tanım sözlük içindir vs tanım artı içindir vs tanım bedava kitap içindir
bütün çabalara rağmen yüzyıllardır içinden çıkalamayan çok yönlü bir karşılaşma.
devamını gör...
ekşi sözlük'e geri dönmek
görüşürüz dostum allah’a emanet ol demek istediğim başlıktır.
ekşi sözlükte herkes kurallara uyuyor bilgiden mest oluyorum ben selam söyle oralara.
dün omara kör olur inşallah diyen yazarlara saygılar buradan.
ekşi sözlükte herkes kurallara uyuyor bilgiden mest oluyorum ben selam söyle oralara.
dün omara kör olur inşallah diyen yazarlara saygılar buradan.
devamını gör...
hayatınızın rengi
ne kötü siyah ne iyi beyaz hayatımızın rengi gri.
devamını gör...
ince dudaklı kızların ruj sürme sorunsalı
hafif nude tonlarındaki bir dudak kalemi ile dudağın kenarlarına çerçeve yaparak sonra mat ruj ile üzerinden geçilerek ince dudakları dolgun dudaklara çevirebilirsiniz.
dolgunlaştırıcı lipsticklere değinmiyorum bile. üzgünüm dostum, artık her şeyin bir çözümü var. sinsi dudaklıların, dolgun dudaklılara öpücük attığı bir dönemdeyiz.
dolgunlaştırıcı lipsticklere değinmiyorum bile. üzgünüm dostum, artık her şeyin bir çözümü var. sinsi dudaklıların, dolgun dudaklılara öpücük attığı bir dönemdeyiz.
devamını gör...
dünyanın dondurulan ilk insanı
james bedford, dünyanın dondurulan ilk insanı. 53 yıldır cryo tüpü içinde donmuş halde bekleyen abd vatandaşı bedford, 12 ocak 1967'de 73 yaşındayken cryo tüpüne girerek dondurulan ilk insan olmuştur. böbrek kanseri olan ve tedavi edilemeyen james bedford, ölümü beklemek yerine hastalığına ilerleyen yıllarda bir çözüm bulunacağını düşünerek, cryo tüpüne girdi. dondurulmasının ardından 53 yıl geçen james bedford, o günden beri resmen ölü kabul ediliyor olsa da tıbbi olarak ölü değil.
cryo tüpünde organları bozulmadan bekleyen james bedford, henüz uyanmadı ancak dondurulmuş insanları organlara hasar vermeden geri çözmenin bir yolu bulunduğu zaman tekrar hayata döndürülecek.
cryo tüpünde organları bozulmadan bekleyen james bedford, henüz uyanmadı ancak dondurulmuş insanları organlara hasar vermeden geri çözmenin bir yolu bulunduğu zaman tekrar hayata döndürülecek.
devamını gör...
mavi duvar
dini kaygısı olmayan bazı kesimlerce son dizelerinin,
birden çıktım viraneden koşa koşa indim kumsala
allah kitap sövdüm sonra, yüzümü kırbaçlayan rüzgara
şeklinde söylendiği de vakidir. duyguyu daha iyi veriyormuş diyorlar, benonlarınyalancısıyım.jpg.
birden çıktım viraneden koşa koşa indim kumsala
allah kitap sövdüm sonra, yüzümü kırbaçlayan rüzgara
şeklinde söylendiği de vakidir. duyguyu daha iyi veriyormuş diyorlar, benonlarınyalancısıyım.jpg.
devamını gör...
5 ekim 2021 adana kebapçılar odası başkanının açıklamarı
terörist olma sırası bize mi geldi demiş.
tam anlamıyla müthiş bir olay. başka yerde yaşanmaz. konu kebaba nasıl gelmiş. adamlara neden terörist denmiş. neden adana kebapçılar odası var. müthiş haber.
kaynak: buradan
tam anlamıyla müthiş bir olay. başka yerde yaşanmaz. konu kebaba nasıl gelmiş. adamlara neden terörist denmiş. neden adana kebapçılar odası var. müthiş haber.
kaynak: buradan
devamını gör...
dünyanın en samimiyetsiz cümlesi
iyiyim.
devamını gör...
isveç'te olsa açılacak başlıklar
her şeyin yolunda gitmesi sorunsalı
devamını gör...
portakal wars abdülseyidbincabbar’ın intikamı
çok güzel olmuş demek klişe kalıyor artık arkadaşlar. ne yapıyorsunuz siz? ince mizah seviyorum ve bu filmler çok hoşuma gidiyor. emeğinize sağlık.
not: alışkanlık yaptınız bilesiniz. her gün yeni video isteriz.
not: alışkanlık yaptınız bilesiniz. her gün yeni video isteriz.
devamını gör...
sözlükteki ateistleri müslüman yapacak bilgi
1366 tanesi dikey ve 768 tanesi düşey pixeller, sonsuz derecede paralel değildir. paralel gördüğümüz şeyler yanılsamadır. misal, tanrı olgusu gibi.
edit: beyin böyle tatlı şakaları, kandırmaları, pandik atmaları sever ve tanrı olduğuna sizi de ikna eder diyerek kapışmaya hazır olduğum hede.
edit: beyin böyle tatlı şakaları, kandırmaları, pandik atmaları sever ve tanrı olduğuna sizi de ikna eder diyerek kapışmaya hazır olduğum hede.
devamını gör...
reading challenge
çok güzel bir goodreads özelliği. senenin başında kendinize bu sene kaç kitap okuyabilirim diye bir hedef belirlersiniz ve okudukça bu kitapları eklersiniz. hem böylece takip edebilmiş de olursunuz.
benim yılın başında hedefim 50 idi, an itibariyle tamamlamış bulunuyorum. bakalım hedefi kaç kitap önde tamamlayacağım *
benim yılın başında hedefim 50 idi, an itibariyle tamamlamış bulunuyorum. bakalım hedefi kaç kitap önde tamamlayacağım *
devamını gör...
kanal istanbul'un olumlu yanları
- inşaat işçileri yine para babaları tarafından sömürülecek, bu da zenginleri daha zengin yapmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır. burası bir iş yeri olmayacak.
- petrol tankerlerini daha dar bir yerden geçirmek, kesinlikle daha büyük tehlikelere yol açacaktır.
- beleş boğaz dururken, hiç kimse bu kanalı kullanmayacaktır. geçiş garantisi verilen köprüler bile verilen değerleri sağlamamaktadır.
- bu şey değil mi ya, orman kalan bir kaç yer var, oraları da kesip beton yapacaz?
- buna diyecek bir şeyim yok. bu konu hakkında bilgim yok.
- peki bunun için gerçekten kanal açmaya gerek var mı?
yığınla edite cevap olarak edit: olumlu yanlar denilen şeylerin hepsi yalan dolan ve çarpıtmayken bunların olumlu yan olarak yazılması tabii ki tepki çekecek. bilmem kaç yıldır başımızda olan insanları tanımıyoruz sanki.
- petrol tankerlerini daha dar bir yerden geçirmek, kesinlikle daha büyük tehlikelere yol açacaktır.
- beleş boğaz dururken, hiç kimse bu kanalı kullanmayacaktır. geçiş garantisi verilen köprüler bile verilen değerleri sağlamamaktadır.
- bu şey değil mi ya, orman kalan bir kaç yer var, oraları da kesip beton yapacaz?
- buna diyecek bir şeyim yok. bu konu hakkında bilgim yok.
- peki bunun için gerçekten kanal açmaya gerek var mı?
yığınla edite cevap olarak edit: olumlu yanlar denilen şeylerin hepsi yalan dolan ve çarpıtmayken bunların olumlu yan olarak yazılması tabii ki tepki çekecek. bilmem kaç yıldır başımızda olan insanları tanımıyoruz sanki.
devamını gör...
metropolis
bilim kurgu sinemasının mihenk taşlarından birisi olan 1927 yapımı ''fritz lang'' filmi.
metropolis insanlığın derin ve kesin çizgilerle birbirinden ayrılışını ele alırken, aslında önemli bir kehanette bulunuyor;
yeraltında zor şartlar altında makinelerle birlikte yaşayan ve sömürülen bir sınıf gün yüzü dahi göremezken, yukarıda mavilikleri sahiplenmiş, keyfinden ödün vermeyen, şatafat içerisinde yaşayan bir güruh...
çok tanıdık değil mi ? işin önemli kısmı da burası zaten. 1927 yılında günümüz dünyasının fotoğrafını çekebilmek her babayiğidin harcı değil. elbette burada filmin senaristi ''thea von harbou''nun hakkını vermek lazım. filmin yapım tarihini düşününce muazzam bir iş çıkardığını söylemek abartılı olmaz herhalde.
tabi burada enteresan bir tezatta var. o kısmı da aktarmadan olmaz. ''bilim kurgu edebiyat''ın alameti farikalarından biri sayılan, ''zaman makinesi'' kitabının yazarı h.g wells filmi neredeyse yerin dibine sokuyor. ve toplumun gittiği yönün kötücül bir aptallıkla aktarıldığını söylüyor.
işin insanı şaşırtan kısmı da burası. kurgu edebiyatın hayal gücünü temel aldığını, gelecekteki olasılıkları buna bağlı olarak şekillendirdiğini ve bu durumu sıçrama tahtası olarak kullandığını düşünürsek, wells ne yazık ki aslını inkar eden haramzade konumuna düşüyor. zira geldiğimiz noktada haklı çıkan harbau olmuş gibi.
metropolis ayrıca bilim kurgu sinemasında kendisinden sonra gelen ardıllarını da inanılmaz derece de etkilemiştir. misal ''star wars'' serisinin sevimli protokol robotu c-3po'ün atası, sahte maria robotu'dur. ha keza superman'deki metropolis vurgusu da filme göndermedir.
ez cümle; bir çıkış noktası olması, sonraki dönemi etkilemesi ve kehanetini hemen hemen tutturması açısından ''metropolis'' izlenmesi gereken bir filmdir. nereden nereye...
tabi filmin yapım yılına takılıp, aman bu ne yahu diyerek, es geçmeniz de mümkün. e siz kaybedersiniz, benden söylemesi.
ha birde size kötü bir haberim var. film hitler'in de en sevdiği filmmiş. bu da bir başka kara mizah örneği olsa gerek.
herkese iyi seyirler, izlemiş olanlara da selam olsun.
metropolis insanlığın derin ve kesin çizgilerle birbirinden ayrılışını ele alırken, aslında önemli bir kehanette bulunuyor;
yeraltında zor şartlar altında makinelerle birlikte yaşayan ve sömürülen bir sınıf gün yüzü dahi göremezken, yukarıda mavilikleri sahiplenmiş, keyfinden ödün vermeyen, şatafat içerisinde yaşayan bir güruh...
çok tanıdık değil mi ? işin önemli kısmı da burası zaten. 1927 yılında günümüz dünyasının fotoğrafını çekebilmek her babayiğidin harcı değil. elbette burada filmin senaristi ''thea von harbou''nun hakkını vermek lazım. filmin yapım tarihini düşününce muazzam bir iş çıkardığını söylemek abartılı olmaz herhalde.
tabi burada enteresan bir tezatta var. o kısmı da aktarmadan olmaz. ''bilim kurgu edebiyat''ın alameti farikalarından biri sayılan, ''zaman makinesi'' kitabının yazarı h.g wells filmi neredeyse yerin dibine sokuyor. ve toplumun gittiği yönün kötücül bir aptallıkla aktarıldığını söylüyor.
işin insanı şaşırtan kısmı da burası. kurgu edebiyatın hayal gücünü temel aldığını, gelecekteki olasılıkları buna bağlı olarak şekillendirdiğini ve bu durumu sıçrama tahtası olarak kullandığını düşünürsek, wells ne yazık ki aslını inkar eden haramzade konumuna düşüyor. zira geldiğimiz noktada haklı çıkan harbau olmuş gibi.
metropolis ayrıca bilim kurgu sinemasında kendisinden sonra gelen ardıllarını da inanılmaz derece de etkilemiştir. misal ''star wars'' serisinin sevimli protokol robotu c-3po'ün atası, sahte maria robotu'dur. ha keza superman'deki metropolis vurgusu da filme göndermedir.
ez cümle; bir çıkış noktası olması, sonraki dönemi etkilemesi ve kehanetini hemen hemen tutturması açısından ''metropolis'' izlenmesi gereken bir filmdir. nereden nereye...
tabi filmin yapım yılına takılıp, aman bu ne yahu diyerek, es geçmeniz de mümkün. e siz kaybedersiniz, benden söylemesi.
ha birde size kötü bir haberim var. film hitler'in de en sevdiği filmmiş. bu da bir başka kara mizah örneği olsa gerek.
herkese iyi seyirler, izlemiş olanlara da selam olsun.
devamını gör...
yazarların okuduğu bölümler
tıp fakültesi,
henüz stj.dr'um.
tek hayalim doktor olmaktı.
yolun başındayız. umarım sonu güzel olur.
henüz stj.dr'um.
tek hayalim doktor olmaktı.
yolun başındayız. umarım sonu güzel olur.
devamını gör...
bir başkadır
"insanlarla gerçek samimi ilişkiler kurmak istiyorsan, kendileri olmalarına izin vermen lazım"
devamını gör...
sözlük dergi yazılarını bekliyor
arayüzü falan güzel olmuş sitenin.. yazım direk dikkat çekiyor, gururlandım. elinize sağlık.. mükemmör bir çalışma.
devamını gör...
varoluşçuluk
jean-paul sartre sorarsanız,bundan kolay bir şey yoktur:
varoluşçuluğu okurlara tanımlamak mı?çok kolay bir iştir bu!felsefe terimleriyle söylersek,her nesnenin bir özü,bir de varlığı vardır.öz,sürekli nitelikler topluluğu demektir.varlık(ya da varoluş)ise dünyada etkin olarak bulunuş demektir.çoğu kimseler özün önce,varoluşun sonradan geldiğine inanırlar.örneğin,bezelyeler bir bezelye düşüncesine göre yerden biter,yuvarlaklaşırlar.bir ev kurmak isteyen kimsenin,ne biçim bir nesne yaratmak istediğini iyice bilmesi gerekir..
burada öz,varoluştan önce gelir.insaları tanrının yarattığını inanan kimselere şöyle düşünürler:tanrı insaları kendindeki insan düşüncesine göre var eder.öte yandan,inançsız kimselerde şu geleneksel görüşe bağlanırlar..nesne,ancak özüne uyduğu zaman var olur.nitekim 18.yy hep şuna inandı:bütün insalara özgü ortak bir öz vardır;bu değişmez özün adı insan doğasıdır.
varoluşçuluğu okurlara tanımlamak mı?çok kolay bir iştir bu!felsefe terimleriyle söylersek,her nesnenin bir özü,bir de varlığı vardır.öz,sürekli nitelikler topluluğu demektir.varlık(ya da varoluş)ise dünyada etkin olarak bulunuş demektir.çoğu kimseler özün önce,varoluşun sonradan geldiğine inanırlar.örneğin,bezelyeler bir bezelye düşüncesine göre yerden biter,yuvarlaklaşırlar.bir ev kurmak isteyen kimsenin,ne biçim bir nesne yaratmak istediğini iyice bilmesi gerekir..
burada öz,varoluştan önce gelir.insaları tanrının yarattığını inanan kimselere şöyle düşünürler:tanrı insaları kendindeki insan düşüncesine göre var eder.öte yandan,inançsız kimselerde şu geleneksel görüşe bağlanırlar..nesne,ancak özüne uyduğu zaman var olur.nitekim 18.yy hep şuna inandı:bütün insalara özgü ortak bir öz vardır;bu değişmez özün adı insan doğasıdır.
devamını gör...
