karadelikler uzayda bulunan, ışık yaymayan ve yüksek çekimsel kuvvete sahip cisimlerdir. evrenin en obur cismi olan kara delikler, uzayda bulunan her türlü cismi yutma eylemi gösterir.
belirli bir ömürleri olduğu söylenir. şöyle ki; zamanı dolduğunda geriye toz bulutu bırakıp yok olurlar.

matematiksel olarak karadeliklerle evrenin bir ucundan bir ucuna ışınlanmak/zaman yolcuğu yapmak mümkündür. ancak madde evreni dediğim varlık, bunun mümkün olmaması için elinden geleni yapar. en büyük kanıtı ise; karadelik merkezine inmenin imkânsız kadar zor olduğunu söylemesidir.

madde yoğunluğu, yüzey sıcaklığı gibi nedenlerden ötürü içeri düşen cisim, henüz merkeze yetişemeden parçalanır.

sözün özü; karadeliklerle zaman yolculuğu maddeler evreni'nde imkânsızdır.
devamını gör...

sezen aksun’nun (bkz: firuze) şarkısında ;hüzün buğusu gibisin sen firuze’yi üzüm kurusu gibisin diye anlıyordum evet ben.
devamını gör...

gülümsemesinin ardında bir acı saklayan kimse demektir.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
bedenimde bu cümleyi taşıtacak kadar hayatıma dokunan kitabın yazarıdır.
devamını gör...

sar abime oradan suç ve ceza.
devamını gör...

yattara' ya çok benzetilirim.
devamını gör...

edebiyatının yapılmaması gereken durumdur.
devamını gör...

kuzuların sessizliği filminin devamı ve ridley scott’un aynı isimli hanibal romanından uyarlanmış 2001 yapımı psikolojik gerilim filmi.
izlediğimde uzunca bir süre et ve türevlerini yiyememiştim.
devamını gör...

yahu anamız babamız ölüyor da rutine bağlıyoruz bir süre sonra bura ne ki. iki güzel anarız arada o kadar.
devamını gör...

odada daha önce hiç görmediğiniz objeleri keşfetmenize sebebiyet verecek durumdur.
devamını gör...

1866 -1944 yılları arasında yaşamış fransız yazardır. 1915 yılında nobel edebiyat ödülünü almıştır. bütün yapıtları arasında, "sanat ve hayat görüşünü, yaşadığı çağın ve toplumun insanları ve olayları üzerindeki düşünce ve eleştirilerini kucaklayan engin bir fresk" olduğu için en bilinen romanı jean christophe'tur.

panait ıstrati'yi keşfetmiş ve "balkanların gorki'si" olarak tanıtmıştır.
devamını gör...

ışini yapmaya çalışan tezgahtardır. ınsanın kendisini hırsız gibi hissetmesine neden olurlar. bazıları teşekkür ederim yardıma ihtiyacım yok dedikten sonra peşinizi bırakırken bazıları hala peşinizden ayrılmadığı için mağazyı koşarak terk etmenize neden olurlar.
devamını gör...

29.762 vaka ve 146 ölüm ile artmaya devam eden rakamlardır.


kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

covid19.saglik.gov.tr/
devamını gör...

çocuk gördüğünde ilk ve favori sorusu ''sen kimin çocuğusun'' olan teyzedir. cevap gelmezse çocuğu bir köşeye sıkıştırır bakışlarıyla, tekrar tekrar sorar hatta ipucu bile verir ve o cevabı muhakkak alır. küçükken bana da sorulmuştu da ''annemin'' cevabını vermiş, teyzeleri güldürüp aralarından sıvışmıştım. espritüel kişiliğim çocukluktan kendini gösteriyormuş canım*.
devamını gör...

böbrek ağrısı.en son acilde doktora ya öldürün ya da bayıltin duramıyorum dedigimi hatırlıyorum.
devamını gör...

kılmaya başlamadan önce ve sonra hayatımı maddi manevi değiştiren ve düzene sokan ibadet. ilk başlarda şeytan gerçekten çok fazla vesvese, bahane sunuyor ve bıraktırıyor. 40 gün düzenli kılarsanız günde 1 vakit bile olsa en sonunda artık yemekten sonra çay gibi zevkli hale geliyor. günde birkaç kere bu dünyanın, gerçek hayatın tarlası olduğunu hatırlıyorsunuz.
devamını gör...

islam'ın dini kurallarına göre değil, kendi oluşturduğu kuralları islam'a uydurarak yaşayan kişilere söylenen söz.
devamını gör...

her gün alırım bir dal. genelde "inşallah yüzün hiç gülmez. allah belanı versin" şeklinde olur. öyle tövbe falan da etmez. bayağı içinden söylüyor bunları. sağ olsun.
devamını gör...

bütün paramla dolar alır cape town'a giderim. 1 dolar 16 rand.
devamını gör...

bir arkadi strugatski ve boris strugatski bilimkurgu romanıdır.

bazen çok büyük bir kendini beğenmişlik yaptığımı düşünüyorum arkadi ve boris strugatski romanları ile ilgili tanımlar yazarken. içimden bir ses sürekli “ ne hakla” diyor ama yine kendimi tutamayacağım ve yazacağım tanımımı.

yıllardır aklımda olan bir öykü var. öykünün her şeyi hazır; zihnimde yazdım bitti, yan öyküleri hazırladım, karakter derinlikleri tamam. sadece oturup kağıda dökmek kaldı ama olmuyor. ne zaman bu öyküyü somutlaştırmak için masanın başına otursam bir şey oluyor. ya biri geliyor ya keyfim kaçıyor ya telefon çalıyor ya da uykum geliyor. uzun süredir anlam vermeye çalışıyordum “ kantar ve göktaşı” öykümü neden yazamadığıma. bu kitabı okuduktan sonra nedenini anladım.

bir biliminsanı olan dimitri malyanov nobel almasını garantileyecek bir buluşun arefesinde olduğu için eşini ve çocuğunu tatile gönderir ve çalışmalarına son hızla devam eder. ama bir şeyler onu engellemek için seferber olmuştur adeta. önce kapısına bırakılan votka sonra insanı bilimden soğutacak kadar güzel bir kadın.

dimitri diğer biliminsanı arkadaşlarının çalışmalarının da aynı şekilde engellendiğini öğrenir. evren biliminsanlarının çalışmasını engellemek için bir kumpas kurmaktadır.

kantar ve göktaşı öykümün kaderi de bu olabilir bence. eğer bir gün bir yerde bu öyküyü okursanız bilin ki evrendeki kötü güçlere karşı savaşı kazanmışımdır.

o zamana kadar bu muhteşem romanı okuyup kendi talihsiz yaratıcı çabalarınızın neden sonuçsuz kaldığını anlayabilirsiniz.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim