#1533553 sırf şu tanım yüzünden.

devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

trakya bölgesinde, kuzeyinde kırklareli, güneyinde marmara denizi, güneybatısında biga yarımadası, batısında edirne, doğusunda istanbul illeri ve güneydoğusunda karadeniz'e küçük bir kıyısı (kastros koyu) bulunan 59 plaka kodlu ildir.

yüksekliği bin metreyi aşmayan dalgalı düzlüklerden meydana gelen il topraklarının büyük bölümü marmara bölgesi'nin ergene bölümünde, kuzeydoğudaki küçük bir kesimi de ıstranca bölümünde yer alır. ilin kuzey kesimini ıstranca dağları (yıldız dağları) engebelidir.

tarımsal ve hayvansal ürünler bakımından türkiye'nin önemli illerinden biri olan tekirdağ'ın başlıca tarım alanı ergene havzası'dır. ilin doğal kumsallara sahip olan marmara kıyılarında yazın ilgi gören tatil siteleri, oteller ve pansiyonlar vardır. en büyük şehirleri il merkezi (tekirdağ) ve `çorlu'dur. tarih boyunca anadolu ile balkan yarımadası arasındaki göç ve istilâ hareketlerine sahne olan bu trakya yöresinin en eski yerleşim yerleri, birer liman şehri olan herakleia perinthos (marmara ereğlisi) ve bizanthe (tekirdağ) dir.

bilinen en eski adı bizanthe olan ve devam eden yıllarda rhaedestus ya da rodosto olarak anılmaya başlanan günümüz il merkezine osmanlı döneminde rodosçuk denirdi. osmanlı döneminde rumeli'nden gelen malların başkent istanbul'a taşındığı önemli bir iskele yerleşkesi olmasının yanı sıra, bir ticaret merkezi olarak mum ve şarap üretimiyle de meşhurdu.

xvııı. yüzyılda şehrin adı, günümüzde ışıklar dağı ve ganos dağı olarak adlandırılan tekfur dağı'nın adıyla anılır olmuştu. şehrin adına ilişkin olarak anlatılan yöre efsanesinde, rodosto'yu yöneten bizans tekfuru, avda vurduğu yaralı bir ceylanı yuvasına kadar takip eder. yaralı ceylanın yavrularını son bir defa besleyebilmek için çaba harcayarak tükettiği ömrünün son anları, tekfuru derinden etkiler.
ilk işi avlanma yasağı getirmek olan tekfur, kendini sosyal yaşamdan soyutlayarak kalan ömrünü ceylanı vurduğu dağda yaptırdığı bir evde yalnızlık ve pişmanlık içinde geçirir. efsanede geçen ve şehre eski ismini veren bu dağ, yörede yaşayanlarca "tekfur dağı" olarak adlandırılmıştır.

xıx. yy sonlarında şehir, edirne vilayetine bağlı tekfur dağı sancağı'nın merkeziydi. cumhuriyetin ilk yıllarında adı tekirdağ olarak değiştirilerek il merkezi yapıldı.
devamını gör...

yazar olunca ne oluyoruz sait faik abasıyanık mı? çaylak kelimesini duyunca da çay demleyip içesim geliyor. yine konu dışına çıktım. konu neydi?
çaylaklar başlık açarlar açmazlar yazarlar çizerler karışmayalım.. çay içelim..
devamını gör...

dinle diyanetle işim yok benim. takribi 15 senedir falan deistim. belki biraz daha uzun süredir. iyi bir insan olmaya çalışmak dışında hiçbir kurala inanmıyorum. kendi değer yargılarıma göre iyi biri olmayıysa bazen beceriyor bazen beceremiyorum. herkes gibi, hepimiz gibi zaaflarıma yenik düşüyorum zaman zaman. çuvaldız iyi dostumdur ama. yakından tanırız birbirimizi. ramazanla ilgili görüş beyan etmeyeceğim. çekindiğimden değil ama kimseyi incitmenin alemi yok. aşağı yukarı tahmin ediyorsunuzdur zaten neler düşündüğümü. ne benim buraya yazacaklarımla biri ikna olacak ne ben bu ayın gerekleri yerine getirildiğinde eriştiği kutsal makamı kabul edeceğim. o halde ne gereği var? geçiyorum.

bayram. herhangi bir bayram. dini ya da milli. tatil günleri. ya da herhangi bir başka özel gün. doğum günü, sevgililer günü, anneler günü, işçi bayramı, 23 nisan, yerli malı haftası, kabotaj bayramı... toplumun genelinin sıradan olmayan diye tanımladığı, manalı ya da manasız herhangi bir günü hep coşkuyla, sıradan olmayan şekilde deneyimledim ben bizim evde çocukluğum boyunca. farklı bir gün yaşamak için bir fırsat, bir bahane gibi görürdü babam böyle günleri. eğlenmeyi seven bir adamdı. eğlendirmeyi de. genelde düşük olan enerjisiyle evimizin stres unsuru olan annemle ilişkilerinin dinamiği buydu sanırım. biri diğerini yükseltmeye, diğeri birinin yüksek haliyle eğlenmeye alışmıştı zannediyorum yıllar içinde. şimdi bir bizim ev yok gerçi. babam öldü. annem, ölümün kıyısına kadar gitmiş gelmiş ve artık açıkçası hem fiziksel hem de mental anlamda çok güven veren biri olmadığı için, evini kapatmadıysa da kah orada kah başka yerde. ama burada değil. neyse.

badem gözlüm,
hokka burunlum,
kalem kaşlım,
sırma saçlım,
elma yanaklım,
kiraz dudaklım,
bal yüzlüm,
canım kızım hadi kalk. bugün ........ !
*

bugün onsuz geçirdiğim ilk dini bayram. bu şiiri duymadan uyandığım ilk bayram değil evet ama bir daha kurulan büyük bayram sofrasında "yemek arasında su içmeyin kızım" diyemeyeceğinin hüznünü en çok hissettiğim gün bugün. dindar bir adamdı söylemiş miydim? o yüzden en çok, yıllardır çok istemesine rağmen sağlık sorunları hasebiyle* tutamadığı orucun bitimini müjdeleyen(!) bu bayramı severdi. ve bu bayramda tüm ailesinin bir arada olduğu, herkesin en sevdiği yemeğin yapıldığı büyük bayram sofrasını. onsuz bir arada olacağımız ilk bayram sofrasında bamya'dan o kadar keyif alamayacağımı bilmek, bugünkü tek derdim olsaydı keşke.

dün gece bir başlık görmüştüm. cüzdanda fotoğraf taşımak. cız etti içim. yazacaktım sonra elim gitmedi. yanlış yaptım. şimdi istemeye istemeye ama yazmam gerektiğini bildiğim için geldiğim bu başlıkta yine aklımda dün geceki kelimeler uçuşuyor. düştü mü bir şey aklıma onu içimden çıkarmadan rahat edemiyorum ben. bir türlü salamıyorum, bırakamıyorum, unutamıyorum. illa söylenmesi gerekenler söylenecek. illa yapılması gerekenler yapılacak. illa bütün çemberler tamamlanacak. bırak dağınık kalsın. kalamaz. neden? sence?
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
böyle bir eski cüzdanını bulduk çekmecesinde öldükten sonra. vesikalıkları yan yana getirmiş bir de üzerinden bantlamış güzelce. yahu bari arkalarından yap. yapmamış. ben anlıyorum nedenini. merak edeniniz varsa size de anlatayım. hiç umursamazdı görselliği. bir şey olması gerektiği halini, nasıl görünerek gerçekleştirebiliyorsa en güzel halinin o olduğuna inanırdı. bu fotoğrafların büyükten küçüğe yan yana durması gerekiyor cüzdanında. ayrılmayacak, parçalanmayacak, dağılmayacak şekilde. ve hep. o halde ne yapmalı, bantlamalı üzerinden. başka bir şeye gerek var mı? yok. ablam doğum yaptı, fotoğrafçı çekim için hastane odasına gelmeden önce allık sürdü yanaklarına diye 40 saat trip attı babam. yahu sen aptalsın, ne kadar güzel göründüğünün farkında değil misin, bu boyalara ne ihtiyacın var senin diye. telefon rehberine üç kızını şöyle kaydetmişti: b. kızım, o. kızım, k. kızım. o. kızım olay çıkardı tabi;

-baba allahını seversen o. kızım ne?
-ne yavrum? ortanca kızım işte.
-baba!
-ne?

hayır hayır aptal değil. zehir gibi adamdı. eğitim hayatı da başarılarla dolu, iş hayatı da, sosyal yaşantısı da. şimdi sence sorusunun cevabı anlam kazanmıştır diye düşünüyorum. bence kazanıyor çünkü. geçelim.

en sevdiği bayramda, üstelik onsuz ilk dini bayramda mezarına gidemedim. "mezarlık ziyareti diye bir şeyin dinde yeri, anlamı yok kızım, ha mezar başında ha evde dua etmişsin aynı şey" görüşünü savunduğunu bilsem de babamın, en azından fotoğrafta beni sağlarına iliştirdiği insanlara sarılabilmeyi, inandığı dine göre bizi görebiliyorsa şayet, bir arada o allahın belası mezarlıkta olabilmeyi isterdim. ayrılmayacak, parçalanmayacak, dağılmayacak şekilde.

olmadı. olamadı bayram mayram.
devamını gör...

gereksizdir. anonim olmanın doğasına aykırıdır.
devamını gör...


her insan mutlu olamaz...
çünkü gereğinden fazla özler dünü,
hak ettiğinden fazla düşünür yarını,
ve hiç hak etmediği kadar bilinçsizce yaşar bugünü...
her insan mutlu olamaz...
çünkü gereğinden fazla özler hayatından çıkanları,
hak ettiğinden daha büyük umutla bekler hayatına girecekleri,
ve asla göremez yanı başındakileri...
erich fromm
devamını gör...

kız çocuğundan mühendis olmuyor mu dedirten bir durumdur.
devamını gör...

şiirin adı: kafama gir

tür: girişimcilik

saat akşam beşte kafam sırılsıklam olur,
terbiyesizce döşe aklımın kaldırımlarına şeftali desenli ön yargılarının yardımıyla fikirlerini.

ben boşlukta yuvarlanan gazoz kapağıyım,
sen beni nebulasında sömek sömek fişekler patlayan zehirli iklimine kaçır ve orda ihtiraslarımdan bedenimi sıyır.
devamını gör...

amanın el-patron,
nickaltına teşrif etmişsiniz. zahmet etmeyeydiniz. biz gelirdik:)
yazdığınız iltifatlar için teşekkür ederim.
selamlar:)
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bin kediden farklıydın sen güzel kız, değişik kıskançlıklarıma bile katlandın. dötünü dönüp uyumaların, piremses havalarınla hatırlayacağım seni.
bir de merak etme, mahalleyi kaba saba erkek kedilerden koruyacağız.

çok iyi ol, hoşça kal. *
devamını gör...

kişinin istediği zaman , istediği saatte arama özgürlüğü varsa, karşıdaki kişinin de aynı şekilde cevap vermeme, görmezden gelme özgürlüğünün olmasıdır.
devamını gör...

müridi olduğum tarikat. yıllarca kendimi ateist zannediyordum, bir kaç yıl önce aslında apateist olduğumu farkettim.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...


kadınlar bütün bu yüzyıllar boyunca erkeği olduğundan iki misli büyük göstermek gibi tılsımlı ve tadına doyum olmayan bi güce sahip olan aynalar görevi görmüşlerdi .



wirginia woolf
devamını gör...

-12. yüzyılda edip ahmet yükneki tarafından kaleme alınmıştır.
-yazarın bu kitabı yazma amacı; mutlu ve erdemli bir insan olmak için gerekli olan özellikleri anlatmaktır.
-atâbet'ül hakâyık hakikatler eşiği anlamına gelir.
-didaktik, nasihatname tarzında bir eserdir.
-eser, 46 beyit ve 101 dörtlükten meydana gelmiştir.
-eserin dili biraz ağırdır, arapça ve farsça kelimelere rastlanır.
-hakaniye türkçesi ile yazılmıştır.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
jeremy lipking
devamını gör...

islam kadına o kadar değer verir ki evlenmeden elini dahi süremezsin. saçının telini dahi göremezsin. hatta islam'da kadının çocuğunu emzirmesi dahi farz değildir. isterse emzirmez süt anne tutulmasını isteyebilir. temizlik ve ev işi de yapmayabilir. erkek olarak temizlikçi tutmak zorundasınız. yani erkek resmen kadının kölesidir.
devamını gör...

bir seyh zirvasi, 2022 yilinda bu ne cehalettir aklim almiyor.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

nerden baktığına bağlı. benim baktığım yerden bir tanım kalitelidir, bir başkası aynı tanıma başka bir yerden bakınca kaliteli bulmayabilir. güzellik gibidir, göreceli.

ama burda şunlar kalitelidir, bunlar çöptür diyen bir kafa var. herkesi aynı yerden bakmaya zorluyorlar. kısacası benim hoşuma giden her tanım kalitelidir. benim yerime kimse karar veremez.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim