kimsesizlerinkimiraikkonen
uzun uzun yazılarını hiç sıkmadan okutabilen güzide yazarlarımızdan kendisi.
kim bilir nerelerde olan raikkonen'in yazdıklarını okuyorum, ne kadar muhteşem! *
daha fazla yazmasını dört gözle bekliyorum.
kim bilir nerelerde olan raikkonen'in yazdıklarını okuyorum, ne kadar muhteşem! *
daha fazla yazmasını dört gözle bekliyorum.
devamını gör...
ikiden fazla yastıkla yatan insan
benimdir.
doğru kelime mi bilmiyorum ama yastıklardan kendi haremimi kurdum denebilir. bir yastık kafamın altına, bir yastık sarılmak için, bir yastık da sırtıma.
doğru kelime mi bilmiyorum ama yastıklardan kendi haremimi kurdum denebilir. bir yastık kafamın altına, bir yastık sarılmak için, bir yastık da sırtıma.
devamını gör...
sadamichi hirasawa
kendisi bir ressamdı efenim.
resimle uğraştığından kullanılan materyaller dolayısı ile kimyasallar hakkında çok şey bilen bir ressam.
26 ocak 1948'de tokyoda bulunan imparatorluk bankasına giriyor.
abd işgali sebebiyle dizanterinin çok artığını, kendisinin sağlık çalışanı olduğunu, bakanlık tarafından tüm banka çalışanlarına ve müşterilerine, aşı yapılacağının emrinin verildiğini söyleyerek orada bulunan herkesi aşılıyor. siyanürle....
bir süre sonra herkes acı içinde kıvranmaya başlıyor. banka içinde bulunan 160 bin yeni alarak oradan uzaklaşıyor.
sevgili dostlar, böyle bir olay daha önce iki kere daha yaşanmıştı ama iki olayda herkes öldüğünden dolayı eşgalini tanımlayacak kimse kalmıyor kendisi de böylelikle yakalanmıyor.
ancak bu son olayda 4 kişi sağ kurtularak kendisinin eşgalini veriyor.
her soyduğu bankada gerçekten var olan bir sağlık personeli kartviziti hazırlıyor böylece personel ve çalışanlar onun gerçekten sağlık personeli olduğuna inanıyordu.
daha sonrasında yakalanıyor ve ölüm cezasına çarptırılıp 95 yaşında hücresinde ölüyor.
şimdi ressamlığı;
adam çok iyi bir ressam, genellikle suluboya çalışıyor. henüz 22 yaşında ulusal prestijli bir sergide ''ainyu woman drying kelp'' resmiyle ödül kazanıyor.
resimleri 16 kez imparatorluk sanat sergisinde sergileniyor. cinayet haberlerinden sonra itibarı zedelendi ve resimleri artık ilgi görmemeye başladı.
resimle uğraştığından kullanılan materyaller dolayısı ile kimyasallar hakkında çok şey bilen bir ressam.
26 ocak 1948'de tokyoda bulunan imparatorluk bankasına giriyor.
abd işgali sebebiyle dizanterinin çok artığını, kendisinin sağlık çalışanı olduğunu, bakanlık tarafından tüm banka çalışanlarına ve müşterilerine, aşı yapılacağının emrinin verildiğini söyleyerek orada bulunan herkesi aşılıyor. siyanürle....
bir süre sonra herkes acı içinde kıvranmaya başlıyor. banka içinde bulunan 160 bin yeni alarak oradan uzaklaşıyor.
sevgili dostlar, böyle bir olay daha önce iki kere daha yaşanmıştı ama iki olayda herkes öldüğünden dolayı eşgalini tanımlayacak kimse kalmıyor kendisi de böylelikle yakalanmıyor.
ancak bu son olayda 4 kişi sağ kurtularak kendisinin eşgalini veriyor.
her soyduğu bankada gerçekten var olan bir sağlık personeli kartviziti hazırlıyor böylece personel ve çalışanlar onun gerçekten sağlık personeli olduğuna inanıyordu.
daha sonrasında yakalanıyor ve ölüm cezasına çarptırılıp 95 yaşında hücresinde ölüyor.
şimdi ressamlığı;
adam çok iyi bir ressam, genellikle suluboya çalışıyor. henüz 22 yaşında ulusal prestijli bir sergide ''ainyu woman drying kelp'' resmiyle ödül kazanıyor.
resimleri 16 kez imparatorluk sanat sergisinde sergileniyor. cinayet haberlerinden sonra itibarı zedelendi ve resimleri artık ilgi görmemeye başladı.
devamını gör...
yat alırken dikkat edilmesi gereken hususlar
önce yüzme bilmek.
ben yüzmeyi öğrendikten sonra almayı düşünüyorum
ben yüzmeyi öğrendikten sonra almayı düşünüyorum
devamını gör...
türk insanının umutla değil inatla yaşaması
ülkenin %50 si farkında olmadan hayatta kalma uzmanı oldu . ağırlaşan şartlar , beklentisiz hayatlar , savrulan ruhlar görüyorum etrafımda . bu sizin suçunuz değil , mutsuz olmak bu ülkenin normali . kendinizi incitmeyin .
devamını gör...
2020'de yazarların başına gelen iyi şeyler
yüksek lisanstan mezun olmam*
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının takipçi sayıları
rakamla: 6
yazıyla: altı
altı üstü altı
yazıyla: altı
altı üstü altı
devamını gör...
hiçbir siyasi görüşe sahip olmamak
herkesin büyük büyük fikirleri,ülkeyi kurtaracak dev projeleri,işsizliği sıfırlayacak finansal planları olduğu bir durumda apolitik olmak kadar rahatlatıcı bisey bilmiyorum. az gelişmiş ülkelerde herkes siyasetle ilgilenir diye okumuştum bi yerde.
devamını gör...
sözlükte hiç arkadaşının olmaması
önceden tanıdığım arkadaşımda var, burada edindiğim arkadaşlarım da oldu. mutluyum. seviyorum seni sözlük.
devamını gör...
başıboş saatler
sevgilinin koyuna alındığı saatlerdir.
başıboş saatlerde
alırım koynuma sevgilimi
başıboş saatlerde
çözülür ipleri dünyanın
başıboş saatlerde
kararır gözleri sevdanın
başıboş saatlerde
alırım koynuma sevgilimi
başıboş saatlerde
alırım koynuma sevgilimi
başıboş saatlerde
çözülür ipleri dünyanın
başıboş saatlerde
kararır gözleri sevdanın
başıboş saatlerde
alırım koynuma sevgilimi
devamını gör...
metalci gençliğin tarihe karışması
masum bir 24 yaşındaki gencim ve evet metalciyim işte metalciyim,
ezdiniz hor gördünüz, bagetlerle dövdünüz, penayla tokatladınız.
tek suçum slipknot, motörhead tşirtü giymek diye alay ettiniz evet metalciyim.
atayist dediniz uzun siyah saçlarıma ,gözümdeki rimelle adelet gibi doğdum karşınıza,
lanet olsun evet metalciyim, ben metalciyim işte.
(bkz: akroştiş)
ezdiniz hor gördünüz, bagetlerle dövdünüz, penayla tokatladınız.
tek suçum slipknot, motörhead tşirtü giymek diye alay ettiniz evet metalciyim.
atayist dediniz uzun siyah saçlarıma ,gözümdeki rimelle adelet gibi doğdum karşınıza,
lanet olsun evet metalciyim, ben metalciyim işte.
(bkz: akroştiş)
devamını gör...
siyasilerin unutulmayan sözleri
''evinizde çocuklar televizyonun karşısına dizilmiş oturuyorlar. karşınızda reklamlara çıkan çocukların elinde çikolatalar, püskevitler birbirlerine ikram ediyorlar birbirleri ile yiyorlar şakalaşıyorlar o çocuk aklında geçiriyor benimde bir çikilotam olsa benimde bir püskevitim olsa diyor anne bana niye almıyorsunuz diyor, bizde niye yok diyor''
-devlet bahçeli
-devlet bahçeli
devamını gör...
ışın kılıcı
cep boy şemsiye misali çantada taşıması portatif silah. aman emniyet kilidini kapalı tutun çantada açılır falan hadi çantayı geçtim bir yerinizi deşersiniz maazallah.
devamını gör...
xi you ji
hakkında alegorik bir eser demenin yerinde olup olmayacağına dair emin olamadığım çin edebiyatının dört büyük klasik romanından biri olan anonim eser. dilimize batıya yolculuk olarak çevrilmiş olan eserin tam olarak anonim olduğu da söylenemez aslında çünkü ming hanedanı döneminin büyük şairlerinden wu cheng'en tarafından yazılmış olduğu düşünülmektedir ama resmi olarak buna dair bir kayıt olmadığı için ben anonim olarak kabul ediyorum. xi you ji çin mitolojisinden ve inançlarından beslendiği için tanınmış pek çok figüre de yer veriyor. cennete eş değer büyük bilge sun wukong veya daha bilindik bir isimle haylaz, hileci ve tahmin edilemez bir figür olan maymun kral romandaki en ilgi çekici karakter bana kalırsa ki romanın antagonisti olan niu mowang veya öküz kral da oldukça tatmin edici bir karakter. bir hac yolculuğu olarak ilerleyen roman tamamen macera üzerine kurulu bu durum okumayı keyifli bir duruma getiriyor bana kalırsa. budist bir öğreti olarak yazılan eserin birbirinden renkli karakterleri var. tang sanzang,kutsal budist metinlerine ulaşmak icin hindistan'a doğru yolculuğa çıkan rahip xuanzang'dan ismini alıyor ki bazı kaynaklarda ismi nezaket anlamına gelen tripitaka olarak da çevrilmiş durumda. gerçek xuanzang yolculuğundan döndüğü zaman beraberinde bir çok metin getirmiş ve kayıtlar tutmuştu, xi you ji ise bu yolculuğun mistik bir dille yeniden anlatımı denilebilir. her karakter törpülenmesi gereken bir kötü yanı simgelerken bazıları da erdemin temsilcisi olarak kendine yer buluyor. yolculuğa çıkan tang sanzang ve eşlikçileri üzerinden şekillenen eser karmaşık olmayan anlatımı, göndermeleri ve mistik noktaları ile gerçekten okurken hiç sıkmayan bir eser. gerçi bende tang sanzang'da bulunan erdemin bir parçası bile bulunmadığından olsa gerek okurken her defasında karakter beni elli kere çileden çıkarmıştır ki wukong'a bence haksızlık yaptığı bir bölümün alıntısını da aşağıya not düşeyim.
"you may proceed now, master. those robbers have been exterminated by old monkey."
"that's a terrible thing you have done!" said tang sanzang. "if you have such abilities, you should have chased them away. why did you slay them all? how can you be a monk when you take life without cause? you showed no mercy at all! "
"master," said wukong, "if ı hadn't killed them, they would have killed you!" tang sanzang said, "as a priest, i would rather die than practice violence."
"you may proceed now, master. those robbers have been exterminated by old monkey."
"that's a terrible thing you have done!" said tang sanzang. "if you have such abilities, you should have chased them away. why did you slay them all? how can you be a monk when you take life without cause? you showed no mercy at all! "
"master," said wukong, "if ı hadn't killed them, they would have killed you!" tang sanzang said, "as a priest, i would rather die than practice violence."
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
işte geldim burdayıımmmm!*
ben yerimi aldım, koşun gelin hepiniz. çok eğleniceezzz...
ben yerimi aldım, koşun gelin hepiniz. çok eğleniceezzz...
devamını gör...
ikazlarımıza rağmen güreşen kadın sayısı artıyor
yalnız ahmetçiğim, o güreşen kadınlar'a bir denk gelirsen, sağlam gülümsetirler ayıktırayım.*
devamını gör...
erkek adam ev işi yapar mı sorunsalı
bazı yazarlarımızın fikirlerine anlam verememekle beraber şunu söylemek isterim ki yerçekiminin olmadığını söyleyen,bebeklere yapılan aşıların işe yaramaz olduğunu söyleyen makaleler ve bilimsel yazılarda var.o zaman ne yapıyormuşuz her gördüğümüz duyduğumuz çalışmayı ciddiye almıyormuşuz.kaldı ki bir insan çok yemek yaptığı için yada ağır bir işte çalıştığı için kimliksel farklılaşmaya bürünmez aksine siz kadın şunu yapar erkek bunu yapar diye kesin yargılarla çerçevelediğiniz için yaptıkları size garip gelir.yani şunu demek istiyorum ki "kadınsılaşma" yada "erkeksileşme" diye bir şey yoktur. çünkü her insanın kendi doğruları ve kendi (bkz: nomal)leri vardır ve bu sizin normal sınırlarınız içinde kalmak zorunda değil yani demek istediğim bir kadın pekala sizin "kadınsı" bulduğunuz ojesini sürüp yine sizin "erkeksi" bulduğunuz dozeri kullanabilir.bu tamamen insanın öz benliğiyle alakalıdır ve ahlaksız bir durum yoktur. bana kalırsa iki tarafında işten kaçmak için uydurduğu bahanelerdir efendim.bunun yerine sizinle aynı temel görüşte biriyle bir hayat geçirmeniz daha kolay olacaktır.umarım derdimi anlatabilmişimdir.iyi geceler dilerim.
devamını gör...
attack on titan
4. sezon 8. bölüm üzdü ve sinirlendirdi. bu da bize izleyiciler olarak ne kadar bencil olduğumuzu gösteriyor. 6. ve 7. bölümlerde bu bölümde yaşanandan kat kat daha dramatik olaylar yaşandı ama hüzünden ziyade bir intikamdan alınan keyif vardı.
görüyoruz ki insanoğlu adalete sadık kalmak yerine, ilkelerle davranmak yerine bir öfke sarmalına giriyor ve şiddeti bir şekilde evirip çevirip meşrulaştırıyor.
naruto serisinde de benzer bir hikaye vardı. bir bölümde, kendi felsefesine sahip pain karakteri naruto'nun yaşadığı şehri yok eder. pain, savaş sarmalına girmiş ninja dünyasına barış getirmek istemektedir. bunu da savaş yolunu seçen devletlere savaşın ne olduğunu, acının ne olduğunu göstererek yapmaktadır. pain, bildiğin overpowered bir yan karakter, baş karakter naruto'ya şöyle söyler:
“i want you to feel pain, to think about pain, to accept pain, to know pain...
those who do not understand true pain can never understand true peace.”
sonuç olarak nefret döngüsünü bu şekilde kırabileceğini düşünür. naruto bunu kabul etmez, karşı çıkar ama net bir cevap bulamaz bu soruya.
sonuçta hepimiz adalet adına intikam peşinde koşan sıradan insanlarızdır.
görüyoruz ki insanoğlu adalete sadık kalmak yerine, ilkelerle davranmak yerine bir öfke sarmalına giriyor ve şiddeti bir şekilde evirip çevirip meşrulaştırıyor.
naruto serisinde de benzer bir hikaye vardı. bir bölümde, kendi felsefesine sahip pain karakteri naruto'nun yaşadığı şehri yok eder. pain, savaş sarmalına girmiş ninja dünyasına barış getirmek istemektedir. bunu da savaş yolunu seçen devletlere savaşın ne olduğunu, acının ne olduğunu göstererek yapmaktadır. pain, bildiğin overpowered bir yan karakter, baş karakter naruto'ya şöyle söyler:
“i want you to feel pain, to think about pain, to accept pain, to know pain...
those who do not understand true pain can never understand true peace.”
sonuç olarak nefret döngüsünü bu şekilde kırabileceğini düşünür. naruto bunu kabul etmez, karşı çıkar ama net bir cevap bulamaz bu soruya.
sonuçta hepimiz adalet adına intikam peşinde koşan sıradan insanlarızdır.
devamını gör...
insan ilişkilerinden çıkarılmış en önemli ders
kendini herhangi birine muhtaç olacak duruma düşürme.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
öyle satırlarca yazasım yok inan ki.
bir anda aklıma geldin, bir anda gözyaşlarım seni hatırladı.
neden diye sormaktan tükendim belki de.
ama ben senin adını bile bilmeden sevdim biliyor musun ?
ben seni sevdim, gördüğümü sevdim, gözlerine hapsolmayı sevdim.
adının bile önemi yoktu gerçekten.
bir anda aklıma geldin, bir anda gözyaşlarım seni hatırladı.
neden diye sormaktan tükendim belki de.
ama ben senin adını bile bilmeden sevdim biliyor musun ?
ben seni sevdim, gördüğümü sevdim, gözlerine hapsolmayı sevdim.
adının bile önemi yoktu gerçekten.
devamını gör...