barış manço-nick the chopper.
devamını gör...

sabahın ilk ışıklarında dışarıdaki tertemiz havayı derin derin içime çektiğim anlar..
devamını gör...

hele ben de kuzguncuklu vişne oy verirken niye üç oyda kaldı devamı gelmedi diye şaşırmıştım.
neyse bu haber seri artılardan şikayet edenlere hediye olsun. gözleri aydın, sevinçten bayram etsinler, hatta masaya çıkıp göbek atsınlar.
devamını gör...

biri sizin için donatıyorsa kahvaltıyı tüm sevdiğiniz şeylerden, eşsizdir.
devamını gör...

"yerinde duran geriye gidiyor demektir."
devamını gör...

bazı sevdiğim yazarları rüyamda görsem de henüz başlık açma noktasına ulaşamadım.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

her şey bi kova mandalina etrafında şekillenmişti…
hayatımın ilk 15 yılı bir apartman dairesinde geçti. kirada oturuyorduk. ev sahibimiz babamın akrabasıydı. birçok şeyi orada yaşadık. mesela; en sevdiğim terliklerim dilenci tarafından çalındı. belli süre sonra kapının önüne bırakıldı. o vakitten sonra terliklerimi kapının önünde bırakmamayı öğrendim. aslında anlatılacak çok şey var da benim olayım bu bir kova mandalina üzerine…

evimizin bir cephesi mahalleye bakarken bir cephesi ev sahibinin bahçesine bakıyordu. bahçede de mandalina ve erik ağacı vardı. ikisi de zıt mevsimlerin ağacı. imrenirdim. imrenmemin sebebi meyvelerin çokluğu için değildi; sonuçta evimizde meyve eksik olmazdı. imrenmemin sebebi; bizim de bahçemiz olsa bizim de bahçemizde bir sürü ağacımız olsa ve o meyveleri toplasaydık. mandalinalardan, eriklerden koparırdık; ama her şey gibi onlar da sınırlıydı. sınırlar; biraz tok gözlü büyümekten biraz da kendinin olmayınca bi anlamı olmayışındandı

hiç unutmam; bir keresinde - ev sahibimizin torunu da bizim üst katımızda oturuyordu, kızla aynı yaştayız. - ev sahibinin torunuyla bahçeye girdik. erik mevsimi. en fazla 15 dakika kadar bahçede durduktan sonra “çıkalım artık.” dedi. mecburen çıktık. onun gittiğinden emin olduktan sonra deli dana gibi bahçeye saldırdım. ceplerimi erikle doldurdum. yaptığım ilk ve son hırsızlık denebilir. düşününce bu yaşta bile mahcup hissediyorum.*

üstüne zibilyon sene geçti. bir bahçemiz oldu. ilk başta sadece bahçe olarak kullandığımız yere müstakil bir ev yaptık. bahçeye dikilebildiği kadar ağaç dikildi: zeytin, ceviz, kiraz, vişne, armut, nar, erik, dut, limon, mandalina (3 adet) ağaçları; böğürtlen, fındık, asma… mevsimine göre meyveleri aldık, alıyoruz, alacağız. sadece biz almıyoruz elbette; gelen geçen, canı çeken herkes aldı, alıyor, alacak. her daim paylaştıkça çoğalır mottosu ile hareket edince yaşamak daha keyifli oluyor. dün mandalina toplarken bütün gün kirada oturduğumuz ev, mandalina ve erik ağacı aklımdaydı. doyasıya meyve toplayabildiğim için gülümsedim. her mevsim böyle oluyor. bahçeye indiğimde çocuklaşıyorum. çocuk mutluluğum ne bahçeye, ne eve, ne yaşadığım sahil kasabasına, ne ilçeye, ne ile sığıyor. taşıyorum resmen.

ilerde bi gün çocuğum olursa, olacaksa bahçeye inip özgürce ağaçtan ağaca koşturmasını, dallara uzanıp, hiçbir sınır olmadan meyveleri koparmasını hayal ediyorum şimdi. ilerde bir gün… belki…

ve tüm bunlar için teşekkür ediyorum. *
devamını gör...

bu corona dönemi geçtikten sonra çoğu insanın yaşayacağını düşündüğüm rahatsızlık.
devamını gör...

bazıları temizlik nedir öğrendi.
ben ise düzenli ders çalışmayı ve yemek yapmayı ilerlettim.
devamını gör...

(bkz: öldürmeyip süründüren şeyler)
devamını gör...

kahvaltı sonrası kahvesidir. birazdan ofise çıkılıp yapılacaktır. bir tane de tellendirdik mi o iş tamam.
devamını gör...

“ bir şarkı istiyorum uykusuzkahve, son bir şarkı. 'bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin' son defa çal benim için. “

hayırlı olsun hepimize, harikasınız. emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler, elinize sağlık.
devamını gör...

hesap silme, hesap dondurma, hesap üzeri kaymak koyup, ceviz serpme gibi özelliklerin yazarların insiyatifinde olması gerektiğini düşünüyorum. yazarların kendi hesapları üzerinde söz hakkı olmalı sayın yönetim.
devamını gör...

yüzümün yara alacağı herhangi bir ölüm şekli. en büyük hayalim 30'larımda hâlâ güzelken ölmek.
devamını gör...

ego tabanlı vahşet yönünden insanlarla kıyaslandığında kat be kat masum kalacak canlılardır.

hayvan, kendi canına, yavrularına, barınağına ve beslendiği alanlara açık tehdit olmadıkça saldırmaz. açlık haricinde -birtakım istisnalar hariç- avlanmaz ya da kendi türünden bir canlıyı öldürmez.

insan ise sırf kendi zevki uğruna doğayı katleder, savaşlar çıkarır, kendi türü de dahil olmak üzere her tür canlıya "zevkine" işkenceler yapar. belli ve yeterli bir alanı değil, tüm dünya alanlarını kendine ait bilir…
devamını gör...

kendiliğinden, içten gelerek yapılan yardımlardır. elbette süperegonun dereye girdiği, iyi görünme kaygısı güdülen ve çoğunlukla vicdanın rahatlatıldığı durumlarda iyilik kategorisinde sayılabilirler. fakat bunlar bize iyiliğin devamlılığı için gereken motivasyonu her daim sağlayamayabilirler. bu nedenle iyilik, yapılıyorsa beklentisiz, tam bir içtenlikle yapılmalı ki buna karşılık bir ödül veya takdir alınmadığında yardım motivasyonumuz kaybolmasın.
devamını gör...

güç zehirlenmesi yaşayan yaşlı, bunamasına ramak kalmış eski olmasını dilediğim türkiye'nin cumhurbaşkanı.
devamını gör...

sinema tarihinin en bilinen fantastik korku filmlerinden biri. özgün ismi " the birds" diye geçen, 1963 abd yapımı olan bu film yapıldığı dönemden bu yana, kendisinden ilham alan pek çok filme öncü olmuş, fakat "taklitler aslını yaşatır" misali, bu filmin başarısına ulaşamamış, film de bu yüzden efsane kalabilmiş. ölümcül arılar, devasa karıncalar, köpekbalıkları, piranhalar gibi hayvanların konu edindiği gerilim unsurları, bu filmin etkisi altında kalan sinemacılar tarafından ortaya çıkarılmış fakat spielberg'in jaws filmi dışındakiler, kuşlar'ın başarısına ulaşamamışlar.

filmin yönetmeni de, başarılı olmasında büyük payı olan, gerilim sinemasını korku unsurundan çıkarıp sanatsal bir kimliğe taşıyan, ingiliz alfred hitchcock. sevimli bir tonton görünümlü bu yönetmen, öyle gerçekçi bir sinema tarzına sahip ki, izleyiciyi büyüleyip hipnotize ederek, adeta koltuğa yapıştırıyor.

filmin hikayesi california'da geçiyor. zengin bir basın patronunun kızı, kuş satan bir işyerinde tanıştığı bir erkek ile hafta sonunu geçirmek için bir tatil kasabasına gidiyor. fakat eğlenceli bir şekilde başlayan hafta sonu tatili, bölgede bulunan kuşların toplanıp saldırıya geçmesiyle büyük bir kabusa dönüşüyor.
devamını gör...

her şey bir adet sudoku defteri almam ile başladı. arkalı önlü yaklaşık 300 sayfalık defterin üçte biri hızlıca biterken ortalarda yavaşladığımı fark ettim.

zorluk derecesi arttıkça beynim beni hayal kırıklığına uğratıyor diye kendime kızıyordum.
o sayfayı yarım bırakıp diğer sayfaya geçtim ama o da ne? bir kaç rakam yazdıktan sonra yine tıkandım. bir hırsla diğer sayfalara aynı muameleyi yaptım, farklı bi sonuç yaşanmadı.

o sudokular yarım kaldı. en başta yarım bıraktığım sayfaya döndüm ve algılarım mı açıldı, ne olduysa birden çözülmeye başladı. diğer bütün yarım bırakılmış sayfalarım gibi...
devamını gör...

cidden emek var belli. bu güzel mini diziyi oluşturan, seslendiren kim aşırı merak içerisindeyim..*
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim