merhaba arkadaşlar nasılsınız keyifler nasıl ? bildiğiniz gibi sözlüğümüzün radyo yayınları tam gaz devam ediyor. uzunca bir süredir de sizlerle buluşmayı bekleyen bir zippodan çıkan çınn sesi ve 21oz var.*
bir dakika ! program içeriğimiz ile ilgili bilgi vermek için aşağıda yayın ortağım 21oz bekliyormuş, hemen ona paslıyorum sizi !

evet arkadaşlar, kafa kafaya programımızda konuşmak istediğimiz çeşitli konuları ( bağımlılıklar, çeşitli gündem konuları, sosyal medya, aşk-meşk, zart-zurt ) gerek mizahi, gerekse ciddi bir sohbet ve yorumlamalar tadında program olacak. elimizden geldiğince sizleri sıkmadan, bunaltmadan, afakanlar basmadan, yeri geldiğince güldürücü, yeri geldiğinde düşündürücü programımıza bu akşam saat 21.00’ da hepinizi bekliyoruz. eğer bir kusur görürseniz lütfen ilk yayınımızın amatörülüğüne verin ve çok da şey yapmayın yani* neyse çok uzattık akşam görüşürüz !
devamını gör...

#975799 bu tanımın altına imzamı atarım. ve şöyle bir ekleme yaparım; yurdum insanı bozuk üslup ile samimiyeti birbirine karıştırmak konusunda üstün başarı sergiliyor.

benim için hiçbir zaman bozuk bir türkçem olmadı, herhangi farklı bir ağız kullanmadım. ama köye gittiğim zaman kullandığım türkçenin yadırgandığını hissetim her zaman. benim düzgün türkçe konuşmam bir büyüklük gösterisi olarak algılandı.

şu an türkiye’nin durumu da budur tam olarak. damat, saçma bir ağızla konuşunca kendilerine yakın hissederken entelektüel kapasitesi yüksek olan ve düzgün konuşan insanlar elitist yaftası yiyip halktan uzaklaşmakla suçlanıyor.

tanım: cemaat imam ilişkisinin nadide bir örneğidir.
devamını gör...

bu konuda genellikle soyut şeylerden ya da spesifik olaylardan bahsedilir; ölüm, acı, gam, keder, aşk, trafik kazası vs. ben daha somut bir şeyden bahsetmek istiyorum: arkadaş. evet, bir arkadaş insanın hayatını iyi ya da kötü yönde değiştirir. değiştiremese de en kötü ihtimalle ivmelendirir. iyiysen daha iyiye gitmeni, kötüysen kötüleşmeni destekler. uzun zamandır kötü şeylerden bahsettiğimiz için bugün iyi taraftan bakacağız ve konuyu kapatacağız.

hayatta bizi en çok etkileyen faktörlerden biri mesleki tercihlerimiz ve gelişimimizdir. çoğumuzun çektiği en büyük sancı da var olan enerjimizi, çalışma arzumuzu hangi alana yönlendireceğimizi bilemememizdir. sözgelimi finans alanına yönelecek bir insanın önünde bir deniz uzanır. bir mühendisin birçok opsiyonu vardır ve hangi alanda uzmanlaşacağına karar vermekte çok zorlanır. iş deneyimi olmadan bu gerçekten zordur ve iş deneyimi için sizi şöyle bir çıkmaza sokarlar: falanca alanda iki yıl deneyimli. haha, çok ironik bir durumdur bu. deneyim kazanabilmeniz için açılan ilanlar çok kısıtlıdır ve kalanların çoğu da deneyim istemektedir. bu durumun bizde yarattığı motivasyon eksikliğini giderecek olan şey, sizin hayatınızı da değiştirecektir. ihtiyacımız olan bir bakış açısıdır aslında. bu bakış açısını da bir arkadaş, bir akşam yemeğinden sonra, çayınızı yudumlarken söyler size.

insanız, tutkularımız, arzularımız ve hayallerimiz var. bizdeki bu hasletlerin bir yönü, üzerimizde tahakküm kurabilmeleridir. görünürde çok güzel olan tutkularımız da hayallerimiz de bizi zehirliyordur. şöyle somutlaştıralım: sözgelimi farklı kültürlere merakı olan, ülke ülke gezmek isteyen bir insan, tüm odağını bu tutkusunu gerçekleştirmeye yönlendirir. buradan temellenen kişi için iş hayatıyla alakalı görüş, daha fazla boş zaman ve bu boş zamanı takviye edebilecek maddi güçtür. yani kişi daha az çalışarak para kazanmak, var olan standartların üstüne de farklı ülkeleri gezme, konaklama vs. gibi şeylere kaynak ayırabilmek ister. bu yüzden de kısa yoldan para kazanma hevesine kapılır ya da zaman-kazanç dengesini kuramadığı için kendisini sistemin dışına iter. bu büyük risktir ve kişiyi özgüvensiz, başıboş, iki tarafı da yürütememiş bir insan haline getirebilir.

işte bu gibi durumlarda, en büyük ilaç yeni bir bakış açısını kazanmaktır. kişi kendi kendine kaldığında, araştırma yaptığında, genellikle kendi istekleri doğrultusunda okumalar, dinlemeler yapar. farklı görüşleri dinlese de içselleştirmekte zorlanır çünkü tutkularının esiri olmaktadır. bu, hepimizde olan bir şey. farklı bakış açısına sahip bir arkadaş, kendi doğrularıyla, gerçekleriyle size konuşur. bu, bir gün önce ne yaptığını ya da hayatında ne gibi tökezlemeler olduğunu bilmediğiniz falanca gazetecinin size öğrettiğinden daha fazlasını öğretir. çok soyutlaştığının farkındayım, hemen örnekleyelim.

sözgelimi siz bu korkunç karmaşanın içerisindeyken, sistemi sorgularken, arkadaşınız çoktan bu sistemin gerçeklerini kabullenmiş ve buna boyun eğmiştir ve bu kabullenmişlikle bir yol kat etmiştir. en azından sizin kurduğunuz ütopyayı gerçekliğe yansıtmış, oradan kendi bakış açısına göre farklı kazanımlar elde etmiştir. hiç yoktan iyidir anasını satayım. dünyayı dört dönme hayali kurarken, bağcılar'dan beşiktaş'a gidemeyecek duruma gelmekten iyidir ve bu adam bu konumdadır. sizden de bunu tamamen reddetmemenizi, bir nebze kabullenme gerektiğini söyler. beklentilerinizi, taleplerinizi hiç olmazsa hayatı yorumlayış şeklinizi değiştirmenizi söyler size. siz de bu sayede bir durum analizi yapar, bir ona bir kendinize bakarsınız ve gelecekteki adımlarınızı ona göre atarsınız.

bazen arkadaşın bir davranışı, bir güzelliği size bir şey öğretir. sözgelimi sevdiklerine karşı değer bilmez bir halde, iyice çirkinleşmişsinizdir ve ısrarla bu tutumunuzu sürdürüyorsunuzdur. hak ettiğiniz şey esaslı bir terk ediliştir ama şu veya bu sebeple ilişkileriniz devam ediyordur. arkadaşınız da bir zamanlar çok sevdiği bir insanı kaybetmenin acı hatırasını taşımaktadır. siz, iki saat sonra sahilde kız arkadaşınıza türlü zorbalıklar yapacağınız bir buluşma için "2 gibi ayşe ile buluşacağım. bu ara çok tripli, kıracağım kalbini" dediğinizde, bir anda onun dönüp "çözülmeyecek hiçbir sorun yok. sarıl kardeşim, değerini bil. bir gün yollarınız ayrılır, saçlarının kokusunu özlersin" dediğini işitirsiniz. haha, beyin gerçekten çok enteresan çalışır. "saçlarının kokusu" bölümüne takılırsınız. evet, saçları ne güzel kokuyordur. saçları ayşe'nin kokusudur. o kokuyu içinize çekesiniz gelir. gidersiniz ve sarılıp koklarsınız saçlarını. ondan buna uygun, güzel bir yaklaşıö bulursunuz çünkü güzellik güzelliği doğurur. bir gün gidebileceğini düşünürsünüz, ona haksızlık ettiğinizi düşünürsünüz. acaba şu konuda çok mu üzerine gidiyorsunuzdur ? belki de adet dönemlerinde daha ılımlı olmalısınızdır. ilişkinizi daha güzel bir çerçeveye oturtmaya başlarsınız.

işte iyi arkadaş, bu gibi ince nüanslarla dokunur size. sizin için, belki birçokları için sıradan olabilecek kahverengi gözlerinin ne kadar güzel olduğunu anlarsınız. yaşamın bütünüyle bir mücadele yeri olduğunu, meydan okumak için fazla zayıf olduğunuzu anlarsınız. bir yerden başlamak gerektiğini anlarsınız. sizde var olan güzelliklere bir dostunuzun hasretlik çektiğini, onun için her şeyini verebileceğini anlarsınız. dert edilmeyecek şeyleri dert ettiğinizi, davranışlarınızın şımarıklık olduğunu anlarsınız. hayatı biraz olsun okuyabiliyorsanız, arkadaşınızın bir cümlesinin birçok sorunu çözmek için size önemli bir hatırlatma olabileceğini anlarsınız. velhasıl, iyi bir arkadaş hayatınızı değiştirir.
devamını gör...

üstünlük meselesi değil de, sanat özgür düşüncenin olduğu yerde başlar. özgür düşünce için de bilim şarttır. yani şöyle anlatayım yediğiniz yemek, giydiğiniz kıyafet, içinde yaşadığınız ev bilimin eseridir. yaşamak için temel ihtiyaçları karşıladıktan sonra sanat ruhun doyum noktasına ulaşmasını sağlar. insanın kendini gerçekleştirme noktasıdır sanat.

avrupada sanat çok ilerde çünkü avrupa bilime yöneldikten sonra ihtiyaçlarını karşılayıp sanata vakit ayırabildi. nitekim osmanlının yükselme döneminde de sanat büyük bir yer kaplıyordu. nasıl ki giydiğimiz dondan kullandığımız kürdana kadar bilimin eseriyse, felsefe, şiir ve bilumum insana estetik veren tüm uğraşlar sanatın alanına girer.

yani üstünlük yoktur sanat ve bilim arasında, birbirini tamamlama vardır.
devamını gör...

ahzab suresi 33. ayette geçen peygamber (saa) in seçkin aile fertleri.

"ve evlerinizde oturun ve ilk câhiliyet devrinde olduğu gibi sokaklara çıkmayın ve namaz kılın ve zekât verin ve itâat edin allah'a ve peygamberine.

ancak ve ancak allah, ey ehl-i beyt, sizden her çeşit pisliği, suçu gidermek ve sizi tam bir temizlikle tertemiz bir hale getirmek diler."(ahzab suresi 33)

bu noktada, sünni ve şii alimler, ehlibeyt in kimleri kapsadığı hususunda ortak bir düşünceye sahip değildir.

sünni alimler; peygamber hanımlarının da ehlibeyt ten olduğu fikrini savunur*.

şii alimler ise;" ali aba*nın ehlibeyt olduğunu ve bu sıfatın 14 masum* a özel bir sıfat olduğu fikrini savunur.

ehlibeyt in kim olduğu ile ilgili başka bir ayet ise mubahale* ayetidir.
mübahale ayetinin nüzul sebebi; necran hristiyanlarının, peygamberimizi mübahale ye davet etmesidir. bunun üzerine peygamberimiz; ali, fatıma, hasan ve hüseyin(selam onlara olsun) i çağırıp mübahale davetine icabet etmiştir. necran hristiyanlarının vazgeçmesi üzerine mübahale gerçekleşmemiştir.

ali imran 61. ayette;

"...öyleyse de ki: gelin, çağıralım çocuklarımızı* ve çocuklarınızı, kadınlarımızı* ve kadınlarınızı ve kendimizi* ve kendinizi; sonra mübahale edelim de allah'ın lanetini yalancıların üzerine gönderelim." (ali imran 61)

ali imran 61 de mubahale ayetinin emri gereği peygamberimiz, eşlerini mübahale ye götürmemiştir. yani" ehlibeyt" kavramı peygamber hanımlarını kapsamış olsaydı, ayette geçen "kadınlarımız" emri gereği peygamber hanımları da mübahale ayetinin muhattabı olurdu.

bu nedenlerden ötürü şii ulemanın ehlibeyt in kimleri kapsadığı tezi, daha sağlıklı bir yaklaşımdır.
devamını gör...

bilmece.
sana soracaklar neden bilmece?
işte asıl bilmece bu.
devamını gör...

aynı anda var olabilseydi birkaç boyut
birinde doğru, güzel olanı yaşamıyorsak
diğerinde mutlu olsaydık.
birinde olamadığımız için pişman olduklarımızı,
telafi edebilse idik bir diğerinde.
yaşayabilir miydik doğru olanı?
yoksa gereği gibi insan olmanın;
sahiplenip her şeyi,
bizim için var olduğu yanılgısı ile
ve birlikte diğer bütün yanılsamalarımızla
mahveder miydik yine her boyutunu hayatımızın.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

islamiyet, hristiyanlık, yahudilik de dahil olduğu inanç grubudur.

ayrıca islamiyet'te tevhid inancı olarak da geçer.
devamını gör...

doğrudur. benim gibi mükemmel bir insanı kim köpek eleştirebilir ki! lakin bunun cinsiyetle alakası yok.
devamını gör...

the queen's gambit dizisi ile yoğun talep alan online satranç uygulaması.
devamını gör...

normal kabul edilmesinin çoğunluk veya azınlıkla alakası olmayan cinsel eğilim.
normal kabul edilmesinin nedeni insanların sağlıklı birey meydana getirmesi için heteroseksüel ilişki yaşamalarının gerekmesidir.
devamını gör...

toygar ışıklı
bırak sende kaybolayım.
devamını gör...

"her zaman güzel öten kuğular, ölümlerinin yaklaştığını hissettiklerinde, belki de hizmetinde bulundukları tanrının yanına gideceklerini sevindiklerinden, daha çok ve daha güzel ötmeye başlarlar. ama insanlar ölümden korktukları için kuğulara iftira atarak, üzüntüden öttüklerini, yaklaşan ölümleri için ağıt yaktıklarını söylerler. oysa genel inanışa göre kederlerinden öttükleri varsayıan bülbül, kırlangıç, ibibik gibi kuşlar da dahil olmak üzere, hiçbir kuşun aç olduğunda, üşüdüğünde ya da başka herhangi bir sıkıntı yaşadığında ötmediğini hiç akıllarına getirmezler. "*
devamını gör...

3000 yıl önce yazılmış bir likya şiirinden;

"beni bulamazsan üzülme,
eşyalarımı bulacaksın,
kestiğim taşları, açtığım yolları,
işlediğim heykelleri bulacaksın,
ve göreceksin ki binlerce yıl öteden,
parmak izlerimiz değecek birbirine..."

çok naif değil mi?
devamını gör...

normalde bu kadar erken boşalmam aslında.
devamını gör...

büyük üstad ozan güvenin meşhur sözüdür.

--- alıntı ---

kaç yaşındasın sen kaç yaşındasın sen bi dakka kaç yaşındasın sen hayır kaç yaşındasın sen kaç yaşındasın sen bana yaşını söyle hayır yaşını söyle bana kaç yaşındasın sen hayır kaç yaşındasın sen kaç yaşındasın söyle kaç yaşındasın sen.


--- alıntı ---
devamını gör...

bazı mantık hataları olsa da soluksuz izleten bir david fincher filmi. dört-beş yıl önce izlemişken önüme çıkmasıyla tekrar izledim. rosamund pike psikopat rolünün hakkını fazlasıyla veriyor.
--! spoiler !--

zaman zaman amy'e hak verecek gibi olsanız da kimse nick'in yaşadığı hayatı hak etmez. nick kadar pislik bir insan olsa bile...

--! spoiler !--
devamını gör...

mahlası ile gülümseten, yeni yazarımız.

pek hoş gelmiş.
devamını gör...

cedric’tir.

(bkz: 8 yaşındaysanız ve aşıksanız hayat gerçekten çok güzel)
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim