1901 yılında mekteb-i harbiye'de 2. sınıf öğrencisi iken çekilmiş olduğu fotoğraf. annesi zübeyde hanım'a hatıra olsun diye göndermiş.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kişiden kişiye göre farklılık gösteren durumdur. kimi insan hayatını şekillendirecek bir karar alacağı zaman risk almak istemez ve diğer insanlardan aldığı nasihatlerle hareket eder.

kimisi ise tecrübe ederek öğrenmek ister; siz ne derseniz deyin, istediğiniz kadar başınıza gelen kötü tecrübelerden bahsedin yine de kendisi denemek ister.

nasihatlere göre hareket etmek mantıklı gelse de bir kere geldiğimiz şu kısacık hayatta tecrübeyle öğrenmenin daha güzel ve kalıcı olduğunu düşünüyorum.
devamını gör...

içine konulan sıvının ısısını muhafaza eden harika alet.

iç içe geçmiş iki kabın arasındaki hava emilerek oluşturulan vakum ortamı sayesinde termosun içi ve dışı arasında oluşacak ısı transferi engellenir. böylelikle içindeki sıvının ısısı muhafaza edilmiş olur.

iskoç bilim insanı james dewar 1892 yılında icad ettiği bu kabı sadece bilimsel çalışmalar için labaratuarda kullanmıştır. dewarın yardımcısı reinhold burger ise bu kabın yiyecek ve içeceklerin de ısısını uzun süre koruyacağını anlayarak kendisi de ayrıca üretip patentini almış ve yunanca therme'den gelen thermos markası adı altında satışa sunmuştur. dewar kendisine dava açsa da kaybetmiştir.

termos kelimesi aslında ürün ismi olarak değil marka olarak ortaya çıkmıştır.

en değer verdiğim kişisel eşyalarım arasında ilk üçe yazacağım mucizevi alettir. uzun süredir kullandığım stanley, thermos ve penguen(yerli) gibi üç farklı marka ısı koruma süreleri farklı olsa da henüz beni hayal kırıklığına uğratmamıştır.

edit : noktalama
devamını gör...

kendisi vazgeçilmez bir çalışma arkadaşıdır. tam bir görev adamı.

ara sıra gıybet yapıp fikir alışverişinde de bulunduğumuz aşikardır. yanınızda daima bulunmasını isteyeceğiniz biri. aman ha karşınıza almayın.

idol olmaya yakın. * ayrıca mükemmel bir detay olduğunu belirtmiş miydim ? *
devamını gör...

(bilingualizm üzerine araştırma yaparken tuttuğum notlardan derlenmiştir)

kağıt üzerinde halen iki resmi dili vardır: yunanca ve türkçe.

yani bu ülkenin vatandaşı bir kişi teorik olarak devlet dairelerinden türkçe hizmet alabilmektedir ancak pratikte ne kadar mümkündür bilemiyorum. reddit'te gördüğüm kadarıyla devlet yunanca ya da türkçe öğrenmek isteyenlere ücretsiz kurs veriyormuş.

kimlik kartlarında, pasaportlarda, burada basılan madeni avroların arkasında, devlet kurumlarının tabelalarında türkçe ibarelere rastlamak mümkündür.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

gkry'nin avrupa birliği üyesi olması ve ab'ye üye devletlerin resmi dilinin ab'nin de resmi dili kabul edilmesi sonucu türkçenin ab resmi dillerinden birisi olma ihtimali yüksek. yanlış hatırlamıyorsam kıbrıs türkü bir gkry milletvekili avrupa parlamentosu'nda bununla alakalı bir çalışma yapmıştı. evet, birkaç kişi var bu şekilde milletvekili olan.

ülkedeki ikinci büyük parti konumunda olan akel, türkçe ismi olan "emekçi halkın ilerici partisi" ismini kullanmakta, basın açıklamalarının bazılarını türkçe olarak sunmaktadır. keza kuzey ve güney kıbrıs'ta örgütlenen yasemin hareketi adındaki bir oluşum açıklamalarının tamamını türkçe ve yunanca olarak yapmaktadır.

devletin resmi yayın kurumu olan rik, günün belli saatlerinde türkçe yayın yapmaktadır. bir seferinde denk gelmiştim, kıbrıs aksanlı bir teyze haberleri okuyordu.
devamını gör...

son metallica t-shirt ü satıldığında
son kurukafa yüzük takıldığında
babadan saklanan son dövme yaptırıldığında

beyaz adam popun yenmediğini anlayacak.
devamını gör...

akşamdan beri tarçınlı su, tarçınlı çayla atlatmaya çalıştığımdır, hatta tarçın çubuğunu da yiycem galiba geçmezse, yer elması haşlayıp yedim, diyetimde meyve yok meyve de yedim ama canım kağıt kurabiye, un kurabiyesi, kek, şekerpare, çikolata, çikolatalı pasta gibi şeyler istiyor, sabah kuş gibi hafif kalktığımda iyiki diyeti bozmamışım diyorum ama gece sıkılınca tatlısız çay içmek, tatlı yemeden atlatmak çok zor.
devamını gör...

1709 yılında giovanni maria farina tarafından icat edilen bir tür parfümdür.
devamını gör...

türkiye'de sadece futbolla ve fenerbahçe ile değil türk spor medyasının cahillikleri ve kötü niyetiyle de uğraşmak zorunda kalan teknik direktördür. adam avrupa'da fenerbahçe'ye iyi futbol oynatmış, ligde şu ana kadar en çok puanı toplamış, fenerbahçe'yi lider yapmış. ve bunu sabah akşam sizin ağzınızdan salyalar akıta akıta eleştirdiğiniz üçlü sistem ile yapmış. hala utanmadan gelip basın toplantısında üçlü sistem ile ilgili soru soruyorsunuz. gidin yiyorsa onuncu sıradaki takımın teknik direktörü fatih terim'e hocam gs onuncu sırada niye dörtlü oynatıyorsunuz diye sorun. ya da mesela antrenman metodlarıyla ilgili soruyu gidip takımı revire dönen sergen yalçın'a hocam takım revire döndü bu takıma nasıl antreman yaptırıyorsunuz, bu takıma laktak testi yaptırmıyo musunuz diye sorun. ayrıca bu cahil ve türk teknik direktör fetişi olan lobici, adamcı leş türk spor medyasına bu adamı yedirirsek biz fenerbahçe taraftarına da yazıklar olsun. ayrıca buradan fenerbahçe'de basın toplantılarından sorumlu yöneticilerede sormak istiyorum. niye basın toplantısında sorulan altı sorunun üçünü turkuaz medya çalışanlarından alıyorsunuz? bu leş medyanın fenerbahçe'ye karşı tutumu yıllardır belli zaten. türkiye'de başka gazeteci muhabir mi yok.
devamını gör...

şişman bir erkek olabilir.*
devamını gör...

oğlakları tek geçerim hem her şeyi bildiğini sanıp hem hiçbir şey bilmediğinin farkinda olmayan başka bu büyüklükte bi topluluk olamaz sanırım...
devamını gör...

zaten gülmek eğlenmek bizim neyimize. üç kişilik bir aileyiz. geçen ay 400 lira ödedim. bu ay aynı kullanıma yaklaşık 1000 lira vereceğim. peki maaşlar aynı oranda artıyor mu? delirmeme az kaldı. yaşamayalım mı. 30 yaşındayım ve ilk defa bir yıla bu kadar umutsuz giriyorum.
devamını gör...

durup dururken bir sürü* psikolojimin bozuk olduğunu öğrendim.
ne var yani, ben ağladıktan 30 saniye sonra kahkaha atamaz mıyım? normal olan bu değil mi? bana öyle dediler ama..
devamını gör...

eğer söz konusu yazar bu övgüyü hak ediyorsa, gayet de güzel övülür. aynı şekilde saçmalıyorsa, icap ettiği takdirde de (sözlerle) dövülür. tamamen şahsınıza kalmış hangi seçeneği kullanacağınız...
devamını gör...

bazen öyle can alıcı anlar oluyor ki bu iş çekilmez dediğin an seni on kat şevkle işine döndürüyor. bu gibi anları çok sık yaşayan bir öğretmen olarak kendimle gurur duyuyorum açıkçası. dün de böyle bir an yaşadım:

“hocam konuşabileceğim kimse yok. annemlerle zaten konuşamıyorum. çok yakın arkadaşlarım var tabi ama onlar anlamıyor. sizden başka konuşabileceğim kimse yok gibi hissettim, sizi arıyordum. “

bazı öğrencilerin ailevi problemleri var, bazılarının duygusal problemleri var, bazılarının keşfedilmemiş yetenekleri var. konuşmaya ihtiyaçları var.
dersi dinlemiyor, taşkınlık yapıyor, uyum sağlayamıyor diye hemen; gerizekalı, serseri demeyin çocuklara. başınızdan savmayın, hemen terslemeyin. o dersle alakasız dediğiniz hikayelerden bazen çok acı bazen çok tatlı hikayeler çıkıyor.
devamını gör...

sevgili, seninle ben pergel gibiyiz:
iki başımız var, bir tek bedenimiz.
ne kadar dönersem döneyim çevrende:
er geç baş başa verecek değil miyiz?
devamını gör...

ben ortaokulda daha etkileyici kompozisyonlar yazıyordum, hoca sınıfta okutturuyordu o geldi aklıma.
devamını gör...

keşke bir de o büyük beklentileri karşılamanızı isterken bir de destek olsalar.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim