1.
vincent van gogh hayatını akıl hastanesinde sürdürürken, 1890 yılında mercure de france dergisinde hakkında bir yazı yayınlandı. bunun ardından şimdi moskova’daki puşkin müzesi’nde bulunan “the red vineyard” adlı yağlı boya tablosunu satabildi.
bu tablo van gogh hayattayken satılan ilk ve son tablosu oldu.
tablo brüksel’de sergilendiği sırada empresyonist ressam ve sanat koleksiyoncusu anna boch isimli bir kadın tarafından 400 frank (2.000 amerikan doları) karşılığında satın alındı. tabloya bugün 70.000.000 amerikan doları değer biçiliyor.
sergei shchukin ise tablonun ikinci sahibi oldu.
860’ı tablo olan 2100 eser bırakan sanatçı hayatı boyunca fakir biri olarak yaşadı. bu tabloyu da kırmızı üzüm bağlarına bakarak çizmemiş, hayalinde canlandırarak çizmiştir.
van gogh kalbindeki insan sevgisini kelimelere dökemeyecek kadar içine kapanık olduğu için bunu resim yaparak gösteriyordu. hastalıklarla boğuşmasına rağmen çok çalıştı.
“çalışmanın insana ikinci bir gençlik yaşatmak gibi gizli bir sırrı vardır” felsefesindeydi.
kardeşi ve en iyi dostu olan theo’ya “arles’teki kırmızı üzüm bağı” ile ilgili gönderdiği 2 ekim 1888 tarihli mektupta şunlar yazıyordu.
işe gitmem gerek bağda,
majour dağı yakınlarında.
mavi gökyüzünün altında
morumsu sarı yeşil güzel
renkli bir motif var orada.
not: #324664 tanımı ile bana bu tabloyu hatırlatan kıymetli yazar calcifer’e teşekkürler.
bu tablo van gogh hayattayken satılan ilk ve son tablosu oldu.
tablo brüksel’de sergilendiği sırada empresyonist ressam ve sanat koleksiyoncusu anna boch isimli bir kadın tarafından 400 frank (2.000 amerikan doları) karşılığında satın alındı. tabloya bugün 70.000.000 amerikan doları değer biçiliyor.
sergei shchukin ise tablonun ikinci sahibi oldu.
860’ı tablo olan 2100 eser bırakan sanatçı hayatı boyunca fakir biri olarak yaşadı. bu tabloyu da kırmızı üzüm bağlarına bakarak çizmemiş, hayalinde canlandırarak çizmiştir.
van gogh kalbindeki insan sevgisini kelimelere dökemeyecek kadar içine kapanık olduğu için bunu resim yaparak gösteriyordu. hastalıklarla boğuşmasına rağmen çok çalıştı.
“çalışmanın insana ikinci bir gençlik yaşatmak gibi gizli bir sırrı vardır” felsefesindeydi.
kardeşi ve en iyi dostu olan theo’ya “arles’teki kırmızı üzüm bağı” ile ilgili gönderdiği 2 ekim 1888 tarihli mektupta şunlar yazıyordu.
işe gitmem gerek bağda,
majour dağı yakınlarında.
mavi gökyüzünün altında
morumsu sarı yeşil güzel
renkli bir motif var orada.
not: #324664 tanımı ile bana bu tabloyu hatırlatan kıymetli yazar calcifer’e teşekkürler.
devamını gör...