happiness (kısa film)
bir steve cutts kısa animasyon filmidir.

mutluluk dünya üzerinde arayıp da bulamadığımız iki duygudan biri. diğeri de huzur elbette ama ona başka bir tanımda değiniriz. mutluluk nasıl elde edilir peki? buna cevap vermek için içinde yaşadığımız çağın gerçekleri ile yüzleşmemiz gerekir.
o zaman mutluluğu satın almamız gerekecek. çağımız bize mutluluk simülasyonlarını para karşılığı sunuyor. sağolsun. peki nasıl satın alacağız?
alışveriş merkezlerine koşup ihtiyacımız olmayan şeyleri sanal bir ucuzluk yanılgısı ile satın alıp daha sonra onları birer ihtiyaç olarak kabul etmeye başlayacağız.
hiçbir yerden gelip hiçbir yere giderken bir çocuğun yeni aldığı oyuncağı bozulduğunda duyduğu hüznü içimizde taşıyarak medikal yardım arayacağız ya da bu yardımı alkol ve uyuşturucudan alacağız. halüsinasyon dolu mutluluk yanılgısı biz ayılana kadar devam edecek ve sonra bizler birer balkabağına dönüşeceğiz.
kapitalizm kapanına kapılmak için açık kapılarımızı tek tek kapatacağız. hayatımız basit bir aliterasyona dönüşecek ve hepimiz erich fried’i hatırlayacağız bu filmi izlerken. belki kurtuluş bir şairin dizelerindedir.
happiness

mutluluk dünya üzerinde arayıp da bulamadığımız iki duygudan biri. diğeri de huzur elbette ama ona başka bir tanımda değiniriz. mutluluk nasıl elde edilir peki? buna cevap vermek için içinde yaşadığımız çağın gerçekleri ile yüzleşmemiz gerekir.
o zaman mutluluğu satın almamız gerekecek. çağımız bize mutluluk simülasyonlarını para karşılığı sunuyor. sağolsun. peki nasıl satın alacağız?
alışveriş merkezlerine koşup ihtiyacımız olmayan şeyleri sanal bir ucuzluk yanılgısı ile satın alıp daha sonra onları birer ihtiyaç olarak kabul etmeye başlayacağız.
hiçbir yerden gelip hiçbir yere giderken bir çocuğun yeni aldığı oyuncağı bozulduğunda duyduğu hüznü içimizde taşıyarak medikal yardım arayacağız ya da bu yardımı alkol ve uyuşturucudan alacağız. halüsinasyon dolu mutluluk yanılgısı biz ayılana kadar devam edecek ve sonra bizler birer balkabağına dönüşeceğiz.
kapitalizm kapanına kapılmak için açık kapılarımızı tek tek kapatacağız. hayatımız basit bir aliterasyona dönüşecek ve hepimiz erich fried’i hatırlayacağız bu filmi izlerken. belki kurtuluş bir şairin dizelerindedir.
happiness
devamını gör...
eleanor rigby
bence the beatles'ın en güzel şarkısıdır, evrende yapılmış en güzel şarkılardandır hatta. tabi öznel cümleler bunlar. bazı günler eleanor rigby gibi hissediyorum.
grubun 1966 yılında yellow submarine ile birlikte çıkardığı şarkıdır.
paul mccartney'in ilk seçtiği isim "daisy hawkins" imiş aslında. sonra "father mccartney" adı gelmiş aklına. onu da "darning his socks in the night when there's nobody there" sözünden dolayı insanların babasının çoraplarını ördüğünü düşüneceğini düşündüğü için telefon rehberinden seçtiği "mckenzie" soyadını kullanmış. ama diğerleri "peder tommy mckenzie'den" geldiğini söylüyor. eleanor ismini almalarının da sebebi kulağa doğal gelmesi imiş mccartney'e göre. eleanor bron'dan geliyormuş. rigby ise bristol'da bir mağazadan.
şimdi gelelim gerçek eleanor'a, her ne kadar mccartney onun kurgu ve uydurma bir karakter olduğunu söylese de. 1980'li yıllarda liverpool'da st peter parish kilisesinin mezarlığında ona ait bir mezar bulundu. yine aynı mezarlıkta "mckenzie" soyadlı bir başka mezar da vardı. ve john lennon ile paul mccartney ilk tanıştıkları dönemde bu civarlarda çokça vakit geçirmişler.
2008 yılında eleanor'un doğum belgesi bir müzayedede satılınca mccartney şu cümleleri söylemişi: "eleanor rigby uydurduğum tamamen hayali bir karakter. birisi hayali bir karakteri kanıtlamak için bir belge satın almak için para harcamak istiyorsa, bu benim için sorun değil."
gerçek eleanor 29 ağustos 1895 tarihinde doğan, liverpool'da yaşayan bir kadın. thomas woods adlı bir adamla evleniyor ve 44 yaşında beyin kanamasından hayatını kaybediyor.
şarkıya gelirsek yalnız insanlar içindir bence. en azından ben böyle yorumluyorum.
ah, look at all the lonely people
ah, look at all the lonely people
eleanor rigby
picks up the rice in the church where a wedding has been
lives in a dream
waits at the window
wearing the face that she keeps in a jar by the door
who is it for?
all the lonely people
where do they all come from?
all the lonely people
where do they all belong?
father mckenzie
writing the words of a sermon that no one will hear
no one comes near
look at him working
darning his socks in the night when there's nobody there
what does he care?
all the lonely people
where do they all come from?
all the lonely people
where do they all belong?
ah, look at all the lonely people
ah, look at all the lonely people
eleanor rigby
died in the church and was buried along with her name
nobody came
father mckenzie
wiping the dirt from his hands as he walks from the grave
no one was saved
all the lonely people (ah, look at all the lonely people)
where do they all come from?
all the lonely people (ah, look at all the lonely people)
where do they all belong?
*
grubun 1966 yılında yellow submarine ile birlikte çıkardığı şarkıdır.
paul mccartney'in ilk seçtiği isim "daisy hawkins" imiş aslında. sonra "father mccartney" adı gelmiş aklına. onu da "darning his socks in the night when there's nobody there" sözünden dolayı insanların babasının çoraplarını ördüğünü düşüneceğini düşündüğü için telefon rehberinden seçtiği "mckenzie" soyadını kullanmış. ama diğerleri "peder tommy mckenzie'den" geldiğini söylüyor. eleanor ismini almalarının da sebebi kulağa doğal gelmesi imiş mccartney'e göre. eleanor bron'dan geliyormuş. rigby ise bristol'da bir mağazadan.
şimdi gelelim gerçek eleanor'a, her ne kadar mccartney onun kurgu ve uydurma bir karakter olduğunu söylese de. 1980'li yıllarda liverpool'da st peter parish kilisesinin mezarlığında ona ait bir mezar bulundu. yine aynı mezarlıkta "mckenzie" soyadlı bir başka mezar da vardı. ve john lennon ile paul mccartney ilk tanıştıkları dönemde bu civarlarda çokça vakit geçirmişler.
2008 yılında eleanor'un doğum belgesi bir müzayedede satılınca mccartney şu cümleleri söylemişi: "eleanor rigby uydurduğum tamamen hayali bir karakter. birisi hayali bir karakteri kanıtlamak için bir belge satın almak için para harcamak istiyorsa, bu benim için sorun değil."
gerçek eleanor 29 ağustos 1895 tarihinde doğan, liverpool'da yaşayan bir kadın. thomas woods adlı bir adamla evleniyor ve 44 yaşında beyin kanamasından hayatını kaybediyor.
şarkıya gelirsek yalnız insanlar içindir bence. en azından ben böyle yorumluyorum.
ah, look at all the lonely people
ah, look at all the lonely people
eleanor rigby
picks up the rice in the church where a wedding has been
lives in a dream
waits at the window
wearing the face that she keeps in a jar by the door
who is it for?
all the lonely people
where do they all come from?
all the lonely people
where do they all belong?
father mckenzie
writing the words of a sermon that no one will hear
no one comes near
look at him working
darning his socks in the night when there's nobody there
what does he care?
all the lonely people
where do they all come from?
all the lonely people
where do they all belong?
ah, look at all the lonely people
ah, look at all the lonely people
eleanor rigby
died in the church and was buried along with her name
nobody came
father mckenzie
wiping the dirt from his hands as he walks from the grave
no one was saved
all the lonely people (ah, look at all the lonely people)
where do they all come from?
all the lonely people (ah, look at all the lonely people)
where do they all belong?
*
devamını gör...
beklemesi keyif veren kuyruklar
sevdiğim bir yazarın imza günü kuyruğu.
korona bitse de gitsek.
korona bitse de gitsek.
devamını gör...
yaşamın kaç kez çiçeklendi
brezilyadaki yerliler, 'kaç yaşındasın' anlamına 'yaşamın kaç kez çiçeklendi' diye sorarlarmış. yani çiçeklerin kaç kez açtıgını gördüysen o yaştasın. gözünün önünde geçen bahara kaç kez dikkat kesildiysen. bu bilgiyi öğrendiğim zaman vay be demiştim nasıl ince düşünüyorlar.
devamını gör...
the rolling stones
t:rock grubu.
buradan erkin koray'dan esinlendikleri şarkıya ve daha detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.
buradan erkin koray'dan esinlendikleri şarkıya ve daha detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.
devamını gör...
abibliofobi
okuyacak hiçbir kitap kalmamasından korkmaktır. gerçekçi bir korku değildir. bende aksine okuyacak o kadar kitap varken hangi birini okuyacağım korkusu var. o dünyanın içine girdiğinizde keşfetmeniz gereken kocaman bir dünya olduğunu fark ediyorsunuz. tabii benimki gibi bir endişeye sahip olmak da delice bir tüketme çılgınlığına sebep olabilir.
devamını gör...
ilk defa alkol alacaklara tavsiyeler
alman guzum.
devamını gör...
children of men
yönetmenleri ve oyuncu kadrosuyla kesinlikle izlemenizi tavsiye edeceğim harika bir filmdir. yönetmenin çıkardığı iş mi diyebilirim oyuncuların profesyonelliği mi bilemiyorum. senaryonun aşırı gerçekçi yansıması seyirciye, kişilerin o zamanların şartlarına rağmen kalitesini yüksek seviyede tutması ve konu işleniş tarzına göre gayet başarılı bulduğum filmdir.
insanoğlunun doğaya, çevresine, hayatına ve yaşamına nasıl etki ettiğini, nasıl mahvettiğini gözler önüne sermektedir. kullanılan kaynakların tüketmek, üretmek yerine daha kötüye gitmesine aslında odak noktanın insan olduğuna kendimize vurgular yapmamızı sağlayacak noktalar gözlemleniyor. bozulan düzenin geri dönüşü olmadığı gibi daha kaotik bir halde bize geri dönüşü olacağını belirtmiş.
--- alıntı ---
every time one of our politicians is in trouble, a bomb explodes.
--- alıntı ---
-1984 kitabını okuyan yazarlar, filmde kitaba dair çok şey bulabileceğinizi düşünmekteyim.
beni etkileyen sahnelerden birkaç görsel ve yazı paylaşımı belirtiyorum;
--! spoiler !--
kee’nin doğum sahnesi

clare hope-ashitey’nin canlandırdığı kee’nin bebeğinin dünyaya geldiği sahnede vücudunun alt kısmı için ayrı bir düzenek tasarlanmış. kullanılan bebek figürü, clive owen’ın tutması için bu düzenekten itilmiş. sonrasında bu bebek silinip yerine cgı ile hareketlendirilmiş bir bebek eklenmiş. ayrıca nefes alıp verişi gibi efektler de dijital olarak dâhil edilmiş.
holden & souls

the fishes’ın theo’yu kaçırmak için kullandığı aracın üstünde holden & sons yazısı bulunuyor. bu yazı, j.d. salinger’in çavdar tarlasındaki çocuklar – the catcher in the rye adlı eserinde baskıcı bulduğu sisteme karşı isyanla mücadele eden ana kahraman holden caulfied’e bir göndermedir.
ve son olarak ise ; ölüm habercisi olarak portakal

portakal, yaklaşmakta olan bir felaketin habercisi olarak kullanılıyor. aracın saldırıya uğramasından hemen önce miriam çantasından bir portakal çıkarıp soymaya başlıyor. mülteci kampının kaosa dönmesinin öncesinde kee ve marichka bir portakalı paylaşıyor. portakal imgesinin bu şekilde kullanımı the godfather üçlemesi, american beauty gibi filmlerde de karşımıza çıkıyor.
--! spoiler !--
buradan
insanoğlunun doğaya, çevresine, hayatına ve yaşamına nasıl etki ettiğini, nasıl mahvettiğini gözler önüne sermektedir. kullanılan kaynakların tüketmek, üretmek yerine daha kötüye gitmesine aslında odak noktanın insan olduğuna kendimize vurgular yapmamızı sağlayacak noktalar gözlemleniyor. bozulan düzenin geri dönüşü olmadığı gibi daha kaotik bir halde bize geri dönüşü olacağını belirtmiş.
--- alıntı ---
every time one of our politicians is in trouble, a bomb explodes.
--- alıntı ---
-1984 kitabını okuyan yazarlar, filmde kitaba dair çok şey bulabileceğinizi düşünmekteyim.
beni etkileyen sahnelerden birkaç görsel ve yazı paylaşımı belirtiyorum;
--! spoiler !--
kee’nin doğum sahnesi

clare hope-ashitey’nin canlandırdığı kee’nin bebeğinin dünyaya geldiği sahnede vücudunun alt kısmı için ayrı bir düzenek tasarlanmış. kullanılan bebek figürü, clive owen’ın tutması için bu düzenekten itilmiş. sonrasında bu bebek silinip yerine cgı ile hareketlendirilmiş bir bebek eklenmiş. ayrıca nefes alıp verişi gibi efektler de dijital olarak dâhil edilmiş.
holden & souls

the fishes’ın theo’yu kaçırmak için kullandığı aracın üstünde holden & sons yazısı bulunuyor. bu yazı, j.d. salinger’in çavdar tarlasındaki çocuklar – the catcher in the rye adlı eserinde baskıcı bulduğu sisteme karşı isyanla mücadele eden ana kahraman holden caulfied’e bir göndermedir.
ve son olarak ise ; ölüm habercisi olarak portakal

portakal, yaklaşmakta olan bir felaketin habercisi olarak kullanılıyor. aracın saldırıya uğramasından hemen önce miriam çantasından bir portakal çıkarıp soymaya başlıyor. mülteci kampının kaosa dönmesinin öncesinde kee ve marichka bir portakalı paylaşıyor. portakal imgesinin bu şekilde kullanımı the godfather üçlemesi, american beauty gibi filmlerde de karşımıza çıkıyor.
--! spoiler !--
buradan
devamını gör...
ankara'nın en güzel yanı
ankara'nın güzel yanlarını insanlara sorduğunuzda benzer cevaplar alırsınız. ankara'yı bilmeyen veya ankara'da anı bırakmamış olan insanlar bu yapılan ankara edebiyatını, rakı edebiyatı gibi bayağılaşmış bir şey olarak görebilirler. anıtkabir'in ankara'da olması güzeldir ancak bunu ankara'nın en güzel yanı olarak değerlendirmek, bu edebiyat kasma işine giriyor biraz.
insan özgür olduğu yeri sever. hayata yeni başlayan ve üniversiteye yeni adım atan öğrenciler özgür kalmayı ailelerinden ayrılmaya bağlarlar ki ben de öyle düşnürdüm. özgür kalmak ile yalnız kalmak arasında ince bir çizgi var. ben bunun ayrımını ankara'da tek başıma yaşadığım dönemde öğrendim.
ankara'da her şey güzeldir ama sürelidir benim için, eninde sonunda biter, bitecek. en sevdiğim, en güzel yanı da budur benim için. ankara her seferinde güzel şeyler yaşatır, bunların biteceğinin farkında olarak.
o kadar boş edebiyattan bahsettikten sonra aynısını ben de yaptım biraz :)
insan özgür olduğu yeri sever. hayata yeni başlayan ve üniversiteye yeni adım atan öğrenciler özgür kalmayı ailelerinden ayrılmaya bağlarlar ki ben de öyle düşnürdüm. özgür kalmak ile yalnız kalmak arasında ince bir çizgi var. ben bunun ayrımını ankara'da tek başıma yaşadığım dönemde öğrendim.
ankara'da her şey güzeldir ama sürelidir benim için, eninde sonunda biter, bitecek. en sevdiğim, en güzel yanı da budur benim için. ankara her seferinde güzel şeyler yaşatır, bunların biteceğinin farkında olarak.
o kadar boş edebiyattan bahsettikten sonra aynısını ben de yaptım biraz :)
devamını gör...
ruh sağlığını olumsuz etkileyen alışkanlıklar
her şeyi gereğinden fazla düşünmek.
devamını gör...
dilde sadeleşme çabaları
1 aralık 1928'de arap alfabesinden vazgeçilip latin harfleri kabul edilmiştir, çünkü arapça, türkçe kelimeleri yazmak için uygun değildi ve o dönem ne yazık ki birçok arapça sözcük halk tarafından kullanılıp türkçe kelimeler geri plana atılıyordu. türkçe kelimelerin daha sık kullanımı, okuma yazma oranının artması için yeni bir alfabe gerekliydi ve latin alfabesi türkçe'nin yapısına daha uygundu.
tabii ki yeni bir alfabeye geçilse de alışkanlıklardan kurtulmak zahmet gerektiren ve hemen gerçekleşmeyen bir durumdu. bu yüzden 1932'de türk dil kurumu kuruldu ve amacı ''türk dilinin öz güzelliğini ve zenginliğini meydana çıkarmak, onu yeryüzü dilleri arasında değerine yaraşır yüksekliğe eriştirmek'' olarak kayda geçti. yani amaç, türkçeyi, farsça, arapça unsurlardan kurtarmaktı.
1930'lardaki dilde sadeleşme çabalarını daha yakından görebilmek için o yıl yayınlanan bazı gazeteleri incelemiştim ve dikkatimi çeken bazı kısımları paylaşmak istiyorum:
son posta, 27 eylül 1932 tarihli gazete'de ''türk dilinin hakir kalmasına müsaade etmeyeceğiz!'' adlı başlıkta dil inkılâbından bahsedilmekle birlikte okurlara öz türkçe maniler de paylaşılmış. ayrıca, ''on altıncı asırdayız. osmanlı padişahları ecnebi kanile bulaşa bulaşa türklükten çıkmışlardır, türkleri hakir görmeye başlamışlardır'' sözlerinin ardından ''fakat artık bu bilmiştir, saray yıkıldığı gibi saray lisanı da yıkılacaktır!'' vurgusu yapılmış. yani türk dil kurumunun da desteğiyle öz türkçeyi ortaya çıkarıp yabancı dillerin etkisini en aza indirmek için büyük bir çaba gösterileceği ve bunun gerekliliğinden, saray lisanı olan arapçanın artık kullanılmayacağından bahsedilmiş. bunun başarılacağına dair büyük bir inanç hâkimmiş o dönemlerde.
10 ağustos 1934 türkdili gazetesi'ni incelediğimde ise ''mütehassıs, tetkikat, tesviye'' gibi kökeni arapçaya dayanan kelimeler radarıma takıldı. cümlelerin asla anlaşılmayacak bir şekilde yazıldığını düşünmüyorum. dilde tam anlamıyla sadeliğe ulaşılamasa da bir anda dile yerleşmiş şeyleri kaldırmak zordur, yani dilde sadeleşme çabası görülüyor fakat tam anlamıyla başarılı olunduğunu söylemek güç.
not: gazeteleri incelerken bu siteden yararlandım. tanımım ve incelemem ise tamamen bana aittir.
tabii ki yeni bir alfabeye geçilse de alışkanlıklardan kurtulmak zahmet gerektiren ve hemen gerçekleşmeyen bir durumdu. bu yüzden 1932'de türk dil kurumu kuruldu ve amacı ''türk dilinin öz güzelliğini ve zenginliğini meydana çıkarmak, onu yeryüzü dilleri arasında değerine yaraşır yüksekliğe eriştirmek'' olarak kayda geçti. yani amaç, türkçeyi, farsça, arapça unsurlardan kurtarmaktı.
1930'lardaki dilde sadeleşme çabalarını daha yakından görebilmek için o yıl yayınlanan bazı gazeteleri incelemiştim ve dikkatimi çeken bazı kısımları paylaşmak istiyorum:
son posta, 27 eylül 1932 tarihli gazete'de ''türk dilinin hakir kalmasına müsaade etmeyeceğiz!'' adlı başlıkta dil inkılâbından bahsedilmekle birlikte okurlara öz türkçe maniler de paylaşılmış. ayrıca, ''on altıncı asırdayız. osmanlı padişahları ecnebi kanile bulaşa bulaşa türklükten çıkmışlardır, türkleri hakir görmeye başlamışlardır'' sözlerinin ardından ''fakat artık bu bilmiştir, saray yıkıldığı gibi saray lisanı da yıkılacaktır!'' vurgusu yapılmış. yani türk dil kurumunun da desteğiyle öz türkçeyi ortaya çıkarıp yabancı dillerin etkisini en aza indirmek için büyük bir çaba gösterileceği ve bunun gerekliliğinden, saray lisanı olan arapçanın artık kullanılmayacağından bahsedilmiş. bunun başarılacağına dair büyük bir inanç hâkimmiş o dönemlerde.
10 ağustos 1934 türkdili gazetesi'ni incelediğimde ise ''mütehassıs, tetkikat, tesviye'' gibi kökeni arapçaya dayanan kelimeler radarıma takıldı. cümlelerin asla anlaşılmayacak bir şekilde yazıldığını düşünmüyorum. dilde tam anlamıyla sadeliğe ulaşılamasa da bir anda dile yerleşmiş şeyleri kaldırmak zordur, yani dilde sadeleşme çabası görülüyor fakat tam anlamıyla başarılı olunduğunu söylemek güç.
not: gazeteleri incelerken bu siteden yararlandım. tanımım ve incelemem ise tamamen bana aittir.
devamını gör...
şeyma subaşı
değerli dostum salvadore şeyma subaşı hayranı. rol modeli olarak gördüğü şeyma aramızda hep tartışma konusu haline geliyordu. cehaletim nedenli onu zengin bir adamla evlenmek dışında hiçbir özelliği olmayan biri zannediyordum. salvadore ise araştırmam ve bu kadar ön yargılı olmamam konusunda yogun baskıya sebep oluyordu. bir gün araştırdım. ufkum sahiden genişledi. tüm kitaplarını okudum. 56 olan ayküm 92 şu an. ınanılmaz bir kadın. değerli dostuma böyle bir zeka ile beni tanıştırdığı için çok teşekkür ederim. hayatıma sağladığı tek iyi detay şeyma subaşı. sizi de şeyma subaşı hakkında yaptığım araştırma ile baş başa bırakıyorum. herkesin gözlerinden hasretle öbüyorum. hepinizi çok özledim, biliyorsunuz biz bir aileyiz.
kimdir şeyma subaşı?
türk yazar, ademisyen, tarihçi, aktivist, şair.
eserleri
karanlık enerji üzerine seviyeli sohbetler- 2013
bir pizza değilsen o zaman lahmacunsun - 2013
cevâb veremedi- bilimsel sorular - 2014
agar agar ile değişime uğratılmış albino tavus kuşlarının ezidiler üzerinde yaratılan katliamın toplumsal sessizliğine bir yakarışı -2015
atom bombası ve hidrolik asit ile maske yapımı - 2016
toplumun diğer yüzü ile yüzünüzü ışıldatın - 2017
sadece şeyma- 2019
arap çölünden günümüze uzanan şiirlerim -2020
ödülleri
karanlık enerji üzerine seviyeli sohbetler (walter scott historical novel prize aday listesi - 2014)
karanlık enerji üzerine seviyeli sohbetler ( rsl ondaatje prize adayı -2014)
ted global konuşmacısı
bir pizza değilsen o zaman lahmacunsun ( ımpac dublin literary award aday listesi -2015)
cevâb veremedi- bilimsel sorular (tübitak nobel ödülleri- 2017)
sadece şeyma (türkiye yazarlar birliği ödülü - 2020)
sadece şeyma ( nobel edebiyat ödülü - 2020)
norman mailer yaşam boyu başarı ödülü - 2020)
nişantaşı üniversite konuşmacı ödülü ( 2020 )
yaşam öyküsü
şeyma subaşı yazarlığa 2013 yılında başladı. yazarlık ile birlikte toplum yararına çalışmalarda bulundu. otizmli gençleri iş yaşamına kazandırmak ve sosyal ilişkileri düzenlemek üzerine ankara ve istanbul büyükşehir belediyesine sunmuş olduğu projelerin onaylanması sonrası, ilgili projeye 24 şirket destek vermiş, 14 belediye projeye uygun çalışma ortamı sağlamıştır.
2014 yılında servis ve havuz ölümlerinde çocuk ölümlerini engelleyen cihazları çocuk okul servisleri, çocuk havuzları ve otellerde bulunması zorunlu hale getirilmiştir.
2015 yılında polen alerjisini engellemek üzerine geliştirdiği pratik cihaz park ve bahçelerde kullanılmaya başlanmıştır.
2016 yılında ezidilere destek olmak için yapmış olduğu çalışmalar nedenli ezidilerin sesi olmuş, ışid'i bitirmiştir.
2017 yılında ünlü sunucu acun ılıcalı ile yaptığı evlilik nedenli tüm başarıları yok sayılmış, türkiye'de eril şiddetinin ve ataerkil yapının geldiği noktayı eleştirmek için feminist harekatı başlatmış ve 2018 yılında protesto amaçlı boşanmıştır.
2018 yılında kadına şiddet ve kadın cinayetleri konusunda aile ve şehircilik ve bu gibi bakanlıkların önünde protesto gösterileri düzenlemiş, 12 şehirde kadın sığınma evi açılmasına önayak olmuş, toplumun diğer yüzü ile yüzünüzü ışıldatın kitabının tüm gelirlerini şiddet mağduru kadınlar derneğine bağışlamıştır.
en bilinen şiiri
bir acundur uçsuz bucaksız gözlerinin karanlığının tam ucunda sallanır boynum
nefessiz kalmışlığım nicedir ağzımın içinde bir yerlerde kalmıştır soluğum, dur, itekleme
ölümüm dizleri üzerinde yürüyen bir kölenin dilinin ucundan akıyor diye ayıp olur onu cezalandırmak
boğazımı sıkan ellerin kim bilir kaç kez sebep oldu içinde ölüm olmayan cinayetlere
senin parmaklarındır ibadeti büyüktür sevabı bu yüzdendir adın duamdır
ben kabataş gelini değilim dizlerim üzerindeyken deri eldivenli onca adama ellerimi bağlatamam
kaynakça
türkiye'nin en güvenilir ünlüleri listesi: ilk sırada şeyma subaşı var. (www.minippipili.com.tr adresinden arşivlendi)
nobel prize for hero of liberal turkey stokes fears of nationalist backlash kaynağından arşivlendi.
şubaşı'ndan tarihi konuşma, kadın hakları ve bebeksi olma üzerine röportaj (www.hürriyet.com.tr)
sadece şeyma (2019)
ılber ortaylı- şeyma şubaşı'ndan öğrendiklerimiz kitabı (2020)
celâl şengör - nobel'de türk bilim kadını işte şeyma kitabı (2021)
arap çölünden günümüze uzanan şiirlerim (2020 , sayfa 69)
hani herkes soruyor ya vasfı nedir de bu kadar konuşuluyor, neden gündem diye. buyrun başarıları. hadi bakalım..
kimdir şeyma subaşı?
türk yazar, ademisyen, tarihçi, aktivist, şair.
eserleri
karanlık enerji üzerine seviyeli sohbetler- 2013
bir pizza değilsen o zaman lahmacunsun - 2013
cevâb veremedi- bilimsel sorular - 2014
agar agar ile değişime uğratılmış albino tavus kuşlarının ezidiler üzerinde yaratılan katliamın toplumsal sessizliğine bir yakarışı -2015
atom bombası ve hidrolik asit ile maske yapımı - 2016
toplumun diğer yüzü ile yüzünüzü ışıldatın - 2017
sadece şeyma- 2019
arap çölünden günümüze uzanan şiirlerim -2020
ödülleri
karanlık enerji üzerine seviyeli sohbetler (walter scott historical novel prize aday listesi - 2014)
karanlık enerji üzerine seviyeli sohbetler ( rsl ondaatje prize adayı -2014)
ted global konuşmacısı
bir pizza değilsen o zaman lahmacunsun ( ımpac dublin literary award aday listesi -2015)
cevâb veremedi- bilimsel sorular (tübitak nobel ödülleri- 2017)
sadece şeyma (türkiye yazarlar birliği ödülü - 2020)
sadece şeyma ( nobel edebiyat ödülü - 2020)
norman mailer yaşam boyu başarı ödülü - 2020)
nişantaşı üniversite konuşmacı ödülü ( 2020 )
yaşam öyküsü
şeyma subaşı yazarlığa 2013 yılında başladı. yazarlık ile birlikte toplum yararına çalışmalarda bulundu. otizmli gençleri iş yaşamına kazandırmak ve sosyal ilişkileri düzenlemek üzerine ankara ve istanbul büyükşehir belediyesine sunmuş olduğu projelerin onaylanması sonrası, ilgili projeye 24 şirket destek vermiş, 14 belediye projeye uygun çalışma ortamı sağlamıştır.
2014 yılında servis ve havuz ölümlerinde çocuk ölümlerini engelleyen cihazları çocuk okul servisleri, çocuk havuzları ve otellerde bulunması zorunlu hale getirilmiştir.
2015 yılında polen alerjisini engellemek üzerine geliştirdiği pratik cihaz park ve bahçelerde kullanılmaya başlanmıştır.
2016 yılında ezidilere destek olmak için yapmış olduğu çalışmalar nedenli ezidilerin sesi olmuş, ışid'i bitirmiştir.
2017 yılında ünlü sunucu acun ılıcalı ile yaptığı evlilik nedenli tüm başarıları yok sayılmış, türkiye'de eril şiddetinin ve ataerkil yapının geldiği noktayı eleştirmek için feminist harekatı başlatmış ve 2018 yılında protesto amaçlı boşanmıştır.
2018 yılında kadına şiddet ve kadın cinayetleri konusunda aile ve şehircilik ve bu gibi bakanlıkların önünde protesto gösterileri düzenlemiş, 12 şehirde kadın sığınma evi açılmasına önayak olmuş, toplumun diğer yüzü ile yüzünüzü ışıldatın kitabının tüm gelirlerini şiddet mağduru kadınlar derneğine bağışlamıştır.
en bilinen şiiri
bir acundur uçsuz bucaksız gözlerinin karanlığının tam ucunda sallanır boynum
nefessiz kalmışlığım nicedir ağzımın içinde bir yerlerde kalmıştır soluğum, dur, itekleme
ölümüm dizleri üzerinde yürüyen bir kölenin dilinin ucundan akıyor diye ayıp olur onu cezalandırmak
boğazımı sıkan ellerin kim bilir kaç kez sebep oldu içinde ölüm olmayan cinayetlere
senin parmaklarındır ibadeti büyüktür sevabı bu yüzdendir adın duamdır
ben kabataş gelini değilim dizlerim üzerindeyken deri eldivenli onca adama ellerimi bağlatamam
kaynakça
türkiye'nin en güvenilir ünlüleri listesi: ilk sırada şeyma subaşı var. (www.minippipili.com.tr adresinden arşivlendi)
nobel prize for hero of liberal turkey stokes fears of nationalist backlash kaynağından arşivlendi.
şubaşı'ndan tarihi konuşma, kadın hakları ve bebeksi olma üzerine röportaj (www.hürriyet.com.tr)
sadece şeyma (2019)
ılber ortaylı- şeyma şubaşı'ndan öğrendiklerimiz kitabı (2020)
celâl şengör - nobel'de türk bilim kadını işte şeyma kitabı (2021)
arap çölünden günümüze uzanan şiirlerim (2020 , sayfa 69)
hani herkes soruyor ya vasfı nedir de bu kadar konuşuluyor, neden gündem diye. buyrun başarıları. hadi bakalım..
devamını gör...
ajan portakal
sözlüğümüzün renginde olan ajandır, şaka şaka.
orjinal adı ile agent orange, abd'nin vietnam savaşı sırasında vietnam'da viet congluların gizleyebileceği orman alanlarını yok etmek, aynı zamanda gıda kaynağı olabilecek bitkileride öldürmek için hazırdıkları 1962'den 1971'e kadar vietnam'da alçaktan uçurulan uçaklarla havadan püskürttükleri bitki öldürücü ilaçtır. adını saklandığı varillerin üzerinde olan portakal rengi şeritlerden alır. ayrıca beyaz, mor, mavi, pembe ve yeşil ajanlarda savaş sırasında püskürtülmüştür, ancak en meşhuru ajan portakaldır.
karışımında bulunan dioxin denen madde nedeniyle daha sonra vietnamlılarda hamilelerde çok yüksek oranda düşük, cilt hastalıkları, kanser, doğan bebeklerde anormalliklere sebep olmuştur. topraktaki ve sudaki etkisi onlarca yıl daha geçmeyecektir. ikinci dünya savaşında iki atom bombası atan ve dünyada bu konuda tek olan abd, vietnam savaşındaki utançlarından birisine daha bu şekilde imza atmayı başarmıştır.
vietnam savaşında çarpışan abd, avustralya ve yeni zelanda askerlerinin savaş sonrası yaşadıları kanser vakalarında da bir numaralı suçludur. vietnam gazileri daha sonra abd hükümetine bunun için dava açmış ve tazminat kazanmışlardır.
konu ile ilgili kısa sayılabilecek belgesel:
orjinal adı ile agent orange, abd'nin vietnam savaşı sırasında vietnam'da viet congluların gizleyebileceği orman alanlarını yok etmek, aynı zamanda gıda kaynağı olabilecek bitkileride öldürmek için hazırdıkları 1962'den 1971'e kadar vietnam'da alçaktan uçurulan uçaklarla havadan püskürttükleri bitki öldürücü ilaçtır. adını saklandığı varillerin üzerinde olan portakal rengi şeritlerden alır. ayrıca beyaz, mor, mavi, pembe ve yeşil ajanlarda savaş sırasında püskürtülmüştür, ancak en meşhuru ajan portakaldır.
karışımında bulunan dioxin denen madde nedeniyle daha sonra vietnamlılarda hamilelerde çok yüksek oranda düşük, cilt hastalıkları, kanser, doğan bebeklerde anormalliklere sebep olmuştur. topraktaki ve sudaki etkisi onlarca yıl daha geçmeyecektir. ikinci dünya savaşında iki atom bombası atan ve dünyada bu konuda tek olan abd, vietnam savaşındaki utançlarından birisine daha bu şekilde imza atmayı başarmıştır.
vietnam savaşında çarpışan abd, avustralya ve yeni zelanda askerlerinin savaş sonrası yaşadıları kanser vakalarında da bir numaralı suçludur. vietnam gazileri daha sonra abd hükümetine bunun için dava açmış ve tazminat kazanmışlardır.
konu ile ilgili kısa sayılabilecek belgesel:
devamını gör...
evrendeki en ağır şey
(bkz: sorumluluklarım)
devamını gör...
yeni başlayanlar için normal sözlük
sevdiğiniz entryleri beğenmekten çekinmeyin, trollük yapmayın ve lütfen insanlara saygı duyun canım arkadaşlarım. hepiniz hoş geldiniz. <3
devamını gör...
sözlüğün bugün bize öğrettiği şeyler
eşine sevgilim diyen insanın garipsendiğini öğrendim...
devamını gör...
çağımızın hastalığı
kibir, bencillik, belirsizlik, işsizlik ve covid-19.
devamını gör...
babadan öğrenilen kıymetli şeyler
sorgulamayı öğretti. herhangi bir konuda konuşmadan önce konuyu tüm yönleriyle ele almam gerektiğini öğretti.
aile yahut çocuk sahibi olucaksan bunun mesuliyet gerektirdiğini öğretti. çocukla çocuk olmayı, en yakın arkadası olmayı, onu dinlemeyi öğretti bana babam.
insan olmayı öğretti. bu hayatta bir şeyler yapmak için birilerine ihtiyaç duymamayı, kendi kendime mutlu olabileceğimi öğretti. bir şeyler yapmak için birilerine muhtaç olmamayı.
doğaya ait olduğumu öğretti. ona ne kadar benzediğimi gösterdi bir gün bastığım toprak olucağımı hatırlatır bana sürekli.
öğrenmeyi öğretti bana babam. bunun okuldan bağımsız olduğunu insanı ancak kendi istediği zaman kendi kendini geliştirebilceğini gösterdi.
teşekkür ederim baba. en yakın arkadaşım olduğun için teşekkür ederim, bana hayatı tanıttığın elimden tuttuğun için. sağ ol
aile yahut çocuk sahibi olucaksan bunun mesuliyet gerektirdiğini öğretti. çocukla çocuk olmayı, en yakın arkadası olmayı, onu dinlemeyi öğretti bana babam.
insan olmayı öğretti. bu hayatta bir şeyler yapmak için birilerine ihtiyaç duymamayı, kendi kendime mutlu olabileceğimi öğretti. bir şeyler yapmak için birilerine muhtaç olmamayı.
doğaya ait olduğumu öğretti. ona ne kadar benzediğimi gösterdi bir gün bastığım toprak olucağımı hatırlatır bana sürekli.
öğrenmeyi öğretti bana babam. bunun okuldan bağımsız olduğunu insanı ancak kendi istediği zaman kendi kendini geliştirebilceğini gösterdi.
teşekkür ederim baba. en yakın arkadaşım olduğun için teşekkür ederim, bana hayatı tanıttığın elimden tuttuğun için. sağ ol
devamını gör...
soundtrack
türkçemizde tam karşılığı olmadığı için türkçeye film müziği olarak çevrilen kelimedir. aslında bir filmdeki müzikler ve tüm efekt sesleri soundtrack olarak sayılmaktadır. tiyatro, opera ve müzikallerdeki soundtracklar için bu anlamın yetersiz kalmasından mütevellit eserin müzikleri olarak da kullanılmaktadır.
devamını gör...
şirine
az evvel fark ettiğim, profilimin yanında beliren ifade.
şirinler köyünün şirin, pıtırcık sakini. benle alakası... neyse ben şiyin babaya gidiyorum.
şiyin baba bu nasıl olur?
şirinler köyünün şirin, pıtırcık sakini. benle alakası... neyse ben şiyin babaya gidiyorum.
şiyin baba bu nasıl olur?
devamını gör...