hiçbir siyasi görüşe sahip olmamak
herkesin büyük büyük fikirleri,ülkeyi kurtaracak dev projeleri,işsizliği sıfırlayacak finansal planları olduğu bir durumda apolitik olmak kadar rahatlatıcı bisey bilmiyorum. az gelişmiş ülkelerde herkes siyasetle ilgilenir diye okumuştum bi yerde.
devamını gör...
isviçre'de bedavaya satılan araba
bedavanın tl karşılığı nereden baksan 50bin tl vardır.
devamını gör...
bizden değilsen onlardansın anlayışı
devamını gör...
koronavirüs salgını depremler ve tüm felaketlerin imamoğlu yüzünden olduğunu söylemek
3. dünya savaşı çıksa imamoğlu çıkardı diyecekler. bunu diyen insanlarda çok müslüman hani. gıybeti suizan yapmayı günah addeden insanlar.
devamını gör...
filozofların en sevilen sözleri
''kimse bir başkasının karakterini şekillendiremez. kimse beni iyiliğe ya da kötülüğe teşvik edemez. ben kendimin efendisiyim ve ne olduğuma ancak kendim karar veririm.'' - epiktetos
devamını gör...
öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler
yaşam ayak izi. (bkz: yaşarken doğal kaynaklara ne ölçüde zarar veriyoruz?)
abd: 5. avrupa: 3. çin: 0,5.
eğer dünyadaki herkes abd'de yaşayan bir insan gibi yaşasa 1 değil 5 dünya gerekiyor.
fakat dünyadaki herkes çin'de yaşayan bir insan gibi yaşasa dünyanın yarısının kaynakları yeterli oluyor.
abd: 5. avrupa: 3. çin: 0,5.
eğer dünyadaki herkes abd'de yaşayan bir insan gibi yaşasa 1 değil 5 dünya gerekiyor.
fakat dünyadaki herkes çin'de yaşayan bir insan gibi yaşasa dünyanın yarısının kaynakları yeterli oluyor.
devamını gör...
bekaretin hala bir sorun olabilmesi
kimseyi ilgilendirmez, özgür bir dünyada yaşıyoruz, isteyen ister, istemeyen istemez. yok istememek lazım, yok sen bakir misin de bakire istiyorsun tarzı oksimoron laflara gerek yok. duygusal zorbalık yapmayın, isteyen ister, istemeyen istemez... özgür bir dünya, demokrasi kültürü sonuçta. bu tip işlerle genelde kezbanlar uğraşıp duruyor, sanane yani, milyon tane kadınla birlikte olurum ama gider köyümden bakire kızla evlenirim, size ne*
devamını gör...
normal sözlük aşık atışması
sözlük olmuş mezra çayırı
yazarlar dolaşıyor dağı bayırı
otlayanı ayrı, geviş getireni ayrı
böyle dağınık sürü süt vermez gayrı
yazarlar dolaşıyor dağı bayırı
otlayanı ayrı, geviş getireni ayrı
böyle dağınık sürü süt vermez gayrı
devamını gör...
unutma beni
8 senede 1700 bölüm yapmış, artık unutamayacağımız dizi.
devamını gör...
mahlasında yemek adı geçen yazarların iştah açması
adım geçmiş dayanamadım geldim. hadi canınız yaprak sarma çeksin.
devamını gör...
toplumcu gerçekçilik
toplumcu dünya görüşü, yani toplumcu gerçekçi akım, 19.yüzyılın ikinci çeyreği edebiyat ve sinema alanında görülmüştür. italyan sinemasında yeni gerçekçi akım olarak karşımıza çıkar. bu akımın temsilcileri sanat toplum içindir amacı ile eserler kaleme almıştır.
türk edebiyatında da toplumcu dünya görüşü üzerine temellendirilmiş bir edebiyat akımıdır. köy yaşamındaki sorunlar, işsizlik, yoksulluk, köyden kente göç, toprak kavgaları, ağa köylü çatışmaları, büyük kentlerdeki işçilerin mücadeleleri, savaş gibi toplumsal meseleler konu edinilir. hikaye ve romanlarda, okuyanın anlayabileceği basit ve sade bir dil kullanılmıştır. toplumun alt kademesindeki insanlar gerçekçi bir bakış açısı ile incelenmiştir. 1950'li yıllardaki köy enstitüsü mezunlarıyla ön plana çıkarak köy ve kasabalarda yaşanan zorluklar yazıya dökülmüştür.
ince memed serisiyle ünlenen yaşar kemal, yapılarında insan psikolojisinin derinlerine inen sabahattin ali, en bilinen eseri yılanların öcü ile köylülerin günlük yaşamından kesitler sunan fakir baykurt, osmanlı tarihi ve toplum sorunlarına ışık tutan, devlet ana isimli eseriyle türk edebiyatının en başarılı ve üretken edebiyatçılardan olan kemal tahir, toplumcu gerçekçi edebiyatçıların en bilinen temsilcileridir.
türk edebiyatında da toplumcu dünya görüşü üzerine temellendirilmiş bir edebiyat akımıdır. köy yaşamındaki sorunlar, işsizlik, yoksulluk, köyden kente göç, toprak kavgaları, ağa köylü çatışmaları, büyük kentlerdeki işçilerin mücadeleleri, savaş gibi toplumsal meseleler konu edinilir. hikaye ve romanlarda, okuyanın anlayabileceği basit ve sade bir dil kullanılmıştır. toplumun alt kademesindeki insanlar gerçekçi bir bakış açısı ile incelenmiştir. 1950'li yıllardaki köy enstitüsü mezunlarıyla ön plana çıkarak köy ve kasabalarda yaşanan zorluklar yazıya dökülmüştür.
ince memed serisiyle ünlenen yaşar kemal, yapılarında insan psikolojisinin derinlerine inen sabahattin ali, en bilinen eseri yılanların öcü ile köylülerin günlük yaşamından kesitler sunan fakir baykurt, osmanlı tarihi ve toplum sorunlarına ışık tutan, devlet ana isimli eseriyle türk edebiyatının en başarılı ve üretken edebiyatçılardan olan kemal tahir, toplumcu gerçekçi edebiyatçıların en bilinen temsilcileridir.
devamını gör...
yazarların mahlaslarının bir üst seviyesi
devamını gör...
ateist olduğunu söyleyip hiçbir dini araştırmayan kişi
birkaç dini araştırınca anlıyorsun ki nerdeyse hepsi aşağı yukarı aynı kapıya çıkıyor zaten. dünyada bir sürü din var kalkıp da karpuza tapan bir dini de araştırmam mesela zaman kaybı. ayrıca vicdan azabı çekmemek için ateist/deist oluyorlar demek kadar saçma bir şey yok. iyi bir insan olmakla dinin inancın bir bağlantısı yok ateist olunca gönül rahatlığıyla kötülük yapmıyor kimse saçmalamayın artık. siz meseleyi çok yanlış anlamışsınız yani.
devamını gör...
değişim
kaçınılmaz olandır. deri bile kendini yeniler, yıllar önceki sen görünüş olarak bile olamazsın.
devamını gör...
osmanlı döneminde sözlük olsaydı alınabilecek nickler
mahluk-u penda.
devamını gör...
hatıra olsun diye saklanan garip nesneler
diktiğim ilk ağacın kuruyan yaprakları. dünyaya kattığım ilk nefesin kalıntılarını hâlâ küçük bir cam şişe içinde saklıyorum.
devamını gör...
sınıf başkanlığı
insanları kırmaktan çok çekinen ve hayır diyemeyen biri olduğumdan bahsetmiştim daha önce.
2. sınıfta bir heyecanla sınıf başkanlığına aday olmuştum ve seçilmiştim. tabi sınıf başkanı ne yapar, tahtaya konuşanların adını yazar dimi? ama ben konuşanların ismini yazdığımda sana küserim dedikleri için kimseyi yazamazdım. yazamayınca da bir otoriten olmuyor haliyle, herkesi tatlı dille susturmaya yerine geçirmeye çalışırdım. 36 kişilik sınıfın arkasından koşardım oturun lütfen diye, tabi beni dinleyen kim? en son bi köşeye geçip ağladığımı sonra öğretmene gidip hıçkıra hıçkıra başkanlıktan istifa ettiğimi söylemiştim. *
bu kadar üzülme nedenim hayır diyememe özelliğimin istismar edilmesi miydi, yoksa kendi salaklığıma mı yanmamdı orasını hatırlayamıyorum.
o gün bugündür her türlü başkanlık-liderlik içeren şeylere tövbeliyim. *
2. sınıfta bir heyecanla sınıf başkanlığına aday olmuştum ve seçilmiştim. tabi sınıf başkanı ne yapar, tahtaya konuşanların adını yazar dimi? ama ben konuşanların ismini yazdığımda sana küserim dedikleri için kimseyi yazamazdım. yazamayınca da bir otoriten olmuyor haliyle, herkesi tatlı dille susturmaya yerine geçirmeye çalışırdım. 36 kişilik sınıfın arkasından koşardım oturun lütfen diye, tabi beni dinleyen kim? en son bi köşeye geçip ağladığımı sonra öğretmene gidip hıçkıra hıçkıra başkanlıktan istifa ettiğimi söylemiştim. *
bu kadar üzülme nedenim hayır diyememe özelliğimin istismar edilmesi miydi, yoksa kendi salaklığıma mı yanmamdı orasını hatırlayamıyorum.
o gün bugündür her türlü başkanlık-liderlik içeren şeylere tövbeliyim. *
devamını gör...
güne psikolojik bir tespit bırak
biliyorum artık okumaktan veya duymaktan gına geldi fakat freud'un paradoksumsu tespitini seviyorum ben:
''bir insan bir yere bakıyorsa orada ilgilendiği bir şey vardır. bir insan bir yere hiç bakmıyorsa, orada ilgilendiği bir şey kesinlikle vardır.''
''bir insan bir yere bakıyorsa orada ilgilendiği bir şey vardır. bir insan bir yere hiç bakmıyorsa, orada ilgilendiği bir şey kesinlikle vardır.''
devamını gör...
düşün ki tanrı bunu okuyor
tanrım bu söylediklerimin hepsi yalan. *
devamını gör...
çocukken yanlış anlaşılan ifadeler
birinci sınıftaki öğretmenim her yoklamadan sonra gelelim kuru fasulyenin faydalarına diyip fasulyenin faydalarını anlatacak sanardım. her seferinde yine anlatmadı bizi kandırıyor diye düşünürdüm...
devamını gör...