kağıt üretmiş olmuyoruz. üretilmiş kağıdı, boş boş makineden geçirerek, ısıtmış oluyoruz. bazen ironi, ilgi çekme vs. şeklinde yazılmış şeylere cevap verme huyumun önüne geçemiyorum. bu konuda kendimi törpülemem gerekiyor.
devamını gör...

tanzimat dönemi yazarlarından samipaşazade sezai'nin batılı anlamda ilk hikaye denemesi olan küçük şeyler kitabında yer alan ve herkesin ölmeden önce okuması gereken trajikomedinin çok iyi işlendiği kısa öykülerden birisidir.

özet geçmek gerekirse:
hiçbir kimsesi olmayan 33 yaşındaki şişman ve biraz çirkin paskal yaşlı bir rum kadının evinde kiracı olarak kalmaktadır. paskal hayatını sahnelerde çok başarılı olduğu pandomim sanatını icra etmesiyle idame ettirir. bir gün paskal yine sahnedeyken eftalya adlı bir genç kız paskal'a çiçek atar ve paskal bu çiçeği saklar, eftalya'ya aşık olur. paskal eftalya'ya olan aşkını uzun süreler boyunca içinde tutar. bir süre sonra eftalya'nın paskal'ın sahnelerine gelmemeye başlaması paskal'ın meraktan çıldırmasına neden olur. paskal eftalya'ya olan aşkını içinde gittikçe büyütmeye başlar ve bir gün eftalya paskal'ın sahnesine geldiğinde paskal şok olur. paskal gözlerine inanamaz, eftalya bir başkasıyla evlenmiştir.. paskal bunu kaldıramaz o gün sahne çıkışı evde sabaha kadar acıdan kıvranır ve sabah ise kendisini asar. asılı trajikomik olan şey ise mahalleli odasının kapısını kırıp içeri girdiğinde önce paskal’ın dilini çıkarıp komiklik yaptığını sanıp gülmesi. oysa paskal gerçekten ölmüştür. yaşamında insanları güldürmeyi başaran bu adam ölümüyle de insanları güldürmüştür..

tamamını okumak isteyenler için:**

haseki taraflarında bir çıkmaz sokağın içinde yalnız duran üç odalı bir ev, bir mezar gibi, sonsuz bir sessizlikle doluydu. bir eskimişlik ve unutulmuşluk içerisinde terk edilmiş halde bulunuyordu. çatısından kopan bir tahta, damından uçan bir kiremit, duvarlarından yuvarlanan bir taş senelerce düştüğü yerde kalırdı. ara sıra çirkin, ihtiyar bir rum karısı -cadılara mahsus dehşet ve sükunetle- dışarı çıkarak evinde ihtiyaç duyduğu malzemeleri satın alır ve alelacele eve girip kaybolurdu. evin küçük bahçesinde duvara yakın bir büyük ağaç, temmuzun o ateşli güneşi istanbul’un bu taraflarını takatsiz bir hararet içinde bıraktığı zaman yapraklarının arasına gizlenmiş serin bir rüzgar yaymaya başlayarak o evin, o mahallenin bir büyük yeşil yelpazesi gibi havayı tazeler ve ona bir ferahlık kazandırırdı...
yazın bir cuma günü, öğleüzeri, bu evden, koltuğunda bohçasıyla çıkan bir adam, kapısını itina ve dikkatle kapadıktan sonra yoluna devam etmeye başladı. arkadan bakılınca omuzlarıyla belinin genişliği aynı bulunacak kadar şişman olan otuz üç yaşındaki bu adamın enli, fakat pek kısa bacakları üzerindeki yükü istediği tarafa götürmek de zorluk çektiği görülüyordu... bu uzak mahallelerin tenha sokaklarında düşünceli, mahzun bir şekilde yoluna devam eden bu adam, halkı güldürmek için gidiyordu... ince tahtalarla inşa edilmiş ve yıkılmamak için etrafına destekler vurulmuş bir binanın önüne geldi. bu binanın kapısının üzerinde beyaz kağıda büyük siyah yazıyla şu levha asılmıştı:
“meşhur paskal’ın pandomiması. burada her cuma ve pazar günleri meşhur paskal çeşitli hünerler ve gülünç oyunlar icra eder. kıymetli müşterilerinin beğenisini kazanan paskal, her hafta yeni oyunlarını gösteri sahnesinde sergileyecektir!”
paskal, kendisiydi. tiyatrosunun kapısından girip bohçasını açarak, hiç değişmeyen oyununa mahsus şalvar biçiminde ki beyaz pantolonunu, başına sivri beyaz külahını giydikten ve bütün yüzünü unlara, kurbağa bakışlı siyah gözlerinin alt kısımlarını kırmızıya boyadıktan bir saat sonraydı ki -boş zihinlerle gailesiz gönüllerden çıkıp yükselen- kahkaha sedaları ve alkış sesleri arasında oyununu sergiliyordu.
oyunda bir kadına aşıkmış rolü yapan paskal’ın, ilan-ı muhabbet için dilini çıkarması ve onun sevgisini kazanmak için taklak atması oradaki halkı çok güldürüyordu. tiyatronun bezden tavanını başının üstünde tutan ortadaki hareketli direğe arkasını dayayarak, ağzındaki sigara ile oyunu seyreden bir seyirci:
‘paskal’ın dilini çıkarması yok mu? insan buna gülmekten bayılır!’ diyordu. zaten bunu orada küçük iskemlelerin üzerine oturanların ekserisi tasdik etmişti. oyuncuların yanındaki locada, o masum, o çocukça gülüşleri hayatın acılarına teselli olabilecek genç kızlardan biri, tam bir coşku ve sevinçle kanatlarını sallayarak uçuşan kuşlar gibi, o küçücük pembe dudaklarının üzerinde nurani bir tebessüm olduğu halde, ellerini birbirine çırparak paskal’ı alkışlıyordu. “eftalya” ismindeki, yirmi yaşında, bu genç kız ihtiyar validesiyle hemen her hafta bu locaya geliyordu. validesi: ‘kızım burada çok mu eğleniyorsun?’ diye sorduğu vakit; eftalya, paskal’ı ölen sevgili köpeğine benzettiğini ve bazen de onun hareketlerinin ve tavrının, bir kere görüp de pek hoşuna giden bir maymunu andırdığını söylerdi.
o gün ise beyaz ketenler, sihri tebessümler içinde bulunan bu genç kız, o gürültüler arasında, bir hayvan kadar sevimli bulduğu ve beğendiği oyuncuya, locadan çiçek atıyordu. attığı bu çiçekler, paskalın yüzüne göğsüne dokundukça eliyle kalbini tutarak en can alıcı yerinden vurulmuş yırtıcı bir hayvan gibi acı acı feryat ediyordu.
bir iki dakika sonra tiyatrosunun iç tarafındaki toprağın üzerine oturarak, hala güldürdüğü adamların kahkahaları devam ederken içini çeke çeke ağlıyordu. bu zavallı paskal, o güzel eftalya’yı seviyordu, bu kusurlu vücut, o kusursuz varlığa aşık olmuştu!
fakat gönlünün en gizli bir köşesinde gizlediği bu muhabbetini kimseye söylemeye, küçükten beri her derdini paylaştığı evdeki ihtiyar hizmetçisiyle bile hasbihal etmeye cesaret edemiyordu. ömründe hiçbir kadının beğenen bakışlarına, hiç kimsenin iltifatlı davranışlarına nail olamamıştı. kendisinden beklenen yalnız güldürmekti. bak, bu kırgın halinde, gözyaşları içinde bulunduğu şu kederli vaktinde bile herkes kahkahalarla ona gülüyordu.
akşamdan sonra oyun bittiğinde yine bohçasını koltuğuna alarak geldiği yoldan çekingen bir tavırla evine avdet ediyordu. odasının kapısını açarak, içinde kimse olmayan evinde, birisinin dolaşıp dolaşmadığını, penceresini kaldırıp, sokaktan kimsenin geçip geçmediğini anladıktan sonra güzel eftelya’sını düşünmeye başladı.
bugün oyunda kendisine niçin o kadar gülmüştü acaba? koynundaki çiçekleri çıkarıp incitmeden ve hürmetle öptükten sonra, odanın en yüksek yerine koydu. “bu çiçekler, ah bu çiçekler beni öldürecek.” diyordu.
kendisini bir kere kabul edecek olursa… bu odaları saksılarla donatacak, o güzel eftalya’sını şu köşeye oturtacak, ne kadar garip hikâyeler varsa anlatacak, bütün gece onu güldürecekti. gayet güzel bir rüyadan uyanır gibi başını kaldırdı. ah, pek de çirkindi, alemin maskarasıydı. ağlamaya başladı.
son gününde kötü bir haber getiren o ay ne kadar süratle gelip geçmişti. iki haftadan beri tiyatrosuna gelemeyen eftalya evleniyordu. zavallı paskal, bir cuma günü kocasıyla beraber gelen eftalya’yı güldürdükten sonra, yüreğini parçalayan üzüntüsünü fark ettirmemek için başını önüne eğerek evine gidip içine kapandığı odasının kapısını sürgüledi.
ertesi sabah öğleden sonra kapısını kıracak gibi vuran ihtiyar rum karısı hiçbir cevap alamayınca, tam bir korku ve telaş ile mahalleden topladığı adamlarla, kapısını kırıp odaya girdiler. odaya girer girmez herkes gülüşmeğe başladı. zira paskal asılmış bir adam taklidi yaparak o meşhur maharetiyle dilini çıkarmıştı.
hayatında herkesi güldürdüğü gibi, ölümünde de kimseyi ağlatamayan zavallı paskal’ın bu seferki hali taklit değil, ölüm gibi hakikatti.
devamını gör...

-ya ana avrat küfrediyorsa şarkıda
ben de onlara küfrediyorum o zaman
devamını gör...

üstte tutulması gereken rezalettir.

insanlar üçe ayrılır:

1- iğnenin ucu kendine battığında ses çıkaranlar
2- her türlü haksızlığa karşı gelip ses çıkaranlar
3- merve boluğur

evet arkadaşlar, bakın devlet esnafa 700 küsur lira hibe ediyor bir miktar olsun işlerini aksatmasın diye. bazı insanlar ücretli izne çıkıyor, kısa çalışma ödeneğinden yararlanıyor.

fakat kimsenin bremen mızıkacılarını düşündüğü var mı? yok.
bu arkadaşlar sokak müzisyenliği yaparak geçimini sağlıyor. o horoz eğer sokakta diğer hayvan arkadaşlarıyla birlikte bir şeyler icra edebilirse para kazanabilir. hakeza eşek, köpek ve kedi de öyle.

geçenlerde yılmaz özdil ile uzun uzun konuştum bu konu hakkında. gelecek hafta sözcü'de bu konu hakkında yazacakmış. ipin ucu kendinize geldiğinde konuşuyorsunuz, sonra da başkalarından destek bekliyorsunuz. bu dört hayvancağızın haklarını kimsenin konuştuğu yok. çok iki yüzlü insanlık...
devamını gör...

tam kapanma gibi olmadığından pek değişiklik yaratacağını düşünmediğim uzatmadır. evde durmuyorlar ki işe yarasın.

rekor kıran vaka ve vefat sayıları sonrasında kabine toplantısından 17 günlük bir tam kapanma kararı çıkmıştı. buna göre 29 nisan'da başlatılan süreç, 17 mayıs pazartesi günü saat 05.00'te sona erecek. bu dönemde birçok iş yeri faaliyetlerine ara verdi, muafiyeti olmayan vatandaşların sokağa çıkması kısıtlandı, şehirler arası seyahatler belirli koşullara bağlandı.

tüm bu önlemlerle birlikte tam kapanma sürecinin vaka sayılarını düşürmesi hedeflendi. herkes kısıtlamaların biteceği, hayatın normalleşeceği 17 mayıs gününü beklerken ortaya kimilerini üzecek bir iddia ortaya atıldı. resmi tatil olan 19 mayıs atatürk'ü anma, gençlik ve spor bayramı'nın çarşamba gününe denk gelmesi nedeniyle, tam kapanmanın bir hafta daha uzatılabileceği öne sürüldü.


buradan
devamını gör...

yüzüklerin efendisi kralın dönüşündeki bu sahne tabi ki.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

"anne olunca anlarsın."
devamını gör...

(bkz: hypatia) iskenderiye kütüphanesinde çok önemli eserleri olan yunan filozof .
o dönem hristiyan olan mısırda şeytan ilan edilmiş darp edilerek vahşice öldürülmüştür.
*eserleri de yağmalanmıştır.
devamını gör...

iliskiye girildikten sonraki gün kadının hamile kalması.
devamını gör...

her daim doğru söylenmeli, doğruluktan ayrılmamalıdır.
devamını gör...

coğrafi işaret, bir ülke, bölge veya yöreye has ürünlerini koruyabilmek amacıyla alınan yasal tedbirlerdir. 1995 yılından beri türk patent enstitüsü tarafından verilmektedir. günümüzde 650'den fazla coğrafi işarete sahip ürün bulunurken başvuru aşamasında olan ürünler de vardır.
coğrafi işaret sayesinde ürün ve üretici korumak, milli değerleri temsil eden ürünler gelecek nesillere aktarılır.

bazı coğrafi işarete sahip ürünlerimiz;

(bkz: afyon kaymağı), (bkz: antep baklavası), (bkz: antep fıstığı), (bkz: ezine peyniri), (bkz: ödemiş patatesi), (bkz: cimin üzümü), (bkz: oltu taşı), (bkz: kayseri pastırması), (bkz: mersin tantunisi), (bkz: sivas köftesi), (bkz: eskişehir çibörek), (bkz: finike portakalı), (bkz: konya etli düğün pilavı), (bkz: safranbolu lokumu), (bkz: terme pidesi), (bkz: erzincan tulum peyniri), (bkz: divriği pilavı), (bkz: ege inciri), (bkz: çeşme kavunu), (bkz: ankara simidi).

coğrafi işaretler portalı
devamını gör...

an itibariyla başlattığım kampanya.

kafa sözlük biliyorsunuz ki hediye vermeyi çok seven bir sözlük. (bkz: kafa sözlük bahar etkinliği) mesela burada 100 kişiye 25tl lik hediye dağıtılacak. ki bu da 2500tl eder. sadece bu da değil, (bkz: kafa sözlük tişörtleri) gibi farklı etkinliklere bir sürü para harcanıyor.

bunların haricinde iko'nun maaşı*, hosting hizmeti, domain parası gibi bir sürü para yığılan yer de var.

bildiğiniz gibi burada reklam yok, dolayısıyla sözlüğün herhangi* bir gelir kaynağı da yok.*

biz de yazarlar olarak bu iyiliklere tepkisiz kalmamalıyız. tabii ki yoldaş ıban atsın hepimiz gönlümüzden ne koparsa fişekleyelim demiyorum.*


youtube’dan para kazanmak için kanalın en az 1000 abone, 10000 kanal görüntülenmesi ve son 12 ayda 4000 saat izlenmiş olması gerekir.


sözlüğün youtube kanalı 300 abone bile değil, izlenmeleri de yerlerde. aktif yazar sayısı 4000 küsürlerde. bir o kadar da çaylak var. hepimiz kanala abone olup her videoyu izlersek az da olsa sözlüğe yardımcı olabiliriz.

teşekkürler.
devamını gör...

kimse de görmediğim kimlik kartındaki resimdir. büyük bir çaba ve özveri ile saklanır. yalnız ölüler görebilir.
devamını gör...


antalya'da henüz kimliği belirlenemeyen bir hayvan düşmanı, kara kaplumbağasının kabuğunu ve dört ayağını yağlı boya ile maviye boyadı. doğada kamufle olma şansını tamamen kaybeden, yüzlerce metre uzaktan farkedilebilen kaplumbağayı cep telefonuyla görüntüleyip sosyal medyada paylaştılar. kaplumbağaya yapılan boyalı saldırı sosyal medyada tepkilere neden oldu.

kaynak

bir işe yarar mı bilmiyorum ama change.org kampanya başlatmış hayvanlara yapılan işkencenin suç sayılması için. imzalar mısınız lütfen?

buradan
devamını gör...

sözleri orhan veli'ye ait olan levent yüksel'in 1993 çıkışlı med cezir albümünün şarkısı.
devamını gör...

insanî durumdur. işin açıkçası ben de sevemiyorum. sürekli memnuniyetsizler bir kere canım. şuraya nokta koyun efenim. burası forumsal olmuş sayın yazar. lütfen o küfrü %51 kuralına uygun düzenleyin falan diyorlar.
yahu bıraksana kardeşim ben belki ana bacı sövmek istiyorum. belki o da bana sövsün istiyorum. bu küfürsüz ortamın içinden geçmek istiyorum. gayet nezih ortamı kaosla bozmak, ona buna giydirmek ve dahi birilerini yaftalamak istiyorum. kızdığım yazarı fetöcü ilan etmek bilmem kime pkklı demek, iliklerime kadar karılı kızlı başlık açıp tüm cinsel açlığımı gözler önüne sermek istiyorum.
aa lütfen...
devamını gör...

bu ara böyleyim.
erimek üzere bir dondurma olmama mı yanayım, yarım elmaları tutmak zorunda kalmama mı?..

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

lale devri sırasında halk sefalet içindeyken saray ve çevresi zevk ve sefa içindedir. bir süre sonra halk isyan eder ve patrona halil isyanı çıkar. dönemin eğlence ve zevk şairi olarak tanıdığımız nedim'in de damdan dama atlayıp isyancılardan kaçmaya çalıştığı ve bu sırada öldüğü söylenir.
devamını gör...

kız arkadaşına mini etek giydirmek nedir ya, kız zaten kendi seçer giyinir, bana kimse bir şey giydiremez.
devamını gör...

kırmızı kedi kitabevi, beyaz balina yayınları, türkiye iş bankası yayınları, indigo kitap, mikado yayınları çocuklar için kaliteli kitaplar basıyor. katalogları incelenerek yaş grubuna uygun kitaplar tercih edilebilir. bizimkiler keyifle resimlerine bakıyorlar. okuma kısmında da yardımcı oluyoruz.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim