anlarsın
cahit külebi'nin en sevdiğim şiirlerinden biri. içinde bulunduğu bıkkınlık hissini öyle güzel anlatıp bir o kadar güzel de yardım ister ki, koşup gidesiniz gelir yanına.
bir gece habersiz bize gel!
merdivenler gıcırdamasın.
öyle yorgunum ki hiç sorma.
sen halimden anlarsın,
sabahlara kadar oturup konuşalım,
kimse duymasın.
mavi bir gökyüzümüz olsun,
kanatlarımız dokunarak uçalım.
insanlardan buz gibi soğudum
işte yalnız sen varsın
öyle halsizim ki hiç sorma
anlarsın
bir gece habersiz bize gel!
merdivenler gıcırdamasın.
öyle yorgunum ki hiç sorma.
sen halimden anlarsın,
sabahlara kadar oturup konuşalım,
kimse duymasın.
mavi bir gökyüzümüz olsun,
kanatlarımız dokunarak uçalım.
insanlardan buz gibi soğudum
işte yalnız sen varsın
öyle halsizim ki hiç sorma
anlarsın
devamını gör...
yazarların asla yapmam dediği bir şey
twitch yayıncılarını kesinlikle izlemem..
devamını gör...
anna karenina
rivayet odur ki; tolstoy'un yazarken kendisine aşık olduğu kadın karakteri.
devamını gör...
konfor alanından çıkmaya cesaret edemeyen insan
konfor alanı falan anlamam ben de öyle bir lanse edilmiş ki bu durum sanki konfor alanından çıkan insan john wick oluyor. con vik mi ooldun çhennnnn annovvvvvv yovruma...
devamını gör...
size laf sokulan entryi beğenen yazar
beyin otomatik şekilde düşman olarak algılıyor. hatta laf sokmaya çalışandan bile daha sevimsiz görünüyor gözüme.
devamını gör...
genç bir doktorun anıları
mihail bulgakov'un dokuz öyküsünden oluşan tıp fakültesinden yeni mezun olmuş genç bir doktorun yaşadıklarını anlatan harika bir kitaptır.
kitap devrim zamanında geçmektedir. yeni mezun olmuş doktor, uzak bir kasabaya atanır. çoktan unutulmuş geleneklerin hüküm sürdüğü, kışın kasabanın her zerresini ele geçirdiğini bir dönemdir. genç doktor hem batıl inançlarla hem hastalıkla hem de imkansızlıklarla kara kışta çetin bir sınav verir.
dilinin oldukça sade ve akıcı olduğu, samimi bir üslubun hakim olduğu kitap sizleri ilk sayfadan itibaren içine hapsediyor. doğumda, ameliyatta, hastaya yetişmek için çıkılan o karlı yolculukta sanki siz de ordaymışsınız gibi geziniyorsunuz satırlar arasında. kesinlikle okunmasını düşündüğüm harika bir kitap.
kitap devrim zamanında geçmektedir. yeni mezun olmuş doktor, uzak bir kasabaya atanır. çoktan unutulmuş geleneklerin hüküm sürdüğü, kışın kasabanın her zerresini ele geçirdiğini bir dönemdir. genç doktor hem batıl inançlarla hem hastalıkla hem de imkansızlıklarla kara kışta çetin bir sınav verir.
dilinin oldukça sade ve akıcı olduğu, samimi bir üslubun hakim olduğu kitap sizleri ilk sayfadan itibaren içine hapsediyor. doğumda, ameliyatta, hastaya yetişmek için çıkılan o karlı yolculukta sanki siz de ordaymışsınız gibi geziniyorsunuz satırlar arasında. kesinlikle okunmasını düşündüğüm harika bir kitap.
devamını gör...
bir öz eleştiri yap
seri iş yapacam diye kendini heder etme.
gene bir yerin bir yere takıldı ve gene kanayınca fark ettin.*
gene bir yerin bir yere takıldı ve gene kanayınca fark ettin.*
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının şiirleri
hatırlar mısın
sorduğum anlamsız sorulardan biriydi
ve sen hiçbir şeyi unutmazdın
münasefe mesleğin, akıllanmazın biriydin
akıllanmadım gitti sevdiğim
hem neye akıllanacaktım söylesene sevgilim
seni sevmek delilik ise, leylasına kavuşan mecnunun biriyim
endişelendiğin gibi aslında
garip herifin tekiyim
ve bazen ölür, bazense dirilirim
ve ben sadece, beni sevdiğin kadar diriyim
ve sen, garip kalbimin direği
sana bi’ renk olmak isterim
ve ben, garip herifin biriyim
bana bi’ renk olmanı istedim
elbet bir renk gelmez ağırlığınca
ağırlığınca bi’ renk değil, renkler değil, dünya gelmez sevgilim
ve ben bugün dar ağacında
avucumda sevgin, zalimlere karşı durdum, belli ettim rengi!
rengim siyah bilirsin sevdiğim
hem ne yalan söyleyeyim sen de biraz siyahsın sevgilim
mavilerle küs olmayacağız biz
yeşiller sana çok yakışacak
çiçekler açacak gözlerinde
uğramayacak kara bulutlar -gözlerine-, ne sana ne bana
eflatun limanlara acı yağmayacak bu defa
çünkü sen, ben; biz yağacağız sevgilim.**
sorduğum anlamsız sorulardan biriydi
ve sen hiçbir şeyi unutmazdın
münasefe mesleğin, akıllanmazın biriydin
akıllanmadım gitti sevdiğim
hem neye akıllanacaktım söylesene sevgilim
seni sevmek delilik ise, leylasına kavuşan mecnunun biriyim
endişelendiğin gibi aslında
garip herifin tekiyim
ve bazen ölür, bazense dirilirim
ve ben sadece, beni sevdiğin kadar diriyim
ve sen, garip kalbimin direği
sana bi’ renk olmak isterim
ve ben, garip herifin biriyim
bana bi’ renk olmanı istedim
elbet bir renk gelmez ağırlığınca
ağırlığınca bi’ renk değil, renkler değil, dünya gelmez sevgilim
ve ben bugün dar ağacında
avucumda sevgin, zalimlere karşı durdum, belli ettim rengi!
rengim siyah bilirsin sevdiğim
hem ne yalan söyleyeyim sen de biraz siyahsın sevgilim
mavilerle küs olmayacağız biz
yeşiller sana çok yakışacak
çiçekler açacak gözlerinde
uğramayacak kara bulutlar -gözlerine-, ne sana ne bana
eflatun limanlara acı yağmayacak bu defa
çünkü sen, ben; biz yağacağız sevgilim.**
devamını gör...
ruhundaki çocuğu büyütememiş insan
bence sahip çıkmalıdır o çocuğa. çocukluk hem en masum* olduğumuz hem de en çok hayal kurduğumuz zamandır. bu iki özellik de insan için elzem şeyler. hayal edemeyen insan başkalarının hayallerinde piyon olur, iyi düşünmeyen insan ise kötülükler içinde debelenip durur.
yetişkin sayılır mıyım bilmiyorum ama içimde bir yerlerde bir çocuk var ve ben onu çok seviyorum. bana umut ve yaşam sevgisi sağlıyor. o olmasa belki düşünmeyen, geleceği hayal edemeyen sadece başkalarının düşündüklerini uygulayan biri olurdum.
yetişkin sayılır mıyım bilmiyorum ama içimde bir yerlerde bir çocuk var ve ben onu çok seviyorum. bana umut ve yaşam sevgisi sağlıyor. o olmasa belki düşünmeyen, geleceği hayal edemeyen sadece başkalarının düşündüklerini uygulayan biri olurdum.
devamını gör...
akraba
zorunlu sevginin olduğu şeydir.
akrabalar arası saçma, zorunlu bir sevgi bağı vardır. oysa sevgi kazanılan birşeydir.
dostoyevski.
akrabalar arası saçma, zorunlu bir sevgi bağı vardır. oysa sevgi kazanılan birşeydir.
dostoyevski.
devamını gör...
çocukluğa götüren tatlar
top şeklinde sakız (ekşi/şekerli)
leblebi tozu
patlayan şeker
meybuz
petibör bisküvi arası lokum
salçalı ekmek diyebilirim.
leblebi tozu
patlayan şeker
meybuz
petibör bisküvi arası lokum
salçalı ekmek diyebilirim.
devamını gör...
yazarların şu an dinledikleri şarkı
devamını gör...
anne göğsümden süt geliyor
bu cümleyi kurmaması gereken bir yaşta ama maalesef bunu diyen 13 yaşındaki bir kız çocuğu.
hassas bir ahlaki yapıya sahip olan anadolu insanından yine şaşırtmayacak bir iğrençlik.
ne yazarsam yazayım, hepsi kifayetsiz kalacak. tek yapabileceğim bu kan dondurucu haberi bu mecraya da taşımak.
adana'nın feke ilçesinde bir kadın, velayeti boşandığı kocasında olan 13 yaşındaki kızının bedenindeki değişiklikten şüphelenince mide bulandıran gerçek ortaya çıktı. cinsel istismara uğrayan çocuk devlet koruması altına aldırırken, 55 yaşındaki şüpheli tutuklandı.
haberin linki
hassas bir ahlaki yapıya sahip olan anadolu insanından yine şaşırtmayacak bir iğrençlik.
ne yazarsam yazayım, hepsi kifayetsiz kalacak. tek yapabileceğim bu kan dondurucu haberi bu mecraya da taşımak.
adana'nın feke ilçesinde bir kadın, velayeti boşandığı kocasında olan 13 yaşındaki kızının bedenindeki değişiklikten şüphelenince mide bulandıran gerçek ortaya çıktı. cinsel istismara uğrayan çocuk devlet koruması altına aldırırken, 55 yaşındaki şüpheli tutuklandı.
haberin linki
devamını gör...
çocuk yapmanın anlamsız olması
soyunu devam ettirme güdüsünü kontrol altında tutup mantık kurabilen her birey için anlamsız bulunması normal olabilecek durumdur. çocuk sahibi olma isteği kişisel bir tercihtir. annelik/babalık duygusunu tatmak istediği için bilinçli birer ebeveyn olan kişiler saygıyı hak ediyor. ama maalesef toplumda çocuk sahibi olmak istemeyen bireylere veya çiftlere karşı bir önyargı söz konusudur. bireyin üremeden de hayatını sürdürmesi (hatta belki daha kaliteli bir yaşam sürmesi) mümkündür ve buna da saygı duyulmalıdır.
devamını gör...
çayı çay bardağında içen tip
ara sıra tencerede içmekte fayda var diye düşünüyorum naçizane fikrim.
devamını gör...
güzel gülmemek
sizi çok rahatsız ediyorsa estetik yaptırabilirsiniz ama insanlar öyle düşündüğü için gülmekten de vazgeçmeyin.
devamını gör...
çengel çiçeği
"anadan doğma soyulan mahkûmun elleri ve ayakları sımsıkı bağlanır, cellâtlar mahkûmu makaralı iplerle çatıya kadar çeker ve bir anda çengellerin üzerine bırakırlardı. mahkûm düşme şekline göre başından, boynundan, gövdesinden, karnından yahut bacağından çengellerden birinin veya birkaçının üzerine saplanıp kalırdı. bazen derhal ölür, bazen de saatlerce ve hattâ günlerce feryâd ettikten sonra can verirdi."
kaynak: (reşad ekrem koçu’nun “istanbul ansiklopedisi”nden).
görseli
geçmişin en ağır idam biçimlerinden biri idi. devlete başkaldıran, zulüm ve hunharlık yapan ve sonradan diri olarak ele geçirilenler çengele vurulurlardı.
odunkapısı iskelesi civarında bulunan “çengel”, kalın kalaslardan yapılmış kulemsi bir ahşap çatı idi. üzerinde bir sıra değişik uzunlukta ve uçları yukarı doğru kıvrık çengeler vardı. mahkûmun adı ve işlediği ağır suçlar önceden dellâllar vasıtasıyla ilân edilir, bazı katı yürekli insanlar eğlenceye gider gibi çengel seyrine giderlerdi.
çengele atılanların kanlı cesedinden kaynaklanan bir deyim. eskiden beddua etmek için söylenir, “işkenceyle öldürsünler, çengele atsınlar ve bir tarafından çengele saplanıp çiçek gibi sarksın” demek istenirdi.
kaynak: (reşad ekrem koçu’nun “istanbul ansiklopedisi”nden).
görseli
geçmişin en ağır idam biçimlerinden biri idi. devlete başkaldıran, zulüm ve hunharlık yapan ve sonradan diri olarak ele geçirilenler çengele vurulurlardı.
odunkapısı iskelesi civarında bulunan “çengel”, kalın kalaslardan yapılmış kulemsi bir ahşap çatı idi. üzerinde bir sıra değişik uzunlukta ve uçları yukarı doğru kıvrık çengeler vardı. mahkûmun adı ve işlediği ağır suçlar önceden dellâllar vasıtasıyla ilân edilir, bazı katı yürekli insanlar eğlenceye gider gibi çengel seyrine giderlerdi.
çengele atılanların kanlı cesedinden kaynaklanan bir deyim. eskiden beddua etmek için söylenir, “işkenceyle öldürsünler, çengele atsınlar ve bir tarafından çengele saplanıp çiçek gibi sarksın” demek istenirdi.
devamını gör...
çekiç örs üzengi
kulağımızın , orta kulak bölümünde bulunur. vücudumuzun en küçük kemikleridir . işitme rolleri vardır.
devamını gör...
erkekler arası görgü kuralları
bu ne lan ahahaha miroğlu kanunları mı bunlar.
devamını gör...
