eğer bir ormandaysanız ve yağmur yağmaya başladıysa ve bir süre sonra kuşların öttugunu duyuyorsanız bu durum yağmurun kısa bir süre sonra duracağına işarettir
devamını gör...

katılmadığım başlık. zaten sadece uyurken hayata mola verebiliyorum onu da elimden alamazsınız, kabul etmiyorum.
devamını gör...

febril nötropeni hastalarında düşük riskli grubu belirlemek ve hastane yatışını azaltmak için önerilen uzun hali (multinational association for supportive care in cancer :mascc) olan risk skorunu ölçeğidir.
skorun 21'in altında olması hastaneye yatış endikasyonu iken 21 üzerinde ise ayaktan tedavi edilebilmektedir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
resim bu siteden alıntıdır.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
konserdeyken etraftaki uzunlar tarafından işte böyle sıkıştırılmak.
devamını gör...

geceye kıyamıyor insan diyordum. gün artığı bir zaman dilimi için... fotoğraflardaki dinginliğe bakarsan, sessizliğe duyduğumuz heyecan biraz çocuk, biraz da kadın olduğumuzu çiziyor ama öyle değil dedim, sözcükler yere düşene kadar hafifliyor sadece. yoksa huzur'un bizimle ne işi olur?

"o büyük ölüm ve bizden ağır ağır dökülür. komşu düşmanlar,
eğrilmiş resimler, eyvallah, yüz binlerce gözün girer olduğu
üç kapılı kapılar pencere eskizleri, eyvallah, kepenkleri yaşamın,
tahta yahu tahta, birtakım sesleri iç içe bitiriyordu ki,
ömrüne müstefâ ilen bürhân biçiliyordu hepsinin kendiliğinden." / hulki aktunç


çokta güzel ölmüştüm, bitmiyor ölmek. yaşamakta bitmiyor. ta ki soluğum toprağın altına serilsin, o zaman.
amin.
devamını gör...

evet var böyle bir erkek kitlesi ama genellemeyelim tabii. ben de kahvede, köşe başında, evde gebeş gibi yatarken, kendine bakmadan ulan benim bu dünyaya katkım ne ki ahkam kesiyorum demeden kadınları ağzına sakız eden kitleden nefret ediyorum. önce insanlığını potansiyelinin elverdiği noktaya taşı, cinsiyete göre ahkamlarına sonra geçersin diye sesleniyorum kendilerine. ama maalesef ki bu tayfa cahilliği baki kalacak bireylerden oluşmaktadır.
devamını gör...

herkes kürk mantolu madonna der ,ben içimizdeki şeytan diyorum.
devamını gör...

islam’a göre kadınların ev işi yapma gibi bir yükümlülükleri yoktur. erkek evin geçimini idame etmek zorundadır ama kadınlar ev işi yapmak zorunda değildir. modern bir hukuk devletinde bu durum boşanma sebebi sayılabiliyor ama baksan kadını ezen islam. komik.
devamını gör...

kendisi vazgeçilmez bir çalışma arkadaşıdır. tam bir görev adamı.

ara sıra gıybet yapıp fikir alışverişinde de bulunduğumuz aşikardır. yanınızda daima bulunmasını isteyeceğiniz biri. aman ha karşınıza almayın.

idol olmaya yakın. * ayrıca mükemmel bir detay olduğunu belirtmiş miydim ? *
devamını gör...

öztürkçe'de cankurtaran ve frenkçe'de ambulans denilen hayati önem taşıyan araçların, öndeki arabanın dikiz aynasından bakılırken yazısını doğru okuyup ne yapılması gerektiğini ve yani kenara çekilip yol vermek zorunda olduğunuzu çabuk anlayasınız diye tersten görünen hali.
devamını gör...

imla yüzünden çıkacak tartışmadır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

nazım hikmet'in saf sevgiyi işlediği şiirdir. ne zaman okusam içim sevinçle doluyor. sanki benim sevgilim gelmiş. hoş geldin demek geliyor içimden. okura böyle hissettirmek de her şairin harcı değildir. piraye'ye değil de münevver'e yazılmış olması üzse de hakkını yememek lazım. cem karaca'nın yorumu da bir o kadar güzel onu da şöyle bırakayım.
devamını gör...

iko bile günün ünlüsü oldu, ben olamadım. hangi seviye acaba. *
devamını gör...

yav he he diyorum ve bu başlığı terk ediyorum.*
devamını gör...

thanos'un fikrini dünyamıza uyarlayınca açığa çıkan durumdur.

insanlar hiç ölmeyecekmiş gibi yaşıyor.
umarsızca bencilce. etrafındaki her iki kişiden biri yok olsa, aslında bu dünyada kimseyi kırmaya gerek olmadığını, herkesin bir gün aynı şekilde yok olacağını anlayacak insanlık.

üstüne üstlük dünyadaki kaynaklar daha rahat bir şekilde kullanılacak. eğer adil bir şekilde olursa, yani gerçekten rastgele bir şekilde her iki kişiden biri yok olursa, kimseye haksızlık da olmayacak. ve belki kurulan sömürü düzenini yenmek için sömürülen insanların eline fırsat geçecektir.

bugün elimde eldiven olsa bunu yapar mıydım sorusunu düşündüm. yapmamak için bir sürü sebep var. geride kalacaklar için sevdikleri insanlar olmadan yaşamanın acısı çok derin olur. ve hayatı için savaş vermiş insanların elinden hayatı da pat diye almak yine çok acı. ama bir yandan düşününce bazı değişimler için büyük bedeller ödenmelidir. bilemiyorum. o güce sahip olmadan kimse ne yapacağını tam olarak bilemez galiba.
devamını gör...

(bkz: birden fazla kitabı beraber okumak) başlığının terimsel adı.
genellikle akademisyenlerin kullandığı,ancak başlıktaki girdilerden de anlaşılacağı üzere biz sıradan insanların bile kullandığı yöntem.
öncelikle yapmanız gereken,en az iki kitap seçip,bunlar için okuma alanları tayin etmek.misal;x kitabını metroda,y kitabını evde,z kitabını okulda/işte gibi.
bkz.1
bkz.2
devamını gör...

istisnalar dışında, bilimsel olayları masalsı ve hayali bir şekilde açıklama işlevine sahiptir.

bunu açıklamadan evvel fantazya ve sihirli gerçeklik arasındaki farka değinmek isterim. sebebi ise türkiye'de bu konudaki algı yanılmasıdır. fantastik edebiyat her anlamda farklı evrenleri, farklı isimleri ve farklı bir sürü unsuru içinde barındırır. sihirli gerçeklik ise gerçek olan bir dünyada yaşanan spiritüel ve mistik olayları konu alır. fakat ülkemizde bu eserler fantazya tarzı altında okura sunulmaktadır.

buradaki sorun ülkemizde fantazyanın ne kadar şeffaf ve geniş bir tür olduğunun perdelenmesinden kaynaklanıyor. tamam... sihirli gerçeklik gerçekten çok güzel bir tür, benimde sevdiğim eserleri olmuştur ama yayınevleri ülkemizde büyük bir yanlışa doğru koşuyor... edebiyatı endüstriyelleştiriyoruz.

bu endüstriyel edebiyatın yegane ürünleri ise illüstrasyonlu, renkli ve soyut çizgilerle çizilmiş kitapları bir köşeye kaldırıp, fotoğraf kapaklı kitaplara yönelmiş olmamız. kaslı erkekler, büyük memeli kadınlar... bütün bunlar bizi o hayal aleminden alıp, modern dünyanın aslında bize dayattığı güzellik, çirkinlik anlayışına itmiyor mu?

fakat esasında fantazya da böyle değildir. endüstriyelleşme ülkemizde fantazyanın üzerinde bir perde. belli başlı fantazya eserlerinin en önemli karakterlerinin bazılarını ele alalım.

tolkien'ın yarattığı evrendeki tom bombadil, radagast, gimli gibi karakterler pek çekici değildir. asoiaf serisinde tyrion gibi çirkin bir cüce, brandon gibi sakat bir çocuk ana karakter olabilmektedir. zaman çarkı -ki en sevdiğim fantazya eseridir- gibi bir eserde ana karakterin eli kesik olabilir, bir diğer ana karakterin gözü kör olabilir. yani imajinasyon aslında çok önemli olsa da kişilere ve benliklere olan değil. dünya ve barındırdığı düşüncelere karşı bir imajinasyon vardır. bizi roman boyunca karanlık düşüncelere düşürür, yeri geldiğinde güldürür, yeri geldiğinde bir ozan ile, bir hanın sandalyesinde şarkı söyler, şarap içeriz. ama roman boyunca karanlık düşünceler içerisinde, bir aydınlığa doğru yol alma çabasında oluruz hep.

hayatta böyledir, fantazya dünyasının bu konuda neden bu kadar elverişli olduğunu bir türlü anlatamayız ama ben dilimin döndüğünce anlatmaya çalışmak istiyorum.

ilk cümlede dediğim gibi aslında fantazya dünyası tamamen hayal gücü ve düşünceler üzerine kurulur. sihirli gerçekliğin barındırdığı, "a sokağının, 567 numaralı evinin, 5.dairesi"ne bağımlı değiliz. dünya düzenini değiştiremeyebiliriz, bizim anlatacağımız fikir o kadar büyük olabilir ki, bu insanlığın dünya üzerindeki doğasına tamamen aykırı olabilir.

işte burada fantazyanın bir diğer en önemli unsuru ortaya çıkıyor; şehadet unsuru... daha açık bir dille amaç. ama sıradan bir amaç değil, ilahi ve sonu belirleyen esas amaç. bir romansın, bir polisiyenin ve bir kişinin hayatını anlatan küçük bir novellanın yapamayacağı bir tarzda. bireye yönelik değil, topluma, hatta evrene yönelik. bu yeri geldiğinde melkor'a, yeri geldiğinde sauron'a, yeri geldiğinde karanlık varlık "shai'tan" a karşı verilen savaş oldu...

...ve imajine edilebilecek her şey, bu şehadet unsuru doğrultusunda, onlara uyumlu, o unsuru güçlendirecek ve daha fazla hissettirecek bir şekilde tasarlandı. işte fantazya budur. dünyadaki her unsurun eriyip, sadece sizin görüşlerinize ve anlatmak istediğiniz, yegane, "tek" amaç doğrultusunda tekrar oluşup, canlanması. kimi zamanda bilimin anlatılamayan, anlaşılamayan ve keşfedilmemiş, varsayımlarda kalmış yönü sihirli ve masalsı bir şekilde fantazyalarda anlatılır.

işte bu nedenle fantazya diğer edebiyat türlerinden farklı bir yolda ilerlemekte. birden fazla görüşün bir şekilde girift bir örgüyü oluşturabilme gücünü barındırdığı belki de yegane ortam olmakta.

tek cümlelik özeti; anlatmak ve öğretmek arasındaki farkı gösteren bir edinim, bir nimet…
devamını gör...

allah yazmayı denemelisiniz.
devamını gör...

korkunç bir yürüme şekli, kabus gibi. allah düşmanımın başına bunlardan yollamasın dedirten derecede berbat.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim