mağazaya adım atar atmaz yanımızda biten görevli
pek çok türü bulunan görevli tipidir.
turnusol olarak "sadece modellere bakmaya geldim" derseniz bu tipleri birbirinden ayırabilirsiniz.
bunu dedikten sonra sizi iplemiyorsa tok satıcıdır, ya da maaşını prim usulü almıyordur.
ısrarcılığa devam ediyorsa muhtemelen patron ensede çalışıyordur.
sonuç olarak, sizin başınızda boşu boşuna beklemiyordur. ya "ekmeği" size bağlıdır, ya da ekmeğin yanına alacağı tatlının parasını çıkarmaya çalışıyordur. kimse hayrına bu devirde "aynısını ben de kullanıyorum, üzerinizde çok yakıştı" demez.
o yüzden elinizden geldiğince bu arkadaşların babanızın hayrına başınızda beklemediğini bilin. stok sayımında eksik çıkan ürünlerin kendi
maaşlarından kesiliyor olabileceğini de hesaba katarak, dibinizde dolaşıyor diye gereksiz yere tribe bağlamayın. avm'de etikette yazan sabit fiyata bile indirim isteyen müşteriler olduğu, bu devirde satış yapmanın ne kadar zor olduğu aklınıza gelsin ve kendinizi nimetten sayıp alışverişe gönül rahatlığıyla devam edin.
turnusol olarak "sadece modellere bakmaya geldim" derseniz bu tipleri birbirinden ayırabilirsiniz.
bunu dedikten sonra sizi iplemiyorsa tok satıcıdır, ya da maaşını prim usulü almıyordur.
ısrarcılığa devam ediyorsa muhtemelen patron ensede çalışıyordur.
sonuç olarak, sizin başınızda boşu boşuna beklemiyordur. ya "ekmeği" size bağlıdır, ya da ekmeğin yanına alacağı tatlının parasını çıkarmaya çalışıyordur. kimse hayrına bu devirde "aynısını ben de kullanıyorum, üzerinizde çok yakıştı" demez.
o yüzden elinizden geldiğince bu arkadaşların babanızın hayrına başınızda beklemediğini bilin. stok sayımında eksik çıkan ürünlerin kendi
maaşlarından kesiliyor olabileceğini de hesaba katarak, dibinizde dolaşıyor diye gereksiz yere tribe bağlamayın. avm'de etikette yazan sabit fiyata bile indirim isteyen müşteriler olduğu, bu devirde satış yapmanın ne kadar zor olduğu aklınıza gelsin ve kendinizi nimetten sayıp alışverişe gönül rahatlığıyla devam edin.
devamını gör...
garantör devlet
bir devletin, başka bir devletle ilgili meselelerde müdahil olma hakkına verilen addır. bununla birlikte bir devletin garantör devlet olma hakkı, uluslararası anlaşmalara dayanmaktadır.
türkiye, ingiltere ve yunanistan’ın kıbrıs meselesinde garantör devlet olmaları buna örnek verilebilir.
türkiye, ingiltere ve yunanistan’ın kıbrıs meselesinde garantör devlet olmaları buna örnek verilebilir.
devamını gör...
bursa'da sebepsiz yere kadına tekme atan suriyeli
tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
devamını gör...
en çok para harcanan hobi
çiçek yetiştirmek. tohumu, fidesi, gübresi, toprağı, saksısı, ilacı derken bir bakmışsınız dünya olmuş. ama ne yapayım, seviyorum.
devamını gör...
osmanlıca
kendisine osmanlı türkçesi diyerek sevimlileştirmeye çalışıyorlar fakat gayet de başlı başına bir dil, hatta olabildiğince de sevimsiz bir dildir. her ne kadar türkçe unsurlar barındırsa da, bir o kadar arapça ve farsça unsur da içerir. ayrıca arap alfabesinin (üzerine fars alfabesinden eklemeler yapılmış bile olsa), türkçe'ye uygun olmadığının da başlı başına kanıtıdır.
örneğin:
اون
yukarıda orijinal olarak "avn", ama aslında "on" (10), "ön" ("arka"nın zıttı olan), "un" (hani şu ekmeğin yapıldığı) ya da "ün" (şöhret) yazıyor. birinden biri. aynı zamanda hepsi. artık hangisi olursa. böyle bir şey olabilir mi ya?
örneğin:
اون
yukarıda orijinal olarak "avn", ama aslında "on" (10), "ön" ("arka"nın zıttı olan), "un" (hani şu ekmeğin yapıldığı) ya da "ün" (şöhret) yazıyor. birinden biri. aynı zamanda hepsi. artık hangisi olursa. böyle bir şey olabilir mi ya?
devamını gör...
geceye az bilinen bir şarkı bırak
bu sevda ceza gibi.
garip yüzüm gülmedi.
canına yandığım yar.
bana imdat etmedi.
garip yüzüm gülmedi.
canına yandığım yar.
bana imdat etmedi.
devamını gör...
mas
kırtasiye ürünleri üreten bir firmanın ismidir.
düzenleyicileri ve ataç gibi ürünleri meşhurdur.
düzenleyicileri ve ataç gibi ürünleri meşhurdur.
devamını gör...
beni neden sevmedin sorusu
kimisi de hiç sevmese daha iyi sanki, bilemedim.
sevmediğine seviyorum diyenlerin çoğunun yaptıklarını yapamaz insan.
sevmediğine seviyorum diyenlerin çoğunun yaptıklarını yapamaz insan.
devamını gör...
tecumseh
tecumseh shawnee kabilesinin, panter koluna mensuptur. shawnee'lerin bu kolu savaş konusunda ciddi bir tecrübeye sahiptir. kendilerini shawnee'lerin askeri gücü olarak tanımlayabiliriz.
sciota nehri kıyısında, savaştan önceki gece yıkanarak arınırlar, savaş boyalarını sürerken, kutsal ruha zafer için yakarırlardı.
babası pukeshinwah bir savaş reisiydi ve panter klanının önemli savaşçılardan birisi olarak gösteriliyordu. point pleasant savaşı'nda oğlu henüz 6 yaşındayken öldürüldü.
babasını küçük yaşta kaybeden tecumseh'i ağabeyi chiksika ve shawnee'lerin ruhani lideri ''kara balık'' yetiştirdi.
kabilesine yapılan onlarca baskını küçük bir çocuğun gözlerinden gördü. kabilesiyle birlikte defalarca yer değiştirmek zorunda kaldı. çocukluğundan gençliğine kadar geçen dönem onun için ölüm ve sürgün demekti.
tabi bu dönem onun fikirlerinin oluşmasında da önemli bir evre olmuştur. küçük husumetler yüzünden birbirleriyle savaşan kabilelerin beyaz adam tarafından kolayca alt edilebildiğini gördüğü için, birlik fikri kafasında gençlik yıllarında yeşermeye başlamıştır.
katıldığı savaşlarda başlarda gözcülük görevini yerine getirmiş, sonrasında ise savaşlarda aktif olarak yer almaya başlamıştır.
tecumseh'in siyasi birlik fikri, katıldığı savaşlar sonrasında iyice pekişmiş ve neredeyse tüm kızılderili kabilelerini gezerek, onlara birliğin şart olduğunu anlatmaya çalışmıştır.
ona göre; ata toprakları bir bütündür. tüm kuzey amerika yerlilerine aittir. hiç bir kabile diğerlerini yok sayarak, topraklarını elden çıkaramaz veya terk edemez, bu sebeple tüm kabileler tarafından topluca müdafaa edilmelidir.
tecumseh'in bu fikirleri özellikle genç kızılderililer arasında hızla yayılmaya başladı. diğer kabilelerin reisleri, genç savaşçılardan gelen talepleri görmezden gelemediler ve kabilelerin ortak kararı ile bir kurultay toplanmasına karar verildi.
tecumseh bu toplantıda, yılanın kutsal toprakları sinsice dolaştığını, toprakların satılması konusunda kabileleri sincice soktuğunu söyleyerek, etkileyici bir konuşmaya imza attı.
yine bu konuşmasında ilk kez ''beyaz şeytan'' tabirini kullanarak, kızılderililer arasında bu tabirin yaygınlaşmasına sebep olmuştur.
birlik fikri çığ gibi büyüyordu...
her ne kadar karşıt görüşler ortaya çıkmış olsa da, ezici bir çoğunluk tecumseh'in arkasındaydı.
bu fikir ''beyaz şeytan''a da iletildi. tecumseh bu talebin kabul edilmeyeceğini bilse dahi, yine de meselenin barışçıl bir yolla çözülebilmesi için elinden geleni yapmıştır.
elde bir avuç kalan ata topraklarının kızılderili kanı akıtılmadan korunabilmesini sağlamak için eşsiz bir diplomasi mücadelesi vermiştir.
''beyaz şeytan''ın bitmez tükenmez açgözlülüğü ve acımasızlığı karşısında savaşmak zorunda oldukları kesinleştiğinde, tecumseh atalarının savaş boyalarını sürdü. ''gökyüzündeki panter'' artık savaş alanındaydı...
beyaz şeytan'ı defalarca küçük muharebelerde yenmiş olsa da, bu durum asla yeterli olmuyordu. yeni bir yol düşünmeliydi. tekrar diplomasiyi devreye soktu ve ingilizlerden siyasi ve lojistik destek alarak savaşmaya devam etti.
5 ekim 1813 günü ''thames river'' savaşında ingilizler savaş alanını terk edince, beraberindeki kızılderililerle birlikte yalnız başına kaldı.
çekilmeyi düşünmediler. son ana kadar savaştılar.
savaş alanında düşen sadece tecumseh'in bedeni değildi...
birlik hayali ve kabilelerin özgürlük isteği de orada toprağa karıştı.
bu büyük adamın, bedeni asla kabilesine iade edilmedi. ''beyaz şeytan'' onun ölüsünden bile korkmuştu. ölüm haberi, küçük çaplı direnişlerinde bir süre durmasına neden oldu.
''babam ! benim babam güneştir. benim annem topraktır; onun bağrına yatacağım! ''diyen ''gökyüzündeki panter'' her ne kadar onun bağrına düşmüş olsa da, bedeninin yerinin bilinmemesi kabilesi arasında büyük bir acıya sebep olmuştur.
derler ki, geriye kalan bir avuç shawnee, ne zaman başını göğe çevirse, usulca onun adını fısıldarmış...
dibine not: başlığı açan değerli yazar arkadaşımın söylediği gibi tecumseh'e dair türkçe'ye çevrilmiş bir kitap yok. bu cidden büyük eksiklik. yabancı kaynaklardan okumak isteyenler james laxer'ın ya da john sugden'ın onunla ilgili yazdığı kitapları okuyabilirler. her ikiside tecumseh'i ve mücadelesini ayrıntılarıyla anlatmıştır.
dibine not 2: başlığı açan değerli yazar arkadaşıma ayrıca teşekkürü bir borç bilirim. zira kendisi bu alanda, sözlükteki boşluğu doldurmaya gayret ediyor. meşguliyetler trenimden her inişimde kendisine katkı sağlamaya çalışacağım. var olsun.
sciota nehri kıyısında, savaştan önceki gece yıkanarak arınırlar, savaş boyalarını sürerken, kutsal ruha zafer için yakarırlardı.
babası pukeshinwah bir savaş reisiydi ve panter klanının önemli savaşçılardan birisi olarak gösteriliyordu. point pleasant savaşı'nda oğlu henüz 6 yaşındayken öldürüldü.
babasını küçük yaşta kaybeden tecumseh'i ağabeyi chiksika ve shawnee'lerin ruhani lideri ''kara balık'' yetiştirdi.
kabilesine yapılan onlarca baskını küçük bir çocuğun gözlerinden gördü. kabilesiyle birlikte defalarca yer değiştirmek zorunda kaldı. çocukluğundan gençliğine kadar geçen dönem onun için ölüm ve sürgün demekti.
tabi bu dönem onun fikirlerinin oluşmasında da önemli bir evre olmuştur. küçük husumetler yüzünden birbirleriyle savaşan kabilelerin beyaz adam tarafından kolayca alt edilebildiğini gördüğü için, birlik fikri kafasında gençlik yıllarında yeşermeye başlamıştır.
katıldığı savaşlarda başlarda gözcülük görevini yerine getirmiş, sonrasında ise savaşlarda aktif olarak yer almaya başlamıştır.
tecumseh'in siyasi birlik fikri, katıldığı savaşlar sonrasında iyice pekişmiş ve neredeyse tüm kızılderili kabilelerini gezerek, onlara birliğin şart olduğunu anlatmaya çalışmıştır.
ona göre; ata toprakları bir bütündür. tüm kuzey amerika yerlilerine aittir. hiç bir kabile diğerlerini yok sayarak, topraklarını elden çıkaramaz veya terk edemez, bu sebeple tüm kabileler tarafından topluca müdafaa edilmelidir.
tecumseh'in bu fikirleri özellikle genç kızılderililer arasında hızla yayılmaya başladı. diğer kabilelerin reisleri, genç savaşçılardan gelen talepleri görmezden gelemediler ve kabilelerin ortak kararı ile bir kurultay toplanmasına karar verildi.
tecumseh bu toplantıda, yılanın kutsal toprakları sinsice dolaştığını, toprakların satılması konusunda kabileleri sincice soktuğunu söyleyerek, etkileyici bir konuşmaya imza attı.
yine bu konuşmasında ilk kez ''beyaz şeytan'' tabirini kullanarak, kızılderililer arasında bu tabirin yaygınlaşmasına sebep olmuştur.
birlik fikri çığ gibi büyüyordu...
her ne kadar karşıt görüşler ortaya çıkmış olsa da, ezici bir çoğunluk tecumseh'in arkasındaydı.
bu fikir ''beyaz şeytan''a da iletildi. tecumseh bu talebin kabul edilmeyeceğini bilse dahi, yine de meselenin barışçıl bir yolla çözülebilmesi için elinden geleni yapmıştır.
elde bir avuç kalan ata topraklarının kızılderili kanı akıtılmadan korunabilmesini sağlamak için eşsiz bir diplomasi mücadelesi vermiştir.
''beyaz şeytan''ın bitmez tükenmez açgözlülüğü ve acımasızlığı karşısında savaşmak zorunda oldukları kesinleştiğinde, tecumseh atalarının savaş boyalarını sürdü. ''gökyüzündeki panter'' artık savaş alanındaydı...
beyaz şeytan'ı defalarca küçük muharebelerde yenmiş olsa da, bu durum asla yeterli olmuyordu. yeni bir yol düşünmeliydi. tekrar diplomasiyi devreye soktu ve ingilizlerden siyasi ve lojistik destek alarak savaşmaya devam etti.
5 ekim 1813 günü ''thames river'' savaşında ingilizler savaş alanını terk edince, beraberindeki kızılderililerle birlikte yalnız başına kaldı.
çekilmeyi düşünmediler. son ana kadar savaştılar.
savaş alanında düşen sadece tecumseh'in bedeni değildi...
birlik hayali ve kabilelerin özgürlük isteği de orada toprağa karıştı.
bu büyük adamın, bedeni asla kabilesine iade edilmedi. ''beyaz şeytan'' onun ölüsünden bile korkmuştu. ölüm haberi, küçük çaplı direnişlerinde bir süre durmasına neden oldu.
''babam ! benim babam güneştir. benim annem topraktır; onun bağrına yatacağım! ''diyen ''gökyüzündeki panter'' her ne kadar onun bağrına düşmüş olsa da, bedeninin yerinin bilinmemesi kabilesi arasında büyük bir acıya sebep olmuştur.
derler ki, geriye kalan bir avuç shawnee, ne zaman başını göğe çevirse, usulca onun adını fısıldarmış...
dibine not: başlığı açan değerli yazar arkadaşımın söylediği gibi tecumseh'e dair türkçe'ye çevrilmiş bir kitap yok. bu cidden büyük eksiklik. yabancı kaynaklardan okumak isteyenler james laxer'ın ya da john sugden'ın onunla ilgili yazdığı kitapları okuyabilirler. her ikiside tecumseh'i ve mücadelesini ayrıntılarıyla anlatmıştır.
dibine not 2: başlığı açan değerli yazar arkadaşıma ayrıca teşekkürü bir borç bilirim. zira kendisi bu alanda, sözlükteki boşluğu doldurmaya gayret ediyor. meşguliyetler trenimden her inişimde kendisine katkı sağlamaya çalışacağım. var olsun.
devamını gör...
ideal erkek
(bkz: aslan burcu erkeği)
valla kendimi söylüyorsam n'olayım.
valla kendimi söylüyorsam n'olayım.
devamını gör...
bir apartmanda yaşanabilecek zorluklar
eskiden bir apartmanda otururken bir çok ritüelin, müstakil yaşamda olmadığı fark ettiğim olaylar;
(bkz: balkondan halı silkelemek)
(bkz: yanlış zile basılması)
(bkz: apartmanda hayvan beslemek)
herkes aklına geleni yazsın bakalım neler çıkacak.
(bkz: balkondan halı silkelemek)
(bkz: yanlış zile basılması)
(bkz: apartmanda hayvan beslemek)
herkes aklına geleni yazsın bakalım neler çıkacak.
devamını gör...
hayvan sevgisi aşılayacak film önerileri
devamını gör...
büyük ev ablukada
istanbul'da 2008 yılında kurulan, afordishman salihins ve bartu çağlayan (canavar banavar) ile başlayan grup daha sonraları başka isimlerinde katıldığı bir müzik grubudur.
alternatif rock,bağımsız rock ve saykodelik rock türlerinde müzik yapan bu grubun: "full faça"
"ay şuram hala ağrıyo"
"fırtınayt" adlarında üç albüm yayınlamışlardır.
alternatif rock,bağımsız rock ve saykodelik rock türlerinde müzik yapan bu grubun: "full faça"
"ay şuram hala ağrıyo"
"fırtınayt" adlarında üç albüm yayınlamışlardır.
devamını gör...
zaman yetmiyor
zaman sen olmayınca geçmiyor,
sen olunca da yetmiyor...
cemal süreya*
sen olunca da yetmiyor...
cemal süreya*
devamını gör...
işimiz öğretmenlerin yüzünü güldürmek
bütün öğretmenler ,ben de dahil acı bir gülümsemeyle sizi karşılıyoruz sayın bakan. gelişiniz muhteşemdi ancak gidişatınız acı,acı,acı.
not: tüm umutlarım tükendi öyle ki bir öğretmen olduğumu unuttum.
not: tüm umutlarım tükendi öyle ki bir öğretmen olduğumu unuttum.
devamını gör...
sizi neden işe alalım sorusu
seni zamanında neden işe aldılarsa beni de o yüzden al kardeşim .
devamını gör...
tayyip erdoğan'ın kekliği şemsiyeyle dürtmesi
illa dürtecek, illa huzursuz edecek.
görüldüğü üzere yalnızca kaçan değil, adamdan uçan da kurtulamıyor.
görüldüğü üzere yalnızca kaçan değil, adamdan uçan da kurtulamıyor.
devamını gör...

