orijinal adı: bréviaire du chaos
yazar: albert caraco
yayım yılı: 1982
caraco bu eserinde; dünyanın çürümesinin sebeplerini, düzenin düzensizliğini, aile ve betonlaşma gibi kavramları karamsar ve gerçekçi bir dille okurlarına sunuyor.
yazar: albert caraco
yayım yılı: 1982
caraco bu eserinde; dünyanın çürümesinin sebeplerini, düzenin düzensizliğini, aile ve betonlaşma gibi kavramları karamsar ve gerçekçi bir dille okurlarına sunuyor.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "insan olun biraz" tarafından 13.10.2021 10:23 tarihinde açılmıştır.
1.
albert caraco istanbul’da doğmuş seferad yahudisi olan bir yazardır ve dikkate alınması gereken önemli bir edebiyat ve düşünce insanıdır.
benim için caraco filmlerde bolca rastladığımız elindeki kartona “the end is near” yazan ve insanları dünyanın sonu konusunda bağıra bağıra uyarmaya çalışan o adamdır. o adam bazen tehlikeli, bazen de düpedüz bir deli olarak görülse de aslında olan biteni en iyi anlayan kişidir ve sözüne kulak vermekte fayda vardır.
kaos’un kutsal kitabı okuduğum en kışkırtıcı kitaplardan biri olabilir. belki de en kışkırtıcısıdır. albert caraco intihar fikrini ailesini üzmemek için erteleyen ama önce annesinin ölümü, ardından babasının ölümü ile bu fikre tekrar dönen ve babasının ölümünden birkaç saat sonra da intihar eden bir yazar.
caraco medeniyete dargın, sürekli ürüyor oluşumuz onu rahatsız ediyor, tüketmekten başka bir şey bilmeyen insan hayvanlarına kızgın, betonarme şehirler onu boğuyor, bir böcek kolonisi gibi dolaşan insanlara da gökten düşen tanrılara da lanet etmekte.
tam bir münzevi olan, yazmaktan başka bir iş yapmayan ve hiçbir düzeltme yapmadan yazan ve bunu her gün aynı zaman dilimi içinde altı saat boyunca yapan caraco kendisi bunu iddia etmemiş olsa da bu kitapla peygamberliğini ilan etmiştir.
büyük yazardır ve cesareti olan okumalıdır.
benim için caraco filmlerde bolca rastladığımız elindeki kartona “the end is near” yazan ve insanları dünyanın sonu konusunda bağıra bağıra uyarmaya çalışan o adamdır. o adam bazen tehlikeli, bazen de düpedüz bir deli olarak görülse de aslında olan biteni en iyi anlayan kişidir ve sözüne kulak vermekte fayda vardır.
kaos’un kutsal kitabı okuduğum en kışkırtıcı kitaplardan biri olabilir. belki de en kışkırtıcısıdır. albert caraco intihar fikrini ailesini üzmemek için erteleyen ama önce annesinin ölümü, ardından babasının ölümü ile bu fikre tekrar dönen ve babasının ölümünden birkaç saat sonra da intihar eden bir yazar.
caraco medeniyete dargın, sürekli ürüyor oluşumuz onu rahatsız ediyor, tüketmekten başka bir şey bilmeyen insan hayvanlarına kızgın, betonarme şehirler onu boğuyor, bir böcek kolonisi gibi dolaşan insanlara da gökten düşen tanrılara da lanet etmekte.
tam bir münzevi olan, yazmaktan başka bir iş yapmayan ve hiçbir düzeltme yapmadan yazan ve bunu her gün aynı zaman dilimi içinde altı saat boyunca yapan caraco kendisi bunu iddia etmemiş olsa da bu kitapla peygamberliğini ilan etmiştir.
büyük yazardır ve cesareti olan okumalıdır.
devamını gör...
2.
albert caraco'nun şaheseri. sert, provokatif bir realizmle yazdığı tamamen doğanın yasalarını aktararak insanlığa edilen bir lanet. çirkin yapıtlarımıza ve putperest cinlenmiş yaşamlarımıza edilen haklı bir küfür. gökten firar eden tanrılara bir lanet. ışık ergüden'in takdir edilesi çabasıyla yayınlanan bu şaheser; şantiyeye dönen şehirlerimizde insanın varlığını sorgulatan bir kitap.
milyarlarca gereksiz akkarınca uğultusunun arasında kendi benliğini kaybederek sadece bir üretim aracı haline gelen sapiens'in nasıl da spermatik bir uyurgezere dönüştüğünü anlatır sayfalarında. çoğalmayı kötülüğün kaynağı olarak görür. üremek bütün melanetlerin başında gelir. oysa ki dünya sodomistler ve otuzbircilerle dolu olsaydı şimdikinden çok daha az sefil çok daha az gülünç olurdu diye haykırır caraco.
paragrafları arasında insanlığın tutmayan ölçülerinden ve yozlaşmış kültürlerinin yarattığı çirkin metropolitan kalıntılarından tiksintiyle söz eder. tüm bu tutarsızlık ve durmadan üretim çılgınlığının devasa bir savaşla son bulacağını bir kahin gibi görür. sorunlarımız çözümsüz kaldıkça savaşa gidiyoruz der, tıpkı ölüme doğru gittiğimiz kesinliği gibi.
üçer beşer üreyen böcek kitlesinin devamlılığını isteyen sahtekar ruhban kesimine olanca öfkesini kusarak tanrının varlığı ile yokluğunun eşit derecede önemsiz olduğunu savunur. sunaklarından dumanlar tüten acı ölüm ve deliliğin artık cinlenmiş insanın, üreyip her şeyi kirleten insanın tapındığı küçük korkunç dehşetli putlar olduklarını anlatır.
işte atalarımız bu cehennem sirkine bizi umursamazca atan kültür despotlarıydı. tarihi kendi üzerine bir döngüyle döndürmenin yaşamak olduğunu sandılar ve gelecek nesillere çirkinliklerini aktararak inlemeler içinde eciş bücüş hücrelerde ölüme kurban verildiler.
her gün yaşadığımız kollektif cinneti ve esasında buradan çıkışın yollarını anlatan "son peygamber"in bu sert,karanlık ve son derecede gerçekçi eseri; hakikate yaklaşmak için okunması gereken bir başucu kitabı niteliğinde.
milyarlarca gereksiz akkarınca uğultusunun arasında kendi benliğini kaybederek sadece bir üretim aracı haline gelen sapiens'in nasıl da spermatik bir uyurgezere dönüştüğünü anlatır sayfalarında. çoğalmayı kötülüğün kaynağı olarak görür. üremek bütün melanetlerin başında gelir. oysa ki dünya sodomistler ve otuzbircilerle dolu olsaydı şimdikinden çok daha az sefil çok daha az gülünç olurdu diye haykırır caraco.
paragrafları arasında insanlığın tutmayan ölçülerinden ve yozlaşmış kültürlerinin yarattığı çirkin metropolitan kalıntılarından tiksintiyle söz eder. tüm bu tutarsızlık ve durmadan üretim çılgınlığının devasa bir savaşla son bulacağını bir kahin gibi görür. sorunlarımız çözümsüz kaldıkça savaşa gidiyoruz der, tıpkı ölüme doğru gittiğimiz kesinliği gibi.
üçer beşer üreyen böcek kitlesinin devamlılığını isteyen sahtekar ruhban kesimine olanca öfkesini kusarak tanrının varlığı ile yokluğunun eşit derecede önemsiz olduğunu savunur. sunaklarından dumanlar tüten acı ölüm ve deliliğin artık cinlenmiş insanın, üreyip her şeyi kirleten insanın tapındığı küçük korkunç dehşetli putlar olduklarını anlatır.
işte atalarımız bu cehennem sirkine bizi umursamazca atan kültür despotlarıydı. tarihi kendi üzerine bir döngüyle döndürmenin yaşamak olduğunu sandılar ve gelecek nesillere çirkinliklerini aktararak inlemeler içinde eciş bücüş hücrelerde ölüme kurban verildiler.
her gün yaşadığımız kollektif cinneti ve esasında buradan çıkışın yollarını anlatan "son peygamber"in bu sert,karanlık ve son derecede gerçekçi eseri; hakikate yaklaşmak için okunması gereken bir başucu kitabı niteliğinde.
devamını gör...