bu tanımdan anlam çıkarma konusunda yagami light‘ın tanımına katılmakla birlikte ben de fazladan bir düşünce de uyandırdı ve zihnimde fazladan bir düşünce uyandığı zaman onu uzun uzun yazmadan edemiyorum. uzun uzun yazma konusunda kendimi durduramadığım zaman da konu dallanıp budaklanıyor ve anlatmak istediğim şeyi anlatıp anlatamadığım konusunda yeni düşüncelere gark oluyorum; dolayısıyla bu yeni düşünceler de yepyeni ve en az diğerleri kadar uzun tanımlar yazmama neden oluyor.

bu kısa girizgahtan sonra ben de uyanan hissiyatı anlatabilirim. eğer konudan sapar gibi olursam beni ikaz edin.

sadece çevreden soyutlanmak yeterli olunabilir yazmak için. yani bir süre uzaklaşıp kendine yazmak için yeterli alanı ve zamanı yaratmak güzel bir yazı için yetersiz kalabilir.

ben gerçek anlamına biraz daha yakın bir anlamda aldım oradaki “öldürmek” eylemini. bir yazar ne yazarsa yazsın kendi yaşadıklarından ufak izler taşır bu yazdıkları. aynı zamanda hayatında, yani çevresinde olan insanlar da bu yazılara kıyıdan köşeden girer.

bu bir öz denetime neden olabilir yazar için. yazdığı anılarla süslenmiş yazıyı üstüne alınacak insanlar çıkacaktır ve bu durum zamanla sosyal ilişkilerde büyük sorunlara neden olacaktır.

daha önce bir yazarın anılarında okumuştum. eğer bu tanımı okuyorsa kusuruma bakmasın ismini hatırlayamadığım için. annesi ve babası hakkında yazı yazmak için onların ölmesini beklediğini yazmıştı. onları kırmak istemediği için onlar hayattayken yazacakları çok gerçek olmayacak ve yazı anlamsız bir cümleler toplamına dönüşecekti.

yani yazmak için bazı insanları ya da onlarla olan ilişkisini gözden çıkarmak zorunda kalabilir yazar.
devamını gör...

kendini iç ve kahve fincanını kır. ytd.
devamını gör...

bu zamana kadar ki yaşadıklarıma istinaden ,boşa yaşıyorum gibi geliyor .
devamını gör...

hem yazmak ama daha çok okumak için sözlüğe girdiğimden, takip ettiğim yazarlar için mutlaka yaptığım eylem. laf lafı açıyor misali okumaya başladığım zaman devamı geliyor bir şekilde.
devamını gör...

-abdulseyidbincabbar; kendisi ikili ilişkiler yani genelde kadın erkek ilişkileri üzerine yazılar yazar. tanımlarında ters köşeler bulunur.
-lucifer; insanlarla uğraşmayı sever bunu kişinin nickaltında yapar. nickaltı yüzünden bi kaç kere uçurulmuştur. memeler kırmızı çizgisidir.
-ermolettin; kampanyaları ile ünlüdür. çabuk sinirlenir, sinirlerini kontrol edemez pek. meriçleri hiç sevmez. genel olarak öz ve temiz konuşur. son zamanlarda kulüpler kurmayı seviyor.
-durumumuz yoktu sevisemedik; yüzde 80 i troll bu arkadaşın yüzde 20 gerçekten durumu yok. cinsellikle ilgili güzel esprileri var.
-vura vura dip oldum ona buna dert oldum; zengin-fakir ayrımı ve fakir rencidesi yapan bir troll. troll olduğunu bilirseniz keyifli.
-bahşılı sefiri; sözlüğe gönül vermiş bir trolldür. çok hiperaktif biri olduğu için dikkat çekti ve uzun bir çaylaklıkla cezalandırıldı. ama yılmadı. sözlük sevgisini ve polat alemdar sevgisini hiç bırakmadı.
-hristiyanismail; yeni troll. genelde toplumun geneli tarafından sevilen kimseleri eleştirmesiyle dikkat çekti. ekşi sözlüğün vücut bulmuş hali gibi.
-1 yazar sizi sinir etmeye başladı; nicki her şeyi açıklıyor zaten. kimi zaman ermeni oluyor kimi zaman alevi oluyor. troll olduğunu bilirseniz zararı yok. bu arkadaşın bir diğer özelliği kendini unutturuyor. bi yazıyor sonra bekle bakalım ne zaman yazcak.

unuttuğum troll vardır elbet
çok özür diliyorum.
ara ara eklemeler yaparım.
devamını gör...

spartaküs benim!

eğer herkes bu kadar içten ve yürekten kurabilmiş olsaydı bu cümleyi, tarihin akışı bambaşka olurdu. kraldan ziyade kralcı olanların yaptıkları hatalar, kahramanlar çöplüğü yaratmaz, spartaküs gibilerin burnuna ot tıkanmazdı! çöplük diyorum, zira birer atıkmış gibi davranıyorlar onlara…

başlangıca değil, sona bakıyorlar. ve başkaldırının tarihini, acı sonlara atıf yaparak lanetli birer son söz haline getiriyorlar. böylece göreceli anlamda başarıya ulaşmayan her başkaldırının acı sonunu insanların zihinlerine kazıyorlar. korkuyu körüklüyorlar. isyan ateşini küllendiriyorlar.

spartaküs’ün son söz haline getirilmesi ve kimilerince itibarsızlaştırılması da aynı oyunun bir parçası. hikâye’ye hep thurium’dan başlıyorlar. oysa thurium şehrinde olanlar, bakmasını bilenler için sadece bir ders niteliği arz ediyor, tıpkı ispanya iç savaşında yaşananlar gibi…

oysa hikâyenin başına gitmek gerek! bir an için kendinizi, o dönemlerde herhangi bir savaşta esir düşmüş bir trak ya da galya’lı olarak hayal edin. köleleştiriliyorsunuz, bu da yetmiyor tüm alt soylarınız köleleştiriliyor. bütün haklarınızı kaybediyorsunuz. sizi yakalayan askerlerin ya da onlardan sizi satın alan romalıların malı haline geliyorsunuz…

buradaki mal kavramı mecazi değil. hukuki! zira roma hukuku sizi mal olarak görüyor…

sahibiniz üzerinizdeki tüm kullanım haklarına sahip. sizi dövebilir, öldürebilir, istediği gibi ikame edebilir… ve kimse ondan bu yaptıkları için hesap soramaz…

çocuklarınız, köle doğuyor! bildiğiniz şey; onlarında tıpkı sizin gibi mal olarak kullanılacağı…

belki siz esir düşmemiş olsanız bunlardan hiçbiri yaşanmayacaktı. durumdan bir nevi siz sorumlusunuz…

ne için mücadele ederdiniz? ya da kim için? başarısız olacağınızı düşünseniz bile böyle bir yaşamdan kurtulmak için en azından bir şeyler dener miydiniz?

elbette herkesin bu sorulara cevabı farklı olabilir. spartaküs’ün cevabı ise fark yaratan cinsten olmuştur.

yaşanan olumsuz örnekleri bilmesine rağmen, körüklenen korkunun esiri olmamıştır.

onun gözünü ne apuli’nin çarmıha gerilen 7500 adamı ne de sicilya’daki köle katliamları korkutmuştur.

o doğruluğuna inandığı şeyi yapmış, prometheus ’un kendisine fısıldadığı düşünceyi tüm insanlarına haykırmıştır;

özgürlük!

ve thurium kentinde tekrarlanan bir hikâye karşılar bizi, bir epimetheus ortaya çıkar, her şey tuzla buz olur…

zaaf! egemenlerin kullandığı zayıf yanımızın adıysa,

ihanet! egemenlerin kullanımına sunduğumuz aşağılık yanımızın adıdır!

roma’da isyan ateşi söner, spartaküs’ün bedeni parçalara ayrılır, sahi, o dönem epimetheus’ unun adını hatırlayabilen var mı aranızda?

sanmam…

ama bir başka yerde, birileri, bir şekilde spartaküs’ün adını hatırlayacaktır/hatırlamıştır da...
devamını gör...

vitrin
devamını gör...

uyutmayan etki.

uzun zaman önce tokyo üniversitesinde bu konuyla ilgili birkaç araştırma yapıldığını okumuştum. üstteki yazarın da belirttiği gibi kütleçekimle alakalı. ana mantık şu: dünyanın %70'i su. dolunay dünyadaki gelgitlere etki ediyor. e insanın da %70'i su. o zaman neden insana etki etmesin?

sonuç olarak bulunanlar ise: dolunayda insanlar daha huzursuz. bazısı daha duygusal. dolunay varken cinnetler daha sık yaşanıyor. kazalar, sakarlıklar artıyor. bir yeriniz kanıyorsa normale nazaran daha geç pıhtılaşıyor falan filan. araştırmayı bulduğumda editleyeceğim.
devamını gör...

yazar kişilerinin ilişki kötülemesi. (güzelleme aradım ama bulamadımdı.)

ben 'kuzey ışıkları' na talibim.

biri kapmadıysa yani tüm tanımları okuyamadım çünküm içim karardı.

olacaksa böyle olsun yoksa olay molay istemem, ben oynamıyorum, ben küstüm.
devamını gör...

o zaman renk, dans...!!!.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kadını aşağılayan trol başlıklar için tam gaz mücadele olayıdır.
(bkz: sen çok yanlış gelmişsin kardeş)
devamını gör...

bir müslüman olarak dahil olmadığım hissiyat. şükürler olsun.
devamını gör...

küçük kedilerim şu an yatağımda birbirlerini öpüyorlar, dokunuyorlar, seviyorlar, ne zaman uyuyacağımı bilmiyorlar ve beni bekliyorlar. onların beni sevdiğini bilmek ve benim de onları sevdiğimi bilmesi, uyurken yüzüme dokunup gözlerinin peyderpey uykuya dalışını izlemek.
devamını gör...

olmamamamamimimimamamamimimi
makrrofon şov mikrofon şov.
edit: esprim boşa gitmesin editi
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

"...
bi' de "seviyo'm" dedi
"sana yanıyo'm" dedi
"inan ölüyo'm" dedi vah, vah, vah
iş verip tüydü ortada koydu
aşkıma kıydı vah, vah, vah... "

ankaralı yasin'in şarkısıdır. hareketli ve eşlik etmesi güzel bir şarkıdır.
devamını gör...

ölümlü dünya filminin dolar olmuş 4 lira repliğine gelen sansür
ama haklılar dolar şuan 8.18

twitter.com/incicaps/status...

www.cumhuriyet.com.tr/haber....

t24.com.tr/haber/atvden-olu...
devamını gör...

mastor ukdesi

artık yaşamıyor sadece yürüyen bir ağrı olarak geziyorsun demektir.

bunun bir de ses çıkmasın diye kendini sıkarak ağlama çeşidi var,evlerden ırak.
devamını gör...

insanın o zamanlar aklına geldiğinde yeniden çocuk olası gelir.

babamın öğretmen arkadaşları ile akşam oturmaları olurdu ben küçükken. muhabbet öyle güzel ve koyu ilerlerdi ki saatin nasıl geçtiğini pek farketmezlerdi. biz de çocuklar kendi aramızda oynarken bir şekilde uykuya teslim olurduk. sonrası anne-baba kucağında eve dönüş.

o uykunun tadı başkaydı be.
devamını gör...

adam bir tarafından din uydurmuş.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim