sözlük yazarlarının garip özellikleri
gülerken durduk yere ağlayabilen veya ağlarken aynı zamanda gülebilen bir insanım.
birinden bir şeyi bir kere istediğimde vermezse 2. sefer diye bir şey olmuyor. küsüyorum durduk yere. dünya hassas kalpler için...
sevemediğim insanı sevmediğimi- onu sevemediğimi pat diye yüzlerine karşı söylüyorum. patavatsızım biraz.
bi ara da çiğnediğim sakızları biriktirme özelliğim vardı. sonra herhangi bir müzede sergilerler diye vazgeçtim bu huyumdan. ıstifçi değilim ben.
küçükken de peçete yerdim. ağır bir çocukluk geçirdim. travmalarım var. geçen çocukluğumu bana geri verin sosyal hizmetler kurumu...
birinden bir şeyi bir kere istediğimde vermezse 2. sefer diye bir şey olmuyor. küsüyorum durduk yere. dünya hassas kalpler için...
sevemediğim insanı sevmediğimi- onu sevemediğimi pat diye yüzlerine karşı söylüyorum. patavatsızım biraz.
bi ara da çiğnediğim sakızları biriktirme özelliğim vardı. sonra herhangi bir müzede sergilerler diye vazgeçtim bu huyumdan. ıstifçi değilim ben.
küçükken de peçete yerdim. ağır bir çocukluk geçirdim. travmalarım var. geçen çocukluğumu bana geri verin sosyal hizmetler kurumu...
devamını gör...
pame radyo yayını
pame'de bu hafta eski şarkılar boy gösterecek.
bugün 15 ağustos, yunanistan'da hem dini hem de kültürel anlamda kutlanan bir bayram. yazın paskalyası olarak anılan gün ise ülkede yaz döneminin en hareketli zamanları olduğundan pandemiye rağmen hayli renkli geçmekte. her yer kapalı olsa da restoranlar insanların sofra başında bir araya gelip eğlenmesi için açık oluyor. burada her bayramda olduğu gibi kutlamalara eşlik eden şarkılar ya geleneksel ya da geçmişte popüler olmuş şarkılar oluyor. bunu tıpkı bizdeki eski 45'liklerin ve yeşilçam filmlerinin bayramlarda veya özel günlerde daha çok tercih edilmesi gibi düşünebiliriz, bir tür nostalji arayışı aslında.

bu hafta, yunan müziğinin nostaljisini oluşturan 60'lı ve 70'li yılların dilden dile dolaşan popüler şarkılarının orijinal halleriyle yer alacağı program, dinleyenlerine bir tür "karşının radyosu" esintisi getirecek.
pame radyo yayını, saat 22:30'da sözlük radyosu'nda. bekliyoruz! *
blog.kafasozluk.com/
bugün 15 ağustos, yunanistan'da hem dini hem de kültürel anlamda kutlanan bir bayram. yazın paskalyası olarak anılan gün ise ülkede yaz döneminin en hareketli zamanları olduğundan pandemiye rağmen hayli renkli geçmekte. her yer kapalı olsa da restoranlar insanların sofra başında bir araya gelip eğlenmesi için açık oluyor. burada her bayramda olduğu gibi kutlamalara eşlik eden şarkılar ya geleneksel ya da geçmişte popüler olmuş şarkılar oluyor. bunu tıpkı bizdeki eski 45'liklerin ve yeşilçam filmlerinin bayramlarda veya özel günlerde daha çok tercih edilmesi gibi düşünebiliriz, bir tür nostalji arayışı aslında.

bu hafta, yunan müziğinin nostaljisini oluşturan 60'lı ve 70'li yılların dilden dile dolaşan popüler şarkılarının orijinal halleriyle yer alacağı program, dinleyenlerine bir tür "karşının radyosu" esintisi getirecek.
pame radyo yayını, saat 22:30'da sözlük radyosu'nda. bekliyoruz! *
blog.kafasozluk.com/
devamını gör...
jean-leon gerome
gérôme, günümüzde oryantalist sanat düşünüldüğünde, ilk akla gelen isimlerden biridir. oryantalizm’in en çok tartışılan görsel yaratılarından bazıları gérôme’a aittir. bu nedenle, edward said’in 1978 yılında yayımlanan, batı kaynaklı bu kültürel durumu analiz ederek, eleştirisini yaptığı ünlü “oryantalizm”kitabının kapağında gérôme’un “yılan oynatıcısı” resminin kullanılmıştır.
bir çok türk ressam aurora yazarımızında bahsettiği gibi bu ressamdan eğitim almışlardır.
*
bir çok türk ressam aurora yazarımızında bahsettiği gibi bu ressamdan eğitim almışlardır.
*
devamını gör...
tek başına lastikli çarşaf değiştirmek
köşe kapmaca
devamını gör...
büyücü goşa
isveç doğumlu ve aslen spor hocası olan eva bender tarafından canlandırılmıştır. kendisine gerçek hayatında da güzel goşa denmiştir. bir çok tarkan filminde de rol almıştır.
ne yazık ki gerçek hayatında goşa gibi kötü bir karaktere sahip olmayan isveçli oyuncu, iki sene evli kaldığı halit refiğ ile boşanarak 1968 yılında bunalıma girmiş, kendisini galata rıhtımından denize atarak intihar etmeye çalışmıştır. çevresindekiler tarafından kurtarılsa bile bunalımdan hiç kurtulamamış, ülkesine döndükten bir kaç sene sonra 1988 yılında 44 yaşında iken "kimse beni anlamıyor" notu ile intihar etmiştir.
ne yazık ki gerçek hayatında goşa gibi kötü bir karaktere sahip olmayan isveçli oyuncu, iki sene evli kaldığı halit refiğ ile boşanarak 1968 yılında bunalıma girmiş, kendisini galata rıhtımından denize atarak intihar etmeye çalışmıştır. çevresindekiler tarafından kurtarılsa bile bunalımdan hiç kurtulamamış, ülkesine döndükten bir kaç sene sonra 1988 yılında 44 yaşında iken "kimse beni anlamıyor" notu ile intihar etmiştir.
devamını gör...
antisosyal kişilik bozukluğu
zorunlu askerlik hizmetinde sıklıkla denk geleceğiniz tahammülü zor bozukluk. tabip yüzbaşı bu tanıyı koyunca tertip emri çıkar ve eleman farklı birliğe gönderilir.
devamını gör...
kitap okumuyorum eksikliğini de hissetmiyorum diyen tip
dümdüz olan insandır. asla ama asla başkalarının fikirleri onun için önemli değildir. çevremde sayısız örneği vardır. yapacak iş bulamayıp ona buna sarıp ortalık karıştırırlar.
devamını gör...
bluetooth kulaklıkların kablolulara göre daha yaygın olması
henüz bu teknoloji yeni sayıldığı ve üzerinde yeterli araştırma yapılmadığı için fazla kullanmamanızı tavsiye ettiğim bir alete ilişkin tespit.
kızılöte dalgaların insan vücuduna bazı olumsuz etkileri biliniyor. uzun vadede ne olacağı ise henüz pek iyi bilinmiyor. o yüzden çok gerekli olmadığı hallerde kullanmayın derim şahsen. pişmanlık getirebilir.
kızılöte dalgaların insan vücuduna bazı olumsuz etkileri biliniyor. uzun vadede ne olacağı ise henüz pek iyi bilinmiyor. o yüzden çok gerekli olmadığı hallerde kullanmayın derim şahsen. pişmanlık getirebilir.
devamını gör...
hz. ali'den hikmetler
insanlarla; öldüğünüzde ağlayacak, yaşadığınız da ise sizi özleyecek bir şekilde geçinin.
devamını gör...
lotus
nilüfer lerde daha büyük bir bitki. 3 metre büyüklüğüne ulaşabilir.
özellikle kirli, çamurlu sular, bataklık tarzı yerlerde yetişir. geceleri çiçeklerini kapatıp gündüzleri açarak çiçeklerini korur.
saflık ve yeniden doğuşu simgeler.
asya taraflarında kökünden tatlı, yemek yapılır
özellikle kirli, çamurlu sular, bataklık tarzı yerlerde yetişir. geceleri çiçeklerini kapatıp gündüzleri açarak çiçeklerini korur.
saflık ve yeniden doğuşu simgeler.
asya taraflarında kökünden tatlı, yemek yapılır
devamını gör...
normal sözlük'teki ciddi yazarlar
ben hangi gruba dahilim henüz çözemedim. ne çok ciddiyim ne de çok cıvıklıktan yanayım. ikisinin ortası olan bir grup varsa ben o grubun üyesiyim.
devamını gör...
tanım sohbetleri youtube programı
"video yükledik" yazan tanıma videodan daha fazla beğeni gelmesi gerçeği. ilk tanımı emin çelik yapsa ancak videoda yoldaş konuşsa idi yine aynı oran mı söz konusu olacak idi? yukarıdaki beğeni sahiplerini youtube'a gidip videou beğenmeye davet ediyorum.
devamını gör...
spektaküler şehir heykelleri
2010 yılından bu yana ülkemizin dört bucağında görenlerin gözlerine inanamadığı heykellerin fotoğraflarını bir galerici titizliğiyle arşivleyen şahane blog.
"her gün önlerinden geçiyoruz. çoğu, kentin en önemli simgesinin yüzlerce kez büyütülmüş hali. o kadar çirkinler ki çoğu zaman görmezden gelmeyi tercih ediyoruz." düşüncesiyle yola çıkmışlar ve "binlerce heykel var" diyerek epeydir devam ediyorlar. can sıkıntısına birebir, moral yükseltme deseniz var, "iyi ki bunu ben yapmamışım" ya da "iyi ki bu heykel yaşadığım yere ait değil" deyip mutlu bile olabilirsiniz. ama muhtemelen yaşadığınız güzide ile veya ilçeden de bir spektaküler şehir heykeli göreceksiniz, çok da sıkmayın canınızı. yurtdışındaysanız ve kıh kıh gülüyorsanız bilin ki bu heykellerin yurtdışı versiyonları da bu blogun markajında üstelik. hatta varsa "görüyorum ve arttırıyorum" diyerek çektiğiniz fotoğrafı gönderip bu görsel şölene destek olabilirsiniz. şimdi bir de yeni alan adı almışlar, pek hoş olmuş.
spektakulersehirheykelleri....
sehirheykelleri.com
"her gün önlerinden geçiyoruz. çoğu, kentin en önemli simgesinin yüzlerce kez büyütülmüş hali. o kadar çirkinler ki çoğu zaman görmezden gelmeyi tercih ediyoruz." düşüncesiyle yola çıkmışlar ve "binlerce heykel var" diyerek epeydir devam ediyorlar. can sıkıntısına birebir, moral yükseltme deseniz var, "iyi ki bunu ben yapmamışım" ya da "iyi ki bu heykel yaşadığım yere ait değil" deyip mutlu bile olabilirsiniz. ama muhtemelen yaşadığınız güzide ile veya ilçeden de bir spektaküler şehir heykeli göreceksiniz, çok da sıkmayın canınızı. yurtdışındaysanız ve kıh kıh gülüyorsanız bilin ki bu heykellerin yurtdışı versiyonları da bu blogun markajında üstelik. hatta varsa "görüyorum ve arttırıyorum" diyerek çektiğiniz fotoğrafı gönderip bu görsel şölene destek olabilirsiniz. şimdi bir de yeni alan adı almışlar, pek hoş olmuş.
spektakulersehirheykelleri....
sehirheykelleri.com
devamını gör...
sayın muhbir vatandaş
12 mart darbesinin ardından radyo ve televizyonlardan halka yapılan çağrının başlangıç kısmıdır.
aslında muhbirlik müessesi bu döneme özgü bir şey değildi türkiye’de de dünyanın herhangi başka bir yerinde de her zaman var olagelmiş bir kavramdır muhbirlik. ancak bu darbenin ardından türkiye’de beklenmedik bir saygınlık kazanmıştır.
muhbir vatandaşlar isimlerinin önüne eklenen sayın sözcüğü ile bir anda statü sahibi olduklarını zannederek üzerlerindeki eziklik ve vicdani baskıdan kurtulup kendilerini varolmanın dayanılmaz hafifliğine bırakmışlardır.
herkesin elinde kolunda tabakhaneye zamanında ulaşması gereken bir ürün varmış gibi koştur koştur birbirini ihbar ettiği bu dönem ister istemez bizi george orwell isimli kahinin yazdığı 1984 kitabına götürüyor.
kazandıkları sahte saygınlıkları ile koltukları kabaran muhbir vatandaşlar onu bunu yerli yersiz ihbar ederek sırtlarının sıvazlanmasından büyük memnuniyet duymaya başladılar.
15 temmuzda ülkede yaşananlardan sonra yine gün yüzüne çıktı muhbir vatandaşlar ama aziz nesin’in bile yazamayacağı kadar komik durumlar meydana geldi bu esnada. benim dinlediğim hikayelerden birinde eğitimci olmak için yeterince eğitilememiş iki okul müdürünün aynı gün birer dilekçe ile birbirlerini fetöcü olmakla suçladıklarını öğrendim. sebebi ise nitelikli okullardan birine müdür olmak için bir yarış içinde olmaları.
muhbirlik müessesesine saygı duymamakla birlikte bu kadar çetrefil bir işin altına girecek kadar vatansever (!) olmalarını da takdir etmiyor değilim.
aslında muhbirlik müessesi bu döneme özgü bir şey değildi türkiye’de de dünyanın herhangi başka bir yerinde de her zaman var olagelmiş bir kavramdır muhbirlik. ancak bu darbenin ardından türkiye’de beklenmedik bir saygınlık kazanmıştır.
muhbir vatandaşlar isimlerinin önüne eklenen sayın sözcüğü ile bir anda statü sahibi olduklarını zannederek üzerlerindeki eziklik ve vicdani baskıdan kurtulup kendilerini varolmanın dayanılmaz hafifliğine bırakmışlardır.
herkesin elinde kolunda tabakhaneye zamanında ulaşması gereken bir ürün varmış gibi koştur koştur birbirini ihbar ettiği bu dönem ister istemez bizi george orwell isimli kahinin yazdığı 1984 kitabına götürüyor.
kazandıkları sahte saygınlıkları ile koltukları kabaran muhbir vatandaşlar onu bunu yerli yersiz ihbar ederek sırtlarının sıvazlanmasından büyük memnuniyet duymaya başladılar.
15 temmuzda ülkede yaşananlardan sonra yine gün yüzüne çıktı muhbir vatandaşlar ama aziz nesin’in bile yazamayacağı kadar komik durumlar meydana geldi bu esnada. benim dinlediğim hikayelerden birinde eğitimci olmak için yeterince eğitilememiş iki okul müdürünün aynı gün birer dilekçe ile birbirlerini fetöcü olmakla suçladıklarını öğrendim. sebebi ise nitelikli okullardan birine müdür olmak için bir yarış içinde olmaları.
muhbirlik müessesesine saygı duymamakla birlikte bu kadar çetrefil bir işin altına girecek kadar vatansever (!) olmalarını da takdir etmiyor değilim.
devamını gör...
insanın saçını ağartan şeyler
çok ağlarsan ve çabuk sinirlenirsen.
devamını gör...
pkk'lıların cesetlerine uygulanan işkence
bu zihniyeti biliyorum, çok tanıdık. gerçekten korkunçsunuz daha da ötesi iğrençsiniz.
devamını gör...
tavsiye verme hastalığı
henüz tedavisi bulunamayan hastalıktır. herkes kendi yaşamını insanlığın merkezine alıp koşulsuz doğru olarak kabul ederek deneyimlerini başkalarına aktarmaya çalışır. yaşamayı yaşayarak öğrendiğimizi ne zaman öğreniriz bilmiyorum. başka hayatlara deli gibi yol gösterme telaşında olanlar yüzünden salçalaşmış hayatlar ortaya çıkıyor.
devamını gör...
sinema-tv kulübü
herkese günaydınlarr! dizi film kulübümüze üye olmayan sevgili üyeler buraya tıklayarak üye olabilir. 250 karma puan altı arkadaşlarımı alamıyoruz onun dışında herkesi bekliyoruzz.
ve etkinliklerimizi unutmayın efenimm, bu hafta midnight in paris i izleyip perşembe günü 21.30 da değerlendirme toplantımızı kaçırmayın derim. herkese güzel haftasonları diliyorum, sevgiyle kalın. *
ve etkinliklerimizi unutmayın efenimm, bu hafta midnight in paris i izleyip perşembe günü 21.30 da değerlendirme toplantımızı kaçırmayın derim. herkese güzel haftasonları diliyorum, sevgiyle kalın. *
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
zaman, sadece birazcık zaman ve yaşanan kısacık anlardan oluşan kısa uyak a’sının ve zenon’un ortak ebesinin an’ı olan. şey. ney? yazamadık durumumuz yoktu. okuyamadık da, okuma yazmamız vardı ve durumumuz da müsaitti üstelik yazı tabanlı bir platformda idik ve unvanımızın gereği içerikleri okumamız beklenirdi ama yine de, okumadık.
istediğimiz yerde yazar ve yine dilediğimiz herhangi bir yerde okunurduk da buna rağmen bir akşam baktık internetin karanlık dehlizlerine. bir noktaya kulak kesildik, ya da göz. ya da başka bir şey işte, muhtemelen göz kesildik emin değilim. birileri vardı yazan ve de okuyan. göz kesildik, ses verdik; ses aldık ve yankılar fena değildi. otağımızı kuralım. kurduk.
biri şarabımızı döktü, soğanımızı çaldı, biri hiç yoktan vurdu kafeste kuşumuzu. biz, biz olmaktan çıkıp işbunda olduğu gibi vıcık romantizme bulanmış yazılar karaladık; onlar onlar olmaktan bıkıp herhangi bir yere dönüşme kararı aldı. otağımızı toplayalım.
istediğimiz yerde yazar ve yine dilediğimiz herhangi bir yerde okunurduk da buna rağmen bir akşam baktık internetin karanlık dehlizlerine. bir noktaya kulak kesildik, ya da göz. ya da başka bir şey işte, muhtemelen göz kesildik emin değilim. birileri vardı yazan ve de okuyan. göz kesildik, ses verdik; ses aldık ve yankılar fena değildi. otağımızı kuralım. kurduk.
biri şarabımızı döktü, soğanımızı çaldı, biri hiç yoktan vurdu kafeste kuşumuzu. biz, biz olmaktan çıkıp işbunda olduğu gibi vıcık romantizme bulanmış yazılar karaladık; onlar onlar olmaktan bıkıp herhangi bir yere dönüşme kararı aldı. otağımızı toplayalım.
devamını gör...
