türkçenin ta başlangıcından beri, coğrafya, din, kültür, etkileşimler... etkisinde geçirdiği dönemler vardır. ben de konuya kısa bir ekleme yapayım.

türk 'yazı dili'nin tarihi gelişimi:

-eski türkçe (örn: köktürk yazıtları'nın türkçesi. örn: 'sekiz yükmek' gibi uygur metinlerini düşünün; uygur metinleri çin'le
komşu olunduğu için hem dinî hem dil anlamında çince etkiler taşır.)

sonra coğrafya değişikliklerinden ötürü iki kolda gelişir:

-kuzey-doğu türkçesi, batı türkçesi

kuzey- doğu türkçesi yine iki kolda gelişir: kuzey türkçesi, doğu türkçesi

-batı türkçesi (bizi asıl ilgilendiren burası.)
azeri türkçesi, osmanlı türkçesi (batı türkçesi de iki kolda gelişiyor.)

-osmanlı türkçesi: (artık türkler anadolu'da, sonra osmanlı devleti kuruluyor. biz, bu coğrafyada onların torunlarıyız ve bu dönem de yine üç başlık altında inceleniyor -tabii yazılı eserler incelenerek-)

-eski anadolu türkçesi

-osmanlıca (insanlar türkçe konuşuyorlar ama yazı dili arap harfleriyle ve arapça+farsça+türkçe şeklinde, yani osmanlıca.
yalnız bu dediğim aydın kesim için geçerli, halk edebiyatı arap harfleriyle de yazıya geçirilse özbeöz türkçe.)

-türkiye türkçesi (şu anda konuştuğumuz türkçe. aslında bu dönem bile birkaç başlık altında inceleniyor; milli edebiyat
dönemi ve sonrasında yeni kurulan cumhuriyet ve günümüz türkçesi gibi.)

en basit şekliyle yazı dili için yukarıdaki liste doğrudur. bu konuda internette yüzlerce araştırma, yazı, şema vb. bulabilirsiniz.

not: bu yazıyı zamanla geliştirip daha yararlı bir hale getirmeyi umut ediyorum.
devamını gör...

başından beri üyesi olduğum içinde olmaktan mutluluk duyduğum okuma kulübü.okumaya zamanınız varsa çıkın gelin derim. analiz bizim işimiz oldu artık.
karşılamayı san marinolu arkadaşımız yapıyor.hem de ne hoş karşılama.* kaçırmayın derim.
devamını gör...

annem evde kitap okunmasini da istiflenmesini de sevmeyen bir kadın (esasında kitap sevmiyor) olduğu için evdeki tüm kitaplar koliler içinde garajda istiflenmiş duruyordu. ihtiyacımız oldukça almak için garaja inip yerine önceki kitabı bırakmak sureti ile eve yeni kitap sokabiliyorduk.
neyse ki geçen yaz patlayan su deposu sayesinde ıslanan koliler kendilerini koyvermiş kitaplar şu içinde yüzer hale gelmiş. bu duruma sevinen anneme gün doğmuş bunlar işe yaramaz kafasiyla çöpe attırmış. bu kadarla kalsa yine iyi... öğrendim ki canim annem evdeki üç ciltlik kubbealtı lügatini da 'kimin işine yarar bu?' deyip atmış.
bari iskenderiye hamamlarinda yaktırsaydın dedim öylece duruyor karşımda, halife ömer gibi kadin evlerden ocaklardan ırak.
devamını gör...

ben de bazı gözlemlerimi yazmak istiyorum. öncelike ben bir ekşi sözlük yazarıyım, burayı ekşi' de görüp kaydoldum ve neredeyse 1 yıl olacak yazarlığım. yaş grubu kesinlike homojen ama gündemdeki başlıklar 17- 25 yaş arası tweetter kültüründen gelme gençlerin meşguliyet alanı. kısa yazıyorlar ve tepkisel yaklaşıyorlar, fav seviyorlar. arka planda dönen bazı soft başlıklar var, oraya da genelde amacı öğrenmek olan ve sözlük' ü internetin ilk yıllarındaki gibi kullananlar var. bir de benim gibi amaçsız amaçsız yazan ve duygusal tepkilerini belirtmek için günlük veya not defteri gibi kullananlar var. kız düşürmeye çalışan tayfa linkedin de bile var, hesap makinesi uygulamasında bile var. efendime söyleyeyim, diğer sözlüklerden gelip nick parselleyenler de bu kategoriye girebilir. radyo yayını yapan tayfa sağlam arkadaşlık kurmuşlar, onların içinden evlenenler bile olabilir ve ileride sözlük magazini köşesinde görürüz haberlerini. çok uzun olacak yazı daha da editleyeceğim ama üşeniyorum.
devamını gör...

aylar önce bu başlığı ben açtım, tanımı yazdım. şimdi * harika bir yazar bu nickle sözlüğe gelmiş. bilgi birikimi ve kalemi çok sağlam bir yazar hem de.
nickaltısını daha o gelmeden ben açtığım için kendimi şanslı hissediyorum. sözlükte daim olsun efendim. *
devamını gör...

her erkektir. kavga etmekten korkmayan insan yoktur.
mıke tyson bile korkar kavga etmekten.
ben şahsen bir kavga çıktığı zaman ne oluyor lan burada der uzaklaşırım.
şimdi kaç yaşında adamız biri cinnet geçirtecek hareket eder elimizden bir kaza çıkar başımızı yakarız felsefesi ile yaşamak önemlidir.
üç kuruş etmeyecek insanlar için 5 kuruşluk acı çekmeye değmez.
herkes kavga etmekten korksun ve uzak dursun lütfen.
devamını gör...

benim bir kere silindi. düzeltir misin? mesajı aldım, sırf üşendiğimden ben sildim. sicilim de tertemiz. sicili pis olanlara temiz bi bavul hazırlayabilirim. *
devamını gör...

beethoven'in 1801 yılında bestelediği ve yaygın olarak bilinen eserinin ismi. klasik batı müziğine kayıtsız olanlara bile ismi tanıdık gelir. müzik dinletilerinde sık biçimde icra edilen bir piyano sonatıdır.
devamını gör...

yansıtıyor şöyle;
öyle çok beğeni alıyorlar, sericiler, favcılar, kankiler, şokelatlar* falan durumundan dolayı değildir. öyle olanlara çok sataşılıyor onlarda sinirlenip gidiyorlar zaten. puan sıralamasına en büyük etken, uzun süre sözlükte yazanlardır. örneğin örnek vatandaş artık yazılarına bile denk gelmiyorum. ama liste başlarındadır. bir ara epey yazmış şimdi yerini günlük bir, iki tanıma bırakmıştır. yani sıralama başındaki arkadaşlar, bir ara sürekli yazmış ve sözlükten başından beri ayrılmamışlardır. onlar içinde 'işsizler bunlar' yakıştırması yapılıyor. diyenler en azından benim için doğru bir tespitte bulunmuşlar. ayrıca böyle bir zamanda işsizlik doğal yaşam akışında olabilirliği yüksek ihtimallerden.* son olarak sıralamanın başında olsam ne olacak, sonunda olsam ne olacak, söyleyin... yazıyoruz efendimm.

sıralamanın başındaki arkadaşları istikrarları için tebrik ederim. kendime de 'helal kız sen bu kadar istikrarlı değildin. önemli işlerde de bu azmi gösterirsen sevinirim' diyorum.

bugün canımız çok sıkıldı ne yapalım başlığı.
devamını gör...

(bkz: ben mutlu genç göremiyorum)
devamını gör...

mahlası hayran olunası, en çok merak ettiğim yazar ve takipçilerimden biri.
ben tomris hanım'ı kafamda beyoğlu sırtlarında, tarihi gotik bir apartman dairesinde oturan ve o binanın panoramik penceresinden, üzerinde bej veya hardal rengi gibi pastel renk
elbisesi, elinde kahvesi ile ufku seyreden, bu seyir zevkine yanıbaşındaki pikaptan gelen klasik müzik eşlik eden, yüzünde hafiften de sonbahar hüznü barındıran bir kadın olarak hayal ediyorum.
devamını gör...

rengi güzel değil. mavi istiyorum ya en sevdiğim renk.. yoldaşşşş yap bi güzellik şu yazar kardeşine. mavini bize ver kendine yeşili al. kaç karmaysa vericem.
devamını gör...

ülkem erkeklerinin fazla kilosu nedeniyle kendinde olduğunu düşündüğü şey.
dostum sen kaslardan ötürü geniş omuzlu degil, şişko olduğundan genış omuzlusun.
devamını gör...

o şehirde doğmuş büyümüş birini tanımakla başlar, tarihi miraslarını öğrenip görmekle devam eder. daha detaylı tanımak istiyorsanız ancak orada uzun süre yaşamanız gerekir. diğer türlü hep bir eksik hep bir yavan kalır, o şehri kanıksayamazsınız.
devamını gör...

münir özkul tiradı gibi radyo yayını...
turgut uyar şiiri gibi radyo yayını...

yayında efenim...
devamını gör...

ben nefret edemiyorum bu coğrafyadan. garip bir bağ var bu topraklarla aramda.

gezdim, gördüm, dolaştım yine döndüm soluğu kürkçü dükkanında aldım.

nefes alamadım buralardan uzakta.

ne yaparlarsa yapsınlar olmuyor. nefret ettiremiyorlar beni bu coğrafyadan...

çocukluğum geliyor aklıma, birlikte japon kale, dokuz taş, yakan top, saklambaç oynadığım rum ve ermeni arkadaşlarım...

hele ki plastik borularla oynadığımız külah atmaca yok mu?

ucuna iğne iliştirilirdi külâhların. külah adres sormazdı. kime isabet ederse etsin acıtırdı. hemde ne fena acıtırdı. herkes yandım anam diye bağırırdı...

isimlerimiz, tabiyetlerimiz , mezheplerimiz, oyumuz, buyumuz fark etmezdi.

mahalle maçlarında tek vücuttuk. mahalle kavgalarında voltron'ı oluşturmadığımız tek bir an olmadı.

son demleriydi, bizimkisi sanırım bu güzelliklerin, haliyle bu güzellikleri yaşayınca unutamıyor insan. içinde bir umut taşıyor. nefrette edemiyor. hatta nefret etmekten utanıyor.

burukluk sadece benimkisi, üzüntü, keder...

bir şeylerin yarım kalmışlığı.

işte o yarım kalmışlık varsa insanın içinde, ne yapsalar ne etseler de nefret ettiremiyorlar. mavi gökyüzünü size dar etseler de, içinizden hep güneşin yeniden doğacağı o anı bekliyorsunuz.

gideniyle, kalanıyla, acısı ile sevinci ile buradayım işte...

bu memleket benim neticede, kimilerinin zoruna gitse de, buradayız... tekkeyi bekliyoruz bizim gibilerle.

sanmayın çorbayı da içmeyeceğiz. içeceğiz elbette.
devamını gör...

genellikle grup olarak yapılması mantığıyla nicelik olarak 2000 ila 5000 parça arasında değişen parçacıklı olanları vardır, ama insan egosu bunu tek başına yapmak da ister. genellikle ilk kez yapacaklarda 3000 parçalık bir yap-bozu "bunda ne var, 3 içerisinde yaparım, olmadı bırakırım" gibi bir küçümseyici yargı oluşabilir. bu gerçekçi bir bakış açısı değil. inat edilmesi ve o 3000 parçalık yap-bozun tamamlanana kadar 33 günü tesbih gibi çektirmesi muhtemeldir.

şunu da vurgulamak gerekir; 3000 parçalı bir yap-bozu yapmak bir zahmettir ve yapıp bitirinceye dek zahmet katsayısı ne kadar yüksek olursa, bozmak da o kadar işkenceye dönüşür. genellikle bozmak, yapmaktan daha çok stres yaratır. hatta, çoğu kez puzzle'ın tamamlanmış hali güzelce jelatinlenir ve öyle muhafaza edilir.

(bkz: yapboz)
devamını gör...

benim.
şöyle dünyaya bir bakıyorum da herkeste bir herkesleşme çabası var. erkeklere empoze edilen düşünce şu kaslı olursam çok yakışıklı olurum. aynı şekilde kadınlara empoze edilen düşünce de ne kadar güzel olursam o kadar çok beğenilirim. kızlarda hep aynı tür makyaj erkeklerde desen vücut yapma hırsı. şimdi söyleyin bana herkes bu kadar herkesken ben nasıl dış görünüşe bakabilirim. bana içi lazım. düşünceleri lazım.
o yüzden ben tüm dünyaya inat iç güzelliğin dış güzellikten daha önemli olduğunu savunacağım.
devamını gör...

yun. isa dirildi anlamına gelen paskalya tavşanı kılıklı cümle.

biri size bunu derse alithos anesti* deyin geçin, mutlu olsun, mutlu olun, kalo pasxa!*

edit : bir de ilahi, yorgo dalaras çok güzel söyler, bu aralar söylenme zamanıdır ama hangi cumartesi idi onu unuttum, çok oldu ben bu işleri bırakalı, tövbe ettim.*
devamını gör...

karşıdakinin vereceği tepki ya da vereceği tepkiyi bulamamış halinden ötürü çıkan sonuç oluyor bu. hani ne diyeceğini bilemez,sadece 'hııı','aaaa' gibi şeyler söyler ya,insanın o hale geleceğini bilmek bile vazgeçiriyor.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim