a.b.d'nin ikinci başkanı ve beyaz saray'da oturan ilk başkanıdır.
geçenlerde donald trump, joe biden'in yemin törenine katılmayacağını söyleyince millet garipsemişti.
aslında tarihte ilk olarak john adams, girdiği ikinci seçimi yakın arkadaşı thomas jefferson'a kaybedince, sinirlenmiş ve yemin törenine katılmamıştır.
1825'te oğlu john quincy adams'da başkan olmuş ve bu olay sadece 175 yıl sonra baba bush, oğul bush zamanında tekrarlamıştır.
devamını gör...

1962 abd doğumlu bir broker ve dolandırıcı. onun hayatını anlatan, the wolf of wall street isimli bir film vardır. henüz 24 yaşında milyonlarla ifade edilebilecek kadar zengin olmuş fakat kendini kadınlar ve uyuşturucuya kaptırdıktan sonra bütün yatırımcılarını dolandırmıştır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

"yalnızsın. yalnız bir adam gibi yürümeyi, aylak aylak dolaşmayı, bakmadan görmeyi, görmeden bakmayı öğreniyorsun. saydamlığı, hareketsizliği, varolmayışı öğreniyorsun. bir gölge olmayı ve insanlara sanki hepsi birer taşmış gibi bakmayı öğreniyorsun."

georges perec - uyuyan adam
devamını gör...

aşık olduğum kitaplara bir yenisi daha eklendi. bir anne olduğum için mi beni bu kadar etkiledi bilmiyorum ama çok sevdim. evlilik dışı hamile kalan bir kadının bebeğine yazdığı mektuplardan oluşuyor kitap. sırf bu yüzden herkes -erkek kadın ayırmadan herkes- okuyabilir bu kitabı. siz daha annenizin karnındayken onun size yazdığı mektuplar gibi düşünebilirsiniz. buradaki kadın ne kadar kariyer sahibi bir kadın olsa da her hamilelik süreci kendi içinde çalkantılar barındırır. tüm anneler böyle duygular yaşamıştır diyebilir miyiz? ya da yaşamışsa bile bunları dile getirecek kadar cesur olmuş mudur? daha doğmadan annenizin size karşı bu kadar dürüst olması size ne hissettirirdi? doğmaktan vazgeçer miydiniz yoksa yine de iyisiyle kötüsüyle bu hayatı yaşar mıydınız? kısa, akıcı ama muhteşem bir kitap. mutlaka okuyun.


kitabın pek çok baskısı var. elimde olanda ise isim doğmamış bir çocuğa mektup. ve bence en güzel kapak bu baskıya ait. kitap şu an yine can yayınları tarafından kısamodern serisi kapsamında basılıyor.


kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


ve işte birkaç alıntı.



..., o hep beklenen yarının aslında dün olduğunu birden kavramaya hazır mısın?



gerçeklerin en korkuncunu görmedin daha; dünya değişir ve hep aynı kalır.



yüzyıllar, bin yıllar geçti dünya kurulalı, ama insanlar hâlâ belirsiz bir yarına inanarak çocuk yapıyorlar, çocuklarının kendilerinden daha iyi bir yaşam süreceğini umarak.



yaşamı sürdürebilmek şiddetin ta kendisi.


yalnızca çok ağlamış olanlar yaşamı tüm güzelliği içinde algılayabilir, keyifle gülebilirler.
devamını gör...

çektiğim analog * fotoğraflar için sayfama buyrunuz.
devamını gör...

boğaziçi üniversitesi’nde ki olaylarla ilgili dün akşam sosyal medyaya “bilinçli” şekilde yayılan “polis öğrencilere aşağı bak” dedi algısının yol tv tarafından yapılan bir provakasyon olduğunu ortaya çıkaran orijinal video.

alt yazı eklemişler aşağı bak demişler #397252 burada da yazmıştım. bir insan, bir polis durduk yerde neden böyle bir tepki veriyor? ne olmuş? bu videonun öncesi ne? hasta mı bu polis birden bire aşağı bak desin? aşağı bak da ne demek? kimse sorgulamadan delinin taş attığı kuyunun başına gitti.

bir yaygara koptu #aşağıbakmayacağız diye. “istikbal göklerdedir”den girmeler, “göğe bakalım”dan çıkmalar. sanatçılar destek veriyor, vay efendim türk genci aşağı bakmaz deniyor. gerçekten çok komik ve durumun ciddiyetinden gerçekten çok uzak. bakın artık bıkmış, sıkılmış olabilirsiniz, derdiniz tamamen siyasi ideoloji de olabilir. en ufak kıvılcım protesto etme arzusuna dönüşebilir. amenna. rektör atamasına karşı çıkma mücadelenizde sonuna kadar hak aramak istiyor da olabilirsiniz. ama böyle değil ya. böyle komik değil. bunları geçmişte gördü bu ülke, müftünün çakma eşinden, gezideki şarkıcı çıkan çakma doktora kadar zaten yazıp oynandı! ulan bi kere de gerçekten sağduyulu, yalansız, düzgün bir mücadele yürütün ya! lütfen ya!

şimdi “e öyle olmasa bile polisin bu tavrı yanlış” diyecekler çıkar. o zaman sen de o yanlıştan yürü kardeşim. m. kemal’den girip atatürk üzerinden siyasi prim kasma! ata sadece senin atan değil!

2 şubat editi: ısrarla vurgu yapmak istediğim sosyal medya ve yol tv provakatif videosunu anlamak istemeyenlerin -çünkü dertleri üzüm yemek değil bağcıyı dövmek- gözaltı kısımları üstünde durduğunu görüyorum. mesela işin yalan kısmıyla birkaç yazar harici kimse ilgilenmemiş. size yalan bir yem atıldı ve siz de bunu yediniz. kendinizi nasıl hissediyorsunuz? üstelik buraya bakanlığın “gözaltına” alınan kişilerin kaç tanesinin gerçekten öğrenci ve bir takım yasa dışı örgütlerle bağlantısı olmadığını yazmak için resmi kanala ait link koysam onunda kaile alınmak istemeyeceğini bildiğim için koymuyorum. size yol tv’nin sazan.avi videosu yeterli.

bir de beni tanımadıkları halde ilgi alanlarımdan, diğer tanımlarımdan yola çıkarak boğaziçi’nin hem yanında olmam gerekecek bir karakter olduğum söylenmiş, hem hükümet sevici denmiş, hem de troll olduğum düşünülmüş. işte tam da bu sebepten at gözlüklüsünüz. tam da bu sebepten bu haklı mücadeleyi kaybedeceksiniz.

benim üzerimden sözlük troll doldu diyen yazarın sözlüğe benden sonra üye olup 53 tanımı olması, berikilerin engellediğini vurgulaması da ekstra komik. nasıl üzüldüm bir bilseniz. “kafam” duman!
devamını gör...

kopya verdiğim arkadaşımın kitapçık türünün farklı olduğunu ben 85 ; o 20 alınca anlamamızdır.
devamını gör...

eğer olay kadının anlattığı şekilde yaşandıysa altında ahlak bekçiliği olduğunu düşünmüyorum.

şey vardır hani, katil kurbanı öldürürken feci şekilde zarar verir. neden bu kadar zarar verdiği elbette merak edilir çünkü katil tanımadığı bir kadını neden 50 yerinden bıçaklasın? sonra araştırılır. katil kurbanını takip etmiştir, fırsatını bulduğu ilk an bıçaklamaya başlamıştır ve aslında bunu cinsel ilişki olarak düşünmüştür. bıçak katilin elinde aslında penistir.

çoğu katili ya da eşlerini acımasızca döven ruh hastalarını biraz araştırırsanız altında bir cinsel bozukluk vardır. mesela hiçbir cinsel sorunu olmadığı görülen bir adam eşine şiddet göstermeye başlar ve bir gece eşi, adamı gay pornosu izlerken görür. bir yerden patlak verir çünkü böyle şeyler gençler. bir erkeğin koltukta oturan eşine gelip şak diye tokat atmasının altında ne var sanıyorsunuz?

bu erkek, kadına şiddet uyguladıysa aslında emin olun kendi kafasında onunla o şekilde ilişkiye girmiştir. yumruklar, sac çekme, kadını yerlerde sürükleme aslında bir tür cinsel ilişki. uzun zamandır kadınla ilişkiye girmek istiyordur, ereksiyon sorunu vardır, hatta belki biseksüel falandır, sonucu şiddet gösterisi.

ülkemizden neden seri katil çıkmıyor diyorlar ya. bu yüzden. bu salak yakın zamanda birini namus cinayeti altında öldürecek, sonrası hapis cezası. ülkemizde namus denilen bu şey erkeklerin tekelinde olmasaydı yemin ediyorum ukrayna'dan daha fazla seri katil çıkarırdık.

bu ülkenin kadınlarına acıyorum. erkeklerin komplekslerine göre hayat yaşıyoruz. ereksiyon sorunu olan sokaklarda bomba misali geziyor. sonra başka sorunlu tipler helal olsun diye alkış tutuyor bunlara. yıldım.
devamını gör...

günaydın sözlük
her sabah o minik hapları içmem hayatta kalmam için çok önemli.
öte yandan da onlardan her bir tane alışımda kalanlar bana hayatın ne kadar da kısa olduğunu anlatıyor.
ve günaydınla birlikte içimde bir yerlerde şu çalıyor:
her sabah bir sayfa daha eksilip gidiyor ömrümden
gönlümün yıkıntılarında can çekişiyor umutlarım


yok aslında bu sabah mutsuz falan uyanmadım, tatlı tatlı yazmak istedim.ama nereden çıktı bunlar şimdi.
insan ne huzursuz varlık, sürekli mutsuzluğun kapanı var içinde, ortaya çıkmayı bekleyen.
oysa gülümsemek lâzım, bu düşük enerjiyi bir yana bırakmak,
ihtiyacı olan birinin yanında olduğunu hissettirmek,
bir çocuğun gülüşünü, çiçeğin açışını farketmek,
gökyüzünün sonsuz mavisini…
yettiğince ömrümüz,unutmamak gerek bir toz tanesi olduğumuzu.
belki de önemsememek gerek kendimizi bu kadar.
devamını gör...

ne vardık, ne yoktuk. ne birdik ne de hiç. ne iyi ne kötü; ne siyah ne beyaz; ne ölü ne diri. biz yarım olan bir hikayenin baş rolleriydik seninle. ta en başında seneryonun sonunu bile bile oynadık bu oyunu, senarist bir ihtimal sonumuzu değiştirir diye. ama biliyorduk böyle bir sey olmayacağını, geri kalan her şeyi bildiğimiz gibi. bazı hikayeler mutsuz sonla bitmelidir, kimi ise mutlu. ama bu hikaye her zaman yarım kalacak. sonsuza kadar...
devamını gör...

kendi ruhu da daima gece modundadır.

edit: kafalar bozuk sanırım. ben de o tipten biriyim arkadaşlar sakin *
devamını gör...

şimdiye kadar hiç intihar etmeyi düşünmedim ama yıllarca ailecek maddi ve manevi zorlukları atlattık. defalarca ev değiştirdik, binlerce lira zarar sonucunda iflas ettik. hayatta affedemediğim çok fazla insan var ve bunlar hep en yakın akrabalarım. yazar arkadaş burayı okur mu bilmiyorum ama ona söylemek istediğim birkaç şey var. geçirdiğimiz zor yıllar hakkında konuşurken babamın hep anlattığı bir olay vardır. iflas ettiğimiz ortada ve etrafımızda bize destek olan tek bir kişi dahi yok. annem ve babam maddi sıkıntılar nedeniyle neredeyse her gün kavga ediyor hatta boşanma muhabbeti dönüyor. insan tabii ki çıkış yolu arıyor durmadan. bir gün babam kahvede otururken yanına bir adam geliyor ve cebinden bir tohum çıkarıyor. "bu tohumdan bir tane ekiyorsun iki bin lira alıyorsun." diyor. o tohum kenevir tohumu. babam ben öyle işler yapmam deyince de "e o zaman al silahı da vur kendini. senin başka çıkışın yok kardeş." diyor. sonra babam eve geliyor düşünmek için. ama vazgeçiyor. babama ne oldu da vazgeçtin diye sorduğumda dediği tek bir şey olur her zaman. "ne olursa olsun değmeyecekti çok düşündüm değmeyecekti."

intihar gibi bir şeyi kim düşünüyorsa değmeyeceğini de bilmeli. psikolojik bir buhranda olabilirsin, maddi sıkıntıların olabilir ama değmiyor. babam yine yaptığı en büyük salaklığın da o gün gece bu ihtimali düşünmek olduğunu söylüyor. çok klasik belki ama bir ölüme yok çare. burayı okuyan ve sıkıntılar yaşayan kişiler inanın her şey geçiyor. tüm içtenliğimle söylüyorum geçiyor.
devamını gör...

mona lisa ve kaplumbağa terbiyecisi.
devamını gör...

beşinci fotoğraf yarışmamız sonuçlandı!
oylamaya göre bu hafta iki birincimiz var: san marinolu ve patagonyalı. tebrikler!
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel san marinolu'nun fotoğrafı: marmaris milli parkı, 2018
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel patagonyalı'nın fotoğrafı: kocaeli, kartepe, tahmini 1200 metre rakım

yeni yarışmamızın da başladığını da belirteyim. bu hafta en güzel yansıma fotoğrafını seçeceğiz. yarışma 15 ağustos pazar günü son bulacak.
yarışmamız discord üzerinden yapılıyor ve tüm kulüp üyeleri katılabilir. katılım linki ise burada
herkese bol şans!
devamını gör...

arada sırada aklıma gelen ve beni kendi kendime güldüren akit gazetesi haberinin başlığıdır. cidden, olabilir mi peki?

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

iktidar partisinden gelen peş peşe istifalar sonucunda türk siyasi literatürüne giren tabirdir.
ilk başlarda işini düzgün(!) yapan siyasetçilerin, zamanla yaşadığı güç zehirlenmesi sonucunda kibirli birer insana dönüşmesini ve görevini layıkıyla ifa edememesi anlamına gelir.
devamını gör...

herhangi bir kadınla herhangi biçimde cinsel ilişkiye girmemiş erkektir. bunu anlamanın maalesef bir yolu yoktur. gerçi, aslında var... ama...

kendisine sormak...

allah var daha yalan söyleyenini görmedim. uçkura sahip çıkamamışlar ama en azından yalan da söylemiyorlar diye takdir ettim hep. ha bekaret benim kırmızı çizgimdir. bakir olmayan erkekle yoluma devam etmedim hiç o ayrı. fakat bu demek değil ki hasta zihniyetlilerin kadına yaptığı muamele gibi bakir değilse ölsün demem.
devamını gör...

bugün çeyrek asrı biraz aştın diyorlar bana artık, amma ki yaşadın bir kelebeğe göre. oysa bana yaşamanın böyle ağrılı böyle sancılı böyle daima insanın boğazını düğümleyen bir yumruya dönüşeceği söylenseydi en başta, o ilk yarışı kazanmamak için takılacak bir tümsek yaratırdım kendime.
nankörlük ediyorsun güldüğün vakitlere, seni seven insanların sevgisine de. ailene de nankörlük ediyorsun, koynunda binbir güzellik yaşadığın o anların büyüsüne de. hepsini hepsini diyebilirsiniz bana. bu yazdıkların iki kahkaha arasından dökülen samimiyetsiz satırlardır, böyle de pislik bir adamsın, bunu da diyebilirsiniz.
hayatı sapa bir yokuşu acıyla tırmanmak diye niteliyorsam da size hak vermiyor değilim. güldüm, sevdim, sevildim, telefona elimi her uzatışımda, ucunda beni samimiyetle bekleyen birileri oldu. kahvemi yalnız içmek istemedimse bir yaren beni kucakladı, çay sohbeti çektiyse canım sofrasını açan nice dostlar da buldum. hepsine hepsine eyvallah, hepsine minnettarım.
ama işte hayat tüm bunlara rağmen insanın kalbini yorabilir, hırpalayabilir. insan bazı gece yarıları sarsılarak uyanabilir bunlara rağmen. insan bazı geceyarıları duvarları yumruklayabilir. insan bazı geceyarılarına sığmayarak kendini serin bir pencerenin kanatlarına bırakmak arzusu duyabilir. tüm bunları size anlatabilmeyi nasıl dilerdim. ancak siz beni bir kez anlayasınız diye bu tüm güzelliklerden vazgeçmemi dilerdiniz. siz bu tüm güzelliklere rağmen kalbimi daima bir yarayla tanımladığım için bana nankör bana iki yüzlü bana budala deyiniz.
her şeye rağmen iyi yaşadın uzatma diyorsunuz, duyuyorum. peki her şeye rağmen yaşamak, buna dair bir fikriniz var mı?
neyse kabul, illaki yaşadım, çalmadım ne kelebeklerin ne kuşların ömründen. illaki yaşadım evet, ancak her şeye rağmen. illaki anlayacaksınız, o gün kitapların arasından çıkararak toprağıma bir kelebek bırakınız.
devamını gör...

oldurmak, oldurabilmek, beklentiler insanı çürütür diye bir gerçeklik varken beklenti içinde olmak, her gece uyumadan az önce "sabaha uyansam mı uyanmasam mı daha iyi olur?" diye kendime sormak.

yeri geldiğinde nefes almak.
devamını gör...

çok kanlanması nedeniyle dilin üzerindeki kırmızı görüntüyü oluşan dil papillasına verilen isimdir.
tatlı ve tuzlu tatların alınmasında görevlidir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim