341.
bütün gün bitip tükenmek bilmeyen saçma sapan ağrılar çektim çekmeye de devam ediyorum hala niye ölmüyorum anlamıyorum. (bkz: madem öldürmeyecektin niye bu kadar ağrıdın)
devamını gör...
342.
sıcak bir roma sabahı jüpiter'e bela okuyan emekli senato üyesi dayıya bakıp dayı ne diyorsun a.. diyen taverna çalışanın yanında, ayaklarını masaya atmış adama çek şu ayaklarını diyen taverna sahibi gibi.

yani, sinirli.
devamını gör...
343.
umutsuz ve endişeliyim. gelecek fazlasıyla karanlık.
devamını gör...
344.
ağrılarım geçmiyor. insan çetrefilli bi varlık. aklındaki şeyler fiziksel rahatsızlığa sebep oluyor. düşünceleri küçümsüyoruz. gayet sağlam bünyeli bi insanken fiziksel anlamda hasta olmaz etmezken kafama takılan şeyler beni hasta ediyor. bu hayat böyle nasıl geçecek.
devamını gör...
345.
çaresiz, köşeye sıkışmış bir haldeyim. elimden hiçbir şey gelmiyor. yapacak hiçbir şeyim yok. enerjim de yok. hayatım olabildiğince düzensiz ve karmaşık. neresinden tutsam elimde kalıyor. en son tutunduģum umut ışığımı da imkansızlıklar aldı götürdü benden. ne yapayım ben şimdi? bilmiyorum ama bir şekilde yaşamaya devam ediyorum. yaşayacağıma ve yaşatacağima söz verdim ve sözümu ne olursa olsun tutarim dostlar*. hayat, devam ediyor...
devamını gör...
346.
evet sözlük, bugün gene karın boşluğumda tam yumruğum kadar bir taş var sanki! dönüyor kafasına göre bazen hızlı bazen yavaş. içim sıkılıyor o döndükçe, hızına göre verdiği azapta artıyor. dışardan ite kaka eylemeye çalıştığın hayatın içine attığın katran kısmının birike birike zamanla taşlaşması olabilir bu belki de. yıllardır böyle; insanların seni, her şeyi bu kadar kolay unutup bu kepaze hayatın akışına kapılabilmeleri dehşete düşürüyor beni! bu yaşa geldim daha geçmedi ya ona hayret ederim. işte bu kadar kıymık kıymık düşünen bir insan olunca da içindeki o katran topu kor oluyor...
devamını gör...
347.
bezgin hissediyorum.
içinde bulunduğum gruplara ait hissedemiyorum. küçükken bunu yaşıma verirdim ancak görüyorum ki durum değişmiyor. insanlara şans verdiğim zaman sürekli hayal kırıklığına uğruyorum. yaptığım şeyler ya gerekenden az oluyor ya da fazla, ne zaman o mükemmel oranı bulabileceğim bilmiyorum. başka insanların da içinde bulunduğu her şeyin sonu berbat oluyor. ancak tek başıma yaptığım işlerde başarılı olabiliyorum, insanlara bağımlı olmaktan dolayı bezdim.
devamını gör...
348.
baloncuklar uçuşan zihnimi toparlamakta zorlanıyorum. üzerime geliyor tüm sayfalar. uzaklara gitmenin verdiği ait olamama hissiyle dolu düşüncelerim..
devamını gör...
349.
barış manço'nun cacık isimli şarkısındaki hıyarrr gibi hissediyorum.
devamını gör...
350.
konser alanlarında portatif tuvaletler olur ya, altında bir tank vardır, o tankın içine gömülmüş gibi hissediyorum.
devamını gör...
351.
bir süredir kendimi hissetmiyorum. sanki yorgunluk olmuşum ben direk. ne adım atmaya ne konuşmaya mecalim yok gibiyim. yataktan olabildiğince az çıkarak - tuvalet- yatağımın kenarında duran çubuk krakerleri yiyerek sürdürüyorum yaşamımı. şuan beni bu halden kurtaracak şey ne bilmiyorum ama iki adım ötedeki masada duruyor olsa kalkıp alabilir miyim emin değilim.
devamını gör...
352.
şuraya gelsem saatlerce çıkamıyorum. gelmesem de günlerce uğramıyorum bu nasıl bir paradoks anlamış değilim. nasıl bir his bu bilmiyorum.
devamını gör...
353.
ağız dolusu su yuttum ayrıca sol kulağıma su kaçtı. midem bulanıyor.

moralim çok bozuk.
devamını gör...
354.
karamsar, kaygılı. önce korona geldi, aa dedik demek küresel salgın olabilir ve hepimiz sevdiklerimizin hayatından endişe edebilirmişiz. (hatta belki kimimiz, salgın olmasa daha yıllarca yanımızda olacak insanların kaybını yaşadık. )

sonra marmara denizi ölüyor dediler, bir baktık deniz bize küsmüş, kusuyor, geri alın çöplerinizi diyor...

hiç bunlara ihtimal verir miydik? vermezdik ama şimdi, küresel salgın nedir, nasıl mücadele edilir, müsilaj ne demektir, bir salgı nasıl denizi örter de denizaltındaki canlılara oksijen ve ışık girmez öğrendik. bunları tecrübe ettiğimiz için, hafızamızda bu bilgiler olduğu için mutsuzum. hayat hep bir yolunu bulmuş, seller, depremler, volkanik patlamalar ile ne şehirler yok olmuş fakat hayat devam ediyor. peki bunlar olurken, acaba ne kadar insanın canı yanmış, ne kadar çok yanmış kim bilebilir. bilinç sahibi olması hasebiyle, en onurlu şekilde yaşaması beklenen insan, savaşlarla, doğaya verdiği zararla ve pek çok başka nedenle, çoğu zaman onursuz bir hayata mahkum ediyor kendisini. bunun neden böyle olduğunu idrak etmek çok zor, binlerce yıllık insanlık tarihinde geldiğimiz en medeni hal bu mu, yoksa entropi kanunu burada da mı işliyor, gittikçe düzensizleşiyor mu medeniyet dediğimiz olgu?

hani yaşlı insanlar, hayırlı bir ömür ve hayırlı bir ölüm dilerler ya, işte bu dileğin önemi anlaşılıyor, daha kötü şeyleri tecrübe etmeden hayırlı bir ömür yaşayıp gideriz umarım.
devamını gör...
355.
tarif edecek bir kelime ya da tanımlama yok diyeyim sen anla.
devamını gör...
356.
tarif edemiyorum fakat içimde tüm yasam enerjimi emen bir karadelik olduğunu soyleyebilirim.
devamını gör...
357.
hissizlik.
devamını gör...
358.
bugün ne güzel gezebildik ama yarın yine mapus.
devamını gör...
359.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
360.
çok uzun zaman sonra sevdiğim bir insana yalan söyledim. ve bu ortaya çıktı. şu an kalbim o kadar acıyor ki. sonsuza kadar uyuma isteği var içimde. nefret ettiğim bir şeyi sevdiğim bir insana nasıl yaptım ben?
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"normal sözlük yazarlarının hissettikleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim