internet yavaşlayınca mobil veri açmak.
devamını gör...

insanların karakterleri onların kaderleridir ve insanlar layık oldukları hayatları yaşarlar.

-herakleitos.
devamını gör...

kadın erkeğin annesi ise kadın öder.
devamını gör...

mfö' nün ali desidero şarkısında dediği gibi :

teoride desen zehir gibi,
pratik dersen sallanmakta.


bugün bile üzerinde çok tartışılan ama sscb komünist değil sosyalistti, komünizm ütopyadır tartışmalarının aktörüdür. zamanında felsefesini, kitaplarını çok okuduk, çok anlattık.
devamını gör...

psikoseksüel (ruhsal-cinsel) gelişme doğumdan sonra gözlenen ve belirli aşamalardan geçen bir evrimdir. bu aşamalar kişiliğin kuruluş ve olgunlaşmasının temelini oluşturan birtakım evreleri içerir; kişinin, her evreyi zamanında ve tüm gereği ile yaşadıktan sonra, yine zamanında, bir sonrakine geçmesi koşulu vardır. ilkel benlik (id), “almak, elde etmek, zevk almak” temeli üzerine oturmuştur ve tek amacı bunları elde etmektir (acıdan hazza ulaşma). bu amaca ulaşmak için hiçbir kural, ahlak ve vicdan kısıtlayıcı ya da cezalandırıcı izi görülmez. “id” sürekli olarak ister, arzular ve amacına ulaşmak için en küçük bir kısıtlama ya da duraksama tanımaz. bir süre sonra çevrenin etkisi başlar; eğitim, yasalar, gelenekler, ahlak, vb etkenler id’in ölçü tanımaz isteklerine gem vurarak ve törpüleyerek, toplum içinde ve toplum kurallarına uyan kişiliğe dönüşür; “ego” oluşmuştur. ego, isteklerini, haklarını ve sınırlarını bilen bir kişilik bileşenidir. daha sonra da “süperego (ahlaki benlik)” olarak nitelendirilen en üst benlik gelişir; böylece, gerektiğinde başkalarının yararına olacak her türlü özveriyi göstermek, paylaşmak, bağışlamak gibi yüksek ahlak göstergelerini içeren bir benlik türü ortaya çıkar.
psikanalizin kurucusu sigmund freud'un psikoseksüel gelişim teorisinde gelişim 5 evreye ayrılmıştır.
1) oral dönem(0-1 yaş)
2) anal dönem(1-3 yaş)
3) fallik dönem (4-6 yaş)
4) latent (gizil) dönem (7-11 yaş)
5) genital dönem (12-18 yaş)
freud kuramında cinsel gelişimin kişiliğin gelişimindeki önemini
vurgulamaktadır.
devamını gör...

uçurumlar var, var uçurumlar diyorum ben, insanla insan arasında, kendiyle kendi arasında, kendiyle başkası arasında.

nilgün marmara'nın intiharından sonra eşi; ‘şiir yazdığını bile bilmezdim, bir kenarda pıtır pıtır bir şeyler yazardı’ demiş. işte bu kadar basit her şey, anlaşılamamak birbirine en yakın iki insan arasındaki derin bir uçurum..."
devamını gör...

adını hatırlayamadığınız filmden aklınızda kalanları yazdiğiniz ve yazdıklarınıza uyan filmleri gösteren site.
devamını gör...

kendi önünden çekil.
devamını gör...

küçümsediğin her şey için gün gelir, önemsediğin bir bedel ödersin. *
devamını gör...

baş ağrısı, maaşın çabuk bitmesi, sevilen yemeklerin kilo aldırması, dizinin heyecanlı yerinde 20 dakikalık reklama girmesi.
devamını gör...

şiir gibi bölümdür. en sevdiğim (bkz: love death robots) bölümüdür. bilim kurguyla felsefenin birlikteliğinin zaten hastasıyız ancak meramını bu kadar kısa ve öz anlatabilmesi zima mavisini bir adım öne çıkarıyor.

zima mavisi hepimiziz. hikayenin sonunda kendimizi nerede bulursak bulalım, nerede ne zaman nasıl olursak olalım, kendimizi nasıl tanımlarsak tanımlayalım bize çok önceden kazınmış 'öz' oralarda bir yerde. ve ondan ne kadar uzaklaşırsak huzursuzluğumuz o kadar artıyor. ondan kopamıyor, ayrılmıyoruz. zaten şimdiye kadar bizden başka da kopmaya çalışan olmamıştı. özden kopuş bir modern dünya problemidir. bizi izleyebilen insan sayısı artınca bir şeyler gösterme isteğimiz, gösterme isteğimiz artınca sahteliğimiz arttı. çünkü 'beğenilmek' zorundaydık, takdir ve kabul görmeliydik. zima mavisi modern bir martin eden, başarıyı yakalayıp merdivenleri tırmandıkça kendinden uzaklaşan ama bunu aslında hiç istemeyen ve zaten beceremeyen. martin eden'den daha dengeli bir kişilik olduğu için özüne dönmeyi seçti, ancak martin eden gibi çoğu insan için de bu çatışmanın sonu parçalanmadır. biz, modern zamanın kayıp insanları, özümüzden uzaklaştıkça derinleşen bir melankoliye ve ölüme doğru sürükleniyoruz. aslımıza dönmek ise tek çıkış yolumuz.
devamını gör...

iade-i ziyaret.
devamını gör...

gece gece aklıma gelen sanatçıdır.
en sevdiğim parçası*
devamını gör...

uzun zamandır eksikliğini hissettiğim yazardır.
az önce konuştuk kendisi askere gidecekmiş onu çok özleyeceğim eksikliğini güzel tanımlarının yokluğunu hissedeceğim.
şimdiden kendisine hayırlı teskereler diyorum dönünce bu tanımı düzenlerim.
devamını gör...

puro silindir şeklinde sarılmış tütün yapraklarından oluşan bir üründür. ortasında, içinde tütün parçaçıkları bulunan bir tutucu yaprak ve bunun etrafında spiral şeklinde sarılmış sarıcı yaprak bulunur. puronun en pahalı kısmını oluşturan bu sarıcı yaprak sağlam, esnek ve yumuşak bir yapıda olmalı, güzel bir aromaya ve düzenli yanmayı sağlayacak yanıcı özelliğe sahip olmalıdır. daha çok küba, dominik cumhuriyeti gibi ülkelerin bulunduğu iklim kuşağında yetişen, fermente edilmiş tütünlerin elde veya makinede sarılmasıyla yapılan bir mamüldür. puro sözcüğü türkçe’ye ispanyolcadan geçmiştir. bu dile de latince “pürus” (saf temiz katkısız) sözcüğünden girmiştir. burada “saf tütünden yapılmış” anlamında kullanılmıştır. puro sözcüğüne ilk kez tdk sözlüğünün 1955 yılındaki baskısında rastlanmıştır.

puro, son dönemlerde oldukça yüksek miktarda abd, brezilya, dominik cumhuriyeti, endonezya, honduras, kamerun, küba, meksika ve nikaragua gibi ülkelerde üretilmektedir.
küba’da üretilen purolar, dünya çapında en iyi purolar olarak nitelendirilseler de birçok uzman honduras ve nikaragua purolarının küba purolarına rakip olduğundan bahsetmektedir.
devamını gör...

kafamdaki tilkiler başka türlü susmuyor da ondan.
devamını gör...

meslek lisesi mezunları, meslek yüksekokulu ya da fakülte okumadan kolaylıkla iş bulabiliyordu.
devamını gör...

"caner özyurtlu'ya bakıp çıkacam" niyetinde izlemeye başlayıp sevdiğim dizi. türk dizisi hiç izlemememe rağmen bu dizi çok güzel ve komikti. şakalar evet eski, malum 2014 de çekilmiş. fakat bu, dizinin güzelliğini yok etmiyor.
karantinada keyifle izledim ve yine olsa yine izlerim.
devamını gör...

nietzsche yaşasaydı kesin böyle derdi dediğim söz. onun yerine ben diyeyim bari. gençlerimiz gerçekliğe karşı büyük yanılgı içinde, gerçeklikten koparak ikinci bir gerçeklik yaratıp aslın yerine koyuyor. tam olarak kişilik bozukluğu demiyorum, yalancılık da demiyorum, kendini unutmak. ne haldesin dostum? haline bak! kemancı, başımın tacı... dur o başka hikaye. eh böyle işte. ne durumdasın?
devamını gör...

(bkz: nikola tesla)
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim