normal sözlük’ün artık bitmiş olması
başlıkta çok faydalı şeyler yazılmış ben de bir tecrübemi aktarıp bu işlerin ucundan kıyısından anlayan biri olarak fikrimi belirteyim.
4-5 yıl kadar önce bir facebook grubuna alınmıştım. grup 350-400 kişi arasındaydı sürekli. hayatımda bu kadar aktif bir grup hiç görmedim desem yeridir. her yaş grubundan, her statüden, her meslekten insan var. serbest bir grup ve bu yüzden konular akıyor sürekli hatta kimi zaman hızına yetişmek mümkün olmuyor. başlık altında kankacılık, moderatör seçimleri, durağanlıktan dem vurulmuş ama o grubu dağıtan bunlardan hiçbiri değildi. kankacılık vardı, birbirinin arkadaşı olan insanlar mod oluyordu, kavgalar oldu, skandallar, kendi gidenler, atılanlar vs. bunların hiçbiri bitirmedi.
ne bitirdi biliyor musunuz?
bir gün messenger grupları kurmaya karar verdiler. önce beni 25 kişilik bir messenger grubuna eklediler. sonra o grubun içinde daha iyi anlaştığına inanan 13-15 kişi bir grup daha açtı. o grubun da içinden 7-8 kişi bir grup daha açtı derken en son 4 kişilik bir gruba daha eklendim. olayı messenger'a taşıyınca gruptaki aktiflik düşüşe geçti haliyle. zamanla azala azala bitti. kaldı ki insanlar zaten iyi anlaştığı insanlarla messenger'dan konuşabiliyordu.
sosyal medya platformları kullanıcıları platformda uzun süre tutmaya yönelik geliştirilir. sürekli bu yönde geliştirme alır. bugün kullandığınız platformların geçmişlerini gözünüzün önüne getirirseniz güncellemeler hep bu yönde olmuştur. instagram'ın keşfet sekmesi, facebook'un pazar yerinden oyunlara kadar 'her şeyi' içermesi hep bununla ilgilidir. discord kullanmadığım için net bir iddiada bulunmak istemiyorum ama sanırım buranın aktiflik yığılması discord tarafında. muhtemelen de yukarıda bahsettiğim gibi grubun grubunun grubu şeklinde çoktan alt gruplara bile ayrılmış olabilirler.
özetle insanlara "burda zaman geçirin" derseniz burası daha aktif olur. başka bir yeri işaret ederseniz doğal olarak oraya kayma olur.
tanım: şimdilik gerçek olmayan durum.
4-5 yıl kadar önce bir facebook grubuna alınmıştım. grup 350-400 kişi arasındaydı sürekli. hayatımda bu kadar aktif bir grup hiç görmedim desem yeridir. her yaş grubundan, her statüden, her meslekten insan var. serbest bir grup ve bu yüzden konular akıyor sürekli hatta kimi zaman hızına yetişmek mümkün olmuyor. başlık altında kankacılık, moderatör seçimleri, durağanlıktan dem vurulmuş ama o grubu dağıtan bunlardan hiçbiri değildi. kankacılık vardı, birbirinin arkadaşı olan insanlar mod oluyordu, kavgalar oldu, skandallar, kendi gidenler, atılanlar vs. bunların hiçbiri bitirmedi.
ne bitirdi biliyor musunuz?
bir gün messenger grupları kurmaya karar verdiler. önce beni 25 kişilik bir messenger grubuna eklediler. sonra o grubun içinde daha iyi anlaştığına inanan 13-15 kişi bir grup daha açtı. o grubun da içinden 7-8 kişi bir grup daha açtı derken en son 4 kişilik bir gruba daha eklendim. olayı messenger'a taşıyınca gruptaki aktiflik düşüşe geçti haliyle. zamanla azala azala bitti. kaldı ki insanlar zaten iyi anlaştığı insanlarla messenger'dan konuşabiliyordu.
sosyal medya platformları kullanıcıları platformda uzun süre tutmaya yönelik geliştirilir. sürekli bu yönde geliştirme alır. bugün kullandığınız platformların geçmişlerini gözünüzün önüne getirirseniz güncellemeler hep bu yönde olmuştur. instagram'ın keşfet sekmesi, facebook'un pazar yerinden oyunlara kadar 'her şeyi' içermesi hep bununla ilgilidir. discord kullanmadığım için net bir iddiada bulunmak istemiyorum ama sanırım buranın aktiflik yığılması discord tarafında. muhtemelen de yukarıda bahsettiğim gibi grubun grubunun grubu şeklinde çoktan alt gruplara bile ayrılmış olabilirler.
özetle insanlara "burda zaman geçirin" derseniz burası daha aktif olur. başka bir yeri işaret ederseniz doğal olarak oraya kayma olur.
tanım: şimdilik gerçek olmayan durum.
devamını gör...
hata yapmayı kazanım olarak görmek
tecrübeyi tecrübe etmek ahmaklıktıra inanarak tecrübe arayışı içerisinde yanlışın da doğrunun da varlığını eşit görmektir.
devamını gör...
koklaması zevkli olan şeyler
-tütsü.
-kokulu mum.
-yasemin çiçeği.
-fırından gelen kek kokusu.
-hindistan cevizi yağlı kahvenin kokusu.
-kokulu mum.
-yasemin çiçeği.
-fırından gelen kek kokusu.
-hindistan cevizi yağlı kahvenin kokusu.
devamını gör...
triumvir
(ing.) triumvirate, latince tresviri veya triumviri. antik roma'da, üç yetkiliden oluşan bir kurul.
birkaç tür vardı:
(1) ilk olarak mö 289'da kurulan "tresviri nocturni". özellikle suç ve vatandaşların medeni statüsüyle ilgili olanlar olmak üzere yargı işlevlerinde yüksek hakime yardım eden bir kuruldu.
(2) başlangıçta üç rahipten oluşan bir kurul olan "tresviri epulones" ise ludi romani ve ludi plebeii festivallerinin en önemli etkinliği olan jüpiter'in ziyafetini üstlenmek için mö 196'da kurulmuştu.
(3) tresviri monetales, hem cumhuriyet hem de imparatorluk döneminde roma ve italya darphanesinden sorumluydu.
(4) tresviri rei publicae constuendae ("devleti organize etmek için üçlü hükümdarlık"), genellikle ikinci triumvirlik olarak bilinen gruba (mark antony, marcus aemilius lepidus ve octavianus [gelecekteki imparator augustus]). özünde, kapsamı diktatörce olan mutlak bir yetkiye sahiptiler. m.ö. 60'da başlayan pompey, julius caesar ve marcus licinius crassus'un birinci üçlü yönetimi resmi olarak oluşturulmuş bir komisyon değil, üç güçlü siyasi lider arasında bir hukuk dışı anlaşmaydı. genellikle seçilen, triumviri agris dandis assignandis (bazen judicandis) ve "triumviri coloniae deducendae" adı verilen üç kişilik kurul, cumhuriyetin son üç yüzyılı boyunca sıklıkla toprak tahsisi ve kolonilerin kurulmasından sorumlu olarak oluşturulmuştu. (mö 3. – 1. yüzyıl).link
birkaç tür vardı:
(1) ilk olarak mö 289'da kurulan "tresviri nocturni". özellikle suç ve vatandaşların medeni statüsüyle ilgili olanlar olmak üzere yargı işlevlerinde yüksek hakime yardım eden bir kuruldu.
(2) başlangıçta üç rahipten oluşan bir kurul olan "tresviri epulones" ise ludi romani ve ludi plebeii festivallerinin en önemli etkinliği olan jüpiter'in ziyafetini üstlenmek için mö 196'da kurulmuştu.
(3) tresviri monetales, hem cumhuriyet hem de imparatorluk döneminde roma ve italya darphanesinden sorumluydu.
(4) tresviri rei publicae constuendae ("devleti organize etmek için üçlü hükümdarlık"), genellikle ikinci triumvirlik olarak bilinen gruba (mark antony, marcus aemilius lepidus ve octavianus [gelecekteki imparator augustus]). özünde, kapsamı diktatörce olan mutlak bir yetkiye sahiptiler. m.ö. 60'da başlayan pompey, julius caesar ve marcus licinius crassus'un birinci üçlü yönetimi resmi olarak oluşturulmuş bir komisyon değil, üç güçlü siyasi lider arasında bir hukuk dışı anlaşmaydı. genellikle seçilen, triumviri agris dandis assignandis (bazen judicandis) ve "triumviri coloniae deducendae" adı verilen üç kişilik kurul, cumhuriyetin son üç yüzyılı boyunca sıklıkla toprak tahsisi ve kolonilerin kurulmasından sorumlu olarak oluşturulmuştu. (mö 3. – 1. yüzyıl).link
devamını gör...
varoş kızların ortak özellikleri
kadınları varoş / varoş olmayan diye gruplandıran erkeklerle konuşmaları.
devamını gör...
seminole
kuzey amerika'da yaşayan, muskogee dili konuşan bir kızılderili kabilesidir. georgia ve alabama civarında yaşayan creek kabilesinden bazı boyların, diğer boyların baskısından dolayı florida'ya kaçması üzerine, "uzağa gidenler" anlamında simanoli olarak adlandırıldılar.
diğer güneydoğu kabileleri gibi tarım, avcılık, balıkçılık ile geçiniyorlardı. renkli tunik elbiseler giyiyorlardı.
florida'ya ilk gelen ispanyol'larla küçük çatışmalar olsada sonra sorun yaşamadılar. daha sonra burayı ispanya'dan ele geçiren a.b.d ordusuyla yıllarca savaştılar, hatta a.b.d - kızılderili savaşları içinde ekonomik olarak en masraflı savaş bu kabileyle yapıldı. reis osceola atıldığı hapishanede öldü. sonunda yenildiler ve çoğu yakalandı. yakalananlar, "beş uygar kabile"den biri olarak cherokee, chickasaw, creek, choctaw kabileleri ile birlikte mississippi nehri'nin batısına sürüldüler.
bugün oklahoma ve florida'daki rezervasyonlarda yaşıyorlar.
diğer güneydoğu kabileleri gibi tarım, avcılık, balıkçılık ile geçiniyorlardı. renkli tunik elbiseler giyiyorlardı.
florida'ya ilk gelen ispanyol'larla küçük çatışmalar olsada sonra sorun yaşamadılar. daha sonra burayı ispanya'dan ele geçiren a.b.d ordusuyla yıllarca savaştılar, hatta a.b.d - kızılderili savaşları içinde ekonomik olarak en masraflı savaş bu kabileyle yapıldı. reis osceola atıldığı hapishanede öldü. sonunda yenildiler ve çoğu yakalandı. yakalananlar, "beş uygar kabile"den biri olarak cherokee, chickasaw, creek, choctaw kabileleri ile birlikte mississippi nehri'nin batısına sürüldüler.
bugün oklahoma ve florida'daki rezervasyonlarda yaşıyorlar.
devamını gör...
aşkın sonu
1951'de yayımlanmış bir graham greene kitabıdır. orijinal ismi the end of the affair olan kitap ülkemizde türkiye iş bankası modern klasikler serisinden çıkmış.
hikaye sarah miles ve sevgilisi maurice bendrix merkezinde gelişmekte. bu gizli bir aşktır çünkü sarah evlidir, sarah'nın kocası henry de oldukça farkındadır bu durumun ama hiçbir şey söylemez. adından anlaşıldığı gibi bu 'gizli' aşkın son dönemlerine şahit oluyoruz. çokça flashback yaşandığı için nereden nereye atladığını fark etmeye çalışmak bazen okuyucuyu yorsa da takibi o kadar zor olmadı benim için. ilişkileri sonlandıktan iki sene sonra denk gelen sarah ve maurice'in arasındaki aşkın küllenmemiş, tekrardan alevlenebilecek bir köz halinde olduğunu anlıyoruz. mourice, sarah'yı takip etmesi için dedektif tutuyor. hikaye gelişirken sarah tanrıyı ve hristiyanlığı, mourice ise kendini sorgulamaya başlıyor, tabii siz de kendinizi. bu kitabı gerçekten bir aşkın sonundayken okuyunca gerçekten daha fazla etkiliyor ve empati yapmanızı sağlıyor. aşk ve nefretin birbirine ne kadar yakın olduğunu tekrar tekrar anlatıyor size bu kitap.
kitap aynı zamanda iki kere beyazperdeye uyarlanmış.
hikaye sarah miles ve sevgilisi maurice bendrix merkezinde gelişmekte. bu gizli bir aşktır çünkü sarah evlidir, sarah'nın kocası henry de oldukça farkındadır bu durumun ama hiçbir şey söylemez. adından anlaşıldığı gibi bu 'gizli' aşkın son dönemlerine şahit oluyoruz. çokça flashback yaşandığı için nereden nereye atladığını fark etmeye çalışmak bazen okuyucuyu yorsa da takibi o kadar zor olmadı benim için. ilişkileri sonlandıktan iki sene sonra denk gelen sarah ve maurice'in arasındaki aşkın küllenmemiş, tekrardan alevlenebilecek bir köz halinde olduğunu anlıyoruz. mourice, sarah'yı takip etmesi için dedektif tutuyor. hikaye gelişirken sarah tanrıyı ve hristiyanlığı, mourice ise kendini sorgulamaya başlıyor, tabii siz de kendinizi. bu kitabı gerçekten bir aşkın sonundayken okuyunca gerçekten daha fazla etkiliyor ve empati yapmanızı sağlıyor. aşk ve nefretin birbirine ne kadar yakın olduğunu tekrar tekrar anlatıyor size bu kitap.
kitap aynı zamanda iki kere beyazperdeye uyarlanmış.
devamını gör...
ambivert
hem içe dönüklük hem de dışa dönüklük nitelikleri sergileyen ve ruh hallerine, bağlamlarına ve hedeflerine bağlı olarak ikisine birden dönüşebilen kişilerin gösterdiği özelliktir. insanların yaklaşık %38'i bu kişilik özelliğine sahiptir.
ambivert'ler daha önce şu şekillerde de adlandırılmıştır:
dışa dönük içe dönükler: belirli durumlarda, belirli kişilerin etrafında veya kesinlikle ihtiyaç duyduklarında dışa dönük olabilen içe dönük kişiler.
antisosyal dışa dönükler: sosyalleşmeden önce yeniden canlanmak için zamana ihtiyaç duyan veya tipik bir dışa dönük olmaktan çok yalnız kalmayı seven dışa dönükler.
sosyal içe dönükler: ihtiyaç duyulduğunda dışa dönüğe dönüşebilen içe dönükler.
ambivert'ler genelde dinlemeyi seven ve iyi iletişim kurabilen insanlardır. empati ve sosyal hayatı dengeleme konusunda iyidirler. sosyal ortamları severler, ancak yalnız kalmaya da ihtiyaç duyarlar. birçok konuda esnektirler. gözlem yetenekleri çok iyidir, birçok kişinin fark etmediği minik detayları kolayca görebilirler.
insanlarla çok fazla zaman geçirdikten sonra gerçekten yorulurlar.
herkesle etkileşime girmeyi severler. farklı insanları tanımak onları mutlu eder çünkü çeşitlilik konusunda çok açık fikirlidirler. ancak insanlarla çok fazla sohbet etmek enerjilerini tüketir. belli bir süre için kullanabilecekleri diyalog sayısında bir sınır vardır. bazen çevrelerindeyken kaybettikleri enerjiyi geri kazanabilmek için kendilerini herkesten uzaklaştırmaları gerekir.
arkadaşlarıyla birlikteyken farklı insanlardır
nerede olduklarına ve kiminle olduklarına bağlı olarak farklı kişilikleri vardır. yetişkinler tarafından çevrelenmişlerse, olgun bireyler olabilirler. arkadaşlarıyla vakit geçiriyorlarsa, biraz gevşerler ve gerçekten oldukları kişi olabilirler. kendini içe dönük veya dışa dönük olarak tanımlamayan insanlar, kendilerini içinde buldukları her türlü ortama kolayca uyum sağlayabilirler. farklı kişiliklere sahip insanlarla kaynaşmaları onlar için hiç de zor değildir.
konuşmadan önce düşünürler
kendilerini konuşkan ya da sessiz olarak görmediklerinden, sözlerine nasıl dikkat edeceklerini bilirler. akıllarından geçenleri kayıtsız bir şekilde söylemezler, ancak aynı zamanda istediklerini söylemekten kendilerini alıkoymaya da çalışmazlar. sadece paylaşmak istedikleri düşünceleri veya fikirleri düşünmek ve ifade etmek için kendilerine zaman verirler. kelimelerin ne kadar güçlü olduğunun farkındadırlar, bu yüzden onları kullanırken farkındalıkları yüksektir.
kaynak 1, 2, 3
devamını gör...
inanmak
tdk tarafından anlamına bakıldığında kullanım durumuna göre 6 farklı anlamı var ama hepsinin ortak paydası şudur:
inanmak demek belirsiz olan bir şeye güvenmek demektir. örneğin bir insanın sizi sevdiğine inanabilirsiniz bu belirsizdir, soyuttur
ama bir martının uçtuğuna inanma gibi bir durumunuz olamaz zira bunu görürsünüz ve bu gerçektir. gerçeğe inanmak gibi bir durum olamaz zira gerçek belirsiz değildir. adı üstünde gerçek gerçektir.
insanların en zayıf tarafları, sormadan, araştırmadan, düşünmeden, kafalarını patlatmadan inanmak
hususundaki hayret verici temayülleridir. - sabahattin ali
inanmak demek belirsiz olan bir şeye güvenmek demektir. örneğin bir insanın sizi sevdiğine inanabilirsiniz bu belirsizdir, soyuttur
ama bir martının uçtuğuna inanma gibi bir durumunuz olamaz zira bunu görürsünüz ve bu gerçektir. gerçeğe inanmak gibi bir durum olamaz zira gerçek belirsiz değildir. adı üstünde gerçek gerçektir.
insanların en zayıf tarafları, sormadan, araştırmadan, düşünmeden, kafalarını patlatmadan inanmak
hususundaki hayret verici temayülleridir. - sabahattin ali
devamını gör...
streç filmin ucunu bulmak
sabırla alakalı bir durumdur.
sakin sakin arar ve bulurum.
streç film kullanmadan duramam çünkü.
illa seralayacam dolaba koyduğum kaseleri ya da komşuya göndereceğim tabağı. birazı hijyen birazı özen.
sakin sakin arar ve bulurum.
streç film kullanmadan duramam çünkü.
illa seralayacam dolaba koyduğum kaseleri ya da komşuya göndereceğim tabağı. birazı hijyen birazı özen.
devamını gör...
düdüklü tencere
buhar gücü ile yemekleri diğer tencerelere oranla daha hızlı pişiren, yemeklerin daha lezzetli olmasını sağlayan mutfak aracı; tencere çeşidi.
dün akşam ikinci el eşya alım satım sayfalarından birinde adamın birinin ilanına rastladım: (saat 04:15) ''aciiil, düdüklü tencere satan varsa ulaşsın acill!!''
çok güzel hayatlar bunlar.
dün akşam ikinci el eşya alım satım sayfalarından birinde adamın birinin ilanına rastladım: (saat 04:15) ''aciiil, düdüklü tencere satan varsa ulaşsın acill!!''
çok güzel hayatlar bunlar.
devamını gör...
maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi
maslow teorisi veya maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi, amerikalı psikolog abraham maslow tarafından 1943 yılında yayımlanmış bir çalışmada ortaya atılmış ve sonrasında geliştirilmiş bir insan psikolojisi teorisidir.
maslow teorisi, insanların belirli kategorilerdeki ihtiyaçlarını karşılamalarıyla, kendi içlerinde bir hiyerarşi oluşturan daha ''üst ihtiyaçlar''ı tatmin etme arayışına girdiklerini ve bireyin kişilik gelişiminin, o an için baskın olan ihtiyaç kategorisinin niteliği tarafından belirlendiğini söz konusu etmektedir. maslow'un kişilik kategorileri kendi aralarında bir dizilim oluştururlar ve her ihtiyaç kategorisine bir kişilik gelişme düzeyi karşılık gelir. birey, bir kategorideki ihtiyaçları tam olarak gideremeden bir üst düzeydeki ihtiyaç kategorisine, dolayısıyla kişilik gelişme düzeyine geçemez.
• fizyolojik ihtiyaçlar: bunlar insanın hayatta kalması için biyolojik gereksinimlerdir; hava, gıda, içecek, barınak, giyim, sıcaklık, uyku ve cinsellik.
bu ihtiyaçlar karşılanmazsa, insan vücudu en iyi şekilde çalışamaz. maslow, diğer tüm ihtiyaçlar bu ihtiyaçlar karşılanana kadar ikincil hale geldiğinden fizyolojik ihtiyaçları en önemli olarak kabul etmiştir.
• güvenlik ihtiyaçları: bireyin fizyolojik ihtiyaçları karşılandıktan sonra, güvenlik ve güvenlik gereksinimleri göze çarpar. insanlar yaşamlarında düzen, öngörülebilirlik ve kontrol isterler. bu ihtiyaçlar aile ve toplum tarafından karşılanabilir (örneğin polis, okullar, iş ve tıbbi bakım).
duygusal güvenlik, finansal güvenlik (istihdam, sosyal refah vb.), yasa ve düzen, korkudan kurtulma, sosyal istikrar, mülk, sağlık ve refah (kazalara ve yaralanmaya karşı güvenlik vb.) bunlara örnek verilebilir.
• sevgi ve aidiyet ihtiyaçları: fizyolojik ihtiyaçlar ve güvenlik ihtiyaçları karşılandıktan sonra, insan ihtiyaçlarının üçüncü seviyesi sosyallik ve aidiyet duygularını içerir. kişilerarası ilişkilere duyulan ihtiyaç davranışı motive eder.
dostluk, samimiyet, güven ve kabul, sevme ve sevilme, bir grubun parçası olmak (aile, arkadaşlar, iş vb.) bu basamakta ihtiyaç duyulan şeylerdir.
• saygı ihtiyaçları: maslow'un hiyerarşisinde dördüncü düzeydir. iki kategoriye ayrılır: bunlardan ilki kendine saygı (haysiyet, başarı, ustalık, bağımsızlık vb.) iken diğeri başkalarından saygı duyma arzusudur (statü, prestij vb.).
maslow, saygı ve itibar ihtiyacının çocuklar ve ergenler için en önemli ihtiyaçlar olduğunu ve gerçek benlik saygısından önce geldiğini belirtir.
• bilişsel ihtiyaçlar: ilgi ve anlayış, merak, keşif, anlam ve öngörülebilirlik ihtiyacı.
• estetik ihtiyaçlar: takdir, güzellik, denge, form vb.
• kendini gerçekleştirme ihtiyacı: maslow'un hiyerarşisinde en üst düzeydir ve bir kişinin potansiyelini, kendini gerçekleştirmesini, kişisel gelişimini ve en yüksek deneyimleri aramasını ifade eder. maslow bu seviyeyi, mümkün olan her şeyi başarma, kişinin "olabileceği her şeyi olma" olma arzusu olarak tanımlamaktadır.
• kendini aşma ihtiyacı: kişi, kişisel benliğin ötesine geçen değerlerle motive edilir (örneğin, mistik deneyimler ve doğa ile ilgili belirli deneyimler, estetik deneyimler, cinsel deneyimler, başkalarına hizmet, bilimin peşinde koşma, dini inanç, vb.).
bu ihtiyaçların alacağı özel biçim elbette kişiden kişiye büyük değişiklik gösterecektir. bir bireyde ideal bir anne olma arzusu şeklinde olabilir, diğerinde atletik olmak olarak ifade edilebilir ve yine başka bir kişide resim çizmeyle veya icatlarla ifade edilebilir. maslow, ihtiyaç sırasının dış koşullara veya bireysel farklılıklara bağlı olarak değişebileceğini söyler. örneğin; bazı bireyler için benlik saygısı ihtiyacı sevgi ihtiyacından daha önemlidir. bir başkası içinse yaratıcılık ihtiyacı en temel ihtiyaçların yerine bile geçebilir.
maslow ayrıca çoğu davranışın çok motivasyonlu olduğuna dikkat çekmiş ve “herhangi bir davranışın sadece bir tanesinden ziyade temel ihtiyaçların birkaçı veya tümü tarafından aynı anda belirlenme eğiliminde olduğunu” belirtmiştir.
maslow teorisi, insanların belirli kategorilerdeki ihtiyaçlarını karşılamalarıyla, kendi içlerinde bir hiyerarşi oluşturan daha ''üst ihtiyaçlar''ı tatmin etme arayışına girdiklerini ve bireyin kişilik gelişiminin, o an için baskın olan ihtiyaç kategorisinin niteliği tarafından belirlendiğini söz konusu etmektedir. maslow'un kişilik kategorileri kendi aralarında bir dizilim oluştururlar ve her ihtiyaç kategorisine bir kişilik gelişme düzeyi karşılık gelir. birey, bir kategorideki ihtiyaçları tam olarak gideremeden bir üst düzeydeki ihtiyaç kategorisine, dolayısıyla kişilik gelişme düzeyine geçemez.
• fizyolojik ihtiyaçlar: bunlar insanın hayatta kalması için biyolojik gereksinimlerdir; hava, gıda, içecek, barınak, giyim, sıcaklık, uyku ve cinsellik.
bu ihtiyaçlar karşılanmazsa, insan vücudu en iyi şekilde çalışamaz. maslow, diğer tüm ihtiyaçlar bu ihtiyaçlar karşılanana kadar ikincil hale geldiğinden fizyolojik ihtiyaçları en önemli olarak kabul etmiştir.
• güvenlik ihtiyaçları: bireyin fizyolojik ihtiyaçları karşılandıktan sonra, güvenlik ve güvenlik gereksinimleri göze çarpar. insanlar yaşamlarında düzen, öngörülebilirlik ve kontrol isterler. bu ihtiyaçlar aile ve toplum tarafından karşılanabilir (örneğin polis, okullar, iş ve tıbbi bakım).
duygusal güvenlik, finansal güvenlik (istihdam, sosyal refah vb.), yasa ve düzen, korkudan kurtulma, sosyal istikrar, mülk, sağlık ve refah (kazalara ve yaralanmaya karşı güvenlik vb.) bunlara örnek verilebilir.
• sevgi ve aidiyet ihtiyaçları: fizyolojik ihtiyaçlar ve güvenlik ihtiyaçları karşılandıktan sonra, insan ihtiyaçlarının üçüncü seviyesi sosyallik ve aidiyet duygularını içerir. kişilerarası ilişkilere duyulan ihtiyaç davranışı motive eder.
dostluk, samimiyet, güven ve kabul, sevme ve sevilme, bir grubun parçası olmak (aile, arkadaşlar, iş vb.) bu basamakta ihtiyaç duyulan şeylerdir.
• saygı ihtiyaçları: maslow'un hiyerarşisinde dördüncü düzeydir. iki kategoriye ayrılır: bunlardan ilki kendine saygı (haysiyet, başarı, ustalık, bağımsızlık vb.) iken diğeri başkalarından saygı duyma arzusudur (statü, prestij vb.).
maslow, saygı ve itibar ihtiyacının çocuklar ve ergenler için en önemli ihtiyaçlar olduğunu ve gerçek benlik saygısından önce geldiğini belirtir.
• bilişsel ihtiyaçlar: ilgi ve anlayış, merak, keşif, anlam ve öngörülebilirlik ihtiyacı.
• estetik ihtiyaçlar: takdir, güzellik, denge, form vb.
• kendini gerçekleştirme ihtiyacı: maslow'un hiyerarşisinde en üst düzeydir ve bir kişinin potansiyelini, kendini gerçekleştirmesini, kişisel gelişimini ve en yüksek deneyimleri aramasını ifade eder. maslow bu seviyeyi, mümkün olan her şeyi başarma, kişinin "olabileceği her şeyi olma" olma arzusu olarak tanımlamaktadır.
• kendini aşma ihtiyacı: kişi, kişisel benliğin ötesine geçen değerlerle motive edilir (örneğin, mistik deneyimler ve doğa ile ilgili belirli deneyimler, estetik deneyimler, cinsel deneyimler, başkalarına hizmet, bilimin peşinde koşma, dini inanç, vb.).
bu ihtiyaçların alacağı özel biçim elbette kişiden kişiye büyük değişiklik gösterecektir. bir bireyde ideal bir anne olma arzusu şeklinde olabilir, diğerinde atletik olmak olarak ifade edilebilir ve yine başka bir kişide resim çizmeyle veya icatlarla ifade edilebilir. maslow, ihtiyaç sırasının dış koşullara veya bireysel farklılıklara bağlı olarak değişebileceğini söyler. örneğin; bazı bireyler için benlik saygısı ihtiyacı sevgi ihtiyacından daha önemlidir. bir başkası içinse yaratıcılık ihtiyacı en temel ihtiyaçların yerine bile geçebilir.
maslow ayrıca çoğu davranışın çok motivasyonlu olduğuna dikkat çekmiş ve “herhangi bir davranışın sadece bir tanesinden ziyade temel ihtiyaçların birkaçı veya tümü tarafından aynı anda belirlenme eğiliminde olduğunu” belirtmiştir.
devamını gör...
haarp
yüksek irtifa aktif iyonosferik araştırma programının ingilizce baş harflerinden oluşan kısaltma (high frequency active auroral research program.)
önce teknik detaylarını yazayım. bu kısmı atlayıp neden her deprem sonrası gündeme geldiğine ilişkin kısma da geçebilirsiniz.
***
kendi sitelerinden alınan bilgilere göre;
tesis alaska'da bulunuyor. önceden amerika birleşik devletleri hava kuvvetleri ve birleşik devletler donanmasının ortak projesi iken şu anda fairbanks üniversitesi bünyesinde görev yapıyor. bildiğim kadarıyla sürekli aktif değil ve dönem dönem çalıştırılan bir tesis.
33 dönüm üzerinde, 180 adet anten çalışıyor. antenlerin hepsi birer yüksek frekans vericisi. bu antenlerin varlığının nedeni, yapay iyonosfer ısı dalgalanmaları oluşturmak. iyonosferin ne zaman ne yapacağı bilinmediğinden, yani hava olayları rastgele geliştiğinden böyle bir şeye ihtiyaç duyulmuş. bu şekilde istenilen anda ölçümler yapılabiliyor. veriler halka açık:
ulcar.uml.edu/~iag/Digisond...
yine kendi sitelerinden alınan bilgilere göre, atmosfer haarp'in iyonosfere gönderdiği radyo dalgalarını absorbe etmiyor ve bu nedenle hava durumunu değiştirmek gibi bir özelliği yok tesisin.
***
gelelim esas meseleye... neden her büyük depremin ardından haarp söylentileri çıkıyor?
yazacaklarım için beni suçlamayın. bunlar benim görüşlerim değil, ortalıkta konuşulanların derlenip toplanmış hali.
özellikle kobe depremi ve gölcük depremi sonrası çok dillendirilen iddia, bunların birer yapay deprem olduğu ve sorumlusunun da haarp olduğu iddia edildi. ortaya çok sayıda görgü tanığı ifadesi atıldı. bunların hepsine internetten ulaşabilirsiniz.
ancak özellikle gölcük depreminden sonra bu işin seslendirilmesindeki en önemli neden şuydu: normalde haarp verileri halka açık, yukarıda da sitesini verdim. ancak 17 ağustos verilerinin hemen öncesi ve hemen sonrasındaki veriler siteden kaldırılmış durumda.
iyonosfer hareketliliği depremin öncesinde ve sonrasında şu şekildeydi:
14 ağustos
ibb.co/vZCXQ0X
15 ağustos:
ibb.co/6wsJjZ4
16 ağusto:
ibb.co/jGBrv1j
17 ağustos yok.
18 ağustos:
ibb.co/JCKnrw2
görüldüğü üzere 17 ağustostaki veriler ortada olmadığı gibi, 16 ve 18 ağustos verilerinin de bir kısmı silinmiş. benzer şekilde şüpheli bulunan bazı depremlerde yine böyle iyonosfer hareketliliği verileri var. işte meselenin çıkış noktalarından biri buydu. yine hakkında spekülasyon olan depremlerden bir tanesinin daha verileri sonradan silindi.
***
depremler tabi ki dünyanın doğal bir gerçeği. bunlar sürekli oluyor ve her depremin arkasında haarp aranmıyor tabi ki. ülkesine maddi manevi ağır yük getiren belli başlı birkaç deprem için çıktı bu söylentiler. o günden beri de her deprem olduğunda tesisin adı bir yerlerde anılır oldu.
***
şunu söylemekte de yarar var; bu tür bir tesis ilk olarak rusya tarafından kullanılmaya başlanmış. ancak daha sonra birçok ülkenin katılımıyla alınan ortak bir kararla bunu kullanmaları yasaklanmış, söylenenlere bakılırsa. gerekçe ise "siz dünyaya zarar vereceksiniz bu tesisle." bunun ardından ne hikmetse aynı tür tesis amerika'da çıkmış ortaya. tabii bilgi kirliliğinden arındırılmış şekilde konuyu ele alan kaynakları okumak gerekiyor.
***
son olarak, iyonosferin yapısı ile oynayıp uzun ömürlü yoğun bir plazma bulutu yaratıldığını da biliyoruz, yakın zamanlarda yapılmış bir çalışmayla. yani her ne kadar tamamen masum bir tesis gibi gösterilse de, ileride bize bazı sıkıntılar çıkarabilir mi diye düşünmeden de edemiyor insan.
önce teknik detaylarını yazayım. bu kısmı atlayıp neden her deprem sonrası gündeme geldiğine ilişkin kısma da geçebilirsiniz.
***
kendi sitelerinden alınan bilgilere göre;
tesis alaska'da bulunuyor. önceden amerika birleşik devletleri hava kuvvetleri ve birleşik devletler donanmasının ortak projesi iken şu anda fairbanks üniversitesi bünyesinde görev yapıyor. bildiğim kadarıyla sürekli aktif değil ve dönem dönem çalıştırılan bir tesis.
33 dönüm üzerinde, 180 adet anten çalışıyor. antenlerin hepsi birer yüksek frekans vericisi. bu antenlerin varlığının nedeni, yapay iyonosfer ısı dalgalanmaları oluşturmak. iyonosferin ne zaman ne yapacağı bilinmediğinden, yani hava olayları rastgele geliştiğinden böyle bir şeye ihtiyaç duyulmuş. bu şekilde istenilen anda ölçümler yapılabiliyor. veriler halka açık:
ulcar.uml.edu/~iag/Digisond...
yine kendi sitelerinden alınan bilgilere göre, atmosfer haarp'in iyonosfere gönderdiği radyo dalgalarını absorbe etmiyor ve bu nedenle hava durumunu değiştirmek gibi bir özelliği yok tesisin.
***
gelelim esas meseleye... neden her büyük depremin ardından haarp söylentileri çıkıyor?
yazacaklarım için beni suçlamayın. bunlar benim görüşlerim değil, ortalıkta konuşulanların derlenip toplanmış hali.
özellikle kobe depremi ve gölcük depremi sonrası çok dillendirilen iddia, bunların birer yapay deprem olduğu ve sorumlusunun da haarp olduğu iddia edildi. ortaya çok sayıda görgü tanığı ifadesi atıldı. bunların hepsine internetten ulaşabilirsiniz.
ancak özellikle gölcük depreminden sonra bu işin seslendirilmesindeki en önemli neden şuydu: normalde haarp verileri halka açık, yukarıda da sitesini verdim. ancak 17 ağustos verilerinin hemen öncesi ve hemen sonrasındaki veriler siteden kaldırılmış durumda.
iyonosfer hareketliliği depremin öncesinde ve sonrasında şu şekildeydi:
14 ağustos
ibb.co/vZCXQ0X
15 ağustos:
ibb.co/6wsJjZ4
16 ağusto:
ibb.co/jGBrv1j
17 ağustos yok.
18 ağustos:
ibb.co/JCKnrw2
görüldüğü üzere 17 ağustostaki veriler ortada olmadığı gibi, 16 ve 18 ağustos verilerinin de bir kısmı silinmiş. benzer şekilde şüpheli bulunan bazı depremlerde yine böyle iyonosfer hareketliliği verileri var. işte meselenin çıkış noktalarından biri buydu. yine hakkında spekülasyon olan depremlerden bir tanesinin daha verileri sonradan silindi.
***
depremler tabi ki dünyanın doğal bir gerçeği. bunlar sürekli oluyor ve her depremin arkasında haarp aranmıyor tabi ki. ülkesine maddi manevi ağır yük getiren belli başlı birkaç deprem için çıktı bu söylentiler. o günden beri de her deprem olduğunda tesisin adı bir yerlerde anılır oldu.
***
şunu söylemekte de yarar var; bu tür bir tesis ilk olarak rusya tarafından kullanılmaya başlanmış. ancak daha sonra birçok ülkenin katılımıyla alınan ortak bir kararla bunu kullanmaları yasaklanmış, söylenenlere bakılırsa. gerekçe ise "siz dünyaya zarar vereceksiniz bu tesisle." bunun ardından ne hikmetse aynı tür tesis amerika'da çıkmış ortaya. tabii bilgi kirliliğinden arındırılmış şekilde konuyu ele alan kaynakları okumak gerekiyor.
***
son olarak, iyonosferin yapısı ile oynayıp uzun ömürlü yoğun bir plazma bulutu yaratıldığını da biliyoruz, yakın zamanlarda yapılmış bir çalışmayla. yani her ne kadar tamamen masum bir tesis gibi gösterilse de, ileride bize bazı sıkıntılar çıkarabilir mi diye düşünmeden de edemiyor insan.
devamını gör...
rachel green (yazar)
friends dizisinde jennifer aniston'un canlandırdığı karakter.
ayrıca kafa sözlük yazarı.
ayrıca kafa sözlük yazarı.
devamını gör...
günaydın sözlük
gününüz 'aydın' gönlünüzden geçenlerin gerçekleştiği bir gün olsun.
devamını gör...
israil'in mescid-i aksa'ya saldırması
israil devletinin silahsız filistin halkına yönelik mescid-i aksa sınırları içinde gerçekleştirdiği saldırı. filistin sağlık bakanlığı şu ana kadar saldırıda 9'u çocuk olmak üzere 20 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. ayrıca! “ne kutsaliyeti vardır acaba?” * şeklinde buram buram cehalet kokan bir tanım ifadesi gördükten sonra koşar hızla uzaklaşıyorum başlıktan. bir de 30 like almış. sözlüğün ilk aylarda ne entelektüel kitlesi vardı ya. şimdi ipini koparan... neyse.. ne kutsaliyetten anlarlar, ne uluslararası hukuk bilirler ne de insan haklarından anlarlar. sözlük iyice at gözlüklü, saygıdan yoksun ne yazdığını bilmez antipatik ifadelerle dolmaya başladı. bu kadar dar kalıp zihniyetlere harcayacak ne zamanım ve enerjim var. yazıp yazıp tatmin olun. ilk zamanların nitelikli yazarları neden gitti sözlükten çok iyi anlıyorum. elbet biz de o güne bir gün erişeceğiz. az kaldı.
devamını gör...