küçükken inşaatın 3. katından kum yığınına atladığımız günleri aklıma getiren aktivite.
4. kattan atlayamazdık.
adam 10. kattan atlayarak bu işi zirveye taşımış.
devamını gör...

sözlükteki bazı kafasızların yaptığı hede.

atatürk ne yapmıştı?
ülkeyi kurtarmak için milleti örgütlemişti. saltanat denen saçmalığı kaldırmıştı. ülkeye uygarlığı getirmişti.

bunları bilip hala düşmanlık yapmak...
(bkz: bilemiyorum altan)

nedense yönetimin buna izin verdiğini düşünüyorum. başka bir tanımımda da söyledim, adam anıtkabir'e mabed diyor! ama kimse o tanımları silmiyor.

bu ülkenin kurucusuna hakaret edilemez, edilmesine müsaade edilemez. nokta.

not: evet yine dayanamadım ve geri döndüm.

yalandantehlikeye düdüt: hadi tartışalım, bekliyorum. gir tanımına edit. bu arada kafasızın hakaret sayıldığını zannetmiyorum. hem, ne yaftası attım ki ben?
devamını gör...

turuncu bir yangının eteklerinde yakalamıştım bu gökyüzünü…

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ergenlerin yeni keşfetmiş olduğu mastürbasyon kaynağı...18 yaşında bir insan evladı bile yöneticilik yapma kapasitesi altında ezmeye çalışıyor sizi. uzak durun.
devamını gör...

'ben normalde hiçbir kadınla bu kadar hızlı yakınlaşmamıştım, sen farklısın.'
'normalde istemem ama bir fotoğraf atsan keşke.'
'bebeğim, şimdiye kadar gördüğüm en iyi fizik seninki.'
'diğer erkekler gibi değilim ben, yatağa atmak için yalanlar da söyleyebilirdim ama sana çok dürüstüm.'

böyle uzar gider.
devamını gör...

israil devletinin silahsız filistin halkına yönelik mescid-i aksa sınırları içinde gerçekleştirdiği saldırı. filistin sağlık bakanlığı şu ana kadar saldırıda 9'u çocuk olmak üzere 20 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. ayrıca! “ne kutsaliyeti vardır acaba?” * şeklinde buram buram cehalet kokan bir tanım ifadesi gördükten sonra koşar hızla uzaklaşıyorum başlıktan. bir de 30 like almış. sözlüğün ilk aylarda ne entelektüel kitlesi vardı ya. şimdi ipini koparan... neyse.. ne kutsaliyetten anlarlar, ne uluslararası hukuk bilirler ne de insan haklarından anlarlar. sözlük iyice at gözlüklü, saygıdan yoksun ne yazdığını bilmez antipatik ifadelerle dolmaya başladı. bu kadar dar kalıp zihniyetlere harcayacak ne zamanım ve enerjim var. yazıp yazıp tatmin olun. ilk zamanların nitelikli yazarları neden gitti sözlükten çok iyi anlıyorum. elbet biz de o güne bir gün erişeceğiz. az kaldı.
devamını gör...

bi dakka bi dakka tuvalet kağadı çok pahalı bu insanlar o kadar etmez!
devamını gör...

babamı patron annemi de büyük patron olarak kaydettim.
çünkü aramızda aile ilişkisi değil işçi işveren ilişkisi olduğunu düşünüyorum.
onlar beni parayla tehdit eder ben de para karşılığı işlerini yaparım.
devamını gör...

işçi, öğretmen ve pek çok meslek grubunun büyük bir kısmı aşılanmadığı halde başka bir ülkeye aşı bağışlamanın mantığını arıyorum fakat bulamıyorum.
(bkz: 12 nisan 2021 libya’ya 150 bin aşı verilecek olması)
devamını gör...

günaydınnnnnn, 30 ağustos zafer bayramımız kutlu olsun...
devamını gör...

anne karnındaki yavrunun çeşitli nedenlerle( darbe veya virüs) beyinciğinin gelişmemesi sonucu oluşan nörolojik bir rahatsızlıktır. wikipedia'ya göre pek çok hayvan türünde rapor edilmiştir. kedilerde olanına titrek kedi sendromu da denir.

ch bulaşıcı bir hastalık değildir. hayvanlar bu hastalıkla doğar ve tedavisi yoktur. beyinciğin gelişmemiş olmasından dolayı kas ve iskelet sistemini kontrol edemediklerinden, daha yürümeye başladıkları ilk andan itibaren bu rahatsızlık dışarıdan bariz bir biçimde farkedilir. çünkü ch' li bir hayvan hareketlerini kontrol etmekte, yani yürümekte, yemek yemekte, bir koltuğa çıkmak veya inmekte ya da en basitinden tuvalet ihtiyacını dahi gidermekte oldukça zorluk çeker. istemsiz kafa titremeleri vardır. korktukları veya stresli oldukları anlarda bu kafa titremeleri artabilir.

ch' nin hafif, orta ve ağır olmak üzere üç farklı şiddette olduğu ve kaynaklara göre ilerlemediği söylenmesine rağmen, bu hastalığa sahip on bir yaşında kedisi olan biri olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki yaşlılığın getirdiği zorluklarla, bu hastalık semptomları birleşince, maalesef can dostunuzun hayatı hafif ch belirtileriyle başlamış olsa dahi, ilerleyen yaşlarında oldukça zorlaşacaktır.

ch hareket kısıtlığı yaratması nedeniyle çok hızlı kilo alınmasına, bu da ilerleyen süreçte idrar yollarının tıkanmasına neden olabilir. mümkün olduğunca özel üretilen diyet mamalarla ve günlük belirlenen miktarda besleme yapmanız can dostunuzun yararına olacaktır.

buyrun ch'li kedilerle tanışın.



ve şahsi tavsiyelerim. böyle bir kediniz varsa eğer tırnaklarını kesmeyin. çünkü sadece tırnaklarıyla tutunup hareketlerini bir nebze de olsa kontrol edebilirler. ve severken yüzünüze gözünüze lütfen dikkat edin. istemeden size zarar verebilirler. yalanarak kendilerini temizleme konusunda da sıkıntı yaşadıklarından, kedi aknesi oluşmaması için yemek sonrası ağız ve çene temizliğini muhakkak yapın ve mama ve sularını her zaman temiz cam, seramik veya metal ve geniş ağızlı kaplarda verin.
devamını gör...

"kızım bir baksana"
"efendim baba?"
" ya ben işten gelirken sigara almayi unutmusum bir koşu gidip alıver gel hadi."

kızım bir çay koy da içelim be.
devamını gör...

1900’lü yıllarda almanya’da ortaya çıkan sanat akımıdır. geçmişin mükemmel tasvirli ve estetik kaygılı sanat eserlerine karşı sanatçının esere ruhunu ve iç dünyasını katması gerektiğine inananların akımıdır. görünen ve bilinen bir objenin gerçek görüntüsünün değil iç dünyasının izleyiciye aktarılmasını savunur. resimde, edebiyatta, mimaride etkilediği binlerce sanatçı vardır. en bilenenlerinden bir örnek verecek olursak (bkz: edvard munch)’ın çığlık tablosunu gösterebiliriz. karşıt akımı (bkz: empresyonizm)’dir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
ayrıca buradan
devamını gör...

başımdan geçen son derece normal bir kaç olayın anlatıldığı kitap.
devamını gör...

bugünün karikatürü canım hicligindansi'na gitsin. kendisinin en sevdiği meyvenin domates olduğunu öğrendiğimden beri aklımdaydı, bugüne kısmetmiş. bir insan bu kadar tatlı bu kadar bıcır bıcır olamaz. hele bir ses tonu var, insanın sıkıca sarılası geliyor, tam yemelik.
allah kimseyi domatesle terbiye etmesin.*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

gitmek istediğim bir ispanya şehridir. en kısa zamanda umarım.
devamını gör...

benim ikilemim sevgili meselesi. hem olsun istiyorum hem de olmasın.

olsun istememin sebebi:
hayatıma renk gelebilir, gülüp eğleniriz, birlikte yürüyüşe gideceğim biri olur. belki arada bir kitap verir ‘bak ben bunu okudum, çok sevdim, sende kesin beğenirsin’ diyerek. açarım kitabı içinden bir papatya düşer elime. (tabi böyle muazzam biri bana denk düşerse)

olmasın dememin sebebi:
zamanlarım bana bile yetmiyor onla nasıl ilgileneyim. her ilişki de olduğu gibi tartışmalar, sorunlar, kaos’lar çıkıcak. üstüne bide alışıcaksın, tam da o an ayrılıcak, acı çekiceksin durduk yere.
devamını gör...

çok sinirlendim, hemen de buraya geldim. çünkü sinirimi biriktirmek istemiyorum. neden bu kadar sinirlendiğim ise koca bir muamma.

öncelikle kendini temiz, çağdaş gören ama patavatsız ve cahil komşumuza sinirlendim. 20 yıllık yöneticiliğin annem tarafından kendisine devredilmesi ile toplam dört dairesi dolu, ortalama bir apartmanda kendisini rezidans yönetiyormuşçasına gören yeni yöneticimize sinirlendim.

yönetici olduğu gibi ilk iş kış aylarında apartmana giren kedimi ve yavrusunu, yahu bunları at, zabıtayı arayacağım gelip alacaklar, anlıyorum biz de hayvan seviyoruz ama apartmanda olmaz, bir de kedi hamile vs vs yaklaşık 1 saat bana aynı şeyleri geveleyip gitmesinde başladı her şey. o gün dediğim gibi ne olacağı belli olmaz, ölüm var. ki ben de ya hissetmiş ya da çağırmış gibi 4 yaşında dostumu 1 ay sonra, doğum yaparken kaybettim. zaten sokak kedisi, veteriner de pek ilgilenmedi. 10 gün boyunca acı çekti, elimden yemek, su içerek yaşadı. sonra da öldü. veterinere kızgınım.

kaldı bir yavru, madem ona iyi bakalım. onun yadigârı, hatırası, aynı annesi gibi yemyeşil gözlü...

gel zaman git zaman bu yönetici ile birkaç bir şey daha yaşadık. sözde ben onun söylediklerini yanlış anlamışım. ergenler hep böyle bazı şeyleri yanlış anlarlarmış. öyle gülüyorum ki böyle insanlara. yüzüne bakınca gözlerinden kafasının içi okunuyor, koca bir boşluk görüyorsun orada, ve hala bunun farkına varmadan karşısındakinin eksikliklerini, ergenliğini anlamaya, ortaya çıkarmaya çalışıyor.

annemle de birkaç kez tatsızlık yaşadılar. apartmana hırsız girdi. daha önce böyle bir şey yaşamadık. ne hikmetse onun kapısı hariç bütün depo kapıları kırıldı, bir şeyler çalındı.

kapı nasıl açıldı bilinmiyor. onun kocası bodrumdaki depoyu iş yeri deposu olarak kullanıyor ve sürekli oraya girip çıkıyor. kapıyı da açık bırakıyor. ki böyle bir şey yapması yasal bile değil.

gel zaman git zaman, kapımız bozuluyor. gidip muazzam bir fiyata kapı kilidi değiştiriyor. ama cidden muazzam. yani 10 katı fiyat ödüyor. ayakta dolandırıyorlar, haberi yok. annem buna ben ödemem, neden sorup soruşturmadan ilk bulduğunu yaptırıyorsun dediği zaman da ben öderim size sadakam olsun diyor.

gel de sinirlenme. <3

sonra bir kedi sahipleniyorlar. sözde hayvan sevgisiyle yanıp tutuştukları için. ama sokak kedisi olur mu hiç gidip bin lira verip bir cins kedi alıyorlar. cins kedileriyle mutlu mesut yaşarken sokakta dolaşan 5-10 kediye tavuk kemiği bile atmıyorlar.

kediyi 9 kattan aşağıya düşürüyorlar. sonra kedi kayıp diye bize geliyorlar. bodruma iniyoruz, annem kediyi buluyor. kadın ay ben tutamam diyor. yahu bu senin kedin değil mi? tutamam ne demek? bu çıtkırıldımlık neden? annem tutuyor, en üst kata kadar taşıyor kediyi. kediye allah'tan bir şey olmuyor. zaten hemen veterinere götürüyorlar.

gelelim kalan son yavruya, muhtemelen o da hamile. apartmanın bodrumu böcek ve pire dolu. bizim kedi yüzünden değil çünkü kum piresi. sokakta da karşı apartmanda da var. ama eminim bizim kediden olduğunu söyleyip kapıma gelecek. öyle olduğunu öğrenince ucuza kaçmak için gelip babama ilaç al ilaçla dedi. velhasıl babam ilaç bulamayınca bodrumu kapattık. kocası dışında giren çıkan yok.

bizim kediyi de sabah inip apartmana aldım. zaten annesi gibi bünyesi zayıf. her mevsim burnu akıyor. gök gürültüsünden de korkmuş. yağmur yağacak diye aldım yani. yoksa hep dışarıda yatıyor zaten sıcakta. her neyse, ben sabahın köründe inip aldım kediyi. kedi de ne zaman bilmiyorum ama içerde olduğu bir an bodrum kapısının önüne sıçıvermiş. tam yukarı çıkıyordum ki tıkırtı duydum, hırsız mı acaba dedim korktum inip baktım. kimseyi göremeyince çıkıyordum. yöneticinin kocası çıktı. sabahın 8'inde öyle bir öğürdü ki varlığımı sorguladım. dedim acaba rüyada mıyım. sonra eve geldim, dedim herhalde midesi bulandı aşağıda. elinde boya vs vardı. uykuluyum ya, unutmuşum o boku gördüğümü, bak saat kaç olmuş şimdi aklıma geldi. aklıma geldiği gibi de bir sinir tuttu beni.

ulan be adam, aynısını senin kedin de sıçıyor, temizliyorsun. oradakinin insan boku olmadığını biliyorsun. hadi onu geçtim. kendin de mi sıçmıyorsun? ciğerin çıkana kadar öğürmenin ne anlamı var? kaç yaşında kızın var. hiç mi altını almadın?

neyse işte uzun zamandır bunların hepsini içimde tutuyordum. hop buraya döküverdim. sözün özü insanlar kafayı yemiş. hepsinin üzerinde yapay bir iğretilik var. hepsine de geçmiş olsun. mazallah bok mok görürler yapamaz bu insanlar. yazık.
devamını gör...

babamın eve gelişidir annemle bebeklerime kıyafet dikmektir.
devamını gör...

tabii sen vladimir putin tarafindan sana emanet edilen sozluge her bakimdan yetersiz buldugun birisinin yoneticilik etmesine siddetle karsisin ama; en sevdigin modun ben oldugumu ne zaman itiraf edeceksin firdevs hanim? konunun kgb’yle ne ilgisi var?
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim