güne bir söz bırak
dönüp duran bir çark
akıp giden bir zaman..
yine, yeniden bir sabah
"günaydın yaşamak.."
nazım hikmet
akıp giden bir zaman..
yine, yeniden bir sabah
"günaydın yaşamak.."
nazım hikmet
devamını gör...
ayrılık acısı geçer mi sorunsalı
devamını gör...
yazarların cumhurbaşkanı olduklarında yapacakları şeyler
"türkiye nasıl düze çıkar?"
"sen cumhurbaşkanı olsan ne yapardın?"
güzel soru.
uzun bir yazı olacak. ancak okumaya değecek. her kesimden destek göreceğine inanıyorum.
okuduğunuza değecektir.
başlayalım.
*devletin tüm kadrolarında görevini sürdüren, en ufak görevdeki insandan en yüksek mertebedekine kadar hepsinin geriye dönük 10 senelik geçmişi araştırılır. yaptıkları işler, verdikleri raporlar ayrıntılı incelemeye tabi tutulur. liyakat şartı aranır. işini iyi yapan, yetkin insanlar görevlerinde tutulurken gerisine yol verilir.
*torpil bitirilir. torpille göreve gelmiş herkesin, mevkileri ne kadar yüksek olursa olsun işine derhal son verilir.
*devletin tüm organlarındaki ödemeler, satın almalar, son kuruşuna kadar denetlemeye tabi tutulur. devletin parasını çarçur eden, çalan, ayakkabı kutularına dolduran, peşkeş çeken herkes hakkında kamu davası açılır.
*tüm tarikatlar kapatılır. din hakkında söz sahibi tek kurum/kuruluş diyanet işleri olarak bırakılır.
*"yenilenebilir enerji" sektörüne çok büyük yatırım yapılır. dev güneş enerjisi tarlaları kurulur. sayısız rüzgar türbini stratejik noktalara yerleştirilir. enerji konusunda dışarıya olan bağımlılığı 10 sene içinde bitirme hedefi konulur. bu şekilde enerji fiyatları düşer. vatandaş rahat bir nefes alır.
*türkiye uzay ajansı, taşak malzemesi olmaktan kurtarılır. fizikçiler, matematikçiler, astronomlar yetiştirilir. 20 sene içinde uzaya türk astronotlar gönderme, 50 sene içinde ise astroid madenciliğine başlama hedefi konulur.
*diyanet işlerinin bütçesi 4'de birine indirilir.
*milli eğitim bakanlığı ve sağlık bakanlığının bütçeleri 3'er katına çıkarılır.
*türk silahlı kuvvetlerinin bütçesi %50 oranında arttırılır, ancak tek bir şartla; profesyonel orduya geçilir.
*büyük bir sanayi kalkınma hareketi başlatılır. her ilde yeni fabrikalar açılır. 10 sene içinde türkiye'nin üretim hacminin 3 katına çıkması hedefi konulur. bu şekilde yüz binlerce insana istihdam sağlanır. küçük ev eşyalarından uçak sanayisine kadar, her şeyi vatan içinde üretme prensibi ile hareket edilir.
"üreten ülke" pozisyonuna geçeceğimiz için ekonomi yavaş yavaş belini doğrultur. döviz düşerken türk parası değer kazanır.
*doğa korunur. doğaya zarar veren çok büyük ceza istemiyle yargılanır. yerli ya da yabancı, hiç bir şirket, maden çıkarmak amacıyla, otel yapmak amacıyla doğayı mahvedemez. deneyenlerin üzerine kabus gibi çökülür.
*hukukun üstünlüğü yeniden tanımlanır. cezaevlerinde yatan gazeteciler, aydınlar, derhal serbest bırakılır.
*devlet kimin ne içtiğine, kimle seviştiğine karışmaz. hukuki ve sosyokültürel açıdan her bireye tam eşitlik sağlar. bir trans kadın başsavcı olabildiği gibi, bir cumhurbaşkanı gerekirse çatır çatır yargılanabilir.
*tecavüz, taciz gibi suçlara bulaşanların hayatı karartılır. çocuklara karşı cinsel suçlara karışanlar bir daha gün yüzü göremez. devlet artık bu yaratıkların üzerine öyle bir çöker ki kimse zaten buna cesaret bile edemez.
cinsel suçlulara, abd'de olduğu gibi, bir database'e kaydolma şartı koyulur. cezalarını çekseler bile isimleri orda kalır.
*"yap-işlet-devret" modeli tamamen terkedilir. ülkenin kendi köprüsünü, kendi kanalını, kendi havalimanını yapması en büyük hedeflerden biri olur.
*köy enstitüleri yeniden açılır. tarımdan hayvancılığa bir çok eğitim programı hazırlanır.
*tüm merdiven altı üniversiteler kapatılır. 3 katlı tek bir binadan oluşan, "osman üniversitesi" gibi kurumlar, eğitim sisteminden çıkarılır. yeni üniversite açılmaz!
*tarıma ve çiftçiye destek olunur. yurtdışından tohum ithalatı sonlandırılır. çiftçiye verilen yakıt, tohum, makina, sulama, gübre desteği gibi şeyler 5 katına çıkartılır.
çiftçinin elinde kalan mahsulü devlet satın alır.
böylece temel gıdaların fiyatı düşer. vatandaş nefes alır.
*terörün üzerine kabus gibi çökülür. türkiye'nin doğusundaki tüm dağlar temizlenir. ancak bunu yaparken oradaki halk kendi kaderine terk edilmez.
doğudaki vatandaşa binlerce yeni iş imkanı sağlanır. halk fakirlikten kurtulur. terörün ve teröristin kucağına oturmak zorunda kalmaz.
toplumun 7'den 70'e her kesiminin en büyük ve tek güvencesi devlet olur.
*yiyecek, içecek, barınma gibi temel ihtiyaç ve hizmetlerin belirli bir tavan ve taban fiyatları olur. devlet göz göre göre vatandaşının sikilmesine izin vermez.
*yabancı şirketlere asla geçiş garantisi, yıllık ödeme gibi garantiler verilmez.
*"özel tüketim vergisi" denilen salaklık kaldırılır.
*bir süreliğine "en fazla 3 çocuk" sınırlaması getirilir. bu nedenle etrafta gezen işsiz, niteliksiz insan ordusu yavaş yavaş yok olur.
*dış ticarette ithalat değil, ihracat konseptine dönülür.
*her şehre dev hayvan barınakları yapılır. 10 sene içinde sokak hayvanlarını bitirme hedefi konulur.
*teknolojiye yatırım yapılır. dünya devleriyle yarışacak işletim sistemleri, teknoloji markaları, elektronik ürünler tasarlanır.
*özellikle gıda sektörü çok sıkı denetlenir. kesinlikle vatandaşa en zararlı ürünlerin, en boktan katkı maddelerinin yedirilmesine izin verilmez. ortalama yaşam süresinin 85 sene olması hedefi konulur.
*sağlık sistemi küba, kanada gibi bedava yapılır. ilaç bulamadığı için ölen insan haberleri tarihe karışır.
*ar-ge çalışmalarına milyonlarca lira kaynak aktarılır. ülke kendi kanser aşısını, kendi doktor ve bilim insanlarıyla üretebilecek yetkinliğe kavuşturulur.
*kadınların ekonomiye kazandırılması hedefi konulur. aile, çalışma ve sosyal hizmetler bakanlığı bir çok yeni proje üretir. kadınlara yeni iş kolları açılır, eğitim verilir. bir ailede hem kadın, hem de erkek çalışıyorsa aileye maddi teşvik sağlanır. çocuk varsa sosyal yardım daha da arttırılır. ancak bu çocuğa nasıl bakılıyor, devlet bunun takipçisi olur.
bunları yaparsanız, 30 sene içinde türkiye büyük bir süpergüç haline gelecektir.
(aklıma geldikçe eklenecek)
"sen cumhurbaşkanı olsan ne yapardın?"
güzel soru.
uzun bir yazı olacak. ancak okumaya değecek. her kesimden destek göreceğine inanıyorum.
okuduğunuza değecektir.
başlayalım.
*devletin tüm kadrolarında görevini sürdüren, en ufak görevdeki insandan en yüksek mertebedekine kadar hepsinin geriye dönük 10 senelik geçmişi araştırılır. yaptıkları işler, verdikleri raporlar ayrıntılı incelemeye tabi tutulur. liyakat şartı aranır. işini iyi yapan, yetkin insanlar görevlerinde tutulurken gerisine yol verilir.
*torpil bitirilir. torpille göreve gelmiş herkesin, mevkileri ne kadar yüksek olursa olsun işine derhal son verilir.
*devletin tüm organlarındaki ödemeler, satın almalar, son kuruşuna kadar denetlemeye tabi tutulur. devletin parasını çarçur eden, çalan, ayakkabı kutularına dolduran, peşkeş çeken herkes hakkında kamu davası açılır.
*tüm tarikatlar kapatılır. din hakkında söz sahibi tek kurum/kuruluş diyanet işleri olarak bırakılır.
*"yenilenebilir enerji" sektörüne çok büyük yatırım yapılır. dev güneş enerjisi tarlaları kurulur. sayısız rüzgar türbini stratejik noktalara yerleştirilir. enerji konusunda dışarıya olan bağımlılığı 10 sene içinde bitirme hedefi konulur. bu şekilde enerji fiyatları düşer. vatandaş rahat bir nefes alır.
*türkiye uzay ajansı, taşak malzemesi olmaktan kurtarılır. fizikçiler, matematikçiler, astronomlar yetiştirilir. 20 sene içinde uzaya türk astronotlar gönderme, 50 sene içinde ise astroid madenciliğine başlama hedefi konulur.
*diyanet işlerinin bütçesi 4'de birine indirilir.
*milli eğitim bakanlığı ve sağlık bakanlığının bütçeleri 3'er katına çıkarılır.
*türk silahlı kuvvetlerinin bütçesi %50 oranında arttırılır, ancak tek bir şartla; profesyonel orduya geçilir.
*büyük bir sanayi kalkınma hareketi başlatılır. her ilde yeni fabrikalar açılır. 10 sene içinde türkiye'nin üretim hacminin 3 katına çıkması hedefi konulur. bu şekilde yüz binlerce insana istihdam sağlanır. küçük ev eşyalarından uçak sanayisine kadar, her şeyi vatan içinde üretme prensibi ile hareket edilir.
"üreten ülke" pozisyonuna geçeceğimiz için ekonomi yavaş yavaş belini doğrultur. döviz düşerken türk parası değer kazanır.
*doğa korunur. doğaya zarar veren çok büyük ceza istemiyle yargılanır. yerli ya da yabancı, hiç bir şirket, maden çıkarmak amacıyla, otel yapmak amacıyla doğayı mahvedemez. deneyenlerin üzerine kabus gibi çökülür.
*hukukun üstünlüğü yeniden tanımlanır. cezaevlerinde yatan gazeteciler, aydınlar, derhal serbest bırakılır.
*devlet kimin ne içtiğine, kimle seviştiğine karışmaz. hukuki ve sosyokültürel açıdan her bireye tam eşitlik sağlar. bir trans kadın başsavcı olabildiği gibi, bir cumhurbaşkanı gerekirse çatır çatır yargılanabilir.
*tecavüz, taciz gibi suçlara bulaşanların hayatı karartılır. çocuklara karşı cinsel suçlara karışanlar bir daha gün yüzü göremez. devlet artık bu yaratıkların üzerine öyle bir çöker ki kimse zaten buna cesaret bile edemez.
cinsel suçlulara, abd'de olduğu gibi, bir database'e kaydolma şartı koyulur. cezalarını çekseler bile isimleri orda kalır.
*"yap-işlet-devret" modeli tamamen terkedilir. ülkenin kendi köprüsünü, kendi kanalını, kendi havalimanını yapması en büyük hedeflerden biri olur.
*köy enstitüleri yeniden açılır. tarımdan hayvancılığa bir çok eğitim programı hazırlanır.
*tüm merdiven altı üniversiteler kapatılır. 3 katlı tek bir binadan oluşan, "osman üniversitesi" gibi kurumlar, eğitim sisteminden çıkarılır. yeni üniversite açılmaz!
*tarıma ve çiftçiye destek olunur. yurtdışından tohum ithalatı sonlandırılır. çiftçiye verilen yakıt, tohum, makina, sulama, gübre desteği gibi şeyler 5 katına çıkartılır.
çiftçinin elinde kalan mahsulü devlet satın alır.
böylece temel gıdaların fiyatı düşer. vatandaş nefes alır.
*terörün üzerine kabus gibi çökülür. türkiye'nin doğusundaki tüm dağlar temizlenir. ancak bunu yaparken oradaki halk kendi kaderine terk edilmez.
doğudaki vatandaşa binlerce yeni iş imkanı sağlanır. halk fakirlikten kurtulur. terörün ve teröristin kucağına oturmak zorunda kalmaz.
toplumun 7'den 70'e her kesiminin en büyük ve tek güvencesi devlet olur.
*yiyecek, içecek, barınma gibi temel ihtiyaç ve hizmetlerin belirli bir tavan ve taban fiyatları olur. devlet göz göre göre vatandaşının sikilmesine izin vermez.
*yabancı şirketlere asla geçiş garantisi, yıllık ödeme gibi garantiler verilmez.
*"özel tüketim vergisi" denilen salaklık kaldırılır.
*bir süreliğine "en fazla 3 çocuk" sınırlaması getirilir. bu nedenle etrafta gezen işsiz, niteliksiz insan ordusu yavaş yavaş yok olur.
*dış ticarette ithalat değil, ihracat konseptine dönülür.
*her şehre dev hayvan barınakları yapılır. 10 sene içinde sokak hayvanlarını bitirme hedefi konulur.
*teknolojiye yatırım yapılır. dünya devleriyle yarışacak işletim sistemleri, teknoloji markaları, elektronik ürünler tasarlanır.
*özellikle gıda sektörü çok sıkı denetlenir. kesinlikle vatandaşa en zararlı ürünlerin, en boktan katkı maddelerinin yedirilmesine izin verilmez. ortalama yaşam süresinin 85 sene olması hedefi konulur.
*sağlık sistemi küba, kanada gibi bedava yapılır. ilaç bulamadığı için ölen insan haberleri tarihe karışır.
*ar-ge çalışmalarına milyonlarca lira kaynak aktarılır. ülke kendi kanser aşısını, kendi doktor ve bilim insanlarıyla üretebilecek yetkinliğe kavuşturulur.
*kadınların ekonomiye kazandırılması hedefi konulur. aile, çalışma ve sosyal hizmetler bakanlığı bir çok yeni proje üretir. kadınlara yeni iş kolları açılır, eğitim verilir. bir ailede hem kadın, hem de erkek çalışıyorsa aileye maddi teşvik sağlanır. çocuk varsa sosyal yardım daha da arttırılır. ancak bu çocuğa nasıl bakılıyor, devlet bunun takipçisi olur.
bunları yaparsanız, 30 sene içinde türkiye büyük bir süpergüç haline gelecektir.
(aklıma geldikçe eklenecek)
devamını gör...
sokak ortasında öpüşen sevgililer
müdahele edilen sevgililerdir.
eğer ki birbirlerini dövselerdi, kimse müdahale etmezdi.
çünkü biz, şiddete kör, aşka ve cinselliğe bakan kör bir milletiz.
eğer ki birbirlerini dövselerdi, kimse müdahale etmezdi.
çünkü biz, şiddete kör, aşka ve cinselliğe bakan kör bir milletiz.
devamını gör...
yeni isim hakkında yönetim açıklaması
bir beyan.
arkadaşlar, adam söylemiş; oylama yapılırsa kötü niyetli birileri işi yine zora sokabilir demiş. bana da mantıklı geliyor bu yazılan. ben de olsam bir daha o riski almazdım. bence siz de ısrarcı olmayın. eleştirmek ayrı da, suçlar gibi konuşmak bambaşka bir şey.
kafa sözlük ismi de bize sorulmamıştı. ismi için gelmedik ama sonuçta geldik, alıştık, öyle kaldı. buna da alışılır, merak etmeyin. nelere alışılmıyor ki!..
normal görünümlü anormal meja
arkadaşlar, adam söylemiş; oylama yapılırsa kötü niyetli birileri işi yine zora sokabilir demiş. bana da mantıklı geliyor bu yazılan. ben de olsam bir daha o riski almazdım. bence siz de ısrarcı olmayın. eleştirmek ayrı da, suçlar gibi konuşmak bambaşka bir şey.
kafa sözlük ismi de bize sorulmamıştı. ismi için gelmedik ama sonuçta geldik, alıştık, öyle kaldı. buna da alışılır, merak etmeyin. nelere alışılmıyor ki!..
normal görünümlü anormal meja
devamını gör...
cenaze evi
birçok duyguyu barındıran hüzün evleridir. kimisi yemek yemeye gelir, kimisi dedikodu yapmaya. insanlar acısını mı yaşasın, gelen misafiri mi ağırlasın şaşırır. bir de tüm o kalabalık gittikten sonra koskoca evde tek başına kaldığın zaman vardır. tüm o gürültü, karmaşa bitmiştir. sessizlik hakimdir, acınla baş başa kalırsın. üzerine çok ağır bir yorgan atılmış da kıpırdayamıyor gibi hissedersin. hüzün kokar bu evler. her köşesi ölen insandan bir şeyler barındırır. baktıkça üzülür, üzüldükçe bakarsın. ölen kişinin yakınlarının yanında olunmalı ancak strese sokmamalıdır.
devamını gör...
miraç
hz. muhammed'in bir gece medine'den mescid-i aksa'ya, buradan göğe yükseltilmesi durumuna biz miraç diyoruz. miraç kelimesi nitekim göğe çıkış anlamına gelir.
peygamber insanlara rehber olduğu için bir insanoğlunun başına gelebilecek her türlü olaylar peygamberin başına gelmiştir. babası daha hz.muhammed doğmadan ölmüştür. yetim doğmuştur. annesi çocuk sayılabilecek yaşta altı yaşlarında ölmüştür. eşi kendisinden önce ölmüştür. dört kızından üçü ve bir oğlu kendisinden önce ölmüştür. böylece anne,baba, eş ve evlat acısını yaşamıştır. yerinden yurdundan edilmiş kendisine inanan bir avuç insanla hicret ederek göç etmek zorunda kalmıştır. burada bizim anladığımız, peygamber insanlara örnek gösterilebilecek bir rehberdir. allah diyor ki, evet seni hayatta tutan bütün değer verdiklerini ve güvendiklerini aldım bunlar karşısında sabır göster ki insanlara rehber ol ve en önemlisi ben varım diyor. işte peygamberimizin umutsuz, hüzünlü olduğu bir gecede allah onu tarafına yükseltmiştir. eti ile kemiği ile başka bir insan için imkansız olan bu durum hz.peygambere nasip olmuştur.
peygamber insanlara rehber olduğu için bir insanoğlunun başına gelebilecek her türlü olaylar peygamberin başına gelmiştir. babası daha hz.muhammed doğmadan ölmüştür. yetim doğmuştur. annesi çocuk sayılabilecek yaşta altı yaşlarında ölmüştür. eşi kendisinden önce ölmüştür. dört kızından üçü ve bir oğlu kendisinden önce ölmüştür. böylece anne,baba, eş ve evlat acısını yaşamıştır. yerinden yurdundan edilmiş kendisine inanan bir avuç insanla hicret ederek göç etmek zorunda kalmıştır. burada bizim anladığımız, peygamber insanlara örnek gösterilebilecek bir rehberdir. allah diyor ki, evet seni hayatta tutan bütün değer verdiklerini ve güvendiklerini aldım bunlar karşısında sabır göster ki insanlara rehber ol ve en önemlisi ben varım diyor. işte peygamberimizin umutsuz, hüzünlü olduğu bir gecede allah onu tarafına yükseltmiştir. eti ile kemiği ile başka bir insan için imkansız olan bu durum hz.peygambere nasip olmuştur.
devamını gör...
normal sözlük’e girince bildirim görmek
bazen acelem varken bile sırf onu görmek için giriyorum beğenilme arzusu hoşuma gidiyor hadi şimdi bunu da beğenin bu gariban sevinsin
devamını gör...
zehir
üstteki yazar arkadaşın da dediği gibi zehiri zehir yapan dozdur. şaman öğretisine göre ihtiyaçtan fazla olan her şey zehirdir.
devamını gör...
köy enstitüleri
hasan alî yucel'i rahmetle anıyorum..
devamını gör...
sen müziğe dokunamazsın ama müzik sana dokunabilir
devamını gör...
kim daha az sevmişse ilk o gider
sayın yazarımız @epsilondelta ukdesidir.
her ilişkinin dinamikleri ve ilişkinin içinde bulunan insanların karakterleri farklı olabileceğinden katılmadığım önermedir.
bazen çok aşık taraf gururundan gider, karşıdakinin onu aynı derecede sevmediğini bildiği için.
ya da o kadar fazla sever ki sonunda kırılacağından korkar çünkü o terk ederse bunu kaldırması daha güç olur.
veya çok sevdiği halde artık tahammülü kalmamıştır, bu ilişki çok yıpratıcıdır.sevdiğinin mutluluğunu düşünmekten kendininkini unutmuştur.
belki de sevgisi ile prensipleri çakışıyordur. prensiplerinden ödün vermemek adına sevgiyi bırakır çünkü prensipsiz yaşayamaz.
gibi gibi.
ilişkilerde kesin bir matematik yoktur.
her ilişkinin dinamikleri ve ilişkinin içinde bulunan insanların karakterleri farklı olabileceğinden katılmadığım önermedir.
bazen çok aşık taraf gururundan gider, karşıdakinin onu aynı derecede sevmediğini bildiği için.
ya da o kadar fazla sever ki sonunda kırılacağından korkar çünkü o terk ederse bunu kaldırması daha güç olur.
veya çok sevdiği halde artık tahammülü kalmamıştır, bu ilişki çok yıpratıcıdır.sevdiğinin mutluluğunu düşünmekten kendininkini unutmuştur.
belki de sevgisi ile prensipleri çakışıyordur. prensiplerinden ödün vermemek adına sevgiyi bırakır çünkü prensipsiz yaşayamaz.
gibi gibi.
ilişkilerde kesin bir matematik yoktur.
devamını gör...
teletext
181.sayfa hava durumu sayfasıydı galiba yanlış hatırlamıyorsam.
devamını gör...
şeyh bedreddin
bu toprakların özünde mücadele ve isyan olduğunu kanıtlayan tarihi kanaat önderi. dönemin mülkiyet ilişkilerini, dinin devlet aygıtı etrafında belirleyici bir katman ve zenginleşme aracı olarak kullanılmasına karşı çıkmış. ufku kendi dönemini aşan bir kişi. hayatını iki dönemden okumak lazım, sûfileşme öncesin kadılık dönemi ve süfileşme. şeyh hüseyin ahlatî ile tanışması ve eğitiminden sonra bu sürecin ilk adımı olmuş. kendisine 'zındık' iftirası da bu süreçle başlayan bir durumdur. maddi olandan ziyade manevi bir din ve tasavvuf algısına sahip. ancak burda şu da görünmelidir ki benzer algıya sahip hacı bayram veli gibi tasavvuf ermişlerinin 'barışçıl' tutumunun tersine isyancı ve devrimci bir anlayışa sahiptir. toprağın ve suyun mulkiyeti olmayacağını, mülkün allah'a ait olduğunu ve üretenin kullanabileceğini fikirselleştirmiş. kendi dönemi aşan bir ufka sahip. börklüce mustafa ve torlak kemal isyanlarının fikri önderidir. bu isyanlar, rum ve müslüman toplum kesimlerinin, farklı dışlanmış tasavvuf-i kesimlerin birlikte mücadelesini ortaya çıkartmış köylü isyanlarıdır. isyanların genel talepleri ekonomik/ politik taleplerdir. ihtilalci bir damarı, değiştirme ve dönüştürme iradesini ve iktidar persfektifine sahip ender osmanlı köylü isyanlarından birisidir. ve ayrıca nazım usta'nın emekleri sayesinde tekrardan kolektif hafızamıza eklenmiş ve tarihsel önemi hak ettiği yere gelmiştir.
devamını gör...
ölüm vakti
bitmiş ise kızıllığını avuç avuç içtiğimiz sefalar,
öğlenler, ikindiler çoktan geçmişse,
bir akşam üstü garipliği
sarmışsa her yeri,
güneş devrilmiş,
renkler solmuş,
sesler kesilmişse,
son kuşlar da geçip gitmişlerse ufuktan
ve çiçekler
bükmüşse boyunlarını dalgın dalgın
bil ki ölüm vakti geldi...
öğlenler, ikindiler çoktan geçmişse,
bir akşam üstü garipliği
sarmışsa her yeri,
güneş devrilmiş,
renkler solmuş,
sesler kesilmişse,
son kuşlar da geçip gitmişlerse ufuktan
ve çiçekler
bükmüşse boyunlarını dalgın dalgın
bil ki ölüm vakti geldi...
devamını gör...
her şeyi bildiğini sanan insan tipi
cahillik göstergesidir. her şeyi bildiğini düşünmek öğrenmeyi reddetmektir ve bence cahilliğin tanımı da budur.
devamını gör...
yazarların takipçilerine söylemek istedikleri
önce sevgi ve saygılar hepsine. 17 takipçim var ve birkaç kişiyi biliyorum. ben de kendilerini takip ediyorum. çok saygıdeğer ve takip ederek beni onurlandıran yazarlar. ama maalesef bazılarının kim olduğu hakkında hiçbir fikrim yok. 1500 karma puana ulaşınca göreceğim.
yine de bu başlık vesilesiyle, kim olduklarını bilsem de bilmesem de profilimi takip edilmeye değer gören tüm yazar arkadaşlara teşekkür ediyorum.
yine de bu başlık vesilesiyle, kim olduklarını bilsem de bilmesem de profilimi takip edilmeye değer gören tüm yazar arkadaşlara teşekkür ediyorum.
devamını gör...
bal porsuğu (yazar)
hayranlıkla takip ettiğim, bu kadar şeyi nasıl biliyor dediğim yazarımızdır. muazzam ötesi yazıları var, kalbi ise yazılardan da muazzam. her okuduğum tanımında başka bir şeyler öğreniyor, neredeyse hepsinde şaşırıyorum. çok mutlu, huzurlu ve kendisi gibi güzel insanlarla dolu bir ömrü olur umarım. severek, her tanımına hayranlık duyarak takip ediyorum. var olsun, hep bizimle olsun.
devamını gör...
güzel sevmelerin giderek azalması
güzel seven bir nesil zamanın hoyratlığında yok oldu sanırım. oysa ki en büyük hazineye sahip olmak demektir güzel seven birini kendi hayatına dahil edebilmek.
devamını gör...
benvenuto cellini
benvenuto cellini, 3 kasım 1500 - 13 şubat 1571 yılları arasında yaşamış italyan bir heykeltıraş ve yazardı. cellini salt cellar, perseus with the head of medusa ve otobiyografisi gibi ünlü eserler bırakmış olan cellini floransa'da dünyaya geldi. hareketli bir hayat yaşayan cellini bir kuyumcunun yanında çıraklığa başladıktan sonra sürgüne gönderildi ve siena'da yaşadı. burada da bir kuyumcunun yanında çalıştı. oradan da bologna'ya geçen benvenuto burada başarılı bir flüt sanatçısı oldu ve kuyumculuğa devam etti. pisa, floransa (ki burada heykeltıraş pietro torrigiano tarafından ziyaret edilmişti) gibi yerlerden sonra 19 yaşında roma'ya taşındı.
bundan sonrada hayatı çalkantılı geçti; siyasi olaylar, hapisler, kaçmalar ve yakalanmalar... cellini daha sonra floransa'ya döndü. burada kendisini heykeltıraş pozisyonuna getiren ve kalması için bir ev veren cosimo de' medici tarafından güzel karşılandı. medici ondan 2 eser yapmasını istedi: kendi büstü ve perseus with the head of medusa...
fakat cellini burada da suçlamalar ile karşı karşıya kaldı. sodomi kelimesi ile ifade edebileceğimiz, o zaman yasalarında hoş karşılanmayan cinsel aktiviteler ile suçlanıyordu. 1571 yılında floransa'da öldü ve santissima annunziata kilisesine gömüldü.
bundan sonrada hayatı çalkantılı geçti; siyasi olaylar, hapisler, kaçmalar ve yakalanmalar... cellini daha sonra floransa'ya döndü. burada kendisini heykeltıraş pozisyonuna getiren ve kalması için bir ev veren cosimo de' medici tarafından güzel karşılandı. medici ondan 2 eser yapmasını istedi: kendi büstü ve perseus with the head of medusa...
fakat cellini burada da suçlamalar ile karşı karşıya kaldı. sodomi kelimesi ile ifade edebileceğimiz, o zaman yasalarında hoş karşılanmayan cinsel aktiviteler ile suçlanıyordu. 1571 yılında floransa'da öldü ve santissima annunziata kilisesine gömüldü.
devamını gör...