şehirlerdeki başı boş köpekler sorunu
özellikle sahil şehir ve kasabalarının sorunlarından birisi.
aslında buna sorun demek doğru bir yaklaşım olmaz.
çünkü onlar masum, onların hiç birşeyden haberi yok ki .
bütün dünyayı talan edip, diğer canlıların da yaşam alanlarını zapt eden doyumsuz insanoğludur sorunun ta kendisi.
sezon açıldığında tatil amacıyla sahillere akın eden ahalide, artık olmazsa olmazlardan biri haline geldi bu dostlardan bir veya birkaçını kucaklarına alıp gelmek.
boş yok, kime baksanız mutlaka ya kendi elinde, ya çoluk çocuğun elinde bir tasma ipi, adeta oyuncak gibi.
15-20 gün, 1 ay, 2 ay derken biten tatili müteakip, sokaklara terkedilen o arkadaşların durumunu ancak görerek anlayabilirsiniz .
hepsi sağda solda, sahipsiz kalmanın verdiği o travmayla, başıboş biçimde yaşam savaşı vermeye çalışıyor.
ancak güzel de bir durum var ,
sahil kesimi insanı, burada görüldüğü gibi çok da rahatsız değil bu durumdan.
hatta büyük çoğunluk, onların idamesi için son derece duyarlı davranmakta.
onlara kızan, bağıran yok, hayatın bir parçası olmuş durumdalar ve birlikte yaşamaktan, hayatı, yaşam alanını paylaşmaktan çok da rahatsız değiller.
bu arkadaşların insanoğluna hükmetme gibi bir şansı yok.
bizleriz tüm dünyaya olduğu gibi, onların da yaşamına hükmeden.
bu sebeple, onların bu muhtaçlıklarını unutmadan, sevgiyle yaklaşır, yaşam haklarına saygı gösterirsek, çok da sorun olmayacaklarını düşünüyorum.
bu arada, onların bu sokak hayatları çok da güzel ve cazip değil.
elbette daha iyi şartlarda yaşamak onların da hakkı,
bu bağlamda, gerek hayvanseverler, gerek yerel yönetimler bazı çalışmalar yürütüyorlar ancak görünen o ki, yetersiz kalıyor bu çabalar.
o sebeple bu konuda faaliyet gösteren gerek bireysel, özel, gerekse resmi oluşumlara verilecek küçücük destekler, hem bu durumdan rahatsız olanlar, hem de o dostlarımız için olumlu sonuçlar doğuracak bir yaklaşım olacaktır...
aslında buna sorun demek doğru bir yaklaşım olmaz.
çünkü onlar masum, onların hiç birşeyden haberi yok ki .
bütün dünyayı talan edip, diğer canlıların da yaşam alanlarını zapt eden doyumsuz insanoğludur sorunun ta kendisi.
sezon açıldığında tatil amacıyla sahillere akın eden ahalide, artık olmazsa olmazlardan biri haline geldi bu dostlardan bir veya birkaçını kucaklarına alıp gelmek.
boş yok, kime baksanız mutlaka ya kendi elinde, ya çoluk çocuğun elinde bir tasma ipi, adeta oyuncak gibi.
15-20 gün, 1 ay, 2 ay derken biten tatili müteakip, sokaklara terkedilen o arkadaşların durumunu ancak görerek anlayabilirsiniz .
hepsi sağda solda, sahipsiz kalmanın verdiği o travmayla, başıboş biçimde yaşam savaşı vermeye çalışıyor.
ancak güzel de bir durum var ,
sahil kesimi insanı, burada görüldüğü gibi çok da rahatsız değil bu durumdan.
hatta büyük çoğunluk, onların idamesi için son derece duyarlı davranmakta.
onlara kızan, bağıran yok, hayatın bir parçası olmuş durumdalar ve birlikte yaşamaktan, hayatı, yaşam alanını paylaşmaktan çok da rahatsız değiller.
bu arkadaşların insanoğluna hükmetme gibi bir şansı yok.
bizleriz tüm dünyaya olduğu gibi, onların da yaşamına hükmeden.
bu sebeple, onların bu muhtaçlıklarını unutmadan, sevgiyle yaklaşır, yaşam haklarına saygı gösterirsek, çok da sorun olmayacaklarını düşünüyorum.
bu arada, onların bu sokak hayatları çok da güzel ve cazip değil.
elbette daha iyi şartlarda yaşamak onların da hakkı,
bu bağlamda, gerek hayvanseverler, gerek yerel yönetimler bazı çalışmalar yürütüyorlar ancak görünen o ki, yetersiz kalıyor bu çabalar.
o sebeple bu konuda faaliyet gösteren gerek bireysel, özel, gerekse resmi oluşumlara verilecek küçücük destekler, hem bu durumdan rahatsız olanlar, hem de o dostlarımız için olumlu sonuçlar doğuracak bir yaklaşım olacaktır...
devamını gör...
lord of war
nicolas cage in başrol oynadığı filmdir. silah ticaretiyle ilgili güzel bir içeriği olduğundan sanırım zamanında bazı yerlerde gösterime girmesi çok zor olmuş. sonunda benim gücüm hiçbir şeye yetmez dedirtir, moral bozar.
devamını gör...
ezhel'in bu hükümet meşruiyetini tamamen yitirmiştir açıklaması
22 nisan 2021 tarihli ezhel açıklamasıdır.
ben ezhel'i müziğinin yanında bu hali ile de çok seviyorum, çünkü kendisi 4 yıl önce müptezhel albümünü çıkartmadan önce, yani bizim gibi ortalama geliri olan bir türk genci durumundayken, bizim yaşadığımız her şeyi yaşadı. yeri geldi kirasını çıkartamadı yeri geldi sokakta müzik yapıp akşam eğlence parasını çıkarttı, yeri geldi saçları ve küpeleri yüzünden hor görüldü yeri geldi düşünceleri yüzünden yargılandı.
ama sonra albümü tuttu, en ünlü festivallerde en kalabalık sahneleri yaptı, dünyanın en başarılı rapçileriyle görüştü, statüsünü yükseltti, almanya'ya taşındı, ama hala kendisi ülkesinde olanlar ile ilgili, bu özelliğini kaybetmedi. neden çünkü hala kendi gibi olan gençler olduğunu biliyor, zamanında yaşadığı sıkıntıları bu ülkede insanların çok daha büyük şekilde yaşadığını biliyor ve buna karşı ses çıkartıyor. kendi genç kitlesini uyuşturucuya değil, hakkını yiyene, parasını çalana ses çıkartmaya özendiriyor.
ezhel'in bir halk sanatçısı olduğunu kanıtlar nitelikte açıklamalarından sadece bir tanesidir diyelim.
ben ezhel'i müziğinin yanında bu hali ile de çok seviyorum, çünkü kendisi 4 yıl önce müptezhel albümünü çıkartmadan önce, yani bizim gibi ortalama geliri olan bir türk genci durumundayken, bizim yaşadığımız her şeyi yaşadı. yeri geldi kirasını çıkartamadı yeri geldi sokakta müzik yapıp akşam eğlence parasını çıkarttı, yeri geldi saçları ve küpeleri yüzünden hor görüldü yeri geldi düşünceleri yüzünden yargılandı.
ama sonra albümü tuttu, en ünlü festivallerde en kalabalık sahneleri yaptı, dünyanın en başarılı rapçileriyle görüştü, statüsünü yükseltti, almanya'ya taşındı, ama hala kendisi ülkesinde olanlar ile ilgili, bu özelliğini kaybetmedi. neden çünkü hala kendi gibi olan gençler olduğunu biliyor, zamanında yaşadığı sıkıntıları bu ülkede insanların çok daha büyük şekilde yaşadığını biliyor ve buna karşı ses çıkartıyor. kendi genç kitlesini uyuşturucuya değil, hakkını yiyene, parasını çalana ses çıkartmaya özendiriyor.
ezhel'in bir halk sanatçısı olduğunu kanıtlar nitelikte açıklamalarından sadece bir tanesidir diyelim.
devamını gör...
lover's eye
göz her zaman hislerin, duyguların, insanın iç dünyasının en masum penceresi olarak düşünülmüştür. on sekizinci yüzyılın sonlarına doğru da bu saflığını kaybetmeden, bir aşk simgesi olarak minyatür resim şeklinde gözüktü.
lovers' eye ya da göz minyatürü, ingiliz tarihinde 1714 ile 1830–37 yılları arasındaki georgian devri olarak bilinen yıllarda yapılmış eşlerin, çocukların veya sevenlerin göz resimleri idi. duygusal sebeplerle yapılmış bu minyatürler genellikle broş, bilezik, kolye, yüzük veya madalya olarak kullanıldılar. 18. ve 19. yüzyıllarda aşıkların, gözlerini kalplerine yakın yerlerde taşıdıkları söylenir. 1700'lerin sonlarında başlayan akımın tarihinin galler prensi (daha sonra kral ıv. george olacak) george augustus frederick ile, aşık olduğu kadın maria fitzherbert arasında başladığı söyleniyor.
bir söylentiye göre galler prensi george daha önce iki evlilik geçirmiş katolik maria fitzherbert’e aşık olmuştur. reddedilen prens intihar girişiminde bile bulunur. maria, isteksizce onun evlilik teklifini kabul eder (veya kaçınmak için avrupa'ya kaçar.) fakat belli sebeplerle george'dan uzaklaşır. 3 kasım 1785 yılında george, maria'ya bir mektup yazarak ona evlilik teklif eder. mektupla beraber bir yüzük değil, richard cosway'a yaptırdığı 'kendi gözünün resmini' gönderir. 15 aralık 1785'te çift eğlenir ve gelenek başlar. her ne kadar evlilik ııı. george veya çevrelerce kabul görmemişse de ıv. george'un da, maria'nın gözlerini üstünde taşıdığı söylenir.
fakat richard cosway'den önceye raporlanmış başka göz minyatürleri de bulunmaktadır. cosway'in de rakibi olan george engleheart'in defterlerinde 1775'ten 1813'e kadar geçen süre içinde 23 göz portresi kayıtlıdır.
yanlarına bazen saç taneleri de iliştirilen bu semboller bir nevi gizlilik için de kullanılıyordu. minyatürlerin sahibini, sadece alıcısı bileceği için açıkça taşınabiliyorlardı. böylece anonim bir şekilde aşk simgesi iletilmiş ve sadece aşıklara özel bir şekilde taşınabilmiş oluyordu. 20. yüzyılın başlarında da aristokrat sınıf ve kraliyet mensupları tarafından canlı tutulmaya çalışılan sanatta bazen sadece gözler değil, anlamı güçlendirecek simgeler de kullanılırdı. aşk simgesinden, hatıra takısı olarak kullanılmaya başlanan bir süreç de yaşandı. göz yaşları veya bulutların arasından bakan gözler... sadece resim değil, resmin bulunduğu çerçeve de dikkate değer bir şekilde anlam taşıyordu. inciler göz yaşlarını temsil etmek için, elmas güç ve uzun ömrü, mercan saflığı ve korumayı, garnet dostluğu ve turkuaz sağlığı temsil etmek için kullanılmıştı.
william wood gibi başka sanatçılar tarafından da yapılmış bu resim sanatı bazen tüm bir aile üyeleri için sipariş edilirdi. sadece resimde değil edebiyatta; yazarlar ve şairler tarafından anlatılmıştır bu takılar.
kaynakça ve daha fazlası: langantiques.com, artuk.org, wikipedia, konu hakkında bir blog - serkan hızlı
lovers' eye ya da göz minyatürü, ingiliz tarihinde 1714 ile 1830–37 yılları arasındaki georgian devri olarak bilinen yıllarda yapılmış eşlerin, çocukların veya sevenlerin göz resimleri idi. duygusal sebeplerle yapılmış bu minyatürler genellikle broş, bilezik, kolye, yüzük veya madalya olarak kullanıldılar. 18. ve 19. yüzyıllarda aşıkların, gözlerini kalplerine yakın yerlerde taşıdıkları söylenir. 1700'lerin sonlarında başlayan akımın tarihinin galler prensi (daha sonra kral ıv. george olacak) george augustus frederick ile, aşık olduğu kadın maria fitzherbert arasında başladığı söyleniyor.
bir söylentiye göre galler prensi george daha önce iki evlilik geçirmiş katolik maria fitzherbert’e aşık olmuştur. reddedilen prens intihar girişiminde bile bulunur. maria, isteksizce onun evlilik teklifini kabul eder (veya kaçınmak için avrupa'ya kaçar.) fakat belli sebeplerle george'dan uzaklaşır. 3 kasım 1785 yılında george, maria'ya bir mektup yazarak ona evlilik teklif eder. mektupla beraber bir yüzük değil, richard cosway'a yaptırdığı 'kendi gözünün resmini' gönderir. 15 aralık 1785'te çift eğlenir ve gelenek başlar. her ne kadar evlilik ııı. george veya çevrelerce kabul görmemişse de ıv. george'un da, maria'nın gözlerini üstünde taşıdığı söylenir.
fakat richard cosway'den önceye raporlanmış başka göz minyatürleri de bulunmaktadır. cosway'in de rakibi olan george engleheart'in defterlerinde 1775'ten 1813'e kadar geçen süre içinde 23 göz portresi kayıtlıdır.
yanlarına bazen saç taneleri de iliştirilen bu semboller bir nevi gizlilik için de kullanılıyordu. minyatürlerin sahibini, sadece alıcısı bileceği için açıkça taşınabiliyorlardı. böylece anonim bir şekilde aşk simgesi iletilmiş ve sadece aşıklara özel bir şekilde taşınabilmiş oluyordu. 20. yüzyılın başlarında da aristokrat sınıf ve kraliyet mensupları tarafından canlı tutulmaya çalışılan sanatta bazen sadece gözler değil, anlamı güçlendirecek simgeler de kullanılırdı. aşk simgesinden, hatıra takısı olarak kullanılmaya başlanan bir süreç de yaşandı. göz yaşları veya bulutların arasından bakan gözler... sadece resim değil, resmin bulunduğu çerçeve de dikkate değer bir şekilde anlam taşıyordu. inciler göz yaşlarını temsil etmek için, elmas güç ve uzun ömrü, mercan saflığı ve korumayı, garnet dostluğu ve turkuaz sağlığı temsil etmek için kullanılmıştı.
william wood gibi başka sanatçılar tarafından da yapılmış bu resim sanatı bazen tüm bir aile üyeleri için sipariş edilirdi. sadece resimde değil edebiyatta; yazarlar ve şairler tarafından anlatılmıştır bu takılar.
kaynakça ve daha fazlası: langantiques.com, artuk.org, wikipedia, konu hakkında bir blog - serkan hızlı
devamını gör...
normal sözlük'te 1000 başlık açmak
linç yemek istemiyorum ama an itibarıyla 1000 başlığa ulaştım. çoğu başlığımın anlamsız muhabbetten oluştuğunun farkındayım. ancak hayat da bir parça anlamsızlıklardan oluşmuyor mu? lütfen bu başlık yüzünden üstüme gelmeyin, işe gidiyorum üzmeyin beni.*
devamını gör...
tereyağlı simit
şu saatte olsa da yesek dedirtmiştir.
devamını gör...
normal sözlük'e katkı sağlamak için yazarların yapabilecekleri
şimdiye kadar kafa sözlüğe üç kişi kazandırdım. kız kardeşime de üye olması için baskı yapıyorum şu an.*. bol tanım, beğeni ve insanlara kafa sözlük diye bir yer varmış üye olsana diyerek katkıda bulunabilirsiniz.
devamını gör...
son singapur vapuru (yazar)
oldukça duygusal, kendini bulmaya çalışırken yolunu kafada bulmuş tatlış yazarımız. *
devamını gör...
birini sevince yapılanlar
şunu çok seviyorum, merak ediyorum gibi laf arasında söylediği şeylere aşırı dikkat ederim. o ince detaylarla karşımdakini mutlu etmeye çalışırım.
devamını gör...
kendini evleneceği insana saklayan insan
normal insandır anormal olan nedir? herkesin tercihi farklıdır ve saygı duymak gerekir. millet sevişince niye sevişiyorsunuz demiyorsa kimse, kendini evleneceği insana saklayana da herhangi bir söz söylemek mantıksızdır.
sevişen sevişsin, sevişme olayını da evlendikten sonra yapacak olan yapsın. bizi ilgilendiren bi durum yok yani.
sevişen sevişsin, sevişme olayını da evlendikten sonra yapacak olan yapsın. bizi ilgilendiren bi durum yok yani.
devamını gör...
bize kendinden bahset
ben asagu. insanları sevmem. hayvanları severim( özellikle iyi pişmiş olanlarını ). yabancı dil eğitimi almaktayım. ağız şapırdatanları sevmem. dead by daylight isimli multiplayer bir oyunda profesyonel oyuncuydum ama sonradan takımımızı dağıtma kararı aldık. kimsem yok.
devamını gör...
dede korkut hikayeleri
diğer adıyla dede korkut (bkz: oğuzname)leri de diyebiliriz. konusunu oğuz boylarının kahramanlıklarından alan hikayelerdir. bu hikayelerin 15-16.yüzyılda yazıya geçirildiği kabul edilir. günümüzde ortaya çıkmış 3 nüshası vardır. hikayeler nazım nesir karışık şekilde yazılmıştır. eser bir giriş ve 12 müstakil hikayeden oluşur. bu hikayeler, oğuzların siri derya (seyhun) boylarında vatan tuttukları çağlara ve daha batıya gelerek azerbaycan ve doğu anadolu'da büyük bir devlet kurdukları akkoyunlular devrine ait olayların izlerini taşır.
düzeltme: hikayeleri yerine menkıbeleri demek daha doğru olacaktır.
düzeltme: hikayeleri yerine menkıbeleri demek daha doğru olacaktır.
devamını gör...
kitap alıntıları
hisseden her şey acı çeker ve zindan içindedir bende: ama benim istemim hep benim kurtarıcım ve sevinç kaynağım olarak gelir bana.
istemek özgürleştirir: budur istemin ve özgürlüğün gerçek öğretisi – böyle öğretiyor size zerdüşt.
artık-istememek, artık-değer-biçmemek ve artık-yaratmamak! ah, bu büyük yorgunluk her daim uzak olsun diye benden!
idrak ederken bile istemimin dölleme ve olma sevincini hissediyorum sadece; ve idrakimde masumiyet varsa, bu onun içinde dölleme istemi olmasındandır.
tanrının ve tanrıların ötesine cezbetti beni bu istem; yaratacak ne kalırdı geriye, tanrılar – var olsaydı?
ama hep yeni baştan, insanlara doğru götürüyor beni kızışmış yaratıcı istemim; böylece itiyor çekicimi taşa.
böyle söyledi zerdüşt - nietzsche
istemek özgürleştirir: budur istemin ve özgürlüğün gerçek öğretisi – böyle öğretiyor size zerdüşt.
artık-istememek, artık-değer-biçmemek ve artık-yaratmamak! ah, bu büyük yorgunluk her daim uzak olsun diye benden!
idrak ederken bile istemimin dölleme ve olma sevincini hissediyorum sadece; ve idrakimde masumiyet varsa, bu onun içinde dölleme istemi olmasındandır.
tanrının ve tanrıların ötesine cezbetti beni bu istem; yaratacak ne kalırdı geriye, tanrılar – var olsaydı?
ama hep yeni baştan, insanlara doğru götürüyor beni kızışmış yaratıcı istemim; böylece itiyor çekicimi taşa.
böyle söyledi zerdüşt - nietzsche
devamını gör...
güne bir söz bırak
“yeni dostluklar kuracak yürek kalmadı artık bizde. işimiz çok... üstelik; yorgunuz.”
bir nezihe meriç sözüdür.
ve evet! ben gerçekten çok yorgunum.
bir nezihe meriç sözüdür.
ve evet! ben gerçekten çok yorgunum.
devamını gör...
normal sözlük’te kankacılık
umurumda olmayandır.
ben tanımımı yazar çıkarım aga. gerisi beni hiç alakadar etmez.*
ben tanımımı yazar çıkarım aga. gerisi beni hiç alakadar etmez.*
devamını gör...
eyüp sabri tuncer
özellikle diş macunlarını ve şampuanlarını başarılı bulduğum marka. vegan olmaları; florür, titanyum dioksit, gluten ve paraben içermemeleri ile kalbimi kazandılar. markaların bu tür hassasiyetleri gözetmesi insanı mutlu ediyor.
devamını gör...
sözlük yazarlarının yaptığı mesleğin en zor yanı
en önemli günlerde havanın kapalı olması.
gerçi biz yine iyiyiz. çok eskiden açık havada yapılıyordu bu işler. gece eksi bilmem kaç derecelerde dona dona çalışıyordu insanlar. şimdi bilgisayar başında ve sıcak ortamda yapılıyor her şey. o zamanlar en büyük sorun buydu.
gerçi biz yine iyiyiz. çok eskiden açık havada yapılıyordu bu işler. gece eksi bilmem kaç derecelerde dona dona çalışıyordu insanlar. şimdi bilgisayar başında ve sıcak ortamda yapılıyor her şey. o zamanlar en büyük sorun buydu.
devamını gör...
tokalaşmak isterken elin havada kalması
el sıkmayan dinci kesim ( şafiler ve bazı tarikatlar) , bu hareketiyle içlerinin ne kadar fesat olduğunu kanıtlamaktadır. el tutunca bile abdest kaçtığını düşünüyorsa, elini sıktığında tahrik oluyor demektir.
devamını gör...
sıfır puan çeken milli takım'a dağıtılan yüksek prim
(bkz: prim çocuklar)
devamını gör...
