tanınan yazar üzerinden prim yapmak
ortalığı karıştırmak için tanınan yazara durduk yere sallamaktan bahsediyorsak evet, biraz komik. ama tanınan bir yazara gayet normal bir nickaltı falan girmek normal. aynen, buna ben karar veriyorum çünkü ben tanım kalite standartları belirleme kurulu gizli üyesiyim.
devamını gör...
normal sözlük’ün ömrünün kısa olacak olması
yazarlar için çaylak sistemi burada da er geç olacak.çürük elmalarında ayıklanacağına inanıyorum.kafa sözlük'ün ömrü bence epey uzun olacak.inşaallah öylede olur..
devamını gör...
evrensel ahlak yasası mümkün mü
platon bunun mümkün olduğunu düşünüyordu. onun ilgisini tikeller değil tümeller çekiyordu. bilimin konusu da yalnızca tümeller olabilirdi. evrensel bir ahlak yasasını tesis etmek istiyordu. duyulardan nefret ettiği için duyumcu bir ahlak anlayışına karşı çıkıyordu. akılcı bir bakış açısıyla meseleye yaklaşıyordu. ama genel ahlak anlayışı ulusal önyargılardan kurtulabilmiş değildi. yunan toplumunda erdemli sayılan davranışlar genel olarak onun ahlak/etik anlayışını oluşturur. cesur olmak, ölçülü olmak, adil olmak, dürüst olmak, cömert olmak vesaire... bunlar erdemli ve ahlaklı eylemlerdir. platon'un iki dünyalı metafiziğini düşündüğümüzde bunların tümel veya evrensel idealar olduğunu görürüz. mesela iyi kavramını düşünelim. iyi olmayan bir evrensel ahlak olabilir mi? herhangi bir ahlak olabilir mi? dünyada tek tek iyi davranışlar vardır ve bunlar idealar dünyasındaki kendinde iyi sayesinde vardırlar. ondan pay alırlar. ona iştirak ederler. bu tümel ideaları çok yönlü kullanmıştır platon. evrensel bir bilim ve ahlak anlayışı için de onlara başvurmuştur.
ahlak denince akla gelen birkaç filozoftan biridir kant. modern felsefede bu konuyla en çok ilgilenen filozofların başında gelmektedir. kant ahlakın kökeninde duyuları gören hume ve rousseau'dan tamamen ayrılır. o ahlakın kökeninde insan aklını görür. ahlak veya ahlaklılık duygusu insana dışarıdan verili değildir. onu arar ve hiçbir yerde bulamaz kant. ahlak duygusu insanın dışındaki bir şeyden kaynaklanmaz. o insanın kendisinden kaynaklanır. insan aklından kaynaklanır. bu ahlak yasası çok basit şekilde özetlenebilir: " yapmamalısın!" yapmamalısın çünkü yapmayabilirsin. akıl sahibi özerk bir varlık olarak filanca eylemi yapmamalısın veya yapmalısın. ahlak yasası buyurucudur. insan bunu ödevi olarak bilmelidir. ahlak yasası evrenseldir. ahlak yasasını akıldan yani insanın kendi doğasından türettiğiniz zaman ona evrensel demek daha kolay oluyor. kant evrenselci ve soyut ahlak anlayışıyla kendisinden önceki herkesten ayrılır. ahlakî olarak en üstün iyi yani mutluluk anlayışından, hazcılıktan ve faydacılıktan ayrılır. kant eylemleri ve davranışları sonuçlarıyla tartmaz. onun için önemli olan ahlak yasasına uygun olup olmamasıdır. hatta bir eylemin erdemli ve ahlakî olabilmesi için ahlak yasasına uygun olması da yeterli değildir. ahlak yasasından doğması gerekir... mesela müşteri kazanmak amacıyla pazarlık yaptığı kişiye adil bir fiyat veren esnaf ahlak yasasına uygun davranmıştır. ama bu eylemi ahlak yasasından doğmamıştır. çıkar elde etme umudu vardır adil davranışının ardında. dolayısıyla bu ahlakî değildir. kant şöyle der: " her baktığımda beni tekrar tekrar büyüleyen iki şey vardır: üstümdeki yıldızlı gökyüzü ve içimdeki ahlak yasası." felsefede yaptığını söylediği kopernik devrimi'nin en önemli kısımlarından biridir bu radikal ahlak anlayışı değişikliği. zirâ ahlak anlayışını tanrı'ya veya göksel kutsallığa da bağlamaz. kimileri tanrısız ahlak der onun bu yaklaşımına. özgürlük anlayışı da ahlakla iç içedir. ahlak yasası veya ahlaklılık özgürlüğü gerektirir. özgürlük onun ön koşulu gibidir. dolayısıyla o insanı akıl sahibi, özgür veya özerk ve ahlaklılık bilincine sahip bir varlık olarak ele alır. bu potansiyeli vardır en azından. irade burada çok önemlidir.
söz konusu olan bu dünyaya dair bir meseleyse-ahlak böyle bir şeydir- platon'u pek çok başka konuda olduğu gibi dışarıda tutarım. fazla dinsel ve göksel bir bakış açısı vardır. başka birtakım dünyalar olduğunu iddia eder. dahası bu dünyayı tıpkı bir hristiyan veya müslüman gibi hor görür. iki din üzerinde de çok büyük etkisi vardır zaten.
kant pek çok bakımdan müthiş bir filozoftur. ahlak söz konusu olduğunda da çok etkileyici tarafları vardır. ama yine de oldukça soyut bir ahlak yasasından bahseder. içimde bir yasanın varlığını ben bulamıyorum. aklım tabii ki eylemlerimde önemli bir yer tutuyor ama bunun evrensel bir yasadan ötürü olduğunu düşünmüyorum. ayrıca tarihsel ve toplumsal bağlam neredeyse tamamen göz ardı edilmiştir. bu önce hegel'in daha sonra marx'ın ona yönelik eleştirileridir. insanı toplumsallığından koparıp soyut bir bağlama yerleştirmiştir. "amaçlar ülkesi"ne yerleştirmiştir.
başlık sahibinin yorumuna katılıyorum. evrensel bir ahlak yasasına veya ahlak anlayışına katılmıyorum. insanı tarihsel ve toplumsal bağlamda değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum. toplumdan topluma, dönemden döneme, ülkeden ülkeye değişebilen bir şeydir ahlak. benim kutsal saydığım bir değer için başka bir coğrafyada insan öldürebilirler. ayrıca ülkelerin üretim biçimleri ve üretim ilişkilerini göz ardı etmemek gerekir. ekonomik altyapı ahlakı doğrudan etkileyebilir. hızla değişen dünyada aynı ülkedeki veya toplumdaki ahlak anlayışları dahi dönüşebiliyor. 50 sene önceki türkiye ile bugünkü aynı mı? son bir mesele olarak, ahlak islam toplumlarında ve türkiye'de sanıldığı gibi bir kadının vajinasıyla ilgili bir şey değildir. aslında ahlak dine bırakılamayacak kadar değerli ve önemli bir konudur. eğer hakiki bir islam ahlakı olduğunu kabul etsem bile-çok ciddi tereddütlerim var bu konuda- nietzsche nasıl hristiyan ahlakı karşıtıysa ben de öyle islam "ahlakı" karşıtıyım.
ahlak denince akla gelen birkaç filozoftan biridir kant. modern felsefede bu konuyla en çok ilgilenen filozofların başında gelmektedir. kant ahlakın kökeninde duyuları gören hume ve rousseau'dan tamamen ayrılır. o ahlakın kökeninde insan aklını görür. ahlak veya ahlaklılık duygusu insana dışarıdan verili değildir. onu arar ve hiçbir yerde bulamaz kant. ahlak duygusu insanın dışındaki bir şeyden kaynaklanmaz. o insanın kendisinden kaynaklanır. insan aklından kaynaklanır. bu ahlak yasası çok basit şekilde özetlenebilir: " yapmamalısın!" yapmamalısın çünkü yapmayabilirsin. akıl sahibi özerk bir varlık olarak filanca eylemi yapmamalısın veya yapmalısın. ahlak yasası buyurucudur. insan bunu ödevi olarak bilmelidir. ahlak yasası evrenseldir. ahlak yasasını akıldan yani insanın kendi doğasından türettiğiniz zaman ona evrensel demek daha kolay oluyor. kant evrenselci ve soyut ahlak anlayışıyla kendisinden önceki herkesten ayrılır. ahlakî olarak en üstün iyi yani mutluluk anlayışından, hazcılıktan ve faydacılıktan ayrılır. kant eylemleri ve davranışları sonuçlarıyla tartmaz. onun için önemli olan ahlak yasasına uygun olup olmamasıdır. hatta bir eylemin erdemli ve ahlakî olabilmesi için ahlak yasasına uygun olması da yeterli değildir. ahlak yasasından doğması gerekir... mesela müşteri kazanmak amacıyla pazarlık yaptığı kişiye adil bir fiyat veren esnaf ahlak yasasına uygun davranmıştır. ama bu eylemi ahlak yasasından doğmamıştır. çıkar elde etme umudu vardır adil davranışının ardında. dolayısıyla bu ahlakî değildir. kant şöyle der: " her baktığımda beni tekrar tekrar büyüleyen iki şey vardır: üstümdeki yıldızlı gökyüzü ve içimdeki ahlak yasası." felsefede yaptığını söylediği kopernik devrimi'nin en önemli kısımlarından biridir bu radikal ahlak anlayışı değişikliği. zirâ ahlak anlayışını tanrı'ya veya göksel kutsallığa da bağlamaz. kimileri tanrısız ahlak der onun bu yaklaşımına. özgürlük anlayışı da ahlakla iç içedir. ahlak yasası veya ahlaklılık özgürlüğü gerektirir. özgürlük onun ön koşulu gibidir. dolayısıyla o insanı akıl sahibi, özgür veya özerk ve ahlaklılık bilincine sahip bir varlık olarak ele alır. bu potansiyeli vardır en azından. irade burada çok önemlidir.
söz konusu olan bu dünyaya dair bir meseleyse-ahlak böyle bir şeydir- platon'u pek çok başka konuda olduğu gibi dışarıda tutarım. fazla dinsel ve göksel bir bakış açısı vardır. başka birtakım dünyalar olduğunu iddia eder. dahası bu dünyayı tıpkı bir hristiyan veya müslüman gibi hor görür. iki din üzerinde de çok büyük etkisi vardır zaten.
kant pek çok bakımdan müthiş bir filozoftur. ahlak söz konusu olduğunda da çok etkileyici tarafları vardır. ama yine de oldukça soyut bir ahlak yasasından bahseder. içimde bir yasanın varlığını ben bulamıyorum. aklım tabii ki eylemlerimde önemli bir yer tutuyor ama bunun evrensel bir yasadan ötürü olduğunu düşünmüyorum. ayrıca tarihsel ve toplumsal bağlam neredeyse tamamen göz ardı edilmiştir. bu önce hegel'in daha sonra marx'ın ona yönelik eleştirileridir. insanı toplumsallığından koparıp soyut bir bağlama yerleştirmiştir. "amaçlar ülkesi"ne yerleştirmiştir.
başlık sahibinin yorumuna katılıyorum. evrensel bir ahlak yasasına veya ahlak anlayışına katılmıyorum. insanı tarihsel ve toplumsal bağlamda değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum. toplumdan topluma, dönemden döneme, ülkeden ülkeye değişebilen bir şeydir ahlak. benim kutsal saydığım bir değer için başka bir coğrafyada insan öldürebilirler. ayrıca ülkelerin üretim biçimleri ve üretim ilişkilerini göz ardı etmemek gerekir. ekonomik altyapı ahlakı doğrudan etkileyebilir. hızla değişen dünyada aynı ülkedeki veya toplumdaki ahlak anlayışları dahi dönüşebiliyor. 50 sene önceki türkiye ile bugünkü aynı mı? son bir mesele olarak, ahlak islam toplumlarında ve türkiye'de sanıldığı gibi bir kadının vajinasıyla ilgili bir şey değildir. aslında ahlak dine bırakılamayacak kadar değerli ve önemli bir konudur. eğer hakiki bir islam ahlakı olduğunu kabul etsem bile-çok ciddi tereddütlerim var bu konuda- nietzsche nasıl hristiyan ahlakı karşıtıysa ben de öyle islam "ahlakı" karşıtıyım.
devamını gör...
şapka takmadı diye adam asmak
şapka takmadı diye kimse asılmamıştır. keşke bazı şeyleri mabadından uydururak değil de araştırarak konuşabilse başlığı açan yazar.
devamını gör...
yeditepe istanbul
senaristliği meral okay'a ait, şampiyonlar ligi gibi bir oyuncu kadrosuna sahip olan, müziklerini yeni türkü'nün yaptığı; oyunculuğu, konusu, senaryosu ve müzikleri ile trt'den beklenmeyecek kalitede bir yapım.
bu kadar kelam etmişken bu dizinin neden, ne kadar, ne olduğuna dair bir kuple:
buradan
bu kadar kelam etmişken bu dizinin neden, ne kadar, ne olduğuna dair bir kuple:
buradan
devamını gör...
güzel kasiyerin yanında senin çocuk kaç yaşında diyen kişi
arkadaş dediğin tam da böyle bir şeydir. senin kasiyere yazdığını fark etmiş, yenge ile olabilecek olası felaketlerin önüne tek bir cümle ile set olmuştur. koçum benim.
devamını gör...
neden olmuyor
bazen imkanlar yetmez, bazen zaman yetmez...bazi seyler de kabiliyet meselesidir, cabalanan her neyse yeteneğimiz yetmez. bazi seyler icin de zamani degildir, daha cok pişmek gerekir. bazi seyler de oldugu kadar, olmadigi kaderdir. bazen de nasip degildir, hayirlisi degildir, daha cok cabalamadan vazgecilmesi gerekir.
(bkz: olmayınca olmuyor)
(bkz: olmayınca olmuyor)
devamını gör...
ilginç etimolojik bağlantılar
ağaç kelimesi ağ dan köken alır. ağ yükselmek anlamına gelir. ağa yükselen insan ağaç ise yükselen bitki demektir.
devamını gör...
kitaplardaki en etkileyici giriş cümlesi
“hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum. bilseydim, bu mutluluğu koruyabilir, her şey de bambaşka gelişebilir miydi? evet, bunun hayatımın en mutlu anı olduğunu anlayabilseydim, asla kaçırmazdım o mutluluğu.
orhan pamuk - masumiyet müzesi
orhan pamuk - masumiyet müzesi
devamını gör...
ke$ha
10 yıldır birlikte çalıştığı prodüktör dr. luke tarafından tecavüze uğradığını iddia etmesi sebebiyle yaşadığı problemler sonucu bir daha eski şarkılarıyla hiçbir yerde sahne almasına izin verilmeyen, ke$ha olarak bağlı olduğu şirketi dışında hiçbir yerle çalışmasına hak tanınmayan çok sevdiğim kadın şarkıcı. sebebi ke$ha'nın şirketiyle yapmış olduğu anlaşma.
anlaşma gereği 6 albüm çıkarması gereken ke$ha'ya, şirket bu konuda da yardımcı olmuyor. yani ke$ha kapana kısılmış durumda.
birgün küçük bir barda gizlice sahne almış ve hayranlarına seslenmiştir.
ne yazık ki ke$ha açılan davada kaybetti.
şimdilerde ke$ha yerine kesha ismini kullanmakta. mahkeme sonrası bir de albüm çıkarmış hatta.
anlaşma gereği 6 albüm çıkarması gereken ke$ha'ya, şirket bu konuda da yardımcı olmuyor. yani ke$ha kapana kısılmış durumda.
birgün küçük bir barda gizlice sahne almış ve hayranlarına seslenmiştir.
ne yazık ki ke$ha açılan davada kaybetti.
şimdilerde ke$ha yerine kesha ismini kullanmakta. mahkeme sonrası bir de albüm çıkarmış hatta.
devamını gör...
mutlu olmak bir seçimdir
bir amaç değil de yaşam şeklimizin bir sonucudur. kimi zaman mutlu hissederiz, kimi zaman fena hissederiz. ama çoğu zaman, arada bir yerlerde, ne mutlu ne mutsuz olduğumuz normal bir yerde yaşarız. olağanı da budur. tatmin edici bir hayat için, sağlıklı ilişki kurmak, kendimizi geliştirip hayat mücadelesini sürdürmek gerek.
devamını gör...
doğu anadolu gözlemevi
erzurum'daki karakaya tepesi'nde yapılmakta olan, optik bölge ile yakın kızılötesi bölgede gözlemler yapması planlanan, kısaca dag olarak bilinen rasathane. proje, kalkınma bakanlığı ve atatürk üniversitesi desteğiyle atatürk üniversitesi astrofizik araştırma ve uygulama merkezi müdürlüğü bünyesinde yürütülüyor.
italya'dan getirilmesi planlanan 4 metre çaplı aynalı teleskobu, türkiye'nin en büyük teleskobu olacak. şimdilik rekor tübitak ulusal gözlemevi'ndeki teleskopta. o teleskop da yakın zamanda ülkemiz bilim insanları tarafından bir ötegezegen keşfinde kullanılmıştı. (bkz: hd 208897 b)
teleskobun adaptif optik sistemine sahip olması ve bulunduğu konum, gözlemler açısından birçok avantajı da beraberinde getiriyor.
dag projesi, 3 aşamalı bir proje olup;
- ilk aşaması teleskop, kubbe, binalar ve altyapısıyla gözlemevi kurulmasından oluşan dag projesi’dir (2012 – 2019),
- ikinci aşaması odak düzlemi aygıtları’nın (oda) alımı, tasarımı, yapımı ve bir optik laboratuvarı kurulmasından oluşan oda projesi’dir (2016 – 2019),
- üçüncü aşaması ise 4 m’ye kadar olan bütün ayna ve uzay – uydu ekipmanlarının kaplanacağı ayna kaplama sistemi’nden (aks) oluşan aks projesi’dir (2018 – 2020).
yazının tamamı için link

(görsel, static.daktilo. com'dan alıntıdır.)
italya'dan getirilmesi planlanan 4 metre çaplı aynalı teleskobu, türkiye'nin en büyük teleskobu olacak. şimdilik rekor tübitak ulusal gözlemevi'ndeki teleskopta. o teleskop da yakın zamanda ülkemiz bilim insanları tarafından bir ötegezegen keşfinde kullanılmıştı. (bkz: hd 208897 b)
teleskobun adaptif optik sistemine sahip olması ve bulunduğu konum, gözlemler açısından birçok avantajı da beraberinde getiriyor.
dag projesi, 3 aşamalı bir proje olup;
- ilk aşaması teleskop, kubbe, binalar ve altyapısıyla gözlemevi kurulmasından oluşan dag projesi’dir (2012 – 2019),
- ikinci aşaması odak düzlemi aygıtları’nın (oda) alımı, tasarımı, yapımı ve bir optik laboratuvarı kurulmasından oluşan oda projesi’dir (2016 – 2019),
- üçüncü aşaması ise 4 m’ye kadar olan bütün ayna ve uzay – uydu ekipmanlarının kaplanacağı ayna kaplama sistemi’nden (aks) oluşan aks projesi’dir (2018 – 2020).
yazının tamamı için link

(görsel, static.daktilo. com'dan alıntıdır.)
devamını gör...
tıvorlu ismail
hela vela velvela,
sığır çaldı çantamı,
seyit abi nerde abi?
gelmezse s*k abi.
öküz,zerzeve,buluşalım.
sözleri ile sürrealist türkü janrasının temellerini atmış halk ozanı.
tivorlu live in beytüşşebap
tivorlu mehmetçik özel concert
tivorlu live in beka vadisi(ypg fest)
tivorlu michael jackson parody in coachella
tivorlu first ever live performance debut (born of a star)
sığır çaldı çantamı,
seyit abi nerde abi?
gelmezse s*k abi.
öküz,zerzeve,buluşalım.
sözleri ile sürrealist türkü janrasının temellerini atmış halk ozanı.
tivorlu live in beytüşşebap
tivorlu mehmetçik özel concert
tivorlu live in beka vadisi(ypg fest)
tivorlu michael jackson parody in coachella
tivorlu first ever live performance debut (born of a star)
devamını gör...
şairlerden alıntılar
"ve nelere baskın gelmezdi ki seni düşünmenin tadı." ahmed arif
"sen gülünce gün cumartesi olur,bir kuş havalanır gökyüzünde." özdemir asaf
"ben aşk nedir bilmem. /eski kafalıyım. bir seni bilirim. /bir de adın geçince sıkışan kalbimi." attila ilhan
"yedi tepeli şehrimde /bıraktım gonca gülümü/ne ölümden korkmak ayıp /ne de düşünmek ölümü.". nazım hikmet ran
"sanmıştık ki ikimiz yeryüzünde ancak birbirimiz için varız./ ikimiz sanmıştık ki tek kişilik bir yalnızlığa bile rahatça sığarız.". attila ilhan
"sen gülünce gün cumartesi olur,bir kuş havalanır gökyüzünde." özdemir asaf
"ben aşk nedir bilmem. /eski kafalıyım. bir seni bilirim. /bir de adın geçince sıkışan kalbimi." attila ilhan
"yedi tepeli şehrimde /bıraktım gonca gülümü/ne ölümden korkmak ayıp /ne de düşünmek ölümü.". nazım hikmet ran
"sanmıştık ki ikimiz yeryüzünde ancak birbirimiz için varız./ ikimiz sanmıştık ki tek kişilik bir yalnızlığa bile rahatça sığarız.". attila ilhan
devamını gör...
allahım sen sabır ver
(bkz: innallahe maassabirin)
devamını gör...
filistin benim meselem değil
değil kardeşim. bilmem kaç km ötede benim ülkeme gram faydası dokunmayan insanlar benim meselem değil, kendi meselelerini kendileri çözsünler, insani yardım olarak bi yardım yapılırsa yapılır ona destek olurum. ama yok filistine asker gönderelim, yok israili prostesto edelim bilmem ne umrumda bile değil.kendileri rahat yerlerinde oturup,gariban çocukları filistine gönderecekler yemezler. yok neymiş osmanlıdan yadigarmış. banane lan osmanlıdan osmanlının torunlarının hepsi avrupanın en güzel şehirlerinde yaşıyorlar şuan isteyen gitsin girsin himayelerine, yok diyeceklerini sanmam. ben t.c vatandaşıyım, kimsenin ümmeti de değilim. benim meselem işsizlik, benim meselem aşı, benim meselem mitingler,zenginlere tatiller yapılırken eve tıkılıp kalmak,eğitim, hukuk... din zırvalarına karnımız tok, bi nesli böyle kandırmış ve kanını emmiş olabilirler ama artık kimse bu zırvayı yemeyecek. adaleti olmayan devlet zaten dinsizdir.
devamını gör...



