simit yok mu simit, yiyoruz ya hani. o simidi bi düşünüyorum da yani o simidin ortasında bir delik var ya o boşluğa ne oluyor? biz yedikten sonra yani o boşluk nereye kayboluyor yani? hayır onu da yiyorsak çünkü hava yutmuşuz gibi oluyor da böyle gaz mı yapmasa sonra korkusu var hep içimde onu yemesek mi acaba yani? o gaz insanı öldürür biliyor musun? o simitin ortasındaki o boşluk adamı öldürmüş...
devamını gör...

başlığa anlam veremedim.karsinizdaki insanı arzulamadan sevgili mi oluyorsunuz nasıl çarpık ilişkiler la bunlar?
devamını gör...

ortam dinlemesidir o, zihin olsa yerinde duramazsın.
devamını gör...

bu başlıkla da biraz öyle yapılmış.

insanlar "bana ne?" demeyi öğrenmeli.
devamını gör...

twitter'a, sözlüğe, instagrama duyurmadan da aylık döngümü sorunsuz yaşayabiliyorum. sürekli konuşmaya mecbur değilsiniz yani sıktı çünkü. vücutta gerçekleşen normal bir olay. sindirmek tuvalete gitmek gibi. ne ayıplayıp ezikçe bir şeymiş gibi muhabbetini yapın ne de insanlara saldıran bir tavırla yüceltin.
devamını gör...

kombiyi açabilir miyiz artık? burnumun ucu dondu.*
devamını gör...

hiç beğenmediğim bir mekan. yediğiniz şeyler öyle aman aman olmadığı gibi personelin de müşteri memnuniyetinden pek haberi yok, en azından zamanında gitmiş bulunduğum bütün şubelerinde durum buydu. yıllardır gitmiyorum, gitmem.
devamını gör...

bunlar hep bahane aslında küçük sorunlar sebebiyle bitirilmek istenilen ilişkinin,
kıyıda bekleyen ve herşeye son veren sözlerindendir .
devamını gör...

bende bir türbanlıyım. genelleme yapılarak başlık açılması çok yanlış. yapmadığım şey yüzünden bu genellemenin altına bende alınıyorum. yazarları daha dikkatli davranmaya davet ediyorum. umarım cevabım yanlış anlaşılmaz. hoş zaten yanlış anlayanın görüşü bellidir ve umrumda olmaz. saygılarımla.
devamını gör...

meyva.. meyva suyu.. süt.. bisküvi..
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

artık hoşlanmıyorumdur. bir sorunum kalmaz.
devamını gör...

türkiye'de çıplak arama vardır. toplu olarak gözaltına alındığımız bir akşam buna şahit oldum. üstelik kadınları ve erkekleri ayırmadan, hepimiz aynı odanın içerisindeyken toplu olarak yapıldı bu muamele. direnenler dayak yediler.
nöbetçi hakime bunu söylediğimizde duymamazlıktan geldi, tamam hadi beraat diye yolladı bizi apar topar. mahkeme salonundan bile zorla çıkarıldık, böyle saçma bir uygulama başka ülkede yoktur. ondan sonra burada tartışıyoruz ülkede diktatörlük var mı diye.
devamını gör...

yazdıklarım insanlara yardımcı olsun yeri geldiğinde tebessüm ettirsin yeter .
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

reddedersen senin için ağlayıp üzülüp kendimi de parçalayacak değilim. dedim. reddetti. hakkaten de kendimi parçalamadım. canım kendim. (bu foto ona gitsin)
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
(bu da bana gelsin)
devamını gör...

édouard manet 19. yüzyılda yaşamış, empresyonizmin kurculuğunu yapmış ressamlardan biriydi. modern sanatın başlangıç noktasıydı kimilerine göre. günlük yaşamdan seçtiği konular ile akıp giden anların izlenimlerini tablolarına yansıtıyordu. louis edmond duranty de 19. yüzyılda yaşamış bir yazar ve sanat eleştirmeniydi. edgar degas'ın yakın arkadaşı idi ve manet gibi o da ünlü fransız buluşma noktası café guerbois'e sık sık uğrardı.

café guerbois, paris'te bulunan ve sanatçıların, sanatseverlerin aralarında yaptıkları tartışma ve konuşmaların şahitliğini yapan bir yerdi. manet liderliğinde bazen batignolles grubu olarak adlandırılan sanatçıların da uğrak yeriydi. isimlerini izlenimcilik, empresyonizm ile andığımız edgar degas, pierre-auguste renoir, claude monet, paul cézanne gibi sanatçılar da bu gruba dahildiler ve çoğunlukla buluşmalara gelirlerdi. sadece ressamlar değil émile zola gibi yazarlar ve nadar gibi fotoğrafçılar da burayı ziyaret ederlerdi.

bir gün, 20 şubat 1870'de manet cafe guerbois'e girdi ve eski arkadaşı duranty'ye denk geldi (veyahut onu yakaladı). kendisine yaptığı ağır eleştiriden (ya da yorumunun kısa, tarafsız olması sebebiyle) dolayı sinirli olan manet, duranty'ye bir tokat attı ve özrünü kabul etmeyerek onu bir düelloya davet etti. üç gün sonra, 23 şubat'ta, saint-germain-en-laye ormanına geldiler ve -seçtikleri üzere-kılıçlarını çektiler. émile zola, manet'in; paul alexis, duranty'nin yardımcısı (ikincisi) görevindeydi. birbirlerine bir süre beceriksiz bir şekilde kılıç salladılar -tek bir vuruşta kılıçlarının eğildiği söylenir- ve duranty gögsünde yaralandı. manet'in onurunun, kendisine iade edildiğini, yeterince savunulduğuna, karar verdiler ve düelloyu bitirdiler. bu karşılaşmaya rağmen arkadaş kaldılar. manet, duranty'ye resimlerini göndermeye devam etti. ve yine söylencelere göre manet, karşılaşma öncesinde rahat bir çizme giymesini gerektiğini söylerek bir tane almıştı. düellodan sonra bunu duranty'e teklif etti fakat kabul görmedi. aynı şekilde duranty'nin de ''kılıcım düz olsaydı onu öldürürdüm'' dediği iddia edilir.

kaynakça ve daha fazlası: büyük sanatçıların gizli hayatları, elizabeth lunday, wikipedia - düellolar listesi, wikipedia - cafe guerbois, sanat: büyük sanatçılar ve eserleri hakkında bilmeniz gereken her şey, susie hodge, wikipedia - batignolles grubu, britannica - düellolar hakkında bir yazı, wikipedia - louis edmond duranty, wikipedia - eduard manet, history.com - düellolar hakkında bir yazı
devamını gör...


1200-1204 yılları arasında gerçekleşen bir haçlı seferidir.
papa ııı. ınnocentius, kudüs'ü kurtarmak maksadıyla; tüm avrupa'yı sefere davet etti ve bu sefer 1202'de venedik'ten başladı. başlangıçta seferin hedefi önce mısır'ı ele geçirmek ve oradan kudüs'e gidip orayı da zaptetmekti. fakat venedik'liler ve yaşlı venedik dükü enrico dandolo bu seferin hedefini değiştirmeyi başardı. haçlılar, istanbul'u kuşatıp zaptettiler. klasik ve orta çağ'ın kültür hazineleriyle dolu olan şehri yakıp talan ettiler. 1204'te kendi orta çağ ve katolik inançlarına uyan latin imparatorluğu'nu kurdular. ıv. haçlı seferi gayesinden uzaklaşmış bir sefer olarak sona erdi. böylelikle haçlılar, 1261 yılına kadar bizans üzerindeki hâkimiyetlerini sürdürerek istanbul’a sahip oldular.
devamını gör...

çok uzun zamandır uğramadığım babanemin o huzur kokulu evine gittim bugün. 7 saate yakın tek başıma, doğa ile iç içe kaldım.. kurabiye yaptım(yemek bile istemezsiniz), ağaçları suladım, kitap okudum, meyve topladım, evi karıştırdım.. sanki yıllardır bu güne ihtiyacım varmış gibi. biraz da olsa unutabildim o günleri.. unutamayacağım günler arasına girdi diyebilirim...
beni bugün en mutlu eden sey ise babanemin papatya kokulu kitapları idi.. uzun zamandır kitap alamıyordum.. işte anlarsınız.. sabırsızlıkla bekliyorum hepsini okumak için.. umarım babanem çaldığım kitaplar için kızmaz... neyse yeter bu kadar.. hadi iyi akşamlar..
devamını gör...

#155880 ile buradayım. belki artık genç değilim ama hala dinliyorum. müziğin hasıdır. enstrüman çalmaya başlayan gençlerin birinci tercihidir. (gitar çalmaya başlayan çocuk drake şarkısı mı çalacak, müzik hep elektronik, cuppa cuppa tarzı oldu.)
devamını gör...

bazılarına vermediğini düşündüğüm beyin, beraberinde düşünebilme yetisi ve duygular.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim