*

hep diyorum: tıpkı eksi oy olmadığı gibi artı oy da olmasın, en güzeli o. zira ancak o zaman anlayabiliriz kim gerçekten eğlenmek, birilerine bir şeyler bırakmak ya da sadece kendisi için yazıyor, kim oylanmak için... belki işine gelmeyip gidenler olur, o zaman da az olsun ama öz olsun, kalan sağlar bizimdir deriz.

mademki şu anda artı oy denen şey var o zaman bakalım vaziyete. birkaç grup var:

1- evet kabak tadı verdi bu konu ama "kankacılar"

sadece sevdikleri yazarları oylayan, diğerlerine herhangi bir gerekçeyle bakma ya da oy verme ihtiyacı duymayan grup.

kendi adıma, mesela hristiyanismail'in * güldüğüm ya da katıldığım tanımları var. yani genel olarak sevdiğim bir yazar amma ve lakin sırf seviyorum diye de geğirme sesine oy ya da favori verecek değilim. o kadar uzun boylu değil. aynı şekilde dexterin biri * adlı yazarla da aynı fikirde olduğum çok entry var. bu iki yazar birbirinden hoşlanmıyor ama ben ikisini de oylarım çünkü neden oylamayayım? ilkokulda olmadığımıza göre birinin tarafını tutup diğeri doğru söylese bile ona muhalefet etmek bize yakışmaz.

2- "zaten kankaları yeterince oyluyor" diyerek hak eden yazara bile oy vermeyenler

adam yazmış çarşaf çarşaf bir şeyler. "e zaten hep yüksek oy alıyor" diye oy vermemeyi marifet sanıyor bazıları. alsın kardeşim, ne olacak? yazdıkları güzelse, sana 1 satırı geçtim 1 kelime bile yeni bir şey katmışsa ver gitsin, eline mi yapışır! sana bir şey öğretmesine bile gerek yok. bildiğin ama şuraya yazmaya üşendiğin bir şeyi öyle güzel toparlayıp yazmıştır ki "helal be!" der verirsin oyunu yine de. en azından uğraşmış, vakit ve emek harcamış.

3- dm peşinde millete iş atmaktan buralara hiç bakmayanlar

işte bu grubu hiç anlamıyorum. zaten insanlarla tanışmak için zibilyon tane site ve uygulama var. burası sözlük. burayı o işler için kullanmazsanız başka yer bulamayacaksınız sanki. pardon, ikinci çoğul ile hitap ettim ama onlar bu yazdıklarımı okumuyordu değil mi?

4- hiçbir şeyi beğenmeyenler

ben bilim hakkında yazıyorum, kimse sevmek zorunda değil. öteki sinema hakkında yazıyor. diyelim o da ilgi alanın değil. bir başkası film incelemesi yapıyor. haydi o da olmadı diyelim... yahu hiç mi ilgi alanın yok! bu kadar konu başlığından biri bile hitap etmez mi insana? o zaman kendin aç ilgilendiğin alanla ilgili bir başlık da biz okuyup oylayalım? o da mı yok? anladım ben seni, tamam...

vallahi hangisi daha kötü ben karar veremedim. varın siz verin o kararı...
devamını gör...

özlemek değil de ben;
-bu yakışıklı da kim?
-aaa benmişim.
diyaloğunu yaşıyorum.
devamını gör...

artık yıldızının çok çok parıl parıl parlamasını dilediğim iyi ki doğmuş yazar. *
devamını gör...

sizin ölünüz halkın ölüsünden daha mı kıymetli başlığında konuştuğumuz, eleştirdiğimiz cenaze töreni için sağlık bakanı fahrettin koca ''ben cenazede o tarz mesafenin ortadan kalkabileceği bir görüntünün olabileceğini öngörmedim. öngörmem gerekiyor muydu? evet, gerekiyordu. bu benim kusurum. vatandaşımızdan bu anlamda özür diliyorum'' dedi.
tamam güzel bir bakan özür diliyor ki bakın burası çok önemli türkiye'de böyle şeyler pek olmaz ama hani yardımcısına "bana yaklaşma" diye fısıldayan adam böyle şeyi nasıl öngöremez? onu da ben mi söyleyeyim.

buradan
devamını gör...

(bkz: yine cinsiyetçilik)
ellen’dan bihaber yazar.
devamını gör...

sosyal medyada yankı uyandıran bu güzel festival sakarya cemil meriç sosyal bilimler lisesinde gerçekleşiyor. okulun edebiyat öğretmeni ercan yılmaz vesilesi ile her yıl düzenlenerek artık okulda bir gelenek halini almış bu festival sadece roman kahramanları gibi giyinerek değil, okulun romanlardaki mekanlar gibi dekore edilmesiyle ve bir hafta boyunca söyleşi ve çeşitli etkinlikler gerçekleştirilerek de kutlanıyor.

geçtiğimiz günlerde yapılan açıklamaya göre festival meb'e şikayet edilmiş. evet doğru duydunuz, şikayet. böyle güzel bir etkinliğin gençleri kitaplarla yakınlaştırması ve onların kahramanlarla empati kurmasını sağlamasını takdir etmek yerine gidip bundan şikayetçi olmayı daha doğru bulmuş olacaklar ki '' milli eğitimin asıl amacı ortalama bir tc vatandaşı yetiştirmektir, lise öğrencisini romanla yetiştirmek çok saçma bir düşünce.'' diyerek ne kadar küçük olduklarını da göstermişler.

üstüne üstlük işin içine bir siyasetçi karışmasa olur mu? olmaz tabiki de. işte o şanslı kişi ise mhp'li ferhat çakıroğlu. twitter'da '' şehir sakarya. okul cemil meriç sosyal bilimler lisesi; ders taklitçilik, eziklik. batı orta çağ kompleksi. cemil meriç'in kavgası içte derinleşirken bile olimpos dağı çocuklarıylaydı. türk gençliğini onlara benzetme kavgası değildi.'' diyerek meb hesabını etiketlemiş.

bu kısımdan sonrası kişisel yorum içermektedir. aklıma gelen ilk şey koskoca bir yazıklar olsun. ortalama bir tc vatandaşı yetiştirmeyi görev edinmek ne demektir yahu? bu nasıl bir durum? ortalamadan kastınız konuşmayan, fakirliğe tamah eden, öfkesini ona buna saldırarak kusan, torpil kullanan, adam kayıran, rüşvetleri cukkalayıp çok ayıpladığınız zinaya ait kasetlerinizi görmezden gelen, gerizekalı biri olmaksa ben aşağılık biri olmayı tercih ederim. kendinizi siyasetçi, eğitimci, bilimci, edebiyatçı kılıflarına sokarak bu ülkeyi sevdiğinizi ve canınızı verebileceğinizi söylüyorsunuz lakin hepiniz sahterkarlıktan öteye geçememişsiniz. güzel olan her şeyin düşmanı ve katilisiniz. bütün yollarımızı, umutlarımızı, hayallerimizi tıkayan; yolumuza taş koyan abd, rusya ya da batı ülkeleri değil sizsiniz! alt tarafı eğlenceli ve öğretici bir etkinlik. sosyal ve bireysel becerilerinizi de geliştirebileceğiniz bir ortama sahip. nedir bu kadar kötü ve aşağılık olan? kendi gençlerinizi, çocuklarınızı baskıyla, görmemişlikle büyüterek onları adam(?) edebileceğinizi düşünüyorsunuz fakat yanıldığınızı anca öldüğünüzde, bunca insan size hakkını helal etmediğinde ve mezarınıza tükürmeye geldiğinde anlayacaksınız. bu ülke hayvan çiftliği; bizler oradaki itaatkar hayvanlarız, sizler ise napolyon'sunuz.
devamını gör...

hayattaki, herhangi bir işteki zorlamanın miktarının gelişmeyi etkilediğini düşünüyorum. hiçbir zorlukla karşılaşmayan birey gelişme ihtiyacı duymuyor, aşırı zorlukla karşılaşan da gelişebilecek fırsatı yaratamıyor. belli dozda zorlama insana gelişme isteği ve şansı veriyor. örneğin çok yoksul bir ailede yaşayan çocuk temel ihtiyaçları bile karşılanmadığı, yeterli beslenmediği, ilave kurslara gidemediği için sınavlarda başarılı olamayabilir. çok zengin bir çocuk da hayatı üniversite sınav sonucuna bağlı olmadığı için kendisini çalışmak için motive edemeyebilir. bir memur çocuğu ise hem çalışabilecek uygun ortama, yeterli besine, huzurlu bir aile ortamına sahip olup, daha refah içinde yaşamak için hayaliyle derslerine çok çalışıp sınavda başarılı olabilir.
aynı kuralların farklı ölçeklere uyarlanabileceğini düşünüyorum. bana ilham veren tarihçi toynbee’nin uygarlığın gelişimiyle ilgili fikirleri. toplumlar da zorluklarla karşılaşıyorlar ve bunları çözmeye çalışırken gelişiyorlar. aşırı zorluklar veya aşırı kolaylıklar sağlayan çevrelerde ise daha kısıtlı bir gelişim oluyor. örneğin eskimolar zorlu koşullarda sadece hayatta kalmalarını sağlayabilen barınma ve beslenme yolları geliştirebilmişler ve diğer dünya toplumları gibi bir uygarlık kuramamışlar. amazon havzasındaki yerliler de etraflarındaki yiyecek kaynakları ve çok sınırda olmayan sıcaklıklar nedeniyle zorlu olmayan barınma ihtiyacı nedeniyle yaşam tarzlarını binlerce yıldır korumuşlar, gelişmeye ihtiyaç duymamışlar. nil nehri kenarında ise tarım yapabilmek için sel döngülerini takip ederek bilgi üretmiş ve uygarlık kurmuşlar. sosyal bilimci olmadığım için indirgemeci yaklaşmış olabilirim ama temel olarak bu fikir bana çok yakın ve çeşitli ölçeklerdeki sistemlere uygulanabilir geliyor.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
biraz daha kısa halini düşünebilirsiniz.*)
devamını gör...

içinde bulunduğum samimiyetsiz düğün organizasyonlarından keyif almayan kişidir.
boktan akrabalar boktan teyzeler boktan müzikler boktan pasta boktan meyve suyu gibi aktivitelerden tiksinen kesimdir.
devamını gör...

ilk başta iletişim kurarken doğru frekansı bulamasak da daha sonra çok güzel bir iletişimimiz oldu kendisiyle.* tanımlarıyla, hoş sohbetiyle iyi ki var denilen yazarlardandır. çok kibardır. hoş bir enerjisi vardır.
iyi ki tanımışım seni gulliver.. hep buralarda ol lütfen. sözlüğün değerli bir parçasısın. bolca sevgiler..*


şu an dinlediğim bu güzel parça da armağanım olsunnn. umarım beğenirsin.*
devamını gör...

tek işi muhaliflere ve hakkını arayan garibana diklenmek olan güvenlik güçleri ve devletimizin yine üç maymunu oynayacağı olay.

mobile.twitter.com/solcugaz...

uyuşturucuya özendirme, cinayet, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, tehdit gibi onlarca pis işe bulaşmış bu yaratık hala elini kolunu sallayarak gezebiliyor fakat sıradan vatandaş en ufak eleştiri yaptığında üstüne çökülüyor. birileri “bizden tecavüzcü, sapık kollayıcı olmaz” diye bağırıyordu. bunun hakkında ne düşünüyor acaba merak ediyoruz vatandaşlar olarak.

zamanın ötesinden gelen edit: şahıs sosyal medya baskısıyla “gözaltına alınmıştır.” üç gün sonra salınır, rapunzel birey çıkar; boğaziçli öğrencileri terörist ilan eder. hdp ye çatar. konu kapanır.
devamını gör...

kankacılık lobisi as başkanı prezıdıntı olarak üye alımı açıktır.

edit: son 2 kişilik yer kaldi..
devamını gör...

mavi rengi sadece erkekler giyebilir sanıp çok üzülüyordum.
devamını gör...

efsanevi windows işletim sistemi hata mesajlarından.

bir de biri bana bişi sorup hatırlamadıysam verdiğim default cevaplardan biri, hoş duruyor.
devamını gör...

adam mı?
pedofili sapık demek istediniz sanırım.
adamın pedofili içim acilen tedavi görmesi ve cezasını çekmesi lazım aynı zamanda çocuğun ailesinin da çocuk istismarına yardım ve yataklıktan cezasını çekmesi gerekiyor.
anaokuluna başlaması gereken çocuk nişan yüzüğü takıyor...
devamını gör...

insanı yaşamda var olmaktan pişman eden bir histir kendileri...
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
içler acısı durumda olmaktır.
devamını gör...

ıcerisinde petrolium jelly (petrol ve turevlerinden elde edilen bir tur yag bazli jel), mineral yagi ve bal mumundan uretilen merhem tarzi kremdir. ozellikle asiri kuru ciltler icin en iyi nemlendiricilerdir. cunku icerisinde bulunan mineral yaglari sayesinde cilt tabakasinda bir nemlendiriciye oranla daha fazla kalir. (cilt tarafindan emilimi oldukca zor oldugu icin). komedojenik rakami 0 oldugu belirtilse bile yagli ciltlerin uzak durmasi tavsiye edilmektedir.
devamını gör...

yazarken bile içimin bir hoş eden, acısını doğru düzgün tasvir edemeyeceğim, herkesin mutlaka başına gelen illet deneyim.
tecrübelerime dayanarak çarptığınız ayağınız serçe parmağıysa oturur ağlarsınız.
devamını gör...

ahiretindansi.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim