kafkayı kullanma kılavuzu
orhan tuncay kitabıdır.
yapılması gereken şey, franz kafka’yı aziz ilan edilmekten korumak; en az bunun kadar önemli bir iş de, kafka’yı dogmatik aşırılıklara kayanlar karşısında savunmak. bir aziz değildi kafka, aziz olmanın çok ötesindeydi: bir büyük yazardı. yapıtları da, bir çağın son modası olmanın çok ötesindedir; doğrudan dünya yazınıdır. thomas mann’ın deyişiyle, bu yapıtlar ‘”dünya yazınının en okunmaya değer ürünleri arasında yer alır.”
ernst fischer’in bu sözüne katılmamak mümkün görünmese de yine de söylenmesi gereken şeyler var cümle üzerine. fischer haklı kafka büyük bir yazardı ancak aynı zamanda bir azizdi de. birçok insanın hayatını değiştirmiş, yol gösterici olmuş, onlara düşünmeyi öğretmiş bir yazardır -ki onun müritlerinden biri de bu satırları yazan kişidir.
ancak kafka’dan herkes zevk alabilse de herkesin kafka’yı anlayabildiğini iddia etmek oldukça güçtür. kafka zordur, zorlayıcıdır. sürekli bir metafor fırtınası eser ve yapmanız gereken şey belki de kendinizi bu fırtınaya terk etmektir. bir kafka çevirmeni olan orhan tuncaykendince bir kılavuz hazırlamış kafka’ya yeni başlayacaklar için. iyi de yapmış. orhan tuncay kafka hakkında yazılan yazılardan, yapılan araştırmalardan ve kendi düşüncelerinden oluşan derlemede kafka okumak için size bir yol haritası sunuyor.
“dava” romanını kafka hakkında bilgi sahibi olmadan okusanız da zevk alırsınız ancak bu romanını ortaya çıkmasına yol açan olayı bilirseniz daha fazla zevk alacağınız kesindir. orhan tuncay da işte tam da bunu yapıyor ve okuyucuya kafka ile ilgili önbilgiler sunuyor. “kafka asla tam olarak bilinemez, “kafka sen neysen odur”. yani tekrar ilk soru. kafka nedir?…” diyor kıvanç koçak kafka’yla ilgili makalesinde. ama tam olarak bilinmese de fikir sahibi olmak için kafka’yı kullanma kılavuzu’nu okumak iyi bir fikir olabilir.
yapılması gereken şey, franz kafka’yı aziz ilan edilmekten korumak; en az bunun kadar önemli bir iş de, kafka’yı dogmatik aşırılıklara kayanlar karşısında savunmak. bir aziz değildi kafka, aziz olmanın çok ötesindeydi: bir büyük yazardı. yapıtları da, bir çağın son modası olmanın çok ötesindedir; doğrudan dünya yazınıdır. thomas mann’ın deyişiyle, bu yapıtlar ‘”dünya yazınının en okunmaya değer ürünleri arasında yer alır.”
ernst fischer’in bu sözüne katılmamak mümkün görünmese de yine de söylenmesi gereken şeyler var cümle üzerine. fischer haklı kafka büyük bir yazardı ancak aynı zamanda bir azizdi de. birçok insanın hayatını değiştirmiş, yol gösterici olmuş, onlara düşünmeyi öğretmiş bir yazardır -ki onun müritlerinden biri de bu satırları yazan kişidir.
ancak kafka’dan herkes zevk alabilse de herkesin kafka’yı anlayabildiğini iddia etmek oldukça güçtür. kafka zordur, zorlayıcıdır. sürekli bir metafor fırtınası eser ve yapmanız gereken şey belki de kendinizi bu fırtınaya terk etmektir. bir kafka çevirmeni olan orhan tuncaykendince bir kılavuz hazırlamış kafka’ya yeni başlayacaklar için. iyi de yapmış. orhan tuncay kafka hakkında yazılan yazılardan, yapılan araştırmalardan ve kendi düşüncelerinden oluşan derlemede kafka okumak için size bir yol haritası sunuyor.
“dava” romanını kafka hakkında bilgi sahibi olmadan okusanız da zevk alırsınız ancak bu romanını ortaya çıkmasına yol açan olayı bilirseniz daha fazla zevk alacağınız kesindir. orhan tuncay da işte tam da bunu yapıyor ve okuyucuya kafka ile ilgili önbilgiler sunuyor. “kafka asla tam olarak bilinemez, “kafka sen neysen odur”. yani tekrar ilk soru. kafka nedir?…” diyor kıvanç koçak kafka’yla ilgili makalesinde. ama tam olarak bilinmese de fikir sahibi olmak için kafka’yı kullanma kılavuzu’nu okumak iyi bir fikir olabilir.
devamını gör...
kitaplardaki en etkileyici giriş cümlesi
devamını gör...
back to the future
kısaca geleceğe gidip zaman çizgisinde karışıklık yaratınca olanları mizahi ve güzel bir şekilde anlatılan bilim kurgu filmidir.
devamını gör...
hak ettiği değeri görmeyen yemekler
erişteli yeşil mercimek. besleyici, lezzetli, dengeli bir yemektir ama sorsanız kimsenin favori yemeği değildir de. mercimeğe hak ettiği değeri verelim lütfen.
devamını gör...
pencereden uzanıp koyduk mu diye bağıran çocuk sorunsalı
ailesinden gördüğünü uygulayan çocuktur. önce ailenin eğtilmesi gerekir.
devamını gör...
kendime saygım yok davranışları
seni tüketen insanları hala hayatında tutmak.
devamını gör...
bağırta bağırta akdeniz belediyesini aldık kanırta kanırta da büyükşehri alacağız
üsluba bak dediğim açıklama.
devamını gör...
bir abinizin normal sözlük gözlemleri
kesinlikle katılıyorum. çoğu zaman şuraya girdiğimde ülkede ne olmuş/insanların bakış açısı ne diye bakmak için giriyorum ama hiç bir konu benlik değilmiş gibi geliyor. önemli konular gündeme gelmiyor, nadiren yazan olsa da başlık pek kimsenin ilgisini çekmiyor.
devamını gör...
kurban bayramınız kutlu olsun
iyi bayramlaar.
kurbanınız kaçmasın, kasabınız acemi çıkmasın.
bol kavurmalı günler.
kurbanınız kaçmasın, kasabınız acemi çıkmasın.
bol kavurmalı günler.
devamını gör...
seni halk adına ölüme mahkum ediyorum
mitka grıbçeva'nın savaşta ölen arkadaşlarının anısına yazmış olduğu kitabın adıdır.
bir partizanın gözünden faşizme karşı verilmiş mücadelenin kanlı canlı tanığı oluyorsunuz. mücadele nedir, ne değildir? sorusunun yanıtını bu kitapta rahatça bulabilirsiniz. ha cevap hoşunuza gider ya da gitmez, ben o kısmına karışmam. zaten 7. bölüme kadar gelmişseniz ve devam edebilecek coşku ya da okuma isteği içinizde yoksa, kitabı hafifçe kapatıp, uygun bir yere bırakınız. tabi kitap bıraktığınız yerde kalmasın zira kitabı okuyabilecek ve bu kitaptan bir şeyler çıkarabilecek insanlar elbette vardır/olacaktır. elden ele dolaştırıverin bir zahmet. okuyamamış olsanız da çorbada tuzunuz bulunsun. bulunmasa da olur, bilemedim şimdi.
bende kitabın 1976 ve 1978 yılı basımları var. kitabı haşmet matbaasında dizip basmışlar. yeni basımlarına da biraz göz gezdirmişliğim oldu. lakin yeni çevirilerden aynı tadı alamadım. belki kusur bendedir ya da çeviriler cidden kötüdür o konuda da kesin bir şey söyleyemeyeceğim. ben şerhimi düşmüş olayımda sıkıntı çıkmasın kafası ile hareket edeyim, eşeği sağlam kazığa bağlayayım. eşek aşırı inatçıysa da benim yapabileceğim bir şey yok. neticede kazık sağlam, ondan eminim.
bak konu yine dağıldı. hep böyle oluyor. durağanlık kötü şey zaten sürekli evrilmek falan lazım. kitapta biraz bundan bahsediyor. bir kibritte sen çak olayı gibi düşünün. zaten kibriti çakmaya üşenenler için çakmak var, o olmadı pürmüz var. ya da her zaman yaptıkları gibi hazır yemek söylesinler. ama kitabı bıraktıkları yeri sakın unutmasınlar, söylediğim gibi birine lazım olur. okumakta bir mücadele biçimidir falan filan fişman...
ben kestirmeden arka kapağı iliştireyim şuraya zira bu başlık iyi yerlere gitmiyor *
1940'larda faşizm bütün ağırlığıyla ülkeye yerleşmiştir. yöneticiler bir yandan yabancılarla, nazilerle işbirliği yapmakta, öte yandan kendi halkının gün geçtikçe daha kötü koşullarda yaşamasını sağlamaktadır.
bu romanın yazarı mitka grıbçeva, o yılların bulgaristan'ının en önde gelen partizanlarından birisidir. faşizmin en karanlık günlerinde, çeşitli kademelerden geçerek bir partizan müfrezesine girer. artık ognyana'dır adı... ognyana ve partizan arkadaşları faşizmle savaşmaya başlarlar. ve bu savaş, faşizmin kesin yenilgisine kadar sürer...
habora kitapevi yayınları /1978
bir partizanın gözünden faşizme karşı verilmiş mücadelenin kanlı canlı tanığı oluyorsunuz. mücadele nedir, ne değildir? sorusunun yanıtını bu kitapta rahatça bulabilirsiniz. ha cevap hoşunuza gider ya da gitmez, ben o kısmına karışmam. zaten 7. bölüme kadar gelmişseniz ve devam edebilecek coşku ya da okuma isteği içinizde yoksa, kitabı hafifçe kapatıp, uygun bir yere bırakınız. tabi kitap bıraktığınız yerde kalmasın zira kitabı okuyabilecek ve bu kitaptan bir şeyler çıkarabilecek insanlar elbette vardır/olacaktır. elden ele dolaştırıverin bir zahmet. okuyamamış olsanız da çorbada tuzunuz bulunsun. bulunmasa da olur, bilemedim şimdi.
bende kitabın 1976 ve 1978 yılı basımları var. kitabı haşmet matbaasında dizip basmışlar. yeni basımlarına da biraz göz gezdirmişliğim oldu. lakin yeni çevirilerden aynı tadı alamadım. belki kusur bendedir ya da çeviriler cidden kötüdür o konuda da kesin bir şey söyleyemeyeceğim. ben şerhimi düşmüş olayımda sıkıntı çıkmasın kafası ile hareket edeyim, eşeği sağlam kazığa bağlayayım. eşek aşırı inatçıysa da benim yapabileceğim bir şey yok. neticede kazık sağlam, ondan eminim.
bak konu yine dağıldı. hep böyle oluyor. durağanlık kötü şey zaten sürekli evrilmek falan lazım. kitapta biraz bundan bahsediyor. bir kibritte sen çak olayı gibi düşünün. zaten kibriti çakmaya üşenenler için çakmak var, o olmadı pürmüz var. ya da her zaman yaptıkları gibi hazır yemek söylesinler. ama kitabı bıraktıkları yeri sakın unutmasınlar, söylediğim gibi birine lazım olur. okumakta bir mücadele biçimidir falan filan fişman...
ben kestirmeden arka kapağı iliştireyim şuraya zira bu başlık iyi yerlere gitmiyor *
1940'larda faşizm bütün ağırlığıyla ülkeye yerleşmiştir. yöneticiler bir yandan yabancılarla, nazilerle işbirliği yapmakta, öte yandan kendi halkının gün geçtikçe daha kötü koşullarda yaşamasını sağlamaktadır.
bu romanın yazarı mitka grıbçeva, o yılların bulgaristan'ının en önde gelen partizanlarından birisidir. faşizmin en karanlık günlerinde, çeşitli kademelerden geçerek bir partizan müfrezesine girer. artık ognyana'dır adı... ognyana ve partizan arkadaşları faşizmle savaşmaya başlarlar. ve bu savaş, faşizmin kesin yenilgisine kadar sürer...
habora kitapevi yayınları /1978
devamını gör...
insan genom projesi
orjinal açılımı human genom project (hgp). 1990 yilinda baslayip 2003 yilinda sonlandirilmistir. projenin amaci insani insa eden genetigimizin cozumlenmesi ve tedavisi bulunmayan kalitsal hastaliklara tedavi olanagi saglamak. ayrica sonuclar sadece tibbi alanda degil bir cok alanda (ozellikle evrim) soru isaretleri bulunduran bilinmezlikleri cozumlemeye yardimci olmustur denilebilir.
projeye baslamadan once bilim insanlari once planlamasini yaptilar ve projeyi bir kac asamaya bolduler. oncelik her irk ve cinsten belirlenen sayica insandan kan ve sperm ornegi alindi. proje surecinde dna'larin dizilimi belirlenip haritasi cikarildi. cikan sonuca gore de 20 bin kusure yakin insan geni bulundu ki bu sonuc aslinda tahmin edilen rakamin neredeyse yarisi kadar. projeye amerika, almanya, kanada, cin, rusya, japonya gibi 18 ulke katildi. yaklasik 200 milyon dolara yakin para harcandi.
proje bir cok alanda yarar sagladi dogru. alzheimer, kanser, diyabet, parkinson gibi bir cok hastaliga etkisi oldukca olumlu ama ilerleyen zamanlarda insan turu icin kotuye kullanimi da mumkun. insan genetiginin tamamiyle cozumlenmesi, ilerleyen nesillerin genetiginin oynanmasina neden olabilir. ismarlama bebekler gelistirilebilir ki simdiden bunun orneklerini gormekteyiz. daha zeki, daha guclu, daha guzel-yakisikli nesiller elde edilebilir. bu kulaga hos gelse de bundan yararlanacaklar elbette zengin kesim. yani insanlar arasindaki sinifsal farkliliklari daha da acabilir. olmayan irk ustunlukleri gerceklesebilir mesela, kotuye kullanimi oldukca acik kisacasi. o yuzden bu projeyi destekleyen kadar karsi cikan kesim de fazla.
kaynak www.genome.gov/human-genome...
projeye baslamadan once bilim insanlari once planlamasini yaptilar ve projeyi bir kac asamaya bolduler. oncelik her irk ve cinsten belirlenen sayica insandan kan ve sperm ornegi alindi. proje surecinde dna'larin dizilimi belirlenip haritasi cikarildi. cikan sonuca gore de 20 bin kusure yakin insan geni bulundu ki bu sonuc aslinda tahmin edilen rakamin neredeyse yarisi kadar. projeye amerika, almanya, kanada, cin, rusya, japonya gibi 18 ulke katildi. yaklasik 200 milyon dolara yakin para harcandi.
proje bir cok alanda yarar sagladi dogru. alzheimer, kanser, diyabet, parkinson gibi bir cok hastaliga etkisi oldukca olumlu ama ilerleyen zamanlarda insan turu icin kotuye kullanimi da mumkun. insan genetiginin tamamiyle cozumlenmesi, ilerleyen nesillerin genetiginin oynanmasina neden olabilir. ismarlama bebekler gelistirilebilir ki simdiden bunun orneklerini gormekteyiz. daha zeki, daha guclu, daha guzel-yakisikli nesiller elde edilebilir. bu kulaga hos gelse de bundan yararlanacaklar elbette zengin kesim. yani insanlar arasindaki sinifsal farkliliklari daha da acabilir. olmayan irk ustunlukleri gerceklesebilir mesela, kotuye kullanimi oldukca acik kisacasi. o yuzden bu projeyi destekleyen kadar karsi cikan kesim de fazla.
kaynak www.genome.gov/human-genome...
devamını gör...
sevdiğin filmi adını söylemeden anlat
rüya mıydı yoksa gerçek miydi?
devamını gör...
eksternal sefalik versiyon
makat prezentasyon'u yüz prezentasyonu'na çevirmeyi amaçlayan manevraya verilen isimdir.
kural olarak gebeliğin 36.haftayı geçmiş olması ve doğumun başlamamış olması gerekir.
polihidroamnios, multiparite başarı şansını artırmaktadır.
kural olarak gebeliğin 36.haftayı geçmiş olması ve doğumun başlamamış olması gerekir.
polihidroamnios, multiparite başarı şansını artırmaktadır.
devamını gör...
western cape
batı kap. güney afrika cumhuriyeti'nin güney batısında, atlas okyanusu ve hint okyanusu'na kıyısı bulunan eyaletidir.
yüzölçümü 129.462 km²'dir. cape town en büyük şehridir.
yüzölçümü 129.462 km²'dir. cape town en büyük şehridir.
devamını gör...
yks 2021
merhaba artık burdan sovecegim.
devamını gör...




