kanser olduğunu öğrenmek
hastalığın ne olursa olsun insan bedeni için ağır bir yüktür. psikolojik olarak çok yıpratır. bunu yaşamayan bilemez. sağlık önemli bir hazinedir, kıymet bilmek lazım.
devamını gör...
robins (yazar)
bilginin yanına kendisine ayrı bir başlık açılası sözlük yazarı. maaşallah diyor, severek takip ediyoruz.
devamını gör...
7 kasım 2023 normal sözlük adminliği seçimleri
meşazını aldım şimdi ananı laciverde boyadım karşim.
daha özgür bir sözlük için bendavarım diyorum.
orak çekiç vibratör
titresin her diktatör
daha özgür bir sözlük için bendavarım diyorum.
orak çekiç vibratör
titresin her diktatör
devamını gör...
dm'den fingirdeşen yazarlar
sen geçen biz bir fingirdeş bir fingirdeşşş öldük vallaa!
devamını gör...
ibret taşı
bir ismail kadare romanıdır.
roman yazara man booker international ödülü kazandırmış ve bence bu ödül sonuna kadar hak edilmiş.
romanda yedi düvele hükmeden osmanlı devletinin başını belası olan ama yanında ayırmak da istemediği arnavutluk’un valisi tepedelenli ali paşa’nın isyanı anlatılmakta ama bildiğimiz, alıştığımız tarihi romanlar gibi bir anlatımla değil. george orwell eleştirelliği ve franz kafka karamsarlığı ile.
ibret taşı kalabalık meydanın ortasında bir nevi magazin sayfası, bir damla siyasi haberler bölümü, biraz tarih anlatımı gibi duran bir taş. etrafında toplanan herkes ibret taşında bu sefer nasıl bir haber, ne tür bir trajedi, neye yormaları gerekeceğini bilemeyecekleri nasıl bir siyasi yönelim olduğunu anlamak için derin bir merak içindedir her daim.
ibret taşı asla boş kalmaz, eğer kaldıysa yeni konuğunun hazırlığı henüz tamamlanmamış demektir. çünkü ibret taşında insanlara ibret oldun diye ele güne karşı yapayalnız bir kelle durur. bu kelle ya isyan eden bir paşanın, ya bu isyanı bastırmayı beceremeyen bir başka paşanın başıdır.
imparatorluğun bir ucunda merkezine taşınan kelleler, isyankar paşaların ne zaman kesileceğini bilmedikleri kafalarından sarkan sakallarını kaşıyarak kurdukları planlar, her şeye bir anlam yüklemek için parçalanan sıradan halkın zeka gerektirmeyen yorumları, yol üzerinde bekleyip kesik bir başı izlemek için varını yoğunu döken köylüler. isyanlar, tereddütler, iç çatışmalar, böbürlenme, kibrin her hali. roman yukarıda bahsettiğim her şey ile dopdolu.
ben romanı, sanki ibret taşının bekçisi benmişim gibi okudum. gerginliğim bundandır.
roman yazara man booker international ödülü kazandırmış ve bence bu ödül sonuna kadar hak edilmiş.
romanda yedi düvele hükmeden osmanlı devletinin başını belası olan ama yanında ayırmak da istemediği arnavutluk’un valisi tepedelenli ali paşa’nın isyanı anlatılmakta ama bildiğimiz, alıştığımız tarihi romanlar gibi bir anlatımla değil. george orwell eleştirelliği ve franz kafka karamsarlığı ile.
ibret taşı kalabalık meydanın ortasında bir nevi magazin sayfası, bir damla siyasi haberler bölümü, biraz tarih anlatımı gibi duran bir taş. etrafında toplanan herkes ibret taşında bu sefer nasıl bir haber, ne tür bir trajedi, neye yormaları gerekeceğini bilemeyecekleri nasıl bir siyasi yönelim olduğunu anlamak için derin bir merak içindedir her daim.
ibret taşı asla boş kalmaz, eğer kaldıysa yeni konuğunun hazırlığı henüz tamamlanmamış demektir. çünkü ibret taşında insanlara ibret oldun diye ele güne karşı yapayalnız bir kelle durur. bu kelle ya isyan eden bir paşanın, ya bu isyanı bastırmayı beceremeyen bir başka paşanın başıdır.
imparatorluğun bir ucunda merkezine taşınan kelleler, isyankar paşaların ne zaman kesileceğini bilmedikleri kafalarından sarkan sakallarını kaşıyarak kurdukları planlar, her şeye bir anlam yüklemek için parçalanan sıradan halkın zeka gerektirmeyen yorumları, yol üzerinde bekleyip kesik bir başı izlemek için varını yoğunu döken köylüler. isyanlar, tereddütler, iç çatışmalar, böbürlenme, kibrin her hali. roman yukarıda bahsettiğim her şey ile dopdolu.
ben romanı, sanki ibret taşının bekçisi benmişim gibi okudum. gerginliğim bundandır.
devamını gör...
la douleur exquise
fransızca kökenli bir sözdür. anlamı asla birlikte olma ihtimalinin olmadığı, imkansız olan bir aşkın verdiği acıyı/üzüntüyü ifade etmektedir.
-imkansız gözüyle bakılan her aşkın, acısını daima yaşayan kimseler eminim sevecektir.
-imkansız gözüyle bakılan her aşkın, acısını daima yaşayan kimseler eminim sevecektir.
devamını gör...
liberal yazarlar
besim tibuk gibi gülerek yerimi aldığım başlıktır. sıradan bir maaşlı köle olarak liberal kardeşlerimizi selamlıyorum. aldığımız ücretin yarısını gelir + sgk + damga + zart + zurt vergilerine vermediğimiz günlerin gelmesi dileğiyle... para sizinle olsun. *
devamını gör...
makinist ile son istasyon radyo yayını
valla bundan sonra radyo yayınlarına katılacağım vardıysa da inadına katılmayacağım bir yazarın yaptığı radyo yayınıdır. *
devamını gör...
üstteki yazarın mahlasını cümle içinde kullanmak
benim üstümde bir yazar olmadığına göre, cümle kurmayı size bırakıyorum.
t: yazarların, bir üstündeki yazarın mahlasını kuracağı cümle içinde yazmak/kullanmak.
t: yazarların, bir üstündeki yazarın mahlasını kuracağı cümle içinde yazmak/kullanmak.
devamını gör...
çirkini öpmemişler namusluyum diye gezmiş
insanlar sınanmadığı günahın masumu değildir sözünü aklıma getiren başlık.
devamını gör...
yeni açılacak tavuk dönerciye isim önerileri
kısmetse döner.
devamını gör...
tek cümleyle hayatı tanımla
ciğerlerimi parçalıyor.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
geçen annemi ziyaret ettim. malum ramazan, annem, ihtiyarları arayıp hal hatır soruyor. teyzesini aradı. 90lık ihtiyarcık... ağzından dua eksik olmaz. yine herkese dua ediyor. annem de "teyze sir'e de dua etsene" dedi. "ah yavrııım, kadından yana yüzü gülmedi, allah ona ağzı kuranlı hanım nasip etsin" dedi.
ah teyzecim, kadından yana yüzü gülen tek erkek benim herhalde. yine de yumuşak kalbin ve iyi isteklerin için kosmos senden razı olsun.
ah teyzecim, kadından yana yüzü gülen tek erkek benim herhalde. yine de yumuşak kalbin ve iyi isteklerin için kosmos senden razı olsun.
devamını gör...
sözlük yazarlarının söylemek istedikleri
yaşam akıp giderken insan sürüklenip gidiyor işte. aklımız da içimiz de yaşadığımız hayatta dinginliğin olmadığı zamanlar yaşıyoruz. bazen en çok ihtiyaç duyulan basit şeyleri bile olmadığı olduramadığımız gerçeğiyle yüzleşiyoruz. insanlar , ilişkiler o kadar yapay ve güvenden samimiyetten uzak ki . herkes birbiriyle bu konuda yarış halinde sanki. sessizliğe gömülüp ölmek bile lüks artık evet . insanların yüzleri , yüzlerinin ardından ki maskeleri bizi onlardan kendimizi korumak için zırhlar giydiriveriyor işte. güvenilmez bağlarla birbirine bağlı hayatlardan ibaret yaşamlar. kıstaslar, önyargılar, korkular, kendimize dahi itiraf edemediğimiz geçmiş yaşamdan kalma anılar. en çok da bunlar yormuyor mu bizi? güvenememek hasarlı bir ruhun mu zihnin mi desem onarılmaz yarası haline geliyor ve artık o eşik aşıldığında şüphe nüfuz ediyor tercihlerine. arkadaşlık, dostluk, sevgili olmak hepsi bittikten sonra ardından birer acı ders olarak olarak kalıyor. kendi olarak yaşayan insanı yaşamaktan alıkoymakdık mı hepimiz. belki farkında bile olmak istemedik/istemediniz. kangrene dönünce de kendi olmayı kesip atıp insanların , toplumun normları altında ezilip yok olmadı mı gerçek varlığı bir çok insanın. bilmiyorum aklımın düşündürdüğü belki yanlış belki doğru şeylerden bir kaçı bunlar.
donanımlı , bilgili, kültürlü vs gibi etiketlerle donanmış bir insan olduğumu hiç iddia etmemişimdir, değilim çünkü. aklıma gelenleri yazıyorum yazarken anlamlı bütünlüğünü koruyan cümleleri bir araya getirip bir kompozisyon halinde ortaya çıkaramıyorum belki. kendimle konuşuyor gibi yazmak istedim şunları ama yazamadım. ne olduğunu bilemediğim bir umudum var halen hayata dair . zihinimi hafızamı zaman çürütmeden birşeyler yazmak istedim belki de bilmiyorum. iyi bir insan olamadığımı biliyorum . iyi bir insan olmanın başlangıç noktası da kendine iyi davranmaktan geçmiyor muydu sahi? kendine iyi bakamayan kimseye de iyi bakamaz belki de bilmiyorum.
neyse.
ben bir şarkı kahve sigara eşliğinde biraz daha zamanımı eskiteyim.
donanımlı , bilgili, kültürlü vs gibi etiketlerle donanmış bir insan olduğumu hiç iddia etmemişimdir, değilim çünkü. aklıma gelenleri yazıyorum yazarken anlamlı bütünlüğünü koruyan cümleleri bir araya getirip bir kompozisyon halinde ortaya çıkaramıyorum belki. kendimle konuşuyor gibi yazmak istedim şunları ama yazamadım. ne olduğunu bilemediğim bir umudum var halen hayata dair . zihinimi hafızamı zaman çürütmeden birşeyler yazmak istedim belki de bilmiyorum. iyi bir insan olamadığımı biliyorum . iyi bir insan olmanın başlangıç noktası da kendine iyi davranmaktan geçmiyor muydu sahi? kendine iyi bakamayan kimseye de iyi bakamaz belki de bilmiyorum.
neyse.
ben bir şarkı kahve sigara eşliğinde biraz daha zamanımı eskiteyim.
devamını gör...
yazarları çileden çıkartan davranışlar
kütüphanelerde metrekareye düşen insan sayısının çok fazla olduğu vize veya final haftasında bazı öğrencilerin masaların üzerine kitaplarını bırakıp sigara içmeye çıkması ve saatlerce gelmemesi.
devamını gör...
hala oruç tutup teravihe giderek cennete gideceğine inanan insanların olması
ya gidecekse? oruç tutmak zor değil, teravih de öyle. kimin neye inanıp neye inanmayacağını kendimde söyleme hakkı görmüyorum, tercihim bu.
hayat boyu yaşadığımız adaletsizliklerin, yenilen haklarımızın büyük bir hesap gününde görüşülüp karara bağlanacağına hep inandım.
bu inanç benim için hayata sımsıkı tutunma nedenlerinden biridir, demiş ya şair, kısa çöp uzun çöpten hakkını alacak elbette.
hayat boyu yaşadığımız adaletsizliklerin, yenilen haklarımızın büyük bir hesap gününde görüşülüp karara bağlanacağına hep inandım.
bu inanç benim için hayata sımsıkı tutunma nedenlerinden biridir, demiş ya şair, kısa çöp uzun çöpten hakkını alacak elbette.
devamını gör...
kadınların alkole karşı mücadelesi
orj. women's crusade
1873 ile 1874 yılları arasında süregelmis protestolardir.
abd'nin ohio eyaletindeki cleveland şehrinden başlayarak tüm ülkeye yayılmıştır. kadınların abd'deki yüksek alkol tüketimini durdurmak için başlattığı protestolardir.
günümüzde ortalama abd vatandaşları 3 litre alkol tüketiyorsa 1870'li yıllarda bu ortalama 12 litre idi.
protestolarda dua ayinleri yapılıyordu ve ilahiler söyleniyordu. protestoların amacı ise ülkede olabildiğince çok meyhanenin kapatilmasiydi.
protestoların sosyal hayatı aksatmasi üzerine bazı önlemler alındı. bunu üzerine protestocu kadınlar wctu* adını verdikleri bir örgüt kurdular.
örgütün kurulması ile daha fazla kadına ulaşıldı ve protestolar daha geniş alanlara yayıldı.
kadınların çabaları sonuç gösterdi. abd'deki birçok kişi kadınların mücadelesi ile alkolü birakti. birçok meyhane kapandı.
birçok eyalette alkol içmenin yasaklanması yasalaştı.
olayla ilgili ilginç bir hikaye de vardır.
kansas eyaleti alkol içmenin ve meyhane açmanın yasaklandığı eyaletlerdendi. bunun üzerine yasal olmayan meyhanelere gitmeye başladılar. polisler bu durumu farketmiş olsalar da hiçbir müdahalede bulunmadilar. bu durumdan rahatsız olan carrie nation adındaki kadın ise şehir şehir dolaşarak elindeki balta ile meyhanelerin içine dalmış ve talan etmiştir. birkac yeri talan ettikten sonra polis tarafından tutuklandı, birkaç gün nezarethanede kaldıktan sonra bir daha meyhaneleri talan etmemek şartıyla serbest bırakıldı. fakat o talan etmeye devam etti. ismini tüm ülkeye yayıp diğer kadınların da onun gibi meyhanelerde saldiracagini düşünse de bu, protestolara katılımın yavaşlamasına sebep oldu. bunun başlıca sebebi kadınların protestolar sebebiyle ev işlerini aksatmasiydi. bu da zamanla protestoların bitmesine sebep oldu.
tabi amerika'daki alkole karşı olan mücadele burada bitmiyor. wctu'nun yerini anti-saloon league* alıyor ve bir süre sonra tüm abd'de alkol içmek ve meyhanelerde girmek yasaklaniyor. ancak insanların meyhanelerin tekrardan gerekli olduğunu düşünmesi üzerine bir süre sonra yeniden açılıyor.
1873 ile 1874 yılları arasında süregelmis protestolardir.
abd'nin ohio eyaletindeki cleveland şehrinden başlayarak tüm ülkeye yayılmıştır. kadınların abd'deki yüksek alkol tüketimini durdurmak için başlattığı protestolardir.
günümüzde ortalama abd vatandaşları 3 litre alkol tüketiyorsa 1870'li yıllarda bu ortalama 12 litre idi.
protestolarda dua ayinleri yapılıyordu ve ilahiler söyleniyordu. protestoların amacı ise ülkede olabildiğince çok meyhanenin kapatilmasiydi.
protestoların sosyal hayatı aksatmasi üzerine bazı önlemler alındı. bunu üzerine protestocu kadınlar wctu* adını verdikleri bir örgüt kurdular.
örgütün kurulması ile daha fazla kadına ulaşıldı ve protestolar daha geniş alanlara yayıldı.
kadınların çabaları sonuç gösterdi. abd'deki birçok kişi kadınların mücadelesi ile alkolü birakti. birçok meyhane kapandı.
birçok eyalette alkol içmenin yasaklanması yasalaştı.
olayla ilgili ilginç bir hikaye de vardır.
kansas eyaleti alkol içmenin ve meyhane açmanın yasaklandığı eyaletlerdendi. bunun üzerine yasal olmayan meyhanelere gitmeye başladılar. polisler bu durumu farketmiş olsalar da hiçbir müdahalede bulunmadilar. bu durumdan rahatsız olan carrie nation adındaki kadın ise şehir şehir dolaşarak elindeki balta ile meyhanelerin içine dalmış ve talan etmiştir. birkac yeri talan ettikten sonra polis tarafından tutuklandı, birkaç gün nezarethanede kaldıktan sonra bir daha meyhaneleri talan etmemek şartıyla serbest bırakıldı. fakat o talan etmeye devam etti. ismini tüm ülkeye yayıp diğer kadınların da onun gibi meyhanelerde saldiracagini düşünse de bu, protestolara katılımın yavaşlamasına sebep oldu. bunun başlıca sebebi kadınların protestolar sebebiyle ev işlerini aksatmasiydi. bu da zamanla protestoların bitmesine sebep oldu.
tabi amerika'daki alkole karşı olan mücadele burada bitmiyor. wctu'nun yerini anti-saloon league* alıyor ve bir süre sonra tüm abd'de alkol içmek ve meyhanelerde girmek yasaklaniyor. ancak insanların meyhanelerin tekrardan gerekli olduğunu düşünmesi üzerine bir süre sonra yeniden açılıyor.
devamını gör...
youtube videolarında oynatma hızını arttırma
kpss çalışırken videoları hep hızlı izliyordum. bir gün hızı ayarlamayı unutmuşum dersi anlatan adamı hasta sanıp üzülmüştüm.
devamını gör...
perfume
netflixin 2018’de yayınladığı 6 bölümlük almanya yapımlı bir dizi.
senaryosu eva krenenburg tarafından yazılmış, yönetmeni ise phillipp kadelbach.
gelin şimdi bu diziyi biraz inceleyelim. dizide ne ararsanız var; gerilim, drama, polisiye, suç, cinsellik her türlü konuyu içeriyor.
parfum, ter bezlerinin olduğu bölgelerin yani; saç, koltuk altı ve genital bölgesinin derisinin alındığı bir kadının cesedinin bulunmasıyla başlıyor.
cinayete kurban giden kadın yani katharina, yatılı okulda tanışmış beş arkadaşın ortak bir tanıdığı. beş farklı karakter hepsi birer cinayet şüphelisi.
dizi bu beş karakterin cinayetle olan bağını çözmeye çalışan dedektiflerle şekilleniyor.
dizide en çok ilgi çeken karakter moritz de vries. moritz’in koku duyusu öyle güçlü ki bir insanları koklayarak sağlık durumlarını, ruh hallerini dahi anlayabiliyor. moritz’in bu gücü dedektiflerin ona karşı olan şüphesini daha çok arttırıyor.
dizi yayınlandığı dönem yoğun bir ilgi gördü, ikinci sezonun çıkacağı söyleniyordu fakat sonradan iptal edildi diye biliyorum. artı olarak dizi uyarlanmadan önce yine aynı konuyu içeren bir film çekilmiş ben dizi izlemeyi sevmem derseniz böyle bir seçenek de mevcut.
buradan
senaryosu eva krenenburg tarafından yazılmış, yönetmeni ise phillipp kadelbach.
gelin şimdi bu diziyi biraz inceleyelim. dizide ne ararsanız var; gerilim, drama, polisiye, suç, cinsellik her türlü konuyu içeriyor.
parfum, ter bezlerinin olduğu bölgelerin yani; saç, koltuk altı ve genital bölgesinin derisinin alındığı bir kadının cesedinin bulunmasıyla başlıyor.
cinayete kurban giden kadın yani katharina, yatılı okulda tanışmış beş arkadaşın ortak bir tanıdığı. beş farklı karakter hepsi birer cinayet şüphelisi.
dizi bu beş karakterin cinayetle olan bağını çözmeye çalışan dedektiflerle şekilleniyor.
dizide en çok ilgi çeken karakter moritz de vries. moritz’in koku duyusu öyle güçlü ki bir insanları koklayarak sağlık durumlarını, ruh hallerini dahi anlayabiliyor. moritz’in bu gücü dedektiflerin ona karşı olan şüphesini daha çok arttırıyor.
dizi yayınlandığı dönem yoğun bir ilgi gördü, ikinci sezonun çıkacağı söyleniyordu fakat sonradan iptal edildi diye biliyorum. artı olarak dizi uyarlanmadan önce yine aynı konuyu içeren bir film çekilmiş ben dizi izlemeyi sevmem derseniz böyle bir seçenek de mevcut.
buradan
devamını gör...
