özel mülklerin kamu mülkiyeti ile değiştirilerek temel üretim araçları ve doğal kaynakların halkın kontrolünde olmasını ve sınıf farkını ortadan kaldırarak devletsiz bir toplum düzeni kurmayı amaçlayan ekonomik ve politik öğretidir.

latince'de "ortak, müşterek" anlamına gelen communis kelimesinden türeyen komunizm kavramının ortaya çıkışı karl marx ve friedrich engels tarafından yazılan komünist manifesto isimli eser aracılığıyla olmuştur. kelimenin sözlük anlamı bütün malların ortaklaşa kullanıldığı ve özel mülkiyetin olmadığı toplum düzeni şeklindedir.

komünist düşüncenin tam anlamıyla doğuşu paris sosyalistlerinin fransız hükümetine başkaldırmasıyla olmuştur. sosyalist topluluk komünist hükümet kurma girişiminde bulunsa da kurulan hükümet fransız ordusu tarafından yok edilmiştir.

gerçekleşen bu başarısız girişimin ardından 1917 yılında vladimir lenin önderliğinde bolşevikler rus monarşisi ve feodal sistemini devirmiştir.

yine lenin önderliğinde 1922 yılında sovyet sosyalist cumhuriyetler birliği kurulmuştur. sscb'nin kurulumunun ardından, lenin'in ölümüyle birlikte lev troçki ve joseph stalin'in destekçileri olarak ikiye bölünen sscb bir süre sonra stalin'in kontrolüne geçmiş ve troçki 1929 yılında sürgün edilmiştir. bu dönemde sscb komünist bir birlikten çok yarı sosyalist bir diktatörlüğe evrilmiştir.

çin'de mao zedong önderliğinde bir komünist devrim yapılsa da stalin dönemindeki sscb'den bir farkı olmamıştır.

bir sonraki büyük devrim, 1959 yılında fidel castro ve she guevara'nın batista rejimini yıkmasıyla gerçekleşmiştir.

son olarak, 1990 yılında sscb'de yaşanan bozulma ve ayrılıklar sebebiyle komünizmin etkisini yitirdiği düşünülse de komünist hareket aktif bir şekilde varlığını sürdürmektedir.
devamını gör...

söyleniş şekline göre beğendiğim kelime.
devamını gör...

bu da bugüne özel olsun:

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

hortlatırım başlığı solda
gören illaki yazar, olmaz iflah
durmayan bir trende gidiyoruz
nasıl yapılacak siftah?
devamını gör...

doğa bir banka olsaydı, onu çoktan kurtarmışlardı. eduardo galeano
devamını gör...

neden bu kadar ön yargılı davrandığınızı anlamadığım durum.

senelerce hayalini kurduğu bir nesneye sahip olmuş birinin mutluluk anında anı olarak çektirdiği fotoğraf olabilir bu.

arabasıyla fotoğraf çektiren denilince aklınıza eli tespihli, parlament mavisi bmw sahibi adamlar geliyorsa yaşadığınız ilçeyi değiştirin derim.

yoksa tıpkı gökyüzünün fotoğrafını çekmek gibi normal bir durumdur.
devamını gör...

iltifat edeceğim derken kaş göz yaranların sözleridir.
birine hiç sen büyük bir avm'de organik ürünler satan küçük dükkan gibisin denir mi?
devamını gör...

o kadar kişinin ölümünde birinci dereceden sorumlu olan mütahit şuan dışarda elini kolunu sallayarak gezmektedir.ülkedeki hukuk anlayışını her 17 ağustos'ta istemsizce sorgularım.allah tekrarını yaşatmasın.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

atatürk olup bütün islâmcıların kökünü kuruturdum.
devamını gör...

ne ekersen onu biçersin deyiminin kafa sözlük karşılığı.
devamını gör...

fazla insan insanın çevresinde de zihninde de kaos oluşturur bence. özellikle günümüzde insanlar çoğunlukla anlatmak için arkadaş oluyor, paylaşmak için değil. bu nedenle de hem kaostan kaçmak için hem de ağlama duvarı olmamak için sadece bir şeyler paylaştığım insanları tutuyorum hayatımda. bundan da gayet memnunum.
devamını gör...

sağlıklı olduğunu hatırlamak. canınız aşırı sıkkınken bir anda aman ya çok şükür sağlıklıyım dersin ve hayat devam eder. klişedir ama gerçekten allah kimseyi sağlıkla imtihan etmesin.
devamını gör...

bir bar taburesi üstünde babamın öldüğü yaştayım...
devamını gör...

yaşlı bir adamın kendini ikna etme çabası ve sanrıları. bazı ilkel toplumlarda dahi görülebilen benzer ahlak kuralları çerçevesinde hareket etme durumunu iç dinamiklere değil de dışarıdan gelen bir itici güce bağlayan voltaire açık ara sayfalar boyunca durmaksızın saçmalıyor. bir noktaya kadar kendimce mantık çerçevesinde değerlendirmeye çalışsam bile bu hususta kal geldi artık. pek çok sanatkârın, yazarın ve filozofun geç dönem eserleri şüphesiz şaheser niteliğindedir zira bunca yılın yetkinliği ve birikimi ama haklı ama haksız kendi ekollerinin güçlü örneklerini vermelerini sağlar -elbette bu bir genelleme ve aksinin görüldüğü durumların da epey yaygın olduğunu kabul etmem gerekir- meyve artık ham değil, olgunlaşmıştır. gel gelelim voltaire eser boyunca huysuz yaşlı bir adam gibi kolayca çürütülebilecek düşüncelerine yalnızca kendi kendini inandırmaya çalışıyor gibi görünüyor. en anlamsız eylemlerimize ve fikirlerimize bile onlar üzerine yeterince düşünürsek kendimizce makul sebepler bulabileceğimiz gerçeğine ve hatta tuzağına, bu kadar yetkin bir filozofun kapılması talihsizlik mi yoksa bu durum olağan mı bilemiyorum.

tarafsızca baktığım zaman; filozof ve toplum ilişkisi hakkındaki görüşlerini kısmi bir gerçeklik ve gözlem ürünü olarak kabul edebilirim ki bu düşüncemde etkin rol oynayan şey; feuerbach üzerine tezler'de marx'ın üzerinde durduğu: filozofların dünyayı çeşitli biçimlerde yorumladığı ama esas meselenin onu değiştirmek olduğu düşüncesine yakın bir görüşte duruyor olmam. voltaire'nin kendine has iğnelemelerinin ve tespitlerinin yer yer güldürdüğünü de inkar edemem fakat hepsi bu.
devamını gör...

gözlerin ışığa karşı aşırı duyarlı olma durumu, ışık hassasiyetidir. hafif durumlarda kişi parlak ışıklı bir ortamda gözlerini kısar. daha ileri boyutlarda ise hemen hemen her tip ışık kişiyi rahatsız eder, acı verir. ileri boyutlarda ayrıca baş ağrısı, bulantı ve kusma da görülebilir.

fotofobi bir göz hastalığı değildir. ancak gözlerde oluşmuş enfeksiyon veya iltihaplanma gibi önemli sorunların belirtisi olabilir. fotofobi nedenleri arasında, kornea aşınması, üveit, retina dekolmanı,kontakt lens tahrişleri, güneş yanığı ve refraktif cerrahi sayılabilir. ayrıca açık göz rengine sahip kişiler daha fazla ışık hassasiyeti yaşayabilirler.
devamını gör...

başı öne eğdiren* duygulardır. utanç, mahcubiyet, korku..

böyle durumlarda muhatabımız olan kişi dışında gözümüzü çevirdiğimiz her yer boşluktur. bazen o boşluk bir halı desenidir, bazen duvarla yerin birleştiği köşedir. hatta bazen yuvasına ilerleyen bir karıncayı seyretmek bile boşluğa bakmaktır bizim için. sonra ellerimiz. kendi ellerimiz de boşluğa dönüşebilir, dizlerimizin üstünde birleştirip uzun uzun seyrederiz.

o anlarda baktığımız yerde ne olduğunu düşünmeyiz. gözümüz açıkken görmemeyi sağlamanın bir yoludur sadece. söyleyecek bir şeyimiz yoksa o anın bitmesini beklediğimiz, söyleyecek sözümüz varsa yüz ifademizi gizlediğimiz bir kaçış anı.
devamını gör...

daha geçen hafta 4 yaşındaki yeğenimin kreşinde düzenlenen bahara merhaba partisinde bile yorulana kadar dans etmek ve kostümle gelmek şartı vardı.*
devamını gör...

tarihteki yerini 86 daki nükleer reaktör patlamasıyla almış nam ı diğer hayalet şehir.
tv serisini büyük bir heyecanla açıp ingiliz aksanıyla konuşan ukrayna lilari görünce yapacağınız işi s...m deyip aynı hızla geri kapattım. maalesef bir yapımda bu dil meselesine kafayı takıyorum. hele ki tarihi bir hadise anlatıyorsun, konsantre rusça duymak isterken neredeyse, oi mate! şeklinde koyu londra aksanı duyacağız..millet bu kısma takilmamis seriye tavan puan vermiş ama ben tahammül edemiyorum. beni baştan kaybediyor.
devamını gör...

(bkz: fakirlerin uğramadığı başlıklar)
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim