geniş omuzlu bir hanımefendinin uzun saçlarının arasına bıraksam ruhumun sağanak yağmurlarını.
hiç düşünmesem kim ne der diye.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

atatürk arboterumu/sarıyer/ist.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yazım hatası olmamalı bir kitapta. sırf yazım hataları var diye okumayı bıraktığım kitap olmuştu.
devamını gör...

kendinizle başbaşa geçireceğiniz zamanın ne kadar kıymetli olduğudur.
devamını gör...

carpe diem*
devamını gör...

bir piyasada bir malın iki satıcısı bulunmasına verilen isimdir.
devamını gör...

gazapizm'in dinlerken ağıtlar yaktığım, muhteşemlik ile harikalık arasında gidip gelen, sebepsizce çok severek dinlediğim biraz trap ve arabesk rap karışımı şarkısı.


şöyle bir söz geçiyor orada; "ölüme giden yolun asfalt olmasını dilemek; ne bileyim yarım kalan bir kitap ya da tamamlanmış bir hayat!"
beni benden alıyor sözlük.
devamını gör...

(bkz: 2020-2021 kardeşler)
devamını gör...

birinin yol vermesi.
devamını gör...

megadeth şarkısıdır. neredeydim, hatırlamıyorum. yaşamın bir oyun olduğunu farkettim. ne kadar ciddiye aldıysam o kadar zorlaştı kuralları. bedelimin ne olduğunu bilemedim yaşamım gözlerimin önünden geçerken gördüm ki çok az şey başarabilmişim, esirgenmiş benden tüm istediklerim. bunları okurken, bilin ki dostlarım sizinle kalmayı çok isterdim. lütfen gülümseyin aklınıza geldiğimde. giden sadece bedenim.*
devamını gör...

beyaz yakalı için artık kabusa dönüştü.

kurum ve kuruluşların azalan maliyetlerini, çalışanların artan maliyetlerine adilane bir sistemle pay etmiyor oluşları, çalışanların evdeyken yeterince çalışmıyor şeklinde algılanmaları iki büyük başlıca sorun. yalnız yaşayan bir insan olarak normal ofis düzeninde çalıştığım döneme kıyasla ev masraflarım en az %50 oranında arttı. elektrik, su, ısınma, mutfak masrafı derken aylardır alıştığım, bildiğim düzenin çok üstünde harcama yapmak zorunda kalıyorum. çalıştığım kurumun bu konuda aksiyon almayarak kafasını kuma gömmesi kurumsal bağımı, güvenimi zedeliyor. bana bağlı çalışan personeli ben, benim bağlı olduğum yöneticilerse beni motive etmekte güçlük çekiyor. insanların ortak sistemlerde mesai saatleri içinde online olup valla billa çalışıyorum, yeminle işimin başındayım stresini yaşamalarıysa cabası.

yani ülkede tonla problem var. ama çalışan açısından evden çalışma ile ilgili yönetmelik, yönerge eksikliği, usul ve esaslardaki belirsizlik ve düzensizlik de üzerinde konuşulması gereken bir diğer sorun, şımarıklık değil.
devamını gör...

son feci gözlüklü şirin mars.

harika oldu ya. *
devamını gör...

apocalyptica'nın worlds collide albümünün en sert parçası. elbette bu duruma corey taylor'ın da etkisi oldukça yüksek. şarkının sözleri çocukluğunda muhtemelen bir rahip tarafından tacize uğramış, bir yetişkin olduğunda ise onunla ve tanrı ile yüzleşen bir adamın hikayesini konu alıyor. oldukça sert ve saldırgan sözlere sahip. şu an hatırlamadığım bir manganın bir bölümünde ana karakterlerden biri şöyle bir cümle kuruyordu:

" çocukların acı çekmesini, öldürülmesini, taciz edilmesini izleyen ve bunun hakkında hiçbir şey yapmayan bir tanrıyı reddediyorum!"

şarkının sözleri bu cümleleri hatırlatan cinsten hatta özellikle 'eğer tanrı bana doğru bakıyorsa, ben isa değilim. isa burada bile değildi!' cümlesi farklı kelimeler ile aynı düşünceyi ifade ediyor bana kalırsa. şarkının altında yatan hikayenin ağırlığı şarkının her yanına sirayet etmiş durumda. tamamen çürümüş olan ve hatta belki de aslında baştan beri tamamen koca bir çürümüşlükten ibaret olan dünyanın dibine ufak bir bakış sadece. ben isa değilim, affetmeyeceğim.


dirty little secret
dirty little lies
say your prayers and comb your hair
save your soul tonight


drift among the faithful
bury your desires
aberrations fill your head
you need a place to hide


and i am
do you remember me?
the kid ı used to be?
do you remember me?
when your world comes crashing down
ı want to be there
ıf god is looking down on me
ı'm not jesus
jesus wasn't there!

you confess it all away
but it's only shit to me
ıf god is looking down on me
ı'm not jesus
ı will not forgive
no ı won't
no ı won't
ı've thought you were a good man
ı've thought you talked to god
you hippocratic, messianic, child abusing, turned satanic
do you remember me?
do you remember me?
the kid ı used to be?
do you remember?
do you remember?
when your own world comes undone
let me be the one to say

(ıf god is looking down on me)
ı'm not jesus
you can't run away
and the innocence you spoil
found a way to live
ıf god is looking down on me
ı'm not jesus
ı will not forgive
ı will not forgive
ı won't be whatever you want to
ı will not forgive
ı won't be whatever you want to
do you remember me?
the kid ı used to be?
not the same as ı used to be
oh, do you remember me?
no
when your world comes crashing down
ı want to be there
ıf god is looking down on me
ı'm not jesus
jesus wasn't there
you confess it all away
but it only shit to me
ıf god is looking down on me
ı'm not jesus
ı will not
ı'm not jesus
ı will not forgive
oh, ı will not forgive, yeah yeah
no, ı will not forgive
devamını gör...

eğer birine küfür ediyorsan onun da sana ettiğine emin olabilirsin. etme.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

20 eylül 1932 yılında "rockefeller center" binasının yapımı sırasında çekilen ve yüzyılın en ikonik fotoğraflarından biri olan bu fotoğraf yerden 260 metre yüksekte öğle yemeğini yiyen 11 işçiyi gösteriyor.
internette bazı isimler yazsa da aslında kimin çektiği tam olarak belli değilmiş.
devamını gör...

yakın arkadaşları iyi birer oyuncu olduğu için sürekli arkadaşlarıyla film çeken yönetmenlerdir.

mesela cem yılmaz ve tayfası çok iyi hepsi usta oyuncu başarılı oyuncular ve beraber film çekiyorlar hatta eleştiriliyorlar.
martin scorsese dedem ise iki gözde kullanıyor bunlardan bir tanesi eski gözdesi robert de niro diğeri ise yeni gözdesi leonardo di caprio.
tarantino abi ise samuel l. jackson olmadan yapamıyor.
ezel akay her filminde haluk bilginer kullanıyor hatta maalesef kullanıyor diyebiliriz çünkü son filmi 9 kere leyla haluk bilginer olmasına rağmen berbat bir filmdi.
devamını gör...

yorgo dalaras & pix lax şarkısı.

hayatınızın bazı kısımlarını bazı şarkılarla özdeşleştirir misiniz siz de? hani bir şarkı duyduğunuzda o şarkı size koku, anı, renk, hayal olarak geri döner mi? benim dönüyor, hem de o kadar çok ki anlatamam. hayatımı son zamanlarda kediler ve şarkılar ele geçirdi geçireli iyice arttı bir de bu hal. şikayetçi miyim? gerçek hayattan soyutlanma kısmı hariç hayır, hatta o hal bazen en güzel terapiden bile daha çok işime yarıyor / geliyor doğruya doğru.

daha başka versiyonları da var ama yorgo dalaras & pix lax hali bambaşka, bana bunları yazdıran esas sebep bu hali.

bu şarkıyı açtığımda içinden çıkamıyorum, çıkmak nasip olmasın şükür; de o ayrı. ama bu şarkı her seferinde bir sürü imge, renk, koku ile üşüşüyor beynime ve etkisi kolay kolay da geçmiyor, şarkı başlıyor mesela ben eski günlerdeki eski ben gibi 6.50 lik bi sandalın başüstündeki yerimi alıyorum, yekede bi dost var ama sallayın şimdi, onu başka zaman anlatırım, tekne başıboş değil yani. mevsim yaz, zaman aralığı ise hava kararmış, gökyüzü koyu, koskoyu lacivert amma velakin siyah değil, böyle arafta tuhaf bi renk. kara üzerinde yaşayamayan, anca deniz üzerinde görünüp içinde durulacak bir renk işte, anlayın. hava mazot kokuyor, şaka yav şaka egzostu yeni yamattım bi gram pis kokmuyor ortalık, duyulan koku denizin üstünde olmamıza rağmen hanımeli, manolya, yasemin, yeni kurulmuş rakı sofrası, 3 aylık bebek ayağı, annenizin size uzattığı o bir dilim kızarmış ekmeğin kokularının karışımı gibi, beğenmediğinizi aradan çıkarın olmazsa böyle yazınca da bi tuhaf oldu evet.

toparlayacağım inşallah, az kaldı sevgili okur,biraz daha sabret ve kadim diller dahil 12 dilde akıcı şekilde küfür edebildiğimi de sakın unutma.

ne diyordum, ordan biz gökbel tarafına geldik kıyı kıyı.... yok bu diildi, bu ayrı bi muhabbet, hem ulu orta anlatılmaz çok ayıp!

neyse, sallayın.
bu şarkı var ya bu şarkı, güzel şarkıdır.
sözlerini anlamasanız bile içinde az ümit, az hayal kırıklığı, az şikayet, az vazgeçmişlik taşır ki zaten biz buna hali hazırda hayat diyoruz. ama sağolsun adının gizli kalmasını isteyen biri çevirisini yaptı ve benim kırık dökük yunancamdan bin kat yukarı taşıdı bu şarkının anlamını.

şöyle diyormuş efendim;

sevincim bir damla....

sana tekrar anlatayım geçip giden yılları - şikayetlerle dolu sevdiğim o şarkıyı (ve şikayetlerle dolu sevdiğim o şarkıyı)
sadece bir damla benim sevincim -- ama yine de, eğer ansızın gelirsen -- o damlayı sana vereceğim --- ki, yeniden doğmuş hissedebilesin..
yeniden sorayım - ne zaman getirecek güneş ve bana tuzak kuran o şimşek..

böyleymiş işte, hadi güzel hayaller ve daha da güzel hayatlar.

telos.

spotify
devamını gör...

neden bize atılmadı ulan bu mesaj diye kahrolduğum sesli mesajdır.
devamını gör...

karşımdaki kişinin devamlı kendini anlatıp,övünmesi.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim