sic vos non vobis
latince kökenli bir söz. siz böyle çalışıyorsunuz ama kendiniz için değil anlamına gelmektedir. hak ettiğimiz çabaladığımız ve uğruna savaştığımız ödüllerin ve diğer şeylerin başka insanlara verilmesi anlamına geliyor.
devamını gör...
ülkeler sözlük yazarı olsaydı alacakları nickler
türkiye=15 temmuz
devamını gör...
güzel ne güzel olmuşsun
kuan'dan dinlemeyi sevdiğim şarkıdır.
devamını gör...
robert johnson
bakınız bu adam başka bir adam. değişik bir adam. karısının ölümünden sonra adam gibi almış eline gitarı. çalmış, sürekli çalmış, parmaklarını kanatana kadar çalmış. gitarla bütünleşene kadar durmadan çalmış. anlatılanlara göre bir kere duyduğu bir şarkıyı aradan zaman geçmiş olsa dahi hiç tereddütsüz çalar arkasından da şarkıya kendinden eklemeler yapar ve daha farklı şekilde yeniden yorumlarmış. adam cover işlerine o dönemde hızlı sürüm giriş yapmış anlayacağınız. sonrasında ilk iletide altının çizildiği gibi sırra kadem basmış. henüz öyle ahım şahım tanınmıyorken, bildiğiniz buhar olmuş adam. kimileri kayıp babasını aradığını söylemiş. kimileri hakkında başka başka dedikodular üretmiş. ama bilinen tek gerçek johnson'ın 1 sene kadar ortalardan kaybolduğu. sonrasında tekrar ortaya çıktığında herkesi hayretlere düşüren bir kalitede çalmaya başladığı fark edilmiş. adam bir senede virtüözlük mertebesine ulaşmış. hal böyle olunca mevzunun ortaya çıktığı yıllarda düşünülünce hakkındaki efsaneler almış yürümüş. derler ki; robert johnson bir gece yarısı canı sıkkınken ormanlık bir alana gitmiş, burada şeytanla karşılaşmış ve dünyanın en iyi blues virtüözü olabilmek için ruhunu şeytana satmış. bu antlaşma sonrası şeytan bey johnson'dan gitarını istemiş ve gitarı kendisi akort ederek, johson'a geri vermiş. bu akort etme stilini de johnson'a o gece bizzat kendisi öğretmiş. müzik şeytanın işi zaten. yani anlayacağınız johnson bu işleri temelden kapmış.
zaten şu dünyada farklı, yetenekli, üst düzey ne kadar adam/kadın varsa hepsi ruhunu şeytana satmıştır. ortalama değillerdir çünkü. başkadırlar, farklıdırlar ve bu farklılığın bir sebebi olmalıdır. ortalama insan içinse böyle adamlar tehlikelidir. bilineni, alışılmışı zorlayanı/aşanı yaftalarlar. çünkü bilmediklerinden ve farklılıklardan korkarlar. işte robert abimizin de başına bu gelmiştir. gitarını nasıl akort ettiğini çözemeyen diğer müzisyenler de, onun şeytanın müzisyeni olduğu şeklinde konuşmaya başlayıp, ipini çekmişler. tabi bunda robert abimizin de günahı yok değil. biraz kendine dönükmüş, kendisinin gitar çalışını dikkatle izleyen birini görünce çeker gidermiş. yeteneğinin/tekniğinin kopyalanmasını istemezmiş. bir de bazı şarkı isimleri faul. ''devil and me'' gibi * adam aslında ince görmüş ama kalın kafalara bir şeyleri sokmak zor olduğu için hakkında çıkan dedikodularda bu tarz şarkı isimleri referans olarak gösterilmiş.
neyse siz milleti boş verin ağızları torba değil ki büzesiniz. adam cidden büyük sanatçı. düşünün o dönemde şarkılarınızı kayıt etmeniz için şarkı başına 3 dakikanız var zira o dönemdeki kayıt cihazları daha fazla çalışırlarsa, aşırı ısınıp kendilerini imha ediyorlarmış. adam o zamana kadar yaptığı şarkıları bir otel odasında peşi sıra çalıp kayıt ediyor. tabi o zamanlar cepte para da pek yok. tek atımlık kurşunu var yani ve işi başladığı gibi bitiriyor. sekmez gitarından fırlayan en hızlısıymış hepsinin. bakın blues alemi onca büyük müzisyen gördü. john lee hooker, muddy waters, bb king, willie dixon vs. hepsi de büyük sanatçı. ama hiç birisi bu enteresan adamın ulaştığı efsane olma noktasına ulaşamadı. hepsi tanındı, hepsine saygı duyuldu ama robert johnson ismi kaldı bir şekilde tepelerde. hem de 27 yaşında ölmesine rağmen. deep purple,led zeppelin, bob dylan, zz top, b.b. king ve daha niceleri onun şarkılarını yeniden yorumladılar. yani dolaylı yoldan hepsi ruhunu şeytana sattı *
şuraya bir kaç şarkısını iliştirivereyim; yalnız bazı şarkı isimlerine dikkat *
zaten şu dünyada farklı, yetenekli, üst düzey ne kadar adam/kadın varsa hepsi ruhunu şeytana satmıştır. ortalama değillerdir çünkü. başkadırlar, farklıdırlar ve bu farklılığın bir sebebi olmalıdır. ortalama insan içinse böyle adamlar tehlikelidir. bilineni, alışılmışı zorlayanı/aşanı yaftalarlar. çünkü bilmediklerinden ve farklılıklardan korkarlar. işte robert abimizin de başına bu gelmiştir. gitarını nasıl akort ettiğini çözemeyen diğer müzisyenler de, onun şeytanın müzisyeni olduğu şeklinde konuşmaya başlayıp, ipini çekmişler. tabi bunda robert abimizin de günahı yok değil. biraz kendine dönükmüş, kendisinin gitar çalışını dikkatle izleyen birini görünce çeker gidermiş. yeteneğinin/tekniğinin kopyalanmasını istemezmiş. bir de bazı şarkı isimleri faul. ''devil and me'' gibi * adam aslında ince görmüş ama kalın kafalara bir şeyleri sokmak zor olduğu için hakkında çıkan dedikodularda bu tarz şarkı isimleri referans olarak gösterilmiş.
neyse siz milleti boş verin ağızları torba değil ki büzesiniz. adam cidden büyük sanatçı. düşünün o dönemde şarkılarınızı kayıt etmeniz için şarkı başına 3 dakikanız var zira o dönemdeki kayıt cihazları daha fazla çalışırlarsa, aşırı ısınıp kendilerini imha ediyorlarmış. adam o zamana kadar yaptığı şarkıları bir otel odasında peşi sıra çalıp kayıt ediyor. tabi o zamanlar cepte para da pek yok. tek atımlık kurşunu var yani ve işi başladığı gibi bitiriyor. sekmez gitarından fırlayan en hızlısıymış hepsinin. bakın blues alemi onca büyük müzisyen gördü. john lee hooker, muddy waters, bb king, willie dixon vs. hepsi de büyük sanatçı. ama hiç birisi bu enteresan adamın ulaştığı efsane olma noktasına ulaşamadı. hepsi tanındı, hepsine saygı duyuldu ama robert johnson ismi kaldı bir şekilde tepelerde. hem de 27 yaşında ölmesine rağmen. deep purple,led zeppelin, bob dylan, zz top, b.b. king ve daha niceleri onun şarkılarını yeniden yorumladılar. yani dolaylı yoldan hepsi ruhunu şeytana sattı *
şuraya bir kaç şarkısını iliştirivereyim; yalnız bazı şarkı isimlerine dikkat *
devamını gör...
tabu
genel olarak dokunulması, söylenmesi, yapılması kutsiyetine bağlı olarak yasaklı eylem, söz, tavır.
1777’de iskoçyalı denizci james cook tarafından tongo kabilesi baz alınarak batı literatürüne girmiş.
tabu sözlük anlamı olarak ‘işaretlenmiş’, polinezya dilinde de ‘kutsal’ anlamına gelir. kelimenin/kavramın kuvvet -ilahi kuvvet- anlamına gelen ‘mana’ ve ‘totem’ ile ilişkisi vardır. totem olan bir şey/eşya/canlı tabudur ve aynı zamanda doğaüstü güce sahiptir (mana).
sadece eşyaya değil canlıya da kutsiyet atfedilebilir (krallar, kabile reisleri, hayvanlar). animist (doğaya tapan, doğadaki bir nesneyi tanrı atfeden) toplumlarda yaygın olmakla beraber kutsiyetinin çiğnenmesinin kutsal varlıklar tarafından cezalandırılacağına inanılır. tabu’nun geçilmesiyle oluşan kirliliği, çeşitli ayinlerle ve ateşle temizlemeye çalışsalar da ceza insiyatifi kutsal varlıktadır.
durkheim’in söyleminde ise tabu “toplum tarafından belirlenmiş sosyal kurallar” olarak kökenini toplumdan alır. bu nedenle çok basit bir akıl yürütmeyle totem ve mana’nın kaynağı da sosyal toplumdur.
günümüzde tabu olarak addedilen çoğu inanış ve davranışta geçmişte kutsal varlıklar tarafından cezalandırılacağına inanılan davranış ve tavırlardan türemiştir.
1777’de iskoçyalı denizci james cook tarafından tongo kabilesi baz alınarak batı literatürüne girmiş.
tabu sözlük anlamı olarak ‘işaretlenmiş’, polinezya dilinde de ‘kutsal’ anlamına gelir. kelimenin/kavramın kuvvet -ilahi kuvvet- anlamına gelen ‘mana’ ve ‘totem’ ile ilişkisi vardır. totem olan bir şey/eşya/canlı tabudur ve aynı zamanda doğaüstü güce sahiptir (mana).
sadece eşyaya değil canlıya da kutsiyet atfedilebilir (krallar, kabile reisleri, hayvanlar). animist (doğaya tapan, doğadaki bir nesneyi tanrı atfeden) toplumlarda yaygın olmakla beraber kutsiyetinin çiğnenmesinin kutsal varlıklar tarafından cezalandırılacağına inanılır. tabu’nun geçilmesiyle oluşan kirliliği, çeşitli ayinlerle ve ateşle temizlemeye çalışsalar da ceza insiyatifi kutsal varlıktadır.
durkheim’in söyleminde ise tabu “toplum tarafından belirlenmiş sosyal kurallar” olarak kökenini toplumdan alır. bu nedenle çok basit bir akıl yürütmeyle totem ve mana’nın kaynağı da sosyal toplumdur.
günümüzde tabu olarak addedilen çoğu inanış ve davranışta geçmişte kutsal varlıklar tarafından cezalandırılacağına inanılan davranış ve tavırlardan türemiştir.
devamını gör...
destek bekleyen yazarlar veri tabanı
evde amigurumi anahtarlık yapıyorum, şimdilik bir instagram hesabım yok maalesef. ama almak isteyenler iletişime geçebilir, 5-10 tl gibi bir ücrete yapıyorum.
devamını gör...
toplu taşıma araçlarında gıcık olunan tipler
ilk sırada deodorant kullanmayanlar geir.para uzatıp şunu verir misin diyenler onları takip eder..
devamını gör...
cinsel istismarda somut delil şartı
“tecavüze uğrayan, doğursun” diyen zihniyet, çocuğu doğurduktan sonra dna testi mi istiyor…
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
barışçububuğutüttürenmasumkunduz'nun seçtiği müthiş şarkıyı seslendirdiği müthiş yayın. çok güzel sesler duyuyoruz bu gece*.
devamını gör...
baruch spinoza
baruch spinoza 24 kasım 1632’de amsterdam’da doğdu. asılları ispanyol yahudisi olan ailesi engizisyondan kaçarak oraya sığınmışlardı. amsterdam’da sefardim adı verilen cemaatin bir parçası olarak çocukluk ve gençlik yıllarını geçirdi. portekiz ve yahudi cemaati okullarında eğitim aldı. bu süre zarfında skolastik felsefe ile tanıştı.
1656 yılıda, yani yalnızca 24 yaşındayken, yahudi cemaatinden törenle lanetlenerek kovuldu. bu yüzden yahudi ismi baruch değişerek benedict oldu.
lanetlendiği yıla değin yayınlanmış bir yazısı yok. muhtemelen ibrahimi dinlerin tanrısına karşı duyduğu şüphenin cemaatinde duyulması onun kovulmasına yol açmıştı. onu ziyaret eden iki hahamın tanrının bir bedene sahip olduğu fikrinden vazgeçmesi için para teklif ettiği bilinir. tanrının bedene sahip olduğu fikri, spinozacı panteizmdir. ama kendine has türden.
ünlü kitabı ethica adlı kitabında tamamen öklidyen bir yapı kurmaya çalışır. önce bölüm başlar. sonra tanım, sonra açıklama, aksiyom, önerme, önerme kanıtı, sonuç. en sonunda ise qed, quod erat demonstrandum —yani kesin olarak kanıtlanmıştır diye yazar. kısımları: tanrı üzerine, zihnin doğası ve kökeni, duyguların kökeni ve doğası, insanın esareti ya da duyguların kuvveti, aklın kudretli ya da insanın özgürlüğüdür.
1656 yılıda, yani yalnızca 24 yaşındayken, yahudi cemaatinden törenle lanetlenerek kovuldu. bu yüzden yahudi ismi baruch değişerek benedict oldu.
lanetlendiği yıla değin yayınlanmış bir yazısı yok. muhtemelen ibrahimi dinlerin tanrısına karşı duyduğu şüphenin cemaatinde duyulması onun kovulmasına yol açmıştı. onu ziyaret eden iki hahamın tanrının bir bedene sahip olduğu fikrinden vazgeçmesi için para teklif ettiği bilinir. tanrının bedene sahip olduğu fikri, spinozacı panteizmdir. ama kendine has türden.
ünlü kitabı ethica adlı kitabında tamamen öklidyen bir yapı kurmaya çalışır. önce bölüm başlar. sonra tanım, sonra açıklama, aksiyom, önerme, önerme kanıtı, sonuç. en sonunda ise qed, quod erat demonstrandum —yani kesin olarak kanıtlanmıştır diye yazar. kısımları: tanrı üzerine, zihnin doğası ve kökeni, duyguların kökeni ve doğası, insanın esareti ya da duyguların kuvveti, aklın kudretli ya da insanın özgürlüğüdür.
devamını gör...
bir sözlük yazarına aşık olmak
olası bir ihtimaldir. yoldaş bizlerin üzerinde ufaktan etki göstermeye başlamıştır.
hapishane duvarı gibi çıkış yapmışlar iko'yla beraber. kendileri de hapishane müdürü. yakında hepimizde stockholm sendromu gelişecek şaka maka. *
işin esprisi bir yana, pek mümkün olmayandır. düşüncelerine aşık olabilirsiniz elbette fakat yüz yüze olunca o etki gidecektir. herkes yazdığı gibi çıkmayabiliyor.
hapishane duvarı gibi çıkış yapmışlar iko'yla beraber. kendileri de hapishane müdürü. yakında hepimizde stockholm sendromu gelişecek şaka maka. *
işin esprisi bir yana, pek mümkün olmayandır. düşüncelerine aşık olabilirsiniz elbette fakat yüz yüze olunca o etki gidecektir. herkes yazdığı gibi çıkmayabiliyor.
devamını gör...
yatak odasına evlilik fotoğrafını asan çiftler
cep telefonuna kendi profil fotoğraflarını koyan ve ortak sosyal medya hesabı açan kişilerdir.
devamını gör...
akp film merkezi
konusuz film sektörüne girerlerse eğer çığır açarlar.
türk amatör sektöründe iş yaparlar, büyük açık var hocamlar ve hepimiz kendilerine aşinayız.....
ülkede neredeyse hepimizin içinden geçmiş bir parti değil midir, akp?
türk amatör sektöründe iş yaparlar, büyük açık var hocamlar ve hepimiz kendilerine aşinayız.....
ülkede neredeyse hepimizin içinden geçmiş bir parti değil midir, akp?
devamını gör...
paralel evrende bugün
kamu spotu.
her yıl yaklaşık üç bin civarı insan; gelişen teknolojiyle birlikte uzay turu yapabilmek uğruna, uzay çöplerinden kaynaklı yaralanma ve ölümlere maruz kalıyor. yaralanma ve ölümleri azaltmak sizin elinizde.
siz de ışınlanmayı tercih edin, kendinizi ve sevdiklerinizi koruyun!
her yıl yaklaşık üç bin civarı insan; gelişen teknolojiyle birlikte uzay turu yapabilmek uğruna, uzay çöplerinden kaynaklı yaralanma ve ölümlere maruz kalıyor. yaralanma ve ölümleri azaltmak sizin elinizde.
siz de ışınlanmayı tercih edin, kendinizi ve sevdiklerinizi koruyun!
devamını gör...
ölümlülüğün kabulü
uzun ve zorlu bir süreç sonucunda oluşan bilişsel bir kabuldür. egonun ortadan kalkması ile sonuçlanırsa, bugünü yaşama yetkinliği kazandırır insana. aynı zamanda her bireyin geçmesi gereken bir olgunluk merhalesidir.
"kendimi gövdemden kurtardım. anlama yetimi bir yana bıraktım, böylece gövdemden de usumdan da kurtulup sonsuz ile bir oldum. ben buna “unutuş içinde oturmak” diyorum." *
"kendimi gövdemden kurtardım. anlama yetimi bir yana bıraktım, böylece gövdemden de usumdan da kurtulup sonsuz ile bir oldum. ben buna “unutuş içinde oturmak” diyorum." *
devamını gör...
2022 yılı için kehanette bulun
son beş yılda gerçekleşen saçma sapan olaylar sebebiyle halihazırda üniversite kantininde satılan tost kaşarı gibi uzamış olan dananın kuyruğu kopar artık herhalde.
t: hiçbir yönden iyi yönde olmayan kehanetler bütünü.
t: hiçbir yönden iyi yönde olmayan kehanetler bütünü.
devamını gör...
unutulan internet fenomenleri
kutu açılışı yapıp, kutunun içinden hıyar çıkınca bağıran çocuk.
elindeki sopayla su bulan dayıyı da unutmamak lazım.
elindeki sopayla su bulan dayıyı da unutmamak lazım.
devamını gör...
alt yazı
yabancı bir dildeki filmin konuşmalarını ekranda çeviri olarak veren yazıya verilen isimdir.
devamını gör...

