patellofemoral ağrı sendromu'nun etyolojisi ve patogenezi tam olarak bilinmemekle birlikte, yakınlaştırıcı bazı faktörler üzerine durulmaktadır.ağrı, imbalans, veya dizin ekstensör mekanizmasındaki instabilite sonucu ortaya çıkar.bu durum konjenital, travmatik veya mekanik streslere bağlı olarak ortaya çıkabilir.oluş mekanizmasını açıklamaya çalışayım.öncelikle patellofemoral eklemin stabilizasyonu iki şekilde sağlanır.birincisi dinamik stabilizatörler, ikincisi ise statik stabilizatörlerdir.

1-dinamik stabilizatörler:patellayı etkileyen kaslardır.en önemli komponenti vastus medialis obliquus(vmo) kasıdır.patellanın medidalindeki tek dinamik kastır.kas liflerindeki dizilim problemi olanlarda vmo'nun kas lifleri ancak patellaya ulaşabilir ve normalde oblik açıda seyredeceğine vertical seyreder.burada oluşabilecek atrofi veya dizilim bozukluğunda patella laterale yani dış tarafa doğru çekilecektir.bu da dizin ektansör mekanizmasında bozukluğa yol açarak ağrıya neden olur.

2-statik stabilizatörler:iliotibial band, lateral femoral ligament, lateral retinaculum ve kapsülden oluşur.bu yapılar vmo kasının medial yani iç taraftaki bağlarının oluşturdukları çekim kuvvetini dengeler.

şimdi risk faktörlerimiz nedir dersek? sıralayalım;
-anatomik anormallikler
-kas disfonsiyonu(quadriceps kası zayıflığı)
-patellanın hipermobil olması
-uyluk çevresi kaslarının esnekliğindeki kayıp
-geçirilmiş cerrahi
-travma
-overuse(aşırı kullanma örneğin bir futbolcu)

semptomları nelerdir?
-diz önünde veya arkasında ağrı
-uzun süreli oturma, yürüme veya koşmada ağrı
-dizde şişlik
-dizde krepitasyon ve kayma hissi
-diz önü ağrısı uzun süreli diz fleksiyonda iken artar(sinema bulgusu).genellikle bilateraldir yani her iki dizde de görülür.özellikle merdiven inip-çıkma, yokuş aşağı inmede ağrı oluşabilir.
devamını gör...

the dig filminde konusu geçen 6yy'den olduğu tespit edilen önemli, geçmişi vikings'lerden önce olduğu bilinen anglosaksonlara dayanan değerli hazineye verilen isimdir.

halka ilk kez kazının yapıldığı yere sahip olan edith pretty'in ölümünden 9 yıl sonra sunulmuştur.

bu kazıyı yapan ve keşfeden kişi basil brown'dur ancak ilk sergilendiği zaman ismi geçmemiştir.
ancak son zamanlarda eşsiz katkılarının olduğu resmi olarak kabul edilmiştir.

the sutton hoo ikinci dünya savaşı sırasında güvenli bir şekilde londra yeraltı merkezinde saklanmıştır.

filmdeki kazı ve keşfedilen yerin çizimi şeklinde bir resim aşağıdan bakabilirsiniz.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

son olarak bu resimden sonra filmi izlerseniz ya da tam tersi filmi izledikten sonra bu resime bakarsanız daha tanıdık geleceğini ve filmi izlemenizi tavsiye ettiğimi naçizane belirtmek isterim.
devamını gör...

bence her meslek grubunun illaki faydası dokunur ya, hiçbir meslek grubu bu sınıflandırmanın içinde değildir.
devamını gör...

duru sesi ve güzelliği ile sevilesi sanatçımızdır.
bir de bunu dinlemenizi tavsiye ederim.göksel-kurşuni renkler
devamını gör...

sus konuşma,klibi de hoştur.
devamını gör...

teknoloji, oyunlar ve benzeri bir çok konuda
haber paylaşan popüler internet sitesi, ek olarak youtube'da 3,11 milyon takipçileri bulunuyor.

(sağlamlık testleri çok popüler, mesela iphone 11 pro max'i betona gömmüşlerdi. )

siteye girmek isteyenler için:

www.webtekno.com

youtube kanalına göz atmak isteyenler için:

www.youtube.com/user/webtek...

bahsettiğim iphone 11 videosunu izlemek isteyenler için:

devamını gör...

yaşanan bu büyük afet sonrasında yıkılan cezaevinde kalan mahkumlar kaçmamış, kurtarma çalışmalarına katılarak bin üzeri kişinin kurtarılmasına vesile olmuştur.

özel bir kanun ile 241 mahkum affedilmiştir.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
fotoğrafın kaynağı
devamını gör...

1- sürekli gülmek. ama ağız dolusu gülmek... en hüzünlü zamanlarımda bile gülebilmek.
2-mesela birisi beni aramış ya da eve gelmiş kapıdadır, telefona ya da kapıya söylene söylene istemeyerek gider “ayhhh nerden çıktı, ne soracakmış ki üüüfff amannnn hehhh”... görünce ya da telefonu alınca da “ahhh kuzummmmmm, aşkımmmm, canımmmm”, diye söze başlamam ...
3-sürekli mükemmeliyeti aramam..
4-her şeye söylenip hiçbir şey yapmak istememem...
5-taklit yapmayı çok sevmem ve olayları taklitlerle anlatmam,
durun bir dakika ya ben annem olmuşum!
devamını gör...

şu kaosçulardan fenalık geldi artık.

e tamam tut ki tam kapandık. 2 ay sonra 10 bine indi. ee? aşı yapamıyorsun topluma ne olacak sonsuza kadar kapalı mı kalacak insanlar evde?

kapatılan yerlerden ekmek yiyenler acından ölsünler mi?

ulan kimse demiyor ki aşılamayı programlamak, düzene oturtmak nasıl olur ona kafa yoralım, herkes kapanalım da kapanalım. isteyen otursun evinde kimseyi zorla dısarı cıkartmıyorlar.
devamını gör...

"evet". referandumda cb'nına yalakalık olsun diye kızlarının adını evet katmıştı bir aile. çocuğa üzülüyorum.

haber detayları
devamını gör...

yeni olmama rağmen benim de aklıma takılan bir şeydi. sadece kendi tanımlarını yazıp başkalarının tanımlarını okumuyorlar diye düşünüyorum.
devamını gör...

viyana kapılarına dayanmak bu olsa gerek.
devamını gör...

on numara ortam bulduklarından olağandır.
devamını gör...

" birine sahip olmak istiyorsan, ona kelepçe değil kanat takacaksın. uçabildiği halde hala yanındaysa senindir."
devamını gör...

16 ve 17. yüzyılda yaşamış olan bir hekim. ilk olarak edirne de eğitim alan emir çelebi daha sonrasında kahirede tıp eğitimini tamamladı. istanbula döndüğü zaman ise sarayın hassa hekimleri arasına girdi. becerikli biri olmasından dolayı bir süre sonra hem sarayın hem de 4.murad'ın hekimbaşılığına kadar yükseldi.


bir çok değerli ve vasıflı insanda olabileceği gibi emir çelebinin de afyona karşı zaafı vardı, ve bu bazı çevrelerce bilinmekte olan bir gerçekti. padişaha yakın olan silahtar mustafa paşa gibi bazı kişilerde hekimbaşı'nın afyon kullandığını biliyordu ve revan seferi sırasında padişaha bu durumu ispiyon ettiler. tabii ispiyon eden kişi hekimbaşılığına bir yakınını geçirtmek isteyen silahtar mustafa paşaydı.

nizip üzerine gelmişken ordu dinlenmeye çekildi ve ordugah kuruldu. sultan murad hekimbaşıyı çağırıp onunla satranç oynamaya başladı. aynı zamanda emir çelebiyi gözlüyordu bir yandan. ara ara onun kuşağından bir şeyler çıkarıp ağzına attığını görünce ağzına attığı şeyin ne olduğunu emir çelebiye sordu.

“efendi, koynunda ve cebinde ne var, çıkar göreyim” dedi. zavallı hekimbaşı cebinden afyon hokkasını çıkarıp verdi. “efendi bu nedir?” sorusuna ise cevabı:
– “padişahım ıslâh olunmuş, zararı gitmiş afyon hulâsasıdır” dedi. afyon yaklaşık 35 gr kadar vardı.
- padişah:“eğer zararı gitmiş ise ye göreyim” dedi. ikişer, üçer zorla yedirdi. sonra satranç oynamaya devam ettiler. hekimbaşı birinci oyundan sonra izin istedi. padişah izin vermedi. 2 el daha oynadılar.

hekimbaşının ayakta duracak hali kalmadığını gören padişah çekilmesi için izin verdi. çadırına gelen hekimbaşıya yardımcıları ilaçlar yaptılar, kurtarmaya çalıştılar. ancak hekimbaşı emir çelebi, “bana ilaç gerekmez, silahdar gibi güçlü bir düşmanın varsa ölmek yaşamaktan daha iyidir” diyerek “buzlu şerbet” istedi. zehirin etkisini bile bile hızlandırdı.

buzlu şerbetinde etkisiyle hekimbaşı oracıkta vefat etti ve sultan muradın saltanatı boyunca öldürttüğü farklı meslek erbaplarından binlerce insanın arasına adını yazdırdı.

emir çelebi'nin yazdığı enmuzec-üt-tıp adlı eser, tıp alanında dönemin önemli yapıtlarından biri olarak kabul edilir.
devamını gör...

harika bir oyun aslında bir şaheser tek kelime ile. baştan sona geralt ile o eşsiz atmosferlerde gezinmesi,görevlerin derinlliği,film gibi senaryosu ile ölmeden mutlaka oynanması gereken bir oyun.
devamını gör...

dil gibidir. ay yüklemi şuraya koyayım, şurada bir belirteç olsun falan demeyip türkçe konuşabiliyorsanız müzik teorisi bilmeden de şahane müzik yapabilirsiniz. müzik dilini konuşan diğer müzisyenler ile resmen konuşabilirsiniz, yeterince akıcılaştıktan sonra. güzel şey ya müzik.
devamını gör...

görünce beni çok çok mutlu eden bir etkinlik oldu, emeğinize sağlık.
devamını gör...

insanlık tarihindeki en önemli bilimsel başarılarından birisini bize anlatan ve güzelliğiyle her denk geldiğimde beni gülümseten dört denklemden oluşan set. evrenin en büyük gizemlerinden biriyle alakalı bir manifesto.

insanlık için yüzyıllarca yük, elektrik, manyetizma, ışık gibi soyut entitiler büyük bir gizem olarak kaldı. hepsini deneyimledik ve yeni teknolojiler için kullandık ama nasıl etkileştiklerini pek kestiremedik. ta ki 1860'ların ortalarında james clerk maxwell bize aslında elektrik ve manyetizmanın aynı fenomenin farklı yansımaları olduğunu, birbirlerinden ayrı davranamayacaklarını ve nasıl oluştuklarını anlatana kadar. maxwell, ışık dediğimiz şeyin de aslında bir elektromanyetik dalga olduğunu iddia etti. bu doğruydu ama tam da değildi. ışık daha karışıkmış, bir elli yıl kadar sonra anlayabildik.

fizikteki en önemli birleştirici teorilerden biri maxwell'in elektromanyetik teorisi. evrendeki dört temel etkileşimden bir tanesini artık çok iyi tanıyoruz. buna ek olarak, elektrik mühendisliği maxwell'in cebinden çıkmıştır desek yanlış olmaz. elektrik üretim ve aktarım tekniklerimizi, enerjiyi dönüştüreceğimiz elektrik makinalarını, anten teorisini, tüm telekomünikasyon ağımızı ve neredeyse her türlü elektronik komponentin gelişimini bu dört denkleme borçluyuz.

esas güzelliği faydasında değil ama. bu kadar karışık ve soyut meseleleri, dört tanecik ezberden yazılabilecek kısalıkta denklemle açıklamasında. yüzleri gülümseten, sanat eseri gibi kendini dakikalarca izlettiren güzelliği basitliğinde. (bkz: simplicity is the ultimate sophistication)

bir sıra gözetmeksizin, aşağıdakilerden bahseder. sadece bir içgörü sağlanması amacıyla özetlenmişlerdir, tam olarak etkileşimleri tarif edebilmek ağır matematiksel fizik bilgisi gerektirir.

gauss' law for electric fields : eğer bir yerde elektrik alan var ise, bunun kaynağı olacak bir yük dağılımı da orada bulunmak zorundadır. ateş olmayan yerden duman çıkmaz.

gauss' law for magnetic fields : bütün manyetik alanlar kendileri üzerine kapanırlar. manyetik alanın "manyetik yük" gibi bir kaynağı yoktur. tek başına bir manyetik kutup doğada bulunamaz. bir mıknatısı ne kadar bölerseniz bölün, kuzeyini güneyinden güneyini de kuzeyinden yalıtamazsınız.

faraday's law : zamana bağlı değişen bir manyetik alan, eletrik alanın oluşumuna/indüklenmesine sebep olur. daire şeklinde iletken bir telimiz olsun ve çevrelediği alanda değişken bir manyetik alan oluşturalım. telde akım oluştuğunu görürüz. bir yerlerde (barajlarda mesela) kocaman bir manyetik alan dönüyor ve oluşturduğu elektrikle sen evindeki bilgisayarı şarj edebiliyorsun demek bu.

ampère's law : peki manyetik alanı nasıl oluşturacağız ? iki yol var : bildiğimiz elektrik akımını ya da çok yüksek frekanslı elektrik alanlarda kendini belli eden yerdeğiştirme akımını kullanarak. manyetik alanı güzel aktaran bir medyuma sahipsen, etrafına sardığın bobinlere elektrik vererek manyetik alan oluşturabilirsin. bu manyetik alan sana tork sağlayabilir. sonra da mesela elektrikli bir araba yaparsın.

mesleğimi bana sevdiren insana bir saygı duruşunda bulunmak istedim. edinburgh evimiz maxwell babamız*.
devamını gör...

sözlükte z kuşağı hakimiyeti olduğuna adımın fşa olduğu kadar eminim.
tamamen iftira olan başlıktır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim