jean paul sartre var olduğunun anlamını hiçbir şeyde bulamamaktadır.deniz kıyısında elinde tuttuğu taşla birlikte korkunç bir bulantı hissediyor ve o andan itibaren bu bulantı peşini hiç bırakmıyor.etraftaki her şey anlamsız,değersiz,fazla geliyor. bulantılarla ve varlığını anlamlandırmakla geçen günlerini anlatıyor. ‘hiçbir şey.var olmuş.’diyerek anlattığı bir günü bile mevcut.’varoluş üzerinde düşündüğümü sandığımda aslında hiçbir şey düşünmemiş olduğumu söyleyebilirim, kafamın içi bomboştu ya da tek bir sözcük vardı ,varlık sözcüğü. diyerek içindeki sıkıntıyı bana net bir şekilde geçirdiğini düşündüğüm kitap . düşünmeyi durdurmak istediğini söylediği bir bölümde de zaten içindeki derin sıkıntıyı hissettiriyor.kitabı bitirince günlerce üstüne düşünebileceğiniz cümleler mevcut.
devamını gör...

kitaba ağlarım. film izlerim dizi izlerim yine ağlarım. canım sıkılır ağlarım. bahane olsun yeter ki. iyi geliyor hem.
devamını gör...

akdeniz akşamlarını dilimize dolayan haluk levent söylesin,
sevdana gönül verdim.
devamını gör...

uzun zamandır izlediğim en kötü filmdi.

en son izlediğim 9 kere leyla filminden bile kötüydü. açıkçası sinemaya gitmeden önce çok bir şey beklemiyordum. ufuk bayraktar abimizi severiz diye aldık bileti. beklentim düşük bütçeli kendi halinde yapılmış bir türk filmiydi. * bütçesi belli kalitesi belli iyi senaryolu bir film bekliyordum. maalesef düşük tuttuğum beklentim bile gerçekleşmedi daha kötü bir filmle karşılaştım.

film daha başlar başlamaz çok düşük bütçeli bir film olduğunu belli ediyor. ha filme başlamadan önce bu film gerçek hayattan alınmıştır yazısıyla karşılaşıyorsunuz. film başlıyor ve rezalet oyunculuklarla karşılaşıyorsunuz. yüzünüz ekşiyor devam ediyorsunuz. ben de yüzümü ekşittim devam ettim. sonra güzel bir şeyler izledim. son yarım saate kadar güzel ilerledi son yarım saat tam anlamıyla mahvetti.

filmde oyunculukların zayıf olmasının sebebi filmde oyuncu olmaması. üç beş tane ünlü ve bilinen oyuncu var diğerlerini tanımıyoruz. senaryo çok kötü. yönetmen iyi işler çıkarmış. filmin müzikleri kötü, sahnelerle uyumlu değil. yani genel olarak kötü bir filmdi. türkiye'de yaşadığım için sinemaya verdiğim paraya üzüldüm. zurna dürüm yeseydim keşke dedim.

filme gitme sebebim ise ufuk bayraktar abiyi seviyorum. oyunculuğu, tipi, sesi, tarzı hoşuma gidiyor. dağ filminden ve ezel dizisinden hayranlığım var. sırf ezel dizisinde bulunan racon sahneleri gibi sahneler vardır diye gittim. * bir iki tane vardı. tam beklentimi karşılamadı.
filmde anlatılan dayı ufuk bayraktar abimizin babasıymış.* babasının kabadayı gibi bir şey olduğunu biliyordum zaten. şimdi gelelim filmlere konu olan senaryoya ve abimizin hayatına.

spoiler kısmına geçmeden önce izlemek isteyen yazar arkadaşlar varsa bence sinemada izlemesinler. elbet 1-2 aya dijital platformların birinde izlersiniz.


filmin başında gerçek hayattan alınmıştır veya esinlenilmiştir yazıyorsunuz okey. filmin içinde gerçek olabilecek çok az sayıda sahne var.
ulan adam arkadaşını hapishaneden kurtarmak için 15 sene deli taklidi yapıyor. hem de tımarhanede. böyle bir saçmalık gerçek olabilir mi yahu?
ayrıca şu pamuk kalpli kabadayı hikayesinin modası geçmedi mi? geçmiş olması lazım.
mafyayım ama pamuk kalpliyim. ona buna yardım ederim. iyilik severim.
bu anlatım tarzını beğenmedim.

çatışma sahnelerine falan gelmiyorum bile. çok kötüydü.
bütçesi olsa belki daha iyi bir film olabilirdi diyeceğim ama senaryosu da çok kötü.
neyse ufuk abimizi hala severiz. daha iyi işler yapmasını temenni ediyorum.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yoğun kırmızı et görmeye dayanamam.ekranda ya da yazılı basında karşılaşırsam hemen sayfayı-kanalı değiştiririm.mezbaha,et deposu gibi yerlere bırakın girmeyi, yanına yaklaşamam. çocukluktan gelen bir korku.bazen rüyalarıma da girer.haliyle kurban bayramlarımdan tiksinirim.kasap önünden geçmem,mecbursam camekana bakmadan hızlıca geçerim.dışarıdan bakınca saçma,komik gelebilir ama sıkıntısını yaşayan bilir.
devamını gör...

bir dönem denediğim ama ruhsal olarak çok yorgun ve üzgün olduğum için her paragrafta ağladığım, bu yüzden de ara verdiğim eylemdir.
hala hayalimdir bir roman yazmak ve inanıyorum ki birgün raflarda o da yerini alacak.
devamını gör...

dünyanın bütününü kapsayıcı bir kelimedir.
global, evrensel - küresel demektir.

globallik ideasına ise globalleşme denir.

aynı zamanda böyle bir japon markası da mevcut.
çelik üretmekteler.
ürettikleri bıçaklar çok pahalı olmasına rağmen, dünyanın en iyi markaları arasında gösterilmektedir.
bu marka da, orkinosları daha rahat parçalayabilmek ihtiyacından doğmuştur.
devamını gör...

cemal süreya'nın çocukluğundaki travmalarını yansıtan, şairin annesi ile ilişkilendirilen mükemmel şiir. ''gülün tam ortasında ağlıyorum'' diye başlayan şiirdeki bu dizenin ne anlama geldiğini araştırırken gördüğüm şiire dair güzel bir değerlendirme yazısını da ilgilisi için aşağıya bırakıyorum*. ayrıca (bkz: gül) başlığında #198585 numaralı tanım ile bir yazarımız tarafından sözlüğe daha evvel kazandırılmıştır.*

gül
gülün tam ortasında ağlıyorum
her akşam sokak ortasında öldükçe
önümü arkamı bilmiyorum
azaldığını duyup duyup karanlıkta
beni ayakta tutan gözlerinin

ellerini alıyorum sabaha kadar seviyorum
ellerin beyaz tekrar beyaz tekrar beyaz
ellerinin bu kadar beyaz olmasından korkuyorum
istasyonda tiren oluyor biraz
ben bazan istasyonu bulamayan bir adamım

gülü alıyorum yüzüme sürüyorum
her nasılsa sokağa düşmüş
kolumu kanadımı kırıyorum
bir kan oluyor bir kıyamet bir çalgı
ve zurnanın ucunda yepyeni bir çingene

şiire ilişkin değerlendirme
kendi sesinden olduğu söylenen kayıt
devamını gör...

sevgili takipçilerim sayenizde nisan ayının 3.yazarı oldum. daha bir şevk geldi bana. size layık olamaya çalışacağım. daha neşeli, daha aydınlatıcı, daha samimi olacağım. en azından deneyeceğim.
olur da başaramazsam bana gülebilirsiniz. alınmam, bozulmam, gocunmam,ağlamam, çığlık atmam.
olgun kalırım her halükarda.
tekrar tekrar denerim yılmam.
maksat sözlük yaşasın, maksat sözlük yazarlarının ufku iki üç katına çıksın.
size ne desem az. hürmetlerimi sunuyorum size velinimetlerim benim. gönlünüzden geçen tüm dilekler-dualar kabul olsun.
esenlikler dilerim.
beni takip etmeye devam edin.
devamını gör...

fakirlik.
devamını gör...

sesimi duyurmam gereken rezalet.
güzel ve akdenizde gerçekleştirilecek olan planları yürütmede yardımcı olabilecek olmamdan ötürü 08.10.2020 tarihinde kapıma gelen sarı bir zarf aracılığıyla örgüte davetimi almıştım. planlanan bir kıyamet olduğunu ve örgüte katılıp güzelliğimi de kullanmam koşuluyla akdenizde yürütülecek olan projeleri domine etmemi, karşılığında ise bu planlı kıyamette beni ve ailemi özel sığınıklarda barındıracaklarını söylüyorlardı. kabul ettim tabiki. akdeniz yapılanmasının adresi zarfta yazıyordu. otobüse atlayıp gittim 2 saat içerisinde. adres vermeyeceğim tabiki arkadaşlar ama son durakta inip daha bir de yarım saat yürüdüm o rüzgarda en çok ona yanıyorum.

bana verilen görevleri eksiksiz yerine getirdim. güzelliğimi kullanarak bir çok erkeği yoldan çıkardım, verdikleri bir çok önemli şahsiyetten nude fotoğrafı aldım ve bu sayede bu şahsiyetlerin vücutları yapay zekalara tanıtılmış ve verimli döl haritası oluşturulmuştu. yeni oluşturulmak istenen kusursuz insan ırkı için elbette güzelliğimi feda ederdim. beni bilen bilir güzel erkekleri severim. epeydir de koca aramaktayım. verdiğim hizmetlerden ötürü örgütten dölleri verimli bir koca talebinde bulundum. zinhar olmaz dediler. ancak yalnızlığı hak eden bir kız değildim. işime duygularımı karıştırmamam gerektiğini, işime odaklanmam gerektiğini söylediler.

velhasıl toplantı günlerinden birinde, gözümü kararttım ve örgütün top secret kasasını patlatarak en verimli döle sahip erkeğin bilgisine ulaşmış bulundum. maalesef size bu mükemmel erkeği söylemeyeceğim göz koyabilirsiniz.

adamın adresini aldım. tabiki de kendisi karadeniz bölgesinden brir adamdı elbette başka bölgeden olmasını bekleyemezdim. herşeyden habersiz bu adam için bartın'a yerleştim, zorla çarpıştım onunla ve güzel ama kısa bir aşkımız oldu. ardından örgüt bizi enseledi. adamı güvenli bir yere aldılar, bana da 15.11.21 tarihinden beri erkeksizlik işkencesi yapıyorlar.

dün evime gelen bir zarf ile örgütten atıldığımı ve kıyamette gebereceğimi söylediler. soruyorum size arkadaşlar ruh eşini aramak suç muydu?

nereye şikayet edebilirim? resmen kullanıldım. cimere yazdım az önce. ses getirsin diye buraya da yazıyorum. desteklerinizi bekliyorum.
devamını gör...

savrularak yağan kar anlamına gelmektedir.
devamını gör...

rütbe aldığı için hayırlı olsuna geldim. o artık bir yargıç. ancak böyle mükemmel bir yargıç olunurdu.
hep yazsın, hep mutlu olsun bu sözlükte.
sözlüğün böyle yargıçlara ihtiyacı var.
ınşallah bir gün bana da hayırlı olsuna gelirler, amin.*
devamını gör...

zaten şanslı biri de olmayan, filmleri iş yapmayan onur ünlü’nün 10 filmden oluşmasını planladığı film serisidir.

serinin ilk filmi senaryosunu da onur ünlü’nün yazdığı polis’tir ve başrolünde musa rami rolü ile bence harikalar yaratmış olan haluk bilginer ve girdiği her rolün hakkını bir şekilde veren özgü namal oynarken ragıp savaş, settar tanrıöğen ve sermiyan midyat da filme renk katmıştır. kendinden kırk yaş küçük bir kıza aşık olan, mafya işe uğraşan ve bir de yıkımına neden olan bir haberle uğraşan bir cinayet masası polisinin hikayesidir film.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
ikinci film yine senaryosunu onur ünlünün yazdığı ve başrollerinde selçuk yöntem, bülent emin yarar ve ezgi mola’nın oynadığı celal tan ve ailesinin aşırı acıklı hikayesi isimli filmdir. bu filmde de eşinin ölümünden sonra kendisinden çok genç bir kadınla evlenen ve hayatı alt üst olan bir adamın ve ailesinin öyküsünü izliyoruz.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
serinin üçüncü filmi yine onur ünlü senaristliğindeki itirazım var. bu filmde başrolde müthiş bir iş çıkaran serkan keskin, hazal kaya, öner erkan, büşra pekin, osman sonant ve umut kurt yer alırken senaryoya katkıda da bulunan sırrı süreyya önder de bir rol oynamıştır. film görevli olduğu camii de işlenen cinayet sonrası hayatı karman çorman olan saz üstadı ve boksör bir imamın tuhaf hikayesini anlatmakta.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
filmin dördüncü filmi ise alışkanlık olduğu üzere onur ünlü’nün yazdığı aşkın gören gözlere ihtiyacı yok’tur. bu filmde başrollerde demet evgar ve fatih artman oynamaktadır. bir hastalık neticesinde iki ay içinde kör olacağını öğrenen bir dedektifin etrafında kendisi gibi olan insanlarla yaşadığı ilişkileri anlatan bir filmdir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
onur ünlü’nün çektiği ama gösterime sokmadığı kırık kalpler bankası filminin ise seriye dahil olup olmadığını bilmiyorum. ama serinin devamın dört gözle bekliyorum.
devamını gör...

...yar,deyince kalem elden düşüyor
gözlerim görmüyor aklım şaşıyor
lambada titreyen alev üşüyor
aşk kağıda yazılmıyor mihriban...
gibi muhteşem dizeleri çok sevip kavuşamadığı mihriban'ına yazan şairimiz.mihriban'ın bu satırlara karşılık olarak gönderdiği mektubuna ise abdürrahim karakoç efsanevi bir şekilde şöyle cevap vermiş:

“unutmak kolay mı? ” deme
unutursun mihriban’ım.
oğlun, kızın olsun hele
unutursun mihriban’ım.

zaman erir kelep kelep..
meyve dalında kalmaz hep.
unutturur birçok sebep
unutursun mihriban’ım.

yıllar sinene yaslanır
hâtıraların paslanır.
bu deli gönlün uslanır...
unutursun mihriban’ım.

süt emerdin gündüz gece
unuttun ya, büyüyünce...
ha işte tıpkı öylece
unutursun mihriban’ım.

gün geçer, azalır sevgi
değişir her şeyin rengi
bugün değil, yarın belki
unutursun mihriban’ım.

düzen böyle bu gemide
eskiler yiter yenide.
beni değil, sen seni de
unutursun mihriban’ım.
devamını gör...

psikolojik testlerin de dahil edilmesi gereken planlama.
devamını gör...

babam paran var mı deyince var diyorum göster deyince arkadaşımdan borç alıp gösteriyorum. sonra başım niye boktan kurtulmuyor! allahta benim belamı versin emi.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

(bkz: fredrik raddum)
devamını gör...

ben değil ama ablamın yaptığı baklavadan sonra hiçbir zaman baklava yapmaya cesaretim olmadı.çünkü şerbette limonu fazla kaçırdığı için aradan nerdeyse altı yedi yıl geçmesine rağmen ablam tatlı yapınca "limonlu baklava" diye söylenip gülüşüyorlar.ben denemeye bile korkarken onun bu cüretkâr tavrıyla dalga geçemiyorum. sizde eğer uslu birer gurme olursanız bir gün limonlu baklava yiyebilirsiniz.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim