durduk yere insanın aklına gelen replikler
sigaramız diye genel bir durum yok.
devamını gör...
oğuz atay
tutunamayanlar kitabında "bana boş boş oturup duvar izlettiren herkese kırgınım" diyen yazarımız.
devamını gör...
özel günleri kutlamayı sevmeyen insan
muhtemelen öyle yetiştirilmiş olan ve çok çalışıp çok yorulan insandır..tabi sadece odunluk seviyesinden ötürüde olabilir.. (bkz: odun)
devamını gör...
vypendrivatsja
rusça kökenli kelimedir. kişinin kendini özel biri gibi hissediyor oluşuyla etrafında olan insanlara kendini özel ve önemli olduğunu gösterecek hareketlerde bulunmasıdır.
-günümüzde dikkat çekmek isteyen kişilerin, başvurduğu eylemdir ayrıca.
-günümüzde dikkat çekmek isteyen kişilerin, başvurduğu eylemdir ayrıca.
devamını gör...
memleketinin takımını tutmak
aşktır, evladiyeliktir, bitmeyen ümittir.
her yerde aynıdır.
çünkü bize her yer trabzon
o vakit bordo mavi *.
her yerde aynıdır.
çünkü bize her yer trabzon
o vakit bordo mavi *.
devamını gör...
çocukluğu anımsamak
zamanın dediğim dedik,başına buyruk ve acımasız doğrusallığına karşı insan hafızasının duygusal, direnişçi ama cılız bir başkaldırısı olarak gördüğüm eylemdir benim için.
toprağın daha bir toprak gibi, çimenlerinse yeşil koktuğu, gök yüzünün bambaşka bir mavi barındırdığı 90'lı yılların nostaljik dünyasının çocuk öznesi olarak,onca yıl sonra bambaşka bir galaksiden o dünyaya net bir pencere açabilmek bu kadar kolay olabilir mi bir insan için? benim için öyle sanki.bazen öyle bir anımsayış ki bu, hani bir umut elini uzatsan o pencereden, zamanı bükecekmişsin, her şeyin teorisini sen bulacakmışsın gibi.
bu, geceleri sobadaki kömürün o çatırdama sesini,büyükbabanın almanya'dan getirdiği naftalin kokulu valizleri açıp havalara uçuşunu, büyükbabanın, o koca adamın, toprak olmadan önceki halini anımsayıştır bazen.öksüz bir arkadaşına her gün ,sırf mutlu olsun diye günün sonunda üzüleceğini hiç hesap edemeden '-annen bugün gelecek ' yalanlarını söylediğini anımsayış. sabahın erken saatlerinde pencereden bakarken lapa lapa yağan karın dallar üzerindeki huzurlu birikintilerini, en güzel çizgi filmleri, gece yarılarına dek oynanan sokak oyunlarını,mahalle maçlarında cüsse olarak iki katın çocukları nasıl şebeğe çevirdiğini anımsayıştır. kanepenin altına saklanıp saatler boyu hayal kuruşunu, baba sevgisinden bir haber oluşunu, annenin gözyaşlarını ve bundan hep utanışını anımsayıştır.
edip cansever: "gökyüzü gibi çocukluk,hiç bir yere gitmiyor" demiş ya hani.sahiden de kafamı kaldırıp, gökyüzüne bakınca anımsıyorum çocukluğumu; sert bir adam olarak, sert zemine sertçe basarken ayaklarım.
âdet gereği tanım: bir yazarın içini uzayın derinliklerine dökmek amacıyla açtığı başlık.
toprağın daha bir toprak gibi, çimenlerinse yeşil koktuğu, gök yüzünün bambaşka bir mavi barındırdığı 90'lı yılların nostaljik dünyasının çocuk öznesi olarak,onca yıl sonra bambaşka bir galaksiden o dünyaya net bir pencere açabilmek bu kadar kolay olabilir mi bir insan için? benim için öyle sanki.bazen öyle bir anımsayış ki bu, hani bir umut elini uzatsan o pencereden, zamanı bükecekmişsin, her şeyin teorisini sen bulacakmışsın gibi.
bu, geceleri sobadaki kömürün o çatırdama sesini,büyükbabanın almanya'dan getirdiği naftalin kokulu valizleri açıp havalara uçuşunu, büyükbabanın, o koca adamın, toprak olmadan önceki halini anımsayıştır bazen.öksüz bir arkadaşına her gün ,sırf mutlu olsun diye günün sonunda üzüleceğini hiç hesap edemeden '-annen bugün gelecek ' yalanlarını söylediğini anımsayış. sabahın erken saatlerinde pencereden bakarken lapa lapa yağan karın dallar üzerindeki huzurlu birikintilerini, en güzel çizgi filmleri, gece yarılarına dek oynanan sokak oyunlarını,mahalle maçlarında cüsse olarak iki katın çocukları nasıl şebeğe çevirdiğini anımsayıştır. kanepenin altına saklanıp saatler boyu hayal kuruşunu, baba sevgisinden bir haber oluşunu, annenin gözyaşlarını ve bundan hep utanışını anımsayıştır.
edip cansever: "gökyüzü gibi çocukluk,hiç bir yere gitmiyor" demiş ya hani.sahiden de kafamı kaldırıp, gökyüzüne bakınca anımsıyorum çocukluğumu; sert bir adam olarak, sert zemine sertçe basarken ayaklarım.
âdet gereği tanım: bir yazarın içini uzayın derinliklerine dökmek amacıyla açtığı başlık.
devamını gör...
aziz sancar’dan aşı açıklaması
aşı için sıraya girerdim dediği açıklamadır. kendisi diyorsa vardır elbet bir bildiği ve haklılık payı. aşı son zamanlarda herkesin kafasında bir soru işareti oldu. olumlu / olumsuz herkesin fikri var.
--- alıntı ---
‘türk hekimlerinin tavsiyelerine uyardım’
bulaşıcı hastalıklar ve aşı konusunda uzman olmadığını belirten aziz sancar, “o nedenle bu konuda türk uzmanların söylediklerine bir katkıda bulunmam mümkün değildir. türkiye'de olsaydım türk hekimlerinin tavsiyelerine uyardım” ifadesini kullandı.
--- alıntı ---
kaynak
--- alıntı ---
‘türk hekimlerinin tavsiyelerine uyardım’
bulaşıcı hastalıklar ve aşı konusunda uzman olmadığını belirten aziz sancar, “o nedenle bu konuda türk uzmanların söylediklerine bir katkıda bulunmam mümkün değildir. türkiye'de olsaydım türk hekimlerinin tavsiyelerine uyardım” ifadesini kullandı.
--- alıntı ---
kaynak
devamını gör...
birine kitap hediye etmek
eskiden çok yapardım ama artık yapmıyorum, kitap değerini bilenlerin elinde kıymetli bir hazine iken, bilmeyenlerin elinde ise yük oluyor. her şeyi maddiyatla ölçenlere kitap hediye etmeyin, onlara göre bayağı, ucuz ve pespaye bir şey... altının kıymetini sarraf bilir, böyle sığ beyinliler değil!
devamını gör...
yağmura en çok yakışan şey
çay..
devamını gör...
küçükken inandığımız yalanlar
bir yıldızın kaydığını gördüğün zaman dilek dilersen dileğinin gerçekleşeceği sözü.
devamını gör...
genesis
1967'de ingiltere'de peter gabriel ve avaneleri** tarafıdnan kurulan önce progresif rock, sonra da progresif pop? grubudur. 70'li yılların başında phil collins, mike rutherford ve steve hackett'ın katılımıyla orijinal kadrosu oluşmuş ve müzikalite açısından en iyi eserlerini bu dönemde vermişlerdir.
devamını gör...
kintsugi
kin altın, tsugi ise birleştirmek, yamamak demektir. yaşanan her şey değerlidir felsefesinden yola çıkarak kırılmış seramikleri altın ve gümüş ile birleştirerek, yaşanmışlığın özgün ve biricik izlerini taşıyan eserler ortaya çıkarmayi hedefler.
kintsugi, kırılmanın aslında bir bozulma ve yokluğa gidiş değil, yeni bir varoluş biçimi olduğuna işaret eden, umut dolu yaşam metaforları üreten bir sanattır.
çıkış noktası ise rivayete göre 15. yy. da japon komutan ashikaga yoshimasa’nın çok sevdiği çin yapımı çaydanlığın kırılması ile başlar. komutan çaydanlığın onarılmasını ister, ancak onarım sonrası çaydanlığın görünümünden hiç memnun olmaz. bunun üzerine, japon zanaatkarları göreve çağrılır. japon zanaatkarların çaydanlığın estetik bir şekilde onarılmasını sağlama çabaları, kintsugi tekniğinin geliştirilmesini sağlar. teknikle yapılan onarım sonunda ortaya çıkan eser, ashikaga yoshimasa’nın hayal kırıklığını memnuniyete dönüştürür.
500 yıllık bir geleneğe sahip olan bu teknik, kırılan objelere kaybettikleri fonksiyonlarını geri kazandırırlar.
o halde diyebiliriz ki belki bugün kırılmış, parçalanmış olabiliriz fakat yarın yeniden tomurcuklanabiliriz. kırıldığımız yerden daha gür çıkabiliriz. çünkü yaşam tekdüze değildir, o halde asıl değerli parçalarımız da bu noktalardadır.
hemingway'in de dediği gibi "dünya herkesi kırıyor ve sonra bazıları o kırık yerlerden daha güçlü çıkıyor.”
devamını gör...
palovit şelalesi
rize, çamlıhemşin'de bulunan, debisi en yüksek şelalelerden biridir. tabiri caiz ise; 15 metre yüksekten su düşüp, güldür güldür akıyor efem. kaçkar dağları milli parkıiçinde yer alıyor.
gittiğimizde, arabayı beride bırakmaya karar verdik. çünkü mahşer yeri gibi görünüyordu.
jandarma geldi, aracı ileri bırakmamızı söyledi.
araplar, yerliler, çoluk çocuk, heyelan tehlikesi, dar ve bozuk yol... müthiş bir kaosun ardından arabayı nihayet ileri bırakabildik.
demir trabzanlardan aşağı, şelalerin yanına iniliyor ama; sürtüne sürtüne geçiyorsunuz merdivenlerden...
aşağıdaki patika yol, aynı şekilde tıkış tıkıştı.
o sebeple, şelalenin keyfini pek alamadım; ne yalan söyleyeyim.
sakin bir zamanında, sabahın köründe gidilirse belki tat alınabilir. güzel bir şelale çünkü.
aynı patika yoldan geri dönerek, aynı trabzanlardan sürtünerek arabayı bıraktığımız yere vardım.
mısır satan abla ile sohbet ettik. hatay'a evli kızı varmış. iskenderun'a sürekli gidip geldiğini söyledi. biraz daha sohbeti ilerletip akraba bile çıkabilirdik.
mısır 5 tl, çay 5 tl. mısır fiyatını çok uygun buldum. *
rize'ye seyahat edeceklere, gidip görmelerini tavsiye ederim.
''
''
gittiğimizde, arabayı beride bırakmaya karar verdik. çünkü mahşer yeri gibi görünüyordu.
jandarma geldi, aracı ileri bırakmamızı söyledi.
araplar, yerliler, çoluk çocuk, heyelan tehlikesi, dar ve bozuk yol... müthiş bir kaosun ardından arabayı nihayet ileri bırakabildik.
demir trabzanlardan aşağı, şelalerin yanına iniliyor ama; sürtüne sürtüne geçiyorsunuz merdivenlerden...
aşağıdaki patika yol, aynı şekilde tıkış tıkıştı.
o sebeple, şelalenin keyfini pek alamadım; ne yalan söyleyeyim.
sakin bir zamanında, sabahın köründe gidilirse belki tat alınabilir. güzel bir şelale çünkü.
aynı patika yoldan geri dönerek, aynı trabzanlardan sürtünerek arabayı bıraktığımız yere vardım.
mısır satan abla ile sohbet ettik. hatay'a evli kızı varmış. iskenderun'a sürekli gidip geldiğini söyledi. biraz daha sohbeti ilerletip akraba bile çıkabilirdik.
mısır 5 tl, çay 5 tl. mısır fiyatını çok uygun buldum. *
rize'ye seyahat edeceklere, gidip görmelerini tavsiye ederim.
''
''
devamını gör...
yalan olduğu bilinen sözler
gerçekten ben daha önce böyle hissetmedim.
devamını gör...
can yaman'ın bölüm başı 925 bin tl alması
can yaman kimdi lan, diye düşünmeme sebep olan başlık.*
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının dizi önerileri
matthew mcconaughey ve woody harrelson aşırı sevdiğim aktörler olup döktürmüş olsalar da true detective sezon 2 diyorum. neden sezon 2? çünkü biliyorum siz de ilk sezonu izleyip final verince tadında bırakmak istediniz. görüyor ve arttırıyorum; sezon 2 daha başarılı.
devamını gör...
faydalı mobil uygulamalar
sesli kitap ve radyo tiyatrosu severler için ücretsiz bir uygulama olan trt dinle’yi öneririm. (bkz: trt dinle)
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının şu an ihtiyacı olan şey
anlaşılmak. tek bir bakışımızdan, ses tonumuzdan hatta susuşlarımızdan anlaşılmak.
devamını gör...
bir yazarın kadın olduğunu öğrenince yapılanlar
ben öğrendiğimde üstine adını yazdığım kütüklerle bir tepecik yapip o kütükleri yine adını yazdığım kağıtlarla tutuşturup, ateşin etrafında adını haykırarak dönüyorum.
ne yapacağım allasen? sözlük %70 kadin, adeta çiçek bahçesi gibi...
ben erkek yazarları bile kadın sanıyorum, o derece.
ne yapacağım allasen? sözlük %70 kadin, adeta çiçek bahçesi gibi...
ben erkek yazarları bile kadın sanıyorum, o derece.
devamını gör...
güzel kitap isimleri
ölü ozanlar derneği.
devamını gör...