şimdiye kadar hiç kimsenin güllü lokum yerken ölmemiş olduğu gerçeği
az önce knut hamsun'un açlık kitabını okurken aklıma gelen düşünce.
bilen bilir, mezarlıklar müdürlüğünde işçiyim. günde nereden baksan 15-20 cenaze gelir önce sisteme geçirir, sonra yıkar sonra mezar eşip merhumu defnederiz.
hani derler ya sattığın malı bileceksin. arıcı sattığı balı bilir, terzi atlas kumaş nedir, hangi ketenin evsafı iyidir bilir, doktor hastasını muayene eder hiç değilse ve bilir...
bizler de gelen naaşları sorguluyoruz. birçok ölüm nedeniyle karşı karşıya geliyoruz. yaralama, boğulma, çatışma...
fakat fark ettim ki, aralarında hiçbiri güllü lokum yerken ölmemiş? nasıl olabilir yahu? nasıl?
bakın bugün worldometers istatistik sitesinde 152 bin kişinin rahmetli olduğu belirtiliyor. hadi diyelim ki bunlardan 100 bini eceliyle ölmüş olsun, geriye kalan 52 binin 30 bini de hastalık, kaza, cinayet vs. gibi sebeplerden ölsün. kalır sana 22 bin kişi. bu 22 bin kişinin tamamı potansiyel olarak güllü lokum yerken ölme adayıdır. ayrıca yine aynı sitede gördüğümüz bugün dünyaya gözlerini açan dünyalı sayısı 211 bin... bunlar da potansiyel olarak güllü lokum kurbanı olabilir.
peki istatistiklerde bulamadık diyelim. peki veritabanları?
yine bulamıyoruz. hiçbir veritabanında güllü lokum yerken öldüğü bilgisine yer verilmemiş. yani birçok kanalda "boğazına kaçan bir şeyden ötürü falanca saatte ex olmuştur" diye ifade geçiyorlar. aradığımız bu değil, bilakis yerken ölmeli.
araştırmalarıma devam ettim. internetin derin katmanı olan deep web'e girmekte karar kıldım. burada bilenler bilir istihabarat siteleri vardır. lanet olası federallere yakalanmamak için internetimin proxy ayarlarını değiştirdim. bu arada aklıma unuttuğum bir husus geldi ve oturduğum koltuktan yıldırım gibi fırlayarak yanlışlıkla elimdeki jack daniels blue label viskimi yerlere döktüm. yerlere paspas atarak hemen pc başına geçip akşamdan hazırladığım 6'lı kuponumu doldurdum. sağlam oran yaptık anasını satim, jokey muharrem abi rochester "son ayakta birinci gelmezse kasaba satıcam bu namıssızı ehhehe" demişti dalga geçerek, umarım yarınki ayakta kazanır, annemin emekli maaşının tamamını yatırdım anasını satim büyük girdik öyle böyle değil.
neyse deep web'te de istihbarat sitelerinde arşivleri karıştırdım. çıkan sonuçlar genelde "viski içerken ölenler, yemek yarışmasına katılıp ölenler" gibi basit şeylerdi. burada da bulamadım. yok ulan yok.
artık kabul etmeliyim. çünkü bir acı gerçekle yüzleşmek için, öncelikle kabul etmek gereklidir. inkar, öfke, pazarlık ve depresyon evrelerini aşmıştım. son evreye geldim, kabullenmeye.
bu acı gerçekten sizin de haberiniz olsun istedim, başınızı ağrıttımsa affola dostlar.
bilen bilir, mezarlıklar müdürlüğünde işçiyim. günde nereden baksan 15-20 cenaze gelir önce sisteme geçirir, sonra yıkar sonra mezar eşip merhumu defnederiz.
hani derler ya sattığın malı bileceksin. arıcı sattığı balı bilir, terzi atlas kumaş nedir, hangi ketenin evsafı iyidir bilir, doktor hastasını muayene eder hiç değilse ve bilir...
bizler de gelen naaşları sorguluyoruz. birçok ölüm nedeniyle karşı karşıya geliyoruz. yaralama, boğulma, çatışma...
fakat fark ettim ki, aralarında hiçbiri güllü lokum yerken ölmemiş? nasıl olabilir yahu? nasıl?
bakın bugün worldometers istatistik sitesinde 152 bin kişinin rahmetli olduğu belirtiliyor. hadi diyelim ki bunlardan 100 bini eceliyle ölmüş olsun, geriye kalan 52 binin 30 bini de hastalık, kaza, cinayet vs. gibi sebeplerden ölsün. kalır sana 22 bin kişi. bu 22 bin kişinin tamamı potansiyel olarak güllü lokum yerken ölme adayıdır. ayrıca yine aynı sitede gördüğümüz bugün dünyaya gözlerini açan dünyalı sayısı 211 bin... bunlar da potansiyel olarak güllü lokum kurbanı olabilir.
peki istatistiklerde bulamadık diyelim. peki veritabanları?
yine bulamıyoruz. hiçbir veritabanında güllü lokum yerken öldüğü bilgisine yer verilmemiş. yani birçok kanalda "boğazına kaçan bir şeyden ötürü falanca saatte ex olmuştur" diye ifade geçiyorlar. aradığımız bu değil, bilakis yerken ölmeli.
araştırmalarıma devam ettim. internetin derin katmanı olan deep web'e girmekte karar kıldım. burada bilenler bilir istihabarat siteleri vardır. lanet olası federallere yakalanmamak için internetimin proxy ayarlarını değiştirdim. bu arada aklıma unuttuğum bir husus geldi ve oturduğum koltuktan yıldırım gibi fırlayarak yanlışlıkla elimdeki jack daniels blue label viskimi yerlere döktüm. yerlere paspas atarak hemen pc başına geçip akşamdan hazırladığım 6'lı kuponumu doldurdum. sağlam oran yaptık anasını satim, jokey muharrem abi rochester "son ayakta birinci gelmezse kasaba satıcam bu namıssızı ehhehe" demişti dalga geçerek, umarım yarınki ayakta kazanır, annemin emekli maaşının tamamını yatırdım anasını satim büyük girdik öyle böyle değil.
neyse deep web'te de istihbarat sitelerinde arşivleri karıştırdım. çıkan sonuçlar genelde "viski içerken ölenler, yemek yarışmasına katılıp ölenler" gibi basit şeylerdi. burada da bulamadım. yok ulan yok.
artık kabul etmeliyim. çünkü bir acı gerçekle yüzleşmek için, öncelikle kabul etmek gereklidir. inkar, öfke, pazarlık ve depresyon evrelerini aşmıştım. son evreye geldim, kabullenmeye.
bu acı gerçekten sizin de haberiniz olsun istedim, başınızı ağrıttımsa affola dostlar.
devamını gör...
sanıldığı kadar başarı gerektirmeyen şeyler
evlenmek.
devamını gör...
söyleme dostuna söyler dostuna
iki kişinin bildiğinin sır olmamasını anlatan söz.
devamını gör...
kargo
90'lı yılların efsane gruplarından birisidir. o döneme göre rockçı bir grup olarak adlandırılabilirler. grubun vokali koray candemir o dönemin genç kızlarının kalplerini düm tek tek attırırdı. "renklerin içinde"*,"yüzleşme", "son defa", "şairin elinde" en çok bilinen şarkılarıdır. bir ara mirkelam ile tekrar ekranlarda görünmüşlerdi ama sanırım şu an farklı üyelerle grup devam etmektedir.
devamını gör...
besim tibuk
liberal demokrat parti'nin kurucu eski başkanıdır. seçim döneminde trt'de seçim kampanyası hakkında kendine ayrılan sürede "satacağız, trt'yi de satacağız" diyen cesaretli siyaset adamı.*
devamını gör...
sözdebilim
kadir mısıroğlu ya da yavuz bahadıroğlu'nun sözde tarihçilikleri de pek tabii örnek gösterilebilir buna. tarih gayet de bir bilimse; örneğin, herhangi bir savaşın kazanılmasını sergilenen stratejik üstünlükten çok askerlerin namaz kılmasına ya da içlerindeki allah aşkına bağlamak, düpedüz sözdebilim örneği sayılsa gerek.
bir de kendilerine "araştırmacı tarihçi", "tarihçi yazar" falan diyorlar ya, bitiyorum. diğer ve esas tarihçiler araştırma yapmıyorlar, yazmıyorlar sanki. kendilerini kanıtlamak istemekten kaynaklanan bir kompleks herhalde, "öz hakiki tarihçilik" gibi.
bir de kendilerine "araştırmacı tarihçi", "tarihçi yazar" falan diyorlar ya, bitiyorum. diğer ve esas tarihçiler araştırma yapmıyorlar, yazmıyorlar sanki. kendilerini kanıtlamak istemekten kaynaklanan bir kompleks herhalde, "öz hakiki tarihçilik" gibi.
devamını gör...
bekaretin hala bir sorun olabilmesi
iğrenç bir olaydır.
benim önceki yaşantılarımın partnerimi ilgilendirmediği gibi partnerimin önceki yaşantıları da beni ilgilendirmez. cinsel tecrübesi olmayan insan istemek de kendi beceriksizliğini kapatmak istemekten başka bir şey değildir.
benim önceki yaşantılarımın partnerimi ilgilendirmediği gibi partnerimin önceki yaşantıları da beni ilgilendirmez. cinsel tecrübesi olmayan insan istemek de kendi beceriksizliğini kapatmak istemekten başka bir şey değildir.
devamını gör...
alman düalizmi
insanların birbirlerini öldürmek için aradığı bahanedir.
hırslı avamlar rekabetçi cahiller.
hırslı avamlar rekabetçi cahiller.
devamını gör...
normal sözlük’te tanımlarını sevdiğiniz yazarlar
gönlüm razı gelmedi en iyisi şöyle yazmalı tanım girdiğin başlığa tekrar tanım girmek bir arada kah güldüğümüz kah tartıştığımız bütün yazar arkadaşlarımızı seviyoruz, okuyoruz . *
devamını gör...
tanrı egoist midir sorunsalı
eğer varsa değildir. hatta ciddi ego ve özgüven problemleri olduğun düşünüyorum. yoksa kendisini sürekli övmesi için insanları neden yaratsın ki?
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
müziği hayatımda öyle bir noktaya konumlandırdım ki- beni gerçek müzik bağımlıları anlar- uzun zamandır kulaklığım olmadan dışarı çıkmıyordum. tesadüfen unuttum ve öyle çıkmış bulundum. gerçek dünyanın sesleri bana çok uzak geldi,. kuşlar böyle mi cıvıldıyor, ya şu iş makinesi böyle mi ses çıkarıyordu? derken buldum kendimi. gerçek dünyadan gitgide uzaklaşıyor olmak beni çok korkuttu sözlük. siz siz olun, arada bir doğanın ve insanlığın sesinden kendinizi mahrum bırakmayın, sonra sudan çıkmış balığa dönüyorsunuz.
devamını gör...
türkiye'yi tanıtacak 19 şef
yine döndük dolaştık türk yemeklerine mi geldik dedirten hadise. vizyonsuzluk artık paçadan akmıyor, fışkırıyor.
dünyanın en eski medeniyetlerinin beşiği olan anadolu'daki yüzlerce antik kente sahip çıkıp restore edip, adam gibi işletip turistik açıdan cazip hale getirmek yerine, varsa yoksa homini gırtlak.
2019 yılında italya'nın turizm geliri yaklaşık 238 milyar euro, türkiye'nin 31 milyar euro. yani neredeyse 8 katı. (bu kısım editlendi, rakamlar düzeltildi, açıklama altta)
hayır artık rakı fiyatı da kol gibi. adamlar ayran içmeye geliyorlar sanki.
"istanbul çok güzel, ayran şiş kebap çok güzel, yine gelecek ben"
bazen soruyorum kendime, bizi yöneten bu kafaları biz nerede nasıl yetiştirdik, kimin neyin lanetine uğradık?
edit: @devrin yazar arkadaşımın uyarısıyla rakamlara tekrar baktım. elma-armut karşılaştırması olmuş, italya'da turizmin gsmh'ya katkısı ile türkiye'nin çıplak turizm gelirini kıyaslamışım. her iki ülke için uluslararası turizm gelirleri şu şekilde olacak.
italya: 49 milyar dolar
türkiye: 25 milyar dolar
dünyanın en eski medeniyetlerinin beşiği olan anadolu'daki yüzlerce antik kente sahip çıkıp restore edip, adam gibi işletip turistik açıdan cazip hale getirmek yerine, varsa yoksa homini gırtlak.
2019 yılında italya'nın turizm geliri yaklaşık 238 milyar euro, türkiye'nin 31 milyar euro. yani neredeyse 8 katı. (bu kısım editlendi, rakamlar düzeltildi, açıklama altta)
hayır artık rakı fiyatı da kol gibi. adamlar ayran içmeye geliyorlar sanki.
"istanbul çok güzel, ayran şiş kebap çok güzel, yine gelecek ben"
bazen soruyorum kendime, bizi yöneten bu kafaları biz nerede nasıl yetiştirdik, kimin neyin lanetine uğradık?
edit: @devrin yazar arkadaşımın uyarısıyla rakamlara tekrar baktım. elma-armut karşılaştırması olmuş, italya'da turizmin gsmh'ya katkısı ile türkiye'nin çıplak turizm gelirini kıyaslamışım. her iki ülke için uluslararası turizm gelirleri şu şekilde olacak.
italya: 49 milyar dolar
türkiye: 25 milyar dolar
devamını gör...
uyumadan önce dua etmeyi bırakmak
herkesin duası aynı anda kabul olsaydı neler olabilirdi düşünmek bile istemiyorum. o yüzden her şeyin bir zamanı var düşüncesi içerisindeyim.
devamını gör...
insanlar ikiye ayrılır
"insanlar ikiye ayrılır, insanları ikiye ayıranlar ve ayırmayanlar. "
devamını gör...
bıçakla kurşun kalem sivriltmek
ilkokulda kalemtıraş alacak paramızmı yoktu bilmiyorum fakat kalemlerimi eve gelince peder bey akşam bıçakla açardı hep, aslında pek pahalı bir şeyde değildi ama bütün kalemlerimi akşamdan sivrilttiriyordum, ucunu açıyordum, evet böyle bir nesil geldi geçti...
devamını gör...
sorunlarla baş etme yöntemleri
genellikle sorun çıkmasını en baştan engellemeye çalışıyorum ben. bu nedenle müthiş düzenli yaşarım. mesela mola saatlerini kalem kalem bildiririm, orada kahve ve çay içme saatleri bile yazılıdır. bu kısaca bu saatler içinde kimse beni farklı işlere çekmeye çalışmasın aramız bozulmasın anlamına gelen uyarıdır. çalışırken kimseyle konuşmam ki düzen bozulmasın. ya da bir işe başlayacaksam mümkünse bir süre maaş almadan çalışırım. tüm dosyaları ezberler, benden önce çalışan arkadaşın yaptığı tüm işleri kontrol eder, onun çalıştığı insanları arayıp tanışır, o insanlardan farklı kişilerin numarasını öğrenir, onlarla anlaşma yaparım ki yedek çalışma arkadaşlarım olsun. sistemi kurduktan sonra maaş almaya başladım. iş yaşamım son derece sorunsuz ve hatasız geçer. her zaman a,b,c, z planlarım vardır.
ancak sosyal hayatı böyle bir düzene oturtmak mümkün değil. çok denedim, olmadı. ne kendi ne de karşı tarafın duygularını kontrol altına almak diye bir şey yok. neye kızar, neyi kıskanır, yüzüne ne der arkandan ne sayıp söver hiç belli olmuyor. bu nedenle sorun çıktığı an gidip uyuyorum ben. uykum geliyor. tartışma sırasında bile baktım sorunu çözemiyorum uyuya kalırım. vücudum uyku üretir. baktım uyanınca geçmemiş, ağlarım uyanır, ağlarken uyuya kalırım.
yani ya korkunç bir mücadele veriyorum ya da tamamen kendimi bırakmış oluyorum. neden? çünkü ortam yok. allah sabır versin, çok zor.
ancak sosyal hayatı böyle bir düzene oturtmak mümkün değil. çok denedim, olmadı. ne kendi ne de karşı tarafın duygularını kontrol altına almak diye bir şey yok. neye kızar, neyi kıskanır, yüzüne ne der arkandan ne sayıp söver hiç belli olmuyor. bu nedenle sorun çıktığı an gidip uyuyorum ben. uykum geliyor. tartışma sırasında bile baktım sorunu çözemiyorum uyuya kalırım. vücudum uyku üretir. baktım uyanınca geçmemiş, ağlarım uyanır, ağlarken uyuya kalırım.
yani ya korkunç bir mücadele veriyorum ya da tamamen kendimi bırakmış oluyorum. neden? çünkü ortam yok. allah sabır versin, çok zor.
devamını gör...
şu yaşa kadar hiç yapılmayan şeyler
sigara içmek.
devamını gör...
yasak ilişkiden doğan çocuk
sahip çıkanı olmazsa çocuk esirgemeye düşme ihtimali yüksek olan çocuktur.hergün izliyoruz malum programlarda cami avlusuna tren garına bırakılan satılan çocuklar vesaire.
devamını gör...
