türkiye'de binaların çok çirkin olması
yani, çok şükür, diğer ülkelere gidemesek de en azından elimizin altında internet var, diğer ülkelerin sokaklarında gezebiliyoruz. arkadaş, yemin ediyorum, ben bu kadar çirkin binalar görmedim, aradım taradım kendimi avutmak için, vallahi yok billahi yok. görebileceğimi de düşünmüyorum. hani, en çirkin binaları seçiyoruz diye bir yarışma yapsalar dünyada, açık ara farkla birinciyiz. hiçbir kuşkum yok. sonra da bununla övünürüz, buna da kuşkum yok.
bu kadar birbirinden alakasız, hiçbir dokusu olmayan, ne çevreye uyuma ne de kullanışlılığa sahip yapılar bütünü görmedim. özellikle istanbul, tam bir rezalet abidesi. atatürk dirilse baştan kurdurur şehri. şöyle olmuş sanki, bir kurul toplanmış, demiş ki: "abi, ne yaparsak memleketin içine edebiliriz?" bunun üzerine kafa yorup sonuç olarak da bu binaları ortaya koymuşlar gibi.
bu durumun tabii ki birçok sebebi var. diğer tanım yazan arkadaşlar açıklamışlardır. sonuç olarak üzücü.
bu kadar birbirinden alakasız, hiçbir dokusu olmayan, ne çevreye uyuma ne de kullanışlılığa sahip yapılar bütünü görmedim. özellikle istanbul, tam bir rezalet abidesi. atatürk dirilse baştan kurdurur şehri. şöyle olmuş sanki, bir kurul toplanmış, demiş ki: "abi, ne yaparsak memleketin içine edebiliriz?" bunun üzerine kafa yorup sonuç olarak da bu binaları ortaya koymuşlar gibi.
bu durumun tabii ki birçok sebebi var. diğer tanım yazan arkadaşlar açıklamışlardır. sonuç olarak üzücü.
devamını gör...
astral seyahat
bilincin açık olduğu, bedenin değil de ruhun yolculuğa çıktığı seyahattir. korktuğum için yapamadığımı söylemek isterim.
okuyunca güzel gibi görünse de tehlikeli olmadığını kimse söyleyemez. ruh her an bedenden kopabilir ve başına buyruk dolaşmaya başlayabilir. bunn tıptaki adına bitkisel hayat diyebilirsiniz.
okuyunca güzel gibi görünse de tehlikeli olmadığını kimse söyleyemez. ruh her an bedenden kopabilir ve başına buyruk dolaşmaya başlayabilir. bunn tıptaki adına bitkisel hayat diyebilirsiniz.
devamını gör...
covid-19’u 30 saniyede tedavi eden ilacın müjdesi
ercüment ve oytun'u sahneye davet ediyoruz...
devamını gör...
komatsu
japon iş makineleri üreticisi olup, en büyük rakibi abd'li caterpillar firmasıdır. adını japonya'da ki komatsu şehrinden almaktadır. kelime anlamı: küçük (ko) çam ağacı (matsu) dır.
devamını gör...
yüksek puanlı bölümlerin kadınlarının çirkin olması
güzel/yakışıklı olsa akıllı değil, akıllı olunca güzel/yakışıklı değil.. ikisi bir arada olunca zaten bakmaz sana anca hayalde o.çay için çay içiniz ısınır.. herkes aynı dertten muzdarip.
edit: o başlığı kız diye açmış ben erkeği de kattım kusura bakmayın bizde de aynı dertler var.
edit: o başlığı kız diye açmış ben erkeği de kattım kusura bakmayın bizde de aynı dertler var.
devamını gör...
saniyelik salaklıklar
yan tarafından iki kişi geçiyor. bana dönük olan el kol hareketleri yapıyor. böyle el sallıyor gibi. ben de telefonla konuşuyorum bir taraftan da ona anlamadım gibi bi hareketler yapıyorum. sonra bana boş boş bakıp gittiler. sonradan fark ettim işaret dili ile birbirleriyle konuştuklarını.
devamını gör...
normal sözlük zirvesi
şu ana dek beni oraya getirecek kadar merak ettiğim kimse olmadığından ve kimin kimi merak edip geleceğini de merak etmediğimden, yapılması durumunda katılmayacağım zirve. kimlerin zirveyi "zırva"ya dönüştüreceğini de şimdiden tahmin edebiliyorum.
burada anonim olup olmamak pek de umurumda değil ama gizemli kalmak her zaman güzeldir. *
(bkz: pandemiden sonra kafa sözlük zirvesi)
işbu tanım kimseye sataşma ya da kimseyi aşağı görme gibi hadsiz duygular içermemektedir. yanlış anlamalar olmasın sonra.
burada anonim olup olmamak pek de umurumda değil ama gizemli kalmak her zaman güzeldir. *
(bkz: pandemiden sonra kafa sözlük zirvesi)
işbu tanım kimseye sataşma ya da kimseyi aşağı görme gibi hadsiz duygular içermemektedir. yanlış anlamalar olmasın sonra.
devamını gör...
aşk evliliği vs mantık evliliği
evlenmeyin diyorum..
devamını gör...
30 yaşına gelip de dişi hiç çürümemiş insan
var mı öyle bir allah'ın kulu?
devamını gör...
russian doll
bireyin içinden geçen ve içinden geçtiği tüm varoluşsal krizleri ve kendini gerçekleştirme sancılarını gülünç metaforlar üzerinden anlatan, terapide kendimi izlermişcesine kanepenin köşesine kısılıp sürece teslim olarak defalarca izlediğim, izlemelere doyamadığım netflix bilimkurgusu, uzun film gibi de bir oturuşta izlenebilen mini dizi.
ikinci sezonun çekimlerine geçtiğimiz mart başlandığı haberini okuyup, güncel çekim fotoğraflarını gözlerimle görünce pek sevindim.
ikinci sezonun çekimlerine geçtiğimiz mart başlandığı haberini okuyup, güncel çekim fotoğraflarını gözlerimle görünce pek sevindim.
devamını gör...
clara (yazar)
ben heidi gibi eteklerimi tutup dans ederken o gelip hüzünlü tebessümü ile beni hizaya getiriyor sanki. milyonlarca şiir, şarkı, yazar arasından neden hep benim en sevdiklerimi neden hep beni en çok yaralayanlari seçiyorsun? sen de mi keçileri peter'e kaptırdın ?
devamını gör...
tuhaf takıntılar
birinin beni beklediğini bildiğim zaman çişimi yapamıyorum. isterse yarım saat çişimi yapmak için uğraşayım, kendime telkinlerde bulunayım, yine yapamam. beni bekleyen kişinin beklemeyi bırakması ve bıraktığını söylemesi ve hatta mümkünse alanı terk etmesi gerekiyor.
devamını gör...
eğlencelerin sırrı
bir francisco casavella kitabıdır.
topluma ve zamana ayak uydurmak her zaman kolay olmayabilir. insanın içinde bulunduğu özel durumla ve özel konumu bazı şeyleri onun için başkaları için olduğundan daha zor bir hale sokabilir. dolayısıyla belki de normalleşme ve çağdaşlaşma bireysel birer olgudur.
dünyanın her yerinde 90’lar boyunca çocukluğunu yaşamış olan insanlar bilir ki faşist bir diktatörün ayrılmasının ardından başlayan normalleşme dönemi insanda ruh ve sinir sağlığı açısından onulmaz yaralar açabilir. insan tempoya uygun davranmakta zorlanabilir. hele de taşradan kalkıp bir metropole geldiyse.
daniel 15 yaşında olan ve köyde yaşayan bir gençtir. general franco döneminin ardından gelen döneme ailesi - annesi, babası ve dedesi- ile ayak uydurmaya çalışırken kendini bir anda barcelona’da bulur ve dedesinin ona anlattığı eğlencelerin sırrını aramaya koyulur.
işareti takip et ki dünya sana yetişemesin. yolumuzu bulmak için etrafa bakımsızımızda bize yol gösterecek işaretler her yana serpilmiştir. yeter ki bakmasını bilelim.
hah’ı işaretten tanı. bulduğumuz bu işaretler sadece mekana değil mekanı dolduran insanlara da ilişmiş olabilir, o yüzden kurtadam, kurtkadın, hahadam ve hahkadınları tanımak için tetikte olmak gerekir.
sırrı bilmesen bile koru. sır kendini açıl ettiğinde bazı kişisel felaketlere neden olabilir. o yüzden sırla ilgili kesin bir fikri olmasa da insan onu korumalıdır. aksi takdirde bu hayatına mal olabilir
muğlaklığa katlan. saydam bir dünyayı kirli bir cam etrafından takip etmeye çalışmak gibi imkansız bir göreve talip olduğumuz aklımızın bir köşesinde dursun ki bu muğlak durum bizi bizden etmesin.
acele et, kıpırdama. böyle çelişkili bir kural için benim yazacak bir paragrafım yok aslında, o yüzden ben acele edip zamanın kızına yetişmeyi ve bulunduğum yeri kaybetmemeyi tercih ediyorum.
konga dansı yaparken insanların arasına saklan. eğer eğlenmek niyetimizse konga olmazsa olmazdır ama kendimizi ayan etmenin de bir anlamı yoktur.
sırrın asla bitmeyeceğini kabul et. her öğrendiğiniz şeyle bilmediklerimizin ne kadar çok olduklarını görüp şaşkınlığa düştüğümüz bu zamanda sır asla son bulamayacaktır.
size eğlencelerin sırrını anlatmak isterdim ama böyle bir riske giremeyecek kadar çok seviyorum hayatı. iyisi mi siz kitabı alın ve sırrı kendiniz kovalamaya çalışın.
topluma ve zamana ayak uydurmak her zaman kolay olmayabilir. insanın içinde bulunduğu özel durumla ve özel konumu bazı şeyleri onun için başkaları için olduğundan daha zor bir hale sokabilir. dolayısıyla belki de normalleşme ve çağdaşlaşma bireysel birer olgudur.
dünyanın her yerinde 90’lar boyunca çocukluğunu yaşamış olan insanlar bilir ki faşist bir diktatörün ayrılmasının ardından başlayan normalleşme dönemi insanda ruh ve sinir sağlığı açısından onulmaz yaralar açabilir. insan tempoya uygun davranmakta zorlanabilir. hele de taşradan kalkıp bir metropole geldiyse.
daniel 15 yaşında olan ve köyde yaşayan bir gençtir. general franco döneminin ardından gelen döneme ailesi - annesi, babası ve dedesi- ile ayak uydurmaya çalışırken kendini bir anda barcelona’da bulur ve dedesinin ona anlattığı eğlencelerin sırrını aramaya koyulur.
işareti takip et ki dünya sana yetişemesin. yolumuzu bulmak için etrafa bakımsızımızda bize yol gösterecek işaretler her yana serpilmiştir. yeter ki bakmasını bilelim.
hah’ı işaretten tanı. bulduğumuz bu işaretler sadece mekana değil mekanı dolduran insanlara da ilişmiş olabilir, o yüzden kurtadam, kurtkadın, hahadam ve hahkadınları tanımak için tetikte olmak gerekir.
sırrı bilmesen bile koru. sır kendini açıl ettiğinde bazı kişisel felaketlere neden olabilir. o yüzden sırla ilgili kesin bir fikri olmasa da insan onu korumalıdır. aksi takdirde bu hayatına mal olabilir
muğlaklığa katlan. saydam bir dünyayı kirli bir cam etrafından takip etmeye çalışmak gibi imkansız bir göreve talip olduğumuz aklımızın bir köşesinde dursun ki bu muğlak durum bizi bizden etmesin.
acele et, kıpırdama. böyle çelişkili bir kural için benim yazacak bir paragrafım yok aslında, o yüzden ben acele edip zamanın kızına yetişmeyi ve bulunduğum yeri kaybetmemeyi tercih ediyorum.
konga dansı yaparken insanların arasına saklan. eğer eğlenmek niyetimizse konga olmazsa olmazdır ama kendimizi ayan etmenin de bir anlamı yoktur.
sırrın asla bitmeyeceğini kabul et. her öğrendiğiniz şeyle bilmediklerimizin ne kadar çok olduklarını görüp şaşkınlığa düştüğümüz bu zamanda sır asla son bulamayacaktır.
size eğlencelerin sırrını anlatmak isterdim ama böyle bir riske giremeyecek kadar çok seviyorum hayatı. iyisi mi siz kitabı alın ve sırrı kendiniz kovalamaya çalışın.
devamını gör...
toplu taşımada inmek istediğini tuhaf şekilde dile getirenler
kaptan köşede silkelen.
doktor köşede at beni.
başkan bizi bi sümkür.
bunlar benim kafama kazınanlar.
doktor köşede at beni.
başkan bizi bi sümkür.
bunlar benim kafama kazınanlar.
devamını gör...
yıllar sonra ekşi sözlük'te yazar olmak
an itibarıyla içinde bulunduğum durumdur.
peki artık umurumda mı? yoooo...
artık habitatım burası benim, fazlasıyla adapte oldum bu allahsız sözlüğe.
yine de eski sabırsız günlerimin hatırına birkaç tanım girmezsem ayıp olur, üvey evlat misali ayda yılda bir yazalım bakalım.
bunca yıldır almadığın hataydı ekşicim. yemin olsun bir tane geri zekalı bırakmazdım şimdiye oralarda. ama n'apcan işte?
peki artık umurumda mı? yoooo...
artık habitatım burası benim, fazlasıyla adapte oldum bu allahsız sözlüğe.
yine de eski sabırsız günlerimin hatırına birkaç tanım girmezsem ayıp olur, üvey evlat misali ayda yılda bir yazalım bakalım.
bunca yıldır almadığın hataydı ekşicim. yemin olsun bir tane geri zekalı bırakmazdım şimdiye oralarda. ama n'apcan işte?
devamını gör...
kağıt bir lira kullanmış nesil
iki ekmek parasıydı o zamanlar.
cips, kola ve çekirdek beraber alınabiliyordu. bir de meybuz.
edit: tamam efsane olsun.
cips, kola ve çekirdek beraber alınabiliyordu. bir de meybuz.
edit: tamam efsane olsun.
devamını gör...
kitap alıntıları
bu dünyanın kurallarını bir bedel ödemeden çiğneyemezsin.
kuşatma ve fırtına, leigh bardugo
kuşatma ve fırtına, leigh bardugo
devamını gör...
sen gel diyorsun
sözleri halk ozanı ali kızıltuğ'a , müziği aşık emrah mahlasıyla bilinen hamza başyurt' a ait eserdir. cem adrian düzenlemesini yapmıştır.
devamını gör...
geceye bir şiir bırak
"kuşkonmaz dallarına astım kendimi
sedir ağaçlarına gül yapraklarına
başımı taşlara vurdum
göz bebeklerimde büyük camlar parçalandı
tanrısal duygular içindeydim
bütün tanrısızlığımdan uzakta
bir kemiklerinin sertliğini aldım
bir teninin aklığını
sonra sıcaklığını dudaklarının
gel bak
sana bir tanrı getirdim
gel bak
bir tanrı yarattım senden."
ümit yaşar oğuzcan
sedir ağaçlarına gül yapraklarına
başımı taşlara vurdum
göz bebeklerimde büyük camlar parçalandı
tanrısal duygular içindeydim
bütün tanrısızlığımdan uzakta
bir kemiklerinin sertliğini aldım
bir teninin aklığını
sonra sıcaklığını dudaklarının
gel bak
sana bir tanrı getirdim
gel bak
bir tanrı yarattım senden."
ümit yaşar oğuzcan
devamını gör...
