bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
tanju okan - kadınım çalsın mı?
devamını gör...
entry butonları hakkında
sözlüğün ve yazarlığın olmazsa olmazıdır entry. bunu yazarken bir takım yardımcı butonlarımız vardır. nedir bunlar?

hemen başta bulunan klavye butonu.
size ç ğ ı ö ş ve ü harflerini yazmanızda yardımcı olan butondur.
**
ve yanındaki b yani bold butonu.
bold butonu yazıyı kalın olarak yazmaya yarar. bir konuya dikkat çekeyim ama başlık olarak da yönlendirmesin istiyorsanız kullanabilirsiniz.
**
bir yanındaki i yani italik butonu.
italik butonu yazıyı ince ve eğik yazmaya yarar. yazım alıntı gibi görünsün derseniz kullanabilirsiniz. bir ihtimal konuşma metni yazarken de kullanabilirsiniz.
**
hemen yanında bkz (bakınız) butonunu görüyoruz.
bakınız butonu yönlendirme, kaynakça veyahut şuraya da bakılsa iyi olur dediğimiz başlıklar için kullanılır.
(bkz: kafa sözlük) gibi.
**
gbkz (gizli bakınız) butonu. bu butonun bakınız butonundan farkı şudur; başlığı entry içine gömer. başlığın içinde entry yazarsınız ve entryde başka bir başlığa yönlendirme yaparken sırıtmazsınız.
sözlüğün en havalı yazarı iko'dur gibi.
**
hemen yanında * yıldızlı bakınız butonu vardır ve genel de swh (smiley was here) için kullanılsa da yazı da yazabilirsiniz içine.
* gibi.
**
bir sonraki alıntı butonudur. bu butonu kitap, video vb gibi cümleleri sözlüğe taşırken kullanabilirsiniz. hele bir de altında kaynakça belirtirseniz entryniz tadından yenmez.
sana gitme demeyeceğim,
ama gitme lavinia...
gibi.
**
hemen yanında spoiler butonu vardır. yasak alanlar için kullanılır. bir film hakkında entry gireceksiniz ama olay örgüsünü de yazmak istiyorsunuz. hoop imdada spoiler butonu yetişiyor.
20 kasım akşam saat 20.00 da sözlüğün mobil uygulaması hizmete açılacak.
yok öyle bir şey :)
**
link butonu ise adı üzerindedir. link vermek için kullanılır. link verdikten sonra size sunulan link adına dilediğiniz açıklamayı yazabilir dilerseniz buradan adlı hazır kalıbı kullanabilirsiniz. kırık linkler düşmanımızdır.
buradan
**
son olarak ise görsel butonu.
ister telefonunuzda, ister bilgisayarınızda bulunan bir görseli sözlüğe tam boy olarak yükleyip görünmesine yardımcı olan butondur.
***********************

bu 3 seçeneğimiz entry kutucuğunun altında değil hemen üstünde bulunur.
şırasıyla;
şimdi yayınla butonu: tanımı o an gönder'e basıp yayınlamaya yarar.
**
sabaha bırak: yazdığınız tanımı gönder'e basmadan evvel bu seçeneğe tıklarsanıztanımızın yayınlanmaz. 13.03.2021, saat 10.08'de sabaha bıraktığınız bir tanım 14.03.2021, saat 05.01'de yayınlanır.
**
taslak kaydet: şu an için yazmak istemeyip geleceğe birikip yapmak veya şu an tanım tanımı kafamda oluşturamadım ama bu tanım mükemmel olacak abi hele bir yazmaya başlayım ara ara açar bakarım dediğiniz tanımlar için birebir seçenektir. tanımı yayınlamaz taslaklara kaydeder.
*taslaklara ulaşmak için; profilim->bana özel->yayında olmayanlar->taslaklarım.
***********************

önizle: hele bir tanımıma göndermeden evvel şöyle bir alıcı gözüyle bakayım demek isteyenler için icat edilmiş buton.
**
gönder: tanımı sözlüğe ışınlamaya yarar.
***********************

karakter sayacı: entry içinde kaç adet harf virgül nokta boşluk vs klavyeye her dokunduğunuzda ortaya çıkan ne varsa sayan sayaçtır.
ayrıca ne kadar sayaç sayısı yüksekliği o kadar karmadır. hadi bakalım.

hemen başta bulunan klavye butonu.
size ç ğ ı ö ş ve ü harflerini yazmanızda yardımcı olan butondur.
**
ve yanındaki b yani bold butonu.
bold butonu yazıyı kalın olarak yazmaya yarar. bir konuya dikkat çekeyim ama başlık olarak da yönlendirmesin istiyorsanız kullanabilirsiniz.
**
bir yanındaki i yani italik butonu.
italik butonu yazıyı ince ve eğik yazmaya yarar. yazım alıntı gibi görünsün derseniz kullanabilirsiniz. bir ihtimal konuşma metni yazarken de kullanabilirsiniz.
**
hemen yanında bkz (bakınız) butonunu görüyoruz.
bakınız butonu yönlendirme, kaynakça veyahut şuraya da bakılsa iyi olur dediğimiz başlıklar için kullanılır.
(bkz: kafa sözlük) gibi.
**
gbkz (gizli bakınız) butonu. bu butonun bakınız butonundan farkı şudur; başlığı entry içine gömer. başlığın içinde entry yazarsınız ve entryde başka bir başlığa yönlendirme yaparken sırıtmazsınız.
sözlüğün en havalı yazarı iko'dur gibi.
**
hemen yanında * yıldızlı bakınız butonu vardır ve genel de swh (smiley was here) için kullanılsa da yazı da yazabilirsiniz içine.
* gibi.
**
bir sonraki alıntı butonudur. bu butonu kitap, video vb gibi cümleleri sözlüğe taşırken kullanabilirsiniz. hele bir de altında kaynakça belirtirseniz entryniz tadından yenmez.
sana gitme demeyeceğim,
ama gitme lavinia...
gibi.
**
hemen yanında spoiler butonu vardır. yasak alanlar için kullanılır. bir film hakkında entry gireceksiniz ama olay örgüsünü de yazmak istiyorsunuz. hoop imdada spoiler butonu yetişiyor.
20 kasım akşam saat 20.00 da sözlüğün mobil uygulaması hizmete açılacak.
yok öyle bir şey :)
**
link butonu ise adı üzerindedir. link vermek için kullanılır. link verdikten sonra size sunulan link adına dilediğiniz açıklamayı yazabilir dilerseniz buradan adlı hazır kalıbı kullanabilirsiniz. kırık linkler düşmanımızdır.
buradan
**
son olarak ise görsel butonu.
ister telefonunuzda, ister bilgisayarınızda bulunan bir görseli sözlüğe tam boy olarak yükleyip görünmesine yardımcı olan butondur.
***********************

bu 3 seçeneğimiz entry kutucuğunun altında değil hemen üstünde bulunur.
şırasıyla;
şimdi yayınla butonu: tanımı o an gönder'e basıp yayınlamaya yarar.
**
sabaha bırak: yazdığınız tanımı gönder'e basmadan evvel bu seçeneğe tıklarsanıztanımızın yayınlanmaz. 13.03.2021, saat 10.08'de sabaha bıraktığınız bir tanım 14.03.2021, saat 05.01'de yayınlanır.
**
taslak kaydet: şu an için yazmak istemeyip geleceğe birikip yapmak veya şu an tanım tanımı kafamda oluşturamadım ama bu tanım mükemmel olacak abi hele bir yazmaya başlayım ara ara açar bakarım dediğiniz tanımlar için birebir seçenektir. tanımı yayınlamaz taslaklara kaydeder.
*taslaklara ulaşmak için; profilim->bana özel->yayında olmayanlar->taslaklarım.
***********************

önizle: hele bir tanımıma göndermeden evvel şöyle bir alıcı gözüyle bakayım demek isteyenler için icat edilmiş buton.
**
gönder: tanımı sözlüğe ışınlamaya yarar.
***********************

karakter sayacı: entry içinde kaç adet harf virgül nokta boşluk vs klavyeye her dokunduğunuzda ortaya çıkan ne varsa sayan sayaçtır.
ayrıca ne kadar sayaç sayısı yüksekliği o kadar karmadır. hadi bakalım.
devamını gör...
3 kız bir araya geldiğinde konuşulan 3 önemli şey
geçmiş değerlendirilir. efkar dozunun arttığı noktada potansiyel sevgili ya da mevcut ilişkiler teker teker masaya yatırılır. ilişki konusu baydığı sırada hayaller ve gelecek planları ballandıra ballandıra anlatılır. neşeler yerine gelir.
devamını gör...
ortaokullarda seçmeli satranç dersinin okutulmasına karar verilmesi
"yes be" dedirten durum.
aa unutmuşum orta okul biteli seneler oldu
aa unutmuşum orta okul biteli seneler oldu
devamını gör...
eşinin genital bölgesine demir çubuk sokarak öldüren adam
insan olanın insanlığından utandıran olaydır. benim artık kanım donuyor, bu nasıl insanlık ne ara bu hale geldik. gerçekten yazacak bir şey bulamıyorum artık sözün bittiği yer daha bu olayın üstüne ne söylenebilir ki. umarım hakkettiği cezayı alır ömür boyu hapis. "ben bu çağdan nefret ettim, etimle kemiğimle nefret ettim."
devamını gör...
interaktif sözlükler mayıs 2021 sıralaması
sıralama şu şekildedir.

ekşi'de kafa'dan 10 kat daha fazla entry girişi söz konusu. kafa'yı 2. sıraya getiren fazla entry girişi ve yeni sözlük özellikleri kısa dönemde ekşiye doğru yaklaşmada yardımcı olabilir. fakat asıl mesele kullanıcıları çeşitli alt kategorilerde (subreddit gibi) kafa sözlük'e daha da bağlı kılmak. (bkz: stickiness) çünkü uzun vadede ekşideki içerik çokluğuna ulaşmak çok zor. ilgi alanlarını beslemede süreklilik sağlanılabilirse, kitle ister istemez platforma çekilir.

ekşi'de kafa'dan 10 kat daha fazla entry girişi söz konusu. kafa'yı 2. sıraya getiren fazla entry girişi ve yeni sözlük özellikleri kısa dönemde ekşiye doğru yaklaşmada yardımcı olabilir. fakat asıl mesele kullanıcıları çeşitli alt kategorilerde (subreddit gibi) kafa sözlük'e daha da bağlı kılmak. (bkz: stickiness) çünkü uzun vadede ekşideki içerik çokluğuna ulaşmak çok zor. ilgi alanlarını beslemede süreklilik sağlanılabilirse, kitle ister istemez platforma çekilir.
devamını gör...
vartolu sadettin
eroin ticareti yaptığı halde şirin gösterilen bir karakter. ama işler güçler'in sansür'e maruz kaldığınıda gördük bu ülkede maalesef.
devamını gör...
leyla ile mecnun replikleri
sahibi var mı bu çuvalın.... sahibivarmıbucuvalın.... sabvapbuçuvan...
erdal bakkalın çok komik bulduğum repliklerinden biri.
erdal bakkalın çok komik bulduğum repliklerinden biri.
devamını gör...
brokoli çorbası
bir esdemirei ukdesi.
brokolinin ucuzladığı bu günlerde sebze çorbası içmek isteyenler için lezzetli fakat yapımı biraz uğraştırıcı bir çorba. (blender'ınız yoksa yapmanız imkansıza yakın)
malzemeler:
yarım kilo kadar brokoli
bir adet patates
bir adet soğan
1-2 adet havuç
2 su bardağı süt
bir paket süt kreması
tereyağ
un
tuz
karabiber ve damak zevkinize göre diğer çeşitli baharatlar
yapılışı:
sebzeleri büyük bir tencereye doğrayarak koyun, üzerini geçecek kadar su ilave edin. fazla koymayın, en kötü az kalırsa üstüne ilave edersiniz. sebzeler yumuşayana pişirin.
bir tavaya 2-3 kaşık kadar tereyağ koyup kızdırın, üzerine un koyup rengi değişene kadar kavurun. sütü yavaş yavaş ilave ederek topak kalmayana kadar karıştırın (evet beşamel sos yapıyoruz) son olarak süt kremasını da ilave ederek iyice karıştırın kenarda bırakın. çok önceden hazırlamayın üstünde bir tabaka oluşuyor sonra.
sebzeleri iyice yumuşayana kadar haşladıktan sonra blender'dan geçirin. eğer suyu fazla geliyorsa bir kısmını süzebilirsiniz. blender'dan geçirdiğiniz püre kıvamına gelmiş malzemelerinizin üstüne beşamel sosu ekleyin. tuz ve damak zevkinize göre diğer baharatları da ekleyin. karıştırın. içmeye hazır, afiyet olsun.
brokolinin ucuzladığı bu günlerde sebze çorbası içmek isteyenler için lezzetli fakat yapımı biraz uğraştırıcı bir çorba. (blender'ınız yoksa yapmanız imkansıza yakın)
malzemeler:
yarım kilo kadar brokoli
bir adet patates
bir adet soğan
1-2 adet havuç
2 su bardağı süt
bir paket süt kreması
tereyağ
un
tuz
karabiber ve damak zevkinize göre diğer çeşitli baharatlar
yapılışı:
sebzeleri büyük bir tencereye doğrayarak koyun, üzerini geçecek kadar su ilave edin. fazla koymayın, en kötü az kalırsa üstüne ilave edersiniz. sebzeler yumuşayana pişirin.
bir tavaya 2-3 kaşık kadar tereyağ koyup kızdırın, üzerine un koyup rengi değişene kadar kavurun. sütü yavaş yavaş ilave ederek topak kalmayana kadar karıştırın (evet beşamel sos yapıyoruz) son olarak süt kremasını da ilave ederek iyice karıştırın kenarda bırakın. çok önceden hazırlamayın üstünde bir tabaka oluşuyor sonra.
sebzeleri iyice yumuşayana kadar haşladıktan sonra blender'dan geçirin. eğer suyu fazla geliyorsa bir kısmını süzebilirsiniz. blender'dan geçirdiğiniz püre kıvamına gelmiş malzemelerinizin üstüne beşamel sosu ekleyin. tuz ve damak zevkinize göre diğer baharatları da ekleyin. karıştırın. içmeye hazır, afiyet olsun.
devamını gör...
şarkı olmuş şiirler
en beğendiklerim şunlardır;
sultan-ı yegâh: attilâ ilhan nur yoldaş yorumu -mor ve ötesi yorumu
'şamdanları dolanınca eski zaman sevdalarının
başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegahın
nemli yumuşaklığı tende denizden gelen ahın
gizemli kanatları ruhta ölüm karanlığının
başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegahın'
kavaklar: metin altıok sezen aksu
bedenim üşür, yüreğim sızlar.
ah kavaklar, kavaklar...
beni hoyrat bir makasla
eski bir fotoğraftan oydular.
birdenbire: orhan veli kanık ışığın yansıması
her şey birdenbire oldu
birdenbire vurdu gün ışığı yere
gökyüzü birdenbire oldu
mavi birdenbire
sultan-ı yegâh: attilâ ilhan nur yoldaş yorumu -mor ve ötesi yorumu
'şamdanları dolanınca eski zaman sevdalarının
başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegahın
nemli yumuşaklığı tende denizden gelen ahın
gizemli kanatları ruhta ölüm karanlığının
başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegahın'
kavaklar: metin altıok sezen aksu
bedenim üşür, yüreğim sızlar.
ah kavaklar, kavaklar...
beni hoyrat bir makasla
eski bir fotoğraftan oydular.
birdenbire: orhan veli kanık ışığın yansıması
her şey birdenbire oldu
birdenbire vurdu gün ışığı yere
gökyüzü birdenbire oldu
mavi birdenbire
devamını gör...
erkek olduğu anlaşılan yazarla sohbeti kesmek
nick yanılgısı nedeniyle başlayan muhabbetin olağan sonudur.
desert rose diye süleyman mı olur ya.
desert rose diye süleyman mı olur ya.
devamını gör...
chi enerjisi
çin tıbbının temel prensiplerinin en tepesinde yer alan bir kavram bu. kısaca evrensel hayat enerjisi diyerek geçmek isterdim fakat öyle geniş bir konu ki okudukça dallandı budaklandı. elimden geldiğince özünü kısa tutmaya çalışacağım.
evrende ki her şey canlıdır ve her biyodinamik varlığın bir chi'si vardır, inanılır. tüm evren sürekli iletişim ve enerji alışverişi içerisindedir, kabul edilir. bu evrensel hayat enerjisi bütünlüğünün tamamına chi enerjisi adı verilmektedir. evrende sürekli hareket halinde olan bu pozitif enerjiyi yaşamsal alanlara doldurabilmek ve mekanlarda bu enerjinin akışını sağlamak adına ortaya çıkan feng shui*, chi'nin çocuğudur.
çinlilerin hayatında farklı bir yeri bulunan bu enerji öğretisi bir çok kültürde kendisini göstermiştir. orta asyada şamanların yüce ruh'u, hint yoga kültürünün pranası, japonların ise ki öğretisi ve çokomelli kısım burası, bizim iman gücü bu chi'nin kültürlerce dillendirilme şekilleridir. hepsinin temelinde aynı prensip yatar, içimizde saklı olan enerjinin gücü..
eski çinde 3000 yıl önceden beri uygulanan bu öğreti o kadar etkili bir enerjiymiş ki, çin imparatorları kraliyet mensuplarına ve kraliyet tarafınca onay verilen kodamanlara uygun görmüş, tabi zaman içerisinde öğrenmeyen kalmamış. bu enerjiyi kullanarak el sıcaklığı ile bir çalıyı tutuşturabilenlerden, hastaları iyileştirenlere, cisimleri yerlerinden kaldıranlara kadar çeşit çeşit ustaları türemiş. hatta yok hava bükücü yok su bükücü olaylarının temelinde ve uzak doğu filmlerinde ki uçarlı kaçarlı, dönerli atarlı filmlerde yere konmadan havalarda kılıç çarpıştırlan sahnelerde bu öğretiyi ilkiklerine kadar öğrenmiş üstatlar temsil edilmiştir.
chi enerjisini ejderhalar temsil eder. ejderha simgeleri ile bütünlenmiş halde bulunan, ejderhanın elinde, ağzında, yanında, kafasında ve bilumum etrafında bulunan küreler chi enerjisini sembolize eder. evrensel ağda akacak olan enerji ile bütünleşmek, bedende bu enerjiyi kontrol edebilmek ciddi disiplin ve sıkı eğitim gerektirmektedir. chi ustası olmak, odaklanmak ejderhanın nefesine ve enerjisine odaklanmak anlamına gelir.
her şeyin bir zıttı olduğu gibi chi'nin de zıttı mevcuttur.
sheng chi*; hayatta arzu ettiğimiz tüm güzel enerjileri taşır.
sha chi*; korku, üzüntü ve olumsuz enerjileri taşır.
bedenlerimizde ki chi enerjisi vücutta göbek* çakramızdaki hara ya da tan tien denilen bölgede depolanır. hara, göbek deliğimizden 5 cm içeride enerjinin girdap gibi döndüğü bölgedir. chi enerjisinin vücutta depolandığı bir başka yer de auramızdır. bulunduğunuz mekana birisi geldiğinde, gelen kişiden ortama negatif veya pozitif bir enerji yayıldığını hissettiğiniz olmuştur, bu kişinin aurasında ki enerjiden kaynaklanmaktadır.
chi'yi elementlerden ateş temsil eder. ateş yaşamsal enerjinin kaynağıdır ve tamamen canlıdır. ejderhaların ağzından çıkan ateş kutsal soluktur. chi vücutta gezmesi, dönmesi gereken bir enerjidir. bunu en iyi sağlayacak olan, doğru ve iyi nefestir. sheng chi ve sha chi enerjilerinin vücutta dengeli olması da önemlidir. fazla sheng chi çakralarımızı aşırı çalıştırırken, fazla sha chide çakralarımızın tıkanmasına sebep olur. chi'nin azalması, durgunluğu veya dengesizliği kişiyi hasta edebilir.
chi enerjisini toplanması ve yönlendirilmesi kişiye göre değişkenlik gösterir fakat değişmez en önemli nokta erdemli insan olabilmek ve yaşama amaçlarımız içerisinden bencil istekleri çıkarabilmektir. düzenli yapılan meditasyon, yoga, reiki ve alternatif şifa sistemleriyle de bu enerji dengeleme ve depolama işi mümkündür ama bana göre her şeyden önce pozitif auraya sahip insanlar olmalı kişinin etrafında.
aura aurayı hissede hissede demişler*..
not: günün konusu başka bir şeydi aslında ancak o konunun bu konuyu da içermesinden dolayı bu konuyu incelemeye başladım ve inceledikçe gece karşılaştığım, aurasından pırlanta saçan bir insana ithafen bu konuyu irdelemeliyim diye düşündüm ve geldiğim nokta burası oldu. her ne kadar cümlelerimi kısa seçmeye çalışsam da sonuç ortada.
her daim aurası pozitif insanlarla dolsun etrafınız efendim. iyi insanlar iyi ki varsınız..
evrende ki her şey canlıdır ve her biyodinamik varlığın bir chi'si vardır, inanılır. tüm evren sürekli iletişim ve enerji alışverişi içerisindedir, kabul edilir. bu evrensel hayat enerjisi bütünlüğünün tamamına chi enerjisi adı verilmektedir. evrende sürekli hareket halinde olan bu pozitif enerjiyi yaşamsal alanlara doldurabilmek ve mekanlarda bu enerjinin akışını sağlamak adına ortaya çıkan feng shui*, chi'nin çocuğudur.
çinlilerin hayatında farklı bir yeri bulunan bu enerji öğretisi bir çok kültürde kendisini göstermiştir. orta asyada şamanların yüce ruh'u, hint yoga kültürünün pranası, japonların ise ki öğretisi ve çokomelli kısım burası, bizim iman gücü bu chi'nin kültürlerce dillendirilme şekilleridir. hepsinin temelinde aynı prensip yatar, içimizde saklı olan enerjinin gücü..
eski çinde 3000 yıl önceden beri uygulanan bu öğreti o kadar etkili bir enerjiymiş ki, çin imparatorları kraliyet mensuplarına ve kraliyet tarafınca onay verilen kodamanlara uygun görmüş, tabi zaman içerisinde öğrenmeyen kalmamış. bu enerjiyi kullanarak el sıcaklığı ile bir çalıyı tutuşturabilenlerden, hastaları iyileştirenlere, cisimleri yerlerinden kaldıranlara kadar çeşit çeşit ustaları türemiş. hatta yok hava bükücü yok su bükücü olaylarının temelinde ve uzak doğu filmlerinde ki uçarlı kaçarlı, dönerli atarlı filmlerde yere konmadan havalarda kılıç çarpıştırlan sahnelerde bu öğretiyi ilkiklerine kadar öğrenmiş üstatlar temsil edilmiştir.
chi enerjisini ejderhalar temsil eder. ejderha simgeleri ile bütünlenmiş halde bulunan, ejderhanın elinde, ağzında, yanında, kafasında ve bilumum etrafında bulunan küreler chi enerjisini sembolize eder. evrensel ağda akacak olan enerji ile bütünleşmek, bedende bu enerjiyi kontrol edebilmek ciddi disiplin ve sıkı eğitim gerektirmektedir. chi ustası olmak, odaklanmak ejderhanın nefesine ve enerjisine odaklanmak anlamına gelir.
her şeyin bir zıttı olduğu gibi chi'nin de zıttı mevcuttur.
sheng chi*; hayatta arzu ettiğimiz tüm güzel enerjileri taşır.
sha chi*; korku, üzüntü ve olumsuz enerjileri taşır.
bedenlerimizde ki chi enerjisi vücutta göbek* çakramızdaki hara ya da tan tien denilen bölgede depolanır. hara, göbek deliğimizden 5 cm içeride enerjinin girdap gibi döndüğü bölgedir. chi enerjisinin vücutta depolandığı bir başka yer de auramızdır. bulunduğunuz mekana birisi geldiğinde, gelen kişiden ortama negatif veya pozitif bir enerji yayıldığını hissettiğiniz olmuştur, bu kişinin aurasında ki enerjiden kaynaklanmaktadır.
chi'yi elementlerden ateş temsil eder. ateş yaşamsal enerjinin kaynağıdır ve tamamen canlıdır. ejderhaların ağzından çıkan ateş kutsal soluktur. chi vücutta gezmesi, dönmesi gereken bir enerjidir. bunu en iyi sağlayacak olan, doğru ve iyi nefestir. sheng chi ve sha chi enerjilerinin vücutta dengeli olması da önemlidir. fazla sheng chi çakralarımızı aşırı çalıştırırken, fazla sha chide çakralarımızın tıkanmasına sebep olur. chi'nin azalması, durgunluğu veya dengesizliği kişiyi hasta edebilir.
chi enerjisini toplanması ve yönlendirilmesi kişiye göre değişkenlik gösterir fakat değişmez en önemli nokta erdemli insan olabilmek ve yaşama amaçlarımız içerisinden bencil istekleri çıkarabilmektir. düzenli yapılan meditasyon, yoga, reiki ve alternatif şifa sistemleriyle de bu enerji dengeleme ve depolama işi mümkündür ama bana göre her şeyden önce pozitif auraya sahip insanlar olmalı kişinin etrafında.
aura aurayı hissede hissede demişler*..
not: günün konusu başka bir şeydi aslında ancak o konunun bu konuyu da içermesinden dolayı bu konuyu incelemeye başladım ve inceledikçe gece karşılaştığım, aurasından pırlanta saçan bir insana ithafen bu konuyu irdelemeliyim diye düşündüm ve geldiğim nokta burası oldu. her ne kadar cümlelerimi kısa seçmeye çalışsam da sonuç ortada.
her daim aurası pozitif insanlarla dolsun etrafınız efendim. iyi insanlar iyi ki varsınız..
devamını gör...
konuşma
ilk okuduğum günden bu yana beni acayip cezbeden bir şiir. her okuyuşumda biçim olarak bir çok şiirde bulamadığım lezzeti verdiğini itiraf etmeliyim lakin bu kadar güzel hissin arasında merakımı uyandıran bu anlamsızlık bütünü zannımca bir anlamı ifade ediyor olmalı diye düşünmekten de kendimi alamıyorum. tabi bu giz dolu mısraların hakikatini elbet şairi bilebilir fakat nedense şiir üstüne değil şiirin bende uyandırdıkları üstüne bir kaç kelam etme isteği uyandığından bu girdiyi oluşturuyorum.
şimdi öncelikle dikkatimi celbeden şiirin en başındaki “aman,” kısmı. burda en hafif tabirinden bir umursamazlık hissediyorum. bir de manası bence iki noktayı işaret eden bi’ “zenci”miz var. bir kere “zenci” olmasının birinci gerekliliği; kendisinin toplumun çoğunluğundan belki de hepsinden farklı olmasıdır. bu farklılıktan yahut farklılıklardan ötürü de bu zenci ya toplum tarafından dışlanmış üçüncü bir kişiye işaret eden bir “zenci”, bu yüzden de “aman,” diyen kişimiz ilgili intihar eylemini gereksiz yahut saçma bulmaktadır. ikinci ihtimal ise dışlandığını hisseden aslında bizzat kendisi olan “zenci” mizdir.
öyleyse buraya kadar ki kısımda olan “aman, kendini asmış yüz kiloluk bir zenci” mısrası bence içinde iki anlam barındırıyor olabilir. kuvvetle muhtemel ilk seçeneğim; dışlandığını hisseden zencimizin “ulan bıktım beni yalnızlığa mecbur bırakmanızdan” mottosundan hareketle kendisini asmasının aslında kimse tarafından da umursanmayacağını bilmesine ironi yoluyla bir serzenişte bulunmasıdır.
“üstelik gece inmiş, ses gelmiyor kümesten”
ilk bakışta bakılınca ne alaka dedirten bir mısra olabilir. ama ilk dörtlüğün bütünü, amacına ulaşamayan bir eylemi anlatmaktadır. yani ortada ölmek isteyen biri var, bunun için de bir girişimde bulunuyor ama isteyerek yahut istemeyerek bunu beceremiyor.
herkesin uyuduğu bir saat düşünün. kendini asan bir adam, asmak için kümesin üstüne denk gelen bir odada yahut evlerden uzak bir kümesin içinde bu eylemi gerçekleştiriyor olsun. bu iki mısra da bu beceriksizliğe bir atıftır zannımca.
“ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci.
hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten...”
ilk başta dediğim, gibi iki ihtimal var hala. ilk ihtimal “kendini asmayı beceremeyen o adamın yerinde olsam utanırdım. hem ölmek istiyorsun, hem de bunun gerekliliklerini yerine getirmekten acizsin” anlamı taşıyor olabilir. ya da kuvvetle muhtemel ihtimalim olarak; “beni farklı gördükleri o kadar fazla şeyim var ki, bunlardan biri de belki bugün yapmak istediğim şeyi başarmama engel oldu” sitemi olabilir.
gelelim ikinci dörtlüğümüze. ikinci dörtlükte mısraları atlayarak birleştirince bence asıl hikaye o zaman ortaya çıkıyor...
“iyi nişan alırdı, kendini asan zenci.
sizden iyi olmasın, boşanmada birinci..”
ilk mısrada ihtimaller dahilinde olan zencimiz çok iyi kararlar alamazdı diyebilirim. o kadar ki; eş tercihi yahut evlilik kararı diyelim kötü bir karar aldığından sonuç olarak bitmiş bir ilişkisi belki de ilişkileri var. hatta “boşanmada birinci” derken ilişkilerden değil, ilişkinin bitiş hızından bile bahsedebiliriz. hatta “iyi nişan alabilen” zencimizin intihar yolu olarak kendini ipe çekmek istemesi de ilk kıtadaki “dersini bilmeyen öğrenci” ye bir atıftır zannımca.
ikinci bir ihtimal olarak ilk kıtadaki şişmanlıkla, “bira içmez, ağlardı babası değirmenci” mısrası arasında bir bağ bulunduğunu düşünüyorum. yani şişmanlığı ağırlık olarak değil de, insan arzuları, istekleri olarak düşünürsek; aslında elinde olan imkanların sınırlarını kestirebilen, ama arzularının bu imkanların çok üstünde olduğunun farkında olan ve bu farkındalıktan dolayı acı çeken bir zencimiz olduğu sonucuna varıyorum.
yani özetle; sahip olduğu/sahip olduğunu zannettiği farklılıklardan ötürü çoğunluk tarafından dışlanarak yalnızlığa mahkum edilmiş bir insanın; aslında ölmek istemediği halde (ki çünkü gerçekten isteseydi bunu gerçekten becerebileceği yetkinlikte tercihleri seçerdi) farkına varılması isteği üzre çareyi ölümde arayıp; -burda kurtuluş değildir ölüm, girdiği ruh halinin çoğunluk tarafından farkedilmeyeceğini bile bile farkedilmesini istemektir- bulamamasını, bunun da kendisinde uyandırdığı sıkıntıyla artan/dışavuran şiddet duygusunu haketmediğini düşündüğü birilerine/şeylere yansıtmaktan da korktuğunu düşünüyorum.
çünkü;
çooook canı sıkılıyor,
kuş vurabilir isterse...
şimdi öncelikle dikkatimi celbeden şiirin en başındaki “aman,” kısmı. burda en hafif tabirinden bir umursamazlık hissediyorum. bir de manası bence iki noktayı işaret eden bi’ “zenci”miz var. bir kere “zenci” olmasının birinci gerekliliği; kendisinin toplumun çoğunluğundan belki de hepsinden farklı olmasıdır. bu farklılıktan yahut farklılıklardan ötürü de bu zenci ya toplum tarafından dışlanmış üçüncü bir kişiye işaret eden bir “zenci”, bu yüzden de “aman,” diyen kişimiz ilgili intihar eylemini gereksiz yahut saçma bulmaktadır. ikinci ihtimal ise dışlandığını hisseden aslında bizzat kendisi olan “zenci” mizdir.
öyleyse buraya kadar ki kısımda olan “aman, kendini asmış yüz kiloluk bir zenci” mısrası bence içinde iki anlam barındırıyor olabilir. kuvvetle muhtemel ilk seçeneğim; dışlandığını hisseden zencimizin “ulan bıktım beni yalnızlığa mecbur bırakmanızdan” mottosundan hareketle kendisini asmasının aslında kimse tarafından da umursanmayacağını bilmesine ironi yoluyla bir serzenişte bulunmasıdır.
“üstelik gece inmiş, ses gelmiyor kümesten”
ilk bakışta bakılınca ne alaka dedirten bir mısra olabilir. ama ilk dörtlüğün bütünü, amacına ulaşamayan bir eylemi anlatmaktadır. yani ortada ölmek isteyen biri var, bunun için de bir girişimde bulunuyor ama isteyerek yahut istemeyerek bunu beceremiyor.
herkesin uyuduğu bir saat düşünün. kendini asan bir adam, asmak için kümesin üstüne denk gelen bir odada yahut evlerden uzak bir kümesin içinde bu eylemi gerçekleştiriyor olsun. bu iki mısra da bu beceriksizliğe bir atıftır zannımca.
“ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci.
hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten...”
ilk başta dediğim, gibi iki ihtimal var hala. ilk ihtimal “kendini asmayı beceremeyen o adamın yerinde olsam utanırdım. hem ölmek istiyorsun, hem de bunun gerekliliklerini yerine getirmekten acizsin” anlamı taşıyor olabilir. ya da kuvvetle muhtemel ihtimalim olarak; “beni farklı gördükleri o kadar fazla şeyim var ki, bunlardan biri de belki bugün yapmak istediğim şeyi başarmama engel oldu” sitemi olabilir.
gelelim ikinci dörtlüğümüze. ikinci dörtlükte mısraları atlayarak birleştirince bence asıl hikaye o zaman ortaya çıkıyor...
“iyi nişan alırdı, kendini asan zenci.
sizden iyi olmasın, boşanmada birinci..”
ilk mısrada ihtimaller dahilinde olan zencimiz çok iyi kararlar alamazdı diyebilirim. o kadar ki; eş tercihi yahut evlilik kararı diyelim kötü bir karar aldığından sonuç olarak bitmiş bir ilişkisi belki de ilişkileri var. hatta “boşanmada birinci” derken ilişkilerden değil, ilişkinin bitiş hızından bile bahsedebiliriz. hatta “iyi nişan alabilen” zencimizin intihar yolu olarak kendini ipe çekmek istemesi de ilk kıtadaki “dersini bilmeyen öğrenci” ye bir atıftır zannımca.
ikinci bir ihtimal olarak ilk kıtadaki şişmanlıkla, “bira içmez, ağlardı babası değirmenci” mısrası arasında bir bağ bulunduğunu düşünüyorum. yani şişmanlığı ağırlık olarak değil de, insan arzuları, istekleri olarak düşünürsek; aslında elinde olan imkanların sınırlarını kestirebilen, ama arzularının bu imkanların çok üstünde olduğunun farkında olan ve bu farkındalıktan dolayı acı çeken bir zencimiz olduğu sonucuna varıyorum.
yani özetle; sahip olduğu/sahip olduğunu zannettiği farklılıklardan ötürü çoğunluk tarafından dışlanarak yalnızlığa mahkum edilmiş bir insanın; aslında ölmek istemediği halde (ki çünkü gerçekten isteseydi bunu gerçekten becerebileceği yetkinlikte tercihleri seçerdi) farkına varılması isteği üzre çareyi ölümde arayıp; -burda kurtuluş değildir ölüm, girdiği ruh halinin çoğunluk tarafından farkedilmeyeceğini bile bile farkedilmesini istemektir- bulamamasını, bunun da kendisinde uyandırdığı sıkıntıyla artan/dışavuran şiddet duygusunu haketmediğini düşündüğü birilerine/şeylere yansıtmaktan da korktuğunu düşünüyorum.
çünkü;
çooook canı sıkılıyor,
kuş vurabilir isterse...
devamını gör...
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-e şimdi sen kendin düşürdün, kime küsüyorsun
- kendime küstüm
- kendime küstüm
devamını gör...
yazmaktan keyif almak
sıkılıyorum, bunalıyorum ve bunlara karşı yapabildiğim tek şey yazmak. kiminin hoşuna gidiyor, kiminin de gitmiyor ona yapabilecek bir şey yok. benim sıkıntım biraz olsun azalıyor ya o bana yeter.
devamını gör...
dobby
harry potter evreninde kısa bir süreliğine, harry potter'ın hizmetine girmiş ev cini veya ev elfi olarak tanımlanan kurgusal karakterdir.
harry potter, sırlar odası kitabında, draco malfoy'un hizmetine girmiş dobby'ye ayağındaki çorabı çıkararak hediye etmiştir:
"sahip dobby'ye bir çorap verdi," dedi cin hayretle. "sahip onu dobby'ye verdi."
"ne?" dedi mr. malfoy sinirle.
"ne dedin sen?"
"dobby'nin bir çorabı var," dedi dobby inanamayarak.
"sahip onu attı, dobby de tuttu ve dobby - dobby özgür."
harry potter, sırlar odası kitabında, draco malfoy'un hizmetine girmiş dobby'ye ayağındaki çorabı çıkararak hediye etmiştir:
"sahip dobby'ye bir çorap verdi," dedi cin hayretle. "sahip onu dobby'ye verdi."
"ne?" dedi mr. malfoy sinirle.
"ne dedin sen?"
"dobby'nin bir çorabı var," dedi dobby inanamayarak.
"sahip onu attı, dobby de tuttu ve dobby - dobby özgür."
devamını gör...
özel güvenlik görevlisi
2004 yılında çıkarılan 5188 sayılı kanun ile görev ve yetkileri belirtilmiştir.özel güvenlik görevlileri kamu güvenliğini tamamlayıcı mahiyettedir.
devamını gör...
boğaziçi dayanışma topluluğu 24 nisan tweeti
atatürkçü, kemalist ve ultra(!) vatansever vatandaşlar başlığa gelmiştir. kemalistlerle liboşları bir kefeye koyup güzel sallamışsınız. kemalizm her zaman bilim ve aydınlıktan yanadır. anti demokratlığa da karşıdır. gezi olaylarında da aynı şeyler oldu antrenmanlıyız biz.
tarih bilimi metodolojisi açısından ermeni soykırımı ayrıca incelenir ki incelendi gidip araştırırsınız. biz dersimi de kabul etmiyoruz bu twitter hesabı yarın dersim ile ilgili saçma bir twit atarsa tepkimizi koyarız. ama bu ülkenin üniversitelerine ve eğitim kurumlarına yapılan saldırıları asla unutmayız hafife de almayız. boğaziçi direnişinin de yine haklı dava olduğu için arkasında dururum.
daha dün fetönün badeledikleri vatan devlet düşmanı değil iki twit atan boğaziçililer devlet düşmanı olmuş. hadi oradan. ayrıca bu kesim genel olarak ermeni soykırımını ve dersimi kabul eder fakat kemalistler kabul etmez. yine de iyi anlaşırlar çünkü iki kesim de laik ve ilerlemecidir. genelde ekonomik ve birkaç tarihi konuda ayrışırlar.
biz solcularla ve bazı liberallerle aynı kültürdeniz evet sorun mu var? ayrıştığımız konularda tartışırız ama baskıya ve gericiliğe karşı yekvücut oluruz. hadi gidin az ötede şeriatçılık oynayın. bir sjw'nin attığı twit adına bilim yuvalarını sizin kucağınıza da kayyumunuzun kucağına da atmayız. buradan al bak tesettürlü bir kadın öğrenci. yine de kayyumun karşısında. akşam nihat hatipoğlu'na bağlan sor bakalım de ki " hocam haksız bir kayyumu savunmamak için dinsizlerle birlik olmak bizi dinden çıkarır mı?"
tarih bilimi metodolojisi açısından ermeni soykırımı ayrıca incelenir ki incelendi gidip araştırırsınız. biz dersimi de kabul etmiyoruz bu twitter hesabı yarın dersim ile ilgili saçma bir twit atarsa tepkimizi koyarız. ama bu ülkenin üniversitelerine ve eğitim kurumlarına yapılan saldırıları asla unutmayız hafife de almayız. boğaziçi direnişinin de yine haklı dava olduğu için arkasında dururum.
daha dün fetönün badeledikleri vatan devlet düşmanı değil iki twit atan boğaziçililer devlet düşmanı olmuş. hadi oradan. ayrıca bu kesim genel olarak ermeni soykırımını ve dersimi kabul eder fakat kemalistler kabul etmez. yine de iyi anlaşırlar çünkü iki kesim de laik ve ilerlemecidir. genelde ekonomik ve birkaç tarihi konuda ayrışırlar.
biz solcularla ve bazı liberallerle aynı kültürdeniz evet sorun mu var? ayrıştığımız konularda tartışırız ama baskıya ve gericiliğe karşı yekvücut oluruz. hadi gidin az ötede şeriatçılık oynayın. bir sjw'nin attığı twit adına bilim yuvalarını sizin kucağınıza da kayyumunuzun kucağına da atmayız. buradan al bak tesettürlü bir kadın öğrenci. yine de kayyumun karşısında. akşam nihat hatipoğlu'na bağlan sor bakalım de ki " hocam haksız bir kayyumu savunmamak için dinsizlerle birlik olmak bizi dinden çıkarır mı?"
devamını gör...
tyr
ilk tanıma ek olarak, kolunu kaptıran tyr'ın birde cehennem köpeği garm ile bir kapışması olduğunu hatırlatalım.
bahtsız bir tanrı bu tyr, zira havlayan, uluyan ne varsa direkt tyr'a ihale etmişler. fenrir'e tek kolunu kaptırmışsın, birde o halde garm ile yüzleşiyorsun. sonuç olarak tyr, garm'ı öldürmüştür ama vücudunda ısırılmadık yer kalmamıştır ve hakka doğru usulca yürümüştür.
bazı nors mitolojisi uzmanları fenrir ile garm'ı aynı yaratık olarak değerlendiriyorlar lakin iki yaratığın farklı yaratıklar olduğu çoklarınca kabul edilen bir gerçek. şayet öyle ise yani fenrir ile garm aynı yaratıksa tyr'ın iki kere aynı saflığı yapmış olmasını ben kendisine şahsen yakıştıramıyorum.
bahtsız bir tanrı bu tyr, zira havlayan, uluyan ne varsa direkt tyr'a ihale etmişler. fenrir'e tek kolunu kaptırmışsın, birde o halde garm ile yüzleşiyorsun. sonuç olarak tyr, garm'ı öldürmüştür ama vücudunda ısırılmadık yer kalmamıştır ve hakka doğru usulca yürümüştür.
bazı nors mitolojisi uzmanları fenrir ile garm'ı aynı yaratık olarak değerlendiriyorlar lakin iki yaratığın farklı yaratıklar olduğu çoklarınca kabul edilen bir gerçek. şayet öyle ise yani fenrir ile garm aynı yaratıksa tyr'ın iki kere aynı saflığı yapmış olmasını ben kendisine şahsen yakıştıramıyorum.
devamını gör...
see
fragmanı 33 milyon izlense de hakkında pek fazla yorum bulunmayan apple tv plus dizisi. senaryosu peaky blinders'tan bilinen (bkz: steven knight) tarafından yazılmış ve 2019 yılında 1. sezonu yayınlanmıştır. dizide (bkz: jason momoa), (bkz: sylvia hoeks), (bkz: alfre woodard) gibi isimler yer almaktadır.
dünyayı saran bir virüs sonrasında tüm insanlık görme yeteneğini kaybeder. yüzyıllardır doğan herkes kördür ve buna adapte biçimde yaşamlarını sürerler. eskiden görebilen insanları da lanetlerler. çünkü görebilen insanlar yüzünden dünya harap olmuştur, hastalıklar ortaya çıkmıştır, doğa katledilmiştir. böyle bir düşüncenin hakim olduğu dünyada bir kadın görebilen iki bebek dünyaya getirmiştir. sözde lanetli olan bu bebeklerin hayatta kalma mücadelesini anlatır dizi.
yer yer mantık hataları olsa da bilimkurgu dizisi olduğu için göz ardı edilebilir. tek solukta kendisini izletti ve beğendiğim bir dizi oldu. 2. sezonunun ne zaman geleceği hakkında net bir bilgiye de ulaşamadım ama umarım çabuk gelir. öyle bir sezon finalinden sonra merakla bekliyor insan.
dünyayı saran bir virüs sonrasında tüm insanlık görme yeteneğini kaybeder. yüzyıllardır doğan herkes kördür ve buna adapte biçimde yaşamlarını sürerler. eskiden görebilen insanları da lanetlerler. çünkü görebilen insanlar yüzünden dünya harap olmuştur, hastalıklar ortaya çıkmıştır, doğa katledilmiştir. böyle bir düşüncenin hakim olduğu dünyada bir kadın görebilen iki bebek dünyaya getirmiştir. sözde lanetli olan bu bebeklerin hayatta kalma mücadelesini anlatır dizi.
yer yer mantık hataları olsa da bilimkurgu dizisi olduğu için göz ardı edilebilir. tek solukta kendisini izletti ve beğendiğim bir dizi oldu. 2. sezonunun ne zaman geleceği hakkında net bir bilgiye de ulaşamadım ama umarım çabuk gelir. öyle bir sezon finalinden sonra merakla bekliyor insan.

devamını gör...