intihar eden gençlere yapıştırılan damga
"dikkat çekmek için yapmıştır."
"korkutmak için yapmıştır."
gözlerinizi açın gençleri kurtarın.
"korkutmak için yapmıştır."
gözlerinizi açın gençleri kurtarın.
devamını gör...
yazarların koleksiyonunu yaptığı şeyler
mermi kovanı.
düğün kameramanlığı yaptığım için gittiğim düğünlerde havaya sıkılan mermilerin kovalarını topluyorum.
ekseriyetle kuru sıkı olsa da,zevkli ve eğlenceli bir uğraş. peçete,fincan,pul vs. koleksiyonu yapmaktan farksız ancak toplaması da biraz zahmetli.
nitekim sokak sokak gezip mermi yahut mermi kovanı arayamazsınız, arasanız da bulmak zordur.
edit:yazım yanlışı
düğün kameramanlığı yaptığım için gittiğim düğünlerde havaya sıkılan mermilerin kovalarını topluyorum.
ekseriyetle kuru sıkı olsa da,zevkli ve eğlenceli bir uğraş. peçete,fincan,pul vs. koleksiyonu yapmaktan farksız ancak toplaması da biraz zahmetli.
nitekim sokak sokak gezip mermi yahut mermi kovanı arayamazsınız, arasanız da bulmak zordur.
edit:yazım yanlışı
devamını gör...
ülkenin en önemli üç sorunu
1. eğitim
2. eğitim
3. eğitim
2. eğitim
3. eğitim
devamını gör...
zamanın yavaş aktığı yerler
(bkz: kara delik)
özellikle, olay ufku olarak tanımlanan merkez bölgesinde, zamanın durma noktasına geldiği düşünülmektedir.
özellikle, olay ufku olarak tanımlanan merkez bölgesinde, zamanın durma noktasına geldiği düşünülmektedir.
devamını gör...
500 karma puanımı nasıl harcayacağıma dair kararsız kalmam
sozluk mağazasına gidildiğinde sorulan şu soruya benzer :"abi bununla ne alınır"
devamını gör...
bir insana yapılabilecek en büyük kötülük
bence yoktur. kişi, kötülük yaptığını zanneder, belki keyif bile alır. ama vicdan gelir bir gün kişiyi boğar, sürükler, bitirir.
devamını gör...
hayatım kaymış
merhabalar yazar arkadaşlarım.
bu şarkıyı aslında kendi açtığım fakat pek de ilgi görmeyen (bkz: yaza bir şarkı bırak) başlığına yazacaktım ama klibi izleyince fikrimi değiştirip direkt şarkıya başlık açmak istedim.
efendim kendisi yaza çok yakışır, kıpır kıpır bir melek mosso şarkısıdır.
söz-müzik kutup ata tuncer'e aranje ise ersay üner'e aittir.
dinlemek isteyenler buyursunlar: hayatım kaymış, hangi yönde olduğu bilinmez...
ama klibi de izlemenizi tavsiye ederim çünkü şarkıdan ziyade aslında burada klip ile ilgili bir kaç kelam edeceğim ben.
şöyle ki;
sevgiliyi yitirmiş, yitirdiği için kendini valizine attığı birkaç parça eşya ile yollara, tarlalara, ormana vurmuş ama bu kadar olumsuzluğa rağmen umudunu asla ve kat'a yitirmediğini vücut dilinden ve omuz hareketlerinden anladığımız, ülkemiz için çok da güvenilir olmayan otostop yöntemi ile kah karavanda, kah üstü açık güzel arabalarda sürekli sevgilisinden uzaklaşan ama bir yandan da "gel gör beni, bak ne hallere düştüm senin yüzünden" diyerek aynı sevgilinin gelmesini bekleyen, tam "tamam ya, gelmez artık bu zalım" diye hayata küseceği sırada "madem bu kadar üzgünüm, neden iki dans figürü yapıp neşemi yerine getirmiyorum ki ben?" diyerek yollarda deli deli danslar yapmak suretiyle umut tazeleyen, lavanta tarlalarına ellerini sürerek enerji depolayan sevgili melek mosso bize de, o sevgilinin yokluğundan delirmiş olsak da umutlarımızı yitirmememiz gerektiğini, hiçbir şey olmazsa bile bu beklenti ile ülkenin her karışını adım adım gezelim, görelim tadında gezebileceğimizi göstermiştir.
neden biz de bir saman balyası üzerinde hayatın ve insanların acımasızlığından dem vurmayalım kendi kendimize değil mi efenim?
belki buradaki mesaj şudur;
sevgili gelmese de olur, sen neşeni kaybetme,
belli mi olur o yolda belki yenisi bulunur...
ne demişler; umut olmadan, umulmayanı bulamayız *
bu şarkıyı aslında kendi açtığım fakat pek de ilgi görmeyen (bkz: yaza bir şarkı bırak) başlığına yazacaktım ama klibi izleyince fikrimi değiştirip direkt şarkıya başlık açmak istedim.
efendim kendisi yaza çok yakışır, kıpır kıpır bir melek mosso şarkısıdır.
söz-müzik kutup ata tuncer'e aranje ise ersay üner'e aittir.
dinlemek isteyenler buyursunlar: hayatım kaymış, hangi yönde olduğu bilinmez...
ama klibi de izlemenizi tavsiye ederim çünkü şarkıdan ziyade aslında burada klip ile ilgili bir kaç kelam edeceğim ben.
şöyle ki;
sevgiliyi yitirmiş, yitirdiği için kendini valizine attığı birkaç parça eşya ile yollara, tarlalara, ormana vurmuş ama bu kadar olumsuzluğa rağmen umudunu asla ve kat'a yitirmediğini vücut dilinden ve omuz hareketlerinden anladığımız, ülkemiz için çok da güvenilir olmayan otostop yöntemi ile kah karavanda, kah üstü açık güzel arabalarda sürekli sevgilisinden uzaklaşan ama bir yandan da "gel gör beni, bak ne hallere düştüm senin yüzünden" diyerek aynı sevgilinin gelmesini bekleyen, tam "tamam ya, gelmez artık bu zalım" diye hayata küseceği sırada "madem bu kadar üzgünüm, neden iki dans figürü yapıp neşemi yerine getirmiyorum ki ben?" diyerek yollarda deli deli danslar yapmak suretiyle umut tazeleyen, lavanta tarlalarına ellerini sürerek enerji depolayan sevgili melek mosso bize de, o sevgilinin yokluğundan delirmiş olsak da umutlarımızı yitirmememiz gerektiğini, hiçbir şey olmazsa bile bu beklenti ile ülkenin her karışını adım adım gezelim, görelim tadında gezebileceğimizi göstermiştir.
neden biz de bir saman balyası üzerinde hayatın ve insanların acımasızlığından dem vurmayalım kendi kendimize değil mi efenim?
belki buradaki mesaj şudur;
sevgili gelmese de olur, sen neşeni kaybetme,
belli mi olur o yolda belki yenisi bulunur...
ne demişler; umut olmadan, umulmayanı bulamayız *
devamını gör...
yazarların dibe vurduğunu hissettiği an
hayatımın bir döneminde ertesi gün olmasın diye ağlıyordum.
devamını gör...
alice in absurdland
mahlasının hakkını tüm gücüyle veren/taşıyan yazarımızdır kendileri.
sözlük radyo kaçak yayınları'nda tanışmıştım kendisiyle. sakin sesi ve hoş sohbetiyle gomercan eşliğinde başladığı yayına ortalama 12 kişi civarlarında devam etmiştik*. burada alice halini görmüştüm.
absürtlük nerede derseniz...
hasbihalimiz sırasında birazdan gireceğim final sınavını öğrendi ve bana doping yüklemek istedi. evet evet. iyilik yapmak istedi. heyecanla bekledim. sanıyorum ki, tatlı, minnoş, ponçik ve en önemlisi sakin bir şeyler gelecek. gelmedi. yani geldi de, gelenler benim bu sözlükte herkeste gördüğüm gibi tatlı ya da ponçik şeyler değildi. ne olduğunu ben söylemeyim, siz görün sayın yazarlarımız:
captain iiiiis spiiiikiiiiing*
do re mi fa sol la le lo siiiiii...
****.
sözlük radyo kaçak yayınları'nda tanışmıştım kendisiyle. sakin sesi ve hoş sohbetiyle gomercan eşliğinde başladığı yayına ortalama 12 kişi civarlarında devam etmiştik*. burada alice halini görmüştüm.
absürtlük nerede derseniz...
hasbihalimiz sırasında birazdan gireceğim final sınavını öğrendi ve bana doping yüklemek istedi. evet evet. iyilik yapmak istedi. heyecanla bekledim. sanıyorum ki, tatlı, minnoş, ponçik ve en önemlisi sakin bir şeyler gelecek. gelmedi. yani geldi de, gelenler benim bu sözlükte herkeste gördüğüm gibi tatlı ya da ponçik şeyler değildi. ne olduğunu ben söylemeyim, siz görün sayın yazarlarımız:
captain iiiiis spiiiikiiiiing*
do re mi fa sol la le lo siiiiii...
****.
devamını gör...
fiskalizm
gelircilik olarak adlandırılabilir. nitekim osmanlı, klasik dönemde devletin gelirlerini artırmayı ve giderlerini azaltmayı amaç edinen ekonomik politikaya verilen isimdir. amaç devletin hazinesini sürekli dolu tutmak ve ekonomik açıdan devleti güçlü kılmaktır.
devamını gör...
köylü yazardan ironiler
yazım tarzından samimiyet akan ablamız. kimsenin mahlas altına yorum yapmıyorum genelde fazlasıyla şov,fakat istisnalara sebep olacak bir yazar.
devamını gör...
sözlük yazarlarının soymaktan hoşlandığı şey
yüz maskesi.
devamını gör...
xiii. ptolemaios
kleopatra'nın kardeşi ve kocası olan mısır kralı. * kleopatra ile evlenerek, kleopatra ile birlikte mısır'ı yönetmeye, yani bir imparator olmaya hak kazanmıştır. ha bu arada, kleopatra ve ptolemaios evlendiğinde, ptolemaios 11, kleopatra ise 18 yaşındaymış. şimdi tabi, düşünün siz, mısır'ın imparatoru, günümüzde yaşasa ortaokul veledi * olacak yaşta, 2300 yıl önce doğdu diye imparatorluk yapmış. tabii şimdi bu çocuk daha, koskoca mısır'ı nasıl yönetsin. yönetim de anlamış, bu yapamaz, ama tahtını da elinden alamayız, ptolemaios büyüyünceye kadar onun işlerini yapması için pothinus görevlendirilmiş. ama hala ptolemaios resmi olarak imparator yani. koskoca, şanlı imparator, 11 yaşında. biz, adam 40 yaşında başkan * olmuş diye, adama genç başkan diyoruz, çocuğun biri çıkıp 11 yaşında imparator oluyor. neyse.
daha sonra, zaman geçmiş, ptolemaios büyümüş. şaka yaptım elbette, kerata 14 yaşına gelmiş. kleopatra bu dönemde tabi, 21 yaşında. bir bakmışlar ana, kleopatra uçmuş. basbaya, 21 yaşında deha olmuş, halkın sevgilisi, gönüllerin sultanı haline gelmiş, bu yumurcak pardon ptolemaios ve pothinus da kıskanmış, kleopatra'yı (hani kraliçe ya) tahttan indirmeye çalışmışlar. hadi pothinus'u anlarım, ulan 14 yaşında ptolemaios neden pothinus'un "günah"ına ortak oluyor? sen imparatorsun zaten, hadi bunu geçtim, kraliçe senin ablan ve karın. *
kleopatra'nın resmini sikkelere basmışlar. yani kleopatra uçmuş gitmiş bildiğin. biliyorsunuz bizim bu yumurcak, küçük bülentimiz, yani ptolemaios daha 14 yaşında olduğu için mısır'ı aslında pothinus yönetiyor, bu yumurcak kıskançlık yapmış (bakın daha 14 yaşında kerata), demiş ki ben bu pothinus'u tahttan indirecem. iç savaş çıkıyor, kleopatra kaçıyor, ama daha sonra kendi ordusunu topluyor. bu sırada romalı general, behlülden, yani namıdiğer sezardan kaçarken mısır'a gelip sığınıyor. ptolemaios ve pothinus da diyor ki, sevaptır, kalsın burda. ama pothinus, sezarın gözüne girebilmek için generali öldürüyor. ve generalin kafasını alıyor, fantezi işte. sezar gelince, ptolemaios, generalin kafasını sunuyor. al diyor pişmiş kelle. *
fakat, bakın burası çok önemli, şöyle bir söylenti var, sezar, generalin ölmesine üzülüyor. bakın bu adam, sezar, king yani. düşmanının ölümüne üzülen bir adam, saygı duruşu. hatta cenaze töreni bile yapılıyor. sezar bu dönem tabi bihter yani kleopatra ile kaynaşıyor, kleopatra 21 yaşında, sezar da 52 yaşında. sezar ve kleopatra aşk yaşıyor. böyle olunca, sezar, pothinus'u idam ettiriyor ve kleopatra mısır'da yine eski haklarına kavuşuyor.
ptolemios veledi, hala diyor ki, yok ben kleopatra'yı tahttan indirecem. bunun üzerine 20 yaşındaki ablası arsinoe ile (bu arada türkiye'de ölmüştür bu kız) iş birliği yapıyor. bunlar da işte olaylar-olaylar ordu falan kurmuşlar ve savaş gerçekleşmiş. fakat sanırsam sezar ile kleopatra üstünlük sağlamış. bunun üzerine ptolemaios ve arsinoe de kaçmışlar.
bir söylentiye göre, ptolemaios veledi, nil nehrini geçmeye çalışırken boğularak ölmüş. yani şaşırmayın, 14 yaşında, ne beklersiniz. ayağı takılmıştır, düşmüştür ölmüştür işte. 14 yaşında imparator olmaya çalışırsan, olacağı budur işte. bunun üzerine kleopatra, diğer bir küçük kardeşi xiv. ptolemaios ile evlenmiştir. böylelikle ptolemaios ile birlikte mısır'ı yönetebilmeye hak kazanmıştır. bu arada, xiv. ptolemaios bu dönemde sanırım 14 yaşındadır.. yani kleopatra geniş bir kadın.
bu arada bazı araştırmalara göre kleopatra'nın gerçek yüzü böyleydi:

yani her şey bu kadın içindi. herhalde o dönem mısırlılar, "nefes alsın yeter" düşüncesindeymiş. kalın sağlıcakla..
daha sonra, zaman geçmiş, ptolemaios büyümüş. şaka yaptım elbette, kerata 14 yaşına gelmiş. kleopatra bu dönemde tabi, 21 yaşında. bir bakmışlar ana, kleopatra uçmuş. basbaya, 21 yaşında deha olmuş, halkın sevgilisi, gönüllerin sultanı haline gelmiş, bu yumurcak pardon ptolemaios ve pothinus da kıskanmış, kleopatra'yı (hani kraliçe ya) tahttan indirmeye çalışmışlar. hadi pothinus'u anlarım, ulan 14 yaşında ptolemaios neden pothinus'un "günah"ına ortak oluyor? sen imparatorsun zaten, hadi bunu geçtim, kraliçe senin ablan ve karın. *
kleopatra'nın resmini sikkelere basmışlar. yani kleopatra uçmuş gitmiş bildiğin. biliyorsunuz bizim bu yumurcak, küçük bülentimiz, yani ptolemaios daha 14 yaşında olduğu için mısır'ı aslında pothinus yönetiyor, bu yumurcak kıskançlık yapmış (bakın daha 14 yaşında kerata), demiş ki ben bu pothinus'u tahttan indirecem. iç savaş çıkıyor, kleopatra kaçıyor, ama daha sonra kendi ordusunu topluyor. bu sırada romalı general, behlülden, yani namıdiğer sezardan kaçarken mısır'a gelip sığınıyor. ptolemaios ve pothinus da diyor ki, sevaptır, kalsın burda. ama pothinus, sezarın gözüne girebilmek için generali öldürüyor. ve generalin kafasını alıyor, fantezi işte. sezar gelince, ptolemaios, generalin kafasını sunuyor. al diyor pişmiş kelle. *
fakat, bakın burası çok önemli, şöyle bir söylenti var, sezar, generalin ölmesine üzülüyor. bakın bu adam, sezar, king yani. düşmanının ölümüne üzülen bir adam, saygı duruşu. hatta cenaze töreni bile yapılıyor. sezar bu dönem tabi bihter yani kleopatra ile kaynaşıyor, kleopatra 21 yaşında, sezar da 52 yaşında. sezar ve kleopatra aşk yaşıyor. böyle olunca, sezar, pothinus'u idam ettiriyor ve kleopatra mısır'da yine eski haklarına kavuşuyor.
ptolemios veledi, hala diyor ki, yok ben kleopatra'yı tahttan indirecem. bunun üzerine 20 yaşındaki ablası arsinoe ile (bu arada türkiye'de ölmüştür bu kız) iş birliği yapıyor. bunlar da işte olaylar-olaylar ordu falan kurmuşlar ve savaş gerçekleşmiş. fakat sanırsam sezar ile kleopatra üstünlük sağlamış. bunun üzerine ptolemaios ve arsinoe de kaçmışlar.
bir söylentiye göre, ptolemaios veledi, nil nehrini geçmeye çalışırken boğularak ölmüş. yani şaşırmayın, 14 yaşında, ne beklersiniz. ayağı takılmıştır, düşmüştür ölmüştür işte. 14 yaşında imparator olmaya çalışırsan, olacağı budur işte. bunun üzerine kleopatra, diğer bir küçük kardeşi xiv. ptolemaios ile evlenmiştir. böylelikle ptolemaios ile birlikte mısır'ı yönetebilmeye hak kazanmıştır. bu arada, xiv. ptolemaios bu dönemde sanırım 14 yaşındadır.. yani kleopatra geniş bir kadın.
bu arada bazı araştırmalara göre kleopatra'nın gerçek yüzü böyleydi:

yani her şey bu kadın içindi. herhalde o dönem mısırlılar, "nefes alsın yeter" düşüncesindeymiş. kalın sağlıcakla..
devamını gör...
keanu reeves
lübnan da doğmuş fakat kanada da büyümüş bir aktör. inanın bana hayatınız da bu adamdan daha mütevazi, daha kibar ve daha yardımsever bir ünlü göremezsiniz.
aktörlük başarılarına hiç girmeyeceğim çünkü çoğu kişinin bildiğine eminim (bkz: matrix). hayatında doğumundan itibaren bir çok zorluk çekmiştir bu güzel insan.
3 yaşındayken babası evi terketmiştir, ağır disleksi* sebebi ile birçok okuldan atılmış veya ayrılmak zorunda kalmıştır. 23 yaşındayken belkide hayatında en çok değer verdiği kişiyi, en yakın arkadaşını aşırı dozda uyuşturucudan kaybetmiştir. 27 yaşında kız kardeşine losemi teşhisi konulmuştur ve zor zamanlar geçirmiştir.* ilk defa 34 yaşında evlenmiştir fakat çocuğu ölü olarak dünyaya gelmiştir. bazı sebeplerden dolayı eşinden ayrılmıştır fakat ağır depresyona girmiş olan eşi 18 ay sonra araba kazası yaparak hayatını kaybetmiştir. belkide son yaşadığı trajediden dolayı bir daha evlenmemiştir.
keanu abimiz ayrıca 360 milyon dolarlık bir özsermayeye sahip olmasına rağmen hala toplu taşım kullanmaktadır. 20 seneyi aşkın süredir hastanelere yaptığı milyon dolarlık bağışların* açıklanmamasını istemiş fakat bir şekilde sızdırılınca keanu abimiz magazincilere sinirlenmiştir. en sevdiğim aktördür kısaca kendisi.*
şurdan da tatlış bir videosuna bakabilirsiniz.
aktörlük başarılarına hiç girmeyeceğim çünkü çoğu kişinin bildiğine eminim (bkz: matrix). hayatında doğumundan itibaren bir çok zorluk çekmiştir bu güzel insan.
3 yaşındayken babası evi terketmiştir, ağır disleksi* sebebi ile birçok okuldan atılmış veya ayrılmak zorunda kalmıştır. 23 yaşındayken belkide hayatında en çok değer verdiği kişiyi, en yakın arkadaşını aşırı dozda uyuşturucudan kaybetmiştir. 27 yaşında kız kardeşine losemi teşhisi konulmuştur ve zor zamanlar geçirmiştir.* ilk defa 34 yaşında evlenmiştir fakat çocuğu ölü olarak dünyaya gelmiştir. bazı sebeplerden dolayı eşinden ayrılmıştır fakat ağır depresyona girmiş olan eşi 18 ay sonra araba kazası yaparak hayatını kaybetmiştir. belkide son yaşadığı trajediden dolayı bir daha evlenmemiştir.
keanu abimiz ayrıca 360 milyon dolarlık bir özsermayeye sahip olmasına rağmen hala toplu taşım kullanmaktadır. 20 seneyi aşkın süredir hastanelere yaptığı milyon dolarlık bağışların* açıklanmamasını istemiş fakat bir şekilde sızdırılınca keanu abimiz magazincilere sinirlenmiştir. en sevdiğim aktördür kısaca kendisi.*
şurdan da tatlış bir videosuna bakabilirsiniz.
devamını gör...
cinsel ilişki teklifini reddeden erkek
insandır. hayır demeyi öğrenmiştir.
devamını gör...
scapula
kürek kemiğinin anatomdeki ismidir. rotatör cuff kaslarının başlangıcı her zaman scapuladan olur. lateralde humerus ile glenohumeral eklem yapar. toraks ile de scapulotorasik eklem yapar. scapulotorasik eklem fizyolojik eklemdir. glenohumeral eklem gibi anatomik değildir. ayrıca kolun 90 derece üzerindeki açılara çıkmasında ilgili kaslarla beraber aktif rol oynar.
devamını gör...
mum söndürme aleti
düz ve uzun bir değnek ucuna konumlandırılmış çanak ve koni şekline benzer halde boyutları değişkenlik gösteren ev eşyası diyebiliriz. çoğunlukla metal,çelik,krom karışımlı üretimi mevcuttur. görsel fiyatlarına da ucuz demek mümkün değil.
ilk defa duyduğum ve böyle bir şey var mı diye geçenlerde araştırıp baktığım bir ürün oldu kendisi. gündelik hayatta neden böyle bir eşya'ya gereksinim duyar insan sonuçta nefesini üflesen söner yani mum altı üstü dedim.* arap yağı bol bulunca her yerine sürer hesabı bende zenginin malı züğürdün çenesi diyeyim. lakin işin özü devasa mekanlarda kilise şato v.b üst kısım diyebileceğimiz yerlere konumlandırılan mumlar için özel olarak ayrı üretimleride var imiş. sanırım ilk yapım amacı eski zamanlarda bu mekanlar için düşünüp tasarlanmış.
ilk defa duyduğum ve böyle bir şey var mı diye geçenlerde araştırıp baktığım bir ürün oldu kendisi. gündelik hayatta neden böyle bir eşya'ya gereksinim duyar insan sonuçta nefesini üflesen söner yani mum altı üstü dedim.* arap yağı bol bulunca her yerine sürer hesabı bende zenginin malı züğürdün çenesi diyeyim. lakin işin özü devasa mekanlarda kilise şato v.b üst kısım diyebileceğimiz yerlere konumlandırılan mumlar için özel olarak ayrı üretimleride var imiş. sanırım ilk yapım amacı eski zamanlarda bu mekanlar için düşünüp tasarlanmış.
devamını gör...
maske takmasına rağmen makyaj yapan kadın
ben çok makyaj yapmam, ama cilt tonumu eşitlemesi için kapatıcı ve onun dışında rimmel falan kullanıyorum. bir iki klasik şey. ama maske zaten cildi o kadar havasız bırakıyor ki, uzun süre maske taktıktan sonra bebek olan cildimde belli başlı noktalarda sivilce çıktığını gördüm. o yüzden yüz makyajı diye adlandırılan şeyi yapmıyorum. yine de rimmel kırmızı çizgimiz*
ruj falan zaten tarzım değil de, maskeyle olunca yapışıyor ya çok rahatsız edici.
ama yine de yapan yapar size ne olm niye böyle bi başlık var*
ruj falan zaten tarzım değil de, maskeyle olunca yapışıyor ya çok rahatsız edici.
ama yine de yapan yapar size ne olm niye böyle bi başlık var*
devamını gör...

