judith ve holofernes'in kellesi (bkz: gustav klimt) 'in şaheserlerinden bir tanesi. judith'in kocasının katili asur generali'nin kellesini kendi çadırında kestikten sonra intikamını almasının haklı gururunu yüzünden okuyabiliyorsunuz. klimt'in eserlerinde tanık olduğumuz o parlak sarı tonlarla bağdaşmayan bir cinayet öyküsü tamda bu zıtlık sebebiyle daha bir göz korkutucu duruyor. bir general dahi olsanız içi intikam duygusuyla yanan bir kadının gelip sizi bütün ordunuzun güvenliği altındayken, kendi çadırınızda öldürmesinden kurtulamazsınız.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ayranı yok içmeye tahtırevanla gider s... durumudur.
devamını gör...

cok seviyorum seni! bunu buraya neden yaziyorum bilmiyorum ama oyle iste...
devamını gör...

herkese musmutlu bayramlar *
devamını gör...

aşırı solcudur aşk... bu yüzden insanların sol yanını hedef alır. ve aşk bu kadar solcuyken, içinden sağ çıkmak imkansızdır.
devamını gör...

1469- 1539 yılları arasında yaşamış, tek tanrılı din olan sihizmkurucusudur.

guru nanak, pakistan doğumlu bir hintlidir. sonrasında kurduğu dinin içeriğini de etki edecek olan, müslüman komşuları tarafından büyütüldü. nanak, sandalyeden ayağı yere değer değmez, babası ona sığır çobanlığı görevini verdi. ama nanak zamanının çoğunu meditasyonla geçiriyor; başı boş kalan sığırlar da komşunun bahçelerine giriyorlardı. babası büyük ihtimalle ‘ne yapacağım bu tembel oğlanla’ demiştir. köylüler ise ,sıcak havanın etkisiyle olsa gerek, o meditasyon yaparken mistik olaylar oluyor diye yeminler ediyorlardı. hatta biri ‘bu çocuk ermiş gibi bir şey’ diye yeminler ederek, babasını onun din eğitimi alması konusunda ön ayak oldu. okulda onu ilk keşfeden öğretmeni oldu.

müslüman komşularından bahsetmiştim. onların da etkisiyle tek tanrı kavramı kafasında bu şekilde oturmuş oldu. ailesinin inandığı çok tanrılı dinleri reddetti; ha bir de hindistan’daki kast sistemini de. tanrı her kuluna eşit davranmalıydı; bu durumda kast sistemi de olmamalıydı.

sonrasında evlendi ve ticarete girdi. babası ise ‘madem evlendin elin iş tutsun’ diyerek onu ticarete yöneltmeye çalıştı. ona bir miktar para veren babası, ondan parayı katlamasını beklerken, o yolda gördüğü aç, fakirlere parayı dağıttı. döndüğünde tabi babasından fırçayı yedi. ama o diretti; parayı dağıtarak daha büyük bir kazanç elde etmişti. babası ne yapacağım bu çocukla diye düşünürken, aklına kızı geldi. kızından, ona bir iş bulmasını istedi. kızı ise ona tahıl ambarında iş buldu. bu sefer dikiş tutturmuştu, iş yerinde sevildi ve sayıldı. bu sırada günlük olağan meditasyonlarını yaparken, müslüman mardana ile tanıştı. her sabah buluşup, kara nehirin orada beraber ibadet ediyorlardı. ama bir gün nehre yüzmeye giren nanak kayboldu. herkes öldü diye düşünürken, 3 gün sonra nehirden sağ salim çıktı ve ‘hindu yok, müslüman yok’dedi. artık onun mistik güçleri olduğuna herkes inanıyordu ve onu ‘guru’ilan ettiler.

bu olaydan sonra hayatı değişti; daha çok meditasyon yapmaya başladı. baktı olmuyor; kankası mardana ile şehri terk etti. ikisi bir nevi serseri hayatı sürdürdüler. gel zaman git zaman , artık inançları oturmaya başladı: tek bir tanrı var, müslüman yok, hindu yok, tüm insanlar kardeş.

guru nanak, bu aydınlanmadan sonra ülkesine geri döndü. kartarpur kentinde, oluşturduğu yeni dinin kurucusu olarak ve ona inananlardan oluşan bir topluluk kurdu. kural açıktı: hangi dinden veya statüden olursa olsun, tüm insanlar eşittir.

her şey iyi gidiyordu. babür şah o dönem agresif bir yayılma politikası izliyordu. sonra kafası hindistan’daki lodi hanedanlığı’na taktı. guru nanak ile yolları bu şekilde birleşti. nanak, savaş ve şiddet karşıtı söylemlerinden dolayı tutuklandı. kısa bir süre yattıktan sonra, babür şah kendisini huzuruna çağırdı.

nanak, ona inancıyla ilgili bilgi verdi; babür şah da etkilenmiş olacak ki,ona gördüğü bir rüyayı anlatıp yorumlamasını istedi. rüya kısaca şöyleydi: hindistan zenginlik içinde yüzerken birden yangın çıkıyor ve her şeyi yok ediyordu. nanak da fırsat bu fırsat diyerek rüyayı şöyle yorumladı: siz tüm inançlara saygı gösterirseniz hindistan’da bolluk olacak,eğer bu yoldan saparsa ülke üzerindeki hakimiyetini 7 kuşak içinde kaybedecekti. fazlasıyla ikna edici konuşmuş olacak ki, babür şah onun dediklerini harfiyen uyguladı ve çocuklarına da aynı öğüdü verdi.

guru nanak,1539 yılında , kartarpur/pakistan’da vefat etti.
devamını gör...

hekimlerin kendisini allah sandığını düşünecek kadar hekim nefreti ile yaşayan insanların düşüncesi.

ölüyorum dediğinizde hekimlere koşmayacaksınız o zaman, homeopatik olup, evrenin gücü ile vırt zırt ile iyileşmeye çalışacaksınız.

hekimlerin kendilerini allah sandığı falan yok. sizler komplekslerinizi o kadar engelleyemiyorsunuz ki hakkını arayan, daha iyilerine layığım diyen herkesi düşman ilan edip, yaftalıyorsunuz.

hekimi dövüyorlar, bıçaklıyorlar, öldürüyorlar. ömrünüzde belki de tatil için iki gün gitmeyeceğiniz yerlere mecburi hizmete gönderiyorlar. devlet su işlerinin, öğretmenlerin, hakimlerin, polislerin evleri, lojmanları varken hekimlerin ortak kullanabilecekleri bir hekimevi bile yok.

her türlü bakanlığın servisi varken, hastaneler doktorlarına servis bile ayarlamıyor.

lise mezunu bekçinin mesleğe başladığı maaş ile üniversite sınavında ilk onbine giren öğrencilerin 6 sene eğitim öğretim sonunda aldığı maaş neredeyse başa baş.

sonra insanlar hakkını arayınca, yok bunlar allah, yok bunlar ego sahibi.

siz yaşamayı ölmemek ve her türlü eziyete katlanmak sandığınız için, azıcık sesini çıkaranı tu kaka ilan ediyorsunuz.

kısa zamanda bir hekime, mümkünse ruh ve sinir hastalıklarına görünmenizi temenni eder, acil şifalar dilerim.
devamını gör...

ısrarlı cahillere laf anlatmak. artık tamam sen haklısın demeyi tercih ediyorum.
devamını gör...

keşke video atabilseydik. tavukları beraber yemlerdik. *
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

pardon senin bu gözlerinden nereye gidiliyor,
ben kayboldum da,
o bakımdan soruyorum.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

filozoflar günümüze göre ilkeldir, iyi ya da kötü yanları olabilir, katılıp katılmayacağınız fikirleri de olabilir. tanrı gibi görmek mantıksızdır. filozof olanı böyleyse herhangi bir kişiyi düşünün artık kim bilir nasıl eziyet ediyorlardı kadınlara. milattan sonra hypatia yakıldı, milattan çok çok sonra bunlar böyle konuşmaya devam etti. 2021'de de kafa sözlükte herhangi biri öne sürüyor işte. kadınlara fırsat vermemişler ki sanatla bilimle ilgilensinler, şu an eğitim eşit seviyede* verildiği için kadınlar bunlarla uğraşabiliyor. bir insan nasıl bu kadar geriden gelebilir şaşırıyorum doğrusu. prim vermemek gerek.
devamını gör...

eski roma imparatoru (bkz: claudius)'un güzeller güzeli sevgili karısı imparatoriçe (bkz: valeria messalina)'nın, güçlü bir kadın olmasının yanı sıra, her gece farklı kılıklara girerek, farklı farklı adamlar ile birlikte olduğu söylenir.
bu adamların kim olduğu hiç önemli değildir, çünkü valeria'nın tek ama tek derdi, cinsel doyumsuzluğunu bastırmaktır.
bu sebep ile geceleri sıcak imparatorluğundan gizlenerek kaçar ve bulduğu ilk adam ile ilişkiye girer.
messalina öyle doyumsuzdur ki, bu hata * sürekli tekrarlanır.
ihanet ! ihanet ! ihanet üstüne ihanet eder...
tabii ki, hatalarımızın bedelini bir gün öderiz.

bir gün, claudius'a karşı yapılan bir komploya dahil olduğu anlaşılınca idam edilir messalina.
edilmiştir fakat, bize ardında ismini verdiği bir hastalık kalıyor:
messalina kompleksi, ya da;

yunanca nymphe(kız) ve mania (delilik) kelimelerinden oluşan (bkz: nemfomani), yani cinsel açlık hastalığına sahip kadın kişi, şahıs; cinsel taşkınlık.
bu şahsın, messalina'nın dersek yanlış olmaz, beyninde tatminlik duygusunu ve cinsel ilişkiyi kontrol eden sinirler tahrip olduğundan, dürtülerini kontrol edemez, isteklerinin ve eşinin esiri olur.
bu dürtü içerisinde iken tanımadığı bir adamın karşısına dikilip, onu seks yapmaya zorlayan kadınların olduğu söylenir.

anlaşıldığı üzere, bir insanın tutarlı- tutarsız istekleri ve arzuları öyle çok önemlidir ki, güzelliğinizle anılan bir imparatoriçe bile olsanız, onlara karşı yapacak bir şeyiniz kalmayabiliyor.

her libidosu tavan olan olan kadını bu şekilde nitelendirmemekle birlikte; dili, dini, ırkı, karakteri kendi karakteri ile tamamen farklı bile olsa, sınıfı fark etmeksizin her adam ile yatmak isteyen kadına nemfomanyak diyoruz.

son olarak;
salt, normal bir kadının karakterinde, erkeğinin yanında mutluluk hissetme, güven duyma hisleri yatar. bu hisler kadınların ruhsal yapılarına uygun olduğundan, nemfomani oranı toplumda çok çok düşüktür.

eğer nemfomanyak olduğunuzdan emin değilseniz lütfen bu belirtileri kontrol ediniz ve soruları cevaplayınız:
seks esnasında kontrol yeteneğinizi kaybettiğiniz söylenebilir mi?
sizin için pek de önemli olmayan, rastgele cinsel ilişkiler yaşıyor musunuz?
sürekli seks düşünen bir kadın mısınız?

valeria messalina'nın kural bilmez coşkun tutkuları onu öyle çok etkiledi ki, sonunda düştüğü durumdan kendisini kurtaracak bir güç bulamayıp bize bu kompleksi bıraktı.
devamını gör...

ben daha karanlık kitaplık serisini toplamaya başlayamadan japon edebiyatına giriş yaptığını duyuran yayınevi. 2022 de bütün paramı ithaki söğüşleyecek belli oldu.

kitapların kapakları da muazzam gözüküyor. *
devamını gör...

menstrüel kap adet kanını toplaması için vajina içine yerleştirilen basit plastik bir kasedir. 10-38 ml kan tutabilir ve 4-12 saatte bir boşaltılmalıdır. biliyorsunuz kadınlar (cis kadınlar) ergenlikten menopoz dönemine kadar 21-35 günde bir 60-80 ml kan kaybeder vajinal yoldan. buna regl ya da menstruasyon diyoruz. bu kanı serbestçe akıtmak da mümkün (free bleeding). menstruel kap ilk defa 1937'de bir aktris tarafından keşfedilip satışa sunulmuş ama tassette firması 4-5 yıl içinde kapanmış. nedeni sadece pazarlama başarısızlığı değil; çok ayıp vajinaya öyle bir şey sokulur mu, bekaret n'olcek? denmesiymiş. aslında bu ruh halini en iyi bu coğrafyada büyüyen bizler biliriz, değil mi? vajinaya giriş çıkış tabusaldır bizim kültürümüzde. bir kadının hele de 'kendi' vajinasına bir şey sokması bedeni üzerindeki erkek egemenliğine doğrudan baş kaldırı... tövbeee* neyse işte tampon da menstruel kap da "bakire"lerin de kullanabileceği, "kızlık zarı"nı yırtmayan iç ürünler. hem de kullanması ped ya da emici kulotlara kıyasla çok daha konforlu, ha bir de güvenli. ama bunun tam tersini söyler patriyarka. patriyarka tıbbı da emeline alet eder. toksik şok sendromu olursun, vajinan yırtılır, böbreğin çürür diye korkutur kadını. menstrüel kap 80 yıl önce keşfedilmesine rağmen adını yeni duymamızın nedeni bu. öcü göstermişler.
devamını gör...

içimdeki en büyük aşk sanırım, bu durumu durduramamak ile beraber acaba bir ömre ne kadarını sığdırabilirim düşüncesi hiç bitmiyor.
devamını gör...

asla yapamayacağım şey... dağda her yer böcek doludur şimdi. güzelim evimi bırakıp böceklerin içine mi gideyim?? tövbe.
devamını gör...

neden olmasın?

genelde başıma dert açan bir soru cümlesi, çok sık kullanırım, akıllanmam*, büyümem, normal olmam!
az önce yine kafamda dönüp durdu neden olmasın sorusu, kendime baktım, sağa sola baktım, kedilere baktım, neden olmasın?
kulaklıkta çalan şarkı zeybekiko, ben vaad edilen kutsal topraklara çok uzak olsam bile içim sarhoş; ki bu da zeybekiko için olmazsa olmazlardan, o kadın gitti, dönmeyecek, öyle dedi bana, dönmem dedi, bok varmış gibi hep doğruları söyleyen bir kadındı, kendi son doğrusunu ve bizim çok fena yanlışımızı söyledi ve gitti, ben gece uyumamışım, bazı yangınlarımı söndürmek kolay olsa da söndürmeyip ara ara o küllere üfleyip yanışımı seyretmek çok zevkli ve neden olmasın?
açtım şarkıyı, kaldırdım kolları, oh mis!
bana ne sizin dünyanızdan?
bana ne o ben bize aşığım diyen kadından, yoksa ben mi demiştim onu, neyse, öyle ise de bana ne benden?
kediler bana bakıyor, göz ucu ile görüyorum, türkanın gözleri "amanin sıyırdı benim herif" diye bağırıyor, kulaklıkta mitropanos baba benzeri sesi ile pashalidis sta ipa ola diye bağırıyor, ben doğmuş ve doğmamış tüm sabahlara küfredip bağırıyorum, sonra şarkı bitiyor, bir kez daha gidiyorum karşı kıyıya, ardımda kendimi bile bırakarak, çünkü;

neden olmasın?
devamını gör...

--- alıntı ---

baron pierre de coubertin (1 ocak 1863 - 2 eylül 1937), fransız pedagog, tarihçi ve sporcu. modern olimpiyat oyunları'nın kurucusudur.

italyan kökenli ve aristokrat bir fransız ailesinin çocuğu olarak 1863’de paris’te doğdu. ingiliz ve amerikan okullarındaki eğitim sistemini inceleme fırsatı buldu. bu onun eğitim anlayışının gelişmesine ve ülkelerdeki değişik sistemlerin avantajlarını ve dezavantajlarını görmesine sebep oldu. alman orduları karşısında fransa'nın bozguna uğrama nedenini fransız gençliğinin fiziksel olarak iyi yetişmemesine bağladı.

antik oyunların yapıldığı olympia antik kentinin o dönemde açığa çıkarılmasından doğan eski oyunlara genel ilgi onu da yakından ilgilendirdi. oyunların yeniden başlatılması fikrini planlamaya başladı.

bu planlarını açıklamak için 23 haziran 1894 günü paris, sorbonne'da bir kongre organize etti. bu kongrede oyunların tekrar başlatılmasını teklif etti. kongre sonunda uluslararası olimpiyat komitesi (ıoc) kuruldu ve pierre de coubertin genel sekreter oldu.

de coubertin, 1937 yılında cenevre'de ölene dek ıoc'nin onursal başkanı olarak kaldı. öldükten sonra komitenin genel merkezinin bulunduğu lozan'da gömüldü.

--- alıntı --- buradan
devamını gör...

sevgi, aşk, sevgili, sevmek vb. kelimelerin anlamını yitirmesinden kaynaklı olan bir gerçektir. öyle ki herkes herkese benzer kelimeleri içten olmayan bir şekilde kullanıyor. bu kelimelerin içi boşaltıldı artık. ha demiyorum ki kullanmayın. seven sevdiğine yine söylesin. şahsen ben sevdiğimi "seni seviyorum" dan ziyade başka şekillerde göstermeyi tercih ediyorum. ben biliyorsam, karşıdaki de anlıyorsa hiiç sıkıntı yok.
devamını gör...

yedi, senaryosu andrew kevin walker tarafından yazılmış olan, hristiyanlık'ın 7 ölümcül günahını işleyenleri kendi vahşi yöntemleriyle öldüren bir seri katili ve onun peşindeki iki polis dedektifinin çabalarını konu alan, hollywood yapımı bir gerilim filmidir. wikipedia
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim