en yakındaki kitabın 17. sayfasının 3. cümlesi
her şeyimizin olmasını istiyorduk.
courtney carver- sadeliğin dayanılmaz hafifliği
courtney carver- sadeliğin dayanılmaz hafifliği
devamını gör...
doktorların hastalara sen diye hitap etmeleri
doğru ilacı versin, doğru tedaviyi uygulasın, isterse "babacık" bile diyebilir diyerek katıldığım başlık..
devamını gör...
kadınların kendilerini çok değerli hissetmesi
yaşadığımız yüzyılda, her gün yüzlerce kadın ölürken, ölmek istemiyorum cümlelerine şahit olmuşken, sokakta rahat rahat yürüyemiyor, istediğimiz saatte dışarı çıkamıyorken biraz zor olan durumdur. yaşamamıza izin verseniz aslında değerli olucaz, kendimize de çevremize de değer vericez de işte nefes almamiza dahi izin vermiyorsunuz ki.
onun dışında bakarsak, bizler insan olarak değerliyiz. bunu bir duyar haline getirmeye gerek yok. her insan özel ve değerlidir.
onun dışında bakarsak, bizler insan olarak değerliyiz. bunu bir duyar haline getirmeye gerek yok. her insan özel ve değerlidir.
devamını gör...
siyasetten uzak durmak
avrupa'daki siyasilerin türk gençlerinden daha çok bulunduğu durum. avrupadaki birçok genç ülkelerinin başkanlarını bile bilmezken malesef biz türk gençleri tekel bayii platformu başkanı (bkz: özgür aybaş) ı bile biliyoruz.
t: türkiye de mümkün olmayan uzaklık.
t: türkiye de mümkün olmayan uzaklık.
devamını gör...
normal sözlük’ün en entelektüel yazarı
bi kere başlık yanlış yazılmış efenim, orada çift l olacak. hayır, benimle tartışmayın siz tdk köleleri tek l ile yazılmış bir entelektüel kelimesi, yeterince vurgulu ve dolgulu olmuyor. sibob gibi bi şey oluyor.
neyse efenim buraya sanırım entelektüel bir yazarımızı şey etmem gerekiyor ama görüyorum ki sözlüğümüzde böyle bir yazar yok. "ben" diye atlamak isterdim ancak şahsım güzellik ve seksiliğimle ön planda kalmayı tercih ediyorum, ayrıca mütevazı kişiliğimden ötürü, bu konudaki en'i de siz sıradan fanilerden birine bırakmayı uygun gördüm.
okuyorum, ediyorum; hayır yani bir tane mi şöyle dişe dokunur, satırlarından buram buram bilgi fışkırır bir arkadaşımız yok burada? varsa yoksa bilmem ne kitabından yazılmış birkaç cümle... "enn etkilendiğiiğm cümleyi yazıyoruğm sıkı durun kızlar; .... yazdım. şimdi bu entelektüel çocuğa biraz meme verin" amaçlı çırpınışlar. jaws hayvanı gibi sözlük dibinde dolanıyorsunuz anca.
yok öyle bi yazar. elitini, entelektüelini arıyorum biraz stalklayayım diye bulamıyorum efenim. ha yo, hayır asla... asla. prensip olarak siz çirkin sözlük erkekleriyle asla bir münasebette bulunamam, midem kaldırmıyor efenim sevmiyorum çirkin. ama okumalık arıyorum işte, stalk zevkim var. bunun için beni yargılayacaksanız da yargılayıp en son hakim tokmağına enlemesine oturun efenim yani napabilirim?
neyse efenim buraya sanırım entelektüel bir yazarımızı şey etmem gerekiyor ama görüyorum ki sözlüğümüzde böyle bir yazar yok. "ben" diye atlamak isterdim ancak şahsım güzellik ve seksiliğimle ön planda kalmayı tercih ediyorum, ayrıca mütevazı kişiliğimden ötürü, bu konudaki en'i de siz sıradan fanilerden birine bırakmayı uygun gördüm.
okuyorum, ediyorum; hayır yani bir tane mi şöyle dişe dokunur, satırlarından buram buram bilgi fışkırır bir arkadaşımız yok burada? varsa yoksa bilmem ne kitabından yazılmış birkaç cümle... "enn etkilendiğiiğm cümleyi yazıyoruğm sıkı durun kızlar; .... yazdım. şimdi bu entelektüel çocuğa biraz meme verin" amaçlı çırpınışlar. jaws hayvanı gibi sözlük dibinde dolanıyorsunuz anca.
yok öyle bi yazar. elitini, entelektüelini arıyorum biraz stalklayayım diye bulamıyorum efenim. ha yo, hayır asla... asla. prensip olarak siz çirkin sözlük erkekleriyle asla bir münasebette bulunamam, midem kaldırmıyor efenim sevmiyorum çirkin. ama okumalık arıyorum işte, stalk zevkim var. bunun için beni yargılayacaksanız da yargılayıp en son hakim tokmağına enlemesine oturun efenim yani napabilirim?
devamını gör...
normal sözlük'ün gittikçe eril bir sözlük olması
herkes kendi kapasitesine göre hareket ediyor neticede. onların kapasitesi şimdilik bu, belki diğer konulara da ilgi duyarlar, biraz okurlar ve dünyada kadınlardan başka konuşulacak konular olduğunun da farkına varırlar diye umuyorum. fazla mı iyimserim. belki. birilerinin ağzından çirkinlik saçılıyor diye her şeyin kirlenmesine izin mi verelim. bence hayır.
devamını gör...
yazarların yaptığı kan bağışı sayısı
düşük tansiyonuma rağmen, altı kez vermeyi başardığım sayı.
en az o kadar da geri gönderilmişliğim var.
gidin, ciğer yiyin 3 ay sonra gelin diyorlar.
ciğer ve ben diyordum ve dönüyordum.
kanım bazen bana kadar oluyor, işte ne edeyim.
bana kalsa alsınlar ama almıyorlar.
ellerinde kalayım istemiyorlar.*
en son geçen gün vermiştim, sonrasında bayılınca zirvede bırakmaya karar verdim.
ben tamamım.
kan vermek için yaşlandım, kabul ediyorum.
en az o kadar da geri gönderilmişliğim var.
gidin, ciğer yiyin 3 ay sonra gelin diyorlar.
ciğer ve ben diyordum ve dönüyordum.
kanım bazen bana kadar oluyor, işte ne edeyim.
bana kalsa alsınlar ama almıyorlar.
ellerinde kalayım istemiyorlar.*
en son geçen gün vermiştim, sonrasında bayılınca zirvede bırakmaya karar verdim.
ben tamamım.
kan vermek için yaşlandım, kabul ediyorum.
devamını gör...
değişim körlüğü
farklı açılardan sunulan değişkenlerin gözlemcide meydana getirdiği algılama güçlüğü ve algılama hatalarına verilen isim. uzman körlüğü olarak da bilinir. bu durum bir noktaya odaklanıldığında odağın dışında meydana gelen değişikliklerin algılanamayabiliirliğini ifade ediyor.
devamını gör...
kısa süren efsane diziler
46 yok olan. tamam efsane olmasa da güzel diziydi. konu farklıydı. 13 bölüm nedir?
devamını gör...
çocukken baba eve getirdiğinde mutlu olunan şeyler
iştahlı bir çocuk olduğum için aklımdan sürekli yiyecek geçerdi, babam gün içinde aklıma düşeni getirince de aramızda telepati var sanırdım.
15 yıldır elinde bir şeyle çıkıp gelemiyor, yalnızca rüyalarıma, o genç haliyle bir uğrayıp bir kayboluyor.
15 yıldır elinde bir şeyle çıkıp gelemiyor, yalnızca rüyalarıma, o genç haliyle bir uğrayıp bir kayboluyor.
devamını gör...
aykut elmas repliği
-anne yemekte ne var
-bamya yaptım yicen mi?
-eheğğ
-bamya yaptım yicen mi?
-eheğğ
devamını gör...
yaşadığını hissettiğin anlar
-ılık bir bahar sabahında rüzgarın yüzünü yumuşacık okşaması
- açık hava da bulunmak doğayla olup bol oksijenli havayla ciğerlerinin bayram etmesi
- açık hava da bulunmak doğayla olup bol oksijenli havayla ciğerlerinin bayram etmesi
devamını gör...
behçet aysan
sefa behçet aysan.
1949 ankara doğumlu şair ve doktor.
girit göçmeni şair edip aysanın oğlu. ilk okulu demirlibahçe*de, orta okulu selimiye kışlası*nda, liseyi kuleli askeri lisesi*nde okuyarak ankara tıp fakültesine askeri öğrenci olarak girmiştir. tek çocuğu olan kızı, şair ve dramaturg eren aysandır.
12 mart muhtırası zamanında ceza yasasının 141. maddesi*ne dayatılan iddia ile tutuklanmış ve tıp öğrenimine ara vermek zorunda kalmıştır. 5 ay harbiye, selimiye, kartal, maltepe, ankara/mamak ve ankara/merkez cezaevlerinde yattıktan sonra aklanarak cezaevinden çıkmıştır. bir dönem çeşitli dergilerde ve özel kurumlarda çalışmış daha sonra fakülteyi bitirip ankara numune hastanesinde psikiyatri bölümünden uzmanlık alarak ruh ve sinir hastalıkları uzmanı olmuştur.
orta okul yıllarında yazmaya başladığı şiirleri lisedeyken biraz daha geri planda kalmıştır. içine girmemesi mümkün olmayan öğrenci olayları kendisine hareketli bir gençlik yaşatmıştır. cezaevinde ve sonrasında çalıştığı dergilerde yazmaya devam eden aysan şiirlerinde de hep vurguladığı iyiliğe ve sevgiye inanıyordu.
' şiir, mutlak iyileşmenin mümkün olduğu bir tür değildir fakat yazınsal olarak insanın iç dünyasını pek çok açıdan harekete geçirebilir. bizim edebiyatımız da şiirin geçtiği türlü yollardan geçerek kendini var etmiş, ilerletmiştir.'
aysanın şiirleri de bu yolun yolcusuydu. o da benim gibi dünyadan gelip geçen her şeyin; örneğin bir güvercinin bile sevindirilmesi, mutlu edilmesi gerektiğini düşünüyordu. çünkü yaşanmış ve yaşanacak olanların mutlak sonsuzluğu, onu yaşayan herkesin hissettiklerinden doğan güzelliklerle mümkündü. bizim edebiyatımız böylesi bir duygunun çocuğuydu ve bunu en iyi bilenlerden biriside aysandı..
ülkemizde ki cehaletin silinemez kara lekesi olan sivas katliamında ölene kadar şiirleriyle yaşama yön vermeye çalışmıştır. ölümünden sonra türk tabipler birliği tarafından her yıl düzenli olarak behçet aysan şiir ödülü düzenlenmeye başlanmıştır.
eserleri;
karşı gece, şairin ilk kitabı. 1983
sesler ve küller, şairin ikinci kitabı. yaşar nabi nayır şiir ödülü almıştır. 1984
eylül, şairin üçüncü kitabı. ceyhun atuf kansu şiir ödülü almıştır. 1986-1988
deniz feneri, şairin dördüncü kitabı. abdi ipekçi barış ve dostluk ödülü almıştır. 1987
şiirler, kitabı. 1990
behçet aysan, kitabı. 1993
üç kardeştiler, radyo oyunu. 1995
düello, bütün şiirleri. 2013
- gandalfgillerden ukdesi -
1949 ankara doğumlu şair ve doktor.
girit göçmeni şair edip aysanın oğlu. ilk okulu demirlibahçe*de, orta okulu selimiye kışlası*nda, liseyi kuleli askeri lisesi*nde okuyarak ankara tıp fakültesine askeri öğrenci olarak girmiştir. tek çocuğu olan kızı, şair ve dramaturg eren aysandır.
12 mart muhtırası zamanında ceza yasasının 141. maddesi*ne dayatılan iddia ile tutuklanmış ve tıp öğrenimine ara vermek zorunda kalmıştır. 5 ay harbiye, selimiye, kartal, maltepe, ankara/mamak ve ankara/merkez cezaevlerinde yattıktan sonra aklanarak cezaevinden çıkmıştır. bir dönem çeşitli dergilerde ve özel kurumlarda çalışmış daha sonra fakülteyi bitirip ankara numune hastanesinde psikiyatri bölümünden uzmanlık alarak ruh ve sinir hastalıkları uzmanı olmuştur.
orta okul yıllarında yazmaya başladığı şiirleri lisedeyken biraz daha geri planda kalmıştır. içine girmemesi mümkün olmayan öğrenci olayları kendisine hareketli bir gençlik yaşatmıştır. cezaevinde ve sonrasında çalıştığı dergilerde yazmaya devam eden aysan şiirlerinde de hep vurguladığı iyiliğe ve sevgiye inanıyordu.
' şiir, mutlak iyileşmenin mümkün olduğu bir tür değildir fakat yazınsal olarak insanın iç dünyasını pek çok açıdan harekete geçirebilir. bizim edebiyatımız da şiirin geçtiği türlü yollardan geçerek kendini var etmiş, ilerletmiştir.'
aysanın şiirleri de bu yolun yolcusuydu. o da benim gibi dünyadan gelip geçen her şeyin; örneğin bir güvercinin bile sevindirilmesi, mutlu edilmesi gerektiğini düşünüyordu. çünkü yaşanmış ve yaşanacak olanların mutlak sonsuzluğu, onu yaşayan herkesin hissettiklerinden doğan güzelliklerle mümkündü. bizim edebiyatımız böylesi bir duygunun çocuğuydu ve bunu en iyi bilenlerden biriside aysandı..
ülkemizde ki cehaletin silinemez kara lekesi olan sivas katliamında ölene kadar şiirleriyle yaşama yön vermeye çalışmıştır. ölümünden sonra türk tabipler birliği tarafından her yıl düzenli olarak behçet aysan şiir ödülü düzenlenmeye başlanmıştır.
eserleri;
karşı gece, şairin ilk kitabı. 1983
sesler ve küller, şairin ikinci kitabı. yaşar nabi nayır şiir ödülü almıştır. 1984
eylül, şairin üçüncü kitabı. ceyhun atuf kansu şiir ödülü almıştır. 1986-1988
deniz feneri, şairin dördüncü kitabı. abdi ipekçi barış ve dostluk ödülü almıştır. 1987
şiirler, kitabı. 1990
behçet aysan, kitabı. 1993
üç kardeştiler, radyo oyunu. 1995
düello, bütün şiirleri. 2013
- gandalfgillerden ukdesi -
devamını gör...
l'innocente
dünyanın en önemli yönetmenlerinden biri olan luchino visconti'nin yönettiği, giovanni bertolucci'nin 'prodüktörlüğünü' yaptığı film; the innocent (masumlar)
giancarlo giannini'nin, başrollerini,laura antonelli ve jennifer o'neill ile paylaştığı bu filmi, izlemediyseniz muhakkak izlemelisiniz. soylu bir italyan yazar, şair gabriele d'annunzio'nun -italyanca l'innocente- the intruder adlı hikayesinden yola çıkılarak çekilen film bana göre tüm zamanların en iyi 100 filminden bir tanesi.
aşağıya ingilizce wikipedia'dan alıntıladığım satırlarda hikaye ve film hakkında kısa bir bilgi paragrafı alıntılanmıştır:
"the intruder (italian: l'innocente) is an 1892 novel by the italian writer gabriele d'annunzio. it is known as the victim in the united states. it tells the story of the dandy tullio hermil who is habitually unfaithful to his patient and loving wife giuliana, until the wife eventually does the same and becomes pregnant with another man's child. the book was published in english in 1897, translated by georgina harding.
the book was first adapted for film in 1912 by edoardo bencivenga. it was also the basis for luchino visconti's last film, the innocent, released in 1976. visconti's version stars giancarlo giannini as tullio and laura antonelli as giuliana."
giancarlo giannini'nin, başrollerini,laura antonelli ve jennifer o'neill ile paylaştığı bu filmi, izlemediyseniz muhakkak izlemelisiniz. soylu bir italyan yazar, şair gabriele d'annunzio'nun -italyanca l'innocente- the intruder adlı hikayesinden yola çıkılarak çekilen film bana göre tüm zamanların en iyi 100 filminden bir tanesi.
aşağıya ingilizce wikipedia'dan alıntıladığım satırlarda hikaye ve film hakkında kısa bir bilgi paragrafı alıntılanmıştır:
"the intruder (italian: l'innocente) is an 1892 novel by the italian writer gabriele d'annunzio. it is known as the victim in the united states. it tells the story of the dandy tullio hermil who is habitually unfaithful to his patient and loving wife giuliana, until the wife eventually does the same and becomes pregnant with another man's child. the book was published in english in 1897, translated by georgina harding.
the book was first adapted for film in 1912 by edoardo bencivenga. it was also the basis for luchino visconti's last film, the innocent, released in 1976. visconti's version stars giancarlo giannini as tullio and laura antonelli as giuliana."
devamını gör...
millet marsa giderken cumhuriyet bayramı ile kafayı yemek
cumhuriyet bayramı kutlamasak, marsa gidicez sanki. zoruna giden marsa gitsin.
devamını gör...
metalci gençliğin tarihe karışması
ağır metalci olmayan, dinlemişliğim vardı, şahsımı derinden etkileyen vahim olay. nerde o kot ceketli asi çocuklar, simsiyah giyinen beyaz tenli kızlar?
şimdiki tiplere bakıyorum, sarı saçlı youtuberları izleyip alfacılık oynuyorlar. allah'ın eti cici bebeleri.
şimdiki tiplere bakıyorum, sarı saçlı youtuberları izleyip alfacılık oynuyorlar. allah'ın eti cici bebeleri.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
duygu durum bozukluğu, bu kelimeyi biliyorum. bir yerlerde duydum. içini tam olarak doldurabilir miyim, bilmiyorum ama. yani bana hissettirdiği şey şu: bir iyi, bir kötü olma hali. yani tam olarak benim hislerim. pek aralarda "normalim" diyen bir insan olamadım hiç. ya koskocaman bir gülümseme suratımda ya da dudaklar bükük hafiften ağlak bir melodiyi duyar yüreğim. dün öyle bir gündü. hüzünlü. hüzünlü iken uzak durmaya çalışıyorum, başkalarına da tesir etmesin diye bu halim. ama kiminle konuşsam bir kırıktı dün. herkesin ayrı mevzusu, ayrı hisleri vardı ama hepimiz genelde karanlık tarafta seyrediyorduk. erkenden uyuyup yeni bir güne geçmek için sabırsızlandım. bugün yeni bir gün. birazcık daha huzurlu sanki. siz de oradan bir nazar, bir enerji inandığınız ne varsa bir tutam yollar mısınız? mutluluk bulaşıcıymış ya... biraz gelse... biraz gülümseme...
edit : çok güzel insanlarsınız siz. *
edit : çok güzel insanlarsınız siz. *
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının ruh halleri
uǝq ɯᴉʎᴉʎị
devamını gör...

