kuran'ın insan yapısı olduğunun delilleri
kuran’ın gerçekten insan yapımı olup olmadığından bağımsız olarak içerik ve üslubuna bakılınca hiçbir değeri ve ciddiyeti olmayan deliller.
hadi ben bir müslüman olarak yobazım, gökten indiği söylenen her bir şeye gözü kapalı inanırım, eğitilmeye, bilimle tanıştırılmaya ihtiyacım var. siz çağdaş, hakikati bulmuş, gerçeklere vakıf olmuş münevverler olarak gözlerimi açın, aydınlığa çıkarın, beni bu karanlıklardan kurtarın. ama biraz ciddi olun. neyi yanlışladığınızı ve neyi iddia ettiğinizi önce siz araştırın. benim inandığım şeye inanmak zorunda değilsiniz. inandıklarımı toptan reddedebilirsiniz. ama yanlışlığı ve saçmalığını, gökten indiğine inandığım bir şeyin insan yapımı olduğunu iddia edecekseniz bunu ciddiye alacak ve ciddi bir şekilde yapacaksınız ki ben de sizi ciddiye alayım ve gerçekten inandığım şeyleri gözden geçireyim.
daha önce birinin “imrul kays dizeleriyle, kamer suresinin ilk girişteki elli ayeti birebir aynıdır” iddiasına denk gelmiştim. ciddiye aldım ve gayet iyi niyetle “iyi geceler. kamer suresi'nin ilk 50 ayetiyle birebir aynı olan imruul kays'a ait söz konusu beyitler ile ilgili bir kaynağınız var mı? ilginç bir iddia ve doğrusu ayetler ile söz konusu beyitleri karşılaştırmak isterim.” diye mesaj attım.
cevap olarak:
www.dinvemitoloji.com/2017/... linki verildi. önü arkası yok, sadece bu kadar.
söz konusu bağlantıya girip baktım. imruul kays adına arapça birkaç beyit girilmiş ve çevirileri yapılmış. kamer suresinden de birkaç ayet girilmiş. deyim, lafız, ifade, cümle karşılaştırması yok. nereleri nasıl benziyor, bir şey yok. lan bari çevirisini düzgün yapın ki en azından ağız tadıyla imruul kays’tan birkaç beyit okuduk diyelim. google’da bu iddiayı aratın, aynı ifadeler, aynı kelimeler, aynı yanlış ve saçma çeviriler. tek bir elden çıkmış. işe yaradıktan sonra içeriği çok da önemli değil zaten. biz müslümanlar nasıl bazı şeylere gözü kapalı, kafadan inanıyorsak karşı taraf da bazı iddialara aynı şekilde gözü kapalı ve kafadan inanıyor.
imruul kays’ın söz konusu beyitleri ile sure’nin ilk ayetlerini arapça olarak karşılaştırdım. ve aslında karşılaştırılacak bir şey de yoktu.
iddia sahibine “ilk ayet ile şiirin ilk cümlesi eyvallah... diğer yerlerde kafiye dışında herhangi bir benzerlik yok. bazı yerlerde aynı kelimelerin geçmesi "kamer suresi'nin ilk 50 ayetiyle birebir aynı" gibi bir iddia için yeterli mi? kuran'ın kim tarafından yazıldığından bağımsız olarak çok nahif bir iddia. kültür alanında şiirden başka bir becerileri olmayan mekke hatta bölge inanlarının kuran'da, henüz bir yarım asır öncesinde yaşamış birinin şiirinden intihal yapıldığını bilmemesi mümkün değil. bilip de bunu muhammed'in yüzüne vurmaması veya dile getirmemesi de mümkün değil. bu beyitlerin imruul kays'a aidiyatı konusunda tartışmalar da cabası... tekrardan iyi geceler.” mesajıyla dönüş yaptım. cevap gelmedi ve konu kapandı.
bu iddiaların yeni olmadığını, daha önce de öne sürüldüğünü, sizi ikna eder veya etmez ama cevaplarının da tek tek verildiğini söylemek iddia sahiplerini kesmez. çünkü öylesi bir cevap bir tür tartışmadan kaçma ve cevapları başkalarına havale etme anlamına gelir. e iddialar da size ait değil. başka yerlerden alıntı iddialara başka yerlerden alıntı cevaplarla karşılık vermek de mantıksız değil.
ben kuran’ın insan yapımı olabileceğine yüzde bir de olsa ihtimal verebilirim. siz olmayabileceğine ihtimal verebiliyor musunuz? ve yobaz kim?
böylesi ortamlarda dile getirilen bu tür iddiaları -doğru veya yanlış- ciddiye almıyorum. bu iddia ve delilleri okuyup da canı sıkılanlara da tavsiyem siz de almayın. iddia dedikleri bu şeylerden her birine sadece cevaplar değil kitaplar da yazıldı. inancınızı ciddiye almadan eleştirenlerin iddialarını siz de ciddiye almayın.
hadi ben bir müslüman olarak yobazım, gökten indiği söylenen her bir şeye gözü kapalı inanırım, eğitilmeye, bilimle tanıştırılmaya ihtiyacım var. siz çağdaş, hakikati bulmuş, gerçeklere vakıf olmuş münevverler olarak gözlerimi açın, aydınlığa çıkarın, beni bu karanlıklardan kurtarın. ama biraz ciddi olun. neyi yanlışladığınızı ve neyi iddia ettiğinizi önce siz araştırın. benim inandığım şeye inanmak zorunda değilsiniz. inandıklarımı toptan reddedebilirsiniz. ama yanlışlığı ve saçmalığını, gökten indiğine inandığım bir şeyin insan yapımı olduğunu iddia edecekseniz bunu ciddiye alacak ve ciddi bir şekilde yapacaksınız ki ben de sizi ciddiye alayım ve gerçekten inandığım şeyleri gözden geçireyim.
daha önce birinin “imrul kays dizeleriyle, kamer suresinin ilk girişteki elli ayeti birebir aynıdır” iddiasına denk gelmiştim. ciddiye aldım ve gayet iyi niyetle “iyi geceler. kamer suresi'nin ilk 50 ayetiyle birebir aynı olan imruul kays'a ait söz konusu beyitler ile ilgili bir kaynağınız var mı? ilginç bir iddia ve doğrusu ayetler ile söz konusu beyitleri karşılaştırmak isterim.” diye mesaj attım.
cevap olarak:
www.dinvemitoloji.com/2017/... linki verildi. önü arkası yok, sadece bu kadar.
söz konusu bağlantıya girip baktım. imruul kays adına arapça birkaç beyit girilmiş ve çevirileri yapılmış. kamer suresinden de birkaç ayet girilmiş. deyim, lafız, ifade, cümle karşılaştırması yok. nereleri nasıl benziyor, bir şey yok. lan bari çevirisini düzgün yapın ki en azından ağız tadıyla imruul kays’tan birkaç beyit okuduk diyelim. google’da bu iddiayı aratın, aynı ifadeler, aynı kelimeler, aynı yanlış ve saçma çeviriler. tek bir elden çıkmış. işe yaradıktan sonra içeriği çok da önemli değil zaten. biz müslümanlar nasıl bazı şeylere gözü kapalı, kafadan inanıyorsak karşı taraf da bazı iddialara aynı şekilde gözü kapalı ve kafadan inanıyor.
imruul kays’ın söz konusu beyitleri ile sure’nin ilk ayetlerini arapça olarak karşılaştırdım. ve aslında karşılaştırılacak bir şey de yoktu.
iddia sahibine “ilk ayet ile şiirin ilk cümlesi eyvallah... diğer yerlerde kafiye dışında herhangi bir benzerlik yok. bazı yerlerde aynı kelimelerin geçmesi "kamer suresi'nin ilk 50 ayetiyle birebir aynı" gibi bir iddia için yeterli mi? kuran'ın kim tarafından yazıldığından bağımsız olarak çok nahif bir iddia. kültür alanında şiirden başka bir becerileri olmayan mekke hatta bölge inanlarının kuran'da, henüz bir yarım asır öncesinde yaşamış birinin şiirinden intihal yapıldığını bilmemesi mümkün değil. bilip de bunu muhammed'in yüzüne vurmaması veya dile getirmemesi de mümkün değil. bu beyitlerin imruul kays'a aidiyatı konusunda tartışmalar da cabası... tekrardan iyi geceler.” mesajıyla dönüş yaptım. cevap gelmedi ve konu kapandı.
bu iddiaların yeni olmadığını, daha önce de öne sürüldüğünü, sizi ikna eder veya etmez ama cevaplarının da tek tek verildiğini söylemek iddia sahiplerini kesmez. çünkü öylesi bir cevap bir tür tartışmadan kaçma ve cevapları başkalarına havale etme anlamına gelir. e iddialar da size ait değil. başka yerlerden alıntı iddialara başka yerlerden alıntı cevaplarla karşılık vermek de mantıksız değil.
ben kuran’ın insan yapımı olabileceğine yüzde bir de olsa ihtimal verebilirim. siz olmayabileceğine ihtimal verebiliyor musunuz? ve yobaz kim?
böylesi ortamlarda dile getirilen bu tür iddiaları -doğru veya yanlış- ciddiye almıyorum. bu iddia ve delilleri okuyup da canı sıkılanlara da tavsiyem siz de almayın. iddia dedikleri bu şeylerden her birine sadece cevaplar değil kitaplar da yazıldı. inancınızı ciddiye almadan eleştirenlerin iddialarını siz de ciddiye almayın.
devamını gör...
mevlüt çavuşoğlu'nun protesto edilmesi
manavgat'ta gerçekleşen ve halkın artık sabrının gerçek anlamda taştığını gözler önüne seren hadise. yanılmıyorsam protestolar biraz şiddetli olmuş ve su da fırlatılmış.
dışişleri bakanı mevlüt çavuşoğlu'na manavgat halkından tepki: türkiye cumhuriyeti'nin 3 tane uçağı mı? var. bravo! thk'de 10 tane uçak var, hepsi yatıyor. konu senin yaşın değil. ne amcası, ne abisi? memleket yandı.
kaynak 1
kaynak 2
dışişleri bakanı mevlüt çavuşoğlu'na manavgat halkından tepki: türkiye cumhuriyeti'nin 3 tane uçağı mı? var. bravo! thk'de 10 tane uçak var, hepsi yatıyor. konu senin yaşın değil. ne amcası, ne abisi? memleket yandı.
kaynak 1
kaynak 2
devamını gör...
yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var
devamını gör...
erdoğan değil intihar eden vatandaşlar suçludur
beyaz tv sunucusunun intihar eden bütün vatandaşların bitcoin alıp kumar oynadığını iddia ettiği beyin yakan açıklamasıdır. tabii bir ülkede ekonomi kötüyse ve vatandaşlar bu sebepten intihar ediyorsa iktidardaki partinin ve cumhurbaşkanının bu durumla alakası nedir ki? kocaman bir sıfır. buradan
beyaz tv sunucusu tahir sarıkaya, tepki çeken açıklamalar yaptı. görevinden istifa ettirilen eski ankara büyükşehir belediye başkanı ibrahim melih gökçek'in kanalı beyaz tv'de uyan türkiyem programını sunan tahir sarıkaya, intihar eden yurttaşları hedef aldı. ekonomik kriz ve geçimsizlik nedeniyle yaşamına son veren yurttaşları hedef alan sarıkaya, "'intihar ediyorum, suçlu erdoğan.' sen kumar oyna, sen her şeyi yap ondan sonra 'zor durumdayım.'bitcoin oyna, zor durumdayım, battım, oh... bütün suçlu erdoğan" ifadelerini kullandı.
beyaz tv sunucusu tahir sarıkaya, tepki çeken açıklamalar yaptı. görevinden istifa ettirilen eski ankara büyükşehir belediye başkanı ibrahim melih gökçek'in kanalı beyaz tv'de uyan türkiyem programını sunan tahir sarıkaya, intihar eden yurttaşları hedef aldı. ekonomik kriz ve geçimsizlik nedeniyle yaşamına son veren yurttaşları hedef alan sarıkaya, "'intihar ediyorum, suçlu erdoğan.' sen kumar oyna, sen her şeyi yap ondan sonra 'zor durumdayım.'bitcoin oyna, zor durumdayım, battım, oh... bütün suçlu erdoğan" ifadelerini kullandı.
devamını gör...
cleo de 5 a 7
fransızca öğrenildikten sonra izlenilmesi gereken filmlerden biri. bazı yerlerde o kadar fazla çeviri hatası var ki türkçeye insanı soğutuyor izlemekten. örneğin bir sahnede angèle adlı karakter bir hikaye anlatıyor. hikaye şöyle başlıyor:
"her şeye sahip bir adam varmış: bir karısı, çocukları, sağlığı (ve sağlık her şeydir). bir gün hasta olmuş. doktor öleceğini söylemiş. karısı üzüntüden mahvolmuş. adam çıldırmış, yataktan kalkmış ve ayrılacağını söylemiş. [...] "
hikayenin geri kalanı maalesef çevrilmemişti. *
sans toi ile beni fethetti zaten bu film ayrıca...
film neyi anlatıyor? yalnızlık ve güzellik ekseninde ilerleyen bir kurguya sahibiz. ana karakterimiz çok güzel bir kadındır. fakat yine bir bakıma güzelliğinden dolayı yalnızdır. fakat kadın (ismi cléo, gerçek ismiyse florence) kendisini güzelliğiyle avutmaya çalışır. aşkı arar bir yandan da. fakat insanlar sırf o güzel diye onunladır vs.
lakin kadının düşüncesi şu yöndedir: "ben güzelim fakat güzel olduğum için insanlar etrafımda. (aynı zamanda bir albüm çıkaran şarkıcıydı.) o halde yalnızım. eğer çirkin olsaydım belki gerçek aşk beni bulurdu. gerçekten sevilirdim bir kişi tarafından. çünkü sevgi her şeydir. ama çirkin değilim. o halde çirkinlik ölümün bir şeklidir ve güzel olduğum sürece yaşıyorumdur. o yüzden güzel olduğum için kendimi sevmeli, yalnızlığımın bir gün geçeceğini ummalıyım."
bu tarz bir akıl yürütmeye sahip olduğunu söyleyebilirim. *
şimdi spoiler.
kendisini sevdiğini söyleyen insanlar vardır. onu her an mutlu etmeye çalışır. fakat karakterimiz buna aldırış etmez pek. çünkü içten içe biliyordur derin yalnızlığını. o halde ne yapmalı? bir şey yapmayı düşünmez sanırım. güzelliğiyle yaşamaya, eğlenmeye kaptırmıştır kendini bir bakıma. fakat aşkı da yakında bulacaktır.
hikaye baş karakterin hasta olup olmadığını, ölüp ölmeyeceğini düşündüğü bir sırada geçiyor. bu sürecin sonlarına doğruysa gerçek aşk olarak adlandırabileceği bir kimseyle tanışıyor. herkes cléo'ya hastalığını abarttığını, yakında iyi olacağını söylerken sadece sondaki yeni karakterimiz onun hastalığı karşısında saygı duyuyor ve cléo için bir nevi endişeleniyor. zaten gerçek aşkı da bu kişiyle buluyor yanılmıyorsam.
film bize ne katabilir? sanırım çok şey. ya da hiçbir şey. ayrıca bir şey katmasına gerek de olmayabilir. insan doğasına güzel bir dokunuş bırakabilir. yaralarınıza merhem olabilir. veya yaralarınızı deşebilir. ama sırf o piyano sahnesi için bile izlenir bu film. o nece müthiş sahnedir yahu.
insan hiç aşık olmaz mı? aşkı yeterince derin, tehlikeli ve uzlaşmasız göremez miyiz bu hayatta? görsek ne yapardık? kaçar mıydık, kabullenir miydik? aşkın zamanı olur mu? vs. vs. sorular çoğaltılabilir. tabii her film size bu gibi mesajları, soruları yöneltecektir. neticede bir film bir hayatı ifade eder. (edebilme potansiyelindedir en azından, bizlerinki gibi...)
"kaçma, sevimli kelebek. çirkinlik ölümün bir şeklidir. güzel olduğum sürece yaşıyorumdur."
"çıplaklık kendini doğallaştırmaktır."
"-hiç aşık olmadın mı?
-bazen, ama hiçbir zaman istediğim derinliğe ulaşmadı."
"her şeye sahip bir adam varmış: bir karısı, çocukları, sağlığı (ve sağlık her şeydir). bir gün hasta olmuş. doktor öleceğini söylemiş. karısı üzüntüden mahvolmuş. adam çıldırmış, yataktan kalkmış ve ayrılacağını söylemiş. [...] "
hikayenin geri kalanı maalesef çevrilmemişti. *
sans toi ile beni fethetti zaten bu film ayrıca...
film neyi anlatıyor? yalnızlık ve güzellik ekseninde ilerleyen bir kurguya sahibiz. ana karakterimiz çok güzel bir kadındır. fakat yine bir bakıma güzelliğinden dolayı yalnızdır. fakat kadın (ismi cléo, gerçek ismiyse florence) kendisini güzelliğiyle avutmaya çalışır. aşkı arar bir yandan da. fakat insanlar sırf o güzel diye onunladır vs.
lakin kadının düşüncesi şu yöndedir: "ben güzelim fakat güzel olduğum için insanlar etrafımda. (aynı zamanda bir albüm çıkaran şarkıcıydı.) o halde yalnızım. eğer çirkin olsaydım belki gerçek aşk beni bulurdu. gerçekten sevilirdim bir kişi tarafından. çünkü sevgi her şeydir. ama çirkin değilim. o halde çirkinlik ölümün bir şeklidir ve güzel olduğum sürece yaşıyorumdur. o yüzden güzel olduğum için kendimi sevmeli, yalnızlığımın bir gün geçeceğini ummalıyım."
bu tarz bir akıl yürütmeye sahip olduğunu söyleyebilirim. *
şimdi spoiler.
kendisini sevdiğini söyleyen insanlar vardır. onu her an mutlu etmeye çalışır. fakat karakterimiz buna aldırış etmez pek. çünkü içten içe biliyordur derin yalnızlığını. o halde ne yapmalı? bir şey yapmayı düşünmez sanırım. güzelliğiyle yaşamaya, eğlenmeye kaptırmıştır kendini bir bakıma. fakat aşkı da yakında bulacaktır.
hikaye baş karakterin hasta olup olmadığını, ölüp ölmeyeceğini düşündüğü bir sırada geçiyor. bu sürecin sonlarına doğruysa gerçek aşk olarak adlandırabileceği bir kimseyle tanışıyor. herkes cléo'ya hastalığını abarttığını, yakında iyi olacağını söylerken sadece sondaki yeni karakterimiz onun hastalığı karşısında saygı duyuyor ve cléo için bir nevi endişeleniyor. zaten gerçek aşkı da bu kişiyle buluyor yanılmıyorsam.
film bize ne katabilir? sanırım çok şey. ya da hiçbir şey. ayrıca bir şey katmasına gerek de olmayabilir. insan doğasına güzel bir dokunuş bırakabilir. yaralarınıza merhem olabilir. veya yaralarınızı deşebilir. ama sırf o piyano sahnesi için bile izlenir bu film. o nece müthiş sahnedir yahu.
insan hiç aşık olmaz mı? aşkı yeterince derin, tehlikeli ve uzlaşmasız göremez miyiz bu hayatta? görsek ne yapardık? kaçar mıydık, kabullenir miydik? aşkın zamanı olur mu? vs. vs. sorular çoğaltılabilir. tabii her film size bu gibi mesajları, soruları yöneltecektir. neticede bir film bir hayatı ifade eder. (edebilme potansiyelindedir en azından, bizlerinki gibi...)
"kaçma, sevimli kelebek. çirkinlik ölümün bir şeklidir. güzel olduğum sürece yaşıyorumdur."
"çıplaklık kendini doğallaştırmaktır."
"-hiç aşık olmadın mı?
-bazen, ama hiçbir zaman istediğim derinliğe ulaşmadı."
devamını gör...
prezervatif hap ve spirale rağmen doğan bebek
isyan ateşini bağrında taşıyan bebedir. yani daha ne yapsındır?
öte yandan hayattaki tüm şansını doğarken kullanmıştır. bundan sonraki hayatı acıdan ve hastalıktan başka bir şey olmayabilir.
öte yandan hayattaki tüm şansını doğarken kullanmıştır. bundan sonraki hayatı acıdan ve hastalıktan başka bir şey olmayabilir.
devamını gör...
umut sarıkaya
türk karikatürünün en önemli şahsiyetlerindendir. genellikle yaptığı tespit mizahıyla tanınır. kendisinin karikatürleri o kadar iyi detayları yakalar ki ilk etapta okuduğunuzda pek anlam veremezsiniz fakat gerçek hayatta anlattığı olaylarla veya gösterdiği detaylarla bir bir karşılaşınca şaşar kalırsınız. o kadar kalıplaşmış replikleri vardır ki umut sarıkaya karikatürlerine hakim arkadaşlarınızla sadece replikler kullanarak iletişim kurabilir, kahkaya boğulabilirsiniz.
devamını gör...
özdemir asaf
ya farkıma vardığında, farkın kalmamış olursa?*
devamını gör...
anne kuzusu sevgili
yemin ederim anne kuzusu sevgiliden çektiğimiz kadar hiçbir şeyden çekmedik. bir şey yapacaksın ama annesi mutlaka bir yerden engel mani oluyor. ölüm değilde ne bu durum. hayır insan çok sevdiği için bir şey de yapamıyor ki
devamını gör...
özgürüz deyip küfretmeyi yasaklamak
özgürlük demeyelim ama insanlık adına yapılması gerekendir malum küfür denen kavram daha çok kabalık, fikirlerini kavram ile açıklayamayıp şiddete girişin eşiği olarak bilinir.
devamını gör...
6 kelimelik hikayeler
gökyüzünden gözyaşıma karışan bir yağmur damlasıydın...
devamını gör...
bir toplumun cahil olduğunu gösteren detaylar
mafya bozuntularına hayran olan kitleler.
devamını gör...
uzat sarı saçlarını rapunzel
artı oy kullanan elleri dert görmesin diyeceğim yazarımız.*
arada bir kaybolup geliyor, geldiğini de seri oylarlarıyla hissettiriyor. kaybolduğu aralarda saç uzatma kürleri yapıyorsa ses etmeyeceğim ama başka sebepler varsa seri oylara rağmen küseceğim. *
arada bir kaybolup geliyor, geldiğini de seri oylarlarıyla hissettiriyor. kaybolduğu aralarda saç uzatma kürleri yapıyorsa ses etmeyeceğim ama başka sebepler varsa seri oylara rağmen küseceğim. *
devamını gör...
dostlarım
bir tanju okan şarkısı. bildiğim kadarıyla (bkz: aşık hüdai) şiiri.*
bu şarkıyı aylar önce @thedansözkiller hediye etmişti bana. teşekkürler efenim. o gece de defalarca dinlemiştim ama son zamanlarda daha da bir dinler oldum. e tanımı girmemek de olmazdı şimdi.
bugün şey demişti biri "ne düşünüyorsun be bu kadar? boşver düşünme" az önce bu şarkıyı dinlerken bir daha aklıma geldi sözleri. insanın gözlerinin nereye daldığını en güzel anlatan şarkılardan. dinleyin dostlar dinleyinnn...
open.spotify.com/track/5cZk...
~dudaklarım kurudu aşk ateşiyle
bir damla su verecek o pınar nerede?
gözlerim bir noktada dalgın soruyor
yıllardır dost bildiğim sevgilim nerede?
nerde bana sevgiyle uzanan eller?
nerde bana söylenen o tatlı sözler
büsbütün inançlarım yıkıldı bir bir
bomboş kaldı dostluğa uzanan eller
benim en iyi dostum içkim, sigaram
onlarda terk ederdi olmasa param
canım kadar yakınım el oldu şimdi
dünyada dost denilen kelime yalan
benim en iyi dostum içkim, sigaram
onlarda terk ederdi olmasa param
canım kadar yakınım el oldu şimdi
dünyada dost denilen kelime yalan
her akşam efkâr basar garip gönlümü
içerken kadehleri kırasım gelir
suskun dudaklarımda sessiz bir şarkı
ah ettikçe içimden bir alev gelir
her akşam efkâr basar garip gönlümü
içerken kadehleri kırasım gelir
suskun dudaklarımda sessiz bir şarkı
ah ettikçe içimden bir alev gelir
benim en iyi dostum içkim, sigaram
onlarda terk ederdi olmasa param
canım kadar yakınım el oldu şimdi
dünyada dost denilen kelime yalan
benim en iyi dostum içkim, sigaram
onlarda terk ederdi olmasa param
canım kadar yakınım el oldu şimdi
dünyada dost denilen kelime yalan
benim en iyi dostum içkim, sigaram
onlarda terk ederdi olmasa param
canım kadar yakınım el oldu şimdi
dünyada dost denilen kelime yalan~
bu şarkıyı aylar önce @thedansözkiller hediye etmişti bana. teşekkürler efenim. o gece de defalarca dinlemiştim ama son zamanlarda daha da bir dinler oldum. e tanımı girmemek de olmazdı şimdi.
bugün şey demişti biri "ne düşünüyorsun be bu kadar? boşver düşünme" az önce bu şarkıyı dinlerken bir daha aklıma geldi sözleri. insanın gözlerinin nereye daldığını en güzel anlatan şarkılardan. dinleyin dostlar dinleyinnn...
open.spotify.com/track/5cZk...
~dudaklarım kurudu aşk ateşiyle
bir damla su verecek o pınar nerede?
gözlerim bir noktada dalgın soruyor
yıllardır dost bildiğim sevgilim nerede?
nerde bana sevgiyle uzanan eller?
nerde bana söylenen o tatlı sözler
büsbütün inançlarım yıkıldı bir bir
bomboş kaldı dostluğa uzanan eller
benim en iyi dostum içkim, sigaram
onlarda terk ederdi olmasa param
canım kadar yakınım el oldu şimdi
dünyada dost denilen kelime yalan
benim en iyi dostum içkim, sigaram
onlarda terk ederdi olmasa param
canım kadar yakınım el oldu şimdi
dünyada dost denilen kelime yalan
her akşam efkâr basar garip gönlümü
içerken kadehleri kırasım gelir
suskun dudaklarımda sessiz bir şarkı
ah ettikçe içimden bir alev gelir
her akşam efkâr basar garip gönlümü
içerken kadehleri kırasım gelir
suskun dudaklarımda sessiz bir şarkı
ah ettikçe içimden bir alev gelir
benim en iyi dostum içkim, sigaram
onlarda terk ederdi olmasa param
canım kadar yakınım el oldu şimdi
dünyada dost denilen kelime yalan
benim en iyi dostum içkim, sigaram
onlarda terk ederdi olmasa param
canım kadar yakınım el oldu şimdi
dünyada dost denilen kelime yalan
benim en iyi dostum içkim, sigaram
onlarda terk ederdi olmasa param
canım kadar yakınım el oldu şimdi
dünyada dost denilen kelime yalan~
devamını gör...
kuantum biyoloji
aslında sizin ve etiyopda yaşayan iletişimi olması için kuantum dolanıklıklı olması lazım bunun için en başta evrime veya yaratılışa gitmemiz lazım .
ayriyeten kuantum fiziği ile kuantum biyoloji aynı tanımlar ile açıklamıyoruz , isimleri aynı olabilir lakin açıklama şekilleri çok farklı birde daha yeni bir konu olduğundan , ki kuantum fiziği hakkında daha hiçbir şey bilmiyoruz denecek kadar az bilgimiz var iken kuantum biyoloji hakkında çok kısıtlı yorum yapabiliyoruz.
ayriyeten kuantum fiziği ile kuantum biyoloji aynı tanımlar ile açıklamıyoruz , isimleri aynı olabilir lakin açıklama şekilleri çok farklı birde daha yeni bir konu olduğundan , ki kuantum fiziği hakkında daha hiçbir şey bilmiyoruz denecek kadar az bilgimiz var iken kuantum biyoloji hakkında çok kısıtlı yorum yapabiliyoruz.
devamını gör...
doğum günü pastasına ne yazsam stresi
bu gibi durumları yaşamamanız için pastaneye gitmeden önce ne yazdıracağınıza karar verip gitmeniz daha iyi olur, nacizane..
önümüzdeki ay ben ne yazdıracağımı biliyorum, kendi pastamı yaptıracağım için strese girmeme gerek yok..
önümüzdeki ay ben ne yazdıracağımı biliyorum, kendi pastamı yaptıracağım için strese girmeme gerek yok..
devamını gör...
stefan zweig okuyunca kitap kurdu kesilen tip
okuma alışkanlığı olmayan kimseler için zweig kitapları biçilmiş kaftandır. hem kısadır hem de hikayeleri sürükleyici olduğu için insana okumayı sevdirir. bunun dışında okumayı seven insanlar için de zweig kitapları biçilmiş kaftandır çünkü okuyucuya güçlü duygular hissettirir. kitapkurdu kesilmekle alakası yok. zweig iyi bir yazar ve insanlar severek okuyabilir. zweigin bu kadar sevilerek okunması size niye dert oldu ben onu anlamadım.
devamını gör...
uzun saç
'ah çiçeğim, seni çok özledim*' dediğim saç. kıvırcık kız methodunu uyguluyucam diye kafayı bozduğumdan bir gün delirdim ve kestim o güzelim uzun saçlarımı.
devamını gör...
unutulmaz gezi parkı anıları
ankara kızılay’da çöp kamyonunun üzerindeki pozum gazetelere manşet olmuş, memleketimde dedikodular çıkmıştı*
dayımın telefonla arayıp okumaya mı gittin eyleme mi şerefsiz demesiyle son bulmuştur. beni durdurabildi mi? hayır*
e: imla
dayımın telefonla arayıp okumaya mı gittin eyleme mi şerefsiz demesiyle son bulmuştur. beni durdurabildi mi? hayır*
e: imla
devamını gör...
