entelektüel
intellectual kelimesinin kökeni intellect'dir.. intellect, metafizik bilgiye ulaşacak akıl yürütmedir. soul ile ilgili değil, spirit ile ilgilidir. intellect, ratio'dan farklıdır. normalde metafiziğe kafası basmayan adam entelektüel olamaz ama biz modern anlamda yazalım ne olduğunu..
entelektüel, iradesizlik ve edilgenliğin esir aldığı kişidir. asla politik bi çizgiden konuşmuyorum. bugün için pratik olarak aciz kalmış adamdır entelektüel adam. resim yapamaz ama ressamları ve ekolleri bilir. müzik yapamaz ve sorsan bütün virtüozleri ezbere sayar. 'yapmak' için eksik olan basiretin sebep olduğu hınç ile öğrenmeye çalışandır entelektüel. bilmek aslında yapmak için iken, entelektüel yolu yarıda bırakmış ve bununla tatmin olmuş olandır.
entelektüel, iradesizlik ve edilgenliğin esir aldığı kişidir. asla politik bi çizgiden konuşmuyorum. bugün için pratik olarak aciz kalmış adamdır entelektüel adam. resim yapamaz ama ressamları ve ekolleri bilir. müzik yapamaz ve sorsan bütün virtüozleri ezbere sayar. 'yapmak' için eksik olan basiretin sebep olduğu hınç ile öğrenmeye çalışandır entelektüel. bilmek aslında yapmak için iken, entelektüel yolu yarıda bırakmış ve bununla tatmin olmuş olandır.
devamını gör...
bir kadına çok yalvarmak
yalvartan kişi kadın da erkek de olsa aralarında bir duygu söz konusu ise hiç mi hiç gereği yoktur.
bazı şeyler nettir. sizi seven sizinledir, sevmeyeni de hayatınıza almanızın bir manası yoktur.
kimse vazgeçilmez değildir, çıkartın o kişiyi hayatınızdan ohh rahatlayın.
bazı şeyler nettir. sizi seven sizinledir, sevmeyeni de hayatınıza almanızın bir manası yoktur.
kimse vazgeçilmez değildir, çıkartın o kişiyi hayatınızdan ohh rahatlayın.
devamını gör...
çok düşünen insanlara tavsiyeler
neden bu kadar düşündüĝünü sorgulayınca aslında hiçbir şey düşünmediğini farkedeceksin.
bazen sorular cevaplardan daha önemli değil mi? öyleyse düşünme gerisini. öldüĝünde kim yıkayacak seni, bunu düşün.
bazen sorular cevaplardan daha önemli değil mi? öyleyse düşünme gerisini. öldüĝünde kim yıkayacak seni, bunu düşün.
devamını gör...
depresyonda olan kişiye çık bi hava al iyi gelir demek
major depresyonumun tedavisi için boşuna o ağır ilaçları her gün alıp günlerce hastanede yatmışım meğer. dışarı veya bi' balkona çıksaymışım her şey düzelecekmiş.
devamını gör...
the matrix
devrimdir.
halen çözemediğim noktaları vardır.
halen çözemediğim noktaları vardır.
devamını gör...
napıyorsun deyince belgesel izliyorum diyen arkadaş
iyi yapıyorsun denip, üniversite sınavında %3'lük dilime girmiş birey misali saygı gösterilmelidir.
devamını gör...
stephen blumberg
5,3 milyon dolar değerinde 23.600 tane kitabı çaldıktan sonra yakalanan bibliyoman.
[ (bkz: bibliyomani) ]
çocukken, yıkılması kararlaştırılan victoria dönemine ait evlerin kapı kollarını, renkli cam parçalarını falan toplayıp biriktirirmiş blumberg. o dönemin mimarisine olan ilgisi önce o konuyla ilgili kitaplarla tanıştırmış onu. daha sonra da kitapları biriktirmeye, hatta çalmaya başlamış.
90'lı yıllarda tutuklandığında 71 ay ve 200.000 dolar para cezasına çarptırılmış. duruşmanın yapıldığı zamanlarda olaya müdahil olan bir doktor, blumberg'in gençlik dönemlerinde şizofrenik sanrılar gördüğünü ve çok defa hastaneye kaldırıldığını ortaya çıkarmış. biriktirdiği/çaldığı şeyleri, yapılması planlanan yıkımlardan korumak amacıyla çaldığını itiraf etmiş. blumberg, önemli ve nadir eşyalara, sıradan insanların erişmesinin hükümet tarafından engellediğine inanıyormuş ve bu planı boşa çıkarmak için, bu eşyaları "özgürleştirmeye" karar vermiş. yani tüm bu çalma olaylarının arkasında, varlığına inandığı bir komplo teorisi yatmaktaymış.
tutuklandıktan bir süre sonra serbest kalmış ama birkaç sene sonra da antika hırsızlığından yeniden tutuklanmış. bir şekilde yeniden çıkmış ve birkaç yıl sonra da bir evi soyduğu için tekrar tutuklanmış.
***
tutuklanan insanların psikolojik rahatsızlığı olduğu tespit edildiğinde salınmaları ilginç. bir insanı işlediği bir suçtan sonra, durumuna bağlı olarak ya tedavi edersin ya da mahkûm. bırakıp bırakıp başkalarına zarar vermesine sebep olanları da tutuklamak gerek bence.
[ (bkz: bibliyomani) ]
çocukken, yıkılması kararlaştırılan victoria dönemine ait evlerin kapı kollarını, renkli cam parçalarını falan toplayıp biriktirirmiş blumberg. o dönemin mimarisine olan ilgisi önce o konuyla ilgili kitaplarla tanıştırmış onu. daha sonra da kitapları biriktirmeye, hatta çalmaya başlamış.
90'lı yıllarda tutuklandığında 71 ay ve 200.000 dolar para cezasına çarptırılmış. duruşmanın yapıldığı zamanlarda olaya müdahil olan bir doktor, blumberg'in gençlik dönemlerinde şizofrenik sanrılar gördüğünü ve çok defa hastaneye kaldırıldığını ortaya çıkarmış. biriktirdiği/çaldığı şeyleri, yapılması planlanan yıkımlardan korumak amacıyla çaldığını itiraf etmiş. blumberg, önemli ve nadir eşyalara, sıradan insanların erişmesinin hükümet tarafından engellediğine inanıyormuş ve bu planı boşa çıkarmak için, bu eşyaları "özgürleştirmeye" karar vermiş. yani tüm bu çalma olaylarının arkasında, varlığına inandığı bir komplo teorisi yatmaktaymış.
tutuklandıktan bir süre sonra serbest kalmış ama birkaç sene sonra da antika hırsızlığından yeniden tutuklanmış. bir şekilde yeniden çıkmış ve birkaç yıl sonra da bir evi soyduğu için tekrar tutuklanmış.
***
tutuklanan insanların psikolojik rahatsızlığı olduğu tespit edildiğinde salınmaları ilginç. bir insanı işlediği bir suçtan sonra, durumuna bağlı olarak ya tedavi edersin ya da mahkûm. bırakıp bırakıp başkalarına zarar vermesine sebep olanları da tutuklamak gerek bence.
devamını gör...
normal sözlük kadınlarının güzel olmadığı gerçeği
henüz 28 saattir sözlükte bulunan yazarın ilk başlığı ve tanımı. 2 günün 28 saat olduğunu öğrendim sayesinde.
devamını gör...
şu yemeği yapamayan kadınla sevgili olmak adlı başlıklar
yargı machine geldi savulun dostlar.
arkadaşlar öncelikle şuna açıklık getirmek istiyorum. yemek yemekle ilgili istekleriniz varsa sevgili ya da eş ararken kriterler başlığınızın ilk sırasına aşçı yazıp ona göre doğru insan seçimi yapabilirsiniz.
bir diğer unsur şu kadınları onu yapan mı bunu pişiren mi başlıklarına dahil etmeyin ya. nereye yetişeceğini şaşırdı bu kadınlar. mantı mı döksün. felsefe mi yapsın. baklava mı açsın. tez mi yazsın. topuklu mu giysin. kramponla maça mı çıksın. bir salın şu kadınları.
bir diğer unsur saygıdeğer arkadaşlarım. kriterler sizleri ilgilendirir. kadınları değil. mantı açamadı diye bir kadını sevmekten vazgeçecekseniz sevgi olaylarına hiç girmemenizi tavsiye ederim. elbette lazanya için de aynı şey geçerli.
(özel istek geldi tavuklu pilav da sevdaya dahil mi )
son olarak hayal kurmak elbette güzeldir ama gerçeklerle daha içli dışlı olabilirseniz mutlu olur mutlu edersiniz. zira hayat mutsuz olmak ve mutsuz etmek için oldukça kısa.
edit! başlık sorununu çözebileceğine inandığım teoriyi buraya bırakıyorum. kafa sözlüğü sabah öğle akşam tok karnına almak.
edit 2! benim sorunum o yemek bu yemek değil. onu yaparız bunu yapamayız da değil. başlıklarda saray sofrası donatacak kadar çeşitteki yemek listeleri.
arkadaşlar öncelikle şuna açıklık getirmek istiyorum. yemek yemekle ilgili istekleriniz varsa sevgili ya da eş ararken kriterler başlığınızın ilk sırasına aşçı yazıp ona göre doğru insan seçimi yapabilirsiniz.
bir diğer unsur şu kadınları onu yapan mı bunu pişiren mi başlıklarına dahil etmeyin ya. nereye yetişeceğini şaşırdı bu kadınlar. mantı mı döksün. felsefe mi yapsın. baklava mı açsın. tez mi yazsın. topuklu mu giysin. kramponla maça mı çıksın. bir salın şu kadınları.
bir diğer unsur saygıdeğer arkadaşlarım. kriterler sizleri ilgilendirir. kadınları değil. mantı açamadı diye bir kadını sevmekten vazgeçecekseniz sevgi olaylarına hiç girmemenizi tavsiye ederim. elbette lazanya için de aynı şey geçerli.
(özel istek geldi tavuklu pilav da sevdaya dahil mi )
son olarak hayal kurmak elbette güzeldir ama gerçeklerle daha içli dışlı olabilirseniz mutlu olur mutlu edersiniz. zira hayat mutsuz olmak ve mutsuz etmek için oldukça kısa.
edit! başlık sorununu çözebileceğine inandığım teoriyi buraya bırakıyorum. kafa sözlüğü sabah öğle akşam tok karnına almak.
edit 2! benim sorunum o yemek bu yemek değil. onu yaparız bunu yapamayız da değil. başlıklarda saray sofrası donatacak kadar çeşitteki yemek listeleri.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının çektiği fotoğraflar
yağmurlu gri ıslak ankara'dan yağmurdan nasibini alan (bkz: gecekondu).
büyükşehirlerin yaşanmışlık dolu evi.
büyükşehirlerin yaşanmışlık dolu evi.
devamını gör...
geceye bir 90'lar şarkısı bırak
cumartesi gecesi olunca.
devamını gör...
file çorap
giyen kişiyi vezir de rezil de edebilecek çorap çeşidi. kimi kadın bunu gerçekten taşıyabilir, zarif durabilir. kimi kadında da oldukça avam durabilir. bazı erkeklere zarafeti, bazılarına erotizmi çağrıştırır.
bana çağrıştırdığı tek şey patates, soğan, limon.
bana çağrıştırdığı tek şey patates, soğan, limon.
devamını gör...
sigma (yazar)
genel olarak tanımlarını okuduğum mantıklı bulduğum ve beğendiğim bir yazardı. neden çaylak olmuş ki şaşırdım. formatı çiğneyecek biri gibi değildi aslında.
devamını gör...
clocks
en sevdiğim coldplay şarkısı, tüm enstrümanları o kadar kolay ki, insan yarım saatlik bir deneme ile baştan sona çalabiliyor, bu kadar kolay bir şeyden bu kadar büyülü bir şey çıkması ise müziğin ne denli tuhaf bir şey olduğunu seriyor gözümün önüne.
bir dönem en yakın dostumla derslere girmez ve güzel sanatlar fakültesindeki müzik bölümünü provalarında kullanılan piyano odalarına kaçak girip clocks çalar, bağıra bağıra söylerdik.
ah, nerede o eski coldplay?!
bir dönem en yakın dostumla derslere girmez ve güzel sanatlar fakültesindeki müzik bölümünü provalarında kullanılan piyano odalarına kaçak girip clocks çalar, bağıra bağıra söylerdik.
ah, nerede o eski coldplay?!
devamını gör...
ponçik savar kulübü
istifa etmek istediğim kulüp.
ben de artık ponçik olmak istiyorum. seri beğeni atmak istiyorum, favorilerim ile milleti coşturmak istiyorum, şiir yazmak okumak istiyorum, okumadığım kitaptan bir bölüm alıntılayıp kitabın fotoğrafı ile beraber anın fotoğraf'ına atmak istiyorum. deniz kenarında gezer iken çekmiş olduğum fotoğrafların altına özlü sözler yazıp paylaşmak istiyorum, ağacın gökyüzü ile birleşen dallarının fotoğraflarını çekip altına şiirler yazmak istiyorum. her gün günaydın başlığına yazmak istiyorum. hayatta negatif bir şey yokmuş ve hayat sadece buradan ibaretmiş gibi yaşamak istiyorum. burada alacağım her beğeni&favori'nin hayatımı değiştireceğine inanmak istiyorum. polyanna'nın olamayacağı kadar pozitif olup etrafa neşe saçmak istiyorum.
nerede bulacağım bu ponçiklerin başkanını bilen mesaj yazsın. başvuruyu nereye yapıyoruz?
ben de artık ponçik olmak istiyorum. seri beğeni atmak istiyorum, favorilerim ile milleti coşturmak istiyorum, şiir yazmak okumak istiyorum, okumadığım kitaptan bir bölüm alıntılayıp kitabın fotoğrafı ile beraber anın fotoğraf'ına atmak istiyorum. deniz kenarında gezer iken çekmiş olduğum fotoğrafların altına özlü sözler yazıp paylaşmak istiyorum, ağacın gökyüzü ile birleşen dallarının fotoğraflarını çekip altına şiirler yazmak istiyorum. her gün günaydın başlığına yazmak istiyorum. hayatta negatif bir şey yokmuş ve hayat sadece buradan ibaretmiş gibi yaşamak istiyorum. burada alacağım her beğeni&favori'nin hayatımı değiştireceğine inanmak istiyorum. polyanna'nın olamayacağı kadar pozitif olup etrafa neşe saçmak istiyorum.
nerede bulacağım bu ponçiklerin başkanını bilen mesaj yazsın. başvuruyu nereye yapıyoruz?
devamını gör...
unutulmayan lise anıları
lisenin ilk senesinde sınıfta bulunan hoparlörü bozuk gibi göstermek amacıyla sınıfta bulunan üç dört erkeğin telefonlarından uğultulu sesler açması, bütün lise birlere bunun yayılması, hocanın ders işleyememesi, hoparlörü yerinden sökmeye çalışması, sökmesi... güzel zamanlardı sahiden.
devamını gör...
in july
çocuk aklımla izleyip bağlandığım,ara ara açıp kendimi ödüllendirdiğim bir fatih akın filmi.
başrollerde moritz bleibtreu(köfte dudak daniel), christiane paul(juli), mehmet kurtuluş ve idil üner yer alıyor.
yol filmlerini sevmeye başlama nedenimdir aynı zamanda.
her sahnesi ayrı güzeldir.
film müzikleriyle de övgüyü hakediyor.
(bkz: chris isaac-blue moon)
(bkz: idil üner-güneşim)
başrollerde moritz bleibtreu(köfte dudak daniel), christiane paul(juli), mehmet kurtuluş ve idil üner yer alıyor.
yol filmlerini sevmeye başlama nedenimdir aynı zamanda.
her sahnesi ayrı güzeldir.
film müzikleriyle de övgüyü hakediyor.
(bkz: chris isaac-blue moon)
(bkz: idil üner-güneşim)
devamını gör...

