yoldaş benjamin franklin'in ifşası
yoldaş birazdan ananı laciverde boyar. *
devamını gör...
uçun kuşlar uçun izmir'e doğru
bir türkü, acıklı, asker türküsü..
diğer adı, "asker ettiler beni", ona da baktım o da yok, böyle daha güzel sanki, böyle kalsın.
"asker ettiler beni, kıdemli çavuş
gurbet çöllerinde oldum bir baykuş
anadan, babadan, yardan bir haber yokmuş
uçun kuşlar uçun izmir’e doğru
güverteye çıktım, uzandım yattım
komutan gelince selama kalktım
anayı, babayı, yarı sılaya attım
uçun kuşlar uçun izmir’e doğru
evimizin önü duttur geçilmez
bağımızda gazel sıktır seçilmez
bir ben ölmeyinen ordu bozulmaz
uçun kuşlar uçun izmir’e doğru
bir ben ölmeyinen ordu bozulmaz
uçun kuşlar uçun izmir’e doğru"
hemşerim muammer ketencoğlu yorumu;
ah, bir de şu hali var?
/ ağlattı ama şimdi bu? / *
diğer adı, "asker ettiler beni", ona da baktım o da yok, böyle daha güzel sanki, böyle kalsın.
"asker ettiler beni, kıdemli çavuş
gurbet çöllerinde oldum bir baykuş
anadan, babadan, yardan bir haber yokmuş
uçun kuşlar uçun izmir’e doğru
güverteye çıktım, uzandım yattım
komutan gelince selama kalktım
anayı, babayı, yarı sılaya attım
uçun kuşlar uçun izmir’e doğru
evimizin önü duttur geçilmez
bağımızda gazel sıktır seçilmez
bir ben ölmeyinen ordu bozulmaz
uçun kuşlar uçun izmir’e doğru
bir ben ölmeyinen ordu bozulmaz
uçun kuşlar uçun izmir’e doğru"
hemşerim muammer ketencoğlu yorumu;
ah, bir de şu hali var?
/ ağlattı ama şimdi bu? / *
devamını gör...
sarıgül’ün partisinin ismini ve logosunu tanıtması
benzin istasyonlarında satılan azdırıcı kahve ürünü logosu gibi.
yazılar ortalanmamış. çok büyük ciddiyetsizlik.
büyük ihtimalle telefon uygulaması ile yapılmış bir logo içerir.
yazılar ortalanmamış. çok büyük ciddiyetsizlik.
büyük ihtimalle telefon uygulaması ile yapılmış bir logo içerir.
devamını gör...
unutma beni
8 senede 1700 bölüm yapmış, artık unutamayacağımız dizi.
devamını gör...
sabah erken kalkmak zorunda olmak
sabah 5 te kalkıyorum sözlük ve bunu kiminle paylaşsam gözlerinde vah garibiiim 6 aylık ömrü kalmış bakışını yakalıyorum.
devamını gör...
elçi
zeval olmaması yazılı olmayan bir kural haline gelmiş kimse. (bkz: elçiye zeval olmaz)
devamını gör...
cumartesi gecesi geç yatmak için bir neden
her günün bir öncekinin aynı olduğu günlerde nedeni olmayan eylemdir.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının sevmediği özellikleri
sakin olmam gereken bir anda heyecanlı, gerçekten heyecan yapmam gereken bir anda buz gibi soğukkanlı olabiliyorum. buda insanların "la sen ne garip bir varlıksın" şeklinde tepkilerine bazen yol açabiliyor.
devamını gör...
yeni bir insanla tanışmaya üşenmek
şarkıda geçen ifadeyi hatırlatmıştır.
" bir daha bu yolları aynı hevesle yürür müyüm?"
" bir daha bu yolları aynı hevesle yürür müyüm?"
devamını gör...
yazarların en sevdiği eşyaları
radyom, uçlu kalemim, cam kupa bardağım, 7. sınıfta kitap okuma yarışması sonrası kazandığım ve en çok korktuğum hocanın boynuma taktıĝı madalya!
masam, küçük cam çaydanlıĝım.
kemik gözlüĝüm. kitaplığım. ve otobüs kartım! swh!
masam, küçük cam çaydanlıĝım.
kemik gözlüĝüm. kitaplığım. ve otobüs kartım! swh!
devamını gör...
yazarların yapmak istediği çılgınlıklar
sevmediğim insanların yüzlerine onları sevmediğimi rahatça söyleyebilmek.
devamını gör...
öz güveni zedeleyen öğretmen
kötü komşu ev sahibi, eski ev tamirci, kötü öğretmense iyi öğretmen yaparmış. evet serseriydim biraz kabul ediyorum ama sırf en önde oturup sessizce ders dinlemiyorum diye senden bir şey olmaz diyen öğretmenlerimden, hepiniz elbet bir yerlere geleceksiniz sadece bilinçlenenler ve zamanı olanlar dediğim öğrencilerim var.
t. nasıl yapmam gerektiğini değil, nasıl yapmamam gerektiğini öğreten öğretmenler.
t. nasıl yapmam gerektiğini değil, nasıl yapmamam gerektiğini öğreten öğretmenler.
devamını gör...
parliament sinema kulübü
tanıtım videosunun karanlığı ve müziği bile yeter. tim burton ın çektiği batman ve batman returns filmlerinin karanlığı bu geceye en çok yakışmış filmlerdir.
devamını gör...
hakikat
hegel, tek hakikat ölümdür, demiş olabilir. belki de ölüm, hakikati ardında saklayan perdedir.
devamını gör...
camdaki kız
camdaki kız –gülseren budayıcıoğlu
kitaplarını severek okuduğum insanlardan biridir gülseren hanım. her kitabından sonra aklıma takılı kalan sözcükler olur. döner durur kafamın içinde. camdaki kız için aklıma yerleşen sözcükler ise aşk, kader, sevgi, evlilik ve açlık oldu.
insanların temel ihtiyaçları vardır. ilkel dürtülere hareket etmemize sebep olan ve karşılanması elzem ihtiyaçlar. insanlık olarak barınma ve beslenme gibi temel ihtiyaçları halletmek için yollar bulmuşuz ama sevgiyi hep ihmal etmişiz. zamanla bilinçaltının görevi üstlendiği bir açlık halini almış sevgi ihtiyacımız. sevgi sözcüğünü duyunca aklımızda iki kişilik tek düze bir ilişki bağı gelir olmuş yıllar içinde. oysa sevgi ana rahminde başlıyor ve biz toprağa girene kadar yakamızı bırakmıyor. bu döngü içinde mutlaka sevginin bir kolunu ıskalamış bulunuyoruz. ömür yettiği kadar o boşluğu doldurmak için çabalıyor ve bazen herkes için çok yanlış görünen kararlar veriyoruz.
evleniyoruz, biriyle yeni hayatlar dünyaya getirmek üzere birleşiyoruz ama kimse aslında ne istediğinin ya da neden evlenmek istediğinin farkında değil. çoğu zaman toplum öyle buyurdu diye en uygun kişiyi buluyoruz evleniyoruz ve toplum hanemize bir yıldız daha ekliyor. başardın diyor bize insanlar. peki, neyi başardım ben? aşk için evleniyoruz, uyumsuz olduğumuzu aşk bitince anlıyor ve kuyunun dibinde ışık arıyoruz. mantık evliliği yapıyoruz, mantık bitince tutunacak dal arıyoruz. boşanmayı hayal etmeye başladığın an gelip siliyorlar hanene eklenmiş olan yıldızı. kaybettin diyor toplum sana. yürütmesi imkânsız ve acılarla dolu olacak evliliği bitirmek istedin diye suçlanıyorsun. peki, neyi kaybettim ben? sanırım asla çözmem mümkün olmayacak bu konuyu. dolusu da boşu da yabancı geliyor bana.
kader yolunu çiziyor bizler onu takip ediyoruz. hayata gözümüzü açtığımız ilk an bunu öğrettiler bize. madem kader var neden hatalar hep bizim boynumuzda? yoksa gülseren hanım haklı mı? kader motifimizi kendimiz çiziyor ve içine hapsolmuş hayatlar mı yaşıyoruz?
sevgi için tüm dünyayı elinin tersi ile iten nalân ve asla aşka doymayan hayri bizlere eşlik ediyor. iyi okumalar.
kitaplarını severek okuduğum insanlardan biridir gülseren hanım. her kitabından sonra aklıma takılı kalan sözcükler olur. döner durur kafamın içinde. camdaki kız için aklıma yerleşen sözcükler ise aşk, kader, sevgi, evlilik ve açlık oldu.
insanların temel ihtiyaçları vardır. ilkel dürtülere hareket etmemize sebep olan ve karşılanması elzem ihtiyaçlar. insanlık olarak barınma ve beslenme gibi temel ihtiyaçları halletmek için yollar bulmuşuz ama sevgiyi hep ihmal etmişiz. zamanla bilinçaltının görevi üstlendiği bir açlık halini almış sevgi ihtiyacımız. sevgi sözcüğünü duyunca aklımızda iki kişilik tek düze bir ilişki bağı gelir olmuş yıllar içinde. oysa sevgi ana rahminde başlıyor ve biz toprağa girene kadar yakamızı bırakmıyor. bu döngü içinde mutlaka sevginin bir kolunu ıskalamış bulunuyoruz. ömür yettiği kadar o boşluğu doldurmak için çabalıyor ve bazen herkes için çok yanlış görünen kararlar veriyoruz.
evleniyoruz, biriyle yeni hayatlar dünyaya getirmek üzere birleşiyoruz ama kimse aslında ne istediğinin ya da neden evlenmek istediğinin farkında değil. çoğu zaman toplum öyle buyurdu diye en uygun kişiyi buluyoruz evleniyoruz ve toplum hanemize bir yıldız daha ekliyor. başardın diyor bize insanlar. peki, neyi başardım ben? aşk için evleniyoruz, uyumsuz olduğumuzu aşk bitince anlıyor ve kuyunun dibinde ışık arıyoruz. mantık evliliği yapıyoruz, mantık bitince tutunacak dal arıyoruz. boşanmayı hayal etmeye başladığın an gelip siliyorlar hanene eklenmiş olan yıldızı. kaybettin diyor toplum sana. yürütmesi imkânsız ve acılarla dolu olacak evliliği bitirmek istedin diye suçlanıyorsun. peki, neyi kaybettim ben? sanırım asla çözmem mümkün olmayacak bu konuyu. dolusu da boşu da yabancı geliyor bana.
kader yolunu çiziyor bizler onu takip ediyoruz. hayata gözümüzü açtığımız ilk an bunu öğrettiler bize. madem kader var neden hatalar hep bizim boynumuzda? yoksa gülseren hanım haklı mı? kader motifimizi kendimiz çiziyor ve içine hapsolmuş hayatlar mı yaşıyoruz?
sevgi için tüm dünyayı elinin tersi ile iten nalân ve asla aşka doymayan hayri bizlere eşlik ediyor. iyi okumalar.
devamını gör...
konuştuğunuz kişinin sizi hiç merak etmemesi
bu insanı çok yıpratıyor. örneğin kahvelerden bahsederken sen nasıl seversin dememesi, ne yersin ne içersin ne dinler ne izlersin bunlarla hiç ilgilenmeyip sadece zaman geçirmek için konuşuyor gibi hissettirmesi... insana bir mavi çöp poşetiymiş gibi hissettiriyor. yaklaşık 20 küsür senedir mavi çöp poşetiyim.
devamını gör...
nemlendiği için bir türlü ortamlara akamayan tuz
(bkz: abi geç oldu yat istersen) .
devamını gör...
11 üniversiteye rektör atanması
devlet işinin karışmadığı yer kalmadığını gösteren hadiselerden biri.
siyaset önce dinde sonra eğitimde boy gösteriyor. hadi bakalım !
siyaset önce dinde sonra eğitimde boy gösteriyor. hadi bakalım !
devamını gör...
ilginç genel kültür bilgileri
tc kimlik numaranızın ilk 10 hanesini toplayıp 10'a bölün, kalan sayı tc'nizin 11. hanesidir.
devamını gör...
