ayın en çalışkan 10 yazarı hakkında ne dediler
bunlar:
bengaripsengüzeldünyaumutlu
hobaaa3434
köylü yazardan ironiler
bal yerine reçel yapan arı
rimbaud
dondurma
domestic hıyar
elma kurdu
spawn
maçın zor geçeceğini bilmiyordum özür dilerim
bengaripsengüzeldünyaumutlu
hobaaa3434
köylü yazardan ironiler
bal yerine reçel yapan arı
rimbaud
dondurma
domestic hıyar
elma kurdu
spawn
maçın zor geçeceğini bilmiyordum özür dilerim
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
ölü doğmuş olmam gerekirdi, tıpkı bir nietzsche şiiri gibi. beni kötü olmam için boyadılar ve şimdi neye dokunsam iz bırakıyorum.öyle yoruldum ki nefes dahi alsam bacaklarım titriyor. sanıyorum ki en çetrefilli savaş, insanın kendini öldürmeme savaşı.
devamını gör...
uykusuz kalmaya değer şeyler
radyo tiyatrosu dinlemek.
devamını gör...
ilginç genel kültür bilgileri
mehmet akif ersoy'un oğlu emin ersoy hayatının son kısımlarını sokaklarda geçirmiştir. bence oldukça düşündürücü bir konudur.
devamını gör...
esnaf lokantası sözlük olsa alınabilecek nickler
gel 5 liraya karnını doyur abicim çaylar müessesemizdeennnn!
devamını gör...
erkeklerin regl olması durumunda yaşanabilecekler
pedler ücretsiz olurdu, regl izni diye bir şey devlet dairelerinde bile uygulanırdı.
devamını gör...
bir idam mahkumunun son günü
victor hugo bu kitabı ilk olarak anonim bir şekilde yayımlamış, ilk basımdan 3 yıl sonra ise kitabı kendinin yazdığını ilan etmiş. ilk başta, gelen tepkileri tartmak istediği için böyle bir yola girdiğini söyler önsözde. ayrıca kitabın başında ufak bir tiyatro sahnesi yer alır ve bu sahnede halkın kitaba karşı tepkisi ve yorumu mevcuttur. kitapta mahkumun işlediği suç yazılmamıştır. cinayet, hırsızlık veya dolandırıcılık... beni en çok etkileyen cümlesi gariptir önsözde yer alır.
“bu kitap herhangi bir hakime yazılmıştır”
“bu kitap herhangi bir hakime yazılmıştır”
devamını gör...
kadife devrim
çekoslovakya devletinin hiç kan dökmeden gerçekleştirdiği devrimdir. 1989 yılında öğrenci ve halk ayaklanmasıyla komünist yönetim düşürülmüş ve çekoslovakya devleti çek cumhuriyeti ve slovakyaolmak üzere ikiye ayrılmıştır. öğrenci ve halk ayaklanması sırasında hiç kan dökülmemesi nedeniyle kadife devrim adını almıştır.
devamını gör...
normal sözlük hikaye özelliği
sabah benimde aklıma gelen durumdur. hatta bunu benjamin reise söyleyecektim, sonra yok ya saçma olur diye düşünüp vazgeçtim.
devamını gör...
gazyağı
genellikle sanayide kullanılan bir tür petrol ailesinden olan bir maddedir. sanayide pas giderici olarak kullanılır. ayrıca japon sobalarında yakıt olarak kullanılır. kerosen halk dilinde gazyağı diye geçen maddenin daha gelişmiş ve içerik olarak süzülmüş maddedir.
petrol ürünleri içinde yer alan benzin, gazyağı, motorin gibi yakıtların içinde bulunan parafin özellikle dizel araçlarda düşük sıcaklıklarda sıvı akışkanlığını donduracak kadar sıvılık özelliğini kaybeder.. bu açıdan uçak motorlarında dizel yakıt kullanılamaz. parafin dizel yakıta göre az oranda da olsa benzin içinde de bulunur. bu açıdan çok düşük sıcaklıklarda sıvının akışkanlığını kaybetmemesi için kerosen kullanılır. yanıcılığının yanında düşük sıcaklıklarda sıvılık özelliğini kaybetmediği için %20 oranında hava taşıtlarının içine karıştırılır. yanma açısından çok ince olan kerosen saf halde kullanıldığında aşırı sıcaklık ile motorun yanmasına ya da pistonların yatak sarmasına sebebiyet verir. yapısı itibarı ile benzinden daha kalın olan bu yakıt yanıcılığı benzinden daha fazla olduğu için benzindeki oktanı yükseltmek içinde kullanılır.
petrol ürünleri içinde yer alan benzin, gazyağı, motorin gibi yakıtların içinde bulunan parafin özellikle dizel araçlarda düşük sıcaklıklarda sıvı akışkanlığını donduracak kadar sıvılık özelliğini kaybeder.. bu açıdan uçak motorlarında dizel yakıt kullanılamaz. parafin dizel yakıta göre az oranda da olsa benzin içinde de bulunur. bu açıdan çok düşük sıcaklıklarda sıvının akışkanlığını kaybetmemesi için kerosen kullanılır. yanıcılığının yanında düşük sıcaklıklarda sıvılık özelliğini kaybetmediği için %20 oranında hava taşıtlarının içine karıştırılır. yanma açısından çok ince olan kerosen saf halde kullanıldığında aşırı sıcaklık ile motorun yanmasına ya da pistonların yatak sarmasına sebebiyet verir. yapısı itibarı ile benzinden daha kalın olan bu yakıt yanıcılığı benzinden daha fazla olduğu için benzindeki oktanı yükseltmek içinde kullanılır.
devamını gör...
geceye bir kezban sözü bırak
ben de kamil sözü bırakayım.
bana kız mı yok?
kamil ve kezban ismini taşıyanlardan özür dilemek gerekir. ne anlamlar yaratıyoruz kendi içimizde.
bana kız mı yok?
kamil ve kezban ismini taşıyanlardan özür dilemek gerekir. ne anlamlar yaratıyoruz kendi içimizde.
devamını gör...
enerjiyi düşüren şeyler
sürekli şikayet eden insanlar
devamını gör...
ihsan oktay anar
felsefeci, yazar. varolsun, çok yaşasın, çok yazsın insanı.
iyi ki yazıyor dediğim insanlardan, üstkurmaca* üstadı uzun ihsan efendi.
benim için üstadın ustalık eseri "suskunlar" kitabıdır.
bundan 13 sene evvel 18-19 ekim gibi 2007'de çıkmıştı. 20 veya 21 ekim'de pazar günüydü ve o gün izmit'ten kadıköy'e gitmiştim ve ilk işim kitabın birinci baskısını almak olmuştu.
hatta şu detayı da unutmuyorum, birinci baskısı 40.000 adet yapılmıştı.
ve ilginç bir şekilde en uzun kitabı da yine benim ustalık eseri dediğim suskunlar'dır 7 kitabın içerisinde.
tüm kitaplarını hem de sırasıyla okumuş biri olarak şu puanlamayı verebilirim;
-puslu kıtalar atlası / 10 üzerinden 8
(238 s) (1995)
-kitab-ül hiyel / 10 üzerinden 7,5
(144s) 1996)
-efrâsiyâb'ın hikâyeleri / 10 üzerinden 7
(245s) 1997)
-amat / 10 üzerinden 8,5
(235s) 2005)
-suskunlar / 10 üzerinden 10
(269s) 2007)
-yedinci gün / 10 üzerinden 4
(240s) 2012)
-galîz kahraman / 10 üzerinden 5
(181s) 2014
bu kadar yazdık, o zaman suskunlar girizgahını alalım bari kitabın;
"kulak eğer gerçeği anlarsa gözdür."*
bir de;
(bkz: kulak çağı)*
ve tabi son olarak muhteşem karakter;
alessandro perevelli*
puanlama bana aittir. herkesin beğenisi de saygı görür bende.
iyi ki yazıyor dediğim insanlardan, üstkurmaca* üstadı uzun ihsan efendi.
benim için üstadın ustalık eseri "suskunlar" kitabıdır.
bundan 13 sene evvel 18-19 ekim gibi 2007'de çıkmıştı. 20 veya 21 ekim'de pazar günüydü ve o gün izmit'ten kadıköy'e gitmiştim ve ilk işim kitabın birinci baskısını almak olmuştu.
hatta şu detayı da unutmuyorum, birinci baskısı 40.000 adet yapılmıştı.
ve ilginç bir şekilde en uzun kitabı da yine benim ustalık eseri dediğim suskunlar'dır 7 kitabın içerisinde.
tüm kitaplarını hem de sırasıyla okumuş biri olarak şu puanlamayı verebilirim;
-puslu kıtalar atlası / 10 üzerinden 8
(238 s) (1995)
-kitab-ül hiyel / 10 üzerinden 7,5
(144s) 1996)
-efrâsiyâb'ın hikâyeleri / 10 üzerinden 7
(245s) 1997)
-amat / 10 üzerinden 8,5
(235s) 2005)
-suskunlar / 10 üzerinden 10
(269s) 2007)
-yedinci gün / 10 üzerinden 4
(240s) 2012)
-galîz kahraman / 10 üzerinden 5
(181s) 2014
bu kadar yazdık, o zaman suskunlar girizgahını alalım bari kitabın;
"kulak eğer gerçeği anlarsa gözdür."*
bir de;
(bkz: kulak çağı)*
ve tabi son olarak muhteşem karakter;
alessandro perevelli*
puanlama bana aittir. herkesin beğenisi de saygı görür bende.
devamını gör...
aynı evde yaşıyormuş gibi entryler
salatayı yapsın birisi iftara az kaldı
devamını gör...
erdoğan değil intihar eden vatandaşlar suçludur
insan yaşamına saygı duymadınız en azından ölüsüne saygı duyun diyecektim ama kime neyi anlatıyorum.
devamını gör...
normal sözlük'ü ekşi'ye çevirmiyoruz kampanyası
evet arkadaşlar kafa sözlüğün ateşli genç yazarı olarak bu kampanyayı başlatıyorum. tahmin ediyorum ki birçoğumuz ekşi'deki rezalet ötesi, herkesin birbirini gömdüğü kurtlar sofrasından kaçtık ve buraya sığındık. genç bir kardeşiniz olarak sizlerden ricam burayı herkesin birbirine laf sokmak için sıra beklediği, her başlıkta espri kasılmaya çalışılan saçma bir yere dönüştürmeyelim.
devamını gör...
üstel artış
bir niceliğin lineer yani doğrusal değil katlanarak artması durumlarında kullanılan terim.
en iyi örnekleri bakteri ve virüs popülasyonlarında görülür.
bir kap içerisine 100 adet bakteriyi, uygun koşullar ile bıraktığımızı düşünelim. eğer artış lineer olsaydı;
- ikinci saatin başında kapta 200,
- üçüncü saatin başında 300,
- dördüncü saatin başında 400 bakteri görmeyi beklerdik.
ancak bakteriler üstel artış gösterirler. bu nedenle;
- ikinci saatin başında kapta 200,
- üçüncü saatin başında 400,
- dördüncü saatin başında 800 bakteri görürüz.
virüslerde de durum benzerdir. tek bir virüs kendi dna molekülünü başka bir canlı hücreye kopyalatarak tek seferde 1'den fazla virüsün ortaya çıkmasına neden olur. bu nedenle virüs sayısı zamana bağlı olarak üstel biçimde artar.
yine aynı şekilde bir virüs türünün bir insandan ya da hayvandan başka insanlara ya da hayvanlara bulaşması da üstel şekilde gerçekleşir. bu nedenledir ki tek kişinin yüzlerce kişiye virüs bulaştırarak hastalık oranını bir anda katlaması mümkündür. bu tür durumlarda var olan hastalara eklenen hasta sayısı yerine artışın oranına bakmak gerekir.
örneğin hastalığın yayılma oranı günde %20 ise, hastalık taşıyan kişi sayısı 1000 olduğunda ertesi gün buna 200 kişi daha eklenecek, hasta sayısı 10000 olduğunda ertesi gün buna 2000 kişi daha eklenecek demektir. bu nedenle virütik hastalıklar çabuk yayılır ve önlem alınmaması, durumu daha da kötüleştirir.
en iyi örnekleri bakteri ve virüs popülasyonlarında görülür.
bir kap içerisine 100 adet bakteriyi, uygun koşullar ile bıraktığımızı düşünelim. eğer artış lineer olsaydı;
- ikinci saatin başında kapta 200,
- üçüncü saatin başında 300,
- dördüncü saatin başında 400 bakteri görmeyi beklerdik.
ancak bakteriler üstel artış gösterirler. bu nedenle;
- ikinci saatin başında kapta 200,
- üçüncü saatin başında 400,
- dördüncü saatin başında 800 bakteri görürüz.
virüslerde de durum benzerdir. tek bir virüs kendi dna molekülünü başka bir canlı hücreye kopyalatarak tek seferde 1'den fazla virüsün ortaya çıkmasına neden olur. bu nedenle virüs sayısı zamana bağlı olarak üstel biçimde artar.
yine aynı şekilde bir virüs türünün bir insandan ya da hayvandan başka insanlara ya da hayvanlara bulaşması da üstel şekilde gerçekleşir. bu nedenledir ki tek kişinin yüzlerce kişiye virüs bulaştırarak hastalık oranını bir anda katlaması mümkündür. bu tür durumlarda var olan hastalara eklenen hasta sayısı yerine artışın oranına bakmak gerekir.
örneğin hastalığın yayılma oranı günde %20 ise, hastalık taşıyan kişi sayısı 1000 olduğunda ertesi gün buna 200 kişi daha eklenecek, hasta sayısı 10000 olduğunda ertesi gün buna 2000 kişi daha eklenecek demektir. bu nedenle virütik hastalıklar çabuk yayılır ve önlem alınmaması, durumu daha da kötüleştirir.
devamını gör...
bal porsuğu (yazar)
kaliteli, bilgilendiren yazılarını okudukça mutlu oluyorum. kendisi tarafından tanımlarımın beğenilmesi de bir ayrı mutlu ediyor doğrusu. aklının hep duru, yüreğinin bal gibi kalması temennisiyle efeniim.
devamını gör...
anneannenin öğrettikleri
her şeye karşı sabırlı ve güçlü olmayı,torun ve çocuk sevgisini,üzülse de sinirlense de sevdikleri üzülmesin diye belli etmemeyi,gerektiğinde sır saklamayı ama dürüst olmayı...daha birçok şey var sayabileceğim aslında ama iyiki de öğretmiş iyi ki de benim anneannem olmuş diyebilirim özetle.
devamını gör...
(tematik)
epitop
immünojen maddelerin immün yanıt oluşumunu uyarabilen antijen kısmının antikora bağlandığı yerdir.
devamını gör...