yazarların 2023 cumhurbaşkanı adayı
40 yaşımı geçtim, üniversite mezunuyum, bence ben olabilirim.
devamını gör...
astigmat
tedavisinde silindirik mercek 'li gözlük kullanılır.
devamını gör...
yazarların başından geçen tebessüm ettiren olaylar
sınıfta uzun eşek oynarken pantolonumun dikişlerinin patlaması. daha da kötüsü terzi için izin almaya gittiğimde nöbetçi öğretmenin bakayım bi' deyip bakarken kahkaha atması.
devamını gör...
neden yapıldığı anlaşılamayan şeyler
neden tiwitch izliyorlar?otur kendin oyna be kardeşim niye e-dilencilere para yediriyosun?
devamını gör...
4 aşamalı yeniden kuruluş anayasası
kimden kurtaracak? bizden tabii ki. ülkenin aydınlık ve laik gençlerinden, sorgulayanlardan, hesap soranlardan kurtaracak. adına da cihat diyecek, kurtuluş savaşı diyecek, yeni anayasa diyecek, reform diyecek. kime nasıl yutturabilirse o yalanı söyleyecek zira biliyorsunuz siyasal islamcı olmak böyle riyakar olmayı gerektirir.
devamını gör...
kızların espri yapmayı becerememesi
katılmadığım başlıktır. en basit şekilde vereceğim örnek her gun sözlükte zibilyon tane yazardan komik ve sempatik olduğuma yönelik akın akın mesajlar alıyorum. özellikle bu gün mesaj kutum doldu doldu taştı. (bkz: 26 ocak 2021 kafa sözlüğün aşırı kasması).
devamını gör...
çaylak olduğu halde tanım girmek
tanım girmeden yazar nasıl olacak, sorusunu akıllara getiren başlık.
edit: başlık sahibi uçmuş gitmiş. halbuki daha karpuz kesecektik.
edit: başlık sahibi uçmuş gitmiş. halbuki daha karpuz kesecektik.
devamını gör...
yufka açamayacak kızlara filenin sultanları demek
devamını gör...
gri rengin tadı olsaydı nasıl olurdu sorunsalı
ağızda saçma bir tat bırakan çürük fındık.
devamını gör...
berat albayrak'ın sağlık sorunu
merak edilendir.
hayır nasıl bir sorunmuş ülke şaha kalkarken, gemini kaptansız bırakıyorsun?
tam şu köşeyi dönsek almanya bizi kıskanacak dönemecindeydik sayın bakanım.
hayır nasıl bir sorunmuş ülke şaha kalkarken, gemini kaptansız bırakıyorsun?
tam şu köşeyi dönsek almanya bizi kıskanacak dönemecindeydik sayın bakanım.
devamını gör...
yazarların bugün kendilerinde fark ettikleri şeyler
ne kadar harika ve mükemmel bir insan olduğumu farkettim. yani yüce mevlam melek yaratıcakmış derken beni yaratmış o derece. tüm gün oturup ne kadar harika bi insan olduğumu falan düşündüm. aynen böyle oldu.
devamını gör...
öpüşmeyi nerede ve nasıl öğrendiniz sorunsalı
ben birgün tuvalette böyle işim bitmiş anlamsızca otururken kendi omzumu öperek başladım.sonralari pazularımı küçük küçük öperek ilerlettim.ayna da kendi kendime pratik yapmam çok sonralarıdır. artık başka birine hazırdım.kendim öğrendim ben bak valla deliyim ben.
devamını gör...
her şeye anlam yükleyen insan
her şeyin anlamsızlığı fikriyle henüz tanışmamış insandır.
devamını gör...
evdekilere küsüp kızınca yapılanlar
ben direk iletişimi kesiyorum.
hiç bir şekilde konuşmuyorum yemeklerimide ayrı yiyorum zaten.genelde onlardan sonra.evde her ihtiyacımı kendim karşılarım.çayıma kadar kendim demlerim.yemeğimi kendim ısıtır, yerim.
aslında herkesi yok sayıp, tek yaşıyormuş gibi bir tavır sergilerim.
bu benim karakterimle alakalı biraz.ben asi ve özgürlüğüne düşkün biriyim.saygısızlığı kabul etmiyorum ailemde olsa.
ebeveynler cocuklarına istedikleri tavrı sergilemekte özgür değildir.her cocukta bir bireydir.onların doğumunu sağlamış olmak, üstün ve sınırsız bir hak tanımıyor bana sorarsanız.
herkesin çizgileri ayrıdır, herkes birbirine saygı duyabildiği sürece aile , aile olabilir.limitler geçilmediği sürece saygı ve sevgi baki olur.
yok ben seni yöneteyim, her şeyin en iyisini ben bilirim, senin yaşın kadar benim deneyimim var vb cümleleri kendi adıma çok saçma bulurum.
baba’da olsan anne’de sende insansın.senin mutlak doğruya her konuda erişmiş olma şansın bana sorarsan sıfır. eğer mutlak doğruya erişebilecek kadar limitsiz olsaydık, doğru ve yanlışlar olmazdı.
doğrular ve yanlışlar kişiseldir ve kimse diğerine kendi doğrusunu dayatamaz.
bu yüzden saygı önemli.
saygı full , destek full , sevgi full olmalı.
hiç bir şekilde konuşmuyorum yemeklerimide ayrı yiyorum zaten.genelde onlardan sonra.evde her ihtiyacımı kendim karşılarım.çayıma kadar kendim demlerim.yemeğimi kendim ısıtır, yerim.
aslında herkesi yok sayıp, tek yaşıyormuş gibi bir tavır sergilerim.
bu benim karakterimle alakalı biraz.ben asi ve özgürlüğüne düşkün biriyim.saygısızlığı kabul etmiyorum ailemde olsa.
ebeveynler cocuklarına istedikleri tavrı sergilemekte özgür değildir.her cocukta bir bireydir.onların doğumunu sağlamış olmak, üstün ve sınırsız bir hak tanımıyor bana sorarsanız.
herkesin çizgileri ayrıdır, herkes birbirine saygı duyabildiği sürece aile , aile olabilir.limitler geçilmediği sürece saygı ve sevgi baki olur.
yok ben seni yöneteyim, her şeyin en iyisini ben bilirim, senin yaşın kadar benim deneyimim var vb cümleleri kendi adıma çok saçma bulurum.
baba’da olsan anne’de sende insansın.senin mutlak doğruya her konuda erişmiş olma şansın bana sorarsan sıfır. eğer mutlak doğruya erişebilecek kadar limitsiz olsaydık, doğru ve yanlışlar olmazdı.
doğrular ve yanlışlar kişiseldir ve kimse diğerine kendi doğrusunu dayatamaz.
bu yüzden saygı önemli.
saygı full , destek full , sevgi full olmalı.
devamını gör...
dark
devamını gör...
8 mart dünya emekçi kadınlar günü
keşke kadınlar günü olarak kutladığımız günün altında bile ölen onlarca kadının kanı olmasa. keşke biz eşitsizlikten, haksızlıktan, şiddetten, ölümden doğan böyle bir günü kutlamak zorunda olmasak. keşke her şey olması gerektiği gibi eşit ve adil olsa... her birimiz dünyanın neresinde olursak olalım benzer korkuları yaşıyoruz. benzer acılara maruz bırakılıyoruz. hiçbirimizin evimizin kapısında firari bir psikopat tarafından bıçaklanarak öldürülmeyeceğimizin garantisi yok. hiçbirimizin minibüsle okuldan dönerken tecavüze uğrayıp yakılarak katledilmeyeceğimizin, erkek arkadaşımız tarafından uzuvlarımızın kesilip çöp konteyneri içinde bulunmayacağının, patronumuz tarafından aşağı atılıp intihar süsü verilmeyeceğinin, çocuğumuzun gözü önünde eşimiz tarafından boğazımızın kesilmeyeceğinin garantisi yok. ne yazık ki yok. artık ölmeyelim, şiddet görmeyelim, faillerimiz ceza alsın, birimiz güvende değilsek hiçbirimiz değiliz dediğimiz bı günde bile, sadece yürümek istediğimiz, sesimizi duyurmak istediğimiz bu günde bile bizi en çok koruması gereken polisler tarafından bile şiddet görüyoruz biz... hepinizin acısını biliyorum, bu ülkede bir kadın olarak en derin şekilde yaşıyorum. her birinizin yaralarından tek tek öperim. siz hep iyi ki varsınız.
devamını gör...
müslümanların kendinden olmayan herkese düşman olması
kimse demesin islam barış dinidir diye. hiçte barış dini değil. kendilerinden olmayan herkese düşmanca, kinle ve nefretle yaklaşıyorlar. burada yüzlerce, binlerce kez şahit olduk ve oluyoruz. kendi gözlerimizle görüyoruz barış dini olmadığını, kimse kendini kandırmasın.
devamını gör...
seyfe gölü
devamını gör...
termodinamik
makine mühendisliği bölümünün en belalı iki dersinden biridir.diğeri için (bkz: akışkanlar mekaniği)
dört tane yasası vardır.sıfırıncı yasa hikayesi nedeniyle ilginçtir.
termodinamiğin sıfırıncı yasası
bilindiği gibi sayma sayıları birden başlamaktadır. buna rağmen, termodinamik yasalarının birden değil de sıfırdan başlamasının sebebi, bu yasanın birinci ve ikinci kanunlarının ortaya konmasından yarım yüzyılı aşkın bir süre sonra anlaşılabilmesidir.
bu kanun ilk olarak 1931 yılında r. h. fowler tarafından ortaya konmuştur.
bilindiği gibi, yüksek ısılı yerden düşük ısılı yere doğru daima bir geçiş söz konusudur. bu olgudan hareketle, termodinamiğin sıfırıncı yasası, “termal denge” kavramına dayanmaktadır ve şu temel yargı ile ifade edilmektedir:
“iki ayrı cisim bir üçüncü cisimle ısıl dengede ise birbirleriyle de ısıl dengededir.”
bu ifade, temas halinde olan cisimlerin ısı alış verişinde bulunduklarını ve belirli bir süre sonunda da termal dengeye gelerek aynı sıcaklıklara sahip olacaklarını söylemektedir.
termodinamiğin birinci yasası
yoktan enerji üretmek ya da var olan enerjiyi yok etmek için yapılan çalışmaların başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından birinci yasa ortaya çıkmıştır. yapılan deneyler sonucunda, kütle gibi enerjinin de korunduğu sonucuna ulaşılmıştır. termodinamiğin birinci yasası, şu temel yargı ile ifade edilmektedir:
“enerji var iken yok, yok iken de var edilemez, ancak bir halden diğer bir hale dönüştürülebilir.”
bu yargı ile enerjinin yaratılamayacağı ve yok edilemeyeceği bilinerek tüm fiziksel ve kimyasal olaylar için enerji denklikleri yazılır. eğer bir sistem ya da obje enerji kazanırsa bu enerji mutlaka dışardan bir yerden gelmek zorundadır.
giren enerjilerin toplamı=çıkan enerjilerin toplamı
enerji dönüşümü / enerji değişimi= giren enerjilerin toplamı – çıkan enerjilerin toplamı
işin ısıya dönüşümü benjamin thomson (1753-1814) ve james prescott joule (1818-1887) tarafından nicel olarak incelenmiştir. diğer enerji türlerinin tümüyle ısıya dönüştüğünü deneysel olarak gösteren joule, 1840 yılında 1 cal’lik ısının 4,184 j değerindeki işe eşit olduğunu bulmuştur.
birinci yasa içinde iç enerji (u) ve entalpi (h) hal fonksiyonları yer alır. bu değerler ile enerjinin niceliği ortaya koyulur. birinci yasa ile elde edilen verim değerleri ise sistemin termal verimi ifade etmektedir.
birinci kanunu matematiksel olarak kanıtlamak olanaksızdır fakat doğadaki hâl değişimlerinin tümünün birinci kanuna uyduğu bilinir. bu da yeterli bir kanıt olarak sayılabilir.
termodinamiğin ikinci yasası
birinci yasa, enerjinin miktarı ve korunumunu ortaya koyarken ikinci yasa, enerjinin işe dönüşebildiği kısmı yani kalitesini ele almaktadır.
termodinamiğin ikinci yasası, hal değişimlerin herhangi bir yönde değil, belirli bir yönde gerçekleşeceğini söyler. termodinamiğin birinci ve ikinci yasası’nı sağlamayan bir hal değişimi gerçekleşemez.
enerji, daima kendini yok etme eğilimindedir. yani, yüksek potansiyellere ulaşan enerji, kendini daha düşük yoğunluğa sahip başka bir enerji formuna dönüştürme eğilimindedir.
termodinamiğin ikinci yasası, gerçekleşen olayların entropiyi artıracak yönde (enerji miktarının azalması yönünde) gerçekleştiğini ifade etmektedir. doğadaki bütün olaylar ikinci yasaya nedeniyle gerçekleşir.
termodinamiğin ikinci yasası şu temel yargıyı ortaya koymaktadır:
“enerjinin tamamı faydalı işe çevrilemez, bir kısmı sistemin içsel bütünlüğünü korumak için kullanılır.”
ikinci yasaya göre, herhangi bir süreçte bir sistem ve çevresindeki entropi değişimi ya “sıfır” yada “pozitiftir”. yani evrenin entropisi sürekli artma eğilimindedir. bu durumda, ikinci yasaya göre evrendeki hem enerji hem de madde zaman ilerledikçe daha az faydalı iş yapabilir hale gelmektedir.
bir sistemin enerjisi ne kadar fazla ise o kadar fazla iş yapılabilir. bununla birlikte, bir sistemin sahip olduğu enerjinin tümü iş yapmada kullanılamaz; bir kısım enerji sistemin içsel bütünlüğünün korunması için saklanır. bu durumda iş yapabilmede kullanılan enerji genellikle serbest enerji olarak adlandırılır. serbest enerji, bazen ekserji (exergy) olarak da adlandırılır.
termodinamiğin üçüncü yasası
termodinamiğin üçüncü kanunu, mutlak sıfır sıcaklığındaki maddelerin entropisi ile ilgilidir ve esas olarak mükemmel bir kristal maddenin mutlak sıfır sıcaklığındaki (-273c°) entropisinin sıfır olduğunu ifade eder. bu kanunla entropi için başlangıç değer şartları belirlenir.
mutlak sıfır, bir cismin keyfi olarak yakınlaşabileceği, ancak asla erişemeyeceği bir sıcaklıktır. laboratuarda 2.0 x 10-8 k kadar düşük sıcaklıklar elde edildi, ancak mutlak sıfıra ulaşılamadı.
termodinamiğin üçüncü yasası şu temel yargıyı ifade etmektedir:
“bir nesnenin sıcaklığını sonlu sayıda aşamada mutlak sıfıra indirmek olanaksızdır.”
kaynak:
www.enerjiportali.com/termo...
dört tane yasası vardır.sıfırıncı yasa hikayesi nedeniyle ilginçtir.
termodinamiğin sıfırıncı yasası
bilindiği gibi sayma sayıları birden başlamaktadır. buna rağmen, termodinamik yasalarının birden değil de sıfırdan başlamasının sebebi, bu yasanın birinci ve ikinci kanunlarının ortaya konmasından yarım yüzyılı aşkın bir süre sonra anlaşılabilmesidir.
bu kanun ilk olarak 1931 yılında r. h. fowler tarafından ortaya konmuştur.
bilindiği gibi, yüksek ısılı yerden düşük ısılı yere doğru daima bir geçiş söz konusudur. bu olgudan hareketle, termodinamiğin sıfırıncı yasası, “termal denge” kavramına dayanmaktadır ve şu temel yargı ile ifade edilmektedir:
“iki ayrı cisim bir üçüncü cisimle ısıl dengede ise birbirleriyle de ısıl dengededir.”
bu ifade, temas halinde olan cisimlerin ısı alış verişinde bulunduklarını ve belirli bir süre sonunda da termal dengeye gelerek aynı sıcaklıklara sahip olacaklarını söylemektedir.
termodinamiğin birinci yasası
yoktan enerji üretmek ya da var olan enerjiyi yok etmek için yapılan çalışmaların başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından birinci yasa ortaya çıkmıştır. yapılan deneyler sonucunda, kütle gibi enerjinin de korunduğu sonucuna ulaşılmıştır. termodinamiğin birinci yasası, şu temel yargı ile ifade edilmektedir:
“enerji var iken yok, yok iken de var edilemez, ancak bir halden diğer bir hale dönüştürülebilir.”
bu yargı ile enerjinin yaratılamayacağı ve yok edilemeyeceği bilinerek tüm fiziksel ve kimyasal olaylar için enerji denklikleri yazılır. eğer bir sistem ya da obje enerji kazanırsa bu enerji mutlaka dışardan bir yerden gelmek zorundadır.
giren enerjilerin toplamı=çıkan enerjilerin toplamı
enerji dönüşümü / enerji değişimi= giren enerjilerin toplamı – çıkan enerjilerin toplamı
işin ısıya dönüşümü benjamin thomson (1753-1814) ve james prescott joule (1818-1887) tarafından nicel olarak incelenmiştir. diğer enerji türlerinin tümüyle ısıya dönüştüğünü deneysel olarak gösteren joule, 1840 yılında 1 cal’lik ısının 4,184 j değerindeki işe eşit olduğunu bulmuştur.
birinci yasa içinde iç enerji (u) ve entalpi (h) hal fonksiyonları yer alır. bu değerler ile enerjinin niceliği ortaya koyulur. birinci yasa ile elde edilen verim değerleri ise sistemin termal verimi ifade etmektedir.
birinci kanunu matematiksel olarak kanıtlamak olanaksızdır fakat doğadaki hâl değişimlerinin tümünün birinci kanuna uyduğu bilinir. bu da yeterli bir kanıt olarak sayılabilir.
termodinamiğin ikinci yasası
birinci yasa, enerjinin miktarı ve korunumunu ortaya koyarken ikinci yasa, enerjinin işe dönüşebildiği kısmı yani kalitesini ele almaktadır.
termodinamiğin ikinci yasası, hal değişimlerin herhangi bir yönde değil, belirli bir yönde gerçekleşeceğini söyler. termodinamiğin birinci ve ikinci yasası’nı sağlamayan bir hal değişimi gerçekleşemez.
enerji, daima kendini yok etme eğilimindedir. yani, yüksek potansiyellere ulaşan enerji, kendini daha düşük yoğunluğa sahip başka bir enerji formuna dönüştürme eğilimindedir.
termodinamiğin ikinci yasası, gerçekleşen olayların entropiyi artıracak yönde (enerji miktarının azalması yönünde) gerçekleştiğini ifade etmektedir. doğadaki bütün olaylar ikinci yasaya nedeniyle gerçekleşir.
termodinamiğin ikinci yasası şu temel yargıyı ortaya koymaktadır:
“enerjinin tamamı faydalı işe çevrilemez, bir kısmı sistemin içsel bütünlüğünü korumak için kullanılır.”
ikinci yasaya göre, herhangi bir süreçte bir sistem ve çevresindeki entropi değişimi ya “sıfır” yada “pozitiftir”. yani evrenin entropisi sürekli artma eğilimindedir. bu durumda, ikinci yasaya göre evrendeki hem enerji hem de madde zaman ilerledikçe daha az faydalı iş yapabilir hale gelmektedir.
bir sistemin enerjisi ne kadar fazla ise o kadar fazla iş yapılabilir. bununla birlikte, bir sistemin sahip olduğu enerjinin tümü iş yapmada kullanılamaz; bir kısım enerji sistemin içsel bütünlüğünün korunması için saklanır. bu durumda iş yapabilmede kullanılan enerji genellikle serbest enerji olarak adlandırılır. serbest enerji, bazen ekserji (exergy) olarak da adlandırılır.
termodinamiğin üçüncü yasası
termodinamiğin üçüncü kanunu, mutlak sıfır sıcaklığındaki maddelerin entropisi ile ilgilidir ve esas olarak mükemmel bir kristal maddenin mutlak sıfır sıcaklığındaki (-273c°) entropisinin sıfır olduğunu ifade eder. bu kanunla entropi için başlangıç değer şartları belirlenir.
mutlak sıfır, bir cismin keyfi olarak yakınlaşabileceği, ancak asla erişemeyeceği bir sıcaklıktır. laboratuarda 2.0 x 10-8 k kadar düşük sıcaklıklar elde edildi, ancak mutlak sıfıra ulaşılamadı.
termodinamiğin üçüncü yasası şu temel yargıyı ifade etmektedir:
“bir nesnenin sıcaklığını sonlu sayıda aşamada mutlak sıfıra indirmek olanaksızdır.”
kaynak:
www.enerjiportali.com/termo...
devamını gör...

