neresi burası allah aşkına bilmemne ilkokulu 2/a sınıfı mı.
devamını gör...

bir ekşi yazarı olarak geri mi dönmeliyim yani?

çaylaklar gelmişse gelmiş dostum. çaylaklar mı bozuyordu sol frameyi?
o anlamsız başlıkları onlar mı açıyordu?
zati alileri direkt yazar yapılmış sanırsınız...

burası kafasozluk. bırakalım artık sahiden kıyas etmeyi. sevdik ki buraya geldik.
devamını gör...

geliyor gelmekte olan, ama hala bir önlem ya da bu yönde bir çalışma yok.

yıllardır marmara üzerinde büyük bir deprem yaşanacağı konuşulmakta. yeni yapıların buna uygun yapılması, eski yapıların güçlendirilmesi gerekiyor ama çarpık kentleşme, ucuz işçilik üstüne bir gamsızlık olunca ne yazık ki deprem tedbirleri bireylerin aldığı kadarıyla.



istanbul’da beklenen olası depreme ilişkin yürütülen çalışmalarda elde edilen bulguları milliyet’le paylaşan kandilli rasathanesi yöneticileri, silivri-kumburgaz-büyükçekmece’yi içine alan fay parçasında anormallik yaşandığını, ‘olası kırılma beklenen alan’ olarak bu hattın öne çıktığını açıkladı.

prof. dr. haluk özener, 8 yıl önce japonlarla “marmara deniz tabanı gözlemevi projesi’ne başladıklarını ve bu projeden çok kapsamlı veriler elde ettiklerini belirterek, şu bilgileri verdi:

“deniz tabanına yerleştirdiğimiz elektrik alan ölçüm cihazları, tabandaki kabuk deformasyonlarını belirleyen açılma ölçerlerin yanı sıra deniz tabanı mikro-deprem ölçüm cihazları ile tabandaki sismik gözlemlere ait veriler bize yeni bilgiler sundu. ilk bulgular ‘batı paçası’ dediğimiz segmentte yılda 1.5 santim sağ yanal atım gözlemlendi. yani kuzey anadolu fay hattı yılda 2.5 santim batıya doğru kayarken, tekirdağ-şarköy açıklarından marmara ereğlisi açıklarına uzanan fay hattı (batı segmenti) 1.5 santim sağ yanal atım, yine bu segmentte 1 santimlik sürekli enerji salınımı tespit edildi. bu boşalım diğer segmentlere göre daha düşük bir risk olarak yorumlanabilir. tekirdağ-şarköy açıklarından marmara ereğlisi açıklarına uzanan fay hattı (batı segmenti) boyunca yapılan ölçüm sonuçlarına göre bu alandaki deprem riski silivri’den-büyükçekmece açıklarına uzanan orta segmentten daha düşük olarak yorumlanabilir.”



buradan
devamını gör...

//uyumlulara uyumsuz notlar _2_

şimdilerin somut kısaltılmış maddeleri halinde kelimeler,
konuşurken boş bakan gözlerin arkasında neyin dolu olduğunu ve neden vites küçülterek hayatını devam ettirme çabası içinde kaldığını merak ediyoruz.
çocukları daha çok seviyoruz bu sebepten,
cumlelerin en yerleşik ikazlarını olduğu gibi anlatıyorlar dilleri masum düşünceler yaşanmışlıklardan muaf.
takdir görmek isteyerek uyanıyor gözümüz her gün ve her gün ve yine her gün.
uzun bacaklı şımartılmış egolarını tatmin ettikten sonra insan hallerinin,
iş dönüş yolunda düşünüyoruz..ait olduğum yerde miyim?
yoksa olduğum yer mi bana emanet edilmiş?

çoğu insanın elleri terler duygularını dile getirirken,
küçük görülme yada anlaşılmama daha kötüsü yanlış anlaşılma damlaları diyebiliriz ter damlalarının adına.

bunun için sürekliliği kalmıyor empati kurmanın,
bunun için eksik kalıyor cümlelerimiz,
bunun için duygusuz hale geliyor yüreklerimiz..

ve..günün sonu,
taç giydiriyoruz en sevdiğimiz şarkı ile mutlu sandığımız gülümsemekten yoksun gözlerimize...bunun adı ise..
günü şerefiyelendirme..
d.b
devamını gör...

insan ne olursa olsun şişman zayıf zengin fakir yine insandır ve ortada utanılacak bir şey yoktur böyle bir başlık çıkaran ve küçük düşürmeye çalışan utansın.
devamını gör...

keşke her şeyin erkenden farkına varsaydım...
geç kaldım ,geç anladım hayatı .çocuk tarafım buna mâni oldu .
devamını gör...

kelime anlamı dinmeyen fırtına olan, görmeden ölünmemesi gereken, muazzam bir doğa olayı.

venezuela'da catatumbo nehri'yle marakaibo gölü'nün el ele tutuştuğu yerde oluşan bulutların çarpışması sonucu şimşek fırtınası başlıyor. şimşekler yılın 140 veya 160 gecesinde, 10 saat boyunca ve saatte 280 ila 300 kez çakıyor aynı anda.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

parlaklıkları dolayısıyla 400 km öteden görülebilen şimşekler, denizcilere deniz feneri olarak görev yapıyor.
şimşek ve yıldırımlar oluşturdukları elektrik ile havadaki oksijeni ayrıştırır, ozon oluşumunu tetikler. bu sebepten bu alan dünyanın en büyük ozon kaynağı oluyor.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

babasının bir şekilde yolunun kesiştiği doğu perinçek ve bulunduğu siyasi çizgisinden sebep, bir türlü tam manasıyla özgür olamadığını düşündüğüm youtuber, müzisyen.

aralarda kalıyor bir hali var.
ya da ne zaman bir uçta belirse, dönüp özür falan diliyor.
devamını gör...

tanım: bazıları xx, bazıları da* xy kromozomlu olan insan.

doğarken ağladı kadın. erkek çocuk bekliyorlardı. ailesi memnun kalmadı. annesi babasına nasıl açıklardı bunu. doğan ilk çocuklarının erkek olması gerekiyordu. geçen ay komşuları bu yüzden dayak yemişti. annesi zaten bıkmıştı dayaktan, şiddetten. kadınların kaderiydi ama bu. dayak cennetten çıkmıştı, hele hele kocasıyken dayağı atan. kocam en doğrusunu bilir diye düşündü. bazılarını şaşırtırdı bu "y kromozomu" bu kadar mı fark eder vay anasını. tek bir harf yüzünden daha güçlü, daha zeki oluyorlar. her şeyde ama her şeyde daha iyi oluyorlar. çünkü kızlar aptal. ama bu onların istediği.

doğumdan hemen sonra dayak yedi annesi. bu beklenmedik değildi. ama bu sefer hastaneye kaldırdılar. hastane de küçük bir yer. doktorlar, hemşireler tanıyordu artık onları. of, nasıl özenirdi oradaki çalışan kadınlara. kıskanırdı, ayıplardı ama. kocalarını da. nasıl başka erkeklerle çalışmalarına izin veriyorlardı. kocaları yoksa daha ayıp allah bilir kimlerle yatıp kalkıyorlar, evde kalmışlar, gencecik kadınlar bir başlarına duruyorlar ne kadar ayıp. güler yüzle karşıladılar onları ama bu güler yüzlerinin altında gözlerinde bir acıma duygusu saklıydı. aman bana niye acıyorlar dedi. kendilerine acısınlar bu yaşta, kadın başlarına... kocası ne kadar iyi bir adamdı. hem döver hem severdi işte. ne kadar iyi koskoca hastaneye getirmişti onu. her sefer hastaneye gelmezlerdi, sadece çok ciddi zamanlarda. bu dayak hikayesi de böyle bitti.

bebeği büyüdü artık okul çağına gelmişti. kocası pek hevesli değildi ama kız kıza işte hocaya gitsinler diyordu. hoca erkekti ama bir şey olmazdı hocadan. nasıl olsa koskoca hoca. kız gitmeye başladı köyün kızları ile. gittiler geldiler bir süre böyle devam etti. ah ama 10 yaşında sıcak bir yaz gününde sona kalmıştı. ve sona kalan dona kalır. hoca başındaki kocaman sarığı çıkarmıştı. yavaş yavaş yaklaştı ona. ne olduğunu anlamadı ki açıklasın. ama canı çok acımıştı. hem de çok. kanamasından belli değil miydi zaten? işte bu da kızın "namusunu" kaybetme hikayesi. artık kadın mı desek?

ailesi ses etmedi nasıl olsa hocaydı o. hem zaten laf etmesinler adları çıkmasın. hocanın karısı, onun yaşında çocukları vardı. 3 adet kuması bile vardı. 5 karıyla olmazdı allah ona kızardı. evlendiremediler. kuzeniyle evlendirdiler onlar da. belli bir yaşa kadar kardeş gibi büyüdüğü kuzeni artık kocası olmuştu. babamın bir bildiği vardır dedi, kocasıydı artık onun. o ne derse doğruydu, ondan izin almadan yemek bile yapamazdı.

o gün evlendiler. belinde yapmacık bir kırmızı kurdele vardı. hediye paketi gibi. her şey bir yalandan ibaret değil miydi? aman elalem ne der kurdelesiydi o. ona tecavüz eden adam kıydı nikahlarını. gözlerinin içine baka baka. acısını bir daha hissetti. düğün bitti. herkes oynadı, yemek dağıtıldı. çok eğlendiler. cenazede böyle bir şey yaparlar mıydı ki acaba?

gerdeğe girdiler. kan yoktu. kocası çok kızdı ölesiye dövdü, belki öldürdü. bilinci kapalıydı. adı şimdi "orospuya" çıktı. o ölürken ailesi, akrabaları onu ayıplıyordu. kim inanırdı tecavüze. tecavüz diye bir kavram bile yoktu.

bir gün kurban bıçağıyla geldi eve kocası. ama kurban yoktu ortalıkta. ya da vardı. o görememişti. mantıken insan dışarıya bakarsa kendini göremez. önce karnına sapladı. gözündeki öfke... ah çok büyüktü. sonra boğazını kesti. ölmüştü zaten. karnındaki bebek de onunla ölmüştü. ama daha iyiydi böyle bir dünyaya gelmemek. ne kadar şanslı bir bebekmiş o. tecavüz bebeği. ölüsüne bile tecavüz etti kocası. rahat rahat ölemedi bile.

işte bu kadardı kadının hikayesi gayet basit ve sade. tabi bize ne ki...
devamını gör...

eğer tatil yapacak param ve fırsatım olursa mutlaka gidip görmek istediğim bir koydur.
devamını gör...

sözlükte yeni yüzler gördükçe içimde oluşan heyecandır. sözlüğü sahiplendiğim için yeni yüzler görünce mutlu oluyorum tebessüm ediyorum içimden hoşgeldiniz len geçin oturun diyorum.

edit: kaç ay önce açmışım bu başlığı. büyük boş yapmışım. heyecanımı kaybettim artık heyecanlanmıyorum.
devamını gör...

ne bileyim, bekar bir erkek olarak cuma günü bim aktüel ürünlerinden kapma savaşı için sabah 8'de bimin kapısında anlamsız teyze bakışları altında beklemek gibi bir gün.
devamını gör...

bir diğer adıyla iç denge olarak da bilinir.
canlıların iç ve dış değişimlerden zarar görmemek için belirli sınırlar içinde tutmak istediği değerlerdir. canlıların vücut içi değerlerini belirli sınırlar içinde tutma eğilimine homeostazi (iç denge) denir.

örneğin,

- paramesyumlar tatlı suda yaşayan bir hücreli canlılardır. hücrelerinin içine giren fazla suyu, kontraktil kofullarının çalışmasıyla hücre dışına atarlar. böylelikle iç dengelerini korumuş olurlar.

- insanlarda açlık durumunda kan şeker değeri düşer, gözlerde kararma olur. karaciğerden kana glikoz verilerek kan şekeri değeri normal değere getirilir.

kaynak: biyoloji dersi notlarıdır. bana ait değildir.
devamını gör...

yetişkin bir insanın dışarı çıkıp sosyalleşmesi lüks değil ihtiyaçtır. bir insanın kafasını dağıtmak biraz sosyalleşmek icin ödeyeceği minimum para maaşının yarısına tekabül ediyorsa o sistemde bir sorun vardır. illa bira içip bara mı gidelimci arkadaşlara da bir çayın fiyatının düzgün mekanlarda ne kadara geldiğini hatırlatırım. ayrıca yanınızda eşiniz, sevgiliniz varsa ikiyle çarpın. mühendise bile asgari ücret verilen şu zamanlarda bir insanın sağlıklı bir psikolojiyle yaşaması mümkün değil. güzel bir tatile gidemiyoruz, güzel bir mekanda eğlenemiyoruz, kendi ülkemizi bile gezemiyoruz. pazarın marketin fiyatlarına girmek bile istemiyorum. ülke herkes için bir hapishaneye döndü sadece avlusunda dolanıp sigara içiyoruz ve hava alıyoruz. hepsi bu. herkes daha şimdiden emeklı gibi yaşıyor yahu elin avrupalısına amerikalısına özeniyorsunuz, o insanlar 60'ında evde durmuyor, siz otuzlu kırklı yaşlarınızda evden çıkamıyorsunuz. nasıl oluyorda bunu içinize sindirebiliyorsunuz anlayamıyorum doğrusu.
devamını gör...

tavşan
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

aile sorunlarıdır.
arkadaş olsa görüşmezsin. sevgili olsa ayrılırsın. akraba olsa küsersin aöa aile öyle bir şey ki sırt çeviremiyorsun. hep yükü omzunda oluyor.
devamını gör...

asgari ücret.
devamını gör...

nafile çaba ve sorunun yürüyen ya da motorda değil, karşı tarafta olmasının en büyük kanıtının "itmek"/"gayret" olduğu eylem.

yoksa zaten ömrü ne kadar olursa olsun "o"'nun desteğe ihtiyacı yoktur.
devamını gör...

kelime buldurucu, kelime buldurtucu, kelime düşündürücü, yazdırıcı, ince, kimsenin cam kırıklarının sebebi olmayan, alçak duvar sahibesi, gülümseyen, gülümseten, nerdeyse çağ dışı kibar, iyi ki yazar.
devamını gör...

"ne zaman kalkılacaktı acaba?"
çocukluğun güzel sorusu. ev ahalisi henüz uyanmamıştır, çocuksa güneşin doğuşuyla beraber ayaktadır ve çoktan neşe içinde zıplamaya başlamıştır. siz uyanın diye yapmadığını bırakmaz hatta kimileri size oyuncak fincanında hayali kahve ikram eder ve akıllarda tek bir soru vardır "ne zaman kalkılacak?". ancak yıllar geçmiştir ve siz çocukken heyecanla ama biraz da sıkkın bir biçimde sorduğunuz bu soruyu çoktan unutmuşsunuzdur. kendinizi "çok erken değil mi?", "biraz daha uyusa, ben de uyusam" diye düşünürken bulursunuz ama iş işten geçmiştir.

bu soruyu bana hatırlatansa romain rolland'ın jean christophe'udur. canı o kadar gülmek ve kıpırdamak istediği halde onu susturmuşlardır. bu cümleyi sabah aşağı yukarı bahsi geçen saatlerde okudum ve yazarın çocukluğumda sıkça sorduğum bu soruyu bulup çıkarması kendisine ve kitabına inancımı artırdı.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim