kadın yazarlara nickaltı giren tipler
nickaltı girdiği yazarın tanımlarını beğeniyor olamaz mı? neden her şeyi cinsiyete bağlamak zorunda hissediyorsunuz kendinizi?
devamını gör...
kötü ilişki vs yalnızlık
sana ve ilişkiye zarar veren bir kişiyle olmaktansa huzurlu bir yalnızlık en doğru olanıdır. kötü bir ilişki zaten devamında bitmek bilmeyen tartışmalar ve ardından muhtemel ayrılık aşamalarını getirecektir. bu yüzden kendinizi yalnız hissettiğiniz bu ilişkiden çıkıp kendi huzurunuzda yalnızlığınızı yaşamanız sizin için en doğru olanıdır. lakin ince ve önemli bir çizgi var ki kişi kendini yalnızlığa alıştırıp gelecek ilişkilere kendini soyutlamamalıdır.
devamını gör...
insanlarla tartışmaktan bıkmak
bazıları için, insanlara zarar vermekten korkmaktır.*
devamını gör...
1 temmuz 2021 doğalgaz zammı
benim payıma düşen doğal gazı verin kardeşim, bu ülke hepimizin değilmi? bende madem bu kadar gaz buldunuz hakkım olanını istiyorum.
bütün vatandaşları hakkını istemeye çağırıyor um, hakkımı yiyen , sa...... yesin.
bütün vatandaşları hakkını istemeye çağırıyor um, hakkımı yiyen , sa...... yesin.
devamını gör...
kitap sayfalarını ayraç niyetine katlayan insan
lütfen bu yapılmasın ya. yazıktır. peçete koy, kâğıt koy ne biliyim bir şey koy katlama güzel kardeşim ya.
devamını gör...
türk kızlarının tayt giyme hastalığı
millet ne giyeceğini size mi soracak dalyapraklar, deyip alandan çekiliyorum. hastalıkmış pehhhh.
edit:babam tayt giyse savunurum, taytlar adamdır, bayanlar kadındır.
edit2: halkımızı tayt giymeye davet ediyorum,taytları terketmeyin.
edit:babam tayt giyse savunurum, taytlar adamdır, bayanlar kadındır.
edit2: halkımızı tayt giymeye davet ediyorum,taytları terketmeyin.
devamını gör...
doğum günü kutlama kulübü
adres de yazın kafa şeklinde pasta gönderelim admin de kafa sözlük kapşonlusu gönderir 1 sene sonra o kapşonlular herkeste olur ve hep beraber soyguna çıkabiliriz gerçekten muhteşem bi proje iyi ki varsın kafa sözlük..
devamını gör...
okuduğun bölümü söylediğinde sorulan garip sorular
başka bölüm tutmuyor muydu?
kırıcısınız, hiç sözelci olmamış kadar kırıcı...
kırıcısınız, hiç sözelci olmamış kadar kırıcı...
devamını gör...
az çok demeyelim boş geçmeyelim
çaylakların yazar olma yolunda beğeniler için sık sık kullandığı cümledir.
devamını gör...
dev figürü
her günkü stumbleupon vari dozumu alayım diye bilgisayarın karşısına geçtim -gerçi şimdi mixlendi-, benzer ilgi alanlarına sahip insanların ilginç bulduğu sayfalar arasında gezinirken birden çarpıldığımı hissettim.
eski bilgisayarımın hoparlörleri tam bilek altına denk düşüyordu ve kolumdaki tüylerin hoparlörlerin madeni ızgarasına her değişinde “gerçekten” çarpılıyordum, bu yüzden de bilgisayar karşısında otururken en münasebetsiz anda vücudumu bir uçtan diğerine kat eden elektriğe alışkın olduğumu iddia edebilirim; ama bu seferki his fiziksel olmaktan çok zihnimdeydi ve beraberinde çocukluğumun kokularını çağrıştıracak bir nostaljiyle yüklüydü.
çocukluğumdan beri insansı yapıdaki dev nesnelerin ya da canlıların beni büyülediğini hep hissetmişimdir. ekranda bakmakta olduğum şey de bunun en duygusal, en çarpıcı ve en anlamlı örneklerinden biriydi:
dev kuklalar
karşıma gelen sayfada fransız tiyatro topluluğu royal de luxe’ün almanya’da kendine 1,5 milyon izleyici bulan “the berlin reunion” gösterisinden sahneler vardı. küçük bir kızın amcası olan dalgıcı arayışını, kavuşmasını ve dolaylı olarak iki almanya’nın birleşmesini günlerce anlatan bu oyunun dev kuklaları karşısında hissettiğim saygıyla coşkuyu, huşuyla hayranlığı hakkını vererek tarif etmem pek mümkün gözükmüyor; fakat! zihnimde çakıveren şimşek bir anda dallanıp budaklanırken birçok benzer hatırayı da aydınlattı.
küçük ve masum görünüşlü bir kız çocuğu ile ayağına kurşun pabuçlarını, beline ağırlık kemerini geçirip de okyanus dibinde dolaşan bir dalgıcın bir arada olduğu başka bir şey yok mu? elbette bilgisayar oyunlarıyla aranız iyiyse adınız gibi bileceğiniz bioshock’taki big daddy ve little sister ikilisi.
yürüyen devler, çocukken hepimizin ayıla bayıla izlediği voltron’dan tutun da hayalet avcıları’na (serinin ilk filminde marshmallow man, ikincisinde özgürlük heykeli), izlerken kasıklarıma ağrılar giren çevreci mesajlı godzilla’ya kadar (ama öyle amerikan godzillası değil, inoshiro honda’lı, jun fukuda’lı olanı, gojira yani) birçok güzel hatıramın ortak noktası.
şimdi biraz geçmişi deşiyorum da, doğru ya, joe satriani’nin şarkısını çalıp (yaşasın sözcüğün çift anlamını kullanarak yapılan söz oyunları) grammy’leri, mtv ödüllerini üst üste dizen coldplay’in “talk” şarkısını da video klipteki dev robot olmasa ikinci kez dönüp dinlemezdim. beastie boys’un ödüllü “intergalactic”'i ayrıdır ama; oradaki dev robotu da, yumruğu yiyince kafası emzik gibi içine çöken dev deniz mahsülünü de ayrı tutarım. tanım buraya kadar gelmişken, herhalde zaman zaman müzik kanallarında dönen en hoş şarkılarından biri olan the muse – resistance’ın süper bir dioramada geçen video klibindeki dev ayılara ne buyrulur?
edebiyata gelince, swift’in güliver’ine hiç değinmiyorum bile… biraz daha düşününce, clive barker’ın hepsi birbirinden kötü korku filmlerine (geceyarısı et treni ya da kan kitabı gibi) kaynak olan kan kitapları’nın ilk cildinde beni en çok etkileyen öykü de döküntü bir volkswagen’le avrupa gezisine yola çıkan bir eşcinsel ingiliz çiftin, eski yugoslavya’da karşılaştığı tarifi imkansız dehşetle ilgiliydi. neden? belki de bir kasabanın binlerce sakini kendilerini halatlarla bağlayıp dev bir insan vücudu oluşturduğu ve kan davalısı kasabayla bir cenk meydanında güreşe tutuştuğu için.
çizgiromanda ise galactus’u tek geçerim!
eski bilgisayarımın hoparlörleri tam bilek altına denk düşüyordu ve kolumdaki tüylerin hoparlörlerin madeni ızgarasına her değişinde “gerçekten” çarpılıyordum, bu yüzden de bilgisayar karşısında otururken en münasebetsiz anda vücudumu bir uçtan diğerine kat eden elektriğe alışkın olduğumu iddia edebilirim; ama bu seferki his fiziksel olmaktan çok zihnimdeydi ve beraberinde çocukluğumun kokularını çağrıştıracak bir nostaljiyle yüklüydü.
çocukluğumdan beri insansı yapıdaki dev nesnelerin ya da canlıların beni büyülediğini hep hissetmişimdir. ekranda bakmakta olduğum şey de bunun en duygusal, en çarpıcı ve en anlamlı örneklerinden biriydi:
dev kuklalar
karşıma gelen sayfada fransız tiyatro topluluğu royal de luxe’ün almanya’da kendine 1,5 milyon izleyici bulan “the berlin reunion” gösterisinden sahneler vardı. küçük bir kızın amcası olan dalgıcı arayışını, kavuşmasını ve dolaylı olarak iki almanya’nın birleşmesini günlerce anlatan bu oyunun dev kuklaları karşısında hissettiğim saygıyla coşkuyu, huşuyla hayranlığı hakkını vererek tarif etmem pek mümkün gözükmüyor; fakat! zihnimde çakıveren şimşek bir anda dallanıp budaklanırken birçok benzer hatırayı da aydınlattı.
küçük ve masum görünüşlü bir kız çocuğu ile ayağına kurşun pabuçlarını, beline ağırlık kemerini geçirip de okyanus dibinde dolaşan bir dalgıcın bir arada olduğu başka bir şey yok mu? elbette bilgisayar oyunlarıyla aranız iyiyse adınız gibi bileceğiniz bioshock’taki big daddy ve little sister ikilisi.
yürüyen devler, çocukken hepimizin ayıla bayıla izlediği voltron’dan tutun da hayalet avcıları’na (serinin ilk filminde marshmallow man, ikincisinde özgürlük heykeli), izlerken kasıklarıma ağrılar giren çevreci mesajlı godzilla’ya kadar (ama öyle amerikan godzillası değil, inoshiro honda’lı, jun fukuda’lı olanı, gojira yani) birçok güzel hatıramın ortak noktası.
şimdi biraz geçmişi deşiyorum da, doğru ya, joe satriani’nin şarkısını çalıp (yaşasın sözcüğün çift anlamını kullanarak yapılan söz oyunları) grammy’leri, mtv ödüllerini üst üste dizen coldplay’in “talk” şarkısını da video klipteki dev robot olmasa ikinci kez dönüp dinlemezdim. beastie boys’un ödüllü “intergalactic”'i ayrıdır ama; oradaki dev robotu da, yumruğu yiyince kafası emzik gibi içine çöken dev deniz mahsülünü de ayrı tutarım. tanım buraya kadar gelmişken, herhalde zaman zaman müzik kanallarında dönen en hoş şarkılarından biri olan the muse – resistance’ın süper bir dioramada geçen video klibindeki dev ayılara ne buyrulur?
edebiyata gelince, swift’in güliver’ine hiç değinmiyorum bile… biraz daha düşününce, clive barker’ın hepsi birbirinden kötü korku filmlerine (geceyarısı et treni ya da kan kitabı gibi) kaynak olan kan kitapları’nın ilk cildinde beni en çok etkileyen öykü de döküntü bir volkswagen’le avrupa gezisine yola çıkan bir eşcinsel ingiliz çiftin, eski yugoslavya’da karşılaştığı tarifi imkansız dehşetle ilgiliydi. neden? belki de bir kasabanın binlerce sakini kendilerini halatlarla bağlayıp dev bir insan vücudu oluşturduğu ve kan davalısı kasabayla bir cenk meydanında güreşe tutuştuğu için.
çizgiromanda ise galactus’u tek geçerim!
devamını gör...
evrim teorisinin çürümüş olması
evrim teorisi'nin ne olduğu ve neyi açıkladığı hakkında zerre kadar fikri bulunmayan birey beyanıdır.
evrim teorisi, evrimin varolup olmadığı üzerine değildir zira evrim, tartışmaya mahal vermeyecek biçimde kanıtlanmış bir gerçektir. evrende, mikroorganizmalardan dev kütleli gök cisimlerine kadar her şeyde evrimsel bir süreç gözlemlenebilir durumdadır.
evrim teorisi ile açıklama getirilmeye çalışılan şey ise, evrimin nasıl gerçekleştiğidir.
evrim teorisi, evrimin varolup olmadığı üzerine değildir zira evrim, tartışmaya mahal vermeyecek biçimde kanıtlanmış bir gerçektir. evrende, mikroorganizmalardan dev kütleli gök cisimlerine kadar her şeyde evrimsel bir süreç gözlemlenebilir durumdadır.
evrim teorisi ile açıklama getirilmeye çalışılan şey ise, evrimin nasıl gerçekleştiğidir.
devamını gör...
alzheimer olursam
unutmak, ne büyük mucize...
"insan kulağı ancak 20 hertz ile 20 bin hertz frekans aralığındaki sesleri duyabilir. diğer sesleri duysaydı muhtemelen çıldırarak can verirdi"
tıpkı bu durumda olduğu gibi, yaşadığım kötü şeyleri, mucizevi bir şekilde, unutmasaydım mutsuzluğun dayanılmaz ıstırabına katlanmam mümkün olamayacaktı.
filhakika bu mucize günün birinde başıma bela olacak. tuvaletin yolunu bulamaz olacağım. çocuklarım bana bakmak istemeyecek, hayatlarını zehir edeceğim. bu tatlı unutmak eylemi, bütün hayatımı mis gibi geçirmemi sağlayan minnoş şey, farkına varmadığım ancak etrafımdakilerin hayatını zehir eden bir kabusa dönüşecek.
bu mucizenin kümülatif artışı, içinden acı fışkıran fıskiyenin kaynağı olacak ve fiyakasız bir ölüm beni bekleyecek.
unutmak, ne büyük mucize...
"insan kulağı ancak 20 hertz ile 20 bin hertz frekans aralığındaki sesleri duyabilir. diğer sesleri duysaydı muhtemelen çıldırarak can verirdi"
tıpkı bu durumda olduğu gibi, yaşadığım kötü şeyleri, mucizevi bir şekilde, unutmasaydım mutsuzluğun dayanılmaz ıstırabına katlanmam mümkün olamayacaktı.
filhakika bu mucize günün birinde başıma bela olacak. tuvaletin yolunu bulamaz olacağım. çocuklarım bana bakmak istemeyecek, hayatlarını zehir edeceğim. bu tatlı unutmak eylemi, bütün hayatımı mis gibi geçirmemi sağlayan minnoş şey, farkına varmadığım ancak etrafımdakilerin hayatını zehir eden bir kabusa dönüşecek.
bu mucizenin kümülatif artışı, içinden acı fışkıran fıskiyenin kaynağı olacak ve fiyakasız bir ölüm beni bekleyecek.
unutmak, ne büyük mucize...
devamını gör...
modlar uyurken sözlükte parti yapmak
moderatörlerin uyuduğunu düşünen yazar beyanıdır. su uyur moderatörler uyumaz sevgili yazar. ayrıca bizsiz parti mi olurmuş? çok ayıp.
t; moderatörlerin uyumasını bekleyip haince parti yapma eylemi.
t; moderatörlerin uyumasını bekleyip haince parti yapma eylemi.
devamını gör...
taburcu
eskiden askerlik yıllar süren bir vazife. siz iyisiniz yine, biz dört sene askerlik yaptık diyen ihtiyarlara şahit olduk. daha eskiden daha uzunmuş. askerlerin iyileşip taburlarına dönmesi, taburcu olarak dilimize yerleşmiş. şimdi askerlik ve savaş kavramlarıyla ilgimiz yok ama yine de taburcu oluyoruz.
devamını gör...
severek ayrılanlar
platonik olarak sevipte ayrılamayanlar var onlarıda unutmayalım.
devamını gör...
hülya avşar'ın zenginlik ile ilgili açıklaması
geçenlerde de sapyoseksüelim demişti.
devamını gör...
sözlükte kafa dengi insan olmaması
kafa insan var, var olmasına ama hepsi derinlere gizlenen inci gibi. biraz deşmeniz, o soğuk havayı yemeniz gerek. yoksa olmuyor. çoğu yaşı başını almış, olgun ve ciddi insanlar. haliyle soğuk veya ciddi oluyorlar.
hani kafa sözlük bizim için vardı yoldaş? bu soruna bir çözüm bulsana!
hani kafa sözlük bizim için vardı yoldaş? bu soruna bir çözüm bulsana!
devamını gör...
geceye bir poyraz karayel repliği bırak
“dünyadaki herkesin parmak izinin farklı olması, kimsenin sana benim gibi dokunamayacağının kanıtıdır!”
devamını gör...

