morfin bağımlılığının tedavisinde sublingual (dil altı) yoldan kullanılan ilaçtır.
devamını gör...

sevdiğiniz insanlarla iletişim kurup gülüyorsanız değerdir.
devamını gör...

werner herzog kitabıdır.

tanıyanlar bilir werner herzog aslında bir yönetmendir. müthiş filmlerle bizi şaşkınlıktan şaşkınlığa sürükleyen, gerim gerim gerilmemize neden olan büyük bir yönetmendir hem de. ‘ aguirre, tanrının gazabı’ filmini izlerken o kadar sıkmıştım ki kendimi bu film nasıl çekilmiş diye meral etmekten kendimi alıkoyamadım ve bir araştırma yaptım.

herzog, oyuncuları o kadar zorlar ki başta filmin başrol erkek oyuncusu klaus kinski olmak üzere bütün oyuncular çekimlerin kesilmesini ister. kinski, herzog’un karşısına çıkar ve filmi bırakacağını söyler. herzog da bir silah çıkartıp kinski’nin kafasına dayar ve eğer filmi bırakmayı düşünüyorsa o an onu öldüreceğini söyler. kinski, herzog’un dediğini yapacağını bildiği için filme devam eder ve ortaya muazzam bir yapıt çıkar.

işte bahsettiğimiz herzog yakın bir arkadaşının ölmek üzere olduğunu öğrenince münih’ten paris’e yürüyerek arkadaşının yanına gitmeye karar verir. eğer bunu başarırsa arkadaşı ölmeyecektir herzog’un labirentlerle dolu zihnine göre. işte bu kitap bu yolculuğu anlatır.

okumazsanız bu kitabı bir şey eksilmez hayatınızdan ama eğer okursanız çok şey katarsınız kendinize.
devamını gör...

iskoç yazar walter scott tarafından 1819 yılında yazılmış olan tarihi roman. xii. yüzyıl ingiltere'sinin norman-sakson kültürel çatışmasının kurgusal karakterler üzerinden kahramanlıklar, entrikalar ve soylu aileler ile aktarma çabasının bir yan ürünü demek yanlış olmayacaktır. işin kurgusal boyutunu biraz irdelemek gerekiyor. 19. yüzyılın başları günümüz şartları ile değerlendirilmesi güç bir dönem. bugün tarihe kafa yormak daha mümkün iken o dönemler; savaşlar, salgın hastalıklar, kıtlık ve cehalet yüzdesinin yüksekliği ile tam bir geçiş hatta başkalaşım sürecinin başlangıcına tekabül ettiğinden, tarih yalnızca rakamlardan ibaret kuru bir anlatıdan ibaret görülüyordu pek çoğu için. bundan ötürü bu tarz ilgi çekici kahramanlık ve başkaldırı hikayeleri özellikle aşk uğruna ise bu kahramanlıklar, pekala kolaylıkla tarihi bir kurguyu bile dönem insanları için okunulacak bir eser haline getirebiliyordu. scott'ın bu norman-sakson çatışmasının kültürel izlerini aktarmak için bu tarz bir kurgu kahramanlık yoluna gitmesi de kaçınılmaz bundan ötürü. tüm davranışları ile hristiyan erdemliliğinin temsili olan wilfred ivanhoe ve ilk defa bir eserde vatansever olarak tanımlanmış locksley'li robin -yani bildiğimiz robin hood- ile beraber okuması keyifli bir eser iken aynı zamanda dönem şartlarını anlamak ve ingiliz tarihindeki kültürel çatışmalara göz atmak için de yararlı bir kaynak. aynı zamanda bir şair olan walter scott; marmion a tale of flodden field isimli şiirinde oldukça shakespearean veya daha bizden bir tabir haline getirirsek shakespeare-vari bir ifade kullanır:

"oh, what a tangled web we weave,
when first we practice to deceive."

aslında bu alıntı ivanhoe'daki kurgu ile uyuşmuyor görünse bile her karakter farkında olsun veya olmasın kendi iç çatışmalarını ve aldatmacalarını yaratır. kendi yalanlarından kişisel bir ağ örer içine, bu yüzden ben her zaman bu alıntıyı bulunduğu epik şiirden ziyade ivanhoe'ya yakıştırıyorum. yine de çok gri karakterler ummamak lazım. ne kadar gri olmaya yatkın karakterler bulunsa bile siyah-beyaz ayrımı da karakterlerde göze çarpıyor. karakterlerin derinliğini görmek için esere değil scott'un derinlerine inmek lazım geliyor. ha bu arada, forgotten realms'de kılıçsız kalkansız kalasın rebecca.


“meantime the clang of the bows and the shouts of the combatants mixed fearfully with the sound of the trumpets, and drowned the groans of those who fell, and lay rolling defenceless beneath the feet of the horses. the splendid armour of the combatants was now defaced with dust and blood, and gave way at every stroke of the sword and battle-axe. the gay plumage, shorn from the crests, drifted upon the breeze like snowflakes. all that was beautiful in the martial array had disappeared, and what was now visibke was only calculated to awaken terror or compassion.”
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

(bkz: sakin ol)
(bkz: derin nefes almanın faydaları)
devamını gör...

sinir hücreleri arasındaki birlikte tetiklenme durumunun, bu hücrelerin aralarında bulunan bağlantıyı güçlendireceğini söyleyen, hebb teorisi, hücre birleştirme teorisi ya da hebbian öğrenme gibi isimlerle de anılan, nöropsikolog donald hebb tarafından ortaya atılmış teori.

bir a sinir hücresi, her seferinde b sinir hücresinden hemen önce çalışıyorsa bu durum zamanla bu hücrelerin birlikte çalışmasını sağlayan olayla ilgili bir pekiştirmeye yol açar. yani? yani mesela herhangi bir konuyu öğrenmeye çalışırken yaptığınız aynı egzersizler, her seferinde aynı hücrelerin çalışmasını sağlar. bu durum zamanla yerleşik bir hal almaya başlar. bunu, bir noktaya sürekli aynı yoldan gidip döndüğünüzde, ayak izleriniz nedeniyle o yolun zamanla aşınması gibi düşünebilirsiniz. böylece bir daha sefere o noktaya gitmek için zorlayıcı bir yolu kullanmak yerine aşınmış patikayı takip edersiniz ve bu işleri kolaylaştırır.

özetle hebb kuralı, öğrenme olayının bir açıklamasıdır. aynı zamanda kötü alışkanlıkların bırakılmasının neden bu kadar zor olduğunu da açıklar.

günümüzde bu kural, başka yöntemlerin yanında ek olarak yapay zekâ ve yapay sinir ağları çalışmalarında kullanılır.
devamını gör...

dumbledore: after all this time?
severus: always...
devamını gör...

mahlasıyla birebir uyuşan yazar. sözlüğü de tıpkı bir güneş gibi ışıl ışıl parlatıyor. onun ışığıyla aydınlanıyoruz.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

tanımlarını okurken kelimelerin akışında kendimi kaybediyorum. seve seve okuyorum tanımlarını. karalama defterine yazdığı güzel tanımlar bana çok şey hissettirdi. iyi ki var dediğim yazarlardan biri. iyi ki varsınız efenim.*


güneş deyince aklıma gelen bu güzel mor ve ötesi şarkısı da benden size gelsin. keyifli sözlükler.*
devamını gör...

kendisine bu saatte bir sorum vardı ama? diye attığım mesaja dinliyorum sayın yazarım şeklinde cevap veren yüce gönüllü, bir o kadar asil ve ponçik bir olay kurucusu*. iyi ki var ki, bu sözlük olmuş*.
devamını gör...

biber dolmasını biberiyle beraber yemeye başladığım zaman.
devamını gör...

kurtlar vadisi 35. bölümdür. *
devamını gör...

konuca bir bütünü ilgilendirmeyen durumlar.
devamını gör...

"çocuğunu bende unutmuşsun "

(bkz: based on a true story)
devamını gör...

tamam ya ne eziyorsunuz , yok işte madalyam , konuşmam sustum.
devamını gör...

yahudi'ler için kutsaldır.yahudi'ler burada dua'larını yaparlarken çıkan seslerden ötürü ağlama duvarı olarak anılır.
devamını gör...

sek erkek.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
evdeki oyuncağa iv kateter taktığım resim. uzaktan eğitimin bir özeti niteliğinde.*
devamını gör...

durduk yere atışamam
çok kızarsam yatışamam
sevdiğimin ahı tutar
başkasıyla bakışamam

yazarım ben şair gibi
bu işlerde mahir gibi
gece gece cazgır gibi
kimselerle çatışamam
devamını gör...

hakime hanımlar mini etek mi giyiniyormuş.
şaka mısınız siz? devlet kurumlarında bırakın etek boyu tartışmasını, giyilen ayakkabının topuk ve burun kısmının açık olması bile yasak.
millet ne cigaralar içiyor değil, bu.
bu fikir tartışması da değil.
bu açıkça mal beyanıdır.
kılık kıyafetin, insanların iradeleri ve fikirleri ile alakalandırılması ve aklınızda sinsi niyet okumalarınızdan bıktık.
ülke son 20 yılda zaten perdeli ablalarla doldu, biz saygımızı gösteriyoruz. ama fakat lakin bence perdeli ablaları savunmalar bitsin artık savunulacak bir taraf yok, bu bir tarzdır, inanç şekline göre yaşam şekildir. ulan herkes kabul ediyor ama ülkede bir kesim var ki hep ağlak hep mağduriyet. irite ediyorsunuz ki ben perdeli ablalar derken sinirimi ifade ediyorum. bıktık çünki bıktık bu edebiyattan….
şimdi sıra sizde, beyninize oksijenin fazlaca gitmesini temenni ediyor, hakkın ve hukukun olmadığı bu ülkede belki de mini etekli hakimeler olursa belki tecavüzle yargılananlar indirime tabi tutulmaz.( haaa bu bir ütopyadır, asla mümkün değildir, ama fikir tartışacaksak gelin bir de böyle düşünelim).
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim