yazarların hatırladığı ilk hayal kırıklığı
psikolojik danışmanınız ayağınıza geldi. çocukluğunuza inelim bakalım. yaşadığınız ilk hayal kırıklığınız neydi?
benim ilk hatırlatığım 4 5 yaşlarında kapımıza siyah bir süs köpeği gelmişti. o yaşta bir kız çocuğu nasıl sever bilmiyorum ama ben bütün tokalarımı tüylerine takıp akşama kadar oynamıştım. gitmez sandım heralde tokaları çıkarmadım gece. sabah bir uyandım köpek gitmiş.. tokalarımla...
benim ilk hatırlatığım 4 5 yaşlarında kapımıza siyah bir süs köpeği gelmişti. o yaşta bir kız çocuğu nasıl sever bilmiyorum ama ben bütün tokalarımı tüylerine takıp akşama kadar oynamıştım. gitmez sandım heralde tokaları çıkarmadım gece. sabah bir uyandım köpek gitmiş.. tokalarımla...
devamını gör...
eyluling hate yoldaş benjamin franklin lucifer iko
tepeyi terk eden okçular listesini içeren başlıktır.
hepsini severek takip ediyorum.
hepsini severek takip ediyorum.
devamını gör...
guilty pleasure
üstteki yazarlardan biri yakınında kimse yokken her şeye küfrettiğini söylemiş. ben yanımda birinin olup olmaması umrumda değil, her an her şeye en yaratıcı küfürlerimi "kısık seske" takdim ediyorum. mesela;
-dayı o araba oraya mı parkedilir be alimünyim
-aliminyüm dilencisi git çalış elin tutuyor
-lan maskeni taksana orman çocuğu
-sosyal mesafe ananın damına mı kaçtı güzel kardeşim?
-boğa mısın aliminyüm niye kırmızı ışıkta geçiyorsun?
-o izmariti gölüne sokarım canım benim kaldır onu
-of yine yer isteyecek damına çaktığım teyzesi
şöyle bi baktım da ne kadar gerginmişim aliminyüm.
-dayı o araba oraya mı parkedilir be alimünyim
-aliminyüm dilencisi git çalış elin tutuyor
-lan maskeni taksana orman çocuğu
-sosyal mesafe ananın damına mı kaçtı güzel kardeşim?
-boğa mısın aliminyüm niye kırmızı ışıkta geçiyorsun?
-o izmariti gölüne sokarım canım benim kaldır onu
-of yine yer isteyecek damına çaktığım teyzesi
şöyle bi baktım da ne kadar gerginmişim aliminyüm.
devamını gör...
simone de beauvoir
böyle de bir yazı var ilgilenenler için buradan.
devamını gör...
küfür içeren cümlelerin yasak olmasına anlam verememek
küfür içeren cümlelerin yasak olmasına anlam verilememesine anlam veremiyorum ben de.
küfürlü konuşmayı övünce okan bayülgen gibi marjinal görünmüyorsunuz arkadaşlar.
basit küfür nedir yahu?
sosyal medyanın her yerinde insanlar artık yerli yersiz her cümlenin sonuna güya komik görünmek için küfür kısaltmaları eklemiyor mu zaten ?
bu alan temiz kalsın işte burda da yazmayıverin küfür falan.
neyin mücadelesi bu?
küfürsüz de gayet güzel ifade edilebilir düşünceler.
tabi yeteri kadar olgun fikirleriniz varsa.
küfürlü konuşmayı övünce okan bayülgen gibi marjinal görünmüyorsunuz arkadaşlar.
basit küfür nedir yahu?
sosyal medyanın her yerinde insanlar artık yerli yersiz her cümlenin sonuna güya komik görünmek için küfür kısaltmaları eklemiyor mu zaten ?
bu alan temiz kalsın işte burda da yazmayıverin küfür falan.
neyin mücadelesi bu?
küfürsüz de gayet güzel ifade edilebilir düşünceler.
tabi yeteri kadar olgun fikirleriniz varsa.
devamını gör...
rahatsız (yazar)
moderatör olsa millete zorla tanım yazdırıp başlık açtıracak yazar.
her 10 dakikada bir online yazar sayısı ile yazılan tanımlar arasında orantı kurup "lan yine lafa daldı bunlar" diye bize küfürler ettiğine de eminim.
kapansın dm kapıları yok edin insanın insana kulluğunu cümlesini de kendine motto edinmiştir, daim olsun. *
her 10 dakikada bir online yazar sayısı ile yazılan tanımlar arasında orantı kurup "lan yine lafa daldı bunlar" diye bize küfürler ettiğine de eminim.
kapansın dm kapıları yok edin insanın insana kulluğunu cümlesini de kendine motto edinmiştir, daim olsun. *
devamını gör...
gülmenin faydaları
oxford üniversitesi bilim insanlarına göre gülme ve kahkaha, yalnızca mutlu olmamızı sağlayan endorfinin salgılanmasına yol açmıyor, aynı zamanda ağrıyı ve stresi de azaltıyor. alman dr. heiner uber, ”gülme prensibi” adlı kitabında bu faydalardan geniş bir biçimde bahsetmiştir.
kalp damar hastalıklarının daha az görülmesi, hafızanın iyi durumda olması gülme ile yakından ilişkilidir.
güler yüzlü olmak kendinize güvendiğinizi gösterir, etrafınızdaki insanlarla daha sağlıklı ilişkiler kurabilirsiniz.
içinizde tuttuğunuz duyguları serbest bırakmanın en iyi yolu iyi bir kahkaha atmaktan geçer. kahkaha doğal antihistaminikler salgılaması için vücudu uyarır. ayrıca, vücutta üretilen doğal bir antibiyotik gibi görev yapan t-hücrelerini aktive eder. bu bağışıklık sistemini güçlendirmeye ve enfeksiyonlarla savaşmaya yardımcı olur.
gülmenin hipertansiyon sorunu yaşayan insanlar için çok yararlı olduğu kanıtlanmıştır. kan basıncını normale düşürmeye yardımcı olur. gülmek kan dolaşımını artırır, böylece oksijen ve gerekli besinler vücudun tüm parçalarına dağılır.
gülmek karın, sırt, bacak ve yüz kasları için iyi bir egzersizdir. bağırsakları ve iç organları çalıştırır, karın kaslarını güçlendirir. bu aktivite sindirim ve besin emilimi için avantajlıdır.
gülmek kalori yakmaya da yardımcı olur. bir kişi günde 10 dakika kahkaha atarsa 30 kalori yakar.
güçlü bir gülümseme diyaframı titreştirir, derin nefes almak da daha fazla oksijen almayı sağlar bu nedenle gülmek en iyi solunum egzersizlerinden biridir.
uzun yıllar genç ve güzel görünmek için bol bol kahkaha atmak uzmanların önerileri arasında yer alır. yaşlılığa bağlı kırışıkları azaltan kahkaha, cildin çok daha pürüzsüz görünmesini sağlar.
gülmek, kasları gevşettiği için uyku sağlığını da olumlu etkiler, şeker hastalığına karşı korur, öfke duygusunu ortadan kaldırır,
japonya'daki doktorlar bir keresinde yaşlı insanlara hem fiziksel çalışmalar hem de gülme terapisi içeren kapsamlı tıbbi programlar sağladılar. faydalananlardan yaklaşık %92'si programa katıldıktan sonra yıllık tıbbi harcamalarının %30 oranında düştüğünü bildirdi.
gülmek beynin çok daha yaratıcı olmasını sağlar ve sanatsal üretimi destekler, cinsel yaşamda başarı sağlar.
insanların acıyla başa çıkmasına, kötü huylu tümörlerin yok edilmesine yardımcı olur.
samimiyet, yakınlık gibi hisleri harekete geçirir. güleryüzlü insanlar, karşı cins tarafından çekici bulunur.
her şey siz gülümsedikten sonra, gözünüze, daha iyi ve daha kolay görünecektir.
gülmek insanın ”en iyi doktoru” dur.
güzel bir gülüş, karanlık bir eve giren güneş ışığına benzer. lev tolstoy.
kalp damar hastalıklarının daha az görülmesi, hafızanın iyi durumda olması gülme ile yakından ilişkilidir.
güler yüzlü olmak kendinize güvendiğinizi gösterir, etrafınızdaki insanlarla daha sağlıklı ilişkiler kurabilirsiniz.
içinizde tuttuğunuz duyguları serbest bırakmanın en iyi yolu iyi bir kahkaha atmaktan geçer. kahkaha doğal antihistaminikler salgılaması için vücudu uyarır. ayrıca, vücutta üretilen doğal bir antibiyotik gibi görev yapan t-hücrelerini aktive eder. bu bağışıklık sistemini güçlendirmeye ve enfeksiyonlarla savaşmaya yardımcı olur.
gülmenin hipertansiyon sorunu yaşayan insanlar için çok yararlı olduğu kanıtlanmıştır. kan basıncını normale düşürmeye yardımcı olur. gülmek kan dolaşımını artırır, böylece oksijen ve gerekli besinler vücudun tüm parçalarına dağılır.
gülmek karın, sırt, bacak ve yüz kasları için iyi bir egzersizdir. bağırsakları ve iç organları çalıştırır, karın kaslarını güçlendirir. bu aktivite sindirim ve besin emilimi için avantajlıdır.
gülmek kalori yakmaya da yardımcı olur. bir kişi günde 10 dakika kahkaha atarsa 30 kalori yakar.
güçlü bir gülümseme diyaframı titreştirir, derin nefes almak da daha fazla oksijen almayı sağlar bu nedenle gülmek en iyi solunum egzersizlerinden biridir.
uzun yıllar genç ve güzel görünmek için bol bol kahkaha atmak uzmanların önerileri arasında yer alır. yaşlılığa bağlı kırışıkları azaltan kahkaha, cildin çok daha pürüzsüz görünmesini sağlar.
gülmek, kasları gevşettiği için uyku sağlığını da olumlu etkiler, şeker hastalığına karşı korur, öfke duygusunu ortadan kaldırır,
japonya'daki doktorlar bir keresinde yaşlı insanlara hem fiziksel çalışmalar hem de gülme terapisi içeren kapsamlı tıbbi programlar sağladılar. faydalananlardan yaklaşık %92'si programa katıldıktan sonra yıllık tıbbi harcamalarının %30 oranında düştüğünü bildirdi.
gülmek beynin çok daha yaratıcı olmasını sağlar ve sanatsal üretimi destekler, cinsel yaşamda başarı sağlar.
insanların acıyla başa çıkmasına, kötü huylu tümörlerin yok edilmesine yardımcı olur.
samimiyet, yakınlık gibi hisleri harekete geçirir. güleryüzlü insanlar, karşı cins tarafından çekici bulunur.
her şey siz gülümsedikten sonra, gözünüze, daha iyi ve daha kolay görünecektir.
gülmek insanın ”en iyi doktoru” dur.
güzel bir gülüş, karanlık bir eve giren güneş ışığına benzer. lev tolstoy.
devamını gör...
diyarbakır
medeniyet kokan muhalif şehir.
şehrin diğer isimleri; amed ve amid dir. amed dendiği zaman, surların içinde kalan eski diyarbakır kastedilir. yani diyarbakır genel bir isim iken, amed ise; surların içinde kalan eski yerleşim bölgesinin ismidir.
şehir dicle nehrinin kıyısına kurulmuş, surlarla çevrili, yedi kapısı olan yerleşkeden oluşmuştur. şehrin dicle nehrinin kenarında kurulmasının nedeni; dışarıdan gelen herhangi bir saldırı anında, nehrin düşman karşısında set oluşturmasıdır. dicle nehrinin bereketi ile şehrin yeme içme ihtiyacı bir asır öncesine kadar hevsel bahçelerinden karşılanırdı. bu durum, şehri hem dışarıya bağımlı olmayan bir şehir haline getirmiştir. hemde bulunduğu bölgede ekonomik açıdan söz sahibi olmasının en büyük nedenidir.
şehrin simge meyvesi karpuzdur. diyarbakır karpuzunu diğer şehirlerde yetişen karpuzlardan ayıran özelliği; kumda yetişmesi ve güvercin gübresi ile gübrelenmesidir. bu özel yetiştirme tekniği ile, 30-40 kilogram ağırlığa varan, kendine has lezzeti olan müthiş bir meyve elde edilir. pirinç*, pamuk, tütün*, domates*, buğday, arpa, üzüm* şehrin kendine özgü lezzetleri olan tarım ürünleridir.
diyarbakır, bölgedeki diğer şehirler gibi osmanlı hakimiyetine geçince; safeviler ile osmanlı arasında set görevi görmüştür. osmanlı; şii safevilere karşı, kürt sünni askerleri ön safta tutarak, safeviler ile arasında set oluşturmuştur. bu durum osmanlı'nın, bölgedeki feodal düzene taviz vermesinin asıl nedenidir. çünkü osmanlı, aşiret reislerini ve ağaları destekleyerek bölgedeki gücü kontrol edeceğini, bölgeye hakim olmanın, aşiret reislerinin ve ağaların insiyatifine bağlı olacağını biliyordu. feodal düzenin, bu bölgede osmanlı ile beraber güç kazandığını söylemek yanlış bir çıkarım olmaz. merkezi yönetim osmanlı nın kontrolünde, yerel yönetim aşiret ağalarının kontrolünde olmak kaidesi ile, bu durum osmanlı yıkılıncaya kadar devam etmiştir. cumhuriyet kurulunca aşiret düzeni güç kaybetmiş, bu durum iç savaşlara neden olmuştur. şeyh sait isyanı, bu perspektif ile değerlendirildiğinde anlam kazanır.
12 eylül 1980 darbesi sonrası, birbirine zıt iki fraksiyon ortaya çıkmıştır. kürt sol hareketi pkk ve kürt islam hareketi hizbullah. bu iki fraksiyonun hareket merkezi ve başkenti diyarbakır dır.
sur içi, şehrin en eski yerleşim yeridir. on gözlü köprü, ulu cami, hasan paşa hanı, unesco dünya kültür mirası listesinde diyarbakır surları ile beraber yer alan hevsel bahçeleri, dört ayaklı minare, meryem ana süryani ortodoks kilisesi, hz. süleyman türbesi * bu bölgede yer alır.
mahalle kültürünün şehre hakim olduğu yıllarda, şehir çocuğu * diye tabir edilen, her mahallenin gençlerinden oluşan belli gruplar vardı. bu gençler gönüllü olarak mahallelerindeki asayişi sağlardı. her mahalle, diğer mahallelerin gençleri ile koordinasyon halindeydi. hırsızlık, gasp vb. gibi olaylarda mahalle gençleri olaylara müdahil olur, belli bir caydırıcılık oluştururdu. tüm dünyada olduğu gibi, mahalle kültürü yerini kentleşmeye bıraktı. kentleşme ile beraber, şehir çocuğu kavramı amacını yitirip, hırsızın uğursuzun kendini tanımladığı bir kimlik haline büründü.
şehrin yemek kültürü gaziantep, şanlıurfa, mardin, adıyaman ile benzerlik gösterse de, kendine has lezzetleri mevcuttur. meftune ve kaburga dolması şehre özel lezzetlerdir. ciğer kebabı; adana, şanlıurfa ve gaziantep ten farklı olarak iri kıyım doğranıp pişirilir. az pişmiş ve az baharatlı tüketilir. burma kadayıf ve son yıllarda popüler olan soğuk baklava diyarbakır'a özel tatlılardır.
gezip, görülmesi gereken bir şehirdir.
şehrin diğer isimleri; amed ve amid dir. amed dendiği zaman, surların içinde kalan eski diyarbakır kastedilir. yani diyarbakır genel bir isim iken, amed ise; surların içinde kalan eski yerleşim bölgesinin ismidir.
şehir dicle nehrinin kıyısına kurulmuş, surlarla çevrili, yedi kapısı olan yerleşkeden oluşmuştur. şehrin dicle nehrinin kenarında kurulmasının nedeni; dışarıdan gelen herhangi bir saldırı anında, nehrin düşman karşısında set oluşturmasıdır. dicle nehrinin bereketi ile şehrin yeme içme ihtiyacı bir asır öncesine kadar hevsel bahçelerinden karşılanırdı. bu durum, şehri hem dışarıya bağımlı olmayan bir şehir haline getirmiştir. hemde bulunduğu bölgede ekonomik açıdan söz sahibi olmasının en büyük nedenidir.
şehrin simge meyvesi karpuzdur. diyarbakır karpuzunu diğer şehirlerde yetişen karpuzlardan ayıran özelliği; kumda yetişmesi ve güvercin gübresi ile gübrelenmesidir. bu özel yetiştirme tekniği ile, 30-40 kilogram ağırlığa varan, kendine has lezzeti olan müthiş bir meyve elde edilir. pirinç*, pamuk, tütün*, domates*, buğday, arpa, üzüm* şehrin kendine özgü lezzetleri olan tarım ürünleridir.
diyarbakır, bölgedeki diğer şehirler gibi osmanlı hakimiyetine geçince; safeviler ile osmanlı arasında set görevi görmüştür. osmanlı; şii safevilere karşı, kürt sünni askerleri ön safta tutarak, safeviler ile arasında set oluşturmuştur. bu durum osmanlı'nın, bölgedeki feodal düzene taviz vermesinin asıl nedenidir. çünkü osmanlı, aşiret reislerini ve ağaları destekleyerek bölgedeki gücü kontrol edeceğini, bölgeye hakim olmanın, aşiret reislerinin ve ağaların insiyatifine bağlı olacağını biliyordu. feodal düzenin, bu bölgede osmanlı ile beraber güç kazandığını söylemek yanlış bir çıkarım olmaz. merkezi yönetim osmanlı nın kontrolünde, yerel yönetim aşiret ağalarının kontrolünde olmak kaidesi ile, bu durum osmanlı yıkılıncaya kadar devam etmiştir. cumhuriyet kurulunca aşiret düzeni güç kaybetmiş, bu durum iç savaşlara neden olmuştur. şeyh sait isyanı, bu perspektif ile değerlendirildiğinde anlam kazanır.
12 eylül 1980 darbesi sonrası, birbirine zıt iki fraksiyon ortaya çıkmıştır. kürt sol hareketi pkk ve kürt islam hareketi hizbullah. bu iki fraksiyonun hareket merkezi ve başkenti diyarbakır dır.
sur içi, şehrin en eski yerleşim yeridir. on gözlü köprü, ulu cami, hasan paşa hanı, unesco dünya kültür mirası listesinde diyarbakır surları ile beraber yer alan hevsel bahçeleri, dört ayaklı minare, meryem ana süryani ortodoks kilisesi, hz. süleyman türbesi * bu bölgede yer alır.
mahalle kültürünün şehre hakim olduğu yıllarda, şehir çocuğu * diye tabir edilen, her mahallenin gençlerinden oluşan belli gruplar vardı. bu gençler gönüllü olarak mahallelerindeki asayişi sağlardı. her mahalle, diğer mahallelerin gençleri ile koordinasyon halindeydi. hırsızlık, gasp vb. gibi olaylarda mahalle gençleri olaylara müdahil olur, belli bir caydırıcılık oluştururdu. tüm dünyada olduğu gibi, mahalle kültürü yerini kentleşmeye bıraktı. kentleşme ile beraber, şehir çocuğu kavramı amacını yitirip, hırsızın uğursuzun kendini tanımladığı bir kimlik haline büründü.
şehrin yemek kültürü gaziantep, şanlıurfa, mardin, adıyaman ile benzerlik gösterse de, kendine has lezzetleri mevcuttur. meftune ve kaburga dolması şehre özel lezzetlerdir. ciğer kebabı; adana, şanlıurfa ve gaziantep ten farklı olarak iri kıyım doğranıp pişirilir. az pişmiş ve az baharatlı tüketilir. burma kadayıf ve son yıllarda popüler olan soğuk baklava diyarbakır'a özel tatlılardır.
gezip, görülmesi gereken bir şehirdir.
devamını gör...
sideways
başarısızlıklar, hayaller, dostluk ve şarap üzerine yapılmış güzel bir filmdir. oscar ve altın küre ödüllü filmin afişini koyalım ve spoiler vermeden anlatalım.
şarap şişesinin içine hapsolmuş iki arkadaşın hikayesini izleriz. ancak film şarap şişesi içerisine değil, kendi hayatlarına sıkışmış insanların hikayesidir. kahramanlarımızdan biri kısa süre sonra evlenecektir. bu evlilik öncesi iki arkadaş son kez birlikte bir gezi yapmak isterler. amaçları iyi şaraplar içip, eski günleri yad etmektir. ancak başlarına olaylar olaylar.
yazar olmak isteyen ancak başarısız bir ingilizce öğretmeni ve kendisini aktör olarak gören ancak kariyeri tv oyunculuğundan öteye gidememiş bir oyuncu. iki başarısız arkadaşın yer yer komik ama daha çok buruk hikayesidir.

filme tür olarak romantik komedi denmiş ama benim görüşüm tam bir yol hikayesidir. kahramanlarımız iyi şarapların peşinden giderken, diğer taraftan kendileriyle ve geçmişleriyle hesaplaşırlar.
filmin beni etkileyen kısmı ise şarap ile insan arasında kurulan bağın iyi işlenmiş olmasıdır. ayrıca müziklerine dikkat edelim çünkü müzikleriyle altın küre kucaklamışlardır.
2004 amerika yapımı, yönetmeni alexander payne ve başrolde bana göre oscarlık oyunculuk sergileyen ancak bu filmi ile oscarı alamayan paul giamatti’yi izleriz. son söz olarak film için, düşük bütçeli ama büyük bir film derim. imdb puan 7.5 verilmiştir.
fragman ve filmin tamamı için link verelim;
fragman ve filme gider
iyi seyirler.
şarap şişesinin içine hapsolmuş iki arkadaşın hikayesini izleriz. ancak film şarap şişesi içerisine değil, kendi hayatlarına sıkışmış insanların hikayesidir. kahramanlarımızdan biri kısa süre sonra evlenecektir. bu evlilik öncesi iki arkadaş son kez birlikte bir gezi yapmak isterler. amaçları iyi şaraplar içip, eski günleri yad etmektir. ancak başlarına olaylar olaylar.
yazar olmak isteyen ancak başarısız bir ingilizce öğretmeni ve kendisini aktör olarak gören ancak kariyeri tv oyunculuğundan öteye gidememiş bir oyuncu. iki başarısız arkadaşın yer yer komik ama daha çok buruk hikayesidir.

filme tür olarak romantik komedi denmiş ama benim görüşüm tam bir yol hikayesidir. kahramanlarımız iyi şarapların peşinden giderken, diğer taraftan kendileriyle ve geçmişleriyle hesaplaşırlar.
filmin beni etkileyen kısmı ise şarap ile insan arasında kurulan bağın iyi işlenmiş olmasıdır. ayrıca müziklerine dikkat edelim çünkü müzikleriyle altın küre kucaklamışlardır.
2004 amerika yapımı, yönetmeni alexander payne ve başrolde bana göre oscarlık oyunculuk sergileyen ancak bu filmi ile oscarı alamayan paul giamatti’yi izleriz. son söz olarak film için, düşük bütçeli ama büyük bir film derim. imdb puan 7.5 verilmiştir.
fragman ve filmin tamamı için link verelim;
fragman ve filme gider
iyi seyirler.
devamını gör...
akışta kendi nickini gören yazarın kalp çarpıntısı
nick altı olayını çok sevdiğimden, sevdiğim yazarlara nick altı girmek hoşuma gidiyor.
benim nick altıma girilen her yazı da bana yazma motivasyonu sağlayan ufak şeylerden birisi.
akışta da görünce heyecanlanıyor acaba ne yazdılar diye bakıyorum yada devamı gelecek mi acaba diye?
o heyecan tatlı heyecan belki başka yerde yazarlık deneyimim olamadığı için bilmiyorum.
benim nick altıma girilen her yazı da bana yazma motivasyonu sağlayan ufak şeylerden birisi.
akışta da görünce heyecanlanıyor acaba ne yazdılar diye bakıyorum yada devamı gelecek mi acaba diye?
o heyecan tatlı heyecan belki başka yerde yazarlık deneyimim olamadığı için bilmiyorum.
devamını gör...
the whole nine yards
2000 yapımı suç komedi filmi. film şikago gangster dünyasında geçmesine rağmen, kanada'ın ünlü turistik şehri québec'te geçmektedir.
filmin yönetmenliğini jonathan lynn üstlenmiş, oyunculuları ise yıldızlar geçididir.
bir kaçını sayalım.
bruce willis, matthew perry, yeşil yolun devi michael clarke duncan, güzel ve samimi gülümsemesiyle amanda peet ve dahası...
bundan sonrası spoi takıntısı olan bünyelerde alerji yapabilir.
lale lakaplı tudeski, büyük bir gangsteri öldürmüş, töbe edip cezasını çekmiş ve dişçi oz'un tam yanındaki eve taşınmıştır.
kendisini öldürtmek isteyen karısı ile mutsuz bir evliliği olan ''oz'' , karısının kendisini öldürtüp sigorta parasına konmak istemesinden dolayı, kendini içinden çıkılmaz olayların içinde bulur.
derin alt yapısı filan olmayan, çok güzel ve komik bir film arkadaşlar, izlerken zaman su gibi akıp geçiyor.
filmin içindeki mayoneze nefret sahneleri, pulp fiction filmindeki, travolta, samuel jackson arasında mayonez muhabbetine göndermeymiş.
bir dip not daha; the whole nine yards sonuna kadar, komple anlamına gelen ingilizce bir deyimmiş. ve kimse bu deyimin nereden geldiğini bilmiyor.
kimisi, ikinci dünya savaşında sıkılan mermilerin kapladığı alanı işaret ettiğini, kimisi eskiden insanların suçsuz olduğunu kanıtlamak için, ateşte 9 adım yürümesi gerektiğini işaret ediyormuş vss. bu konuda rivayetler çok.
filmin yönetmenliğini jonathan lynn üstlenmiş, oyunculuları ise yıldızlar geçididir.
bir kaçını sayalım.
bruce willis, matthew perry, yeşil yolun devi michael clarke duncan, güzel ve samimi gülümsemesiyle amanda peet ve dahası...
bundan sonrası spoi takıntısı olan bünyelerde alerji yapabilir.
lale lakaplı tudeski, büyük bir gangsteri öldürmüş, töbe edip cezasını çekmiş ve dişçi oz'un tam yanındaki eve taşınmıştır.
kendisini öldürtmek isteyen karısı ile mutsuz bir evliliği olan ''oz'' , karısının kendisini öldürtüp sigorta parasına konmak istemesinden dolayı, kendini içinden çıkılmaz olayların içinde bulur.
derin alt yapısı filan olmayan, çok güzel ve komik bir film arkadaşlar, izlerken zaman su gibi akıp geçiyor.
filmin içindeki mayoneze nefret sahneleri, pulp fiction filmindeki, travolta, samuel jackson arasında mayonez muhabbetine göndermeymiş.
bir dip not daha; the whole nine yards sonuna kadar, komple anlamına gelen ingilizce bir deyimmiş. ve kimse bu deyimin nereden geldiğini bilmiyor.
kimisi, ikinci dünya savaşında sıkılan mermilerin kapladığı alanı işaret ettiğini, kimisi eskiden insanların suçsuz olduğunu kanıtlamak için, ateşte 9 adım yürümesi gerektiğini işaret ediyormuş vss. bu konuda rivayetler çok.
devamını gör...
kastamonu'da ceset yiyen ayının tekrar ortaya çıkması
çaresizlik anında en zararsız kötülüğü yapmış hayvandır, gidip hane halkına ya da evcil hayvanlarına saldırmamış. her geçen gün yaşam alanları daralan bu hayvanların ne yapması bekleniyor anlamıyorum. bütün doğa tahribatlarının yanında bireysel olarak da insanlık bu hayvanlara başka çare bırakmıyor malesef. ormanda bulduğunuz meyve ağacınındaki meyveleri tek bir meyve kalmayana kadar toplarsanız, mantar avına çıkıp bulduğunuz bölgedeki yenilebilir mantarları tek bir numune bırakmayacak şekilde toplarsanız, su kaynaklarını borulardan geçirip köyünüze kadar kapalı taşırsanız, köstebek, fare gibi kemirgenlere tarım zararlısı deyip soyunu ilaçla ve tuzakla kurutursanız, dini gerekçelerle yemediğiniz domuzu anlamsız bir şekilde sadece yok etmek için öldürürseniz bu hayvanlar ölmüş ninenizi de yer dedenizi de.
bir de mezarda mikro organizmalar, böcekler ve larvalar tam olarak haberdeki ayının yapmaya çalıştığını yapıyor, yani artık bu dünya ile ilişkisi sadece fiziki varlığından ibaret olan bedeni yiyorlar, çok korkunç bir durum değil yani. bu hayvanın fotoğrafını çekmek için haftalarca ormanda ateş bile yakmadan kamp yapan insanlar var çoğu zaman elleri boş dönüyorlar, insandan ölesiye korkan bu hayvanlar bu kadar çaresiz olmasa değil insanın yaşadığı yere, ayak bastığı yere bile yaklaşmaz.
bir de mezarda mikro organizmalar, böcekler ve larvalar tam olarak haberdeki ayının yapmaya çalıştığını yapıyor, yani artık bu dünya ile ilişkisi sadece fiziki varlığından ibaret olan bedeni yiyorlar, çok korkunç bir durum değil yani. bu hayvanın fotoğrafını çekmek için haftalarca ormanda ateş bile yakmadan kamp yapan insanlar var çoğu zaman elleri boş dönüyorlar, insandan ölesiye korkan bu hayvanlar bu kadar çaresiz olmasa değil insanın yaşadığı yere, ayak bastığı yere bile yaklaşmaz.
devamını gör...
influencer
şu zamanlarda oldukça fazla para kazanan sanal meslek grubudur.
işleri ise daha çok tanıtım yapmaktır.
işleri ise daha çok tanıtım yapmaktır.
devamını gör...
sigara alkol sözlük
çok tehlikelidir. ondan sonra '' yaa ben sana ne yazmıştım ? yaa o ben değildim, kardeşim yazmış '' falan gibi tuhaf diyaloglar geçebilir.
en iyi üçleme; good,bad,ugly'dir. gerisinden temkinli olmak lazım.
en iyi üçleme; good,bad,ugly'dir. gerisinden temkinli olmak lazım.
devamını gör...
nafaka kanununda düzenlemeye gidilmesi
bu süresiz nafaka olayı zaten tamamen yanlış bir uygulamaydı. adam 1 yıl evli kalmış, 20 yıldır nafaka ödüyor falan, var yani böyleleri. peki o kadın ne yapıyor? her ay zaten düzenli gelen parayı fuckbody 'si ile çatır çatır yiyor. mağdur kim? erkek.
yanlış anlaşılmasın, kimin kiminle ne yaptığına lafım yok. ama nasılsa güzel nafaka geliyor diye evlenmeyen tipler var bu ülkede. becerdiği kadının eski kocasının gönderdiği parayı afiyetle yiyebilen insansı yaşam formları da mevcut. artık nasıl bir mideyse.
çocuğa verilen parayı ayrı tutuyorum, çocuk zaten ortak bir birey olduğu için onu eşşek gibi vermek zorundasın. zaten boşanmanın travmasını yaşıyor o çocuk, hiçbir şeyin eksikliğini hissettirmemen lazım. bu hem kadın hem erkek için geçerli bir durum.
bu tasarının geçmişi de kapsayacak şekilde genişletilip, en modern haliyle uygulanması lazım. hatta aile mahkemelerine bakan hakimler içinde ayrı bir düzenleme yapılması şart. kadından taraf olan feminazi hakimler var, bunların mümkünse tespitinin yapılıp başka mahkemelere verilmesi gerekiyor.
ee artık eşşek gibi çalışmak zorunda kalacaksınız, sözde feminist, özde feminazi olan, nafaka canavarı kadınlar. artık öyle a* benim dilletirim, bağ benim belletirim, nasılsa eski heriften nafaka da geliyor diyerek bedavadan bir hayat yaşama devri sizler için kapanıyor. eşşek gibi bir işe girip çalışacaksınız, ya da kendinize yeni bir keriz bulup evleneceksiniz. size zaten hiç üzülmüyorum.*
yanlış anlaşılmasın, kimin kiminle ne yaptığına lafım yok. ama nasılsa güzel nafaka geliyor diye evlenmeyen tipler var bu ülkede. becerdiği kadının eski kocasının gönderdiği parayı afiyetle yiyebilen insansı yaşam formları da mevcut. artık nasıl bir mideyse.
çocuğa verilen parayı ayrı tutuyorum, çocuk zaten ortak bir birey olduğu için onu eşşek gibi vermek zorundasın. zaten boşanmanın travmasını yaşıyor o çocuk, hiçbir şeyin eksikliğini hissettirmemen lazım. bu hem kadın hem erkek için geçerli bir durum.
bu tasarının geçmişi de kapsayacak şekilde genişletilip, en modern haliyle uygulanması lazım. hatta aile mahkemelerine bakan hakimler içinde ayrı bir düzenleme yapılması şart. kadından taraf olan feminazi hakimler var, bunların mümkünse tespitinin yapılıp başka mahkemelere verilmesi gerekiyor.
ee artık eşşek gibi çalışmak zorunda kalacaksınız, sözde feminist, özde feminazi olan, nafaka canavarı kadınlar. artık öyle a* benim dilletirim, bağ benim belletirim, nasılsa eski heriften nafaka da geliyor diyerek bedavadan bir hayat yaşama devri sizler için kapanıyor. eşşek gibi bir işe girip çalışacaksınız, ya da kendinize yeni bir keriz bulup evleneceksiniz. size zaten hiç üzülmüyorum.*
devamını gör...
iletişim kurmanın önündeki engeller
bence en temel engel dinlememek. sadece anlatıyoruz, dinlemiyoruz. dert yarıştırıyoruz, en dertli olana veriyoruz depresyona girme hakkını bile.
devamını gör...
akış
yazarların bilmem nesini merak eden başlıklarla dolu sekme.
devamını gör...


