var mı öyle bir allah'ın kulu?
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

helal yoldan ekmek parası kazanan kız.
devamını gör...

(bkz: avcı bıçağı)

o yoksa çelik asker matarası da olur. kafaya geçirildiğinde etkisiz hale getiremeyeceği canlı yoktur.

t: normal şartlarda hoş olmamasına karşın gerekli olan şeylerdir. işleri pisleşmeden halletmek isterseniz yaratıcılığınızı da konuşturabilirsiniz. büyük boy şemsiyeler bu konuda çok işlevseldir mesela swh.
devamını gör...

beraber geçirilen zamanı zehir eden insanlardır. mutlu olmasını bilmeyenler, ayrıştırıcı/cinsiyetçi olanlar, memnuniyetsizler ve her yerde başarısını övmeye çalışanlar benim için bu gruba girerler.
devamını gör...

ismi ne olursa olsun. biz ismi için değil, sizlerin samimiyeti için buradayız yoldaş kardeşim. nasıl destek olmak gerekiyorsa da ben şahsım adıma söz veriyorum. menfaat için beraber olanların sonun hep gördük, göreceğiz. ama biz öyle değiliz.

biz, birbirimizi sevdiğimiz için buradayız ve bu hiç değişmeyecek !!!
devamını gör...

o kişiye karşı tahammülün kalmamasıdır.
devamını gör...

gördüğüm en güzel doğan insanlardan bi tanesi, baya iyi doğmuş yani böyle güzel bir doğuş daha önce yeryüzünde görülmemişt... tamam tamam.

yeni yaşı kutlu olsun, mutluluklar getirsin demiyorum. bundan sonraki her yaşında mutlulukları kendine çekecektir zaten, biliyorum.
it is known khaleesi.
devamını gör...

şu an yapacağım aktivitedir.

arkada müzik çalıyor yanımda şarap var köpek öldüren dedikleri şaraptan. saat 02.52 falan. kendimi şiirleri satmayan şairler gibi hissediyorum. bir barda kimsenin dinlemediği boktan sanatçılar gibiyim.
sarhoşum sözlüğe kusuyorum şu an sözlük.
kendimi çok kötü yıpranmış hissediyorum vallahi.
yorgunum uykum var ama uyuyasım yok.
depresyon denen deyyusla mı uğraşıyorum acaba.
2 dakikada yazabileceğim yazıyı 12 dakikada falan yazdım herhalde.

insanın meramını anlatmak isteyip anlatamaması çok kötü bir olay. anlatacağın şey her ne olursa olsun insanlar seni anlamayacak gibi geliyor. anlayacaklarsa bile anlamayacaklarmış hissi insanı mahvediyor.
neyse.
devamını gör...

yıllarca bebek arabasında gizlenmiş olan bir mektup aniden ortaya çıkar.
mektup, on bir yıl önce, o sıralarda üç buçuk yaşında olan oğula, kısa bir süre sonra ölmüş olacak babası tarafından yazılmıştır.
‘rahat oturuyor musun georg ?mutlaka rahat oturmalısın çünkü sana heyecan verici bir hikaye anlatacağım’
sözleriyle başlar.
...
‘ve söylesene, hubble teleskobu nasıl? biliyor musun? astronomlar evrenin yapısı hakkında daha fazla şey biliyorlar mı artık?’
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

25 nisan 1990 yılında uzay teleskobu görevine başlamıştı.(babanın hastalığını öğrendiğiyle aynı zamana rastlar).koskoca uzay boşluğunda ilerleyerek fotoğraflar çekecek ve yeryüzünde hiçbir teleskobun yapamayacağını gerçekleştirecekti: on iki milyar ışık yılı uzaklıktaki galaksilere aynalarını çevirecekti. bu evrenin tarihinde on iki milyar geriye bakmak demekti.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

tıpkı geçmişe aynalarını çeviren hubblegibi bu mektup da babası ve portakal kıza, dolayısıyla georg’un da geçmişine de ayna tutacaktı.
...
ilerleyen sayfalarda baba, oğluna şunu soracaktı ve dolayısıyla okuyucuya :
‘eğer sana seçme şansı verselerdi, kısacık hayatın ardından öleceğini bile bile yaşamayı kabul eder miydin’.

kitap, hayattaki rastlantılarla örülmüş bir macerayla bizi içine çekiyor ve o kadar akıcı bir hızla ilerliyor ki okumak isteyenler için ileride neler olacağını anlatıp büyüsünü bozmak istemiyorum.

not: onu aldığımda baskısı yoktu, ikinci el bulabildim.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

yazar jostein gaarder felsefe öğretmenidir, genç insanlara bu bilimi öğretmekten keyif alır. her ne kadar öğretmek sözcüğünü kullansam da bunu farkettirmeden yapar. sophie’ nin dünyası, maya, iskambil kağıtlarının esrarı, prenelerdeki şato, sirk müdürünün kızı, jostein gaarder’in okuduğum diğer kitapları. hepsini ayrı seviyorum ve kütüphanemden hiç ayırmıyorum. hem neşeli hem de biraz buruk; ama hayata dair sorularla karşımıza çıkıyor, düşündürüyor.
devamını gör...

güncel yirmi başlığa bakınca ve genelinin beden görselleri olması nedeniyle merak edilen sorudur.
devamını gör...

bu kaçıncı yara bandı? dediğim ilişki...

ne yani bu şimdi, gülelim mi ağlayalım mı?.*


kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

işte depresyon budur mesela. yatağında saatlerce ağlamak değil. dışarıda hava güneşlidir ama içinde gölcük depremi yaşanır, üstüne bir de tsunami yersin. youtube'da dolanırsın ve birilerinin "çok mutlu" olduğunu görünce, ulan bu mutluluğun şifresi falan mı var, varsa versinler dersin ve onları it gibi kıskanırsın. dışarısı sislidir önüne göremezsin, ruhunda da tam daha beteridir. denizlerin en altı gibi zifiri karanlıktır ve hiçbir şey göremezsin.

kendini insan hissetmek istiyorsun, yaptıklarınla, paylaştıklarınla ve seni sen yapan şeylerle ben buradayım diyorsun ama senin burada olduğunu görmüyorlar, dinlemiyorlar, bilmiyorlar, hoş görmek, bilmek ve dinlemek zorunda değiller ama bazen de fark edin lan! illa intihar mı etmek lazım? akciğer kanseri mi olmak lazım?

ben de kendimde, geleceğimde, ruhumda şu an hiçbir şey göremiyorum işte. ağlamak istersin de ağlayamazsın ya, ama gözlerinden ağlayamazsın. ruhun ağlamanın her şeklini yaşar kanaya kanaya.

hoş uyanıkken de pek duymuyorsunuz. hem de hiçbiriniz. o yüzden bu yazıyı da zor yazdım. çünkü zordur canın yanarken en doğru kelimeleri, en doğru şekilde ifade edebilmek. aklına gelir ve yazarsın. samimi gelebilir sana ama ben daha acımın "a" harfinden dahi bahsedemedim. öyle bir şey bu depresyon işte. zaten bu hissi ne zaman hissetsen, asla içindekileri atamazsın. çünkü o kadar çoktur ki, ruhunun dayanabildiklerine hayret edersin.

bu da böyle boş, içimi döktüğüm ve okuyana birisine hiçbir şey katmayacak bir yazı oldu. merak edenlere bunun tanımını yapayım.

depresyon nedir? sana ilgi çekici tanım yapayım da akılda kalsın.

depresyon, harry potter olup voldermort'a karşı "ne yaparsan yap la bana ne!" diyerek acısına gömülmek ve sana faydası dokunmayanlara karşı bir tavırdır.

depresyon, batman olup gotham'a "defolup gidin ya da kendinizi kendiniz kurtarın. ben yokum lan!" diye isyan etmektir ama en çok kendine isyan etmektir. bu isyanı kimse bilmez, bilse de umurunda olmaz.

depresyon, örümcek adam olup "kahramanlık" yapmayı reddetmek ve kahraman olmayı asla istemeyecek kadar insanlara öfkedir.

depresyon, mustafa kemal atatürk olup sevr antlaşmasına bile "yeter lan! gidin başımdan!" edasıyla imza atarak gereksiz tüm kalabalıklardan kaçıştır.

depresyon, dünyayı kurtaran adam olup "bu dünyayı bu hale siz getirdiniz. siz kurtarın lan düdükler!" diyerek içindeki iyiliğe rağmen iyi olmayı reddetmektir.

depresyon, çözebileceğin bir şeydir. basit bir test sorusu gibi. çözsen, her şey bitecek ama bitince ne olacak? diyerek o soruyu inadına boş bırakmaktır ve kendine, topluma isyandır ve kendi sınırlarında bir ülke kurup, o ülkede tavrınla "ben varım!" demektir. kimsenin duymayacağını, duya da asla umursamayacağını bile bile mucize beklemektir.

depresyon, umutsuz olmak değildir. umutlu olmak için kendine güç, kendine dair bir motivasyon ve sonrasında kendisine gidecek bir yol, yapılacak bir iş ve sarılacak bir dal bulamamaktır.

tanım ; bu cümleleri yazdırabilecek kadar çok ruhsal acı verendir. bu satırlar neredeyse 4 yıl önce yazılmıştır. şu an bunları aştım dostlat merak etmeyin. hoş niye edesiniz o da ayrı dava..
devamını gör...

barış manço-nick the chopper.
devamını gör...

-sen küfrü savundun!
-savunmadım. çıkar göster ahlaksız moderasyon!
-bir silicem şimdi.
devamını gör...

tanrı/tanrılar göktedir.

bilinmeyen varlıklar her zaman bilinmeyen yerlerde olduğu düşünülür. tabi insanlık ilerledi, gökyüzünde bilinmez kalmamaya başlayınca yeni bir yalan daha gerekti. artık tanrı onu andığımız her yerde, kalbimizde. bir karıncanın ayağında, bir balinanın midesinde.
devamını gör...

mitinge gidip kafaya fırlatılan çay pakedini almak.
devamını gör...

arınma ve dışavurum.
devamını gör...

benim için semizotu, sarımsaklı yoğurt ile üzerine azıcık zeytinyağı ve pul biber eklenince tamamlanıyor.
devamını gör...

aman çok korktum diye yanıtlanabilir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim