sözlük radyosu
beni an itibariyle çıldırtan gelişmedir.*
devamını gör...
aman boşver güzel olmasa da olur diyen erkek
seçenek kalmamış belliki,sevecekle yakacağın kötüsü olmaz demiştir..
devamını gör...
genç werther'in acıları
bu kitap ilk çıktığında okuyan insanlar avrupada werheri o kadar içsellestirmişler ki intihar oranları artmış, ortalıkta sari pantolon, mavi ceketle gezen werthervari kişiler peyda olmuştur. ben okuduğumda bu kadar etkilenmesem de güzel bir kitaptır.
devamını gör...
yazarların karşı cins olması durumunda alacağı nickler
reglin zor geçtiğini bilmiyordum özür dilerim.
devamını gör...
bildirim ve mesaj butonları çalışmayanlar için alternatif
mesajlar linkine basınca tinder açılıyor.
devamını gör...
seri artı oy veren yazarın amacı
özellikle bazı yazarlar var onların yazılarını gözüm kapalı beğeniyorum. çünkü onların her yazısında bir emek, uğraş oluyor. beğeninin amaçlarından birisi de karşı tarafın evet okunuyor ve değer veriliyorsunuzu görebilmesi. ben de onlar görsün mutlu olsunlar istiyorum bu kadar basit.
devamını gör...
konuşurken sürekli dokunan insanlar
el kol hareketlerine dikkat et birader!
devamını gör...
robben island
cape town şehrinin hemen açıklarında bulunan küçük bir adadır. apartheid zamanında, hapishane olarak kullanılmıştır. nelson mandela'da burada hapis yatmıştır. şimdi müzedir.
devamını gör...
yazarların bugünkü mutsuzluk sebebi
parasız olduğum gerçeğini tekrar fark etmem
devamını gör...
köpüğü az olmuş kahve (yazar)
"önemli olan toplumu iyileştirmek, insanın ruhunu yüceltmek, sapıklığı, suçu ortadan kaldırmak. bunun için de, gerekirse psikolog gibi düşünmek, sosyolog gibi davranmak lazım" – ahmet ümit.
sözlükte epey genç olduğu düşünülürse üniversiteye hazırlananlara tavsiye #299512 gibi tanımlarının devamını bekliyoruz gençsosyolog nickli yazar. iyi sözlükler.
sözlükte epey genç olduğu düşünülürse üniversiteye hazırlananlara tavsiye #299512 gibi tanımlarının devamını bekliyoruz gençsosyolog nickli yazar. iyi sözlükler.
devamını gör...
11.22.63
bilim kurgu olmaktan öte tam bir dramatik aşk dizisi olduğunu düşündüğüm dizi. bakış açısı tabi. başroller birbirine o kadar yakışıyor kii
--! spoiler !--
“i’m sadie!”
“i know.”
--! spoiler !--
yukarıdaki sahne şu ana kadar izlediğim dizilerden en çok kalbimi kıran sahnelerden biri olmayı başarmıştır. sadece izleyenler anlar.
--! spoiler !--
“i’m sadie!”
“i know.”
--! spoiler !--
yukarıdaki sahne şu ana kadar izlediğim dizilerden en çok kalbimi kıran sahnelerden biri olmayı başarmıştır. sadece izleyenler anlar.
devamını gör...
moderasyona soru sor
pavlov'u seksi bir yönetici kadın sanıyordum. affet hocam.
nickaltına yazmayacağım bir daha. yada yazarım alırım bi gıdık, belki son defa... bazı şeyleri bilemezsin hocam, ben de bilemedim. ama kırıldım. insan sadece kendi yaşanmışlıklarını, kırgınlıklarını hatırlıyor anımsayınca. eylulıngın kahkahaları üstüne tuz biber oldu. zaten hiç tatlı gelmez burukluklar.
kadın olmalıydın sen. çok yakıştırmıştım sana bu kimliği. çok yakındın kafamdaki sitenin en seksi hanımı idealime.. sürekli sitenin istatistliklerine göz attığından dolayı, inişli çıkışlı performans grafiğinin yansıtıldığı bir projeksiyon kutusunun mavi ışığı altında elinde sunum çubuğu tuttuğunu, 'lucifer dikkatimizi verelim lütfen' dediğini hayal ediyordum. evet dedim evet.. bu kadın çekip alır beni koparırım kafayı. meğerse sen de sitedeki her erkek gibiymişsin, gözümden bir damla istatistlik düştü zemine. kayboldu. güneşin yakıcılığında uçtu. günün anlamsızlığına karıştı. 3 kat aşağıda anlamsızca koşturan çocuklar vardı. defolun dedim gözümün önünden defolunn...
gerçeklik uyuşturuyormuş hocam. sabah kahve içerken farkettim. uyanmıştım artık radyo gecesinin ertesinde. hiçbir şey bir daha eskisi gibi olmayacak der gibiydi o sabah. tül perdenin genişleyip şişerek dolduğu salonda, ürpertiyle bir şeylere hazırlıksız yakalanmıştım, ilk sigaram da tatsız geldi. ben yoldaş gibi sarmam hocam üşengeç adamım paketten çıkarır yakarım. bir çırpıda çıkarıp yaktım. o havayı yakaladım anında. bozulan gizemin buruk soluğuydu alıp verdiğim karışan tütün dumanına. bir insan ancak bu kadar hiçbir şey yapmadan bir yazarı yok edebilirdi. belki de yok olmaya hazırdım. sen sennnn istatistlik kurabiyesi.. bunu sen yaptın.
anca istatistlikmiş, anca veriymiş. aşk böyle rakamsal databaselerden mi oluşuyor sanıyorsun bayım? en çok tanım girilen başlık mıydı? kim çok yazmıştı? ben söyleyeyim hiçbirisi..
hayalleriyle oynanan bir lucifer bıraktın bu sitede. en baştan dm'yi çakıp 'abisi erkeğim ben' deme nezaketini gösterebilirdin. yapmadın bunu.
boşluk oluştu içimde. bana bir yönetici kadın borçlusun, bunu unutma... unutmaaağğ oh noo.
nickaltına yazmayacağım bir daha. yada yazarım alırım bi gıdık, belki son defa... bazı şeyleri bilemezsin hocam, ben de bilemedim. ama kırıldım. insan sadece kendi yaşanmışlıklarını, kırgınlıklarını hatırlıyor anımsayınca. eylulıngın kahkahaları üstüne tuz biber oldu. zaten hiç tatlı gelmez burukluklar.
kadın olmalıydın sen. çok yakıştırmıştım sana bu kimliği. çok yakındın kafamdaki sitenin en seksi hanımı idealime.. sürekli sitenin istatistliklerine göz attığından dolayı, inişli çıkışlı performans grafiğinin yansıtıldığı bir projeksiyon kutusunun mavi ışığı altında elinde sunum çubuğu tuttuğunu, 'lucifer dikkatimizi verelim lütfen' dediğini hayal ediyordum. evet dedim evet.. bu kadın çekip alır beni koparırım kafayı. meğerse sen de sitedeki her erkek gibiymişsin, gözümden bir damla istatistlik düştü zemine. kayboldu. güneşin yakıcılığında uçtu. günün anlamsızlığına karıştı. 3 kat aşağıda anlamsızca koşturan çocuklar vardı. defolun dedim gözümün önünden defolunn...
gerçeklik uyuşturuyormuş hocam. sabah kahve içerken farkettim. uyanmıştım artık radyo gecesinin ertesinde. hiçbir şey bir daha eskisi gibi olmayacak der gibiydi o sabah. tül perdenin genişleyip şişerek dolduğu salonda, ürpertiyle bir şeylere hazırlıksız yakalanmıştım, ilk sigaram da tatsız geldi. ben yoldaş gibi sarmam hocam üşengeç adamım paketten çıkarır yakarım. bir çırpıda çıkarıp yaktım. o havayı yakaladım anında. bozulan gizemin buruk soluğuydu alıp verdiğim karışan tütün dumanına. bir insan ancak bu kadar hiçbir şey yapmadan bir yazarı yok edebilirdi. belki de yok olmaya hazırdım. sen sennnn istatistlik kurabiyesi.. bunu sen yaptın.
anca istatistlikmiş, anca veriymiş. aşk böyle rakamsal databaselerden mi oluşuyor sanıyorsun bayım? en çok tanım girilen başlık mıydı? kim çok yazmıştı? ben söyleyeyim hiçbirisi..
hayalleriyle oynanan bir lucifer bıraktın bu sitede. en baştan dm'yi çakıp 'abisi erkeğim ben' deme nezaketini gösterebilirdin. yapmadın bunu.
boşluk oluştu içimde. bana bir yönetici kadın borçlusun, bunu unutma... unutmaaağğ oh noo.
devamını gör...
datça bademi
datça'ya özgü olan, farklı bir badem türü. ak, kaba, sıra, diş, yazı, tüylü gibi isimlerle anılıyor. en makbul olanına nurlu deniliyor.
devamını gör...
rönesans
yukarıda yazılarda bahsedilmiş. rönesans, ''yeniden doğuş'manasına gelir. ne ifade eder peki? italya'da sanat ve yazı alanındaki canlanışı ifade eden bir kavram.
ilk olarak, giorgio vasari denilen bir adam kullanmış bu lafı.
kullandığı yer ise, le vite de piu eccelenti architetti, pittori, et scultori italiani isminde bir kitap.
konudan bağımsız dipnot: kitap sanatçıların hayat hikayelerini anlatmakta olan, ilk baskısı 1550'de ve ikinci baskısı 1568'de yazılmış bir kitap.
vasari'ninde bir ressam olduğunun altını da çizelim. tr.wikipedia.org/wiki/En_M%...
şimdi arkadaşlar bu hareket italya'da başlıyor, eski grek yada roma kültürüne yöneliş, hümanizm, bireycilik, efenime söyleyim; geometrik uyum. bu döneme damgasını vurmuştur...
bence tarihte, insanlığın geliştiği , pik yaptığı dönemler ekonomik olarak insanların belli bir refah seviyesine eriştiği dönemlerdir. işte 15,16 yy'da italya'nın şehir devletleri olması, ticaretten kaynaklı gelişme ''yeniden doğusu'' hızlandırmıştır.
bu sebeple italya'da başlayan rönasans hareketleri, tüm avrupa'ya yayılacaktır.
başta italya olmak üzere zenginleşmiş ve sanatı destekleyen aileler çoğalacaktır.
italyadaki ünlü medici ailesi buna en iyi örnektir.
bunun dışında, aragon, sforza, este, gonzaga aileleri için ünlü ressam, yazar çizer, heykeltraşları, statü göstergesi olarak tabiri caiz ise ''onlarla bir fotoğraf çektirebilmek'' için evlerine davet edecek ve bu italya'da muazzam bir dönemin ilerlemesini sağlayacaktır.
bu aileler tarafından, eski roma kalıntıları üzerine kazılar yapılacak, sanatçıların eski roma'yı inceleme fırsatı bulmasına neden olacaktır.
bu dönemde, özellikle resim sanatçıları, sembolizmi terk etmiş, natüralizme dönmüşlerdir.
resim alanında natüralizmin başlangıcını giotto di bondone atmıştır diyebiliriz. masaccio, uccello,mantegna dönemin ilklerinden sayılabilecek ressamlardır.
donatello, michelangelo ise; zaman yolculuğu yapabilsek, ''pietanın ağıdını''yapışını izleyebilsek diye, iç geçirdiğimiz heykel sanatçılarıdır.
yukarıda, antik roma ve grek döneminin etkili olduğunu ve bunun nedenlerine değinmiştik. mimarların burada baz aldığı en önemli eser, vitruvius'un mimarlık üzerine on kitabı isimli eski olacaktır. bu kitap simetri ve orantı konulu idi. (m.ö 70-80)
bu sebeple bu dönemin mimarları, görsel düzen denge ve her şeyin merkezi insan öğelerini eserlerine yansıtmışlardır.
dönemin önemli mimarları, brunelleschi, alberti,bramante vss
döneme damgasını vuran isimlerse, kuşkusuz leonardo da vinci, raffaello, michelangelo'dur.
ilk olarak, giorgio vasari denilen bir adam kullanmış bu lafı.
kullandığı yer ise, le vite de piu eccelenti architetti, pittori, et scultori italiani isminde bir kitap.
konudan bağımsız dipnot: kitap sanatçıların hayat hikayelerini anlatmakta olan, ilk baskısı 1550'de ve ikinci baskısı 1568'de yazılmış bir kitap.
vasari'ninde bir ressam olduğunun altını da çizelim. tr.wikipedia.org/wiki/En_M%...
şimdi arkadaşlar bu hareket italya'da başlıyor, eski grek yada roma kültürüne yöneliş, hümanizm, bireycilik, efenime söyleyim; geometrik uyum. bu döneme damgasını vurmuştur...
bence tarihte, insanlığın geliştiği , pik yaptığı dönemler ekonomik olarak insanların belli bir refah seviyesine eriştiği dönemlerdir. işte 15,16 yy'da italya'nın şehir devletleri olması, ticaretten kaynaklı gelişme ''yeniden doğusu'' hızlandırmıştır.
bu sebeple italya'da başlayan rönasans hareketleri, tüm avrupa'ya yayılacaktır.
başta italya olmak üzere zenginleşmiş ve sanatı destekleyen aileler çoğalacaktır.
italyadaki ünlü medici ailesi buna en iyi örnektir.
bunun dışında, aragon, sforza, este, gonzaga aileleri için ünlü ressam, yazar çizer, heykeltraşları, statü göstergesi olarak tabiri caiz ise ''onlarla bir fotoğraf çektirebilmek'' için evlerine davet edecek ve bu italya'da muazzam bir dönemin ilerlemesini sağlayacaktır.
bu aileler tarafından, eski roma kalıntıları üzerine kazılar yapılacak, sanatçıların eski roma'yı inceleme fırsatı bulmasına neden olacaktır.
bu dönemde, özellikle resim sanatçıları, sembolizmi terk etmiş, natüralizme dönmüşlerdir.
resim alanında natüralizmin başlangıcını giotto di bondone atmıştır diyebiliriz. masaccio, uccello,mantegna dönemin ilklerinden sayılabilecek ressamlardır.
donatello, michelangelo ise; zaman yolculuğu yapabilsek, ''pietanın ağıdını''yapışını izleyebilsek diye, iç geçirdiğimiz heykel sanatçılarıdır.
yukarıda, antik roma ve grek döneminin etkili olduğunu ve bunun nedenlerine değinmiştik. mimarların burada baz aldığı en önemli eser, vitruvius'un mimarlık üzerine on kitabı isimli eski olacaktır. bu kitap simetri ve orantı konulu idi. (m.ö 70-80)
bu sebeple bu dönemin mimarları, görsel düzen denge ve her şeyin merkezi insan öğelerini eserlerine yansıtmışlardır.
dönemin önemli mimarları, brunelleschi, alberti,bramante vss
döneme damgasını vuran isimlerse, kuşkusuz leonardo da vinci, raffaello, michelangelo'dur.
devamını gör...
vücudunuzun sizi ele vermesi
vücut dili ile aslında karşı tarafa istemeden de olsa bir çok sinyal göndermemiz ve kimi zaman bunun işin ehilleri tarafından kolayca çözümlenmesi durumudur.
en çok bilinen ve acemilerce yapılan hareket; yalan söylerken gözlerin kaçırılması ya da başka bir tarafa doğru bakılmasıdır.
birkaç örnek vermek gerekirse; konuşma esnasında kollarınızı bağlıyorsanız ( çiçek oluyorsanız (u: swh) ) aslında o an konuşmaya kapalı olduğunuzu ve daha fazla fikir beyan etmeyeceğinizi söylemiş oluyorsunuz.
diyelim ki üç arkadaş ayakta sohbet ediyorsunuz. eğer ayak uçlarınız oluşturulan çemberin merkezine doğru bakıyorsa, konu ve kişiler sizin için önemli demektir. ancak, ayak uçları çemberin dışını işaret ediyorsa, konudan uzak olma ve o anki kişileri pek de tınmadığınız çok büyük bir olasılık.
özellikle iş görüşmelerinde, birçok profesyonel bu hareketleri gözlemleyerek içinde bulunduğunuz ruh halini ve söylemlerinizin tutarlılığını değerlendirebilir.
en çok bilinen ve acemilerce yapılan hareket; yalan söylerken gözlerin kaçırılması ya da başka bir tarafa doğru bakılmasıdır.
birkaç örnek vermek gerekirse; konuşma esnasında kollarınızı bağlıyorsanız ( çiçek oluyorsanız (u: swh) ) aslında o an konuşmaya kapalı olduğunuzu ve daha fazla fikir beyan etmeyeceğinizi söylemiş oluyorsunuz.
diyelim ki üç arkadaş ayakta sohbet ediyorsunuz. eğer ayak uçlarınız oluşturulan çemberin merkezine doğru bakıyorsa, konu ve kişiler sizin için önemli demektir. ancak, ayak uçları çemberin dışını işaret ediyorsa, konudan uzak olma ve o anki kişileri pek de tınmadığınız çok büyük bir olasılık.
özellikle iş görüşmelerinde, birçok profesyonel bu hareketleri gözlemleyerek içinde bulunduğunuz ruh halini ve söylemlerinizin tutarlılığını değerlendirebilir.
devamını gör...
sözlük yönetiminin gidenler için hiçbir şey yapmaması
gereksiz çabadır. kimsenin aşağılık kompleksine katlanmak zorunda değil insanlar. olan oldu, ölen öldü ve kalan sağlar ve sahalar bizimdir.
devamını gör...
bir kadına verilecek en güzel hediye
hoş geldin kadınım benim hoş geldin
yorulmuşsundur;
nasıl etsemde yıkasam ayacıklarını
ne gül suyum ne gümüş leğenim var,
susamışsındır;
buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim
acıkmışsındır;
beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam
memleket gibi yoksuldur odam.
hoş geldin kadınım benim hoş geldin
ayağını bastın odama
kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi
güldün,
güller açıldı penceremin demirlerinde
ağladın,
avuçlarıma döküldü inciler
gönlüm gibi zengin
hürriyet gibi aydınlık oldu odam...
hoş geldin kadınım benim hoş geldin.
nazım hikmet
tanım : sevdiğini ifade etmekten kaçınmamak, davranışlarla hoş tutmak, ferasetli ve dürüst olmak bir kadına verilecek en güzel hediyelerdir.
devamını gör...


