normal sözlük yazarlarının hissettikleri
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
başlık "hame" tarafından 07.11.2020 16:02 tarihinde açılmıştır.
921.
yorgunluk. uzun süredir bünyeme yapıştı, bundan başka birşey hissetmiyorum.
devamını gör...
922.
kötü hissediyorum dostlar
devamını gör...
923.
içimde bir sıkışmışlık hissi var ki peki neden diye biri sorsa söyleyebileceğim hiçbir şey yok. aylarca göremediğim insanı artık daha rahat görebiliyorum, görüşme planları yaparken sevinçleri, aniden aramaları, hayatındaki detayları paylaşması, güven sorunu olmasına rağmen bana güvenmesi ve daha fazlası. evet, bunların hepsi ne kadar güzel şeyler ama bir tık daha fazlasını istiyorum. yani hayatındayım, çıkamıyorum, çıkmama izin vermiyor, gözlerinin içi gülüyor, hepsini görüyorum ama öyle ortadayım işte. hem ailesinin tam ortasındayım hem de kapının dışında durmam gerekiyor gibi. yani artık istiyorum bazı belirsizlikleri ortadan kaldırmayı, dilediğince yaşamayı ama bunun için beklemeli miyim yoksa zorlamak mı bunlar bilemiyorum. işte bunlar yüzünden sıkışmış hissediyorum kendimi. hiç mi hiç istemiyorum yarıda bırakmayı, kapının dışında olmayı, hayatımdan çıkmasını ama belirsizlikler beni öyle bir sıkıyor ki kıpırdayamıyorum!
devamını gör...
924.
gökyüzündeki takımyıldızı ile galaksiyi dolaşıp marstan dünyaya düşmüşüm gibi...
devamını gör...
925.
8 ay önce bu başlığa yine entry girmişim.
şimdi o hislerimin tam aksini hissediyorum. yorgunum, çok kırgınım. tüm yaşananlara duyduğum inancımı yitirdim, yarına olan umudumu yitirdim. kendime olan sevgimi yitirdim, saygımı çoktan tüketmişim. ne yaparsam yapayım bir türlü iyileşemiyorum, bu bana ilk kez oluyor. iyileşmek istiyorum, eski ben olmak istiyorum, eskiyi çok özlüyorum. bir boşlukta asılı kaldım, gün be gün düşüyorum. bunun zamanla geçiyor olması gerekmez miydi? geçmiyor anasını satayım, ardımda bırakamıyorum, onsuz iyileşmek istemiyorum, onunla iyileşmek istiyorum. çok şey yazdım bugüne kadar daha çok şey de yazmak istiyorum, bitmiyor içimdeki sancı. ama ne yazarsam yazayım ne ben anlatabiliyorum kendimi, ne karşımda anlamaya çalışan bir muhatap bulabiliyorum. içimde çok şeyi yitiriyorum, en çok kendimi yitiriyorum.
şimdi o hislerimin tam aksini hissediyorum. yorgunum, çok kırgınım. tüm yaşananlara duyduğum inancımı yitirdim, yarına olan umudumu yitirdim. kendime olan sevgimi yitirdim, saygımı çoktan tüketmişim. ne yaparsam yapayım bir türlü iyileşemiyorum, bu bana ilk kez oluyor. iyileşmek istiyorum, eski ben olmak istiyorum, eskiyi çok özlüyorum. bir boşlukta asılı kaldım, gün be gün düşüyorum. bunun zamanla geçiyor olması gerekmez miydi? geçmiyor anasını satayım, ardımda bırakamıyorum, onsuz iyileşmek istemiyorum, onunla iyileşmek istiyorum. çok şey yazdım bugüne kadar daha çok şey de yazmak istiyorum, bitmiyor içimdeki sancı. ama ne yazarsam yazayım ne ben anlatabiliyorum kendimi, ne karşımda anlamaya çalışan bir muhatap bulabiliyorum. içimde çok şeyi yitiriyorum, en çok kendimi yitiriyorum.
devamını gör...
926.
hissizlik… bir süredir böyle. dün iki aydır görüşmediğim, kardeşim gibi gördüğüm dostumla izmir’e gittik. zordu benim için, bazı sokaklara girmek. bir çay içmek mesela. bazı şeylerin eksikliği, zordu. hala zor ama insan bazı sokaklardan geçerken acı bir gülümseme kaplar ya yüzünü. heh o gülümseme yoktu mesela. geriye o fotoğraftaki acı kaldı sanırım.
“bir daha seninle çıkan ne olsun? bu ne ruhsuzluk be, gül azıcık gül. şebek olduk karşında” diye azarımı yiyip oturmuştum. bu bir süre daha devam edecek tahminimce. kendimi birazcık tanıyorsam öyle olacak. belki bir ay belki bir yıl, ama ne kadar sürer onu ben de bilmiyorum.
“bir daha seninle çıkan ne olsun? bu ne ruhsuzluk be, gül azıcık gül. şebek olduk karşında” diye azarımı yiyip oturmuştum. bu bir süre daha devam edecek tahminimce. kendimi birazcık tanıyorsam öyle olacak. belki bir ay belki bir yıl, ama ne kadar sürer onu ben de bilmiyorum.
devamını gör...
927.
ne olup bittiğini ben de anlamıyorum kendi içimde çözemediğim ne yapacağını şaşırmış birbirine dolanmış duygular var. iki üç gün önce buraya yazdığım keskin cümlelerimi şu an kuramıyorum. bir sinir ve hezeyanla insan yanlış kararlar alabiliyor. ben bitmişim onu görüyorum, sevdiğim insanın sevdiği var bitirdim bu işi içimde diyordum.
şimdi de diyorum ki vazgeçme. elinde olanlarla yetin, kibrit çöpü kadar olan umuduna sarıl. vazgeçme belki kendine bağlarsın, bir ihtimal de olsa bu iş bana döner belki, hatta ihtimal yoksa da yoktan var ederim gibi hissediyorum. öyle olsun istiyorum.
vazgeçemiyorum. tam vazgeçip önüme bakayım diyorum mesaj atıyor, hem de ufacık abuk sabuk bir mesaj, bakıyorum salak salak sırıtıyorum mutluluktan uçuyorum sanki ilanı aşk etmiş gibi.
lan diyorum hani vazgeçmiştin velet.. hayallere dalıyorum, hayallerimde olduruyorum bir şeyleri, planım tıkır tıkır işliyor. gerçekte niye olmasın diyorum. oldurmak için, hayata geçirmek için olmayan hisleri gün yüzüne çıkarmak için çabalıyorum. o kadar istiyorum ki olmasını, nasıl vazgeçerim? avunurum yanı başımdaki varlığıyla, en azından arkadaşız en azından görüştüğüm birisi diyorum ama ben artık bir şeylerle avunan yetinen olmak istemiyorum. bir kere de başkaları avunan, yetinen gözlerle baksın, ardımda kalsın istiyorum.
herkesin ardından hep bakan ben olmak istemiyorum artık.
şimdi de diyorum ki vazgeçme. elinde olanlarla yetin, kibrit çöpü kadar olan umuduna sarıl. vazgeçme belki kendine bağlarsın, bir ihtimal de olsa bu iş bana döner belki, hatta ihtimal yoksa da yoktan var ederim gibi hissediyorum. öyle olsun istiyorum.
vazgeçemiyorum. tam vazgeçip önüme bakayım diyorum mesaj atıyor, hem de ufacık abuk sabuk bir mesaj, bakıyorum salak salak sırıtıyorum mutluluktan uçuyorum sanki ilanı aşk etmiş gibi.
lan diyorum hani vazgeçmiştin velet.. hayallere dalıyorum, hayallerimde olduruyorum bir şeyleri, planım tıkır tıkır işliyor. gerçekte niye olmasın diyorum. oldurmak için, hayata geçirmek için olmayan hisleri gün yüzüne çıkarmak için çabalıyorum. o kadar istiyorum ki olmasını, nasıl vazgeçerim? avunurum yanı başımdaki varlığıyla, en azından arkadaşız en azından görüştüğüm birisi diyorum ama ben artık bir şeylerle avunan yetinen olmak istemiyorum. bir kere de başkaları avunan, yetinen gözlerle baksın, ardımda kalsın istiyorum.
herkesin ardından hep bakan ben olmak istemiyorum artık.
devamını gör...
928.
canım sıkıldıkça kullandığım blog sayfamda daha öncesinde paylaştığım bir yazımı sizlerle paylaşmak istiyorum çünkü bu yazı hislerimi her zaman için açıklıyor diyebilirim.
insan çok sosyal bir varlık en yalnızı bile ömrü boyunca bir çok insan tanıyor, kaynaşıyor, anılar biriktiriyor peki çok sosyal olanlar ? çok sosyal olan çok insan tanıyor sanırım kendimi hangi kefeye koyacağım bilmiyorum ama şu kısacık ömrümde fazlasıyla insan tanıdığımı düşünüyorum ancak bir an geliyor ve ilginç bir şekilde tanıdığım herkes bir anda kayboluyor. bir akşam terasta, kafede, parkta oturuyorsun yanında arkadaşların, ailen, sevdiğin veya herhangi birisi, birileri bulunuyor ancak odana, evine döndüğünde o soğuk yatağa girdiğinde tek başına kalıyorsun. insan işte sosyal bir varlık dedim ya o yalnızlığı tadınca her ne kadar yalnızlık güzel edebiyatı yapsa bile düşünce deryalarına dalıyor işte o zaman kendi bir avuç cehenneminde kayboluyor. bir avuç cehennem... pişmanlıklar, kursakta kalan hayaller, gelecek kaygısı, geçim derdi ve daha niceleri. bugün okuduğum bir yazıda şu cümle dikkatimi çekmişti ''travma sadece yaşanılanlar değil aynı zamanda yaşanılamayanlardır'' gerçekten geceleri kendi yalnızlığıma çekildiğimde fark ediyorum ki yaşadıklarımdan çok yaşayamadıklarım aklımı meşgul ediyor belki de bu durum sadece benim için değil bir çok insan için bu şekilde. gece yastığa her kafamı koyuşumda öyle bir cehenneme dalıyorum ki sanki zemheri düşüncelerimden bütün vücudum buz kesiyor adeta, tadamadığım her sevinç, yaşayamadığım her anı veya beni yalnızlığa iten hiç olmasa yalnızmışım gibi hissettiren her dost beni bu cehennemde daha derinlere itiyor.
insan çok sosyal bir varlık en yalnızı bile ömrü boyunca bir çok insan tanıyor, kaynaşıyor, anılar biriktiriyor peki çok sosyal olanlar ? çok sosyal olan çok insan tanıyor sanırım kendimi hangi kefeye koyacağım bilmiyorum ama şu kısacık ömrümde fazlasıyla insan tanıdığımı düşünüyorum ancak bir an geliyor ve ilginç bir şekilde tanıdığım herkes bir anda kayboluyor. bir akşam terasta, kafede, parkta oturuyorsun yanında arkadaşların, ailen, sevdiğin veya herhangi birisi, birileri bulunuyor ancak odana, evine döndüğünde o soğuk yatağa girdiğinde tek başına kalıyorsun. insan işte sosyal bir varlık dedim ya o yalnızlığı tadınca her ne kadar yalnızlık güzel edebiyatı yapsa bile düşünce deryalarına dalıyor işte o zaman kendi bir avuç cehenneminde kayboluyor. bir avuç cehennem... pişmanlıklar, kursakta kalan hayaller, gelecek kaygısı, geçim derdi ve daha niceleri. bugün okuduğum bir yazıda şu cümle dikkatimi çekmişti ''travma sadece yaşanılanlar değil aynı zamanda yaşanılamayanlardır'' gerçekten geceleri kendi yalnızlığıma çekildiğimde fark ediyorum ki yaşadıklarımdan çok yaşayamadıklarım aklımı meşgul ediyor belki de bu durum sadece benim için değil bir çok insan için bu şekilde. gece yastığa her kafamı koyuşumda öyle bir cehenneme dalıyorum ki sanki zemheri düşüncelerimden bütün vücudum buz kesiyor adeta, tadamadığım her sevinç, yaşayamadığım her anı veya beni yalnızlığa iten hiç olmasa yalnızmışım gibi hissettiren her dost beni bu cehennemde daha derinlere itiyor.
devamını gör...
929.
şu anı soruyorsanız uykuluyum.
devamını gör...
930.
değerli hissettiyor. yazar olarak anılmak,yazmak güzel bir his. twitter dan farkı var. orada herkes biri. burada ise herkes yazar. hissettiklerimi hisseden var mı üstadlar?
devamını gör...
931.
yorgunluk hissediyorum ama öyle böyle değil. günlerce uyusam ve kimse bana dokunmasa uyandığımda hala üzerimden o yorgunluğu atamayacakmış gibi bi yorgunluk, bi bezmişlik.
devamını gör...
932.
bir başlık açmayı istedim bugün ama nasıl ifade edeceğimi bilemedim, çok da düşünmedim. sevmediğim birinin çok yakınının öldüğünü öğrendim. bir şey hissetmediğimi sanırken yine de etkilendiğimi fark ettim. şimdi bunu yazmamdan belli. oh olmuş, keşke kendisi ölseydi, kaşar ruspu filan diye aklımdan geçti. sevmemekten öte nefret ettiğim, zarar vermeyi planladığım biri*. yine de ölüme hüzünlendim. cenazeye gitmeyeceğim tabii ki. ne ölüme, ne ölüsüne lafını zikredeli çok oldu. aramam da. hiç bir şekilde denk gelmeyeceğimiz* için başsağlığı da dilemem. aynı kaybı ben daha önce yaşadığım için onun duyguları umurumda değil. beter olsun. keşke kendisi ölseydi. yine de ölüm üzücü.
devamını gör...
933.
kendimi çok yakışıklı hissediyorum diyecem de zaten öyleyim. lşsajgddsg.
devamını gör...
934.
(bkz: sıkılıyorum sabri bunalıyorum) mahlasını sahibinden bir süreliğine isteyecek kadar sıkılıyorum bu ara. evimi, işimi, arkadaşlarımı ve en önemlisi sessizliğimi özledim..
devamını gör...
935.
uzun zamandan sonra sebepsiz mutlu hissediyorum.
devamını gör...
936.
nasıl hissetmem gerektiğini hissedemeyecek kadar hissizleştim.
devamını gör...
937.
tek hissettiğim hiçbir şey hissetmediğimdir.
devamını gör...
938.
sadece mental yorgunluk
devamını gör...
939.
arınmış ve hafif hissediyorum; tüm yüklerimden, kamburumdan, endişelerimden kurtulmuşum.
devamını gör...
940.
o kadar yorgun ve uykusuzum ki. 4-5 saat kadar uyumaya diye sonsuza kadar uyusam keşke
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130