--- alıntı ---

16. ve 17. yüzyılda yaşamış olan çerkes asıllı devlet adamı ve isyancı lideri. abaza mehmet paşa ilk olarak celali isyanları bastırıldığında kuyucu murat paşa tarafından esir alınıp istanbula getirildi. yeniçeri ağası halil ağanın girişimleri ile idam edilmekten kurtuldu ve derya beyi olarak osmanlı devletinde hizmete başladı.

sultan 2.osman yeniçeriler tarafından öldürüldüğünde erzurum beylerbeyliği görevinde olan mehmet paşa isyan edip, şehirdeki ve bölgedeki yeniçerileri yakalatıp öldürmeye başladı. 4.murad'ın emri ile yakalanıp istanbul'a getirildi ve yine cesaretinden ötürü affedilerek bosna beylerbeyliği görevine getirildi.

lehistan blgesinde çıkan çatışmaların artması üzerine o bölgede huzuru sağlayıp çokça da ganimet alarak istanbula geldi ve kubbe altı veziri olarak devlet hizmetine burada devam etti. buradaki hizmetine devam ederken rum ve ermeniler arasında çıkan bir ihtilafta rüşvet aldığı anlaşılınca padişah tarafından idamına hükmedildi ve bazı kaynaklara göre idam edildi.

--- alıntı --- kaynak

bazı kaynaklara göre diyorum çünkü idamının çok daha sonra sultan ibrahim döneminde olduğunu savunan bir görüş var.

oda şu şekilde: sultan murad'ın gönlü abaza mehmet paşanın idamından yana değildir ve idam gerçekleşmeden son bir plan yapılarak paşa kurtarılır. padişah tarafından bir daha ülkeye dönmemesi şartıyla gizlice salıverilir. mehmet paşa denizciliğe geri döner ve uzun süre denzlerde korsanlar ile birlikte takılır. daha sonra sultan murad'ın ölümünden epey sonra erzuruma gider, tabi nerden estiği muamma. burda paşayı tanıyanlar çıkar ve paşa bu hikayeyi onlara anlatır. söylenti sultan ibrahim'in kulağına gider.

sultan ibrahim zaten yarım akıllı bir padişahtır ve bu söylentiden ötürü anksiyetesi azmış bir şekilde isyan eder: "bu mehmet paşa öldü bilirdik geri geldi, ya yarın bir gün abim'de geri gelirse halim nice olur? tez gidin kellesini getirin". isanbuldan erzuruma alel acele giden bostancılar orada paşayı yakalayıp kellesini vurdular ve kesik başın bozulmaması için bal dolu bir küpün içinde istanbula getirip sultan ibrahim'e gösterdiler ve padişahın içi bir nebze olsun rahatladı.

işte abaza mehmet paşa ile ilgili anlatılan efsane budur, ne kadar doğru bilinmez tabi.
devamını gör...

tek solukta izlenmesi gereken, senaryosunu hakan günday'ın yazdığı muazzam dizi.
dokundurmalar çok iyiydi. hatta benim için en iyi dokundurma gazetecinin ölüm sahnesiydi.
kalabalığın işlediği suça ortak olmayan adamın ailesiyle yakılarak öldürülmesi..
zaten haluk bilginer bu diziyle emmy ödülü kazandı. oyunculuğun muhteşemliğini anlatmaya dahi gerek yok.
devamını gör...

bir tane, bakın bir tane basın yayın sektöründe çalışan kişinin de çıkıp melih bey böyle bir şey yazmışsınız yoksa sizin de mi haberiniz yoktu diye kendisine sormaya cesaret edemeyeceğini bildiğinden, çünkü koca ülkede bir tane gerçek gazeteci ya da muhabir kalmadığından çok haber niteliği taşımamaktadır.
devamını gör...

heyy! başganlar, @ateist kaplumbağa, @0330 yatacak yerimiz yok, açın artık kulübü.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ben bu kıza boşuna şeker gibi dememişim, nasıl da biliyorum ama hihihihi...
t: kendini keyifle izleten röportaj. sevgili modum eylulingi de öbdüm.*
devamını gör...

2 dozunuda oldum,ilk dozumda boyle bir uyku hali yaptı,bir kaç günde kol ağrısı oldu,2. de ise nerdeyse hiç kolum ağrımadı.ben de ikinci dozda daha fazla tedirgin olmuştum,daha çok yan etkisi oluyor diye okumuştum ama çok şükür ilkinden daha iyiydi,hatta kol ağrısının aşı yapan kişiye bağlı olduğunu düşünüyorum,2. dozda eli okadar hafiftiki hiç anlamadım bile aşı olduğumu.
devamını gör...

(bkz: marihuana)
devamını gör...

ot gibi yaşamaktan kasıt nedir diye sorarım. yani dışarı çıkmak mı? starbucks'dan nane şuruplu americano aldım da yürüdüm yürüdüm de yürüdüm, görüşürüz günlük. bu mudur ot gibi yaşamamak? çok ucu açık yani, adam kitap kurdudur günlüğe okuduğu kitaptaki karakteri anlatır yazma yetisi gelişir. günlük tutsun da yazsın da nasıl yaşarsa yaşasın dediğim bireydir.
devamını gör...

uzun bir süre önce seslendirdiğim ve kayıt aldığım hikayeleri aklıma getiren başlık. o zamanlar içimde kendim için bir şeyler yapıyor olmanın huzuru vardı. seslendirdiğim çoğu hikayeye kuş sesleri ya da doğal bir mahalle ortamında var olan sesler karışıyordu.

yeniden okusam ve kayıt alsam mı diye düşündürten başlık.
devamını gör...

(bkz: fiskobirlik)
devamını gör...

tanımlarını beğendiğim yazar ve yeni moderatör.görevinde ne kadar başarılı göreceğiz. kimse bir bilen'i geçemez orası ayrı. acaba gerçek adı hazal mı? yoksa hazall mı? diye merak etmiyorum değil doğrusu (!)
devamını gör...

"fakat mümtaz o yaz, insan ruhunu olduğundan çok hür sanıyordu. her an kendimize sahip olabileceğimize inanıyordu. bu demektir ki, hayatın gafiliydi."

ahmet hamdi tanpınar - (bkz: huzur (kitap))
devamını gör...

kafam cam kırıklarıyla dolu doktor. bu nedenle beynimin her hareketinde düşüncelerim acıyor, anlıyor musun?
(bkz: tehlikeli oyunlar-oğuz atay)
devamını gör...

hislerimi anlatan bir parçayla giriyorum olaya :

sevmekten kim usanır, tadına doyum olmaz
hangi gönül uslanır ah, sevenle oyun olmaz
kaç kere yemin ettim, kaç gönüle de girdim
sensiz yapamıyorum ah, bak yine geri geldim...( ama sen yoksun).
devamını gör...

mega tsunamiye neden olma olasılığı sebebiyle oldukça tehlikeli olan haber.

yıllar önce bunun hakkında uzun bir belgesel izlemiştim. la palma adası'nın hemen hemen yarısının denize kayması ihtimali var. eğer bu gerçekleşirse ortaya çıkacak dev dalgaların etki alanı amerika kıyılarına kadar çıkıyor.

şurada kısacık bir özeti var mevzunun:
devamını gör...

bir gün, evime misafirliğe gelen arkadaşlarımla bira içip 101 oynamak üzere hazırlık yapmış, masaya oturduğumuzda, taşlardan bir tane siyah 3’ün eksik olduğunu farketmiştim. bir arkadaşımla gidip, evimin karşısındaki kahvede iki çay içip, kahveden siyah üç çalmıştık…

birkaç gün, cengiz atay’ın kumar fişi gibi elimde o siyah 3’ü tespih gibi taşıyıp; “bu benim cehenneme giriş kapım” diye ortalıkta dolaşmıştım.
devamını gör...

"okuyun okutturun" türevi kitap tanımları. kitap hakkında tek kelime yazılmamış, "çok beğendim, harika, mükemmel. okuyun okutturun" yazıyor tanımda.

tamam, okuyayım okutayım ama neden? bu bir tanım mı gerçekten? neyini beğendin, neyi çok güzel kitabın? sırf "okumanızı öneririm." şeklinde kitap tanımı mı olur? yalnızca bir kitap başlığında bu tür tanımlardan on tane görmek mümkün. çok acayip.
devamını gör...

bebek suite’i
sekiz parçadan müteşekkildir.

yol

yol düzdür.
üzerinden tramvay geçer.
adamlar geçer,
kadınlar geçer.

kadınlar

kadınlar…
akşam, sabah
tramvayı beklerler
rejinin önünde…

yeşil

sevdikleri renk
yeşildir.
ellerinde
yemek çıkınları.

vatman

hep karşıya bakar
cıgara içmez
vatman
ömür adamdır.

peyzaj

evler, dükkânlar, duvarlar;
kömür depoları,
deniz;
çatanalar, mavnalar, kayıklar.

deniz

denizi kim sevmez
üstünde ve kenarlarında
balık
tutulduktan sonra.

balıkçılar

bizim balıkçılar
kitaplardaki balıkçılar gibi
şarkıyı
bir ağızdan söylemezler

senin evin

bütün bu yollardan.
tramvayla geçilir.
halbuki senin evin
daha ötededir.

orhan veli kanık
devamını gör...

eskiden olsa üzülüp nasıl böyle bir şey olabilir diyebileceğim başlıktır. ama şimdi şaşırmıyorum malesef, dini böyle pervasızca her yerde ve her şeyde kullanıp toplumu bu yolla kutuplaştırır üstüne de nefret dili kullanırsanız, sonuçta insan psikolojisi bu, bir yerde geri tepecektir doğal olarak.
devamını gör...

parmak izim. her insanda farklı ya!
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim