tecavüzcüleri hırsızlari saldık. e hapishaneler boş mu kalsın? napalm maskesizleri aticaz içeri.
devamını gör...

insanın aslında bolca risk alarak en çok kendine yapması gerekendir.
soren kierkegaard sevdiği ve evlenme teklif ettiği kızdan, onu mutlu edemeyeceği kanaatiyle evlenmekten vazgeçer.
kalan ömrünü mutsuz geçirir.
ısrarla kendini şaşırtmadan
kendini bilerek
kendi kehanetlerini kendi gerçekleştirerek 42 yaşında ölür.

kişi herhangi bir şeyi bilmeden önce kendini bilmeyi öğrenmelidir )
devamını gör...

vefasızlık..
emek vermiş olduğum her ilişki de vefa ararım..
yoksa vefa.. yoluma bakarım..
devamını gör...

ergenlik dönemi dediğimiz o delilik çağında yapılması oldukça normal olan eylem.

neden veya ne uğruna yapıldığı kimse tarafından bilinmez ancak birçok kişi ergenlik zamanlarında bunu yapmıştır. inkâr etmeyelim. benim kolumda dahi kuzenime özenerek koluma sapladığım camın 2 santimetre kadarlık bir izi bulunmakta. düşündükçe delirecek gibi oluyorum; bunu neden yaptım? bedenimle, kişiliğimle, kendimle alıp veremediğim neydi? hiçbir yanıt alamıyorum. sanırım o dönem ruh halimizdeki değişimler, anne-babaya karşı, çevreye karşı edindiğimiz hınç bu şekilde çıkıyordu dışarı.

ya da sadece özendiğimiz için yapıyorduk.
devamını gör...

mutsuzluğun bir hastalık olduğunu öğrendiğimde 16 yaşındaydım mutsuzluk mutlu olmanın zıttı değil yaşarken ölmenin tıpkısıydı.
devamını gör...

uslanmaz insan davranışı. böyle diyince sanki az insanın yaptığı bir şeymiş gibi görünse de, bunu yapmayan insan olmadığını sanmıyorum. bazen yapılan bir hata, diğer bir hatayı doğuruyor.
hatalarla varız. hatasız, yaşamı öğrenmek imkansız gibi bir şey. yine de bilinçli ve başkasına zarar verme amaçlı hatalardan kaçınmak da elimizde. gerisine yapacak pek bir şey olmamakla birlikte, hatasız insanlık temennimdir.
devamını gör...

artık kibarca yazamayacağım sözlük gerçekten t*şş*k geçiyorlar itina ile. galiba tek kurtuluşumuz herkesin dinden çıkması ancak o zaman ses çıkarır bu millet. şimdiden başlamışlardır makarna soğan yiyerek breh breh breh diyanete yakışır böylesi demeye.
devamını gör...

"belkide tek hastalığımız, birbirimizden yola çıkarak ürettiğimiz hikayeler yerine, dayanamayacağımız gerçeklerin peşine düşmektir.."
lowrence durrell

gerçeklerin peşine düşüren şüphe varsa, kandırılamamışsın demektir..
ne zaman ikna olmadığım bir konu olsa gerçekten beni kurcaladığıma pişman edecek kadar dayanamayacağım şeyler öğrenmişimdir, o yüzden meşgul olmak lazım, insanın kendisi için yorulduğu işlerinin daha çok olması lazımki, böyle şeylere vakit ve öncelik vermeye tenezzül bile etmesin..
devamını gör...

serdar ortaçlı kurşun kalemi aldığım zaman. çok havalıydım. kimsede yoktu...
devamını gör...

1)evrenseldir ve her insan yaşayabilir.
2)bireyin algı ve düşüncesini etkiler.
3)yarattığı iç sıkıntısının tanımlanması güçtür.
4)genellikle tehlike habercisi,tehdide karşı uyarıcı ve koruyucudur.
5)belirsizlikleri ve bilinmeyeni bulma çabasıdır.
6)bir tehlikeye karşı hissedilen huzursuzluk ve gerilimdir.
7)benliğin bilinçli yönüyle algılanan ve kavranan bir durumdur.
8)otonom sinir sisteminin belirsiz oran bir tehdide tepki olarak faaliyete geçmesiyle,bireyin kendisini endişeli ve gergin hissetmesidir.
devamını gör...

"...inanmadın bana
gözlerimin içine baka baka
denedim defalarca
sana anlatmaya
susturdun beni de
küstürdün hayataa..."
devamını gör...

(bkz: almõra)
devamını gör...

her dizesi birbirinden mükemmel olan şiirlerin hastasıyım. bunun gibi;

sen tutar kendini incecik sevdirirdin
bir umuttun bir misillemeydin yalnızlığa
yalnız aşkı vardır aşkı olanın
ve kaybetmek daha güç bulamamaktan
sen yüzüne sürgün olduğum kadın
kardeşim olan gözlerini unutamadım
çocuğum olan alnını sevgilim olan ağzını
dostum olan ellerini unutamadım
devamını gör...

yanlış bilgidir. namaz kılan insanın hak yememesi, kötülük yapmaması gerekir olarak düzeltilmelidir. namaz dinin emri olduğu kadar, yalan söylememek, dürüst olmak, adil olmak da dinin emridir. ama bizim müslümanlarımız dinin şekilsel boyutuyla ilgilendiği için, namaz kılarken, hacca giderken görüp, kul hakkı yerken rahatsız olmadığını görebilirsiniz.
devamını gör...

bir üzüntüden fazlasını yaşatabilir. sadece onu kaybetmenin değil, onunla birlikte vakit geçirme ihtimali olduğunuz günleri de kaybettiğiniz için içinizdeki yaranın gün geçtikçe kapanmakta zorlaşması olası.
devamını gör...

sevgili köylü yazardan ironiler'in memleketi trabzon olunca kendisi de trabzonlu oluyor haliyle..
devamını gör...

benimdir o insan. açsın türkçesini okusun benim gibi. anlamını bilmediği bir şeyi okumanın bir manası yok. '' oku'' şeklinde başlayan kutsal kitabı, bilmediği ve aşina olmadığı bir dilde okumanın bir değer katacağını düşünmüyorum. okumaktan kasıt, oku ve anla demek bana göre. anlamadıktan sonra 183837373 kere hatim etmenin ne anlamı var?

konu başlığıyla ilgili bir anımı anlatmak isterim. 8 ya da 9 yaşındayım. yaz tatilini büyükdede ve büyükbabaanne memleketinde geçirmeye gitmişimdir. köy falan değil, büyük şehirlerimizden birinin, büyük bir ilçesi burası. konu komşu çocukları her gün kur'an kursuna gidiyor. heveslendim, nineme söyledim. hemen camiye götürdü beni. cami hocasını da yakınen tanıyor. 2 veya 3 hafta gittim. bir akşam kapı çaldı. ninem kapıyı açtı. cami hocası bana göz dikmiş. oğluna alacakmış (!). oğlu da olsun 10 11 yaşında. sözleşcekmişiz, az buçuk büyüyünce evlenecekmişiz(!). ninem 1.40 boyuyla, 1.80+lik cami hocasının yakasından tutup, kapıdan nasıl kovaladı dün gibi hatırlıyorum.

bu gibi olaylara şahit olmamak, yaşamamak adına göndermeyeceğim. çok öğrenme sevdalısı olursa, anneannesinin de ömrü olursa ondan öğrenir deyip konuyu kapatıyorum.
devamını gör...

meze şeklinde hazırlanabilen tüm yemekleri içerir.

(bkz: kırmızı pancar salatası)

diğer bir alternatif olarak tavuğu haşlayıp yoğurt, mayonez, göbek marul ve kırmızı pul biberle karıştırdığınızda müthiş bir salata ortaya çıkıyor.
devamını gör...

sevgi duvarı
sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa
kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi
dilimizde akşamdan kalma bir küfür
salonlar piyasalar sanat sevicileri
derdim günüm insan arasına çıkarmaktı seni
yakanda bir amonyak çiçeği
yalnızlığım benim sidikli kontesim
ne kadar rezil olursak o kadar iyi

kumkapı meyhanelerine dadandık
önümüzde altınbaş, altın zincir, fasulye pilakisi
ardımızda görevliler, ekipler, hızır paşalar
sabahları açıklarda bulurlardı leşimi
öyle sıcaktı ki çöpcülerin elleri
çöpcülerin elleriyle okşardım seni
yalnızlığım benim süpürge saçlım
ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi

baktım gökte bir kırmızı bir uçak
bol çelik bol yıldız bol insan
bir gece sevgi duvarını aştık
dustuğum yer öyle açık seçik ki
başucumda bi sen varsın bi de evren
saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
yalnızlığım benim çoğul türkülerim
ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi

can yücelin bu satırlarını hatırlatan bir başlıktır
devamını gör...

güneşli ve mutlu
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim