gelirken bakkala gireyim diyorum bir şeyler lazım mı?
küçük ancak yöneltilen insanı mutlu eden sorulardır.
devamını gör...

her nesilde olduğu gibi z kuşağında da iyi ve kötü kitleler var. bunu inkar edemeyiz ama bunu sadece z kuşağına indirgemek de doğru olmaz dostlar. her kuşağın, her dönemin kendine göre zorlukları, iyi yönleri, kötü yönleri vardi. bütün suçu z kuşağına yüklemeyelim zira daha önümüzde yeni kuşaklar da var.*
devamını gör...

hepsiburada
devamını gör...

--! spoiler !--

her koşulda hiçbir şeyden korkmadan aşkına sahip çıkan anna, malesef dönemin koşulları dikkate alındığında ciddi bir dışlanmışlık yaşar. daha da kötüsü, kocasının onu affetmiş olmasıdır. çünkü bir insanın nefreti, merhametinden ve acıma duygusundan çok daha az acı verir. anna her şeyi göze alıp hayatını paramparça etmiştir ancak aşığı buna değmeyecek kadar korkak ve gel geç gönüllüdür. sonunda gururu ayaklar altına alınmış, ihanete uğramış, her şeyini kaybetmiş bir şekilde ortada kalır ve buna daha fazla dayanamayarak hayatına son vermeyi seçer.

--! spoiler !--
devamını gör...

sözlüğe ilk geldiğim zamanlarda tanıştığım ve bana gerçekten çok yardımcı olan sohbeti de tanımları da ayrı değerli olan birisi .

ayrıca çok sevdiğim ve benimsediğim mahlasımı da bana kendisi önermiştir sağ olsun.kendisine tekrardan çok çok teşekkürlerimi iletiyorum .
devamını gör...

kahrolsundur. memelere özgürlüktür.
devamını gör...

okuyunuz.*

peygamber'in müslümanlara vasiyet ettiği temel görevlerden biri cihattı. bu sözcük arapça'da çaba ya da uğraş anlamına gelen c-h-d kökünden gelir.

bernard lewis-islam'ın krizi.


sultan bayezid ispanyol ve portekizden kovulan ve işkenceler gören yahudilere acıdı.ve tüm valilere bu yahudileri kabul etmelerini ve onlara iyi davranmalarını emretti.çok büyük sayıdaki bu mülteci yahudiler osmanlı himayesinde hristiyan zulmünden kurtuldu.onlarda büyük hayır işleri yaptılar ve vakıflar kurdular.


bernard lewis-çatışan kültürler.


islamın temel metinlerinin hiçbir yerinde terörizm ve cinayet emredilmez.
hiçbir yerinde taraf olmayan üçüncü kişilerin gelişigüzel katledilmesinin sözü bile geçilmez.

bernard lewis-inanç ve iktidar - ortadoğu'da din ve siyaset.
devamını gör...


açılmış sarmaşık gülleri kokularıyla baygın
en görkemli saatinde yıldız alacasının
gizli bir yılan gibi yuvalanmış içimde keder
uzak bir telefonda ağlayan yağmurlu genç kadın
çünkü ayrılık da sevdaya dahil
çünkü ayrılanlar hala sevgili
çünkü ayrılık da sevdaya dahil
çünkü ayrılanlar hala sevgili
rüzgar uzak karanlıklara sürmüş yıldızları
mor kıvılcımlar geçiyor dağlık yalnızlığımdan
onu çok arıyorum onu çok arıyorum
her yerinde vücudumun ağır yanık sızıları
çünkü ayrılık da sevdaya dahil
çünkü ayrılanlar hala sevgili
çünkü ayrılık da sevdaya dahil
çünkü ayrılanlar hala sevgili
ay ışığına batmış karabiber ağaçları gümüş tozu
gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar
yaseminler unutulmuş tedirgin gülümser
çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
çünkü ayrılık da sevdaya dahil
çünkü ayrılanlar hala sevgili
çünkü ayrılık da sevdaya dahil
çünkü ayrılanlar hala sevgili
çünkü ayrılık da sevdaya dahil
çünkü ayrılanlar hala sevgili

atilla ilhan
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yemeğe oturmamak. odada çürümek.
devamını gör...

çokomel ya da son dolar bükücü*(bkz: berat albayrak)
devamını gör...

arkadaşlar sözlük küfürsüz dendi, muhafazakar değil. ınsanlar özgürce her başlığı açıp, konuşamadıktan sonra özgürlük kelimesi askıda kalmış olur. ortada küfür, hakaret yoksa tamam. sözlüğü imam hatip lisesine çevirmenin anlamı yok.
devamını gör...

kendine yaptığın en büyük haksızlıktır. bir zamanlar bende böyleydim ama akıllandım artık. hayatımda iyi insanları tutuyorum ve onlar için koşarım. ama ilk olarak kendim iyi olmalıyım. psikolojik, düşüncesel, duygusal ve fizyolojik olarak.
devamını gör...

kanka senin noel baba vardi ya, heh o artık yok. (bkz: günümüz noel babaları)
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

osmanlı devletinde sarayın iç bölümüne verilen isimdir.

bu bölümde padişahın güvenilir hizmetkarları bulunurdu.

aynı zamanda devşirme sistemi ile nitelikli devlet adamı ve asker yetiştirilen eğitim odaları da enderun kısmında bulunurdu.
devamını gör...

ben de ilk inanmadım, "kendine gel cevap verme sakın" diye diye komik de bir cevap verdim hatta, gerçekmiş.
pek hoş hareketler bunlar, eksik olmayınız efenim *

yalnız 3 ayrı kişiden hoşgeldin mesajı alan arkadaşlarımız olduğunu gördüm, ben 1 kişiden aldım *
devamını gör...

hiç öfkelenemediğiniz için ağlamak istediğiniz oldu mu? benim birkaç kez oldu.*

benim binlerce sınavımın içinde bir sınavım var ki her seferinde beni kahrediyor. belki bin cezadan bir ceza bu da. dünyanın yapılmış bütün esprilerini, şakalarını, komikliklerini bir kenara bırakarak söylüyorum*: bir dağın tepesine çıkıp yeter* diye bağırmak istiyorum bunu yaşadığımda.

nedir bu cezam? doğru yerde, doğru zamanda, doğru kişiye öfkelenmeyi asla başaramıyorum. işte bu. katiyen başaramıyorum. sahici öfkelerimin hiçbiri doğru değil. tüm sahici öfkelerim bana elimi ayağımı titreten pişmanlıklar olarak geri döndü. neredeyse hepsi. galiba hepsi.

yapım gereği sakin bir insanım. daima orta yolcu makul bir insan olduğumu düşünürüm. bunu farklı insanlardan ve dahası en yakınımdaki insanlardan duymuş olmanın rahatlığı ve biraz da övüncüyle söylüyorum, doğrusu bu yönümü seviyorum. düşünce dünyamınn öbür ucundaki insanlarla rahatça iletişim kurmamı sağlıyor bu. gel gelelim insan bu ya öfkelenmek de icap eder yeri gelince kinlenmek de belki. ikincisine zamanım yok ancak ilki gerekiyor bazen. ben de ayda yılda bir sahiden bir öfke boşalması yaşıyorum*. ama hep yanlış zamanda, yanlış kişiye, yanlış yerde. halen düşündükçe kahrolduğum iki meseleyi kısaca anlatmak istiyorum:
birincisi bundan aylar aylar öncesi. bir müşteri temsilcisi ile. mesleğim icabı insanların dertleri, sıkıntıları, öfkelerine şahit olduğumdan muhatabının doğrudan insan olmasının zorluğunu çok iyi bilirim. dolayısıyla bu insanlara çok saygım var. ömrümde bir kez öfkelendim bir müşteri temsilcisi ile konuşurken. o da işte bu aylar önceki mevzu idi. neden öfkelendim mevzu neydi hiç hatırlamıyorum bile. ancak karşımdaki hanımefendiye birkaç kez yükseldiğimi hatırlıyorum. ilk kez bir müşteri temsilcisine yükseliyordum*. ve bu müşteri temsilcisinin birden benle konuşurken sesi titriyor. fark edince neyse hanımefendi bir ara bayiye uğrar bir bakarım iyi günler dilerim deyip kapatıyorum. telefonu duvara çarpmamak için nasıl kendimi tuttuğumu, sol ayağımın nasıl titrediğini anlatamam. yani bir kez öfkelendim. bir kerecik. yok ömrümde başka hatırlamıyorum. anlaşamayacağımızı anlarsam neyse deyip kapatıyorum. müşteri temsilcisiyle konuşurken bir kez öfkelenesim tutmuş ve karşımda sesi titreyen bir kadın. aylar geçti ancak titreyen o sesi unutamıyorum. halen ayaklarına kapanıp af dilenesim geliyor. ama beyhude artık. kırılan kırıldı. kırdığımla geçiştirdim bir öfke nöbetini daha.

bir diğer mevzu: bilenler var sözlükte, avukatım. henüz yeniyiz diyelim ama çevremiz fena değil. ne müvekkillerim ne karşı tarafla öyle hır gürümüz çok olmadı arada sesler yükselir bazen o kadar. birkaç hafta önce cezaevindeki bir müvekkilimizin babası ile telefonda tartıştık. dahası ortağımla görüştükten sonra aramam icap etti, biraz da doldurmuştu benim ortak. neyse aradım, sakince bir mesele varmış diye sorup dinlemeye başlarken beyefendi dakka bir gol bir hemen damarıma basmaz mı benim. detayı lüzumsuz ancak çok ağırıma gitti. alttan almaya çalıştım yine halen basıyor aynı damara, patlayacak. dayanamadım. karşımda iki katım yaşımda adam. tamamen küfürsüz argosuz. ne kadar damarı varsa hepsine bastım. nerdeyse onbeş dakika. yahu adam, bana allah aşkına söv, küfret, tehdit et, ofisine gelecem, seni bulacam, sağ komayacam de allah aşkına. iki katım yaşımda adam, babam yaşında. hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı telefonda. dakikalarca. belki on belki onbeş dakika. artık abi tamam dert etme bunları, içini ferah tut, rahat ol diye teselli seansları. güç bela kapadım telefonu. yahu diyorum kendi kendime, olmuş neredeyse iki yıl ilk kez bu kadar öfkeleniyorsun ve baban yaşında adam tutup ağlıyor. böylesi bir adama denk geliyorsun. olacak iş mi bu? oluyor işte.

bu benim cezam mı imtihanım mı bilmiyorum. belki de nasıl öfkelenmem gerektiğini bilmiyorum. çok saldırganlaşıyorum belki. belki öfkeden farklı bir şey yaptığım. ama neden ayniyle karşılık alacağım birine yönelmiyor bu öfke asla? şöyle dönüp adam akıllı ne zaman öfkelenmişim diye düşününce aklıma bunlar geliyor. daha eskisini pek hatırlamıyorum da. ama artık anladım. sahiden öfkelendiysem hiçbir zaman oh be içimi boşalttım rahatladım diyemeyeceğim.
insan bazı bazı içten bir öfke diler. öyle ki öfkeyi doğru yere sarf edebilmek de büyük meziyet. öyle değil mi? bir gün başarabilsem ben de anlayacağım. şimdilik sahici öfkelerimden bana kalan günlerce geçmeyen pişmanlık ve öfke fobisi.*
devamını gör...

günümüzün sorunlarından bir tanesi. gerçi yıllar önce de coğrafya gözetmeksizin vardı ve var olacak !
papaların kendilerini yaradan adayıp bakir bir hayat idame ettiklerinden yeğenlerini bir yere getirme uğraşlarına verilen isim. ah papa ah. sormayacak mı yaradan kul hakkını? swh
ülkemizde özel sektör ve kamuda bir şekilde tanık ya da muhattap olduğumuz adam kayırmacılık.
böyle gelmiş böyle gidecek korkarım vallah
adam genel müdür şirkete alım olacak vasıfsız yeğenini alıyor. bir de yetmez gibi sıfır deneyimli birini o birimde yetkili yapıyor.
kamu tarafına girersek çıkamayız. her dönemde ayyuka çıkan skandal liyakatsiz atamalar.
devamını gör...

türkiye çatısı altında gerçekleşen ve rakam duyulunca şaşkınlık oluşturan hede. kadınlar olarak her gün "yeter!" diye bağırmaktayız.

sevgiden, aşktan, güvenden geçtik artık. öldürmesinler istiyoruz. öldürmeyen sevgi istiyoruz. lütfen yaşama hakkımıza saygı duyun.
devamını gör...

eleştiri yapmayı bilen insanların eleştirisini elbette kabul ederiz. lakin eleştiri adı altında hakaret ettiğinizde bunu kabullenmek zorunda değiliz. önce eleştiri nedir onu anlamak lazım.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim