1.
gerçek bilgiye deney ve gözlem yaparak, akıl ve mantık süzgecinden geçirilerek ulaşılacagini savunan düşünce akımıdır.
pozitivizm denince akla gelen ilk isim sosyolojinin babası auguste comte'dir.
pozitivizm sosyoloji bilimlerinin doğmasına ve gelişmesine katkı sağlamıştır.
pozitivizm denince akla gelen ilk isim sosyolojinin babası auguste comte'dir.
pozitivizm sosyoloji bilimlerinin doğmasına ve gelişmesine katkı sağlamıştır.
devamını gör...
2.
fakültelerde bu kavramı ilk kez duyan sosyal bilim öğrencileri, “olumlu olmak mı yani?” diye tanımlamış olsalar da (içler acısı, bence de) pozitivizm, bilimi her şeyin üstünde, baş üstünde tutan bir şeydir. pozitivizm bilimden öte bilimden ziyadedir. bu kavram benim dinim imanım falan sayılır, o kadar diyeyim.
devamını gör...
3.
teoloji ve metafiziği içerisine almayan, fiziksel ve gerçek dünyayı kapsayan anlayış türü. evrendeki şeyleri matematiksel modellemelerle insanlığa aktaran pozitivizm, yalnızca bunla sınırlı kalmaz, evren ve doğa yasalarını sağlam temellere dayandıran tüm yaklaşımları aktaran teorileri içerisinde barındırır.
devamını gör...
4.
gerçekten varolan ve deneye dayanan bilimsel yöntemler ile toplanan bilgi ve verileri inceleyen ve bunlara dayalı bir görüştür. bilimsel felsefe adı da verilir. " sebeb " ve sonuç kurallarına dayanan ve böylece doğal olguların önceden belirlenip kontrol altına alınabilmesini sağlayan, sabit ve objektif gerçeklerin bulunduğunu kabul eder. pozitivizm olguları, algılama sonucu olarak ortaya çıkan şeyler olarak değil de kendi başlarına bağımsız olarak varolan şeyler olarak kabul eder.
devamını gör...
5.
fransız sosyolog ve matematikçi comte'nin geliştirdiği akımdır. dünyayı metafizik algılardan kurtarıp bilim ve deneylerle anlamamız açısından insanlığa büyük katkısı olmuştur. keşke günümüzde her birey bu kavramı anlayıp yaşamında bir miktar da olsa tatbik edebilse. bu olguculuk bize yaşamdaki seçimlerimizin rasyonalitesi açısından da büyük katkılar sağlar. lakin bu konuyu başka bir zaman değerlendireceğim.
bu akım kendi içinden de büyük ahmaklar çıkartmıştır. bu deryada yüzerken bizi ahmaklaşmaya karşı koruyacak bir kalkanımız da var esas itibariyle. o da her şeyin ama her şeyin hatta bilimin de yozlaşabileceğini unutmamaktır.
bu anlamda en ahmak dönemi yaşamaktayız iki yıldır. bu döneme corona şarlatanlığı çağı diyebiliriz. insanlara sadece kitleler halinde aşı, dezenfektan, maske gibi şeyler satmak için yapılmayan üçkağıt kalmadı bilimde. hatta aşı dayatılırken dolaylı yoldan ''direk mala gider'' diye reklamı bile yapıldı. kapanma falan derken özellikle gençlerde bu dönem nasıl kalıcı hasarlar bıraktı hiç düşünülmedi. yığınla hasta yaşlının tedavisi nasıl aksadı ve hayatlarını kaybettiler umursanmadı. bu maske ve dezenfaktanlar çevreye daha büyük tahribatlarda bulunmuyor mu diye sorulmadı. size sınırsız bir özgürlük verildi. internet mağazalarının servetine servet katma özgürlüğü.
bugün her bir dakikada 16 insan açlıktan ölüyor. bu gidişle 50 yıl sonra içilebilecek su kalmayacak. ama bu felaketlerin hiç biri burjuvaların başına gelmiyor ve gelmeyecek. bir de böyle düşünmenizi rica ederim.
bu akım kendi içinden de büyük ahmaklar çıkartmıştır. bu deryada yüzerken bizi ahmaklaşmaya karşı koruyacak bir kalkanımız da var esas itibariyle. o da her şeyin ama her şeyin hatta bilimin de yozlaşabileceğini unutmamaktır.
bu anlamda en ahmak dönemi yaşamaktayız iki yıldır. bu döneme corona şarlatanlığı çağı diyebiliriz. insanlara sadece kitleler halinde aşı, dezenfektan, maske gibi şeyler satmak için yapılmayan üçkağıt kalmadı bilimde. hatta aşı dayatılırken dolaylı yoldan ''direk mala gider'' diye reklamı bile yapıldı. kapanma falan derken özellikle gençlerde bu dönem nasıl kalıcı hasarlar bıraktı hiç düşünülmedi. yığınla hasta yaşlının tedavisi nasıl aksadı ve hayatlarını kaybettiler umursanmadı. bu maske ve dezenfaktanlar çevreye daha büyük tahribatlarda bulunmuyor mu diye sorulmadı. size sınırsız bir özgürlük verildi. internet mağazalarının servetine servet katma özgürlüğü.
bugün her bir dakikada 16 insan açlıktan ölüyor. bu gidişle 50 yıl sonra içilebilecek su kalmayacak. ama bu felaketlerin hiç biri burjuvaların başına gelmiyor ve gelmeyecek. bir de böyle düşünmenizi rica ederim.
devamını gör...
6.
august comte'nin isim babası olduğu ve kuramsallaştırdığı akım.
madde madde ve basit bir özet şablonu olarak anlatmak gerekirse:
- negatif karşıtı ve bilimsel veriler ışığında dünyayı yorumlamaya çalışan disiplindir.
- bir kavramın, olgu olarak kabul edilebilmesi için onun somutlaştırılması, metalaştırılması gerekir.
- temelinde çizgisel bir evrim anlayışı vardır.
- soyut kavramlar tümden reddedilir.
- pozitivistler doğaüstü ve kutsal edilen soyut kavramların dünyaya şekil verdiğine inanan idealistlere karşı çıkmakla beraber, daha çok materyalist görüşü benimsemişlerdir.
- 21. yüzyılda olmamıza rağmen sağ ideolojileirn ve merkez sağ muhafazakar siyasi partilerin pozitivizm'e karşı olmalarının sebebi de biraz da burada yatmaktadır. bilime değil; deneyci bilimle beraber tanrı'nın varlığını yok sayacak sonuçlar elde edilmesine karşı çıkmaktadırlar.
- avrupa'da katolik kilisesi'nin etkisi rönesans ve reform ile birlikte her ne kadar azaltılmış olsa da , soyut düşünce yapısı yani metafizik düşünce toplum nezdinde halen daha en geçerli disiplindi. (hurafecilik.)
- olgular, deneyler sonucunda kabul ediliyorsa; bu gerçek evrenseldir ve sonsuz süreli şeklinde kabul edilmelidir.
- yani fizik, kimya gibi branşlara konu olan bir deneyin sonucu türkiye'de de aynı sonucu vermeli; brezilya'da da. 1890 senesinde hangi sonucu veriyorsa, 2098'te de aynı sonucu vermelidir. ancak bu iki durumun gerçekleşmesi durumunda ortaya "olgu" çıkar.
- hurafeler, dini düşünce ve inanışlar, geleneksel düşünce ve adetler, gerçek kabul edilen olguyu değiştirmemeli ve değiştiremez.
- mutlak olgular ise en sonunda mutlak bilgiyi yaratacaklardır.
- günümüzdeki daha geçerli ve bilim dünyasından daha az tepki gören versiyonu bertrand russell'ın mantıksal pozitivizm'idir.
not : devrimleri sevmezler; çünkü devrimler, evrimlerin olağan sürecini bozmakla beraber, mutlaka ulaşma gayesini başka yöne çekerler.
devamını gör...
7.
1 / 8
auguste comte (1798-1857) pozitivizm (olguculuk)
doğru bilgiye olayların incelenmesiyle ulaşılabileceğini ve bu tür bilgileri yalnızca deneysel bilimlerin sağlayabileceğini ileri süren bir felsefe sistemidir. 19 yy. da ortaya çıkmıştır.
pozitivizm comte’a göre toplumların tek kurtuluştur. comte’a göre deneye, gözleme ve neticede bilimsel bilgiye dayanmayan hiçbir bilgi geçerli değildir. comte’un öğretisine göre felsefi araştırmalar deneye, gözleme dayanmalı ve bu araştırmalar toplumun düzen ve huzurun un tesis edilmesinde kullanılmalıdır.
bilim empirik (deneysel) geleneğinin bir türevi olarak positivizm, augustos comte ve de saint-simon tarafından öne sürüldü. sonra auguste comte, bir başka ernst mach ve diğer filozoflar aracılığı ile 20. yüzyılda da düşünce dünyasını etkiledi. pozitivizmin kurucusu olan auguste comte (1798-1857) fransız devriminden sonra oluşan toplumsal karmaşayı yeni bir toplumsal düzenleme ve reformla ortadan kaldırmayı denemiş fransız düşünürüdür. aynı zamanda sosyolojininde kurucusudur.
o, “doğanın mutlak ve yüce bir amacı olduğu” düşüncesini reddeder, ayrıca sadece olguları araştırmak ve olgular arasındaki sabit ilişkileri gözlemek gerektiğini savunur.
comte’a göre yaşanan çağ, bilim çağıdır. insanlığın evrimi, bilginin evrimi ile gerçekleşmiştir. bilginin evrimi, insan düşünüşündeki değişiklikler olarak dile getirir. comte göre insanoğlu bu aşamaya uzun bir tarihsel süreci geçirerek gelmiştir. comte bu süreci üç hal yasası adını verdiği bir yasayla açıklar; çünkü pozitif bilgi tarihsel evrimin sonucu olan bir bilgidir. buna göre, insan düşünmesinde birbirinin ardındangelen üç dönem vardır. bunlar;
iradesi’nin tıpkısı iradelerle yönetilmektedir. insan düşünce’nin ilk vardığı açıklama budur. oysa bu ilk düşünce de üç basamaktır ve yavaş yavaş gelişmiştir.
1. basamak’ta insan, çevresi’ndeki eşya’yı tıpkı kendisi gibi canlı, akıllı olarak düşündü (putçuluk: fetişizm)
2. basamak’ta insan düşüncesi, çevresindeki olayların görünmez varlıklarça yöneltildiği inancına yöneldi (çok tanrıcılık: politeizm)
3. basamak’ta bu görünmez varlıkların tek ve büyük bir irade’nin yönetimi altında bulunduğu inancına vardı.(tek tanrıcılık: monoteizm).
metafizik dönem; bir soyutlama halidir. evreni yöneten, artık insana benzeyen bir varlık değil, soyut bir güçtür,
soyut bir ilkedir. bu halde de insan, soyutladığı nitelikleri, soyut iyiliği, soyut güzelliği, soyut tanlığı gerçek varlıklar saymaktadır. hıristiyan avrupa’nın ortaçağı comte’un metafizik haline örnektir.
pozitif (olgusal) dönem; bilim anlayışının oluştuğu dönemdir. ortaçağın sonunda başlamıştır. yeniçağ düşüncesi artık olayları başka olaylarla açıklamaktadır. bilimsel ilerlemeler, bu hale gelinceye kadar nedeni bilinmeyen bir çok olayı, bilim kanunları ile açıklamaya başlamıştır. doğanın kendine göre yasaları vardır. bilgi, bu yasalara göre oluşur ve bilgi ancak olguların bilgisidir. comte’a göre bilim, felsefeden vazgeçebilir, çünkü
bilim başlı başına bir felsefe’dir. comte’cu bilim anlayışı da genel bilim anlayışından farklıdır. görgücü (ampirist) ve olgucu (fenomenalist) bir temele dayanan bu bilim anlayışına göre bilim ne maddeyi, ne ruhu açıklayamaz ve inceleyemez sadece betimleyebilir (tasvir eder); çünkü bunlar kendinde şey (numen)dirler; bilinemezler. bu açılardan olguculuğun bir boyutu bilinemezciliktir. bilim sadece ilineksel (özle ilgili olmayan) olanla uğraşacaktır, bu da olgular (numen)dır. bilim bu olguları gözlemleyerek aralarındaki bağlantıları, yasaları kavramaya çalışan bir deney ve gözlem alanıdır.
comte’a göre tarihsel olaylar, biyolojik olaylarda olduğu gibi aynı olana bir zorunlulukla birbirlerini doğururlar.
o da bir bilimdir. o da incelenebilir. bundan dolayı bütün bilimler gibi tarih ve toplumbilimde pratiğe uygulanabilir ve insanlığın hizmetine sunabilirler. comte, mantıkta tümevarım yöntemini temele alır. tek tek olgulardan genele ulaşır. deney ve gözlemle tümevarımsal bir genellemeye gidilir.
auguste comte (1798-1857) pozitivizm (olguculuk)
doğru bilgiye olayların incelenmesiyle ulaşılabileceğini ve bu tür bilgileri yalnızca deneysel bilimlerin sağlayabileceğini ileri süren bir felsefe sistemidir. 19 yy. da ortaya çıkmıştır.
pozitivizm comte’a göre toplumların tek kurtuluştur. comte’a göre deneye, gözleme ve neticede bilimsel bilgiye dayanmayan hiçbir bilgi geçerli değildir. comte’un öğretisine göre felsefi araştırmalar deneye, gözleme dayanmalı ve bu araştırmalar toplumun düzen ve huzurun un tesis edilmesinde kullanılmalıdır.
bilim empirik (deneysel) geleneğinin bir türevi olarak positivizm, augustos comte ve de saint-simon tarafından öne sürüldü. sonra auguste comte, bir başka ernst mach ve diğer filozoflar aracılığı ile 20. yüzyılda da düşünce dünyasını etkiledi. pozitivizmin kurucusu olan auguste comte (1798-1857) fransız devriminden sonra oluşan toplumsal karmaşayı yeni bir toplumsal düzenleme ve reformla ortadan kaldırmayı denemiş fransız düşünürüdür. aynı zamanda sosyolojininde kurucusudur.
o, “doğanın mutlak ve yüce bir amacı olduğu” düşüncesini reddeder, ayrıca sadece olguları araştırmak ve olgular arasındaki sabit ilişkileri gözlemek gerektiğini savunur.
comte’a göre yaşanan çağ, bilim çağıdır. insanlığın evrimi, bilginin evrimi ile gerçekleşmiştir. bilginin evrimi, insan düşünüşündeki değişiklikler olarak dile getirir. comte göre insanoğlu bu aşamaya uzun bir tarihsel süreci geçirerek gelmiştir. comte bu süreci üç hal yasası adını verdiği bir yasayla açıklar; çünkü pozitif bilgi tarihsel evrimin sonucu olan bir bilgidir. buna göre, insan düşünmesinde birbirinin ardındangelen üç dönem vardır. bunlar;
iradesi’nin tıpkısı iradelerle yönetilmektedir. insan düşünce’nin ilk vardığı açıklama budur. oysa bu ilk düşünce de üç basamaktır ve yavaş yavaş gelişmiştir.
1. basamak’ta insan, çevresi’ndeki eşya’yı tıpkı kendisi gibi canlı, akıllı olarak düşündü (putçuluk: fetişizm)
2. basamak’ta insan düşüncesi, çevresindeki olayların görünmez varlıklarça yöneltildiği inancına yöneldi (çok tanrıcılık: politeizm)
3. basamak’ta bu görünmez varlıkların tek ve büyük bir irade’nin yönetimi altında bulunduğu inancına vardı.(tek tanrıcılık: monoteizm).
metafizik dönem; bir soyutlama halidir. evreni yöneten, artık insana benzeyen bir varlık değil, soyut bir güçtür,
soyut bir ilkedir. bu halde de insan, soyutladığı nitelikleri, soyut iyiliği, soyut güzelliği, soyut tanlığı gerçek varlıklar saymaktadır. hıristiyan avrupa’nın ortaçağı comte’un metafizik haline örnektir.
pozitif (olgusal) dönem; bilim anlayışının oluştuğu dönemdir. ortaçağın sonunda başlamıştır. yeniçağ düşüncesi artık olayları başka olaylarla açıklamaktadır. bilimsel ilerlemeler, bu hale gelinceye kadar nedeni bilinmeyen bir çok olayı, bilim kanunları ile açıklamaya başlamıştır. doğanın kendine göre yasaları vardır. bilgi, bu yasalara göre oluşur ve bilgi ancak olguların bilgisidir. comte’a göre bilim, felsefeden vazgeçebilir, çünkü
bilim başlı başına bir felsefe’dir. comte’cu bilim anlayışı da genel bilim anlayışından farklıdır. görgücü (ampirist) ve olgucu (fenomenalist) bir temele dayanan bu bilim anlayışına göre bilim ne maddeyi, ne ruhu açıklayamaz ve inceleyemez sadece betimleyebilir (tasvir eder); çünkü bunlar kendinde şey (numen)dirler; bilinemezler. bu açılardan olguculuğun bir boyutu bilinemezciliktir. bilim sadece ilineksel (özle ilgili olmayan) olanla uğraşacaktır, bu da olgular (numen)dır. bilim bu olguları gözlemleyerek aralarındaki bağlantıları, yasaları kavramaya çalışan bir deney ve gözlem alanıdır.
comte’a göre tarihsel olaylar, biyolojik olaylarda olduğu gibi aynı olana bir zorunlulukla birbirlerini doğururlar.
o da bir bilimdir. o da incelenebilir. bundan dolayı bütün bilimler gibi tarih ve toplumbilimde pratiğe uygulanabilir ve insanlığın hizmetine sunabilirler. comte, mantıkta tümevarım yöntemini temele alır. tek tek olgulardan genele ulaşır. deney ve gözlemle tümevarımsal bir genellemeye gidilir.
devamını gör...
8.
fransız filozof, matematikçi ve sosyolog auguste comte tarafından xıx. yüzyılda ortaya atılmış kavram ve fikir akımı.
doğru bilginin yalnızca bilimsel bilgi olduğu, doğru bilgiye ise yalnızca ampirizm (deneycilik) ile ulaşılabileceğini ve bu bilginin kendisinin deneysel olmadığını savunan düşünce akımı olarak tanımlanır.
edmund leach ise şu sözlerle açıklar;
pozitivizm, ciddi bilimsel sorgunun, bir dış kaynaktan gelen nihai sebepleri aramayan ama direkt gözleme açık olan gerçekler arasındaki ilişkilerle sınırlı olmasını söyleyen görüştür.
comte pozitivizmi 3 yasayla örnekler;
teolojik evre
metafizik evre
pozitif evre
auguste comte
doğru bilginin yalnızca bilimsel bilgi olduğu, doğru bilgiye ise yalnızca ampirizm (deneycilik) ile ulaşılabileceğini ve bu bilginin kendisinin deneysel olmadığını savunan düşünce akımı olarak tanımlanır.
edmund leach ise şu sözlerle açıklar;
pozitivizm, ciddi bilimsel sorgunun, bir dış kaynaktan gelen nihai sebepleri aramayan ama direkt gözleme açık olan gerçekler arasındaki ilişkilerle sınırlı olmasını söyleyen görüştür.
comte pozitivizmi 3 yasayla örnekler;
teolojik evre
metafizik evre
pozitif evre
auguste comte
devamını gör...
9.
evrenin işleyişini matematik ve fen bilimleri gibi pozitif bilimlerle açıklamaya çalışan düşünce akımıdır. tamamen deney ve gözlem odaklıdır. bu düşüncede teolojiye ve metafiziğe yer yoktur.
devamını gör...
10.
fazlası zararlıdır.
devamını gör...
11.
pozitivizm, edebiyatta deney ve gözlem sonucu oluşan somut bilgilerin mantıkan geçirilerek gerçeğe ulaşmasını savunan akım olup türkçe'de olguculuk olarak bilinir. pozitivizmin mimarı fransız filozof auguste comte'dur. pozitivizm, aslen matematik ve fizik gibi sayısal bilimlerin gelişmesine yol açsa da diğer bir yandan sosyoloji gibi sözel(toplumsal) bilimlerin de gelişmesini sağlamıştır. pozitivizm, fransız ihtilali gibi önemli toplumsal olaylardan sonra önem kazanmıştır.
devamını gör...