normal sözlük yazarlarının hissettikleri
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
başlık "hame" tarafından 07.11.2020 16:02 tarihinde açılmıştır.
961.
kaygılı hissediyorum. aşırı kaygılı. her konuda geliştirmeli kendini ama bir işe yaramayacak gibi. her şeye yatırım yapmalı gibi ama faydasını göremeyecek gibi.
devamını gör...
962.
kime yavşayacağım konusunda endişelerim var.
devamını gör...
963.
bogazimin yanmasıyla iki büklüm yatmaktayım. hiç bir şey yapmak içimden gelmiyor. kalkıp sigara icesim yok. sıcak çay yapicam halim yok. öyle.
devamını gör...
964.
"böyle olmamalıydı ben elimden geleni yapmıştım" hissi üstelik her konuda. hayal kırıklığı, yorgunluk ve bunlara rağmen devam etmek zorunda olmak.
çok karışık sözlük, çok.
çok karışık sözlük, çok.
devamını gör...
965.
karmakarışık. yazı özledim. canım hiç tadını bilmediğim halde sakız rakısı çekiyor. yasemine bulanmış güneş kremi... bir ağlasam her şey geçecek sanki. boynumdaki kolye ruhuma sarılırken beynim anksiyetenin verdiği yetkiye dayanarak içimi yiyor.
ben artık o çok sevdiğim çiçekli elbiselerden giymek istiyorum. covid bitsin istiyorum. maske takmak istemiyorum. burnuma tuzlu deniz suyu kaçtığı için gözlerim yaşarsın ama bir güzel de sinüslerim boşalsın istiyorum.
open.spotify.com/track/1JYx...
ben artık o çok sevdiğim çiçekli elbiselerden giymek istiyorum. covid bitsin istiyorum. maske takmak istemiyorum. burnuma tuzlu deniz suyu kaçtığı için gözlerim yaşarsın ama bir güzel de sinüslerim boşalsın istiyorum.
open.spotify.com/track/1JYx...
devamını gör...
966.
söz verilen ne varsa tutulmamış gibi hissediyorum. bir insan arayacağım derse aramasını beklerim.. bütün gün beklerim.
aynı şekilde geleceğini söylerse bütün gün geleceğini düşünür gözüm yollarda kulağım kapıda beklerim.
çok üzülüyorum beni yarı yolda bırakınca insanlar.
japon naifliğine ihtiyacım vardı ben. türk öküzlüğüne değil.
aynı şekilde geleceğini söylerse bütün gün geleceğini düşünür gözüm yollarda kulağım kapıda beklerim.
çok üzülüyorum beni yarı yolda bırakınca insanlar.
japon naifliğine ihtiyacım vardı ben. türk öküzlüğüne değil.
devamını gör...
967.
üç gün önce erkek arkadaşımla aşırı saçma bir sebepten inatlaşıp tartıştık. ikimizde kişilik olarak inatçıyız ne yazık ki... küsüşme olmadı ama ben her zamanki gibi buna dertlenip aptalları oynadım. az önce telefonla aradı ve konuştuk. yeni çay koymuştum ısıyla renk değiştiren bardağa. telefon çaldığında sıcaktan bembeyaz olan kupa şu an simsiyah. buz gibi olmuş çay. peki benim içim? çayın aksine, sıcacık. onun sesiyle dünyam aydınlanıyor.
huzura erdim. gönlünüzün alınması güzel şey.
huzura erdim. gönlünüzün alınması güzel şey.
devamını gör...
968.
en sevdiğim pastadan bir dilim yedim az önce... çilek çikolata karışımı. o an her şey durdu herkes sustu sanki. hiçbir şey duymadım düşünmedim. nasıl bir hazdır bu arkadaş. bak şimdi bi dilim daha çekti canım. bu psikolojik tuzağa nasıl düşerim bilmiyorum ama cağnım pasta "düştüysem sana bakarken düştüm". * çok yakın arkadaşım hasta ziyareti için getirmiş. bakın bu arkadaşlar çok kıymetlidir.
devamını gör...
969.
hani cemal süreya demiş ya;
bazen sadece yorgun oluyor insan. ne küs, ne yalnız, ne de aşık...
yorgunum anlaşılmamaktan,
yoruldum hayatımdaki herkesi hep daha fazla düşünmem yüzünden kendime sıranın hiç gelmemesinden...
yalnız kalmak istiyorum, yalnız uyumaktan ölesiye korkan bir insan olarak ilk defa; sadece kendimle kalmak istiyorum. çünkü biliyorum ki her şeyden çok sevmek diye bir şey yok. dile dolanmış bir kere ama iş bunu göstermeye geldiği zaman insanlar öyle bir değişiyor ki; o meşhur the oscar goes to cümlesinin sonunda ismi söylenecekmiş de o minik heykelcik onların olacakmış sanıyor insan!
en değerli sizseniz, seviyorum dediklerinizin zor anlarında iki gram kahrını çekemeyecekseniz, yalnız bırakacaksanız sevmeyin o zaman arkadaş kimseyi.
ben her yönü ile seninle ilgili her şeyi düşünüyorsam sen de bir zahmet bir parça düşün olmuyor mu? benim sorularımı, sorunlarımı, kafaya taktığım belki de benim dışımda kimsenin dert etmeyeceği dertlerimi, beni sevdiğin için minicik de olsa dert et kendine.
anlatmaya çalıştığım şeyi, sinirlenip, köpürüp homurdandığın için yanlış anladığın veya anlamak istediğin gibi değil de anlatmak istediğim gibi anlamak için çaba harca biraz da olmaz mı?
ben seninle ilgili her konuda elimden geldiğince hoşgörülü olmaya çabalarken sen vazgeçme sınırlarına üstün performans ödülü alacakmışçasına koşar adım gitme...
bu kadar kolay vazgeçersen, vazgeçeceksen biz’den o dediğin her şeyden çok’un bir geçerliliği, inandırıcılığı kalmaz.
şikayet eden, mutsuz olan ve mutsuz eden bir insan olmak istemiyorum, olumlu bir ruh halinde kalmak için çok çabalıyorum kendim için ve bizim için. ve söylediğim her şeyi haksızlık ettim mi acaba diye sonradan tekrar tekrar düşünüyorum ve hatalıysam da söylüyorum.
böyle insanların hak ettiği tavır asla bu değil.
eğer bu kadar kolay vazgeçecekseniz “sevdiklerinizden”
kimse kimseyi yormasın artık lütfen!
bazen sadece yorgun oluyor insan. ne küs, ne yalnız, ne de aşık...
yorgunum anlaşılmamaktan,
yoruldum hayatımdaki herkesi hep daha fazla düşünmem yüzünden kendime sıranın hiç gelmemesinden...
yalnız kalmak istiyorum, yalnız uyumaktan ölesiye korkan bir insan olarak ilk defa; sadece kendimle kalmak istiyorum. çünkü biliyorum ki her şeyden çok sevmek diye bir şey yok. dile dolanmış bir kere ama iş bunu göstermeye geldiği zaman insanlar öyle bir değişiyor ki; o meşhur the oscar goes to cümlesinin sonunda ismi söylenecekmiş de o minik heykelcik onların olacakmış sanıyor insan!
en değerli sizseniz, seviyorum dediklerinizin zor anlarında iki gram kahrını çekemeyecekseniz, yalnız bırakacaksanız sevmeyin o zaman arkadaş kimseyi.
ben her yönü ile seninle ilgili her şeyi düşünüyorsam sen de bir zahmet bir parça düşün olmuyor mu? benim sorularımı, sorunlarımı, kafaya taktığım belki de benim dışımda kimsenin dert etmeyeceği dertlerimi, beni sevdiğin için minicik de olsa dert et kendine.
anlatmaya çalıştığım şeyi, sinirlenip, köpürüp homurdandığın için yanlış anladığın veya anlamak istediğin gibi değil de anlatmak istediğim gibi anlamak için çaba harca biraz da olmaz mı?
ben seninle ilgili her konuda elimden geldiğince hoşgörülü olmaya çabalarken sen vazgeçme sınırlarına üstün performans ödülü alacakmışçasına koşar adım gitme...
bu kadar kolay vazgeçersen, vazgeçeceksen biz’den o dediğin her şeyden çok’un bir geçerliliği, inandırıcılığı kalmaz.
şikayet eden, mutsuz olan ve mutsuz eden bir insan olmak istemiyorum, olumlu bir ruh halinde kalmak için çok çabalıyorum kendim için ve bizim için. ve söylediğim her şeyi haksızlık ettim mi acaba diye sonradan tekrar tekrar düşünüyorum ve hatalıysam da söylüyorum.
böyle insanların hak ettiği tavır asla bu değil.
eğer bu kadar kolay vazgeçecekseniz “sevdiklerinizden”
kimse kimseyi yormasın artık lütfen!
devamını gör...
970.
videodaki anneanne gibi hissediyorum.
devamını gör...
971.
yazıp yazıp siliyorum sözlük.
bu duygu nedir bilmiyorum.
bu duygu nedir bilmiyorum.
devamını gör...
972.
hissettiğim şey tam bir duygu karmaşası.
neşe, hüzün, umut,umutsuzluk,kaygı .
hepsi beraber ortaya karışık.
neşe, hüzün, umut,umutsuzluk,kaygı .
hepsi beraber ortaya karışık.
devamını gör...
973.
karnımdaki şişkinlik. yeni yemekten kalktım da bro'lar/sis'ler. çay sigara içiyorum sindirim için.
devamını gör...
974.
ağlamak. hem de çıldırırcasına ağlamak istiyorum.
devamını gör...
975.
mat ödevimle nasıl başa çıkacağımı düşünüyorum. ha bu arada bugün sevgililer günü olduğu için içimde guççuk bir hüzün vr
devamını gör...
976.
yalnızlık. bugüne özel değil kronik bendeki.
devamını gör...
977.
(bkz: saçma salak her başlığa yazma hissi)
bakın dostlarım gerçekten var böyle bir his. az önce kırk yılın başında telefon geçti elime. sözlüğe gireyim dedim. normalde şöyle bir bakar çıkardım. malum son zamanlarda pek yokum ortalıklarda. ama az önce bir yazasım tutti, bir yazasım tutti. neyse her zamanki gibi birkaç tanım daha girer iki üç hafta yok olurum.
bakın dostlarım gerçekten var böyle bir his. az önce kırk yılın başında telefon geçti elime. sözlüğe gireyim dedim. normalde şöyle bir bakar çıkardım. malum son zamanlarda pek yokum ortalıklarda. ama az önce bir yazasım tutti, bir yazasım tutti. neyse her zamanki gibi birkaç tanım daha girer iki üç hafta yok olurum.
devamını gör...
978.
geçmiş zamanı bu ana taşıyan şarkılar var ya değişik hissettiriyor işte...
devamını gör...
979.
özlem.
çok özledim lan.*
çok özledim lan.*
devamını gör...
980.
pişmanlık ve zamana yenik düşüp tecrübesizleşmenin, paslanmanın acısı.
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140