leprikon
ayakkabı işinden parayı kırdıkları doğrudur. perileri söğüşlemeyi pek severler zira söz konusu ayakkabıları perilere yaparlar. her periye özel ayakkabı tasarlarlar. karşılığında da altını hamutu ile götürürler. ama neticede ortada bir emek var. alan memnun satan memnun. tek sıkıntıları cimri olmaları. küp küp, altın biriktirip, bunları gökkuşağının altına saklamak nedir arkadaş? değişikler biraz.
bir de bunlarda etiket sistemi gibi bir şey var. hiçbir leprikon' un altın küpü diğerine karışmıyor diye biliyorum. muazzam bir sisteme sahipler. ama anlatıldığına göre geçiş höyüklerinde altın küpü ile görülen leprikonlar varmış. hani biz deriz ya; ''bu neyin çabası arkadaş, öteki dünyaya mı götüreceksin bu malı mülkü?'' bunlar cidden dünyada kazandıklarını öteki tarafa taşıyorlar. o yüzden bu tarz bir soruyu onlara sormamak lazım. ''evet birader taşıyorum sıkıntı mı var?'' diye cevaplayıp, sonu kavgaya varacak bir tartışmanın fitilini ateşleyebilirler.
altın fazla olunca öbür tarafta da rahat ediyorlar tabi. toprak cini olmalarına rağmen, sidhe villalarında tanrılarla yaşıyor bu ufaklıklar. diledikleri gibi girip çıkıyorlar. çift dünya vatandaşlıkları var anlayacağınız. leprikon yakalamak çok zor bir iş. yakalarsanız üç dilek hakkı kazanıyorsunuz. ekip halinde çalışmak lazım. biri leprikonu gözünden ayırmayacak ve gözünü kırpmayacak. diğeri de bu esnada onu zapturapt altına alacak. aksi taktirde kaçar gider zaten. sonra bütün ağaç kovuklarını ararsınız ama nafile. kaçan leprikon büyük olur demişler ama en büyüğünün boyu 1 metre...
bir de bunlarda etiket sistemi gibi bir şey var. hiçbir leprikon' un altın küpü diğerine karışmıyor diye biliyorum. muazzam bir sisteme sahipler. ama anlatıldığına göre geçiş höyüklerinde altın küpü ile görülen leprikonlar varmış. hani biz deriz ya; ''bu neyin çabası arkadaş, öteki dünyaya mı götüreceksin bu malı mülkü?'' bunlar cidden dünyada kazandıklarını öteki tarafa taşıyorlar. o yüzden bu tarz bir soruyu onlara sormamak lazım. ''evet birader taşıyorum sıkıntı mı var?'' diye cevaplayıp, sonu kavgaya varacak bir tartışmanın fitilini ateşleyebilirler.
altın fazla olunca öbür tarafta da rahat ediyorlar tabi. toprak cini olmalarına rağmen, sidhe villalarında tanrılarla yaşıyor bu ufaklıklar. diledikleri gibi girip çıkıyorlar. çift dünya vatandaşlıkları var anlayacağınız. leprikon yakalamak çok zor bir iş. yakalarsanız üç dilek hakkı kazanıyorsunuz. ekip halinde çalışmak lazım. biri leprikonu gözünden ayırmayacak ve gözünü kırpmayacak. diğeri de bu esnada onu zapturapt altına alacak. aksi taktirde kaçar gider zaten. sonra bütün ağaç kovuklarını ararsınız ama nafile. kaçan leprikon büyük olur demişler ama en büyüğünün boyu 1 metre...
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının hissettikleri
mesela herhangi bir gün müthiş bir iç sıkıntısı seni boğar. hayat sana karanlık, manasız gelir. insan, biraz evvel senin zırvaladığın gibi felsefeler yapmaya başlar. hatta yavaş yavaş onu da yapamaz ve canı, ağzını açmayı bile istemez.
hiçbir insanın, hiçbir eğlencenin seni canlandıramayacağını sanırsın. hava sıkıcı ve manasızdır. ya fazla sıcak ya fazla soğuk ya fazla yağmurludur. gelip geçenler suratına salak salak bakarlar ve on para etmez işlerin peşinde, bir tutam otun arkasından koşan keçiler gibi dilleri bir karış dışarı fırlayarak dolaşırlar.
aklını başına derleyip bu ruh haletini tahlil etmek istersin. insan ruhunun çözülmez düğümleri bir muamma gibi önüne serilir.
kitaplarda okuduğun depresyon kelimesine bir cankurtaran simidi gibi sarılırsın. çünkü nedense hepimizde maddi olsun, manevi olsun, bütün dertlerimize bir isim takmak merakı vardır bunu yapmazsak büsbütün çılgına döneriz.
mamafih insanlarda bu merak olmasa doktorlar açlıktan ölürlerdi. bu depresyon kelimesine yapışıp iç sıkıntısının uçsuz bucaksız denizinde bocalarken karşına uzun zamandan beri görmediğin bir ahbap çıkar. kılık kıyafetinin düzgünce olduğunu görür görmez derhal aklına kendi meteliksizliğin gelir ve gafil dostundan talihin varsa bir iki lira borç alırsın...
işte ondan sonra mucize başlar. şiddetli bir rüzgar ruhundan bir sis tabakasını sıyırıp götürmüş gibi içinin birdenbire aydınlandığını, bir hafiflik, bir genişlik duyduğunu görürsün. eski sıkıntı pır deyip uçmuştur. gözlerin etrafa memnuniyetle bakar ve sen de gevezelik edecek bir arkadaş aramaya başlarsın.
işte, iki gözüm, ciltlerce kitabın, saatlerce tefekkürün yapamadığı işi iki kirli kağıt başarır.
sen ruhumuzun bu kadar ucuz bir bedel mukabilinde takla atmasını haysiyetine yediremediğin için belki daha asil sebepler peşinde koşarsın, gökyüzünde birkaç yüz metre daha yükselen bir bulut yahut ensene doğru esen serince bir rüzgar yahut o esnada aklına gelen zekice bir fikir, sana bu değişmenin sebebi gibi görünmek ister.
fakat söz aramızda, iş bunun tamamıyla tersinedir, cebimize giren iki lira sayesindedir ki havanın biraz açıldığını görmek, rüzgarın serinliğini hissetmek hatta akıllıca şeyler düşünmek mümkün olmuştur...
(bkz: içimizdeki şeytan)
devamını gör...
arnavutluk
1939 yılında italya tarafından işgal edilmiş ülke. arnavutluk 1925 yılında italya ile hem ekonomik ve askeri alanda sıkı ilişkiye girmişti, hatta öyle ki ordunun eğitimi ve yönetiminde italyan subaylar yer alıyordu. italya arnavutluk'u mare nostrum, yani italya'nın akdeniz üzerinde etkisini arttırmaya çalıştığı yayılmacı dış politikası doğrultusunda italya arnavutluk'u barışçıl yollarla italya'nın bir sömürgeye çevirmek istiyordu.

italya'nın arnavutluk üzerine hak iddiasını venedik cumhuriyeti üzerinden ve iki toplumun ırksal yakınlıklarından hak iddia ediyordu. arnavutluk görüldüğü üzere yunanistan'nın işgali için bir basamak noktası olarak ve italya adriyatik denizinde güçleneceği için arnavutluk'ın bir şekilde alınması önemliydi.
1939 yılında italya arnavutluk kralı zog'a arnavutluk'ta italya'ya bağlı olmasını teklif ettiler ve karşılığında para teklif ettiler. kral bu teklifi reddetti ve bu ültimatomu halktan saklamaya çalıştılar. ancak bu sırada arnavutluk hükümeti dağılmıştı. kral savumayı dağlarda yürütmeyi planlamıştı ancak italya arnavutluk'a karşı rahatça sabotaj girişimlerinde bulunmuştu. italya arnavutluk topçularını etkisizleştirmiş ve mühimmat depoları sabote edilmişti. bu yüzden direniş sadece yerel gruplara kalmıştı onlar ise başarısız olmuştu. kral ise yunanistan'a kaçmıştı.
işgalden sonra arnavutluk'ta kukla bir hükümet kurulmuştu. italya yugoslavya'yı işgal ettikten sonra kukla hükümetin sınırları genişlemişti. bu kukla hükümet bölgede ayrıca sırpları ve yahudileri katletmiştir.

işgale ve kukla hükümete karşı, komünist enver hoxha liderliğinde direnilmeye çalışmıştır. savaş bitince ise iktidarı komünistler almıştır.
(bkz: enver hoxha)
(bkz: ahmet zogu)

italya'nın arnavutluk üzerine hak iddiasını venedik cumhuriyeti üzerinden ve iki toplumun ırksal yakınlıklarından hak iddia ediyordu. arnavutluk görüldüğü üzere yunanistan'nın işgali için bir basamak noktası olarak ve italya adriyatik denizinde güçleneceği için arnavutluk'ın bir şekilde alınması önemliydi.
1939 yılında italya arnavutluk kralı zog'a arnavutluk'ta italya'ya bağlı olmasını teklif ettiler ve karşılığında para teklif ettiler. kral bu teklifi reddetti ve bu ültimatomu halktan saklamaya çalıştılar. ancak bu sırada arnavutluk hükümeti dağılmıştı. kral savumayı dağlarda yürütmeyi planlamıştı ancak italya arnavutluk'a karşı rahatça sabotaj girişimlerinde bulunmuştu. italya arnavutluk topçularını etkisizleştirmiş ve mühimmat depoları sabote edilmişti. bu yüzden direniş sadece yerel gruplara kalmıştı onlar ise başarısız olmuştu. kral ise yunanistan'a kaçmıştı.
işgalden sonra arnavutluk'ta kukla bir hükümet kurulmuştu. italya yugoslavya'yı işgal ettikten sonra kukla hükümetin sınırları genişlemişti. bu kukla hükümet bölgede ayrıca sırpları ve yahudileri katletmiştir.

işgale ve kukla hükümete karşı, komünist enver hoxha liderliğinde direnilmeye çalışmıştır. savaş bitince ise iktidarı komünistler almıştır.
(bkz: enver hoxha)
(bkz: ahmet zogu)
devamını gör...
öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler
ay’a ayak bastıktan sonra dünya’ya dönen neil armstrong ve ekibini, yurt dışından geldikleri gerekçesiyle gümrük kontrolünden geçirmeleri.
devamını gör...
broadway
new york / manhattan bölgesi'nde yer alan bir caddedir. amerika'daki müzikal tiyatro gösterileri bu cadde üzerinde ve bu caddeye açılan sokaklarda bulunan yaklaşık 40 büyük profesyonel tiyatroda gerçekleştiği için bu caddenin ismi müzikal ve tiyatro sanatıyla özdeşleşmiş broadway tiyatrosu olarak anılmıştır.
sanatsal olarak bu bölgeden bahsedildiğinde kısaca broadway olarak kullanılmıştır.
not: renault marka araba modelidir demek için gelen arkadaşlar renault broadway başlığını açıp gidin buradan..
sanatsal olarak bu bölgeden bahsedildiğinde kısaca broadway olarak kullanılmıştır.
not: renault marka araba modelidir demek için gelen arkadaşlar renault broadway başlığını açıp gidin buradan..
devamını gör...
can yücel
"o kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer…
belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine derince bakmasalardı eğer…
çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de,
kalp,göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer…düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman
meydan savaşlarında korkular aşkı ağır yaralamasaydı eğer…
rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer…
uykusuzluklar yıkıp geçmezdi kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer…
gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden de onlar payını almasaydı eğer…
ıssızlığa teslim olmazdı sahiller,
kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer…sen gittikten sonra yalnız kalacağım
yalnız kalmaktan korkmuyorum da, ya canım ellerini tutmak isterse?evet sevgili,
kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer…"
şiiriyle tanıdığım ve sevdiğim bir şairdir.
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer…
belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine derince bakmasalardı eğer…
çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de,
kalp,göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer…düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman
meydan savaşlarında korkular aşkı ağır yaralamasaydı eğer…
rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer…
uykusuzluklar yıkıp geçmezdi kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer…
gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden de onlar payını almasaydı eğer…
ıssızlığa teslim olmazdı sahiller,
kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer…sen gittikten sonra yalnız kalacağım
yalnız kalmaktan korkmuyorum da, ya canım ellerini tutmak isterse?evet sevgili,
kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer…"
şiiriyle tanıdığım ve sevdiğim bir şairdir.
devamını gör...
yağmur yağdığında kaçmak vs yağmurda bilerek ıslanmak
asit yağmuru değilse kaçmadığımdır. sabun muyum alüminyum neden kaçayım? (bkz: iğrenç espriler)
devamını gör...
rosadolujoe
boş tanımlar giren boş yazardır. filozofları aşağılayana cahil diyor. ibn-i haldun okumak bize neler katar videosu paylaşıyor. kadın düşmanlığı yapıyor. garip bir kişi kendisi.
devamını gör...
uykusuzkahve
en sevdiğim mod. entarileri de ayrı güzel.
devamını gör...
gamayun
slav mitolojisinde kuş bedenli tanrıça. dünya, dünyadaki canlı cansız varlıklar ve doğal olarak da insan hakkındaki her şeyi bildiği varsayılmış ve bu nedenle bir peygamber olarak kabul görmüştür. herkesin, büyüsüne kapıldığı güzel şarkılar söyler ve şarkılarını duyanlar, tıpkı yunan mitolojisindeki sirenleri duyanlar gibi, o sese doğru gitmek ve onu bir kez daha duymak için can atarlar. ancak sözlerini anlamak zordur ve onu anlayanlar aslında geleceğe ilişkin kehanetlere de sahip olmuşlardır.

(görsel, miro.medium. com'dan alıntıdır.)

(görsel, miro.medium. com'dan alıntıdır.)
devamını gör...
estonya
dijital dünyadaki tüm başarıları yanında dünyanın ilk e-vatandaslik vererek resmen çığır acan, bürokrasiyi ortadan kaldiran, dunyada ilk online oy verme sistemini kullanan ve yine dunyada ilk devlet olarak kripto para üreten ülkedir. teknolojinin ana vatanidir.
1.3 milyonluk ufak bir nufus var ve dogal guzelliklerle dolu harika bir ülkedir. insanlari asiri dogal, eğlenceli ve tanistiktan sonra asiri sicakkanli ve yardimseverdir. yabancilara ayni ortamda degilseniz biraz mesafeli durabilirler. durustler ve iki yuzlu degiller. soğukları dışında asiri yaşanabilir bir ülkedir. (bkz: olsa da gitsek)
1.3 milyonluk ufak bir nufus var ve dogal guzelliklerle dolu harika bir ülkedir. insanlari asiri dogal, eğlenceli ve tanistiktan sonra asiri sicakkanli ve yardimseverdir. yabancilara ayni ortamda degilseniz biraz mesafeli durabilirler. durustler ve iki yuzlu degiller. soğukları dışında asiri yaşanabilir bir ülkedir. (bkz: olsa da gitsek)
devamını gör...
medici
floransa'da üretilen hiçbir eserin floransa'dan çıkarılmaması koşuluyla koleksiyonlarını bağışlamış olan aile.
devamını gör...
adına şarkı yazılan isimler
yıllar önce barış manço'nun yaptığı, mehmet erdem' inde çok güzel yorumladığı
sarı çizmeli mehmet ağa şarkısı,
yeni türkü'nün
(bkz: cevriye hanım)
şarkısı gibi şarkılardır.
kıskandığım isimlerdir. *
sarı çizmeli mehmet ağa şarkısı,
yeni türkü'nün
(bkz: cevriye hanım)
şarkısı gibi şarkılardır.
kıskandığım isimlerdir. *
devamını gör...
tipinden memnun olmayan insan
kendini bilen insandır. bu insanlara kendisiyle barışık değil demek yanlış oluyor çünkü kendisiyle barışık olduğu için, kendisiyle konuşup kendisini dinlediği için, kendisiyle ilgili kendisine göre doğru bir yorum getirmiştir. memnun olmadığı konu sadece tipi ise kendisindeki diğer artıları da zaten biliyordur o yüzden rica ediyorum kendisini beğenmeyen insanlara özgüveni yok, barışık değil, kendisine değer vermiyor gibi düşüncelerle yaklaşmayın. bu insanlar herkesten daha çok kendisini bilen, kendisine ve çevresine karşı dürüst olan, kendisini olduğu gibi kabul edip seven insanlardır.
devamını gör...
pkk'lıların cesetlerine uygulanan işkence
psikolojik bunalımının üstünü pkk ile örtmeye çalışan yazar arkadaşımızın açtığı başlık. psikolog adayı olduğumu belirterek kendisine dilerse en yakın meslektaşıma yönlendirebilirim.
devamını gör...
abdulseyidbincabbar
ilgi çekmeye çalışan tuhaf bir yazar. troll demiyorum çünkü moderasyon birilerini hedef gösterdiğim için ağzıma acı biber sürüp popomu pışpışlıyor.
edit: kendisi iflah olmaz bir ayak faşistidir #193569
edit: kendisi iflah olmaz bir ayak faşistidir #193569
devamını gör...
tanımlarını kimin oyladığını kontrol eden yazar
tek tek bakıyorum. liste var tik atıyorum. şahsıma yapılan beğenisi 800 e ulaşacak ilk 100 yazara kitap hediyesi vardır.*
devamını gör...
küçük sözlük samimiyeti
kaybolmadan tadının çıkarılması gereken samimiyettir.
malum güzel şeyler fazla uzun süremez.
tabi bu daha güzel şeylerin gelmeyeceği anlamına da gelmez.
malum güzel şeyler fazla uzun süremez.
tabi bu daha güzel şeylerin gelmeyeceği anlamına da gelmez.
devamını gör...
allah kelimesini yan yana kullanmak
döşünüze kadar inen bir sakalınız varsa nasıl kullanırsanız kullanın. daima etkili bir izlenim bırakırsınız.
devamını gör...
