#73216 no'lu tanımda rastlamış bulunduğum üzere, urlalı adlı silik yazarımızdır. durum gerçekten içler acısı duruyor. bu kardeşimizi tanıyan, nerede yaşadığını bilen veya konuşmuşluğu olan var mı? yönetim veya moderasyon yazarla ilgilendi mi?
devamını gör...

nezdimde çok net bir ayrımı var.
oyun oynamayacak ise mac alınmalı.
devamını gör...

ne sensör ne ben söyleyeyim esprisine maruz kalan bir teknolojik sistemdir.

musluklarda ve lambalarda kullanılması su ve elektrik tasarrufu açısından önemlidir.
devamını gör...

otuza daha biraz vaktim var fakat çoğu birey zorundalıktan yaşıyordur emin olun. bir fırsatı olsa zaten aileyle yaşamaz. kiralar almış başını gitmiş eee haliyle bu insanlar ailesiyle yaşayacaktır. okulum bittiğinden beridir ailemle yaşıyorum böyle toksik bir durum yok arkadaşlar. en basitinden özgür değilsiniz. arkadaşları çağırayım oturayım eseyim diyorsunuz o bile olmuyor yani. gerçekten durumu el vermeyip aile yanında yaşayan bireylerin durumuna üzülüyorum. işleri çok zor.
devamını gör...

eleusis gizemleri yunan mitolojisinden doğmuştur. iki bin yıllık bir geçmişe dayanan bu gizemler ayinlere katılanlar tarafından o kadar iyi saklanmıştır ki bugün bile hakkında çok az şey bilinir. eleusis kenti yunanistan'da bulunur, kentte ayinin gerçekleştirildiği tapınağın ismi telesterion'dur.

mit:
tahıl ve bereket tanrıçası demeter ile baş tanrı zeus'un persephone* adında bir kızları olur. bir gün persephone'yi yer altı tanrısı hades görür ve ona aşık olur. zeus'a durumu anlatır, zeus izin verse de demeter'in bu ilişkiye razı olmayacağını bildiği için hades'e kızını kaçırmasını söyler. persephone bir gün kırlarda dolaşıp çiçekler toplarken yer altı tanrısı hades gelir ve persephone'u kaçırır. yer altı dünyasına götürülen persephone hades'in eşi olur. demeter kızının hades tarafından kaçırıldığını öğrendiğinde, öyle öfkelenir öyle üzülür ki yer yüzündeki tohumları kurutur, kış başlar. kıtlık baş gösterir.

mitin bu aralıktaki bir kısmına eleusis tapınağının kurulması kısmında değineceğim için buraya yazmıyorum.

bu durum üzerine zeus hades'e kızını göndermesi için haber ulaştırır. haberi alan ve persephone'dan tamamen ayrılmak istemeyen hades persephone'a yer altında dört adet nar tanesi yedirir. yer altından bir şey yiyenin artık oradan kopması mümkün değildir. bu nedenle persephone hayatının üç ayını yer altında geri kalan dokuz ayı ise annesi demeter'in yanında geçirir. persephone yer altında, hades'in yanında olduğu zamanlarda dünyada kış yaşanır, demeter keder içindedir. geri kalan dokuz ayda ise doğa canlanır, toprak verimlidir. mevsimlerin oluşumunu yunan mitolojisi böyle açıklamıştır. eleusis ayinleri de bu mit üzerine şekillenmiştir.

baş rahip ve rahibeler önderliğinde inisiye olmak isteyenler romadan eleusis kentine doğru yürüyüşe çıkar, yolculuk esnasında konuşulmazdı. yola çıkılmadan önce halüsinojen etki gösteren bitkiler veya bitki karışımları tüketilirdi.
bu yolculuk süresinde ölüm ve yeniden doğma süreci yaşanırdı. bu süreç persephone'un yer altına kaçırılması, tekrar annesine kavuşması ve bu döngünün bir tekrarı gibiydi. ayinde her tanrının farklı temsilleri vardır ve insanın yaşadığı süreçle ilgilidir. detaylı arketipsel incelemesi için (bkz: carl gustave jung), (bkz: eleusis anne kızın arketip imgesi).

inisiye olacak kişiler kıyafetlerini çıkarıp hayvan derileri giyiyordu. ayinlere katılım herkese açıktı ancak hırsızlar, katiller katılamazdı. ayinin bir parçası olarak persephone'un hades tarafından kaçırılmasını konu edinen tiyatral gösteriler düzenlenirdi.

eleusis tapınağı nasıl kuruldu? kızı kaçırılan demeter yaşlı bir kadın kılığına girerek eleusis kentine gelir. burada bir sarayda çocuklarla ilgilenir, onun tanrıça olduğunu kimse bilmez. baktığı bir oğlan çocuğunu çok sevdiği için ölümsüz yapmaya karar verir. bir gece yine çocuğu ölümsüz yapmak için çocuğun ölümlü parçalarını yakarken çocuğu ateşler içinde gören kral ve kraliçe büyük bir tepki verirler. bu tepki tanrıça demeter'i çok kızdırır ve onları cezalandıracağını söyler. bunun üzerine eleusis kentine demeter'in kendilerini affetmesi adına bir tapınak inşa ederler. demeter burada halka gizli bilgiler, deneyimler öğretir, inisiyasyonlar gerçekleştirir. ritüeller büyük gizemler ve küçük gizemler olarak ikiye ayrılıyor, farklı zaman dilimlerini kapsıyor.

en başta da söylediğim gibi bu deneyime, ayine, ritüele katılan insanlar gizlilik yemini ettiği ve bilgilerin başkalarına açılmasının etkisini azaltacağını düşündükleri için başkalarıyla paylaşmıyorlardı. bu nedenle bilgilerimiz de bilgi kaynaklarımız da çok sınırlı.

edit: benim oldukça yüzeysel anlattığım eleusis gizemleri hakkında daha fazlasını öğrenmek isteyenlere nevzat kaya hocanın bu konu başlığındaki videosunu önerebilirim. ben bu tanımımda, kendisinin bu konuda söylediklerinden çok şey öğrenmiş olsam da, emek hırsızlığı olmaması için yer vermedim.
devamını gör...

ingilizcede finansal ve fiziksel yıkımlara neden olan son derece tehlikeli durumları belirtmek için kullanılan bir sıfattır. catastrophe isminin sıfat halidir. türkçe tam karşılığı yok ama ''felaket getiren'' olarak çevrilebilir. örnek cümle;

the architect died in a catastrophic elevator accident = burada mimarın feci bir asansör kazasında hayatını kaybettiği yazıyor. catastrophic sıfatı asansör kazasının yani elevator accident'ın ne kadar büyük yıkımlara yol açtığını belirtmek için kullanılmış.

catastrophically de aynı anlama gelen bir sıfattır.
devamını gör...

kendine özgü sahne hakimiyeti,kadife sesiyle unutulmayacak müzisyen.dualarım yoluna,hak etmedim ayrılığı,gitme,yanımda kal,gir kanıma önemli parçalarından bazılarıdır.özlüyoruz seni harun abi.
devamını gör...

tamamen zekâmdan.*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
yersen? yemedi...
devamını gör...

etimolojik olarak arapça fχr kökünden gelen iftiχār إفتخار "övünme, gurur duyma" sözcüğünden alıntıdır. arapça sözcük, arapça aynı anlama gelen faχr فخر sözcüğünün iftiˁāl vezni (vııı) masdarıdır.

günlük hayatta çok kullanılan bir sözcük değildir, daha çok yazılı eserlerde kullanılır. her duyduğumda aklımda orta yaşlı ve çok bakımlı, sıkı topuzlu bir kadını canlandıran sözcüktür aynı zamanda.
devamını gör...

kedim öldüğünden beri ajandama hiçbir şey yazmamışım. 16 nisan ya da mayıs olabilir. tarih konusunda pek emin değilim.

bugün hiçbir şey yemedim. işin tuhafı aç da hissetmiyorum, hala. bu bir sorun mu bilmiyorum. açken uyumakta zorlanacağımı fark edince bir tane domates yedim ve biraz kahve içtim. kahveyi bitiremedim.

okaliptüs yağı aldım, yerleri ovdum. kokusu fena değildi ama komik bir his bıraktı. kollarım naneli hissediyor.

sürekli aynı şarkıları dinlemekten de sıkıldım. çalma listelerimin hepsini silesim geldi. yeni şeyler bulmaya çalışsam da zor beğeniyorum, bir türlü olmuyor.

dün gece 4-5 saat uyudum. sürekli uyandım. muhtemelen yine sabaha karşı uyuyacağım.
devamını gör...

memlekette gelen geçen önüne gelene vatan haini damgası vuruyor bu kadar kolay mı bu yafta? birisini eleştirirsin cuntacı vatan haini, birisinin fikrine katılmazsın pkk’lı vatan haini şimdi de aşı vurdurmayanlar vatan haini. bu cidden çok ağır bir yafta herkesin ağzında sakız oldu gelen geçen birbirine kulp takıyor. ayrıca sen bir bilim insanısın ne bileyim cahildir de bilgisizdir de vatan haini ne demek?
devamını gör...

ilişkide en fazla kaybetme korkusu yaşayan kim ise, odur.

kaybetme korkusuna sahip taraf, bu korkusu sebebiyle hoşlanmayacağı, onaylamayacağı şeyler yapacak, bunların kendisine mutluluk getirmediğini fark edecek ve yıpranacaktır. kaybetme korkusu olmayan taraf ise ip, kuşak takılacaktır.
devamını gör...

haram haram diye söylenenler kitapların çok pahalıya satıldığından haberleri yok galiba. tabi ki kul hakkına karşıyız ama insanları bu yollara mecbur bırakanlara misliyle karşıyız.
telegram kullanan varsa "e - kitap paylaşım" kanalından birçok kitap bulabilirsiniz.
devamını gör...

cindir denebilir.
mesela siz nasıl çay kahve içiyorsunuz?
yemekten sonra hiç mi canınız birşeyler çekmiyor?
peki ya birşeyi beklerken sıkılıp da mı yakmıyorsunuz?
düşündürücüdür.
devamını gör...

gayet samimi bir ortam var. herkes göremez ama görenler mutlaka farkındadır ortamın samimiyetinin, şükür ben gören taraftayım. *
devamını gör...

hz. muhammed'in yoksul sahabilerin barınması için yaptırdığı yer. burası daha sonra eğitim kurumuna dönüşmüştür. burda, muhacirlerden ya da müslüman olup medine'ye hicret edenlerden olan yoksul ve yakını da olmayan sahabiler kalırdı. hatta evleri olmasına rağmen hz. abdullah bin ömer ve ensar'dan bazı evleri olan kişiler, burda kalanlara imrendikleri için onlarla birlikte kalırlardı. ki bunun üzerine bu kişiler de suffe ehlinden sayılmışlardır. suffe ehlinden bazıları evlendikten sonra burdan ayrılırdı ve bazıları da gelir suffe ehline katılırdı. bazıları da misafir olarak suffe'de kalırdı. hatta suffe ehlinin sayısının 400'e ulaştığı da olmuştu. suffe'de kalanların yani ehl-i suffe'nin meslekleri yoktu. bu yüzden paraları da yoktu. resulullah da onların geçimiyle ilgilenirdi. ve resulullah, akşamları ehl-i suffe'yi ayırır ve ayırdığı çeşitli grupları sahabelere teslim ederdi ki, onların karınlarını doyursunlar. geriye kalanları da kendi evine götürürdü. bu, müslümanların maddî durumları düzelinceye kadar devam etmiştir. resulullah'a getirilen sadakaların tamamını, resulullah suffe ehline gönderirdi. kendisine verilen hediyeleri ise, suffe ehliyle paylaşırdı. hatta, hz. muhammed, aile ihtiyaçlarından çok onların ihtiyaçlarıyla ilgilenirdi. buhari'de geçene göre, (bkz: hz. fatıma) kendisine yardım etmesi için, resulullah'dan bir hizmetçi ister. fakat resulullah, suffe'de kalanların ihtiyaçlarını giderebilmek adına hz. fatıma'nın isteğini geri çevirir. ashab-ı suffe'den olan güç sahipleri, sabahları mescide su taşır ve dağdan toplamış oldukları odunları satar ve böylelikle de ihtiyaçlarını gidermeye çalışırlardı. geceleriyse, ilim ve kur'an tivaleti ile meşgul olurlardı.

hurmaların hasat zamanı geldiğinde, herkes, ellerinden geldiği kadarıyla hurma salkımları getirir, mescide asardı. ehl-i suffe de karınlarını bunlarla doyurur, hatta bazıları hurma yemekten bıkar ve şikayet ederlerdi. ashab-ı suffe'den bazılarının namazda ayakta durmaya zorlandığıyla ilgili rivayetlerden anlaşılıyor ki, her ne kadar yoksul olsalar bile zühd içinde yaşıyorlardı.

fakat suffe, kısa bir müddet sonra eğitim kurumuna dönüşmüştür. şöyle ki, ashab-ı suffe vakitlerini resulullah'ı dinleyerek, ondan islamî konuları öğrenerek geçirirlerdi. bazen de resulullah'a sorular sorar, kafalarını karıştıran meselelerin cevabını alırlardı. resulullah, ashab-ı suffe'nin eğitimleriyle ilgileniyor ve dersler veriyordu. onlara yazı yazmayı, kur'an okumayı öğretecek hocalar da tayin etmişti. ehl-i suffe, duydukları hadisleri diğer sahabilere de naklediyorlardı.

ayrıca, hanım sahabiler için suffetü'n-nisa denen bir başka suffe de vardır. fakat burası hakkında bilgi yoktur.
devamını gör...

yazar kişinin mahlasına uygun başlıktır.
devamını gör...

oda sıcaklığındaki bir ortamda olması.
devamını gör...

tansu çiller tarafından, 3 kasım 2002 seçimleri öncesi yıldırım akbulut ve tuğrul türkeş ile birlikte kırıkkale de miting yaparken, dil sürçmesi sonucu yaptığı gaftır. "sizleri cenab-ı allah'a emanet ediyorum" diyecekken gaza gelip tam tersini söylemiş ve kırıkkaleli vatandaşların omuzlarına çok büyük bir sorumluluk yükleyivermişti.*
devamını gör...

manipülasyondur.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim