geceye bir alıntı bırak
bir çocuğun ayakkabısı denize düşer, kaybolur. sahilde kumların üzerine şöyle yazar..
bu deniz hırsızdır.
biraz ötede bir balıkçı ağına yakalanmış çok miktarda balığı kıyıya çeker ve kumlara şöyle yazar..
bu deniz cömerttir.
bir genç denizde boğulur..
acılı ağıt yakan annesi kumlara şöyle yazar..
bu deniz katildir.
ı̇htiyar bir balıkçı koca bir inci barındıran istiridye çıkarır denizden ve kumlara şöyle yazar..
bu denizin gönlü çok zengindir.
bir dalga gelir, sahilde yazılı tüm yazıları siler. deniz sükunet ve huşu içinde seslenir...
eğer deniz olmak istiyorsan başkalarının söylediklerine çok da önem vermeyeceksin...!
bu deniz hırsızdır.
biraz ötede bir balıkçı ağına yakalanmış çok miktarda balığı kıyıya çeker ve kumlara şöyle yazar..
bu deniz cömerttir.
bir genç denizde boğulur..
acılı ağıt yakan annesi kumlara şöyle yazar..
bu deniz katildir.
ı̇htiyar bir balıkçı koca bir inci barındıran istiridye çıkarır denizden ve kumlara şöyle yazar..
bu denizin gönlü çok zengindir.
bir dalga gelir, sahilde yazılı tüm yazıları siler. deniz sükunet ve huşu içinde seslenir...
eğer deniz olmak istiyorsan başkalarının söylediklerine çok da önem vermeyeceksin...!
devamını gör...
lahmacunun keko yiyeceği olması
bizi kekolamak için açılmış başlık, kekolanmayınız rica ederim. afiyetle yiyiniz.
kamu spotu: okumak faydalı bir aktivitedir.
dip not: mılınskı çok fenasın.
kamu spotu: okumak faydalı bir aktivitedir.
dip not: mılınskı çok fenasın.
devamını gör...
büyükbaba paradoksu
paradoksun tarifi şöyledir:
eğer geçmişe gidip kendi dedemi öldürürsem benim de var olmamam gerekir, fakat ben hiç doğmazsam asla zaman makinesine binip dedemi öldüremem. bu durumda dedem ölmeyeceği için benim de doğmuş olmam gerek. şu durumda dedem de ben de hem ölü hem de diri oluruz.
paradokslarda dikkat edilmesi gerekilen husus, kanımca, mevcut gerçekliği baz almaktaki hatada yatmaktadır. mevcut bir gerçekliğin içerisinde var olan kanunlar(entropi gibi) farklı bir gerçeklikte söz konusu ol(a)mayacaktır.
eğer geçmişe gidip kendi dedemi öldürürsem benim de var olmamam gerekir, fakat ben hiç doğmazsam asla zaman makinesine binip dedemi öldüremem. bu durumda dedem ölmeyeceği için benim de doğmuş olmam gerek. şu durumda dedem de ben de hem ölü hem de diri oluruz.
paradokslarda dikkat edilmesi gerekilen husus, kanımca, mevcut gerçekliği baz almaktaki hatada yatmaktadır. mevcut bir gerçekliğin içerisinde var olan kanunlar(entropi gibi) farklı bir gerçeklikte söz konusu ol(a)mayacaktır.
devamını gör...
cemal süreya
yalnızlığın başkentidir kendisi ..
cok sevdigim sairlerden
..hicbir şeyim yok akip giden sokaktan başka
keşke yalnız bunun için sevseydim seni..
cok sevdigim sairlerden
..hicbir şeyim yok akip giden sokaktan başka
keşke yalnız bunun için sevseydim seni..
devamını gör...
türkiye'nin afrika'da tarım için arazi kiralaması
türkiye tarihinde ilk defa devlet ve özel sektör işbirliğiyle sudan'dan 99 yıllığına tarım arazisi kiraladı.
yapılan anlaşmayla ülkede bulunan 780 bin dönümlük arazide yetişecek ananas, mango, avakado, pepino jambu, kanola, pamuk ve yağlı tohum gibi ürünler yetiştirilecek. - alıntı trt -
güzel vatanımızdaki verimli topraklarımız bomboş dururken. emektar çiftçilerimiz, yıllardır, ithalatlarla, gübre, ilaç, tohum zamlarıyla mağdur edilirken, gerek var mıydı denilen tarımsal hareket.
yapılan anlaşmayla ülkede bulunan 780 bin dönümlük arazide yetişecek ananas, mango, avakado, pepino jambu, kanola, pamuk ve yağlı tohum gibi ürünler yetiştirilecek. - alıntı trt -
güzel vatanımızdaki verimli topraklarımız bomboş dururken. emektar çiftçilerimiz, yıllardır, ithalatlarla, gübre, ilaç, tohum zamlarıyla mağdur edilirken, gerek var mıydı denilen tarımsal hareket.
devamını gör...
nickaltına yazılınca mutlu olan yazar
aşırı mükemmel hissettiren durumdur.
tebessümle okursunuz ve fikirlerinizin beğenildiğini anlarsınız.
tebessümle okursunuz ve fikirlerinizin beğenildiğini anlarsınız.
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
haluk levent-kağızman.
devamını gör...
dasein
bir heideggeryen terim olarak dasein... kıtacılar tarafından yorumlandıkça yorumlanan, teist ve ateist felsefecilerin ucundan tutmaya çalıştıkları, heidegger hayattayken bile insanların net olarak konumlandıramadığı bir kavram. uğraşanlar kant'a kadar geri götürüyo bu kavramın tarihini ama böyle şeyler tamamen anakronik kanımca.
''being there''('burada'laşan varlık) olarak çevrilebilir. (bu tarz kelimelerin tercümeleri gerçekten çok problemli olmakta. varlık ve zaman kitabını okuyacaklar mümkünse aziz yardımlı çevirisi okusunlar) heidegger ''sein und zeit''* adlı kitabında batı metafiziğini ters çevirecek bir kavramı bize gösterir. modern felsefenin kurucu öğesi olan özne-nesne ayrımına, dolayısıyla epistemoloji-ontoloji ayrımına kuvvetli bi saldırıda bulunur. hatta hocası *husserl'ın fenomenolojisine de saldırır.* heidegger kendi dasein kavramını inşa ederken ilhamını frenz *brentano'nun, aristoteles'in metinlerinde geçen ''var olan'' kelimesine getirdiği farklı yaklaşımlardan alır.
bazıları için kabul etmek zor olsa da heidegger inançsız bi adamdı. kitaplarında ''kutsal olan''a pek çok atıf olması okur ve yorumcuları yanlış yönlendirse de, husserl'ın mantık araştırmaları kitabından çok etkilenmiş ve tanrısız bir dünyanın mümkün olabileceğine inanmıştı. heidegger'in dasein kavramını anlamak için bu kısım çok önemlidir kanımca. çünkü ben sartre'ın felsefesiyle heidegger felsefesi arasında pek bi fark görmüyorum.
varlık ve zaman'da bahsedilen dasein için öncelikli olarak bilinmesi gereken, dasein ile kastedilenin kozmoloji ve matematiğin uç noktalarında bulunan en 'ontolojik varlık' değil, gündelik varlıktır. pratik ilgiyle alakalı olandır. pratik ilgi, tefekkürden önce gelir ona göre. dünya kusursuz işleyen bir makine değildir. sürekli engel çıkartan ve bize ayak direyen şeylerle doludur. insan da tam bunun ortasında kalmıştır. heidegger okurlarına bu durumu yansıtmak ister. dasein böylesine bi mücadeleye 'fırlatılmışlık''tır aynı zamanda.
son olarak, heidegger das man kelimesini 'ben' *olarak karşılar. das man'ın belirli bir kimliği yoktur. das man hepimizizdir aslında. gaflete düştüğüm zamanlarda das man benim yerime karar alandır. düşünme edimindeki kusur, das man'ın bizim yerimize karar vermesini sağlar ki, heidegger'e göre sıradanlık budur. şayet ben das man'a karşı direneceksem, 'kendi' vicdanıma hesap verebilmem gerekir. dasein'de bu vicdanın sesi, hristiyan anlayışındaki gibi tanrı'dan gelmez, yine insanın kendisinden, varoluşun kaynağından gelir.
''being there''('burada'laşan varlık) olarak çevrilebilir. (bu tarz kelimelerin tercümeleri gerçekten çok problemli olmakta. varlık ve zaman kitabını okuyacaklar mümkünse aziz yardımlı çevirisi okusunlar) heidegger ''sein und zeit''* adlı kitabında batı metafiziğini ters çevirecek bir kavramı bize gösterir. modern felsefenin kurucu öğesi olan özne-nesne ayrımına, dolayısıyla epistemoloji-ontoloji ayrımına kuvvetli bi saldırıda bulunur. hatta hocası *husserl'ın fenomenolojisine de saldırır.* heidegger kendi dasein kavramını inşa ederken ilhamını frenz *brentano'nun, aristoteles'in metinlerinde geçen ''var olan'' kelimesine getirdiği farklı yaklaşımlardan alır.
bazıları için kabul etmek zor olsa da heidegger inançsız bi adamdı. kitaplarında ''kutsal olan''a pek çok atıf olması okur ve yorumcuları yanlış yönlendirse de, husserl'ın mantık araştırmaları kitabından çok etkilenmiş ve tanrısız bir dünyanın mümkün olabileceğine inanmıştı. heidegger'in dasein kavramını anlamak için bu kısım çok önemlidir kanımca. çünkü ben sartre'ın felsefesiyle heidegger felsefesi arasında pek bi fark görmüyorum.
varlık ve zaman'da bahsedilen dasein için öncelikli olarak bilinmesi gereken, dasein ile kastedilenin kozmoloji ve matematiğin uç noktalarında bulunan en 'ontolojik varlık' değil, gündelik varlıktır. pratik ilgiyle alakalı olandır. pratik ilgi, tefekkürden önce gelir ona göre. dünya kusursuz işleyen bir makine değildir. sürekli engel çıkartan ve bize ayak direyen şeylerle doludur. insan da tam bunun ortasında kalmıştır. heidegger okurlarına bu durumu yansıtmak ister. dasein böylesine bi mücadeleye 'fırlatılmışlık''tır aynı zamanda.
son olarak, heidegger das man kelimesini 'ben' *olarak karşılar. das man'ın belirli bir kimliği yoktur. das man hepimizizdir aslında. gaflete düştüğüm zamanlarda das man benim yerime karar alandır. düşünme edimindeki kusur, das man'ın bizim yerimize karar vermesini sağlar ki, heidegger'e göre sıradanlık budur. şayet ben das man'a karşı direneceksem, 'kendi' vicdanıma hesap verebilmem gerekir. dasein'de bu vicdanın sesi, hristiyan anlayışındaki gibi tanrı'dan gelmez, yine insanın kendisinden, varoluşun kaynağından gelir.
devamını gör...
eric cartman
eric cartman'ın şu arkadaşa yapmış olduğu plan kadar şeytani bir planı ne gördüm ne de duydum:
bu arkadaş eric cartman'a sataşarak hayatının hatasını yapmıştı.
bu arkadaş eric cartman'a sataşarak hayatının hatasını yapmıştı.
devamını gör...
sevdiğin kişinin evlendiğini duymak
benleyse çok güzel yaaa. bu hayat yoluna arkadaşım olma şahsına kavuştuysa onun için daha mutlu olurdum.
diğer türlü zaten sevse beni benle olurdu, beni sevmeyeni bu kalp otomatik reddediyor.
başkasıyla mı evlendi daha üzülürüm ya onun için. ben gibi birinin değerini anlayamışsa yazık. yavrucak güme gitti derim.
kendi etti kendi buldu. vahh yine yangınlar yine o.
diğer türlü zaten sevse beni benle olurdu, beni sevmeyeni bu kalp otomatik reddediyor.
başkasıyla mı evlendi daha üzülürüm ya onun için. ben gibi birinin değerini anlayamışsa yazık. yavrucak güme gitti derim.
kendi etti kendi buldu. vahh yine yangınlar yine o.
devamını gör...
gülçin ergül'ün trafik kazası geçirmesi
gece haberini okuduktan sonra kendime gelemediğim olay.
yillar öncede trafik kazasi geçirmiş ve yarım saat arabanın içinde kurtarılmayı beklemiş.
1 ay önce yeni çıkardığı birbirimize iyi gelmiyoruz şarkısının hikayesini anlattığı röportajında "klibimiz pek güzel oldu, klipte yarım saat vinç yardımıyla havada asılı kaldım. bu bölüm, ilişki sonrası bitmiş aşkın getirdiği askıda kalma hissi ve klipte bahsi geçen araba kazası sonrasında arafta kalma hissiyatını sembolize ediyordu ve başkalarının yolunu da aydınlatan yol açan bir ilham olmuş gibi de görünüyor. bu da benim için bir iltifat olmalı" demişti.
birbirimize iyi gelmiyoruz şarkısının sözleri, klibi ve röportajı sanki dün olacak olayın habercisi gibi.
ınstagram da "sen benim meleğimsin, hep öyleydin aşkım" diye kazada kaybettiği erkek arkadasini paylaşmış. çok acı. allah sabır versin.
yillar öncede trafik kazasi geçirmiş ve yarım saat arabanın içinde kurtarılmayı beklemiş.
1 ay önce yeni çıkardığı birbirimize iyi gelmiyoruz şarkısının hikayesini anlattığı röportajında "klibimiz pek güzel oldu, klipte yarım saat vinç yardımıyla havada asılı kaldım. bu bölüm, ilişki sonrası bitmiş aşkın getirdiği askıda kalma hissi ve klipte bahsi geçen araba kazası sonrasında arafta kalma hissiyatını sembolize ediyordu ve başkalarının yolunu da aydınlatan yol açan bir ilham olmuş gibi de görünüyor. bu da benim için bir iltifat olmalı" demişti.
birbirimize iyi gelmiyoruz şarkısının sözleri, klibi ve röportajı sanki dün olacak olayın habercisi gibi.
ınstagram da "sen benim meleğimsin, hep öyleydin aşkım" diye kazada kaybettiği erkek arkadasini paylaşmış. çok acı. allah sabır versin.
devamını gör...
vajina
hakkında sadece erkeklerin entry girdiği kadın organı.
devamını gör...
yılmaz güney
bir gün yılmaz güney sevmeyenler ekibi olarak birileriyle buluşalım istiyorum.
bu adamın kahramanlaştırılmasına dayanamıyorum. midem bulanıyor. sinirim zıplıyor.
hayır hakimi öldürme sebebi de yılmaz güney isimli şahıs meskun mahalde tabancasını kullanıyor ve hakim de yapma diyor. hakim %100 haklı. hoş haksız olsa da niye öldürüyorsun adamı?
bir de işin garip yanı hakimin ailesinin demeci ortalıkta pek yok.
bir de yeşilçam, neşet ertaş romantizmi yapmaktan başka bir şey bilmeyen çakma edebiyat dergilerinin kapağında da görüyoruz kendilerini. o dergilere de ayrıca uyuzum da neyse.
bu adamın kahramanlaştırılmasına dayanamıyorum. midem bulanıyor. sinirim zıplıyor.
hayır hakimi öldürme sebebi de yılmaz güney isimli şahıs meskun mahalde tabancasını kullanıyor ve hakim de yapma diyor. hakim %100 haklı. hoş haksız olsa da niye öldürüyorsun adamı?
bir de işin garip yanı hakimin ailesinin demeci ortalıkta pek yok.
bir de yeşilçam, neşet ertaş romantizmi yapmaktan başka bir şey bilmeyen çakma edebiyat dergilerinin kapağında da görüyoruz kendilerini. o dergilere de ayrıca uyuzum da neyse.
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
mehmet güreli-kimse bilmez.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
benim icin cok eglenceli baslayan su an ise berbat sesim ne zaman çıkacak diye gerim gerim gerildigim yayın oluyor.
devamını gör...
animasyon film
her yerin renkli olduğu, capcanlı, hayvanların konuşabildiği bir dünya koyuyorlar önümüze. bazen de öyle espriler dönüyor ki sanki yetişkin izleyicilere ithafen. sadece çocuklar icin olduğunu asla düşünmüyorum. bir film izleyeceksem ve animasyonu varsa orijinalinden bile vazgeçebiliyorum. o tatlı dünya her zaman içine çekiyor insanı. madem bu kadar övdük birkaç da örnek vermeden olmaz.
köfte yağmuru
2009'da yapılmış 34 sayfalık bir çocuk kitabından uyarlamadır.
lilo & stitch
2002 çıkışlı bu filmde küçük bir kız ve minik uzaylısı maceralar yaşıyor.
wall-e
bayılırım kendisine. 2008'de andrew stanton‘un sıcacık filmidir.
ters yüz
yine çok bilindik ama sıkmayan bir tanesi bu da. 2015'te cıkmış neşe ve mutsuzluk gibi duyguları bizimle konuşturmustur.
alice harikalar diyarında
1951 yapımı amerikan animasyon ve müzikal macera filmidir. kitabına aşina olduğumuz bu eseri disney'in gözünden de izleyebiliyoruz.
notre dame'ın kamburu
fransız yazar victor hugo'nun ölümsüz eserini konu alır. 1996 yılında disney stüdyolarında hazırlanmış harika bir filmdir.
köfte yağmuru
2009'da yapılmış 34 sayfalık bir çocuk kitabından uyarlamadır.
lilo & stitch
2002 çıkışlı bu filmde küçük bir kız ve minik uzaylısı maceralar yaşıyor.
wall-e
bayılırım kendisine. 2008'de andrew stanton‘un sıcacık filmidir.
ters yüz
yine çok bilindik ama sıkmayan bir tanesi bu da. 2015'te cıkmış neşe ve mutsuzluk gibi duyguları bizimle konuşturmustur.
alice harikalar diyarında
1951 yapımı amerikan animasyon ve müzikal macera filmidir. kitabına aşina olduğumuz bu eseri disney'in gözünden de izleyebiliyoruz.
notre dame'ın kamburu
fransız yazar victor hugo'nun ölümsüz eserini konu alır. 1996 yılında disney stüdyolarında hazırlanmış harika bir filmdir.
devamını gör...
hammurabi kanunları
antik babil kralı hammurabi’nin kendi adıyla anılan kanunlarıdır. tarihteki ilk yazılı kanunlardır. hammurabi yalnızca çetim bir savaşçı değil, aynı zamanda zeki bir hükümdardı. bu kanunlarla tüm tebası için birlik ve istikrar sağlamayı amaçlamıştır. büyük oranda sümer kanunlarından etkilenmiş olmakla birlikte kanunlar daha katıydı. göze göz,dişe diş prensibine göre yazılmış olup, bu kanunları hammurabi güneş tanrısı şamaşın kendisine yazdırdığını söylemiştir. bu nedenle kanunların yazılı olduğu bu stelin en üst tarafında güneş tanrısı şamaşın kendisini kutsadığını gösteren kabartma bulunmaktadır. büyük oranda korunmuş olan bu kanun, şu an louvre müzesinde sergilenmektedir.
kanun tam 282 maddedir. ama madde 66’dan 99’a kadar olan 33 madde okunmayacak durumdadır.
kanun yine zengin ve varlıklı kişileri korumakta, varlıklı bir insanın birini öldürmesi/yaralaması halinde maddi bir bedelle kurtulabiliyorken, diğer vatandaşlar için bu ölüm demekti. aynı zamanda erkeğin zina suçu cezasız kalırken, kadınınki ölümle cezalandırılıyordu. bu adaletsizliklere rağmen kanun kölelere,kadınlara, halktan kişilere haklar da tanıyordu. mesela istismara uğrayan bir kadın boşanma davası açabiliyordu. davalarda yalancı şahitlik ölümle cezalandırıldığından, kolay kolay kimse yalan söyleyemiyordu.
bazı dikkat çeken maddeleri de şunlardı:
1- evi yanan birinin mallarına höz diken biri o ateşe atılarak öldürülür.
2- eğer bir adam,kendisine çocuk veren bir kadından ayrılmak isterse, ona çeyizini geri verir ve bahçesi ve malının bir kısmını kullanması için ona verir.
3- bir adam, bir kişinin özgürlüğünü kısıtlayacak bir şey yaparsa cezalandırılır.
4- bir kişi hırsızlık yaparsa eli kesilir, tecavüz ederse öldürülür.
5- birisini suçlauan biri bunu mutlaka kanıtlamalıdır. aksi halde ölümle cezalandırılır.
kanun tam 282 maddedir. ama madde 66’dan 99’a kadar olan 33 madde okunmayacak durumdadır.
kanun yine zengin ve varlıklı kişileri korumakta, varlıklı bir insanın birini öldürmesi/yaralaması halinde maddi bir bedelle kurtulabiliyorken, diğer vatandaşlar için bu ölüm demekti. aynı zamanda erkeğin zina suçu cezasız kalırken, kadınınki ölümle cezalandırılıyordu. bu adaletsizliklere rağmen kanun kölelere,kadınlara, halktan kişilere haklar da tanıyordu. mesela istismara uğrayan bir kadın boşanma davası açabiliyordu. davalarda yalancı şahitlik ölümle cezalandırıldığından, kolay kolay kimse yalan söyleyemiyordu.
bazı dikkat çeken maddeleri de şunlardı:
1- evi yanan birinin mallarına höz diken biri o ateşe atılarak öldürülür.
2- eğer bir adam,kendisine çocuk veren bir kadından ayrılmak isterse, ona çeyizini geri verir ve bahçesi ve malının bir kısmını kullanması için ona verir.
3- bir adam, bir kişinin özgürlüğünü kısıtlayacak bir şey yaparsa cezalandırılır.
4- bir kişi hırsızlık yaparsa eli kesilir, tecavüz ederse öldürülür.
5- birisini suçlauan biri bunu mutlaka kanıtlamalıdır. aksi halde ölümle cezalandırılır.
devamını gör...
taciz iftirası atılan diş hekiminin feci şekilde dövülmesi
bi video düştü geçenlerde, adamcağız yerde dizlerinin üzerinde, omzundan derisini kopartırcasına biri tutuyo, bi kadın avazı çıktığı kadar tecavüz etmeye çalıştı diyo. bu kadar kolay mı ya iftira atmak, önüne, arkasına bakmadan suçlamak? sonrasında ortaya çıktı ki, yanında çalışan özbek bi kadınla para konusunda anlaşamamışlar ve kadın istediğim parayı vermezsen rezil ederim demiş, tüm olay bundan ibaret. cezasını vermek size mi kaldı diyeceğim ama ne yazık ki geldiğimiz nokta bu, insanların tahammülü de kalmadı, yargısız infaz. şimdi o adam o videodaki herkese ömür boyu ödeyemecekleri kadar büyük bi tazminat davası açarsa haksız mı?
devamını gör...
asosyalliğin arkasındaki kibir
sinsice gizlenen bir duygu bu. bazı asosyal kişiliklerin arkasında derin bir kibir yattığı fikrindeyim. kendi düşünce akışımı izleyince bu fikre kapıldım. çünkü bu düşünce akışı başta utangaçlıkla başlasa da sonuna doğru üstünlük iması taşıyordu. kendini toplumdan üstün görme, onlarla kurulacak diyaloglardan kayda değer bir şey kazanayamayacağını düşünme, farklı olduğuna inanma, hakkında ne
düşündüklerini önemsememe gibi fikirlere kapılıyor insan.
düşündüklerini önemsememe gibi fikirlere kapılıyor insan.
devamını gör...
geceye bir şiir bırak
tüyden hafif olurum böyle sabahlar
karşı damda bir güneş parçası,
içimde kuş cıvıltıları, şarkılar;
bağıra çağıra düşerim yollara;
döner döner durur başım havalarda.
sanırım ki günler hep güzel gidecek;
her sabah böyle bahar;
ne iş güç gelir aklıma, ne yoksulluğum.
derim ki: "sıkıntılar duradursun!"
şairliğimle yetinir,
avunurum.
baharın ilk sabahları ~ orhan veli kanık
devamını gör...