normal sözlük'te herkesin fakir olması
türk parasının değeri ve ülke ekonomimiz göz önünde bulundurulursa şaşırtıcı olmayan durumdur. örnek göstermek gerekirse bu benimdir.22 yaşındayım, sosyoloji mezunuyum. köpek gibi çalışıyor ve asgari ücret ile geçiniyorum. belki "yazıııııık" demek yerine kendi alanlarımıza içkin iş bulabilirsiniz ortalamayı yükseltmek adına. teşekkürler zengin dostlarım, teşekkürler.
devamını gör...
ecem yalnız değilsin
ön edit: olay sahte çıktı arkadaşlar. merak eden olursa aşağıda.
sabah işe giderken tecavüze uğramış gencecik bir kız. 19 yaşında 3 kişi tarafından tecavüz edilmiş. bağırdıkça duyan olmamış. 3 yıldır hukuk mücadelesi hala devam ediyor. okurken elim ayağım titredi, insanlıktan soğudum. bu ülkede adaletin artık sadece kendinizin sağlayabileceğine inananlardanım.

sabah işe giderken tecavüze uğramış gencecik bir kız. 19 yaşında 3 kişi tarafından tecavüz edilmiş. bağırdıkça duyan olmamış. 3 yıldır hukuk mücadelesi hala devam ediyor. okurken elim ayağım titredi, insanlıktan soğudum. bu ülkede adaletin artık sadece kendinizin sağlayabileceğine inananlardanım.



devamını gör...
10 yıl önceki kendimize söylemek istediklerimiz
"neden her şeyi sen düzeltmek zorundasın. boş ver bazı şeyler sen istesen de istemesen de olacaktır. dünya senin sayende kurtulmayacak. o yüzden başkalarından çok kendini önemse, kendine değer ver. insanlar nankör sen ne yaparsan niye şunu da yapmadın diye illaki kulp bulacaktır. içindeki ses ne diyorsa onu yap ve asla vazgeçme."derdim.
devamını gör...
yazarları bugün mutlu eden olaylar
anlayışlı bir hocaya denk gelmek.
üniversite son sınıf öğrencisi iseniz ve tez hocanız da anlayışlı, nahif ve son derece motivasyonunuzu yükseltecek bir konuşma yaptıysa ortalıkta " x yaşındaysanız ve tez yazacaksaniz hayat gerçekten güzel" diyerek dolaşmanizi sağlar. ders sonrası da güzel bir uyku da çektiysem eğer "evet bal porsuklarııı hayat gerçekten güzel ve biz de buna değeriz ops * ".
(bkz: mutluyum ama birazdan geçer)
üniversite son sınıf öğrencisi iseniz ve tez hocanız da anlayışlı, nahif ve son derece motivasyonunuzu yükseltecek bir konuşma yaptıysa ortalıkta " x yaşındaysanız ve tez yazacaksaniz hayat gerçekten güzel" diyerek dolaşmanizi sağlar. ders sonrası da güzel bir uyku da çektiysem eğer "evet bal porsuklarııı hayat gerçekten güzel ve biz de buna değeriz ops * ".
(bkz: mutluyum ama birazdan geçer)
devamını gör...
can sıkıntısı
açıklanmakta güçlük çekilen, nefes alırken bile zorlandığınızı hissettiğiniz garip durum. odadaki her şey sanki üzerinize düşüp altında kalacak gibi hissedersiniz. bu rutubetli illet havadan sıyrılmak için çözüm yolları kişiden kişiye değişir.
kimisi arkadaş arar, sıkıntısına yara bandı olacak,
kimisi sade uyur, zamanı ileri sarmak iste,
kimisi ılık bir duş alır, aksın gitsin ister,
kimisi takar kulaklığı, kulak vermez içindeki o huzursuz sese,
kimisi de gelir sözlükte yazar, sıkıntısını kusar.
kimisi arkadaş arar, sıkıntısına yara bandı olacak,
kimisi sade uyur, zamanı ileri sarmak iste,
kimisi ılık bir duş alır, aksın gitsin ister,
kimisi takar kulaklığı, kulak vermez içindeki o huzursuz sese,
kimisi de gelir sözlükte yazar, sıkıntısını kusar.
devamını gör...
yaşlıların sanıldığı kadar masum olmaması
70 yaşında camiden çıkmış dedelerin baştan ayağa sapık gözlerle süzüp "maşallah yavrum" dedikten sonra babacan babacan gülmelerini, kucaklarına oturttukları küçücük çocukların orasını burasını sıkıştırmalarını, toplu taşımada yanıma oturup eliyle koluyla bacağıyla temas etmeye çalışmalarını gördükten sonra %100 katıldığım başlıktır.
devamını gör...
8 binler kulübü
bu listeye girebilmek için dörde falan katlanmam gerekiyor. bu da imkansız olduğu için siz devam edin sevgili yazarlar *. tabiki de şaka yaptım, sonuna kadar savaşıyorum. yok öyle pes etmek falan.
devamını gör...
tarih obası
ceren sungur hoca tarafından yürütülen; buram buram kalite kokan tarih içerikleri, motivasyon ve kişisel gelişim* videoları ve elbette o harikulade "ingilizce makale okuyoruz"* serisiyle birlikte gönülleri fetheden youtube kanalı. ayrıca belirtmeliyim ki, tarihle ilgili videoları oldukça geniş bir zaman ve konu skalasına sahiptir. o sebepten herkes ilgisini çekecek bir şeyler bulabilir herhalde.
meraklısı için: tık tık.
meraklısı için: tık tık.
devamını gör...
yaz sıcaklarında serinlemek için tavsiyeler
evdeyseniz tüm balkon kapılarini, pencereleri saat 11.00 civarı kapatıp evin ışıklık ya da apartman boşluğu denilen kısıma bakan pencerelerini açarak dışarıdaki sıcaktan evi korumak.
dışarıya çıkarken kısa kollu üst giysiler yerine oldukça ince ve uzun kollu (şile bezi vb kumaşlardan yapılmış)
giysiler tercih ederek güneşten korunmak.
serinlemek için dondurma ve limonata gibi şekerli ve susatan gıdalar yerine soğuk kahve, ayran, maden suyu gibi şekersiz içecekleri tercih etmek.
dışarıya çıkmadan önce ılık bir duş almak.
dışarıya çıkarken kısa kollu üst giysiler yerine oldukça ince ve uzun kollu (şile bezi vb kumaşlardan yapılmış)
giysiler tercih ederek güneşten korunmak.
serinlemek için dondurma ve limonata gibi şekerli ve susatan gıdalar yerine soğuk kahve, ayran, maden suyu gibi şekersiz içecekleri tercih etmek.
dışarıya çıkmadan önce ılık bir duş almak.
devamını gör...
neden yapıldığı anlaşılamayan şeyler
kadına şiddet.
devamını gör...
edip cansever
"edip şiiri bozarken şiir edip’i düzeltmiştir."
cemal süreya

cemal süreya'dan edip cansever tasviri.
cemal süreya

cemal süreya'dan edip cansever tasviri.
devamını gör...
bir muhitte yaşayanların sosyoekonomik seviyesinin yüksek olduğunu gösteren şeyler
tek yön kuralına uyarak arabaların sokakta aynı yöne dönük park etmesi
devamını gör...
magna carta
kişisel çıkarların dünyayı nasıl bir hale getirebileceğini gösteren belge.
magna carta olmasaydı belki de şu an hala kölelik sisteminin çok yoğun olduğu bir zamanda yaşıyor olabilirdik. ya da insan hakları bu kadar gelişmiş(?) olmazdı. neden? çünkü devletin(kralın) aslında o kadar da sınırsız yetkileri ol(a)mayacağını ortaya koydu magna carta. peki bu nasıl oldu? derebeyleri çok güçlendiği için kendi kişisel çıkarları doğrultusunda kralla anlaşma yapıyorlar. bakın bence en mühim kısım kişisel çıkar burada. çünkü halkı korumak için, amiyane tabirle babalarının hayrına yapmıyorlar bu sözleşmeyi. halkın işine geliyor orası ayrı, istemsizce iyilik yapmak gibi.
peki dünya şu an nasıl? mesela lgbt hakları neden savunuluyor? sahiden insan hakları için mi yoksa başka bir sebep mi bizi buraya itti?
postmodernizmle birlikte dünyada ciddi bir kırılma gerçekleşti. gerçeklik tamamen parçalandı, her şey öznelleşti ve mevcut tüm iktidarlar kırılganlaştı. çünkü doğru diye bir şey yoksa otorite diye de bir şey olmamalıydı(başka bir entryde detaylandırmak isterim ama bana kalırsa nietzsche’nin 50lerden 60lardan sonra daha fazla ön plana çıkmasının sebebi de net bir şekilde postmodernizden dolayıdır. ha derseniz ki zaten postmodernizmi nietzsche başlattı, ona bir şey diyemem, tavuk yumurta muhabbeti).
şimdi gerçeklik parçalandı dedik, bütün normlar tehlike altına girdi, artık milliyetçi ve otoriter eğilimler yerini daha az otoriter ve çeşitlilik odaklı iktidarlara bıraktı. mesela 1930larda atatürk’ün kayıp kıta için bir grup araştırmacıyı yetkilendirmesi ya da herkes aslında türk mü vs diye araştırma yapılmasının sebebi o sıradaki milliyetçi eğilimlerdi. hatta atatürk’ün türkiyede doğan herkes türktür minvalindeki saçma sözlerinin sebebi de budur. tüm dünyada o sırada milliyetçilik(italya-almanya bariz örneklerdir mesela) “moda”ydı. sonrasında ise çeşitlilik önem kazandı. ne kadar marjinallik varsa ön plana çıktı(hippiler vs). ve bu eğilim gittikçe arttı ve daha da artacak. bu hem kapilalist sistemde ötekileştirilmiş olan tüm etnik ve yönelimsel grupları güçlendiriyor hem de bu grupları kapitalizme entegre ediyor. yani tıpkı magna carta sayesinde “hayrına” halka birtakım güçler veren düzen şimdi de lgbt+’lara haklarını vermeye başladı. ha sebebin bu olması sonucun çok güzel bir şey doğurduğu gerçeğini değiştirmiyor, bu sadece entry’yi okuyanların bazı şeylere “yamuk bakabilmesini” sağlamak için yazdığın bir entry. “ha bir de şöyle düşünelim” diye bakınca yüzeyin altına iniyor ve daha değerli şeylerle karşılaşıyoruz. bu da onlardan biri, bana göre.
magna carta olmasaydı belki de şu an hala kölelik sisteminin çok yoğun olduğu bir zamanda yaşıyor olabilirdik. ya da insan hakları bu kadar gelişmiş(?) olmazdı. neden? çünkü devletin(kralın) aslında o kadar da sınırsız yetkileri ol(a)mayacağını ortaya koydu magna carta. peki bu nasıl oldu? derebeyleri çok güçlendiği için kendi kişisel çıkarları doğrultusunda kralla anlaşma yapıyorlar. bakın bence en mühim kısım kişisel çıkar burada. çünkü halkı korumak için, amiyane tabirle babalarının hayrına yapmıyorlar bu sözleşmeyi. halkın işine geliyor orası ayrı, istemsizce iyilik yapmak gibi.
peki dünya şu an nasıl? mesela lgbt hakları neden savunuluyor? sahiden insan hakları için mi yoksa başka bir sebep mi bizi buraya itti?
postmodernizmle birlikte dünyada ciddi bir kırılma gerçekleşti. gerçeklik tamamen parçalandı, her şey öznelleşti ve mevcut tüm iktidarlar kırılganlaştı. çünkü doğru diye bir şey yoksa otorite diye de bir şey olmamalıydı(başka bir entryde detaylandırmak isterim ama bana kalırsa nietzsche’nin 50lerden 60lardan sonra daha fazla ön plana çıkmasının sebebi de net bir şekilde postmodernizden dolayıdır. ha derseniz ki zaten postmodernizmi nietzsche başlattı, ona bir şey diyemem, tavuk yumurta muhabbeti).
şimdi gerçeklik parçalandı dedik, bütün normlar tehlike altına girdi, artık milliyetçi ve otoriter eğilimler yerini daha az otoriter ve çeşitlilik odaklı iktidarlara bıraktı. mesela 1930larda atatürk’ün kayıp kıta için bir grup araştırmacıyı yetkilendirmesi ya da herkes aslında türk mü vs diye araştırma yapılmasının sebebi o sıradaki milliyetçi eğilimlerdi. hatta atatürk’ün türkiyede doğan herkes türktür minvalindeki saçma sözlerinin sebebi de budur. tüm dünyada o sırada milliyetçilik(italya-almanya bariz örneklerdir mesela) “moda”ydı. sonrasında ise çeşitlilik önem kazandı. ne kadar marjinallik varsa ön plana çıktı(hippiler vs). ve bu eğilim gittikçe arttı ve daha da artacak. bu hem kapilalist sistemde ötekileştirilmiş olan tüm etnik ve yönelimsel grupları güçlendiriyor hem de bu grupları kapitalizme entegre ediyor. yani tıpkı magna carta sayesinde “hayrına” halka birtakım güçler veren düzen şimdi de lgbt+’lara haklarını vermeye başladı. ha sebebin bu olması sonucun çok güzel bir şey doğurduğu gerçeğini değiştirmiyor, bu sadece entry’yi okuyanların bazı şeylere “yamuk bakabilmesini” sağlamak için yazdığın bir entry. “ha bir de şöyle düşünelim” diye bakınca yüzeyin altına iniyor ve daha değerli şeylerle karşılaşıyoruz. bu da onlardan biri, bana göre.
devamını gör...
süvari birlikleri
ateşli silahların gelmesiyle değişime uğrayan askeri birlik. ariosto’nun “melun cihaz” dediği ateşli silahlar, savaş alanlarındaki teknik dengeleri değiştirmekle kalmaz, aynı zamanda sosyal değerleri tehdit eder hale de gelir. at sırtında savaşanlar bu evrimden iki şekilde etkilenir. yüzyıllarca avrupa’daki savaşlara hakim olmuş olan asil şövalye attan düşürülmüştür. aslında bu evrimin geniş bir zamanlama ve anlamını daha iyi kavrayabilmek için daha geniş bir zaman çerçevesine yerleştirmek lazım. 14 ve 15. yüzyılda bile, crecy poitiers ve agincourt’da aristokratlardan oluşan fransız süvari birlikleri, long bow denen, dehşet verici, uzun bir yayla silahlanmış, avamın arasından seçilip askere alınmış ingiliz okçularınca şiddetli yenilgilere uğratılmıştır. bu silah sadece teknik bakımdan, menzil, atış temposu ve zırh delme kabiliyeti, kullanım kolaylığıyla arkebüzlerden üstündür. dolayısıyla yaylı olsun ateşli olsun, atımlı silahlar, feodal süvari birliklerinin başlıca taktiği olan cepheden taaruzda ciddi bir krize yol açmıştır. bu durum, süvari birliklerinin öneminin azalmasına sebep olmuştur. hafif süvari birlikleri ise bu değişime ayak uydurmaya çalışmış, ancak pratikte çok etkili olmadığından 17. yüzyılın başlarında kullanımdan düşmüştür.
devamını gör...
seks yaparken dikkat edilmesi gereken hususlar
devamını gör...
shakespeare'in sevilen sözleri
bazen bir çocuk bakar gözlerinin içine. arkan dönüktür, göremezsin...
bazen güneş kucağındadır. orda olduğunu bilemezsin...
bazen yıldızları süpürürsün eteklerinle. telaşlısındır, farkına varamazsın...
bazen bir orkestra kurulur içinde. başka sesleri duyar, onu duyamazsın...
bazen mutluluk gelip konar kirpiğine. sen, onu hep uzaklarda ararsın...
bazen bir sandık hazine durur başucunda. akıl edip, kapağı aralamazsın...
bazen hayatının fırsatı geçer önünden. tehir eder, yakalamazsın...
bazen kutsal bir el uzanır sana göklerden. meşgulsündür, uzanıp tutmazsın...
bazen güneş kucağındadır. orda olduğunu bilemezsin...
bazen yıldızları süpürürsün eteklerinle. telaşlısındır, farkına varamazsın...
bazen bir orkestra kurulur içinde. başka sesleri duyar, onu duyamazsın...
bazen mutluluk gelip konar kirpiğine. sen, onu hep uzaklarda ararsın...
bazen bir sandık hazine durur başucunda. akıl edip, kapağı aralamazsın...
bazen hayatının fırsatı geçer önünden. tehir eder, yakalamazsın...
bazen kutsal bir el uzanır sana göklerden. meşgulsündür, uzanıp tutmazsın...
devamını gör...
kaç kere aşık olunabilir sorunsalı
diğerleri ne der bilmiyorum fakat bu soruya sürekli "bir kez" cevabını verenlerdenim ben de. sanki içimizdeki saf sevgi hayatımız boyunca yalnızca bir defa çıkıyor gün yüzüne, o zaman da vay halimize. uzun süreli olmayan bir şans gibi. ya kötü oluyor, ya da iyi.
velhasıl bir kez. fazlası ziyan olmak, ziyan etmektir.
velhasıl bir kez. fazlası ziyan olmak, ziyan etmektir.
devamını gör...
sabah sabah tat kaçıran şeyler
tatil günü erkenden uyanmak.
devamını gör...
en son aşık olduğun kişi
en son aşık olduğum kişiye halen aşığım. gün geçtikçe de artıyor.
devamını gör...