omuz atarak geçmek
yapanı gebertme isteği uyandıran hayvani davranış.hayvanlar bile yapmaz o ayrı.
devamını gör...
sinema tarihinin en iyi oyunculuk performansları
benim için christian bale’in the prestige’deki oyunculuğudur.
tarihteki en efsane değildir elbette, hatta bale’in bile en efsane performansı değildir belki ancak orada onu izlemekten aşırı keyif alıyorum.
tarihteki en efsane değildir elbette, hatta bale’in bile en efsane performansı değildir belki ancak orada onu izlemekten aşırı keyif alıyorum.
devamını gör...
aşı üretse korkmadan alınacak markalar
(bkz: volvo)
devamını gör...
ikinci el araba piyasası
çıldırmış ve çıldırmaya devam eden piyasa.
2019 ekim ayında yurtdışına taşınmadan evvel sahip olduğumuz iki arabayı 75.000 ve 86.000 tl den ekim ayında sattım. o dönemde bu paralarla dolar aldım. kur 5.70 civarıydı. 28.000 dolar ediyordu.
aynı arabaları şu an satacak olsam 1 yıl yaşlanmış ve kilometreleri 10.000 artmış şekilde elimi öpene 125.000 ve 140.000 liraya satabilirdim. yaklaşık 35.000 dolar eder.
yaşanan artış kesinlikle döviz kuru etkisinden öte bir boyutta. ötv de bir miktar artmış olabilir fakat yine de bu fiyatlar bu derece yüksek olmamalı. bunun altında yatan en büyük sebep arz düşerken talebin artmasıdır. talebi arttıran ise iki ana unsur var:
1- covid dolayısı ile toplu taşımadan kaçınmak için iyi kötü herkes ayağını yerden kesecek bir araba almak istiyor oluşu.
2- elinde parası olanın türk lirasında tuttuğu sürece negatif reel faiz dolayısıyla faize bile parasını pul olması, zarar etmesi. araç piyasası da yükselişte olduğu için millet arabayı yatırım aracı olarak görmeye başladı
bu piyasayı devlet düzeltemez, bunu ancak talebi düşürerek vatandaş düzeltebilir. zorunlu değilse bu fiyatlara almayın aldırmayın.
2019 ekim ayında yurtdışına taşınmadan evvel sahip olduğumuz iki arabayı 75.000 ve 86.000 tl den ekim ayında sattım. o dönemde bu paralarla dolar aldım. kur 5.70 civarıydı. 28.000 dolar ediyordu.
aynı arabaları şu an satacak olsam 1 yıl yaşlanmış ve kilometreleri 10.000 artmış şekilde elimi öpene 125.000 ve 140.000 liraya satabilirdim. yaklaşık 35.000 dolar eder.
yaşanan artış kesinlikle döviz kuru etkisinden öte bir boyutta. ötv de bir miktar artmış olabilir fakat yine de bu fiyatlar bu derece yüksek olmamalı. bunun altında yatan en büyük sebep arz düşerken talebin artmasıdır. talebi arttıran ise iki ana unsur var:
1- covid dolayısı ile toplu taşımadan kaçınmak için iyi kötü herkes ayağını yerden kesecek bir araba almak istiyor oluşu.
2- elinde parası olanın türk lirasında tuttuğu sürece negatif reel faiz dolayısıyla faize bile parasını pul olması, zarar etmesi. araç piyasası da yükselişte olduğu için millet arabayı yatırım aracı olarak görmeye başladı
bu piyasayı devlet düzeltemez, bunu ancak talebi düşürerek vatandaş düzeltebilir. zorunlu değilse bu fiyatlara almayın aldırmayın.
devamını gör...
kötülük problemi
kötülük kesinlikle doğuştan gelmeyen bir özelliktir, büyüdükçe kötü olur insanlar.
insanların ne kadar kötü olabileceği ya çocukluk dönemlerinde göremedikleri sevgi, saygı, değer ve ilgi ile alakalı yada sonraki hayatlarında hayatı sorgulama ve kendilerini nasıl geliştirdikleri ile bağlantılıdır.
tarih boyunca çevresindeki kötülükleri gördükçe, bir çok filozof sorgulamış kötülük problemini ve sonucunda; tanrının varlığıyla, yokluğuyla, iyi olup olmamasıyla ilgili felsefik görüşler ortaya çıkmıştır.
bence yaratıcı evreni ve insanı matematiksel,fiziksel ve felsefik açıdan mükemmel bir şekilde yaratmış ve özgür irade vermiş. kötülük her yerimizi bu kadar sarmış ise herkes önce kendisini sorgulamalı.
ben iyi olmak için çaba harcanması gerektiğine inananlardanım, kötü olmak için bir şey yapmanıza gerek yok, kolay yolu seçmektir kötülük. çok acı ama insanların çoğu gerçekten çok kötü...
nietzsche'nin güzel bir sözü var onuda söylemeden geçemeyeceğim.
"ne çok gülmüşümdür, içinde binlerce kötülük bulunan ama kendini iyi biri zanneden zayıflara"
insanların ne kadar kötü olabileceği ya çocukluk dönemlerinde göremedikleri sevgi, saygı, değer ve ilgi ile alakalı yada sonraki hayatlarında hayatı sorgulama ve kendilerini nasıl geliştirdikleri ile bağlantılıdır.
tarih boyunca çevresindeki kötülükleri gördükçe, bir çok filozof sorgulamış kötülük problemini ve sonucunda; tanrının varlığıyla, yokluğuyla, iyi olup olmamasıyla ilgili felsefik görüşler ortaya çıkmıştır.
bence yaratıcı evreni ve insanı matematiksel,fiziksel ve felsefik açıdan mükemmel bir şekilde yaratmış ve özgür irade vermiş. kötülük her yerimizi bu kadar sarmış ise herkes önce kendisini sorgulamalı.
ben iyi olmak için çaba harcanması gerektiğine inananlardanım, kötü olmak için bir şey yapmanıza gerek yok, kolay yolu seçmektir kötülük. çok acı ama insanların çoğu gerçekten çok kötü...
nietzsche'nin güzel bir sözü var onuda söylemeden geçemeyeceğim.
"ne çok gülmüşümdür, içinde binlerce kötülük bulunan ama kendini iyi biri zanneden zayıflara"
devamını gör...
kar körlüğü
kar, buz, deniz, kum gibi ortamlardan yansıyan güneş ışığının, gözde oluşturduğu geçici hasar. duruma göre, kalıcı körlüğe de neden olabilir.
uygun gözlük kullanmadan kaynak yapanlarda da görülür.
eskimolar da bu durumdan korunmak için basit gözlükler kullanırlar:
uygun gözlük kullanmadan kaynak yapanlarda da görülür.
eskimolar da bu durumdan korunmak için basit gözlükler kullanırlar:

devamını gör...
banyo yapmak vs duş almak
banyo yapmanın daha özenli ve uzun süreli yıkanmak, duş almanın ise günlük yapılan, kolay ve pratik, terleme, spor sonrası vb. durumlardan sonra yapılmasıdır.
devamını gör...
türk insanının beceremediği şeyler
yaşamak.
devamını gör...
normal sözlük’ün vasat olması
vasat siyasi görüşler ayrıştırıcı ilkel düşünceler vıcık vıcık partizanlık taraftar bulmuyor. sonu olmayan saçma sapan tavuk mu yumurtadan çıktı yumurta mı tavuktan tartışmalarına pirim verilmiyor diye bir sözlük vasat olmuyor. bunların yapıldığı başka mecralar var. dileyen oralarda taraftarlarıyla goy goy yapabilir. burası gayet de iyi gidiyor şuan. tabi bence.
devamını gör...
karpuz çilekli maden suyu
herkes çok övmüş. aynısından istiyorum, bir bardak su içine şeker atın pliss.
devamını gör...
afrika kökenli türkler
(bkz: kalbim ege'de kaldı ama kütük hartum)
izmir'de bolca bulunan türklerdir. bildiğimiz bir türk'ün siyahi olanını görmek ilk başta biraz heyecan verici olabilir ama sonra gördükçe alışıyor insan. hatta sarışın türk oluyor da, esmer oluyor da, kızıl oluyor da siyahi türk neden olmasın noktasına kadar geliyor. bir de beyazlarla evliliklerinden doğan melezleri var, onlar da çok güzel oluyorlar. eski kız arkadaşlarımdan biri de bu türklerdendi. danai gurira'ya benziyordu hatta insanlar yabancı sevgilim var sanıyorlardı ama kız 500 senelik izmirliydi, hepimizden eski.
izmir'de bolca bulunan türklerdir. bildiğimiz bir türk'ün siyahi olanını görmek ilk başta biraz heyecan verici olabilir ama sonra gördükçe alışıyor insan. hatta sarışın türk oluyor da, esmer oluyor da, kızıl oluyor da siyahi türk neden olmasın noktasına kadar geliyor. bir de beyazlarla evliliklerinden doğan melezleri var, onlar da çok güzel oluyorlar. eski kız arkadaşlarımdan biri de bu türklerdendi. danai gurira'ya benziyordu hatta insanlar yabancı sevgilim var sanıyorlardı ama kız 500 senelik izmirliydi, hepimizden eski.
devamını gör...
22 ocak 2004 istanbul kar fırtınası
sabah erken saatlerde nispeten sakin başlayan, ancak zaman geçtikçe şiddetlenen rüzgar ve fırtına sebebiyle ortalığı birbirine katmış fırtınadır. tipi bir yana, saatteki hızı zaman zaman 120 km'yi geçen fırtına nedeniyle boğaz köprüsünün halatlarından biri kopmuştur. elektrik direklerinin, ağaçların devrilmesini falan saymıyorum bile. tem de yaklaşık 12 saat ulaşıma kapalı kalmıştır.
devamını gör...
gereksiz bir bilgi ver
"pacific ocean"'da geçen 3 "c" harfi de farklı telaffuz edilir.
aşırı gereksiz bir bilgi. bunu okuduğumdan beri her aklıma geldiğinde tekrarlar ve aynı şaşkınlığı içimde yaşarım. belki milyon kez tekrarladım ama sonuç hep aynı!
aşırı gereksiz bir bilgi. bunu okuduğumdan beri her aklıma geldiğinde tekrarlar ve aynı şaşkınlığı içimde yaşarım. belki milyon kez tekrarladım ama sonuç hep aynı!
devamını gör...
sabaha bir ayet bırak
"vel asr. innel insane le fi husr"
"andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir."
asr suresi.
"andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir."
asr suresi.
devamını gör...
geç gelen özür
sofraya geç gelen pudra şekeri gibidir... pardon tuz muydu.
devamını gör...
yeni türkü
telli telli, vira vira, maskeli balo, olmasa mektubun, yeşilmişik, aşk yeniden, yedikule, başka türlü bir şey ... liste uzar gider ama grubun adı zikredilince akla ilk bu şarkılar gelir. bu şarkılar olsun ya da başka şarkılar olsun hepsi birkaç neslin hafızasında iz bırakmış, hayatının önemli anlarına eşlik etmiş ve dinlerken duygulandığı şarkılardır.
çocukluğumuzun, okul zamanlarımızın arka fon müziği olmuşlardır. akıllı telefon ve internetin yaygın olmadığı zamanlarda radyoda çıktığında veya başka bir yerden kulağımıza geldiğinde çok değerli gelirdi. bunca yıllık bir grup olmasına karşın, benim de zamanında seyretme imkanımın olduğu konserlerini genç izleyiciler dolduruyor ve konser performansı çok dinamik geçen gruplardan da biri olmuştur.
1978 yılında kurulmuş ve ankara çıkışlı olan grup, ilk zamanlar protest müzikle kariyerine başlamış. fakat 12 eylül darbesi gerçekleşince, o dönem ilk çıkardıkları buğdayın türküsü albümünün kayıtları yok edilmiş. grup, o zamandan sonra çizgiyi değiştirerek akdeniz tınısına sahip aşk konulu çalışmalara ağırlık vermiştir. grup elemanları kurulduğundan bu yana değişmiş, geçmişten bugüne tek değişmeyen de grubun solisti derya köroğlu olmuştur.
çocukluğumuzun, okul zamanlarımızın arka fon müziği olmuşlardır. akıllı telefon ve internetin yaygın olmadığı zamanlarda radyoda çıktığında veya başka bir yerden kulağımıza geldiğinde çok değerli gelirdi. bunca yıllık bir grup olmasına karşın, benim de zamanında seyretme imkanımın olduğu konserlerini genç izleyiciler dolduruyor ve konser performansı çok dinamik geçen gruplardan da biri olmuştur.
1978 yılında kurulmuş ve ankara çıkışlı olan grup, ilk zamanlar protest müzikle kariyerine başlamış. fakat 12 eylül darbesi gerçekleşince, o dönem ilk çıkardıkları buğdayın türküsü albümünün kayıtları yok edilmiş. grup, o zamandan sonra çizgiyi değiştirerek akdeniz tınısına sahip aşk konulu çalışmalara ağırlık vermiştir. grup elemanları kurulduğundan bu yana değişmiş, geçmişten bugüne tek değişmeyen de grubun solisti derya köroğlu olmuştur.
devamını gör...
roman okumanın faydaları
empatinin gelişmesi, stresle baş etmek, daha iyi bir kelime dağarcığına sahip olmak ve daha yaratıcı olmak gibi çeşitli faydalardır.
kitapları, şiirleri ve diğer yazılı kelimeleri bir terapi biçimi olarak kullanma pratiği, insanlara yüzyıllardır yardımcı olmuştur. kurgu, başkalarını anlamanın, yaratıcılıktan yararlanmanın ve beyninizi çalıştırmanın benzersiz derecede güçlü bir yoludur.
roman/kurgu okumanın bazı faydalarından şu şekilde bahsedebiliriz:
empati: hayal etmek anlayışı doğurur
kendinizi başkalarının yerine koymak ve empati kapasitenizi artırmak için kurgu okumaktan daha iyisini yapamazsınız. birden fazla çalışma, hikayeleri hayal etmenin, beyninizin başkalarını daha iyi anlamaktan ve dünyayı yeni bir perspektiften görmekten sorumlu olan bölgelerini harekete geçirmeye yardımcı olduğunu göstermiştir.
psikolog raymond mar 86 fmrı çalışmalarını analiz ettiğinde, hikayeleri anlamak için kullanılan beyin ağlarında ve diğer bireylerle etkileşimde gezinmek için kullanılan ağlarda önemli ölçüde örtüşme görmüştür.
bağlantıyı kesmek: okumak stres konusunda etkilidir
beyniniz 7 gün 24 saat maksimum kapasitede çalışamaz. bilişsel yeteneklerimizi dinlendirmek ve işlevselliği en üst düzeye çıkarmak için hepimiz 'bağlantıyı kesmeye' ihtiyaç duyarız.
uyku: düzenli okuyucular daha iyi uyur
aslında, okumanın yarattığı rahat bir bağlantıyı kesme durumu, uyumanıza yardımcı olmak için mükemmel bir ortam olabilir.
bir uyku ritüeli oluşturmak, tutarlı bir uyku düzeni oluşturmanın harika bir yoludur. en önemli şeylerden biri, yaptığınız son şeyin sizi günün geri kalanının görevlerinden tamamen uzaklaştırmasıdır.
daha iyi ilişkiler: kitaplar bir "gerçeklik simülatörü" görevi görür
hayat karmaşıktır. çoğu zaman, kişiler arası ilişkiler ve zorluklar, istediğimiz basit çözümlere sahip değildir. bu gerçeği nasıl daha iyi bir şekilde kabul edebiliriz? değişim fikirlerini, karmaşık duyguları ve bilinmeyeni keşfetmek için kurguyu kullanarak.
toronto üniversitesi'nde bilişsel psikoloji profesörü olan keith oatley, new york times'a okumanın "bilgisayar simülasyonlarının bilgisayarlarda çalışması gibi okuyucuların zihninde çalışan" bir tür gerçeklik simülasyonu ürettiğini öne sürmüştür.
hafıza: kitap okuyan kişiler yaşamlarının ilerleyen dönemlerinde daha az zihinsel düşüşler yaşarlar
bir hikaye duymanın, bilgiyi uzun vadede hatırlamanın harika bir yolu olduğunu biliyoruz.
artık, okuyucuların okuyucu olmayanlara kıyasla yaşamlarının ilerleyen dönemlerinde hafızalarının daha yavaş azaldığına dair kanıtlar da var.
kapsayıcılık: hikayeler zihninizi açar
harry potter okumak bizi daha kapsayıcı, hoşgörülü ve açık fikirli yapabilir mi? bir çalışma bunun cevabının 'evet' olduğunu gösteriyor.
journal of applied social psychology'de yayınlanan çalışma, harry potter romanlarının damgalanmış gruplara yönelik tutumları iyileştirmek için bir araç olarak kullanılıp kullanılamayacağını test etti.
öğrencilerin ayrımcılıkla ilgili kitapların pasajlarını okudukları 3 deneyden sonra, göçmenlerden eşcinsel öğrencilere kadar her konuda daha farklı tutumlar sergilediği görülmüştür.
kelime haznesi: kurgu okuyan kişilerin kelime dağarcığı daha geniştir
hepimiz kendimizi ifade etmemize ve başkalarıyla bağlantı kurmamıza yardımcı olabilecek türden bir kelime hazinesi isteriz.
kurgu, oraya ulaşmanıza yardımcı olabilir. bir araştırma, kurgu okuduktan sonra insanların beyinlerini okumayanların beyinleriyle karşılaştırdı.
okuyucuların beyinleri belirli alanlarda - özellikle beynin tipik olarak dili anlamakla ilişkilendirilen kısmı olan sol temporal korteks'te- okumayanlara göre daha fazla aktivite gösterdi.

bunlar dışında roman/kurgu okumanın yaratıcılığı (belirsizlikten dolayı) geliştirdiği ve insanı daha mutlu hissettirdiği de farklı çalışmalar tarafından ortaya konmuştur. *
kaynak
devamını gör...
the raid: redemption
eğer aksiyon filmleri seviyorsanız mutlaka ama mutlaka endonezya filmlerine göz atmalısınız.
bu işin piri gerçekten onlar.
medarı iftiharları ise kuşkusuz the raid filmidir. türkçe baskın olarak anılan filmin devamı da çekilmiştir.
2011 yapımı olan, yönetmenliğini ve senaristliğini gareth huw evans yaptığı filmin başrollerinde ise ıko uwais yer almaktadır.
ama bu filmde saç baş yolduran, bastı bacak katil, psikopat ''çılgın köpek'' yayan ruhian bence parlamıştır. baskın, 1-2 , john wick, star wars, gibi bir çok filmde rol alan bu adamın hakkını teslim edelim.

arkadaşlar bu filmle ilgili bir ayrıntı verelim. bu filmde oynayan asker rolündeki her bir aktör endonezya donanması özel operasyonlar bölümünde bir eğitimden geçerek, baskında kullanılan teknikleri inceledi.
ayrıca gareth huw evans bunu aslında bir hapishane filmi olarak yazmıştı. ancak filmin bütçesi çok az olunca bu şekle uyarladı.
bundan sonrasını spoi takıntısı olanlar bana bir iyilik yapıp okumasın.
evet filmin konusuna gelecek olursak;
rama, özel bir birlik içinde yer alır. 25 katlı bir binanın en tepesindeki bir kartelin başkanını paketleme için bir operesyona katılacaktır. ancak bir sorun vardır. bu binanın her katındaki, bir çok ev normal vatandaşların yanı sıra, nerde bir psikopat, katil tecavüzcü uyuşturucu baronu varsa ona kiralamıştır. bina kale gibidir. ve kontrol kartel başkanındadır.
dolayısı ile 25. kata ulaşmak onlar için oldukça zor olacaktır. üstelikte satılmışlardır ve o binaya girdiklerinden kimsenin haberi yoktur.
peki başarabilecekler midir?
bu işin piri gerçekten onlar.
medarı iftiharları ise kuşkusuz the raid filmidir. türkçe baskın olarak anılan filmin devamı da çekilmiştir.
2011 yapımı olan, yönetmenliğini ve senaristliğini gareth huw evans yaptığı filmin başrollerinde ise ıko uwais yer almaktadır.
ama bu filmde saç baş yolduran, bastı bacak katil, psikopat ''çılgın köpek'' yayan ruhian bence parlamıştır. baskın, 1-2 , john wick, star wars, gibi bir çok filmde rol alan bu adamın hakkını teslim edelim.

arkadaşlar bu filmle ilgili bir ayrıntı verelim. bu filmde oynayan asker rolündeki her bir aktör endonezya donanması özel operasyonlar bölümünde bir eğitimden geçerek, baskında kullanılan teknikleri inceledi.
ayrıca gareth huw evans bunu aslında bir hapishane filmi olarak yazmıştı. ancak filmin bütçesi çok az olunca bu şekle uyarladı.
bundan sonrasını spoi takıntısı olanlar bana bir iyilik yapıp okumasın.
evet filmin konusuna gelecek olursak;
rama, özel bir birlik içinde yer alır. 25 katlı bir binanın en tepesindeki bir kartelin başkanını paketleme için bir operesyona katılacaktır. ancak bir sorun vardır. bu binanın her katındaki, bir çok ev normal vatandaşların yanı sıra, nerde bir psikopat, katil tecavüzcü uyuşturucu baronu varsa ona kiralamıştır. bina kale gibidir. ve kontrol kartel başkanındadır.
dolayısı ile 25. kata ulaşmak onlar için oldukça zor olacaktır. üstelikte satılmışlardır ve o binaya girdiklerinden kimsenin haberi yoktur.
peki başarabilecekler midir?
devamını gör...
türkiye’nin girişine yazılması gereken söz
hiçbir şey yasadışı değildi, çünkü artık yasa yoktu!
devamını gör...