gece sözlükte oluşan elit ortam
başlığa tepki olarak geldim.*
evet kuzucuklar yattığı için oluşan durum.
evet kuzucuklar yattığı için oluşan durum.
devamını gör...
kediler konuşabilse sorulacak sorular
niçin yalanırken aniden durup şaşkın bir şekilde uzaklara dalıyorsun? o sırada ne düşünüyorsun?
devamını gör...
depresyon hırkası
leyla ile mecnun dizisi izleyenlerin genelde "mecnun hırkası" olarak bildiği sünmüş uzun kollu hırka.
devamını gör...
hasret
bir cemal süreya şiiri “hasret”.
şuraya iliştiriyorum kendisini.
“'dışarıya yağmur,
yüreğime hasret,
fikrime sen..
nasıl yağıyorsunuz üçünüz birden
bir bilsen.''
şuraya iliştiriyorum kendisini.
“'dışarıya yağmur,
yüreğime hasret,
fikrime sen..
nasıl yağıyorsunuz üçünüz birden
bir bilsen.''
devamını gör...
yazarların gitmek istediği şehirler
80 ili bi haledersem yurt dışına da açılırız. inşallah.
devamını gör...
iftar vakti başlık açmak
pandemi zamanı dükkân açmak gibidir. genelde sinek avlarsın. olsun müşterinin ayağı alışsın.
devamını gör...
çocukların sorduğu garip sorular
"insanlar ölünce biri onları silgiyle siliyor mu buradan?"
devamını gör...
evlilik teklifini reddetmek
%50 ihtimalin diğer %50'sidir.
devamını gör...
dinlenme tesisinde unutulma fobisi
okul gezisinde unutulduğumdan beri fobimdir. otobüsten molalarda sürüklenerek çıkartılırım. gece yarısı molaları tam bir kabustur. sadece tek otobüs varsa korku filmi senaryosu hazır olsun bir kenarda.
devamını gör...
internette en son aradığınız şey
(bkz: jonathan banks)
devamını gör...
kahramanmaraş
akdeniz bölgesi'nde olmasına rağmen, akdeniz bölgesi denilince de akla hiç gelmeyen vilayet.
devamını gör...
şefkat
insanların davranışları gibi, yüz ifadelerini de değiştiren bir duygudur.
bebeği karnında anne adayının karnını okşarken ya da doğum yapmış bir annenin yavrusunu kucağına alırken yüzünde bir ışıltı, hoş bir bakış, tatlı bir gülüş, merhametli bir duruş vardır.
bebeği karnında anne adayının karnını okşarken ya da doğum yapmış bir annenin yavrusunu kucağına alırken yüzünde bir ışıltı, hoş bir bakış, tatlı bir gülüş, merhametli bir duruş vardır.
devamını gör...
yazarların sevdiği çiçekler
brugmansia(melek borazanı) çiçeği. özellikle akşamları kokuyor. bahçesi olanların hanımeli ve yasemin ile birlikte melek borazanı da dikmesini tavsiye ederim.
devamını gör...
yedi numara dizisi replikleri
herhalde,galiba,sanursam.
devamını gör...
fenotipik diyare
sendromik diyare olarak da isimlendirilen ttc37 mutasyonunun görüldüğü bir ishal hastalığıdır.
genellikle hayatın ilk 6 ayında çoğunlukla ilk ay başlar.
otozomal resesif kalıtımı vardır.
karaciğerde siroz veya fibröz görülebilir.
fenotipik olarak geniş alın,burun görülebilirken; vücutta cafe au lait lekeleri görülebilmektedir.
genellikle hayatın ilk 6 ayında çoğunlukla ilk ay başlar.
otozomal resesif kalıtımı vardır.
karaciğerde siroz veya fibröz görülebilir.
fenotipik olarak geniş alın,burun görülebilirken; vücutta cafe au lait lekeleri görülebilmektedir.
devamını gör...
şarap
beklemiş ve kaliteli olanını içmenin son derece zevkli olduğu; kalitesizini içmenin de bir o kadar kötü ve mide bulandırıcı olduğu alkollü içecek.
devamını gör...
japon balığı
genellikle akvaryum balığı olarak beslenen balık türüdür.
biraz nazlı bir balıktır, ilgi ister.
ben de zamanında beslemek istemiştim ama sonra vazgeçtim çünkü o sorumluluğu alabileceğimi düşünmüyordum.
biraz nazlı bir balıktır, ilgi ister.
ben de zamanında beslemek istemiştim ama sonra vazgeçtim çünkü o sorumluluğu alabileceğimi düşünmüyordum.
devamını gör...
1.80 boyundaki türk erkeği
ortalamanın 174 olduğunu düşünürsek halâ uzun boydur.
ayrıca genelde 180 diyen 180 değildir ya 179 ya da 181’dir.
not: bu boyda erkek diye konuşan kadınların babaları sandalye bacağı kadar, kendileri de sandalye bacakları arasındaki kiriş kadar olurlar genelde. ondandır böyle konuşmaları.
ayrıca genelde 180 diyen 180 değildir ya 179 ya da 181’dir.
not: bu boyda erkek diye konuşan kadınların babaları sandalye bacağı kadar, kendileri de sandalye bacakları arasındaki kiriş kadar olurlar genelde. ondandır böyle konuşmaları.
devamını gör...
monad
kartezyen düşüncenin özne/nesne dualizmini aşma çabası felsefenin adeta bi kanseri haline gelmişti. holistik bi anlayış sevdasıyla nice yiğitler bu yolda can vermiş, niceleri de ajdar'ın müziğinde dans eden müslüm gibi ciğerci kedisi misali konuya uzak kalmışlardı. işte böyle bir zamanda ortaya leibniz çıkıp özne/nesneyi, bilim/dini ve kültür/doğayı birleştirecek bir kelepçe bulduğunu iddia edecek, lakin kant gelecek 'hoop hemşerim nereye' diyecek ve özellikle leibnizci zaman/mekan anlayışının üzerine kurulu olan monadı tarihin tozlu, leş gibi sayfalarına gönderecek.
leibniz kartezyen düşüncenin aksine nesneye gerçeklik atfetmez. hatta töz de değildir*. (daha sonra kant leibniz'e seri töz getirecek)
maddenin gerçekliği ile ilgili descartesci metafizik konuyu yeterince temellendiremez ve doyurucu açıklama vermez. leibniz'e göre maddenin ana özelliği öyle yer kaplama falan değil, korunum vardır. yani ne demek bu, kartezyen anlayışa göre kuvvet hareketin niceliğidir. madde uzamsaldır ve dolayısıyla tüm gerçekliğin ölçümü yapılabilir. kuvveti hareketi ve hareketin niceliğine indirgenebilmesi mümkündür. tanrı tarafından da korunan hareketin toplamıdır madde dediğimiz şey ve biz bu sayede bilim yaparız.(m.v =p) klasik mekaniğin atası descartes..
ancak leibniz, madde hareketin niceliğine indirgenemez, maddenin esasında nitelik olarak kuvvet vardır, der. yani korunan m.v'nin karesidir. yani uzun lafın kısası skolastik düşünceyle descartesci fiziği uzlaştırma çabası gibidir biraz bu hareket. kant'ın da ömrünün yirmi iki senesini verdiği ve boşa kürek çektiğini farkettiği fizik ve metafiziği kapsayıcı bir felsefi sistem oluşturma çabası, leibniz için de asli motivasyon kaynağıdır. o sebeple leibniz olmadan kant eksik anlaşılır.
aslında burada leibniz'in töz anlayışı da çokomelsiz çok önemli, özellikle spinoza'dan ayrıldığı noktalar önemli ancak başlık töz başlığı değil yapacak bi şey yok.
sahi monad neydi.. monad şerefti, haysiyetti.. monad ramazan pidesiydi.. bayram çikolatasıydı.. ama asıl olarak bölünemezlerin toplamından ibaret olan bileşiklere giren bölünemez cevherdir. atomla falan karışmasın, monadlar atom değildir, elektron değildir, kuark, nötrino, foton hiç değildir. gerçi fiziksel atom diye bi şeyden ne kadar bahsedebiliriz o da ayrı konu. neyse monadların önünde tartışmayalım. monadlar sadece bir takım nitelikler itibariyla farklılıklar arz edebilir ve bu farklılıklar sayesinde maddedeki değişim gerçekleşir. onun haricinde bildiğimiz cevherdir monadlar. ayrıca leibnizci mantıkta da her doğru önermenin nesnesidir.
leibniz kartezyen düşüncenin aksine nesneye gerçeklik atfetmez. hatta töz de değildir*. (daha sonra kant leibniz'e seri töz getirecek)
maddenin gerçekliği ile ilgili descartesci metafizik konuyu yeterince temellendiremez ve doyurucu açıklama vermez. leibniz'e göre maddenin ana özelliği öyle yer kaplama falan değil, korunum vardır. yani ne demek bu, kartezyen anlayışa göre kuvvet hareketin niceliğidir. madde uzamsaldır ve dolayısıyla tüm gerçekliğin ölçümü yapılabilir. kuvveti hareketi ve hareketin niceliğine indirgenebilmesi mümkündür. tanrı tarafından da korunan hareketin toplamıdır madde dediğimiz şey ve biz bu sayede bilim yaparız.(m.v =p) klasik mekaniğin atası descartes..
ancak leibniz, madde hareketin niceliğine indirgenemez, maddenin esasında nitelik olarak kuvvet vardır, der. yani korunan m.v'nin karesidir. yani uzun lafın kısası skolastik düşünceyle descartesci fiziği uzlaştırma çabası gibidir biraz bu hareket. kant'ın da ömrünün yirmi iki senesini verdiği ve boşa kürek çektiğini farkettiği fizik ve metafiziği kapsayıcı bir felsefi sistem oluşturma çabası, leibniz için de asli motivasyon kaynağıdır. o sebeple leibniz olmadan kant eksik anlaşılır.
aslında burada leibniz'in töz anlayışı da çokomelsiz çok önemli, özellikle spinoza'dan ayrıldığı noktalar önemli ancak başlık töz başlığı değil yapacak bi şey yok.
sahi monad neydi.. monad şerefti, haysiyetti.. monad ramazan pidesiydi.. bayram çikolatasıydı.. ama asıl olarak bölünemezlerin toplamından ibaret olan bileşiklere giren bölünemez cevherdir. atomla falan karışmasın, monadlar atom değildir, elektron değildir, kuark, nötrino, foton hiç değildir. gerçi fiziksel atom diye bi şeyden ne kadar bahsedebiliriz o da ayrı konu. neyse monadların önünde tartışmayalım. monadlar sadece bir takım nitelikler itibariyla farklılıklar arz edebilir ve bu farklılıklar sayesinde maddedeki değişim gerçekleşir. onun haricinde bildiğimiz cevherdir monadlar. ayrıca leibnizci mantıkta da her doğru önermenin nesnesidir.
devamını gör...
kendime saygım yok davranışları
meryem can,enes batur,danla biliç,duygu özaslan ve türevlerini izlemek.
devamını gör...