manga- şehr-i hüzün
devamını gör...

bir eyluling ukdesi.

mor ve ötesine ait 'daha mutlu olamam' şarkısı içinde geçen sözler.

hayatta büyük idealleri hedeflemeden küçük, önemsiz görünen şeylerden de zevk alınabileceğini anlatan söz. ancak şarkıda dipten dibe aşk sonrası ortada kalmış, kendini avutmaya çalışan bir adamın hikayesi olan şarkı. ben böyle anladım.*

sözleri şu şekildedir;

güne kahveyle başladım
ağzım kuru zihnim açık
beyaz camda görüntüler
hepsi o kadar dürüst ki

hayatımdan çok memnunum
aşk bitti aşk aptallıktı
bir de sigarayı bıraksam
kimse tutamaz artık beni

küçük şeyler sevindirir ruhumu
hayal bile edemezdim ben bunu

daha mutlu olamam
daha mutlu olamam

yağmurlu bir akşam üstü
radyo açık, köprüdeyim
derken bir anda fark ettim
başka bir hayat yok ki

durdum sustum gülümsedim
gözümü açtım ben değiştim
kızdınız,siz haklıydınız
artık size gerek yok ki

küçük şeyler sevindirir ruhumu
hayal bile edemezdim ben bunu

daha mutlu olamam
daha mutlu olamam.

devamını gör...

gürültü kaldıramıyorum. sahil kenarı köy kasabasında yaşama hayalim var tek başıma.. bir de çocukları çok seviyorum..
devamını gör...

lisede grup vitamin, coşkun sabah, brian adams dinlemek, üniversitede kral tv'de çıkan tüm yerli şarkıları ezbere bilmek, number one fm'den yabancı pop dinlemek, dikilmiş giysiler ile saçma modaya uymayıp kendi modasını kendi icat etmek, cüzdanda otobüs bileti, arkadaş resmi taşımak, bir çanta ile en az bir yıl geçirmek, kucakta kitap defter ile tüm şehri dolaşabilmek, sinemayı sinemada izlemek, tv'de çok güzel diziler programlar seyretmek, az para ile en iyi doyulan yerlerde tıka basa yemek yemek, otobüsle saatlerce yorulmadan şehirden şehire gidebilmek, konforu bilmemek, evde-köyde can çıkana kadar çalışabilmek, anadan babadan konudan komşudan çekinerek kıt kanaat bir şekilde dünyanın keyfine varabilmektir.
devamını gör...

kuşlar yasına gider adlı kitabını okumuştum ve daha çok okuyacağım kitabını listelemiştim ancak bu taciz olayları sebebiyle bir daha kitaplarını elime alacağımı sanmıyorum. şayet taciz olayları yalan olsaydı özür dilemesi. dolayısıyla ben bir daha onun kitaplarını okumayacağım.
devamını gör...

online sadece sayıdır dostum dediğim başlık.

değerli yazarlar kasmayın bu kadar orada 1 milyon yazsa ne olacak. tabi ki fazla olması daha iyi ama burası yeni bir sözlük.
benim şahsen umurumda değil olmayacakta banane yahu yazıyorum okuyorum takılıyorum işte.
etkinlikler oluyor katılıyorum. yardım oluyor katılıyorum. yazarlık görevimi yapıyorum.

hayalet gibi takılan yazarların olduğunun farkındayım yazdığınız tanımın hakkını vermiyorlar farkındayım.
sadece takip ettikleri yazarı yalayan yazarlar olduğunun farkındayım anlıyorum.
kaka tanımların çilekli pasta tanımlardan daha fazla oy aldığının farkındayım.

ben bunların farkındaysam sözlük de farkındadır. bir şeyler yaparlar sakin olun lan.
(bkz: şöyle koyayım böyle koyayım)
devamını gör...

kafatasını yanında taşıdığı ölmüş sevgilisi için savaşmak adına viking cehennemine giden viking bir kadının maceralarını yaşatan,
iskandinav ve kelt mitolojisini konu alan bir bilgisayar oyunu. genellikle tanrılar ile savaşmak ve bulmaca bulmak ile geçiyor oyun. yapımında sinirbilimciler ve psikiyatristler de görev almış. oyun hakkında beklentileriniz çok olmasın ama oynamanizi tavsiye ederim. oyundan maksimum etkiyi almak için hafif karanlık bir odada ve kulaklıklarla yüksek seste oynayabilirsiniz. oynarken sürekli işitsel halisunasyonlar duyuyorsunuz.*
oyunun tam adı hellblade: senua's sacrifice'tır.
devamını gör...

(bkz: derdini seveyim)
devamını gör...

gündem başlıklarına baktım ve açıkçası içim daraldı. sözlüğün genel havasının daha pozitif olması için daha güzel konularda yazarak ortamı pozitif bir hale getirebiliriz. gerçek hayat zor, iç bunaltıcı biliyorum ama burayı daha güzel bir yer haline getirebiliriz. hep beraber.
devamını gör...

kimse çalışmak istemiyor, çünkü çalışınca hakkını alamıyor, bu yüzden ne kadar kaytarırsa o kadar kar zannediyor,

benim hep gözlemlediğim bir şeydir bu, özellikle pandemi döneminde, boş dükkanlarda, akşama kadar oturup maaşını almaya alışan mağaza çalışanlarında da gördüm, bir mağazaya giriyorsunuz, bir kere girdiğiniz anda suratındaki öfkeyi görebilirsiniz, zaten size hissettiriyorlar, sonra eğer bir de soru sorarsanız, vay halinize, size suratınıza bakmadan, ağzının içinde yuvarlayarak zorla klişe bir cevabı yapıştırıyor resmen, ve gitmenizi istiyor, çünkü oturmaya devam edecek, çünkü sen onun rahatını bozdun, çünkü sadece maaş almak için orada, çünkü patronu ona değer vermiyor, onun emeğinin, katkısının filan da farkında değil, bunun hissettirilmediği bir çalışanda patronundan böyle intikam alıyor,

resmi dairelerde daha da kötü, dikkat edin kimse yüzünüze bakarak dinlemez, ciddiyet yoktur, taksi şoförleri deseniz öyledir, sadece gideceğiniz yerle ilgilenir, o da ne kadar para alacağını hesaplamak için, zaten kısa mesafeyse bir küfür etmediği kalır,

ben bir de çay içmekle de ilgili olduğunu düşünüyorum, sürekli çay içen bir millet olarak, 24 saat keyif yapma peşindeyiz, çay tansiyonu düşürür, vücuda su kaybettirir, çok fazla su içme kültürümüz de yok, hep bir rehavet, ve atalet içindeyiz, bende çok çay içerim, özellikle günde 2-3 defa taze sırf bergamuttan demlenmiş çay içerim, mesela bir ara yine beslenme düzenimi değiştirmiştim ve bu manasızca çay içme durumumu değiştirmeye çalıştım, zaten tansiyonum 5-10 , kansızlık var tabi bu kadar çay içmeye, bir dönem sadece sabah içiyordum, çayı azaltınca su içmeye de başladım, önceden hiç su içmeden 2-3 gün geçirebiliyordum, size sonuçları söyleyeyim tansiyonum 7-11 ve 8-12 olmaya başladı, çünkü fiziksel olarak daha çok ayakta durmaya başladım, enerjim yükseldi, verimliliğim arttı vs. şu anda yapamıyorum ama tekrar deniycem,
demem o ki her şey türk insanının mizacıyla, alışkanlıklarıyla alakalı, bunlar hep birbirini etkiliyor, hep bir şey için çalışmak öğretiliyor, sadece para için çalışmaz insan, neden çalışırız, nasıl çalışmalıyız, bu bilinci maalesef etrafımızdaki rol modellerimizden ne öğreniyoruz, ne de görüyoruz, o yüzden çalışma kültürü de oluşmuyor insanlarda.
devamını gör...

pitbull konseri biletini seçip, satıp bir sürü tabak mantı almak. en iyisi.
devamını gör...

bu stüdyoya çıkan herhangi bir konuk jeofizikfen jinekolojiye, jeopolitikten jeostratejiye, morfolojiden farmakolojiye konuşuyor da konuşuyor. demek ki zihin açıcı ve tılsımlı bir mekan.
devamını gör...

umarım yoldaşın yenilik dediği şey bundan ibaret değildir*
devamını gör...

niye anlayamıyorsun kardeşim?

tesisleşme mi var? haydi tesis var diyelim. antrenör ekibin ne kadar kalifiye?

spor bilimcilerin güncel trendleri ne kadar takip ediyor?

her federasyon "liyakat" ile mi çalışıyor, yoksa akrabalık ile mi çalışıyor?

fikirler, projeler ne denli takip ediliyor?

gelecek kuşaklara sporcu olmak sevdiriliyor, özendiriliyor mu?

evet onlara sporda başarısız olursa gelecek garantisi veriliyor mu? çünkü spor bu, aşil tendonu ya da bağ kopması en az 1 yılının çöpe gitmesi demek ve belki de o sporu bir daha "eski randıman" ile yapamaması demek. bu durumda sen ülke olarak o insana gelecek garantisi verecek misin?

sporcularımızı ne kadar biliyoruz? mete gazoz'u altın alana dek kaçınız biliyordu! çıkıp şov yapmayın.

ben de senin (bu zihniyete, şahıslara değil) bu akıl yürütmeyle nasıl nefes alabildiğini anlamıyorum. yukarıda daha yazmadığım onlarca soru var. sen önce bunları gider bakalım.

bu zihniyet varken, bu ülkeye harbiden her şey müstehak..

edit ; anlam bütünlüğü
devamını gör...

adh ya da vazopressin olarak bilinen hipofiz bezinin arka lobunda yer alan bir hormondur. normalde hipotalamus tarafından salgılanan bu hormon hipofiz bezinin arka lobunda depo edilir ve ihtiyaç durumunda buradan kan yoluyla salgılanır.
ana görevi böbreklerden suyun geri emilimini sağlamaktır, bu sayede vücudun ozmotik basınç dengesini ayarlar.
alkol alan bir insanda adh hormununun salgısı engellenir bu sebeple böbrekteki su geri emilemez ve idrar durumu oluşur(klasik olarak bira içildiğinde sık sık tuvaletin gelmesi adh hormonuna bağlıdır.)

adh hormonu eksikliğinde böbrekteki su geri emilemediği için vücudun ozmotik basıncı artar(suya olan istek.) , idrar miktarında artış görülür ve sık sık tuvalete çıkılmasına yol açar. eksikliğinde oluşan hastalık ise "şekersiz şeker hastalığıdır." şekersiz şeker hastalığının adı adh eksikliğinde geri emilemeyen suyun içinde glikoz olmamasıdır(insülin ile karıştırılamamalıdır.).
devamını gör...

tarih asanları değil asılanları hatırlar , onları yazar.

asarsanız asın, yaşam hakkımı elimden almışsınız bunun yanında diğer isteklerimin zerre önemi var mı? bir tabak yemek su falan filan. rakibini şaşırtarak ölmek daha iyisi. belki o zaman hatasının farkına varır sizi asanlar.
devamını gör...

kendisini anlatacak ne bir kelime ne de bir cümle benim lügatımda yok, öyle özel birisidir ki giriz kendisine, zekasına, yazdıklarına, kendisi gibi güzel o kocaman yüreğine hayran olmamak elde değil. bal gibi tatlıdır o.“giriz olmasa ne yapardım?” diye düşünüyorum çoğunlukla, büyük ihtimalle anlaşılamamaktan tükenip biterdim ama giriz var işte, iyi ki de var! iyi ki hayatımdasın, iyi ki dostumsun, hemdemimsin. iyi ki diyorum, iyi ki yollarımız bir şekilde kesişmiş. sıcak bir ağustos gününde karanlık dünyamı aydınlatan bir insan doğuyor ve bu insan benim sırdaşım, biriciğim oluyor. iyi ki doğdun sen, beraber alacağımız daha nice güzel yaşlarımız olsun. seni çoooook ama çok seviyorum. doğum günün kutlu olsun hemdemim!*

sana hediye etmek için şiir yazmaya çalıştım ancak harika yeteneğim sonucu(!) ortaya bu çıkıverdi, şiir bile denmez ama idare ediver artık.*

sıcak bir ağustos günü
karanlığın aydınlığında
bir kız çocuğu doğuyor
dolaşmış kıvırcık saçlarıyla,

sıcak bir ağustos günü
rüzgarın çığlığıyla
bir kız çocuğu doğuyor
bal rengi gözleriyle…

cem karacayı ne kadar çok sevdiğinden elbette haberim var, benden kaçar mı sandın?* o zaman bu şarkı benden sana armağan olsun biriciğim!*


ha bir de ,bu minnoş fareyi senin için çizdim umarım beğenirsin.**
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ne kadar yoğun talep gelirse gelsin çıplak pozlarını kimseyle paylaşmayacağım yoldaş.
devamını gör...

ah o listeler yok mu listeler,
800 tanıma kitap listesi,
haftalık karma puan listesi,
şu listesi bu listesi,

ne oluyorsa hep o saçma sapan listeler yüzünden oluyor.

50 kez söyledik, gelin vazgeçin bu insanları sürekli bir yarış haline sokan saçma sapan uygulamalardan dedik, kimsenin umurunda olmadı.

sözlükte olması gerektiği gibi birşeyler yazmaya çalışan kişi sayısı 15-20 kişi.
geri kalanlar listelerde yer kapma yarışındalar.
bu da sözlüğü iyice bayar bir duruma soktu bile, bakalım ne kadar sürecek böyle.
ne okunacak ne yazılacak başlık bulmak neredeyse mümkün değil artık sözlükte.
devamını gör...

istanbul üsküdar:
buradan.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim