yazar: emile zola
yayım yılı: 1885
19. yüzyılın başından itibaren giderek artan işçi sınıfının örgütlü direnişi, bu dönemde teorik olarak sorunun analizini gerekli kılmaya başladı. bir yandan bu dönemde, çeşitli filozoflar, bilim insanları işçi sınıfının bilimsel teorisini ortaya koyarken, emile zola gibi edebiyatın büyük isimleri de, işçi sınıfının trajedisini edebiyata yansıtıyordu. germinal, dönemin fransa'sında maden işçilerinin insanlık dışı hayat şartlarını, yaşam mücadelesini konu almaktadır. iki endüstriyel sınıfın mücadelesinde, zola'nın kalemi ezilenden yanadır.
yayım yılı: 1885
19. yüzyılın başından itibaren giderek artan işçi sınıfının örgütlü direnişi, bu dönemde teorik olarak sorunun analizini gerekli kılmaya başladı. bir yandan bu dönemde, çeşitli filozoflar, bilim insanları işçi sınıfının bilimsel teorisini ortaya koyarken, emile zola gibi edebiyatın büyük isimleri de, işçi sınıfının trajedisini edebiyata yansıtıyordu. germinal, dönemin fransa'sında maden işçilerinin insanlık dışı hayat şartlarını, yaşam mücadelesini konu almaktadır. iki endüstriyel sınıfın mücadelesinde, zola'nın kalemi ezilenden yanadır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "anonim yazar" tarafından 15.12.2020 06:59 tarihinde açılmıştır.
1.
okudukça gerçekçiliği karşısında karnınıza kramplar sokan ve sizi içten içe oyan émile zola kitabı. uzun yıllar boyunca işçi sınıfını temsil etmiştir. determinizmin kıyılarında gezen karakterleri ve sınıf çatışması hakkında en gerçekçi yorumlardan birini ortaya koyması sebebiyle okumaktan en çok keyif aldığım kitaplardan biridir aynı zamanda. zola betimlemeleri birebir çevrilebilecek bir yazar değil ne yazık ki ve bundan dolayı ana dilinde okumuyorsanız bazı durumlarda kopukluklar yaşamanız olası bir durum yine de hamdi varoğlu çevirisi oldukça güzeldir.
--- alıntı ---
les grèves ? des bêtises ! puis, au milieu du silence faché qui s'était fait, il ajouta doucement:
- en somme, je ne dis pas non, si ça vous amuse : ça ruine les uns, ça tue les autres, et c'est toujours autant de nettoyé... seulement de ce train-là, on mettrait bien mille ans pour renouveler le monde. commencez donc par me faire sauter ce bagne où vous crevez tous !
--- alıntı ---
--- alıntı ---
les grèves ? des bêtises ! puis, au milieu du silence faché qui s'était fait, il ajouta doucement:
- en somme, je ne dis pas non, si ça vous amuse : ça ruine les uns, ça tue les autres, et c'est toujours autant de nettoyé... seulement de ce train-là, on mettrait bien mille ans pour renouveler le monde. commencez donc par me faire sauter ce bagne où vous crevez tous !
--- alıntı ---
devamını gör...
2.
emile zola'nın muhtelemen en meşhur kitabı. kitap bir kasaba yaşayan maden işçilerinin yaşadıkları insanlık dışı koşulları ve işçilerin grev yapmasını konu alır. emile zola bu eserinde yoksulluğu, pisliği, çaresizliği çok başarılı betimler. bu yüzden de kitap bitince üzerinize öküz oturmuş gibi kalırsınız çünkü 19. yüzyıl işçi sınıfının gamı ve kederi tüm ağırlığıyla üzerinize çökmüştür. bu etkiden kurtulmak için dışarı çıkıp bir kahveciden kahve alarak kitaptaki dünyadaki yaşamadığınıza kendini ikna etmeye çalışabilirsiniz.
devamını gör...
3.
émile zola'nın yazdığı ,realizmin üst doruklarini yaşatan ve fransızlara saygimi kat kat artıran kitap.
tanım entrysini geçtikten sonra çoğunuzun çok yakından tanıdığı bir ülke var.bu ülke de ki yaşlı kesimin sadece küçük bir kısmı bu kitabı okusaydi.bu ülke çok daha çok farklı bir konumda olurdu. ne yazık ki bu ülke cahilligin içinde yüzen bir ülke.sadece bir kağıt parçasından oluşan bu kitabın fiyatı,bu ülkenin işçilerinin günlük kazandığı paranın yarısı.nedenlerini sorgulamakta sizlere düşer.
tanım entrysini geçtikten sonra çoğunuzun çok yakından tanıdığı bir ülke var.bu ülke de ki yaşlı kesimin sadece küçük bir kısmı bu kitabı okusaydi.bu ülke çok daha çok farklı bir konumda olurdu. ne yazık ki bu ülke cahilligin içinde yüzen bir ülke.sadece bir kağıt parçasından oluşan bu kitabın fiyatı,bu ülkenin işçilerinin günlük kazandığı paranın yarısı.nedenlerini sorgulamakta sizlere düşer.
devamını gör...
4.
etienne,senin gibi her ülkede 10 insan olsa dünya bambaşka bir yer olurdu.dünya bu düzeni değiştirmek,yenilemek,iyileştirmek için bağrına bir tohum atılmasını bekliyor;kıyamete kadar da bekleyecek..
germinal latince tohum demektir.
germinal latince tohum demektir.
devamını gör...
5.
hani bazı karakterler vardır hikayedeki esas oğlanın önüne geçer, sempati toplar. işte bu kitaptaki suvarin karakteri bende öyle bir yere sahip, severiz.
devamını gör...
6.
natüralist zola'nın romanı.
konu:
maden. maden işçileri.
eski iş yerinden ustabaşını tokatlaması sebebiyle dehlenen etienne (etiyen deyü okunur) yeni bir iş arayışındayken yolunun düştüğü madene bir şekilde kabul ettiriyor kendini. ancak bu iş yerinde (diğer her yerde olduğu gibi) işçilere yapılan haksızlıklar hadsafjasdsda olduğundan sendikalaşma, örgütleşme, grev gibi haklardan faydalanmaları konusunda işçileri bilinçlendirmede başı çekiyor etienne. aşık oluyor, dost ediniyor, aç kalıyor... çok aç kalıyor. ancak sonunda başarıyor... mu? bilmem. onu da ben söyleyemem okuyun öğrenin.
eyyor:
vikipedinin söylediğine göre bizde de natüralizmin ilk temsilcisi kabul edilen hüseyin rahmi gürpınar beyciğim yazdığı bir romandaki müstehcenlik dolaysıyla yargılanmış ve duruşmaya çıktığında kendini şu sözlerle savunmuş: "gerçek öykücülük, tüm bilimleri, fenleri kapsayan, her kötülüğü, her hastalığı, her gizli fesadı, yarayı aydınlığa çıkaran yüce bir güçtür"
germinal boyunca maden işçilerinin ve tabii işverenlerinin her türlü kötülüğünü, hastalığını, fesadını ve yarasını okuyoruz ve bu hikayeyi böyle muhteşem kılan da o! gerçeklerin şılaks diye yüzümüze vurması. kötünün tüm kötülüklerini görmemiz, zihnindeki tüm hastalığı okumamız. o kadar doğal ki gerçekliğinden bir an şüphe ettirmiyor.
zola'nın bu kitabı yazmadan önce madenlere inip çıktığını, oradaki işçilerle içli dışlı olduğunu, böylece mükemmel tasvirlerle bize oraları anlatabildiğini söylüyorlar.
ayrıca öyle bir aydınlatma yaratmış ki bu roman, zola'nın cenaze töreni "ger mi nal, germi nal!!" diye haykıran işçilerle dolmuş taşmış. öyle diyolla.
ulan keşke o günlere şahit olabilseydik be.
emile zola'nın erkek olmasını kabullenemiyorum ya. bence kesinlikle kadın.
emine pir zola'nın gerçek adının emine olması kadar eminim bundan.
konu:
maden. maden işçileri.
eski iş yerinden ustabaşını tokatlaması sebebiyle dehlenen etienne (etiyen deyü okunur) yeni bir iş arayışındayken yolunun düştüğü madene bir şekilde kabul ettiriyor kendini. ancak bu iş yerinde (diğer her yerde olduğu gibi) işçilere yapılan haksızlıklar hadsafjasdsda olduğundan sendikalaşma, örgütleşme, grev gibi haklardan faydalanmaları konusunda işçileri bilinçlendirmede başı çekiyor etienne. aşık oluyor, dost ediniyor, aç kalıyor... çok aç kalıyor. ancak sonunda başarıyor... mu? bilmem. onu da ben söyleyemem okuyun öğrenin.
eyyor:
vikipedinin söylediğine göre bizde de natüralizmin ilk temsilcisi kabul edilen hüseyin rahmi gürpınar beyciğim yazdığı bir romandaki müstehcenlik dolaysıyla yargılanmış ve duruşmaya çıktığında kendini şu sözlerle savunmuş: "gerçek öykücülük, tüm bilimleri, fenleri kapsayan, her kötülüğü, her hastalığı, her gizli fesadı, yarayı aydınlığa çıkaran yüce bir güçtür"
germinal boyunca maden işçilerinin ve tabii işverenlerinin her türlü kötülüğünü, hastalığını, fesadını ve yarasını okuyoruz ve bu hikayeyi böyle muhteşem kılan da o! gerçeklerin şılaks diye yüzümüze vurması. kötünün tüm kötülüklerini görmemiz, zihnindeki tüm hastalığı okumamız. o kadar doğal ki gerçekliğinden bir an şüphe ettirmiyor.
zola'nın bu kitabı yazmadan önce madenlere inip çıktığını, oradaki işçilerle içli dışlı olduğunu, böylece mükemmel tasvirlerle bize oraları anlatabildiğini söylüyorlar.
ayrıca öyle bir aydınlatma yaratmış ki bu roman, zola'nın cenaze töreni "ger mi nal, germi nal!!" diye haykıran işçilerle dolmuş taşmış. öyle diyolla.
ulan keşke o günlere şahit olabilseydik be.
emile zola'nın erkek olmasını kabullenemiyorum ya. bence kesinlikle kadın.
emine pir zola'nın gerçek adının emine olması kadar eminim bundan.
devamını gör...