yazarların yaşadığı en utanç verici anı
13 yıl önce işten çıkmış eve geliyor yorgunluktan başım düşmüş ağzım açık otobüste uyuyorum. uyandım durakta alelacele indim insan uyuyup uyanınca neredeyim ben oluyor anlık derken otobüsten inip sanki düz yol gibi hızlıca yürürken tam karşımda duran otobüs durağına kafayla öyle bir girdim ki camları aşağı inecekti. çıkan ses gece vakti haliyle.kızılay in en kalabalık yerlerinden olduğu için tabi milletin aklı başından gitti. bakışlar ve fisildaşmalar eşliğinde yürümeye devam ettim.
esasen utanmadim ama niye yazdım bilmiyorum. yüzüm çok acımıştı gerçi.
esasen utanmadim ama niye yazdım bilmiyorum. yüzüm çok acımıştı gerçi.
devamını gör...
sorunlu kadınlardan hoşlanmak
devamını gör...
defne hanımın evinde kim kalp krizi geçirdi
ak troller muhalifler kimlere sığınıyor demiş. yahu siz önce iddialara cevap verin. anca muhalefete saldırın. tek bildiğiniz bu. resmen altınızdaki bez koktu, değiştirmek yerine, bebek gibi ağlayın.
bazı muhalifler ise magazin yapma diyor. ulan şaka gibi ya. şu olaya magazin demek için hasta olmak lazım. şu olay yeri göğü inletir. zaten aklı olan olayın iç yüzünü biliyor, tahmin ediyor.
hala suriye, iran diyorlar. ulan her şeyin sırası vardır. zaten siz bu sıradan, akıldan bi haber olduğunuz için akp iktidar ya.
bazı muhalifler ise magazin yapma diyor. ulan şaka gibi ya. şu olaya magazin demek için hasta olmak lazım. şu olay yeri göğü inletir. zaten aklı olan olayın iç yüzünü biliyor, tahmin ediyor.
hala suriye, iran diyorlar. ulan her şeyin sırası vardır. zaten siz bu sıradan, akıldan bi haber olduğunuz için akp iktidar ya.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının süper güçleri
yemeklerin tuzunu göz kararı tutturabiliyorum.
devamını gör...
kitap önerileri
başlayalım bakalım...
jack landon - martin eden
albert camus - veba-yabancı
adam faver - empati-olasılıksız
jean paul sarte - bulantı
nikolay gogol - ölü canlar
thomas more - utopia
chuck palahniuk - dövüş kulübü
nikos kazanacakis - zorba
dostoyevski - suç ve ceza- yer altından notlar
kral marx - komünist manifesto
uğur mumcu - sakıncalı piyade
yaşar kemal - ince mehmed
yusuf atılgan - aylak adam
oğuz atay - tutunamayanlar-tehlikeli oyunlar
ahmet hamdi tanpınar - saatleri ayarlama enstüsü-huzur
orhan pamuk - kırmızı saçlı kadın-kara kitap
vedat türkali - birgün tek başına-güven
gündüz vassaf - cehenneme övgü
sait faik abasıyanık - semaver
adalet ağaoğlu - ölmeye yatmak
tezer özlü - çocukluğun soğuk geceleri
sabahattin ali ve aziz nesinin tüm kitapları..
daha birçok yazmadığım kitap.. sadece aklıma gelenleri yazdım..
kitaplar hakkında konuşmayı seven biriyimdir.. önlenebileceğiniz kitaplar varsa, bekliyor olacağım..*)
jack landon - martin eden
albert camus - veba-yabancı
adam faver - empati-olasılıksız
jean paul sarte - bulantı
nikolay gogol - ölü canlar
thomas more - utopia
chuck palahniuk - dövüş kulübü
nikos kazanacakis - zorba
dostoyevski - suç ve ceza- yer altından notlar
kral marx - komünist manifesto
uğur mumcu - sakıncalı piyade
yaşar kemal - ince mehmed
yusuf atılgan - aylak adam
oğuz atay - tutunamayanlar-tehlikeli oyunlar
ahmet hamdi tanpınar - saatleri ayarlama enstüsü-huzur
orhan pamuk - kırmızı saçlı kadın-kara kitap
vedat türkali - birgün tek başına-güven
gündüz vassaf - cehenneme övgü
sait faik abasıyanık - semaver
adalet ağaoğlu - ölmeye yatmak
tezer özlü - çocukluğun soğuk geceleri
sabahattin ali ve aziz nesinin tüm kitapları..
daha birçok yazmadığım kitap.. sadece aklıma gelenleri yazdım..
kitaplar hakkında konuşmayı seven biriyimdir.. önlenebileceğiniz kitaplar varsa, bekliyor olacağım..*)
devamını gör...
ela gözlü pirim geldi
ben de ilk defa dinliyorum bunu. vasiliki papageorgiou.
erzincan-aşık ismail daimi
hudey hudey canlar hudey
erzincan-aşık ismail daimi
hudey hudey canlar hudey
devamını gör...
tasoları üttürenler şimdi ne yapıyor sorunsalı
z kuşağı bilmez, bir dönemin en geçerli statü belirtisi olan tasoları.
bunların kazanmak kolay değildi öyle.
ya gidip cips paketlerini mıncıklayıp bakkal esnafını karşınıza alacaktınız.
yada sağlam bir taso oyuncusu olacaktınız.
tabi bu işin ticaretini yapanlarda vardı. kazandığı tasoları satanlar veya yaşı büyük olup alt sınıfların tasolarını dayak yolu ile alarak satan şebekeler.
parası olanlar bunlardan da taso temin edebilirdi.
ama ne olursa olsun bu işin sonu oyunda biterdi.
bazı çocuklar vardı, hiç oyun kaybetmezlerdi. ne yapar ne eder toplarlardı tasoları. onların geleceği ta o zamandan belliydi aslında.
bir de üttürenler vardı. onlara ne oldu acaba.
ilerleyen yıllar da da üttürmeye devam ettiler mi?
bunların kazanmak kolay değildi öyle.
ya gidip cips paketlerini mıncıklayıp bakkal esnafını karşınıza alacaktınız.
yada sağlam bir taso oyuncusu olacaktınız.
tabi bu işin ticaretini yapanlarda vardı. kazandığı tasoları satanlar veya yaşı büyük olup alt sınıfların tasolarını dayak yolu ile alarak satan şebekeler.
parası olanlar bunlardan da taso temin edebilirdi.
ama ne olursa olsun bu işin sonu oyunda biterdi.
bazı çocuklar vardı, hiç oyun kaybetmezlerdi. ne yapar ne eder toplarlardı tasoları. onların geleceği ta o zamandan belliydi aslında.
bir de üttürenler vardı. onlara ne oldu acaba.
ilerleyen yıllar da da üttürmeye devam ettiler mi?
devamını gör...
korkunç ivan oğlunu öldürüyor
rus ressam ilya repin'in 1883-1885 yılları arasında yaptığı meşhur tablo. ilk rus çarı 4. ivan'ın aniden sinir krizi geçirmesiyle birlikte, asasıyla şakağına vurarak öldürdüğü oğlu ivan ivanoviç'i konu alır. ressam, başarılı bir portre sanatçısı olduğundan mütevellit, tabloda oğulun dingin yüzüne karşılık; babanın pişmanlık, vicdan azabı, şaşkınlık ve dehşetle bezenmiş duyguları rahatlıkla görülebilir. günümüzde moskova'da tretyakov galerisi'nde sergilenmektedir.

devamını gör...
üçüncü sayfa radyo yayını
"söz ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir" mesela bu konuda söylenmiş über saçma sözlerden biridir.
sevgili support, selamlar ve iyi yayınlar.*
sevgili support, selamlar ve iyi yayınlar.*
devamını gör...
sözlük yazarlarının evdeki konumu
en yüksek mertebe, en tepe , en zirve.
ben olmadan hiçbir şey yapamayacak gibiler. üstüme zimmetli 3 kişi var. anam,babam ve üvey sis.
ebeveyn olmak, her şeye koşuşturmak çok zor. beni sadece en büyük evlatlar anlayabilir.
neyse whis kaçar daha annemin çayını serçe parmağımla karıştırıp şeker oranını ayarlayacağım.
ben olmadan hiçbir şey yapamayacak gibiler. üstüme zimmetli 3 kişi var. anam,babam ve üvey sis.
ebeveyn olmak, her şeye koşuşturmak çok zor. beni sadece en büyük evlatlar anlayabilir.
neyse whis kaçar daha annemin çayını serçe parmağımla karıştırıp şeker oranını ayarlayacağım.
devamını gör...
anneannenin öğrettikleri
erkek torun ile kız torun arasında nasıl ayrımcılık yapılır, kız çocuk ile erkek çocuk arasında nasıl kayırmaca yapılır kendisi çok iyi bilirdi neyseki biz onun bildiklerinin tersini öğrendik de onun gibi kirli bir kalbimiz olmadı.
devamını gör...
agora meyhanesi radyo yayını
konu yapay zeka ve aşk fakat benim kulağım sizde gözüm maçta ve ben ömrümü insan türüyle aşk yaşamaya feda edeceğim. bu fedakarlığı yapmamın sebebi ise yapay zeka sayesinde tarafsız bir hakem yaratılmasının türk futbolu için çok gerekli olduğuna inanıyorum. umarım böyle sistem geliştirilebilir ve gerekli kodlar yazılabilir. yazılabilir değil mi, lütfen yazılabiliyor olsun.
coldboy, geri dönmüş olman çok güzel. paylaştığınız bilgiler ve fikirler için her birinize ayrıca teşekkür ediyorum.
coldboy, geri dönmüş olman çok güzel. paylaştığınız bilgiler ve fikirler için her birinize ayrıca teşekkür ediyorum.
devamını gör...
ikonoklazm
putkırıcılık. bir kültürün, kendi dini motif ve sembollerine saldırısıdır. bir kültürün bir başka kültürü silmeye çalışması (amerika'nın keşfi) veya dönemi geçen bir etkinin izlerinin silinmesi (hükümdar değişimi) bu terimi kapsamaz.
(bkz: bizans ikonoklazmı)
bu fikri savunanlara ikonoklast, bu fikre karşı çıkanlara ise ikonolater, ikonodül, ikonofil gibi isimler verilir. bizans sanatında tanrı ve kutsal aile yüceltilir. bunun sonucunda tanrı, isa, meryem, havariler gibi simgelerin tasvirleri yapılmıştı. fakat insan tasvirini, dine karşıt gören islam fikirleri dolayısıyla 730 yılında imparator iii.leo, kutsal ailenin ve azizlerin resmedilmesini yasaklamıştı. 843 yılına kadar süren bu döneme ikonoklastik dönem denmektedir.
*tarihler farklı kaynaklarda değişmektedir. kaynak: gerçekten bilmeniz gereken 50 sanat fikri, susie hodge
(bkz: bizans ikonoklazmı)
bu fikri savunanlara ikonoklast, bu fikre karşı çıkanlara ise ikonolater, ikonodül, ikonofil gibi isimler verilir. bizans sanatında tanrı ve kutsal aile yüceltilir. bunun sonucunda tanrı, isa, meryem, havariler gibi simgelerin tasvirleri yapılmıştı. fakat insan tasvirini, dine karşıt gören islam fikirleri dolayısıyla 730 yılında imparator iii.leo, kutsal ailenin ve azizlerin resmedilmesini yasaklamıştı. 843 yılına kadar süren bu döneme ikonoklastik dönem denmektedir.
*tarihler farklı kaynaklarda değişmektedir. kaynak: gerçekten bilmeniz gereken 50 sanat fikri, susie hodge
devamını gör...
normal sözlük'e veda
sözlük içerisinde gördüğüm ibretlik komik olaylar ve moderasyondaki bazı tiplerin bile kankacılık yaptığı yerde yazarlık yapmanın bir anlam ve önemi kalmamıştır. sözlüğün manifestosunda yazanlarla uygulanan kurallar arasında bir tane bile benzerlik yok. cinsiyetçilik yok deniyor ama erkekler ile ilgili genelleme yapılan başlıklara müdahale edilmez tam tersi bir kaç gün önce bir başlık gündeme bile girmişti. küfürsüz sözlük deniliyor çoluk çocuk özelden küfür ediyor moderasyona söylüyoruz özel mesajlara karışmıyoruz diyor. ama ben buradan özel mesajdan birisine küfür etsem ya da tehdit etsem muhtemelen silik yerim. özgür sözlük deniliyor bir başlığa giriyorsun sol frame ye bile gelmiyor. sürekli bir sansür hali var. hatta başı boşlar diye bir sekme bile var. yazarların çoğu moderasyondan korktuğu için düşüncelerini bile adam akıllı dile getiremiyor. hatta mod nickaltında yalakalık yapanlar bile var. bu duruma düşmektense hesabını sildir daha iyi. çok boş insan var burada işleri güçleri sözlükte fenomen olup isim yapmak başka halta yaradıkları yok. sözlükten kadın düşürüp yatağa atmak için şekilden şekile zavallı tipler bile mevcut. hayatında görmeyeceği insanı nickaltında öven mi dersin, ilgi delisi zavallı kızlar mı dersin kitlenin büyük çoğunluğu aşırı çöp. sırf kadın olduğu için abazalar tarafından artı oylanan ve takipçisi yükseltilen kızlar kendini önemli biri sanıyor. madalyalı yazarlar gibi boş özellikler sözlüğü daha da kötü hale getirdi. insanlar sosyal medya ile kafayı bozmuş yazık günah gidin sosyalleşin hayat internette yaşanmıyor kafayı yersiniz. bu moderasyon galiba sözlükteki her yazarı aptal ve gerizekalı sanıyor bir şeyleri görmediğimizi düşünüyorlar galiba. benim gibi burada dönen çifte standartları gören her yazar sözlüğü bırakıyor. şu son 2 ayda kendi halinde yazan düzgün bir sürü yazar sözlükten gitti. bu gidişle sadece kendi kankalarınız ve iki cümleyi yan yana getirip artı oy kasan ergenlerle takılırsınız. son olarak diğer yazarlar gibi entrylerimi silmeyeceğim boş işlerle uğraşamam buda benden size kıyak.
devamını gör...
benim adım kırmızı
bu entry çokça spoiler içerebilir!
orhan pamuk’un mükemmel eseri. bir renk çığlığı, eski istanbul’un daracak sokaklarına sığınan nakkaşların asırlar sonrasına seslenişi, polisiye roman, tarihi roman.
açıkcası orhan pamuk’u ilk kez okumaya başladığımda (kar ile başlamıştım) beklentilerim çok yüksekti. beklentilerimi karşıladı mı ? bir konu hariç evet, beklentilerimi sonuna kadar karşıladı. bu kitapta da aynısı oldu. orhan pamuk’un kitaplarında beklentilerimi karşılamayan tek konu karakter derinliği oldu, oluyor. hiçbir romanında karakterlerin derinine inemedim, onlar gibi düşünemedim. çünkü o kadar çok fikir değiştiriyorlar, o kadar arada kalıyorlar ki, hızlarına yetişemiyorum, bu da onları anlamamı zorlaştırdığı gibi, onlar gibi düşünmemi de zorlaştırıyor. örneğin bu romandaki şeküre’yi ele alalım. şeküre kimi tercih edeceği konusunda öylesine kararsız kalıyor ki, bir paragrafta o kadar çok fikir değiştiriyor ki onun ne yapmaya çalıştığını anlamıyorum. şeküre’ye tamam, dul bir kadın ikinci evliliğinde daha güvende olmak istiyor diyelim ancak diğer karakterlerde de aynı tadı alıyorum. uzatmayayım, orhan pamuk’un romanlarının karakterlerini pek özümseyemediğimi söyleyebilirim.
artılarına gelirsek.
orhan pamuk, romanlarını gerçekten inanılmaz kurguluyor. romanın geçeceği tarihleri öylesine iyi araştırıyor, öylesine iyi özümsüyor ki, yazdığı eserlerin kurgusunda hiçbir eksik kalmıyor. bu kitap içinde aynısı geçerli. kitabın geçeceği dönemi, nakkaşları o kadar iyi biliyor ki, romanı kurgulamakta hiç mi hiç zorlanmadığını düşünüyorum. orhan pamuk yalnızca romanlarının kurgusu için bile okunur.
dil konusuna gelirsek.
açıkcası kitabın dilini çok zor, anlaşılmaz bulduğumu söyleyemeceğim. yer yer nokta koyulmadan bitirilen sayfalar sıksa da orhan pamuk gayet anlaşılır bir dille yazmış bence. (dil bilgisi bilgimin biraz kıt olduğu gerçeğini bilmenizi isterim.)
dil konusunda kara kitap’ın sanırım biraz önünde, onu da belirteyim. (ruh halimin berbat olduğu bir dönemde okumaya çalıştığım kara kitap’ı 50. sayfaya gelmeden bırakmamın nedeni dilidir, bunun bilinmesini isterim. o yüzden kara kitap’a bir şans daha vereceğimi bilmenizi istiyorum.)
uzatmayayım efenim, karakter derinliği pek sevemedim, kurgusuna ve karınca misali üzerine çalışması, işlenmesine hayran kaldım, dili de fena bulmadım.
orhan pamuk’un mükemmel eseri. bir renk çığlığı, eski istanbul’un daracak sokaklarına sığınan nakkaşların asırlar sonrasına seslenişi, polisiye roman, tarihi roman.
açıkcası orhan pamuk’u ilk kez okumaya başladığımda (kar ile başlamıştım) beklentilerim çok yüksekti. beklentilerimi karşıladı mı ? bir konu hariç evet, beklentilerimi sonuna kadar karşıladı. bu kitapta da aynısı oldu. orhan pamuk’un kitaplarında beklentilerimi karşılamayan tek konu karakter derinliği oldu, oluyor. hiçbir romanında karakterlerin derinine inemedim, onlar gibi düşünemedim. çünkü o kadar çok fikir değiştiriyorlar, o kadar arada kalıyorlar ki, hızlarına yetişemiyorum, bu da onları anlamamı zorlaştırdığı gibi, onlar gibi düşünmemi de zorlaştırıyor. örneğin bu romandaki şeküre’yi ele alalım. şeküre kimi tercih edeceği konusunda öylesine kararsız kalıyor ki, bir paragrafta o kadar çok fikir değiştiriyor ki onun ne yapmaya çalıştığını anlamıyorum. şeküre’ye tamam, dul bir kadın ikinci evliliğinde daha güvende olmak istiyor diyelim ancak diğer karakterlerde de aynı tadı alıyorum. uzatmayayım, orhan pamuk’un romanlarının karakterlerini pek özümseyemediğimi söyleyebilirim.
artılarına gelirsek.
orhan pamuk, romanlarını gerçekten inanılmaz kurguluyor. romanın geçeceği tarihleri öylesine iyi araştırıyor, öylesine iyi özümsüyor ki, yazdığı eserlerin kurgusunda hiçbir eksik kalmıyor. bu kitap içinde aynısı geçerli. kitabın geçeceği dönemi, nakkaşları o kadar iyi biliyor ki, romanı kurgulamakta hiç mi hiç zorlanmadığını düşünüyorum. orhan pamuk yalnızca romanlarının kurgusu için bile okunur.
dil konusuna gelirsek.
açıkcası kitabın dilini çok zor, anlaşılmaz bulduğumu söyleyemeceğim. yer yer nokta koyulmadan bitirilen sayfalar sıksa da orhan pamuk gayet anlaşılır bir dille yazmış bence. (dil bilgisi bilgimin biraz kıt olduğu gerçeğini bilmenizi isterim.)
dil konusunda kara kitap’ın sanırım biraz önünde, onu da belirteyim. (ruh halimin berbat olduğu bir dönemde okumaya çalıştığım kara kitap’ı 50. sayfaya gelmeden bırakmamın nedeni dilidir, bunun bilinmesini isterim. o yüzden kara kitap’a bir şans daha vereceğimi bilmenizi istiyorum.)
uzatmayayım efenim, karakter derinliği pek sevemedim, kurgusuna ve karınca misali üzerine çalışması, işlenmesine hayran kaldım, dili de fena bulmadım.
devamını gör...
turing testi
ingiliz matematikçi ve bilgisayar bilimcisi alan turing'in 1950'de ortaya attığı, bugün yapay zekâ olarak bildiğimiz teknolojinin temeli olan test.
kısaca şöyle;
bir sorgulayıcı var ve bir soru - cevap etkinliği düzenleniyor. sorgulayıcı, bir klavye ya da ekran aracılığıyla, konuşma olmaksızın bir insanla bir makineyi aynı anda sorguluyor. bu arada makineyi de, insanı da görmüyor. bir dizi soru ve cevabın ardından, eğer sorgulayıcı hangisinin insan, hangisinin makine olduğunu net şekilde anlamazsa, makine turing testini geçmiş sayılıyor.
kısaca şöyle;
bir sorgulayıcı var ve bir soru - cevap etkinliği düzenleniyor. sorgulayıcı, bir klavye ya da ekran aracılığıyla, konuşma olmaksızın bir insanla bir makineyi aynı anda sorguluyor. bu arada makineyi de, insanı da görmüyor. bir dizi soru ve cevabın ardından, eğer sorgulayıcı hangisinin insan, hangisinin makine olduğunu net şekilde anlamazsa, makine turing testini geçmiş sayılıyor.
devamını gör...
kakaolu süt veren inek
başıma bir şey gelmeyecekse varlığını kanıtlayabileceğim inek. *

çocuklara sütü sevdirmek için şöyle bir inek yapıp sağma kısmına ilk önce kakaolu sonra normal süt koyup sağdırmıstım. *

çocuklara sütü sevdirmek için şöyle bir inek yapıp sağma kısmına ilk önce kakaolu sonra normal süt koyup sağdırmıstım. *
devamını gör...
gece sessizliği
ruhu dinginleştiren sessizliktir.
devamını gör...

