büyük önder mustafa kemal atatürk yazmış olduğu geometri isimli kitabında yer verdiği ve türkçe'ye kazandırdığı kelimeler aşağıdaki gibidir:
boyut
teğet
uzay
eksi
artı
çarpı
bölü
üçgen
dörtgen
beşgen
çokgen
köşegen
türev

ek bilgi: 1937 yılında basılan bu kitabın yeni baskısı türk dil kurumu yayınları arasında yer almaktadır.
devamını gör...

bir tanesini tanıyordum. babası yatalaktı, en büyük çocuk oydu. kardeşleri küçüktü. annesi babasına ve kardeşlerine bakıyordu. o da hem okuyup hem ev geçindiriyordu. ben hayata karşı böyle bir duruş sahibi olan insanı başımda gezdiririm. bi de inanır mısınız sonradan hayat yüzüne güldü, şu an çok iyi bir yerde, iş güç sahibi. ve kız çocuklarının eğitimleri için bağışlar yaptığına eminim.

ben çok farklı hikayeler duydum, gördüm. eşya için, para için, prestij için, yalnız kalmamak için insanların birbiriyle yattığına şahidim. eskiden para için biriyle yatmayı aşağılıkça bulurdum. artık her seferinde haddim olmadığını biliyorum. tarafların rızası varken genelde bu mesele beni de kimseyi de ilgilendirmez. not karşılığı hocayla yatman evet benim sıralamamı etkilediği için benim mevzum. ama pahalı bir çanta için yatan birinin tercihi beni de kimseyi de etkilemiyor, demek ki meselemiz değil.

demek istediğim, biraz sakin olup düşünmeliyiz. her şeyi, sakince. genelde kızgın veya net yargılarımız olur. bu dünyada grinin elli tonu var.
devamını gör...

nisa 34'te geçen ve açıkça türkçede darp etme anlamına gelen darabe kelimesini kıvıra kıvıra nereye çektiklerini gülerek okuyorum. modern dünyanın gerçeklerini eğip bükemeyecek hale gelince yavaştan kuran'ı eğip bükmeye başladılar. hadi diyelim ki ilgili ayette ayırmak anlamında kullanılmış olsun. fakat dizlerinin dibinden ayrılmadığını hocalarınız, yüzyıllardır gelen uygulamalı islam şeriatı kelimenin bize dövmek olarak yorumlandığını açıkça gösteriyor. "apaçık" olan bir kitabın nasıl böyle 180 derece farklı yorumlanabildiğini henüz açıklayabilen çıkmadı.

çekirdeklerimizi aldık takip ediyoruz. ha gayret.
devamını gör...

george berkeley'in 17. yüzyıl felsefesi materyalist düşünceye karşı bir duruş için yazmış olduğu inceleme, kitap. bu müthiş çıkışıyla birlikte metafizik tarihinin doruğunu oluşturan ve idealist felsefenin zirvesi olan berkeley maddenin tamamen bir inkarını ortaya koyar. yapıtının ortaya koyduğu bu düşüncenin bilimselliği bilim çevrelerince sürekli olarak bir tartışma konusu niteliği gütse de materyalistler berkeley'nin bu görüşünü asla yanlışlayamamışlardır. yani hiçbir şekilde aksi iddia edilemeyen bir düşünce olduğu için 17. yüzyıldan bu yana geçerliliğini koruyan bir felsefeye sahiptir. metafizik anlayışın ne olduğunu eksiksiz şekilde öğrenmek isteyen her bir kişiye tavsiye edilir. önyargılardan arınarak okunduğunda kişide bir çeşit ''acaba'' yarattığı gözlemlenmiştir.

descartes 'düşünüyorum öyleyse varım' derken,
berkeley 'düşünüyorum öyleyse varsınız' der.

onun felsefesi doğrultusunda; hiçbir töz algıdan bağımsız var olamaz. ''masaya dokunuyorum çünkü var'' -değil- ''bu masa var, çünkü ona dokunuyorum''.
devamını gör...

futbol liginde takımların sayısının tek sayıya denk gelmesi halinde takımlar karşılaşma için eşleşecek rakipler bulurken, takımın biri rakipsiz kalır. rakipsiz takımın durumunu ifade etmek için de bay geçmek tanımı kullanılır.
devamını gör...

türkçesi "anadolu rock'ı diriltme projesi" olan bir youtube kanalı. 70-80'lerin anadolu rock plak kayıtlarını toparlayıp bunlara harika illüstrasyonlar üreterek mükemmel bir iş çıkartmaktadır.

youtube kanalı

ayrıca
(bkz: bir eylül akşamı)
devamını gör...

yav bu sözlük, yoldaşın arkadaşlarla muhabbet etmesinden doğdu.
yani dediler ki; sözlük kuralım.
kurdular.
adı ne olsun
kafa olsun dediler
patentine bile bakmadılar.
şimdi sen geliyorsun diyosun ki dolu başlıklar açın.
inan çok istiyorum ama gülmekten açamıyorum.
devamını gör...

şahsenem- gözyaşlarım anlatır
devamını gör...

başka bir cumhurbaşkanı gelecek. 80 milyonluk ülkede başka seçenek olmaması için peygamber olunması lazım.
devamını gör...



kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

tanım: herkesin mensup olduğu dinin ilahilerini özgürce paylaştığı başlık.*
devamını gör...

etrafta hanzolarin olmasindan ötürü olabilir.
devamını gör...

kimsenin yapmaması gereken bir eylemdir.

tutkuyla yaşa, tutluyla öl. tutkuyla sev, tutkuyla seviş. tutkuyla nefret et ve vs. vs. her şeyi tutkuyla yapmak gerektiğini söyleyen kimselere kanmayın; gerçekte hiçbir şeyi tutkuyla yapamıyorlar. dahası tutkuyla hareket edecek içselliğe sahip de değiller. tutkuyla instagram hikayesi paylaştıklarını öne sürerler veyahut tutkuyla aşık olduğunu, işe tutkuyla gidip geldiğini... lakin üzerine düşünülmesi gereken birkaç sorun var. birkaç gündür uyumuyorum ve bu sabah ansızın kafamda yer ediniverdi böyle sorucuklar.

tutku denilen şey bir derinliği ifade etmek zorundadır. seçimlik değildir bu. illaki derin olmak zorundadır ve bu bir geçmişe dayanabileceği gibi sizin içselliğinizle de doğrudan ilişkili olabilir. kesin konuştuğuma bakmayın... akıl yürütmenin bir ürünü yalnızca.

bir sonsuzluk evreninin içine girmek zorundadır tutku için. bu tutku dünyası aynı zamanda korkutucu ve yerinde dehşet verici olmak zorundadır. bir şeyi tutkuyla yapmak, ihtiras da diyebiliriz, o şeyi yaşamak anlamına gelir ki yaşamak da tam anlamıyla yaşamı ifade eder. yaşam ise içinde bulunduğumuz her şeyi. örneğin bir durumu, duyguyu, olayı vs. o halde tutku yaşamın ta kendisidir diyebilir miyiz? şüphesiz hayır. fakat yaşam tutkuyu ifade eder. tutku da yaşamı. birbirlerini çağrıştırırlar ve beslerler. beraber büyürler. tutku yaşam içerisinde var olur ve ondan beslenir. yaşam ise ikame edilemeyecek bir varlıktır.

pekala, ne diyorduk? tutku için bir sonsuzluk evrenine giriş yapmak gerekir demiştik. pasparlak gerçek bize o evrende görülür ama korkutucudur da. o evrenden çıkmak için çabalarız. tabii önce o evreni çok sever ve güzelliğinin gerçek hayatta bulunamayacağını anlarız. ne gibi? aşk ihtirası gibi. ancak gün gelir o evrenden çıkmak için didinir dururuz. kurtulmak isteriz o gerçekten, o tutkudan ve kendimizi yeni tutkulara bırakmak isteriz.

böylesine bir derinlik korkutucu değil de nedir? belki tanımlama konusunda biraz ileri gidiyorum ve genel tanımdan uzaklaşıyorum. ama benim tutku tanımımın tasviri az çok göze görünmüştür diye düşünüyorum. genellikle insanların ulaşamayacağı bir yerdir bu boyut. boyut dediğime bakmayın, gizemli konuşmaya çalışmıyorum.

her şeyi tutkuya dönüştürmek. bunu ancak budalalar yapabilse gerek. kendilerini derinliğin içine salıvermiş ahmaklar veyahut... kendilerine zarar vermekten başka ne yapıyorlar? yaşamın güzelliğini esen rüzgarın dokusundan anlayabilen bir insan - ki buna güzellik diyor- bir insan, evet, nasıl olur da diğerleri gibi yaşayabilir hayatı?

yaşayamaz! aşkı da sevgisi de nefreti de; hepsi tutkuyladır ve sonsuzluk evreninde ışıl ışıl parıldar! ama acıdır bu! insan parçalanır bu sonsuz bilinmezlikte! insan doğasının derinliklerine değin inen tutku insanı yer bitirir!

peki madem ne yapmalı? asla tutkuya kapılmamalı belki de. dahası her şeyi tutkuya dönüştürecek bir potansiyel zihinden acilen uzaklaşmalı. bakın, ben yapamıyorum. ne oldu? pek mutlu sayılmam.

her şeyi tutkuyla yaşamak tanrılara özgüdür. ve bizler hiçbir şeyi tutkuyla yaşamayıp körlükle ölmeliyiz.
devamını gör...

sözlükte açıktan siyaset yapılmıyor diyerekten cevapladığım deli saçmalığı. bazı dayatmalara ses çıkarmak ve farkında olmak siyaset değil, aydın insanların yaptığı aktivitedir.
devamını gör...

yıllarca ırem'in ölen sevgilisi için yazdığını sandığımız hayalet sevgilim şarkısı aslında "hayal et sevgilim" demek istediğini öğrendikten sonra şarkının gidişatı bir nebze daha değişse de yıllarca eskimeyen şarkılar arasında kalacaktır.
devamını gör...

kanadımı kırdılar uçamadım anne
savaşa soktular koşturdum
kalbini açamayan herkesin aklına
eğriyi doğruyu ben soktum
sonbaharda dökülen yapraktım
ilkbaharda geri geldim ben
aileme dostuma selamlar olsun
gökkuşağındaki bir rengim ben
devamını gör...

öldürülen ve şiddete uğrayan tüm kadınların, çocukların, erkeklerin kendi kanlarıyla bulanmış elleri yakanızda.
devamını gör...

"babanda mı kuafördü beee! "diye kendimi gaza getirdiğim,gittikçe iyileştiğim konu.
devamını gör...

(bkz: yavruağzı)*
devamını gör...

çaresizlik anında en zararsız kötülüğü yapmış hayvandır, gidip hane halkına ya da evcil hayvanlarına saldırmamış. her geçen gün yaşam alanları daralan bu hayvanların ne yapması bekleniyor anlamıyorum. bütün doğa tahribatlarının yanında bireysel olarak da insanlık bu hayvanlara başka çare bırakmıyor malesef. ormanda bulduğunuz meyve ağacınındaki meyveleri tek bir meyve kalmayana kadar toplarsanız, mantar avına çıkıp bulduğunuz bölgedeki yenilebilir mantarları tek bir numune bırakmayacak şekilde toplarsanız, su kaynaklarını borulardan geçirip köyünüze kadar kapalı taşırsanız, köstebek, fare gibi kemirgenlere tarım zararlısı deyip soyunu ilaçla ve tuzakla kurutursanız, dini gerekçelerle yemediğiniz domuzu anlamsız bir şekilde sadece yok etmek için öldürürseniz bu hayvanlar ölmüş ninenizi de yer dedenizi de.

bir de mezarda mikro organizmalar, böcekler ve larvalar tam olarak haberdeki ayının yapmaya çalıştığını yapıyor, yani artık bu dünya ile ilişkisi sadece fiziki varlığından ibaret olan bedeni yiyorlar, çok korkunç bir durum değil yani. bu hayvanın fotoğrafını çekmek için haftalarca ormanda ateş bile yakmadan kamp yapan insanlar var çoğu zaman elleri boş dönüyorlar, insandan ölesiye korkan bu hayvanlar bu kadar çaresiz olmasa değil insanın yaşadığı yere, ayak bastığı yere bile yaklaşmaz.
devamını gör...

gülme krizine bile girmişliğim var. komikse, neden gülmeyeyim zaten. nadir yaparım ama güzel yaparım şimdi, hakkımı yedirtmem.*
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim