türkiye cumhuriyeti'nde yaşıyorsa türkiye cumhuriyeti'ne düşmanlık yapmaktır. başka yerde yaşıyorsa ülke dahilinde olmadığından sadece üzücüdür.
devamını gör...

haçlı seferleri sırasında fransızlar, leylak çiçeğini görmüşler, kendi topraklarında olmadığından yazılışını da aynı şekilde alarak lilac yapmışlar. fransızca da harf israfı yapan bir lisan olduğundan sözcükler yazıldığı gibi okunmaz, sonundaki sessiz harfi çıkartarak lila diye okumuşlar. bizim kaç bin yıllık leylak çiçeğimizi tekrar bize pazarlamışlar, ismini de lila yapmışız.
devamını gör...

keşke düşündeş olduğum kişiler sanalda değil de çevremde olsa dedirten platform.
devamını gör...

mutsuzluğa alışmış insandır.
hani eski bir değiş vardır " alışmadık g*tte don durmaz" diye.
aynı o misal işte, mutsuzluk öyle bir hale bürünmüştür ki, mutluluğa yer kalmamıştır bünyede.
konunun ilginç tarafı ise, bu insanlara mutluluk fırsatı bir çok kez gelir. fakat o kadar yabancı bir şeydir ki onlar için bu, ne yapacaklarını bilemezler. zaten çok kırılgan olur bu insanların mutluluğu. bu yüzden de kırarlar bir noktada. sağlam tutmayı beceremezler.
fakat sanmayın ki bu insanlar mutlu olmayı istemez. tabi ki isterler. belki de en büyük fantazileri, arzuları mutlu olmaktır. ama bu gerçekten elde edinceye kadardır maalesef. çünkü gerçekten ellerine geçince mutluluk fırsatı, korkarlar ondan. onu koruyamamaktan, kayıp etmekten ya da daha kötüsü birinin gelip ellerinden alacağında korkarlar.
asyalıların da eski bir değişi vardır "hayat karşısına çıkardığı fırsatları değerlendirmeyenlerin yüzüne gülmez" şeklinde.
dediğim gibi mutluluk fırsatı çıkar karşılarına ama saydığım sebeplerden beceremezler. her şey yolunda gitse, bu sefer de kendilerini sabote ederler.
bilinçli de yapmazlar bunu. zaten budur ya en acısı. hem mutlu olmak istemek, hemde kendine çok görmek.
bir de şu var ki, mutsuzluk kolaydır aslında. çok çalışma gerektirmez. fakat mutluluk/mutlu olmak cesaret işidir. dik duruş gerektirir, emek gerektirir.
hayat senden ne alırsa alsın, yüzüne o gülümsemeyi takınabilmek, buruk bir gülümseme olsa bile. işte mutluluk budur.
nietzsche ne derse dersin, asıl üstün insan işte budur.
her şeye rağmen mutlu olabilen.

herkese saygılar...
devamını gör...

kurban bayramı'nda duydum.
o artık yok!
devamını gör...

niçin merak edildiğini merak ediyorum.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

evet. hayallerimdeki mutfak var.
devamını gör...

ben
asla
öyle
yapmam

yapan
arkadaşlarım
var

ama

ben sözlüğün tanımına saygı duyduğum için öyle yapmam.
devamını gör...

tecavüzü meşru göstermeye çalışan bir varlık tarafından açılmış başlıktır.

twitter başlığını açan oksijen israfı canlıların da amacı aynıdır.

ayrıca, cinsel saldırı suçlarıyla ilgili sözde mizah yapan kim varsa potansiyel tecavüzcüdür.
devamını gör...

"yansıma teorisi'ne göre, dil, insanların, ses çıkaran varlıkların seslerini yansımasıyla kurulmuştur. yani, doğadaki sesler taklit edilerek, kelimeler oluşmuştur. dolayısıyla, konuşma başlamıştır."

teoriye göre tüm dillerin kökeni bu şekilde oluştuğuna göre yazar burada ne demek ne yapmak istemektedir
(bkz: ırkçı)
devamını gör...

1. dünya savaşından hemen sonra 1920’de almanya’da alman bir annenin ve bir amerikan askerinin oğlu olarak dünyaya gelmiştir. daha sonra iki yaşındayken almanya’dan babasının memleketine, los angeles’a göçmüşlerdir. ancak abd’nin 2. dünya savaşına girmesiyle bukowski pılını pırtını toplayıp los angeles’tan ayrılmış ve 1947’ye kadar sürecek uzun bir yolculuğa çıkmıştır. bu süreçte henüz 24 yaşındayken yazdığı bir öykü ilk defa abd’de ulusal bir dergide basılmıştır. o dönemlerde yazdığı eserler daha çok kısa hikayeyken, arada sırada da şiir yazmıştır. 1954’e gelindiğindeyse, ölümcül bir iç kanama geçirip 9 gün boyunca los angeles hastanesinde yoğun bakımda yatınca şiire daha fazla ağırlık vermeye başlamış, böylelikle 20. yüzyıl şiirinin ve kısa hikayeciliğinin en etkili, benzersiz kalemlerinden biri haline gelmiş ve şöhreti önce tüm abd’ye ardından da tüm dünyaya yayılmıştır. 1994’teyse hayatını kaybetmiştir.

ayrıca gecenin ortasında sol elinde en sevdiği birasıyla los angeles’ın loş ışıltısına bakıp şöyle bir cümleyi sarf etmiş insandır,

“mutlu olanların hepsi uyuyor şimdi. mutsuz olanlara selam olsun.”

geceniz güzel geçsin.
devamını gör...

yapması zor yemesi beş dakika olan yemek
devamını gör...

inanılmaz sevdiğim filmdir. kitabını okuduğumda gözyaşları içinde kalmıştım. filminin çıkacağını duyunca aşırı sevindim. hele ki sam claflin ve emilia clarkein başrol olduğunu duyunca çok daha fazla sevinmiştim. gerçekten çok güzel bir film. emilia rolünü çok iyi yapmış bence biçilmiş kaftan. ayrıca kiyafet tasarımları, görsel efektler çok iyiydi.

konusunu merak edenler için:
biraz şaşkın ama bir o kadar eğlenceli ve akıllı sıra dışı bir kızın, çok yakışıklı fakat boyundan aşağısı tutmayan bir erkek ile olan arkadaşlığını ve aşkını konu alır. kızın işe ihtiyacı vardır, oğlanın ise ona arkadaşlık edecek birine. bu şekilde yolları kesişir ve hikaye başlar


her ne kadar içim yansa da will in gitmek istemesini çok iyi anlıyorum. ve lou'nun o acıya nasıl katlandığını gerçekten merak ediyorum
devamını gör...

bizim hanım anlamayı bırak yüksek lisans yapıyor. reklamlar.
ben kendimi anlıyor sanıyordum ta ki bizimki ile karşılaşana kadar.
devamını gör...

emek ve çaba ister. hem cumleler akmalı hem de konu etkileyeci olmalıdır. konu etkileyeci olmasa dahi öyle bir kıyafet giydirilmelidir ki kelimelere üstüne düşünülmeli, konuşulmalıdır.
devamını gör...

2006 yılında bir barda kaybolan 27 yaşındaki adam. üstelik kamera kayıtlarında bardan çıktığına dair görüntülere erişelemeyince, olay popülerleşmiştir. yani koskoca adam tek bir mekanın içerisinde kayboluvermiştir. ve hâlâ bulunamamıştır. özellikle 1 nisan'da kaybolması epey düşündürücüdür. acaba büyük bir şaka mı yapıyor? abimiz ünlü üniversitelerden ohio state university'de tıp öğrencisi olan, 1.88 boyunda, yakışıklı bir adammış. fakat gel gör ki, daha öğrencilik hayatı bitmeden kaybolmuş. şimdi ortaya çıksa, 42 yaşında olacaktır. yani bu adamın kaybolmasından kim sorumluysa adamın hayatını çalmış.

31 mart 2006 gecesinde brian, arkadaşlarıyla dışarı çıkar. daha sonra onlardan ayrılır ve eve gittiğini sanırlar. fakat efendim, abimiz eve gitmemiş, gece 2de (1 nisan) güvenlik kamerasında gözükene göre, bir barın girişinde iki kadınla kısa bir süre konuşmuş. ve bundan sonra da, bardan ayrıldığına dair bir görüntü bulunmamakta. böyle olunca polisler, "allah allah" demişler. ve adamın tekrar bara girdiğini düşünmüşler. ama abimiz bir daha görülmemiş, haber alınamamış. ve bu dava epey ilgi çekmiş.

şimdi benim anlayamadığım şu arkadaşlar: 5milyon yıl önce yaşamış atalarımızın neye benzediğini, nasıl öldüklerini, kaç tane çocuklarının olduğunu (vs.) bile biliyoruz, yani bilim, teknoloji falan o kadar ilerlemiş, ama bir adamın nereye gittiğini bilemiyoruz. biraz dedektiflik müessesesi falan ilerlese iyi olur.

polisler, adamın bardan çıktığına dair bir delil bulamayınca iyice kafaları karışmış ve birkaç teori üretmişlerdir:

1. brian'a o gece eşlik eden bir arkadaşına yalan makinesine girmesi söylenmiş, falan arkadaşı reddetmiştir. evet oldukça şüpheli. yani polislerin teorilerinden biri bu. sanki biz bunun şüpheli olduğunu bilmiyormuşuz gibi. - hayır abi benim anlayamadığım nokta, bu adam yalan makinesine girmiyorsa, işin içinde bir fokluk var yani. zorlasanıza ulan adamı.

2. bu pek de kabul görmeyen bir teori: gülen yüz cinayetleri teorisi. bu teoriyi öne süren birtakım polislere göre, 1990ların sonlarından 2010lara kadar, orta batı amerika eyaletinde, denizlerde ölü bulunan bir dizi erkek, kaza sonucu boğulmamış, bir seri katil veya katiller tarafından öldürülmüş. işte brian da bu erkeklerden biri olabilir.

3. brian hayatta ve yeni bir kimlikle başka bir yerde yaşıyor olabilir.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bazen bağırmaktan daha etkili olan şeydir.
devamını gör...

dönerse senindir-tavuk dönerci
devamını gör...

bir yazarın başına gelmiş diye korkarak girdiğim ama altında olmak istediğini söyleyen akıl fukarası yazarlar gördüğüm başlık.

annemi akciğer kanserinden kaybettim. arkasından yengemi. ve şu an iki kuzenim kanser. biri üçüncü evre meme, biri dördüncü evre akciğer. kanserden ölen yengem, şu an dördüncü evre akciğer kanseri olan kuzenimin de annesiydi. ve öyle zor ki şu an onun için, bu hastalıkla mücadele etmek. yukarda ailesine istediklerini yaptırmak için kanser olmak isteyen yazarın yazdıkları benim bile canımı bu kadar yakmışken, şu an kanserle mücadele eden birinin bu şımarıklığı okuduğu zaman hissedeceklerini düşünemiyorum bile.

burada annemin dokuz ay süren hastalığı sürecinde neler yaşadığımı, gördüğümü kanser hastası veya yakını olanların okuma ihtimali olmasından dolayı yazamayacağım. her birine sonsuz sabır ve şifa diliyorum. çok zorlu bir mücadele çok.
kanser olmak isteyen zavallı meraklılara da biraz akıl, biraz empati, biraz da vicdan diliyorum.
devamını gör...

çaresizlik hissi. çözümü olmayan durumlar.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kumru*dostumla pencere önünde iki lafın belini kıralım dedik.**
sık sık gelir pencere önüme, sanırım onu gördükçe beslediğim için.**
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim