1.
çok merak ediyorum, bu fakültenin, insanlığa, dünyaya, ilime bilime vs vs ne katkısı var? ne okutuluyor orada ? sünni müslümanlığın dehlizleri... yaw 1500 yıl önce "yazılmış" bir kitap için fakülte mi açılır? din dogmatiktir, statiktir zaten, neyini araştırıp neyini keşfediyorsunuz? bu dünyaya bir gram faydanız ne? ne keşfediyorsunuz bu fakültelerde?
devamını gör...
2.
mercedes sahibi üretim çiftlikleri
devamını gör...
3.
ilahiyat fakültesinin önünden bile geçmemiş insanlar, ilahiyat fakültelerine sallamasın lütfen. doktorlar nasıl ki çağla şikel'e çıkan *doktorlardan ibaret değilse, ilahiyat fakültelerinde de çok değerli bilim insanları var.
sadece islam'ı anlatmak da değil yaptıkları şey. şintoizm'den caynizm'e, maniheizm'den sihizm'e kadar dünya üzerinde inanılmış ne kadar din ve inanış varsa hepsini anlatıyorlar.
sadece islam'ı anlatmak da değil yaptıkları şey. şintoizm'den caynizm'e, maniheizm'den sihizm'e kadar dünya üzerinde inanılmış ne kadar din ve inanış varsa hepsini anlatıyorlar.
devamını gör...
4.
sadece islam'ı değil diğer dinleri de anlatıyor diye savunulan fakülte. yahu din işte sonuçta. sihizm anlatınca farklı bir şey mi oluyor? ya da şu din bu din ilişkisi, benzerliği vs. anlatınca çok mu başka şeyler söylenmiş oluyor?
ayrıca bu fakültelerin "en sevilmeyen" ve "dışlanan" hocaları da dinler tarihçileri ile tasavvufçulardır. ilahiyat fakültesi deyince akla temel islam bilimleri adlı anabilim dalları gelir. kıraat, hadis, tefsir, fıkıh. onun dışındaki dinler tarihi, felsefe, mantık, islam tarihi vs. ilahiyattan pek sayılmaz.
bilim anlamında ülkeye zerre faydası yoktur zira bence bu fakültede yapılan bilim değildir. dogmatik bilgiler, değiştirilemeyen kurallar, yeni bir şey ortaya koymanın neredeyse imkansız olduğu bir alanı bilimden sayamıyorum maalesef. ilim olması konusunda saygım sonsuz. ilim sahibi çok değerli, aklı başında hocalar vardır elbette bu fakültelerde. ancak dediğim gibi yaptıkları ilimden öteye gidemiyor benim gözümde.
ayrıca ülkedeki ilahiyat fakültelerinde bir araştırma yapın, hocasından öğrencisine büyük bir çoğunluk medrese eğitiminin ve medrese ekolünün destekçisidir. öyle de olmalı bence de. zira öğrenilmeye çalışılan ilim için en ideali odur.
son yıllarda öğrenci profili de oldukça değişmiştir. atama anlamında diğer öğretmenliklere oranla atanma şansı yüksek olduğundan ilahiyatla, dinle, ilimle uzaktan yakından alakası olmayan öğrencilerle karşılaşmak mümkün. tabii imam hatip lisesi mezunu değilseniz veya bir kur'an kursu ya da bir medrese eğitimimiz yoksa arapça hazırlık sınıfında ilk senede başarılı olmanız oldukça güç.
ayrıca bu fakültelerin "en sevilmeyen" ve "dışlanan" hocaları da dinler tarihçileri ile tasavvufçulardır. ilahiyat fakültesi deyince akla temel islam bilimleri adlı anabilim dalları gelir. kıraat, hadis, tefsir, fıkıh. onun dışındaki dinler tarihi, felsefe, mantık, islam tarihi vs. ilahiyattan pek sayılmaz.
bilim anlamında ülkeye zerre faydası yoktur zira bence bu fakültede yapılan bilim değildir. dogmatik bilgiler, değiştirilemeyen kurallar, yeni bir şey ortaya koymanın neredeyse imkansız olduğu bir alanı bilimden sayamıyorum maalesef. ilim olması konusunda saygım sonsuz. ilim sahibi çok değerli, aklı başında hocalar vardır elbette bu fakültelerde. ancak dediğim gibi yaptıkları ilimden öteye gidemiyor benim gözümde.
ayrıca ülkedeki ilahiyat fakültelerinde bir araştırma yapın, hocasından öğrencisine büyük bir çoğunluk medrese eğitiminin ve medrese ekolünün destekçisidir. öyle de olmalı bence de. zira öğrenilmeye çalışılan ilim için en ideali odur.
son yıllarda öğrenci profili de oldukça değişmiştir. atama anlamında diğer öğretmenliklere oranla atanma şansı yüksek olduğundan ilahiyatla, dinle, ilimle uzaktan yakından alakası olmayan öğrencilerle karşılaşmak mümkün. tabii imam hatip lisesi mezunu değilseniz veya bir kur'an kursu ya da bir medrese eğitimimiz yoksa arapça hazırlık sınıfında ilk senede başarılı olmanız oldukça güç.
devamını gör...
5.
inanç ile bilim aynı yerde olmaz. bilim ispat gerektirir. tekrar edilebilir yöntem gerektirir...
devamını gör...
6.
dinî bilimler ve dahi ilimlerin derslerinin öğretildiği fakülte.
aramızdan bazı yazarlar bunlardan birinde okumuş ve mezun olmuştur.
aramızdan bazı yazarlar bunlardan birinde okumuş ve mezun olmuştur.
devamını gör...
7.
başarabilirsem bir gün okumak istediğim fakülte.
sosyal bilimciyim ve akademiye kıyıdan köşeden girmeye çalışıyorum kendi alanımda. küçük bir çocukken de hayalim odam olsun, okuyayım, yazayım bana bunun için para versinler'di. hâlâ da öyle. akademiyi günümüzdeki yaygın algıyla görmüyorum ve kendi kendime işleri oldukça zorlaştırıyorum. sosyoloji okuyorum mesela. niye? çünkü alanım gereği bilmem gerektiğini iddia ettim kendi kendime. sosyolog olacağım diye değil, bunları yazarken bu konuda altyapım olması gerekiyor diye. ilahiyat da öyle benim için. kendimi dinler konusunda yetersiz görüyorum ve o diplomayı alana kadar da yetersiz göreceğim.
ama bundan yıllar önce lisans öğrencisiyken günlerce ilahiyat fakültesine gidip gelmiştim. çünkü çalışmak istediğim bir alan vardı ve bence kesinlikle arapça bilmem gerekiyordu. kendi üniversiteniz içinde başka fakülte ya da bölümlerden misafir öğrenci olarak ders alabiliyorsunuz, dersleri takip edip sınavlara giriyorsunuz başarılı olursanız bu kişi şu alanda bu eğitimi almıştır diye kağıt veriyorlar. günlerce gidip geldim, tüm hocalarla, asistanlarla tanıştım, kelimenin tam anlamıyla dekanın kapısında yattım. en son dekanla karşılıklı kahve içerken üzgünüm ama senin derslere girmene izin veremem, dedi. sorun sende değil bizim öğrencilerimizde diye de belirtti. çünkü benim gidip geldiğim o günlerde fakültedeki tek başı açık kadın ben olduğum için yeterince dikkat ve tepki çekmişim. derste, fakültede biri bir şey derse veya yaparsa cevap versem de vermesem de en ufak olayda dışarıdan gelen olduğum için ben suçlu oluyormuşum. öğrencilerini biraz tanıyorlarsa yaparmışlar da. bana bunu yaşatmak istemedikleri için beni derslere almadılar. o kadar kırılmıştımki kaç yıl geçerse geçsin hatırladığım an karşımda dekan konuşuyormuş gibi geliyor, sanki ilk kez duyuyorum o konuşmayı ve ilk kez kırıyor. ben hakkım olanı talep ettim ama azınlık olduğum için alamadım. biraz da bu yüzden o fakültenin kapısından dimdik giresim var.
sosyal bilimciyim ve akademiye kıyıdan köşeden girmeye çalışıyorum kendi alanımda. küçük bir çocukken de hayalim odam olsun, okuyayım, yazayım bana bunun için para versinler'di. hâlâ da öyle. akademiyi günümüzdeki yaygın algıyla görmüyorum ve kendi kendime işleri oldukça zorlaştırıyorum. sosyoloji okuyorum mesela. niye? çünkü alanım gereği bilmem gerektiğini iddia ettim kendi kendime. sosyolog olacağım diye değil, bunları yazarken bu konuda altyapım olması gerekiyor diye. ilahiyat da öyle benim için. kendimi dinler konusunda yetersiz görüyorum ve o diplomayı alana kadar da yetersiz göreceğim.
ama bundan yıllar önce lisans öğrencisiyken günlerce ilahiyat fakültesine gidip gelmiştim. çünkü çalışmak istediğim bir alan vardı ve bence kesinlikle arapça bilmem gerekiyordu. kendi üniversiteniz içinde başka fakülte ya da bölümlerden misafir öğrenci olarak ders alabiliyorsunuz, dersleri takip edip sınavlara giriyorsunuz başarılı olursanız bu kişi şu alanda bu eğitimi almıştır diye kağıt veriyorlar. günlerce gidip geldim, tüm hocalarla, asistanlarla tanıştım, kelimenin tam anlamıyla dekanın kapısında yattım. en son dekanla karşılıklı kahve içerken üzgünüm ama senin derslere girmene izin veremem, dedi. sorun sende değil bizim öğrencilerimizde diye de belirtti. çünkü benim gidip geldiğim o günlerde fakültedeki tek başı açık kadın ben olduğum için yeterince dikkat ve tepki çekmişim. derste, fakültede biri bir şey derse veya yaparsa cevap versem de vermesem de en ufak olayda dışarıdan gelen olduğum için ben suçlu oluyormuşum. öğrencilerini biraz tanıyorlarsa yaparmışlar da. bana bunu yaşatmak istemedikleri için beni derslere almadılar. o kadar kırılmıştımki kaç yıl geçerse geçsin hatırladığım an karşımda dekan konuşuyormuş gibi geliyor, sanki ilk kez duyuyorum o konuşmayı ve ilk kez kırıyor. ben hakkım olanı talep ettim ama azınlık olduğum için alamadım. biraz da bu yüzden o fakültenin kapısından dimdik giresim var.
devamını gör...
8.
düşünün; bir fakülte var, 1500 yıl önce kimin yazdığı belli olmayan bir kitap üzerine 4 yıl boyunca eğitim görüyorsunuz...ve o kitaptan muhammed'in bile haberi yok...
devamını gör...
9.
ülkemizin şu anda bulunduğu güzel konuma ve muasır medeniyetler seviyesine yükselmesine olanak sağlayan yüce fakülte. gençlerimizin bu fakülteleri tercih ederek hem kendilerine hem de ülkemize faydalı olmalarını isterim.
devamını gör...
"ilahiyat fakültesi" ile benzer başlıklar
ilahiyat
4