apateizm
ateizm gibi sinir bozucu bir kavram değil. avrupa'da ateist olarak nitelendirdiğimiz kimselerin esasında apateist olduğunu düşünüyorum. tanrı fikrinden azade bir kafa yapısına sahipler. bizim memlekettekilerin kafa yapısı öyle değil, yanlışlanması gereken bir şey olarak görülür.
devamını gör...
arkadaş grubundaki tek kız olmak
bir süre sonra grubun dağılmasına sebep olur. genelde bu dağılmadaki neden de gönül işleri olmaktadır. tecrübe ile sabit.
elbette kızlı erkekli takılın ama erkek ortamındaki tek kız olmayın bence. misal 10 tane erkek hiçbir sorun yaşamadan yıllarca aynı standartta arkadaş kalabilir. ama araya bir kız girerse standart falan kalmıyor. o 10 maldan en az biri ya da birkaçı mutlaka kıza aşık olduğunu düşünmeye başlıyor.
o yüzden arkadaşlık, dostluk vs. tamam ama bu gruba dahil olma işini abartmamak lazım.
elbette kızlı erkekli takılın ama erkek ortamındaki tek kız olmayın bence. misal 10 tane erkek hiçbir sorun yaşamadan yıllarca aynı standartta arkadaş kalabilir. ama araya bir kız girerse standart falan kalmıyor. o 10 maldan en az biri ya da birkaçı mutlaka kıza aşık olduğunu düşünmeye başlıyor.
o yüzden arkadaşlık, dostluk vs. tamam ama bu gruba dahil olma işini abartmamak lazım.
devamını gör...
eşi öldüğü için yas tutan kuğu
abdülhak hamit'in bile yası, eşinin cenazesinde bir kadınla tanışana kadardı. kuğuya gerçekten üzüldüm, sadakati ve hayvanlığı örnek alınası.
devamını gör...
tek cümlelik korku hikayesi
evlenmekkk.
devamını gör...
böyle bir kara sevda
beste ve güftesi gündoğdu duran'a ait muhayyerkürdi makamında bir şaheserdir.
ne çıkar bahtımızda ayrılık varsa yarın
sanma ki hikayesi şu titreyen dağların
düşen yaprakla biter
böyle bir kara sevda kara toprakla biter
ağlama olma mahsun gülerek bak yarına
sanma ki güzelliğin o ipek saçlarına dökülen akla biter
böyle bir kara sevda kara toprakla biter.
ne çıkar bahtımızda ayrılık varsa yarın
sanma ki hikayesi şu titreyen dağların
düşen yaprakla biter
böyle bir kara sevda kara toprakla biter
ağlama olma mahsun gülerek bak yarına
sanma ki güzelliğin o ipek saçlarına dökülen akla biter
böyle bir kara sevda kara toprakla biter.
devamını gör...
tut ki karnım acıktı kedimi yedim
bir satan aksu şarkısı.
devamını gör...
profiline kendi fotoğrafını koyan sözlük yazarı
fikirlerini, tercihlerini, kim olduğunu saklamadan yazan kafası rahat yazardır. anonimlik nasıl tercihe bağlıysa bu da tercihe bağlıdır. sözlüğe kayıt olduğumdan beri de gördüğüm en saçma başlıktır... fotoğrafımıza da karışmasanız mı?
devamını gör...
karşı cinsten soğutan durumlar
bu herkes için geçerli ama karşı cinsten ekstra soğutuyor:
temizlik ve kişisel bakım, eşşşşek kadar adam olup kişisel bakımına, temizliğine dikkat etmen gerektiğini öğrenemediysen allah senin belanı versin bence. bunu bilmeyen bir insanın hangi hareketi doğru olabilir ki?
temizlik ve kişisel bakım, eşşşşek kadar adam olup kişisel bakımına, temizliğine dikkat etmen gerektiğini öğrenemediysen allah senin belanı versin bence. bunu bilmeyen bir insanın hangi hareketi doğru olabilir ki?
devamını gör...
olası bir savaşta muhalefete güvenilme meselesi
ıstiklal harbinde güvenilmeyen tarafın kimler olduğuna kimlerin hangi devletlerle "mandacılık" anlaşmaları yaptığını kendileri bilmiyorsa belki abilerinden akıl hocalarından öğrenebilir.
devamını gör...
yazarların çocukluk travması
ablam bana vicdan azabı çektirmeyi çok severdi. 7 yaşında falandım bana bir hikaye anlattı. 4 yaşındayken onun yüzüne ütü basmışım, yüzü yanmış bir de beni parka götür diye ağlamışım. o da o halde dışarı çıkmak zorunda kalmış. insanlar görmesin diye yüzünün o tarafını duvarlara doğru tutarak yürümüş. liseye kadar bu olayın vicdan azabını yaşadım. hep iyi davranırdım ablama. allaha şükrederdim yüzünde iz kalmamış diye. lisede anneme sorduğumda öğrenmiştim öyle bir olay olmadığını.
devamını gör...
zana muhsen
daha ilkokul senelerinde okudugum "annemi bir kez daha gorebilsem" adli kitabiyla tanidigim yazardir. zana ingiliz asilli bir anne ve yemenli bir babanin en buyuk kizidir. babasinin tatil maksadiyla yemen'e gondermesi sonucu aslinda kardesiyle satildigini ogrenir. iki erkek kardesle evlenen abla kardesin hayati oldukca zor gecer. hatirladigim kadariyla esinden ve esinin ailesinden her turlu siddeti gormus, yemen'de yasadigi donem boyunca deyim yerindeyse kan kusmustur. annesi birlesmis millet'lere kadar ulasip, olayi dunya basinina duyurmasiyla, kizlarini kurtarabilmistir (yanlis hatirlamiyorsam) yalniz zana'nin kiz kardesi esini cok sevdigi icin, o yemen'de kalmayi tercih etmistir... cikardigi kitabi en az ucurtma avcisi kadar etkileyicidir ve huzunlendiricidir. yer yer okurken aglanabilir de. bende gercekten buyuk bir etki yaratmis olacak ki, aradan 19 sene gecmesine ragmen kitaptaki bir cok detayi hala hatirliyorum.
devamını gör...
yazarların duydukları en farklı isim
satı
sene
hanım
sene
hanım
devamını gör...
yaşamanın tanımı ve insanın yaşama nedeni
önceleri çok ciddiye aldığımız sonrasında akışına bıraktığımız anlam.
bunu da ciddiye almayın. ciddiye alınan her adım ömürden bir kaç yıl alıyor.
bunu da ciddiye almayın. ciddiye alınan her adım ömürden bir kaç yıl alıyor.
devamını gör...
ankara gar katliamı
konya'da milli maç sırasında hayatını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşu yapılırken tribünlerdeki binlerce yobaz hep bir ağızdan ıslıklamış ve tekbir getirmişlerdi. hayatım boyunca unutmayacağım.
devamını gör...
karma puanı sistemi
"kelime başına karma birim puanı arttırıldı (uzun tanımlar çok daha fazla karma puan vermekte)" diye bir seyden ötürü sırf sınav kağıdı dolu görünsün diye, uzun uzun anlatımların çoğalacaģını düşünüyorum. çünkü ben de şu an bu tanımda aynen bunu yapıyorum.*
kötü bir şey de değil neticede. yazalım uzun uzun. zaten konuştuğum gibi yazmaya başlarsam kimse okumaz diye yazamadıklarım, kısalttıklarım var. yapmayayım bari bundan sonra.
böyle açık kapılar bulunca da, kelimeler istemesiz dökülüyor benden. durduramıyorum. duramıyorum mesela şu an.
şimdi durmazsan, hiç duramayacağım için, atıyorum kendimi bu başlıktan.
kötü bir şey de değil neticede. yazalım uzun uzun. zaten konuştuğum gibi yazmaya başlarsam kimse okumaz diye yazamadıklarım, kısalttıklarım var. yapmayayım bari bundan sonra.
böyle açık kapılar bulunca da, kelimeler istemesiz dökülüyor benden. durduramıyorum. duramıyorum mesela şu an.
şimdi durmazsan, hiç duramayacağım için, atıyorum kendimi bu başlıktan.
devamını gör...
yoldaş benjamin'in şok ifşaları
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
tuhaf bir insanım...
tüm tuhaflığım bir abide gibi. böyle kaskatı, keskin, dikenli tel gibi... kimsenin yaklaşması mümkün değil.
mutlu olmak yerine, insanların mutsuzluğunu toplayıp kendime pay çıkarıyorum. bu durum şundan kaynaklı olabilir mi diye düşünüyorum hep.
bahsedilen şu; birinin mutsuzluğunu, derdini öğrendiğin zaman; yarasını keşfettiğin zaman; ortak bir payda bulduğun zaman derdini hafifletirsin. derdini hafifletirken kendine yük etmiyor musun aslında? kimin umurunda ki? tükenip tükenip bir hiç olmak istiyorum.
mutlulukları paylaşmak karşısında ne hissediyorum peki? bu noktada hissizim. güzel gibi, sıkıcı gibi. biri mutlu; ama mevzubahis biri sen değilsin. dinliyorsun, gülüyorsun, öyle miydi diyorsun. gerçekten öyle mi?
olmuyorsa zorlama. olmuyorsa zorlama. olmuyorsa zorlama. bu zamana kadar hep bir şeyleri zorladım. bundan sonra zorlamayacağım. mutlu olmaya zorlamayacağım. mutsuz olmaya da zorlamayacağım. sevmek için de zorlamayacağım.
burada duraksıyorum. sevmeye, daha doğrusu sevilmeye ihtiyacımız olduğu muhakkak. çiçeklenmek mümkün. en çok gözlerimin gülmesini seviyorum. nasıl mı oluyor? sevince... sonuçta sevildiğimi, en önemlisi "ne kadar" sevildiğimi hiçbir zaman bilemedim. sadece güzel sevdim. bunu hep bildim.
işte bundan sonra kendimi, sevmek için de zorlamayacağım. beklentisiz bir hayat sundum kendime. belki biraz bencilce. böyle olması gerekiyor.
he şu da var: açık bir kapı hep var. yeter ki elinde bir kalem, bir taş, bir tebeşir veyahut parmağınla çizebildiğin hayali bir çizgi olsun. o kapı her türlü çizilir ve her türlü açık bırakılır.
yine bir gün çok saçmaladım. daldan dala atlamalı bi karalama defteri oldu. karalama defterinin özelliği de o değil mi canım... allaa allaa. *
tüm tuhaflığım bir abide gibi. böyle kaskatı, keskin, dikenli tel gibi... kimsenin yaklaşması mümkün değil.
mutlu olmak yerine, insanların mutsuzluğunu toplayıp kendime pay çıkarıyorum. bu durum şundan kaynaklı olabilir mi diye düşünüyorum hep.
bahsedilen şu; birinin mutsuzluğunu, derdini öğrendiğin zaman; yarasını keşfettiğin zaman; ortak bir payda bulduğun zaman derdini hafifletirsin. derdini hafifletirken kendine yük etmiyor musun aslında? kimin umurunda ki? tükenip tükenip bir hiç olmak istiyorum.
mutlulukları paylaşmak karşısında ne hissediyorum peki? bu noktada hissizim. güzel gibi, sıkıcı gibi. biri mutlu; ama mevzubahis biri sen değilsin. dinliyorsun, gülüyorsun, öyle miydi diyorsun. gerçekten öyle mi?
olmuyorsa zorlama. olmuyorsa zorlama. olmuyorsa zorlama. bu zamana kadar hep bir şeyleri zorladım. bundan sonra zorlamayacağım. mutlu olmaya zorlamayacağım. mutsuz olmaya da zorlamayacağım. sevmek için de zorlamayacağım.
burada duraksıyorum. sevmeye, daha doğrusu sevilmeye ihtiyacımız olduğu muhakkak. çiçeklenmek mümkün. en çok gözlerimin gülmesini seviyorum. nasıl mı oluyor? sevince... sonuçta sevildiğimi, en önemlisi "ne kadar" sevildiğimi hiçbir zaman bilemedim. sadece güzel sevdim. bunu hep bildim.
işte bundan sonra kendimi, sevmek için de zorlamayacağım. beklentisiz bir hayat sundum kendime. belki biraz bencilce. böyle olması gerekiyor.
he şu da var: açık bir kapı hep var. yeter ki elinde bir kalem, bir taş, bir tebeşir veyahut parmağınla çizebildiğin hayali bir çizgi olsun. o kapı her türlü çizilir ve her türlü açık bırakılır.
yine bir gün çok saçmaladım. daldan dala atlamalı bi karalama defteri oldu. karalama defterinin özelliği de o değil mi canım... allaa allaa. *
devamını gör...
kadın ve erkeğin arkadaş olması
bilime göre kadınla erkeğin arkadaş olarak kalabilmesi imkansız değil, ama çok kolay da değil.arkadaşlığın aynı cinsiyet arkadaşlıklarına kıyasla daha zor kurulduğunu, daha fazla iletişim ve şeffaflık istediğini söylüyorlar. evet olabilir yani herşey bizim elimizde.
devamını gör...

