trump'ın kendi sosyal ağını kurarak sosyal medyaya dönmesi
devamını gör...
domestic hıyar
gece bey diyeceksiniz!
sayın yazar benimle mi yarışıyor? zira öyleyse ben de gidip bir adet türkan bulayım. calico sandığım kedisi pek hanım. benim bety'e senin adın bundan sonra türkan dedim miyyvv dedi. yarın ilk işim nüfus müdürlüğüne gidip başvurmak ora da mahkemeye gönderir zaten uğraş babam uğraş. olsun madem niyetlendik sonuna kadar gideceğiz.
hey hey domestic bey siz beni karamürsel sepeti mi sandınız? yok bu olmadı. şii birader sen beni saksı mı sandın? bu da olmadı püfff. heh yani domestic beyciğim ne iyi ettinizde benim geceme gece kattınız. bu oldu mu? amann be canımı mı alacak yani ne var olmadıysa da püff.
sayın yazar pek geniş yürekli. türkan, gece derken benim gibi dörtleyecek gibi. aman dört olmadan olur mu? hem emirde böyle malum öhüm öhüm. yani diyorum ki bir okey oynamak isteseler adam eksik. seninkiler şimdilik tavla şey eder.
gece gece bu banuca ne saçmalıyor deme ya da de. gecelere geldik aman sabahlar olmasın.
son espri olmadı. ilkide olmamıştı ama olsun çalışıp başaracağım. bu işte benimle misin sayın yazar? bir el at şu gariban espri fukarasına haydi!
sayın yazar benimle mi yarışıyor? zira öyleyse ben de gidip bir adet türkan bulayım. calico sandığım kedisi pek hanım. benim bety'e senin adın bundan sonra türkan dedim miyyvv dedi. yarın ilk işim nüfus müdürlüğüne gidip başvurmak ora da mahkemeye gönderir zaten uğraş babam uğraş. olsun madem niyetlendik sonuna kadar gideceğiz.
hey hey domestic bey siz beni karamürsel sepeti mi sandınız? yok bu olmadı. şii birader sen beni saksı mı sandın? bu da olmadı püfff. heh yani domestic beyciğim ne iyi ettinizde benim geceme gece kattınız. bu oldu mu? amann be canımı mı alacak yani ne var olmadıysa da püff.
sayın yazar pek geniş yürekli. türkan, gece derken benim gibi dörtleyecek gibi. aman dört olmadan olur mu? hem emirde böyle malum öhüm öhüm. yani diyorum ki bir okey oynamak isteseler adam eksik. seninkiler şimdilik tavla şey eder.
gece gece bu banuca ne saçmalıyor deme ya da de. gecelere geldik aman sabahlar olmasın.
son espri olmadı. ilkide olmamıştı ama olsun çalışıp başaracağım. bu işte benimle misin sayın yazar? bir el at şu gariban espri fukarasına haydi!
devamını gör...
sürü bağışıklığı
afrika'nın masai mara düzlüklerinde gezinen bir antilop sürüsüne hastalık bulaştığını düşünün. arada telef olanlar var ama hastalığı taşıyanların bir kısmı bağışıklık sistemi sayesinde hayatta kalıyor. hastalığı hafif geçiren üyeler sayesinde sürü aşı olmuş gibi direnç kazanıyor.
devamını gör...
rakının lezzetsiz ve kalitesiz bir içki olduğunu kabullenemeyen insan
şarap, bira gibi eşlikçi bir içki değildir. sarhoş olmak için içilir. tadı çok ağır olduğundan yediğiniz şeyden de tat alamazsınız. zaten bu yüzden "masada dostların olacak ki keyif alasın" denir.
hangi açıdan bakarsan bak zihnini uyuşturmak için içilen pis kokulu bir içkidir. bir bardak rakı içen biri halk otobüsüne binse "ayyaş" damgası yiyiverir.
ekleme: rakı içmekten keyif alan neyzen tevfik, mustafa kemal atatürk gibi ünlü isimler rakının yılmaz savunucuları değil. atatürk pek çok defa rakı içmezse başının çok ağrıdığını, düşüncelerde boğulduğunu, uyuyamadığını söylemiştir ki zaten sirozdan erken yaşta hayatını kaybetti. ülkenin solcusu da bir tuhaf. biri bişeyi eleştirince hemen atatürk kağıdını masaya atıyor ki kimse konuşmasın.
hangi açıdan bakarsan bak zihnini uyuşturmak için içilen pis kokulu bir içkidir. bir bardak rakı içen biri halk otobüsüne binse "ayyaş" damgası yiyiverir.
ekleme: rakı içmekten keyif alan neyzen tevfik, mustafa kemal atatürk gibi ünlü isimler rakının yılmaz savunucuları değil. atatürk pek çok defa rakı içmezse başının çok ağrıdığını, düşüncelerde boğulduğunu, uyuyamadığını söylemiştir ki zaten sirozdan erken yaşta hayatını kaybetti. ülkenin solcusu da bir tuhaf. biri bişeyi eleştirince hemen atatürk kağıdını masaya atıyor ki kimse konuşmasın.
devamını gör...
medeniyete canavar diyen marş
istiklal marşı'nın yeterince anlaşılmamasından kaynaklı mesnetsiz bir iddiadır:
"kahraman ırkıma bir gül, ne bu şiddet bu celal!" dizesinde gayet de türklük vurgusu vardır. zaten şair, marşı da millet-i osmanlı'ya yahut dar'ül islama falan değil, direkt olarak "türk ordusuna" ithaf etmiştir. vatan topraklarını müdafaa için cesurca savaşan fedakar ordumuza. benim anlamadığım o milli mücadele döneminde alkış tufanıyla kabul edilen bir marş nasıl milli olmamakla itham edilir?
safahat'in tamamını da geçtim, akif bey'in açıp en ünlü şiirlerinden sadece birkaçını okuyan bir insan, onun ilim ve fende geri kaldığımıza ne kadar üzüldüğünü anlar. başlıkta öyle bir anlatılmış ki, sanki şair medeniyet düşmanı. sırf şiiri islami motifler taşıyor diye üstü örtük bir şekilde ona arap sevicisi, bedevi zihniyetli yakıştırması yapılıyor. ama tepki toplar diye direkt söylenememiş. çok yazık, gerçekten yazık. adamın zihnindeki medeniyet tasavvuru medeniyet eşittir batı olmadığı için, batı'nın sömürgeci anlayışına karşı milletlerin bağımsızlığını savunduğu için sırf. hayalindeki asım'ın neslinin yerini ona çamur atmaya çalışan, onu anlamak için uğraşmadan hakkında atıp tutan kimlik bunalımlı bir gençliğin aldığını bilse ne hissederdi acaba!
birlik beraberlik içinde olmak için tutunabileceğimiz her üst değeri tahrip etmenin amacı nedir, gerçekten merak ediyorum. atatürk aslında siyonist, akif desen yazdığı milli marş aslında paçavra, merak ediyorum; sıra hangi değerde? hangi değerin içini boşaltmak sıradaki hedefiniz?
bu ülkenin gerçek aydınları, profesörleri falan kendi yazıp kendi okuyor zaten. yoksa prof. dr. nurullah çetin'in istiklal marşı'nı anlamak kitabını okuyan bir insanın böyle konuşmaya utanacağını düşünüyorum ben mesela.
"kahraman ırkıma bir gül, ne bu şiddet bu celal!" dizesinde gayet de türklük vurgusu vardır. zaten şair, marşı da millet-i osmanlı'ya yahut dar'ül islama falan değil, direkt olarak "türk ordusuna" ithaf etmiştir. vatan topraklarını müdafaa için cesurca savaşan fedakar ordumuza. benim anlamadığım o milli mücadele döneminde alkış tufanıyla kabul edilen bir marş nasıl milli olmamakla itham edilir?
safahat'in tamamını da geçtim, akif bey'in açıp en ünlü şiirlerinden sadece birkaçını okuyan bir insan, onun ilim ve fende geri kaldığımıza ne kadar üzüldüğünü anlar. başlıkta öyle bir anlatılmış ki, sanki şair medeniyet düşmanı. sırf şiiri islami motifler taşıyor diye üstü örtük bir şekilde ona arap sevicisi, bedevi zihniyetli yakıştırması yapılıyor. ama tepki toplar diye direkt söylenememiş. çok yazık, gerçekten yazık. adamın zihnindeki medeniyet tasavvuru medeniyet eşittir batı olmadığı için, batı'nın sömürgeci anlayışına karşı milletlerin bağımsızlığını savunduğu için sırf. hayalindeki asım'ın neslinin yerini ona çamur atmaya çalışan, onu anlamak için uğraşmadan hakkında atıp tutan kimlik bunalımlı bir gençliğin aldığını bilse ne hissederdi acaba!
birlik beraberlik içinde olmak için tutunabileceğimiz her üst değeri tahrip etmenin amacı nedir, gerçekten merak ediyorum. atatürk aslında siyonist, akif desen yazdığı milli marş aslında paçavra, merak ediyorum; sıra hangi değerde? hangi değerin içini boşaltmak sıradaki hedefiniz?
bu ülkenin gerçek aydınları, profesörleri falan kendi yazıp kendi okuyor zaten. yoksa prof. dr. nurullah çetin'in istiklal marşı'nı anlamak kitabını okuyan bir insanın böyle konuşmaya utanacağını düşünüyorum ben mesela.
devamını gör...
snowpiercer
2013 yılında yayınlanmış yönetmeni (bkz: bong joon ho) olan filmdir. oyuncu kadrosunda (bkz: chris evans), (bkz: ed harris) gibi isimlerin yer almasıyla ilgimi çekmiştir. küresel ısınma sonucunda cw7 adlı gazın dünyayı soğutmak amacıyla atmosfere verilmesini, dünyanın aşırı soğumasını ve bu soğukta sadece 1001 vagonlu trende bulunanların hayatta kalmış olmasını konu alır.
sistemsel bir eleştiri gibi yorumlansa da aslında bir eleştiri değildir, sisteme olan övgüdür. düzenin bu şekilde olması gerektiğini, azınlıkta kalan insanlar kaymak tabakasını yaşarken kalan çoğunluğun sürünmesinin gerekli olduğunu savunur. şapkalar için ayakkabılar düzeni devam ettirir. ayrıca ayakkabı olanların iradesi de yoktur. bunu curtis karakterinin başlattığı isyanda da görebiliriz. kendi kararlarıyla sisteme başkaldırdığını sansa da aslında piyondan ibaretti. bunu fark ettiği sahnede oldukça etkilendim. wilford'un bu esnada ona ''daha önce hiç yalnız kaldın mı?'' diye sorması ve düşünceleriyle başbaşa bırakması da şimdiye kadar curtis'in iradesiyle hareket etmedidiğini gösteren bir sahneydi. filmin sonunda trenin devrilmesi, dünyanın ısınması biraz absürd geldi yani tam da curtis isyanını mı bekliyordu bu olaylar? bir de çocukla kıza üzüldüm dünyaya adımlarını atmışken kutup ayısı ile bakışıyorlar. burada filmi nasıl bitirmek istiyorsanız zihninizde öyle tamamlıyorsunuz. bu yönden son sahneyi beğendim. yüksek beklentiler ile izlemezseniz tatmin edici bir film.
filmi izledikten sonra başka bir bakış açısı isterseniz barış özcan'ın film yorumu'nu buraya bırakıyorum. iyi seyirler.
sistemsel bir eleştiri gibi yorumlansa da aslında bir eleştiri değildir, sisteme olan övgüdür. düzenin bu şekilde olması gerektiğini, azınlıkta kalan insanlar kaymak tabakasını yaşarken kalan çoğunluğun sürünmesinin gerekli olduğunu savunur. şapkalar için ayakkabılar düzeni devam ettirir. ayrıca ayakkabı olanların iradesi de yoktur. bunu curtis karakterinin başlattığı isyanda da görebiliriz. kendi kararlarıyla sisteme başkaldırdığını sansa da aslında piyondan ibaretti. bunu fark ettiği sahnede oldukça etkilendim. wilford'un bu esnada ona ''daha önce hiç yalnız kaldın mı?'' diye sorması ve düşünceleriyle başbaşa bırakması da şimdiye kadar curtis'in iradesiyle hareket etmedidiğini gösteren bir sahneydi. filmin sonunda trenin devrilmesi, dünyanın ısınması biraz absürd geldi yani tam da curtis isyanını mı bekliyordu bu olaylar? bir de çocukla kıza üzüldüm dünyaya adımlarını atmışken kutup ayısı ile bakışıyorlar. burada filmi nasıl bitirmek istiyorsanız zihninizde öyle tamamlıyorsunuz. bu yönden son sahneyi beğendim. yüksek beklentiler ile izlemezseniz tatmin edici bir film.
filmi izledikten sonra başka bir bakış açısı isterseniz barış özcan'ın film yorumu'nu buraya bırakıyorum. iyi seyirler.
devamını gör...
jack london
12 ocak 1876 doğumlu amerikalı çok sevdiğim bir yazardır kendisi. martin eden, vahşetin çağrısı, beyaz diş vb. eserleriyle bilinse de elliden fazla kitap sığdırmıştır o kısa ömrüne. kısa ömrü diyorum çünkü daha 8 yaşındayken gazete satarak çalışmaya başlıyor. 14-15 yaşlarından başlayarak ömrünün sonuna kadar aşırı alkol ve tütün kullanıyor. 17-18 yaşlarında ise edebi çalışmalarını sürdürebilmek için günde 5 saat uyumaya başlıyor. zaten bir konuşmasında ''ben çocukluk nedir bilmedim'' diyor. tabii yaşadıkları da göz önünde bulundurulursa belki de bedeni güçsüz düşüyor. aslında martin eden'ı okuyanlar bilir, otobiyografik bir eserdi martin eden ve tam da martin gibi bir hayat sürüyor. daha doğrusu martin, jack london gibi bir hayat sürüyor.
asla pes etmeyen, tüm güçlüklere dört elle sarılan, belki biraz serseri ama çok çalışkan, hayatı dolu dolu geçirmeye çalışan ilham alınacak biri jack london. ne yazık ki diğer birçok önemli şahsiyetler gibi kendisini de erken yaşta kaybetmiş olmak bizler için büyük eksiklik.
toz olmaktansa, küle dönmeyi tercih ederim. olduğu yerde mıymıntı bir gezegen olmaktansa, bütün atomları alev alev yanan ve ışıldayarak sönen bir göktaşı olmak isterim.
asla pes etmeyen, tüm güçlüklere dört elle sarılan, belki biraz serseri ama çok çalışkan, hayatı dolu dolu geçirmeye çalışan ilham alınacak biri jack london. ne yazık ki diğer birçok önemli şahsiyetler gibi kendisini de erken yaşta kaybetmiş olmak bizler için büyük eksiklik.
toz olmaktansa, küle dönmeyi tercih ederim. olduğu yerde mıymıntı bir gezegen olmaktansa, bütün atomları alev alev yanan ve ışıldayarak sönen bir göktaşı olmak isterim.
devamını gör...
rte'nin avrupa'yı hapishaneye benzetmesi
avrupa'da ağırlaştırılmış müebbet istiyorum.
devamını gör...
bir fırtına tuttu bizi
izmirdeki depremde 108 saat enkaz altında kalıp hayatını kaybeden 27 yaşındaki diş hekimi zarife doğan'ı hatırlatıyor artık hep bana. nişanlıydı evlilik hazırlığı yapıyordu ama bi fotoğrafta kaldı artık hepsi.o gün bugündür ne zaman dinlesem yüreğimi yakar bu türkü.mekanın cennet olsun zarife,o enkazın altında alamadığın her nefes yarım kalan her hayalin umarım sorumluların burnundan gelir.
''o bizim kavuşmalarımız a yarim;mahşere kaldı.''
''o bizim kavuşmalarımız a yarim;mahşere kaldı.''
devamını gör...
ilkokulda birinden hoşlanınca yapılan saçmalıklar
suratına içi su dolu plastik şişe fırlatmak. evet yaptım, burnu kanadı.
devamını gör...
normal sözlük patreon hesabı
en kısa sürede katılıp destekleyeceğim hesaptır. anadolunun ücra köşesindeki bilmemne köyü derneği bile aidat alıyor, yok öyle bedaveden gülmek!(bkz: sısısısı)
devamını gör...
allah sadist midir sorunsalı
ben allah'a inanmıyorum. (tabi onunla birlikte diğer tanrılara da ) ibadet etmiyorum (yukarıdakine bağlı olarak).
ama;
- haram yemiyorum
- hırsızlık yapmıyorum
- kumar oynamıyorum
- alkol vb. kullanmıyorum
- iftira atmiyorum
- elimden geldiğince etrafa karşı yardımsever, faydalı, zararsız ve kendi halinde biri olmaya çalışıyorum.
ama allah beni cehenneminde sonsuza dek yakacak. gönderdiği kitap, benim gerizekalılığım ve şımarıklığım yüzünden bana gerçekçi gelmediği ve içinde yazılanları kabul etmediğim için sonsuz işkencelere maruz kalacağım, ama yemediği bok kalmayan, sırf iki kelime soyledigi için müslüman olan biri elinde sonunda cennete gidecek. bu bana hiç adil gelmiyor; ve enteresan bir şekilde, kendi kendisini hayata geçiren kehanet gibi, bu yüzden böyle bir dine inanmak bana çok çekici görünmüyor.
müslümanlar da, kendilerini kandırmadan bir sorsalar keşke. (haşa-maşa) kendileri allah olsa, böyle kullarına sonsuz bir işkenceyi mi reva görürlerdi? "evet" diyorlarsa, aynen devam, sorun yok. "acaba" diyorlarsa, lan bi dakka!.
ama;
- haram yemiyorum
- hırsızlık yapmıyorum
- kumar oynamıyorum
- alkol vb. kullanmıyorum
- iftira atmiyorum
- elimden geldiğince etrafa karşı yardımsever, faydalı, zararsız ve kendi halinde biri olmaya çalışıyorum.
ama allah beni cehenneminde sonsuza dek yakacak. gönderdiği kitap, benim gerizekalılığım ve şımarıklığım yüzünden bana gerçekçi gelmediği ve içinde yazılanları kabul etmediğim için sonsuz işkencelere maruz kalacağım, ama yemediği bok kalmayan, sırf iki kelime soyledigi için müslüman olan biri elinde sonunda cennete gidecek. bu bana hiç adil gelmiyor; ve enteresan bir şekilde, kendi kendisini hayata geçiren kehanet gibi, bu yüzden böyle bir dine inanmak bana çok çekici görünmüyor.
müslümanlar da, kendilerini kandırmadan bir sorsalar keşke. (haşa-maşa) kendileri allah olsa, böyle kullarına sonsuz bir işkenceyi mi reva görürlerdi? "evet" diyorlarsa, aynen devam, sorun yok. "acaba" diyorlarsa, lan bi dakka!.
devamını gör...
23 aralık 2020 can dündar'a 27 yıl hapis cezası verilmesi
her devletin yaptığını bizimkiler de yapmış, kendi çıkarlarımız doğrultusunda kendi askerimizi riske atmak yerine yobaz davar sürülerini eline silah verip sahaya sürmüş. (kusura bakmayın ama burada hümanizma falan kasamam)
gazeteci de görevini yapmış, bunu açığa çıkarmış. habercilik değeri açısından bakıldığında bir gazetecilik başarısı.
film burada kopuyor zaten. yaptığın işin sorumluluğunu almak ve diplomasi yoluyla gelen tepkileri yumuşatmak yerine, gazeteciyi hain ilan etmeye kalkarsan buna kim inanır, kadir inanır.
uluslararası diplomasiyi iyi bilen yetişmiş kadrolarını monşer ilan edip kızağa çekersen, yerlerine gelen liyakatsiz ve ehliyetsiz adamlardan daha fazlasını bekleyemezsin zaten. kendin çalar kendin oynarsın, içeride de tüm yargı kurumlarını kendine bağladığını cümle alem bilmezmiş gibi, hukuk tiyatrosu sahnelersin. olan yine güzel ülkemin güzel insanlarına olur.
gazeteci de görevini yapmış, bunu açığa çıkarmış. habercilik değeri açısından bakıldığında bir gazetecilik başarısı.
film burada kopuyor zaten. yaptığın işin sorumluluğunu almak ve diplomasi yoluyla gelen tepkileri yumuşatmak yerine, gazeteciyi hain ilan etmeye kalkarsan buna kim inanır, kadir inanır.
uluslararası diplomasiyi iyi bilen yetişmiş kadrolarını monşer ilan edip kızağa çekersen, yerlerine gelen liyakatsiz ve ehliyetsiz adamlardan daha fazlasını bekleyemezsin zaten. kendin çalar kendin oynarsın, içeride de tüm yargı kurumlarını kendine bağladığını cümle alem bilmezmiş gibi, hukuk tiyatrosu sahnelersin. olan yine güzel ülkemin güzel insanlarına olur.
devamını gör...
aşk romanı
herkesin yazamayacağı roamn türüdür.
hane austen, sarah jio gibi usta yazarlar başlıca örneklerini vermişlerdir bence.
hane austen, sarah jio gibi usta yazarlar başlıca örneklerini vermişlerdir bence.
devamını gör...
her kızın 25 tane flörtü olduğu gerçeği
benim 26 tane.
devamını gör...
ajanda kullanamamak
maalesef sahip olduğum özelliktir. aslında kullanmak ve işlerimi belli bir plan doğrultusunda yapmak isterim ama maalesef yaptığım her planı bazen uygulayamıyorum.
devamını gör...
yazarların unutamadıkları dizi replikleri
kurabiye var simit var neye baktın.
devamını gör...
polis simit sat onurlu yaşa
haddini bilmez bir grup gevşek, öğrenci kılıklı terörist zihniyetlilerin ülkenin polisi için attığı slogan zırvası. keşke siz onurlu bir hak mücadelesi yürütebilseniz de gecesini gündüzüne katan insanlara terbiyesizlik yapmasanız. senin ne haddine bir insana onursuz demek?
devamını gör...