her düşünceye saygı duyulur mu sorunsalı
#165022 işimbu nickli yazarımız güzel ifade etmiş. evrensel ilkelere ve genel vicdana uymayan yanlış düşüncelere saygı duyulamaz.
misal;
"o saatte orada ne işi varmış." cümlesini kurduran düşünceye asla saygı duymam.
misal;
"o saatte orada ne işi varmış." cümlesini kurduran düşünceye asla saygı duymam.
devamını gör...
kendinle sevgili olur musun sorunsalı
olurum tabii. kaçırır mıyım?
devamını gör...
rüyada dişlerin dökülmesi
güçsüzleşme, gücün kayıp edildiğine işarettir.
sembol ve simge çözümlemeleri bir çok pisikolojik duruma tespit sağlayabilir.
sigmund freud rüyaların yorumu isimli kitabında bu konuya derin bir şekilde değinmiştir.
kitap da ki yanan çocuk fablı iyi bir örnektir.
rüyasında dişlerinin döküldüğünü gören kişi muhtemelen hayatında kontrolü kayıp etmektedir ve bilinç altı ona bu şekilde uyarı veriyordur.
yine garanti olsun diye bir dişçiye de uğrasanız fena olmaz.
sembol ve simge çözümlemeleri bir çok pisikolojik duruma tespit sağlayabilir.
sigmund freud rüyaların yorumu isimli kitabında bu konuya derin bir şekilde değinmiştir.
kitap da ki yanan çocuk fablı iyi bir örnektir.
rüyasında dişlerinin döküldüğünü gören kişi muhtemelen hayatında kontrolü kayıp etmektedir ve bilinç altı ona bu şekilde uyarı veriyordur.
yine garanti olsun diye bir dişçiye de uğrasanız fena olmaz.
devamını gör...
günaydın sözlük
bu mavilik
sırf gökyüzü koyulaşsın
diye var
güneş
sırf yerini siyaha bırakmak
için doğuyor
doğsun ki siyaha kavuşalım
içinizin ısınacağı bir güne
günaydın...
sırf gökyüzü koyulaşsın
diye var
güneş
sırf yerini siyaha bırakmak
için doğuyor
doğsun ki siyaha kavuşalım
içinizin ısınacağı bir güne
günaydın...
devamını gör...
sex lies and videotape
90'ların bağımsız sinemasının öncülüğünü yapmış steven soderbergh filmi.
görünürde rahat bir hayat yaşayan, terapi gören ve başkalarının küçük diyebileceği dünya sorunlarına kafasını takmış ann, onu kız kardeşiyle aldatan kocası ve kocasının eski bir arkadaşının onları ziyarete gelmesi ile değişen hayatlarına şahit oluyoruz. film aslında konusu itibariyle karamsar ya da bunaltıcı olsa da görüntüler, ortam, hava epey renklidir. bu yüzden izlerken ayrı bir kitler insanı ekrana. bu karmaşıklaşan aile dinamiklerini seyrederken kardeşlik bağlarını, sevgiyi, cinselliği ya da ilişkileri sorgularken buluruz kendimizi. "erkekler çekici kadınları sevmeyi, kadınlarsa sevdikleri adamları çekici bulmayı öğrenirler" der kahramanımız graham. ve filmin hemen başında iktidarsız olduğunu itiraf etmesine karşın filmde gördüğümüz kadınları etrafına çeker garip bir şekilde. ayrıca film temelde seksle ilgili olsa da neredeyse hiç* seks sahnesi çıkarmaz karşımıza. çoğu filmde sonlar tatmin edici olmasa da bu filmde epey doyurur insanı, hem de açık bir kapı bırakmış olmasına rağmen. yağmur yağacak, yağıyor derken görmeyiz bile hiç yağdığını.* bilemeyiz de. ama ne bitiştir o ya.
james spader bu rolüyle cannes film festivalinde en iyi erkek oyuncu ödülünü almıştır. bu adam dengesiz, garip karakterleri nasıl bu kadar iyi oynayabiliyor ya. helal olsun.
görünürde rahat bir hayat yaşayan, terapi gören ve başkalarının küçük diyebileceği dünya sorunlarına kafasını takmış ann, onu kız kardeşiyle aldatan kocası ve kocasının eski bir arkadaşının onları ziyarete gelmesi ile değişen hayatlarına şahit oluyoruz. film aslında konusu itibariyle karamsar ya da bunaltıcı olsa da görüntüler, ortam, hava epey renklidir. bu yüzden izlerken ayrı bir kitler insanı ekrana. bu karmaşıklaşan aile dinamiklerini seyrederken kardeşlik bağlarını, sevgiyi, cinselliği ya da ilişkileri sorgularken buluruz kendimizi. "erkekler çekici kadınları sevmeyi, kadınlarsa sevdikleri adamları çekici bulmayı öğrenirler" der kahramanımız graham. ve filmin hemen başında iktidarsız olduğunu itiraf etmesine karşın filmde gördüğümüz kadınları etrafına çeker garip bir şekilde. ayrıca film temelde seksle ilgili olsa da neredeyse hiç* seks sahnesi çıkarmaz karşımıza. çoğu filmde sonlar tatmin edici olmasa da bu filmde epey doyurur insanı, hem de açık bir kapı bırakmış olmasına rağmen. yağmur yağacak, yağıyor derken görmeyiz bile hiç yağdığını.* bilemeyiz de. ama ne bitiştir o ya.
james spader bu rolüyle cannes film festivalinde en iyi erkek oyuncu ödülünü almıştır. bu adam dengesiz, garip karakterleri nasıl bu kadar iyi oynayabiliyor ya. helal olsun.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
yayından çıkamıyorum imdat... kim hangi şarkıyı armağan edecek diye kilitlendim kaldım dinliyorum merakla...
devamını gör...
bahar
en sevdiğim mevsimdir. bahsedilen ilkbahar mı yoksa sonbahar mı emin değilim açıkçası ama ben hangisini daha çok sevdiğime karar veremiyorum zaten çaktırmayalım en sevdiğim diyip geçelim*. havaların ne çok soğuk ne çok sıcak yani en güzel olduğu mevsimlerdir ayrıca benim gibi her türlü ceket-mont-hırka giymeyi sevenler için de mükemmel bi fırsattır bu dönemler.
devamını gör...
vestibüler sistem
iç kulakta bulunan semisirküler kanallar ve otolit organlar tarafından algılanan hareket ile dengenin sağlanmasında etkili olan sistemdir. patolojilerinde sıklıkla vertigo görülür.
devamını gör...
sevgilim sevgilim nasılsın
bir barbaros hayrettin şarkısıdır.
90’lar neydi? doksanlar travmaydı, doksanlar absürt hayatın doruk noktasıydı, doksanlar hala güzellemesi yapılan bir bataklıktı.

hikaye özetle şöyle aslında: barbaros hayrettin kobra isimli grubuyla yurtdışında metal ve rock tarzı şarkılar yapan bir müzisyen abimiz. kaliteli müzikler yaptığı iddia ediliyor. sonra kalkıp müziğini türkiye’ye de dinletmek için yurda dönüyor. ama plak şirketleri reddediyor kendisini. bu tutmaz diyorlar türkiye’de. o da geri dönüp ben sizin babanızım şarkısını yapıyor ve plakçıya dinletince adam kendinden geçiyor ve hemen kaset çıkartmaya kadar veriyor.
barbaros hayrettin de tek şarkı ile bu iş olmayacağı için başka saçma şarkılar da yazıyor. bunlardan biri de sevgilim sevgilim nasılsın?. albümün a yüzünün 3. şarkısı.
barbaros’a göre bunun amacı dalga geçmek, ders vermek, mesaj iletmek.
sonra da bu şarkılara birbirinden saçma klipler çekiyor. derdini anladık müzisyen abinin ama merakım odur ki yolu bu muydu tepki vermenin? bizim gençliğimizin, çocukluğumuzun hesabını kim verecek? almanya’da pink floyd çalıp türkiye’de burnun kapıya kısılsın demek nedir? insafınız kurusun.
yine de eğer dinlemek isterseniz:
sevgilim sevgilim nasılsın
90’lar neydi? doksanlar travmaydı, doksanlar absürt hayatın doruk noktasıydı, doksanlar hala güzellemesi yapılan bir bataklıktı.

hikaye özetle şöyle aslında: barbaros hayrettin kobra isimli grubuyla yurtdışında metal ve rock tarzı şarkılar yapan bir müzisyen abimiz. kaliteli müzikler yaptığı iddia ediliyor. sonra kalkıp müziğini türkiye’ye de dinletmek için yurda dönüyor. ama plak şirketleri reddediyor kendisini. bu tutmaz diyorlar türkiye’de. o da geri dönüp ben sizin babanızım şarkısını yapıyor ve plakçıya dinletince adam kendinden geçiyor ve hemen kaset çıkartmaya kadar veriyor.
barbaros hayrettin de tek şarkı ile bu iş olmayacağı için başka saçma şarkılar da yazıyor. bunlardan biri de sevgilim sevgilim nasılsın?. albümün a yüzünün 3. şarkısı.
barbaros’a göre bunun amacı dalga geçmek, ders vermek, mesaj iletmek.
sonra da bu şarkılara birbirinden saçma klipler çekiyor. derdini anladık müzisyen abinin ama merakım odur ki yolu bu muydu tepki vermenin? bizim gençliğimizin, çocukluğumuzun hesabını kim verecek? almanya’da pink floyd çalıp türkiye’de burnun kapıya kısılsın demek nedir? insafınız kurusun.
yine de eğer dinlemek isterseniz:
sevgilim sevgilim nasılsın
devamını gör...
kıraç
canlı performansı da çok iyi olan sanatçımız, güçlü bir sesi vardır. az dinlemedim lisede, hemen her şarkısını bilirim.siyah uzun deri ceketi ve gitarı ile bütünleşmiş asi anadolu rock starımızdır kendisi.
devamını gör...
kırk yaşından sonra gelen iplememe modu
aha sözlüğün tematik gece modundan önceki mod gibidir. ne gridir ne koyu sert siyah. belli belirsiz hayatın içinde akmak gibidir. bekleyin size de olacak!
devamını gör...
delphi tekniği
1950'lerde amerika rand* şirketinde çalışan olaf helmer ve norman dalkey tarafından ilk olarak askeri konulara ilişkin yorumlamalarda bulunmak amacıyla geliştirilmiştir.
tekniğin adı, tanrıların ölülerle kahinler aracılığı ile konuştuklarına ve gelecek konusunda rehberlik ettiklerine inanan eski yunanlıların, tamamı kadınlardan oluşan ve phtia denen kahinleriyle ünlü delphi antik kentinden gelmektedir.
belirsizliğin fazla olduğu politik ya da duygusal ortamlarda karar verilmesi gereken durumlar söz konusu ise veya kararların etkilenmesini sağlayacak güçlü grupların bulunması halinde, geleceğe yönelik tahminlerde bulunmak, uzman görüşlerini belirlemek ve uzlaşma sağlamak üzere kullanılan nitel bir tahmin yöntemidir.
hakkında karar alınacak konunun akılcı bir yaklaşım ile farklı bakış açılarının değerlendirilmesi sonucu ortak bağlamda anlaşılmasına imkan verir. tıp, askeri konular ve eğitimin çeşitli alanlarında yaygın şekilde kullanılmıştır.
üç ana özelliğe sahiptir;
-katılımda anonimlik. bireylerden çok düşüncelerin öne çıkarılmasını sağlamak adına düşünce sahiplerinin gizli tutulması bu yöntemin başarısının anahtarı olarak görülmektedir.
-istatistiksel grup analizi. her bir anket sonucunda verilerin istatistiksel analizinin yapılması ve uzmanlarca bu istatistiksel verilerin anlamlarının iyi bilinmesi gerekmektedir.
-kontrollü geri bildirim. anketi yanıtlayan uzmanların genel eğilimleri bir sonraki anketle birlikte katılımcılara iletilmesidir.
yöntemin uygulanması için önce uzman bir grup seçilir. her uzmana kişisel görüşlerini, deneyimlerini veya önceki araştırmalarına dayanarak her konuda yorum yapmalarını sağlayan bir anket gönderilir. uzmanların doldurduğu anketler yorumları gruplayan ve başka bir anketin gerekli olup olmadığına ya da sonuçların yayınlanmaya hazır olup olmadığına karar veren moderatöre gönderilir. yeni bir anket yapılması gerekliliği sonucu çıktığında, uzmanların daha fazla yorum yapabilmeleri adına yetersiz görülen anket verilerinin tümü uzmanlara geri gönderilir. moderatörce bir fikir birliği sağlandığı kanaati kabul görene kadar bu anketler devam eder.
içerisinde bulunduğumuz pandemi döneminde bütün katılımcıları fiziksel bir toplantı ortamında bir araya getirmemesi, yorumların anonimliğinden ötürü her uzamanın özgür düşüncelerini sergileyebilmesi ve farklı yorumlar içeren sonuçların geri bildirimi ile zaman içerisinde bir fikir birliği oluşturulabilmesi adına bana göre geçerli bir yöntemdir.
sevdik, uygulamaktayız..
tekniğin adı, tanrıların ölülerle kahinler aracılığı ile konuştuklarına ve gelecek konusunda rehberlik ettiklerine inanan eski yunanlıların, tamamı kadınlardan oluşan ve phtia denen kahinleriyle ünlü delphi antik kentinden gelmektedir.
belirsizliğin fazla olduğu politik ya da duygusal ortamlarda karar verilmesi gereken durumlar söz konusu ise veya kararların etkilenmesini sağlayacak güçlü grupların bulunması halinde, geleceğe yönelik tahminlerde bulunmak, uzman görüşlerini belirlemek ve uzlaşma sağlamak üzere kullanılan nitel bir tahmin yöntemidir.
hakkında karar alınacak konunun akılcı bir yaklaşım ile farklı bakış açılarının değerlendirilmesi sonucu ortak bağlamda anlaşılmasına imkan verir. tıp, askeri konular ve eğitimin çeşitli alanlarında yaygın şekilde kullanılmıştır.
üç ana özelliğe sahiptir;
-katılımda anonimlik. bireylerden çok düşüncelerin öne çıkarılmasını sağlamak adına düşünce sahiplerinin gizli tutulması bu yöntemin başarısının anahtarı olarak görülmektedir.
-istatistiksel grup analizi. her bir anket sonucunda verilerin istatistiksel analizinin yapılması ve uzmanlarca bu istatistiksel verilerin anlamlarının iyi bilinmesi gerekmektedir.
-kontrollü geri bildirim. anketi yanıtlayan uzmanların genel eğilimleri bir sonraki anketle birlikte katılımcılara iletilmesidir.
yöntemin uygulanması için önce uzman bir grup seçilir. her uzmana kişisel görüşlerini, deneyimlerini veya önceki araştırmalarına dayanarak her konuda yorum yapmalarını sağlayan bir anket gönderilir. uzmanların doldurduğu anketler yorumları gruplayan ve başka bir anketin gerekli olup olmadığına ya da sonuçların yayınlanmaya hazır olup olmadığına karar veren moderatöre gönderilir. yeni bir anket yapılması gerekliliği sonucu çıktığında, uzmanların daha fazla yorum yapabilmeleri adına yetersiz görülen anket verilerinin tümü uzmanlara geri gönderilir. moderatörce bir fikir birliği sağlandığı kanaati kabul görene kadar bu anketler devam eder.
içerisinde bulunduğumuz pandemi döneminde bütün katılımcıları fiziksel bir toplantı ortamında bir araya getirmemesi, yorumların anonimliğinden ötürü her uzamanın özgür düşüncelerini sergileyebilmesi ve farklı yorumlar içeren sonuçların geri bildirimi ile zaman içerisinde bir fikir birliği oluşturulabilmesi adına bana göre geçerli bir yöntemdir.
sevdik, uygulamaktayız..
devamını gör...
kızını zorla tesettüre sokan aile
bireyin iç dünyasını hiçe sayan ailedir.
devamını gör...
normal sözlük 1. ankara zirvesi
benimde,büyük olarak gelenlere göz kulak olacağım zirve.
anne babalarınıza söyleyin gencolar.*
anne babalarınıza söyleyin gencolar.*
devamını gör...
gelinlik her genç kızın hayalidir
yapılan her genellemenin nesnel olarak değerlendirilemeyeceğini düşünürsek yine herkese hitap etmeyen bir başlık konusudur.
şahsen gelinlik, kırmızı kurdele, kına, tektaş yüzük türevi feodalite ve sermayeyi besleyen her türden gelenek ve uygulamaları midemi bulandırıyor. sen tektaş yüzük tak diye, afrika’nın geri kalmış birçok ülkesinde iç savaş çıkartılarak, düşük ücretlerle sömürülen insanlar varsa eğer sen de bu düzene alkış tutmuş olursun. sen kırmızı kurdeleyi gelenek diye takarsın ama anlamı başkadır. bu aymaz zihniyet başka kuşakları da etkiler ve feodal yapıyı ister istemez beslemiş olursun.
bu çağa ve bu ülkeye ait her türden birçok geleneğin alt metninde korkunç anlamlar yatıyor. bu yüzden hayalim falan değil gelinlik giymek, evlenmek de istemiyorum. hayatımın gidişatını bir başkasının inisiyatifine bırakmayacak kadar kendi başına bireyim. bir başkasının benden beklentisini, nazını, isteklerini çekemeyecek kadar da bencilim. özellikle bu ülkedeki red pillci erkeklerden mümkün olduğunca uzak durmaya çalışıyorum.
şahsen gelinlik, kırmızı kurdele, kına, tektaş yüzük türevi feodalite ve sermayeyi besleyen her türden gelenek ve uygulamaları midemi bulandırıyor. sen tektaş yüzük tak diye, afrika’nın geri kalmış birçok ülkesinde iç savaş çıkartılarak, düşük ücretlerle sömürülen insanlar varsa eğer sen de bu düzene alkış tutmuş olursun. sen kırmızı kurdeleyi gelenek diye takarsın ama anlamı başkadır. bu aymaz zihniyet başka kuşakları da etkiler ve feodal yapıyı ister istemez beslemiş olursun.
bu çağa ve bu ülkeye ait her türden birçok geleneğin alt metninde korkunç anlamlar yatıyor. bu yüzden hayalim falan değil gelinlik giymek, evlenmek de istemiyorum. hayatımın gidişatını bir başkasının inisiyatifine bırakmayacak kadar kendi başına bireyim. bir başkasının benden beklentisini, nazını, isteklerini çekemeyecek kadar da bencilim. özellikle bu ülkedeki red pillci erkeklerden mümkün olduğunca uzak durmaya çalışıyorum.
devamını gör...
geceye bir fotoğraf bırak
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının kahve tercihleri
sade türk kahvesi
devamını gör...
kafede yalnız başına oturan insan
uzunca bir süre gayet normal olduğunu düşündüğüm ve benim de sıklıkla gerçekleştirdiğim bir eylemin içerisindeki canlıdır. bu durumun pek çok kişi tarafından "garip" yahut tercih edilmeyecek bir şey olduğunu öğrendiğimde çok şaşırmıştım. neden bir yerde oturmak, bir şeyler içmek yahut yemek için mutlaka bir başka insan gereksin ki? bunu hiç anlayamadım. yalnız başına olmak fikri neden bu kadar "sıradışı" olarak görünüyor insanlara, bunu ciddi anlamda düşündüm ve bulamadım. herkes yalnızlığını çok sevsin yahut bunu bir ihtiyaç olarak hissetsin demiyorum tabi. bazı insanlar başkalarıyla olmaktan çok hoşlanabilir, yapı gereği dışadönük olabilir yahut sosyallikten beslenebilir. son derece doğal bu. fakat yalnız başına olmak da en az onun kadar normal değil mi? yahut ben mi fazla içselleştirdim bu durumu, bilemiyorum. bir gün bir arkadaşım: "ben tek başına yemek yiyen birini görünce çok üzülürüm, kimsesi yokmuş gibi gelir" dediğinde hayretler içinde kalmıştım. "ben asla tek başına yemeğe, cafeye filan gidemem, utanırım" demişti, aklım almamıştı. pek çok kişi için garip yahut acınası göründüğümü düşünmemiştim hiç. öyleymiş. ben ona şaşırmıştım bu yaşına kadar hiç tek başına sinemaya gitmediği için, o bana şaşırmıştı bunu defalarca kez yaptığım için. sonra etrafımı gözlemledim ve fark ettim ki gerçekten de insanların büyük çoğunluğu yalnız başlarına bir şeyler yapmıyorlarmış. çok acayip. yalnızlığa, biraz kendiyle kalmaya nasıl ihtiyaç duymaz bu insanlar, nasıl hiç yorulmazlar birileriyle olmaktan diye düşündüm ara ara. (bazı çıkarımlarım da var ama o başka bahis tabi.) ben bunları düşünürken bir "cafede yalnız başına oturan insan" olduğum için muhtemelen etraftaki pek çok kişi benim için üzülüyordu.
devamını gör...
sevdiğin insanı terk etmek
bazı gidişler sevgisizlikten değil, çaresizliktedir. sevmek bazen yetmiyor. hatta sevmek çoğu zaman yetmiyor. saygı, saygı, saygı... tüm ilişkilerin kökünde olmazsa olmazdır. saf sevgi diye kurulan çoğu ilişkinin hırsı vardır, sevgiye güvenme hırsı. bu hırs sevgiyi gösterene sınanma olarak döner. seven alttan alır sevilen sevgiden güç alarak haddinden fazlasına talip olur. sonra ne mi olur? kendini değersiz hisseden bir tükenmişlik. o yüzden ilişkiler kangren olmadan bitmeli. bu noktaya gelinmek istemiyorsa insanlar “saygı”yı sevginin önüne koymalı. unutmayın! herkesi sevmek zorunda değilsiniz ama saygı duymak zorundasınız. bir gün sevgi biterse kaliteli bitsin diye saygı köklerden gelmeli.
devamını gör...

