"aşk olsun!

hem dilek, hem tasavvufi, hem giderli, hem emir cümlesi, daha ne?
devamını gör...

şaşırtmayan olay. imkanımız olsa çoğumuz burada durmayız zaten.

ama malum, 8. dünya ülkesi gibi görüyor gelişmiş ülkeler bizi.

vebalı cüzzamlı gibi yaklaşıyorlar.

gidemiyoruz, uzaklaşamıyoruz..

lanet olsun böyle hayata deyip, yaşamaya devam ediyoruz.
devamını gör...

açılması yasaklanan regaip kandili başlığının ilk sözcüğü. buradan tüm sözlüğün kandilini kutluyorum. ama ben başka bir konuya değineceğim.

şimdi regaip kandili bildiğimiz gibi hz. muhammed efendimizin ana rahmine düştüğü gün olarak söyleniyor. bir kere bunun doğruluğu yok. diyelim ki öyle peygamber efendimizin bu hesaplamaya göre erken doğduğu -yaklaşık bir ay- ortaya çıkar ki, ben şahsen böyle bir şey duymadım, okumadım. sonra bu ritüel (ben böyle tanımlamak istiyorum çünkü bu günün kutlanmasının kuran-ı kerim'de yeri yok.) xıı. asırda kutlanmaya başlamış, daha sonraki asırlarda yer edinmiş (tekkelerin etkisi ile) xvı. - xvıı. asırlarda görüyoruz ki şiirin bir konusu haline de gelmiş. ve günümüze değin önemli ve muhafaza edinmesi gereken bir gelenek olarak görülmüş. kanaatim ve itikatımca mahremi ifşâ etmesinden dolayı bu kandil pek yakışıksız. böyle olduğu gibi aslında bu günün üç ayların başlangıç haftasının ilk cuma gecesini belirtmesi ve (ibadetle) kutlanmasını öğütlemesi dışında bir özelliğini de göremedim. kutlama noktasına gelince millet (ekseriyetle) bu gecenin kutsi bir gece olduğuna kani durumdadır. bununla uğraşmak beyhude ama en azından ne olduğunu bildirmek gerekir. söylediklerime muhalif ilahiyatçı arkadaşlarımızın görüşlerine açığım, bu konuda. yeniden kandilinizi (üç aylara girmemizi) kutluyorum.
devamını gör...

1 puanı bile olsa rütbeyi hakkeden yazarımızın yine gönlümüzü fethettiği mizah yazısıdır.
devamını gör...

haram olsun.
devamını gör...

suç haberleri ile ilgili uzun süre muhabirlik yapmış sevinç yavuz tarafından yazılmış kitap.
çok ilginç hikayeler var. 1960'lardan bu yana türkiye'de duyulmuş yakalanmış seri katilleri anlatıyor. genellikle çocukluk döneminde yaşadıkları travmalarla ilişkilendirilmiş cinayetleri. ürkütücü şeyler. kitabi okuduktan sonra içlerinden bazılarını deli gibi araştırmış haklarındaki haberlere röportajlara bakmıştım. acayip ilginç şeyler vardı gerçekten.

kitabı okuyunca sırf x kişisinin travmalarına sebep olan kişiye benzediği için suçsuz yere öldürülebileceğini fark ediyor insan huh.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

"çıktığım her yerin kapısını sert kapatmamla tanınırken,
senin kapın çarpmasın diye arasına elimi koydum."
devamını gör...

katılmadığım önerme. çünkü her ne derseniz deyin. ama "arap kültürü taşıyıcısı" diyecek kadar kıt beyinli bir cahil olmayın.
devamını gör...

"gitmek ve kalmak arasındaki ikilemden, yaşadığımız mekanda üretmeye ve aslında mücadele etmeye odaklanarak bir çıkış yolu bulma hali." cümlesiyle kırınardı albümlerini tanımlayan grup.
kısa cümleli şarkılardan oluşan bu albümde bir de enstrümantal şarkıya da yer vermişler. gerçi şarkının başlangıç noktası ile albüme girişi arasında da başka bir hikaye var ama... güzel de olmuş.
merak edeni için.
saroyan
devamını gör...

benim bu insanlardan biri.

teyzem çocuk gelin denilebilecek yaşta amcamla evlenmiş aralarında 10 yaş varken. sonrasında babamla annem evlenmiş. ben bu durumdan ötürü çok şanslı olduğumu düşünürüm. çünkü biz tek bir aile gibi büyüdük. diğer amcamın eşi ve çocukları kendilerini biz dışlamasak da bize uyum sağlayamadığı için böyle hissettiler.

akraba evliliği değil arkadaşlar annemle babam arasında bir akrabalık yok. bizim ailede kuzen evlilikleri hoş görülmez.
devamını gör...

entelektüel kelimesi yerine münevver veya aydın kelimelerini kullanırsanız daha bilgili gözükürsünüz.
alaycı kelimesi yerine müstehzi kelimesini kullanırsanız daha bilgili görünürsünüz.

benim aklıma gelenler bunlar.
daha bilgili gözükmek için böyle şeylere başvuruyorsanız sizden zaten bir bok olmayacağı için pek bir şey fark etmeyecektir. yine de kulağınıza küpe olsun.
devamını gör...

1. öncelikle şuna bir açıklık getirelim biz satrancı queen's gambitten öncede oynuyorduk. he dizi sayesinde eğilimimiz arttı mı arttı yalan yok. en azından kuruluş osman izleyip elimize tava tencere tutuşturmuyoruz he isterseniz size inat onuda yaparım. size ne kardeşim kim neden satranç oynuyor diye çetele mi tutacaksınız.

2. sabahtan akşama kadar trol başlıklarda volta atan birkaç yazar burayı da absürd tanımlarla doldurmayı kendine görev edinmiş. her horoz kendi çöplüğünde öter sayın yazar arkadaşlar. herkes (bkz: işine bak) sın)

3. gayet güzel düşünülmüş sözlük içi sosyalleşme kültürüne yüksek miktarda katkı sağlayacak bir etkinlik . daha önce düşünülmüştü zaten şimdi hayata geçirilmiş olması güzel. (bkz: kafa sözlük satranç turnuvası)

t: kafa sözlük yazarları tarafından ne yazık ki masa başında değil, online olarak oynanmak üzere düzenlenmiş satranç turnuvası organizasyonudur.
devamını gör...

emil michel cioran kitabıdır.


“yüzünde hüzünden gölgeler varsa
o hüzün yüzündendir olsa olsa”


özdemir asaf’ın bu dizelerini hatırlattı bana e.m.cioran’ın “burukluk” isimli aforizmalar kitabı. kitabın içinde belli başlı başlıklar altında toplanmış aforizmaları var cioran’ın. ve her biri üzerinde uzun uzun düşünülecek aforizmalar. aforizma yazmak zor iştir. insan kendini bir anda, duvar yazıları yazan bir amatör olarak bulabilir, ya da sırf konuşmak için kelimeleri süsleyen bir laf cambazı olarak. ama cioran için böyle bir tehlike yok, çünkü o kafka’ya yakın üstünlükte bir aforizma yazarı. burukluk, gerçekten de okurken insanın varoluşuna dair bir burukluk duymasına neden olan bir kitap. diz boyu hüzün içinde yalpalayarak yürümek zorunda kalıyor okur.


“insan felaket salgılar” diyor cioran.
yaptıklarımız bizi içinde bulunduğumuz bataklığa batırdıkça batıracak, zira o bataklık bizatihi bizden oluşmakta.

“insan otuzunu geçtiğinde, olaylarla bir gökbilimcinin dedikodularla ilgilenmesinden fazla ilgilenmemelidir.”* diyor cioran. bana bazı yerlerde varoluşçuları hatırlatan düşünme tarzıyla.

sadece hüzün degil elbette cioran’ın izleği, şüphe olmadan olmaz diyor yazar.

“her şey gözden geçirilmelidir, hıçkırıklar bile.” insan şüphe etmelidir her şeyden. insan kendisi ve tanrı dışında hiç kimse hakkında dürüstçe konuşamayacağımız söyleyen yazara göre yaratılışı ilk sabotaj eylemidir. neyin sabote edildiğini varın siz düşünün. ama aynı yazar şöyle bir aforizma ile de çıkmaktadır karşımıza:

“eğer tanrı’ya inansaydım, kendimi beğenmişliğimini haddi hududu olmazdı: sokaklarda çırılçıplak dolaşırdım.”

cioran elbette ki çok büyük bir düşünür, çok büyük bir filozoftur. kafka diye bir adam yaşamasaydı bu dünyada çok daha büyük bir adam olarak görülebilirdi. kafka’nın gölgesinde kalmış olması bile büyüklüğünü azaltmamıştır aslında. cioran ayrıca iyi de bir vatandaştır. nazi partisine aidatlarını gün sektirmeden ödemiştir. hitler için; “hitler kadar bugün bizi etkileyen, sempati uyandıran ve hayranlık bırakan başka bir politikacı lider göremiyorum!” der. nazilere olan sempatisi azalmamış bir düşünürdür cioran. o yüzden sizden ricam bu bölümü okuduktan sonra yıldızlı aforizmalara bir kez daha dönmenizdir. ben siyasi görüşlerine göre değer vermem yazarlara ya da düşünürlere. cioran’ın dev bir adam olduğunu kabul ediyor ve hayranlıkla okuyorum. ancak bir soru sormadan da edemeyeceğim.

“hakikatler… artık onların yükünü çekmek istemiyoruz, ne de onlara kanmak veya suç ortağı olmak…bir virgül için ölünen bir dünya düşlüyorum” der cioran. işte bizim sorumuz da bu noktada geliyor. hitler tarafından öldürülen insanlar, kaç virgül atlamıştı yaşadıkları süre boyunca?
devamını gör...

perdeleri güneş yıpratır çocuk, kızları ise babaları...
devamını gör...

babamın kitaplığından(bkz: tek kişilik ölüm) ile tanıdım (bkz: vedat türkali) 'yi.. darbeler gören, darbelerin öncesi ve sonrasının siyasal atmosferinin topluma etkilerini kitaplarına yansıtan bi (bkz: çınar)..

''ömrünün her dönemin de bütün bilgisini kuşanıp, tanıklık ettiği dönemi anlatmak için kalemini silahı yapardı.'' der bizim ihtiyar onun için..

(bkz: bir gün tek başına) tuğla kıvamında olsa da, sayfa sayısı gözünüzü korkutmasın. kitabı okutan sayfa sayısı değil sonuçta. bakmayın 747 sayfalık bi kitap olduğuna, elimde sabun gibi iki haftada kaydı gitti. .


kitabın akıcılığı sıkılmadan okumama sebep oldu aslında. öyle ki anlatılan konulara yabancı olmayan okurlar film izler gibi ilerleyeceklerdir. kenan'la, günsel'le ve diğerlerinin rakı masalarına misafir oldum, onların memleket üstüne sohbetlerini dinleyip, onlarla birlikte şikayetçi oldum, zaman zaman küçük burjuva dünyalarında kirlendim. günselin o güzel sesinden nazım'dan şiirler dinledim. kızlı erkekli ortamda hemde! "biz böyle rakı masalarında memleket meselelerini konuşarak mı bir şeylerin değişmesini bekleyeceğiz?" diye soran günselin karşısında ezildim.

korkaklığımı kenan gibi haklılaştırmak için kendime bile inandıramadığım sebepler ürettim. ümitsizliğe kapıldığımız anlarda babanın kapısını çalıp sohbetlerini dinleyip yüreğimize düşen eylem ateşiyle yasaklanmış doğruları onlarla birlikte sokaklarda haykırdım. "dağılın" diye haykıran gücün karşısına bedenini siper edenlerle yoldaş oldum.

düzenin korucuları tarafından gözaltına alınan günsel'in işkence de ki dirayetine hayran kaldım. cellatların karşısında onlarla birlikte dik durdum. hücrede sessiz sessiz ağladım. günsel ile beraber ağız dolusu küfürler ettim komisere . dönemin haramileriyle günümüzün haramilerini kıyasladım. küçük devrimciler ile, geleneksek sol üstüne kafa yordum.

sonra geldim buraya kitabı okuduktan sonra bir şeyler karalayayım dedim, yazıp yazıp sildim, acaba başıma bir iş gelir mi diye tedirgin oldum! herhalde o günlerden bugünlere gelinen süreci anlatacak en güzel örnek parmaklarımızın ucuna kadar gelip de yazamadığımız şeylerin tedirginliğidir. bu tedirginliği yaşamayıp bedel ödemeyi göze alan insanlara sırtınızı dönmemeniz umuduyla tadına vararak keyifle okumanız dileği ile...


--! spoiler !--

"kimseden izin beklemedim seni sevmek için..."

"uyan artık uykudan uyan, uyan esirler dünyası… kavga sesleri geliyor köylerden ve şehirlerden. devrimciler ilerliyor, bugün esir, yarın herşey…"

"nasıl tanıyamıyoruz kişileri...yıllarca yan yana yaşıyoruz, yatıp kalkıyoruz, bir de bakıyoruz bambaşka biriymiş o. "

"demokrasi yapacaklarmış pezevenkler!.. halksız, işçisiz demokrasi olur mu be? koyun sürüsü ettiler milleti..."

"yıllarca çekilen işkenceler, baskılar, hapislikler, sürekli polis kovalamaları öylesine yılgınlık yaratmış ki en namuslu kişiler bile ''örgüt'' sözcüğünden ürker olmuşlardı. faşizmin iyice kuduzlaştığı böyle bir dönemde düzenli bir örgüt çalışması söz konusu değildi. "

".. yararı olur böyle durumlarda. bir şeyler okursun, dalar gidersin, her şeyi unutursun çoğu kez. “sadece okumaya yarıyorsa kitaptan iyi afyon yok ! ”

"felsefe okuyorsunuz demek... vatanınızın, devletinizin yararına düşünmeyi öğretmediler mi size ? "

"birden kızın elini tuttu kenan.
-ne olur beni bırakma günsel, dedi. kimseyle böyle konuşmadım ben. belki budalayım, ama inan bana dürüstüm. şaşırmak istemiyorum yolumu...yalnız yakalıyorlar beni. bırakma artık. sensiz hiçim. çevremdeki her şey sırtımda. tek başıma ezecekler beni."

".. mutluluk da yorar insanı. pırıl pırıl bir ırmakta yüzüyorsun, mutluluk dediğin bu. bir kıyıda, bir dönemeçte arada bir ortaya çıkıveren pis bulanık akıntılardan uzaklaşacaksın, güçlü kulaçlar atman gerek. ne çok düşmanı var mutluluğun."

--! spoiler !--
devamını gör...

dünya tarihindeki en büyük tiyatro oyun yazarlarından birisi (hatta en büyüğü denilebilir) olarak görülen ingiliz topraklarında yaşamış kişidir. ortaya çıkardığı karakterlerde insan doğasının ve psikolojisini eşsiz bir edebi anlatımla sahneye yansıtmayı başarabilmiş ve yaşadığı yüzyıldan bu zamana kadar her dönemde ve hemen hemen her ülkede en çok gösterimi yapılan oyunların yazarıdır kendisi. 1564 yılında 'warwickshire'da 'stratford upon avon'da dünyaya gelen yazarın bunca ününe rağmen varlığı hakkında derin sorular sorulmuştur.

tiyatro alanındaki eserleri:

1590-91 henry vı, kısım 2 1594
1590-91 henry vı, kısım 3 1594
1591-92 henry vı, kısım 1 1623
1592-93 richard ııı 1597
1592-93 comedy of errors 1623
1593-94 titus andronicus 1594
1593-94 taming of the shrew 1623
1594-95 two gentlemen of verona 1623
1594-95 love’s labour’s lost 1598
1594-95 romeo and juliet 1597
1595-96 richard ıı 1697
1595-96 a midsummer night’s dream 1600
1596-97 king john 1623
1596-97 the merchant of venice 1600
1597-98 henry ıv (kısım 1) 1598
1597-98 henry ıv (kısım 2) 1600
1598-99 much ado about nothing 1600
1598-99 henry v 1600
1599-1600 julius caesar 1623
1599-1600 as you like it 1623
1599-1600 tmelfth night 1623
1600-01 hamlet 1603
1600-01 the merry wives of windsor 1602
1601-02 troilus and cressida 1609
1602-03 all’s weil ıhat ends weli 1623
1604-05 measure for measure 1623
1604-05 othello 1622
1605-06 king lear 1608
1605-06 macbeth 1623
1606-07 antony and cleopatra 1623
1607-08 coriolanus 1623
1607-08 yimon of athens 1623
1608-09 pericles 1609
1609-10 cymbeline 1623
1610-11 the winter’s tale 1623
1611-12 the tempest 1623
1612-13 henry vııı 1623
1612-13 the two jvoble kinsmen 1634
devamını gör...

hiçbir şey istemedim bu dünyadan kendim için
ne köşk,ne araba,ne para.
tükürmüşsem içine
senin tapındığın o sıfatların
satıyorsam emeğimi yok pahasına
ben işçi çocuğuyum evladım
benim davam başka dava. dize'lerinin sahibidir.
devamını gör...

günaydın caağnım sözlük.
bugün yapmam gereken bir sürü iş, gitmem gereken bir sürü yer var. hepinize harika bir gün diliyorum.
gününüz çok güzel geçsin. diyelim kötü mü gidiyor? biri çıksın karşınıza ve o günü güzelleştirsin.*
devamını gör...

dünyanın hemen her yerinde, cellatlar bakan koltuklarına oturmuşlar.yanlız balta yerine kalem kağıt var ellerinde. sözünün sahibi fransız yazar ve filozof'tur.
devamını gör...

victor hugo'nun bahsettiği gibi cesaret işidir, günümüzde çoğunlukla kaybetmekle sonuçlanan bir tercihtir çünkü. dürüst olduğum için kazandığım tek şey gerçek arkadaşlarım oldu şimdiye kadar. günümüzde ise herkesin çok önem verdiği, aradığı ama kendisindeki yokluğunu farkedemediği bir özelliktir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim