karar vermesi çok güç bir olay. yıllardır düşünüyorum. vaktim olduğunda zamanım olmuyor, zamanım olduğunda vaktim olmuyor. çalıştığım şirketin milyon dolarlık sözleşmeleri için bu kadar kafa yormuyorum. 10 saniyede 100 bin dolar indirim yaptım hayde der geçerim ama buna bir türlü karar veremedim.
devamını gör...

(bkz: hadsizlik)
devamını gör...

bu kendisinin iddia ettikleridir, ben nedense hakkındaki şikayetlerin sadece bunlar olmadığını hissediyorum, bizimle bu şikayetlerini paylaşmasını rica ediyorum. çünkü başka siyasi gruplara oy veren bırakın doktoru devlet çalışanları var, 8 mart'a katılan da.

gene de sadece cinsel tercihi ve siyasi görüşü yüzünden bunları başına gelmez diyemiyorum, maalesef.
devamını gör...

yazarın, okurun kalbindeki duyguları nasıl da bu kadar güzel ifade ettiğine şaşırarak okurun, hararetle kitapta kendini bulduğu o satırların altını çizme, yazarı onaylama, yazarı bağrına basma eylemidir. anlaşılma ihtiyacı yoğun olan kişiler için kitaplar, sığınılacak bir limandır ve o yüzden bu limanda istediğini yapmakta özgür hissederler, o satırların altını çizmeyi kitaba saygısızlık olarak düşünmezler, bilakis belki de onu anlayan nadir kişilerden biri olan yazara teşekkür etmenin tek yolunun bu olduğunu düşünürler.
devamını gör...

bunun bir yolu yok. kişiden kişiye değişir. anlıyor musun sözlük? bunun bir yolu yok. üzgünüm ama bu böyle.
devamını gör...

sizi kullandığını anladığınız an
devamını gör...

allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun, babamın, üzerimizdeki hakkını asla veremeyiz, bizi iyi yetiştirmek için, derler ya yemedi yedirdi,giymedi giydirdi öyle bir babam vardı.
sizde babanıza kızmayın, belki yaptıkları size yanlış gelmiş olabilir, belki sizi üzen davranışlar yapmış olabilir, yinede rahmet ile anın.
bazen af etmek huzur verir, sizde af edici olun.
öfkenizi atın üstünüzden, öfke size daha çok zarar veriri.
devamını gör...

şu versiyonunu bulursam kaçırmayacağım adam tipi.

yalnız bana rusça öğretmesi gerekecek...
devamını gör...

evvela başlık değişmiş iyi olmuş. başlığı açan arkadaşımızın anlatmak istediğine daha yakın gibi.

öyle iletiler yazılıyor ki, rahmetli uğur mumcu'yu anmadan edemiyor insan. ''bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olunmaz.'' sözü ağızlara pelesenk olsa da, aforizmadan öteye gitmiyor. böyle güzel bir sözü dahi içselleştirme sorunumuz var.

yukarıda bir arkadaş diyor ki; kemalizm mustafa kemali diktatör olarak lanse etmek için uydurulmuş. hayreti mucip. vallahi pes. güzel kardeşim bu bilginin kaynağı ne? zira tarihi gerçeklikle uzaktan yakından ilişkisi yok.

kemalizm kavramı "türk kurtuluş savaşı" sırasında ortaya çıktı. yani sene 1919. henüz türkiye cumhuriyeti devleti ortada yok. mustafa kemal bir bağımsızlık mücadelesinin lideri konumunda, ülke yönetmiyor. teknik olarak zaten diktatör olamaz!

peki bu tabir o dönemde hangi anlama geliyor; mustafa kemal'den taraf olanlar, kemalciler, milli kurtuluşcular vs. vs.

bunu gerek dış basında, gerekse devletler arası yazışmalarda görüyoruz. hatta saray dahi celaliler nitelemesi ile birlikte bu tabiri kullanmaya başlıyor.

misal lumbord, curzona yazdığı mektupta kemalistlerin sevri yırtıp atacaklarını söylüyor.

böyle binlerce yazışma var.

neyse sonra savaş kazanılıyor. ve mazlum doğu halklarında yarattığı intiba "kemalist zafer". bu tarz başlıklar ve söylemler ortaya çıkıyor.

hal böyle olunca, "türk kurtuluş savaşı" kemalist zafer olarak adlandırılınca, kavram iyice oturmaya başlıyor. cumhuriyet kurulduktan sonra türk devrimleri kemalist devrimler olarak literatüre giriyor.

türk tarih kurumunun yayınladığı tarih serisinde 6 ok "kemalizm ilkeleri" olarak yer alıyor. sene 1931 mustafa kemal hayatta!

1932 ise kadro hareketinin orta çıktığı yıl. yakup kadriler, şevket süreyyalar, nedim töreler, kemalizmin fikri alt yapısını anlatmak amacıyla bu dergiyi çıkarıyorlar. mustafa kemal yine hayatta!

chf/chp kurultay metinleri, mustafa kemalin konuşmaları, halk evleri yayınları... kavram daha da güçlenerek kullanılıyor.

neyse çok uzatmak istemiyorum zira sayfalarca yazılır lakin bütün somut kanıtlar ortada duruyor. öğrenmek isteyen açar okur.

ben şuraya geleceğim; türkiye de 80 sonrası kitleler atatürkçülük kavramına sarıldı. bu kavram kemalizmin iğdiş edilmiş halidir. natocu ve amerikancı kenan evrenin bizlere hediyesidir. yani aslında "evrenizm"i "kemalizm"in yerine koymaktasınız.

işte başlığı açan arkadaş da, mustafa kemali sevdiğini söyleyen ama ona dair hiçbir gerçekliği öğrenmek için kılını kıpırdatmayan kitleyi eleştiriyor.

sonuna kadar da, haklı...

haddim olmayarak naçizane tavsiye;

sevin ama kendinize yontmayın. size uymayan taraflarını yontup, sevginizi meşrulaştırmaya çalışmayın...

okuyun yahu. çok mu zor? konuşma metinlerini, ttk tarih dergilerini, kadro sayılarını, arşivleri, medeni bilgileri vs vs...

tekrar altını çiziyorum mustafa kemal bu coğrafya da saygıyı hak eden en önemli tarihi figür... ama sevenleri dahi onu araştırmaktan imtina edip, fikirsel anlamda yan gelip yatıyorsa kimseye söz söyleme hakları kalmaz.
devamını gör...

ben neden 1500 gayme verdim o zaman sırf ermolettin'in beni takip etmediğini görmek için!
devamını gör...

1905 viyana doğumlu nörolog, psikiyatr. dünya genelinde birçok dile çevrilmiş yaklaşık 12 milyon sattığı söylenen insanın anlam arayışı kitabıyla bilinir. varoluşsal terapinin en önemli ismi olan frankl, insancıl psikolojiye de ilham olmuştur.

ünlü kitabında bahsettiği hastalarına ve kendisine acılarla nasıl yaşadıklarına dair sorduğu sorular ışığında geliştirdiği logoterapi (anlam yoluyla terapi) metoduyla milyonlarca insanın hayata bakışını değiştirmiştir.

frankl'a göre logoterapi yöntemi ,
* kendini bir işe adamak : insanın yaptığı işi anlamlı bularak ve çeşitli faydalar öngörerek yol üzerinde ne kadar acı, sıkıntı, engel görse de sonuca ulaşma amacına umutla tutunmasıdır.
* fedakarca sevmek : her türlü anlamın temelinde bulunan duygu sevmektir. herkesin anlamları farklıdır ancak hepsinin temeli sevgidir (bencillikten uzak bir sevgi). kiminin bir insana duyduğu sevgi, kiminin işine duyduğu sevgi vb hislerin
yaşama gayesini beslediği sonucuna ulaşmıştır.

tabii hayat akışında hiçbir şey toz pembe olmadığından * ve bu bahsedilen iki maddenin de uygulanamadığı çöküş zamanları da olağandır ve hepimizde biraz mevcuttur. peki işte o zaman ne yapmalı? sorusuna da işte aşağıdaki madde ışık olacaktır.

* acılara cesurca katlanmak : yaşamak için hala bir neden bulabilen insanlar her türlü acının üstesinden gelebilecektir. acıları olsa dahi kabullenişle, amacına yönelik kendinden fedakarlık ederek hayata devam etmek gibi. örneğin frankl, çok sevdiği eşi nazi kampında öldükten sonra bir çöküş yaşamıştır. dayanılmaz acılar yaşarken o dönem evvelinde aldığı notların ve geliştirdiği yöntemin insanlığa faydalı olacağına inanmasıyla hayata tutunmuş olması gibi.

" yaşamak için bir nedeni olan herkes, her sıkıntının üstesinden gelebilir. " nietzsche
devamını gör...

alsancakta kıbrıs şehitlerinde punta bar vardı eskiden. sahnedeyiz. çalarken bizim davulcu kendini kaybetmiş. o kadar hayran oldum ki adamda ki aşkla davul çalışa, ben sahnede çalarken seyirciye popomu dönüp onu izliyom. baget elinden fırladı biladerimin o heyecanla. seyirciye doğru gidiyodu bir refleks yapıp yakalıyım derken o karanlık loş anda kabine takıldım seyirciye doğru uçtum sahneden. kendime geldiğimde bir kızın kucağındayım. kalkmaya çalışırken daha da yuvarlanıyoruz tabi . üstüme birası da dökülmüş. rezaletti ya ama ne zaman konusu açılsa güleriz.
devamını gör...

ilk mesaj değil genel sohbete bakarız.
trip atan kadın ilgi açlığı çeken kadındır, trip yiyorsanız biraz ilgi gösterince her konunun eskisi gibi tartışma meselesi haline dönüşmediğini fark edersiniz.
bence şehir efsanesi hiç bir erkeğin kalçasına bakmak aklıma gelmemişti. kendi adıma ilk baktığım yer dişleri oluyor.
yoğun olarak çevremden duyduğum kadarıyla romantik, düşünceli, fazla kız çevresi olmayan ve arkadaşlarının yanında değişmeyen kişiler belli başlı kriterler tabi kişiden kişiye değişir bence saygılı olması en önemlisi diyebileceğim soru.*
devamını gör...

sincabımsı koca kuyruklu,tatlı mı tatlı hayvancık.çıkardıkları sesler bir köpeğinkine benzediğinden bu adı almışlar.anavatanları kuzey amerika.
son derece iştahla yemek yemelerini defalarca izlemişliğim var.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

biz insanlara benzemiyor gibi gözükseler de yapılan araştırmalar birçok ortak yanımız olduğunu açığa çıkarmış:hem de hayret verici bir şekilde.
bilim insanları bu hayvanların birbirlerini ziyarete gittiklerini ve sarılıp öpüşmeye benzer davranışlar sergilediklerini gözlemlemiş.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

evleri bölümlere ayrılmış, bir emzirme odaları bile var üstelik.olur da konutlarını su basarsa kolayca çıkabilecekleri bir dehliz de oluşturmuşlar kendilerine.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

aralarında bulunan gözcüler ortama hakim bir yerde iki ayak üzerinde durur ve çığlıklarıyla neyin yaklaşmakta olduğunu sürüye bildirirmiş.gelen uyarının niteliğine göre klan üyeleri uygun davranışta bulunurmuş .
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

günlük ‘konuşmalarında’ kelimeler hatta cümleler mevcutmuş,iletişim kurarken bu seslenmeleri kullanıyor ve yeni ‘sözcüklerle’ de anlaşabiliyorlarmış.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

aslan yatağından belli olur sözü çayır köpekleri için de söylenebilir: etrafı toplayıp düzenliyor, yaşadıkları yerlerin sınırlarını belirlemek için de bitkileri de kullanıyorlar.
dişiler ortamlarını korumak için boyu boyuna uygun rakiplerle çatışmaya girer, eğer gücünün yetmeyeceğini anlarsa erkeği çağırıp onu dövüşe sokar.pençeler ve ısırık oldukça can yakıcıdır.
buradan

buradan dille ilgili ayrıntı
devamını gör...

#165022 işimbu nickli yazarımız güzel ifade etmiş. evrensel ilkelere ve genel vicdana uymayan yanlış düşüncelere saygı duyulamaz.

misal;
"o saatte orada ne işi varmış." cümlesini kurduran düşünceye asla saygı duymam.
devamını gör...

galata kulesi'nin bir efsanesi var, üstelik o kadar romantik ki… efsaneye göre galata kulesi ile kız kulesi birbirine aşıktır ama aralarında bulunan istanbul boğazı, sevgililerin kavuşmasını engellemektedir.
devamını gör...


iran’ın kum şehirlerinden birinde dünyaya gelmiştir ki bu da iran devletinin başlama noktasıdır. 17 yaşına kadar astronomi, matematik, metafizik gibi birçok ilim dersi alır. hayatı boyunca evlenmemiş ve küçük yaşlardan itibaren ileri zekalı biri olarak görülmüştür. o kadar egolu ve hırslı biridir ki kendisine “ el-muntakım” yani bedel ödeten, zarar veren demeyi seçmiştir. bilinenin aksine akımına da haşhaşiler adını düşmanları vermiştir asıl ismi nizârilerdir.

sabbah kendisine kartal yuvası da denilen 2000 metre yüksekliğindeki alamut kalesini seçer. burada öğrencilerine hem savaş hem de ilmi dersler verir. sadece suikast için yetiştirmez öğrencilerini.

burada müritlerine uyuşturucu falan verdiği, onlara cenneti gösterdiği gibi şeyler düşmanları tarafından uydurulmuş söylemlerdir. zira bu konuda hiçbir kanıt yoktur. alamut kalesi yıkıldığında bahsi geçen ırmaklara, şelalelere veya uyuşturuculara rastlanmamıştır. sadece tam disiplinli bir eğitim almışlardır. bugün kendini patlatan ölüme giden insanlarda mı içiyor veya cenneti görüyor? hayır beyni yıkanıyor. beyin en iyi din ve etnik köken ile yıkanır.

sabbah öyle müritler yetiştirmişlerdir ki bugünkü en iyi ajanlara taş çıkartır. zira suikast işleyen kişiler kaçmaz ve yerlerinde beklerlermiş. biz ölümden korkmuyoruz mesajı verip ayrıca korku salarlarmış. ramiz dayının da dediği gibi “ öldürmeye gelen öldürmeden dönebilir ama ölmeye gelen ölmeden dönmez kardeş.”

1092 nizamılmülk, 1103 hums hükümdarı, 1108 ıshafan kadısını, 1113 mısır valisini, 1127 selçuklu vezirini, 1130 fatımi halifesini ( kendi halife’leri), 1200 harezm vezirini öldürürler. hristiyanların ünlü tapınak vezirleri de bu uzun listeye dahil edilebilir.
devamını gör...

hayatını yoluna koymak için başkalarından adım beklememem (beklememek) gerek. insan yaşadığı zamanın kıymetini bilmeli ve kendi çabasıyla her türlü zorlukla mücadele edebilmelidir.
devamını gör...

pinterest'te denk geldim. pasta parasını benim gibi kendi cebinden vermiş büyük ihtimalle.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sevgilisi olan bireylerin yaptıkları ile aynıdır.
1 yıldır sevgilisi olmayan biri olarak mutsuzluk dışında pek bir numarasını görmedim. sadece mutsuzluk ve umutsuzluk var içimde.
güzellik algım sevgi gibi olaylar yok içimde.
eski sevgilimi özlüyorum o kadar.
yeni biri istemiyorum eski biri istemiyorum. rahatım ama arada hüzünleniyorum.
ve ayran sallamayı çok seviyorum. sevgilisi olan sallayamaz pek.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli portakal radyo renk modu sözlük kütüphanesi online yazarlar kulüpler yazarak kitap kazan puan tablosu sıkça sorulan sorular yönetim kadrosu istatistikler iletişim