a. yaşlı, engelli ve hamile insanlara yer vermek,
b. yayalara yol önceliği tanımak,
c. engelliler için tasarlanmış bölümleri (yaya yolu-kaldırım, otopark vb) işgal edecek girişimden uzak durmak, her kaldırımda bir rampa olması.
ç. kaldırımlarda kalabalık halde yürüyüp insanları engellememek,
d. bir yerde toplanıp, çevreyi rahatsız edecek şekilde sesler çıkarmamak,
e. izmarit, sakız gibi çöpleri yerlere atmak ve yerlere tükürmemek,
f. toplu ulaşım yapılan araçlarda yüksek sesle müzik dinlememek,
g. toplu ulaşım araçlarında kapı ağzında bekleyip insanları engellememek gibi birçok durumlar önemli detaylardır.
ğ. bir yere girmeden önce kapı tıklatmak. kendiniz eviniz dahil olsa, dolu bir odaya girerken kapı mutlaka tıklatılmalı ve gel/müsait değilim çağrısına uyulmalıdır,
h. karşı tarafın fikirlerine saygı duymasanız bile fikirleri hakkında kötüleyici herhangi girişimde bulunmamak. *

ğ maddesini genelde ofis tipi halka açık ama kısmen kapalı mekanlarda uygularız (şartlar oluşmuşsa tıklatmaya gerek yok) ama ev halkı tarafından çoğunlukla da uygulamayan bir davranıştır. aile bağlarından gelen yakınlıktan dolayı yani bir nevi "evin insanısın" mantığından kaynaklıdır. şahsen kendi evimde olsa her seferinde kapıyı tıklatırım, yapılmasını da tavsiye ederim.
devamını gör...

robin ve barney
devamını gör...

okumakta olduğum (bkz: nihan kaya) kitabıdır. bence her ebeveynin ve içinde çocukluk yaraları olan her bireyin okuması gereken bir kitap.

iyi aile yoktur. ya da paradoks şu ki iyi aile, "iyi aile yoktur" düsturuyla hareket edebilen ailedir.
 
insanlar çocuk sahibi olduğunda farkında olmadan kendi çocukluğuna dair hisleri yaşar. çocuğumuzla ilişkimiz, anne-babamızla ilişkimizin devamıdır.
 
çocuğumuzla doğru bağ kurma, kendi çocukluğumuzu ve içimizdeki çocuğu tamir etmekle olur. her insanın içinde anne, baba, çocuk vardır ve güçlü psikoloji aslında, içimizdeki çocuğun güçlü olduğu, saygı gördüğü psikolojidir.
 
iyi aile yoktur sadece  anne-babalar değil, çocukluk geçirmiş ve kendisini daha iyi anlamak isteyen her yaşta insan için yazıldı.
bu kitabın sunduğu farklı bakış açısıyla, neden acı çektiğimiz, sevilmeyi neden isteyip sevgiyi kaybettiğimizde neden üzüldüğümüz, işlerimizi neden ertelediğimiz gibi kendimize dair birçok şeyin altındaki nedeni yepyeni bir gözle, şaşkınlıkla keşfedeceksiniz.
devamını gör...

seçilmiş yalnızlık, kişiyi olgunlaştırır, kendisini tanıma, dinleme, salt kendine ait olma isteği de diyebiliriz.
benim tercih edeceğim bir durumdur amma ve lakin beni yalnız bırakmıyorlar.*
içine düşülmüş yalnızlık ise kişiyi yer bitirir, yalnız bırakılmış/ kalmış insanlara yalnızlık güzellemesi yapmak onlarda küfür etme ya da ağzınızın ortasına bir tane çarpma isteği uyandırır.*
çünkü bunun nasıl berbat ve insanı kahreden bir duygu olduğunu sadece onlar bilirler. oğuz atay'a kulak verelim:
"ben, yalnızlığı istemekle suçlanıp yalnızlığa mahkum edildim. bu karara bütün gücümle muhalefet ediyorum. ben yalnızlığa dayanamıyorum, ben insanların arasında olmak istiyorum. insanların düşmanlara da ihtiyacı vardır. (dostlarının değerini bilmek için.) işte tek başıma yıkılmış durumdayım."

diliyorum kimse yalnızlığın boğucu kederiyle uğraşmak zorunda kalmaz.
devamını gör...

sanıldığı gibi aldatılmayacak/boşanılmayacak erkektir. şu tuhaf genellemelerden vazgeçemediniz gitti.

bunu yapan erkek, önce insan olduğunu unutmamış bir bireydir. insanlar yorulabilir, hasta olabilir, o gün ruh hali uygun değildir, canı hiçbir şey yapmak istemiyor olabilir... her şey insanlar için sonuçta; robot değiliz hiçbirimiz ki her gün periyodik olarak yorulmadan, hastalanmadan aynı eylemleri tekrarlayalım. anlayışlı bir erkeğin kalkıp yardım etmesi kadar normal ve güzel bir şey yok. bir insanı sırf iyi niyetli ve yardımsever diye aldatan ya da boşayan varsa da bir doktora görünsün derim naçizane.
devamını gör...

devamını gör...

bu güzellik kavramını kim nasıl belirliyor. neye göre güzel, kime göre güzel.
çok makyaj yapan mı güzeldir, hiç yapmayan mı. renkli gözlü mü olması gerekir sizin bir kadına güzel demeniz için. etine dolgun kadınlar mı güzeldir yoksa oklava gibi incecik olanlar mı. bıyığın bir kadına yakışmadığına kim karar vermiş.
devamını gör...

“düşünceleriniz ne ise, hayatınız da odur. hayatınızı değiştirmek istiyorsanız, düşüncelerinizi değiştiriniz.”

161 - 180 yılları arası hüküm sürmüş roma imparatorudur. aynı zamanda en önemli stoacı filozoflardan birisidir. 96 - 180 yılları arasında görev yapan beş iyi imparator'dan sonuncusudur. yunanca yazılmış 12 kitaplık “ta eis eauton” (kendime düşünceler) adlı yapıtıyla ünlüdür. roma imparatorluğu'nun altın çağı’nın simgesi olmuştur.

“ta eis eauton”, marcus’un günü gününe kaleme aldığı siyasal düşüncelerinden oluşur. 169 sonları-170 başlarında germen ve marcomanni kavimleri üzerine çıktığı seferde yazmaya başlamıştır. kendisine yön veren düşünceleri dışa vurduğu kendime düşünceler eseri stoacı düşüncenin en tanınmış eserlerinden biridir. kendinden çok sonraki kuşaklara, kilise düşünürlerine ve rönesans'a da temel olacak bu metin stoa felsefesinin anlaşılması açısından değerli bir kaynak olarak görülmektedir. eserin yazılmasının ardından pek çok romalı hatip ve yazar ona ''psilosophus'' lakabını yakıştırmıştır.

stoa felsefesi roma'daki en etkili felsefe okullarından birisidir. kitionlu zenon stoa okulunun kurucusu sayılır. roma'da stoa felsefesi tarihlendirme açısından üç ana döneme ayrılır. ilk dönemi eski stoa olarak da bilinmektedir; başlıca temsilcileri zenon, kleanthes ve khrysippos'tur. ikinci dönemin en etkili temsilleri ise platon ve aristoteles'tir. son dönem ise roma stoası veya geç dönem stoası olarak anılır. en tanınmış temsilcileri romalı genç seneca, epiktetos ve imparator marcus aurelius'tur.

peki stoacılık felsefesi temelde neyi anlatmak ister? stoacılar için insanın temel amacı mutluluktur. mutluluğa ulaşmak içinse doğaya uygun yaşamak gerekir. dolayısıyla doğaya uygun yaşamayı felsefi olarak benimsemişler ve dünya vatandaşlığını savunmuşlardır. "mutluluk, dış koşullara bağlı olmamalıdır" önermesini dile getirmişlerdir. öğretilerine göre, sosyal varlık olarak insanlar için mutluluğa giden yol şunlarda bulunur: hayatta sana verileni kabul etmek, zevk arzumuz veya acı korkumuz tarafından kontrol edilmemize izin vermemek, etrafımızdaki dünyayı anlamak için aklımızı kullanmak ve tabiatın planındaki kendimize düşen görevi yapmak ve beraber çalışıp başkalarına karşı dürüst ve adil olmak.

diogenes laertios şöyle demiştir: “stoalılar mantık eğitiminin zorunlu olduğunu ileri sürerler. çünkü mantık diğer tek tek erdemleri içine alan bir erdemdir. mantık bilmeyen bir insan yanlış çıkarımlardan kaçınamaz. mantık, bilge bir insana doğruyu yanlıştan ayırt etme özelliği kazandırır.”
devamını gör...

ii. ramses hakkında çözülen bir hiyeroglif yazısında şöyle der: "muzaffer komutanların en büyüğü, gerçeğin koruyucusu güneş kral."

ramses, m.ö. 1279 yılından m.ö. 1212 yılına kadar tam 67 yıl boyunca ülkesini yönetmiş; politik ve kültürel gücü sayesinde m.s. 2021 yılında bile asırlar boyunca kendisinin bilinmesini sağlamıştır. eşi nefertari'dir ve şu günlerde bile mısır topraklarında gezen bir yolcu, her adımında ramses ile karşılaşır. hem hükümdarlığından önce hem de sonra sayılamayacak birçok anıta damgasını vurmuş bir kraldan bahsediyoruz.

ramses ile eşi nefertari'den oluşan çiftin, sonsuzluğa dek hüküm sürdüğü ebu simbel'deki iki tapınakta, karnak tapınağının büyük salonunda ve luxor tapınağında güler yüzlü heykellerini hiçbir mısır yolcusu akıllarından çıkaramaz derler.

resimde ramses'in kolunu nefertari'nin beline sarması, nefertari'nin ise elini ramses'in omzuna sarması gerçekten çok hoş bir görüntü sağlıyor bize.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

nasıl evlendiniz diye sorarlarsa "kafa'larımız uyuşuyordu" diyebilmek için açılan başlık.
devamını gör...

kafa sözlüğün ruhunu, instelanın itü sözlük olduğu zamanlara benzettim. umarım onun gibi ıssız kalmaz. kafa sözlükte ilk sözlük deneyimini yaşayacak genç arkadaşlar özellikle şanslı. hem ekşi sözlük gibi yıllar süren çaylaklıkla hevesleri kırmıyor, hem kaliteli bir ortama benziyor.
devamını gör...

çok güzel tanımları olan yazar arkadaşımızdır kendileri.
devamını gör...

fena şarkı sözleriyle yeri geldiğinde şiir okuyormuşsunuz hissi veren, yeri geldiğinde "ulan evet ya benim de aklımdan geçiyordu bu" dedirten ingiliz rock grubu. bambaşka kültürlere sahip olmamıza rağmen bazen anlattıkları hayatı öyle ince bir yerden tutuyor ki, evet, diyorsun; kime sorsan bilir herhalde bu hissi.
mesela birkaç örnek paylaşalım:

"last night, what we talked about; it made so much sense but now the haze has ascended it don't make no sense anymore." from the ritz to the rubble. (bkz: hep böyle olur zaten...)

"baby, we both know that the nights were mainly made for saying things that you can't say tomorrow day." do i wanna know. (bkz: bu ve bir üstteki sözü ilişki içerisinde görmeden edemeyeceğim)

"when she walks her footsteps sing a reckless serenade." reckless serenade. (bkz: benzetmenin güzelliği desem kaç kişi beğenir)

"somebody told the stars you're not coming out tonight and so they found a place to hide." black treacle. (bkz: tecahülüarif)

"as she walked away, well, her shoes were untied and the eyes were all red, you could see that we'd cried. and i watched and i waited till she was inside, forcing a smile and waving goodbye." do me a favour. (bkz: gözünüzün önünde canlanan veda sahnesinin hüznü...)
devamını gör...

çok bilinmeyen, doğası harika, tarihi dokusu olan şehirlerimizden biri.

öncelikle coğrafi özelliklerinden bahsedelim.
batı karadeniz bölgesinde yer almakta olup karadenize en uzun kıyısı olan il konumundadır kendisi.
bitki örtüsü oldukça zengin, havası temiz. küre dağlarında yolculuk etmesi oldukça zevkli. ılgaz dağı kayakseverler ve dağcılar için güzel bir alternatif.
doğaya meraklı biriyseniz mutlaka görmek isteyeceğinizi düşündüğüm yerlerin başında.

görülmesi gereken doğal güzellikleri:
valla kanyonu (dünyanın en derin 2. kanyonu ve türkiye’nin en büyüğüdür)
horma kanyonu (yürüyüş parkuruyla ılıca şelalesine ulaşabilirsiniz)
ılgarini mağarası (dünyanın en büyük dördüncü mağarası)
çatak kanyonu (seyir terasında kanyonu zevkle izleyebilirsiniz)
loç vadisi (pek çok mağarayı, şelaleyi, kanyonu, gölü içine alan zengin bir alan)

biraz da tarihi yönüne bakalım.
zaman içinde hititler, firigler, kimmerler, lidyalı'lar, pers'ler, pontuslular, romalılar, bizanslılar, gaslar ve de pek çok türk beyliğine ev sahipliği yapmıştır. bundan dolayı tarihi bakımdan zengin. anadolu’da açılan ilk resmi lise olan abdurrahman paşa lisesi burada bulunur. milli mücadele boyunca en çok şehit veren şehirlerimizdendir. çanakkale türküsü de bu yöreye aittir, yazarı ihsan ozanoğlu'dur.
her yerden bir türbe çıkabillir, türbe sayısına şaşırabilirsiniz.
atatürk şapka inkılabını burada duyurmuştur. rıfat ılgaz'ın memleketidir aynı zamanda.

görülmesi gereken tarihi yerleri:
iva paşa konağı – etnografya müzesi
kastamonu arkeoloji müzesi
mimar vedat tek kültür ve sanat merkezi 75. yıl cumhuriyet müzesi
rıfat ılgaz müzesi
nasrullah camii ve külliyesi (rivayete göre buradan su içen kişinin yolu 7 yıl içinde yine kastamonu'ya düşermiş.)
kastamonu kalesi
saat kulesi

daha sayamayacağım kadar osmanlı zamanından kalma camii ve külliye dolu. aklıma gelenler bunlar.

sosyal olarak incelersek, şahsen gözüme çarpan ilk şey buranın ağzı. kastamonu ağzı nedense çok komik geliyor bana. aynı zamanda kendini dinlettirdikçe dinletiyor, çok tatlı. şuna değinmezsem olmaz, çok fazla küfür kullanılıyor. nokta yerine, virgül yerine küfür kullanılıyor. nedense burada küfür, küfür etmek için kullanılmıyor. küfür algıları entresan. birine küfür edince her zaman küfür etmiş sayılmıyorsunuz. yeni nesilde bunu çok gözlemlemedim, eski nesilde çok yaygın.
bir şekilde insanı kendini sevdiriyor. sıcakkanlı insanlar. grand tuvalet giyinen, şapkasına kadar takan amcalar çok hoş.

aklıma gelmişken, şehir merkezinde deniz yok. ben çok şaşırmıştım. onun yerine upuzun bir çay var.

yemeklerinden bahsetmezsek olmaz. yemek olmasa da, yiyeceğe dair akla gelen ilk şey taşköprü sarımsağı. taşköprüye girer girmez sarımsak kokusu karşılamıştı bizi.
çekme helvası çok güzel.
banduması bana biraz ağır geldi ama lezzetli.
ekşili pilavını çok beğendim.
püryan kuyu kebabı ise çok güzel.
konya ile çekişmeli olduğu etli ekmeği var bir de. konyadaki pideyse, buradaki de gözleme ama çok lezzetli. mutlaka yiyin. özellikle azdavay'da yiyin. arkadaşım "ben bunu niye yedim, nasıl bulucam bunu sonra" diye pişman olmuştu. *
pastırması çok çok başarılı. kayserililer alınmasın ama benim damak zevkime daha uygundu. *
pastırmalı ekmeğini yiyin, asla pişman olmazsınız.
simidini sıcak yerseniz çok güzel, soğuksa lastik gibi ve sert. simit tiridi de güzel.
siyez bulgurundan yapılan pilavı da çok güzel. mutlaka eve götürmek isteyeceksiniz o güzelim bulgurdan.

genel olarak mutfağı hamur ağırlıklı ama lezzetli. fazka kaçırırsanız gelsin kilocuklar. *

sanırım sona geldik. bir genç olarak, yaşamak için uygun mu? hayır. emekli olunca şehir merkezinde değil ama cide'de, abana'da veya çatalzeytin'de yaşanır. gezip görmelik yer daha çok.
şahsen iyi tanıtılamadığını düşünüyorum. daha iyi tanıtılırsa daha fazla turist çekecektir ama bu şehir için daha mı iyi ya da daha mı kötü olur bilemem.
devamını gör...

şimdi burada gene hayvantapar bir kitle oluşmuş ve muhtemelen ekşiden gelmiştir.ya bak hiç öyle laf salatalığı yapmayacam ve kesin konuşucam.abicim siz hayvanların sokakta acı çekmesini,üşümesini,tecavüz edilmesini mi istiyorsunuz ? demiyormusunuz bu hayvanların sokakta ne işi var diye ? anca insansız sokok ostoyor onlordo.yemin ediyorum bu ülkede ciddi bir iq problemi var ve giderek artıyor.ekşiden kaçtım burada da o iqsuzlar gelmiş.ulan hıyar ağası köpeğe iki besleyip sevince hayvansever mi olduğunu zannediyorsun ? ben böyle iki yüzlülük görmedim.zaten bu tarz konularda prim kasan kuruluş-dernek olurda siz neyini savunuyorsunuz bu konuda ha yoksa pr çalışmasımı yapıyorsunuz.bide çocuklara nefret kusan olmuş allahın kekoları.köpek durup dururken saldırmaz diyenlerin zaten hayvanlar hakkında gram bilgisi olmadığı sadece duyar kastığı belli.o övdüğünüz gelişmiş ülkelerde sokak hayvanı neden yok ? çünkü kısırlaştırılıyor ve sahiplendiriliyor üstelik denetimi yapılıyor.yarın sevdiklerinize saldırıldığında o üstte kustuğunuz entrylerdeki düşüncelerinizi sevdiklerinize söylersiniz,belki o zaman samimiyetinize inanırım.
devamını gör...

1. ve 2. inönü muharebelerinin "ismet inönü" ile bir ilgisi yoktur. savaşları o kazanmıştır ama savaşların geçtiği yer, eskişehir'in inönü ilçesidir. soyadı kanunu ile ismet paşaya atatürk vermiştir "inönü" soyadını.

dip: ben öğreneli 3-5 yıl oluyor lan bilen varsa dalga geçmesin.
devamını gör...

tanımın silikliğine değil, içeriğine bakan sözlük üyeleri için tanım girme eylemidir. kesinlikle devam ettirilmelidir.
devamını gör...

her hafta nasıl bu kadar kaliteli içerik ürettiğini merak ettiğim youtuber.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim