geceye bir söz bırak
"savaşa karşıyım ancak haksızlığa karşı savaşmak karakterimdir."
cevher dudayev
cevher dudayev
devamını gör...
islam'ın evrimle çelişmemesi
evrim aslında natüralizm temellidir. natüralizmde bir yaratıcı yoktur.
natüralizm; felsefi, metafizik bir görüştür, yaratıcı olmadan her şeyin tesadüfler eseri ortaya çıktığını savunur.
evrim ile islam, evrim natüralizm temelli olduğundan ve natüralizmde de yaratıcı olmadığından çelişse de kur'an'da da evrimi bazı yerlerde destekleyen ayetler mevcuttur.
evrim teorisi geliştirilirken bir yaratıcının olduğu ve evrime müdahale ettiği gibi bir ihtimal göz önüne alınmamıştır ve bu teori gelişirken hâlâ da alınmıyordur.
bilim ve din ayrılalı çok olmuştur hatta belki bir arada hiç yapılmamıştır. örneğin fizik teorileri gelişirken de tanrı'nın varlığı yabaya atılır. yani mesela heisenberg belirsizliği bulacağı sırada yaptığı araştırmalarda şöyle dememiştir: "şimdi bir de tanrı gerçeği var. tanrı, anlık olarak elektronun bulunduğu yeri değiştiriyor olabilir, o yüzden denklemlerim çalışmıyor." ya da einstein uzay zamanı bulana kadar benzer bir tutum içinde değildir.
bilim sürekli değişip gelişmez. bilimdeki en bilinen ve ses getiren gelişme herhalde newton fiziğinin yerini kuantumun almaya başlaması ve newton'ın yer çekimi kanununu açıklamak için geliştirdiği kütle çekim teorisinin bazı yerlerde çalışmamasıdır.
newton, mekaniği açıkladığı vakit bazı felsefeciler bunu, tanrı'nın yokluğuna kanıt olarak sundular. newton fiziği çok büyük olmayan değerlerde çalışıyor olsa da aslında "tanrı'nın becerilerini" tam olarak açıklayamamıştır.
bu, dinin elini güçlendiriyor gibi gözükse de newton eğer bu kadar büyük bir dahi olmasaydı onun buldukları kullanılarak şu anki bilgimize ulaşamayacağımız düşünüldüğünde aslında olan şeyin bilimin değişmesi değil de bazı teorilerin bazılarını temel alması ve onları kapsaması, bilimin gelişmesi olduğu anlaşılacak ve aslında örneğin kütle çekim teorisinin yanlış değil belki biraz eksik olduğu kavranacaktır.
bu bağlamda, "bilim sürekli değişiyor ve güvenilmezdir!" önermesi çok yerinde bir önerme değildir.
newton'ın bulduklarının ateist felsefesinin elini güçlendirmesinin nedeni, o ana kadar meydana gelen şeyleri tanrı'nın gerçekleştiriyor olduğuna dair olan inançtı. insan, o ana kadar çevresinde olan şeyleri hayranlıkla izleyip tanrı'ya tapınırken aslında meydana gelen şeylerde tanrı'nın doğrudan bir etkisinin olmadığı ortaya çıkınca, numaranın yöntemi öğrenilince sihir bozuldu kısacası.
ama tanrı'nın her şeyi basitçe yapması, değirmeni bizzat kendi eliyle döndürmesi beklenirken bunun böyle olmadığının ortaya çıkması, tanrı'yı reddetmek için sağlam bir temel değildir çünkü tanrı yine de olabilir. nasıl mı?
belki de sadece uzay ve zamanı yarattı ve daha sonra her şey zahiri olarak "kendiliğinden" oldu ama dolaylı olarak elektronun yerini değiştiren, hareket ettiren de o oldu.
kur'an bilim kitabı değildir diye bir tabir vardır. bir de bilimin "bir gün a bir gün z" dediği ve bu yüzden de bilimin dinle çelişmesinin normal olduğu ama bilimin doğruya yaklaştıkça dine de yaklaşacağına dair olan inanca dair bir savunu.
ikisi de yanlıştır. bilim, yapısı gereği sadece gördüerini anlattığı için öyle kocaman değişimler olmaz. bilim tutarsız değildir. bu yüzden ikinci savunu çürür.
ilk tabir de saçma bir tabirdir. kur'an ya da herhangi başka vahyi olduğu iddia edilen bir kitap eğer gerçekse bilimi destekler nitelikte olması gerekir. baştan sona bilim anlatıyor olması beklenemez olsa da satır aralarında ya da birkaç satırda bilimle paralel şeyler anlatmakta -eğer kitap gerçekten bir nihai güç, varlık tarafından indirilmişse- zorunludur.
neticede bilim ile din ayrıldığından, yaratıcı bilim yapılırken bir değişken olarak alınamadığından sadece evrim değil bilim natüralist bir yapıda olduğundan bunu tartışmak saçmadır. bilim bu yüzden dini inanç açısından sakıncalı olabilir.
kişisel tecrübelerim kur'an da pek çok bilimsel gerçekten bahsedildiği yönünde olduğundan yaratıcının işin bu kadar derinine takılacağını zannetmiyorum. bu konuda takındığım tutum, her şeyin sebebinin allah olduğu ama yüce zatının her şeyle direkt olarak ilgilenmediğini düşünmek yönündedir.
natüralizm; felsefi, metafizik bir görüştür, yaratıcı olmadan her şeyin tesadüfler eseri ortaya çıktığını savunur.
evrim ile islam, evrim natüralizm temelli olduğundan ve natüralizmde de yaratıcı olmadığından çelişse de kur'an'da da evrimi bazı yerlerde destekleyen ayetler mevcuttur.
evrim teorisi geliştirilirken bir yaratıcının olduğu ve evrime müdahale ettiği gibi bir ihtimal göz önüne alınmamıştır ve bu teori gelişirken hâlâ da alınmıyordur.
bilim ve din ayrılalı çok olmuştur hatta belki bir arada hiç yapılmamıştır. örneğin fizik teorileri gelişirken de tanrı'nın varlığı yabaya atılır. yani mesela heisenberg belirsizliği bulacağı sırada yaptığı araştırmalarda şöyle dememiştir: "şimdi bir de tanrı gerçeği var. tanrı, anlık olarak elektronun bulunduğu yeri değiştiriyor olabilir, o yüzden denklemlerim çalışmıyor." ya da einstein uzay zamanı bulana kadar benzer bir tutum içinde değildir.
bilim sürekli değişip gelişmez. bilimdeki en bilinen ve ses getiren gelişme herhalde newton fiziğinin yerini kuantumun almaya başlaması ve newton'ın yer çekimi kanununu açıklamak için geliştirdiği kütle çekim teorisinin bazı yerlerde çalışmamasıdır.
newton, mekaniği açıkladığı vakit bazı felsefeciler bunu, tanrı'nın yokluğuna kanıt olarak sundular. newton fiziği çok büyük olmayan değerlerde çalışıyor olsa da aslında "tanrı'nın becerilerini" tam olarak açıklayamamıştır.
bu, dinin elini güçlendiriyor gibi gözükse de newton eğer bu kadar büyük bir dahi olmasaydı onun buldukları kullanılarak şu anki bilgimize ulaşamayacağımız düşünüldüğünde aslında olan şeyin bilimin değişmesi değil de bazı teorilerin bazılarını temel alması ve onları kapsaması, bilimin gelişmesi olduğu anlaşılacak ve aslında örneğin kütle çekim teorisinin yanlış değil belki biraz eksik olduğu kavranacaktır.
bu bağlamda, "bilim sürekli değişiyor ve güvenilmezdir!" önermesi çok yerinde bir önerme değildir.
newton'ın bulduklarının ateist felsefesinin elini güçlendirmesinin nedeni, o ana kadar meydana gelen şeyleri tanrı'nın gerçekleştiriyor olduğuna dair olan inançtı. insan, o ana kadar çevresinde olan şeyleri hayranlıkla izleyip tanrı'ya tapınırken aslında meydana gelen şeylerde tanrı'nın doğrudan bir etkisinin olmadığı ortaya çıkınca, numaranın yöntemi öğrenilince sihir bozuldu kısacası.
ama tanrı'nın her şeyi basitçe yapması, değirmeni bizzat kendi eliyle döndürmesi beklenirken bunun böyle olmadığının ortaya çıkması, tanrı'yı reddetmek için sağlam bir temel değildir çünkü tanrı yine de olabilir. nasıl mı?
belki de sadece uzay ve zamanı yarattı ve daha sonra her şey zahiri olarak "kendiliğinden" oldu ama dolaylı olarak elektronun yerini değiştiren, hareket ettiren de o oldu.
kur'an bilim kitabı değildir diye bir tabir vardır. bir de bilimin "bir gün a bir gün z" dediği ve bu yüzden de bilimin dinle çelişmesinin normal olduğu ama bilimin doğruya yaklaştıkça dine de yaklaşacağına dair olan inanca dair bir savunu.
ikisi de yanlıştır. bilim, yapısı gereği sadece gördüerini anlattığı için öyle kocaman değişimler olmaz. bilim tutarsız değildir. bu yüzden ikinci savunu çürür.
ilk tabir de saçma bir tabirdir. kur'an ya da herhangi başka vahyi olduğu iddia edilen bir kitap eğer gerçekse bilimi destekler nitelikte olması gerekir. baştan sona bilim anlatıyor olması beklenemez olsa da satır aralarında ya da birkaç satırda bilimle paralel şeyler anlatmakta -eğer kitap gerçekten bir nihai güç, varlık tarafından indirilmişse- zorunludur.
neticede bilim ile din ayrıldığından, yaratıcı bilim yapılırken bir değişken olarak alınamadığından sadece evrim değil bilim natüralist bir yapıda olduğundan bunu tartışmak saçmadır. bilim bu yüzden dini inanç açısından sakıncalı olabilir.
kişisel tecrübelerim kur'an da pek çok bilimsel gerçekten bahsedildiği yönünde olduğundan yaratıcının işin bu kadar derinine takılacağını zannetmiyorum. bu konuda takındığım tutum, her şeyin sebebinin allah olduğu ama yüce zatının her şeyle direkt olarak ilgilenmediğini düşünmek yönündedir.
devamını gör...
insanı yoran şeyler
sahip olma isteğidir. her şey bu istekten alır temelini.
sadece maddi olarak düşünmemek lazım tabi, maneviyata da sahip olmak isteriz.
sahip olmayı başardığımız zaman gelen haz ve zaman içinde dönüştüğü tatminsizlik, başaramadığımızda oluşan üzüntü, sahip olma cabası ve getirdiği hırs.
kısaca bunların bütünü, yani sahip olma isteğidir ruhu yoran.
sadece maddi olarak düşünmemek lazım tabi, maneviyata da sahip olmak isteriz.
sahip olmayı başardığımız zaman gelen haz ve zaman içinde dönüştüğü tatminsizlik, başaramadığımızda oluşan üzüntü, sahip olma cabası ve getirdiği hırs.
kısaca bunların bütünü, yani sahip olma isteğidir ruhu yoran.
devamını gör...
türkiye'de siyahi nüfus olsaydı olabilecekler
normal yani insancıl kafa yapısı ile düşünen insanlar için pek bir fark olacağını sanmıyorum.
ama tabi beyninin hastalıklı tarafı, sağlam tarafını geçmiş insanımsılar için aynısını söylemek zor.
onlara nefretlerini kusmak için fırsat çıkardı ne yazık ki.
ama tabi beyninin hastalıklı tarafı, sağlam tarafını geçmiş insanımsılar için aynısını söylemek zor.
onlara nefretlerini kusmak için fırsat çıkardı ne yazık ki.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
kimseye itiraf edemediğim büyük bir hedefim var kendime göre. insanların tepkisinden ve kötü söylemlerinden korkuyorum.(yapamazsın gibi) bunu hayata geçirebilmek için çabalıyorum ama insanlar etkiliyor. günün birinde bu hedefimi gerçekleştirip yakın bir zamanda aileme söyleyebilirim inşallah.
devamını gör...
mimar kemaleddin
eserlerinden biri hababam sınıfı filminin çekildiği çamlıca kız lisesi olan mimardır.
devamını gör...
sözlük yazarlarının yetenekli olduğu konular
resim çiziyorum. çöp adam falan...
şarkı söylüyorum... horoz gibi çıkan sesimle falan...
şarkı söylüyorum... horoz gibi çıkan sesimle falan...
devamını gör...
bir kitap bir mısra
şöyle bir mısraya nasıl güzel denk geldim:
"... ağzı yumuşak bir kıvrımda dinlenir,"
korunaklı bir yerdir orası..
ağız dinlenir,
söz yumuşar."
"... ağzı yumuşak bir kıvrımda dinlenir,"
korunaklı bir yerdir orası..
ağız dinlenir,
söz yumuşar."
devamını gör...
uludağ sözlük’teki normal sözlük başlığı
başlığı görüp buraya gelmemi sağlayan başlık. bir şans vermek istedim. bir de öpücük.
devamını gör...
17 ağustos 1999 gölcük depremi
enkazdan çıktım, daha ötesi ölmekti galiba…
devamını gör...
ilker canikligil
nuri bilge ceylan kompleksi rahatsızlığına yakalanmış, azımsanamayacak bir kitle tarafından yönetmen olduğu iddia edilen bir zat.
fırsat buldukça, nuri bilge ceylan'a sallamayı kendine şiar edinmiştir. söyledikleriyle eleştiriden çok, itibarsızlaştırma maksadı gütmektedir.
sinema ona göre; insanların eğlence için kullandığı bir araçtır. söylediği her şey genel geçermiş gibi bir otör edasıyla konuşur. karşıt görüşe falan da saygısı yoktur. her şeyin en iyisini bilir o.
peki, nuri bilge ceylan cannes'da ödül koleksiyonu yaparken kendisi ne yapmıştır?
kendisinin uzun metrajı yoktur. rezil kısa metraj filmleri vardır. birkaçını izledim, eğer bahsettiği eğlence buysa; eğlenceden ırak, hikaye örgüsünden kopuk bir yapısı vardı. koca nuri bilge ceylan külliyatı saatlerce izlenir ama onun 10 dakikalık kısa filmi izlenmez, izlenilmeye tahammül edilmez. masaya konulup eleştirilecek bir yanı da yok.
velhasıl kelam; nuri bilge ceylan da herkes gibi eleştirilebilir, beğenilmeyebilir bunda hem fikiriz. ama bunu yönetmen olduğunu iddia eden sözde meslektaşı yaparsa orada dur deriz. çek daha iyisini de izleyelim deriz. cannes kapısından içeri gir de, şöyle bir smokinli seni de görelim deriz.
fırsat buldukça, nuri bilge ceylan'a sallamayı kendine şiar edinmiştir. söyledikleriyle eleştiriden çok, itibarsızlaştırma maksadı gütmektedir.
sinema ona göre; insanların eğlence için kullandığı bir araçtır. söylediği her şey genel geçermiş gibi bir otör edasıyla konuşur. karşıt görüşe falan da saygısı yoktur. her şeyin en iyisini bilir o.
peki, nuri bilge ceylan cannes'da ödül koleksiyonu yaparken kendisi ne yapmıştır?
kendisinin uzun metrajı yoktur. rezil kısa metraj filmleri vardır. birkaçını izledim, eğer bahsettiği eğlence buysa; eğlenceden ırak, hikaye örgüsünden kopuk bir yapısı vardı. koca nuri bilge ceylan külliyatı saatlerce izlenir ama onun 10 dakikalık kısa filmi izlenmez, izlenilmeye tahammül edilmez. masaya konulup eleştirilecek bir yanı da yok.
velhasıl kelam; nuri bilge ceylan da herkes gibi eleştirilebilir, beğenilmeyebilir bunda hem fikiriz. ama bunu yönetmen olduğunu iddia eden sözde meslektaşı yaparsa orada dur deriz. çek daha iyisini de izleyelim deriz. cannes kapısından içeri gir de, şöyle bir smokinli seni de görelim deriz.
devamını gör...
atforvendetta
emeği ile takdirleri toplamış yazar arkadaşımız ,yüreğine ve emeğine sağlık .
devamını gör...
bir erkeğe alınacak en güzel hediye
erkeğin ilgi alanlarına göre seçilmesi gereken hediyelerdir.
mesela bisiklet sporu ile ilgilenen bir erkeğe küçük bir bisiklet çantası alınabilir.hem işe yarar hem de sürekli kullanacağı bir hediye olacağından onu mutlu edersiniz. mutlu erkek, mutlu kadın :) daha ne olsun?
mesela bisiklet sporu ile ilgilenen bir erkeğe küçük bir bisiklet çantası alınabilir.hem işe yarar hem de sürekli kullanacağı bir hediye olacağından onu mutlu edersiniz. mutlu erkek, mutlu kadın :) daha ne olsun?
devamını gör...
yazarların gittiği en güzel şehir
prag.
devamını gör...
her köyde lakabı deli olan bir insanın olması
şehirlerde kalabalıktan fark etmediğiniz deli oranından köyün nüfusuna oranlanırsa 1 adet deli düşmesi istatistiğidir.
devamını gör...
uyumadan önce çıkardıklarımız
100 kişiye sorduk ve üçüncü en fazla cevap olarak çorap denildi.
devamını gör...
sözlük yazarlarının favori normal sözlük yazarları
yine kimsenin sevdiği olamamışız..
devamını gör...
moderasyon sisteminin eskiye dönmesi
bugün önce yeni sistemi kullandım ama maalesef ikna olamadan eski sisteme döndüm.ama koşullar beni itti diyeyim.memnun kaldığınız moderatörden kopamıyorsun ikna edici cevaplar onda oluyor genelde.
devamını gör...
rockabye parçasını bağlama'ya uyarlayan adam
(bkz: ahmet koç) gibi yetenekli bir insan. seviyorum böyle değişik çalışmalar yapan sanatçıları.
ahmet koç'u da dinlemenizi tavsiye ederim.
ahmet koç'u da dinlemenizi tavsiye ederim.
devamını gör...
yalancı ipek kız
uzun uzun okumak istemeyenler için hemen söyleyeyim ki çok beğendim kitabı. kadın yazınına dair açık ve korkusuzca yazılmış. ilginiz varsa okuyun ama okumazsanız da cahil kalmazsınız. zaten ben sizi şimdi çok iyi aydınlatacağım.
doris on sekiz yaşında hırslı bir kız. toplumun alt sınıfını temsil ediyor. davranışları ataerkil düzene karşı. o annesi gibi olmak istemiyor. kadınlar artık hayatın her yerinde ve o da bu özgürlüğü kullanmak istiyor. kitabın yazıldığını dönem göz önüne alındığında cesur bir roman. doris toplumun ona biçtiği rolleri kabul etmeyip istediği gibi yaşıyor ve yaşadıklarının sonucunu kabul ediyor. rahat bir hayat yaşamak istiyor. tek güvendiği ise güzel kıyafetleri. erkeklere nasıl davranması gerektiğini çok iyi biliyor. onların niyetlerini gözlerinden okuyor ama bırakıyor onlar kendisini saf ve masum sansın. sahte egolarıyla çok güzel dalga geçiyor. aşk gelince de onu doyasıya yaşamak için elinden geleni yapıyor. akıcı bir dilin yanında dönemin almanyasını da çok güzel resmetmiş yazar. sevdim kız seni doris.

*
doris on sekiz yaşında hırslı bir kız. toplumun alt sınıfını temsil ediyor. davranışları ataerkil düzene karşı. o annesi gibi olmak istemiyor. kadınlar artık hayatın her yerinde ve o da bu özgürlüğü kullanmak istiyor. kitabın yazıldığını dönem göz önüne alındığında cesur bir roman. doris toplumun ona biçtiği rolleri kabul etmeyip istediği gibi yaşıyor ve yaşadıklarının sonucunu kabul ediyor. rahat bir hayat yaşamak istiyor. tek güvendiği ise güzel kıyafetleri. erkeklere nasıl davranması gerektiğini çok iyi biliyor. onların niyetlerini gözlerinden okuyor ama bırakıyor onlar kendisini saf ve masum sansın. sahte egolarıyla çok güzel dalga geçiyor. aşk gelince de onu doyasıya yaşamak için elinden geleni yapıyor. akıcı bir dilin yanında dönemin almanyasını da çok güzel resmetmiş yazar. sevdim kız seni doris.

*
devamını gör...