1.
robert redford'un başrolünde yer aldığı 2001 yapımı bir film.
özetle yaptığı bir hatadan dolayı askeri bir hapishanede hapse düşen bir generalin hapishanedeki diğer mahkum askerleri örgütleyerek, acımasız hapishane komutanı ve gardiyanlarla yaptığı mücadeleyi konu alıyor.
özetle yaptığı bir hatadan dolayı askeri bir hapishanede hapse düşen bir generalin hapishanedeki diğer mahkum askerleri örgütleyerek, acımasız hapishane komutanı ve gardiyanlarla yaptığı mücadeleyi konu alıyor.
devamını gör...
2.
jack vance tarafından kaleme alınan bilim kurgu eser. tam bir lale devri ve filden kaleler hikâyesi. kölelerin halinden bihaber yaşayan efendilerin trajikomik sonu. seçilmiş bir grup insan farklı bir gezegene gidiyorlar. orada 9 tane kule inşa ediyorlar. ondan sonra da vur patlasın çal oynasın. yedikleri önlerinde yemedikleri arkalarında. tek dertleri insanlığa ait birtakım kuralları ahlâk ve erdem bağlamında daha ileri götürmek. bu medeni tartışmalar ve fikir teatileri sonrasında ideal insanı bulacaklar kerkenezler. tabii yerseniz. * günümüz seçilmişlerinin farklı bir yansıması işte. etrafları yangın yeri olmuşken ve onlar dünyanın yanışını fil dişi kulelerinden izlerken, dillerinden ''medeniyet'' lafını nasıl düşürmüyorlarsa bu arkadaşlarda aynı kafa ile hareket ediyorlar. yalnız bunların köleleştirdikleri topluluklar insan değil. aradaki fark orada. uygarlıklarını başka ırkları ayak işlerinde kullanarak geliştiriyorlar. her işe farklı bir uzaylı ırk bakıyor.
böyle böyle aradan asırlar geçiyor. bizim sömürgenlerin keyifleri gayet yerindeyken anlamlandıramadıkları bir isyanla karşı karşıya kalıyorlar ve eğlence ondan sonra başlıyor. kuleler bir bir devrilirken her işi başka ırklara yaptırmaya alışmış ve tembelleşmiş bu ayrıcalıklı sınıf savunma refleksi bile gösteremeyecek hale geliyor. içinde bulundukları ortama ve geçmişe o kadar yabancılaşmışlar ki, mevzuya çözüm bulamıyorlar. her ne kadar kurgu bir eser olsa da tarihi ve siyasi göndermeler barındırıyor. aynı zamanda sınıfsal birtakım tahlillerde içeriyor. muazzam bir hikâye ve konu örgüsüne sahip mi? hayır! lakin çerez niyetine ham yapabilirsiniz. büyük beklentilerle okumazsanız da sevebilirsiniz.
muktedirler genelde her şeyi doğru yaptıklarını düşünür ve yaptıklarının karşısında verilen tepkileri idrak edemezler. halka ve kölelere bahşettikleri onca iyilik karşısında, bu nankörler her seferinde isyan eder, tepki gösterir, söylenirler. fildişi kuleler yıkıldığında ise cidden masum olduklarını ve ihanete uğradıklarını düşünürler. çünkü bahşeden onlardır. nimete sırtını dönen ise bu rezili rüsvan kitlelerdir. hepsi çocuksu bir şaşkınlık yaşar. tüm canavarların en saf ve masum hali bu idraksizlik anıdır. bunu asla kaçırmamak gerek. neyse konu bayağı uzadı. bu mevzular genelde nazım'ın kuvâyi milliye destanının girişindeki dizilerle son kertede gerçekliği verir;
onlar ki toprakta karınca,
suda balık,
havada kuş kadar
çokturlar;
korkak,
cesur,
câhil,
hakîm
ve çocukturlar
ve kahreden
yaratan ki onlardır,
destanımızda yalnız onların maceraları vardır.
bu gerçekliği unutan niceleri ise bu hikâyede ve tarihte olduğu gibi önünde sonunda kaybetmeye mahkum olur...
böyle böyle aradan asırlar geçiyor. bizim sömürgenlerin keyifleri gayet yerindeyken anlamlandıramadıkları bir isyanla karşı karşıya kalıyorlar ve eğlence ondan sonra başlıyor. kuleler bir bir devrilirken her işi başka ırklara yaptırmaya alışmış ve tembelleşmiş bu ayrıcalıklı sınıf savunma refleksi bile gösteremeyecek hale geliyor. içinde bulundukları ortama ve geçmişe o kadar yabancılaşmışlar ki, mevzuya çözüm bulamıyorlar. her ne kadar kurgu bir eser olsa da tarihi ve siyasi göndermeler barındırıyor. aynı zamanda sınıfsal birtakım tahlillerde içeriyor. muazzam bir hikâye ve konu örgüsüne sahip mi? hayır! lakin çerez niyetine ham yapabilirsiniz. büyük beklentilerle okumazsanız da sevebilirsiniz.
muktedirler genelde her şeyi doğru yaptıklarını düşünür ve yaptıklarının karşısında verilen tepkileri idrak edemezler. halka ve kölelere bahşettikleri onca iyilik karşısında, bu nankörler her seferinde isyan eder, tepki gösterir, söylenirler. fildişi kuleler yıkıldığında ise cidden masum olduklarını ve ihanete uğradıklarını düşünürler. çünkü bahşeden onlardır. nimete sırtını dönen ise bu rezili rüsvan kitlelerdir. hepsi çocuksu bir şaşkınlık yaşar. tüm canavarların en saf ve masum hali bu idraksizlik anıdır. bunu asla kaçırmamak gerek. neyse konu bayağı uzadı. bu mevzular genelde nazım'ın kuvâyi milliye destanının girişindeki dizilerle son kertede gerçekliği verir;
onlar ki toprakta karınca,
suda balık,
havada kuş kadar
çokturlar;
korkak,
cesur,
câhil,
hakîm
ve çocukturlar
ve kahreden
yaratan ki onlardır,
destanımızda yalnız onların maceraları vardır.
bu gerçekliği unutan niceleri ise bu hikâyede ve tarihte olduğu gibi önünde sonunda kaybetmeye mahkum olur...
devamını gör...