lucifer (yazar)
dokunulmazlığı olan üye.
devamını gör...
elm sokağında kabus
"one, two, freddy's coming for you
three, four, better lock your door
five, six, grab your crucifix
seven, eight, gonna stay up late
nine, ten, never sleep again"
tekerlemesi geliyor direkt olarak aklıma.
three, four, better lock your door
five, six, grab your crucifix
seven, eight, gonna stay up late
nine, ten, never sleep again"
tekerlemesi geliyor direkt olarak aklıma.
devamını gör...
ömrüm
içten şekilde ömrüm deyişiyle zihnime kazınan cem karaca şarkısıdır.
sendelesen bile bazı yürümek var ya
oh ne rahat deyiverip yayılmak varken
kim demiş köşe başında tezgah kurmuşlar
düşmüş işportalara sevda gibi sevdalar
doğuştaki o muhteşem güzellik bile
nereden gözlersen gözle
doğuştaki o muhteşem güzellik bile
nereden gözlersen gözle
dolu dolu gözyaşı ile
kan ile terle değil mi?
ömrüm
ömrüm
ömrüm
ömrüm
elalemdir neler derler yaşamak var ya
öküz altında buzağı aranırlarken
o ki bir an içindir tuz basılır yaralara
hasretlerden süzülünür sevda gibi sevdalara
doğuştaki o muhteşem güzellik bile
nereden gözlersen gözle
doğuştaki o muhteşem güzellik bile
nereden gözlersen gözle
dolu dolu gözyaşı ile
kan ile terle değil mi?
ömrüm
ömrüm
ömrüm
ömrüm
ömrüm
sendelesen bile bazı yürümek var ya
oh ne rahat deyiverip yayılmak varken
kim demiş köşe başında tezgah kurmuşlar
düşmüş işportalara sevda gibi sevdalar
doğuştaki o muhteşem güzellik bile
nereden gözlersen gözle
doğuştaki o muhteşem güzellik bile
nereden gözlersen gözle
dolu dolu gözyaşı ile
kan ile terle değil mi?
ömrüm
ömrüm
ömrüm
ömrüm
elalemdir neler derler yaşamak var ya
öküz altında buzağı aranırlarken
o ki bir an içindir tuz basılır yaralara
hasretlerden süzülünür sevda gibi sevdalara
doğuştaki o muhteşem güzellik bile
nereden gözlersen gözle
doğuştaki o muhteşem güzellik bile
nereden gözlersen gözle
dolu dolu gözyaşı ile
kan ile terle değil mi?
ömrüm
ömrüm
ömrüm
ömrüm
ömrüm
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
derin solumak tutarken ellerimi,
hangisine nefes alsam
o tarafıdır ciğerimin güneyi..
tuvallerce resmini yaptığım renkler,
nasılsa doğurgan,
ve nasılsa anaç fırçasına.
kendim olduğumun akşamüstüsünde buldum,
kırmızımın tonunu.
solumu rüzgara verdim..sağımı dünyanın rahmine bıraktım aralığın bi perşembesinde.
_artık,
gazdaki lambanın taşları yoruluyor kırımlarında_
yeri değişti sanki saçlarımın,
yüzüm gözüm.. yeni yerinin kemiğinde.
bağışla,
bağışla beni..devasal dağlarda,
ulu ağaçları arar gibi baktı bi kere gözlerim sana..bağışla..
d.b
hangisine nefes alsam
o tarafıdır ciğerimin güneyi..
tuvallerce resmini yaptığım renkler,
nasılsa doğurgan,
ve nasılsa anaç fırçasına.
kendim olduğumun akşamüstüsünde buldum,
kırmızımın tonunu.
solumu rüzgara verdim..sağımı dünyanın rahmine bıraktım aralığın bi perşembesinde.
_artık,
gazdaki lambanın taşları yoruluyor kırımlarında_
yeri değişti sanki saçlarımın,
yüzüm gözüm.. yeni yerinin kemiğinde.
bağışla,
bağışla beni..devasal dağlarda,
ulu ağaçları arar gibi baktı bi kere gözlerim sana..bağışla..
d.b
devamını gör...
hayat ertelemeye gelmez
hayatta isteklerimizin duygularımızın tutkularımızın gerçekleşmesi için mücadele etmemiz gerektiğini bize söyleyen sözdür.
hayatı ertelemeden yaşamayı öğütler.
insan eskiden yapamadıklarını düşündükçe çıldıracak gibi oluyor.
keşke daha çok sevseydim diyor. keşke daha çok okusaydım diyor.
keşke biraz daha sarılsaydım diyor. keşke ailemi daha çok sevip daha çok vakit geçirseydim diyor.
keşkelerle boğuluyor.
hayat geçip gidiyor insan zamanının farkına geç varıyor.
hayat cidden ertelemeye gelmez.
hayatı ertelemeden yaşamayı öğütler.
insan eskiden yapamadıklarını düşündükçe çıldıracak gibi oluyor.
keşke daha çok sevseydim diyor. keşke daha çok okusaydım diyor.
keşke biraz daha sarılsaydım diyor. keşke ailemi daha çok sevip daha çok vakit geçirseydim diyor.
keşkelerle boğuluyor.
hayat geçip gidiyor insan zamanının farkına geç varıyor.
hayat cidden ertelemeye gelmez.
devamını gör...
fatih portakal
terbiyesizlik yapma ya terbiyesiz adam sözünün sahibi gazeteci.
devamını gör...
alkol tüketmekle övünmek
alkol tüketenleri eleştirmeyi marifet sanmak!
devamını gör...
bu yangın yerinde
kendisi ile yeni karşılaştığım tekrar tekrar okunası bir (bkz: ataol behramoğlu) şiiridir.
yaşamak bu yangın yerinde,
her gün yeniden ölerek.
zalimin elinde tutsak,
cahile kurban olarak.
yalanla kirli havada,
güçlükle soluk alarak.
savunmak gerçeği, çoğu kez
yalnızlığını bilerek.
korkağı, döneği, suskunu
görüp de öfkeyle dolarak.
toplanır ölü arkadaşlar,
her biri bir yerden gelerek.
kiminin boynunda ilmeği,
kimi kanını silerek.
kucaklıyor beni metin altıok,
"aldırma" diyor gülerek
"yaşamak görevdir bu yangın yerinde
yaşamak, insan kalarak"
ataol behramoğlu
yaşamak bu yangın yerinde,
her gün yeniden ölerek.
zalimin elinde tutsak,
cahile kurban olarak.
yalanla kirli havada,
güçlükle soluk alarak.
savunmak gerçeği, çoğu kez
yalnızlığını bilerek.
korkağı, döneği, suskunu
görüp de öfkeyle dolarak.
toplanır ölü arkadaşlar,
her biri bir yerden gelerek.
kiminin boynunda ilmeği,
kimi kanını silerek.
kucaklıyor beni metin altıok,
"aldırma" diyor gülerek
"yaşamak görevdir bu yangın yerinde
yaşamak, insan kalarak"
ataol behramoğlu
devamını gör...
annenin evlilikle ilgili laf dokundurması
dokundurma değildir o, resmen sokmadır.
devamını gör...
whisper (yazar)
herkes gidiyor anasını satayım bu ne ya. bebeğim, aşkom benim.* nerelere gittin?
neden herkes teker teker gidiyor abi? içim doldu lan, içim doldu. geçen de mellisho gitmişti sanki.. delirtmeyin abi insanı. şurada takılıyoz işte ya.
gerçi gitmekte özgürsünüz tabi hahaa. isyanım size değil aslında. hayat böyle. hayat, tükenmek üzere var. iyisi de kötüsü de tükeniyor.
neyse felsefeye bağlamadan keselim, kestik.
neden herkes teker teker gidiyor abi? içim doldu lan, içim doldu. geçen de mellisho gitmişti sanki.. delirtmeyin abi insanı. şurada takılıyoz işte ya.
gerçi gitmekte özgürsünüz tabi hahaa. isyanım size değil aslında. hayat böyle. hayat, tükenmek üzere var. iyisi de kötüsü de tükeniyor.
neyse felsefeye bağlamadan keselim, kestik.
devamını gör...
catatumbo
kelime anlamı dinmeyen fırtına olan, görmeden ölünmemesi gereken, muazzam bir doğa olayı.
venezuela'da catatumbo nehri'yle marakaibo gölü'nün el ele tutuştuğu yerde oluşan bulutların çarpışması sonucu şimşek fırtınası başlıyor. şimşekler yılın 140 veya 160 gecesinde, 10 saat boyunca ve saatte 280 ila 300 kez çakıyor aynı anda.

parlaklıkları dolayısıyla 400 km öteden görülebilen şimşekler, denizcilere deniz feneri olarak görev yapıyor.
şimşek ve yıldırımlar oluşturdukları elektrik ile havadaki oksijeni ayrıştırır, ozon oluşumunu tetikler. bu sebepten bu alan dünyanın en büyük ozon kaynağı oluyor.
venezuela'da catatumbo nehri'yle marakaibo gölü'nün el ele tutuştuğu yerde oluşan bulutların çarpışması sonucu şimşek fırtınası başlıyor. şimşekler yılın 140 veya 160 gecesinde, 10 saat boyunca ve saatte 280 ila 300 kez çakıyor aynı anda.

parlaklıkları dolayısıyla 400 km öteden görülebilen şimşekler, denizcilere deniz feneri olarak görev yapıyor.
şimşek ve yıldırımlar oluşturdukları elektrik ile havadaki oksijeni ayrıştırır, ozon oluşumunu tetikler. bu sebepten bu alan dünyanın en büyük ozon kaynağı oluyor.
devamını gör...
kendi kendine konuşmak
bazen çok mantıklı konuşuyor nomissiz.
devamını gör...
düdüklü tencere
hakkında otuz tane enrty girilince birinin nicki zannettim. ben kendimi anlatmaya kalksam otuz özelliğimi yazamam mesela, enteresan.
bir tencere, lastikli ve gürültülü.
bir tencere, lastikli ve gürültülü.
devamını gör...
arkadaş olmak istediğiniz dizi ve film karakteri
dark'ta zamanda yolculuk kitabını yazan, zaman makinasının mucidi, saatçi tannhaus amcamızla kanka olurdum sonra ver elini 1986 ver elini 2052.
devamını gör...
yazarların duyduğu en kalp kırıcı söz
ona aşık olduğumu söylediğimde sarf ettiği “ben aynı hisleri paylaşmıyorum ama istersen sevişebiliriz” sözleri.
aşkım bıçak gibi kesilmişti. 3-4 yıldır süren platonik aşkımın bir anda bittiğini görünce aşkın çok da önemsenecek bir şey olmadığını anladım. beraber çok uyumlu ve mükemmel bir çift olacağımıza dair düşüncelerimin ne kadar sübjektif, gerçeklerden uzak, benim hüsnükuruntum olduğunu gördüm.
yine de ona dürüst olduğu için çok teşekkür ederim. sevgiyle anıyorum.
arkadaşınıza aşık olmayın. olsanız da belli etmeyin ve o duyguyu bir şekilde yok edin. duygular karşılıklı olsa zaten anlardınız. ümitlenmeyin. aşkınıza karşılık bulmak bir yana bir de arkadaşınızdan olursunuz. duygularınızın üstesinden gelemiyorsanız da bir an önce söyleyin bari, bitecekse bitsin, siz de yolunuza bakın.
aşkım bıçak gibi kesilmişti. 3-4 yıldır süren platonik aşkımın bir anda bittiğini görünce aşkın çok da önemsenecek bir şey olmadığını anladım. beraber çok uyumlu ve mükemmel bir çift olacağımıza dair düşüncelerimin ne kadar sübjektif, gerçeklerden uzak, benim hüsnükuruntum olduğunu gördüm.
yine de ona dürüst olduğu için çok teşekkür ederim. sevgiyle anıyorum.
arkadaşınıza aşık olmayın. olsanız da belli etmeyin ve o duyguyu bir şekilde yok edin. duygular karşılıklı olsa zaten anlardınız. ümitlenmeyin. aşkınıza karşılık bulmak bir yana bir de arkadaşınızdan olursunuz. duygularınızın üstesinden gelemiyorsanız da bir an önce söyleyin bari, bitecekse bitsin, siz de yolunuza bakın.
devamını gör...
hidano
muhabbetine doyum olayan, zeki, sevecen ve alttan göndermeleriyle kendini belli eden, an itibari ile takibe aldığım güzide yazarlarımızdan. umarım yazmaya devam eder. sevgiler..
(bkz: sözlüğün gece daha bir güzel olması)
(bkz: sözlüğün gece daha bir güzel olması)
devamını gör...
dünyanın en güzel hissi
en dipten bile kimseye minnet etmeden, alninin akıyla cikildiginda yasanan o grur verici his. o hissi cok seviyorum... devaminda kendi kendine kocaman "aferin be sana" deyis...
devamını gör...
lars von trier
başka bir adam.
yaptığı saf sanat. filmlerini her izlediğinizde farklı duygular uyandırabilir. gereksiz metafor ve anlaşılmaz/gereksiz sahne seçimine girmeden, imajlar üzerinden değil kavramlar üzerinden muazzam işler yapıyor. özellikle dogville ve manderlay'da yaptığı şeyler gerçekten sinema adına heyecan verici, her zaman yepyeni bir paradigmayı büyük ve devasa konseptlere dayanmadan kurabileceğinizi ispatlar nitelikte işler bunlar.
kendisi küçük ve minimal olayları olağanüstü bir estetikle süsler... bunu yaparken çarpıcıdır, tansiyonu git gide arttırır ve bizi kurduğu dünyaya alıştırır daha ötesi tamamen inandırır. ondan dolayı dogville ve manderley gibi tiyatro sahnesinde dekorsuz çekilmiş -ki dekorsuz çekilmesi kapısız odalarda yaşanan olayları daha çarpıcı hale getirmiştir- bir filmde dahi seyirci yabancılaşmaz, işin içindedir.
her filmi üzerine uzun uzadıya konuşulabilir. özellikle filme koyduğu diyaloglar medium ile orantılıdır, nbc filmleri gibi sizi filmin içindeyken zorlama roman pasajları okuyormuşcasına rahatsız etmez. diyaloglar filmden ayrı bir romana dönüşmez, filmin bir parçasıdır sadece ve oldukça zekice yazılıp filme yedirildiği için filmdeki ide, çok gerçekçi bir şekilde tartışılır. o tartışmayı seyirci sinemadan çıkınca da yaşamaya devam eder. cevap vermeyişi sizi o mesele etrafında daha çok düşünmeye zorlar.
kendisi ayrıca minimal olayları büyük felsefi dilemmaları aracı kılarak işleyen ve bunu filmin bir parçası haline getirebilen bir sanatçıdır.
estetik ve düşünce bu ikisinin sentezini çok zekice yapabiliyor ve bence bir düşünsel sorunu sinema ile tartışmak eğer bunu yapabiliyorsanız en verimli yoldur. bunu yapabilen sayılı insanlardandır.
yaşayan en büyüklerden biridir bence. seviyoruz kendisini...
yaptığı saf sanat. filmlerini her izlediğinizde farklı duygular uyandırabilir. gereksiz metafor ve anlaşılmaz/gereksiz sahne seçimine girmeden, imajlar üzerinden değil kavramlar üzerinden muazzam işler yapıyor. özellikle dogville ve manderlay'da yaptığı şeyler gerçekten sinema adına heyecan verici, her zaman yepyeni bir paradigmayı büyük ve devasa konseptlere dayanmadan kurabileceğinizi ispatlar nitelikte işler bunlar.
kendisi küçük ve minimal olayları olağanüstü bir estetikle süsler... bunu yaparken çarpıcıdır, tansiyonu git gide arttırır ve bizi kurduğu dünyaya alıştırır daha ötesi tamamen inandırır. ondan dolayı dogville ve manderley gibi tiyatro sahnesinde dekorsuz çekilmiş -ki dekorsuz çekilmesi kapısız odalarda yaşanan olayları daha çarpıcı hale getirmiştir- bir filmde dahi seyirci yabancılaşmaz, işin içindedir.
her filmi üzerine uzun uzadıya konuşulabilir. özellikle filme koyduğu diyaloglar medium ile orantılıdır, nbc filmleri gibi sizi filmin içindeyken zorlama roman pasajları okuyormuşcasına rahatsız etmez. diyaloglar filmden ayrı bir romana dönüşmez, filmin bir parçasıdır sadece ve oldukça zekice yazılıp filme yedirildiği için filmdeki ide, çok gerçekçi bir şekilde tartışılır. o tartışmayı seyirci sinemadan çıkınca da yaşamaya devam eder. cevap vermeyişi sizi o mesele etrafında daha çok düşünmeye zorlar.
kendisi ayrıca minimal olayları büyük felsefi dilemmaları aracı kılarak işleyen ve bunu filmin bir parçası haline getirebilen bir sanatçıdır.
estetik ve düşünce bu ikisinin sentezini çok zekice yapabiliyor ve bence bir düşünsel sorunu sinema ile tartışmak eğer bunu yapabiliyorsanız en verimli yoldur. bunu yapabilen sayılı insanlardandır.
yaşayan en büyüklerden biridir bence. seviyoruz kendisini...
devamını gör...

