alttaki yazara bir mesaj bırak
alttaki sayın yazar a sağlık, sevgi ve hoşgörü dolu günlerinin olmasını temenni ediyorum.
devamını gör...
kafa sözlük ocak ve şubat ayı istatistiklerindeki düşüş
yanlış bir değerlendirmedir zira tanım sayısı ocak ayında aralık ayına göre yükselmiştir. şubat sonunda da ne olacağı belli değildir daha şubat'ın başı.
yeni üye konusunda bir düşüş yaşanmış o da normal. çaylaklık sistemi vs. devreye girdi. üye olacak büyük bir kısım zaten aralık ayında üye olmuştu. tabii aralık ayında o kadar yüksek olmasının sebebi olarak ekşi sözlük ve orada sözlükten bahsedilmesi gösterilebilir.
yeni üye konusunda bir düşüş yaşanmış o da normal. çaylaklık sistemi vs. devreye girdi. üye olacak büyük bir kısım zaten aralık ayında üye olmuştu. tabii aralık ayında o kadar yüksek olmasının sebebi olarak ekşi sözlük ve orada sözlükten bahsedilmesi gösterilebilir.
devamını gör...
yazarların en ünlü etkileşimi
lisede bir hocamız bizi fatih ürek'in olduğu bir programa seyirci olarak götürmüştü ve fatih ürek de diğer sınıf arkadaşlarım arasında minyon kaldığım için midir bilmem gelip yanağımdan makas almıştı sınıf arkadaşlarım bir hafta defterlerime fatih yazıp kaçtı
devamını gör...
komşu gürültüsü
üst katınızda 1.5 yıldır bitmek bitmeyen tadilat varsa bayar.şu an olduğu gibi.
devamını gör...
kafa açan kesitler kadınlar günü özel
“kadınlar birlikte güçlüdür.” evet hep beraber daha güçlüyüz sevgili kadınlar. hepimiz en yakınımızda; gördüğümüz, duyduğumuz, bildiğimiz ve ihtiyacı olan hemcinsimize dokunsak iyilikle, yardımla birçok şeyi değiştirebiliriz. hep birlikte çok güçlüyüz ve bizi anlayan, değer veren, saygı duyan erkeklerin de desteği ile daha da güçlüyüz. sevgili (bkz: kadıköy beyfendisi) ‘ne bu özel günde hazırladığı bu anlamlı kesit ve verdiği destek için tüm kadınlar adına teşekkür ederim. emeğine sağlık.
devamını gör...
kaşar peynirinin yakıştığı yemekler
domates çorbası. inanılmaz bir şeysin.
devamını gör...
eğitim hayatı boyunca en sevilen ders
lise mezunu olduğum ve henüz üniversiteye başlamadığım için 12. sınıfa kadar olan derslerden bazılarını yazacağım başlıktır. birden çok olduğu için tek bir tane yazamam maalesef.
1) demokrasi ve insan hakları (lise)
2) hayat bilgisi (ilkokul)
3) felsefe (lise)
4) edebiyat (lise)
5) tarih (lise).
1) demokrasi ve insan hakları (lise)
2) hayat bilgisi (ilkokul)
3) felsefe (lise)
4) edebiyat (lise)
5) tarih (lise).
devamını gör...
haytarma
haytarma, kırım tatar türklerinin milli halk oyunudur. konusu doğa olan bu dans kırım ve çevresindeki halkların düğünlerinde sıkça görülür. geri dönüş anlamına gelen bu halk oyununu son zamanlarda ülkemizdeki düğünlerde de görmek mümkündür.
haytarma filmi ise 1944 kırım tatar sürgününü konu alarak, "bağımsız devletler topluluğu ve baltık devletleri en iyi film ödülünü" kazanmıştır. haytarma filmi
haytarma filmi ise 1944 kırım tatar sürgününü konu alarak, "bağımsız devletler topluluğu ve baltık devletleri en iyi film ödülünü" kazanmıştır. haytarma filmi
devamını gör...
çok mutsuz olmasına rağmen gülebilen insan
etrafındakileri dertleriyle rahatsız etmek istemeyen insandır.
devamını gör...
yürünen en uzun mesafe
evden okula yürümüştüm. karneyi geç dağıtıyorlardı, sahilde yürürüm diye düşünerek binmedim toplu taşımaya. haliçin de pek bi albenisi yok ama napalım elimizde bu var. 1 saat falan sürmüştü sanırım.
devamını gör...
mahlassızım
en en en favori yazarim. tanimlamalari kitap gibi ogretici. ya o kibarligi, naifligi ve hos sohbetine ne demeli? her anlamda dort dortluk biri. yazdiklarini okumakta, tanismakta zevkti benim icin. "guzel insanlar" listeme birini daha ekledim, mutluyum...
devamını gör...
internetten tanışıp sevgili olmak
21. yüzyılın görücü usulü olarak güncellenebilir, tek fark görücünün kendisi olmasıdır.
devamını gör...
yök anadolu projesi
bu sistem hakkari üniversitesi'ni yükseltmez, hacettepe'yi düşürür. verimli olacağına inandığım sistemi buraya yazayım da ilerde bir gün yapılırsa biz söylemiştik deriz. öncelikle küçük bir üniversitede okuyan öğrencinin büyük üniversiteden ders alabilmesi demek büyük üniversitedeki öğrencilerin başarısını ve ders verimini aşağı çeker. sen küçük üniversitedekilere büyük üniversiteden ders alabilirsin dersen o üniversite küçük olarak kalmaya devam eder. en verimli çözüm akademisyenlere ünvan alabilmeleri için bir senelik zorunlu görev yüklemektir. dr, doçent olabilmek için doçent profesör olabilmek için, profesörde görev uzatabilmek için hayatlarında bir kere kurayla belirlenecek şekilde bir anadolu üniversitesi'ne gidip iki dönem eğitim vermelidir. hem akademisyen ülkenin gerçeklerinin farkına varır hem de küçük üniversitede okuyan öğrenci büyük bir üniversiteye de gitsem zaten bu hocalardan biri gelecekti dersime diyerek kendini avutur.
devamını gör...
geceye bir erkek yalanı bırak
devamını gör...
henceforth dance radyo yayını
biraz geç de olsa yakaladığım, unutulmaz ve bir döneme damgasını vurmuş parçaların/şarkıların yer aldığı program. an itibariyle hareketli şarkılar çalıyor ama ben yine de duygulanıyorum eskilere olan özlemden dolayı...
"eskiler alıyorum
alıp yıldız yapıyorum
doksanlar pop ruhun gıdasıdır
doksanlaraa bayılıyorum..."
"eskiler alıyorum
alıp yıldız yapıyorum
doksanlar pop ruhun gıdasıdır
doksanlaraa bayılıyorum..."
devamını gör...
kova burcu
zodyak’ın 12 burcunun on birincisi kova burcudur. 21 ocak – 18 şubat tarihleri arasında doğanlar bu burca mensuptur.
--- alıntı ---
sembolü: kova
elementi: hava
olumlu özellikleri: bağımsız, özgün, insani, açık fikirli, adil, mantıklı
olumsuz özellikleri: tavizsiz, gösterişçi, söz tutmama
en sevdiği şeyler: arkadaşlarıyla eğlenmek, yardım etmek, entelektüel ortamlar, bilim-kurgu, bağımsız filmler
nefret ettiği şeyler: sınırlar, kırıcı sözler, yalnızlık, sıkıcı insanlar, karşıt görüşlü insanlar, adaletsizlik, ilgi manyağı insanlar
gizli tutkuları: tamamen özgür olmak
güçlü yanları: özgün fikirler üretebilmek, hızlı öğrenmek, yeniliklere açık olmak
zayıf yanları: hevesinin çabuk kırılması, alıngan olmak, mesafeli olmak
--- alıntı ---
--- alıntı ---
sembolü: kova
elementi: hava
olumlu özellikleri: bağımsız, özgün, insani, açık fikirli, adil, mantıklı
olumsuz özellikleri: tavizsiz, gösterişçi, söz tutmama
en sevdiği şeyler: arkadaşlarıyla eğlenmek, yardım etmek, entelektüel ortamlar, bilim-kurgu, bağımsız filmler
nefret ettiği şeyler: sınırlar, kırıcı sözler, yalnızlık, sıkıcı insanlar, karşıt görüşlü insanlar, adaletsizlik, ilgi manyağı insanlar
gizli tutkuları: tamamen özgür olmak
güçlü yanları: özgün fikirler üretebilmek, hızlı öğrenmek, yeniliklere açık olmak
zayıf yanları: hevesinin çabuk kırılması, alıngan olmak, mesafeli olmak
--- alıntı ---
devamını gör...
babaya mektup
üzerimizde bir gölge ile büyürüz biz erkekler. yaş aldıkça yaşlanmamak kadınlara özgü bir kapristir elbette ama yaş alsak da yaşlanamamak sadece erkeklerin harcıdır. ne kadar büyürsek büyüyelim bir demokles kılıcı sallanır tepemizde. ne zaman tepemize ineceğini bilemeden, şeytan azapta yaşarız. yaptıklarımız, hep bizden önce, bize çok benzeyen bir adamın hayatının sağlamasıdır çoğu zaman, ya da o adamın yaşadığı hayatın eksiklerini gidermek için piyasaya sürülmüş deneme sürümü gibiyiz sanki. biz büyümeye başlamadan önce babamızın sadece ayaklarını görebilecek kadar aşağılarda kalırız, büyüdükçe belki dizlerine kadar ulaşabiliriz, her halükarda onu ulaşmak için yukarı bakmak zorundayızdır ama biz onun karşısında başımız öne eğeriz. bu yüzdendir ki bir baba ile oğulun göz teması kurması enikonu imkansızdır. siz hep onun önceden yaşamış olduklarını yaşadığınız için, sürekli uyarılırsınız. “biz de zamanında neler yapmadık”lı cümleler kakılır başımıza. “biz sizin yaşınızdayken”li öğüt ve mesaj içerikli cümleler çarpar, sakarlığa meyyal zihnimize.
bir türlü derdini anlatamazsın. çünkü ona karşı sarf edebileceğin cümleler yoktur. savunmaya geçemezsin, kendini anlatamazsın, farklı bir adam olduğunu veya olmaya çalıştığını ifade edemezsin. o dediğim dedik adam, ne kadar büyürsen büyü, hep büyüyünce anlayacağımız cümlelerle savunurlar kendilerin, eğer savunma ihtiyacı duyarlarsa. duymazlarsa eğer sadece üstten bakan bir gülümseme belirir dudaklarının kenarında, bizim bir ucundan tutunup uçurumdan düşmemek için dua ettiğimiz bir gülümseme.
sonra kendi kişiliğin oluşmaya başladığında onun gibi bacak bacak üstüne attığını görürsün, sigarayı onun gibi içersin, onun gibi yürürsün, onun gibi tutarsın çay bardağını ve bu yaptıklarını farkında olmadan yaparsın. fark ettiğinde içinden sarkan buzullar yerle bir olup bulundukları yerden düşüp ve düştüğü yer yine senin içindir.
dünyanın gelmiş geçmiş en büyük yazarı olan franz kafka, bu dertten en çok mustarip olan yazarlardan biridir. elbette başka isimler de vardır, dumas’yı sayabiliriz mesela. ama hiçbiri kafka kadar bu etkinin altında ezilmemiştir. kafka babasının karşısında o kadar küçülmüştür ki hayatı boyunca, kendinin onu karşısında “hamamböceği” olarak gördüğü bile olmuştur. kendi fiziksel yetersizlikleri karşısında, babasının olymposvari fiziği daha da fazla ezilmesine neden olmuştur. kafka babasına karşı içinde büyük bir korku beslemektedir. hatta bu korku o dereceye varmıştır ki, yazı yazarken bile ondan korkmayı sürdürmüştür:
“şimdi sana yazıyla yanıt vermeye kalkıyorsam, bu yanıtta da yine pek çok boşluk kalacak, çünkü söz konusu nedeni kaleme alırken, senden duyduğum korku ve bunun yol açacağı sonuçlar sana karşı özgür davranmaktan beni alıkoyacak, konunun büyüklüğü belleğimle zeka gücümü enikonu aşacaktır. “
kafka için babası önünde duran büyük bir duvarlar dizisidir. en önde duran duvarı aşsan da arkasında daha büyük bir duvar belirir ve bu döngüsel bir intihara dönüşene kadar sürer. baba imajından asla kurtulamaz kafka, her an aklındadır, her an önündedir, her an onun için bir engeldir.
“bazen dünya haritasının önüme serilmiş olduğunu ve senin boylu boyunca üzerine uzandığını hayal ediyorum.”
kafka, babasına yazdığı bu büyük ve uzun mektupta bile yeterince açık olmayı başaramamıştır, hep aralık bir kapının ardından seslenir gibi ulaşmaya çalışmıştır babasına. yazı sürecinde babasının etkisinin büyük olduğunu düşünürsek belki bu babaya teşekkür borçluyuzdur.
bir türlü derdini anlatamazsın. çünkü ona karşı sarf edebileceğin cümleler yoktur. savunmaya geçemezsin, kendini anlatamazsın, farklı bir adam olduğunu veya olmaya çalıştığını ifade edemezsin. o dediğim dedik adam, ne kadar büyürsen büyü, hep büyüyünce anlayacağımız cümlelerle savunurlar kendilerin, eğer savunma ihtiyacı duyarlarsa. duymazlarsa eğer sadece üstten bakan bir gülümseme belirir dudaklarının kenarında, bizim bir ucundan tutunup uçurumdan düşmemek için dua ettiğimiz bir gülümseme.
sonra kendi kişiliğin oluşmaya başladığında onun gibi bacak bacak üstüne attığını görürsün, sigarayı onun gibi içersin, onun gibi yürürsün, onun gibi tutarsın çay bardağını ve bu yaptıklarını farkında olmadan yaparsın. fark ettiğinde içinden sarkan buzullar yerle bir olup bulundukları yerden düşüp ve düştüğü yer yine senin içindir.
dünyanın gelmiş geçmiş en büyük yazarı olan franz kafka, bu dertten en çok mustarip olan yazarlardan biridir. elbette başka isimler de vardır, dumas’yı sayabiliriz mesela. ama hiçbiri kafka kadar bu etkinin altında ezilmemiştir. kafka babasının karşısında o kadar küçülmüştür ki hayatı boyunca, kendinin onu karşısında “hamamböceği” olarak gördüğü bile olmuştur. kendi fiziksel yetersizlikleri karşısında, babasının olymposvari fiziği daha da fazla ezilmesine neden olmuştur. kafka babasına karşı içinde büyük bir korku beslemektedir. hatta bu korku o dereceye varmıştır ki, yazı yazarken bile ondan korkmayı sürdürmüştür:
“şimdi sana yazıyla yanıt vermeye kalkıyorsam, bu yanıtta da yine pek çok boşluk kalacak, çünkü söz konusu nedeni kaleme alırken, senden duyduğum korku ve bunun yol açacağı sonuçlar sana karşı özgür davranmaktan beni alıkoyacak, konunun büyüklüğü belleğimle zeka gücümü enikonu aşacaktır. “
kafka için babası önünde duran büyük bir duvarlar dizisidir. en önde duran duvarı aşsan da arkasında daha büyük bir duvar belirir ve bu döngüsel bir intihara dönüşene kadar sürer. baba imajından asla kurtulamaz kafka, her an aklındadır, her an önündedir, her an onun için bir engeldir.
“bazen dünya haritasının önüme serilmiş olduğunu ve senin boylu boyunca üzerine uzandığını hayal ediyorum.”
kafka, babasına yazdığı bu büyük ve uzun mektupta bile yeterince açık olmayı başaramamıştır, hep aralık bir kapının ardından seslenir gibi ulaşmaya çalışmıştır babasına. yazı sürecinde babasının etkisinin büyük olduğunu düşünürsek belki bu babaya teşekkür borçluyuzdur.
devamını gör...
akira
akira hem mangasıyla hem de animesiyle çağ açmış bir yapıt. bilim kurgu dünyasında çok büyük eserlere esin kaynaklığı yapmış bulunmakta. japonya toplumunu ve siyasetini eleştirirken geniş evrensel mesajları da bizlere iletmeyi ihmal etmiyor. yakın tarihe baktığımızda japonya ve türkiye'nin birbirine çoğu konularda çok benzediğini görüyorsunuz. özelde japonya genelde insanları ve insanlık kavramını eleştiren ve bu konu üstünde bizlere yeni bakış açıları kazandıran akira animesini türkiye halkının izleyip anlamaya çalışıp kendilerine ders çıkartmaları ve örnek almaları gerektiğini düşünüyorum. anlaşılması güç bir animedir ayrıca manga çizimleri de harikadır.
(bkz: katsuhiro otomo)
alakalı videolar
(bkz: katsuhiro otomo)
alakalı videolar
devamını gör...
keşke yanımızda olsaydı dediklerimiz
anneannem ( ışıklar içinde uyu mavişim)
devamını gör...
sen bir aysın
sen bir ayısın diye okuduğum için her şeyi mahvettigimi dusundurdu...
guzelmis bu arada.
simdi boş atmayalim az biraz sözlerini atalim ilgili türkünün;
sen bir аysın ben kаrа gece
gel derim gel derim gel derim
bu cаn senin sersebil ettim
al derim аl derim аl derim
guzelmis bu arada.
simdi boş atmayalim az biraz sözlerini atalim ilgili türkünün;
sen bir аysın ben kаrа gece
gel derim gel derim gel derim
bu cаn senin sersebil ettim
al derim аl derim аl derim
devamını gör...