1.
mitolojik hikayeler dizisinin ilk kitabıdır, yazarı andrew lang'dir.
kitap o kadar akıcı ki, ince olmasından ötürü değil meraktan elinize aldığınız gibi bitiriyorsunuz. yine de söylemeden geçmemek gerek, sanırım çeviriden kaynaklı olsa gerek kopukluk ve anlatım bozukluğu da dikkatimi çekti.
bir merlin aşığı ve kral arthur sapığı olarak, gönlümün sir lancelot'a da her daim ait olması sebebiyle okurken en zevk aldığım kitaplardan biri oldu.
bu kitap halk içerisinde tıpkı bizim kahramanlık hikayelerimiz gibi anlatılan hikayelerden, yazıya dökülenlerden derlenmiş bir kitaptır. internette farklı, kitapta farklı geçen olay örgüsü bu yüzden şaşırtıcı değil. daha evvel excalibur başlığında bu ikileme değinmiştim.
kral arthur, merlin ve yuvarlak masa şövalyeleri gerçekten yaşamış mıydı bilinmez. yaşadıklarına inanıyorum. evet yaşadılar.
kitap arthur'un nasıl kral olduğu ile başlıyor. taştaki kılıç şövalyeler tarafından çekilmeyi beklemekte. kral uther pendragon ölmüş ve ülkede kaos hakimmiş. tam bu esnada turnuva düzenleniyor ve böylece arthur taştaki kılıcı çekerek tarih sahnesine çıkıyor. buradan sonra merlin onun danışmanı oluyor, excalibur kılıcına geçiyoruz sonrasında.
en sevdiğim bölümlerden biri yuvarlak masa şövalyelerinin toplandığı bölüm oldu. kral arthur'un babası uther pendragon'un cameliard kralına hediye ettiği yuvarlak masayı, kralın kızı kraliçe guinevere ile evlenmesi üzerine cameliard kralı yuvarlak masayı kral arthur'a hediye ediyor.
böylece yavaş yavaş yuvarlak masa şövalyeleri toplanmış oluyor. kitapta bu yuvarlak masa şövalyelerinin kişisel yolculuklarını, maceralarını okuyoruz. kutsal kase arayışı, merlin'in hazin sonu.. hepsi bölüm bölüm anlatılıyor.
şövalyeler maceralara atılmadan evvel günah çıkarıyor, kimi maalesef bilmeden en sevdiğini öldürüyor, onurlu şövalyeler kadar ihanet eden şövalyelerin de hikayesi anlatılıyor. hepsi kısa kısa olduğundan, hem okumaya doymuyor hem de sıkılmıyorsunuz.
kitapta sanırım en uzun süren bölüm lancelot ve guinevere'in hüzünlü hikayesi. bunu daha evvel guinevere ve lancelot aralarında aşk olmayacağına dair anlaşma yapmıştır diye biliyordum, oysa kitapta öyle değil. guinevere lancelot'a görür görmez aşık oluyor, lancelot ömrünü guinevere'in sadık şövalyesi olmaya adıyor ancak aralarında ilişki olmuyor. yalnızca bir kez veda öpücüğü.. çok kalp kırıcı bir hikaye. bunu ayrı yazacağım.
kral arthur'un ölümü de pek trajik, öz yeğeninin ihaneti üzerine ağır kayıpların verildiği bir savaşta maalesef yeğenini öldürüp kendisi de ölüyor. ölmeden evvel excalibur'u göle geri teslim ediyor.
sanırım biraz oturup lancelot için ağlayacağım zira ömrü boyunca guinevere'i seviyor, hiçbir kadını kalbine ve hayatına almıyor, kralına ihanet etmiyor, gel gelelim hain damgası yiyip sevdiklerini öldürmek zorunda kalıyor, kralın ve guinevere'in ölümü üzerine hasta düşüp can veriyor.
kesinlikle okunması gereken bir kitap. ukdemdi, doldurdum. *
kitap o kadar akıcı ki, ince olmasından ötürü değil meraktan elinize aldığınız gibi bitiriyorsunuz. yine de söylemeden geçmemek gerek, sanırım çeviriden kaynaklı olsa gerek kopukluk ve anlatım bozukluğu da dikkatimi çekti.
bir merlin aşığı ve kral arthur sapığı olarak, gönlümün sir lancelot'a da her daim ait olması sebebiyle okurken en zevk aldığım kitaplardan biri oldu.
bu kitap halk içerisinde tıpkı bizim kahramanlık hikayelerimiz gibi anlatılan hikayelerden, yazıya dökülenlerden derlenmiş bir kitaptır. internette farklı, kitapta farklı geçen olay örgüsü bu yüzden şaşırtıcı değil. daha evvel excalibur başlığında bu ikileme değinmiştim.
kral arthur, merlin ve yuvarlak masa şövalyeleri gerçekten yaşamış mıydı bilinmez. yaşadıklarına inanıyorum. evet yaşadılar.
kitap arthur'un nasıl kral olduğu ile başlıyor. taştaki kılıç şövalyeler tarafından çekilmeyi beklemekte. kral uther pendragon ölmüş ve ülkede kaos hakimmiş. tam bu esnada turnuva düzenleniyor ve böylece arthur taştaki kılıcı çekerek tarih sahnesine çıkıyor. buradan sonra merlin onun danışmanı oluyor, excalibur kılıcına geçiyoruz sonrasında.
en sevdiğim bölümlerden biri yuvarlak masa şövalyelerinin toplandığı bölüm oldu. kral arthur'un babası uther pendragon'un cameliard kralına hediye ettiği yuvarlak masayı, kralın kızı kraliçe guinevere ile evlenmesi üzerine cameliard kralı yuvarlak masayı kral arthur'a hediye ediyor.
böylece yavaş yavaş yuvarlak masa şövalyeleri toplanmış oluyor. kitapta bu yuvarlak masa şövalyelerinin kişisel yolculuklarını, maceralarını okuyoruz. kutsal kase arayışı, merlin'in hazin sonu.. hepsi bölüm bölüm anlatılıyor.
şövalyeler maceralara atılmadan evvel günah çıkarıyor, kimi maalesef bilmeden en sevdiğini öldürüyor, onurlu şövalyeler kadar ihanet eden şövalyelerin de hikayesi anlatılıyor. hepsi kısa kısa olduğundan, hem okumaya doymuyor hem de sıkılmıyorsunuz.
kitapta sanırım en uzun süren bölüm lancelot ve guinevere'in hüzünlü hikayesi. bunu daha evvel guinevere ve lancelot aralarında aşk olmayacağına dair anlaşma yapmıştır diye biliyordum, oysa kitapta öyle değil. guinevere lancelot'a görür görmez aşık oluyor, lancelot ömrünü guinevere'in sadık şövalyesi olmaya adıyor ancak aralarında ilişki olmuyor. yalnızca bir kez veda öpücüğü.. çok kalp kırıcı bir hikaye. bunu ayrı yazacağım.
kral arthur'un ölümü de pek trajik, öz yeğeninin ihaneti üzerine ağır kayıpların verildiği bir savaşta maalesef yeğenini öldürüp kendisi de ölüyor. ölmeden evvel excalibur'u göle geri teslim ediyor.
sanırım biraz oturup lancelot için ağlayacağım zira ömrü boyunca guinevere'i seviyor, hiçbir kadını kalbine ve hayatına almıyor, kralına ihanet etmiyor, gel gelelim hain damgası yiyip sevdiklerini öldürmek zorunda kalıyor, kralın ve guinevere'in ölümü üzerine hasta düşüp can veriyor.
kesinlikle okunması gereken bir kitap. ukdemdi, doldurdum. *
devamını gör...
2.
sembolizm meraklıları için güzel bir kitap.
elbette biraz mitoloji, folklor, tarih falan bilmekte fayda var.
kitap kısa öykülerden oluştuğu için çok sürükleyici. kitabı başlık sahibi sayın yazarla birlikte aldık. iyi ki de almışız.
elbette biraz mitoloji, folklor, tarih falan bilmekte fayda var.
kitap kısa öykülerden oluştuğu için çok sürükleyici. kitabı başlık sahibi sayın yazarla birlikte aldık. iyi ki de almışız.
devamını gör...