sakarya'da 16 yaşındaki gencin intihar etmesi
lise 2 de tam da 16 yaşındaki sınıf arkadaşımız intihar etmişti sonrasında yine aynı bizim dönemimizden bir kız daha ikisi de okulu yasa boğmuştu ben ikinci üniversitemi kazandım 3.sınıfa geldim çok sular aktı üstünden ama hâlâ unutamadım bu olayı çok yazık oldu belki onlar da neler görecek neler yaşayacaklardı ama olmadı işte
allah ailelerine sabır versin sakarya'daki genç kardeşimize de çok üzüldüm
allah ailelerine sabır versin sakarya'daki genç kardeşimize de çok üzüldüm
devamını gör...
ölmüş insanların açık kalan hesapları
belki de farkında olmadan ölmüş birinin hesabında dolaşmışızdır.
paylaştıklarını çok beğenip dmden yazmış da olabiliriz.
artık yok o kişi sadece izleri kalmış. böyle düşününce hüzünlü geliyor.
aniden ölürsek ve hesaplarımızı bilmeyen yakınlarımız olursa öylece duracak o hesap.
ölü yazarla dolu bir site.
(bkz: ölü yazarlar derneği)
paylaştıklarını çok beğenip dmden yazmış da olabiliriz.
artık yok o kişi sadece izleri kalmış. böyle düşününce hüzünlü geliyor.
aniden ölürsek ve hesaplarımızı bilmeyen yakınlarımız olursa öylece duracak o hesap.
ölü yazarla dolu bir site.
(bkz: ölü yazarlar derneği)
devamını gör...
ruşendil-i beşer
uzun zamandır göremediğim yazar. okuyor, okunuyorduk, nerelere gitti acep?
bir selam derse sevineceğim. hayal gibi geliyor şu an varlığı, belki de zihnim uydurdu?
yok canım!
bir selam derse sevineceğim. hayal gibi geliyor şu an varlığı, belki de zihnim uydurdu?
yok canım!
devamını gör...
yönetim danışmanlığı
özellikle ülkemizde ne işe yaradığı anlaşılmayan, kulaktan dolma bilgiler ile hakkında atılıp tutulan tanımlanması zor sektör. kısaca bir organizasyonun kurumsal performansının iyileştirilmesi için organizasyonun stratejisi veya herhangi bir bölümünün işleyişi ile ilgili olarak verilen danışmanlık hizmeti olarak tanımlanabilir.
1886 yılında kurulan arthur d. little dünyanın ilk danışmanlık şirketidir.
günümüzde en meşhur danışmanlık şirketleri ise yaygın gruplamaları ile şöyledir:
mbb: mckinsey & company, boston consulting group, ve bain & company
big 4: deloitte, ernst & young veya ey, pricewaterhousecoopers veya pwc, ve kpmg
ülkemizde de ofisi bulunan diğer belli başlı şirketler (belirli bir sıra olmadan): accenture, oliver wyman, kearney, simon-kucher & partners ve arthur d. little
aslında yukarıda bahsedilen big 4 şirketlerinin asıl uzmanlık alanı denetimdir, yönetim danışmanlığı ikincil çalışma alanıdır, ama çok büyük şirketler oldukları için yönetim danışmanlığı pazarının da çok önemli bir kısmını oluştururlar.
sonuç olarak, sektör konusunda sorusu olan arkadaşlar gelen kutuma portakal atabilirler.
edit: gördüm ki verdiğim bakınızların hepsi boş. yavaş yavaş dolduracağım, takipte kalın
1886 yılında kurulan arthur d. little dünyanın ilk danışmanlık şirketidir.
günümüzde en meşhur danışmanlık şirketleri ise yaygın gruplamaları ile şöyledir:
mbb: mckinsey & company, boston consulting group, ve bain & company
big 4: deloitte, ernst & young veya ey, pricewaterhousecoopers veya pwc, ve kpmg
ülkemizde de ofisi bulunan diğer belli başlı şirketler (belirli bir sıra olmadan): accenture, oliver wyman, kearney, simon-kucher & partners ve arthur d. little
aslında yukarıda bahsedilen big 4 şirketlerinin asıl uzmanlık alanı denetimdir, yönetim danışmanlığı ikincil çalışma alanıdır, ama çok büyük şirketler oldukları için yönetim danışmanlığı pazarının da çok önemli bir kısmını oluştururlar.
sonuç olarak, sektör konusunda sorusu olan arkadaşlar gelen kutuma portakal atabilirler.
edit: gördüm ki verdiğim bakınızların hepsi boş. yavaş yavaş dolduracağım, takipte kalın
devamını gör...
yazarların psikolojik durumları
çok yorgunum ve bu keşke sadece fiziksel olsaydı. mental olarak ve daha birçok yönden de yorgun hissediyorum.
bu hayat beni zorluyor sözlük.
bu hayat beni zorluyor sözlük.
devamını gör...
yapılmış en aptalca dalgınlık
bişeyler yiyeyim derken televizyon kumandasını buzdolabında unutmam üstüne iki saat kumandayı aramamdır.
devamını gör...
güne bir fotoğraf bırak
devamını gör...
mendelssohn is on the roof
çek yazar jiři weil tarafından 15 yıl boyunca üzerinde çalışılmış ve ölmeden hemen önce 1959 yılında tamamlanmış olan eser. littérature de la shoah ve/veya holokost edebiyatının önemli isimlerinden biri olan weil'in kendine has muazzam bir üslup geliştirdiğinin en kesin kanıtlarından biridir bu roman. rus edebiyatına yoğun ilgisi -ki doktora tezi dahi gogol üzerinedir- yaptığı vladimir mayakovski ve marina tsvetaeva çevirileri ile birlikte rus edebiyatına yatkın olmasının yanı sıra, 18. yüzyıl ingiliz edebiyatının da izleri eserde kendine bir parça yer buluyor ki busta básníkova'da sıkça sözünü ettiği sergei alexandrovich yesenin'in izlerini de weil'in kaleminde rahatlıkla seçebilmek mümkün.
weil'in kurgusu tamamen antisemitizm ekseninde dönüyor. işgal altındaki prag'da nazilerin varlığıyla değişen sıradan hayatların şiddetli ve alaycı bir tasvirini ortaya koyuyor ve her karakterini acımasız bir son ile buluşturuyor. reinhard heydrich prag'ın konser salonunda don giovanni performansına katıldığında, yahudi bir aileden gelen besteci felix mendelssohn'un heykelinin görüntüsünden rahatsız olur ve kaldırılmasını emreder. bu iş için görevlendirilen belediye yetkilisi ve ss adayı julius schlesinger, kaldırılması gereken heykellerin hangisi olduğunu çözemez ve bu yüzden patronu krug, bazı anlaşmazlıklardan sonra bilgili bir yahudi bulması için ss'nin elit muhafızlarına gider daha sonra hikayeye dahil olan dr. rabinovich ile olaylar gelişir. tamamen alaycı, acınası bir üzüntü ve aşağılama dolu bir hikayedir esasında. bu hikaye ile açılan eser daha sonra birbirine bağlantılı olan diğer hikayeler aracılığı ile devam eder. her bir hikayede öne çıkan detay weil'in özellikle sanat ve heykellerin üzerinde durmasıdır.
all that remains for him is music; it always helps when he feels tired; it offers peace and contentment; the tensions of the day melt away in it. he remembers listening to beethoven's fourth after the night of the long knives, remembers how it gave him strength to carry on, to continue interrogating enemies and beating confessions out of them. the music cleansed everything that time, even the blood.
weil'in kurgusu tamamen antisemitizm ekseninde dönüyor. işgal altındaki prag'da nazilerin varlığıyla değişen sıradan hayatların şiddetli ve alaycı bir tasvirini ortaya koyuyor ve her karakterini acımasız bir son ile buluşturuyor. reinhard heydrich prag'ın konser salonunda don giovanni performansına katıldığında, yahudi bir aileden gelen besteci felix mendelssohn'un heykelinin görüntüsünden rahatsız olur ve kaldırılmasını emreder. bu iş için görevlendirilen belediye yetkilisi ve ss adayı julius schlesinger, kaldırılması gereken heykellerin hangisi olduğunu çözemez ve bu yüzden patronu krug, bazı anlaşmazlıklardan sonra bilgili bir yahudi bulması için ss'nin elit muhafızlarına gider daha sonra hikayeye dahil olan dr. rabinovich ile olaylar gelişir. tamamen alaycı, acınası bir üzüntü ve aşağılama dolu bir hikayedir esasında. bu hikaye ile açılan eser daha sonra birbirine bağlantılı olan diğer hikayeler aracılığı ile devam eder. her bir hikayede öne çıkan detay weil'in özellikle sanat ve heykellerin üzerinde durmasıdır.
all that remains for him is music; it always helps when he feels tired; it offers peace and contentment; the tensions of the day melt away in it. he remembers listening to beethoven's fourth after the night of the long knives, remembers how it gave him strength to carry on, to continue interrogating enemies and beating confessions out of them. the music cleansed everything that time, even the blood.
devamını gör...
kısa şiirler
çöl fırtınası iki kere vurdu toprağı
örteceği ovanın sesleri ufalandı kelimelere
bir sessizlikte dinleniyorum
örteceği ovanın sesleri ufalandı kelimelere
bir sessizlikte dinleniyorum
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
en yakınıma bile güvenemiyorum. seviyorum çok seviyorum ama her an hayatımdan çıkabileceğini bilerek yaşıyorum. çıktığında ya da öldüğünde ne yapacağımı kurup duruyorum kafamda.
bir de çoğu türk genci gibi geleceğe dair hiçbir umudum yok.
bir de çoğu türk genci gibi geleceğe dair hiçbir umudum yok.
devamını gör...
eskişehir
bir gün kesinlikle gidip gezmek istediğim şehir. okullar açılsın da bizim olduğumuz yere yakın zaten arada kaçamak yapabilirizzz. di mi @hicligindansi?
devamını gör...
aldanmak
devlet idare edenlerin olmayan lüksüdür, sığınamayacakları, mâkul olmayan bir mâzerettir. sâir bir kimsenin ise hayatta bir kez başına geldiğinde olay ve şartların özelliğine göre, toplum içinde normal kabul edilebilen, ikinci, üçüncü seferde aynı duruma düştüğünde ise aldatandan ziyâde aldananın eleştirilerek ahmaklığına hükmedilebildiği, güven duygusunun yalancılıkla suistimâl edilmesi neticesinde ortaya çıkan insana mahsus bir hatadır. allah bizi aldanan ve aldatanlardan eylemesin, özü-sözü bir, şiârı doğruluk olan dürüst insanlarla karşılaştırsın.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının hissettikleri
ağlamamak için kendini zor tutarsın bazen,
boğazın o kabul edemediğin ve yutamadığın yumrudan dolayı fazlasıyla acır.
kendini fazlalık hissedersin bir kez daha hayatta,
dalından kopmuş, oradan oraya savrulan bir yaprak misali...
boğazın o kabul edemediğin ve yutamadığın yumrudan dolayı fazlasıyla acır.
kendini fazlalık hissedersin bir kez daha hayatta,
dalından kopmuş, oradan oraya savrulan bir yaprak misali...
devamını gör...
ispanya
7 ay kadar başkenti madrid'de ve 1 sene kadar sevilla 'da ikamet ettiğim ülke. iklimi can sıkıcı olmasına rağmen bir çok bölgede mimarisi insana sabah sabah nefes aldırmaktadır. dil bilmiyorsanız eğer eziyet çekmeniz olası. benim yaşadığım zamanlar , dilini öğrenene kadar elimde sözlükle gezmeme sebep olmuştur. kalabalığı bazen yorar ama prado müzesi sizi şehire zincirleyecek kadar güzeldir. sanatın hayat bulduğu ülkelerden biri ispanya . yazın gitmediğiniz , polislerle tartışmadığınız ve insanlarla din üzerine polemiğe girmediğiniz sürece çok sorun yaşamazsınız . ayrıca rìo manzanares karşısında biraz sangria içmeden yaşamış hissetmiyor insan.
devamını gör...
baker kisti
romatoid artrit hastalarında diz arkası popliteal bölgede bulunan sinoviyal kistlere verilen isimdir.
devamını gör...
hayat nasıl yaşanmalı sorunsalı
böyle değil.
devamını gör...
eyluling kalkışması
bu geceye ozel gerceklesecek darbedir.
kalkisma sonucu gomercan’i esir alarak bir radyo baskini yapacagimdir, dinlemek isteyenleri bekleriz.*
bos yapacagimdir, onden bildireyim ahahe.
belki surprizli birilerinin gelmesini de saglariz, hadi bakalim.
kalkisma sonucu gomercan’i esir alarak bir radyo baskini yapacagimdir, dinlemek isteyenleri bekleriz.*
bos yapacagimdir, onden bildireyim ahahe.
belki surprizli birilerinin gelmesini de saglariz, hadi bakalim.
devamını gör...
mu'tekitler uçurur ta bekamer
bir kişiyi gözlerinde çok fazla büyütenler için kullanılan bir ifadedir.
şeyh uçmazsa kerametle eğer, mu'tekitler uçurur tâ bekamer (yenişehirli avni)
şeyh doğa üstü olaylar gösterip uçmazsa, müridleri onu ta ay'a kadar uçururlar.
din tüccarları, cahil halkı şeyh görüntüsünde kandırır. hatta u.k. isimli bir sapık, müritlerine ‘cennet vaat ederek’ kadın, erkek demeden cinsel ilişkiye girmişti. hapis cezası alan badeci şeyh olarak bilinen bu şahsın “sırlar odası” sırasında karı koca kavgaları yaşanmıştı. “ilk önce şeyhi ben mutlu sona götüreceğim” diye… bu müritlerin o sapığa bedenlerinin her yerini değil mallarını mülklerini bile vermeleri kamuoyunun tepkisini çekmişti.
işin enteresan tarafı sözde sır odasına gelen kadın ve erkeklerin çoğunun kendilerine yapılan istismarı normal şeymiş gibi gayet sakin biçimde anlatmaları idi. hele “biz bunun ilim aktarma şekli olduğunu sandık” demeleri. bir şeyler aktarıldığı muhakkak…
şeriatta bu tip sahte şeyhlerin hapse atılmasına gerek duyulmaz, kellesi anında vurulur.
son senelerde sırtına cüppeyi, başına sarığı ya da fesi geçirip, bir karış sakal bırakanlar çıktılar piyasaya. saçma sapan laflar etmekte mahir olanların çevrelerine müritler kendiliğinden toplandı.
kendilerini mürit olarak isimlendiren bu cahil kişiler inandıkları kişiyi çok üstün görürler, onda olağanüstü değerler bulunduğuna herkesi inandırmak isterler. şeyhin uçmaya ihtiyacının olmasından çok, onun ardından gidenlerin şeyhin uçmasına ihtiyaçları vardır. körlüğe dönüşen bu bağlılık her alanda, yaygın olarak siyasette de sıkça görülür.
bir siyasi liderin arkasından gidenlerin bir kısmı onun mucizeler, kerametler göstermesini ister, beklerler. lider de giderek bu bağlılığın sihrine kapılır, kendisini öyle görmeye başlar, aynı körlük ona da bulaşır, badeci sahte şeyhlerden daha tehlikeli olur. "şeyh uçmaz, müridi uçurur misali" bu tür siyasi liderler gün gelir yandaşlarını da uçurur ama uçurumdan aşağıya.
şeyh uçmazsa kerametle eğer, mu'tekitler uçurur tâ bekamer (yenişehirli avni)
şeyh doğa üstü olaylar gösterip uçmazsa, müridleri onu ta ay'a kadar uçururlar.
din tüccarları, cahil halkı şeyh görüntüsünde kandırır. hatta u.k. isimli bir sapık, müritlerine ‘cennet vaat ederek’ kadın, erkek demeden cinsel ilişkiye girmişti. hapis cezası alan badeci şeyh olarak bilinen bu şahsın “sırlar odası” sırasında karı koca kavgaları yaşanmıştı. “ilk önce şeyhi ben mutlu sona götüreceğim” diye… bu müritlerin o sapığa bedenlerinin her yerini değil mallarını mülklerini bile vermeleri kamuoyunun tepkisini çekmişti.
işin enteresan tarafı sözde sır odasına gelen kadın ve erkeklerin çoğunun kendilerine yapılan istismarı normal şeymiş gibi gayet sakin biçimde anlatmaları idi. hele “biz bunun ilim aktarma şekli olduğunu sandık” demeleri. bir şeyler aktarıldığı muhakkak…
şeriatta bu tip sahte şeyhlerin hapse atılmasına gerek duyulmaz, kellesi anında vurulur.
son senelerde sırtına cüppeyi, başına sarığı ya da fesi geçirip, bir karış sakal bırakanlar çıktılar piyasaya. saçma sapan laflar etmekte mahir olanların çevrelerine müritler kendiliğinden toplandı.
kendilerini mürit olarak isimlendiren bu cahil kişiler inandıkları kişiyi çok üstün görürler, onda olağanüstü değerler bulunduğuna herkesi inandırmak isterler. şeyhin uçmaya ihtiyacının olmasından çok, onun ardından gidenlerin şeyhin uçmasına ihtiyaçları vardır. körlüğe dönüşen bu bağlılık her alanda, yaygın olarak siyasette de sıkça görülür.
bir siyasi liderin arkasından gidenlerin bir kısmı onun mucizeler, kerametler göstermesini ister, beklerler. lider de giderek bu bağlılığın sihrine kapılır, kendisini öyle görmeye başlar, aynı körlük ona da bulaşır, badeci sahte şeyhlerden daha tehlikeli olur. "şeyh uçmaz, müridi uçurur misali" bu tür siyasi liderler gün gelir yandaşlarını da uçurur ama uçurumdan aşağıya.
devamını gör...
divinity original sin
larian studios'un geliştirdiği rol yapma oyunu. temelinde source hunter olarak oynadığımız bir crpg oyun. izometrik bir bakış açısına sahip, yani karakterlere hafif açılı bir şekilde yukarıdan bakıyoruz. crpg olması sebebiyle birçok diyalog içermekte ve kendimiz de birçok şey seçebilmekteyiz. oyunun en temel özelliklerinden birisi dövüş dışındayken normal akan zaman dövüşe gelince sıra tabanlı hale geliyor. yani herkes aniden duruyor ve sırayla hareket etmeye başlıyor. böylelikle daha taktiksel bir oyun oynayabiliyorsunuz. pek olmuyor ama eğer olur da etrafınızda savaşa katılmayan npc'ler olursa onlar sıra tabanlıya geçmediği için normal hareket ediyorlar siz dururken. birazcık komik bir durum oluşturabiliyor. oyunda birçok tür de var. karakterinizi çok farklı şekillerde oluşturabiliyorsunuz. daha sonra bu alanlarda gelişebiliyor ya da başka alanlara yönelebiliyorsunuz. tam net hatırlamıyorum ama büyücü olabiliyorsunuz, uzun mesafe savaşçısı olabiliyorsunuz, yakıncı olabiliyorsunuz vs. tabi bunlar da kendi içinde ayrılıyor. pyrokinetic var, ateş büyücüsü. sucu var vs. partiniz de 4 kişi. yani birçok farklı alanda uzmanlaşmış kişilerle oluşturduğunuz bu partide çok farklı taktikler uygulayabilirsiniz. aynı zamanda, bu partiden bir karakteri bir arkadaşınız da yönetebilir, ki bana kalırsa oyunu oynamanın en zevkli şekli bu. devam oyunu olan divinity original sin 2 daha güzel olsa da temelinde çok fazla fark yok. eğer tek bir oyun oynayacak vaktiniz varsa ikincisini öneririm ama çok vaktiniz varsa iki oyunu da oynayabilirsiniz. ikisi de uzun sürüyor. arkadaşımla iki oyunda da 100 saati çok rahat devirdik.
devamını gör...
doğru söyleyip heves kırmak vs yalan söyleyip motive etmek
heves kırmadan da doğru söylenebilir. ne söylediğin değil, nasıl söylediğindir önemli olan.
devamını gör...
