metalci gençliğin tarihe karışması
metal müziğin klasik batı müziğine dayanmasındandır. şimdiki gençler isyanını rap ile yapıyor, yapsın tabii ergenlik zor. ama maalesef kalitesizlik moda.
devamını gör...
kimsenin en sevdiği olmamak
"bir kırgınlık yok değil içimde. buluyorum nedenini:
en çok sevilen olmamak."
turgut uyar
en çok sevilen olmamak."
turgut uyar
devamını gör...
kitap alıntıları
bir kilimi üzerinde sevgiliniz gezinecekmiş, bir kaşkolu çocuğunuz boynuna dolayacakmış gibi dokur, bir binayı içinde anneniz oturacakmış gibi yaparsanız, ne o kilim eskir, ne o kaşkol solar, ne o bina yıkılır..
posta kutusundaki mızıka
posta kutusundaki mızıka
devamını gör...
ilgisiz sevgili
insan doğası gereği sevdiği ve beğendiği her şeye karşı daha özenli ve ilgilidir. bu elinde değildir zaten. kaybetmekten korkar incitmekten korkar üzmekten korkar. bu korku sevgisini ve ilgisini her daim canlı tutar. eğer ilgisiz davranıyorsa sizi kaybetmekten korkmuyordur. ilgi beklemek yerine yolunun önündeki engelleri açın. güle güle gitsin.
devamını gör...
yazarların favori kot markaları
antrikot.
devamını gör...
yazarların yazdığı hikayeler
her nefes alıp verişte ağzından çıkan dumana bakıyordu genç kadın. buz gibi hava ciğerlerine dek işlemişti. gözünden akan yaşların farkında değildi.
yanına biri oturdu. başını bile çevirmedi. konuşmaya başlayınca onun da bir kadın olduğunu fark etti.
- neden ağlıyorsun? dedi kadın.
sustu. içinden yanıtlamak gelmiyordu. ağladığını da o anda fark etti zaten. korkmuştu. ilk kez bu kadar çaresiz hissetmişti kendini. ve yapayalnız. içinden geçenleri anlatacağı kimsesi de yoktu. hem böylesine bir acı nasıl dillendirilir, hangi sözcük tarif edebilir bunu da bilmiyordu.
kadın tekrar konuştu.
- üzülme yavrum, bu hayatta geçmeyecek dert yoktur.
susmaya devam etti. dışarıdan nasıl göründüğünün farkında değildi. açıkçası umursamıyordu da.
"geçmeyecek dert yoktur." cümlesi kafasında dönmeye başladı. cümle bir uzaklaşıyor, aniden hızlıca dönüp üzerine çullanıyordu sanki. vardı işte.
fiziksel hiçbir acısının olmamasına rağmen bütün vücudunu sızlatan bir ağrısı varmış gibi geliyordu. en çok da kalbini... sanki bir el sıkıyor, sıkıyor, nefes almasını da engelliyordu. oysa nefes de alıyordu işte. ağzından çıkan duman bunun kanıtıydı.
elini karnına götürdü. bastırdı. acıyı hissedene dek bastırdı.
"tüm bunlar neden başıma geldi ki? bu kadar aptal nasıl olabildim. yüzüne bakamıyorum. kimsenin yüzüne bakamıyorum. biriyle yüz yüze gelsem içimi okuyacaklar diye ödüm kopuyor. başka yolu yok. hayır, başka yolu yok. beni anlamayacaklar. sadece suçlayacaklar. utanacaklar. hem de benim adıma utanacaklar. annem, babam da utanacak. insan içine de çıkamayacaklar. hele annem, üzüntüden ölebilir. bunu ona yapamam. peki bebek? ben utanmayayım diye, hayal ettiğim hayatı yaşayayım diye... bebek! sus, sus! bebek değil, o. henüz değil. sus!"
kendisiyle olan kavgası bitmiyordu. zihninde kelimeler uçuşuyor. hissettiği acı artıyordu. bir karara varması lazımdı artık. ellerini sıkıca bastırdığı karnına baktı. yavaşça kalktı oturduğu banktan. yürüdü. tabelaya baktı. muayenehane 3. kattaydı. isteksiz ama kararlı bir adım attı ilk basamağa doğru.
yanına biri oturdu. başını bile çevirmedi. konuşmaya başlayınca onun da bir kadın olduğunu fark etti.
- neden ağlıyorsun? dedi kadın.
sustu. içinden yanıtlamak gelmiyordu. ağladığını da o anda fark etti zaten. korkmuştu. ilk kez bu kadar çaresiz hissetmişti kendini. ve yapayalnız. içinden geçenleri anlatacağı kimsesi de yoktu. hem böylesine bir acı nasıl dillendirilir, hangi sözcük tarif edebilir bunu da bilmiyordu.
kadın tekrar konuştu.
- üzülme yavrum, bu hayatta geçmeyecek dert yoktur.
susmaya devam etti. dışarıdan nasıl göründüğünün farkında değildi. açıkçası umursamıyordu da.
"geçmeyecek dert yoktur." cümlesi kafasında dönmeye başladı. cümle bir uzaklaşıyor, aniden hızlıca dönüp üzerine çullanıyordu sanki. vardı işte.
fiziksel hiçbir acısının olmamasına rağmen bütün vücudunu sızlatan bir ağrısı varmış gibi geliyordu. en çok da kalbini... sanki bir el sıkıyor, sıkıyor, nefes almasını da engelliyordu. oysa nefes de alıyordu işte. ağzından çıkan duman bunun kanıtıydı.
elini karnına götürdü. bastırdı. acıyı hissedene dek bastırdı.
"tüm bunlar neden başıma geldi ki? bu kadar aptal nasıl olabildim. yüzüne bakamıyorum. kimsenin yüzüne bakamıyorum. biriyle yüz yüze gelsem içimi okuyacaklar diye ödüm kopuyor. başka yolu yok. hayır, başka yolu yok. beni anlamayacaklar. sadece suçlayacaklar. utanacaklar. hem de benim adıma utanacaklar. annem, babam da utanacak. insan içine de çıkamayacaklar. hele annem, üzüntüden ölebilir. bunu ona yapamam. peki bebek? ben utanmayayım diye, hayal ettiğim hayatı yaşayayım diye... bebek! sus, sus! bebek değil, o. henüz değil. sus!"
kendisiyle olan kavgası bitmiyordu. zihninde kelimeler uçuşuyor. hissettiği acı artıyordu. bir karara varması lazımdı artık. ellerini sıkıca bastırdığı karnına baktı. yavaşça kalktı oturduğu banktan. yürüdü. tabelaya baktı. muayenehane 3. kattaydı. isteksiz ama kararlı bir adım attı ilk basamağa doğru.
devamını gör...
oblomovluk
ahmet özcan'ın açık mektuplar kitabında da yazdığı gibi:
oblomovluk, bir asosyallik değil, antisosyallik, tembellik değil şuurlu atalet, agorafobi değil, bir varoluş trajedisidir.
insanlara, topluma ve dünyaya duyulan bir nefretin değil, tanrıya ve kadere sitemin ifadesidir. oblomov, temiz yürekli, iyi niyetli, dürüst ve zeki bir kişiliktir. duygusal ve saftır. inançlı ve ahlaklıdır. her şeyi yarına bırakmak, ertelemek, eyleme geçmemek "sorumsuzluğun" ürünü değil, tersine sorumluluk duygusuyla irkilmenin yarattığı donukluğun sonucudur. oblomov, uyuşukluk değil, belki fazla uyanıklığın; hayata yukardan bakmanın, bütün sonuçları görerek "son"ları karşılamak istememenin yıkılmışlığıdır. yalnızlık, "sigara külü kadar yanlızlık"tır, oblomov. içe dönmek, kendinden ibaret bir dünya kurarak yaşama havlu atmaktır. "gölge etmeyin başka ihsan istemem demektir". ölümü, "yaşayan ölü" haline dönüşerek yenmek, hayat kıvılcımlarını yok ederek ölümün işlevini elinden almaktır.
- oblomov olunuz.
oblomovluk, bir asosyallik değil, antisosyallik, tembellik değil şuurlu atalet, agorafobi değil, bir varoluş trajedisidir.
insanlara, topluma ve dünyaya duyulan bir nefretin değil, tanrıya ve kadere sitemin ifadesidir. oblomov, temiz yürekli, iyi niyetli, dürüst ve zeki bir kişiliktir. duygusal ve saftır. inançlı ve ahlaklıdır. her şeyi yarına bırakmak, ertelemek, eyleme geçmemek "sorumsuzluğun" ürünü değil, tersine sorumluluk duygusuyla irkilmenin yarattığı donukluğun sonucudur. oblomov, uyuşukluk değil, belki fazla uyanıklığın; hayata yukardan bakmanın, bütün sonuçları görerek "son"ları karşılamak istememenin yıkılmışlığıdır. yalnızlık, "sigara külü kadar yanlızlık"tır, oblomov. içe dönmek, kendinden ibaret bir dünya kurarak yaşama havlu atmaktır. "gölge etmeyin başka ihsan istemem demektir". ölümü, "yaşayan ölü" haline dönüşerek yenmek, hayat kıvılcımlarını yok ederek ölümün işlevini elinden almaktır.
- oblomov olunuz.
devamını gör...
baykuş
kar altındaki fareyi görmese de avlayacak kadar isabetli olabiliyor. bir peçeli baykuş yılda 1000 'den fazla fare avlıyor.
devamını gör...
kitap alıntıları
..."kitaplar bir halta yaramaz. insanın birine ihtiyacı vardır, birine yakın olmak ister." inler gibi devam etti. "kimsesi yoksa delirir insan. kim olduğu hiç önemli değildir, yeter ki yanında biri olsun. inanın bana, insan fazla yalnız kaldı mı, hastalanır."
john steinbeck, fareler ve insanlar
john steinbeck, fareler ve insanlar
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
ben ve maruz kaldığınız sesim siz dinleyicilere teşekkürlerini sunar sözlük ailesi *
devamını gör...
türkiye'nin son yıllarda güçlendiği gerçeği
hayal dünyasıyla gerçek hayatı karıştıran yazar beyanı.
devamını gör...
zor okunan kitaplar
(bkz: halil inalcık) (bkz: devlet-i aliyye)
seferlerde-savaşlarda olan her şeyi bir bir bir saymış.
(bkz: ilber ortaylı) gibi yorum katmamış.
çok zengin bir kitap ama okuyamadım, bıraktım.
beni affetsin.
seferlerde-savaşlarda olan her şeyi bir bir bir saymış.
(bkz: ilber ortaylı) gibi yorum katmamış.
çok zengin bir kitap ama okuyamadım, bıraktım.
beni affetsin.
devamını gör...
kusma hissi uyandıran insan davranışları
namaz kılıp paraya tapmak, facebook'ta özlü söz yazarak sık sık kendi fotoğrafını paylaşmak, torpille işe girip kul hakkından bahsetmek, hayvanlara kötü davranmak, kadınlara el kaldırmak, vergi kaçırmak, adam kayırmak gibi davranışlardır.
devamını gör...
sait faik abasıyanık
burgazada’ya gittiğimde aklımda sadece sait faik’in evini ziyaret etmek vardı. edebiyatla kafayı bozmuş bir yazar olduğumu takip eden yazar arkadaşlar bilir. ben de bu aşkla burgazada’ya inip sait faik heykelini karşımda görünce iyice coşup hızla yürüyüp bir yerde bir tabela görürüm belki diye bakınmaya başladım ama nafile. arayarak bulamayacağımı anlayınca birine sormaya karar verdim.
bir bakkal abimize sordum önce ama abi 51. bölge’ye giriş izni istemişim gibi şaşırarak baktı sonra tam anlayamadığım bir şekilde sanırım bilmediğini söyledi. ben de birkaç başarısız demeden sonra karşıma çıkan bir karakoldan medet umdum ama ummaz olaydım. kapıdaki polise sorduğumda “ ben buralı değilim kardeş” diyerek sorumu cevaplamamakla kalmadı, yeni sorularımın olmasına da neden oldu. sonra da içeride bana ilaç olabileceğini düşündüğü bir polis varmış gibi yaptı. girdim içeri, verdim selamımı, sordum sorumu, aldım cevabımı ve aramaya devam ettim.
velhasılı sonunda tatlı bir ablamız bana yolu tarif etti. evi buldum ama ülkemdeki bütün müzeler gibi o da tadilat dolayısıyla kapalıydı.
sait abiyle böyle bir anım var işte.
bir bakkal abimize sordum önce ama abi 51. bölge’ye giriş izni istemişim gibi şaşırarak baktı sonra tam anlayamadığım bir şekilde sanırım bilmediğini söyledi. ben de birkaç başarısız demeden sonra karşıma çıkan bir karakoldan medet umdum ama ummaz olaydım. kapıdaki polise sorduğumda “ ben buralı değilim kardeş” diyerek sorumu cevaplamamakla kalmadı, yeni sorularımın olmasına da neden oldu. sonra da içeride bana ilaç olabileceğini düşündüğü bir polis varmış gibi yaptı. girdim içeri, verdim selamımı, sordum sorumu, aldım cevabımı ve aramaya devam ettim.
velhasılı sonunda tatlı bir ablamız bana yolu tarif etti. evi buldum ama ülkemdeki bütün müzeler gibi o da tadilat dolayısıyla kapalıydı.
sait abiyle böyle bir anım var işte.
devamını gör...
aşk
haruki murakami'ye göre aşk:
kim aşık olmuşsa, kendisinin eksik parçalarını arıyordur. bu yüzden aşık, maşuğunu düşündükçe acı çeker. bu tıpkı, uzun zamandır görmediğin birinin odasına girdiğinde bulduğun anılar gibidir.
kim aşık olmuşsa, kendisinin eksik parçalarını arıyordur. bu yüzden aşık, maşuğunu düşündükçe acı çeker. bu tıpkı, uzun zamandır görmediğin birinin odasına girdiğinde bulduğun anılar gibidir.
devamını gör...
çiğli sasalı doğal yaşam parkı
izmir büyükşehir belediyesi'nin 2016 yılında kurduğu avrupa hayvanat bahçeleri ve akvaryumlar birliğine üye olan ve hayvanların doğal yaşam koşullarında bakılmasını esas alan doğal yaşam alanı.
binlerce ağaç ve bitki çeşitliliği ile dikkat çeken parkta 425 bin metrekare alan üzerinde 1500'e yakın hayvan, 240'tan fazla da bitki türü bulunuyor.
parkın içindeki çocuk hayvanat bahçesinde pony atlar, cüce keçiler, kamerun koyunları, tavşan, tavuk, hindi, kaplumbağalar yer alıyor.
binlerce ağaç ve bitki çeşitliliği ile dikkat çeken parkta 425 bin metrekare alan üzerinde 1500'e yakın hayvan, 240'tan fazla da bitki türü bulunuyor.
parkın içindeki çocuk hayvanat bahçesinde pony atlar, cüce keçiler, kamerun koyunları, tavşan, tavuk, hindi, kaplumbağalar yer alıyor.
devamını gör...
gazi mahmut yaşargil
tıp alanında ülkemizi temsil eden, övünç kaynağımız, büyük insan, büyük doktor.
devamını gör...
cinci hoca (yazar)
o hoca ben bektaşi; önce bir şarap içeriz sonra bir okur üfleriz linç etmeye çalışanı duman ederiz dinime imanıma* daha da varsa maçası sıkan şöyle gelsin*
t: severek takip ettiğim, tanımları ile tokat atan güzel yürekli kardeşimdir. kalemi tükenmesin, hep yazsın hep okuyalım*
t: severek takip ettiğim, tanımları ile tokat atan güzel yürekli kardeşimdir. kalemi tükenmesin, hep yazsın hep okuyalım*
devamını gör...
ingilizce kaynak önerileri
yukaridaki entrydeki kaynaklar hakkında bir bilgim yok. fakat kendi kullandığım ve memnun kaldığım kaynakları paylaşmak istiyorum müsaade ederseniz:

bu kaynağa puanım 10/10. ingilizce gramer konularını baştan sona oldukça detaylı, anlaşılır bir şekilde ve resimli olarak anlatıyor. basit seviyede ingilizcesi olan biri de ileri seviyede yararlanabilir. kitabın yazarı olan özer kirazın youtube kanalında bu kaynakla uyumlu olarak çektiği videolar var. isterseniz kitabı almayıp sadece videolardan faydalanabilirsiniz fakat gerund and infinitive gibi konularda videolarda olmayan bazı şeyler var kitapta. dolayısıyla kitabı aldıktan sonra önce videoları izleyip sonrasında kitabı okuyarak tekrar yaparsanız öğrendiğiniz bilgilerin kalıcılığı arttırmış olursunuz.

bu kaynağa puanım 8,5/10. 1,5 puanı çeviriyle öğren 2' yi kullandıktan sonra kırdım. kitabın ilk yarısında ingilizce cümleleri türkçeye, ikinci yarısında türkçe cümleleri ingilizceye çevirmeye çalışıyorsunuz. ilk yarısındaki ingilizce cümlelerin türkçesi kitabın ikinci yarısında yer alıyor, dolayısıyla kitabın bir cevap anahtarı bulunmuyor. ilk öğrendiğiniz konuları pekiştirmeniz için ideal.

bu kaynağa puanım 10/10. tıpkı çeviriyle öğren 1 gibi ilk yarısında türkçeyle çevirilmesi gereken ingilizce metinler, ikinci yarısında da ingilizceye cevirilmesi gereken türkçe metinler bulunuyor. ingilizce metinlerin türkçesi ikinci yarıda bulunduğundan bu kitabın da cevap anahtarı yok. metinlerin yanında o metinlerdeki bilinmesi gereken kelimeler küçük bir kutucukta veriliyor. bu sayede kelime bilginizi de geliştirmiş oluyorsunuz. kitap 4 farklı bölümden oluşuyor, bölüm ilerledikçe zorluk seviyesi artıyor. konuları pekiştirmek içib mükemmel.

bu kitaba puanım 10/10. bu kitap ingilizce. fakat türkcesi kitabın arka kısmındaki cepte kitapçık halinde bulunuyor. bol resimli bir kitap, anlatımı güzel. pharasal verb öğrenmek için güzel bir kaynak.

bu kaynağa puanım 7/10. 3 puanı cevap anahtarına ulaşılamadığı için ve listening kısımları sıkıntılı olduğu için kırdım. bol alıştırmalı, konuları anlatmaktan ziyade pekiştirmeye odaklı bir kitap. ingilizcenizi her yönüyle (telaffuz ve dinleme hariç) geliştirmek istiyorsanız ideal. cevap anahtarını bulabiliyorsanız kullanın.

bu kaynağa puanım 7/10. bu da önceki kaynak mantığında, konuları bol pekiştirmeli, inglizcenizi her yönden geliştirmek istiyorsanız ideal.

bu kaynağa da puanım 8/10. 9. sınıf yazmasına bakmayın ingilizcesi a1 - a2 seviyesinde olan herkes kullanabilir. cevap anahtarı arkasındaki cd de bulunuyor. bu kitap da bol pekiştirmeli, içindeki alıştırmaları oldukça beğeniyorum.

buna da puanım 7/10. ingilizce kaynaklar genelde gramer öğretmeye odaklı oluyor, fakat ben kelime öğrenmenin de en az gramer kadar önemli olduğuna inanıyorum. bu kaynak bu eksikliği gidermek için ideal.

bu kaynağa puanım 10/10. ingilizce gramer konularını baştan sona oldukça detaylı, anlaşılır bir şekilde ve resimli olarak anlatıyor. basit seviyede ingilizcesi olan biri de ileri seviyede yararlanabilir. kitabın yazarı olan özer kirazın youtube kanalında bu kaynakla uyumlu olarak çektiği videolar var. isterseniz kitabı almayıp sadece videolardan faydalanabilirsiniz fakat gerund and infinitive gibi konularda videolarda olmayan bazı şeyler var kitapta. dolayısıyla kitabı aldıktan sonra önce videoları izleyip sonrasında kitabı okuyarak tekrar yaparsanız öğrendiğiniz bilgilerin kalıcılığı arttırmış olursunuz.

bu kaynağa puanım 8,5/10. 1,5 puanı çeviriyle öğren 2' yi kullandıktan sonra kırdım. kitabın ilk yarısında ingilizce cümleleri türkçeye, ikinci yarısında türkçe cümleleri ingilizceye çevirmeye çalışıyorsunuz. ilk yarısındaki ingilizce cümlelerin türkçesi kitabın ikinci yarısında yer alıyor, dolayısıyla kitabın bir cevap anahtarı bulunmuyor. ilk öğrendiğiniz konuları pekiştirmeniz için ideal.

bu kaynağa puanım 10/10. tıpkı çeviriyle öğren 1 gibi ilk yarısında türkçeyle çevirilmesi gereken ingilizce metinler, ikinci yarısında da ingilizceye cevirilmesi gereken türkçe metinler bulunuyor. ingilizce metinlerin türkçesi ikinci yarıda bulunduğundan bu kitabın da cevap anahtarı yok. metinlerin yanında o metinlerdeki bilinmesi gereken kelimeler küçük bir kutucukta veriliyor. bu sayede kelime bilginizi de geliştirmiş oluyorsunuz. kitap 4 farklı bölümden oluşuyor, bölüm ilerledikçe zorluk seviyesi artıyor. konuları pekiştirmek içib mükemmel.

bu kitaba puanım 10/10. bu kitap ingilizce. fakat türkcesi kitabın arka kısmındaki cepte kitapçık halinde bulunuyor. bol resimli bir kitap, anlatımı güzel. pharasal verb öğrenmek için güzel bir kaynak.

bu kaynağa puanım 7/10. 3 puanı cevap anahtarına ulaşılamadığı için ve listening kısımları sıkıntılı olduğu için kırdım. bol alıştırmalı, konuları anlatmaktan ziyade pekiştirmeye odaklı bir kitap. ingilizcenizi her yönüyle (telaffuz ve dinleme hariç) geliştirmek istiyorsanız ideal. cevap anahtarını bulabiliyorsanız kullanın.

bu kaynağa puanım 7/10. bu da önceki kaynak mantığında, konuları bol pekiştirmeli, inglizcenizi her yönden geliştirmek istiyorsanız ideal.

bu kaynağa da puanım 8/10. 9. sınıf yazmasına bakmayın ingilizcesi a1 - a2 seviyesinde olan herkes kullanabilir. cevap anahtarı arkasındaki cd de bulunuyor. bu kitap da bol pekiştirmeli, içindeki alıştırmaları oldukça beğeniyorum.

buna da puanım 7/10. ingilizce kaynaklar genelde gramer öğretmeye odaklı oluyor, fakat ben kelime öğrenmenin de en az gramer kadar önemli olduğuna inanıyorum. bu kaynak bu eksikliği gidermek için ideal.
devamını gör...
