arabistan yarımadasının güneyinde bulunan yemen’in bir şehridir.
devamını gör...

deneyimlediğim ve orada burada denk geldiğim, ufak çaplı çevirilerinizde kelime ve cümle yapısı hakkında işinizi görecek öneri başlığıdır. hazırsanız başlıyorum sayın kafalar:

www.daytranslations.com/fre...
tradukka.com/translate
www.translatedict.com/index...
www.reverso.net/translation...
dictionary.cambridge.org/
phrasebank.manchester.ac.uk/
tureng.com/tr/turkce-ingilizce
translate.google.com/
ceviri.yandex.com.tr/
www.microsoft.com/tr-tr/tra... (word metninizde çevir seçeneğinde bulabilirsiniz)
quest-app.appspot.com/ (programdır, indirmek lazım.)
www.oxfordlearnersdictionar...
devamını gör...

tertemiz mis gibi bir aktivitedir. yıkanacak şeyler arasında yağlı tava varsa ilk başta kaynar su kullanılması şiddetle önerilir.
devamını gör...

bulaşık makinesi elle açılır ayakla kapatılır.
devamını gör...

"resmi gazete’de yayımlanan atama kararlarından akp grup başkanı ve ankara milletvekili naci bostancı’nın oğlu çıktı. enerji ve tabii kaynaklar bakanlığı’na bağlı nükleer enerji ve uluslararası projeler genel müdürlüğü’ne naci bostancı’nın oğlu afşın burak bostancı atandı."

biz de okuyup, yüksek lisans yapalım. sonrasında ise iş garantimiz dahi olmasın. yok ki şöyle badem bıyıklı bir babamız.

buradan
devamını gör...

bir ara araştırıp edindiğim birkaç bilgi vardı, özellikle roma'nın cenazelerine takmıştım. öğrendiklerimden sonra daha da ilgim arttı.

şöyle ki, antik roma'da, ölmeden önce can vermek üzere olan bi insan evladının son nefesini içine çekmek büyük şans getirir gibi bir inanç varmış. insanlar, ölmekte olan akrabalarının üzerine üşüşür, içine çekebilmek için neredeyse diğer aile üyeleriyle kavga ederlermiş... düşünsenize, bugün aynı şeyin olduğunu... dahası da, ölen insanlar bir hafta boyunca hareketsiz bir şekilde kalmak zorundaydı öldüğü evlerde, ne biçim leş gibi kokuyordur...

sonrası da ilginç, gömülmeden/yakılmadan önce, aile üyeleri, ölen yakınlarının yüzlerini temsil eden masklar takarlarmış cenazelerde ve cenaze ile birlikte yürürlermiş.

son olarak, ilginç bir olay ile girdimi noktalamak isterim.

roma imparatoru, impratorumuz septimus severus ne yazık ki york'ta ölüyor. roma'daki cenazesi için de balmumundan heykeli yaptırılıyor, buraya kadar yine bi nebze normal ama ilginç olan kısım, bütün hekimler, bu balmumu heykelin başında, sanki ölmek üzereymiş gibi tedavi etmeye uğraşmaya başlıyor, olağanüstü bi çaba harcıyorlar balmumu ölmesin diye... ama allah'ın işi işte, imparatorun balmumu heykeli ölüyor, bizim hekimler de üzülerek imparatorun öldüğünü bildiriyorlar.

bu balmumu heykelini odun yığını üzerine koyuyorlar, bu arada bu odun yığını da birkaç kattan oluşuyor, pasta gibi. odunları yakıp balmumu heykelini eriterek cenaze merasimini düzenliyorlar ve en son olarak odun yığınının üzerinden bir kartal uçuruyor ve imparatorun ruhunu cennete postalıyorlar.

daha böyle edindiğim çok bilgi var aslında, ara ara paylaşabilirim.
devamını gör...

esas hakkında savunma, savcılığın esas hakkında mütalaasına karşı savunma tarafının beyan ve görüşlerini yargılamayı yapan mahkemeye bildirmesidir. diğer bir deyişle, esas hakkında savunma, ceza mahkemesinde yapılan yargılamada mahkemenin son kararının nasıl olması gerektiği konusunda yapılan son savunmadır.

--- alıntı ---

barandogan.av.tr/esas-hakki...

--- alıntı ---
devamını gör...

"bilgisiz karanlıklarda solar giderim"
dizelerini yazan miko'nun şiirinin okunduğu yayındır. emeğinize sağlık sayın yazarımız.

yayın için de vaktini ayıran heeerkese teşekkürler teşekkürler. çizim yaparken 10 numara gidiyor*.


ekleme düzenlemesi: lütfen ama lütfen ozi'nin şarkısını pazarı pazartesiye bağlayan her gece marş olarak sözlük radyosunda çalalım. yapar mısın bu iyiliği bize gomercan?
devamını gör...

" olmayacak " denilenlere bir nevi inat olarak sonunun evliliğe kadar gitiği görülen durum.

gerçekten sadık bir insansanız ve karşınızdaki de öyle ise hiçbir şekilde sorun olmayan ilişki türüdür.
devamını gör...

kalp her zaman sevginin sembolü olmuştur. çünkü sevdiklerimizi gördüğümüzde kalbimizin hızlı ve güçlü atması, ona tepki vermesi aşkın kalbimizde yer aldığına olan inancı güçlendirmiştir.
kalp, vücudun en önemli organı olmakla birlikte ana görevi olan vücudun her yerine kan pompalayan bir kas olması dışında işlevi yoktur.
bu konuya aşk beyinde başlar, kendini kalpte gösterir şeklinde bir açıklama getirebiliriz.
beynimiz en kapsamlı organımızdır. beynin her bölgesi farklı işlevleri organize eder. duygulardan ve sevgiden orta beyin sorumludur. yani sevgi orta beyin tarafından algılanır. insan sevdiğini görünce orta beyin kalbin daha hızlı ve güçlü atmasına neden olan kimyasalları salgılattırır.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

(bkz: hi my i run) hem de zekice güldürenlerden.
sevgili yazar kardeşlerim var olun sizler. *
devamını gör...

ben duramam, buralar dar efendi
fırtınlar boyum aştı da göğü deldi


melike şahin-nasır
devamını gör...

2015 yapımı belgesel niteliğinde sayılabilecek bir dram/komedi filmidir. film genel olarak 2008 yılında amerikada gerçekleşen emlak piyasası kaynaklı ekonomik krizin neden çıktığını, bu krizin geleceğini bile bile şirketlerin nasıl 3 maymunu oynadığını anlatıyor. genel olarak filmin dili anlaşılabilecek düzeyde. fakat ağır geldiği yerlerde anthony bourdain, margot robbie, selena gomez gibi ünlü insanların anlayamadığınız kavramları sizin anlayabileceğiniz düzeyde anlattıkları güzel klipler koyulmuşşekil 1-a. filmin kadrosunda (bkz: christian bale)(bkz: ryan gosling)(bkz: steve carrel)(bkz: brad pitt) gibi aşina olduğumuz isimler var. hem güleceğiniz gülerken de iki-üç bir şey öğrenebileceğiniz hoş bir film. ayrıca filmdeki bütün olayların ve karakterlerin gerçekte aynı isimlerle var olduğu bilgisini de paylaşayım. tavsiye edilir...
devamını gör...

monami 48'li pastel boya seti.
devamını gör...

çeken akıntı da denilen bu akıntıyı, karadeniz'de oluşan kuzey rüzgarı tetikliyor. kıyıya vuran dalga, geriye çekilirken mikser misali dönerek hareket ediyor. akıntıya kapılan kişiyi de alıp götürüyor. usta yüzünün bile karşı koyamayacağı derecede güçlü olan akıntı yüzünden şile - kilyos kıyılarında boğularak ölme olayları yaşanıyor.
devamını gör...

"vel asr. innel insane le fi husr"
"andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir."
asr suresi.
devamını gör...

sayesinde karanlık bir coğrafyada yaşamaktan kurtulduğum, türkiye cumhuriyetinin kurucusu. şair, matematikçi, yazar, asker, siyaset adamı, öğretmen.
devamını gör...

üst tanımdaki yazar arkadaşın bahsettiği gibi adını değiştirip mahmut da yapsalar, o ortama girip içkisini içecek olan adam, o tabelaya kafasını kaldırıp tekrardan meyhane yazısını görecek. sonra da kapısından içeri girip abesle iştigal mevzuları kısa süre için de olsa unutacak.
devamını gör...

bundan tam 26 yıl önce 11 temmuz 1995'te başlayan katliam. 26 yıl önce avrupa'nın göbeğinde gerçekleşen, kimsenin “dur” demediği bir soykırım. yakın tarihte gerçekleşen en acı verici, en utanç verici olaylardan biri.

srebrenitsa, bosna-hersek'in doğusunda sırbistan sınırına 10 km. uzaklıkta bir boşnak şehridir. şu anda nüfusunun çoğunluğunu sırpların oluşturduğu srebrenitsa şehrinin nüfusunun çoğunluğunu 1992 yılında başlayan bosna savaşı öncesi boşnaklar oluşturuyordu. 1991'de yapılan yugoslavya nüfus sayımlarına göre 36 bin nüfuslu srebrenitsa şehrinde %75.2 oranında boşnaklar %22.7 oranında sırplar yaşıyordu.

1992 yılında büyük sırbistan kurma hayalindeki sırplar, devlet başkanı slobodan milošević ve general momčilo perišić'in desteğini alarak sözde bosna sırp devleti ve sırp demokrat partisi başkanı olan radovan karadžić ve general ratko mladić öncülüğünde bosna-hersek'te etnik arındırma çalışmalarına başladılar.

bosna savaşı'nın başlamasıyla beraber sırp ordusu doğuya doğru hızla ilerledi ve nüfusunun %75.2'sini boşnakların oluşturduğu 36 bin nüfuslu srebrenitsa'yı ele geçirdi. birkaç ay sonra boşnaklar srebrenitsa'yı geri aldı.

ocak 1993'te sırplar boşnakların elinde tuttuğu bölgelere saldırmaya başladı. bijeljina, bratunac ve zvornik gibi sırp saldırısına uğrayan çevre şehirlerden kaçan boşnakların göçü sonucu srebrenitsa'nın nüfusu 60 bine çıktı. srebrenitsa'da gıda, su ve tıbbi malzeme kıtlığı başladı.

16 nisan 1993'te birleşmiş milletler güvenlik konseyi, saraybosna, tuzla, žepa, goražde, bihać ve srebrenitsa’yı birleşmiş milletler korumasına alarak güvenli bölge ilan etti. birleşmiş milletler barış gücü srebrenitsa'ya asker sevk etti. artık bijeljina, bratunac ve zvornik gibi sırp saldırısına uğrayan çevre şehirlerden kaçan binlerce sivil ve srebrenitsa halkı birleşmiş milletler barış gücü’nü temsil eden 429 hollandalı askerin koruması altındaydı. bu tarihten sonra sırp saldırıları durdu ama srebrenitsa çevresindeki sırp kuşatması devam etti. sırplar srebrenitsa’ya gelen insani yardım konvoylarının çoğunu şehre sokmuyorlardı. srebrenitsa halkı açlık, susuzluk ve sefaletle boğuşuyordu.

mart 1995'te radovan karadžić žepa ve srebrenitsa'nın dış dünyadan tamamen koparılması emrini verdi. sırplar gelen insani yardım konvoylarının tamamını engellemeye başladılar.

6-8 temmuz 1995:
sırp kuvvetleri sabaha karşı bombardımana başladılar. boşnaklar kendilerini korumak için daha önce birleşmiş milletler barış gücü'ne teslim ettikleri silahların geri verilmesini istediler fakat isteklerine olumsuz cevap aldılar.
bombardımanın ağırlaşması ve atılan roketlerin sığınmacıların tutulduğu merkezin ve birleşmiş milletler barış gücü'nün gözlem noktalarının yakınlarına düşmesi sonucu hollandalı komutan thom karremans birleşmiş milletler'den yardım istedi. birleşmiş milletler yugoslavya koruma gücü komutanı general bernard janvier bu isteği reddetti.

9 temmuz 1995:
sırp kuvvetleri bombardımanı daha da ağırlaştırdılar, hollanda gözlem noktalarına saldırdılar ve 14 hollandalı askeri rehin aldılar.

10 temmuz 1995:
hollandalı komutan thom karremans sırpların hollanda mevzilerini bombalaması sonucu birleşmiş milletler'den tekrar yardım istedi. birleşmiş milletler yugoslavya koruma gücü komutanı general bernard janvier bu sefer yardım isteğini kabul etti. birleşmiş milletler uçakları şehre ulaşmadan sırplar saldırılarını geçici olarak durdurdu.
general bernard janvier yaptığı basın toplantısında, birleşmiş milletler koruma gücünün bu tepkisizliğini savunarak “herkese bir kez daha hatırlatmak isterim ki, bosna hükümet ordusu birlikleri kendilerini savunacak güce sahiptir. hem srebrenitsa'ya yönelik bir müdahale yapmamız da boşnaklar tarafından istenmemektedir. oradaki durum 1993'teki gibi değil. aldığım bilgilere göre boşnak askerler srebrenitsa yolu üzerindeki hollanda askerlerine ateş etmekte ve srebrenitsa üzerinde uçan nato uçaklarına saldırmaktadırlar. müslümanlar bizi arzulamadığımız bir yola çekmeye çalışmaktadırlar.” açıklamasını yaptı.
birleşmiş milletler yugoslavya özel temsilcisi yashushi akashi de “saldırıları müslümanlar başlatıyor. sonra da birleşmiş milletler ve uluslararası gücü yanlış kararlarına ortak etmeye çalışıyorlar.” diyerek general bernard janvier'in bu açıklamasına destek verdi.
hollandalı komutan thom karremans sırplar 11 temmuz saat 06.00'a kadar güvenlikli bölgeden çekilmezlerse nato uçaklarının büyük bir hava saldırısı başlatacağını söyledi.

11 temmuz 1995:
sırp kuvvetleri beklenen saatte geri çekilmedi. saat 09.00'da hollandalı komutan thom karremans saraybosna'daki birleşmiş milletler merkezinden hava desteğinin yanlış bir şekilde istendiğine dair bir mesaj aldı. saat 10.30'da tekrar gönderilen dilekçe general bernard janvier'e ulaştı. ancak saat 06.00'dan beri havada olan nato uçakları yakıt ikmali yapmak için italya'ya dönmek zorunda kalmışlardı. saat 14.30'da hava desteği sorunu çözüldü ve hollanda'ya ait iki adet f-16 uçağı srebrenitsa'yı kuşatan sırp mevzilerine iki adet bomba bıraktı. bombalardan biri sırp kuvvetlerine ait bir zırhlı personel taşıyıcıyı vurdu, diğeri sırp kuvvetlerine ait bir tanka isabetsiz bir atış yaptı. sırplar bu saldırılara karşılık ellerindeki hollandalı rehineleri öldüreceklerini ve bombardımana başlayacaklarını tehdidinde bulununca saldırılar durdu.
iki saat sonra sırp general ratko mladić sırp kameranlarla birlikte srebrenitsa'ya girdi. akşam saatlerinde mladić, karremans'ı yemeğe davet ederek şehirdeki müslümanların canlarını garanti altına almak için silahlarını teslim etmeleri gerektiğini söyledi. ratko mladić hem srebrenitsa saldırısı'nı hem de bunu takip eden srebrenitsa soykırımı'nı bizzat yönetti.

11-18 temmuz 1995:
11 temmuzu 12 temmuza bağlayan gece 15 bin kadar boşnak, dağları aşarak srebrenitsa'dan tuzla'ya kaçmak için ormanlık bölgeye girdiler. fakat kaçmaya çalışırlarken sırplar tarafından bombardımana tutuldular. birçok boşnak topçu ateşi ve keskin nişancı ateşiyle, bazıları ise sırp askerleri tarafından yakalanarak öldürüldü.
sırp askerleri srebrenitsa içinde kalan boşnak kadın ve çocukları otobüs ve kamyonlarla boşnakların elindeki müslüman bölgelerine gönderdiler. 30 saat içerisinde 23 bin civarı kadın ve çocuk srebrenitsa’dan tahliye edildi.
16 yaş ile 70 yaş arasındaki 8 binden fazla boşnak erkeği ise “savaş suçlusu sanıkları olarak sorguya çekmek” için toplanarak depolara, okullara ve ambarlara dolduruldu ve kurşuna dizilerek toplu mezarlara gömüldü.
11-12 temmuz tarihlerinde sırp general ratko mladić'in hollanda üssünde hollandalı yetkililerle yaptığı görüşmeler sonucu birleşmiş milletler barış gücü hollanda üslerine sığınan 5 bin civarı boşnak sırplara teslim edildi. bunun karşılığında sırplar rehin tuttukları 14 hollandalı askeri serbest bıraktılar.
sırp general ratko mladić kameralar karşısında kimseye hiçbir şey yapılmayacağı ve herkesin güvenle srebrenitsa dışına çıkarılacağı garantisi verdi. kamyon ve otobüslere bindirilen boşnak erkeklere esir değişimi için tuzla'ya gönderilecekleri söylendi.
tüm bu olaylar yaşanırken birleşmiş milletler barış gücü'nü temsil eden ve boşnakları korumakla görevli olan hollandalı komutan thom karremans ve hollandalı askerler boşnak sığınmacıları sırplara teslim etmekten başka bir şey yapmıyordu.

not: akp genel başkanı recep tayyip erdoğan'ın 2012 yılında başlattığı kürtaj tartışmaları üzerine 2002-2013 arası ve 2016-2017 arası sağlık bakanlığı görevini üstlenen recep akdağ isimli şahıs “tecavüze uğrayan kadın doğursun, gerekirse devlet bakar.” minvalinde bir açıklama yapmıştı. recep akdağ'ın bu açıklamasını savunmak için dönemin akp sakarya milletvekili ayhan sefer üstün srebrenitsa katliamı hakkında “bosna’da kadınlar tecavüze uğradı ama doğurdular. anne karnında hepsi öldürülseydi o tecavüzcülerin yaptığından çok daha büyük bir dram, suç ortaya çıkacaktı.” demişti. recep akdağ'ın ve ayhan sefer üstün'ün bu utanç verici açıklamaları da unutulmasın istedim.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim