başlığı açan yazar işe ejderha mızrağı serisi ile başlamış, bende başlangıç noktası olarak onu baz alıp, bir kaç şey yazayım.

netice olarak ejderha mızrağı serisi ana olay örgüsü dışında, fazlaca yan kitap ve yan yazar barındırıyor. margaret weis ve tracy hickman'ın başlattığı serüven bu yüzden pek çok okuyucu için bir yerden sonra karmaşıklaşıyor. bu sebeple de kronoloji ve okuma sırası burada önem arz ediyor.

yan kitapları bir kenara bırakırsak, işe her şeyin çıkış noktası olan, ''ejderha mızrağı destanı'' ile başlamak lazım. bu seri 3 kitaptan müteşekkil;

güz alacakaranlığın ejderhaları
kış gecesi ejderhaları
ilkbahar şafağı ejderhaları

sonrasında ''efsaneler üçlemesi''ne yönelmek mantıklı. ilk seriyi tamamlayıcı bir nitelik arz ediyor. raistlin majere ve caramon majere kardeşleri odak noktasına koysa da, diğer mızrak kahramanlarına ilişkin bilgileri ve tamamlayıcı olayları bu seride bulabiliyorsunuz. adı üzerinde bu seri de 3 kitaptan müteşekkil;

ikizlerin zamanı
ikizlerin savaşı
ikizlerin sınavı

bu serinin arkasından ben ''raistlin tarihçeleri''ni okumuştum. zira bana göre kurgunun ruhu olan bu özel karakter üzerine daha fazla bilgi edinmek elzem olmuştu. burada da karşımıza iki kitap çıkıyor;

ruhdöveni
silah kardeşliği

fakat ''raistlin tarihçeleri''ni atlayıp, ''ruhlar savaşı'' serisine de direkt geçebilirsiniz. bu seride 3 kitaptan müteşekkil;

batan güneşin ejderhaları
kayıp yıldızın ejderhaları
yitik ayın ejderhaları

ondan sonra ''yaz alevi ejderhaları'' ve ''ikinci nesil''i okumak suretiyle pek çok şeyi sonuca bağlıyorsunuz, biraz da hüzünleniyorsunuz. tasslehoff amca olmuş daha ne olsun.

takiben karşımıza karanlık havari serisi çıkıyor. bu seri bende diğer serilerin bıraktığı etkiyi bırakmadı. özellikle ''yaz alevi ejderhaları''dan sonra biraz usulen yazılmış gibi geldi. belki de ''yaz alevi ejderhaları'' işin pik noktası olduğu için de öyle hissetmiş olabilirim. yine de okunur mu ? elbette okunur. yine 3 kitaptan müteşekkil;

amber ve küller
amber ve demir
amber ve kan

bundan sonrasıysa size kalmış. burada bırakabilirsiniz. lakin bu zehir vücuda bir kere zerk edince, insan diğerlerini de merak etmiyor değil. yan kitapların bazısından bir hayli zevk aldım. bazılarını ise çok vasat buldum.

weis ve hickman ile işe başlamışken, başka kurgulara girmeden ''ölüm kapısı serisi''ne doğru yola çıkın derim. tek kelimeyle muhteşem. hatta benim gözümde bugüne kadar yazılmış en iyi fantastik kurgu eserlerden biridir. elbette ''yüzüklerin efendisi''nin fantastik kurgu edebiyata gönül verenler için yeri ayrıdır. onu çok fazla kıyasa tabi tutmayız.

birbirlerine bir o kadar yakın, aynı zamanda da düşman iki karakter olan haplo ve alfred'in ilişkilerinin işleniş biçimi çok çarpıcıdır.

bu seri 7 kitaptan müteşekkil;

ejder kanadı
elf yıldızı
ateş denizi
yılan büyücüsü
kaosun eli
labirentte
yedinci kapı

bu dönemeci de döndüğümüze göre, başka bir seriye meyledebiliriz. karşımızda ''unutulmuş diyarlar'' ve fantastik kurgu evreninin en büyük silahşörü drizzt do'urden... r.a salvatore tarafından yazılan ana hikayenin listesini de şöyle yapabiliriz.

kara elf üçlemesi

anayurt
sürgün
göç

buzyeli vadisi üçlemesi

kristal parçası
gümüş damarları
buçukluğun mücevheri

drizzt do’urden’in maceraları serisi

miras
yıldızsız gece
karanlığın kuşatması
şafağa geçit

bu 10 kitap sizi kesmez ise, unutulmuş diyarlarda kalmak isterseniz. tıpkı ''ejderha mızrağı'nda olduğu gibi yan kitaplara yönelebilir ya da salvatore'nin yazdığı ''ruhban'' serisine göz atabilirsiniz.

bu da bitti ne yapsak ? e tabi bir de ''david eddings'' e bakmak lazım. akıcı bir dili vardır. başlarsınız ve serilerin ne ara bittiğini bile anlamazsınız. tolkien'den esintiler bulmanızda cabası.

genel olarak çoğunluk ''belgariad serisi'' ve ''malloryon'' serisine ağırlık verse de bende elenium ve tamuli üçlemelerinin yeri ayrıdır. şövalye sparhawk'ın askerleyiz diye slogan attırabilecek bu seri, ursula k. l guin'e de gönderme yapması sebebiyle bende ayrı bir sempati uyandırır.

evet, biraz vites düşürelim kafa dağıtalım diyorsanız da, ''shannara efsanesi''ne göz gezdirebilirsiniz. fazla yorucu değildir. işin aslı biraz ''yüzüklerin efendisi''ni andırır. druid allanon tıpkı gandalf'ın baggins'lere sıkıntılı durumlarda uğraması gibi, ohmsford sülalesine uğramaktadır.. karabüyücü lord ise biraz sauron'u hatırlatır. yine de beklentiyi çok yüksek tutmaz iseniz keyifli zaman geçirebilirsiniz.

bu seride toplam 10 kitap ile karşılacaksınız. bunun sebebi shannra'nın kılıcı'nın 3 kitap olarak basılmasıdır. sonrasında durum değişti mi onu bilemiyorum.

neyse nefeslendik, yorucu olmayan bir seri okuduk. hala fantastik kurgu kitap okuma isteğiniz varsa bir ''fantastik kurgu'' efsanesi olan melnibonelu elric ve kılıcı ''fırtına yaratan'' ile tanışma vaktiniz geldi demektir. micheal moorcok'un bu karakteri yaratmış olması dahi ''fantastik kurgu edebiyat'' için önemli bir mihenk taşıdır. farklı bir yol farklı bir karakter... işin büyüsünü kaçırmamak için çok fazla ayrıntıya girmek istemiyorum. okuyun ve görün denilesi bir eserdir. yalnız seriyi önerdiğim bazı arkadaşlarım türkçe basımlarını bulamadılar. o sorun halen devam ediyor mu bilemiyorum. tek bildiğim ne yapıp edip, bulup okumanız gerekliliğidir.

baktık kaptırdık gidiyoruz. zebellah gibi bir seriyi okuyacak gücümüz ve inancımız var demektir. robert jordan imzalı ''zaman çarkı'' bunun için biçilmiş kaftan... 14 kitaplık dev bir seri...

ursula k. l guin ve tolkien'den bahsetmeye gerek bile yok. zaten okudunuz ya da okuyacaksınız.

benden bu kadar. keyifli okumalar.
devamını gör...

şarkıdan tiksinsem de, bu mottuyu dehşetül vahşet bulsam da, haklı olabileceğini düşünüyorum. şu hayatta asla yapmam dediğim bir iki hareketim oldu, prensiplerimle ters düşüp kendimden tiksindiğim. o günlerden beri büyük konuşmama taraftarıyım.

herkesten her an her şeyi beklemek, şaşırmamaya alışmak böyle bir şey.
devamını gör...

tuvalete kalktım. uykum dağılmasın diye gözüm kapalı gittim. maalesef, gitti uyku. başaramadık abi.
devamını gör...

fight club'ın final sahnesinde çalan parça..
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

italya birinci dünya savaşını kazansa bile italya istediği yerleri hepsini tam alamamıştı aslında 1915 yılında imzalanan londra antlaşmasında italya'ya adriyatik kıyısında ve anadolu üzerinde toprak vaat edilmişti. italya savaşın sonunda londra antlaşmasına göre italya'nın toprak talepleri şunlardı:

londra antlaşması not: savaşın sonunda kuzeyde hırvatistan ve slovenya kurulması planlanıyordu ancak sırbistan, slovenya ve hırvatistan birleşip yugoslavya'yı oluşturdular.

ın the event of the partition of ottoman empire, ıtaly "ought to obtain a just share of the mediterranean region adjacent to the province of adalia" türkçesi: osmanlı imparatorluğunun bölünmesi durumunda antalya ve bitişiğindeki bölgeden italya pay alacaktır.

savaşın sonunda ingiltere, italya akdeniz üzerinde fazla güçleneceği için anadolu'da yunanistan'ı destekledi bu yüzden italya türkiye ile savaşmadı ancak yunanistan türkiye'ye yenilince kimse tam istediğini alamadı. adriyatik kıyısında ise haritalar yeniden çizlidi. çünkü wilson ilkeleri gereği topraklar bölgede kimin çoğunlukta olduğuna göre çizilecekti bu ise italyan taleplerini sekteye uğratmıştı ve savaş sonunda avrupa harita işte böyleydi:
avrupa haritası

italya anadolu üzerinde hiçbir talebini alamamış, adriyatik kıyısında ise istekleri tamamı alınamamıştı. italya'ya atılan bu kazık faşizme büyük bir alan açmış toprak iddialarını iyice genişletip latince "mare nostrum" yani "bizim deniz" anlamına gelen akdeniz için romalılar tarafından kullanılan bu kelime daha sonra faşistlerin tüm akdeniz üzerindeki toprak iddialarında propaganda olarak kullanılmıştır

kısacası yayılmacı politikaları ve atılan kazıklar sonucu birinci dünya savaşı sonrasında faşizmin yükselmiş olduğu ülke.

(bkz: irredantizm)
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sözlükten birine yürümeyi düşünen yazarların önüne duvar engeli koyan yoldaş sözü.
devamını gör...

süper, bayıldım. elinize sağlık. dün (bkz: kadıköy beyefendisi) kesitleri ile başladım ilk, şimdi durduramıyorun kendimi. ıvanmılınskı şiir seslendirmesi kısmında çayımı püskürtüyordum.
devamını gör...

pame'de bu hafta isimler var, hem de türkçe.

bunca yıl yan yana yaşamış iki halkın alışkanlıkları, hikayeleri, klişeleri ve de isimleri birbirinin yaşamına, kültürüne, şarkılarına geçmeseydi olmazdı elbette. bu nedenle yunanca şarkılar içinde, özellikle halk şarkılarında ve popüler müzikte farklı bağlamlarda yer almış türkçe isimler. kimi sanatçıların azıcık aksanlı yunanca sözleriyle, kimisinin de baştan sona türkçe seslendirdiği eskiden yeniye şarkılar yer alacak bu haftaki pame radyo yayınında. yine her zamanki gibi hareketli bir tempoda başlayıp sonlara doğru efkâra bağlayabiliriz, hazırlıklı olun efendim. *

yunan müziği temalı programınız pame, saat 22:30'da sözlük radyosu'nda. bekliyoruz!

radyo.kafasozluk.com


programda çalınan şarkıların listesi için: youtube.com/playlist?list=P...
devamını gör...

kalbimde yer etmiş kitaptır.
okurken boğazıma bir yumru oturtan; lanet olsun adaletsiz, acımasız dünya dedirten kitaptır aynı zamanda.
yorumlarda tahmin edilebilir olmasından ya da edebi olarak abartıldığından söz edilmiş. haklılık payı vardır ancak niçin okuduğunuza da göre değişecek bir bakış açısıdır. ki zaten sanat onu yorumlayana göre şekil almaz mı?
ben okurken bilmediğim bir coğrafyada, tatmadığım acıları hissetmiştim. aynı zamanda evrensel bir şekilde haksızlığın zulmünü de. bu yüzden* okunulur, okutulur kitaplar arasındadır uçurtma avcısı.
bir de kitabın ismi; hayatındaki ilk mücadelesini uçurtması için veren ve bu mücadelede yırtık dizlere, patlak bir dudağa rağmen kazanma hissini masumca anlatan özel birini anımsattığı için yeri ayrı olan kitaptır.
devamını gör...

zihnim internet aleminin komik videoları çöplüğü gibi. öyle ki her durum her konuşma için kafamda anında bir video beliriyor, sonsuza kadar yalnızca videolardaki replikler ile hayatımı sürdürebilecek seviyede bir rezillik… tüm bu kirlilik içerisinde şu video ve altındaki yorumlardan daha çok güldüğüm çok az video var. uçurumdan düşen la ibo ve aşırı sakin arkadaşları sizi unutturmamaya and içtim!

devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

berbattır.hele o lavaboya konan kirli bulaşıklar yok mu hayattan soğutur sizi.
devamını gör...

muhtemelen, bir ankaralı'nın ha ankara ha istanbul diyerekten, yürüme alışkanlığına karşı koyamayıp, istanbul'da ilk günden yapacağı iş ile farklarını anlaması.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

2005 yılında “armenian navy band” grubu ile “le voyage en arménie” isimli bir albüm çıkarmış olan ermeni asıllı müzisyendir.

dinlemeyi sevdiğim iki güzel parça.

dolma mama


zeytuni zar
devamını gör...

iftardan sonra edilen muhabbetler. herkesin karnı tok, herkes mutlu, ayrı bir havası var iftarın.
devamını gör...

adamın dibidir.
devamını gör...

başrollerini jake gyllenhaal, laura dern ve chris cooper'ın paylaştığı gerçek hayattan alınmış bir kesitin işlendiği 1999 yapımı amerikan filmi.

konusu kısaca şöyle:
john hickam adlı madenci, oğullarının hemen hemen tüm kasaba erkekleri gibi maden kontrolörü olmasını istemektedir. ancak oğullarının bambaşka hedefleri vardır.

nedendir bilmem, en sevdiğim filmlerden biridir bu. belki de bilimle ilgisi olduğundandır, kim bilir...

fragman:

devamını gör...

videolarını zevkle izlediğim değerli insan. bilgilendirici videolarıyla hayatıma yeni bilgiler katıyor. youtube'daki en kaliteli kanallar arasındadır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim