online kişi sayısının 300'ün altında kalması
bu daha da düşer. ekşi sözlükte ki tartışma ortamı yok burada .
acilen aynı başlığa bir kere yazma kuralının kaldırması lazım.
edit: verin bu kardeşinize yetkiyi görün bakın nasıl uğraşılıyor bu online lobisiyle verin yetkiyi görün etkiyi
acilen aynı başlığa bir kere yazma kuralının kaldırması lazım.
edit: verin bu kardeşinize yetkiyi görün bakın nasıl uğraşılıyor bu online lobisiyle verin yetkiyi görün etkiyi
devamını gör...
banyoya girmeye üşenmek
girince de çıkmak istememek diye devam eder
devamını gör...
klişe youtube yorumları
allah belamı verdikçe dinlerim artık.
her şarkının altında bu yorumu görmekten sıkılmadınız mı arkaaşlar?
her şarkının altında bu yorumu görmekten sıkılmadınız mı arkaaşlar?
devamını gör...
avrupalı kız vs türk kızı
beğenmeyen yallah avrupaya. damarında türk kanı taşıyan kadınları kıyaslama mezatıyla meze etmeyiz. türk kızı sırtında bebesiyle cepheye mermi taşırken , avrupa kızı swinger partileri düzenliyordu. kurban olun türk kızlarına.
devamını gör...
ısırarak ve ağlatarak çocuk sevmek
bu artık son bulmasın mı ?
çocuk daha doğrusu bebek ağlıyor buna nasıl içiniz el veriyor ben anlayamıyorum. tek ''yapma'' deme şekli daha ağlamak. onu da avazı çıktığı kadar yapıyor daha nasıl tepki verebilir ? dile gelse ana bacı karıştıracak sülaleni anla artık şunu ya.
türk halkı hemen her konuda olduğu gibi bu konuda da saygısızlığın sınırlarında. salyalı salyalı öpmeler, her tarafa dokunan ellerle sevmeler, havaya atıp tutmalar falan. bir garip sevgi gösterme şekli. kendi çocuğunuz olsa isterseniz kolunu kopartıp onunla oynayın kimse bir şey demez ama yolda bebek arabasında ki çocuğu böyle mıncırmayın arkadaşlar. zaten el kadar çocuk daha anası babası o kadar sevemedi. bak ısırmayı hiç söylemek bile istemiyorum. gerçekten birinin benim çocuğumu ısırdığını görsem köpek maskesi takarım çocuğuma yaklaşacağı zaman.
bir uzaktan akraba terörü yaşadım bu konuda. yeğenimi (1.5) havaya atıp tutarken yakaladım memeleri yere değen teyzeyi. ''bir daha yapma'' cümlemle etrafı buz kestirmiştim. yani bana açık açık diyor ki. ''harap olmuş reflekslerimle bu çocuğu havaya atarım.'' eeee ablacım ? ''tutamazsam da düşer'' mi diyorsun ? kadına nasıl bir enerji yolladıysam 2 aya düşüp kalçasını kırdı. geberesice.
bir de ''ben çocuğu böyle severim'' diye bir böbürlenmeleri yok mu? ağzına bir tane çarpacaksın ''ben de böyle insan seviyorum'' diye. şu çocukları doğru düzgün sevin. uzaktan uzaktan.
çocuk daha doğrusu bebek ağlıyor buna nasıl içiniz el veriyor ben anlayamıyorum. tek ''yapma'' deme şekli daha ağlamak. onu da avazı çıktığı kadar yapıyor daha nasıl tepki verebilir ? dile gelse ana bacı karıştıracak sülaleni anla artık şunu ya.
türk halkı hemen her konuda olduğu gibi bu konuda da saygısızlığın sınırlarında. salyalı salyalı öpmeler, her tarafa dokunan ellerle sevmeler, havaya atıp tutmalar falan. bir garip sevgi gösterme şekli. kendi çocuğunuz olsa isterseniz kolunu kopartıp onunla oynayın kimse bir şey demez ama yolda bebek arabasında ki çocuğu böyle mıncırmayın arkadaşlar. zaten el kadar çocuk daha anası babası o kadar sevemedi. bak ısırmayı hiç söylemek bile istemiyorum. gerçekten birinin benim çocuğumu ısırdığını görsem köpek maskesi takarım çocuğuma yaklaşacağı zaman.
bir uzaktan akraba terörü yaşadım bu konuda. yeğenimi (1.5) havaya atıp tutarken yakaladım memeleri yere değen teyzeyi. ''bir daha yapma'' cümlemle etrafı buz kestirmiştim. yani bana açık açık diyor ki. ''harap olmuş reflekslerimle bu çocuğu havaya atarım.'' eeee ablacım ? ''tutamazsam da düşer'' mi diyorsun ? kadına nasıl bir enerji yolladıysam 2 aya düşüp kalçasını kırdı. geberesice.
bir de ''ben çocuğu böyle severim'' diye bir böbürlenmeleri yok mu? ağzına bir tane çarpacaksın ''ben de böyle insan seviyorum'' diye. şu çocukları doğru düzgün sevin. uzaktan uzaktan.
devamını gör...
zorla tesettüre sokulan kız çocukları
aman gözü açılmadan bir adamla evlensin mantığı ile zorla evlendirilir zorla çocuk sahibi yaptırabiliyorlar.
araya girmeyin hümanist yanınızı çok göstermeyin , dayak yeme ihtimaliniz çok yüksek.
araya girmeyin hümanist yanınızı çok göstermeyin , dayak yeme ihtimaliniz çok yüksek.
devamını gör...
yazılan mesaja 1 ay sonra cevap dönen insan
yıllarca deadline sisteminde çalıştım, bazen günlerce eve gidemedim, ofiste sabahladım. ama hiç bir zaman telefona bakmamazlık etmedim, mutlaka kontrol ederdim, mesajlara illa ki cevap verirdim.
dolayısıyla '' çok yoğunum, çok çalışıyorum, duymadım, görmedim '' gibi bahaneleri asla kabul edemiyor ve bu kişilere maalesef kırılıyorum. bana göre bu mesele * karşınızdakine kırıcı olabilen bir meseledir.
dolayısıyla '' çok yoğunum, çok çalışıyorum, duymadım, görmedim '' gibi bahaneleri asla kabul edemiyor ve bu kişilere maalesef kırılıyorum. bana göre bu mesele * karşınızdakine kırıcı olabilen bir meseledir.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
işte eylül geldi çattı. mutsuzlar için mevsim yapmışlar sanki. bir ağlayıp bir gülen hava, tıpkı bizim gibi.
eylül tam da yolculuk ayı gibi değil mi? her anlamda... her nereye ise yolculuğun pek afili olur. dökülmüş yaprakların hışırtısıyla yürürsün yolları. hafif bir esinti uçuruverir saçlarını. hele o renkler... soğuk, silik, hem karanlık hem aydınlık. tıpkı bizim gibi.
eylülde bir olmamışlık var sanki. yaz mevsiminin eğlencesi bitmiş ama kış mevsiminin ızdırabı da yok. öyle arada kalmış. hayata tutunamamış insan gibi bir mevsim yapmışlar. ama ne edebiyatı yapılır değil mi eylül ayının? hüznün yüzünü çizdirseler mesela eylül yaz gitsin.
sonbahargillerden eylüldeyiz. mutsuzuz ama öfkeli de sayılmayız. birtakım delirmeye yüz tutmuşların uğrak mevsimi. ne de yakışır ama eylülde delilik.
üşümeye başlayan ağaçlara bakıp sorarız: gelir mi bir daha sevgili yaz mevsimi? ya da gelmese daha mı iyi?
eylül tam da yolculuk ayı gibi değil mi? her anlamda... her nereye ise yolculuğun pek afili olur. dökülmüş yaprakların hışırtısıyla yürürsün yolları. hafif bir esinti uçuruverir saçlarını. hele o renkler... soğuk, silik, hem karanlık hem aydınlık. tıpkı bizim gibi.
eylülde bir olmamışlık var sanki. yaz mevsiminin eğlencesi bitmiş ama kış mevsiminin ızdırabı da yok. öyle arada kalmış. hayata tutunamamış insan gibi bir mevsim yapmışlar. ama ne edebiyatı yapılır değil mi eylül ayının? hüznün yüzünü çizdirseler mesela eylül yaz gitsin.
sonbahargillerden eylüldeyiz. mutsuzuz ama öfkeli de sayılmayız. birtakım delirmeye yüz tutmuşların uğrak mevsimi. ne de yakışır ama eylülde delilik.
üşümeye başlayan ağaçlara bakıp sorarız: gelir mi bir daha sevgili yaz mevsimi? ya da gelmese daha mı iyi?
devamını gör...
timsah gözyaşı
sahtekârlık, iki yüzlülük gibi anlamlarda kullanılan deyimdir.
peki timsahlar neden ağlarlar? avlarını yerken, avın çoluğunu çocuğunu düşünüp yetim kaldı yavrucaklar diye üzülürler de ondan.* *
söylenene göre timsahlar aslında ağlamıyorlarmış, ağızlarını fazla açtıklarında gözlerinde sıvı salgılanıyormuş. yani yediği avın çoluğunu çocuğunu düşünmüyormuş vicdansız timsahlar.
peki timsahlar neden ağlarlar? avlarını yerken, avın çoluğunu çocuğunu düşünüp yetim kaldı yavrucaklar diye üzülürler de ondan.* *
söylenene göre timsahlar aslında ağlamıyorlarmış, ağızlarını fazla açtıklarında gözlerinde sıvı salgılanıyormuş. yani yediği avın çoluğunu çocuğunu düşünmüyormuş vicdansız timsahlar.
devamını gör...
11 eylül 2021 aşı karşıtlarının mitingi
bırakınız yapsınlar. demokrasi böyle bir şeydir. ancak bu gösteriden anti-emperyalist, anti-kapitalist bir hareket beklemek biraz ütopya.
halkın sahip olduğu ne varsa satılmış. merkez bankası boşaltılmış. liyakat ortadan kaldırılmış. eğitim sistemi “bilinçli” olarak yerle yeksan edilmiş. muhalif görüşlüler, garabet hukuk sistemi ile susturulmuş. doğa, çetelere ve ranta kurban edilmiş. yolsuzluklar, dünya tarihine geçecek boyutlara varmış.
daha onlarca örnek yazarım. ancak tüm bunlara rağmen, toplumsal karşı duruş gelişmemiş ama aşı karşıtları kapitalizmin büyük oyununu görmüş ve buna karşı duruyor demek pek mantıklı gelmiyor.
görüş olarak aşıların zorunlu olmasına karşıyım. ancak aşı karşıtı değilim. oldum zaten.
bırakınız yapsınlar eylemlerini. demokrasi böyle bir şey.
halkın sahip olduğu ne varsa satılmış. merkez bankası boşaltılmış. liyakat ortadan kaldırılmış. eğitim sistemi “bilinçli” olarak yerle yeksan edilmiş. muhalif görüşlüler, garabet hukuk sistemi ile susturulmuş. doğa, çetelere ve ranta kurban edilmiş. yolsuzluklar, dünya tarihine geçecek boyutlara varmış.
daha onlarca örnek yazarım. ancak tüm bunlara rağmen, toplumsal karşı duruş gelişmemiş ama aşı karşıtları kapitalizmin büyük oyununu görmüş ve buna karşı duruyor demek pek mantıklı gelmiyor.
görüş olarak aşıların zorunlu olmasına karşıyım. ancak aşı karşıtı değilim. oldum zaten.
bırakınız yapsınlar eylemlerini. demokrasi böyle bir şey.
devamını gör...
tatlı su solcusu
(bkz: sen ne diyorsun lan deyişik)
devamını gör...
sude alkış'ın paylaştığı video
e gercekler bunlar beyler. ne sandınız tüm kadınları porno videolarindaki gibi kusursuz falan mı?
iki kıl görmekten olmezsiniz merak etmeyin.
iki kıl görmekten olmezsiniz merak etmeyin.
devamını gör...
normal sözlük dizi ve film kulübü korku filmi festivali
festivalimiz the blair witch project ve christine’den sonra bugün suspria ile devam ediyor. ortam çok güzel. herkes neşeli, motive ve yardımsever.
başlarda acaba görüntü donar mı, izleyemezsem, bölünür, tadım kaçar gibi tereddütlerim vardı ama izlenilen filmler akıcı bir kalitede yayınlanıyor. herkesin internetine göre ayarlanıyor görüntü. müthüş. gerçekten çok emek veriliyor. rejisöre ve ekibe teşekkürlerimi sunuyorum. gerek başkanlar, gerek üyeler de çok kibar insanlar. bağırış, çağırış, dövüş, kaos yok.
film sonrasında ise sesli konuşulup, farklı bakış açıları aktarılıyor. kesinlikle tavsiye ederim gelmenizi.
başlarda acaba görüntü donar mı, izleyemezsem, bölünür, tadım kaçar gibi tereddütlerim vardı ama izlenilen filmler akıcı bir kalitede yayınlanıyor. herkesin internetine göre ayarlanıyor görüntü. müthüş. gerçekten çok emek veriliyor. rejisöre ve ekibe teşekkürlerimi sunuyorum. gerek başkanlar, gerek üyeler de çok kibar insanlar. bağırış, çağırış, dövüş, kaos yok.
film sonrasında ise sesli konuşulup, farklı bakış açıları aktarılıyor. kesinlikle tavsiye ederim gelmenizi.
devamını gör...
sayrılık
tdk tarafından anlamına bakıldığında hastalık manasına gelmekte.
mecazi bir durumda kullanılırsa da aşırı düşkünlük, tutku manasına gelmekte.
kök hali sayrıdır. yapım eki olan -lık ekini alarak sayrılık olmuştur.
sayrı, eski türkçe'den olan sayru kelimesinden dönüşmüştür.
not: bu kelimeyi ilk defa gorgeous'un şu şiirinde:#881256 gördüm.
ilk ayrılıktır herhalde yazım hatası vardır*dedim. meğer doğruymuş.*çok yerinde kullanılmış.
kaynaklar:buradan
buradan
mecazi bir durumda kullanılırsa da aşırı düşkünlük, tutku manasına gelmekte.
kök hali sayrıdır. yapım eki olan -lık ekini alarak sayrılık olmuştur.
sayrı, eski türkçe'den olan sayru kelimesinden dönüşmüştür.
not: bu kelimeyi ilk defa gorgeous'un şu şiirinde:#881256 gördüm.
ilk ayrılıktır herhalde yazım hatası vardır*dedim. meğer doğruymuş.*çok yerinde kullanılmış.
kaynaklar:buradan
buradan
devamını gör...
insan ruhuna en iyi gelen şey
kesinlikle müzik dinlemektir.
devamını gör...
mindfulness
türkçe'ye bilinçli farkındalık olarak çevrilmiş, kavram. şimdilerde çok popüler. özellikle psikoterapi çevrelerinde, meditasyon çevrelerinde çok ilgi gören, iyi hissetmek için çok ihtiyaç olan bir şey. nasıl tanımlanabilir, şimdiki zamanın farkındalığı, klişe tabirle an'da kalmak, an'ı yaşamak. şimdiki zamanda an'da gerçekleşen olayları, hissiyatı, düşünceyi, duyguyu, kabul etme, odaklı bir şekilde kabul etme, şefkatli bir şekilde, yargılamadan, nazikçe kabul etme yeteneği, tekniği diyebilirim. yani yaptığımız şey her ne ise, ona odaklanma, ama bilinçli farkında bir şekilde odaklanma, o ana o işe şefkat gösterme diyelim. örneklerle açıklayacak olursak; örneğin yürüyüş yapıyoruz diyelim. bu yürüyüşü mindful bir şekilde yapıyorsak sadece yürüyüşümüze, yürüyüş esnasında gittiğimiz yola, etrafımızdaki ağaçlara, çiçeklere, denizin sesine kokusuna, rüzgarın tenimize temasına odaklanırız. eğer yürüyüş esnasında geçmişte olan bir olayı, eşimizle arkadaşımızla olan bir kavgamızı, gelecekle ilgili planlarımızı, sınavları, ekonomik durum gibi şeyleri düşünüyorsak bu yürüyüşe mindful bir yürüyüş diyemeyiz. aklımız ve odak noktamız başka yerde olur. mindfulness bir şekilde yürüyen kişi yolda kaç tane karınca yuvası gördüğünü, kaç farklı renkte çiçek gördüğünü, yeşilin kaç tonuyla karşılaştığını bilir. denizin kokusunu alır. ancak diğer türlü yürüyen kişinin bunlardan hiç haberi olmaz. örneğin çileği her zaman yeriz tadını biliriz, otomatik olarak yeriz. ancak mindful bir şekilde hissederek, bilinçli farkında ve odaklı bir şekilde yediğimizde çok daha farklı bir tat alırız o çilekten. mindfulnes terapilerde ve özellikle meditasyonda çok sık kullanılan bir durumdur. doğu felsefeleri ve budizmde, zen'de hep mindfulness vardır. mind full -- mindful arasında çok önemli bir fark vardır. mind full olduğunda aklımızda sorunlar, dertler, ilişkiler, gelecek kaygısı, geçmiş üzüntüler vardır. ancak mindful olduğunda sadece şuan vardır, şuan yapılan her ne ise sadece ona odaklanılmıştır.
devamını gör...
ünlülerin isimleri ile hemhal olmuş objeler
kenan doğulu - güneş kolyesi.
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
senin için dinleyeceğim daima güzel babam.
devamını gör...
hande erçel
bugün sokakta aynısından 10 tane gördüm neden bu kadar abartıldığını anlamadığım kadındır. ayrıca bir şey fark ettim yanaklı estetikle göçürtülmüş sanırım.
devamını gör...