özenerek giyinmek, özenerek konuşmak vb.
özetle, kendine özenmek,
kendini ciddiye almak,
kendini önemsemek.
devamını gör...

bazı ilkokul hocalarının uygulamayı en sevdiği eylemdi.

yamuk yumuk kafalı, minik haylaz erkeklerin çetelerini bozar, onları hayatın acı gerçekleriyle erken yaşta tanıştırırdı...

sıra arkadaşınız artık kalem batırdığınızda gülüp küfretmek yerine, anında öğretmene şikayet edip ağlayarak dayak yemenize sebep olacaktı...
devamını gör...

back to the future rozetinin çok pahalı olması sebebiyle fotoğrafı kaydedip kokpit fotoğrafı yaptığım sözlük mağazası. iko kusuruma bakmasın artık.

(bkz: kokpite kaçak rozet çıkmak)
devamını gör...

selamun aleyks arkadaşlar, bir süredir buradayım artık veda vaktim geldi. birkaç saat sonra gelecegim hocca kalın..
devamını gör...

kaos
kalabalık
yalnızlık
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

öldürmemeniz yeterli. çiçekten, böcekten, aşktan, şefkatten geçtik zaten.

emek veren, ölen, öldürülen, başta annelerimiz olmak üzere her kadının gününü kutlarım. umuyorum ki bu gün bizlere adalet getirir.
devamını gör...


klasikler bizi bizden daha iyi anlarlar. klasikler toplumu, dünyayı, hayatı anlamlı hâle getirirler. klasik demek kültür demektir, medeniyet demektir. insanlık tarihinin icat ettiği en iyi eğitim şekli çocuklara okullarda klasikleri okutmaktır. başka hiçbir şey yapmaları gerekmez.

klasik, eskimeyen eskidir. klasik, şarap gibidir. iyi bir şarap zaten klasiktir. yaş olarak eski ama değer olarak eski olmayandır. klasikler aslında hiçbir şeyin değişmediği konusunda bizi ikna ederler. hâlâ antigone'nin, hamlet'in çağında yaşıyormuşuz hissine sokarlar bizi. tarihsel varlıklar olduğumuz gerçeğini unutturmadan, insan doğası diye bir şeyin mümkün olduğunu ima ederler. on dört yaşında bir çocuğa, ailesinin ablasını öldürtmesine ise klasik diyemeyiz. o artık kelimenin tam anlamıyla eskidir, eskide kalması gerekendir. yani her geçmişe ait olan iyi değildir. kaliteli toplumlar bu ayrımı daha iyi yaparlar. bu ayrımı daha iyi yaptıkları için daha kaliteli toplum olurlar.

klasik, baba gibidir. bir marksist'in marx'la olan ilişkisi, bir hıristiyan'ın isa'yla olan ilişkisi, bir müslümanın kur'an-ı kerim'le olan ilişkisi tıpkı buna benzer. yüzleşme, hesaplaşma, yerine koyamama, ikame etme zordur. ama başka türlüsü de yoktur!

#424211
devamını gör...

zannedesem soğuk anlamına gelir. insan için kullanımında da kendini ortamdan soyutlayan, ortamlardan uzak duran ve bunu yaparak havalı olduğunu zannedenler için kullanılabilr.
devamını gör...

"çocuğum olmadan nasıl çocuk yetiştirilir yüzlerce teorim vardı, çocuğum oldu ve şimdi hiç teorim yok"
nasıl çocuk yetiştirilir konusunda en uzman yazanlar genelde çocuğu olmayanlar çünkü çocuk sahibi olanlar iyi bilirler ki o işler her zaman öyle olmuyor*
kinder sürpriz yumurta gibi düşünün çocuğu. içinden ne çıkacak bilemezsiniz. bir insanın beş çocuğu olsun hepsi birbirinden farklı olur. aynı anadan babadan ama bambaşka karakterler. bunun tek bir doğrusu yok. her çocuğu ayrı ele almak gerekir.
tabi ki ailenin yetiştirmesi çok çok önemli ama iş sadece ana-babada bitmiyor. zincirin halkaları gibi. maddi şartlar, bulunulan çevre, okul, arkadaş, akraba, ailenin büyüklerine yakın yaşayıp yaşamaması dahi çocuğun karakterine, özgüvenine etki edebiliyor.
o yüzden fikrimiz olabilir ama 'incelikleri' yok bu işin. elimizden geldiğince saygı duyarak, anlamaya çalışarak ve çok severek yetiştirmeye çalışmak ve temel ihtiyaçlarını maddi-manevi karşılayabileceksek çocuk sahibi olmak. bir çocuğa gücümüz yetiyorsa bir çocukla kalmak. ahkam kesmek doğru olmaz bu konuda.
ergenlik döneminde bir oğlum var. eh kolay olmuyor ergen çocuk annesi olmak her zaman. yapısı gereği asi yaradılışlı bir çocuk değil neyse ki ve 8 yaşında gitara yönlendirmemizin de çok faydasını gördük. sporla uğraşsın istedik, istemedi. saygı gösterdik. gitara ilgisi vardı. bi deneyelim dedik, gidiş o gidiş. 6 yıldır devam ediyor ve çok seviyor. her gün bir-iki saatini ayırıyor ve hele de pandemide, ergenlik döneminde ilaç gibi geldi.
ergenlik döneminde inişler-çıkışlar oluyor mutlaka. en çok yaptığım ona sevgimi belli etmek ve her ne olursa olsun onu hep seveceğimi söylemek. bunu duymayı seviyor biliyorum. sarılmamı ve bazen öfkeli hallerinde aslında şefkat istediğini. bir çocuğun en çok isteyeceği şey anne ve babasının mükemmel olması değil onlar tarafından çok sevilmek diye düşünüyorum ve tabi ki de sağlıklı bir şekilde. geri kalanı da biraz çocuğun yapısına, biraz hayata kalıyor
devamını gör...

zamanla sevmeyi artık daha sağlıklı buluyorum. ilk görüşte aşk bu devirde biraz hayal gibi. tanıdıkça, ondan bir şeyler öğrendikçe sevgi daha anlamlı olur diye düşünüyorum.
devamını gör...

ikinci dünya savaşı sonrası avrupa devletlerinin ekonomisi ve parası çökünce ve savaşın galibi olan abd'nin dünya sahnesine çıkmasıyla kendini gösteren dolar, çok güçlü kehanetler içermesi, her milimine sihirle dokunması, giderek altından bile güçlü madene dönüşmesine sebep oldu. çeşitli metalleri altına çevirme bilimi olarak da bildiğimiz simyanın da ötesinde ve çok ileri bir teknikle kağıt dolar, altın ve tüm kıymetli madenlere dönüştürülerek simya ilminin içinin boş olmadığını da göstermiş oldu.
devamını gör...

çok sevdiğim bir meyvedir ama yedikten sonra nedense dudaklarımı uyuşturur.

ayrıca kabuklarını yıkayıp reçel de yapabilirsiniz.
devamını gör...

"mesela bir kuş kanadı kırıldı diye asla ölmez, ama kanadı kırıldı diye kahrından ölür. ben sana halimi başka nasıl anlatırım bilemiyorum."
devamını gör...

köy kahvaltısı.
devamını gör...

filozof, romancı, aykırı.

kendisini diğer filozof ve romancılardan ayıran en önemli özelliği olan aykırılığı öyle bir boyuttadır ki; aristokrat olmasına rağmen kendisini hapse attıran kraliyet yönetimine dahi diş bilemiş, ihtilal sonrası ilan edilen genç cumhuriyetin en ateşli savuncularından birisi olmuştur. yeri geldiğinde, bu cumhuriyete dahi baş kaldırmasını bilmiştir, öyle ki, marquis de sade ya da cumhuriyetten sonra bilinen adıyla, yurttaş sade, simone de beauvoir'ın "sade'ı yakmalı mı?"da belirttiği üzere, pekala cumhuriyet rejimindeki terör döneminden faydalanabilir, gönlünce insanları işkence edebileceği veyahut onları öldürebileceği bir kamu görevine atanabilirdi.

ancak, yaygın kanının aksine sade, fransız ihtilali'nin terör dönemine şiddetle karşı çıkmış, hatta ve hatta "ılımlı" diye fişlenmiştir. sade hakkında yalapşap bilgisi olan pek-çok kişinin onun terör dönemini canla başla savunacağını düşündüğünden öylesine eminim ki.

de beauvoir kendisi hakkında şöyle bahsetmeye devam eder "sade'ı yakmalı mı?" isimli eserinde; "kuşkusuz, "kan akıtmak" belli hallerde coşku verici bir işti onun için. ne var ki kendi varlığının ve tek tek bireylerin etini olduğu kadar, bir özgürlüğü, bir bilinci sağlamasını de bekliyordu kıyıcılıktan. adsız kişileri geniş ölçüde yargılamak, onlara hüküm giydirmek, ölümlerini görmek, sade'ın yadsıdığı şeylerdi bunlar."

kendisi sadizme ismini vermiştir amenna, çok sayıda partnerine acı çektirmekten zevk aldığı, dinden nefret ettiği ve her türlü tabuyu tersyüz ederek yaşadığı da söylenebilir, ancak de sade, toplumsal ahlakın ikiyüzlülüğünü enfes bir şekilde ortaya koyar; hukuk bağlamında yasallaştırılan bir sadizmin, kontrol duygusunun ve baskıcılığın karşısındadır o, onun elezerliği bir bastırma değil özgürleştirme aygıtıdır, her zaman başkaları için olmasa da, kendisi için...

hapsedilmiş, akıl hastası olarak yaftalanmış, tüm onuru elinden alınmıştır.

ancak buna rağmen yazmaya devam etmiş ve dönemin aydınlarının, gençlerinin, masumlarının kellesini giyotinle patır patır alan fransızlara, "cumhuriyetçi olmak istiyorsanız, daha iyi denemelerde bulunmak zorundasınız" diye ayar vermekten çekinmemiştir.

eserleri 2017 yılından itibaren fransa devleti tarafından kültür hazinesi ilan edilmiştir.

daha fazlası için:
simone de beauvoir - faut il brûler sade ("sade'ı yakmalı mı?", yapı kredi yayınları)
georges bataille - la littérature et le mal ("edebiyat ve kötülük", ayrıntı yayınları)
marquis de sade - la philosophie dans le boudoir ("yatak odasında felsefe", ayrıntı yayınları)
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

oğuz atay, tutunamayanlar'dan küçük bir bölüm.

beni bir gün unutacaksan, bir gün bırakıp gideceksen, boşuna yorma derdi; boş yere mağaramdan çıkarma beni. alışkanlıklarımı özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme boşuna. tedirgin etme beni. bu sefer geride bir şey bırakmadım. tasımı tarağımı topladım geldim. neyim var neyim yoksa ortaya döktüm. beni bırakırsan sudan çıkmış balığa dönerim.
devamını gör...

kültür ve medeniyet, duyduğumuz zaman çok benzer olarak algıladığımız kelimelerdir. fakat bu tam olarak böyle değildir. kültür, bir canlı türünün birlikte yaşamaya çalışmak çabasından doğan ritüeller ve birikimler toplamıdır diyebiliriz. yani kültür, farklı gelenekler birikimidir demek yanlış olmayacaktır. bundan mütevellit kültür insanlara has bir olgu değildir. birçok hayvan türünün kendine ait yaşayış gelenekleri ve yaşamlarının belli zamanlarında uyguladıkları ritüelleri bulunur. bunlara örnek olarak balinaların başka bir balina sürüsü ile karşılaştığında yaptıkları yarım dakikalık karşılama merasimi verilebilir. ortak atalara sahip olduğumuz şempanzeler de bu gibi kültürlere sahiptir. kargaların da cenaze törenleri olduğunu biliyoruz. yani anlatmak istediğim şey şudur ki kültür belli bir bilinç seviyesini aşmış canlılarda kendiliğinden oluşan doğal bir olgudur. insan kültürleri de böyledir. her topluluğun kendine ait bir kültürü olmakla beraber bu kültürler uzun süre birlikte yaşamanın yani toplum olmanın sonucu olarak ortaya çıkmıştır. bir diğer olgu olan medeniyet ise bambaşka bir şeydir. medeniyet, kültür ile çok sık olarak karıştırılmasına karşın başka bir şeyi ifade etmektedir. medeniyet, bir topluluğun birlikte yaşayabilme becerisidir. bu kelimenin farklı dillerdeki etimolojik kökenlerine baktığımız zaman bunu rahatça görebiliriz. “civilization” kelimesi “civitate” kökünden gelir ki bu da organize şekilde yaşayan insanlar, şehir hayatı gibi mânâlara sahiptir. bizim dilimizde de olan “medeniyet” kelimesi ise bir şehir olan medine’den gelir. insanlığın ortak hafızası ve isimlendirmesinde böyle bir tanım olduğunu görebiliyoruz. bu kelime, birlikte yaşama becerisini anlatmaktadır. işte tam da bu yüzden hayvanlarda medeniyet yoktur. medeniyet, insan işidir. birkaç kitaptan okuduğum ve izlediğim şeylere binaen konuşmam gerekirse her toplumun iyi kötü bir kültürü ve gelenekleri olduğu söylenebilir ancak medeniyet her toplumda yoktur. mesela hint kültürü, köklü ve kadim bir kültürdür diyebiliriz. çünkü o bölgedeki toplumsal yaşam yüzyıllara dayanır ancak hindistan’da medeniyet yoktur. çünkü o bölgede insanlar, hâlâ birbirini din, etnik köken veyahut sair sebeplerden acımasızca öldürmek, yok etmek çabasındadır. günümüzde medeniyet, dünyanın birçok ülkesinde vardır. peki dünyanın hangi bölgelerinde kültür veya medeniyet vardır? bunu nasıl fark edebiliriz? bu gayet basit bir sorudur. öncelikle dediğim gibi her toplumun bir kültürü vardır. medeni olan toplumlar ise birlikte barış içerisinde yaşamak becerisini kazanmış toplumlardır.
devamını gör...

lokasyon olarak filistin’de bulunan(kimine göre israil), müslümanların ilk kıblesi ve kutsal sayılan üç mescidden biridir. kur’an-ı kerim’de el-mescidül aksa adıyla anılır. aksa arapça’da uzak anlamındadır. mekke’ye olan uzaklığından dolayı bu isim olduğu rivayet edilir. çevresinin mübarek kılındığı belirtilir. museviliğe göre burası dünya yaratılmadan önce vardır. tüm dinlere ev sahipliği yapmış, buram buram tarih kokan mübarek bir beldedir.

eskiden gittiğim ve gittikten sonra içimde burukluk yaşamama sebep olan yerdir. mescide namaz kılmaya gitmek istediğinizde, israil askerlerinin kontrolünde geçmek zorundasınızdır. gerekirse çantanızı ve üzerinizi ararlar. itiraz ettiğinizde sizi direkt gözaltına alarak deport ederler. maalesef şu an içler acısı bir durumdadır.
devamını gör...

herhangi bir konuda mükemmel olanı arayanın sonu hayal kırıklığıdır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim