dokuz eylül üniversitesi
izmir'de bulunan bir devlet üniversitesi. buca eğitim fakültesi ve tıp fakültesi ile meşhurdur.
devamını gör...
hasan mezarcı
noeli doğum günü olarak kutlayan muhterem* ya bu sahne nasıl bir sahne. biri bile çıkıp,bu böyle çok saçma oldu yapmasak mı, demedi mi acaba iyi ki doooğdun meesiiih
devamını gör...
birini tanımanın en iyi yolu
ancak beş parasız ve yalnızken etrafınızdaki insanları sınayıp gerçek dostlarınızı görebilirsiniz, zira iyi günde herkes yanınızdadır.
devamını gör...
yediğinin içtiğinin fotoğrafını çekip paylaşan insanlar
“aç insanlar var” dayatmasıyla haksız yere linç yiyen insandır.
bu sosyal mecralar insanların her şeyini paylaştığı yer ama nedense yalnızca yemek fotoğrafına triggerlanıyor insanlar. bu mecralara bacağı kesik insanlar da giriyor ama yürüyüş videosu atan da var arkadaşlar ne yapalım şu an? ben sümsük gibi evde otururken it ayağı yemiş gibi ziv ziv ülke gezdikleri fotoğrafları paylaşanlar var.
zaten ne paylaşılınca memnun kalacaksınız ben onu da anlamış değilim. anneler günü olur, annesiyle fotoğraf atanlara vay efendim annesi olmayanlar var. kar yağar, kar fotoğrafı paylaşılır, vay efendim tamam anladık kar yağdı. sevgililer günü olur, vay ben samimiyetsiz fotoğraflarınızdan kustum bilmem ne. kapatıp gitmek 10 saniye birader neyini bu kadar dert belleyebildin anlayamıyorum. ama yok radikal davranmak yerine senden güçsüz olduğuna karar verdiğin insanlar adına alınganlık göstermek -which is vicdan mastürbasyonu- prim yapıyor değil mi? dikkat ederseniz kimse “görüyorum canım çekiyor” demiyor, hep bir “onu bulamayan” :dd ya hadi birader.
bu sosyal mecralar insanların her şeyini paylaştığı yer ama nedense yalnızca yemek fotoğrafına triggerlanıyor insanlar. bu mecralara bacağı kesik insanlar da giriyor ama yürüyüş videosu atan da var arkadaşlar ne yapalım şu an? ben sümsük gibi evde otururken it ayağı yemiş gibi ziv ziv ülke gezdikleri fotoğrafları paylaşanlar var.
zaten ne paylaşılınca memnun kalacaksınız ben onu da anlamış değilim. anneler günü olur, annesiyle fotoğraf atanlara vay efendim annesi olmayanlar var. kar yağar, kar fotoğrafı paylaşılır, vay efendim tamam anladık kar yağdı. sevgililer günü olur, vay ben samimiyetsiz fotoğraflarınızdan kustum bilmem ne. kapatıp gitmek 10 saniye birader neyini bu kadar dert belleyebildin anlayamıyorum. ama yok radikal davranmak yerine senden güçsüz olduğuna karar verdiğin insanlar adına alınganlık göstermek -which is vicdan mastürbasyonu- prim yapıyor değil mi? dikkat ederseniz kimse “görüyorum canım çekiyor” demiyor, hep bir “onu bulamayan” :dd ya hadi birader.
devamını gör...
nöbetçi moderatöre şafak kaç toprağım diye sormak
ıslak ve turuncu tuvalet terlikliğidir.
günün belirli saatlerinde mesaj kutunuzda belirir. git dersin gitmez, sus dersin susmaz, yapma dersin yapar, uğraşma dersin uğraşır. neyse ki yok böyle yazarlar, aman dostlar düşman başına!*
şayet olsaydı onlara söylemek istediğim tek bir cümle vardı:
günün belirli saatlerinde mesaj kutunuzda belirir. git dersin gitmez, sus dersin susmaz, yapma dersin yapar, uğraşma dersin uğraşır. neyse ki yok böyle yazarlar, aman dostlar düşman başına!*
şayet olsaydı onlara söylemek istediğim tek bir cümle vardı:
devamını gör...
boyu annesinden uzun olan kızlar
liseye kadar ortamların en küçüğü bendim. tıfıl atom karınca gibi dolaşırdım ortalıklarda. arkadaşlarım benden o kadar uzunlardı ki onların yüzünden boyun fıtığı oldum. ehe. sonra ne oldu. bir şey oldu. hem ailenin hem de arkadaşlarımın en uzunu oluverdim. sonuç ne oldu. hiçbir şey. yani ne bileyim. çok da şey yapmamak lazım. yani.. dediğim başlıktır.
devamını gör...
pabucumun sanatisti
oldukça üretken ve pek de hoş bir normal sözlük yazarı.
okuyun okutturun, öyle bir yazar.
(bkz: kocaman alkış)
okuyun okutturun, öyle bir yazar.
(bkz: kocaman alkış)
devamını gör...
medeniyete davet ettiğin insanın bilmediğim yerlere gelmem demesi
çevremizde sık sık karşılaştığımız insan türleridir.
mesela toplum içinde yüksek sesle konuşma, insanlara karşı kibar ol bir soru sormadan evvel selam ver, sorudan sonra olumlu veya olumsuz cevap alsan bile teşekkür et, küfürlü konuşma falan denildiğinde hâlâ "ne gereği var" gibi cümlelerine tanık oluruz. işte bu insanlar genel olarak medeniyete karşıdırlar.
ya bilmesen de gel sen, kaybolurum diye korkuyorsan gelirken yola ekmek kırıntıları falan at.
mesela toplum içinde yüksek sesle konuşma, insanlara karşı kibar ol bir soru sormadan evvel selam ver, sorudan sonra olumlu veya olumsuz cevap alsan bile teşekkür et, küfürlü konuşma falan denildiğinde hâlâ "ne gereği var" gibi cümlelerine tanık oluruz. işte bu insanlar genel olarak medeniyete karşıdırlar.
ya bilmesen de gel sen, kaybolurum diye korkuyorsan gelirken yola ekmek kırıntıları falan at.
devamını gör...
meralgia paresthetica
spina iliaca anterior superior(sias) ile lig.inguinale arasından geçen n.cutaneus femoris lateralis sinirinin sıkışması sonucu oluşan durumdur.
uyluk dış kısmında uyuşmalara, karıncalanmalara neden olur.
uyluk dış kısmında uyuşmalara, karıncalanmalara neden olur.
devamını gör...
kafede kitap okuyan tip
kitabını okurken arada kafasını kaldırıp yanından yöresinden geçen insanlara bakmayı seviyordur. korna çalan arabayı, alışveriş poşetleriyle ellerini doldurmuş bir kadının topuklarının sesini, mağaza vitrininde gördüğü oyuncağı isteyen çocuğun ısrarcı sesini, yüksek sesli sokak satıcılarını, şehir gürültüsünü kitabıyla duymayı seviyordur. biraz erken geldiyse şehrin uyanışını, insanların telaşlı adımlarını, işine ya da okuluna yetişmek için kahvaltı etmeden çıkıp fırınlarda kuyruk oluşturan insanları seyretmeyi seviyordur. vakit geçse şehrin aydınlatmasının ne kadar yanlış olduğunu fark etmeyi, eğlence mekanlarından taşan müziğin yüksek sesini seviyordur. hiç tanımadığı insanların, araçların, kokuların okuduğu kitaba karışmasını seviyordur. bazı kitaplar sessizliği değil kendisine ortak olacak kocaman bir hayatı arar diye düşünüyordur.
devamını gör...
sözlük kızlarıyla araya mesafe koymak
acaba biz birilerinin bacısı olmak istiyor muyuz? sadece birey olsak yeterli olmuyor mu.
devamını gör...
erkeklerle daha iyi anlaşan kadın
kadınlarla daha iyi anlaşan erkek başlığını görünce açmaya yeltendiğim başlık. bir dönem konuştuğum bir hanımefendi erkeklerle daha iyi anlaştığını söylemişti ve kankaları hep hüseyin ahmet falan olunca dedim orda dur sen beni kahrımdan öldürürsün. koşarak uzaklaştım
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu
dünya için umut denilen şey pandora kutusunda kalanla aynı olabilir mi bilemiyorum... * çokça güzel tanımları olan sevgili yazar; hayat garip olsa da umarım en güzel umutlar seninle olur. hep mutlu kal*
devamını gör...
ankara'da köpekler tarafından parçalanan çocuk
yine bilgi olmadan fikir dolmuş buralar. bilgi olmayınca bu tarz bozukluklar ortaya çıkıyor. bu arkadaşlara hiç kızmıyorum. ceza hukukunda, ceza ehliyeti diye bir durum var biliyorsunuz. kişinin işlediği suçtan sorumlu tutulabilmesini sağlıyor. 12 yaşını doldurmamış çocuklar, akıl hastaları vb. gruplar ortada suç olsa bile cezalandırılmazlar. bu arkadaşlar da benim gözümde bu şekilde işleniyor. benim vicdan hukukumda, kızılma ehliyeti yok bu arkadaşların.
bir de kimlere kızmıyorum biliyor musunuz?, hayvanlara, çünkü onların bilinci de ceza almalarına uygun değil. dürtüsel hareket ediyorlar. tabi burada bir başka canlı zarar gördü, kime kızacağız? zihinsel problemi olan bir insan aynı zararı verdiğinde, zihinsel problemi olan insana mı yoksa onun ailesine mi kızarsınız? illa birilerine kızmak istiyorsanız, çünkü kimseden, hiçbir şeyden nefret etmeyin, kızmanız gereken yer, devleti yönetenler olacaktır.
avrupa'da ve diğer bir çok gelişmiş ülkede sokak hayvanı problemi yok çünkü orada sahipsiz hayvanlar kısa bir süre barınakta tutulduktan sonra eğer sahiplenilmezse "uyutuluyor". başka çözümü yok mu, tabi ki var fakat bencil insan sadece kendini düşündüğü için çözüm bulmaktansa sorunu ortadan kaldırmayı daha "efektif" buluyor. yoksa sadece türkiye üzerinden bir örnek vermek gerekirse bile, ülkede dönümlerce boş hazine ve orman alanları var. buralardan seçilmiş büyük bir alana sokak hayvanları getirilebilir. barınmaları sağlanır. kısırlaştırılır ve 20-30 sene içerisinde kontrol altına alınır. bu kadar basit aslında. hadi diyelim ki, bunları yapmak istemiyor çünkü çok para harcayacak. devletin şu zamana kadar sadece kuduz aşılarına harcadığı paralarla barınmaları gereken yerler yapılırdı. bunu geçtim, devlet bunu desin, o kadar çok hayvansever-yardımsever var ki, kısa sürede bitirilir. peki yemek konusunu ne yapacağız, bir de onları besleyecek miyiz diyebilirsiniz, hemen sinirlenmeyin. sadece istanbul'daki avmlerden her gün atılan yemek artıkları toplansa, yeter de artar bile. yardımseverleri saymıyorum bile.
bir de bu, insanın hayatının diğer canlıların hayatından daha değerli olduğu cahilliği var. the matrix revolution filminde bir sahne var. neo ve konsül makinelere bakarak konuşurlar. makinelerin kontrolünün bizde olup olmadığını sorar konsül neo'ya ve neo'da tabi ki bizde, istersek onları kapatabiliriz der. konsülde makinelerin işlevlerini anlatır; suyu temizleme, havayı temizleme vs. yani makineleri istedikleri zaman kapatamazlar. makinelerden değer olarak bir farkları yoktur. bir arı örneklemesi var, hep duymuşsunuzdur. yarın arıları yok edersek, insanlığın geleceği tehlikeye giriyor. peki veba salgının önlenemez şekilde artmasının nedeninin, o dönem papasının, kedileri, cadıların hayvanları olarak görmesinden dolayı öldürülmesine karar vermesinden dolayı olduğunu biliyor musunuz? çünkü hastalığı, fare bitleri taşıyorlardı ve fareleri avlayacak kediler artık yoktu.
biraz empati kurmanız adına daha farklı bir örnek vereyim, dünya'da 1 numaralı süper avcı biziz şu an. eğer yarın daha güçlü bir süper avcı, bir başka tür veya bir uzaylı var olursa bir anda ve bizim, kendimize, doğaya ve diğer canlılara yaptığımız zulmü, verdiğimiz zararı görüp, bizi tek tek avlamaya başlarsa, hala aynı şeyi mi düşüneceksiniz? "evet ya, bunlar bizden üstünler, dediklerine göre zarar veriyormuşuz bu dünyaya, o yüzden yaşamaya hakkımız yok" mu diyeceksiniz? yoksa az gelişmiş bir tür olarak "hocam cahildik, bilmiyorduk, bize de dünyada bir yer verin, düzen verin, biz de orada yaşayıp, ölelim" mi diyeceksiniz.
yaşadığımız toplumda bilgi ve farkındalık, sizin olaylara aşırı tepki vermenizi önler. sağduyunuzu yükseltir. şefkatli olmanızı sağlar. ayrıca nefret yada aşk gibi uç duygular sadece kendinize zarar verir. hayat sürenizden ve sağlığınızdan çalar.
herkese huzurlu günler dilerim.
bir de kimlere kızmıyorum biliyor musunuz?, hayvanlara, çünkü onların bilinci de ceza almalarına uygun değil. dürtüsel hareket ediyorlar. tabi burada bir başka canlı zarar gördü, kime kızacağız? zihinsel problemi olan bir insan aynı zararı verdiğinde, zihinsel problemi olan insana mı yoksa onun ailesine mi kızarsınız? illa birilerine kızmak istiyorsanız, çünkü kimseden, hiçbir şeyden nefret etmeyin, kızmanız gereken yer, devleti yönetenler olacaktır.
avrupa'da ve diğer bir çok gelişmiş ülkede sokak hayvanı problemi yok çünkü orada sahipsiz hayvanlar kısa bir süre barınakta tutulduktan sonra eğer sahiplenilmezse "uyutuluyor". başka çözümü yok mu, tabi ki var fakat bencil insan sadece kendini düşündüğü için çözüm bulmaktansa sorunu ortadan kaldırmayı daha "efektif" buluyor. yoksa sadece türkiye üzerinden bir örnek vermek gerekirse bile, ülkede dönümlerce boş hazine ve orman alanları var. buralardan seçilmiş büyük bir alana sokak hayvanları getirilebilir. barınmaları sağlanır. kısırlaştırılır ve 20-30 sene içerisinde kontrol altına alınır. bu kadar basit aslında. hadi diyelim ki, bunları yapmak istemiyor çünkü çok para harcayacak. devletin şu zamana kadar sadece kuduz aşılarına harcadığı paralarla barınmaları gereken yerler yapılırdı. bunu geçtim, devlet bunu desin, o kadar çok hayvansever-yardımsever var ki, kısa sürede bitirilir. peki yemek konusunu ne yapacağız, bir de onları besleyecek miyiz diyebilirsiniz, hemen sinirlenmeyin. sadece istanbul'daki avmlerden her gün atılan yemek artıkları toplansa, yeter de artar bile. yardımseverleri saymıyorum bile.
bir de bu, insanın hayatının diğer canlıların hayatından daha değerli olduğu cahilliği var. the matrix revolution filminde bir sahne var. neo ve konsül makinelere bakarak konuşurlar. makinelerin kontrolünün bizde olup olmadığını sorar konsül neo'ya ve neo'da tabi ki bizde, istersek onları kapatabiliriz der. konsülde makinelerin işlevlerini anlatır; suyu temizleme, havayı temizleme vs. yani makineleri istedikleri zaman kapatamazlar. makinelerden değer olarak bir farkları yoktur. bir arı örneklemesi var, hep duymuşsunuzdur. yarın arıları yok edersek, insanlığın geleceği tehlikeye giriyor. peki veba salgının önlenemez şekilde artmasının nedeninin, o dönem papasının, kedileri, cadıların hayvanları olarak görmesinden dolayı öldürülmesine karar vermesinden dolayı olduğunu biliyor musunuz? çünkü hastalığı, fare bitleri taşıyorlardı ve fareleri avlayacak kediler artık yoktu.
biraz empati kurmanız adına daha farklı bir örnek vereyim, dünya'da 1 numaralı süper avcı biziz şu an. eğer yarın daha güçlü bir süper avcı, bir başka tür veya bir uzaylı var olursa bir anda ve bizim, kendimize, doğaya ve diğer canlılara yaptığımız zulmü, verdiğimiz zararı görüp, bizi tek tek avlamaya başlarsa, hala aynı şeyi mi düşüneceksiniz? "evet ya, bunlar bizden üstünler, dediklerine göre zarar veriyormuşuz bu dünyaya, o yüzden yaşamaya hakkımız yok" mu diyeceksiniz? yoksa az gelişmiş bir tür olarak "hocam cahildik, bilmiyorduk, bize de dünyada bir yer verin, düzen verin, biz de orada yaşayıp, ölelim" mi diyeceksiniz.
yaşadığımız toplumda bilgi ve farkındalık, sizin olaylara aşırı tepki vermenizi önler. sağduyunuzu yükseltir. şefkatli olmanızı sağlar. ayrıca nefret yada aşk gibi uç duygular sadece kendinize zarar verir. hayat sürenizden ve sağlığınızdan çalar.
herkese huzurlu günler dilerim.
devamını gör...
internet şifresi isteyen komşu
"şifremi vermiyorum" diyemiyorsanız, modem ayarlarından "ssıd gizle" seçeneğini aktif ederek wifi ağınızı gizleyip savuşturabileceğiniz komşu. isteyen komşuya da "biz interneti kapattırdık" dersiniz olur biter.
zyxel modem için anlatım
zyxel modem için anlatım
devamını gör...
barış özcan
youtube çöplüğünde görüp görebileceğiniz en iyi içerik üreticisi. (başkaları da muhakkak vardır, çok fazla takılmadığımdan bilemiyorum.)
devamını gör...
doktora tezinde intihal çıkan bakanın istifa etmesi
(bkz: paralel evrende bugün) buradan
almanya aile, yaşlılar, kadınlar ve gençlik bakanı ve bir sonraki seçimlerde sosyal demokrat parti'nin berlin belediye başkanı adayı franziska giffey, kendisine yöneltilen intihal suçlamaları nedeniyle istifa ettiğini duyurdu.
konuyla ilgili açıklama yapan bakan giffey, "son günlerde 2010'daki (doktora) tezimle ilgili yenilenen bir tartışma oldu. hükümetin, partimin ve halkın, meselenin açıklığa kavuşturulmasını görmeye hakkı var. şansölyeden beni bakanlık görevinden almasını istemeye karar verdim." dedi.
berlin free üniversitesi, kısa süre önce bakan giffey'in "avrupa birliği" üzerine yazdığı doktora teziyle ilgili üçüncü kez araştırma yapmış ve giffey'den suçlamalarla ilgili açıklama talebinde bulunmuştu.
ancak üniversitenin üçüncü kez yaptığı soruşturmanın sonucu henüz kamuoyu ile paylaşılmadı.
alman bakan, suçlamalar artık doktora unvanını kullanmayacağını dile getirmişti.
"söylediklerime sadık kaldım, tez çalışmamı yeteneklerim ve vicdanımın en iyisi olarak yaptım." diyen giffey "hatalar yapmışsam pişman olurum." değerlendirmesinde bulundu.
almanya aile, yaşlılar, kadınlar ve gençlik bakanı ve bir sonraki seçimlerde sosyal demokrat parti'nin berlin belediye başkanı adayı franziska giffey, kendisine yöneltilen intihal suçlamaları nedeniyle istifa ettiğini duyurdu.
konuyla ilgili açıklama yapan bakan giffey, "son günlerde 2010'daki (doktora) tezimle ilgili yenilenen bir tartışma oldu. hükümetin, partimin ve halkın, meselenin açıklığa kavuşturulmasını görmeye hakkı var. şansölyeden beni bakanlık görevinden almasını istemeye karar verdim." dedi.
berlin free üniversitesi, kısa süre önce bakan giffey'in "avrupa birliği" üzerine yazdığı doktora teziyle ilgili üçüncü kez araştırma yapmış ve giffey'den suçlamalarla ilgili açıklama talebinde bulunmuştu.
ancak üniversitenin üçüncü kez yaptığı soruşturmanın sonucu henüz kamuoyu ile paylaşılmadı.
alman bakan, suçlamalar artık doktora unvanını kullanmayacağını dile getirmişti.
"söylediklerime sadık kaldım, tez çalışmamı yeteneklerim ve vicdanımın en iyisi olarak yaptım." diyen giffey "hatalar yapmışsam pişman olurum." değerlendirmesinde bulundu.
devamını gör...

