kafa sözlük semtini kurtarıyor projesi
niyet çok güzel , yapılmak istenen harika; ama yarın bir uyuz çıkar siz para toplayıp yiyorsunuz derse beni öldürse daha iyi , oluyor ya,apartman,site yönetiminde adamlar çalışır çabalar yıl sonu aidatını vermemiş biri çıkar hırsızlıkla suçlar, aynı şey yaşanmadan planlanması gerek , bence en güzeli yardım edecek ile ihtiyaç sahibini muhtar aracılığı ile tanıştırmak.
ama fikriniz çok güzel, hem önümüz ramazan ayı iyi olur inşallah.
edit: çalan apt yöneticileri var hepsi melek değil, özelikle lüks sitelerde iyi götürüyorlar, benim kastım orta hal mahallesi,emekli olmuş vakit geçirmek için yöneticilik yapan kişiler.
ama fikriniz çok güzel, hem önümüz ramazan ayı iyi olur inşallah.
edit: çalan apt yöneticileri var hepsi melek değil, özelikle lüks sitelerde iyi götürüyorlar, benim kastım orta hal mahallesi,emekli olmuş vakit geçirmek için yöneticilik yapan kişiler.
devamını gör...
ezgi mola hakkında hapis istenmesi
çok ilginç ya tecavüz suç değil ama tecavüzcüye tecavüzcü demek suç.
devamını gör...
erkeklerin kız arkadaşlarına abur cubur paketi hazırlama modası
geçen iş yerinde çalışanlardan biri sevgilime bir şeyler aldım çikolata vs, onu yollamaya kargoya gidiyorum dediğinde yolladığı buydu demek, allah'ın uçan hollandalısı. 30 yaşında adamsin sen.
şu varosluk seviyesine bak gözünü seveyim ülker çikolatali gofretle set yaptı ya la.
şu varosluk seviyesine bak gözünü seveyim ülker çikolatali gofretle set yaptı ya la.
devamını gör...
buddenbrooklar
735 sayfalık bu tuğla yüzyıllık yalnızlık gibi aile hikayeleri ve dostoyevski, tolstoy okumayı sevenlerinde
de ilgisini çekebilir. içinde bol miktarda tasvir, gözlem ve fiziksel betimlemeler mevcut. bu nedenle aksiyon ve macera sevenlerden ziyade kişileri tahayyül etmek isteyenler için daha ilgi çekici olacaktır. bir ailenin 4 kuşak devam eden yolculugu esnasında ayni zamanda sanayi devriminden bahsetmektedir.
de ilgisini çekebilir. içinde bol miktarda tasvir, gözlem ve fiziksel betimlemeler mevcut. bu nedenle aksiyon ve macera sevenlerden ziyade kişileri tahayyül etmek isteyenler için daha ilgi çekici olacaktır. bir ailenin 4 kuşak devam eden yolculugu esnasında ayni zamanda sanayi devriminden bahsetmektedir.
devamını gör...
bildirimleri üstten okumak
mesajını okuyorum ama bunu senin bilmeni istemiyorum demektir. sürüncemede bırakır. siz duygu seliyle bir mesaj yazıp cevap bekliyorsunuz, karşınızdaki makara yaparak heheheh cevap bekliyorsun he mi çok beklersin diyor.
iticisiniz zalımlar.
iticisiniz zalımlar.
devamını gör...
mutfakta sinir eden durumlar
bulaşık süngerinin ve mutfak bezinin lavabo içine kirli,temiz farketmeksizin atılmasıdır. lavabo içinin kirli bırakılması, çaydanlık içinde bitmiş çayın dökülmeden ertesi güne kadar çaydanlık içinde durması, bulaşık makinesini boşaltmak heleki çatal- kaşıklığı boşaltmak sinir katsayısını arşa çıkaran olaylardır.
devamını gör...
yedi numara dizisi replikleri
ev halkı dışardayken eve hırsız girmiş:
armağan:çıkarken kapıyı açık mı bırakmıştık?
recep: yoo ben çekmiştim.
haydar: peki çıkarken kilidi kırmış mıydık?
armağan:çıkarken kapıyı açık mı bırakmıştık?
recep: yoo ben çekmiştim.
haydar: peki çıkarken kilidi kırmış mıydık?
devamını gör...
ikinci el araba piyasası
birkaç kez araç alıp sattım. son sattığım aracımın şeceresini noktası virgülüne telefonda anlattıktan sonra araca bakmaya geldi üç kişi. hızlı bir selamlaşmanın ardından aracı incelemeye başladılar ama ne inceleme. sanırsınız narkotikten ekipler gelmiş uyuşturucu arıyor araçta. bir köpek eksik yanlarında. derken içlerinden biri bagaj kapağını suratı ekşimiş vaziyette bir çarptı sormayın. nerden bu araca bulaştım dedim içimden. böyle bu adamlar çok acımasızlar. aracınızı bir an evvel elimden çıkarayım düşüncesine sevk ederler araç sahibini.
devamını gör...
the 100
zaman zaman bırakıp başladığım 7 sezonunu da bitirdiğim dizidir. bazen saçmaladıkları yerler olsa da çok güzel sezonları vardır. her sezon patlayan birden fazla olay vardır, hatta işler genelde fazlasıyla sarpa sarar ancak final bölüme doğru konuyu güzelce toplarlar. final sezonu da çok güzel başlamış ama pek de istediğim gibi bitmemiştir. dizinin bir de yan dizisi çıkacakmış, bu dizinin başladığı yerden daha öncesini anlatan. bakalım merakla bekliyorum.
devamını gör...
sözlüğün iyice wikipedia'ya dönmesi
yazar arkadaşlarımız karma kasmak için sürekli bilgi içeren tanımlar giriyor. tamam bilgide olsun ama akışın tamamı bu defa biyoloji dersine dönüyor. kafa dağıtmaya giriyorum başlıklara baktıkça yoruluyorum.
devamını gör...
geç kalmak vs erken gitmek
erken git orda bekle. bu büyük insanların bütün randevuları için mottosudur. biz bize yakışanı yapalım, geç kalmayalım, gerekirse bekleyelim. hayattır bu bir kez geç kalırsın bir daha telafisi olmaz, her şey için her durum için.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
bu gece özel benim için. çok şey düşünüyorum çünkü. her şeyi, herkesi. en önemli şeyi, en önemsiz şeyi. kafam tam bir savaş alanı. aklıma gelmeyecek düşünceler aklıma geliyor, olması çok düşük bir ihtimal olan olayların kafamda canlanışına şahit oluyorum. uzun zamandır düşünmediğim şeyleri de düşünüyorum, hiç aklımdan çıkmayan şeyleri de.. öncesini, sonrasını, şimdiyi.. bir gün düşündüğüm ikinci gün daha da farklılaşıyor. içim sıkışıyor, daralıyorum. bir boşluk mu demeliyim ne demeliyim bilemiyorum. tarif edemeyeceğim bir düğüm var içimde. karmaşa..
arkada da bu çalıyor. ama durulmuyor düşünceler bir türlü. bu gece uyutmuyorlar. üzücü olan da şu.. önem verdiklerim.. gerek kişiler, gerek değerler, gerekse fikirler.. bunlar günün birinde yok mu olacaklar? bilemiyorum sözlük, artık hiçbir şey bilemiyorum..
arkada da bu çalıyor. ama durulmuyor düşünceler bir türlü. bu gece uyutmuyorlar. üzücü olan da şu.. önem verdiklerim.. gerek kişiler, gerek değerler, gerekse fikirler.. bunlar günün birinde yok mu olacaklar? bilemiyorum sözlük, artık hiçbir şey bilemiyorum..
devamını gör...
kaba olmanın aslında iyi bir özellik olması
evet, "yine geldi tespitini sevdiğim" diyeceğiniz, yepyeni bir tespitim ile karşınızda olduğum başlıktır.
öncelikle şu "kaba olmanın" derecesi konusunda bir anlaşalım; elbette burada kastedilen kabalık yok yere insanların kalbini kırmak, onlara sövmek veya terbiyesizlik yapmak anlamında değildir. bu tanımda bahsedeceğimiz kabalık, daha çok "aman ağzımın tadı kaçmasın", "aman şunu kırmayalım" diye gösterilen sahte samimiyetlere ve yapmacıklığa karşı duran kabalık çeşididir. çünkü ben bu tür davranışlardan zerre haz etmem, aile büyüklerime de her yaptıklarında kızarım.
bugünden bir misal, harika bir mangal yapmışım efendim. balıklar mis gibi pişmiş, ahtapot tam kıvamında ve rakılar hazır. oradan annem sesleniyor bana:
- "ya acaba bizim komşulara da mı versek? ayıp olur şimdi."
hemen "ne münasebet!" diye cevap verdim. ben o tüm bu canlıları bir amaç uğruna canlarından etmiş, onları saygı ve özenle en güzel şekilde pişirmiş, ve ailem güzelce ve kusursuzca bir deniz sofrası yesinler diye hazırlamış iken allah'ın salak komşusuna neden balık vereyim? zaten zerre sevmem kendilerini, ama sevsem de durum değişmiyor. zira böyle bir zorunluluğum yok.
ya da çok benzer başka bir misal, şu ana kadar kimse üzülmesin diye ikram edilen yemeği yemişliğim yoktur. o an canım istemiyorsa ve direkt sevmiyorsam o yemeği yemem, yoksa yerim. olay aslında bu kadar basit. isteyen kaba desin, isteyen öküz vallahi umurumda olmaz. sırf birileri saçma sapan şeylere alınsın gücensin diye kendi keyfimden ödün verecek değilim. bu şekilde de gayet iyi ve mutluyum doğrusu.
sanırım rezalet bir insanım...*
öncelikle şu "kaba olmanın" derecesi konusunda bir anlaşalım; elbette burada kastedilen kabalık yok yere insanların kalbini kırmak, onlara sövmek veya terbiyesizlik yapmak anlamında değildir. bu tanımda bahsedeceğimiz kabalık, daha çok "aman ağzımın tadı kaçmasın", "aman şunu kırmayalım" diye gösterilen sahte samimiyetlere ve yapmacıklığa karşı duran kabalık çeşididir. çünkü ben bu tür davranışlardan zerre haz etmem, aile büyüklerime de her yaptıklarında kızarım.
bugünden bir misal, harika bir mangal yapmışım efendim. balıklar mis gibi pişmiş, ahtapot tam kıvamında ve rakılar hazır. oradan annem sesleniyor bana:
- "ya acaba bizim komşulara da mı versek? ayıp olur şimdi."
hemen "ne münasebet!" diye cevap verdim. ben o tüm bu canlıları bir amaç uğruna canlarından etmiş, onları saygı ve özenle en güzel şekilde pişirmiş, ve ailem güzelce ve kusursuzca bir deniz sofrası yesinler diye hazırlamış iken allah'ın salak komşusuna neden balık vereyim? zaten zerre sevmem kendilerini, ama sevsem de durum değişmiyor. zira böyle bir zorunluluğum yok.
ya da çok benzer başka bir misal, şu ana kadar kimse üzülmesin diye ikram edilen yemeği yemişliğim yoktur. o an canım istemiyorsa ve direkt sevmiyorsam o yemeği yemem, yoksa yerim. olay aslında bu kadar basit. isteyen kaba desin, isteyen öküz vallahi umurumda olmaz. sırf birileri saçma sapan şeylere alınsın gücensin diye kendi keyfimden ödün verecek değilim. bu şekilde de gayet iyi ve mutluyum doğrusu.
sanırım rezalet bir insanım...*
devamını gör...
12 ocak 2021 brezilya'nın açıkladığı çin aşısı etkinlik değeri
çin'li şirketin 3 kez engel olduğu açıklamayı brezilya nihayet yaptı.
açıklanan sonuçlara göre bize de ilk etapta 3 milyon doz olarak gelen çin aşısının genel etkinlik oranı; %50.38
buradan
bilindiği üzere endonezya dün ilk verilere göre aşının yüzde 65 etkinlik gösterdiğini açıklayarak acil durumlarda kullanımına onay vermişti.
türkiye'de yapılan deneylerde aşının yüzde 91.25 etkinlik oranına sahip olduğu açıklanmıştı.
açıklanan sonuçlara göre bize de ilk etapta 3 milyon doz olarak gelen çin aşısının genel etkinlik oranı; %50.38
buradan
bilindiği üzere endonezya dün ilk verilere göre aşının yüzde 65 etkinlik gösterdiğini açıklayarak acil durumlarda kullanımına onay vermişti.
türkiye'de yapılan deneylerde aşının yüzde 91.25 etkinlik oranına sahip olduğu açıklanmıştı.
devamını gör...
hi my i run
bir özeleştiri yaptı ve yönetimde olmaması gerektiğini anladı. kendisi modluktan azlini istemiştir.
her gidene yazıyorum kendime de yazayım ulan bari...
emekleri için teşekkürler. sjdjdk.
her gidene yazıyorum kendime de yazayım ulan bari...
emekleri için teşekkürler. sjdjdk.
devamını gör...
max weber
aslında bir yandan marks'ın görüşlerine zıt bir dünya görüşü ortaya koyar, diğer yandan da marks'a bir alternatif sunar. itinayla marks'ın karşısında yer almamaya çalışmıştır fakat dediğim gibi bir şekilde de karşı tez geliştirmiştir. marks'a göre kapitalizmi doğuran sonuç mutlak bir şekilde insanın üretimde oynadığı roldür. bunun için, herhangi bir dine ya da ideolojiye gerek yok, kapitalizm üretimin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. teknolojiyle birleştiğinde, devasa bir ekonomik sistem olmuştur. weber ise yukarıda az çok degildiği gibi, kapitalizmin altında yatan gücün, protestan düşüncesi olduğunu belirtir. bilinen o meşhur kitabında, katoliklerin ve protestanların yönelimini inceler. örneğin, 10 katolik ve 10 protestan alır, bunlar varlıklı ailelerin eğitimli çocukları olsun. katoliklerin bir çoğu kariyerine, manastırlarda devam ederken, protestanların birçoğu ticarete atılır. aynı zamanda, katolik aileler çocuklarını klise hiyerarşisinde bir noktaya gelmesi için çabalarken, protestanlar pek bu durumu sallamaz.
ticaret konusunda katolikler sıkı kurallara daha bağlıyken protestanlar daha esnektir. bunun gibi bircok örnek üzerinden kapitalizmin gelişmesinde mezhep anlayışının rolüne dikkat çeker. aslında ıngiltere ve hollanda örneği üzerinden weber'in ortaya attığı tezler, teorik olmasa da az çok biliniyordu. çünkü iki protestan devlet, ıngiltere ve hollanda muazzam bir ekonomik büyüme göstermişti ki, köken olarak sanayi kapitalizmi değil, ticaret kapitalizmi üzerinden ilk atılımlarını gerçekleştirdiler.
weber üstü kapalı bir şekilde, katolikle doğu arasında da bir bağ kurar. çünkü doğu üzerine söylediği statik değerlendirmeleri daha önce katolikler için dile getirmişti. haliyle bu yönüyle marks'ın tam karşısında yer alır. çünkü marks, kapitalizmin ortaya çıkmasında coğrafi koşulları kesinlikle dikkate almaz, ıngiltere'deki gelişmeler türkiye'de olsa, kapitalizm türkiye'de de ortaya çıkardı. weber için bu çok doğru değil. örneğin osmanlı'da weber'e göre patrimonyalizm vardır, bu üretim ilişkileriyle kolay kolay degisicek bir şey değildir. çünkü bu olgu, üretim ilişkilerin değişmesine izin vermez.
bunun gibi gibi.
ticaret konusunda katolikler sıkı kurallara daha bağlıyken protestanlar daha esnektir. bunun gibi bircok örnek üzerinden kapitalizmin gelişmesinde mezhep anlayışının rolüne dikkat çeker. aslında ıngiltere ve hollanda örneği üzerinden weber'in ortaya attığı tezler, teorik olmasa da az çok biliniyordu. çünkü iki protestan devlet, ıngiltere ve hollanda muazzam bir ekonomik büyüme göstermişti ki, köken olarak sanayi kapitalizmi değil, ticaret kapitalizmi üzerinden ilk atılımlarını gerçekleştirdiler.
weber üstü kapalı bir şekilde, katolikle doğu arasında da bir bağ kurar. çünkü doğu üzerine söylediği statik değerlendirmeleri daha önce katolikler için dile getirmişti. haliyle bu yönüyle marks'ın tam karşısında yer alır. çünkü marks, kapitalizmin ortaya çıkmasında coğrafi koşulları kesinlikle dikkate almaz, ıngiltere'deki gelişmeler türkiye'de olsa, kapitalizm türkiye'de de ortaya çıkardı. weber için bu çok doğru değil. örneğin osmanlı'da weber'e göre patrimonyalizm vardır, bu üretim ilişkileriyle kolay kolay degisicek bir şey değildir. çünkü bu olgu, üretim ilişkilerin değişmesine izin vermez.
bunun gibi gibi.
devamını gör...
nickaltı
şahsımın sadece sözlükten kafa izni tatiline çıktığında doldurulan alan.
girin bakın nickaltima, çoğu yazarın onu terk eden eski sevgilisine serzenişte bulunması gibi "geri dön tülayyy,seni çok özledim aşgııımm"nidalarinda seslenmesi gibi "gitmesiyle üzen yazar, acilen dönmesi gereken yazar, iyi ki vardi niye gittiydii" .. neyim ben eski sevgiliniz falan mı?
ulan sözlükteyken girsenize şöyle güzel 2,3 nickalti. ılla sözlükten gitmemiz mi gerekiyor?
söyle bana ilhami abi ben sözlükten gidince mi varoluyorum ?
girin bakın nickaltima, çoğu yazarın onu terk eden eski sevgilisine serzenişte bulunması gibi "geri dön tülayyy,seni çok özledim aşgııımm"nidalarinda seslenmesi gibi "gitmesiyle üzen yazar, acilen dönmesi gereken yazar, iyi ki vardi niye gittiydii" .. neyim ben eski sevgiliniz falan mı?
ulan sözlükteyken girsenize şöyle güzel 2,3 nickalti. ılla sözlükten gitmemiz mi gerekiyor?
söyle bana ilhami abi ben sözlükten gidince mi varoluyorum ?
devamını gör...
troya antik şehri
unesco dünya kültür mirası listesine alınan, çanakkale'de bulunan, tarihi değerinden dolayı dikkat çeken şehir.
devamını gör...
plepler
bir dönem roma imparatorluğu tarafından kullanılan (bkz: krallık) yönetiminde hiçbir siyasi ve sosyal hakkı olmayan halk kesiminin oluşturduğu sosyal sınıftır.
kaynak: tarih notlarım.
kaynak: tarih notlarım.
devamını gör...
