utangaç balıklar için buzlu camdan akvaryum
başlık "adil yaşayan asil ölmez" tarafından 25.01.2021 22:22 tarihinde açılmıştır.
1.
(bkz: m.kutlukhan perker) tarafından yazılan şiir. normalde şiiri pek sevmeyen bünyemi ilk okuduğum anda etkisine aldı, bu başlığı açıyor olmam anonimliğime zeval getirme ihtimali taşısa da siz de okuyun isterim.
bir mucize olsa da geri dönsen
yine sabah uyanınca ağzıma girse saçların
yan yatarak dönsek birbirimize.
üşümüş ayaklarını, bacaklarımın arasına yerleştirsen.
şaklaban olsa gözlerin.
kapı çalmasın diye dua etsen, ellerini kaldırıp göğe.
bir tek senin dua ettiğin tanrıya inanırım ben.
bir mucize olsa da geri dönsen.
sen; yatakta şımarırken, deri ceketimi giyip hafız bakkala gitsem
ekmek ve gazete almaya.
merdivenlerden inerken karate yapan çocuklara uydurma hareketler gösterip,
bunu nasıl anlatacağımı tasarlasam sana daha komik.
hava güzel çarşının içinden geçeyim.
bir dilim pasta alıp -kahvaltıda pasta seversin- sürpriz yapsam.
içerisi kalabalık. olsun, beklerim...
senin için bir tek yağ kokan bir pastanede beklerim...
bir mucize olsa da geri dönsen...
ekmekleri, gazeteleri ve bir de kısa kemıl alıp -hatırlatmadığın halde- cebime atsam...
kahvaltıdan sonra donnie brasco'yu 20. kez izlerken
eyvah sigara dediğinde gözlerin çaresiz,
hemen çıkarıp zulamdan uzatsam paketi...
sen boynuma sarıldığında ağır gibi davransam.
senin çakmağınla sigaranı yaksam, salak gibi..
hayıflansam, 'keşke zippoyu doldurtmayı unutmasaydım dün' diye.
çünkü zippoyla sigaranı yaktıktan sonra
kapatınca kapağını çıkan "çlank" sesi nasıl da katlardı karizmamı ikiye..
film başladığında warner biraderlerin amblemi görününce hep yaptığın espriyi beklesem.
sen "ben bu filmi gördüm" diyince önceden biriktirdiğim kahkahayı koyversem...
birtek senin yaptığın kötü espriye gülerim...
bir mucize olsa da geri dönsen...
yine uyanıp birbirimize anlatsak gördüğümüz rüyayı...
büyük, çok büyük bir vadinin ortasında renkli şezlonklarda otursak
anneannelerin, dedelerin kahvaltı yaptığı mutfaklarda otursak
öğle uykusundan yeni uyanmış çocuklar gibi, kemiklerimiz sıcak..
taksiye binecek paraları olduğu halde
bir tane bile geçmediği için minibüse binmek zorunda kalan insanlar gibi
hafif yan otursak.
içimizde hep bir neye niyet neye kısmet.
bir tek senin gördüğün rüyanın tabiri yok kitapta.
bir tek senin gördüğün rüyada varlığım hayra alamet.
bir mucize için boşuna bekliyorum biliyorum,
seni ben terkettim.
"ruh hastasısın sen!" diye bağırman boşuna değil.
ama yine de dua et sen bana
biliyorum benim için dua edenler çoktur.
ama bir tek senin dua ettiğin tanrıya inanırım ben.
çünkü hayvanların tanrısı yoktur.
bir mucize olsa da geri dönsen
yine sabah uyanınca ağzıma girse saçların
yan yatarak dönsek birbirimize.
üşümüş ayaklarını, bacaklarımın arasına yerleştirsen.
şaklaban olsa gözlerin.
kapı çalmasın diye dua etsen, ellerini kaldırıp göğe.
bir tek senin dua ettiğin tanrıya inanırım ben.
bir mucize olsa da geri dönsen.
sen; yatakta şımarırken, deri ceketimi giyip hafız bakkala gitsem
ekmek ve gazete almaya.
merdivenlerden inerken karate yapan çocuklara uydurma hareketler gösterip,
bunu nasıl anlatacağımı tasarlasam sana daha komik.
hava güzel çarşının içinden geçeyim.
bir dilim pasta alıp -kahvaltıda pasta seversin- sürpriz yapsam.
içerisi kalabalık. olsun, beklerim...
senin için bir tek yağ kokan bir pastanede beklerim...
bir mucize olsa da geri dönsen...
ekmekleri, gazeteleri ve bir de kısa kemıl alıp -hatırlatmadığın halde- cebime atsam...
kahvaltıdan sonra donnie brasco'yu 20. kez izlerken
eyvah sigara dediğinde gözlerin çaresiz,
hemen çıkarıp zulamdan uzatsam paketi...
sen boynuma sarıldığında ağır gibi davransam.
senin çakmağınla sigaranı yaksam, salak gibi..
hayıflansam, 'keşke zippoyu doldurtmayı unutmasaydım dün' diye.
çünkü zippoyla sigaranı yaktıktan sonra
kapatınca kapağını çıkan "çlank" sesi nasıl da katlardı karizmamı ikiye..
film başladığında warner biraderlerin amblemi görününce hep yaptığın espriyi beklesem.
sen "ben bu filmi gördüm" diyince önceden biriktirdiğim kahkahayı koyversem...
birtek senin yaptığın kötü espriye gülerim...
bir mucize olsa da geri dönsen...
yine uyanıp birbirimize anlatsak gördüğümüz rüyayı...
büyük, çok büyük bir vadinin ortasında renkli şezlonklarda otursak
anneannelerin, dedelerin kahvaltı yaptığı mutfaklarda otursak
öğle uykusundan yeni uyanmış çocuklar gibi, kemiklerimiz sıcak..
taksiye binecek paraları olduğu halde
bir tane bile geçmediği için minibüse binmek zorunda kalan insanlar gibi
hafif yan otursak.
içimizde hep bir neye niyet neye kısmet.
bir tek senin gördüğün rüyanın tabiri yok kitapta.
bir tek senin gördüğün rüyada varlığım hayra alamet.
bir mucize için boşuna bekliyorum biliyorum,
seni ben terkettim.
"ruh hastasısın sen!" diye bağırman boşuna değil.
ama yine de dua et sen bana
biliyorum benim için dua edenler çoktur.
ama bir tek senin dua ettiğin tanrıya inanırım ben.
çünkü hayvanların tanrısı yoktur.
devamını gör...
2.
(bkz: mustafa kutlukhan perker) e ait harika bir şiir.
devamını gör...
3.
“bir dilim pasta alıp -kahvaltıda pasta seversin- sürpriz yapsam.
içerisi kalabalık. olsun, beklerim...
senin için bir tek yağ kokan bir pastanede beklerim…”
içerisi kalabalık. olsun, beklerim...
senin için bir tek yağ kokan bir pastanede beklerim…”
devamını gör...
4.
1972 doğumlu türk karikatürist m.k.perker'e ait olan şiir olup şiirin tamamı için ilk tanımı okuyabilirsiniz.
seni ben terkettim.
"ruh hastasısın sen!" diye bağırman boşuna değil.
ama yine de dua et sen bana
biliyorum benim için dua edenler çoktur.
ama bir tek senin dua ettiğin tanrıya inanırım ben.
çünkü hayvanların tanrısı yoktur.
seni ben terkettim.
"ruh hastasısın sen!" diye bağırman boşuna değil.
ama yine de dua et sen bana
biliyorum benim için dua edenler çoktur.
ama bir tek senin dua ettiğin tanrıya inanırım ben.
çünkü hayvanların tanrısı yoktur.
devamını gör...
5.
ne şiir ama. birini tanıyorum. bu şiir onun bir parçası. ayrılmaz bi şekilde. etiyle ruhuyla bu siir onundur.
devamını gör...