srebrenitsa katliamı
tüm avrupanın üç maymunu oynadığı ,mostar köprüsü vb.tarihi yapılara uluslararası sözleşmelere rağmen yakılıp yıkıldığı ve b.m barış gücünün seyirci kaldığı 21.yy en büyük soykırım ve katliamlardan bir tanesidir .hala kimliği belirsiz yüzlerce ceset bulunup yapılan törenler ile toprağa verilir.şunu da belirteyim müslüman olmalarıdan dolayı bu nefret suçuna,barbarlığa maruz kalmışlardır.
edit:etrafta yaşanan vahşet ile ilgili video ekledim.
edit:etrafta yaşanan vahşet ile ilgili video ekledim.
devamını gör...
sıkıyönetim
sıkıyönetim veya askerî adalet, askerî otoritenin, genellikle resmî bildirgesi altında, adlî yönetimi kontrol altına almasıyla işleme geçen kural sistemidir.
askerî adalet, ortaya çıkan savaş, doğal afetler, sivil kargaşa, işgal altındaki topraklar, veya askerî darbe gibi durumlarda, normal adlî kurumların yeni duruma hâkim olamayıp, vazifesini yerine getiremediği veya yavaş getirdiği takdirde, askerî otoritelerin ve kurumların tercih edilmesi ile kullanıma girer. fakat, askerî adalet bazen diktatörler, özellikle askerî diktatörler, tarafından kurallarını uygulamak için kullanılır.
sıkıyönetim, tabii afet, salgın hastalık, ağır ekonomik bunalımlar ve sıkıyönetimi gerektiren hallerin daha hafifinin meydana gelmesi durumlarında ilan edilen olağanüstü halden farklıdır. sıkıyönetimde yetki askeri makamlarda, olağanüstü halde ise mülki makamlardadır. olağanüstü halde sıkıyönetim mahkemeleri yoktur.
sıkıyönetim, sadece maddi düzen ve güvenin sağlanması ile ilgili olduğundan; ülkenin her yerinde değil, yalnız kamu düzeni bozulan bir veya birkaç bölgesinde ilan edilir. gerekirse tamamında da ilan edilebilir. anayasa sınırları içinde ve önceden tespit edilen kurallara göre uygulanan hukuka uygun bir yönetim şeklidir. sıkıyönetimle ilgili her şey kanunla düzenlenmiş, keyfiliğe yer bırakılmamıştır.
sıkıyönetimin bütün işleri yargı denetimine tabidir. fakat alınacak tedbir ve kararlarda, sıkıyönetim komutanına sıkıyönetim, 1982 anayasasının 122. maddesine göre 1402 sayılı sıkıyönetim kanunuyla düzenlenmiştir. 1982 anayasası, 1961 anayasasına göre sıkıyönetimin yetkisini arttırmıştır.
1402 sayılı sıkıyönetim kanunu’nun bazı maddeleri 1982 anayasası’nın emirleri doğrultusunda, 1982 tarihli, 2766 sayılı kanun ve 1983 tarihli, 2836 sayılı kanunla değiştirilmiştir.
askerî adalet, ortaya çıkan savaş, doğal afetler, sivil kargaşa, işgal altındaki topraklar, veya askerî darbe gibi durumlarda, normal adlî kurumların yeni duruma hâkim olamayıp, vazifesini yerine getiremediği veya yavaş getirdiği takdirde, askerî otoritelerin ve kurumların tercih edilmesi ile kullanıma girer. fakat, askerî adalet bazen diktatörler, özellikle askerî diktatörler, tarafından kurallarını uygulamak için kullanılır.
sıkıyönetim, tabii afet, salgın hastalık, ağır ekonomik bunalımlar ve sıkıyönetimi gerektiren hallerin daha hafifinin meydana gelmesi durumlarında ilan edilen olağanüstü halden farklıdır. sıkıyönetimde yetki askeri makamlarda, olağanüstü halde ise mülki makamlardadır. olağanüstü halde sıkıyönetim mahkemeleri yoktur.
sıkıyönetim, sadece maddi düzen ve güvenin sağlanması ile ilgili olduğundan; ülkenin her yerinde değil, yalnız kamu düzeni bozulan bir veya birkaç bölgesinde ilan edilir. gerekirse tamamında da ilan edilebilir. anayasa sınırları içinde ve önceden tespit edilen kurallara göre uygulanan hukuka uygun bir yönetim şeklidir. sıkıyönetimle ilgili her şey kanunla düzenlenmiş, keyfiliğe yer bırakılmamıştır.
sıkıyönetimin bütün işleri yargı denetimine tabidir. fakat alınacak tedbir ve kararlarda, sıkıyönetim komutanına sıkıyönetim, 1982 anayasasının 122. maddesine göre 1402 sayılı sıkıyönetim kanunuyla düzenlenmiştir. 1982 anayasası, 1961 anayasasına göre sıkıyönetimin yetkisini arttırmıştır.
1402 sayılı sıkıyönetim kanunu’nun bazı maddeleri 1982 anayasası’nın emirleri doğrultusunda, 1982 tarihli, 2766 sayılı kanun ve 1983 tarihli, 2836 sayılı kanunla değiştirilmiştir.
devamını gör...
eli karşı cinsten birinin eline değmemiş insan
devamını gör...
ın solis sis tibi turba locis
latince kökenli çok beğendiğim bir deyiştir.
ıssız yerlerde kendin için bir evren ol anlamına gelmektedir. kendi kendine yetebilen insanların benimseyeceği deyişlerdendir.
ıssız yerlerde kendin için bir evren ol anlamına gelmektedir. kendi kendine yetebilen insanların benimseyeceği deyişlerdendir.
devamını gör...
normal sözlük aşık atışması
ı am melting lannn melting
gel seninle oturup konuşik
ı am sory ne sorim
mahmut tunceri de kattık bu bir ilk.
gel seninle oturup konuşik
ı am sory ne sorim
mahmut tunceri de kattık bu bir ilk.
devamını gör...
saldıray abi
bir demet tiyatro ile hayatımıza girmesinin yanında o zamanın geç nesline ''sevişmeyi bir yaşam felsefesi'' haline getiren karakter.
devamını gör...
şükrü erbaş
o da biliyordu ki, herkesin ruhunu bedeninin çarmıhına gerdiği, bırakın acıyı, sevincin bile paylaşılamadığı bir dünyada, kimse boyunu incelik ve derinlikle ölçmeye kalkmazdı. ama yine de ‘insanın acısını insan alır’ sözüne inanıyordu bütün yüreğiyle.
insanın acısını insan alır isimli kitabından bir alıntıdır.
devamını gör...
kendi hayatı yolunda gitmeyip herkese akıl veren insan
(bkz: beni tanıdılar sen kaç)
devamını gör...
yazarların normal sözlük’te yazma nedenleri
çünkü ekşiye almadılar. 5 sene çaylaklık olur mu hiç diyerek kapıyı vurdum çıktım.
devamını gör...
ezberlenen en saçma şey
sabahçıyım okula gelmişim serviste
uyukalmışım arkadaşımla gezerken
mis gibi mis gibi kızartma kokuyor
mis gibi mis gibi kızartma kokuyor
oh oh çay da yanında
oh oh çay da yanında
kahvaltı sofrası tamam
ama benim karnım hala aç
eve gitsem de bir güzel kahvaltı yapsam
ding dan don
ahanda ahanda zil çaldı
ahanda ahanda zil çaldı
derse girmem gerek
kızartmayı unutmam gerek
çayı içmemem gerek
gerek gerek
allah allah gereeeeeeek
uyukalmışım arkadaşımla gezerken
mis gibi mis gibi kızartma kokuyor
mis gibi mis gibi kızartma kokuyor
oh oh çay da yanında
oh oh çay da yanında
kahvaltı sofrası tamam
ama benim karnım hala aç
eve gitsem de bir güzel kahvaltı yapsam
ding dan don
ahanda ahanda zil çaldı
ahanda ahanda zil çaldı
derse girmem gerek
kızartmayı unutmam gerek
çayı içmemem gerek
gerek gerek
allah allah gereeeeeeek
devamını gör...
duyunca irite eden kelimeler
her insanın mutlaka duyunca sinir olduğu, ağzına kürekle vurma hissiyatı oluşturduğu kelimeler vardır.
- boş yapma yağğ
- ne mana?
- sıkıntı yok
- aşko
- bu neyin kafası?
- aynen
- devamke (aptal turnusolu, ne eksik ne de fazla)
- karşim bakar mısın
z kuşağı bir kanser türüdür
- boş yapma yağğ
- ne mana?
- sıkıntı yok
- aşko
- bu neyin kafası?
- aynen
- devamke (aptal turnusolu, ne eksik ne de fazla)
- karşim bakar mısın
z kuşağı bir kanser türüdür
devamını gör...
romantizma
sagopa kajmerin 23 şarkıdan oluşan türkçe rap için kült olmuş albümdür.
nefis bir albümdür.
bir pesimistin gözyaşları albümüne yaklaşabilen tek sagopa albümüdür.
skitler beatler lirikler bu kadar komple bir albümü ancak sagopa kajmer yapabilirdi baştan sona dinleyince film bitirmiş gibi bir hisse kapılıyorsunuz.
albüm intromantizma şarkısı ile başlar bana müsade beyler şarkısıyla sona erer.
albümde en sevdiğim şarkı bebeğim öldü şarkısıdır.
nefis bir albümdür.
bir pesimistin gözyaşları albümüne yaklaşabilen tek sagopa albümüdür.
skitler beatler lirikler bu kadar komple bir albümü ancak sagopa kajmer yapabilirdi baştan sona dinleyince film bitirmiş gibi bir hisse kapılıyorsunuz.
albüm intromantizma şarkısı ile başlar bana müsade beyler şarkısıyla sona erer.
albümde en sevdiğim şarkı bebeğim öldü şarkısıdır.
devamını gör...
yüzbaşı jack
gerçek adı kintpuash'dı. california'nın kuzeyi, oregon'un güneyinde yaşayan küçük bir kızılderili kabilesi olan modoc'ların reisinin oğluydu. babası gittikçe çoğalan beyazlarla çarpışıyor ve onlardan uzak durmalarını istiyordu. fakat oğlu beyazların elbiselerini, evlerini, at arabalarını, yaşam tarzlarını seviyordu.
babası ölünce reis oldu ve beyazlara gidip çarpışmaya gerek olmadığını, onlar gibi yaşamak istediklerini söyledi. beyazlar, bizimle yaşayamazsınız, en iyisinin bir rezervasyona gitmeleri olduğunu söylediler. klamath kabilesinin rezervasyonuna gönderildiler ama oradakiler o kadar kötü davrandı ve gelen yiyecek sadece onlara verilip bunlar aç kalınca, eski topraklarına geri döndüler. a.b.d ordusu kamplarına gelip rezervasyona dönmelerini istedi. modoc'lar orada kendilerine yiyecek verilmediğini, dönmek istemediklerini söylediler ama mecburdular. silahları teslim ederken ortalık karıştı ve birkaç asker öldürüldü. kızılderililer hemen diğer kampa kaçtılar. kintpuash'ın yanına gittiler ve olanları anlattılar. reis adamlarına çatıştıkları için kızgındı, savaşmak istemiyordu, zaten küçük bir kabileydiler ve 50 savaşçıları belki vardı ama kendi halkınıda idam etmeleri için beyazlara veremezdi. bütün savaşçılar toplantı yaptı ve kintpuash ve birkaç kişi hariç, askerleri vuranlar başta olmak üzere, savaş kararı çıktı. artık modoc savaşı başlamıştı. lav yatakları olan kayalık bölgeye saklandılar ama bir zaman sonra etrafları a.b.d askerleri ile doldu. a.b.d ordusu önce toplarla vuruyor, saldırıyor ama ölenler, yaralananlar olsada, kayalık alandaki savaşçılar onları kolayca vuruyorlardı. ne kızılderililer kaçabiliyor, ne beyazlar onları yok edebiliyordu. bu yüzden beyazlar görüşme istediler ama birkaç kere toplantı olsada, birileri idam edileceği için sonuç çıkmadı. belki komutanlarını vurursak, ordu dağılır ve kaçabiliriz diyerek, toplantıya gelen general canby'i kintpuash öldürdü. gerçekten kaçtılar ama her yer a.b.d askeri doluydu zamanla yaşlılar, çocuklar, kadınlar ve savaşçılar vuruldu yada yakalandılar. artık sadece etrafa dağılmış aç, perişan birkaç savaşçı kalmıştı ve sürekli yer değiştiriyorlardı. reis kintpuash'ın beyazlara vermediği, askerleri öldüren dört kişi, askerlere haber gönderdiler ve eğer affedilirlerse, reisi sağ yada ölü getireceklerini söylediler. askerler bunu kabul etti ve eski savaşçıları, askerleri reisin saklanabileceği yerlere götürdüler. sonunda bir yerde reis ve üç savaşçısını yakaladılar. kintpuash devamlı savaş isteyen, askerleri öldüren eski savaşçılarını, askerlerin yanında görünce şaşırdı. artık onlar için herşey bitmişti, 1873 yılında kintpuash ve üç adamı asıldılar.
babası ölünce reis oldu ve beyazlara gidip çarpışmaya gerek olmadığını, onlar gibi yaşamak istediklerini söyledi. beyazlar, bizimle yaşayamazsınız, en iyisinin bir rezervasyona gitmeleri olduğunu söylediler. klamath kabilesinin rezervasyonuna gönderildiler ama oradakiler o kadar kötü davrandı ve gelen yiyecek sadece onlara verilip bunlar aç kalınca, eski topraklarına geri döndüler. a.b.d ordusu kamplarına gelip rezervasyona dönmelerini istedi. modoc'lar orada kendilerine yiyecek verilmediğini, dönmek istemediklerini söylediler ama mecburdular. silahları teslim ederken ortalık karıştı ve birkaç asker öldürüldü. kızılderililer hemen diğer kampa kaçtılar. kintpuash'ın yanına gittiler ve olanları anlattılar. reis adamlarına çatıştıkları için kızgındı, savaşmak istemiyordu, zaten küçük bir kabileydiler ve 50 savaşçıları belki vardı ama kendi halkınıda idam etmeleri için beyazlara veremezdi. bütün savaşçılar toplantı yaptı ve kintpuash ve birkaç kişi hariç, askerleri vuranlar başta olmak üzere, savaş kararı çıktı. artık modoc savaşı başlamıştı. lav yatakları olan kayalık bölgeye saklandılar ama bir zaman sonra etrafları a.b.d askerleri ile doldu. a.b.d ordusu önce toplarla vuruyor, saldırıyor ama ölenler, yaralananlar olsada, kayalık alandaki savaşçılar onları kolayca vuruyorlardı. ne kızılderililer kaçabiliyor, ne beyazlar onları yok edebiliyordu. bu yüzden beyazlar görüşme istediler ama birkaç kere toplantı olsada, birileri idam edileceği için sonuç çıkmadı. belki komutanlarını vurursak, ordu dağılır ve kaçabiliriz diyerek, toplantıya gelen general canby'i kintpuash öldürdü. gerçekten kaçtılar ama her yer a.b.d askeri doluydu zamanla yaşlılar, çocuklar, kadınlar ve savaşçılar vuruldu yada yakalandılar. artık sadece etrafa dağılmış aç, perişan birkaç savaşçı kalmıştı ve sürekli yer değiştiriyorlardı. reis kintpuash'ın beyazlara vermediği, askerleri öldüren dört kişi, askerlere haber gönderdiler ve eğer affedilirlerse, reisi sağ yada ölü getireceklerini söylediler. askerler bunu kabul etti ve eski savaşçıları, askerleri reisin saklanabileceği yerlere götürdüler. sonunda bir yerde reis ve üç savaşçısını yakaladılar. kintpuash devamlı savaş isteyen, askerleri öldüren eski savaşçılarını, askerlerin yanında görünce şaşırdı. artık onlar için herşey bitmişti, 1873 yılında kintpuash ve üç adamı asıldılar.
devamını gör...
reklamlardaki klişeler
şampuan reklamındaki saçlar,yıkayıp çıkınca asla öyle olmayacak herkes çok iyi biliyor.
devamını gör...
geceye bir şiir bırak
geleceğim, bekle dedi, gitti..
ben beklemedim, o da gelmedi.
ölüm gibi bir şey oldu..
ama kimse ölmedi.
özdemir asaf
ben beklemedim, o da gelmedi.
ölüm gibi bir şey oldu..
ama kimse ölmedi.
özdemir asaf
devamını gör...
echoes
pink floydun pompei konserindeki yorumu pek güzeldir . bu konser bence seyircisizde olsa grubun en iyi konseridir. gündüz başlar gecede devam eder:
devamını gör...
multitap
dinlemeyeli çoook uzun zaman olmuş. buraya şarkılarından birkaçını bırakıyorum.
devamını gör...
calcifer (yazar)
keşşşke bu nicki ben alsaydım diyerek kıskandığım yazar... calcifer'ın değerini iyi bil calcifer....
devamını gör...
normal sözlük’te kızların teklif etmesi
kaç kişiye teklif ettim kabul eden yok.
ne var yani böbreklerinden birini verseler? resmen insanlık ölmüş.
ne var yani böbreklerinden birini verseler? resmen insanlık ölmüş.
devamını gör...