kazım koyuncu'nun didou nana şarkısını, bir kelime bile anlamadan, severek dinliyorum.
eğer müziği ve şarkıcının sesi hoşuma gidiyorsa, şarkının bilmediğim bir dilde olması hiç önemli değil.
bir diğer örnek najwa farouk'un, mawjou galbi şarkısı.
devamını gör...

bir gün de eşin alkolün etkisiyle aynısını yapar ödeşirsiniz. hani şeytana uymuşsun masumca bi tanı koymuşsun ya kendi kendime. eşin de şeytana uyar nolcak ki?
devamını gör...

cemaatçi ve atatürk düşmanı örtülü şekilde yazan klasik yobaz.
kutsal saydığı salyalı cemaatçi delilere laf edilince dinime küfür ediyorlar diyen meczuplar bunlar.
fırıldak şekilde bin beş yüz kelime ile dönerler.
ama nereden bakarsan bak yüz metre öteden bellidirler.
irtica ile mücadele bize meşrutiyetten beri miras.
o cemaat yurtlarınızın kökünü kazıyacağız.
devamını gör...

zamanında amerikadaki komünist avından nasibini almıştır.
devamını gör...

asla hiçbir şey olup bitmez. çöpü dışarı çıkar. çünkü çöp seni önemi olan tek şeyden uzak tutar. şu andan. burada olmaktan. şimdiden. burada ve şimdide kaldığında, yapabildiğin şeyi ve ne kadar iyi yapabildiğini görüp hayrete düşeceksin... neredesin dan?

-burada.

-saat kaç?

-şimdi.

-sen kimsin?

-şu an. (peaceful warrior 2006)
devamını gör...

çocukken hiç erik çaldın mı, dedi. hayır, dedim. benim babannemin köyde kocaman bir bahçesi vardı. erik ağaçları, elma ağaçları, asmalar... sonra halamın da öyle, evinin üç yanını saran bahçeleri vardı. armut, vişne ne çekerse canım ben o ağaçta... hatta kısa bir süre bizim bile bahçeli bir evimiz olmuştu ben küçükken, dedim.
olmaz, dedi. yine de erik çalmalıydın. kucağını doldurmalıydın korku içinde ve peşin sıra eli bastonlu bir amca kovalamalıydı seni.
kovalamadılar. ben de çalmamıştım zaten ne diye kovalasınlardı ki.
ayıp etmişim çocukluğuma...
devamını gör...

tam anlamıyla ben diyebilirim, evde, mahallede, bulunduğum ilçede, öyle hiç bir hafta tatillere gezmelere gittiğimi hatırlamıyorum yıllık iznimde, bi ara büyüyü bozacağım. bgv

tanım : iş ortamından bir an önce uzaklaşayım da ne olursa olsun diyen insanların, zamanı geldiği zaman yıllık izne çıkması ile oluşan durumdur kanımca.

marsyolcusu ukdesidir.
devamını gör...

"evde sıkıldım abi merkezde durayım dedim"
biri de raporluyum,iyice dinleneceğim demez.hepsi işkoliktir.
devamını gör...

teşhir edilmemesi açısından olumlu bulduğum fakat hiç paylaşmamanın daha mantıklı olduğunu düşündüğüm durumdur.
devamını gör...

malak kelimesi aksaray yöresine ait bir sözcüktür ve anlamı da dudak demektir. aynı şekilde kangal ırkına söylenen anadolu çoban köpeği tabiri, esasında aksaray ili ve çevresi anadolu'nun tam ortası olduğu için malaklı ırkına da yakıştırılmıştır. bu ismin, sonradan duyulması ve tanınması ise üreticilerin malaklı yavrularını yıllarca kangal altında satışa çıkarmaları ve bu şekilde tanıtmalarıdır. bu sebepten dolayı bu köpeğe sahip olanlar, köpeklerinin cinsinin malaklı olduğundan bile habersizdirler.
devamını gör...

filtre kahve ve türk kahvesi içmek ve bu kahvelerin kokusudur ayrıca tarçınlı su da benim için doğal bir sakinleştiricidir.


tanım: doğal sakinleştiricileri paylaştığımız başlıktır.
devamını gör...

(bkz: toplum sözleşmesi) rousseau'nun dört kitaptan oluşan, mülkiyet, eşitlik, özgürlük, yasa, devlet gibi konulara ele alıp insan ve toplumun gelişimini bu kavramlar üzerinden değerlendiriyor. özgür bireyin toplumla ve devletle ilişkisinin bilhassa üzerinde duruyor birinci bölüm " insan özgür doğar, oysa her yerde zincire vurulmuştur" diye başlar. ayrıca rousseau vatandaşlığı ise kitapta şu şekilde tanımlamıştır "biz bütün vatandaşlar kendi çıkarlarımızdan yine hepimizin ortak çıkarları için fedakarlık yaparız. devlet burada sadece bir rol üstlenici konumundadir aslında ve anayasa dedigimiz toplum sözleşmesi, hepimizin tabi olduğu ve kapsayıcı nitelik taşır. kısacası, kendini topluma bağlayan kişi, hiç kimseye bağlanmamış olur ve kendi üzerinden başkasına tanımış olduğu hakların aynını elde etmeyen hiçbir üye bulunmadığına göre de,herkes hem yitirdiginin tam karşılığını, hem de elindekini korumak için daha çok güç kazanmış olur". yine tek ve mutlak bir hükümet biçimi olmadığını devletlerin nüfusuna göre yönetim biçimlerinin de değişiklik göstermesi gerektiğini savunur. rousseaunun bu eseri aynı zamanda fransız devriminin öncülerine de esin kaynağı olmuştur.

-hükümet ya da yüksek yönetim diye yürütme gücünün yasal yoldan kullanılmasına; hükümdar ya da görevli diye de, bu yönetim işini üstüne alan kimseye ya da bütüne diyorum. sy 34
devamını gör...

anıl mert özsoy’un herkes her şeyin farkında isimli öykü kitabının ilk öyküsü olan pekmez öyküsünde gelen bir cümledir.

ve gerçekten öyledir. gariban olmak buz gibi bir soğukta kalmaktır. tir tir titremektir, ufukta sımsıcak bir güneş doğacağına dair bir huzme ihtimal bile görmeden. sadece fakir olmak değildir gariban olmak; gariban olmak için cebinin boş olması yetmez; kimsesiz, çaresiz, yolsuz yordamsız olmak da gerekir. ve insan bir kez gariban hissetmeye başladı mı yere düştüğünde yediği tekmelerim hesabını da tutamaz olur zamanla.

ve bir çare yoktur garibanlığa. garibanlıktan çıkılacak yol çoktan geride kalmıştır. ince bir sızı gibi uzanır durur hayatın dikiz aynasında. daha mutlu bir hayat biz ilerledikçe aksi istikamette yol almaktadır, hem de bizden çok daha hızlı bir kararlılıkla.

sadece umut. garibanlığın battaniye şefkatinden bile nasibini almaya çaresizliğinde sadece umut vardır. ve her gariban hayallerinin ufku kadar ısınabilir. ve her gariban ayağını dilediğince uzatabildiği bir yorgan arar durur. ve her gariban gece uyurken umutlu rüyalara yatmak ister, ısınır bazen içi elverdiğince.

ve sadece umut…
devamını gör...

başlık beni 46 kez kaba etimden bıçakladı ambulans bekliyorum çok acilim erkeğim benim..
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

dancing house / frank gehry
devamını gör...

kurucumuz tospik paşa ben daha fazla yazamıcam, daha çok rakı içmem gerekiyor deyip ulusa seslenişini kısa kesti. devam etme yetkisini bana verdi efendim.

sevgili hunililer. öncelikle, haydi kollar havaya.
koldaş benjamin, kulübümüzü yok sayıyor.
neymiş efendim benim kollarımla kurmadığım bir kulüp var olamazmış.

sevgili aklı kıt kardeşlerim. bize revani tatlısı mı bu? sorarım size. biz tatlının derdinde miyiz? kaç defa dedik koldaşa revani sevmeyiz diye.

sevgili üyeler, biraz delilik yapmaya var mıyız?
biliyorsunuz. bizlere önce doktorlar, sonra da ressamlar fazla yaşamazsınız dediler. biz ne yaptık yaşamaya yani gönlümüzce delirmeye devam ettik.
sevgili yoldaşlar, koldaşa bir kalkışma planı yapalım derim. var mıyız? deli miyiz?
devamını gör...

sakalıyla oynamayı alışkanlık haline getirmiş dümdüz erkektir.
ve konuşurken sakalımız var sözümüzü dinle tavrı takınıyordur.
devamını gör...

sultekin01 tarafından bırakılmış ukde.

herpesvirüs enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılan antiviral bir ilaçtır. etki mekanizması açısından asiklovire benzemektedir.
içeriğinde pensiklovir olan kremler genelde uçuk tedavileri ve iltihaplı enfeksiyon kapmış bölgeler için kullanılır.
devamını gör...

çirkin ama karizmatik sınıfına mensup italyan ağabeyimiz.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
99 yılında, 59 yaşında bu diyarı terk etti. kimisi ona italyanın leonard cohen'i der. devrimcidir. avrupa'da esip gürlediği dönem türkiye'deki sanatçılar da onu fazlasıyla örnek almıştır. (bkz: cem karaca) (bkz: barış manço)


best of fabrizio de andré
ıl bombarolo (bkz: italyanca şarkı önerileri/@aeonial)



la ballata del miche



la ballata dell amore
devamını gör...

osmanlı döneminde kabadayı raconunun bir parçasıydı. hatta bir tutam kıl bırakıp gerisini traş eder, onun da uçlarına boncuk takarlarmış. (bkz: göğüs perçemi)

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim