indirimdeydi
en lüzumsuz şeyleri aldıran kampanya.
(bkz: indirim)
(bkz: indirim)
devamını gör...
matçıabla
yeşilmişik, ne güzel sesmişik, teşekkür etmişik yazarı.
"senin için" gibi bişi dediğini okudum, onur duyarak kabul ettim ama ondan öte o nasıl sestir aman allah?
kuzguncuktaki vişne, robnaja filan çekilip az ötede gidip kumlarla oynasın, en güzel sesli sözlük kadını listemde ilk sıramda sen varsın artık.*
teşekkür ederim, tekrar ve tekrar!
"senin için" gibi bişi dediğini okudum, onur duyarak kabul ettim ama ondan öte o nasıl sestir aman allah?
kuzguncuktaki vişne, robnaja filan çekilip az ötede gidip kumlarla oynasın, en güzel sesli sözlük kadını listemde ilk sıramda sen varsın artık.*
teşekkür ederim, tekrar ve tekrar!
devamını gör...
11 ekim dünya kız çocukları günü
canım kızım ile katıldığım gün.
yollanacak tüm çiçekler için şimdiden teşekkürler.
yollanacak tüm çiçekler için şimdiden teşekkürler.
devamını gör...
murathan mungan
bu sözlerin sahibi
"yürüyüp geçeceksin, hep yürüyüp geçeceksin. ben öyle yaptım. hep yürüdüm. herkesin her şeyi anlamasını bekleyemezsin. sen yürüyüp gideceksin. anlayan anlayacak, anlamayan anlamayacak; dünyanın hepsine yetişemezsin ki!"
"yürüyüp geçeceksin, hep yürüyüp geçeceksin. ben öyle yaptım. hep yürüdüm. herkesin her şeyi anlamasını bekleyemezsin. sen yürüyüp gideceksin. anlayan anlayacak, anlamayan anlamayacak; dünyanın hepsine yetişemezsin ki!"
devamını gör...
son 24 saatte 6 kadının öldürülmesi
bu ilkel yaratıklar istanbul sözleşmesinden çekilmeyi, kadın öldürmek suç kapsamından çıktı dahi sanıyor olabilirler.
iç işleri bakanı açıklama yapıyor; neymiş, kadın cinayetleri konusunda dünya ortalamasına göre çok daha az vaka varmış. avrupa’dan daha az kadın ölüyormuş burada. savunmaya bakın.
o sözleşmeden cemaatlerin baskısıyla çıkıldı. bunu herkes bilsin.
iç işleri bakanı açıklama yapıyor; neymiş, kadın cinayetleri konusunda dünya ortalamasına göre çok daha az vaka varmış. avrupa’dan daha az kadın ölüyormuş burada. savunmaya bakın.
o sözleşmeden cemaatlerin baskısıyla çıkıldı. bunu herkes bilsin.
devamını gör...
sevda mıdır yoksa
gyftissa ton evizakse adlı manos loizos bestesinin türkçe sözlü versiyonudur.
edit: "ya bu şarkıyı bir kadın sesinden hatırlıyordum ben" diyeniniz vardıysa benim gibi, yanılmıyorsunuz, 1995'te gülay seslendirmişti aynı şarkıyı.
edit: "ya bu şarkıyı bir kadın sesinden hatırlıyordum ben" diyeniniz vardıysa benim gibi, yanılmıyorsunuz, 1995'te gülay seslendirmişti aynı şarkıyı.
devamını gör...
fatih kısaparmak
özellikle lise yıllarımda harçlık biriktirerek birçok kasetini satın aldığım sanatçıdır. türkü formundaki özgün besteleri ile 90'lı yıllarda haklı bir şöhret yakalamıştı. eşi haber spikeri şebnem hanım, ozan ve kaan isimli iki oğluyla örnek bir aile babasıdır.
- bu adam benim babam,
- bir kere sevdaya tutulmaya gör,
- güneşi biz uyandırdık,
- bekle küçüğüm,
- portakal çiçeği,
- haydi abbas,
- üzüm karası gözlerin vb.
onlarca daha güzel eseri dillere dolanmış sevdiğim takip ettiğim bir sanat adamdır.
- bu adam benim babam,
- bir kere sevdaya tutulmaya gör,
- güneşi biz uyandırdık,
- bekle küçüğüm,
- portakal çiçeği,
- haydi abbas,
- üzüm karası gözlerin vb.
onlarca daha güzel eseri dillere dolanmış sevdiğim takip ettiğim bir sanat adamdır.
devamını gör...
kırk yaşındaki adamın börek çörek yapması
39 yaşında olunca sıkıntı yok yani ?
devamını gör...
hayatınızın mottosu olan sözler
devamını gör...
tanıma verilen oylar
oy verenin gizli olmasını istemeyi neden bu kadar cinsellikle birleştirip, uzata uzata anlattınız?
ayrıca dini değerlere hakaret edilemez sözlüğümüzde. eğer sözlüğün bu kadar realist ve plaza ciddiyetine bürünmesini istiyorsanız başta saygıyı, sonra uydurmayı ve cinsel anlatımı bırakın.
ha bir de, istemeyen gidebilir. zorla kimse tutulmuyor burada. *
ayrıca dini değerlere hakaret edilemez sözlüğümüzde. eğer sözlüğün bu kadar realist ve plaza ciddiyetine bürünmesini istiyorsanız başta saygıyı, sonra uydurmayı ve cinsel anlatımı bırakın.
ha bir de, istemeyen gidebilir. zorla kimse tutulmuyor burada. *
devamını gör...
tarihe adını yazdırmış başarılı kadınlar
üst edit: lan fotoğraflar bile aynı olmuş yanlışlıkla, okumadan mı beğeni atıyorsunuz insafsızlar.
semiha es - ilk türk kadın savaş muhabiri ve fotoğrafçısı

semiha es 1912 istanbul doğumludur. küçüklüğünde evinde bulunan bir makine ile fotoğraf çekmeye başladı. o zamanlarda, cumhuriyet gazetesinin düzenlediği bir güzellik yarışmasına başvurur ama yaşı küçük olduğu için kabul edilmez. umutsuz bir şekilde dönerken hayatının aşkı, o dönemin ünlü gazetecisi hikmet feridun es ile karşılaşır. türk filmini andıran bu hikaye, semiha'nın annesinin ona zengin birini bulmasıyla ve semiha'nın da evden kaçıp, büyük aşkına gitmesiyle yani evlilikle son bulur. eşi ona fotoğraf çekmeyi öğretir ve dünyayı gezmeye başlarlar. hollywood starlarından, afrika yerlilerine daha sonra da kore savaşının fotoğraflarını çekmeye başlar. kore'de 3 yıl, vietnam'da ise 5 yıl savaş fotoğrafçılığı yapar. hürriyet gazetesindeki yazısı dikkat çeker ve okuyucuları bir sonraki yazıyı merakla bekler. türkiye'nin ilk kadın savaş fotoğrafçısı olan semiha es'in hikayesi böyledir. eşi 1992'de, kendisi ise 2012 yılında hayatını kaybeder.
marie curie - nobel fizik ödülü alan ilk kadın

babasının fizik öğretmeni olmasıyla, bilime ilgi duyan fransız bilim insanı marie curie, 1893'te fizik bölümünü 1894'te ise matematik bölümünü birincilik ile bitirdi. doktorasını yaparken, uranyumla yaptığı deneyler sonucu radyoaktiviteyi keşfeden marie curie, 1903 yılında fransa'da gelişmiş bilim alanında doktora unvanını alan ilk kadın oldu. aynı yıl marie doktora hocası olan antoine henri becquerel ile paylaştığı nobel fizik ödülü'nü alarak, tarihte nobel ödülü alan ilk kadın oldu. üstelik ödülü aldığı törende konuşma yapmasına izin verilmeyip, konuşmayı eşi pierre curie yaptı.
remziye hisar - ilk türk kadın kimyager

1902 yılında üsküp'te dünyaya gelen remziye hisar, cumhuriyet döneminin çağdaş bilimin öncülerinden ve kimya mesleğinin ilk kadın öncüsüdür. darülfünun'da fen bilimleri eğitimi alan ve sorbonne üniversitesinden doktoro derecesiyle mezun olan ilk türk kadındır. bu kimya bölümünden üç kadın öğrenciden sadece birisidir. kimya alanında bu kadar başarılı olmasının altında kendi deyimince; buluşlarda keşifler hep yabancı isimlerin yer alması onu üzmesi ve bu dalda başarılı olursa bir türk isminin yer almasını sağlayabileceğini düşünmesiydi.
rosa parks - amerikalı insan hakları savunucusu

rosa parks terzilik yapan siyahi bir kadındı. 1955 yılında otobüslerde beyazlara yer verme kuralına uymadığı için tutuklandı. parks'ın çıkardığı bu isyan birçok şeyin başlangıca neden oldu.. kamu düzenini bozmak suçundan dolayı tutuklanan parks, kefalet parası ödenince serbest bırakıldı. 5 aralık günü rosa parks mahkemeye çıkarıldı. aynı gün montgomery'de neredeyse bütün siyahilerin katıldığı bir otobüs boykotu gerçekleştirildi. bir yıldan uzun bir süre devam eden bu eylem, 1956 yılının aralık ayında otobüslerdeki bu uygulamaya son verilmesiyle eylem başarıya ulaşmış oldu.
anne frank - günlük yazarı

nazi almanya'sının simge isimlerinden biri olan anne frank almanya doğumlu olup, nazilerin almanya'yı kontrol altına almasıyla ailesiyle birlikte hollanda'ya gitmişlerdir. 2. dünya savaşı sebebiyle hollanda'daki yaşamını yazdığı günlüğü ile tanınmaktadır. daha sonra almanların hollanda işgaliyle amsterdam'da mahsur kalan aile, evdeki kütüphanenin gizli bir odasına saklanmışlardı. aile nazi toplanma kamplarına gönderildi. hayallerini ve yaşadığı her şeyi günlüğüne yazan anne, bu günlüğü bir kitap haline getirmek istiyordu. tifüse yakalanmasıyla savaşın bitimine 2 ay kalan hayatını kaybetti. ailelerinden bir tek babasının kamptan kurtulmasıyla, kızının günlüğüne ulaşıp, 1947 yılında günlüğü anne frank'in hatıra defteri ismi ile kitap haline getirtilmiştir.
leman bozkurt altınçekiç - ilk türk kadın jet pilotu

leman bozkurt altınçekiç ilk türk kadın jet pilotudur. liseyi bitirmesiyle türkkuşu inönü tesisleri'nde planör eğitimi aldı. 1954 yılında ise silahlı kuvvetlere, kadınların alınmasıyla ilgili karar çıkınca, izmir hava harp okuluna başvurup, 1955 yılında eğitime başladı. 1958'de eskişehir'deki jet eğitim filosuna katılıp, eğitimini tamamladı. nato kuvvetlerinde ilk ve uzun zaman boyunca tek kadın jet pilotu olmasıyla anılıyor.
selma rıza - ilk türk kadın gazeteci

1872'de dünyaya gelen selma rıza, tanzimat döneminin ilk türk kadın gazetecisidir. ailesinden gizlice kaçarak paris'e jön türk hareketine katılan abisinin yanına gitmişti. sorbonne üniversitesi'nde eğitimini tamamladı. ittihat ve terakki cumhuriyeti'nin tek kadın üyesi ve kızılay'ın kurucularındandır. istanbul'da müslüman osmanlı kadınları için okullar açılaması için mücadele etmiştir.
amelia earhart - atlas okyanusu'nu tek başına geçen ilk kadın pilot

atlas okyanusu'nu uçakla tek başına geçen ilk kadın pilottur. 1. dünya savaşı sırasında hastanelerde hemşirelik yaptı. 1932'de newfoundland'dan irlanda'ya uçarak atlas okyanusunu geçmiştir. abd'nin bir ucundan diğer ucuna geçtiği uçuşundan sonra, 1935'te newfoundland- irlanda arasındaki mesafeden daha uzun olan hawaii-california arasını tek başına uçan ilk kişidir. 1937'de fred noonan ile birlikte dünya turuna çıktı. yolculuğun üçte ikisi tamamlandığı sırada, atlas okyanusu'nun ortalarında kayboldu. 1937'de kaybolup 1938'de öldüğü ilan edildi. ama ne uçak parçalarına ne de herhangi bir ize rastlanılmadı.
lale orta - ilk türk fıfa kokartlı kadın hakemi

dünyada ve türkiye'de futbol organizasyonları üzerine analitik bir yaklaşım tezi ile kadın futbol doktorası olan lale orta, türkiye'nin ilk kadın futbol takımı olan dostlukspor'da kaleci ve kaptan olarak yer almış. bunun yanında türkiye'nin profesyonel futbol liglerinde antrenörlük yapabilecek diplomayı alarak ilk kadın futbol antrenörü olarak tanınıyor. 1986-2005 yılları arasında futbol hakemi olarak profesyonel ve amatör toplamda 500'ün üzerinde maçta görev aldı. türkiye profesyonel birinci, ikinci ve üçüncü lig'inde maç yöneten ilk kadın hakem olmuştu. sadece ulusal değil uluslararası olarak da ismi duyulan orta 1995'te fıfa tarafından seçilen 27 ülkeden 54 kadın hakem arasına girerek "dünyanın ilk fıfa kokartlı hakemleri" arasında yer aldı.
afife jale - türk tiyatrosunda sahneye çıkan ilk kadın tiyatrocu

türk tiyatrosunda sahne alan ilk kadın tiyatrocu olan afife jale, 1902 yılında istanbul'da doğdu. hüseyin suat'ın "yalamar" adlı oyununda emel rolünü oynamak üzere sahneye çıktı. afife jale'nin tiyatroya olan tutkusu ve o zamanlarda müslüman kadınların sahneye çıkmasının yasak olması nedeniyle ağır bedeller ödemiştir. 1923 yılında mustafa kemal atatürk'ün bu yasağı kaldırmasıyla sahneye çıkmaya devam etti. sahne aşkıyla hiçbir şeyden korkmadan birçok kadına ilham oldu.
coco chanel - fransız moda tasarımcısı

fransız moda tasarımcısı ve chanel markasının kurucusu coco chanel, “moda geçicidir ama stil kalır.” sözüyle modaya yepyeni bir bakış kazandırmıştır. kabarık etekler, süslü şapkalar ve diğer abartılı şıklığa rahatlık kavramını ekleyerek konforu ön planda tutan kendi tarzını yarattı. kendinden taviz vermeyen tavrı, devrimci ruhu ile kurduğu lüks moda evinin yanı sıra moda dünyasına bıraktığı izlerle mirasını yaşatmaya devam ediyor.
dorothy hodgkin - protein kristallografisi bilim dalının kurucusu

nobel ödüllü dorothy hodgkin; kolesterol, penisilin, b12 vitamini ve insülin moleküler yapılarının kaşifidir. tam 35 yıl süren çalışmalarının ardından, insülin yapısını çözmeyi başarmıştır. florence nightingale’den sonra başarılı çalışmalarından dolayı 60 yılda bir kraliyet tarafından başarı ödülü’ne atanan ikinci kadın oldu.
ındira gandhi- hindistan’ın ilk kadın başbakanı

hindistan’ın ilk kadın başbakanı olarak karşımıza çıkan ındira gandhi, göreve geldiği zamanlarda ülkesinin zor zamanlarla mücadele etmesini sağlayarak dağılmasının önüne geçiyor. ayrıca uzun bir süre başbakanlık görevini sürdüren gandhi, ikinci başbakan unvanına da sahip oluyor.
sabiha gökçen - türkiye’nin ilk kadın pilotu

türkiye’nin ilk kadın pilotu olan sabiha gökçen, aynı zamanda atatürk’ün manevi kızıdır. türk kadının her alanda başarılı olabileceğine inandığı için kendini bu alanda geliştiren askeri pilot gökçen, havacılık alanındaki başarılarından dolayı “9 numaralı murassa (iftihar) madalyası” ile ödüllendirilmiştir. 1991 yılında ise uluslararası havacılık federasyonu altın madalyası’nı almaya hak kazandı. bu sayede gökçen, abd’de düzenlenen kartallar toplantısı’nda dünya havacılık tarihine adını yazdıran 20 havacı arasından bu ödülü alan ilk kadın olma ünvanına da sahip olmuştur.
frida kahlo - meksikalı ressam

yaşamın büyük bir kısmını coyoacan’da geçiren ve burada dünyaya gelen frida kahlo, yaptığı resimler ile dönemin ikonlarından biri olmuştur. 18 yaşında geçirdiği kaza sonucu yatağa bağımlı hale gelmesi ve acılı yaşamını resmetmeyle başlayan ressamlık hayatı onu dünya tarihine ismini yazdıran kadın ressamlardan biri haline getirdi. kahlo’nun meksika’daki evi de, ülkenin en sık ziyaret edilen müzelerinden biri.
florence nightingale - istatistikçi

dönemin çok ötesinde bir görüşe sahip olan florence nightingale, italya’nın floransa şehrinde dünyaya geldi. 19. ve 20. yy’ın başlarında bir meslek olarak görülmeyen hemşireliği tüm dünyaya kabul ettirdi ve modern hemşireliğin kurucusu oldu. yaşamı boyunca içlerinde türkiye, almanya ve ingiltere bulunan çeşitli ülkelerde hemşirelik yaparak özellikle de savaş dönemlerinde pek çok askeri tedavi etti.
marilyn monroe - oyuncu

asıl ismi norma jeane montenson olan marlyn monroe, 1926 yılında los angeles’ta dünyaya geldi. 36 yaşında yaşama veda eden yıldız, hem güzelliği hem de sansasyonel hayatı ile bugün bile hala adından söz ettiren bir idol oldu. monroe’nin yaşamı boyunca ve sonrasında kapak yüzü olduğu sayısız derginin yanı sıra çeşitli kurumlardan aldığı pek çok ödül bulunuyor.
anna lee fisher - kimyager, doktor ve eski bir nasa astronotu

anna lee fisher, 1949 yılında abd’nin new york şehrinde dünyaya geldi. anna’nın tarihe adını yazdıran başarısı ise uzaya giden ilk anne olmasıydı. aslen kimyager olan astronot fisher, 1984 yılında uzaya gitti ve kadınların yaşamına bambaşka bir boyut getirdi. uzaydan döndüğünde yılın annesi ve yılın kadını seçildi. daha sonra nasa üstün hizmet madalyası’nı alarak tüm hemcinslerini ve anneleri gururlandırdı.
ve daha niceleri, unuttuğum olduysa affola.
yeryüzünde gördüğümüz her şey, kadının eseridir.
semiha es - ilk türk kadın savaş muhabiri ve fotoğrafçısı

semiha es 1912 istanbul doğumludur. küçüklüğünde evinde bulunan bir makine ile fotoğraf çekmeye başladı. o zamanlarda, cumhuriyet gazetesinin düzenlediği bir güzellik yarışmasına başvurur ama yaşı küçük olduğu için kabul edilmez. umutsuz bir şekilde dönerken hayatının aşkı, o dönemin ünlü gazetecisi hikmet feridun es ile karşılaşır. türk filmini andıran bu hikaye, semiha'nın annesinin ona zengin birini bulmasıyla ve semiha'nın da evden kaçıp, büyük aşkına gitmesiyle yani evlilikle son bulur. eşi ona fotoğraf çekmeyi öğretir ve dünyayı gezmeye başlarlar. hollywood starlarından, afrika yerlilerine daha sonra da kore savaşının fotoğraflarını çekmeye başlar. kore'de 3 yıl, vietnam'da ise 5 yıl savaş fotoğrafçılığı yapar. hürriyet gazetesindeki yazısı dikkat çeker ve okuyucuları bir sonraki yazıyı merakla bekler. türkiye'nin ilk kadın savaş fotoğrafçısı olan semiha es'in hikayesi böyledir. eşi 1992'de, kendisi ise 2012 yılında hayatını kaybeder.
marie curie - nobel fizik ödülü alan ilk kadın

babasının fizik öğretmeni olmasıyla, bilime ilgi duyan fransız bilim insanı marie curie, 1893'te fizik bölümünü 1894'te ise matematik bölümünü birincilik ile bitirdi. doktorasını yaparken, uranyumla yaptığı deneyler sonucu radyoaktiviteyi keşfeden marie curie, 1903 yılında fransa'da gelişmiş bilim alanında doktora unvanını alan ilk kadın oldu. aynı yıl marie doktora hocası olan antoine henri becquerel ile paylaştığı nobel fizik ödülü'nü alarak, tarihte nobel ödülü alan ilk kadın oldu. üstelik ödülü aldığı törende konuşma yapmasına izin verilmeyip, konuşmayı eşi pierre curie yaptı.
remziye hisar - ilk türk kadın kimyager

1902 yılında üsküp'te dünyaya gelen remziye hisar, cumhuriyet döneminin çağdaş bilimin öncülerinden ve kimya mesleğinin ilk kadın öncüsüdür. darülfünun'da fen bilimleri eğitimi alan ve sorbonne üniversitesinden doktoro derecesiyle mezun olan ilk türk kadındır. bu kimya bölümünden üç kadın öğrenciden sadece birisidir. kimya alanında bu kadar başarılı olmasının altında kendi deyimince; buluşlarda keşifler hep yabancı isimlerin yer alması onu üzmesi ve bu dalda başarılı olursa bir türk isminin yer almasını sağlayabileceğini düşünmesiydi.
rosa parks - amerikalı insan hakları savunucusu

rosa parks terzilik yapan siyahi bir kadındı. 1955 yılında otobüslerde beyazlara yer verme kuralına uymadığı için tutuklandı. parks'ın çıkardığı bu isyan birçok şeyin başlangıca neden oldu.. kamu düzenini bozmak suçundan dolayı tutuklanan parks, kefalet parası ödenince serbest bırakıldı. 5 aralık günü rosa parks mahkemeye çıkarıldı. aynı gün montgomery'de neredeyse bütün siyahilerin katıldığı bir otobüs boykotu gerçekleştirildi. bir yıldan uzun bir süre devam eden bu eylem, 1956 yılının aralık ayında otobüslerdeki bu uygulamaya son verilmesiyle eylem başarıya ulaşmış oldu.
anne frank - günlük yazarı

nazi almanya'sının simge isimlerinden biri olan anne frank almanya doğumlu olup, nazilerin almanya'yı kontrol altına almasıyla ailesiyle birlikte hollanda'ya gitmişlerdir. 2. dünya savaşı sebebiyle hollanda'daki yaşamını yazdığı günlüğü ile tanınmaktadır. daha sonra almanların hollanda işgaliyle amsterdam'da mahsur kalan aile, evdeki kütüphanenin gizli bir odasına saklanmışlardı. aile nazi toplanma kamplarına gönderildi. hayallerini ve yaşadığı her şeyi günlüğüne yazan anne, bu günlüğü bir kitap haline getirmek istiyordu. tifüse yakalanmasıyla savaşın bitimine 2 ay kalan hayatını kaybetti. ailelerinden bir tek babasının kamptan kurtulmasıyla, kızının günlüğüne ulaşıp, 1947 yılında günlüğü anne frank'in hatıra defteri ismi ile kitap haline getirtilmiştir.
leman bozkurt altınçekiç - ilk türk kadın jet pilotu

leman bozkurt altınçekiç ilk türk kadın jet pilotudur. liseyi bitirmesiyle türkkuşu inönü tesisleri'nde planör eğitimi aldı. 1954 yılında ise silahlı kuvvetlere, kadınların alınmasıyla ilgili karar çıkınca, izmir hava harp okuluna başvurup, 1955 yılında eğitime başladı. 1958'de eskişehir'deki jet eğitim filosuna katılıp, eğitimini tamamladı. nato kuvvetlerinde ilk ve uzun zaman boyunca tek kadın jet pilotu olmasıyla anılıyor.
selma rıza - ilk türk kadın gazeteci

1872'de dünyaya gelen selma rıza, tanzimat döneminin ilk türk kadın gazetecisidir. ailesinden gizlice kaçarak paris'e jön türk hareketine katılan abisinin yanına gitmişti. sorbonne üniversitesi'nde eğitimini tamamladı. ittihat ve terakki cumhuriyeti'nin tek kadın üyesi ve kızılay'ın kurucularındandır. istanbul'da müslüman osmanlı kadınları için okullar açılaması için mücadele etmiştir.
amelia earhart - atlas okyanusu'nu tek başına geçen ilk kadın pilot

atlas okyanusu'nu uçakla tek başına geçen ilk kadın pilottur. 1. dünya savaşı sırasında hastanelerde hemşirelik yaptı. 1932'de newfoundland'dan irlanda'ya uçarak atlas okyanusunu geçmiştir. abd'nin bir ucundan diğer ucuna geçtiği uçuşundan sonra, 1935'te newfoundland- irlanda arasındaki mesafeden daha uzun olan hawaii-california arasını tek başına uçan ilk kişidir. 1937'de fred noonan ile birlikte dünya turuna çıktı. yolculuğun üçte ikisi tamamlandığı sırada, atlas okyanusu'nun ortalarında kayboldu. 1937'de kaybolup 1938'de öldüğü ilan edildi. ama ne uçak parçalarına ne de herhangi bir ize rastlanılmadı.
lale orta - ilk türk fıfa kokartlı kadın hakemi

dünyada ve türkiye'de futbol organizasyonları üzerine analitik bir yaklaşım tezi ile kadın futbol doktorası olan lale orta, türkiye'nin ilk kadın futbol takımı olan dostlukspor'da kaleci ve kaptan olarak yer almış. bunun yanında türkiye'nin profesyonel futbol liglerinde antrenörlük yapabilecek diplomayı alarak ilk kadın futbol antrenörü olarak tanınıyor. 1986-2005 yılları arasında futbol hakemi olarak profesyonel ve amatör toplamda 500'ün üzerinde maçta görev aldı. türkiye profesyonel birinci, ikinci ve üçüncü lig'inde maç yöneten ilk kadın hakem olmuştu. sadece ulusal değil uluslararası olarak da ismi duyulan orta 1995'te fıfa tarafından seçilen 27 ülkeden 54 kadın hakem arasına girerek "dünyanın ilk fıfa kokartlı hakemleri" arasında yer aldı.
afife jale - türk tiyatrosunda sahneye çıkan ilk kadın tiyatrocu

türk tiyatrosunda sahne alan ilk kadın tiyatrocu olan afife jale, 1902 yılında istanbul'da doğdu. hüseyin suat'ın "yalamar" adlı oyununda emel rolünü oynamak üzere sahneye çıktı. afife jale'nin tiyatroya olan tutkusu ve o zamanlarda müslüman kadınların sahneye çıkmasının yasak olması nedeniyle ağır bedeller ödemiştir. 1923 yılında mustafa kemal atatürk'ün bu yasağı kaldırmasıyla sahneye çıkmaya devam etti. sahne aşkıyla hiçbir şeyden korkmadan birçok kadına ilham oldu.
coco chanel - fransız moda tasarımcısı

fransız moda tasarımcısı ve chanel markasının kurucusu coco chanel, “moda geçicidir ama stil kalır.” sözüyle modaya yepyeni bir bakış kazandırmıştır. kabarık etekler, süslü şapkalar ve diğer abartılı şıklığa rahatlık kavramını ekleyerek konforu ön planda tutan kendi tarzını yarattı. kendinden taviz vermeyen tavrı, devrimci ruhu ile kurduğu lüks moda evinin yanı sıra moda dünyasına bıraktığı izlerle mirasını yaşatmaya devam ediyor.
dorothy hodgkin - protein kristallografisi bilim dalının kurucusu

nobel ödüllü dorothy hodgkin; kolesterol, penisilin, b12 vitamini ve insülin moleküler yapılarının kaşifidir. tam 35 yıl süren çalışmalarının ardından, insülin yapısını çözmeyi başarmıştır. florence nightingale’den sonra başarılı çalışmalarından dolayı 60 yılda bir kraliyet tarafından başarı ödülü’ne atanan ikinci kadın oldu.
ındira gandhi- hindistan’ın ilk kadın başbakanı

hindistan’ın ilk kadın başbakanı olarak karşımıza çıkan ındira gandhi, göreve geldiği zamanlarda ülkesinin zor zamanlarla mücadele etmesini sağlayarak dağılmasının önüne geçiyor. ayrıca uzun bir süre başbakanlık görevini sürdüren gandhi, ikinci başbakan unvanına da sahip oluyor.
sabiha gökçen - türkiye’nin ilk kadın pilotu

türkiye’nin ilk kadın pilotu olan sabiha gökçen, aynı zamanda atatürk’ün manevi kızıdır. türk kadının her alanda başarılı olabileceğine inandığı için kendini bu alanda geliştiren askeri pilot gökçen, havacılık alanındaki başarılarından dolayı “9 numaralı murassa (iftihar) madalyası” ile ödüllendirilmiştir. 1991 yılında ise uluslararası havacılık federasyonu altın madalyası’nı almaya hak kazandı. bu sayede gökçen, abd’de düzenlenen kartallar toplantısı’nda dünya havacılık tarihine adını yazdıran 20 havacı arasından bu ödülü alan ilk kadın olma ünvanına da sahip olmuştur.
frida kahlo - meksikalı ressam

yaşamın büyük bir kısmını coyoacan’da geçiren ve burada dünyaya gelen frida kahlo, yaptığı resimler ile dönemin ikonlarından biri olmuştur. 18 yaşında geçirdiği kaza sonucu yatağa bağımlı hale gelmesi ve acılı yaşamını resmetmeyle başlayan ressamlık hayatı onu dünya tarihine ismini yazdıran kadın ressamlardan biri haline getirdi. kahlo’nun meksika’daki evi de, ülkenin en sık ziyaret edilen müzelerinden biri.
florence nightingale - istatistikçi

dönemin çok ötesinde bir görüşe sahip olan florence nightingale, italya’nın floransa şehrinde dünyaya geldi. 19. ve 20. yy’ın başlarında bir meslek olarak görülmeyen hemşireliği tüm dünyaya kabul ettirdi ve modern hemşireliğin kurucusu oldu. yaşamı boyunca içlerinde türkiye, almanya ve ingiltere bulunan çeşitli ülkelerde hemşirelik yaparak özellikle de savaş dönemlerinde pek çok askeri tedavi etti.
marilyn monroe - oyuncu

asıl ismi norma jeane montenson olan marlyn monroe, 1926 yılında los angeles’ta dünyaya geldi. 36 yaşında yaşama veda eden yıldız, hem güzelliği hem de sansasyonel hayatı ile bugün bile hala adından söz ettiren bir idol oldu. monroe’nin yaşamı boyunca ve sonrasında kapak yüzü olduğu sayısız derginin yanı sıra çeşitli kurumlardan aldığı pek çok ödül bulunuyor.
anna lee fisher - kimyager, doktor ve eski bir nasa astronotu

anna lee fisher, 1949 yılında abd’nin new york şehrinde dünyaya geldi. anna’nın tarihe adını yazdıran başarısı ise uzaya giden ilk anne olmasıydı. aslen kimyager olan astronot fisher, 1984 yılında uzaya gitti ve kadınların yaşamına bambaşka bir boyut getirdi. uzaydan döndüğünde yılın annesi ve yılın kadını seçildi. daha sonra nasa üstün hizmet madalyası’nı alarak tüm hemcinslerini ve anneleri gururlandırdı.
ve daha niceleri, unuttuğum olduysa affola.
yeryüzünde gördüğümüz her şey, kadının eseridir.
devamını gör...
la llorona
latin amerika geleneğinin en korkunç ve gizemli figürlerinden biri olarak bilinen la llorona, bölgedeki birçok ülkede temsil edilen ve hatta dünyanın diğer bölgelerindeki ülkelerde bile izi sürülebilen bir karakterdir. la llorona, bir talihsizlik yaşamış ve cevaplar aramak, düzeni ve huzuru bozmak için yaşayanların dünyasına geri dönen bir kadındır.
efsanenin kökeni: üzüntü ve acı
bir ülkenin veya bölgenin kültürünün parçası olan tüm efsaneler, insanların mantıklı bir açıklama bulamadıkları soruları hayal gücüne dökme yollarıdır.
la llorona, ölülerin dünyasından dönen ve çocuklarını yaşarken öldürdüğüne inanılan (bazı geleneklerde çocuklarını öldürmediği ancak karanlık koşullarda onları kaybettiği belirtilir), ve onları kendisiyle götürmek için arayan bir kadın figürüdür. bu karakter yaşayanların dünyasında varlığını çocuklarını kaybettiği için çektiği acının hıçkırıkları ve acı dolu şarkılarla gösterir. bu efsanenin kökeni muhtemelen geceleri duyulan doğa seslerine ve bu sesleri açıklamak için anlatılan hikayelere dayanmaktadır.
la llorona'nın öyküsü, ülkeden ülkeye ayrıntılı olarak farklılık göstermektedir. aslında, bu hikayeye sahip her latin amerika ülkesi, hikayeyi ana karakterin adını değiştirerek anlatır. ancak bu hüzünlü ve çaresiz kadın figürünün gece nehir, bataklık, akarsu veya lagün gibi boşluklarda bulunması gibi tüm hikayelerde merkezi ve tekrarlanan unsurlar da bulunmaktadır.
birçok analist ve uzman, bu efsanenin latin amerika halkları tarafından aborjin geleneklerinden aldığını iddia ediyor. bu geleneklerde la llorona adında bir tanrıçanın varlığının kişinin kendi çocuklarının ölümü anlama geleceğine inanılırdı ve bu yüzden kendisinden kaçınmak için farklı yollara başvurulurdu.
kaynak
devamını gör...
zafer hep kötülerin midir sorunsalı
bence bu romantizmi bırakmak lazım. hiçbirimiz salt iyi değiliz. herkes kendisini iyi zannettiği için zaten bu dünya bu halde.
ben mesela iyi biriyim. kimse bana hiçbir şey yapmıyorsa benden iyisi yok. çok severler beni o yüzden. aaa ne tatlı ne içten biri derler, öpücükler ile karşılanırım. ama bi de canım yansın, zekam aşağılansın, sinsilik yapılsın o zaman görün beni. intikam alacağım diye onlarca insanın üstüne basmaktan çekinmem. farklı bir zamanda farklı güce sahip olarak doğsaydım çok net diktatör olurdum. hatta öyle bir kafaya sahibim ki olur da cennete gidersem cennette savaş çıkarma planım var. cennete sahip olmak için. bana verilen minik bir toprak parçasını kabul etmek istemiyorum. cennete gitmek için uslu duruyorsam şayet cennet benim olmalı. hatta herkes böyle düşünürse daha eğlenceli anlar yaşayabiliriz orada.
doğuştan böyleyim. böyle yaratıldım. daha okula gitmiyordum, tokat yiyince halıya işerdim. o insanın karşımda çöküp halıyı silmesini keyifle izlerdim. tokadı yiyen benim ama karşımda eğilen sensin diye düşündürmek için yapardım bunu.
bakıyorum etrafıma, benden bin beter insan dolu ortalık ama hepsi sorsan melek. kimse onlardan daha iyi değil, kimse onlar kadar zarar görmüyor, kimse onlar kadar ezilmiyor. o salak durumuna düşürüldüğüm zamanları keyifle anlatırken benden masumu yok ama bi de karşı taraf sorgulasın bakalım ondan sonra neler oldu? sahiden mağdur olan ben miyim? ben neler yaptım? kimse sorgulamaz bi de, seni melek, ezik, masum olarak kabul ederler. seni degil ezikliğini severler.
bir arkadaşım vardı, eşi ceza yemiş. durumu anlattı, masum bir adamın içeri atılması olarak algıladım ben bunu. çünkü adamın hiçbir suçu yoktu, tamamen raslantıydı orada olması. bir kadının birkaç çocukla tek başına hayat mücadelesi vermek zorunda olması ve suçsuz eşin hapislerde uzun yıllar geçirecek olması elbette vicdani olarak kabul edebileceğim bir durum değildi. çok geniş çevreye sahip olduğum için en doğru insanları aradım bu durum ile ilgili, yapabileceğimiz şeyleri sordum. sonra o çok masum adamın burada yazmaya bile utanacağım geçmiş suçları olduğunu öğrendik. bunların hiçbiri söylenmemişti bana eşi tarafından. potansiyel bir tecavüzcü öyle bir anlatıldı ki bana, az daha onu küçücük çocukların olduğu sokaklara geri bırakmak için mücadele verecektik.
işte insan denilen şey budur. geçmişini unutur, kendi hatalarını görmez, hatta en sevdiklerinin bile günahlarını görmek istemez ve hep başkaları üzerinden aklar kendini. hep başkaları kötü, zafer hep kötülerin, kendisi ise iyi biri olduğu için kaybetmiştir.
dediğim gibi bırakalım bu işleri. en saf, en temiz, çok kolay şekilde rapor alınabilecek zihinsel engelli birini sevgi üzerinden manipüle edip çok kolay suça bulaştırır, küçücük masum bir çocuğu cüzdan çalacak şekilde yetiştirebilirsin. günah o kadar yakın, kötülük o kadar içimizdedir. yaaaa. tabii.
ben mesela iyi biriyim. kimse bana hiçbir şey yapmıyorsa benden iyisi yok. çok severler beni o yüzden. aaa ne tatlı ne içten biri derler, öpücükler ile karşılanırım. ama bi de canım yansın, zekam aşağılansın, sinsilik yapılsın o zaman görün beni. intikam alacağım diye onlarca insanın üstüne basmaktan çekinmem. farklı bir zamanda farklı güce sahip olarak doğsaydım çok net diktatör olurdum. hatta öyle bir kafaya sahibim ki olur da cennete gidersem cennette savaş çıkarma planım var. cennete sahip olmak için. bana verilen minik bir toprak parçasını kabul etmek istemiyorum. cennete gitmek için uslu duruyorsam şayet cennet benim olmalı. hatta herkes böyle düşünürse daha eğlenceli anlar yaşayabiliriz orada.
doğuştan böyleyim. böyle yaratıldım. daha okula gitmiyordum, tokat yiyince halıya işerdim. o insanın karşımda çöküp halıyı silmesini keyifle izlerdim. tokadı yiyen benim ama karşımda eğilen sensin diye düşündürmek için yapardım bunu.
bakıyorum etrafıma, benden bin beter insan dolu ortalık ama hepsi sorsan melek. kimse onlardan daha iyi değil, kimse onlar kadar zarar görmüyor, kimse onlar kadar ezilmiyor. o salak durumuna düşürüldüğüm zamanları keyifle anlatırken benden masumu yok ama bi de karşı taraf sorgulasın bakalım ondan sonra neler oldu? sahiden mağdur olan ben miyim? ben neler yaptım? kimse sorgulamaz bi de, seni melek, ezik, masum olarak kabul ederler. seni degil ezikliğini severler.
bir arkadaşım vardı, eşi ceza yemiş. durumu anlattı, masum bir adamın içeri atılması olarak algıladım ben bunu. çünkü adamın hiçbir suçu yoktu, tamamen raslantıydı orada olması. bir kadının birkaç çocukla tek başına hayat mücadelesi vermek zorunda olması ve suçsuz eşin hapislerde uzun yıllar geçirecek olması elbette vicdani olarak kabul edebileceğim bir durum değildi. çok geniş çevreye sahip olduğum için en doğru insanları aradım bu durum ile ilgili, yapabileceğimiz şeyleri sordum. sonra o çok masum adamın burada yazmaya bile utanacağım geçmiş suçları olduğunu öğrendik. bunların hiçbiri söylenmemişti bana eşi tarafından. potansiyel bir tecavüzcü öyle bir anlatıldı ki bana, az daha onu küçücük çocukların olduğu sokaklara geri bırakmak için mücadele verecektik.
işte insan denilen şey budur. geçmişini unutur, kendi hatalarını görmez, hatta en sevdiklerinin bile günahlarını görmek istemez ve hep başkaları üzerinden aklar kendini. hep başkaları kötü, zafer hep kötülerin, kendisi ise iyi biri olduğu için kaybetmiştir.
dediğim gibi bırakalım bu işleri. en saf, en temiz, çok kolay şekilde rapor alınabilecek zihinsel engelli birini sevgi üzerinden manipüle edip çok kolay suça bulaştırır, küçücük masum bir çocuğu cüzdan çalacak şekilde yetiştirebilirsin. günah o kadar yakın, kötülük o kadar içimizdedir. yaaaa. tabii.
devamını gör...
ayçiçek yağı fiyatlarının uçması
böyle olacağı belliydi dediğim durum.
sizi bilmem ama ben çok net şekilde hatırlıyorum bu partinin 2. kez seçildiği zamanı. sokaklarda insanlara mikrofon yöneltip "kime oy verdiniz/neden?" diye sorulduğunda çok büyük bir kitle vardı "hiç zam yapmıyorlar. o yüzden yine oy verdim." diyen. daha o zamanlarda bile "birkaç seneye kadar görürsünüz." dediğimizi de hatırlıyorum eşle dostla izlerken.
şimdi kutsal kabul edilen tüm değerlerini "zam yapmıyorlar" gerekçesiyle hiçe sayan o akıl küplerinin ne düşündüğünü bilmeyi çok isterdim.
sizi bilmem ama ben çok net şekilde hatırlıyorum bu partinin 2. kez seçildiği zamanı. sokaklarda insanlara mikrofon yöneltip "kime oy verdiniz/neden?" diye sorulduğunda çok büyük bir kitle vardı "hiç zam yapmıyorlar. o yüzden yine oy verdim." diyen. daha o zamanlarda bile "birkaç seneye kadar görürsünüz." dediğimizi de hatırlıyorum eşle dostla izlerken.
şimdi kutsal kabul edilen tüm değerlerini "zam yapmıyorlar" gerekçesiyle hiçe sayan o akıl küplerinin ne düşündüğünü bilmeyi çok isterdim.
devamını gör...
yedinci dem
şiir üzerine birkaç konuşmamız oldu. yüreklendirici sözlerine daima minnettar kalacağım. güzel yazı ve şiirleriyle sözlüğe döner umuduyla her gün sayfasına bakıyorum.
iyi olunuz, öyle de kalınız yedinci dem.
iyi olunuz, öyle de kalınız yedinci dem.
devamını gör...
umay umay
seçilmiş insanlar vardır şu hayatın her devrinde. bir şeyleri, birilerine aktarmak için ilham gönderilen. bu bir şeyler, her şey olabilir.
benim nazarımda da kendisi seçilmiş insanlardan biridir.
öyle bir 'düşmedim daha' deyişi vardır ki, düşersin.
benim nazarımda da kendisi seçilmiş insanlardan biridir.
öyle bir 'düşmedim daha' deyişi vardır ki, düşersin.
devamını gör...
bir yazarın tüm entrylerini okumak
çok harika, bilgi,birikimi,olan yazarlar var, yeni yeni öğrendiğim bilgileri yazanlar var, belki yaşları çok genç ama kendilerini yetiştirmiş yazarlara hayranım.
hepsine teşekkür ederim özelikle, tarih, bilim, coğrafi ve hastalıklar ile ilgili bilgi verenlere.
en çok beni mutlu eden ise hepsinin genç olması, bu beni ülkenin geleceği için daha çok umutlandıran an .
hepsine teşekkür ederim özelikle, tarih, bilim, coğrafi ve hastalıklar ile ilgili bilgi verenlere.
en çok beni mutlu eden ise hepsinin genç olması, bu beni ülkenin geleceği için daha çok umutlandıran an .
devamını gör...
hüseyin avni lifij
1914 kuşağının en önemli sanatçılarından, sembolist ressam.
eserlerindeki ışığı resmedişine bayıldığım bir sanatçı. kullandığı pastel tonlardan mı ışığı resmedişinden mi bilmem, eserin ona ait olduğu kendini belli ediyor. sakıp sabancı müzesi'ndeki şu eserini özellikle eklemek isterim.
mihrişah sultan dairesi
bugün kendisinin mezarını tesadüf eseri görme fırsatı buldum. pierre loti tepesinde. kafenin hemen yanında, dibinde de mısırcı ve kestaneci var. bakımsız halde ve kalabalığın içinde kalmış. bu kadar değerli bir sanatçının mezarının hiç değilse etrafını kapatsalarmış. hiç bir şeye saygımız yok. yazık.
eserlerindeki ışığı resmedişine bayıldığım bir sanatçı. kullandığı pastel tonlardan mı ışığı resmedişinden mi bilmem, eserin ona ait olduğu kendini belli ediyor. sakıp sabancı müzesi'ndeki şu eserini özellikle eklemek isterim.
mihrişah sultan dairesibugün kendisinin mezarını tesadüf eseri görme fırsatı buldum. pierre loti tepesinde. kafenin hemen yanında, dibinde de mısırcı ve kestaneci var. bakımsız halde ve kalabalığın içinde kalmış. bu kadar değerli bir sanatçının mezarının hiç değilse etrafını kapatsalarmış. hiç bir şeye saygımız yok. yazık.
devamını gör...
çay içince gerici kahve içince laik gibi hissetmek
bazen öyle hissediyorum ben kendimi. çay içince gerici hissediyorum, kahve içtiğimde de laik, ilerici, modern.
devamını gör...