"yok canım allah allah, ne diyo bu, ihihih"
(bkz: kemal sunal)
devamını gör...

zamanın ruhu anlamına gelen, almanca fakat uluslararası nitelikteki tabir. kitlesel beğeni merkezli toplumsal hareketlerin incelenmesinde anahtardır.
devamını gör...

çağımızın hastalığı olarak geçer aslında.*
akla çok olumlu bir cümleymiş gibi gelir. yalnız yanıltıcı...
her şey'in olması gerektiği gibi olması.
ahh kulağa ne hoş geliyor. ama bunu sürekli planlamalısın pes etmeden. o sınırdan çıkıldığında olması gereken olmadığındaki endişe halin artık bir sorun teşkil eder senin için.
mükemmeliğe takıntı durumu strese yol açar ve daha sonra bu durum kronik psikolojik rahatsızlığa kadar gidebilir. kusurlu sonucu kabul etmeme çaresizliği doğurur. insan yaratılışı hata ile harmanlar kendini. bir bütündür aslında yanlışlar ve doğrular. üst üste bir çok yanlış en sonunda mutlak doğruyu yaratır. mükemmellik misyonunu taşıyan kimse hatalarını karabasan gibi görür. fakat yağmurdan kaçarken doluya tutulur.
nedir bu dolu? mutsuzluktur.
araştırmalar bu misyonu taşıyan insanların mutluluk seviyelerinin çok düşük olduğunu göstermiş. tüm dünyada kendi alanlarında en iyi ikinci olmalarına rağmen gümüş madalya alan sporcuların mutluluk seviyelerinin 10 üzerinden 4,8 olduğu belirtilmiş. fakat şunu da belirtmek isterim yazımı çok olumsuz bir yere çektiğimi farkına vararak ekleme yapmalıyım. mükemmelliğin olumlu bir tarafından da bahsetmeliyim. burada devreye kontrol girer. ah o ne muhteşem kelime! ihtiyacın kadar alacağın kontrol'ün seni çok sağlıklı sonuçlara götürmesi.
korkmadan yapılan bir yönelimin, seni olması gereken yere getirmesi... kontrol mükemmellik kelimesinin fitilini ateşleyen kelime iken, onu gerektiği yerde kullanarak başka yerlere taşır.

her şey'in fazlası zarardır derler. ihtiyac'ın kadar al. gerisini olmayana ver.*
çok akışına bırakanlar için de ayrı bir yazı yazacağım. biraz da kendimi anlatırım. o yazı daha içten olur.*
devamını gör...

eğer beyin ve nörobilime meraklıysanız sizin için iyi bir yol göstericidir.
devamını gör...

kavitelerde biriken ödeme verilen isim.

genelde her kavitede bir miktar sıvı vardır ancak 50 mililitrenin üzerine çıkıldığında efüzyon olarak isimlendirilir.
devamını gör...

not çıkaraak bir yere varacağını sanmak ama asla varamamak.
devamını gör...

ismi "altıda bir" anlamına gelen, gök cisimlerinin ufuk çizgisinden olan yüksekliklerini ve iki gök cisminin arasındaki açıyı ölçmeye yarayan alet. özellikle gemicilerin kullandığın bir alettir. ancak uçaklarda da kullanılabilir. tabi ki eskiden daha sık kullanılıyordu. günümüzde birçok ölçüm aleti teknolojiye ayak uydurmuş durumda.

aletin adının altıda bir anlamına gelmesinin nedeni, cismin ufuk yüksekliğini veren kısmın, tam bir dairenin altıda birine karşılık geliyor olması.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ilk kez 1994 yılında yayınlanan haruki murakami romanıdır.
yazar, tüm eserlerinde gözlem yeteneğinin ne denli iyi olduğunu zaten gösteriyor ama bu kitabı bir başka sanki, yağmurun sessiz yağmasından, kör kuyulara kadar ince detayları sizi yormadan öyle ustaca anlatıyor ki insanın aklına yazarın adını dağlara taşlara yazmak geliyor. merak ve cesaretin iç içe bir olgu olduğunu da anlatıyor aynı zamanda. merak etmek için cesarete ihtiyacımız olduğunu ve yalnızca cesur olanların merak etmekte ısrar ettiğini vurguluyor.


"...yaşam bu işte. belki de hepimiz bir yerlerde tek başımıza kapatılmışız ve yavaş yavaş ölüyoruz."


"..kader, insanın dönüp bakması gereken şeydir, öneden bilmesi gereken değil. ama artık, benim için önemi yok. yaşamayı sürdürmekte görevimi yerine getiriyorum, o kadar."
devamını gör...

telefonumda başka uygulamalar olduğunu hatırladım o süre içinde. tüm arkadaşlarım evlenmiş, iş güç sahibi olmuşlar.
devamını gör...

yeğenimin annesine kumbarasından 50 tl verip kağıda anne 50 tl borç yazması! korkuyorum sözlük.(bkz: swh)
devamını gör...

1. reklam ve bilinirlik: bu önemi yadsınamayacak bir noktadır. çevredekilere, tanıdıklara özellikle de bir vasfı, eğitimi olan bildiklere bahsetmek de bunun içinde ele alınabilir.

2. konu (başlık) çeşitliliği: buradan kastım ise şu. bazen sırf merak ettiğim bir konu hakkında, -ki bu konu bin sene önce olmuş bir olay da olabilir, herhangi bir alandaki bir terim de olabilir- kaynak, entry, farklı yorumlar okumak için arama yaparım. ve şimdiye kadar öyle veya böyle bir şeyler karaladığım ilk sözlük deneyimim ekşi olduğu için haliyle orada yapıyordum. hakkını verelim bu açıdan o mecra oldukça zengin. tabi bu bahsettiğim, zamanla oluşacak bir birikim kabul ama gerekli.

3. dil: bir imla delisi olmasak da yazılan entrylerde noktalama, anlatım bozukluğu vb. konulara dikkat edilmeli.

4. yazar kalitesi: belirli bir aşamaya gelene kadar mevcut yazar alım politikası sürmeli ama bir aşamadan sonra yazarlık bazı kriterlere bağlanmalı. elekte en uygunlar kalsın. ama bunu yaparken öyle bir sistem getirilmeli ki, insanlar ekşi de olduğu gibi, "sgk emekliliği bekler gibi" sittin sene yazar olmak için beklememeli. o bekleyiş bir süre sonra sıkıyor. amaaan boşver dedirtiyor. bir yığın gereksiz başlık ve bunları açan boş beleş yazar varken hala yazarlık için bekletilmenin izahı olamaz!

5. gündemin takibi: örnegin hayatlarımızı ilgilendirsin ilgilendirmesin dünyada veya ülke içinde olan olaylar hakkında öncelikle ekşi 'ye bakardım. çünkü binlerce yazar içinde olaya lokasyon olarak yakın olanından, mesleği veya görevi gereği net bilgiler verebilecek bir çok insan bulunması yüksek olasılık idi. aynı şey burada da geçerli. gündem de yer alan konular hakkında başlık görebilmeli, muhakkak konusu açılmıştır düşüncemizde emin olarak buraya bakabilmeliyiz. ayrıca bu maddenin uygulanabilirliği yukarıda bahsettiğim yazar sayısının artması ile de yakından ilgili.

6. zaman: olmazsa olmazlardan.

7. mobil uygulama: var mı diye henüz bakmadım. ama güzel ve düzgün çalışan bir mobil uygulama zaten bu çağın gerekliliklerinden.

şimdilik aklıma gelenler bunlar yazar kardeşler.
devamını gör...

mütemadiyen; ara vermeksizin, durmaksızın.
devamını gör...

türk dizilerini tek kelime ile anlatmam istense ''kabızlık'' cevabını veririm. kabız olma durumunda konuşulmaz, gülünemez, umutsuzca uzaklara dalınır, kafanın içinde hep bir hüzünlü müzik, çatık kaşlar, gerginlik halinin uzun sürmesi gibi örnekler çoğaltılabilir.
devamını gör...

insanı kemiren hülyalardan vazgeçişin çığlığıdır. gidilir gidilmesine, diye bağırır insan. değecek mi? seni kaybettiğime değecek mi? bütün bu kaosun, düğümün çözülmediğini bile bile gitmek gerekir mi? oh, ne zamana kadar acı çekeceğim! ne zaman bitecek suçluluğum, cezam! tanrım! diz çöktüğüm insan! anla beni; gitmem gerek! ama senin için acı çekmek; yaşam niçin var sanki! ama yalan, bencil olmalı insan. hiçbir şeyin öneminin olmadığını görmek gerek. sonra bir gece vakti şakağına dayar altıpatları. sanki bilmiyor muydum ben konuşmanın zahmetli olduğunu? fakat... fakat gecelerim gündüz olmuyor benim. yüreğimin karanlık dehlizinde gezinen ben, daha da derine batıyor. gitmem gerek.
devamını gör...

polisomnografi olarak kısaltmasını beklerken bir yazarımız fransız futbol kulübü demiş.
polisomnografi ise uyku çekimi olarak bilinmektedir. genel olarak nöroloji teknikerlerinin yaptığı çekimlerdir. huzursuz bacak sendromları ,uyku,apne,horlama ve uykusuzluk veya çok uyuma durumlarının tanısında büyük rol oynamaktadır.
devamını gör...

yağmur görmekten boynunu bükmüş
çiçeğimiz*
arka fonda
yağmur dolu seri hareket eden dumanlar
ve ıslanmaktan koyu yeşile dönmüş dağlar.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

an-ası-mez-ar-dik-ecek-miş.*
devamını gör...

beyler profilimdeki kurucu linkinden kaynak kodlarına ulaşıp an itibariyle yoldaş’ın paneline ulaşmış bulunmaktayım.

discord’dan yazıyor şuan hesabıma giremiyorum sözlük hack yedi saldırı altında falan diye ahahahe. kandırdım enayiyi xd

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

çünkü kötüler düzenin buglarını çok iyi biliyorlar.
devamını gör...

kısa boylu olan herkesten özür diliyorum şimdiden. ama çok komik geliyor n'apayım.

dalga geçmek için söylemiyorum bunları. ama böyle ufacık ve masum duran kişiler kızınca sinirli tweety kuşunu andırıyor bence. onlara "ayy çen bana kıjdın mı?" deyip, yanaklarından makas alasınız geliyor. erkeklere yapınca bayağı ciddi sinirleniyorlar, ya da bozuluyorlar. kızlar ise "yaaa!" diye bağırıp ejderha gibi burunlarından üflüyorlar. ben de onları sinirlendirmek ya da kırmak istemediğim için mecburen gülecek gibi olsam da tutmak zorunda kalıyorum. tabii arada istemsizce patlayınca kahkaha da atabiliyorum maalesef, o biraz kötü oluyor işte...

canımsınız kısa arkadaşlar, seviyorum sizleri. özellikle de kısa boylu kızlar, sizler tanrının yarattığı en masum insan çeşidi olabilirsiniz.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim