zamanında dinlere inanan biri olarak zamanla bilime merak sarmaya başladım. sonra tanrıları sorgulamaya başladım. inandığım tanrılar da vardı. sonra insanları gözlemlemeye başladım ve çoğunluk sorgusuzca dümdüz tanrı allah'a inanırken (diğer dinleri gözlemleme şansım olmadı ama farkı olduğunu sanmıyorum), bilimsel olarak tanrıları araştıryordum. sonra bilimin tanrılarla hiçbir uzaktan yakından alakası olmadığını fark ettiğim de tanrı kavramlarının sadece insanın güçsüz ve zayıf düşüncelerinin yarattığı mitolojik bir varlık olduğunu anladım. insan kendi yarattığı süper güçlere bağlanıyor ve ona inanıyordu. kutsal kitaplar dediğimiz kitaplar aslında bildiğimiz sıradan mitolojik yazılardan başka bir şey değildi. insan yine kendi yazdığı bir şeyi referans alıyor ve kutsallaştırıp inanıyor. akıl ve mantık burada devre giriyor. aklını iyi idare eden insanlar böyle absürdizm olaylarına kapılarak karanlıkta kaybolmaz, günümüzde modern düşünceyle aydınlığa çıkar. eskiye bağlı kalan insanlar asla günümüz anlayışına ve bilimine ayak uyduramaz, günümüzde o zamanın kafasını yaşamaya devam ederler.
devamını gör...

piton ve anakonda.
devamını gör...

arabaların oldukça işe yarar ve karizmalarına karizma katan bir parçadır.
devamını gör...

bak hele bak sen önce ölümün sebeplerini konuşacakmışız, sonra da ölümleri konuşacakmışız. bu mantıkla sen de birilerine göre öldürülmeyi hak ediyor olabilirsin. o halde senin de başına kötü ve acımasızca bir olay gelirse önce sebepleri düşünürsün, hak ettim falan dersin herhalde tamam mı canım? ulan can almak da can vermek de allah'a mahsus değil mi? senin inandığın din öldür falan mı diyor?
vay be yiğidim seni reelde de tanımak isterim.
gerçi siz badem bıyıklarınızın altına saklanmayı seversiniz.
devamını gör...

bu defa can sıkıntısından bir başlık da ben açmak istedim.
bulunduğunuz ortamda devam eden sohbette ya da yanınızdan geçen insanlardan duyduğunuz belki de açık kalan ve işlemediğiniz tv den bir cümleyi yazacağınız başlık.
ilk örnek benden gelsin; peder bey anlatıyor.
- ulan 25 yıl sen oturdun biz sesimizi çıkarmadık, şurada ölümüme kaç yıl kaldı? bırak biraz da ben oturayım !!!
devamını gör...

iyi insan yoktur, henüz çıkarlarınızın çatışmadığı insan vardır. yoksa "ne iyi insan" diyerek başlattığımız arkadaşlık ilişkileri "şeytan görsün yüzünü" cümlesi ile biter miydi? dolayısı ile mesele, iyi insan olmak/ iyi insanı bulmak değil, iyi kalabilmektir.
devamını gör...

yazılarını beğeniyle okuduğum, portakaldan sonra sözlüğün en önemli meyvesi olma statüsünde bulunan değerli yazar.
devamını gör...

tek yönlü keskin japon kılıcı.
japon samurayı tarafında kullanılır.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


tip: bahşiş

bunalım: sorunların üstesinden gelememe hali.

geek: popüler kültürün ıvır zıvırlarını kutsayan, pokemon sevici, siber keşiş.

tip bunalımı: mesela geek toplumsal bir tiptir. içine doğduğu kültürle özdeşemez, mevcut olanı kusurlu gördüğü için alt kültürlere sığınmaya çalışır. oynadığı oyunun geçtiği evrenin içinde yaşamak ister. okuduğu science fictionların gerçek dünyadaki fahri konsolosluğuna soyunur. bütün seriyi traş edecek sabrı gösterdiği için konuyla ilgili kendinden daha bilgili kimse yoktur. lucas la star wars evreni hakkında tartışabilecek cürreti edinmiştir. polarize kafalar yaşar bunalımdadır ama bunu saçma sapan şeylerle bastırmaya çalışır. kendiyle yada toplumla tartışacak beygir gücünü kendinde görmez zaten toplum laftan anlamaz ve rönesans cahili bir gürühtur onun için.

bir defa bir tipe büründünüz mü artık o tip üzerinize yapışıp kalır, kalıcı bir apaçi dövmesini taşımanın yıllar sonra verdiği pişmanlık gibi sızlayıp durur ruhunuz. geri vitesi olmayan tiplerle empati kurdukça serebroya bağlanan profesör xavier gibi zihinsel sancılar çekmeye başlarım. herkes sizi harry potter sevici olarak tanımış bir defa, 3. sınıf bir şey hoşunuza gitsede renginizi belli edemezsiniz. uslubunuz bile kalıplı ve boktan bir şekilde ömür boyu aynı tıngırtıda seyretmeye devam etmek zorundadır.
devamını gör...

telefonu icat eden muhteşem mucit alexander graham bell, sese olan ilgisiyle araştırmalara başlamış. şüphesiz bu ilgisinin arkasında annesinin ve eşinin işitme engelli olmasının büyük payı vardır.yaptığı deneylerde ilk olarak telgraf teli üzerinden sesi iletmeyi başardı. çalışmalarına devam etmek için thomas watson' ı işe aldı. ve ikisi beraber ilk telefonu icat etti. icat ettikleri telefon konuşmasında bell'in ilk sözleri;
"bay watson, buraya gelin lütfen, sizi görmek istiyorum" olmuştur.
devamını gör...

büyük düşünceler, büyük bir zekadan çok, büyük bir kalpten doğar.
devamını gör...

bir penny marshall filmidir.

filmin başrollerinde dünya sinemasının gelmiş geçmiş en büyük oyuncularından biri olan ve travis bickle, louis gara, gil genard, max cady, jake la motta ve vito carleone gibi karakterlerle hafızamıza kazınan iki oscar ödüllü robert de niro ve gülümsediğini zaman herkesin gülümseten ve çok yakın bir zamanda kaybettiğimiz oscar ödüllü robin williams bulunmaktadır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
film, 2015 yılında kanserden kaybettiğimiz nöroloji profesörü ve yazar oliver sacks’ın aynı isimli kitabından sinemaya uyarlandı. sacks, türkiye’de en çok karısını şapka sanan adam kitabı ile tanınır. filmin çekimleri esnasında robert de niro ve robin williams gözlem yapmak için oliver sacks ile birlikte hastanede belli bir zaman geçirmişlerdir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
filmin hikayesi bir hastanede geçmekte. bu hastanede işe başlayan bir doktor bir nevi bitkisel hayat yaşayan comatose durumundaki hastalarla çalışır ve bir süre sonra herkesin umudunu kesiti bu hastaların reflekslerinin çalıştığını fark eder. ve bir ilaçla onları tedavi edebileceğini düşünür. bu ilacı sadece bir hasta üzerinde denemesine izin verilir ve ilaç faydalı olur. hasta normale döner ancak ilacın bazı yan etkileri de vardır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
oliver sacks’ın gerçekten yaşadığı bir olaydan yola çıkarak yazdığı bu hikayenin filmi de en az kitap kadar başarılı olmuştur. can yakan bir filmdir. unutulmaz sahnelerle doludur. ve muhteşem bir oyunculuk içerir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
meraklısı için yazdığım bu paragraf hızlı ve öfkeli serisinin yıldızı vin diesel hakkında. bu film vin diesel’in oynadığı ilk film ve ilginçtir ki filmde vin diesel’in saçları var.
devamını gör...

isminin veriliş hikayesi şöyledir: bir gün buckingham sarayında kraliçe ve prensler kahvaltı ederlerken prenslerden biri ekmeğine haddinden fazla çikolata sürüyor ve bunu gören anneleri prensi "çok o prens" diyor ve kahvaltıda sürülmelik cikolatanin adı cokoprens olarak kalıyor.
devamını gör...

yapay zeka konulu olağan toplantısını tamamlamış kulüp.
yapay zekadan genel olarak bahsedip getireceği tehlikeler neler olabilir, sanat eseri üretebilir mi, bilinç sahibi olabilir mi gibi soruları tartıştık, aiva'yı dinledik, robot sophia'nın sanat eserlerini inceledik.
iki haftada bir, biri sanat biri bilim üzerine yaptığımız olağan toplantılarımız devam ediyor. sanatla veya bilimle ya da her ikisiyle ilgilenen herkesi kulübümüze bekliyoruz.
bir sonraki toplantımızda görüşmek üzere!
devamını gör...

normal yani insancıl kafa yapısı ile düşünen insanlar için pek bir fark olacağını sanmıyorum.

ama tabi beyninin hastalıklı tarafı, sağlam tarafını geçmiş insanımsılar için aynısını söylemek zor.

onlara nefretlerini kusmak için fırsat çıkardı ne yazık ki.
devamını gör...

ilerde gerçekleşecek olayları mevcut verilere veya tecrübelere dayalı olarak yorumlama ve tahmin etme güdüsü.
devamını gör...

kalksam duraktan, dolmuş gibi
arka koltukta, unutulmuş gibi
terliklerimle, gelsem sana
sonunda aşkı, bulmuş gibi
(bkz: ezginin günlüğü)
devamını gör...

aynı zamanda house of cards'da claire underwood karakterini canlandırandır.

(bkz: robin wright)
devamını gör...

güzel başlık.

yemek değil ama yaklaşık beş yıl önce reçel yapma kararı almıştım. bana göre yediğim bütün reçeller çok fazla tatlıydı. hemen kafamda şekeri az koyarım* diye minik bir plan yaptım. orman meyvelerini kullanayım dedim. yabanmersini ve ahududu tercihi yaptım. anlamadığım şey sen iç anadolulu bir adamsın ormanı nerede gördün de meyvesinden reçel yapacaksın. neyse şekeri çok eser miktarda kullandığım için sonuç tabi ki hüsran. meyve çorbası gibi oldu. yediğim daha doğrusu yiyemediğim en ekşi şey olabilir. birde üstüne eve gelen bir kaç kişi denedi. gerçekten daha acıyarak bakan gözleri hiç görememiştim.

bazı şeyleri uzmanına bırakmak lazım. birde reçel tatlı bir şey sevmiyorsan sevmiyorsundur *mk neden bu zorlamanın sebebi ?
devamını gör...

zor bir günün sonunda içinde biriktirdiklerinin boğazında oluşturduğu yumruyla, cenin pozisyonunda usul usul akmaya başlayan ve durdurulamayan gözyaşlarının yastığı ıslatması ve uyumaya çalışmak. zordur hem de çok zor.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim