niye öyle dediniz beyefendi? alındım. gücendim.
edit: teşekkürler 3 takipçi teşekkürler! yo ağlamıyorum mutluluk gözyaşları bunlar.
devamını gör...

geceleri kendiniz de dahil olmak üzere her şeyle yüzleşirsiniz. yalan yoktur çünkü karanlık dürüsttür...
devamını gör...

"ayrılıklar da sevdaya dahil." diyor.atilla ilhan..ve cevap veriyor cahit zarifoğlu; "oturup konuşsaydık,geçerdi belki herşey. başını alıp gitmek sevdaya dahil değil....
devamını gör...

herhangi bir sözlük'te takılmanın insan ruhuna ve psikolojisine olan pozitif ya da negatif katkılardır.

kendi adıma söyleyecek olursam, farklı fikirlerden insanlarla seviyeli bir tartışmayı öğrenmek diyebilirim. yani bu dünyada tek haklının ben olmadığımı anlamamı sözlüklere borçluyum. fen bilimleri dışında mutlak doğru diye bir şeyin olmadığını bu platformlarda öğrendim. peki bu hemen, bir anda mı oldu? yo dostum yo! çok sancılı süreçlerden geçtim. kolay gelmedik buralara.
ilk başlarda aynen böyleydim (+18):

neyse ki artık kafa sözlük'teyim. eraa bu! tüm bunların üstüne bir sünger çektim şimdi ve yeni bir hayat, yeni bir düzen işte.
devamını gör...

bilmediği her konuda uzmanmış gibi fikir belirtenlerin sayısı çokken, yüzme bilmeyen birinin denize girmesi benim için en son irdelenicek durumdur. deniz, sadece yüzme bilenlerin girmesi için var olmuş bir şey değil sonuçta isteyen, istediğini yapabilsin ne güzel.
devamını gör...

geldikleri gibi giderler
devamını gör...

farklı kullanımı ile ohlokrasi, ayak takımının yönetimi şeklinde bir tabirdir. hemen hemen belki de dünya üzerindeki çoğu yönetimin bu şekilde olduğunu düşünenlerdenim.

düşünsenize, bir dünyaya geliyorsunuz. ve daha gelirken sizin adınıza konulan tüm kuralları kabul ederek geliyorsunuz. aslında özgürlük denilen bir kavram yok. var mı? birileri toprak parçalarını bölüyor, sınırlarını çiziyor. siz oradan ileri adım atamıyorsunuz. ama bu durum kör isek çok da bir anlam ifade etmiyor aslında. çünkü dünyaya geldiğimizde açık olan gözlerimiz, eğitim sistemi ile kapatılmaya başlanıyor. sonraları okumak denen kavramı içselleştirirsek o kapanan gözleri yavaş yavaş açmaya başlıyoruz. ve açıldıkça gözlerimiz, acı çekmeye başlıyoruz. çünkü anlıyoruz ki, her ne kadar görebilmeye başlasak da hiçbir şeyi değiştiremeyeceğiz. işte bu yüzdendir belki de; cahillik mutluluktur.
devamını gör...

kendime mesaj atmayı denediğimde çıkan uyarı. belki kendimle konuşacaklarım var neden bu engel!!11!!!!1!11111
devamını gör...

ilgi daha çok ilgi, geberiyorum öte tarafa gitmeden bisürü ilgiiii eylemidir. hepimiz görmüşüzdür zamanında, dedesinin naaşını paylaşıp nur içinde uyu diyen akıl yoksunlarını gördü bu gözlerimiz.
devamını gör...

sarhoştum. hava, elektrikler, şehir beni sarhoş ediyordu. insanlar beni bir mıknatıs hızıyla kendilerine çekiyorlardı. dünyayı ve şehri riyasız kucaklamak istiyordum.

sait faik abasıyanık - şehri unutan adam
devamını gör...

dilin canlı ve yaşayan bir varlık olduğunu kanıtlar. bu durum da insan hayatına benzer. kelimeler de tıpkı insanlar gibi; doğar, yaşar, gelişir, yaşlanır(eskir, kullanım alanı daralır) ve nihayetinde ölür.

mesela doksanlı yıllarda çocuklar/gençler arasında kan kardeş deyimi yaygındı.

sonra bir kaç yıl sonra bu deyim yerini kankaya bıraktı.

biraz zaman daha geçince de bu kelime yerini kankiye bıraktı.

bu arada bu deyimin parazit kullanımları yani farklı franksiyonları da türedi: kanks, qanqa, panpi, panpa, panpiş vs vs.

bu arada kan kardeş deyimi ölmediyse de can çekişiyor benim nazarımda…
devamını gör...

filme dikkatimi çok da verebileceğimi düşünmüyorsam dublajlı, aksi ise alt yazı tercihimdir.
devamını gör...

bir adet mafya bozuntusu hareketi. bu adamı salan kimse tutuklansın.
devamını gör...

kelt zanaat, kehanet, güneş ve ocak tanrıçası. şairlerin ve ozanların, büyücülerin ve ozanların patronuydu. adını keltçe brig* kelimesinden almıştır.

dinler arası geçiş konusunda büyük bir örnek olarak görülür, hatta paganizm ve hristiyanlık arasında bir tür köprü olduğu düşünülür bu tanrıçanın.
kildare, irlanda'daki tapınağı sonradan hristiyanlaştırılmış ve brighid'in hristiyan evi olmuş, brighid de kildare'nin aziz brigid'i olmuştur. kildare ayrıca kelt bölgelerinde bulunan birkaç kutsal kuyunun olduğu bölgelerdendir ve bu kuyuların bir çoğu brighid ile bağlantılıdır. günümüzde bile, bu tanrıçaya bir dilek olarak kuyu dibindeki ağaçlara kurdeleler ve çeşitli sunumlar bağlandığını görmek mümkündür.

bu tanrıçanım hem hristiyanlıkta hem de paganizmde kutsal olmasındaki rolü onu anlamayı bir hayli zorlaştıran yanlarından birisidir. azize olan brighid ve tanrıça olan brighid'in ortak çizgisinin ateş olduğu düşünülür. lisa lawrence bir kitabında şöyle der:

"iki dini sistem etkileşime geçtiğinde, paylaşılmış semboller bir dini fikirden diğerine geçiş sağlayabilirler. bir değişim döneminde, ateş gibi arketipik bir sembol var olan anlamını tamamen kaybetmezken ek bir anlam veya yeni bir açı kazanabilir. örneğin, azize brighid'deki kutsal ruhun varlığını simgeleyen ateş, hala pagan dini konseptleriyle de var olmaya devam edebilir."

iyi der. canı gönülden katılıyoruz lisa abla.

brighid ayrıca yılın çarkındaki 8 bayramdan biri olan imbolc bayramında, 2 şubat'ta kutlanır.

kendisine adanmış, imbolc bayramında söylenen şirin mi şirin ilahilerden biri: 27. saniyede başlıyor.

an tri numh (kutsal üç)
an chumhnadh, (kurtar,)
a chomnadh, (koru,)
a chomraig (sar)
an tula, (ocağı,)
an taighe, (evi,)
an teaghlaich, (ev halkını,)
an oidhche, (bu akşamı,)
an nochd, (bu geceyi,)
o! an oidche, (oh, bu akşamı!)
an nochd, (bu geceyi,)
agus gach oidhche, (ve bütün geceleri,)
gach aon oidhche (her bir geceyi.)
amin.

ilahinin tek türkçe çevirisi budur ayrıca.

(bkz: swh)
devamını gör...

yönetmenliğini ve senaristliğini tolga karaçelik'in üstlendiği 2015 yapımı film. kadrosunda nadir sarıbacak, kadir çermik, hakan karsak, osman alkaş, özgür emre yıldırım, seyithan özdemir'in yer aldığı film, bir armatörün iflası üzerine gemide mahsur kalan mürettebatın yaşadıklarını giderek artan bir gerilimle beyaz perdeye aktarır.
devamını gör...

wo wo woo al pacino'nun fevkalade oyunculuğuna sahip olacağınız adından da anlaşılacağı üzere uykusuzluk olarak türkçe'ye çevrilen 2002 yapımı film.

hikayesi alaska'da yaşanan bir genç kız cinayetini çözmek için görevlendirilen herkes tarafından tanınan dedektif dormer ve arkadaşı dedektif hap'in alaskaya gelmesiyle başlıyor.
malum en kuzeyde bulunan alaska'da güneşin batması dan dolayı dedektifin uyuyamamasi nedeniyle film bu ismi almış.*

dedektif dormer suçluyu sisli bir alanda kovalarken yanlışlıkla ekip arkadaşı dedektif hap'i vuruyor ve bundan sonra her yerde arkadaşını görüyor. uyuyamamasının en büyük nedeni de bu.



hatta dedektif dormer kızı öldüren katili bulmasına rağmen el veremiyor çünkü katil kovalamaca esnasında kendisini değilde arkadaşını vurduğunu bilen tek isim.


en son da adelet yerini bulmuş adına hem kızı öldüren katil, hem de ekip arkadaşını öldüren dedektif heyecanlı bir sahneden sonra hayata gözlerini yumuyor asıl merak edilen ise dedektifin bilerek mi öldürdün sorusuna gerçekten bilmiyorum cevabı vermesi çünkü bir gün öncesinde ikisi arasında tatsız bir tartışma yaşanmıştı.


çok fazla spoiler oldu evet. çok heyecanlı, hafif sherlockculuk oynanan benim beğendiğim bir film oldu.
naçizane tavsiye ederim.
keyifli seyirler.
devamını gör...

mahlası çok komik olan yazardır. birkaç kere denk geldim kendisinin yazılarına bana göre oldukça başarılı bir yazardır kendisi.
devamını gör...

kusura bakmayın ama buraya gelip yok uydurma yok arap şeysi vs. yazanların amaçları sadece show yapmak.tamam herkesin kendi fikri ve fikirleri söylemekte özgür ama bunun da bir amacı olmalı.
tamam madem inanmıyorsun ne işin var kardeşim burda yani amacın ne? bırak inanan ve saygı gösterenler konuşsunlar sana ne oluyor. hayır gelirsin inanmadığını, kafana yapmadığını ve yatmayanları düzgün bir şekilde anlatırsın saygı duyarım dinlerim ama burda amacınız ne yani farklı olmak, prim yapmak vs mi? bırakın boş işleri anca kulaklarınız çınlar başka da bişey olmaz benden söylemesi. gidin bu tarz işlerinizi milletin kutsalı olmayan ögeler üzerinde yapın.
devamını gör...

erkin koray'ın the rolling stones tarafından çalınıp, paint it black adıyla sunulan şarkısı. eylül gelse de, sevdiceğimiz olsa da, sevdiceğimizle dinlesek denilen şarkı. sözleri de şöyledir efendim.

bir eylül akşamı sen geldin bana
bir eylül akşamı aşk verdin bana
karanlıkta gördüm seni
ne olur gitme ver elini

senin ile beraberce
çayırlarda yürüdükçe
bakacağız falımıza
neler olacağımıza

bir eylül akşamı sen geldin bana
bir eylül akşamı aşk verdin bana

dökülmüş yapraklardan
bir küçük buket
sana sunuyorum
bunu kabul et

daha yakın olmak sana
dünyaları verdi bana
şimdi artık seviyorum
yaşamak ne hoş diyorum

bir eylül akşamı sen geldin bana
bir eylül akşamı aşk verdin bana
devamını gör...

adaletini beĝenmediğim bir dünyada yaşıyorum. o daha korkunç. beğenmeyenler de yazmasın kardişim.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim