online kısmının yanındaki takip seçeneğine tıkladığında takip ettiklerinin girdiği tanımları görebiliyorsun. ki açıkcası bu benim çok işime gelen bir özellik. çünkü tanımlarını okumayı sevdiğim insanları takibe alıyorum ve ara sıra oradan girip yazdıklarına hemencik erişebiliyorum.
devamını gör...

bir umuttu yaşatan insanı.

(bkz: sözlerimi geri alamam)
devamını gör...

serçe parmağınıza allah rahmet eylesindir.
devamını gör...

böyle buyurdu zerdüşt.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
yine bir gün aşk yaşıyorumdur.
devamını gör...

insani değerleri oldukça yüksek , hasret kaldığımız türde insanlardan .
devamını gör...

nargile içerken atılan dumanlı story.
devamını gör...

ay bi' bitmediniz. yeter artık.
devamını gör...

mutlu hayvanlar; gülümseyen köpekler,şakıyan kuşlar, birbirine pandik atan umarsız tekir kediler..
devamını gör...

bahçede beslediğim kediciğim yavruladı hem de 3 tane. iki tanesi erkek ve bir tanesi dişi o kadar tatlılar ki..
bir tanesinde chaplin bıyığı var onun ismi chaplin olacak.. diğerlerine henüz bir şey bulamadım.. sözlük önerilerine açığım..
devamını gör...

ahmed arif 'in "ay karanlık" ve " sevdan beni" şiirleri olmak isterdim...
(bkz: gerçekleşmesi imkansız görünen hayaller)
devamını gör...

o kadar konuşmuşuz, bi şiiri paylaşmamışız. şiir, çokça nazım'dan bahsetse de orhan kemal'in ölümü üzerine yazılmış ya da en azından bu olay üzerine kaleme alınmaya başlanmıştır. haziranda ölmek zor deyip oğlunun adını bundan dolayı mı temmuz koymak istemiştir şair, sanırım. (bkz: bir oğlum olacak adı temmuz)

ha, biri 2 haziranda, diğeri 3 haziranda vefat eden bu iki edebiyatçının yanında yine 2 haziranda kaybettiğimiz ahmed arif de var ancak şiirin onunla bir ilgisi yok, acı bir tesadüf. her neyse, şiir ektedir.

~


orhan kemal'in güzel anısına

işten çıktım
sokaktayım
elim yüzüm üstümbaşım gazete

sokakta tank paleti
sokakta düdük sesi
sokakta tomson
sokağa çıkmak yasak

sokaktayım
gece leylâk
ve tomurcuk kokuyor
yaralı bir şahin olmuş yüreğim
uy anam anam
haziranda ölmek zor!

havada tüy
havada kuş
havada kuş soluğu kokusu
hava leylâk
ve tomurcuk kokuyor
ne anlar acılardan/güzel haziran
ne anlar güzel bahar!
kopuk bir kol sokakta
çırpınıp durur

çalışmışım onbeş saat
tükenmişim onbeş saat
acıkmışım yorulmuşum uykusamışım
anama sövmüş patron
ter döktüğüm gazetede
sıkmışım dişlerimi
ıslıkla söylemişim umutlarımı
susarak söylemişim
sıcak bir ev özlemişim
sıcak bir yemek
ve sıcacık bir yatakta
unutturan öpücükler
çıkmışım bir kavgadan
vurmuşum sokaklara

sokakta tank paleti
sokakta düdük sesi
sarı sarı yapraklarla birlikte sanki
dallarda insan iskeletleri

asacaklar aydemir'i
asacaklar gürcan
belki başkalarını
pis bir ota değmiş gibi sızlıyor genzim
dökülüyor etlerim
sarı yapraklar gibi

asmak neyi kurtarır
sarı sarı yaprakları kuru dallara?
yolunmuş yaprakları
kırılmış dallarıyla
ne anlatır bir ağaç
hani rüzgâr
hani kuş
hani nerde rüzgârlı kuş sesleri?

asılmak sorun değil
asılmamak da değil
kimin kimi astığı
kimin kimi neden niçin astığı
budur işte asıl sorun!

sevdim gelin morunu
sevdim şiir morunu
moru sevdim tomurcukta
moru sevdim memede
ve öptüğüm dudakta
ama sevmedim, hayır
iğrendim insanoğlunun
yağlı ipte sallanan morluğundan!

neden böyle acılıyım
neden böyle ağrılı
neden niçin bu sokaklar böyle boş
niçin neden bu evler böyle dolu?
sokaklarla solur evler
sokaklarla atar nabzı
kentlerin
sokaksız kent
kentsiz ülke
kahkahanın yanıbaşı gözyaşı


işten çıktım
elim yüzüm üstümbaşım gazete
karanlıkta akan bir su
gibi vurdum kendimi caddelere
hava leylâk
ve tomurcuk kokusu
havada köryoluna
havada suçsuz günahsız
gitme korkusu
ah desem
eriyecek demirleri bu korkuluğun
oh desem
tutuşacak soluğum

asmak neyi kurtarır
öldürmek neyi
yaşatmaktır önemlisi
güzel yaşatmak
abeceden geçirmek kıracın çekirgesini
ekmeksiz yuvasız hekimsiz bırakmamak


ah yavrum
ah güzelim
canım benim / sevdiceğim
bitanem
kısa sürdü bu yolculuk
n'eylersin ki sonu yok!
gece leylâk
ve tomurcuk kokuyor
uy anam anam
haziranda ölmek zor!

nerdeyim ben
nerdeyim ben
nerdeyim?
kimsiniz siz
kimsiniz siz
kimsiniz?
ne söyler bu radyolar
gazeteler ne yazar
kim ölmüş uzaklarda
göçen kim dünyamızdan?

asmak neyi kurtarır
öldürmek neyi?
yolunmuş yaprakları
ve kırılmış dallarıyla bir ağaç
söyler hangi güzelliği?

kökü burda
yüreğimde
yaprakları uzaklarda bir çınar
ıslık çala çala göçtü bir çınar
göçtü memet diye diye

şafak vakti bir çınar
silkeledi kuşlarını
güneşlerini:
"oğlum sana sesleniyorum işitiyor musun, memet,
memet!"

gece leylâk
ve tomurcuk kokuyor
üstümbaşım elim yüzüm gazete
vurmuşum sokaklara
vurmuşum karanlığa
uy anam anam
haziranda ölmek zor!

bu acılar
bu ağrılar
bu yürek
neyi kimden esirgiyor bu buz gibi sokaklar
bu ağaçlar niçin böyle yapraksız
bu geceler niçin böyle insansız
bu insanlar niçin böyle yarınsız
bu niçinler niçin böyle yanıtsız?

kim bu korku
kim bu umut
ne adına
kim için?

"uyarına gelirse
tepemde bir de çınar"
demişti on yıl önce
demek ki on yıl sonra
demek ki sabah sabah
demek ki "manda gönü"
demek ki "şile bezi"
demek ki "yeşil biber"
bir de memet'in yüzü
bir de güzel istanbul
bir de "saman sarısı"
bir de özlem kırmızısı
demek ki göçtü usta
kaldı yürek sızısı
geride kalanlara

nerdeyim ben
nerdeyim?
kimsiniz siz
kimsiniz?

yıllar var ki ter içinde
taşıdım ben bu yükü
bıraktım acının alkışlarına
3 haziran '63'ü

bir kırmızı gül dalı
şimdi uzakta
bir kırmızı gül dalı
iğilmiş üzerine
yatıyor oralarda
bir eski gömütlükte
yatıyor usta
bir kırmızı gül dalı
iğilmiş üzerine
okşar yanan alnını
bir kırmızı gül dalı
nâzım ustanın

gece leylâk
ve tomurcuk kokuyor
bir basın işçisiyim
elim yüzüm üstümbaşım gazete
geçsem de gölgesinden tankların tomsonların
şuramda bir çalıkuşu ötüyor
uy anam anam
haziranda ölmek zor!


------------------------------------------
1963'lerde yaşanılanları ben, ancak böyle dökebildim 1976'larda şiire.
onüç yılda özümsemişim o olayları, onüç yıl sonra damıtabilmişim. o günleri yaşayıp da ozanlığa soyunanlar, elbette ki benden daha iyi yapabileceklerdir bu işi. "el elden üstündür, taa arşa kadar" demiş eskiler.

hasan hüseyin

devamını gör...

sevgi dolu bakan gözleri.
aynı şey erkek için de geçerli.
devamını gör...

yine olsa yine anlayamam bu devirde söyleyene kadar bir şey belli olmuyor flört muhabeti bitirdi bizi sevgilimi yoksa emmi miyiz belli değil.
devamını gör...

veba kitabı özellikle bu zamanlar okunması gerekli yazar. salgın hastalıklara ve toplumun tepkisel süreçlerine çok ince göndermeler barındırır.
devamını gör...

bunu okuyup da silmarillion, hatta unfinished tales, morgoth's ring falan okumayınca cidden çok ama çok eksik kalıyor. lotr'de geçen bir sürü isim, kavram ve yerin tarihçesini bilince bunu alıp baştan okumak çok daha zevkli. mesela aragorn barahir'in yüzüğünü gösterdiğinde barahir'in kim olduğunu, o yüzüğün binlerce yılda başından gelip geçenleri bilmek -ki sauron'un yüzüğünden çok daha ilginç ve hüzünlüdür hikayesi- moria madenlerinde balrog çıktığında, legolas 'balrog of morgoth' deyince morgoth'un kim olduğunu, balrogların katıldığı eski zaman savaşlarını hatırlamak, palantiri eline alan gandalf'ın 'feanor'un ellerinden çıkma' dediği kitapta olan, filmde olmayan sahnede koca feanor'u yadetmek, aragorn hobbitlere beren ve luthien şarkısını söylediğinde beren ve luthien destanını hatırlamak, lothlorien'de 'aragorn of dunedain' dediklerinde numenor'u hatırlayıp efkar yapmak, ne bileyim daha bir sürü şey var. hele de sauron'u sırf lotr serisinden görenler hiçbirşey görmemiş oluyor. herifin lotr'de yaptıkları, silmarillion'dakilerin onda biri değil.
devamını gör...

yıllardır hiç aksatmadan yaptığım icraat.
bazen güzel oluyor, ama herkes tatildeyken zoruma gitmiyor değil, özelikle memur kesimi kıskandım oluyor.
sonra kendimi avutuyorum benimde ekmeğim böyle çıkıyor diye, dedik ya umut fakirin ekmeği diye.
yinede işimiz var hamd olsun, ya gidecek işi olmayanlar ne yapsın.
devamını gör...

başı öne eğdiren* duygulardır. utanç, mahcubiyet, korku..

böyle durumlarda muhatabımız olan kişi dışında gözümüzü çevirdiğimiz her yer boşluktur. bazen o boşluk bir halı desenidir, bazen duvarla yerin birleştiği köşedir. hatta bazen yuvasına ilerleyen bir karıncayı seyretmek bile boşluğa bakmaktır bizim için. sonra ellerimiz. kendi ellerimiz de boşluğa dönüşebilir, dizlerimizin üstünde birleştirip uzun uzun seyrederiz.

o anlarda baktığımız yerde ne olduğunu düşünmeyiz. gözümüz açıkken görmemeyi sağlamanın bir yoludur sadece. söyleyecek bir şeyimiz yoksa o anın bitmesini beklediğimiz, söyleyecek sözümüz varsa yüz ifademizi gizlediğimiz bir kaçış anı.
devamını gör...

adana kiremithanede torba tutuyorum. gaspçısından hırsızına, dolandırıcısından p*zevengine oldukça temiz ve nezih bir çevrem var. polis baskını falan yemezsek aylık kazancım yerinde. bul beni chılqın qıs. conolar yazmasın.

dur lan yanlış oldu. onu evlenmelik eş arayan başlıklarına yazıyorduk.
devamını gör...

resimag.com/p1/a0bae5b01cec.jpeg
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim