münacat
genel olarak kulun acziyetini ve fakriyetini idrak edip allah'ın esmalarına sığınması şeklinde yazılırlar.
münacaat-ı üveys el karani'yi ilk duyduğumda çok etkilenmiştim, tüylerimi ürpertmişti, arapçasını okumak da türkçesini okumak da ayrı lezzetlidir.
münacaat-ı üveys el karani'yi ilk duyduğumda çok etkilenmiştim, tüylerimi ürpertmişti, arapçasını okumak da türkçesini okumak da ayrı lezzetlidir.
devamını gör...
uyuyamamak
yirmili yaşların kişiye gelirken yanında getirdiği acı bir hediyedir. kısa vâdede üretkenliği kamçılasa da uzun vâdede kişiyi mutsuz eder. dâhiler uyku problemi çekermiş, bununla avunalım.
devamını gör...
jaime lannister
kitapta karakter gelişimi oldukça güzel ilerleyen karakter. jaime oldukça yanlış değerlendirilen bir karakter diye düşünüyorum. onu gördüğümüz ilk andan itibaren burnu havada onursuz bir adam izlemini alıyoruz ve seri boyunca bu algıdan kurtulmak mümkün olmuyor. oysa jaime sanılanın aksine oldukça onurlu bir karakter, zaafların en kötüsüne sahip olması dışında; aşk.
ned stark'ın kral eli olmayı reddedip şehirden çıkmaya çalıştığı sürece bir göz atalım. leydi catelyn stark, tyrion lannister'ı yakalamıştı ve bu durumda lannister ve starkların arasındaki ince ip kopma noktasına gelmişti. meydanın orta yerinde ned stark, jaime lannister ve adamları tarafından ablukaya alındı ve kısa bir dövüş sahnesi izledik. jaime, ned ile birebir karşılaşma niyetindeydi ama ned başka bir lannister askeri tarafından arkadan bacağına darbe aldı ve jaime bu durumda onunla dövüşmeyi hatta onu öldürmeyi reddetti çünkü bu onursuzcaydı. kardeşinin hayatı söz konusu olsa bile onurundan vazgeçmedi.
şimdi daha geriye gidelim ve baratheon isyanına göz atalım. onuru ile tanıdığımız ned stark, tower of joy'da kız kardeşi lyanna stark'a ulaşabilmek için kral muhafızları ile çarpışmak zorunda kalmıştı. bu mücadelede ned stark, şafak kılıcı olarak bildiğimiz arthur dayne'i yenebilmek için onursuz olarak tanımladığımız jaime'nin bile yapmayacağı bir şey yaptı; howland reed tarafından sırtından yaralanan arthur dayne'e saldırdı ve onu bu şekilde yenebildi.
kral katili meselesine gelirsek eğer; jaime bu yüzden onursuz olarak adlandırılsa bile komik olan şey, ona onursuz diyenlerin hayatını kurtarmak için yeminini çiğnemiş olmasıdır. deli kral'ın son sözlerini muhakkak hatırlarsınız: "burn them all"
onu daima koruyacağınıza yemin ettiğiniz kral, çılgın ateş ile tüm şehri yakmayı planlıyor, bu durumda hangisi daha onursuzca olurdu; artık yönetebilecek kadar aklî dengesi yerinde olmayan bir kralın emrine uyarak masum insanların ölmesine izin vermek mi yoksa aptalca bir yemini çiğneyip binlerce insanın yaşamı karşılığında bir insanı öldürmek mi?
jaime, aşk uğruna aptalca kararlar veren bir karakter olabilir ama söz konusu onur olduğunda onu bu kadar hor görmek yanlış olacaktır. ne olursa olsun sırtında onlarca yük olan bir karakter ve onu savaşmaktan başka bir şey bilmeyen, derinliğe sahip olmayan ve kız kardeşinin peşinde sürüklenen bir figür olarak görmek karaktere büyük bir haksızlık.
ned stark'ın kral eli olmayı reddedip şehirden çıkmaya çalıştığı sürece bir göz atalım. leydi catelyn stark, tyrion lannister'ı yakalamıştı ve bu durumda lannister ve starkların arasındaki ince ip kopma noktasına gelmişti. meydanın orta yerinde ned stark, jaime lannister ve adamları tarafından ablukaya alındı ve kısa bir dövüş sahnesi izledik. jaime, ned ile birebir karşılaşma niyetindeydi ama ned başka bir lannister askeri tarafından arkadan bacağına darbe aldı ve jaime bu durumda onunla dövüşmeyi hatta onu öldürmeyi reddetti çünkü bu onursuzcaydı. kardeşinin hayatı söz konusu olsa bile onurundan vazgeçmedi.
şimdi daha geriye gidelim ve baratheon isyanına göz atalım. onuru ile tanıdığımız ned stark, tower of joy'da kız kardeşi lyanna stark'a ulaşabilmek için kral muhafızları ile çarpışmak zorunda kalmıştı. bu mücadelede ned stark, şafak kılıcı olarak bildiğimiz arthur dayne'i yenebilmek için onursuz olarak tanımladığımız jaime'nin bile yapmayacağı bir şey yaptı; howland reed tarafından sırtından yaralanan arthur dayne'e saldırdı ve onu bu şekilde yenebildi.
kral katili meselesine gelirsek eğer; jaime bu yüzden onursuz olarak adlandırılsa bile komik olan şey, ona onursuz diyenlerin hayatını kurtarmak için yeminini çiğnemiş olmasıdır. deli kral'ın son sözlerini muhakkak hatırlarsınız: "burn them all"
onu daima koruyacağınıza yemin ettiğiniz kral, çılgın ateş ile tüm şehri yakmayı planlıyor, bu durumda hangisi daha onursuzca olurdu; artık yönetebilecek kadar aklî dengesi yerinde olmayan bir kralın emrine uyarak masum insanların ölmesine izin vermek mi yoksa aptalca bir yemini çiğneyip binlerce insanın yaşamı karşılığında bir insanı öldürmek mi?
jaime, aşk uğruna aptalca kararlar veren bir karakter olabilir ama söz konusu onur olduğunda onu bu kadar hor görmek yanlış olacaktır. ne olursa olsun sırtında onlarca yük olan bir karakter ve onu savaşmaktan başka bir şey bilmeyen, derinliğe sahip olmayan ve kız kardeşinin peşinde sürüklenen bir figür olarak görmek karaktere büyük bir haksızlık.
devamını gör...
kuzguncuk
ah o sokaklarda kahve içişler ,gülüşler doyasıya dostlarla sohbetler üsküdar’ın içinde havası farklı yer .
devamını gör...
insanın salak sanılması
akıllı sanılmasından daha iyidir.
iyi salak rolü yaparsanız aslından baya avantajlı bir durumdur.
iyi salak rolü yaparsanız aslından baya avantajlı bir durumdur.
devamını gör...
kitap okuyan insanı belli eden detaylar
kelime haznesi ve çok yönlü düşünebiliyor olması.
devamını gör...
mizah
çok şükür anlamadığım şeydir.
ortalık mizahtan geçilmiyormuş, öyle diyorlar. bol neşeli günler herkese...
ortalık mizahtan geçilmiyormuş, öyle diyorlar. bol neşeli günler herkese...
devamını gör...
kleopatra
kendini gaius julius caesar ’a rulo edilmiş bir halı içinde sunan mısır kraliçesi.
devamını gör...
çoklu zeka kuramı
1983 yılında howard gardner tarafından bireylerin sözel ve matematiksel zekaları dışında farklı zeka alanlarına da sahip olduklarının ortaya konulduğu zeka kuramı.
gardner, harvard üniversitesi'nde yaptığı çalışmalar doğrultusunda farklı öğrencilerin farklı zeka
alanlarında baskın olduklarını fark eder ve bu öğrencilere farklı şekillerde ulaşılması gerektiğini savunur. bu bağlamda her öğrencinin genel başarısının artmasının yanı sıra kendi alanında da daha büyük başarılara ulaştıkları gözlemlenir.
varolduğunu ileri sürdüğü zeka alanlarını ise şu şekilde belirlemiştir:
1. sözel dilsel zeka
2. mantıksal matematiksel zeka
3. müziksel ritmik zeka
4. görsel uzaysal zeka
5. bedensel kinestetik zeka
6. kişilerarası sosyal zeka
7. içsel zeka
8. doğa zekası
(bkz: gelişim psikolojisi)
gardner, harvard üniversitesi'nde yaptığı çalışmalar doğrultusunda farklı öğrencilerin farklı zeka
alanlarında baskın olduklarını fark eder ve bu öğrencilere farklı şekillerde ulaşılması gerektiğini savunur. bu bağlamda her öğrencinin genel başarısının artmasının yanı sıra kendi alanında da daha büyük başarılara ulaştıkları gözlemlenir.
varolduğunu ileri sürdüğü zeka alanlarını ise şu şekilde belirlemiştir:
1. sözel dilsel zeka
2. mantıksal matematiksel zeka
3. müziksel ritmik zeka
4. görsel uzaysal zeka
5. bedensel kinestetik zeka
6. kişilerarası sosyal zeka
7. içsel zeka
8. doğa zekası
(bkz: gelişim psikolojisi)
devamını gör...
magnus carlsen
kendi düzenlediği turnuvada 3. olarak izleyenleri dumura uğratmış satranç dehası. muhtemelen online olmasından dolayı zira satranç hesaplama oyunu olduğu kadar psikoloji oyunudur da. şu pandemi bitse de eski formuna dönse.
devamını gör...
lord voldemort
safkan olmayan hiçbir büyücünün hogwarts cadılık ve büyücülük okulunda eğitim görmesini istemediğinden, kendisi için sihir dünyasının hitler'i diyebiliriz. büyücülük kariyerinin oldukça büyük bir kısmı başarılarla dolu olmasına rağmen kendisi kötülüğün tarafında olmayı seçmiş, bu alanda hiç kimsenin cesaret dahi edemeyeceği işler başarmış ve büyücülük dünyasına korku salmıştır.
ayrıca böcürtünün kendi cesedi olması, kendisiyle ilgili en enteresan bilgilerdendir.
ayrıca böcürtünün kendi cesedi olması, kendisiyle ilgili en enteresan bilgilerdendir.
devamını gör...
ssuuddee
tanım : tek kelime etmeden gündemde kalmayı başarabilmiş bir acayip yazar.
devamını gör...
otostopçunun galaksi rehberi
valla ben bir tek gülhan'ın galaksi rehberini biliyorum. o da nedense bitti gitti.
devamını gör...
aniden gelen sebepsizce uzaklara gitme isteği
kalıyoruz...
kuş olup uçmak isterken, ağaç olup kök salıyoruz.
can yücel
t. monotonluktan* sıkılan insanın zaman zaman konfor alanını bozmak istemesi. *
kuş olup uçmak isterken, ağaç olup kök salıyoruz.
can yücel
t. monotonluktan* sıkılan insanın zaman zaman konfor alanını bozmak istemesi. *
devamını gör...
koronavirüsün bize öğrettikleri
-ellerimizi her zaman yıkamayı (malum hastalıklar en fazla eller ile bulaşır).
-insanların nasıl hemen paranoyaya bağladığını.
-komplo teorileri ve sahte bilginin ne kadar hızlı yayılabileceğini.
ek: dostlarla vakit geçirmenin değerini.
-insanların nasıl hemen paranoyaya bağladığını.
-komplo teorileri ve sahte bilginin ne kadar hızlı yayılabileceğini.
ek: dostlarla vakit geçirmenin değerini.
devamını gör...
yks 2021’e gireceklere tavsiyeler
her şeyden önce stres yapmayın. heyecan elbette olacaktır ama stres sadece hata yapma riskinizi arttırır. evet hayatınızın geri kalanı için çok önemli bir sınav ama dünyanın sonu değil. sınava seneye bir kez daha girme şansınız olur ama stresten yıpranan zihinleriniz bir ömür sizinle durur. sakin olun, kendinize güvenin. başarı haberleriniz beklenmekte..
devamını gör...
270 kiloluk sumo güreşçisinin 40 kilo bir kadınla evlenmesi
kaynak: popiş.
devamını gör...
atom bombası
nükleer tepkimeler aracılığıyla çok yüksek seviyede enerji açığa çıkaran kitle imha silahı.
nükleer tepkimeler, atom çekirdeklerinin birleşmesiyle sonuçlanan füzyon ve atom çekirdeklerinin parçalanmasıyla sonuçlanan fisyon tepkimeleri olmak üzere iki türlü. bu tür silahlar da genellikle bu tepkimeler aracılığıyla açığa çıkan enerjiden faydalanıyor.
silah mekanizmasına, tepkimeye yol açacak olan, belirli bir hacim ve kütleye sahip olması gereken radyoaktif madde yerleştiriliyor. ancak tabii tepkimenin, istenilen zamanda başlaması gerek, yoksa bu silahları sağlam bir şekilde korumak mümkün olmaz. bu nedenle, belirli hacimdeki bu maddenin bir arada durmaması sağlanıyor. silahın patlaması istendiği zaman, radyoaktif madde, mesela dinamit gibi bir tetikleyicinin etkisiyle sıkıştırılarak bir araya getiriliyor ve tepkime için gereken yoğunluk sağlanmış oluyor.
bu silahta kullanılan tepkime türü, fisyon tepkimesi. bunun sonucunda açığa çıkan enerji, şok dalgaları oluşturup belirli bir alan içerisinde kalan tüm canlıları anında yok edecek kadar büyük. patlamadan biraz daha uzakta kalan ama radyoaktif maddenin etkisinden korunacak kadar da uzakta olmayan bölgelerde ise canlıların genleri mutasyona uğrar. sonucu, birkaç kuşağa kadar etki eden gen mutasyonları ve kanser olabilir.
bir nükleer reaktörde de bu tür tepkimeler kullanılır ama orada durum sürekli olarak kontrol altında tutulur. zaten kontrol edilemediği noktada da çernobil faciası gibi sonuçlarla karşılaşırız.
nükleer tepkimeler, atom çekirdeklerinin birleşmesiyle sonuçlanan füzyon ve atom çekirdeklerinin parçalanmasıyla sonuçlanan fisyon tepkimeleri olmak üzere iki türlü. bu tür silahlar da genellikle bu tepkimeler aracılığıyla açığa çıkan enerjiden faydalanıyor.
silah mekanizmasına, tepkimeye yol açacak olan, belirli bir hacim ve kütleye sahip olması gereken radyoaktif madde yerleştiriliyor. ancak tabii tepkimenin, istenilen zamanda başlaması gerek, yoksa bu silahları sağlam bir şekilde korumak mümkün olmaz. bu nedenle, belirli hacimdeki bu maddenin bir arada durmaması sağlanıyor. silahın patlaması istendiği zaman, radyoaktif madde, mesela dinamit gibi bir tetikleyicinin etkisiyle sıkıştırılarak bir araya getiriliyor ve tepkime için gereken yoğunluk sağlanmış oluyor.
bu silahta kullanılan tepkime türü, fisyon tepkimesi. bunun sonucunda açığa çıkan enerji, şok dalgaları oluşturup belirli bir alan içerisinde kalan tüm canlıları anında yok edecek kadar büyük. patlamadan biraz daha uzakta kalan ama radyoaktif maddenin etkisinden korunacak kadar da uzakta olmayan bölgelerde ise canlıların genleri mutasyona uğrar. sonucu, birkaç kuşağa kadar etki eden gen mutasyonları ve kanser olabilir.
bir nükleer reaktörde de bu tür tepkimeler kullanılır ama orada durum sürekli olarak kontrol altında tutulur. zaten kontrol edilemediği noktada da çernobil faciası gibi sonuçlarla karşılaşırız.
devamını gör...

