1.
1882 -1971 yılları arasında yaşamış olan yaşar nezihe bükülmez osmanlı dönemi'nin kadın şairlerinden olup 1 mayıs işçi ve emekçiler bayramı için ilk türkçe şiiri yazan kadın şair olarak da bilinmektedir.
edebi kimliğinin yanında hayat hikayesi ve aykırı kimliğiyle, dönemin kadın şairleri arasında farklı bir yer buldu. yaşamı boyunca yazdığı şiirler, yoksul ve zorlu çocukluğu, aşkları ve evlilikleri gibi hayatından temaları konu aldığı gibi, şiirlerinde yaşadığı yoksulluğu dile getirdiğinden ve çeşitli grev ve işçi hareketlerini desteklediğinden toplumcu bir şair olarak da tanındı. *
benim kendisinden (bu kadar geç olmasa ne güzel olurdu) haberdar olma sebebime gelince; okuduğum kitaptaki melal kelimesi dikkatimi çekince aşağıdaki dizeler döküldü önüme...
zeminde her şükufe * sanki hüsnünün* mealidir,
ne söylesem, ne yazsam hepsi aşkımın melâlidir*
dip not: küçükken ben mahallemizde şenol abi vardı, çok iyi birisiydi, futbolcuydu yanlış hatırlamıyorsam, havalı ve yakışıklı gelirdi bize * beni de pek severdi. şükufe derdi bana, ben de yaşıma başıma bakmadan şenoş derdim ona. o günler geldi aklıma, hey gidi günler.
tek bir kelime insanı en eskiye, çocukluğuna götürebiliyor ya da ben de bugün epey melalliyim
** düzeltme
edebi kimliğinin yanında hayat hikayesi ve aykırı kimliğiyle, dönemin kadın şairleri arasında farklı bir yer buldu. yaşamı boyunca yazdığı şiirler, yoksul ve zorlu çocukluğu, aşkları ve evlilikleri gibi hayatından temaları konu aldığı gibi, şiirlerinde yaşadığı yoksulluğu dile getirdiğinden ve çeşitli grev ve işçi hareketlerini desteklediğinden toplumcu bir şair olarak da tanındı. *
benim kendisinden (bu kadar geç olmasa ne güzel olurdu) haberdar olma sebebime gelince; okuduğum kitaptaki melal kelimesi dikkatimi çekince aşağıdaki dizeler döküldü önüme...
zeminde her şükufe * sanki hüsnünün* mealidir,
ne söylesem, ne yazsam hepsi aşkımın melâlidir*
dip not: küçükken ben mahallemizde şenol abi vardı, çok iyi birisiydi, futbolcuydu yanlış hatırlamıyorsam, havalı ve yakışıklı gelirdi bize * beni de pek severdi. şükufe derdi bana, ben de yaşıma başıma bakmadan şenoş derdim ona. o günler geldi aklıma, hey gidi günler.
tek bir kelime insanı en eskiye, çocukluğuna götürebiliyor ya da ben de bugün epey melalliyim
** düzeltme
devamını gör...
2.
lk kadın işçi şairimiz. ayrıca, ilk grev, 1 mayıs ve barış şiirlerini yazanların da başında geliyor. bu bakımdan önemi büyük. yazık ki, kişiliği ve yaşamıyla ilgili kaynaklar çok sınırlı
devamını gör...
3.
"silivrikapı'nın fakir bir sokağında, fırtınanın çatılari titrettiği bir kış gecesinde doğmuşum. doğduğum gece evimizde damla gaz yokmuş. annemi altı yaşında kaybettim. dört kızı ölmüş bir ailenin tek kızıydım. yoksulluk içinde büyüdüm. ailemiz, belediyede kantar memuru olan babam sarhoş kadri efendi, kötürüm ve yaşlı bir amca ile zalim bir teyzeden müteşekkildi. mahalle mektebine gizlice başladım. babam işitmiş: 'bab-ı ali'ye katip mi olacaksın!?' diye saçlarımdan sürükledi ve evden kovdu. vefalı bir komşuya sığındım. içimdeki okuma hırsını yenemiyordum. beş param yoktu. dere kenarlarında papatya, ebegümeci tohumlari toplayarak aktarlara satardım. kazancımın 40 parasını hoca hanıma, 40 parasını kalfaya verirdim. gördüğüm bütün tahsil budur. edebiyatı, şiiri, hele aruzla şiir yazmayı kendi kendime öğrendim."
yaşar nezihe (bükülmez) hanım
1 mayıs için şiir yazıp neşreden ilk kadın müellif, şairdir o. 1934'te tedavüle giren soyadı kanunu'yla "bükülmez" soyismini alır. şiirlerini mazlume, mahmure mahlaslarıyla yayımlar. 1923'ün 1 mayıs'ında "1 mayıs" şiirini neşreder. aydınlık mecmuasında şiirleri yayımlanır. amele cemiyeti'ne mensup olup işçi eylemlerine katıldığı, grevlere destek verdiği için "gomunüstlükle" itham edilir, takibata uğrar, gözaltına alınır. 1925'te tedavüle giren takrir-i sükun kanunu ile kemalist terör rejiminin boy hedeflerinden biri olur ve golgotası başlar; tıpkı nezihe muhiddin gibi, tıpkı suat derviş gibi... kemalist istibdat senelerinde kendisinden bir müddet haber alınamadığı için öldüğü düşünülür.
hepsi de bakımsızlıktan, besinsizlikten ölen beş çocuklu bir ailenin hayatta kalan yegâne çocuğudur. pederi onu mektebe yollamayınca o da başına buyruk davranıp gizlice mahalle mektebine kaydolur ve okul masraflarını mahallesinden topladığı papatya, ısırgan otu gibi bitkileri aktarlara satarak karşılar. ufarak bir kız evladıyken mahalle mektebinin kapısından bir başına girer ve "ben öksüzüm, beni okutunuz hocaefendi," der. takriben bir sene sonra mektebe gittiğini öğrenen babası, "babıâli'ye kâtip mi olacaksın!?" diye bağırarak onu okuldan yaka paça, saçlarından çekiştirerek, sürüklenerek kopartır ve kendisinden 27 yaş büyük birisiyle evlendirir.
evlat acısıyla sınanır, evliliklerinden hayır görmez, üç çocukluyken terk edilir, intihara kalkışır. ömrü boyunca geçim darlığıyla, fakr u zaruret ile boğuşur, maişet gailesiyle türlü işlerle iştigâl eder, işçi eylemlerine iştirak eder, amele cemiyeti'ne üye olur. anlayacağınız, o çok yönlü ve bükülmez bir kadındır.
devamını gör...