özel ve içten olması yeterli. show yapmazsanız daha samimi olursunuz.
devamını gör...

sezen aksu'nun firuze şarkısında "üzüm buğusu gibisin sen firuze" olarak geçen söz öbeği.

üzümün dış kısmında oluşan ve dokunur dokunma silinip giden tabakayı ifade eder. şarkıdaki haliyle "çok hassassın, dokunulmaya kıyılmazsın, narinsin" demek isteniyor. hayatımda bunun kadar güzel olan çok az benzetme duydum!
devamını gör...

ödemesinin de görünmez parayla yapılması caizdir. öyle başa böyle tarak.
devamını gör...

dünyanın en itici, en absürt ve en ana akım kölevari kelimesi bu bence.
sorun-sal, bu ne dostum ? sal sal sal sal salın artık şu sorun-sal'ı.
devamını gör...

güneş ışığı, mum ışığı, şömine ateşi, gaz ocağı lambası, lüküs ışığı, soba ateşi, kamp ateşi, sarı ampul, sokak lambası, aspiratör aydınlatması vb.
sarı ışık sevenler derneği üyesi biri olarak her türlü sarı ışık görselleri tarafımca itina ile beğenilir.
devamını gör...

çamaşır asacağım ben. sonra ekmek yapacağım akşama yemek, sonra sokak beslemesi, evdeki küçük hasta kedi ve diğerleri, peşinden aileye hizmet başlığı altında aksam yemeği tantanası, ardından çeviri yapacağım.
madalyası olan arkadaşları tebrik ederim.

açık açık diyorum; ben sözlüğe kafa dağıtmak için giriyorum. maalesef verimli kalifiye bir yazar olamayacağım. istesem etimoloji, türk tarihi ve türk edebiyatı ile ilgili nice şeyler yazarım lakin sabahlara kadar masa başında yaptığım tam olarak bu.
#947833
hatta gördüklerimi okumuyor, oradan depar atar şekilde kaçıp kendimi akışa atıyorum.
ne diyordum ben? he çamaşır asacağım.
devamını gör...

17 şubat'ın doğum günü olduğunu öğrendiğimiz yazar arkadaş. doğum günü kutlu olsun. ayrıca zeynep teyzeye bizden de selamlar, ellerinden öperiz. afiyettedir inşallah.
devamını gör...

denizatları erkekleri hamile kalan tek canlıdır.
devamını gör...

terörist denilen şahıs takriben 7 milyon insanın reyini almıştı. bu durumda türkiye’de milyonlarca terörist var.
peki hangi partilere oy atınca terör destekçisi olunmuyor? mesela yıllardır chp’ye oy veren ailem de yeni türkiye’de iktidar çevreleri tarafından “terörist” kategorisinde değerlendiriliyor.
“akp-mhp ittifakını yani cumhur ittifakını desteklemeyen teröristtir” dersek açık açık, daha rahat ederiz.
devamını gör...

rus şair andrey voznesenski'nin 1959 yılında yazdığı savaş karşıtı şiir. voznesenski daha çocukluğunda ispanyol ressam francisco de goya'nın savaşın felaketleri* isimli gravürlerinin etkisi altında kalır ve 1984 yılında yayımladığı proraby dukha'da bu gravürler ile ilk karşılaştığı an yaşadığı dehşetten söz eder. tam da konstantin balmont'un hayal ettiği goya'dır bu. bu şiirin yazılmasına sebep olan bir diğer etken ise ikinci dünya savaşının bitmesine yakın bir dönemde yarısı sivil olan 7000 kişinin öldüğü deniz felaketidir. tarih 16 nisan 1945'i gösterdiğinde yani tam da francisco de goya'nın 117. ölüm yıldönümünde sscb denizaltılarından biri olan l-3, yaralı askerleri ve sivilleri taşıyan goya isimli alman gemisini torpido saldırıları ile batırır ve bu saldırıda binlerce insan hayatını kaybeder. oldum olası savaşa karşı büyük bir tiksinti duyan voznesenski tüm bunların etkisi ile 1959 yılında goya ismi ile de anılan ben goya'yım şiirini yazar ve bu şiir öyle etkili olur ki hayatında; gel zoya şiirinin zoya'sı ve voznesenski'nin eşi zoya boguslavskaya voznesenski'nin öldüğü gün yatağında şu cümleleri mırıldandığını anlatır:

"umutsuzluğa kapılma... ben goya'yım."

voznesenksi savaşın kan donduran tüm detaylarını fırçası elinde bir goya gibi kalemi ile kağıda işler. cümlelerine zarafet katmak ile uğraşmaz ve yorucu bir sembolizmden kaçar. net bir savaş sonrası vardır ben goya'yım şiirinde ve 41 karlarında yanmış bir şehrin görüntüsü.


ben goya'yım!
çorak bir tarlaya kuzgunlar gibi süzülen düşman
yuvalarından oydu gözlerimi.
ben acıyım!

ben iniltisiyim
savaşın. 41 karlarında yanmış
şehirlerim ben.

ben açlığım!

ben kırılmış boynuyum
çıplak alana çanlar gibi sallanarak asılmış
bir ihtiyar kadının...
ben goya'yım!

ey gazap üzümleri!
top sesleriyle yürüdüm batı'ya,
çağrısız konuğun külleriyim ben!

o unutulmaz göğe tabut çivileri gibi
sert yıldızlar çaktım!
ben goya'yım!
devamını gör...

iki hafta önce çok riskli il sayısı beş iken dün itibariyle üç katına çıkmıştır.veriler doğruysa tabi.
devamını gör...

hayatınıza biri girdiğinde ailenizi, arkadaşlarınızı ihmal etmek bu listede en başı çeker. akabin de bireysel hobi ve sosyalliğin ortadan kalkması, siyam ikizi gibi yapışık yaşama gelir. çiftler birbirine yaşam alanı bırakmalı, birey olduklarını unutup her şeyi birlikte yapma güdüsünden sıyrılmalı ancak o zaman monotonluktan uzak ve daha kalıcı bir beraberlik sağlanabilir.
devamını gör...

agora meyhanesi bildirgesi

ben de bir şeyler yazayım mademki. öncelikle bütün dinleyicilerimize teşekkür etmek istiyorum. çeşitli nedenlerden ötürü radyo yayınını yapmama kararı aldık. belki döneriz, belki dönmeyiz.

hayatlarımızdaki yoğunlukları birer birer yendikten sonra tekrardan sahneye çıkabilmeyi isterim. çünkü meyhane'de sizlerle oturdukça ve sohbet ettikçe- açık konuşacağım- mutlu oluyordum. şimdiyse bizleri hülyalarından uyandıran şeylerle meşgulüz. umalım da bu meşguliyetler son bulsun bir an önce.

şimdiye kadar bizi dinlediğiniz için teşekkür ediyoruz. sevgili coldboy, sevgili meja ve sevgili tutankamonun laneti'ni de sevgi ve saygıyla selamlıyorum. varoluşun en derin dehlizinde frekansı tutan dört kişi, epey güzel vakitler geçirdi.

au revoir!
devamını gör...

öncelikle (bkz: mellisho)’ya teşekkürlerimi iletiyorum bu fikrin öncüsü olduğu için.
ve karşınızda serinin başlangıç filmi.
turuncu hap mı ? yeşil hap mı ? tarafını seç ve bu eşsiz sözlük atmosferine katıl.
buradan izleyebilirsiniz
edit: ayrıca bu iş bir gönül işidir biz yazarların eğlenmesi içindir. bizi mutlu eden şey bol turunculama ve yorumlarınız olduğunu hatırlatırım. *
tüm kaça açan kesitleri izlemek için;
kafa açan kesitler
devamını gör...

bilgi dolu tanımlarını zevkle okuduğum aynı zamanda beğenilerini de eksik etmeyen yazar arkadaşımızdır kendileri.

takipteyiz efendim.
devamını gör...

bir ayağımız çukurda zaten. bulaşmayın artık bize.
devamını gör...

navajo yerlilerinin inanışında, lanetlenmiş kötücül bir yaratık. açgözlülük ve zengin olma hırsı ile yaşayan yerlilerin bir yerden sonra bu yaratığa dönüşeceğine inanılır. yaratığın belden aşağısı çakaldır. elleri de çakal pençesi gibi tasvir edilmektedir. aynı zamanda kara şamanların, büyü yolu ile de insanları bu yaratığa dönüştürebileceğinden bahsedilir. yaratığın gece yarısı ortaya çıktığı ve insanların can ve mallarına kast ettiği anlatılır.

navajolar bu büyüye maruz kalmamak için tork adı verilen kolyeler takarlar. bu kolyeler ay şeklindedir. ve tılsımlı olduğuna inanılır. gecenin ve yaratığın gazabından korunmak için takılır. bazılarının ortasında ise yıldız bulunur. her ne olursa olsun etki icra edebilmesi için şamanın bu tılsıma elinin değmiş olması gerekir.

vakti zamanında navajo yerlileriyle teşrik-i mesaim olmuştu. güzel dostluklar kurdum. bu tarz hikayeleri onların ağzından dinlemek keyifli oluyor. hele geceyse ve size sadece ateş ve doğanın sesleri eşlik ediyorsa, tabiri caizse tadından yenmiyor. yıllar boyu dilden dile ve nesilden nesil 'e aktardıkları hikayeler gerçekten insanın bazen tüylerini diken diken edebiliyor. tork' unu kaybeden bir çocuğun hikayesini anlatmışlardı böyle bir ortamda bana. uzun zaman oldu çocuğun ismini hatırlamıyorum. ormana giriyor ve kayboluyor. günler sonra çocuğun tılsımlı kolyesi bulunuyor. sonra bölgede kayıplar ve ölümler artıyor. kabilenin yaşlılarından bir tanesi çocuğu gördüğünü ve çocuğun dönüştüğünü söylüyor. bebek çakal lakabı takılıyor bu yee naaldlooshiit'e.

tabi hikâyenin bütün ayrıntılarını hatırlayamıyorum. bu sebeple biraz kabaca anlatmış oldum. ortam, anlatım tarzı, mistik ögelerin havada uçuşması falan insanı çok temiz geriyor. ha birde o arada cayote sesleri falan duyuyorsunuz üzerine mis gibi sos oluyor. * neyse işte öyle! siz, siz olun öyle kafanıza göre ormanlara gece vakti dalmayın. *
devamını gör...

muhabbet kuşum süpürgenin sesinden korkuyor ve ayrıca siyah renk olan hiçbir şeye konmuyor.
devamını gör...

şair olmaktan ziyade bizzat şiirin kendisidir. kıymeti öldükten sonra anlaşılagelenlerdendir.

bir zamanlar kendimi
bulunmaz hint kumaşı sanmıştım.
kaç metredir benim yokluğum?
benden daha çok var sanmıştım.
benim yokluğumdan dünyaya
bir elbise çıkar sanmıştım.
dünyanın çıplaklığına bakmaya utanmadan
sonunda ben de alıştım.
ah...dedim sonra,
ah!

devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
ah babaannem keşke sözlük kullanıyor olsaydı bu başlık onun için açılmış sanki.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim