kumsaldaki bir kum tanesi sadece. böyle haberleri gördükçe kaçırılıp satılan milyon tane çocuğun olduğu gerçeğini hatırlıyor insan. hatırladıkça da aldığı her nefesten vicdan azabı duyuyor. sonsuza dek cehennemin dibinden çıkamazlar umarım.
devamını gör...

bir de para ver gör bakalım tepkileri hikmet nerdeymiş.(bkz: swh)
devamını gör...

sanalda kendisine isnat edilen resimlerin aksine ressamın cevabı şiirle olmuştur:



kokusu buram buram tüten
limanda simit satan çocuklar
martıların telaşı bambaşka
işçiler gözler yolunu.
inebilseydin o vapurdan
ayağında varnanın tozu
yüreğinde ince bir sızı.
mavi gözlerinde yanıp tutuşan
hasretle kucaklayabilseydim
seninle, bir daha.
davullar çalsa, zurnalar söyleseydi
bağrımıza bassaydık seni nazım,
yapardım mutluluğun resmini
başında delikanlı şapkan,
kolların sıvalı, kavgaya hazır
bahriyeli adımlarla düşüp yola
gidebilseydik meserret kahvesine,
ilk karşılaştığımız yere
ve bir acı kahvemi içseydin.
anlatsaydık
o günlerden, geçmişten, gelecekten,
ne günler biterdi,
ne geceler...
dinerdi tüm acılar seninle
bir düş olurdu ayrılığımız,
anılarda kalan.
ve dolaşsaydık türkiyeyi
bir baştan bir başa.
yattığımız yerler müze olmuş,
sürgün şehirler cennet.


işte o zaman nazım,
yapardım mutluluğun resmini
buna da ne tual yeterdi;
ne boya...
devamını gör...

uzak doğu türkmenlerinin çin'de yaşadıkları zulümlere göz yuman sözde milliyetçilerin, bıyık şekliyle adam yerine koyulma düşüncesi.
devamını gör...

tartışmasız.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

haydarpaşa garı’nda gezindim bugün
kitap günüydü
seni daha iyi şiirlerde anlatabileceğim
kitaplar okumak istedim
hepsi toprağa gömülüydü

öldün
ölümünle sana ait olması muhtemel
nesneler de öldü
sana ait olmayan ne varsa
satılığa çıkarıldı bugün

ne sen geri gelebilirsin
gömülü kaldığın yerden
ne de sahip oldukların
seni bana getirebilir
paranın hiçbir ederi yok bugün
hasılat anca zararı karşılayabilir
devamını gör...

"o gece felekten bir gece çaldım,
ömrümde son defa bahtiyar oldum;
ölürken yaşadım, yaşarken öldüm
ve.. sustum, sükutu besteler gibi."
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

japonca olan bu kelime, güneş ışıklarının ağaçların arasından sızması anlamına gelir.
devamını gör...

6 yaşında kendime kakül kesmemle başlayan hala da devam ettiğim olaydır
devamını gör...

yaptığı alıntılarla dikkatimi çekmiş yepisyeni yazarımız. hoş gelmiş, iyiki gelmiştir. sözlükte daim olsun.*
devamını gör...

benim için komplike sporcu tabirinin vücut bulmuş halidir. onlarca basketbolcu izledim, iş ahlakı bu kadar yüksek çok az oyuncu gördüm. kendisini iki sene boyunca canlı izleme fırsatına eriştiğim için de kendimi şanslı addediyorum. praskevicius'un lakabı ''buz adam''dı ve bu lakabı sonuna kadar hak ederdi. sahada o kadar net bir duruşu vardı ki, sinirleri alınmış zannederdiniz. hiç renk verdiğine şahit olmadım. çok ufak, bir kaç itiş kakışı olmuştur belki ama onlarda da artık iyice sabrı taşmıştır. kendisine yapılan sert faullerde bile rakibe tepki vermeden, sakince faul çizgisine doğru yürürdü. oysa kodumu oturtacak cinsten bir abimizdir. yani muhatabını tek yumrukta yere serer ama asla işin çirkefliğine bulaştığını görmedik. 98-99 sezonunda yumuşak ve ince bir pivot olan kevin thompson'la birlikte oynamışlardı. thompson'ın boyalı alandaki savunma açıklarını makine intizamında kapatırdı bizimki. thompson hücum atraksiyonları iyi olan ama savunması zayıf bir pivottu. praskevicius sayesinde hep daha dinç kalmış ve hücum verimliliği artmıştır. o sene oyun kurucumuz da zıpır andre woolridge'di. oynatan bir oyun kurucu değildi, skorer yönü yüksekti ama bu da buz adam abimizin ve kevin'in performansını olumsuz etkiliyordu. ritim buldu mu uçar giderdi ama takım oyununa uygun değildi. kaldır at tipi bir zıp zıptı ve bizi kanser ederdi.

praskevicius'un ortalamaları vasat gibi gözükse de, oyun verimliliği çok yüksek bir dört numara olduğunu söyleyebilirim. kendisi benim beşiktaş'ta izlediğim en iyi 4 numaraydı. hatta o sezon tofaş serisinde resmen vitesi 5'e taktı ve inanılmaz bir performans sergiledi. buz adamın izlediğim en iyi saha içi performanslarından biriydi o seri. ertesi yıl andre ve kevin gittiler. onların yerine bud elley ve james blackwell takıma katıldılar. bud, kevin'in tam tersi bir pivottu ve buz adamla birlikte boyalı alanı resmen kararttılar. ama onun da disiplin sorunları vardı artı ölü balık gibi bakardı kerata. o yüzden çok içim ısınmamıştır kendisine ama sergilediği performans üst düzeydi. play off'larda efesi ezdiğimiz maçta efesli oyuncular tabiri caizse boyalı alana girememişlerdi. özetle iyi bir ikili olmuşlardı diyebiliriz. james'e gelirsek andre gibi savruk bir gard değildi. bu sayede daha takım gibi bir takım izlemiştik. bir basketbol sever için buz adamı'ı, gönül verdiği takımda izlemek müthiş bir keyifti ve ben bu keyfi bizzat yaşamış oldum. beşiktaş'tan ayrıldıktan sonra tekrar türkiye'ye ülker forması ile döndü. ona olan sevgimden ötürü ülker maçlarını da gidip izlemişliğim vardır.

basketbolcunun hasıydı vesselam...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

1908-1985 yılları arası yaşamış arnavutluk'un komünist lideri. ismini 1908 jön türk devrimi sırasında ön plana çıkan enver paşadan almıştır.

kendisi eğitimini fransa'da tamamladıktan sonra 1936 yılından 1939'a kadar arnavutluk'ta fransızca öğretmenliği yaptı. 1939 yılında arnavutluk italya tarafından işgal edilince öğretmenlikten çıkarıldı. daha sonra italya işgaline karşı direnişçileri örgütledi. savaş kazanılınca 1946 yılında arnavutluk lideri oldu.

kendisinin döneminde toprak reformu yapıldı, ilk üniversite açıldı, kan davaları yasaklandı, sağlık alanında ilerlendi, kadın hakları konusunda ilerlendi, enver hoxha üzerine bir kişilik kültü yaratıldı ve iktidarını sağlamlaştırmak için insanlar infaz edildi .

önceki arnavutluk kralı ahmet zogu yabancı istihbarat örgütlerinin desteğiyle iktidara karşı gerilla mücadelesine girişti ancak bu isyan bastırıldı.

ülkeyi yönetirken diğer komünist ülkelerle pek iyi anlaşmadı ve onları revizyonist olmakla suçladı. sovyetler birliği ile ilişkisi sovyetler birliğinin çekoslavakya'ya saldırması üzerine varşova paktından çekildi. çin halk cumhuriyeti ile ilişkileri ise mao zedong'un ölümünden sonra bozuldu. yugoslavya ise arnvutluk üzerinde genişlemek istediği için ilişkileri bozuldu.

kendisi döneminde din konularında devlet ateizmi politikası yürütüldü. camiler, kiliseler yıkıldı, tarikatlar yasaklandı, kasaba ve şehir adlarında dini isimler kaldırıldı. ayrıca kendisinin döneminde deri kıyafetli askerler başörtülü bacılarımıza saldırmıştır.**

ayrıca batı kültüru burjuva kültürü olarak görüldüğü için batı kültürünü temsil eden şeyler yasaklandı.

kendisi 1985 yılında öldü ve ülkesi ise 1992 yılında kapitalist sisteme geçti.

arnavutluk'un işgali
devamını gör...

internetteki fotoğrafların hiçbirine benzemeyen kuru ve az kaşınan versiyonuna sahip olduğum hastalık.

bazen stres, bazen altta yatan başka bir hastalık, bazen alerji, bazen kuru cilt, bazen giysilerinizin sürtünmesidir hastalığın nedeni. nedenini ortadan kaldırmadığınız sürece de, bulaşmasa bile yayılır vücudunuza. görüntüsüyle mutsuz eder, cildinizin o kısmını kesip atma isteği doğurur.

eğer dışarıdan bir etki nedeniyle oluyorsa, alerjik maddelerle teması kesmek, cildi sürekli nemlendirip bol su içmek etkisini azaltabilir. bazen kendiliğinden geçse de zaman içinde geri gelebilir.

stresten uzak durun diyemiyorum çünkü bu ülkede mümkün değil. siz dursanız stres sizden uzak durmaz. zaten bir yerinizde egzamanın yenisi çıkınca strese girersiniz, strese girince de yenisi çıkar derken işin ardı arkası kesilmez. birlikte yuvarlanır gidersiniz.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

açıklamadan hiçbir şey anlamadığım için merak ettiğim radyo programı.
belki dinlersem anlarım.
edit: açıklamanın podcastle alakası yok.
tanım: rastgele konulardan makara yapan iki gamsızın diyalogları.
sevdim. içten ve samimi buldum.
ve evet bülent ersoyun osuruğu fıs olmamalı.
devamını gör...

gelecek görenler için mucize.. görmeyenler içinse bir o kadar gereksiz eylem..
devamını gör...

platon’un adalet, gerçeklik ve güzellik kavramlarını inceleyerek ideal bir toplum hayalini canlandırdığı devlet (kitap) eserinin 7. kitabında bahsettiği alegoridir.


gerçeklik, bilgi ve hayatın anlamı nedir? bazı temel konular bunları mecazen ele alır ve varoluşu bir yolculuk olarak açıklar. bir yol imgesiyle veya okyanus üzerinden; bir tırmanış, savaş, kitap, ince bir çizgi, oyun ya da bir fırsat penceresi... veya zamansız sönmüş bir ışık ya da alev olarak tanımlar.



2400 yıl önce platon; hayatın, bir mağara içerisinde zincirlenmek ve taş duvara yansıyan gölgeleri izlemeye mecbur kalmak olduğunu söyledi.


bir grup tutsak, doğumlarından itibaren bir mağaraya kapatılırlar ve sırtları mağara kapısına dönüktür. sadece kapıdan geçenlerin gölgeleri ile dış dünyayı anlamaya çalışıp gölgeleri adlandırıp sınıflandırırlar. sonrasında bir tutsak serbest bırakılır. girdiği yeni ortamını karışık bulan tutsak, gölgelerin sadece birer yansımadan ibaret olduğu söylendiğinde inanmaz ya da inanmak istemez. çünkü gölgeler, onun asıl gerçekleriydi. fakat daha sonrasında alışır ve ışığın kaynağını, yani güneşi keşfeder.

bu keşiflerini paylaşmak için daha önce hiç mağaradan dışarıya çıkmamış olanların yanına gidip anlatır, fakat diğerleri bu yolculuğun onu aptal ve kör ettiğini düşünürler. serbest bırakılmayı da istemezler.


ve platon bunu, halkı eğitmeye çalışan bir filozofun durumuna benzetir.



çoğu insan, cehalet içinde yalnızca mutlu olmakla kalmıyor aynı zamanda bu cehaletlerini dile getirenlere karşı da düşmanlık besliyor diyerek bu bahsi de kapatıyoruz.
devamını gör...

hakkıyla sevemediğim, ama çok sevdiğimdir. sebepleri ve neticeleri var eden olduğu için umudumun baki olmasının sebebidir. seviyorum sözlük!
devamını gör...

insan aklıyla dalga geçen bir adet sırma saçlı beyanı.
devamını gör...

yaşamak için gitmenin zor olması.
bu ülkede ne kadar kalifiye bir insan olursanız olun orada çalışabilmek için yerine getirmeniz gereken çok fazla şart var. b2-c1 seviyesinde almanca öğrenmek belki de şartlar arasında en kolay olanı. düşünün dil öğrenmek için verilen çabadan bahsediyorum. daha sonra yaşamak istediğiniz eyaletin şartları, euro kuru karşısında eriyen paranızla güç bela gidebilmeye çalışmak.. yine karamsarlığa kapıldım be sözlük. belki bir gün bu yazıyı editleyebilirim. belki. umarım.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim