ölüm kapısı serisi
margaret weis ve tracy hickman'ın kaleminden çıkan muazzam kurgu seri. bana göre çerezlik falan değildir. zira gerek öykü gerekse karakterler üzerinde inanılmaz ayrıntıcı davranmışlar. bilinen fantastik kurgu öykülerin dışına çıkan bir anlatıma sahip olması ve buna ek olarak ırklar özelinde ortaya koydukları yenilikler ziyadesiyle taktire şayan. ayrıca bu seri ile kurgu dünyasına iki baba karakter hediye etmiş olmaları da cabası; haplo ve alfred (cohen)... bununla birlikte serinin en güzel yanlarından birisi, kurgu ile mitolojinin uyumlu bir şekilde harmanlamış olması. yaratılış, çekişme, yıkım vesaire bunlar dünya mitolojilerindeki pek çok örnekle o kadar güzel harmanlanıp, serinin kurgusunun içine yerleştirilmiş ki, önce fizban olup şapka çıkartıyor sonra zifnab olup şapkayı tersinden kafanıza geçiriyorsunuz. tabi seride şimdi benim yaptığım benzetme gibi bazı ince nüanslarda var. bunları görebilmek ve anlayabilmek içinde ejderha mızrağı serisine hâkim olmanız lazım. oradaki temel noktaları bilmiyorsanız ve o evrene uzaksanız, pek çok göndermeyi anlamayabilirsiniz. kanımca serinin tek eksik noktası da burası. yani weiss ve hickman'ın yarattığı ejderha mızrağı kurgusundan bağımsız olarak bu seriyi okumaya kalktığınızda bazı noktaların kafanızda oturmaması söz konusu olabilir. bu durumda seriyi diğer seriden bağımsız olarak okuyanlar/okumak isteyenler açısından, doğal olarak sıkıntılı bir hale sokuyor.
çok fazla ipucu vermek istemediğim için konuya dair çok fazla kelam etmeyeceğim zira hikâye nakış gibi işlendiği için hikâyenin herhangi bir kısmından dahi bahsetsek, serinin tüm keyfini kaçırabiliriz. ama şunun altını çizmem lazım; patryn- sartan çekişmesi dünya tarihine, mitolojilere ve inanç dünyasına dair inanılmaz göndermeler içeriyor. tabi bunu yaparken de yukarıda da bahsettiğim gibi iki tane çok sağlam karakteri tabiri caizse zımba gibi kullanıyor. özellikle haplo karakteri melnibone'lu elric, drizzt d'ourden ve raistlin majere karakterlerinden sonra fantastik kurgu dünyasında gördüğüm en komplike karakter. alfred karakteri de çok sağlam bir karakter ancak haplo'nun durduğu yer, yolculuğu, iç çekişmeleri, yüzleşmeleri ve daha nice ekstra tutum ve tavrı onu farklı bir noktaya koymama sebep oluyor.
hülasa; bu seri fantastik kurgu dünyasına hediye edilmiş, farklı bir yol ve anlayışla yazılmış bir seridir. fantastik kurgu kitaplara ilgisi olan insanların muhakkak okuması gerektiğini düşünürüm. ancak söylediğim gibi en azından ejderha mızrağı serisinin temel hikayesini okuduktan, hikâyeye ve karakterlere hâkim olduktan sonra bu kurguyu okumaya başlamanızda fayda var. o zaman seriden alacağınız haz çok daha fazla olur. bazı göndermelere fransız kalmadığınızda her şey yerli yerine tam olarak oturuyor zaten.
çok fazla ipucu vermek istemediğim için konuya dair çok fazla kelam etmeyeceğim zira hikâye nakış gibi işlendiği için hikâyenin herhangi bir kısmından dahi bahsetsek, serinin tüm keyfini kaçırabiliriz. ama şunun altını çizmem lazım; patryn- sartan çekişmesi dünya tarihine, mitolojilere ve inanç dünyasına dair inanılmaz göndermeler içeriyor. tabi bunu yaparken de yukarıda da bahsettiğim gibi iki tane çok sağlam karakteri tabiri caizse zımba gibi kullanıyor. özellikle haplo karakteri melnibone'lu elric, drizzt d'ourden ve raistlin majere karakterlerinden sonra fantastik kurgu dünyasında gördüğüm en komplike karakter. alfred karakteri de çok sağlam bir karakter ancak haplo'nun durduğu yer, yolculuğu, iç çekişmeleri, yüzleşmeleri ve daha nice ekstra tutum ve tavrı onu farklı bir noktaya koymama sebep oluyor.
hülasa; bu seri fantastik kurgu dünyasına hediye edilmiş, farklı bir yol ve anlayışla yazılmış bir seridir. fantastik kurgu kitaplara ilgisi olan insanların muhakkak okuması gerektiğini düşünürüm. ancak söylediğim gibi en azından ejderha mızrağı serisinin temel hikayesini okuduktan, hikâyeye ve karakterlere hâkim olduktan sonra bu kurguyu okumaya başlamanızda fayda var. o zaman seriden alacağınız haz çok daha fazla olur. bazı göndermelere fransız kalmadığınızda her şey yerli yerine tam olarak oturuyor zaten.
devamını gör...
sözlük yazarlarının yetenekli olduğu konular
bakarım ama görmem.
devamını gör...
recep tayyip erdoğan'ın üniversite diploması
meşhur bir söz var , silkinin gözün davası olmaz diye, kardeşim atı alan üsküdar'ı geçmiş, sizde daha diploma diyorsunuz.
memleket elden gitmiş siz hala a4 büyüklüğünde bir kağıt peşindesiniz.
memleket elden gitmiş siz hala a4 büyüklüğünde bir kağıt peşindesiniz.
devamını gör...
ıcığını cıcığını çıkarmak
kişinin yapmakta olduğu bir işi veya araştırdığı bir meseleyi en ince ayrıntısına kadar incelemesini anlatan deyim.
devamını gör...
kestane çizici
meslek.*
bu mesleği bizim evde babam icra ederdi.yine bir kestane akşamında tepsiyi önüne verdim 'haydi çiz.'
sonra bak dedi şöyle tutup böööyle keseceksin,al şimdi bunları yap.
aradan kaç yıl geçti hatırlamıyorum.artık bir meslek sahibiyim.*
bu mesleği bizim evde babam icra ederdi.yine bir kestane akşamında tepsiyi önüne verdim 'haydi çiz.'
sonra bak dedi şöyle tutup böööyle keseceksin,al şimdi bunları yap.
aradan kaç yıl geçti hatırlamıyorum.artık bir meslek sahibiyim.*
devamını gör...
anneler günü
annelerimiz hayatın ışığıdır. hayatın anahtarlarıdır.
karşılıksız sevginin, şefkatin timsali olan annelerimizin ayakları altına cennetler serilmiş, edebiyatımızda, şiirlerimizde fedakarlıkları, çileleri ile geniş yer tutmuşlardır.
'ana başa taç imiş
her derde ilaç imiş.
kişi pir olsa da
anaya muhtaç imiş.'
(bkz: hüseyin nail kubalı)
karşılıksız sevginin, şefkatin timsali olan annelerimizin ayakları altına cennetler serilmiş, edebiyatımızda, şiirlerimizde fedakarlıkları, çileleri ile geniş yer tutmuşlardır.
'ana başa taç imiş
her derde ilaç imiş.
kişi pir olsa da
anaya muhtaç imiş.'
(bkz: hüseyin nail kubalı)
devamını gör...
güne iyi başlatan şarkılar
hele şu kızın güzelliğine ya.
pardon! şarkının yani.
araç kullanırken dinlemeyin, freni unutturur.
sözleri;
“çiçeğe su
ozgur1ey’e monito
allah allah...”
kahve içtikten sonra girilen edit: ben sabahları yazmayayım ya! entry’de cinsiyetcilik yoktur. öküz gibi yalnızlık vardır. idare edin artık.
pardon! şarkının yani.
araç kullanırken dinlemeyin, freni unutturur.
sözleri;
“çiçeğe su
ozgur1ey’e monito
allah allah...”
kahve içtikten sonra girilen edit: ben sabahları yazmayayım ya! entry’de cinsiyetcilik yoktur. öküz gibi yalnızlık vardır. idare edin artık.
devamını gör...
sofmusic
gitme sebebini bildiğim için anladığım ama buradaki yazarları özlettiğini de belirtmeden edemeyeceğim yazar aynı zamanda meslektaşım.
enerjisi yüksek, saatlerce muhabbet edebileceğiniz ve hiç sıkılmayacağınız ender kişilerdendir. *
müzik bilgisi gerçekten çok geniştir kendilerinin.
bana tavsiye ettiği müzikler sayesinde repertuarımı yeni kattığım müziklerle genişletmiştir.*
özlendiniz efendim, gelince görüşmek üzere..
enerjisi yüksek, saatlerce muhabbet edebileceğiniz ve hiç sıkılmayacağınız ender kişilerdendir. *
müzik bilgisi gerçekten çok geniştir kendilerinin.
bana tavsiye ettiği müzikler sayesinde repertuarımı yeni kattığım müziklerle genişletmiştir.*
özlendiniz efendim, gelince görüşmek üzere..
devamını gör...
kadın erkek eşit mi sorunsalı
kadınlar eşitlik değil adalet kovalıyor. kaldı ki herhangi bir kadınla diğer kadın da eşit değildir, her birey bambaşkadır. yeter ki kişisel hak ve özgürlüklere saygı duyulsun.
devamını gör...
annenin arkadaşının çocuğuyla arkadaş olma zorunluluğu
eskiden ailecek görüştüğümüz hatta çok sık görüştüğümüz bir aile vardı. çocukları bana ve kardeşime akrandı. gel gör ki ben yaşıtım olan kızdan nefret ederdim o da benden. haftada en az iki kez görüşmek zorundaydık fakat bu durumdan ikimiz de hoşlanmazdık.
senelerce tatile gittik, doğum günü kutladık, piknik yaptık vs ama hiç arkadaş olamadık.
bu bana ders oldu, kendi çocuklarım olunca eğer arkadaşımın çocuğuyla bir araya gelmek istemezlerse asla zorlamadım.
çocukluğumun en güzel yıllarında dert sahibi oldum resmen, bari onlar olmasın dedim.
senelerce tatile gittik, doğum günü kutladık, piknik yaptık vs ama hiç arkadaş olamadık.
bu bana ders oldu, kendi çocuklarım olunca eğer arkadaşımın çocuğuyla bir araya gelmek istemezlerse asla zorlamadım.
çocukluğumun en güzel yıllarında dert sahibi oldum resmen, bari onlar olmasın dedim.
devamını gör...
ben sana emanet ettiydim oğlumu
ateş düştüğü yeri yakıyor. siyasiler de şov peşinde koşmaya devam etsin.
devamını gör...
cem karaca şarkılarındaki ölümcül cümleler
" bir çiviyi çakar gibi, vura vura günlere
dört nala gidiyoruz, bizi bekleyen yere
halimize şükran mı isyan mı etmeli?
bütün ömür bir rüyaysa
uyanıp kalkmamalı mı?"
dört nala gidiyoruz, bizi bekleyen yere
halimize şükran mı isyan mı etmeli?
bütün ömür bir rüyaysa
uyanıp kalkmamalı mı?"
devamını gör...
o saatte orada ne işi varmış
potansiyel tacizci ve tecavüzcülerin, tacizi ve tecavüzü meşrulaştırmak için kullandığı cümledir.
devamını gör...
aşk her şeyi affeder mi sorunsalı
bergen bile "tanrı affetse ben affetmem" dedi. ne aşkından bahsediyorsunuz.
devamını gör...
bilim bir gün tanrının varlığını somut olarak ispatlarsa olabilecek şeyler
inananlar için bir fırsat.. inanmayanlar için ise bir değeri olmayacaktır..
devamını gör...





