40 yaş üstü yazarlar mafyası
üyeleri tecrübelidir. öyle atıp tutmazlar. hızlı aksiyon alırlar.
devamını gör...
su bardağı
pasta-borek yapimi icin olcu birimi.
anne evi itemi ayni zamanda; guncel “yeni gelin” evlerinde incik boncuklu bir tik buyuk boyutlulari var artik bunlarin, kocislerine servis yaparken kullaniyorlar.
ergonomik diye uretmisler bu bardagi ama bence degil ya, herhangi bir icecek tuketmeye asla yetmiyor cunku; surekli doldur-bosalt yapmaktan yoruyor, candan bezdiriyor, tak ettiriyor. dusundukce afakanlar basti, vallahi harakiri yapacagim.
bununla bir sey icmeye kalksam minimum 2 tam tur yapiyorum, sonunda mide bulantisi garanti.
icecek icin kullanmayin lan, ben manyak oldum bunun yuzunden. devasa kupalarim kalp ben.*
anne evi itemi ayni zamanda; guncel “yeni gelin” evlerinde incik boncuklu bir tik buyuk boyutlulari var artik bunlarin, kocislerine servis yaparken kullaniyorlar.
ergonomik diye uretmisler bu bardagi ama bence degil ya, herhangi bir icecek tuketmeye asla yetmiyor cunku; surekli doldur-bosalt yapmaktan yoruyor, candan bezdiriyor, tak ettiriyor. dusundukce afakanlar basti, vallahi harakiri yapacagim.
bununla bir sey icmeye kalksam minimum 2 tam tur yapiyorum, sonunda mide bulantisi garanti.
icecek icin kullanmayin lan, ben manyak oldum bunun yuzunden. devasa kupalarim kalp ben.*
devamını gör...
rett sendromu
pek sık rastlanmasa da belirtileriyle otizm ile karıştırılır. rett sendromu, beyin gelişimini etkileyen ve zihinsel/fiziksel engelliliğe neden olan genetik bozukluktur. ilk olarak dr. andreas rett tarafından tanımlanmış ve 1983 yılında hastalık olarak dünyaya duyurulmuştur.
araştırmalara göre her yıl doğan 12.000 kız çocuğundan yaklaşık 1'ini etkilediği tahmin edilmektedir ve erkeklerde nadiren görülmektedir.
semptomların ilk ortaya çıktığı yaş çocuktan çocuğa değiştiği gibi, rett sendromunun tüm semptomları her çocukta görülmez.
araştırmalara göre her yıl doğan 12.000 kız çocuğundan yaklaşık 1'ini etkilediği tahmin edilmektedir ve erkeklerde nadiren görülmektedir.
semptomların ilk ortaya çıktığı yaş çocuktan çocuğa değiştiği gibi, rett sendromunun tüm semptomları her çocukta görülmez.
devamını gör...
geceye bir söz bırak
-hep geçer diyorlar ya olric.. sence geçer mi ?
- geçer elbet efendim.
bazısı teğet geçer,
bazısı deler geçer,
bazısı deşer geçer,
bazısı parçalar geçer.
ama mutlaka geçer...
oğuz atay.
- geçer elbet efendim.
bazısı teğet geçer,
bazısı deler geçer,
bazısı deşer geçer,
bazısı parçalar geçer.
ama mutlaka geçer...
oğuz atay.
devamını gör...
akış ve gündemde okumaya değecek başlık bulamamak
ah, tanıyorum bu sancıyı dediğim başlık!
ama ben ne yaptım, şikayet edeceğime o hayal edilen mükemmel başlığı kendim açtım, sen de benim gibi yap?
(bkz: çamurlarda yuvarlanan küçük bir domuzcuk gibi mutlu uyanmak)
ama ben ne yaptım, şikayet edeceğime o hayal edilen mükemmel başlığı kendim açtım, sen de benim gibi yap?
(bkz: çamurlarda yuvarlanan küçük bir domuzcuk gibi mutlu uyanmak)
devamını gör...
çubuk turşusu
turşu sevmeyen beni bile kendisine hayran bırakmış olan turşudur.
çok olmasa da acımsı bir tadı vardır.
çok olmasa da acımsı bir tadı vardır.
devamını gör...
özledim mesajı
atamazsın o mesajı. atmamalısındır.
devamını gör...
işaret dilinin evrensel olmayışı
beni işaret dili öğrenmekten vaz geçiren olaydır. meğerse her dilden dileyi bırakın bölgeden bölgeye bile değişkenlik gösteriyormuş. aslında evrensel bir işaret dili olsaydı bu dili kullanmak zorunda olan insanların hayatı net daha kolaylaşırdı. bu bile engellilerin ne kadar ihmal edildiğini gösteriyor.
devamını gör...
zülfü livaneli
yiğidim aslanım.
devamını gör...
40 yaş üzerinde olmak
40'ların ilk yarılarında anladığım kadarıyla, artık dinginleştiğin ve hırsların köreldiği yaşlardır.
gençlikteki o hareketlilik artık insanın kendisini girecek daha sakin bir delik aramaya bırakıyor.
ortalama 80 yıllık ömürde maçın ikinci yarısına başlamaktır.
gençlikteki o hareketlilik artık insanın kendisini girecek daha sakin bir delik aramaya bırakıyor.
ortalama 80 yıllık ömürde maçın ikinci yarısına başlamaktır.
devamını gör...
köy yaşantısı
şehrin kalabalığından gürültüsünden işten güçten bıktığımız zamanlarda aklımızdan geçen ilk şeylerden biridir köy yaşantısı.
mandra filozofu seyretmiş olanlar, köylerde çekilmiş diziler ve filmleri izleyenler ekranda gördükleri sahnelere aşık olup vurulurlar.
köyler ile bir bağı olanlar ise senede bir hafta on gün ailesinin akrabasının yanına gidip biraz özlem giderdikten sonra gerisin geriye şehre dönüp kaosun kalabalığın içine dalar, bu enerji şarjıyla uzun bir süre idare eder. ne kadar süre derseniz köyden bagajlarına doldurup getirdikleri salçalar, konserveler, bulgurlar, yağlar, ballar bitinceye kadar.
hemen herkes köydeki organik yaşamın hastasıdır. kümesten yumurta, inekten süt, dalından meyve, bahçeden sebze.
fakat bunların gerçekleştirilmesindeki emek ve gösterilen özveri alınteri pek düşünülmez yada düşünülmek istenmez.
şehir insanlarından çok çok küçük bir yüzdesi radikal bir kararla köye döner bunların bir kısmı gözünü karartıp köy yaşamına adapte olur diğer kısmı ise boyunun ölçüsünü alıp gerisin geriye şehre döner.
bir kısım ise şehre yakın bir köyden bir yer alır biraz köyde biraz şehirde yuvarlanıp gider. c şıkkı dediğimiz bu grup daha revaçtadır. hem pastam dursun hem karnım doysun. şehirden kopmadığı gibi canı isteyince de köyünde kafa dinler.
köyde yaşıyorsanız ilk olarak birkaç tavukla hayvancılık faaliyeti başlar. hem bana arkadaş olsun hem de bahçeyi, tavukları korusun diye köpek sahibi olunur. biraz kendine güven gelince sabahları da sütümüzü sağalım yoğurtta yaparız peynir de yaparız diyerek birkaç koyun yada keçi sahibi olunur. hımm bu koyunlarda çok yem yiyiyor hazıra dağ dayanmıyor falancanın boş tarlasını icar alalım yonca dikelim, fi dikelim diyerek hayvancılıktan çiftçiliğe de adım atılır. bu arada mevsim sebzeleri vs ekip dikmeden olmaz. soğan, sarımsak, bakla fasulye, domates, biber, patlıcan, muhtelif yeşillikler vs derken gün ve işler artık tan yeri ağarırken başlar ama hava kararsa da bitmez.
yapılacak işlerin ertelenmesi gibi bir lüks yoktur. her şeyin zamanında yapılması gerekir. hayvanların sağılması, yemlenmesi, sulanması peşinde çobanlık yapılıp güdülmesi çünkü hayvan bakmak çocuk bakmaktan zordur ağzı var dili yoktur laf söz anlamaz ne söylersen söyle dinlemez hep gütmek ister. tarla bahçe işleri de en az hayvan bakmak kadar güçtür. sulaması, çapalaması, gübrelenmesi, ilaçlanması vs.
genel hatları yaşam bu döngüde gider köyde.
şehirdeki gibi, hadi kepengi kapatalım veya haftasonu mesai yok falanca yere kahvaltıya gidelim filanca yere gezmeye gidelim bara cafeye sinemaya denize gidelim bunlar köyde hayal olur. köyde kepenk hiç kapanmaz yeri geldiğinde gece bile kar kış tipi yağmur çamur hani kıyamet kopsa kepenk açıktır. hayvanları olumsuz hava şartlarından korumak onlara sahip çıkmak önceliklidir.
emekli olup köye gidip yaşayabilirsiniz geçinmek için sabit bir geliriniz vardır.
hem şehirde eviniz var hem köyde eviniz var biraz orada biraz burada yaşayabilirsiniz. zaten sabit bir gelirinizde vardır sıkıntı olmaz.
ancak bu iki sınıfın dışındaysanız geçiminiz köydeki ekip biçtiğiniz tarlalara ve yetiştirdiğiniz hayvanlara dayalı ise hayat oldukça zordur. o dükkanın kepengi hiç kapanmaz.
mandra filozofu seyretmiş olanlar, köylerde çekilmiş diziler ve filmleri izleyenler ekranda gördükleri sahnelere aşık olup vurulurlar.
köyler ile bir bağı olanlar ise senede bir hafta on gün ailesinin akrabasının yanına gidip biraz özlem giderdikten sonra gerisin geriye şehre dönüp kaosun kalabalığın içine dalar, bu enerji şarjıyla uzun bir süre idare eder. ne kadar süre derseniz köyden bagajlarına doldurup getirdikleri salçalar, konserveler, bulgurlar, yağlar, ballar bitinceye kadar.
hemen herkes köydeki organik yaşamın hastasıdır. kümesten yumurta, inekten süt, dalından meyve, bahçeden sebze.
fakat bunların gerçekleştirilmesindeki emek ve gösterilen özveri alınteri pek düşünülmez yada düşünülmek istenmez.
şehir insanlarından çok çok küçük bir yüzdesi radikal bir kararla köye döner bunların bir kısmı gözünü karartıp köy yaşamına adapte olur diğer kısmı ise boyunun ölçüsünü alıp gerisin geriye şehre döner.
bir kısım ise şehre yakın bir köyden bir yer alır biraz köyde biraz şehirde yuvarlanıp gider. c şıkkı dediğimiz bu grup daha revaçtadır. hem pastam dursun hem karnım doysun. şehirden kopmadığı gibi canı isteyince de köyünde kafa dinler.
köyde yaşıyorsanız ilk olarak birkaç tavukla hayvancılık faaliyeti başlar. hem bana arkadaş olsun hem de bahçeyi, tavukları korusun diye köpek sahibi olunur. biraz kendine güven gelince sabahları da sütümüzü sağalım yoğurtta yaparız peynir de yaparız diyerek birkaç koyun yada keçi sahibi olunur. hımm bu koyunlarda çok yem yiyiyor hazıra dağ dayanmıyor falancanın boş tarlasını icar alalım yonca dikelim, fi dikelim diyerek hayvancılıktan çiftçiliğe de adım atılır. bu arada mevsim sebzeleri vs ekip dikmeden olmaz. soğan, sarımsak, bakla fasulye, domates, biber, patlıcan, muhtelif yeşillikler vs derken gün ve işler artık tan yeri ağarırken başlar ama hava kararsa da bitmez.
yapılacak işlerin ertelenmesi gibi bir lüks yoktur. her şeyin zamanında yapılması gerekir. hayvanların sağılması, yemlenmesi, sulanması peşinde çobanlık yapılıp güdülmesi çünkü hayvan bakmak çocuk bakmaktan zordur ağzı var dili yoktur laf söz anlamaz ne söylersen söyle dinlemez hep gütmek ister. tarla bahçe işleri de en az hayvan bakmak kadar güçtür. sulaması, çapalaması, gübrelenmesi, ilaçlanması vs.
genel hatları yaşam bu döngüde gider köyde.
şehirdeki gibi, hadi kepengi kapatalım veya haftasonu mesai yok falanca yere kahvaltıya gidelim filanca yere gezmeye gidelim bara cafeye sinemaya denize gidelim bunlar köyde hayal olur. köyde kepenk hiç kapanmaz yeri geldiğinde gece bile kar kış tipi yağmur çamur hani kıyamet kopsa kepenk açıktır. hayvanları olumsuz hava şartlarından korumak onlara sahip çıkmak önceliklidir.
emekli olup köye gidip yaşayabilirsiniz geçinmek için sabit bir geliriniz vardır.
hem şehirde eviniz var hem köyde eviniz var biraz orada biraz burada yaşayabilirsiniz. zaten sabit bir gelirinizde vardır sıkıntı olmaz.
ancak bu iki sınıfın dışındaysanız geçiminiz köydeki ekip biçtiğiniz tarlalara ve yetiştirdiğiniz hayvanlara dayalı ise hayat oldukça zordur. o dükkanın kepengi hiç kapanmaz.
devamını gör...
camide sümüklü burnunu secdedeyken halıya sürerek temizleyen mümin
olmaz demeyin. böyle bir şey var.
inanmayanlar olmuş. o zaman biraz ayrıntısını anlatayım. o sıralar 20'li yaşlardaydım. sanırım 22 olmalı. henüz dindar takılan bir tiptim. cumalarımı hiç aksatmazdım filan. cami içerisinde ön saflardan bir yere oturdum. benim ardımdan gelen cübbeli sarıklı bir adam hemen önümdeki safa oturdu. adam biraz kirli bir tipti zaten. neyse zaman geçti, ilk sünneti kıldık, hutbe filan derken. adamın hastalıktan gözlerinin yaşardığını gördüm. elini yüzüne gözüne sürüp halılara da tutuyordu. iğrenç bir manzaraydı açıkçası. hemen götüm götüm bir saf geriye kaydım bir şekilde, kalabalık cami içerisinde. sonra farz için kalktık. neyse bu herife gözüm takılıyor sürekli. sonra, o kadar ki secdede bile gözüm gidiyor pisliğe. işte neyse bu herifin akan göz yaşları ile birlikte secde ettiği noktaya baya baya burnunu sildiğini gördüm. inanılmaz bir andı ben için hayatım boyunca aklımdan çıkmıyor pislik herif, neyse işte böyle.
inanmayanlar olmuş. o zaman biraz ayrıntısını anlatayım. o sıralar 20'li yaşlardaydım. sanırım 22 olmalı. henüz dindar takılan bir tiptim. cumalarımı hiç aksatmazdım filan. cami içerisinde ön saflardan bir yere oturdum. benim ardımdan gelen cübbeli sarıklı bir adam hemen önümdeki safa oturdu. adam biraz kirli bir tipti zaten. neyse zaman geçti, ilk sünneti kıldık, hutbe filan derken. adamın hastalıktan gözlerinin yaşardığını gördüm. elini yüzüne gözüne sürüp halılara da tutuyordu. iğrenç bir manzaraydı açıkçası. hemen götüm götüm bir saf geriye kaydım bir şekilde, kalabalık cami içerisinde. sonra farz için kalktık. neyse bu herife gözüm takılıyor sürekli. sonra, o kadar ki secdede bile gözüm gidiyor pisliğe. işte neyse bu herifin akan göz yaşları ile birlikte secde ettiği noktaya baya baya burnunu sildiğini gördüm. inanılmaz bir andı ben için hayatım boyunca aklımdan çıkmıyor pislik herif, neyse işte böyle.
devamını gör...
salgının olduğu bir dönemde kongre yapıyoruz ve salon lebaleb dolu
karakterini ve çalışmalarını çok sevdiğim, kişilik olarak da sempati beslediğim ezeli ve ebedi cumhurbaşkanımız ve akp genel başkanı başkomutanımız sayın recep tayyip erdoğan beyfendinin, partisinin rize kongresinde dile getirdiği cümle. lebaleb nedir diye baktım, ağzına kadar dolu demekmiş. osmanlıca kelimeleri kullanmayı seven biri olarak lebalebi artık tanımlarımda bolca göreceksiniz inşallah.
devamını gör...
ülkemde suriyeli istemiyorum
zerre kadar katılmadığım bir başlık. mazlumun, garibanın, yolda kalmışın başımın üstünde yeri var.
herkes kendi rızkını yer.
bu dünya kimseye kalmaz.
kanada müslüman vatandaşlarına selamün aleyküm diyor ramazan mübarek diyor, biz ne diyoruz.
allah ıslah etsin.
herkes kendi rızkını yer.
bu dünya kimseye kalmaz.
kanada müslüman vatandaşlarına selamün aleyküm diyor ramazan mübarek diyor, biz ne diyoruz.
allah ıslah etsin.
devamını gör...
barış manço'nun aşılamaması
bülent ortaçgil'in "müzik yapıyorsan kendin olmalısın" tavsiyesinin başka nadir bir örneği olan barış manço'nun konu olduğu çıta, kıyas.
bence müzikte aşılmak, geçilmek, daha iyi olmak, yarışmak vs gibi kavramlar yoktur.
bu aynı imza atmak gibidir.
imzayı gören, taklit mi orjinal mi olduğunu anlar.
bence müzikte aşılmak, geçilmek, daha iyi olmak, yarışmak vs gibi kavramlar yoktur.
bu aynı imza atmak gibidir.
imzayı gören, taklit mi orjinal mi olduğunu anlar.
devamını gör...
sözlükte 330 online varsa neden tüm başlıklara 330 entry girilmiyor sorunsalı
benimde merak ettiğim sorunsaldır.
ya yazarlar özelden sexting yapıyor ya da kafa sözlükte çok eğlenilen bir kısım var ve biz orayı bilmiyoruz.
nerede takılıyorsanız ne olur söyleyin bizde o kısımlara gidelim.
sürekli sol tarafa bakıyoruz alooo.
ya yazarlar özelden sexting yapıyor ya da kafa sözlükte çok eğlenilen bir kısım var ve biz orayı bilmiyoruz.
nerede takılıyorsanız ne olur söyleyin bizde o kısımlara gidelim.
sürekli sol tarafa bakıyoruz alooo.
devamını gör...
babanın yanında +18 espriye kahkaha atmak
hypnos ukdesi.
babadan babaya tepki değişir ama genelde ilk başta bir bruh moment mimiklerine sahip olurlar babalar. devamı onun da kahkaha atması ya da babalara gelmenizle sonuçlanabilir.*
babadan babaya tepki değişir ama genelde ilk başta bir bruh moment mimiklerine sahip olurlar babalar. devamı onun da kahkaha atması ya da babalara gelmenizle sonuçlanabilir.*
devamını gör...