roman
9 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

george orwell'in kitabıdır. 1984 ya da hayvan çiftliği kadar meşhur olduğunu sanmıyorum ama en az onlar kadar gerçekleri su yüzüne çıkaran bir kitap bence. hepimiz kapitalizmin kölesiyiz ve ne yazık ki öyle olmaya devam edeceğiz.
devamını gör...
gordon para yasasına isyan etmiş bir adam. ailesi sınıf atlamak için gerekli parayı kazanabilecek tek varis olarak onu gördüğünden tüm eğitimi için ellerinden geleni yaparken bir yandan da onu bu durum için işleyerek yetiştirmiştir.
gordan ise iyi bir işte çalışıp paranın kölesi olmaktansa sefil işlerde az para ile çalışarak ruhunu özgürleştireceğine inanır.

ancak her şeyin yolu da paradır. sadakat bile para ile satın alınır. iyi bir iş hapishanesine razı olmadığından kadınlarla olan bütün ilişkilerine süreksizlik ve aldatma egemendir. paradan feragat etmek, kadından da feragat etmeyi getirir ona göre. ya para tanrısına hizmet edecek ya da kadınsız kalacaktır.

ona aşık olan rosemary'in sevgisini isterken de bir yandan onu kendinden uzaklaştırmak ister. çünkü ne kadar iyi bir insan olsa da rosemary'nin de bir gün onu yoksulluğundan dolayı aşağılayacağına inanır. bu yüzden katı, kıskanç bir bağımsızlıkla özsaygısını korumak için elinden geleni yapar.

kitabın adı da* sınıf atlama özentisindeki dar gelirlilerin bir statü göstergesi olan çiçeksiz bir zambak türünden gelir.


"insanoğlunun ve meleklerin diliyle konuşsam da, param olmadığından, ses üfleyen bir trompet ya da çınlayan bir çembalo konumundayım. geleceği görme, bütün gizemleri ve bütün bilgileri anlama yetim olsa da, dağları yerinden oynatacağıma inansam da param yoksa, bir hiçim. bütün varlığımı yoksulları doyurmaya adasam da, yakılmak üzere bedenimi sunsam da, param yoksa, bunların bana hiçbir yararı yok. para çok acı çeker, naziktir; para kıskanmaz; para kendini övmez, şişinmez, uygunsuz davranmaz, kendini düşünmez, kolay aldanma, kötü şey düşünmez; eşitsizlikten hoşlanmaz ama hakikatle coşar; her şeye katlanır, her şeye inanır, her şeyi umar, her şeye dayanır... ve şimdi, inanç, umut ve para hüküm sürmekte; bu üçü egemen ama içlerinde en yücesi, para."
devamını gör...
george orwell'in 1936 yılında yayınlanan romanıdır.

tek başına kapitalizme ve paraya savaş açmış bir kahramanı okuyoruz kitap boyunca. kahramanımızın da dediği gibi yükselmek kolay ancak batmak zordur.
batmaya çalışmaktan vazgeçince içimde bir şeyler kırıldı sanki. keşke böyle bitmeseydi demekten alamadım kendimi.



"evlilik, para-tanrısının kurduğu bir tuzaktı sadece. yemi kapıyorsun, pat, kapan kapanıyor; o andan sonra, cenaze arabasıyla kensal mezarlığı’na götürülünceye dek “iyi” bir işe ayağından zincirle bağlanıyorsun. ah, ne hayat! zambak yaprakları gölgesinde yasal cinsel ilişki. bebek arabası itekleme ve gizli zinalar. karın durumu öğreniyor ve kristal viski sürahisini kafanda kırıyor. "




“bugün yaşadığımız hayat! hayat değil bu, kokuşmuşluk, hayat içinde ölüm. şu uğursuz evlere bak ve içinde yaşayan anlamsız insanlara bak! bazen hepimizin birer ceset olduğunu düşünüyorum. kokuşmakta olan cesetler.”

devamını gör...
george orwell’ın ,ismini o dönemde statü atlama sembolü olan aspidistra çiçeğinden alan romanı. kitap olaylardan çok, 29 yaşındaki kahramanımız gordon comstock’un düşüncelerinden ve duygularından oluşmaktadır.

konusu kısaca şöyle: bir kitapçıda çalışan gordon comstock , pansiyon tarzı bir binada eski bir odada yaşamaktadır. ucu ucuna yaşamaktadır. cebinde hiçbir zaman yeterli parası olmaz ve son paralarını yemeğe mi sigaraya mı harcaması gerektiği konusunda sürekli düşünce halindedir.
eline iyi iş fırsatları geçmiştir, ama o ‘sıkıntıya’ gelememiştir. düzene uyup iyi yaşamak yerine, parasız kalmayı tercih etmiştir ama yine mutsuzdur ve hayatındaki her kötü olayı parasızlığına vurur. kitap klübüne çağrılmamasını, arkadaşının ona göz devirmesini gibi.
o sırada bir sevgilisi de vardır. iyi bir kızdır ama parasızlığının verdiği özgüvensizlikle kıza da ters davranmaktadır. o dönem statü sembolü olan ve sınıf atlayan herkesin evinde bulunan aspidistrayı da eleştirmektedir.gordon düzene uyacak mı? yoksa cebinde metelikle sefalet içinde yaşamaya devam mı edecektir?

yazım dili çok sade, betimlemeleri yerinde. gordon’un zihninde yaşadığınızı hissediyorsunuz adeta. karakterin duygularını ve düşüncelerini mükemmel şekilde yansıtmış. hani gün içinde kafamızdan milyon tane düşünce geçer ya, yazarımız o düşünceleri yazıya iletecek kadar iyi bir karakter oluşturmuş.

içiniz ara ara sıkılacak, gordon’a üzülecek,acıyacak çoğu zaman da kızacaksınız. olaydan ziyade karakter etrafında dönen kitapları sevenler için iyi bir tercih olacaktır.

kitabın başlangıcında yer alan pavlus’un korintoslulara gönderdiği 1.mektup’dan alıntı şöyle:


insanoğlunun ve meleklerin diliyle konuşsam da,param olmadığından,ses üfleyen bir trompet ya da çınlayan çembalo konumundayım. geleceği görme,bütün gizemleri anlama yetim olsa da ,dağları yerinden oynatacağıma inansam da param yoksa, bir hiçim. bütün varlığımı yoksulları doyurmaya adasam da ,yakılmak üzere bedenimi sunsam da, param yoksa bunların hiçbir yararı yok. para çok acı çeker, naziktir; para kıskanmaz, para kendini övmez,şişinmez,uygunsuz davranmaz,kendini düşünmez, kolay aldanmaz,kötü şey düşünmez;eşitsizlikten hoşlanmaz,ama hakikatle coşar; her şeye katlanır,her şeye inanır,her şeyi umar,her şeye dayanır.ve şimdi ,inanç,umut ve para hüküm sürmekte ;bu üçü egemen,ama içlerinde en yücesi para.
devamını gör...
bir george orwell romanıdır.

1984 ve hayvan çiftliği'nin büyük yazarı george orwell sadece bu iki kitabı yazmamıştır elbette. benim için en az bu iki kitap kadar iyi bir kitap olan aspidistra'nın da yazarıdır. ve aspidistra müthiş bir mış gibi yapmak çiçeğidir.

çiçek dediğime bakmayın aspidistra çiçek açmaz. o kendi halinde, tatsız tuzsuz bir zambaktır. olduğu yerden mutlu olmayan insanların daha yüksekte olanlara öykünme çabası ile camların kenarına koydu "belki biz de bir gün" çiçeğidir.

yine çiçek dedim ama değildir işte. hiç çiçek açmaz ama açmak için çabalar. zenginlerin parçalanıp gökyüzünden yeryüzüne düşmüş bir gökkuşağı görüntüsündeki bahçelerine özenir fakir insanların camlarında. aspidistra çiçek olmaya özenen bir çiçektir.

sürçülisan alışkanlık olunca böyle oluyor sevgili sözlük yazarları. yine çiçek dedim ama gerçekten çiçeği yok. aspidistra parası olmadığı için sevilmeyeceğini düşünen, kendini aşka bile layık görmeyen, ailenin umudu olmanın ağırlığı yüzünden her zaman biraz kambur yürüyen bir adamın üstüne sinen kokudur en güzelinden.

aspidistra en can yakan george orwell romanıdır.
devamını gör...
kitap eleştirisi yapmadan önce üstteki yazarların tanımlarını okumak çok kötü bir fikirmiş. şimdi ne yazsam tekrar, ne yazsam taklit, ne yazsam eksik olacakmış gibi geliyor.

aspidistra çiçeği (ay pardon çiçek demişim) hakkında @insan olun biraz kankamın yazdıklarına +1 demekle yetiniyorum sadece. çok güzel açıklamış. o kadar güzel açıklamış ki, kitapta bile bu kadar güzel açıklanmamıştı.

gordon comstock ailesinin tüm emeklerine sırtını dönen şımarık bir çocuk aslında. param yok bu nedenle kimse beni sevmez, herkes beni terk eder, bugün sevse bile yarın gider, kadınlar zaten para yoksa üzer diye geziyor ortalıkta. ha gel iş bulduk gir dense ona da bir ton itirazı var. ne ayranı dökülsün ne bir şey. (sansür değil sözün devamını unuttum.) tek arkadaşına ve dangozluğuna rağmen ona katlanan sevgilisine karşı tavırları da pek bir itici.

kimsenin söylemediği bir iki nokta var değinmek istediğim:
1) gordon comstock atanamamış martin eden'dır. okudukça martin'ciğime selam çakan tek ben değilimdir umarım. özellikle ilk yarıda sürekli olarak martin'i andım ama martin sempati uyadnırırken gordon antipati uyandırdı tabii ki.
2) gordon ve rosemary public sevişecekken rosemary durduruyor, gebe kalırım yapmayalım diyor. gordon da tamam diyip küsüp gidiyor. şştt aloo. doğum kontrol yöntemleri var milyon tane. şahit olmasam da ilk çağlardan beri uygulanabilen en az bir doğum kontrol yöntemi olduğuna eminim. siz duymadınız mı ya hiç?
gordon'un saçmasapan atarı üzerine basıp gitmesi gereken rosemary günler sonra geliyor, hadi sevişelim hamile kalacaksam da kalayım diyor ve o gün hemen hamile kalıyor. jinju bunu beğenmedi.
devamını gör...
kitaba ismini veren aspidistra, çiçeksiz bir zambaktır ve aslında pek de bir işlevi yoktur. 1930’ların ingilteresinde bir statü göstergesidir. george orwell de bu ironik sembol üzerinden ilerliyor bu kitapta.
baş karakterimiz gordon, sistemin, kapitalizmin dışında kalmaya çalışarak yaşayan bir karakter. yoksulluk çekme pahasına da olsa “iyi bir iş” istemiyor. orwell, bu karakteri yaratırken kendinden yola mı çıkmış bilmiyorum ama gordon’un kitapçıda çalışması, yazar olması gibi paralellik gösteren özellikler mevcut.
kitabı beğendim ama canımı çok sıktı açıkçası. gordon’un aptal olduğunu düşünüyorum. hem para kazanmayı reddedip hem de parasızlıkla kafayı bozması, bunun yüzünden bunalımlara girmesi sinir bozucuydu.
gordon’un ailesi de anlatılıyor kitapta ve çok güzel bir ironi oluşturan ayrıntılardandı bence bu. başarısız, travmalı bir ailenin başarısız olmak için elinden geleni yapan oğlu. ablasına da çok üzüldüğümü söylemem gerek.
kitabın sonu ise beklediğim gibi bitti. mutlu ya da mutsuz bir son değildi ama olağan bir sondu.
kitabın akışı ve yazılış tarzı kendini okutan cinsten. zaten orwell gibi usta bir yazarın üslubuna vs. diyecek yok.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim