gomercan ile o gemi radyo programı
o zaman bir istek de benden gelsin; kardeş türküler - bugün ben güzeller şahını gördüm.
kim için mi? retorik soru herhalde... iyi ki doğdu di mi güzelcim!*
kim için mi? retorik soru herhalde... iyi ki doğdu di mi güzelcim!*
devamını gör...
normal sözlük'e girdiğiniz ilk tanım
#804390 pyotr ilyiç çaykovski'nin 1812 uvertürü ile ilgili esprili bir tanımla giriş yapmışım. ancak pek komik değilmiş. acemilik diyelim çok da şey etmeyelim.
devamını gör...
799. tanımı girip atı gün batımına sürmek
ya kendini red kit sanıyordur ya da akşam ayazı çıkmadan eve varmak istiyordur.
devamını gör...
villa alırken dikkat edilmesi gereken hususlar
(bkz: maket villa dimi)
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
örselenmiş ruhuma artık hiç bir şey iyi gelmiyordu. ufacık şeyler mutlu olan ben, ufacık şeye gülümseyemiyordum artık resmen. içimdeki kötü kişiyi bastiramadigim sürece böyle olmaya devam edecekti. biliyorum. içimde resmen iki kişilik var. birisi gerçek ben. iyi olan. kötü olansa benim sorunlu yanim. ama öyle bir şey ki kötü yanım siyahsa iyi yanım o siyahın içerisinde bir mavi.
siyahın içindeki bir mavi ne kadar görülebilir ki.
hiç.
evdekiler hep ne kadar işe yaramaz ve beceriksiz olduğumu yüzüme vururlar. sanırım bundan ötürü hayatta hiç bir islevim olmadığını düşünürüm. acaba benim hiç iyi bir yanım yok mu, acaba ben gerçekten kötü bir insan miyim. sonra kötü yanım tasdikler beni evet sen kötü birisin, öyle olmasa sana böyle olmazlardi. böyle söyleyince de hak verirdim. yalan değil ki. ezik bir ruha sahip, güçsüz bir insanı kimse sevmez.
sanırım ben o düştüğüm yerden hiç kalkamicam. hep öyle yerde kalicam.
bataklıkta solgun lotus cicegi artık tamamen batıyor.
siyahın içindeki bir mavi ne kadar görülebilir ki.
hiç.
evdekiler hep ne kadar işe yaramaz ve beceriksiz olduğumu yüzüme vururlar. sanırım bundan ötürü hayatta hiç bir islevim olmadığını düşünürüm. acaba benim hiç iyi bir yanım yok mu, acaba ben gerçekten kötü bir insan miyim. sonra kötü yanım tasdikler beni evet sen kötü birisin, öyle olmasa sana böyle olmazlardi. böyle söyleyince de hak verirdim. yalan değil ki. ezik bir ruha sahip, güçsüz bir insanı kimse sevmez.
sanırım ben o düştüğüm yerden hiç kalkamicam. hep öyle yerde kalicam.
bataklıkta solgun lotus cicegi artık tamamen batıyor.
devamını gör...
köyden kız almanın daha cazip olması
köydeki kızları tanımamış bir kişinin düşüncesi.
devamını gör...
türkçe şarkılarda geçen mükemmel sözler
devamını gör...
mustafa kemal şimşek
ankara’ya bağlı çubuk ilçesinin emirler köyü doğumlu saz sanatçısı ve bozlak icracısı.
kendisi trt ankara radyosu ses sanatçısı olur.
hem bağlama çalmadaki doğallığı hem de bozlak söylerkenki rahatlığı ciddi ölçüde dikkat çekici.
gırtlağını fevkalade kullanmakla beraber , elleri cebinde vaziyette otoritelerce zor tabir edilen bozlakları havalandırması ilgiyi üzerine toplamasını sağlamıştır.
birçok dinleyicinin genel yorumu ; bu kadar zor bir işi nasıl dünyanın en kolay işi gibi yapıyor, olmuştur.
sanatçı trt kadrosunda sanatına devam ederken bir yandan da sahne performanslarına , organizasyonlara , anma törenlerine , konserlerine de devam etmektedir.
özellikle ulusal ve yerel derneklerin (bkz: ankara’da birlik derneği) , (bkz: ankara kulübü derneği) konserlerinde yoğun ilgi görmektedir.
sadece neşet ertaş , hacı taşan , muharrem ertaş, çekiş ali gibi ustaların eserlerini seslendirmekle kalmayan sanatçı , her ne kadar bozlak tarzı ile öne çıkmış ve bozlağın yeni temsilcisi gibi görünse de aynı zamanda farklı yörelere ve ustalara ait eserleri de seslendirerek , halk müziğindeki yerini günden güne sağlamlaştırıyor.
sanatçının bir de kendine ait internet sitesi bulunmakta.yazılarını , mektuplarını , başarılarını inceleyebileceğiniz bu siteye buradan ulaşabilirsiniz.
haydi bize biraz bu adamdan örnekler ver kebapçığım diyenler için :
kendisi trt ankara radyosu ses sanatçısı olur.
hem bağlama çalmadaki doğallığı hem de bozlak söylerkenki rahatlığı ciddi ölçüde dikkat çekici.
gırtlağını fevkalade kullanmakla beraber , elleri cebinde vaziyette otoritelerce zor tabir edilen bozlakları havalandırması ilgiyi üzerine toplamasını sağlamıştır.
birçok dinleyicinin genel yorumu ; bu kadar zor bir işi nasıl dünyanın en kolay işi gibi yapıyor, olmuştur.
sanatçı trt kadrosunda sanatına devam ederken bir yandan da sahne performanslarına , organizasyonlara , anma törenlerine , konserlerine de devam etmektedir.
özellikle ulusal ve yerel derneklerin (bkz: ankara’da birlik derneği) , (bkz: ankara kulübü derneği) konserlerinde yoğun ilgi görmektedir.
sadece neşet ertaş , hacı taşan , muharrem ertaş, çekiş ali gibi ustaların eserlerini seslendirmekle kalmayan sanatçı , her ne kadar bozlak tarzı ile öne çıkmış ve bozlağın yeni temsilcisi gibi görünse de aynı zamanda farklı yörelere ve ustalara ait eserleri de seslendirerek , halk müziğindeki yerini günden güne sağlamlaştırıyor.
sanatçının bir de kendine ait internet sitesi bulunmakta.yazılarını , mektuplarını , başarılarını inceleyebileceğiniz bu siteye buradan ulaşabilirsiniz.
haydi bize biraz bu adamdan örnekler ver kebapçığım diyenler için :
devamını gör...
mehen oyunu
adını mısır'ın mehen adlı yılan tanrısından alan antik oyun.*
mehen kelimesinin tam anlamı sarmalanmış, yani bizim* ouroboros gibi kendini yiyen, sarmalayan.
şimdilerde de oynansa bile oyunun ilk halinin orijinal kurallarını bilen yok, hatta oyunun adının tanrıdan oyuna mı, oyundan tanrıya mı geçmiş olduğunu bile bilen yok.
şekli şuna benzer :*

pike ukdesiydi, becerebildiysem doldu.
mehen kelimesinin tam anlamı sarmalanmış, yani bizim* ouroboros gibi kendini yiyen, sarmalayan.
şimdilerde de oynansa bile oyunun ilk halinin orijinal kurallarını bilen yok, hatta oyunun adının tanrıdan oyuna mı, oyundan tanrıya mı geçmiş olduğunu bile bilen yok.
şekli şuna benzer :*

pike ukdesiydi, becerebildiysem doldu.
devamını gör...
güne bir söz bırak
bir kere yanlış trene bindiyseniz ; koridordan ters tarafa yürümenin hiçbir faydası yoktur.
(bkz: nietzsche)
(bkz: nietzsche)
devamını gör...
auschwitz
ölümün kokusunun sindiği soykırım kampı. insanlık tarihinin utanç abidesi.
gidip görmenizi tavsiye ederim.
auscwitz'de hava hep pusludur. tıpkı korku filmlerindeki mezarlıklar gibi.
gidip görmenizi tavsiye ederim.
auscwitz'de hava hep pusludur. tıpkı korku filmlerindeki mezarlıklar gibi.
devamını gör...
anabritannica
fasiküller halinde biriktirip sonra ciltlettirmiştik.bu işlem yıllara yayıldığından bazı ödevler arkadaşların evlerindeki larousse’lardan yapılmıştı.
ana britannica evin başköşesindeydi, o zamanlar google işlevi görmekte merak edilen bilgiye kısaca da olsa ulaşılabilmekteydi.(bilgi sınırlı olunca merak da sınırlı oluyor,tabii).
internetin gelişiyle onlar ve onun gibiler de evimizden gitti.
kardeşimin ansiklopedilerin sırtlarını ezberleyip papağan gibi tekrarlaması hala beni güldürür.
ana britannica evin başköşesindeydi, o zamanlar google işlevi görmekte merak edilen bilgiye kısaca da olsa ulaşılabilmekteydi.(bilgi sınırlı olunca merak da sınırlı oluyor,tabii).
internetin gelişiyle onlar ve onun gibiler de evimizden gitti.
kardeşimin ansiklopedilerin sırtlarını ezberleyip papağan gibi tekrarlaması hala beni güldürür.
devamını gör...
güne bir kadın yalanı bırak
ne dedin, duymadım.
devamını gör...
sözlüğü pozitif bir ortama dönüştürmek
gündem başlıklarına baktım ve açıkçası içim daraldı. sözlüğün genel havasının daha pozitif olması için daha güzel konularda yazarak ortamı pozitif bir hale getirebiliriz. gerçek hayat zor, iç bunaltıcı biliyorum ama burayı daha güzel bir yer haline getirebiliriz. hep beraber.
devamını gör...
tanımların arasındaki çizgilerin yok olması
ben de bir farklılık var diyordum, demek ki buymuş. sözlük vatandaşı olarak her yeniliği alkışlayan bendeniz, bu çizgilerin kaldırılmasına pek alışamayacak gibi. çizgi yokken sanki parmaklığı olmayan basamakları tırmanıyormış veya parmaklığı olmayan balkondan aşağı bakıyormuş gibi hissediyorum.
devamını gör...
jose saramago
1998 yılında nobel edebiyat ödülünü almış olan portekizli yazar. o kadar muhteşem eserleri var ki, her birinin tadı birbirinden güzel. "körlük" adlı kitabını çoğu insan okumuştur mesela. sonrasında ise devamı niteliğinde olan "görmek" adlı kitabını okumanızı tavsiye ederim. ayrıca "körlük", beyaz perdeye de aktarılmıştır. kitabı okuduktan sonra filmi de izlemeniz, ımm, enfes olur. bunun yanında "ölüm bir varmış bir yokmuş" adlı kitabı da harikadır. azrail'in uğramadığı bir ülkedir kitapta bahsi geçen. ayrıca kitabın özelliklerinden biri, aynı cümle ile başlayıp bitmesidir. bunun yanında, "kabil" adlı eseri de insanı düşüncelere sevk eden nadide kitaplardandır. kısacası tüm eserlerini size sevdiren bir yazardır josé saramago..
devamını gör...
bir kadının zeki olduğunun en önemli göstergesi
aptal insanlar kendilerine aşırı güveniyor. nedenini bilemiyorum. bir insan ne kadar aptalsa kendine o kadar anlam yüklemiş oluyor. en başarılı, en güzel, en yakışıklı, en iyi ev hanımı, en iyi personel, en iyi sevişici, en iyi anne ya da baba o. buna sahiden inanıyor. bakın böyle söylemleri olmayabilir, belki 13 sene boyunca ağzından tek bir şey duymazsın ve bir gün gelir tek bir eleştiri duyduğu an kendine ne kadar güvendiği ortaya çıkar.
hiçbir içsel hesaplaşma yapmamış bir insan ne kadar zeki olabilir?
bir araştırma yapıldı. kadınlara kendinizi ne kadar güzel buluyorsunuz diye soruldu, rus kadınlarının yarısı kendisini güzel buluyordu, en güzel bulanlar türk kadınları çıkmıştı.
çoğunluk bu durumun olması gereken olduğunu, insanın kendini sevmesi gerektiğini düşünebilir ancak bir insanın kendini geliştirebilmesi için dış görünüşünden biraz uzaklaşabilmesi gerekir. kendine uzaktan bakmayı öğrenmek zorundadır.
haliyle bunlardan yola çıkarsak bir kadının zeki olduğunun en büyük göstergelerinden biri kendini bilmesidir. iyi bir anne olamayacağını düşünüp hiç çocuk doğurmayan kadın ile 6 çocuk doğurup hiçbirine bakmayan anne arasında bariz fark vardır. evlilik hayatını idare edemem diyen kadınla, yaaaaa diğer kadınlar iğrenç erkeğin annesini sevmiyorlar ama ben çok seveceğim diyen kadınlar arasında fark vardır. ben bu mesleği yapamam diyip kendine doğru bir yol çizebilen kadınla, yaşlı zengin amca ile evlenmek isteyen kadın arasında fark vardır.
masumiyetin ve aptal görünmenin arkasına sığınıp tüm olumsuz taraflarını boylece kapatan insanlar ile kendi karanlığını bir şekilde bilen insanlar arasında çok büyük bir fark vardır.
bizim toplum köylü kurnazı insanı bilim insanı yerine koyar. o köy yerlerinin esnafı senin şehirli olduğunu anlar ve fiyatın üstüne 100 lira daha koyar. sen iyi eğitim almış, iyi bir ailenin içinde büyümüş, farklı kültürler, şehirler ve ülkeler görmüşsündür, o adam istediği parayı senden aldığı için içinden vay salak der. tüm esnafa anlatır seni nasıl dolandırdığını, eve gider eşine çocuğuna anlatır, cuma günü dükkanı kapatır namaza gider ve kul hakkı üzerine konuşmalar yapar. bizim ülkenin zeka seviyesi işte bu sınırdadır bebeksiler.
ya da bir başkası karşı tarafı kendi kafasında küçümsemek için aptal rolü yapar, buna vaaayyy ne zeki bir insanım der.
durumlar karışık yani minimonlar. özetlersek kendini bilen, kendi iç hesaplamasını yapan ve karakterini kimse için değiştirmeye çalışmayan insan sağlamdır, zekidir, akıllıdır. bence öyle.
hiçbir içsel hesaplaşma yapmamış bir insan ne kadar zeki olabilir?
bir araştırma yapıldı. kadınlara kendinizi ne kadar güzel buluyorsunuz diye soruldu, rus kadınlarının yarısı kendisini güzel buluyordu, en güzel bulanlar türk kadınları çıkmıştı.
çoğunluk bu durumun olması gereken olduğunu, insanın kendini sevmesi gerektiğini düşünebilir ancak bir insanın kendini geliştirebilmesi için dış görünüşünden biraz uzaklaşabilmesi gerekir. kendine uzaktan bakmayı öğrenmek zorundadır.
haliyle bunlardan yola çıkarsak bir kadının zeki olduğunun en büyük göstergelerinden biri kendini bilmesidir. iyi bir anne olamayacağını düşünüp hiç çocuk doğurmayan kadın ile 6 çocuk doğurup hiçbirine bakmayan anne arasında bariz fark vardır. evlilik hayatını idare edemem diyen kadınla, yaaaaa diğer kadınlar iğrenç erkeğin annesini sevmiyorlar ama ben çok seveceğim diyen kadınlar arasında fark vardır. ben bu mesleği yapamam diyip kendine doğru bir yol çizebilen kadınla, yaşlı zengin amca ile evlenmek isteyen kadın arasında fark vardır.
masumiyetin ve aptal görünmenin arkasına sığınıp tüm olumsuz taraflarını boylece kapatan insanlar ile kendi karanlığını bir şekilde bilen insanlar arasında çok büyük bir fark vardır.
bizim toplum köylü kurnazı insanı bilim insanı yerine koyar. o köy yerlerinin esnafı senin şehirli olduğunu anlar ve fiyatın üstüne 100 lira daha koyar. sen iyi eğitim almış, iyi bir ailenin içinde büyümüş, farklı kültürler, şehirler ve ülkeler görmüşsündür, o adam istediği parayı senden aldığı için içinden vay salak der. tüm esnafa anlatır seni nasıl dolandırdığını, eve gider eşine çocuğuna anlatır, cuma günü dükkanı kapatır namaza gider ve kul hakkı üzerine konuşmalar yapar. bizim ülkenin zeka seviyesi işte bu sınırdadır bebeksiler.
ya da bir başkası karşı tarafı kendi kafasında küçümsemek için aptal rolü yapar, buna vaaayyy ne zeki bir insanım der.
durumlar karışık yani minimonlar. özetlersek kendini bilen, kendi iç hesaplamasını yapan ve karakterini kimse için değiştirmeye çalışmayan insan sağlamdır, zekidir, akıllıdır. bence öyle.
devamını gör...
babanın senden iğreniyorum demesi
babam bana senden iğreniyorum demedi ama beni görünce camiye kaçtı.
kendimi bok böceği gibi hissettim ama olsun. bazı babalar, bazen babalar..
kendimi bok böceği gibi hissettim ama olsun. bazı babalar, bazen babalar..
devamını gör...
çikolataya en çok yakışan şey
fındık ve antep fıstığıdir.
devamını gör...
