hamlet
william shakespeare tarafından 1599 ile 1601 yılları arasında yazılan temasında trajedi'yi işleyen oyundur. danimarka'da geçen oyunda prens hamlet'in, kral olan babasını öldürdükten sonra tahta geçen ve annesi gertrude ile evlenen amcası claudius 'tan nasıl intikam aldığını anlatır. oyun renkli bir biçimde kahır dolu kederden, hiddet dolu gazaba geçen gerçek ve yapmacık cinnetin izlediği yolu çizer ve ihanet, intikam, ensest, ahlaksızlık konularını işler.
devamını gör...
atm'lerde hâlâ kart kullanan insan
benim o insan dediğim başlıktır.
takıyorum kartı dokunuyorum pislik tuşlara sonra parayı çekiyorum alıyorum elime pislik paraları.
takıyorum kartı dokunuyorum pislik tuşlara sonra parayı çekiyorum alıyorum elime pislik paraları.
devamını gör...
müzik
müzik; size hissettirdikleri kadar güzeldir ve bi' zehirdir.
devamını gör...
yerine sevemem
tribünde söylemesi insanı mahveden bestedir şarkıdır.
bu beste girildiği zaman tüyler diken diken olur.
bu beste girildiği zaman tüyler diken diken olur.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
kimseye, kendinize bile söylemediğiniz şeyler var di’ mi? düşünmenin bile size rahatsızlık verdiği gizli dilekleriniz. keşkeleriniz. eğlencesine kurduğum hayallere bile konu etmiyorum ben onları. en gizli, en dip yerlerime saklıyorum. başka türlü tehlikeli şeyler yaptırıyorlar bana çünkü. söylemiş miydim, ben pek öngörülebilir biri değilimdir.
siz nasıl yapıyorsunuz? çoğu sizle, doğrularınızla çelişen ama yine de istemekten kendinizi alıkoyamadıklarınızdan söz ediyorum. karanlık arzularınızdan. heh aynı şeyi konuşup anlayalım da gerisi akar bir şekilde.
konular; ana, bana, durumlara göre değişiyor hep. bundan 5 yıl önce bambaşka şeylerdi mesela. ondan 5 yıl önceyse üff öyle böyle değil. şimdininkileri oturup yazmamı falan beklemiyorsunuz değil mi?
buraya kadar da normaliz. yalnız değilim. olmasam gerek.
ama mesela ben denize bırakıyorum onların hepsini. bu ya da buna benzer şeyler yapıyor musunuz siz de? bırakıyorum; bazen soruyla, bazen kızgınlıkla, bazen en dingin halimleyken bile nabzımı hızlandıracak kadar güçlü bir motivasyonla, istemle. deniz doğrusunu bilir, verecekse o verir, alacaksa o alır gibime geliyor. saçma mı? umrumda değil. işe yarayan ilk saçma şey bu değil öyleyse bile. deistim ben. babamın okuduğu kurandan daha çok sakinleştiren bir şey olmadı ömrüm boyunca beni.
kim aksini iddia edebilir ki hem? kim kendinden her zaman bekleneni istiyor olduğunu/olacağını garanti edebilir? hanginiz ben düşündüğün ya da hatta düşündüğüm kişi değilim diye bağırmak istemiyor ara ara? kendime kızmıyorum yanlış anlamayın. yandaş aradığım da yok. tespit tespittir.
domates sevmeyebilir, domates çorbasına bayılabilirim.
dondurma seviyor olmamsa hiçbir şeyi değiştirmiyor. böyleyken böyle.
siz nasıl yapıyorsunuz? çoğu sizle, doğrularınızla çelişen ama yine de istemekten kendinizi alıkoyamadıklarınızdan söz ediyorum. karanlık arzularınızdan. heh aynı şeyi konuşup anlayalım da gerisi akar bir şekilde.
konular; ana, bana, durumlara göre değişiyor hep. bundan 5 yıl önce bambaşka şeylerdi mesela. ondan 5 yıl önceyse üff öyle böyle değil. şimdininkileri oturup yazmamı falan beklemiyorsunuz değil mi?
buraya kadar da normaliz. yalnız değilim. olmasam gerek.
ama mesela ben denize bırakıyorum onların hepsini. bu ya da buna benzer şeyler yapıyor musunuz siz de? bırakıyorum; bazen soruyla, bazen kızgınlıkla, bazen en dingin halimleyken bile nabzımı hızlandıracak kadar güçlü bir motivasyonla, istemle. deniz doğrusunu bilir, verecekse o verir, alacaksa o alır gibime geliyor. saçma mı? umrumda değil. işe yarayan ilk saçma şey bu değil öyleyse bile. deistim ben. babamın okuduğu kurandan daha çok sakinleştiren bir şey olmadı ömrüm boyunca beni.
kim aksini iddia edebilir ki hem? kim kendinden her zaman bekleneni istiyor olduğunu/olacağını garanti edebilir? hanginiz ben düşündüğün ya da hatta düşündüğüm kişi değilim diye bağırmak istemiyor ara ara? kendime kızmıyorum yanlış anlamayın. yandaş aradığım da yok. tespit tespittir.
domates sevmeyebilir, domates çorbasına bayılabilirim.
dondurma seviyor olmamsa hiçbir şeyi değiştirmiyor. böyleyken böyle.
devamını gör...
türbülans
uçağın tuvaletendiyken denk gelip duvara yapışmama sebep olmuş bir hava olayı.
devamını gör...
seri oylanınca hissedilenler
misliyle mukabele edilir. bizde tabak boş gönderilmez.
devamını gör...
sempatik hitap şekilleri
cücük.
ama bana söylenmeyecek, ben birine söyleyince sempatik geliyor.
ama bana söylenmeyecek, ben birine söyleyince sempatik geliyor.
devamını gör...
prof. dr. derya unutmaz'dan çin aşısı uyarısı
''abd'de connecticut üniversitesi alerji ve immünoloji bölümünde görevli prof derya unutmaz, çin aşısı coronavac'ı değerlendirdi ve aşının güvenilirliğinin henüz kanıtlanmadığını söyledi.
genel olarak aşılarla ilgili güvenlik ve etkinlik bildiriminin gerekli olduğuna, üçüncü faz sonuçlarının tamamlanmış olması zorunluluğuna dikkat çeken unutmaz, "faz 3 çalışmaları faz 1-2'den çok farklı. çünkü üçüncü fazda enfekte olan kişileri bekliyorsunuz. bir aşı fazla bir yan etki göstermeyebilir ama enfekte olanlarda belki bir artış bile olabilir. bunları bilmiyorsunuz. koruyuculuğu bilmemiz lazım. çünkü etkili olması lazım ve bu bakımdan on binlerce kişiye yapılıyor." dedi.''
haber detay
genel olarak aşılarla ilgili güvenlik ve etkinlik bildiriminin gerekli olduğuna, üçüncü faz sonuçlarının tamamlanmış olması zorunluluğuna dikkat çeken unutmaz, "faz 3 çalışmaları faz 1-2'den çok farklı. çünkü üçüncü fazda enfekte olan kişileri bekliyorsunuz. bir aşı fazla bir yan etki göstermeyebilir ama enfekte olanlarda belki bir artış bile olabilir. bunları bilmiyorsunuz. koruyuculuğu bilmemiz lazım. çünkü etkili olması lazım ve bu bakımdan on binlerce kişiye yapılıyor." dedi.''
haber detay
devamını gör...
kültürlü olmanın getirdiği zorluklar
her şey hakkında bir fikrin oluşacağı düşüncesidir.
devamını gör...
1 nisan 2021 covid-19 tablosu
hiç bitmeyecek bir kabus..
devamını gör...
supportgirl ile çocuk istismarı radyo yayını
yaklaşık yarım saat sonra başlayacak olan programdan hala haberi olmayan var ise up olsun!
devamını gör...
günün sözü
hayat aldığımız nefeslerle değil, nefesimizi kesen anlarla ölçülür.
maya angelou
maya angelou
devamını gör...
ilhan berk
"sonra akşam oldu, sonra gece
üstü karalanmış bir gün gibiydik"
üstü karalanmış bir gün gibiydik"
devamını gör...
kürt böreği
bir kürt arkadaşım "bak, türkler bizi o kadar sömürdülerki, böreğimizin içine koyacak bir şey bulamadık" demişti. :)
devamını gör...
inside man
içerideki adam ismi ile
denzel washington, clive owen, judie foster 'in başrollerini oynadığı 2006 yapımı film.
ön planda kusursuz planlanmış bir banka soygunu ve rehineleri kurtarmaya çalışan bir polis dedektifinin çabaları gibi görünen film arka planda amerika nın azınlıklar, özgürlük, insan hakları, ırkçılık vb konularda nasıl sınıfta kaldığını göstermektedir.
basit bir banka soygunu gibi başlayan film beklenenden farklı bir noktada son buluyor. kinayeli ve ironik konuşmaları ile oldukça ilgi çekici bir film.
" her şey sıradan bir soygun gibi başlar. boyacı kılığındaki dört soyguncu wall street’in en büyük kurumlarından birinin lobisinde 50 kişiyi rehin aldığında polis de sıradan prosedürü uygular ve iki dedektif soyguncularla anlaşmak üzere görevlendirilir.
ancak zaman geçtikçe dedektifler soyguncuların hep bir adım gerisinde kaldıklarını fark ederler. her durumda işe yarayan planlar altüst olmuş, geçen zamanla beraber çareler tükenmeye başlamıştır.
banka patronunun olan bitenle fazlaca alakalı olması, kadın bir brokerın soyguncularla özel görüşme talep etmesi… dedektif frazier ve darius’un akılları her geçen dakika daha fazla karışmaktadır. soyguncuların tek derdi bankayı mı soymaktır?" (kaynak wikipedia)
denzel washington, clive owen, judie foster 'in başrollerini oynadığı 2006 yapımı film.
ön planda kusursuz planlanmış bir banka soygunu ve rehineleri kurtarmaya çalışan bir polis dedektifinin çabaları gibi görünen film arka planda amerika nın azınlıklar, özgürlük, insan hakları, ırkçılık vb konularda nasıl sınıfta kaldığını göstermektedir.
basit bir banka soygunu gibi başlayan film beklenenden farklı bir noktada son buluyor. kinayeli ve ironik konuşmaları ile oldukça ilgi çekici bir film.
" her şey sıradan bir soygun gibi başlar. boyacı kılığındaki dört soyguncu wall street’in en büyük kurumlarından birinin lobisinde 50 kişiyi rehin aldığında polis de sıradan prosedürü uygular ve iki dedektif soyguncularla anlaşmak üzere görevlendirilir.
ancak zaman geçtikçe dedektifler soyguncuların hep bir adım gerisinde kaldıklarını fark ederler. her durumda işe yarayan planlar altüst olmuş, geçen zamanla beraber çareler tükenmeye başlamıştır.
banka patronunun olan bitenle fazlaca alakalı olması, kadın bir brokerın soyguncularla özel görüşme talep etmesi… dedektif frazier ve darius’un akılları her geçen dakika daha fazla karışmaktadır. soyguncuların tek derdi bankayı mı soymaktır?" (kaynak wikipedia)
devamını gör...
burun estetiğinin aşırı yaygınlaşması
milletin dini imanı sosyal medya ve fotoğraf olmuş. şaşırtmayandır.
devamını gör...


