çarpılma garantili başlıklar
devamını gör...
alt komşumun 2 araba büyüklüğünde kartopu yapması rezaleti
zaten iki avuç kar yağdı, mahalledeki bütün karları bitirdi namussuz.
devamını gör...
saçma sapan iltifatlar
hanimefendi abla, siz çok hanım bir bayan kardeşimizsiniz maşallah.
iltifattaki yaş problemini bulunuz. benim yaşım ile kendimin yaşı aynı çıkmıyor.
iltifattaki yaş problemini bulunuz. benim yaşım ile kendimin yaşı aynı çıkmıyor.
devamını gör...
bilginin laneti
bir kişinin uzman olduğu ya da tecrübeli olduğu konuda aktarım yaparken karşısındakilerin de aynı konuda kendisi kadar bilgi sahibi olmadığını gözardı ederek hareket etmesi ile oluşan anlaşılamama temelli iletişim sorunudur. bu terim ilk olarak 1989 yılında ekonomist colin camerer, george loewenstein ve martin weber tarafından journal of political economy makalesinde ortaya atılmıştır.
her insan, farketmese de bilginin lanetini tecrübe etmiştir. bazen sizin için çok basit olan bir adresi tarif ederken bile zorlandığınızı hissedersiniz. defalarca gitmiş olduğunuz adresi karşınızdaki kişinin kafasında sizin gibi canlandıramayacağını hesaba katmayabilirsiniz.
üniversite zamanında yaptığım stajımın ilk günlerinde bana bir kağıt uzatarak fax makinesini anlatıp, "şunu şu numaraya faxla" diyip yapamayınca da "sen sınavdan kaç puan aldın da kazandın üniversiteyi" diyerek aşağılayan çok bilmiş beyaz yakalı kişiyi de buradan kınıyorum. halbuki ilk defa fax makinesi görüyordum. çamaşır makinesi desen belki inanacaktım.
her insan, farketmese de bilginin lanetini tecrübe etmiştir. bazen sizin için çok basit olan bir adresi tarif ederken bile zorlandığınızı hissedersiniz. defalarca gitmiş olduğunuz adresi karşınızdaki kişinin kafasında sizin gibi canlandıramayacağını hesaba katmayabilirsiniz.
üniversite zamanında yaptığım stajımın ilk günlerinde bana bir kağıt uzatarak fax makinesini anlatıp, "şunu şu numaraya faxla" diyip yapamayınca da "sen sınavdan kaç puan aldın da kazandın üniversiteyi" diyerek aşağılayan çok bilmiş beyaz yakalı kişiyi de buradan kınıyorum. halbuki ilk defa fax makinesi görüyordum. çamaşır makinesi desen belki inanacaktım.
devamını gör...
rafting
canım memleketim erzincan'da sıkça yapılan bir su sporudur.
ben hiç denemedim ama denemek isterim.
ben hiç denemedim ama denemek isterim.
devamını gör...
hap yutamamak
sonrasında hapın tadını alırsınız ve berbat bir tadı olduğunu hissedersiniz.
devamını gör...
enlem
bir diğer adıyla paraleldir. dünya üzerinde doğu-batı doğrultusunda uzandığı kabul edilen hayali çizgilere paralel denir.
paralel ve enlem genellikle aynı anlamda kullanılır ancak paralellerin hepsi birer enlem olduğu hâlde, her enlem bir paralel değildir. (40 derece 32 dakika enlemi gibi).
- - - alıntı - - -
referans: coğrafya dersi notlarıdır. bilgiler bana ait değildir.
paralel ve enlem genellikle aynı anlamda kullanılır ancak paralellerin hepsi birer enlem olduğu hâlde, her enlem bir paralel değildir. (40 derece 32 dakika enlemi gibi).
- - - alıntı - - -
referans: coğrafya dersi notlarıdır. bilgiler bana ait değildir.
devamını gör...
köyde yaşama isteği
köye gittikten 3 saat sonra vazgeçiyorum
devamını gör...
nazan öncel'in en güzel şarkısı
devamını gör...
fatih sultan mehmet’in iyi bir padişah olmadığı gerçeği
(bkz: entry nick uyumu)
devamını gör...
holy wars...the punishment due
burnunuzu tıkayın, ağzınızı :/ pozisyonuna getirin ve söyleyin:
brother willkill brothaaa spilin blood acrostolandddd
şaka bir yana yapılmış en iyi thrash metal parçasıdır,
brother willkill brothaaa spilin blood acrostolandddd
şaka bir yana yapılmış en iyi thrash metal parçasıdır,
devamını gör...
toplu taşıma araçlarında kitap okumak
güzel bir eylemdir. özellikle zamanın farkında olunca daha güzel hale gelir. hayatımızın her gününde farketmesekde o kadar boş zamanımız oluyor ki bu zamanlarda kitap okumak yararlıdır. toplu taşıma da kitap okuyan insanlar genelde zamanının değerini bilen insanlardır.
devamını gör...
kendini sevmeyen insan
yanlış yapan insandır.
kendisini sevemeyen ne başkasını sevebilir, ne de başkası tarafından sevilebilir.
tabi herkesin başına gelebilir. bazı insanlar eksiden başlar hayata. daha çok hata yapması gerekir öğrenmek için.
bazı hatalar vardır işte, gece gözüne uyku sokmaz adamın.
ne zaman ki uyku uyuyamaz olur, işte o zaman sevmemeye başlar kendini.
başkalarının kendisini sevmesine de anlam veremez. kesin bir iş vardır bu işte diye düşünür. kendisi bile kendini sevemiyor iken, başkaları nasıl sevsin.
fakat hatasız bir hayat olmaz maalesef. insan hataları ile vardır. bilgi ve tecrübe hatadan doğar.
nefret ise ucu bucağı olmayan bir uçurum ve en bulaşıcı vebadır.
önce kendimizi sevmeliyiz. sevgiyi yaymalıyız.
tabi sevgi dediğin gora filimde arif'in, bob marley faruk a anlattığı kaçış planlardan farksız bir şey. sadece hayal.
kendisini sevemeyen ne başkasını sevebilir, ne de başkası tarafından sevilebilir.
tabi herkesin başına gelebilir. bazı insanlar eksiden başlar hayata. daha çok hata yapması gerekir öğrenmek için.
bazı hatalar vardır işte, gece gözüne uyku sokmaz adamın.
ne zaman ki uyku uyuyamaz olur, işte o zaman sevmemeye başlar kendini.
başkalarının kendisini sevmesine de anlam veremez. kesin bir iş vardır bu işte diye düşünür. kendisi bile kendini sevemiyor iken, başkaları nasıl sevsin.
fakat hatasız bir hayat olmaz maalesef. insan hataları ile vardır. bilgi ve tecrübe hatadan doğar.
nefret ise ucu bucağı olmayan bir uçurum ve en bulaşıcı vebadır.
önce kendimizi sevmeliyiz. sevgiyi yaymalıyız.
tabi sevgi dediğin gora filimde arif'in, bob marley faruk a anlattığı kaçış planlardan farksız bir şey. sadece hayal.
devamını gör...
normal sözlük moderatörleri uçurulsun kampanyası
birazdan uçurulacak başlıktır.
devamını gör...
tanımı artı almadı diye sözlüğe küsen yazar
tanımım artı almadı diye değil ama karmam gıdım gıdım artıyor diye üzülüyorum.bir halka filmi rozeti almak istiyorum bütün gün online ım ha keyfimden yazıyorum o ayrı ama bu ne arkadaş. neden bu kadar zavallı bir karmaya sahibim ben.
devamını gör...
marscan
sürekli gizlice* profiline girip takip ettiğim, acayip güzel yazıları olan yazardır. takip edilmelidir taam mı.*
devamını gör...
partizan
ismet özel’in harikulade, muhteşem, muazzam şiiri. kendi sesinden dinlediğimde o ilk afallayışımı unutamıyorum. hele şiirin bir yerinde o “yavrum” deyişindeki vurgu ve derinlik tekrar tekrar dinlenesidir. kendisinin toplumsal duyarlılığı ele alan ilk şiiri kabul edilen bu şiir ismet özel şiiri açısından bir dönüm noktasıdır. “gırtlağımda bir harf büyüyor” derken bir küfrün bastırılmasını ifade ettiği söylense de daima bir yarenin ismi olarak bunu algılıyorum. öyle ya şiir, şair ne kast ederse etsin artık biraz okurun anladığı şey değil midir? şiirle beraber şiirdeki imgelere dair güzel bir değerlendirme yazısını ve ismet beyin seslendirdiği linki de bırakıyorum.*
partizan
gırtlağımda bir harf büyüyor
buna dayanacağım
dişlerim kamaşıyor yıldızlardan
buna da.
kabaran bir çarpıntı oluyor şehir.
artık yırtarak açtığımız zarflarda
ne kargış, ne infilak
yalnız
koynunda çaresiz, çıplak
isyan işaterleri taşıyan
bir ergen cesedi.
kabaran bir çarpıntı oluyor şehir
uyusam bir dağın benimle uyuduğu oluyor
her gün şehrin ortasında bir ergen ölüyor
domuzuna ölüyor bankerlere durarak
noterden onaylı kağıtlara durarak
mevlit ilanlarına durarak.
yunmadık saçlarını okşuyoruz, yavrum.
– yüzümüzde dolanan bir mayhoş kahkaha —
gırtlağımda bir harf büyüyor
gırtlağımızda.
sarp bir güvercin düşüyor yüreğimden
buna dayanmalıyım
ölünce bir partizan gibi ölmeliyim
sabahın kuşluk vaktine savrulan
savrulan savrulan ergen ölüleri gibi.
şehrin şarkısını söylediğim zaman
yağız bir kımıltı oluyor sesim
korku ve cüzam
korku ve cüzam
korku…
ne beklenebilir artık namlulardan.
harçlar karılmış duruyordur
hem de kara
bir gerdek olarak yaşıyoruzdur kendimizi
ne beklenebilir.
yırtarak açtığımız zarflarda
büyük tecimevlerinde, büyük çarşılarda
pokerde-sinemada-genelevlerde
ne bir suçlu çağrışımı, ne karabasan
yalnız o herkesler
o herkesler kendine akarak boğulan
ve sürdüren bir güleç kocamışlığı.
bereketli kuşlar serpeceğim ayaklarıma
genzimi yakarak
bir cinayet türküsü söyleyeceğim ben de
ölürsem bir partizan gibi öleceğim
azgın bir gebelik halinde.
beni dinmeyen bir mavilik kanırtıyor
buna dayanamam
bir çeteci dişleriyle söküyor kanımdaki çiviyi
buna da.
radyodan silah sesleri geliyor
ter kokusu geliyor, ayak
aksayan bir şey örtüyor
yüreğimin kabzasını
olmadık sesler geliyor radyodan
beynimde korkunç bir vida olarak
ergen ölüleri
artık ellerimi bu rahlelerden ayırsam
boyunbağımın ve gülüşümün o kirli
rahatlığından, yırtık uğultusundan şehrin.
umudunun ayak seslerini okşuyoruz, yavrum.
kuşandığımız
bu alkol kokusu bize ne getirdi ki!
çıksam
gök
şarlayarak devrilse ardımdan
– ölürsek bir partizan gibi ölmeliydik —
yürüsem parçalanmış bir ceset tazeliğinde
yürüsem beynimde kıpkızıl bir serinlik
sonra denizler devirebilirim dudaklarımdan
sonra aşk, sonra dirlik: partizan
değerlendirme yazısı
kendi sesinden
partizan
gırtlağımda bir harf büyüyor
buna dayanacağım
dişlerim kamaşıyor yıldızlardan
buna da.
kabaran bir çarpıntı oluyor şehir.
artık yırtarak açtığımız zarflarda
ne kargış, ne infilak
yalnız
koynunda çaresiz, çıplak
isyan işaterleri taşıyan
bir ergen cesedi.
kabaran bir çarpıntı oluyor şehir
uyusam bir dağın benimle uyuduğu oluyor
her gün şehrin ortasında bir ergen ölüyor
domuzuna ölüyor bankerlere durarak
noterden onaylı kağıtlara durarak
mevlit ilanlarına durarak.
yunmadık saçlarını okşuyoruz, yavrum.
– yüzümüzde dolanan bir mayhoş kahkaha —
gırtlağımda bir harf büyüyor
gırtlağımızda.
sarp bir güvercin düşüyor yüreğimden
buna dayanmalıyım
ölünce bir partizan gibi ölmeliyim
sabahın kuşluk vaktine savrulan
savrulan savrulan ergen ölüleri gibi.
şehrin şarkısını söylediğim zaman
yağız bir kımıltı oluyor sesim
korku ve cüzam
korku ve cüzam
korku…
ne beklenebilir artık namlulardan.
harçlar karılmış duruyordur
hem de kara
bir gerdek olarak yaşıyoruzdur kendimizi
ne beklenebilir.
yırtarak açtığımız zarflarda
büyük tecimevlerinde, büyük çarşılarda
pokerde-sinemada-genelevlerde
ne bir suçlu çağrışımı, ne karabasan
yalnız o herkesler
o herkesler kendine akarak boğulan
ve sürdüren bir güleç kocamışlığı.
bereketli kuşlar serpeceğim ayaklarıma
genzimi yakarak
bir cinayet türküsü söyleyeceğim ben de
ölürsem bir partizan gibi öleceğim
azgın bir gebelik halinde.
beni dinmeyen bir mavilik kanırtıyor
buna dayanamam
bir çeteci dişleriyle söküyor kanımdaki çiviyi
buna da.
radyodan silah sesleri geliyor
ter kokusu geliyor, ayak
aksayan bir şey örtüyor
yüreğimin kabzasını
olmadık sesler geliyor radyodan
beynimde korkunç bir vida olarak
ergen ölüleri
artık ellerimi bu rahlelerden ayırsam
boyunbağımın ve gülüşümün o kirli
rahatlığından, yırtık uğultusundan şehrin.
umudunun ayak seslerini okşuyoruz, yavrum.
kuşandığımız
bu alkol kokusu bize ne getirdi ki!
çıksam
gök
şarlayarak devrilse ardımdan
– ölürsek bir partizan gibi ölmeliydik —
yürüsem parçalanmış bir ceset tazeliğinde
yürüsem beynimde kıpkızıl bir serinlik
sonra denizler devirebilirim dudaklarımdan
sonra aşk, sonra dirlik: partizan
değerlendirme yazısı
kendi sesinden
devamını gör...
müslüman zengin olmalıdır
allaha inanmak için paraya gerek yok
allahın bize inanması için de bizim müslüman olmamıza gerek yok.
allahın bize inanması için de bizim müslüman olmamıza gerek yok.
devamını gör...

