vaftiz
cape town'da iken bazı türk arkadaşlar bizi davet etmiş, beraber denize gitmiştik ama tabi şehrin meşhur sahillerine değil, kadın, kız göremeyeceğimiz kuytu köşe bir yere.
kimi yatıyor, kimi yüzüyor, kimi de tatil günümüz burada mahvoldu, şimdi clifton yada camp's bay'de beyaz kızların etrafında olmalıydık diyordu.
neyse biz bu durumdayken, iki otobüs dolusu, çoğunluğu kadın, kız coloured melez, bizim sahile geldi. bazı türkler haydaaa oldumu şimdi derken, bazılarının yüzü pis, pis sırıtmaya başladı.
tabi bizim yüzü sırıtan türkler bekliyor ki, kızlar artık üstünü çıkarsın ama kimse üstünü çıkarmıyor, tam tersine def çalıp, ilahi gibi birşeyler söylüyorlardı. tabi afrikaans dili olduğu için bir kelime bile anlamıyorduk.
sonunda papaz kıyafetli bir adam, göğsüne kadar gelecek kadar denize girdi ve kıyıdaki diğer adam bir kızı tutup, papazın yanına gittiler. papaz birşeyler söylüyordu ve diğer adamla birlikte kızı iki taraftan omuzlarından tutup denize sokup, çıkardılar. papaz denizde kaldı ve diğer adam kızı kıyıya getirip diğerini götürerek, sırayla bütün kadınlara ve adamlara aynısını yaptılar.
ertesi gün melez arkadaşlara anlattık ve onlar bunun vaftiz olduğunu, bazı protestan kiliselerin sadece saça su sürmeyi kabul etmediğini, baştan aşağı suya girmek gerektiğini söylediler.
kimi yatıyor, kimi yüzüyor, kimi de tatil günümüz burada mahvoldu, şimdi clifton yada camp's bay'de beyaz kızların etrafında olmalıydık diyordu.
neyse biz bu durumdayken, iki otobüs dolusu, çoğunluğu kadın, kız coloured melez, bizim sahile geldi. bazı türkler haydaaa oldumu şimdi derken, bazılarının yüzü pis, pis sırıtmaya başladı.
tabi bizim yüzü sırıtan türkler bekliyor ki, kızlar artık üstünü çıkarsın ama kimse üstünü çıkarmıyor, tam tersine def çalıp, ilahi gibi birşeyler söylüyorlardı. tabi afrikaans dili olduğu için bir kelime bile anlamıyorduk.
sonunda papaz kıyafetli bir adam, göğsüne kadar gelecek kadar denize girdi ve kıyıdaki diğer adam bir kızı tutup, papazın yanına gittiler. papaz birşeyler söylüyordu ve diğer adamla birlikte kızı iki taraftan omuzlarından tutup denize sokup, çıkardılar. papaz denizde kaldı ve diğer adam kızı kıyıya getirip diğerini götürerek, sırayla bütün kadınlara ve adamlara aynısını yaptılar.
ertesi gün melez arkadaşlara anlattık ve onlar bunun vaftiz olduğunu, bazı protestan kiliselerin sadece saça su sürmeyi kabul etmediğini, baştan aşağı suya girmek gerektiğini söylediler.
devamını gör...
delikanlı insanın penisi büyük olur
antik yunan kültüründe aptallık ve çirkinliği temsil ettiği düşünülmüş hatta bu yüzden birini aşağılamak için heykellerinde bilerek büyük bir penis özellikle tercih edilmiştir.her dönemde farklı bir şeyi temsil ediyor fakat bununla veya başlıkta söylenilen zırvalık ile ilgili olmayan bir olaydır, tabii porno filmlerinde yaşamıyorsanız.
not: başlık sahibi yazar değil başlıktaki cümle hedef alınmıştır.
not: başlık sahibi yazar değil başlıktaki cümle hedef alınmıştır.
devamını gör...
anneye söylenen yalanlar
mutluyum, iyiyim.
devamını gör...
normal sözlük su tasarrufu hareketi
merhabalar sayın yazar arkadaşlar. bu konuda bir şeyler yazmak isityorum.
3 senedir el yıkama musluğunun altına küçük bir leğen(5-6 litre hacminde) koyarak ve bu suyu tuvalet için gider suyu olarak kullanarak aylık su tüketimimizi aylık ortalama 15 metreküpten, aylık ortalama 11 metreküpe düşürdük. bir öğretmenimin tavsiyesiyle başladık bu uygulamaya. 3 seneden biraz fazladır bu uygulamayı yaptığımızı varsayarsak kaba bir hesapla 36*4=144 ton suyu kurtarmış olduk.
annem ıspanak, marul, roka, göbek salatası gibi toprak yüzeyinde yetişen dolayısıyla kirlenmeye ve çinde böcek bulundurmaya müsait olan yiyecekler konusunda çok titizdir. bu sebeple en az 3 defa yıkar bu bitkileri. 1 sefer sirkeli olarak 2 sefer de normal su içinde bekleterek yapar bu işlemi. ama ne yazık ki o bilmeyerek bu suyu direkt lavabo içine döküyordu. biraz da onu darlayarak bu eyleminin yanlış olduğunu, o suyu kullanabileceğimizi söyledim. uyarılarım etkili oldu ve 4 senedir o sirkeli olan parti hariç bitki yıkama sularını leğende tutuyoruz ve bahçemizdeki büyük bir kovaya döküyoruz( leğen yaklaşık 10 litre, kova da yaklaşık 60 litre). bu suyu daha sonra bahçemizde bulunan bitkilerimizi sulamak için kullanmaya başladık. haftada en az 3 gün bu sebzeleri tükettiğimizi varsayarsak kaba bir hesapla:
haftada 3 gün ayda 12 gün yapıyor. 12 gün boyunca 10 litrelik kapta 2 sefer geri dönüşüm yapabiliyoruz. günde 20, ayda 240 litre yapıyor.
4 yılda 4*12=48 ay var.
48*240=11520 litre yapıyor yani yaklaşık 11.5 ton.
evet sayın yazar arkadaşlar. gördüğünüz üzere sadece iki basit adımla bile 4 kişilik bir aile olarak yaklaşık olarak 4 yılda, yaklaşık 155,5 ton yani 155,500 litre suyu kurtarmışız, geri dönüştürmüşüz.
yan kişi başı yaklaşık 39 ton yani 39000 litre su yapıyor.
yıllık bazda ise kişi başı yaklaşık 9,75 metreküp yani 9750 litre su yapıyor.
her birimiz her yıl bırakın 9,75 metreküpü sadece 5 metreküp suyu bile kurtarsak 410 milyon metreküp suyu yani 410.000.000 metreküp suyu kurtarmış oluruz.
çok zor bir eylem değil bunlar. su, insan hayatının temel maddesi olmasına rağmen çok sınırlı olan bir madde. yenilenebilir bir kaynak değil. petrolden de, altından da, tüm paralardan da daha değerli ama maalesef bunun bilincinde değiliz.
ortaokuldayken bir arkadaşım vardı, biraz itici bir arkadaştı ama mecbur selamlaşıyorduk. tuvaletten çıkarken suyu kapatmazdı, açık bırakıp giderdi. bir gün neden böyle olduğunu sordum kendisine. bana olabildiğince kaba bir şekilde dedi ki : 'benim cebimden mi çıkıyor sanki'. adeta yıkıldım. gözümden yaş geldi. o aralar da su kaynakları ile ilgili bir konu işliyorduk derslerde. hocamız bir belgesel izletmişti. afrikada susuzluktan kırılan insanlar, çocuklar ile ilgili. o anda bu insanlar gözümün önüne geldi. insanların ne kadar acımasız olduğunu da ilk orada anladım.
lütfen suyumuzu dikkatli kullanalım. sayın yazarlar. buraya kadar okuyan herkese çok teşekkür ederim. saygılarımla.
3 senedir el yıkama musluğunun altına küçük bir leğen(5-6 litre hacminde) koyarak ve bu suyu tuvalet için gider suyu olarak kullanarak aylık su tüketimimizi aylık ortalama 15 metreküpten, aylık ortalama 11 metreküpe düşürdük. bir öğretmenimin tavsiyesiyle başladık bu uygulamaya. 3 seneden biraz fazladır bu uygulamayı yaptığımızı varsayarsak kaba bir hesapla 36*4=144 ton suyu kurtarmış olduk.
annem ıspanak, marul, roka, göbek salatası gibi toprak yüzeyinde yetişen dolayısıyla kirlenmeye ve çinde böcek bulundurmaya müsait olan yiyecekler konusunda çok titizdir. bu sebeple en az 3 defa yıkar bu bitkileri. 1 sefer sirkeli olarak 2 sefer de normal su içinde bekleterek yapar bu işlemi. ama ne yazık ki o bilmeyerek bu suyu direkt lavabo içine döküyordu. biraz da onu darlayarak bu eyleminin yanlış olduğunu, o suyu kullanabileceğimizi söyledim. uyarılarım etkili oldu ve 4 senedir o sirkeli olan parti hariç bitki yıkama sularını leğende tutuyoruz ve bahçemizdeki büyük bir kovaya döküyoruz( leğen yaklaşık 10 litre, kova da yaklaşık 60 litre). bu suyu daha sonra bahçemizde bulunan bitkilerimizi sulamak için kullanmaya başladık. haftada en az 3 gün bu sebzeleri tükettiğimizi varsayarsak kaba bir hesapla:
haftada 3 gün ayda 12 gün yapıyor. 12 gün boyunca 10 litrelik kapta 2 sefer geri dönüşüm yapabiliyoruz. günde 20, ayda 240 litre yapıyor.
4 yılda 4*12=48 ay var.
48*240=11520 litre yapıyor yani yaklaşık 11.5 ton.
evet sayın yazar arkadaşlar. gördüğünüz üzere sadece iki basit adımla bile 4 kişilik bir aile olarak yaklaşık olarak 4 yılda, yaklaşık 155,5 ton yani 155,500 litre suyu kurtarmışız, geri dönüştürmüşüz.
yan kişi başı yaklaşık 39 ton yani 39000 litre su yapıyor.
yıllık bazda ise kişi başı yaklaşık 9,75 metreküp yani 9750 litre su yapıyor.
her birimiz her yıl bırakın 9,75 metreküpü sadece 5 metreküp suyu bile kurtarsak 410 milyon metreküp suyu yani 410.000.000 metreküp suyu kurtarmış oluruz.
çok zor bir eylem değil bunlar. su, insan hayatının temel maddesi olmasına rağmen çok sınırlı olan bir madde. yenilenebilir bir kaynak değil. petrolden de, altından da, tüm paralardan da daha değerli ama maalesef bunun bilincinde değiliz.
ortaokuldayken bir arkadaşım vardı, biraz itici bir arkadaştı ama mecbur selamlaşıyorduk. tuvaletten çıkarken suyu kapatmazdı, açık bırakıp giderdi. bir gün neden böyle olduğunu sordum kendisine. bana olabildiğince kaba bir şekilde dedi ki : 'benim cebimden mi çıkıyor sanki'. adeta yıkıldım. gözümden yaş geldi. o aralar da su kaynakları ile ilgili bir konu işliyorduk derslerde. hocamız bir belgesel izletmişti. afrikada susuzluktan kırılan insanlar, çocuklar ile ilgili. o anda bu insanlar gözümün önüne geldi. insanların ne kadar acımasız olduğunu da ilk orada anladım.
lütfen suyumuzu dikkatli kullanalım. sayın yazarlar. buraya kadar okuyan herkese çok teşekkür ederim. saygılarımla.
devamını gör...
hall etkisi
iki boyutlu bir yüzey oluşturan bir iletkenden elektrik akımı geçmekteyken. bu iletkenin bir manyetik alan ile etkileşimi sonucunda, elektrik akımı yönüne dik yönde, elektriksel potansiyel fark oluşması durumu olarak açıklanabilir.

bu potansiyel farkın büyüklüğünü yorumlayarak manyetik alanın yönü ve şiddetini ölçen elektronik sensörler, günümüzde birçok alanda kullanılmaktadır.

bu potansiyel farkın büyüklüğünü yorumlayarak manyetik alanın yönü ve şiddetini ölçen elektronik sensörler, günümüzde birçok alanda kullanılmaktadır.
devamını gör...
güne bir söz bırak
“hüzün; kalbi zayıflatır, azmi kırar, iradeye zarar verir.”
ibnü'l kayyum
ibnü'l kayyum
devamını gör...
devrin skywalker
bir kişi veya olayın gündemde olduğu tarih dönemine devrin denir. kafa sözlük’ün en çalışkan yazarları derken akla devrin nickli yazar da gelir. tanımları keyifle okunur, sevdiğim çizgi filmleri de anlatır. daha ne olsun güzel tanımların daim olsun çalışkan yazar.
devamını gör...
4 ocak 2021 normal sözlük'ü hacklemem
ticari oluşumlarla ilgili onlarca tanım biriktirip birden bütün akışı yerle bir ederek birbiri ardında tanım yayına almanın mantığını anlayamadığım için yorum yapamayacağım olaydır.
devamını gör...
fransa
turkiye'de fransa'ya karsi duyulan nefreti çok ilginç buluyorum çunku iki ulke birbirine çok ciddi derecede benziyor.
oncellikle fransa'daki ucuncu cumhriyet yani 1871 ve 1941 arasinda kullanilan ucuncu anayasa, turkiye'ye baskanlik sistemi gelmeden onceki sisteme çok benzerdi.
ıkinci olarak, turkiye'deki laiklik anlayisi, fransiz laiklik modelinin aynisi. cogu ulkenin sekulerlik anlayisi fransa'nin ve turkiye'nin laiklik anlayisi yaninda cocuk oyuncugi gibi kaliyor. turkiye'deki laiklik anlayisi, fransa'da oldugu gibi devletin din uzerinde bir soz hakki edinmesine yol aciyor. ayrica iki ulkede de, bu laiklik anlayisi cok tartisiliyor.
ucuncu olarak milliyetcilik. fransa, avrupa'da solun en guclu oldugu ulkelerden biri. ancak turkiye'de oldugu gibi çogu solcuda bile bir milliyetcilik var. ılk duydugunuzda kulaga garip gelebilir. soyle anlatayim, milliyetcilik cumhuriyetci degerlerin icine islemis durumda cunku fransa ulus devletin dogdugu yer. modern turk devleti kurulurkan, ataturk fransiz ulus devleti modelini kullandigindan mutevellit, bizdeki cumhuriyetci milliyetcilik anlayisi fransa'dakine cok benziyor.
son olarak tarıh. fransa da, turkiye de cok cesitli bir tarihi gecmise sahip. ıki ulke de tarih boyunca askeri basarilari ile taninmis ulkeler. ayni zamanda iki ulke tarihi olarak birbirlerine bagli ulkeler. fransa ve osmanli imparatorlugu 16.inci yuzyildan 19.uncu yuzyila kadar muttefiklerdi. bati avrupada, doguyla en fazla iletisime gecen ulke tarih boyunca fransa'ydi, islam dunyasin da ya da doguda en fazla batiyla icice yasiyan ulke ise turkiye.
oncellikle fransa'daki ucuncu cumhriyet yani 1871 ve 1941 arasinda kullanilan ucuncu anayasa, turkiye'ye baskanlik sistemi gelmeden onceki sisteme çok benzerdi.
ıkinci olarak, turkiye'deki laiklik anlayisi, fransiz laiklik modelinin aynisi. cogu ulkenin sekulerlik anlayisi fransa'nin ve turkiye'nin laiklik anlayisi yaninda cocuk oyuncugi gibi kaliyor. turkiye'deki laiklik anlayisi, fransa'da oldugu gibi devletin din uzerinde bir soz hakki edinmesine yol aciyor. ayrica iki ulkede de, bu laiklik anlayisi cok tartisiliyor.
ucuncu olarak milliyetcilik. fransa, avrupa'da solun en guclu oldugu ulkelerden biri. ancak turkiye'de oldugu gibi çogu solcuda bile bir milliyetcilik var. ılk duydugunuzda kulaga garip gelebilir. soyle anlatayim, milliyetcilik cumhuriyetci degerlerin icine islemis durumda cunku fransa ulus devletin dogdugu yer. modern turk devleti kurulurkan, ataturk fransiz ulus devleti modelini kullandigindan mutevellit, bizdeki cumhuriyetci milliyetcilik anlayisi fransa'dakine cok benziyor.
son olarak tarıh. fransa da, turkiye de cok cesitli bir tarihi gecmise sahip. ıki ulke de tarih boyunca askeri basarilari ile taninmis ulkeler. ayni zamanda iki ulke tarihi olarak birbirlerine bagli ulkeler. fransa ve osmanli imparatorlugu 16.inci yuzyildan 19.uncu yuzyila kadar muttefiklerdi. bati avrupada, doguyla en fazla iletisime gecen ulke tarih boyunca fransa'ydi, islam dunyasin da ya da doguda en fazla batiyla icice yasiyan ulke ise turkiye.
devamını gör...
tam kapanma
devamını gör...
herkes mahlasına yakışanı yapsın
katıldığım önerme. herkes kimlikleri versin.
legal torbacı ellerini arkada birleştir sende.
legal torbacı ellerini arkada birleştir sende.
devamını gör...
yazılan entry'nin yoldaş benjamin franklin tarafından beğenilmesi
yoldaş ile mesajlaşmak kadar özel olmayan durum.o seviyeye hemen gelinemez.
devamını gör...
kabotaj
1926 yılında yasalaşıp 1935 yılında bayram olarak kabul edilen ve kıyı denizciliği anlamına gelen sözcük.
devamını gör...
sözlükte meriçlerin ötekileştirilmesi
z kuşağını ötekileştirdiniz, eyvallah dedik.
çaylaklara salladınız, tamam dedik arayı bulmaya çalıştık.
bir ara kezban furyası başlattınız, ayıpladık ama affettik.
meriçler kırmızı çizgimizdir! onlara uzanan eller kırılsın!*
çaylaklara salladınız, tamam dedik arayı bulmaya çalıştık.
bir ara kezban furyası başlattınız, ayıpladık ama affettik.
meriçler kırmızı çizgimizdir! onlara uzanan eller kırılsın!*
devamını gör...
unutulmayan aşk-ı memnu replikleri
bırak insanlar sadece mücevherlerimizi konuşsun.
devamını gör...
evdekilere küsüp kızınca yapılanlar
küçükken ağlayarak günlüğüme yazıyordum.
devamını gör...
kaslı erkek
geliştirecek pek bir şeyi olmadığından vücuda abanan kimsedir.
devamını gör...