en ilgimi çeken göbeklitepe başlığında şöyle uzun uzun merakla okunacak bir tanım için günlerdir takipteydim. en son iş başa düştü diyip kendimce anlatmaya çalıştım.

• göbeklitepe’nin, 1963 yılında keşfedilmeye başlandığı ilk zamanlar mezar kalıntıları olduğu düşünülse de 1994 yılında klaus schmidt tarafından bölgenin asıl önemi ortaya konmuştur.
• konut sayılabilecek herhangi bir mimari yapıya ulaşılamadığı için bölgenin yaşam alanından ziyade bir toplanma alanı olduğu düşünülebilir.
• bulunan taşların üç boyutlu insan betimlemesi, stilize tarzda taşlar olduğu söylenmektedir.
• göbeklitepe’de şamanizm özelliklerini anımsatan belli semboller bulunmaktadır. dikili taşların dairesel ayrımı boyut farkları ve üzerlerindeki figür değişiklikleri farklı ayinlerin yapılması için kategorileştirilip ayrıldıklarını düşündürmektedir.
• ayrıca bölgede bulunan 4 mezar, o dönem tapınma merkezini korumak üzere orada bulunan ayin yönetimi gerçekleştiren baş şamanlara ait olabilecek niteliktedir.
• avcı toplayıcı topluluğun sanatı bilmedikleri düşünüldüğü için taşlar üzerine yapılmış olan çeşitli hayvan figürleri kafa karışıklığına sebep olmuştur. akreplerin o dönemde yer almamış olması ve akreplerin gerçekle olan boyundan daha büyük şekilde yapılmış olması gibi o dönemde görülmesi mümkün olmayan gerçek üstü çalışmalara rastlanmıştır.
• uzun zamandır araştırmalar yapılıyor olmasına rağmen hala göbeklitepe ile ilgili kesin yargılara varılması mümkün olmayan ve kanıtlanamamış birçok düşünce barındırılmaktadır bunlardan biri de; göbeklitepe’nin bir barınak mı yoksa bir tapınak mı olduğu soruları üzerine hala kesin bir cevap olmamasıdır. onlarca hayvan ve insan kalıntılarının bulunduğu bu yer, çevredeki diğer kazılardan büyük olmasıyla, parça parça planlar halinde inşa edilmiş olmasıyla dikkatimi çekmiş bulunuyor.
devamını gör...

sevmek göz işi olmadığı için, mesafeye endeksli olmadığı için bulan kaza etmesin.
devamını gör...

eğer temiz ise ne giydiği ve nasıl giydiği cidden umurumda değil. ama temiz olmak koşulu ile.

temiz olacak demiş miydim?
devamını gör...

cinsiyetçilik kokan başlıkların tamamı.
devamını gör...

ben gagavuz olsam ne türkiye'yi isterim, ne rusya'yı isterim. avrupa birliği gibi bir imkan varken rusya'ya yanaşmaları tuhaf bir durum.
devamını gör...

her gün çürütüyorsunuz evrimi maşallah. müfredattan da kaldırdınız, okullarda öğretmiyorsunuz. hepsi iyi güzel de covid 19 defalarca kez mutasyona uğradı. bir sürü varyant ortaya çıktı. virüsün geçirdiği evrimi neyle açıklıyorsunuz diye sorasım geliyor hep.

hârizmî, farabî, ibn-i heysem, birunî, ömer hayyam, ibn-i haldun, el-cezeri gibi filozof ve bilim adamları çıkarmış islam kültürünün , son beş yüz yılda doğru dürüst bir tane bilim adamı çıkaramamış olması tesadüf değildir bence.

evrim: deden maymun.
alfabe: bir gecede cahil kaldık. ( dedemizin mezar taşı )
bilim: hepsi kuran'da var.

kendi anladığınız dilden de cevap vereyim.

''onlardan seni dinleyenler de vardır. onu anlamaları konusunda kalplerine perdeler ve kulaklarına bir (s)ağırlık veririz. onlar, her bir delili görseler de onlara iman etmezler.'' ( en’âm suresi 25. ayet )
devamını gör...

prüzlü zeminlerde ilerleyen ilişkiler için söylenen "uzatmalı" nitelemesine konu ve örnek teşkil eden çiftlerdir.

bu tip örneğin bir de, "taşıma su ile..." diye başlayanı vardır.
devamını gör...

tipine baksan turşu suyu içme ihtiyacı duyuracak bir avninin içinde yüzdüğü şu sefayı görüp, donundan mendil yapmaya devam edecek bir %50 bulundukça bu ülkede, başına hiçbir şey gelmeyecek korumadır.
devamını gör...

idrar kesesi olarak da adlandırılır , idrar çıkmadan önce burada depolanır.
devamını gör...

eski işim gereği tüm terör örgütlerinin mensuplarıyla muhatap olmuş biri olarak, bana kalırsa en tehlikeli grup bunlardır. üyelerindeki adanmışlık ve inanmışlık beni dehşete düşürmüştü. devlete karşı oldukları için, sadece devlet memuru olman (polis asker vs olmana gerek yok) sana düşman olmaları için yeterli. 'dava'larında her yolu mübah gören bu teröristler, sana iftira atabilir, yalan söyleyebilir, fırsatını bulursa hiç acıma duymadan öldürebilir. meslek gereği herhangi bir etkileşimde bulunma zorunluluğu varsa çok çok dikkatli olunmalıdır. seni beni geçtim kendi arkadaşlarını, hatta bizzat kendilerini 'yakarak' öldüren üyeleri mevcuttur. tüyler ürperticiler.

2000 yılından bir gazete haberi

haber metni:

adalet bakanı hikmet sami türk, dün sabah saatlerinde çanakkale cezaevi'ndeki isyan sona erdirilmeden önce yaptığı açıklamada, mahkûmların, ‘bir bayan arkadaşlarını yakarak öldürdüklerini’ belirtti ve ‘‘bir çılgınlık yapmalarından korkuyoruz’’ dedi. türk dün şu açıklamaları yaptı: operasyonda ölen tutuklu ve hükümlü sayısının 17'ye yükseldi. çok ciddi bir direnişle karşı karşıyayız. aslında bir saatte bitirilir ama güvenlik güçleri can kaybı olmaması için titiz davranıyor. 17 kişinin ölümü örgütünün kendi kendini imha etme planının sonucudur. örgüt kendisini kanıtlamak, güçlü olduğunu göstermek istemektedir. herhangi bir çılgınlık yapmalarından endişe edilmektedir. bizi böyle düşünmeye sevk eden neden, bir bayan arkadaşlarını yakarak öldürmeleridir. bu da ne kadar acımasız terör örgütleriyle karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir. gençlerimiz, onların eline düşmüştür. devlet şimdi gençlerimizi kurtarmak istemektedir. bütün tutuklu ve hükümlü yakınlarının ya da insan hakları adına hareket ettiklerini düşünen insanların bu müdahaleye destek vermesi gerekir. sincan'a 259, edirne'ye 146 ve kocaeli'ye 19 olmak üzere f tipi cezaevlerine nakledilenlerin sayısı 524'e yükseldi. bayramdan önce f tipi cezaevlerinde kapalı görüş yapabilecekler. 2 kadın mahkûm kendini yaktı uşak e tipi cezaevi'nde, dhkp-c'li 2 kadın mahkûm kendini yaktı. hastanede tıbbi müdahaleyi reddedip yeniden cezaevine gönderilen kadın mahkûmlardan bazılarının durumu dün kötüleşti. jandarma kadınları hastaneye götürmek için koğuşa girmek isteyince ortalık karıştı. ölüm orucundaki dhkp-c'li berrin bıçkılar ile açlık grevindeki yasemin camcı, kolonyayla saçlarını tutuşturdu. vücutlarının büyük bölümü yanan kadınlar, ege üniversitesi hastanesi'ne götürüldü. vücutlarında yüzde 85 oranında yanık olduğu belirlendi.
devamını gör...

aptalca bahanelerle hayatına son verilen kadınlardan yalnızca biri. hoş böyle bir durumun aptalca olmayan bir bahanesi de olamaz. cinayet cinayettir.

bir toplumda bu kadar fazla katil * olması bir tek bana garip gelmiyordur, değil mi? benim bildiğim tek tük olur bu tipler bunca insan içerisinde. bizde elini sallasan ruh hastasına çarpıyor.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel giulio monteverde - the angel of the night (1885)
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
elektrik kesildi az evvel. bir planım vardı iptal etmek zorunda kaldım. kafamı yukarı kaldırıp ya sabır diye söylenirken, böyle bir manzaraya rastladım* o kadar güzeldi ki elimi uzatsam dokunacakmışım gibi. daha tadına doyamamışken de geri geldi elektrikler. bir sabır da onun için diledim. çok güzeldi çok. *
(bkz: keşke güzel bir kameram olsa)
devamını gör...

ilyas salman ve sarı mercedes

her sene yazın sınırlarda ki doluluk

artan yabancı plakalı araçların trafiğin annesini bellemeleri

gurbetçi türkçesi.
devamını gör...

hah, anlat bakalım şimdi.

bok mu vardı kendini öldürecek kadar içmeye?
hiç mi düşünmedin "arkamdan 4 çocuk, bir eş bensiz ne yapar?" diye?
düşünmedin di mi?
gerçi hangi düşünceni bizimle paylaştın ki sen? dışardan bakan herkes için harika bir adamdın, elinden her iş gelirdi, duygusaldın, fedakardın bla bla bla.
kafamdaki silik soluk hatıran bile 70'lik yeni rakı şişelerinin ardında gizli, tek tük kalan fotoğraflarında bile yüzün hiç gülmüyor, hep bir hüzün.
ne derdin vardı senin baba?
gözümüze soka soka ölecek kadar ne içirdi seni?
mezarının başında kaç kere sordum bu soruyu sana bilmiyorum.

derdin neydi baba?
devamını gör...

okuyan bir insanın esprisi de bir espriyi anlaması da farklı olur.
okumamış bir insanla sohbetin bile farklı olur.
konuşma tarzı, hareketleri, alışkanlıkları,
insanlarla olan ilişkileri bile farklı olur.

o yüzden okumak önmli ve güzel şey.
devamını gör...

bir talep.

yalnız uygulanabilirliği olmayan bir talep. bunun 2 nedeni var:
1- normal sözlük formatı ve kurallarında böyle bir olayı yasaklayan bir madde yok. herkes istediğine oy vermekte ya da herhangi bir olay olduğunda istediği kişiye* destek çıkmakta özgür. cephe almakta özgür olduğu gibi...
2- bunu yaparsanız birileri de çıkıp "troller de uçurulsun, ben rahatsız oluyorum" der. bir başkası da çıkar "uzun tanım yazanlar uçurulsun. okumak da görmek de istemiyorum" der. sözlükte yoldaş ile iko kalır sadece.

itirazın sebebi tam olarak nedir bunu anlamak lazım. sonuçta insanları engelleyebiliyoruz ve sinirimizi bozan yazarlar, profil sayfalarına girip bakmadığımız sürece bizim için görünmez oluyor. davranışlarını beğenmediğimiz kişileri görmesek de oluyor yani.

bazı yazarlara haksız yere karma puan artışı sağlıyor diye itiraz ediliyorsa ve mesela "benim yazdıklarımı oylamıyorlar, kankalarını oyluyorlar. takipçileri görme özelliği alacağım, bunlar yüzünden karmam artmıyor" diyen varsa, yazdıklarının içeriğini değiştirmekle işe başlayabilirler mesela. belki de oylanmıyor oluşlarının nedeni kankalarının yokluğuyla değil ne yazdıklarıyla ilgilidir. sabah akşam ona buna sataşan birinin sataşma entry'lerini şahsen ben oylamam*. normal konular hakkında yazıyorsa da daha önce gıcık olmuşsam bile kan davası gütmem, oylarım.

***

herkesi kendimiz gibi sanma ya da öyle olmalarını isteme yanılgısına düşüyoruz.

"ben şurada 2 gün konuştuğum kişiyi bu kadar övemem."

tamam sen övemezsin ama bir başkası över? onun karakteri ile seninki aynı olmak zorunda mı? ben de mesela gerçekte tanımadığım bir insana kalkıp burada nick altından ya da özel mesajdan sataşıp onunla ağız dalaşına girmem ama bunu yapanlar var. yapmasınlar istiyorum ama yapıyorlar. herkesi kendime benzetmeye çalışırsam ooo işimiz var!

***

son olarak; evet sırf sevdiğim için birinin her yazdığını oylamak bana da ters geliyor. ben yapmıyorum. sevdiğim yazarlar var tabii ki, uzaktan uzağa kanımın kaynadığı ama her yazdıklarına oy vermem. veriyorsam gerçekten onayladığım ya da beğendiğim bir şey yazmıştır. benim de her yazdığımın ezbere beğenilmesini istemem. fakat sırf bu sebepten sözlükten insan atmak da ne bileyim... sözlüğü dingo'nun ahırı gibi kullanan yazarlar dururken "şuna niye oy verdin?" diye yazar mı atılırmış?

bugün de kankacılık konuştuk vesselam! bakalım yarın hangi başlıkla çıkacak karşımıza...
devamını gör...

yüzme bilmeden denize atlamaktır. çırpınır durur varsa şansı biri tarafından kurtarılır yoksa boğulur. sağ salim çıktıysa deniz bugün dalgalıydı yoksa ben boğulmazdım der kurtarını pişman, kendini de maskara eder.
devamını gör...

istanbul'da bulunan, 4. yüzyılda inşa edilmiş kilise. kutsal havariler kilisesi ya da 12 havari kilisesi olarak da bilinir.
günümüzdeki fatih camii'nin yerinde bulunan alana, istanbul'un dördüncü tepesi üzerine başta i. konstantin kendisi için bir anıt mezar yaptırmış ve 337 yılında buraya defnedilmiş. 550 yılında ii. konstantin tarafından ikinci bir anıt mezar eklenen ve haç şeklinde bir planla tekrar kurulan kilise, bizans hükümdarları için 11. yüzyıla kadar anıt mezar görevi görmeye başlamış, bir çok bizans hükümdarı ve eşleri buraya defnedilmiş. buraya kutsal havarilerden aziz timotheos, aziz andreas ve aziz luka'nın kemikleri de gömülmüş. ayasofya kadar büyük olduğu düşünülen yapı, ayasofya'dan sonra en önemli ikinci kilise olarak biliniyor.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
1204'teki latin işgaliyle kilise yağmalanmış ve imparatorların lahitleri soyulmuş. 1296 yılındaki depremle de hasar görmüş olan kilise, istanbul'un fethinden sonra kısa bir süre için rum patrikhanesi olarak kullanılmış. bina harap bir durumda olduğu için patrikhane 1455'te taşınmış. 1461 yılında kilise tamamen yıkılarak bulunduğu alana kilisenin yıkıntıları da kullanılarak fatih camii ve külliyesi inşa edildi.
bu konuyla ilgili en ilginç nokta şu, fatih sultan mehmet'in türbesi de bu alanda bulunuyor. önce şuraya halil inalcık'tan bir alıntı ekleyeyim:

gerek türk gerekse bizans geleneğine göre, hanlığın veya imparatorluğun merkezine fiilen sahip olan kişi, imparatorluğun da haklı sahibidir. fatih, istanbul'u aldıktan sonra kendisini roma imparatorluğu'nun tek meşru varisi saydı.
j. languschi'ye göre ''(fatih'in) iddiasınca dünyada bir tek imparatorluk, bir tek iman ve bir tek hükümdarlık olmalı imiş. bu birliği kurmak için de dünyada istanbul'dan daha layık bir yer yok imiş. bu şehir sayesinde hıristiyan dünyasını hükmü altına alabilirmiş.''
o, hanlık, gazilik ve kayserlikte, her üçünde de evrensel hakimiyetin yolunu görmekte idi.
halil inalcık, devlet-i aliyye, i. cilt, s. 111

yüzyıllar boyunca bizans imparatorluğu'nun hükümdarlarının defnedildiği bu alanda, kendini roma imparatorluğu'nun meşru varisi sayan ve amacı bir cihan devleti kurmak olan fatih sultan mehmet'in türbesinin de bulunması çok ilginç değil mi?
günümüzde, kilisedeki imparatorluk lahitlerinin bazıları istanbul arkeoloji müzesi'nin bahçesinde, ana binanın önünde sergileniyor.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kaynak 1 kaynak 2
1. görsel kaynağı 2. görsel kaynağı: ben çektim.
devamını gör...

ay beni sevenler varmış. cidden mutlu oldum.... duygusal bi honki ponkiyim şu an... ben hepinizi seviyorum ki.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim