esas kızın düşmesi
esas kız dediğin sakar olur. şapşal şapşal dolanır ortalıkta. bunun bir sonucu olarak da sık sık düşer. esas oğlan kızı son anda ya kurtarır ya da ikisi beraber yere kapaklanır. sonrası işte birtakım itişmeler, minik tartışmalar. "büyük aşklar nefretle başlar"temalı yaz dizimiz hayırlı uğurlu olsun.
devamını gör...
profiline kendi fotoğrafını koyan sözlük yazarı
herkesin kendi keyfine kalmış bir durum. sorgulamayı gerektirmez bence.
devamını gör...
şalvar bank
1986 yılında yayınlanan yönetmenliğini ve senaristliğini hulki saner’in yaptığı bir filmdir. filmin başrol oyuncusu şakayla karışık sadri alışık ustadır. film 1965 yapımı olan ve senaryosunu safa önal’ın yaptığı ve aram gülyüz’ün yönettiği pantolon bankası filminin yeniden çekimidir. bu filmde de başrolde yine sadri alışık vardır.

filmin konusu oldukça orijinaldir aslında. elini cebine her attığında para çıkartan bir adamın hikayesidir bu. zaman içinde anlaşılır ki çıkan bu paraların kerameti şalvardan gelmektedir. ve elbette kahramanımız bu özellik sayesinde zengin olur ama zenginleştikçe insanların açgözlülüğünün ve doyumsuzluğunun da hedefi olarak insanların gerçek yüzünü görmeye başlar.

bu filmi izlediğimde 7-8 yaşlarında idim. olur mu olmaz mı diye denemeye karar verdim. annemin ipten yeni aldığı şortumu giyip okulun bahçesine top oynamaya giderken elimi cebime attım büyük bir inançla. ve mucize. cebimden 5 milyon lira çıktı. yaşlı olduğum için 5 milyon, aslında 5 lira şu anki parayla.
muhtemelen bakkalla gönderildiğim bir günün arta kalanı idi o para. yumuşamış, rengi biraz solmuş ve buruşmuştu ama zengindim. hemen bakkala koşup top aldım. hayatımda ilk kez okul bahçesindeki topun sahibi olan çocuktum. o para o gün bitti. ve bir daha da cebimden öyle bir para çıkmadı.
ama hala satın aldığım bazı kitapların içine para saklarım. unutup daha sonra bulunca mutlu olmak için. çünkü o paranın bana hissettirdiği şeyi bir kez daha hissetmeye değer. hayatımda ilk defa proletarya değil burjuva idim.

filmin konusu oldukça orijinaldir aslında. elini cebine her attığında para çıkartan bir adamın hikayesidir bu. zaman içinde anlaşılır ki çıkan bu paraların kerameti şalvardan gelmektedir. ve elbette kahramanımız bu özellik sayesinde zengin olur ama zenginleştikçe insanların açgözlülüğünün ve doyumsuzluğunun da hedefi olarak insanların gerçek yüzünü görmeye başlar.

bu filmi izlediğimde 7-8 yaşlarında idim. olur mu olmaz mı diye denemeye karar verdim. annemin ipten yeni aldığı şortumu giyip okulun bahçesine top oynamaya giderken elimi cebime attım büyük bir inançla. ve mucize. cebimden 5 milyon lira çıktı. yaşlı olduğum için 5 milyon, aslında 5 lira şu anki parayla.
muhtemelen bakkalla gönderildiğim bir günün arta kalanı idi o para. yumuşamış, rengi biraz solmuş ve buruşmuştu ama zengindim. hemen bakkala koşup top aldım. hayatımda ilk kez okul bahçesindeki topun sahibi olan çocuktum. o para o gün bitti. ve bir daha da cebimden öyle bir para çıkmadı.
ama hala satın aldığım bazı kitapların içine para saklarım. unutup daha sonra bulunca mutlu olmak için. çünkü o paranın bana hissettirdiği şeyi bir kez daha hissetmeye değer. hayatımda ilk defa proletarya değil burjuva idim.
devamını gör...
illiyetilezilyet
benim için beni mutlu eden cümleler yazmış, teşekkür ediyorum efendim.
ne zamandır biri nick altıma yazmış mı diye arada yokluyordum, akışta mahlasımı görünce mutlulukla okudum.
...
iyi ki varsınız sayın yazar. gönlümdeki sebebiyet verdiğiniz çiçeklerden gönderiyorum.
ne zamandır biri nick altıma yazmış mı diye arada yokluyordum, akışta mahlasımı görünce mutlulukla okudum.
...
iyi ki varsınız sayın yazar. gönlümdeki sebebiyet verdiğiniz çiçeklerden gönderiyorum.
devamını gör...
takipçilerini görememek
görmeden de seviyorum hepiciğini. burada benimle duygularımı paylaşıyorlar, bu çok mutluluk verici..
bilmiyorum onlar kimler ama selam olsun hepsine. gözlerinizden öperim.*
bir gün malım mülküm artarsa kıycam paraya söz.*
bilmiyorum onlar kimler ama selam olsun hepsine. gözlerinizden öperim.*
bir gün malım mülküm artarsa kıycam paraya söz.*
devamını gör...
edip cansever
onun için fazla şiirden ve platonik aşkından öldü derler. kendisi tomris uyar'a platonik aşıktır. ama onu kendine aşık edememiştir. tomris ile baş başa oturdukları bir rakı masasında "tomris rakıyı çok sever, bense onu..." yazmıştır peçeteye. ona duyulmamış duyguların şairi de denir.
devamını gör...
zengin olup sözlük mağazası'ndan alışveriş yapmak
olur da bir gün ''zengin'' olursam yapmayı düşündüğüm aktivite. malum kafa store'daki ürünlerin fiyatları beyin yakıyor. bir renkli rumuz almaya kalksan 5000 kafa lirası. bu neyin kafası demeyin, adamlar da haklı 60 tl'ye ayçiçek yağı alınca selfie çekilen bir memlekette ''beni kim takip ediyor efendim'' diye ağzını açsan 1500 kafa lirasını yüzüne çarpmaları da normal.
edit: bu arada arkadaşlar ben de store'dan alışveriş yaptım. ama benim durumum bim'den ne idüğü belirsiz bir sosisi 1.75 tl'ye alıp keyifle eve koyulan adamın haline benziyor. truman show rozeti almıştım ne varsa denkleştirip bir sonraki ayı hesap etmeden, bir de profil mesajı alabildim..
edit: bu arada arkadaşlar ben de store'dan alışveriş yaptım. ama benim durumum bim'den ne idüğü belirsiz bir sosisi 1.75 tl'ye alıp keyifle eve koyulan adamın haline benziyor. truman show rozeti almıştım ne varsa denkleştirip bir sonraki ayı hesap etmeden, bir de profil mesajı alabildim..
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
merhabalar sevgili portakallar!
yeni yayın konseptimizin duyurusunu yapmaya geldim!
bu hafta konu olarak ne seçsem diye düşünürken yayın tarihinin 3 hazirana denk geldiğini gördüm ve 3 haziranın nazım hikmet'in ölüm yıl dönümü. bunu aklıma not ederek haziran ayında ölmüş ve doğmuş edebiyatçıları araştırınca çok fazla olduklarını gördüm. o zaman "neden edebiyatla müziği karıştırmayayım?" diye düşündüm. böylelikle bu haftanın konusunu "bestelenmiş, şarkı olmuş şiirler" olarak seçtim. sizlerin de müsaadenizi alarak yayını edebiyatımıza katkıda bulunmuş tüm şair ve yazarlara ithaf etmeyi düşünüyorum.
yazın dünyamız bu konuda o kadar bereketli ki ben bile şarkı seçerken hangi birini nasıl seçeceğim şimdiden kara kara düşünmeye başladım. umarım konsept en az benim içime sindiği kadar sizin de içinize sinmiştir.
sözlükte de şarkı olmuş şiirler adında bir başlığımız bulunmakta, şarkı seçerken orayı da ziyaret edebilirsiniz efendim.
önceki yayınlardan yayına dahil olmak için neler yapmamız gerektiğini biliyoruz ancak yine de bir tekrar edelim.
-konsept dahilinde bir şarkı seçerek, anonsunu ses kaydı olarak yapıyoruz. aldığımız ses kaydını bana discord ya da mail üzerinden gönderiyoruz.
-kayıt için son gönderim tarihi çarşamba günüdür. daha sonradan gelen kayıtları ne yazık ki yayına dahil edemiyorum.
sormak istediğiniz bir soru olursa çekinmeden mesaj atınız, o zaman gelsin afişimiz!

ps: afiş için başının etini yemekten asla bıkmayacağım sevgili gomercan'a sevgi, saygı ve hürmetler efendim.
yeni yayın konseptimizin duyurusunu yapmaya geldim!
bu hafta konu olarak ne seçsem diye düşünürken yayın tarihinin 3 hazirana denk geldiğini gördüm ve 3 haziranın nazım hikmet'in ölüm yıl dönümü. bunu aklıma not ederek haziran ayında ölmüş ve doğmuş edebiyatçıları araştırınca çok fazla olduklarını gördüm. o zaman "neden edebiyatla müziği karıştırmayayım?" diye düşündüm. böylelikle bu haftanın konusunu "bestelenmiş, şarkı olmuş şiirler" olarak seçtim. sizlerin de müsaadenizi alarak yayını edebiyatımıza katkıda bulunmuş tüm şair ve yazarlara ithaf etmeyi düşünüyorum.
yazın dünyamız bu konuda o kadar bereketli ki ben bile şarkı seçerken hangi birini nasıl seçeceğim şimdiden kara kara düşünmeye başladım. umarım konsept en az benim içime sindiği kadar sizin de içinize sinmiştir.
sözlükte de şarkı olmuş şiirler adında bir başlığımız bulunmakta, şarkı seçerken orayı da ziyaret edebilirsiniz efendim.
önceki yayınlardan yayına dahil olmak için neler yapmamız gerektiğini biliyoruz ancak yine de bir tekrar edelim.
-konsept dahilinde bir şarkı seçerek, anonsunu ses kaydı olarak yapıyoruz. aldığımız ses kaydını bana discord ya da mail üzerinden gönderiyoruz.
-kayıt için son gönderim tarihi çarşamba günüdür. daha sonradan gelen kayıtları ne yazık ki yayına dahil edemiyorum.
sormak istediğiniz bir soru olursa çekinmeden mesaj atınız, o zaman gelsin afişimiz!

ps: afiş için başının etini yemekten asla bıkmayacağım sevgili gomercan'a sevgi, saygı ve hürmetler efendim.
devamını gör...
evde beslemek istenilen yabani hayvanlar
devamını gör...
evlenmeyi planladığınız kızın anne tarafından beğenilmemesi
sen beğendiysen sıkıntı yok dediğim başlıktır.
ha annen evlenecekse o ayrı tabii. ayrıca çirkin falan değilsin birader. neye göre çirkinsin, kime göre çirkinsin.
lier değil mi hepsi aynı.
ha annen evlenecekse o ayrı tabii. ayrıca çirkin falan değilsin birader. neye göre çirkinsin, kime göre çirkinsin.
lier değil mi hepsi aynı.
devamını gör...
kapalı kadın
gereksiz bir başlık.
neden kadını bu şekilde ayırdınız şimdi?
birazdan bikinili kadın diye başlık açacak mısınız?
yani şahsen ben rahatsız oldum tesettürlü-başörtülü (nasıl denmesi gerekiyorsa) arkadaşlar ne hissetmiştir?
belki amaç kötü değildir bilemeyeceğim ama hoş bir başlık olmamış.
insanları kadın, erkek fark etmez giyimi kuşamı ya da inancıyla katagorize etmek doğru değil, yapmayın lütfen.
neden kadını bu şekilde ayırdınız şimdi?
birazdan bikinili kadın diye başlık açacak mısınız?
yani şahsen ben rahatsız oldum tesettürlü-başörtülü (nasıl denmesi gerekiyorsa) arkadaşlar ne hissetmiştir?
belki amaç kötü değildir bilemeyeceğim ama hoş bir başlık olmamış.
insanları kadın, erkek fark etmez giyimi kuşamı ya da inancıyla katagorize etmek doğru değil, yapmayın lütfen.
devamını gör...
kitap okuma aşkını kazandıran kitabın ismi
bir psikiyatristin anıları-ırvin d. yalom
devamını gör...
köpek kalbi
geçen hafta cuma günü bitirdiğim bir mihail bulgakov eseridir. yaşadığı yeri ve yakınındaki insanların hayatını cehenneme çeviren, başlarına onlarca iş açan eski köpek, yeni insan şarik'in öyküsünü anlatır bizlere. açık konuşayım oldukça hoşuma gitti bu kitap ama pek sarmadı beni. o köpeğin yakalanıp deneye başlanma kısmı biraz daha hızlı aktı sanki. üniversite sınavı geçtikten sonra sakin kafayla bir daha okumayı düşünüyorum.
bulgakov köpek kalbi’nde sokak köpeği şarik’in öyküsünü anlatır. dünya çapında bir bilim insanı olan profesör filipoviç, evine götürüp beslediği şarik’i ameliyat ederek, er bezlerini ve hipofiz bezini adi bir suçlununkilerle değiştirir. köpek arsız, yüzsüz, şehvet düşkünü ve kaba saba bir insana dönüşür. şarik insan haliyle profesörün hayatını cehenneme çevirse de, sovyet bürokrasisinde kendine bir konum edinebilecektir.
komünistlerin küçük burjuva değerlerinin üstünde yeni bir sovyet insanı yaratma ideallerini hicveden köpek kalbi, bulgakov’un en çok tartışılan yapıtıdır.
bulgakov köpek kalbi’nde sokak köpeği şarik’in öyküsünü anlatır. dünya çapında bir bilim insanı olan profesör filipoviç, evine götürüp beslediği şarik’i ameliyat ederek, er bezlerini ve hipofiz bezini adi bir suçlununkilerle değiştirir. köpek arsız, yüzsüz, şehvet düşkünü ve kaba saba bir insana dönüşür. şarik insan haliyle profesörün hayatını cehenneme çevirse de, sovyet bürokrasisinde kendine bir konum edinebilecektir.
komünistlerin küçük burjuva değerlerinin üstünde yeni bir sovyet insanı yaratma ideallerini hicveden köpek kalbi, bulgakov’un en çok tartışılan yapıtıdır.
devamını gör...
karısının iç çamaşırına sığınan acizler
bir kez de kadınlar üzerinden bir laf etmeseler şaşıracağım zaten.
devamını gör...
beren saat denince akla gelenler
türkiye'de ki en hoş kadın olduğu gerçeği.
ve tabiki bihter.
ve tabiki bihter.
devamını gör...
memleketinin adını söylemeden anlat
tulum peyniri, bakır, terzi baba*
devamını gör...
antalya'da bir kadının cinsel saldırıya uğraması
adalet denilen şeyin ne kadar yok olduğunun kanıtıdır. kendini savunanlar içerideyken gerçekten dünya için zararı dokunan insanlar dışarıda şu an. adam öldürmek en basit suç artık ülkede, özellikle tanıdığın varsa ya da yetkin biriysen suç bile değil. gider basarsın parayı ya da konuşursun bir tanıdığınla sonra hop dışarıdasın.
ülkede adalet varmış gibi yapmaya çalışanlar da bunu düzeltmeye çabalamayanlar da torpili insanlıktan öne koyanlar da cezasını çekmeli. para uğruna insaniyetini satanlar oldukça bu ülkede ne adalet olur ne de huzurlu bir yaşam.
ülkede adalet varmış gibi yapmaya çalışanlar da bunu düzeltmeye çabalamayanlar da torpili insanlıktan öne koyanlar da cezasını çekmeli. para uğruna insaniyetini satanlar oldukça bu ülkede ne adalet olur ne de huzurlu bir yaşam.
devamını gör...
ras
açılımı retiküler aktive edici sistemdir. beyin sapı denen bölgede bulunan kompleks bir sinir ağıdır. beynin uyarılmayla ilgili kısmını oluşturur. ortamda dikkat çekici birden fazla unsur olduğunda tek bir tanesine odaklanmamızı sağlar.
devamını gör...
yegâne
farsça kökenli bir sözcüktür.
devamını gör...
aslen nerelisin terör örgütü
özellikle de “istanbulluyum” deyince ikna olmayanların üyesi olduğu terör örgütüdür.
devamını gör...