dediğinden beri hala saçma sapan tanım kasmaya çalışanlar var. hadi ona alıştık.

şimdi de madalya sevdası başladı. madalya alabilmek için bir günde beş bin kelime de yazmazsın arkadaş. yazıyorlar ama. ulan ne mantığı var. aldın hadi. napcan onu ? sözlük kendi açısından bunu yararlı görebilir ama bence çok mantıksız. seviyorum burayı ama ergence hırslar çok saçma bir yere götürüyor. insanlar yarışmak istiyor , yarışsın. ama kaliteyi çok fazla düşürüyor bu durum. hele şu karma puanı falan. artık öyle boş beleş tanım doldurmaya çalışanlardan , şimdi de madalya almaya çalışanlardan gözlerim kanıyor. ilk çıktığı gün önceki iki üç yazıma bende istedim ama hemen soğudum bu durumdan.

banane diyip geçemem. burada bende varım sonuçta. kimse kimseye karışamaz gibi saçma bir savunma da olamaz çünkü herkesle paylaşılan şeyler bunlar. buraya yazılıyorsa herkesin ortak malıdır.
devamını gör...

bana daima biraz pesimist gelmiş olan yazar. belli ki bu karamsarlık , onun dünyayı bir camın ardından değil tüm gerçekliği ile en ön sırada izlemesinden kaynaklanıyor.

--- alıntı ---

"aslına bakılacak olursa, ahlaksal çökmüşlüğün kokuşmuş soluğunun sindiği güzellik karşısında duyulan acıma duygusu bu türden duyguların en güçlüsüdür. ahlaksızlık kendi başına da çirkindir, iticidir; ama olanca tertemizliğiyle düşlerimize süzülen güzelliğe bulaşınca büsbütün itici olur."

-bir delinin hatıra defteri

--- alıntı ---
devamını gör...

her zaman her yerde şarap içmem,
bence bir konsepti var, yani bende öyleymiş, şimdi bu tanımı yazarken düşündüm, genelde geceye yakışıyor, şahsen çok sevdiğim bir arkadaşımla buluşacaksam, uzun süredir görmüyorsam şarap içmeyi severim, özel bir kutlama, keyifli bir buluşma varsa, spontane uzayan bir sohbet olmuşsa çaydan kahveden şaraba geçilebilir,
kırmızı tercih ederim
bordeaux şarapları favorimdir
devamını gör...

çözüm bir kapsül sabah içeceksin akşama kadar acıkmayacaksın bu kadar. lütfen beni bu zaman dilimine ışınlayın.
devamını gör...

yekta kopan'ın dublajını yaptığı buz devri animasyonunda yer alan sid karekterin repliği. filmde akılda kalan en komik repliklerden bir tanesidir.
devamını gör...

görünüşteki amacı, proje kapsamındaki ülkeleri korumak ve kollamak olan ama gerçekte tek amacı israil'in varlığını garanti altına alarak amerika'nın bölgede kontrol sağlaması olan, yeni dünya düzenini kurmaya yönelik proje. kısaca bop olarak bilinir.

sde. org'dan alıntı:

netice olarak bop’un bölge ülkelerine demokrasiyi getirmesi bir aldatmacadır ve operasyonel bir slogandır. gerçek amaç abd’nin petrol ve petrol yollarını kontrol altına alarak başka ülkelerin kullanmasını önlemektir. esas amacı ise israil’in varlığını korumaktır.


dergipark. org'dan alıntı:

george w. bush’un tahta çıkma törenine benzetilen ikinci yemin töreninde yaptığı ‘özgürlük’ temalı konuşma, özellikle muhafazakar arap ülkelerinde hayal kırıklığı yaratmıştır. arap dünyası amerikan başkanından daha ılımlı, uzlaşma yanlısı bir konuşma beklerken; ortadoğu’yu yeniden düzenleme projesinden vazgeçildiğinin işaretlerini görmeyi ummaktaydı. fakat görüldü ki, islam ülkelerine yönelik amerikan meydan okuması devam etmektedir.


kökleri çok daha eskiye dayansa da, aslında bu işin orta doğu ülkelerinin başına büyük bir bela olarak musallat oluşunun esas tarihi 11 eylül 2001 oldu. yani ikiz kule saldırılarının düzenlendiği gün... raporla beraber, orta doğu'daki terörün kaynağı islam olarak kabul edildi ve bu bölgedeki ülkelere yönelik "demokrasi getirme" hareketleri hız kazandı.

bu ülkede yaşayan insanlar olarak hepinizin, hakkında mutlaka araştırma yapmasını önerdiğim rand corporation adlı kuruluş bir rapor hazırladı. raporda müslümanlar 4 ana gruba ayrıldı. bunlardan bir kısmının diğerlerine karşı desteklenmesi gerektiği vurgulandı. ılımlı islam denen kavram da bu şekilde ortaya çıktı.

proje kapsamında 23 ülke var:

- türkiye
- filistin
- suriye
- iran
- ırak
- mısır
- suudi arabistan
- birleşik arap emirlikleri
- lübnan
- fas
- cezayir
- tunus
- libya
- katar
- bahreyn
- yemen
- umman
- moritanya
- pakistan
- afganistan
- sudan
- kuveyt
- ürdün

takdir edersiniz ki bu konuların çıkış noktası, nedenleri gibi başlıkları burada tek tek anlatmanın imkânı yok. hakkında cilt cilt kitaplar yayımlanmış bir proje bu. tıpkı benim gibi, siyasetten hiç hoşlanmayanlarınızın bile hakkında araştırma yapmasını tavsiye ediyorum. bazılarınız tabi ki gayet iyi biliyor bu işlerin iç yüzünü ama özellikle çok genç olanlarınız ve dediğim gibi, siyasetle ilgilenmeyenleriniz de araştırsın ki, ülkemizin de içinde bulunduğu durumların nedenini daha iyi anlama şansınız olsun.
devamını gör...

ümit yaşar oğuzcan'a ait şiir:

beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın,
denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın
.

1926-1984 arasında yaşamış olan ümit yaşar oğuzcan tam 24 kere intihar etmeye teşebbüs edecek kadar karamsar hatta karamsarlıktanda öte bir ruh haline sahip şairdir. bu ruh hali büyük oğlu vedat oğuzcan'a da sirayet etmiş olmalı ki kendisi ilk denemesinde henüz 17 yaşındayken 1973 yılında galata kulesinden atlayarak yaşamına son verir, bir rivayete göre cebinden "baba öyle intihar edilmez böyle edilir" diye bir not çıkar. bu şiirin bu olay üzerine yazıldığı söylensede şiir daha önceden yazıldığı için doğru değildir.

oğlunun intiharı üzerine yazdığı şiir ise şu şekilde:


galata kulesi

6 haziran 1973
pırıl pırıl bir yaz günüydü
aydınlıktı, güzeldi dünya
bir adam düştü o gün galata kulesi’nden
kendini bir anda bıraktı boşluğa
ömrünün baharında
bütün umutlarıyla birlikte
paramparça oldu
bir adam benim oğlumdu...

gencecikti vedat
ışıl ışıldı gözleri
içi
bütün insanlar için sevgiyle doluydu
çıktı apansız o dönülmez yolculuğa
kendini bir anda bıraktı boşluğa
söndü güneş, karardı yeryüzü bütün
zaman durdu
bir adam düştü galata kulesi’nden
bu adam benim oğlumdu

“açarken ufkunda güller alevden”
çıktı, her günkü gibi gülerek evden
kimseye belli etmedi içindeki yangını
yürüdü, kendinden emin
sonsuzluğa doğru
galata kulesi’nde bekliyordu ecel
bir fincan kahve, bir kadeh konyak
ölüm yolcusunun son arzusu buydu
bir adam düştü galata kulesi’nden
bu adam benim oğlumdu

küçüktü bir zaman
kucağıma alır ninniler söylerdim ona
“uyu oğlum, uyu oğlum, ninni”
bir daha uyanmamak üzere uyudu vedat

6 haziran 1973
galata kulesi’nden bir adam attı kendini
bu nankör insanlara
bu kalleş dünyaya inat
şimdi yine bir ninni söylüyorum ona
“uyan oğlum, uyan oğlum, uyan vedat”.
devamını gör...

bağırsak solucanı bağırsakta yaşar bağırmasakta.*
devamını gör...

arkadaşlar, bizim puanlar coin sistemine bağlı, şimdi size bu derin ve gizli bilgiyi anlatıyorum.
en yüksek seçenekler en çok coin kazandıran tuzaklardır.
renkli mahlas alırsanız, yönetim eth kazanıyor.
takipçileri gör özelliğini aktif ederseniz, yönetim xrp kazanıyor.
başucu eserleri isterseniz, yönetim (bkz: hot) kazanıyor. bakınız burada başucu eseri yerine eserleri kullanılarak biz kapitalist sistem kurbanlarını resmen uzağa düşürüyorlar. demek ki hot gelecek vadeden bir coin.
gizli gezinme tam bir tuzak. ''kimin hesabına girdiğim görülmesin tribi '' ile yönetimi ada zengini yapıyorsunuz.
kişisel ileti , msn anılarınızı canlandıran bu seçenek, yönetime btt kazandırıyor.
rozetler ile neler kazanıldığını tek tek yazamayacağım. sadece en ucuz olan, güne özel rozetler alındığında yönetim tryb kazanıyor. yerli ve milli görünelim kaygısı ile bu coin atlanamazdı.
ayrıca bir yatırım tavsiyesi vereyim, beşiktaş şampiyon olursa chilizz uçacaktır. yönetim sanırım ilerleyen günlerde yeni seçenek getirir. mesela, engellediğim insanlar beni göremesin ya da hoşlandığım yazarın tanımlarını sadece ben göreyim gibi.....
bu sözlük, neden reklam almıyor, neden bu türden kaygılar gütmüyor diye düşünmeyin. yeni dünya düzeni bu arkadaşlar, kafa sözlükçüyüz coinnillah
belki türkiye'nin ilk sözlüğü değil, fakat türkiye'nin ilk coin kazanan sözlüğüdür, kafa sözlük.
her zamanki gibi büyük resmi gördüm. şimdi alın bu bilgileri, ister sözlük kurun, ister coin işine girin.
devamını gör...

feminizm ideolojisini, fikrini istismar eden tipler yüzündendir.
twitter platformunda çokça kez karşılaşıyoruz bu tiplerle.

ek: mesela bu tanımı girerken bile birisinin bana ''kadın düşmanı'' lakabı takmasından korktum.
öyle de terörize ettiler sosyal medyayı, maalesef.
devamını gör...

bir (bkz: sait faik abasıyanık) şiiri.

çıplak heykeller yapmalıyım.
çırılçıplak heykeller
nefis rüyalarınız için
ey önünden geçen ak sakallı
kasketli,
yırtık mintanından adaleleri
gözüken
dilenci
sana önce
şiirlerin tadını
aşkların tadını
kitaplardan tattırmalıyım
resimlerden duyurmalıyım,
resimlerden...

şu oğlan çocuğuna bak
fırça sallıyor
kokmuş manifaturacının ayağına
dörtyüzbin tekliğinden
on kuruş verecek.

seni satmam çocuğum
dörtyüzbin tekliğe.
ne güzel kaşların var
ne güzel bileklerin
hele ne ellerin var, ne ellerin

söylemeliyim
yok
yok... meydanlarda
bağırmalıyım,
bu küçük
güllerin buram buram tüttüğü
anadolu şehri kahvesinde
kiraz mevsiminin
sevişme vakti olduğunu.

resimler seyrettirmeli, şiirler
okutturmalıyım.
baygınlık getiren şiirler.

kiraz mevsimi, kiraz
küfelerle dolu pazar.
zambaklar geçiriyor bir kadın.
bir kadın bir bakraç yoğurt
götürüyor
sallıyor boyacı çocuğu fırçasını
belediye kahvesinde hakla o eski,
o yalancı
o biçimsiz bizans şarkısı.

sana nasıl bulsam, nasıl bilsem
nasıl etsem, nasıl yapsam da
meydanlarda bağırsam
sokak başlarında sazımı çalsam
anlatsam şu kiraz mevsiminin
para kazanmak mevsimi değil
sevişme vakti olduğunu...

bir kere duyursam hele
güzelliğini, tadını,
sonra oturup hüngür hüngür
ağlasam
boş geçirdiğim bağırmadığım
sustuğum günlere
mezarımda bu güzel, uzun kaşlı
boyacı çocuğunun
oğlu bir şiir okusa
karacaoğlan'dan
orhan veli'den
yunus'tan, yunus'tan...
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ankara'nın geçmeyecek yaralarından biridir.
devamını gör...

emeğimizin karşılığı.
devamını gör...

"regl olmosondon bohsodon kodon" bahsedecek tabii. sfenks'in sakallığı değil, yumurtalıklarında gümbür gümbür metal konseri oluyor kimi kadınların. kanlı derede uyandığınızı düşünün, her tarafınızın şiştiğini ve ağrıdını düşünün... billurlarınızı dalga dalga ağrılar eşliğimde hissettiğinizi düşünün, onun gibi birşey bu.
devamını gör...

bunlarda benden o zaman.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

dostoyevski'nin meşhur eseri suç ve ceza 'nın baş kahramanı. hatta romanı okuyanlar günlerce raskolnikov gibi dolaştım ortalıkta derler.
devamını gör...

tam bir şehir bebesiyim. anne tarafımın da baba tarafımın da köyü yoktu. hayatımda ilk defa köye de bir ilkokul gezisinde gidebildim zaten.

neyse efenim sanırsam ben 5-6 yaşlarındayken, bir şehirler arası yolculuğa çıktık. tarlaları, koruları falan ilk kez görüyorum. hepsinde farklı farklı boylarda değişik değişik bitkiler. arabanın camına yapışmışım hepsini tek tek soruyorum.

"baba bu ne? babaa bu ne? peki şunlar nee?"

o da bu kola ağacı, bunlar gazoz ağaçları, bunlarda bonibon yetişiyor diye ciddi ciddi bütün sorularımı yanıtlıyor.

trollemeleri sayesinde uzunca bir süre kola, jelibon ve çikolataların ağaçta yetiştirildiğini sandım. sonra bir gün ilkokulda bizi eti'nin fabrikasına götürdüler de meseleyi çakabildim.

vallahi allah devletimize zeval vermesin. düşünsene evde eğitimin yasal olduğunu. troll babası olanlar sıçtı.
devamını gör...

ateş karşısında bozulmayan altın, altın karşısında bozulmayan kadın, kadın karşısında bozulmayan erkek; kalitelidir.*
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim