hemofili
a ve b olmak üzere iki türü olan bir kanama bozukluğu hastalığıdır.
hemofili a hastalığında pıhtılaşma kaskadında bulunan faktör 8 eksikliği görülür.
bu hastalık x'e bağlı resesif geçen bir hastalık olduğu için genellikle erkeklerde görülür(istisnalar mevcut) ki iyi ki öyledir yoksa adet kanamalarından dolayı çok kişi hayatını kaybederdi.
şikayet olarak genellikle yumuşak dokuda kanama(hematom) diz içi kanama(hemartroz) görülür.
laboratuvar bulguları içinde izole aptt uzunluğu görülür ve öncelikle karışım (mixing) testi yapılır.
tedavide desmopressin ve faktör 8 konsantresi,antifibrinolitik olan aminokaproik asit,traneksamik asit kullanılabilir.
hemofili b de ise faktör 9 eksikliği vardır.klinik olarak hemofili a ile aynıdır.
hemofili a dan farkı tedavide desmopressin kullanılmaz, faktör 9 konsantreleri verilir.
hemofili a hastalığında pıhtılaşma kaskadında bulunan faktör 8 eksikliği görülür.
bu hastalık x'e bağlı resesif geçen bir hastalık olduğu için genellikle erkeklerde görülür(istisnalar mevcut) ki iyi ki öyledir yoksa adet kanamalarından dolayı çok kişi hayatını kaybederdi.
şikayet olarak genellikle yumuşak dokuda kanama(hematom) diz içi kanama(hemartroz) görülür.
laboratuvar bulguları içinde izole aptt uzunluğu görülür ve öncelikle karışım (mixing) testi yapılır.
tedavide desmopressin ve faktör 8 konsantresi,antifibrinolitik olan aminokaproik asit,traneksamik asit kullanılabilir.
hemofili b de ise faktör 9 eksikliği vardır.klinik olarak hemofili a ile aynıdır.
hemofili a dan farkı tedavide desmopressin kullanılmaz, faktör 9 konsantreleri verilir.
devamını gör...
normal sözlük için öneriler
bir adet text box. içine herkes kendi kutsalını tanımlasın ve o kelime büyük harfle gözüksün ilgili kişide. bu geyik de bu şekilde bitsin.
başlıklar için şöyle bir önerim var hoşuma gitmeyen başlık olduğunda o başlığı kendi akışımda alta atabileyim üst bölümleri işgal etmesin. başlığın girdi ve tıklanma sayısı göz önünde tutularak da ana akıştaki konumu belirlensin.
kişilerden olumsuz geri dönüş alma noktasında genel akıştan uzaklaşsın.
örn,tıklanma ve girdi oranı göz önünde bulundurularak kullanıcılar %40 ya da %50.1 gibi bir oranda başlığı alta işlemi uygulandı diyelim. ana akıştaki yerini de kaybetsin.
başlıklar için şöyle bir önerim var hoşuma gitmeyen başlık olduğunda o başlığı kendi akışımda alta atabileyim üst bölümleri işgal etmesin. başlığın girdi ve tıklanma sayısı göz önünde tutularak da ana akıştaki konumu belirlensin.
kişilerden olumsuz geri dönüş alma noktasında genel akıştan uzaklaşsın.
örn,tıklanma ve girdi oranı göz önünde bulundurularak kullanıcılar %40 ya da %50.1 gibi bir oranda başlığı alta işlemi uygulandı diyelim. ana akıştaki yerini de kaybetsin.
devamını gör...
16 ocak 2021 ankara mamak’ta evlerin kapılarına şeriat bildirisi asılması
--- alıntı ---
ankara’nın mamak ilçesinin misket mahallesi’ndeki binaların kapılarına "müslüman olmak neyi gerektirir" başlıklı bildiriler bırakıldı.
ışid'ın görüşlerinin savunulduğu ve şeriat propagandasının yapıldığı bildiride, atatürk ilke ve inkılapları, demokrasi ve hatta oy kullanma hakkı bile hedef alınarak, "türkiye de yaşayan insanlar olarak çok iyi biliyoruz ki 1920'lerden sonra hakimiyet yani emir ve yasak koyma allah'a değil millete verilmiştir. hatta hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir denmektedir. türkiye de şeriat yani kuran kanunları değil (insanların kendi kafalarından çıkardıkları kanunlar) geçerli. demokrasi de, laiklik de islama tamamen ters olan küftir sistemleridir" denildi.
bildiriyi kimin ya da kimlerin dağıttığı bilinmezken, bildirilerin sonunda "bize ulaşmak isterseniz facebook adresimiz: fatih sadri" notu görüldü.
bildiriye tepki gösteren chp ankara milletvekili ali haydar hakverdi, "mamak’ta binaların kapılarına, demokrasi ve laikliği küfür, oy kullanmayı kafirlik sayan, imamların ve devlet memurların dinden çıktığını söyleyen, atatürk’ü ve orduyu aşağılayan şeriat bildirileri bırakıldı. sokağa çıkma yasağında bu provokasyona kim göz yumdu?" dedi.
bildiride yer alan skandal ifadeler şöyle:
demokrasi ve laiklik küfürmüş!
"türkiye'de yaşayan insanlar olarak çok iyi biliyoruz ki 1920'lerden sonra hakimiyet yani emir ve yasak koyma allah'a değil millete verilmiştir. hatta hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir denmektedir. türkiye de şeriat yani kuran kanunları değil (insanların kendi kafalarından çıkardıkları kanunlar) geçerli olmaktadır. bu yetmiyormuş gibi birde laiklik şartı vardır. yani dinin emirleri devlet işlerine karıştırılamazmış. çıkarılan kanunlar dine uygun olamazmış! bu sebeple demokrasi de, laiklik de islama tamamen ters olan küfür sistemleridir."
oy hakkı için "kafirlik" dendi
oy verenlerin dahi hedef alındığı bildiride şu ifadeler yer aldı:
"gelelim oy verenlere: oy verenlerde laikliğe ve demokrasiye bağlı kalacaklarına dair yemin edecek olan ve allah'ın indirdiği hükümlerle hüküm vermeyecek olan kimselere oy verip devletin başına idareci olarak getirdiklerinden dolayı imandan çıkarlar, başka bir ifade ile demokrasi partilerle ayakta durur, paılilerde oylarla ayakta durur. küfür sistemini ayakta tutmak kafirliktir."
"çocukları okula göndermeyin" çağrısı yapıldı
bildirideki skandal ifadeler bununla da kalmadı. günümüz modern eğitiminin de hedef alındığı bildiride, "isterse bu okulun adı imam hatip olsun isterse özel okul olsun yine çocuklar gönderilemez" denildi:
"imanı bozan şeyler sadece partilerde mevcut sayılmasın. günümüz okullarında da mevcuttur, ders kitaplarında atatürk'ün islama zıt o|arak yaptığı devrimler iyi bir şeymiş gibi öğretiliyor. mesela şeriat bizi geri bıraktı. en iyi yönetim demokrasidir. laikliktir. arap harfleri karma burma olduğu için harf devrimi yapıldı. latin harfleri getirildi. kadın ve erkek kıyafetleri değiştirildi. zina, faiz, içki daha bir çok şeyler serbest bırakıldı. 23 nisan, l9 mayıs, 29 ekim gibi günler bayram olarak kutlandı. çünkü bu günlerde hakimiyet hakkı millete verildi. yani şeriat kanunları kaldırıldı.
halbuki bir fetvada "bir kimse nevruz günü(mecusilerin ilkbaharın gelişini kutladığı gün) kafirlerin toplandığı yere giderse kafir olur" diye yazılıdır. değil bir diploma için hatta dünya bile verecek olsalar imanımızı bozacak şeyler yapmayın. çünkü ölünce azabı vardır. böyle bir devletin açtığı ve açılmasına izin verip gözetim altında tuttuğu bu okullara, isterse bu okulun adı imam hatip olsun isterse özel okul olsun yine çocuklar gönderilemez."
--- alıntı --- buradan

ankara’nın mamak ilçesinin misket mahallesi’ndeki binaların kapılarına "müslüman olmak neyi gerektirir" başlıklı bildiriler bırakıldı.
ışid'ın görüşlerinin savunulduğu ve şeriat propagandasının yapıldığı bildiride, atatürk ilke ve inkılapları, demokrasi ve hatta oy kullanma hakkı bile hedef alınarak, "türkiye de yaşayan insanlar olarak çok iyi biliyoruz ki 1920'lerden sonra hakimiyet yani emir ve yasak koyma allah'a değil millete verilmiştir. hatta hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir denmektedir. türkiye de şeriat yani kuran kanunları değil (insanların kendi kafalarından çıkardıkları kanunlar) geçerli. demokrasi de, laiklik de islama tamamen ters olan küftir sistemleridir" denildi.
bildiriyi kimin ya da kimlerin dağıttığı bilinmezken, bildirilerin sonunda "bize ulaşmak isterseniz facebook adresimiz: fatih sadri" notu görüldü.
bildiriye tepki gösteren chp ankara milletvekili ali haydar hakverdi, "mamak’ta binaların kapılarına, demokrasi ve laikliği küfür, oy kullanmayı kafirlik sayan, imamların ve devlet memurların dinden çıktığını söyleyen, atatürk’ü ve orduyu aşağılayan şeriat bildirileri bırakıldı. sokağa çıkma yasağında bu provokasyona kim göz yumdu?" dedi.
bildiride yer alan skandal ifadeler şöyle:
demokrasi ve laiklik küfürmüş!
"türkiye'de yaşayan insanlar olarak çok iyi biliyoruz ki 1920'lerden sonra hakimiyet yani emir ve yasak koyma allah'a değil millete verilmiştir. hatta hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir denmektedir. türkiye de şeriat yani kuran kanunları değil (insanların kendi kafalarından çıkardıkları kanunlar) geçerli olmaktadır. bu yetmiyormuş gibi birde laiklik şartı vardır. yani dinin emirleri devlet işlerine karıştırılamazmış. çıkarılan kanunlar dine uygun olamazmış! bu sebeple demokrasi de, laiklik de islama tamamen ters olan küfür sistemleridir."
oy hakkı için "kafirlik" dendi
oy verenlerin dahi hedef alındığı bildiride şu ifadeler yer aldı:
"gelelim oy verenlere: oy verenlerde laikliğe ve demokrasiye bağlı kalacaklarına dair yemin edecek olan ve allah'ın indirdiği hükümlerle hüküm vermeyecek olan kimselere oy verip devletin başına idareci olarak getirdiklerinden dolayı imandan çıkarlar, başka bir ifade ile demokrasi partilerle ayakta durur, paılilerde oylarla ayakta durur. küfür sistemini ayakta tutmak kafirliktir."
"çocukları okula göndermeyin" çağrısı yapıldı
bildirideki skandal ifadeler bununla da kalmadı. günümüz modern eğitiminin de hedef alındığı bildiride, "isterse bu okulun adı imam hatip olsun isterse özel okul olsun yine çocuklar gönderilemez" denildi:
"imanı bozan şeyler sadece partilerde mevcut sayılmasın. günümüz okullarında da mevcuttur, ders kitaplarında atatürk'ün islama zıt o|arak yaptığı devrimler iyi bir şeymiş gibi öğretiliyor. mesela şeriat bizi geri bıraktı. en iyi yönetim demokrasidir. laikliktir. arap harfleri karma burma olduğu için harf devrimi yapıldı. latin harfleri getirildi. kadın ve erkek kıyafetleri değiştirildi. zina, faiz, içki daha bir çok şeyler serbest bırakıldı. 23 nisan, l9 mayıs, 29 ekim gibi günler bayram olarak kutlandı. çünkü bu günlerde hakimiyet hakkı millete verildi. yani şeriat kanunları kaldırıldı.
halbuki bir fetvada "bir kimse nevruz günü(mecusilerin ilkbaharın gelişini kutladığı gün) kafirlerin toplandığı yere giderse kafir olur" diye yazılıdır. değil bir diploma için hatta dünya bile verecek olsalar imanımızı bozacak şeyler yapmayın. çünkü ölünce azabı vardır. böyle bir devletin açtığı ve açılmasına izin verip gözetim altında tuttuğu bu okullara, isterse bu okulun adı imam hatip olsun isterse özel okul olsun yine çocuklar gönderilemez."
--- alıntı --- buradan

devamını gör...
şibumi
"hel ona aslında önemli olanın bu 'küçük' hareketler olduğunu belki söyleyebilirdi. terbiye her zaman için merhametten de, sadakatten de, yardımdan da, içtenlikten de daha güvenilir bir şeydi. tıpkı hak yememenin, karşıdakine eşit şans tanımanın, adaletten önemli olması gibi. büyük sayılan değerler, baskı altına girdiklerinde türlü mantık oyunlarıyla çözülüverirlerdi. ama terbiye terbiyeydi. koşullar ne olursa olsun, hiçbir zaman değişmezdi." (s. 351).
şimdi düşünüyorum da sanki çok sayıda kitabı birlikte okumuşum gibi. üstelik bu kitapların hepsi çok güzeldi.
devamını gör...
sevgilisi olmadığı halde mutlu olabilen insan
mutlu olabilmenin sevgiliye bağlı olmadığını bilen insandır.
devamını gör...
güzel gülmemek
sizi çok rahatsız ediyorsa estetik yaptırabilirsiniz ama insanlar öyle düşündüğü için gülmekten de vazgeçmeyin.
devamını gör...
erüpsiyon
coğrafyada volkanik püskürme demektir. volkanik sahalarda magmadan gelen gaz ve akıcı maddelerin yer yüzüne yayılması veya püskürmesidir.
devamını gör...
güne bir şarkı bırak
devamını gör...
kitap satın alma hastalığı
bu hastalığa sahip olan içinizdeki yazarlardan biri olarak, açıkçası sahip olmak hoşuma gidiyor hatta gurur duyuyorum kendimle. çünkü paramı gereksiz şeylere harcayacağıma kitap satın alıyorum ve sonu gelmeyecek olan cehaletten kurtulma yolunda adım adım ilerliyorum, yeni şeyler öğreniyorum ve bu beni çok mutlu ediyor. çoğu zaman kitaplarda geçen konulardan, hikayelerden, öykülerden, olaylardan bir ders çıkartmaya çalışırım ve bu dersler gündelik hayatımda benim için adeta navigasyon cihazı görevini üstlenir. gündelik hayatımda o derslerden yola çıkarak karar veririm ve adımlarımı bunlara göre atarım. zaman zaman, okuduğum kitaplardaki karakterler yerine kendimi koyup "ben olsaydım böyle yapardım, ben olsaydım böyle derdim ve ben olsaydım şöyle böyle olurdu." diye düşünmekten kendimi alamıyorum, almayı da istemiyorum açıkçası. son olarak belirtmeliyim ki; kendimi geliştirme yolunda, cehaletle baş etme yolunda gerçekten vazgeçilmez bir araç olduğunu düşündüğüm kitaplar benim vazgeçilmez dostlarımdır.
aramızda bu hastalığa henüz yakalanmamış olan varsa eğer; lütfen hastalığı bulaşıcı bir virüsü yayar gibi, * virüsü yayar gibi yayalım. herkesi hastası yapalım, herkes alsın herkes okusun. *
aramızda bu hastalığa henüz yakalanmamış olan varsa eğer; lütfen hastalığı bulaşıcı bir virüsü yayar gibi, * virüsü yayar gibi yayalım. herkesi hastası yapalım, herkes alsın herkes okusun. *
devamını gör...
baklava ile ayran içmek
oyy oyyy.. bir de bunun kek-siyah zeytin ikilisi var.. efsane lezzet..
devamını gör...
kaçak sigara
12 eylül öncesi bulgaristan'daki sigara fabrikasından kaçak ürünler türkiye'ye sokulurmuş. 12 eylül'den sonra "madem kaçak içiliyor, serbest bırakalım, vergisini alırız" diyerek kaçak sigaraya vize verilmiş.
devamını gör...
aydilge'nin ibrahim tatlıses eleştirisi
aydilge'nin ibrahim tatlıses'in hoş olmayan ve kadın düşmanlığı barındıran birtakım söylemleri sebebiyle yaptığı eleştiri.
--- alıntı ---
"ibrahim tatlıses'i neden sevmek zorundayız? neden sevmediğini söyleyenler, elitist olmakla ya da prim yapmakla suçlanıyor? neden türkiye'nin en büyük sesi olduğunu kabul etmek zorunda herkes? 'kadın dediğin dayak da yemeli' diyen biri için neden müzik ayrı kişilik ayrı şeklinde bakmak zorundayız? isteyen öyle baksa, isteyen sevse, isteyen sevmese olmaz mı? neden ibrahim tatlıses dinlediğini itiraf etmek diye bir mevzu var? gizli gizli herkesin dinlediği, utandığı için bunu sakladığı fikri nereden çıktı? sevmeyenler neden haddini bilmeli?"
--- alıntı ---
haberin tamamı
--- alıntı ---
"ibrahim tatlıses'i neden sevmek zorundayız? neden sevmediğini söyleyenler, elitist olmakla ya da prim yapmakla suçlanıyor? neden türkiye'nin en büyük sesi olduğunu kabul etmek zorunda herkes? 'kadın dediğin dayak da yemeli' diyen biri için neden müzik ayrı kişilik ayrı şeklinde bakmak zorundayız? isteyen öyle baksa, isteyen sevse, isteyen sevmese olmaz mı? neden ibrahim tatlıses dinlediğini itiraf etmek diye bir mevzu var? gizli gizli herkesin dinlediği, utandığı için bunu sakladığı fikri nereden çıktı? sevmeyenler neden haddini bilmeli?"
--- alıntı ---
haberin tamamı
devamını gör...
kış saati uygulamasının kaldırılması
neden uygulandığını, neden kaldırıldığını, saatlerin ne zaman ileri, ne zaman geri alındığını bir türlü çözemediğim ama sonuçta bugünlerde kullanılmakta olanından pek memnun olmadığım uygulamadır. değiştirince daha iyi oluyordu, değil mi?
devamını gör...
engelli biriyle evlenmemek
engelli olmak için illa uzuv kaybı yada doğuştan fiziksel sorunlara sahip olmak gerekmiyor. zihinsel, ruhsal ve kronik rahatsızlıklar nedeniyle engelli statüsünde olan insanlar var. benim de hem ameliyatlar hem de kronik rahatsızlıklar nedeniyle engelli raporum var. ilişkilerim de bir dönem bu yüzden sıkıntı yaşadım. insanlar sanki ölene kadar sağlıklı yaşayacağını düşünüyor.
devamını gör...
anın fotoğrafı
devamını gör...
çok kısa bir hayatımız olduğu gerçeği
doğmak, emeklemek, bebeklik dönemi aşıldıktan sonra çocukluk dönemi de bir çırpıda geçiveriyor. hayat merdivenlerini nasıl tırmandığını, yılları nasıl arkada bıraktığını insan düşünemeden zaman akıp gidiyor. bir bakmışsınız, emeklilikten bahseder olmuşsunuz. hatta hemen her ay, cami avlusunda bir yakınınızı, dostunuzu kabristana uğurluyorsunuz. hayatın acımasız gerçekleri ve bundan kaçamayız .
devamını gör...
günaydın sözlük
günaydın sözlük. güne şöyle uyandım.

nasıl mı? göbekli... üüüühhüüü
bir iki gündür mide problemlerim başladı malesef. ne yesem dokunuyor ve rahatsız ediyor. sanırım bünyem artık 'yeme ulan yeme' diyor. dinleyen var mı?
yoo ne münasebet.
yavaş yavaş yemeyi içmeyi bırakıp sakin bir hayata geçiş yapmam lazım. yıllardır yemediğim garip gurup şeyleri bu ara yemeye başladım. açıkçası aldığım kiloların bana verdiği yetkiye dayanarak ne bulsam yiyorum. püff.
bakın bu bir dramdır.


diğerlerinin rahatlıkla girip çıktığı yerlere kendisi pek girememektedir.
bayağı bir cebelleşti altında geri çıkabilmek için. hoş zaten girememişti bile.


işte cokcok gibi kapılara sıkışmamak için biran önce sağlıklı yaşam serüvenine başlamalıyım yoksa halim harap.
her şeyi geçtim mide ağrısı ve bulantısı yetiyor zaten. pazartesi gelsinde başlarız püfff.

nasıl mı? göbekli... üüüühhüüü
bir iki gündür mide problemlerim başladı malesef. ne yesem dokunuyor ve rahatsız ediyor. sanırım bünyem artık 'yeme ulan yeme' diyor. dinleyen var mı?
yoo ne münasebet.
yavaş yavaş yemeyi içmeyi bırakıp sakin bir hayata geçiş yapmam lazım. yıllardır yemediğim garip gurup şeyleri bu ara yemeye başladım. açıkçası aldığım kiloların bana verdiği yetkiye dayanarak ne bulsam yiyorum. püff.
bakın bu bir dramdır.


diğerlerinin rahatlıkla girip çıktığı yerlere kendisi pek girememektedir.
bayağı bir cebelleşti altında geri çıkabilmek için. hoş zaten girememişti bile.


işte cokcok gibi kapılara sıkışmamak için biran önce sağlıklı yaşam serüvenine başlamalıyım yoksa halim harap.
her şeyi geçtim mide ağrısı ve bulantısı yetiyor zaten. pazartesi gelsinde başlarız püfff.
devamını gör...
sanıldığı kadar başarı gerektirmeyen şeyler
hayret, kimse de yazmamış; "insan olmak".
sabah sabah beni sinirlendiren bir olay yaşadım ve insan olmanın ne kadar zor olabileceğini düşünürken buldum kendimi.
sokakta kendi halinde kaldırımda yatan bir köpeğe sırf canı öyle istedi diye tekme atan bir gerizekalı kendisini uyarınca "siz görmezken neler yapılıyor bu hayvanlara, anca şov yapın herkes görürken" şeklinde bir savunma yapabiliyor. seninle aynı türde sınıflandırıldığım için utanıyorum .
sabah sabah beni sinirlendiren bir olay yaşadım ve insan olmanın ne kadar zor olabileceğini düşünürken buldum kendimi.
sokakta kendi halinde kaldırımda yatan bir köpeğe sırf canı öyle istedi diye tekme atan bir gerizekalı kendisini uyarınca "siz görmezken neler yapılıyor bu hayvanlara, anca şov yapın herkes görürken" şeklinde bir savunma yapabiliyor. seninle aynı türde sınıflandırıldığım için utanıyorum .
devamını gör...
8 mart dünya emekçi kadınlar günü
şuna inanmak gerekir ki, dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir.
mustafa kemal atatürk
8 mart dünya kadınlar günü'müz kutlu olsun.
mustafa kemal atatürk
8 mart dünya kadınlar günü'müz kutlu olsun.
devamını gör...
