yapay zeka bilinç kazanabilir mi sorunsalı
üzerinde düşünmek için güzel bir soru.
aslında tek başına, mekanik bir alet, bir yazılım olarak düşündüğümüzde, herhangi bir yapay zekânın bilinç kazanması konusu epey tartışmalı hale gelebilir. ancak ben işe dahil edilmesi gereken bir konu daha olduğu görüşündeyim: yapay dokular ve sinir ağları.
bugün biliyoruz ki 3 boyutlu yazıcılarla canlı hücrelere sahip çeşitli organlar elde edilebiliyor. ayrıca robotlara hissetme ve acıya tepki verme konularının öğretildiği birtakım projeler de var. her ne kadar tüm bunların robotların kendilerini tehlikelere karşı savunabilmesi ve meydana gelebilecek mekanik yahut elektronik bozulmaların önüne geçmek amacıyla yapıldığı söylense de, hissedebilmeyi öğrenen ve kendiliğinden öğrenme yeteneği olan bir alet bana biraz tehlikeli gibi görünüyor.
bundan yıllar önce bir program izlemiştim. ışığa tepki veren bir robot yapılmıştı. ampul nereye götürülürse robot başını o tarafa çevirerek onu takip ediyordu. ampulü elinde tutan kişi onu bir anda robota doğru hızla yaklaştırdığında, robot irkilmiş gibi bir hareketle gözlerini kapatıp başını başka bir yöne doğru çevirdi. herhangi birimizin, gözüne aşırı ışık gelmesi durumunda yapabileceği bir hareket...
tabi ki bunu ışığa duyarlı sensörler ve birtakım kodlar aracılığıyla yapabilirsiniz. bu bir canlılık belirtisi olmak zorunda değil. fakat yapay dokularla, robotların hissetmesini sağlarsanız ve tüm bunları birbiriyle birleştirirseniz bunun sonu ne olur, kestirebiliyor musunuz?
diyoruz ki "bir yapay zekâ, ancak ona kodlanan bilgileri bilebilir." peki, kodlayıcıların her zaman iyi niyetli olacağına güvenme şansımız var mı? örneğin hissetme gücüne sahip bir yapay dokuyu bağladığınız bir robota, acımasızlık hissinin iyi, merhametin kötü olduğunu kodlarsanız, bu robot bir insanla karşılaştığında ona nasıl davranır, bir fikrimiz var mı? elysium adlı filmde gördüğümüz, şu türden bir yaratığa bu dediğim yazılımı yükleyerek onu polis, gardiyan, doktor falan yapsanız, sonuçları ne olur? sahip olduğu bu "yarı bilinç" ile aslında bir insana asla uygulamaması gereken acımasızca yöntemlerin iyi bir şey olduğunu "düşünerek" eyleme geçerse dünya nasıl bir yer olur?
bir de, kendiliğinden öğrenebilen yapay zekâların sınırlarını bilmiyoruz. kendiliğinden öğreneceği şeyler, sadece bizim ona verdiğimiz konulardan ibaret mi olacak, yoksa bir noktadan sonra tamamen kendi isteğiyle, etrafında görüp duyduğu her şeyi öğrenmeye başlayabilecek mi? bu noktada da bu kodları yazan kişilere ne kadar güvenebileceğiz?
örneğin fedor adlı robotun silah kullanmayı öğrenmesi epey tartışma yaratmıştı. video linki
bilinci falan geçtim, bir robota neden silah kullanmayı öğretirsiniz ki? bu robot ne için lazım olacak? bu soruların cevapları oldukça sıkıntılı yerlere çıkıyor gibi geliyor bana.
sorular, sorular...
neyse... izlememiş olan varsa ex machina (film) tavsiyemdir; izleyiniz.
aslında tek başına, mekanik bir alet, bir yazılım olarak düşündüğümüzde, herhangi bir yapay zekânın bilinç kazanması konusu epey tartışmalı hale gelebilir. ancak ben işe dahil edilmesi gereken bir konu daha olduğu görüşündeyim: yapay dokular ve sinir ağları.
bugün biliyoruz ki 3 boyutlu yazıcılarla canlı hücrelere sahip çeşitli organlar elde edilebiliyor. ayrıca robotlara hissetme ve acıya tepki verme konularının öğretildiği birtakım projeler de var. her ne kadar tüm bunların robotların kendilerini tehlikelere karşı savunabilmesi ve meydana gelebilecek mekanik yahut elektronik bozulmaların önüne geçmek amacıyla yapıldığı söylense de, hissedebilmeyi öğrenen ve kendiliğinden öğrenme yeteneği olan bir alet bana biraz tehlikeli gibi görünüyor.
bundan yıllar önce bir program izlemiştim. ışığa tepki veren bir robot yapılmıştı. ampul nereye götürülürse robot başını o tarafa çevirerek onu takip ediyordu. ampulü elinde tutan kişi onu bir anda robota doğru hızla yaklaştırdığında, robot irkilmiş gibi bir hareketle gözlerini kapatıp başını başka bir yöne doğru çevirdi. herhangi birimizin, gözüne aşırı ışık gelmesi durumunda yapabileceği bir hareket...
tabi ki bunu ışığa duyarlı sensörler ve birtakım kodlar aracılığıyla yapabilirsiniz. bu bir canlılık belirtisi olmak zorunda değil. fakat yapay dokularla, robotların hissetmesini sağlarsanız ve tüm bunları birbiriyle birleştirirseniz bunun sonu ne olur, kestirebiliyor musunuz?
diyoruz ki "bir yapay zekâ, ancak ona kodlanan bilgileri bilebilir." peki, kodlayıcıların her zaman iyi niyetli olacağına güvenme şansımız var mı? örneğin hissetme gücüne sahip bir yapay dokuyu bağladığınız bir robota, acımasızlık hissinin iyi, merhametin kötü olduğunu kodlarsanız, bu robot bir insanla karşılaştığında ona nasıl davranır, bir fikrimiz var mı? elysium adlı filmde gördüğümüz, şu türden bir yaratığa bu dediğim yazılımı yükleyerek onu polis, gardiyan, doktor falan yapsanız, sonuçları ne olur? sahip olduğu bu "yarı bilinç" ile aslında bir insana asla uygulamaması gereken acımasızca yöntemlerin iyi bir şey olduğunu "düşünerek" eyleme geçerse dünya nasıl bir yer olur?
bir de, kendiliğinden öğrenebilen yapay zekâların sınırlarını bilmiyoruz. kendiliğinden öğreneceği şeyler, sadece bizim ona verdiğimiz konulardan ibaret mi olacak, yoksa bir noktadan sonra tamamen kendi isteğiyle, etrafında görüp duyduğu her şeyi öğrenmeye başlayabilecek mi? bu noktada da bu kodları yazan kişilere ne kadar güvenebileceğiz?
örneğin fedor adlı robotun silah kullanmayı öğrenmesi epey tartışma yaratmıştı. video linki
bilinci falan geçtim, bir robota neden silah kullanmayı öğretirsiniz ki? bu robot ne için lazım olacak? bu soruların cevapları oldukça sıkıntılı yerlere çıkıyor gibi geliyor bana.
sorular, sorular...
neyse... izlememiş olan varsa ex machina (film) tavsiyemdir; izleyiniz.
devamını gör...
sözlük mağazası
an itibariyle 196 adet rozet/özellik aktivasyonu yapılmış ve toplamda 173.500 karma puanı kullanılmıştır.
devamını gör...
bazı çaylakların saçma tanımlar girmeleri
öncelikle başlıkta bazı yazdığına dikkat edin. öyle çaylaklar gördüm ki benden daha iyi tanım yazan... onları ayrı tutarak,
efenim özellikle bugün bir çok kalitesiz tanıma rastladım. mesela çaylağın biri gelmiş bir başlığa "evet bence de jsjajk" filan yazmış. ya da bakıyorum profiline, paso anket doldurmuş... ee nerede şimdi sözlüğün bilgi kaynağı olma özelliği?
edit: biri de aynen böyle demiş: "kazıklı maria’dan geldim lol"
abi siz ciddi misiniz?
(bkz: kafa sözlük formatı ve kuralları)
efenim özellikle bugün bir çok kalitesiz tanıma rastladım. mesela çaylağın biri gelmiş bir başlığa "evet bence de jsjajk" filan yazmış. ya da bakıyorum profiline, paso anket doldurmuş... ee nerede şimdi sözlüğün bilgi kaynağı olma özelliği?
edit: biri de aynen böyle demiş: "kazıklı maria’dan geldim lol"
abi siz ciddi misiniz?
(bkz: kafa sözlük formatı ve kuralları)
devamını gör...
ağlayan çocuğu susturma teknikleri
aaa bak bak orada ne varmış diyerek şaşkınlıkla dışarıya baktırmak.
devamını gör...
hiçbir yazarın profil fotoğrafının gerçeği yansıtmaması
böyle bir zorunluluğu olduğunu bilmediğindendir. ben de bilmiyordum kusura bakma.
arkadaşın beklentisi kimlik fotosu falan herhalde.
arkadaşın beklentisi kimlik fotosu falan herhalde.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
kötü giden hayatım daha ne kadar kötü olabilir derken bu sabah daha kötüsü oldu. sol gözümü kaybetme riskim var. işimi ve evimi kaybettim. ailem ile bağım koptu. zaten savaşıyordum. sadece nefes almak istemiştim biraz ama fırsat olmadı. fırtına koptu ve savaş daha da şiddetlendi. ama daha güçlüyüm artık. hayatı seviyorum ve son nefesime kadar savaşacağım. pes etmek yok.
devamını gör...
iz bırakan kitap cümleleri
devamını gör...
hayatınızın mottosu olan sözler
hezar gıpta o devr-i kadim efendisine ne kendi kimseye benzer, ne kimse kendisine...
yahya kemal / süleyman nazif
yahya kemal / süleyman nazif
devamını gör...
çıkma teklifi
geri gelsin ya. ben böyle anlamıyorum kimin ne olduğunu. biriyle arkadaşça konuştuğumu sanarken beni flörtü sanar korkusu yüzünden kimseyle konuşamıyorum. ne illet bir şey bu flört dönemi. kahve içelim desin, benimle bir yola girmek istiyorsa söylesin orada. her yazanı flört olur korkusu ile geri yolluyoruz.
bir de bir anda bir ilişkinin içinde bulmak istemem kendimi. hissi varsa söylesin, benim varsa ben de söyleyeyim ondan sonra adını koyalım.
bir de bir anda bir ilişkinin içinde bulmak istemem kendimi. hissi varsa söylesin, benim varsa ben de söyleyeyim ondan sonra adını koyalım.
devamını gör...
durduk yere insanı mutlu eden şeyler
derinden alınan bir nefes, gece göze çarpan yıldızlar, uzaklardan gelen güzel bir müzik, bir kedinin miyavı, bir çocuğun gülüşü.
devamını gör...
kloroplast
fotosentez yapan hücrelerde bulunur(bakteri hariç) bakterilerinde fotosentez yapanları vardır ama fotosentez için klorofil pigmentinin olması yeterlidir .kloroplast çift zarlı bir organeldir . kendine ait ribozomu ve rna'sı vardır . kendi enerjisini kendi üretir .
devamını gör...
delirmemek için yapılanlar
kendi içinde tek kişilik bir dünya kurmak.
devamını gör...
javier pena (yazar)
kafa sözlüğün betimleme ve benzetme üstadı. beni de betimledi mahlasım üzerinden ve güldürdü yalan değil. tüm sözlüğü elden geçirmekle meşgul şuan. nickaltını ben patlatayım dedim hayırlısıyla*
devamını gör...
kanal tedavisi
dişin sinirlerini öldürülür bu operasyon ile. sinirleri ölen diş zamanla canlılığını yitirip renk değiştirebilir veya kırılabilir ama ağrıyı kestiği için tercih edilen bir uygulamadır. üstelik çekilecek dişin bir kaç yıl daha kullanımını sağlar.
devamını gör...
kadınlar psikopat erkeklerle birlikte olmadığında kadın cinayetleri son bulur mu sorunsalı
psikopat erkekle birlikte olan kadın yoktur, psikopat erkek yetiştirmiş kadın vardır dedirten başlık.
devamını gör...
miyop olmanın zorlukları
karşıdan gelen insanların doğrudan yüzüne bakıp tanıyamamakla beraber "göz göze geldik neden selam vermedin?" triplerine maruz kalmaktır. ya ben miyobum sana bakmışsam ama görememişsem ne var bunda??? ya da belki de görmüşümdür ama miyop bahanesine sığınmışımdır. bilemiyorum altan ama bu sanırım başka bir başlığın konusu.
devamını gör...
depresyona giren kişiye söylenmemesi gerekenler
kimseye güvenme...
kısaca kimseyi sevme, sevilmeyi bekleme, ceset olarak yaşa benim gibi diyor..
bunu söyleyen kişinin yakınlık derecesi ne ise, hissettirdiği iğrenç duygu da o kadar büyük olur..
kısaca kimseyi sevme, sevilmeyi bekleme, ceset olarak yaşa benim gibi diyor..
bunu söyleyen kişinin yakınlık derecesi ne ise, hissettirdiği iğrenç duygu da o kadar büyük olur..
devamını gör...
geceye bir paradoks bırak
"beni beğeneni ben, ben beğenmem; benim beğendiğim ise beni beğenmez."
- ismail yk paradoksu
- ismail yk paradoksu
devamını gör...
sözlük yönetiminin gidenler için hiçbir şey yapmaması
yok artık abi allah mı bu insanlar da gitme diye ikna edilsinler. gören de bilim insanı sanır altı üstü bir sözlükte yazarsın yani biri gider biri gelir.
devamını gör...
olmasaydı da olurduk
olurdun da ne olurdun nasıl olurdun dediğim sözdür.
devamını gör...