kitap alıntıları
sevgi, eşitlik ve özgürlük temeline dayanır. eğer taraflardan birinin boyun eğmesi ve bütünselliğini yitirmesi temeline dayanıyorsa, ilişki nasıl ussallaştırılırsa ussallaştırılsın, hangi kılıf altında gösterilirse gösterilsin , mazoşist bir bağımlılıktır.
özgürlükten kaçış-eric fromm
devamını gör...
kedi annesi
kedisini evlat gibi seven, her türlü ihtiyacını karşılayabilmek için kendi ihtiyaçlarını kısan kadınlara kedi annesi denir. çok da doğru bir ifadedir. aylardır kendime tek çöp almazken ona en kaliteli mamayı ve çeşit çeşit oyuncaklar alıp kısırlaştırma için deli gibi para biriktiriyorsam; geceleri yok burnu mu tıkanmış yok üşümüş mü yok rahat pozisyonda mı uyuyor diye başını bekliyorsam tabii ki kendimi annesi olarak görebilirim. bunun gerizekalılıkla alakasını çözemedim.
devamını gör...
arkadaşım diyebileceğimiz insan sayısının yüz elli civarı olması
eğer dostunuz yoksa yüz elli arkadaşa sahip olmanızın pekte bir önemi yoktur?
devamını gör...
epinefrin
adrenalin olarak bilinen, salgılandığında kalp atışını hızlandıran, damarları genişleten, kan basıncını artıran, göz bebeklerini büyüten hormon.
devamını gör...
daddy (yazar)
beni bir anda beğeni yağmuruna tutan eli bol güzide yazarımız. 'umarım okuyarak beğeniyordur' diye düşünürken yazdığım bir entrye cevap olarak güzel dileklerini ileterek okuduğunu ispatladı*. hep aramızda olsun. kendisine mutlu, sağlıklı bir ömür diliyorum.*
devamını gör...
yazarların yirmi beş bin tl ile yapacakları
tüm milletvekillerine çorba ısmarlardım. malum pek karınlarını doyuramıyorlar. çalışmaktan. bir de kravat hediye ederdim. hepsine.
devamını gör...
finallere çalışan sözlük yazarları
başta ben olmak üzere bıktığım bir durumdur. hele birde herkesin evde olduğu düşünülünce çalışmaya çalışmanın anlam bulduğu zaman dilimi..
devamını gör...
abdallar
anadolu'nun çeşitli bölgelerinde yaşam süren, hayatlarını davul zurna çalarak sürdüren göçebe topluluk. kırşehir'de bulunan "abdallar köyü" de bu topluluktan oluşmuştur.
devamını gör...
destansı besim tibuk alıntıları
“ben başkan olsam öyle mıy mıy başkan değil.. bir gecede 100.000 memuru işten atarım. bunu peşin peşin söyleyeyim de, beğenmeyen oy vermesin!”
devamını gör...
sevgilisine tektaş alamayan erkek
gerçek değeri 500-600 liradan fazla olmayan tektaşa, 6-7 bin lira vermeye gücü yetmeyen namuslu gençleri fakir diye ezmek moda oldu sanırım. ironi yapılmıyorsa çok acı bir durum.
devamını gör...
yaş ilerledikçe fark edilen şeyler
sizi terk etmeyecek olan(belki de edemeyecek, imkanı olsa onlar da gider) tek şey kendiniz ve yalnızlığınızdır.
bunu kabul etmeseniz bile mezara götürebileceğiniz yegane şey olduğunu öğrenirsiniz gün gelince. yalnız doğduk yalnız öleceğiz.
hayat insanın kendisi kadardır; siz ne kadarsanız hayatınız da o kadar olmaya başlar, hayatınız ne kadarsa siz de o kadar olmaya başlarsınız. illa somut bir şeyi görmeye gerek yok, zihnimiz kadarız hepimiz.
asla yapmam denilen şeyleri unutmamalı bir gün yaparken hatırlarız.
mutluluk olmasa da oluyor asıl aradığımız huzur.
dost yoktur, dostluk vardır. dostu bulan da çok azdır.
çoğu şey kişinin kendisinde biter.
hayat çoğu zaman daha kötü olmaya indekslidir.
bunu kabul etmeseniz bile mezara götürebileceğiniz yegane şey olduğunu öğrenirsiniz gün gelince. yalnız doğduk yalnız öleceğiz.
hayat insanın kendisi kadardır; siz ne kadarsanız hayatınız da o kadar olmaya başlar, hayatınız ne kadarsa siz de o kadar olmaya başlarsınız. illa somut bir şeyi görmeye gerek yok, zihnimiz kadarız hepimiz.
asla yapmam denilen şeyleri unutmamalı bir gün yaparken hatırlarız.
mutluluk olmasa da oluyor asıl aradığımız huzur.
dost yoktur, dostluk vardır. dostu bulan da çok azdır.
çoğu şey kişinin kendisinde biter.
hayat çoğu zaman daha kötü olmaya indekslidir.
devamını gör...
çıplak bir insanla yapılabilecek en zevkli şey
devamını gör...
domestic hıyar
her gördüğümde aklıma domestos gelen yerli yazar; içindeki güzellikler hiç solmasın. hep mutlu kal*
devamını gör...
yazarların unutamadığı film replikleri
bilmem kac bin kez acip izledigim film repligidir...
müzeyyen: diyelim ki gitmedim. seninle beraber olmaya devam ettik. ne değişecekti?
arif: sabahları beraber uyanırdık. ben senden önce kalkardım. senin uyuyuşunu izlerdim, sonra sen uyanırdın. bana gülümserdin. sonra, sabahları çayı tek şekerli içtiğini, günün diğer saatlerinde şekersiz içtiğini biliyor olurdum, o ilk şekeri ben atardım çayına, zarifçe eritişini izlerdim. sonra, en çok boynundan öpülmeyi sevdiğini biliyor olurdum. sonra dışarı çıkardık. dışarda yağmur yağıyor olurdu. biz şemsiyeyi almazdık. sırılsıklam olurduk. sonra sen bana sokulurdun ama saçağın altına hiç girmezdik. sonra sen üşütürdün. ayakların buz gibi olurdu. ben sana en sevdiğin o mavi çoraplarını getirirdim. sonra bayramları babaannenin mezarını ziyaret etmeye giderdik. hayatta en sevdiğin kadın için ağlayışını izlerdim senin. hiçbir şey yapmazdım, gözyaşlarını silmezdim, seni teselli etmezdim. orada öylece ağlayışını izlerdim senin. başka insanların mezarlarının arasında dolaşarak, hayatın ne kadar şahane bir şey olduğunu düşünürdüm. sonra… sonra hiçbir şey yapmazdık. öylece otururduk. çok bilinmeyenli bu sorunun yanıtını arardık. hayat bizi yalancı çıkarana dek, bulduğumuz cevapları doğru sanırdık.
müzeyyen: diyelim ki gitmedim. seninle beraber olmaya devam ettik. ne değişecekti?
arif: sabahları beraber uyanırdık. ben senden önce kalkardım. senin uyuyuşunu izlerdim, sonra sen uyanırdın. bana gülümserdin. sonra, sabahları çayı tek şekerli içtiğini, günün diğer saatlerinde şekersiz içtiğini biliyor olurdum, o ilk şekeri ben atardım çayına, zarifçe eritişini izlerdim. sonra, en çok boynundan öpülmeyi sevdiğini biliyor olurdum. sonra dışarı çıkardık. dışarda yağmur yağıyor olurdu. biz şemsiyeyi almazdık. sırılsıklam olurduk. sonra sen bana sokulurdun ama saçağın altına hiç girmezdik. sonra sen üşütürdün. ayakların buz gibi olurdu. ben sana en sevdiğin o mavi çoraplarını getirirdim. sonra bayramları babaannenin mezarını ziyaret etmeye giderdik. hayatta en sevdiğin kadın için ağlayışını izlerdim senin. hiçbir şey yapmazdım, gözyaşlarını silmezdim, seni teselli etmezdim. orada öylece ağlayışını izlerdim senin. başka insanların mezarlarının arasında dolaşarak, hayatın ne kadar şahane bir şey olduğunu düşünürdüm. sonra… sonra hiçbir şey yapmazdık. öylece otururduk. çok bilinmeyenli bu sorunun yanıtını arardık. hayat bizi yalancı çıkarana dek, bulduğumuz cevapları doğru sanırdık.
devamını gör...
how i met your mother'dan akılda kalanlar
hev yuu met ted ?
devamını gör...
alyans içine yazılan yazılar
eşimin ismini yanlış yazmışlardı.. r yerine p yazdılar. sonra düzeltmelerini isteyince p'yi bildiğin kazıyarak r'ye cevırdıler. boylece yeni bir nickname i dogmus oldu sdfs
devamını gör...
sadece türkiye'de karşılaşılabileceği düşünülen şeyler
uğurlanırken havaya atılan asker adayının tutulamayarak yere çarpıp ölmesi.
yaşanmış bir olaydır.
başka ülkede belki asker uğurlaması olabilir. uğurlarken havaya atıp tutmak sadece bize özgüdür.
yaşanmış bir olaydır.
başka ülkede belki asker uğurlaması olabilir. uğurlarken havaya atıp tutmak sadece bize özgüdür.
devamını gör...
yazarların çocukluk travması
(bkz: kuranı yırtan kız) zannedersem dördüncü sınıftayken bir arkadaşımın tavsiyesiyle izlemiştim. sekizinci sınıfa kadar tek başıma uyumak adeta kabus olmuştu.
devamını gör...
vay anam vay neler dönmüş serhat ya
devamını gör...