iki ay sonra entelliğe terfi edecek tü kaka trolldür. keşke hiç başlamasaydı. başladıysa bozmasaydı.

"aslında ben böyle pis yazıyorum da çok naziğim" temalı özel mesajları, onun mezarı olur aslında. üzerine kanlı irinli sular akar o mezarın.

ironiyle eleştirdiği ilişki entrylerinin tümüne ihanet edip, aşık olmuştur.

yazdığı her entrynin yanlış anlaşılacağını düşünür. random çağrışımlar ile aklına gelenleri söyleyemez.

"tayt giyen kızların bilmem ne olması" başlığına gider eli. vazgeçer. çünkü o gün sevgilisi de tayt giymiştir. hadi yanlış anlarsadır. hadi ayrılırsadır.

oysa 3 ay önce sen değil miydin, "ayrılan hatunla son kez hede hödö" diyen. insanları kızdıran. pis kandırıkçı troll. çakma troll. köpek soyu. at nalı.

aldatma temalı entryler de azalır ve biter. bir efendilik, bir nur çöker yüzüne.

entellerin, google vasıtasıyla edindiği puzzle bilgilerle tek amaçlarının kız kaldırmak olduğunu söyleyen bizim sıpa troll, aynı batağa kendisi de düşmüştür.
kız arkadaş bulduğu anda yumuşamıştır.

kafa sözlüğün ne kadar bozduğundan bile bahseder mi acaba? edebilir.

biter o ilişki bir süre sonra. troll tekrar bir iki zayıf deneme yapar.

"bakire olmayan kızların bi tarafı" der. olmaz. beceremez. silinir gider.

150 mesajlık kısa ve parlak bir alev yayar. aydınlatmış ama sönmüştür işte.

troll kalmak bir sanattır.
devamını gör...
yeterli ilgiyi alabilip hayatındaki boşlukları doldurmuştur belli ki. ilgilenilsin diye yaramazlık yapan çocuk gibi. kızsınlar bağırsınlar yeter ki beni yok saymasınlar. gibi.
devamını gör...
bir troll nasıl troll haline gelir, öncesine bakmak gerekir..

sadece burası için demiyorum. bizim gibilerin troll diye etiketlendirilmeye başlanmasına, troll kelimesininn doğmasına şahitlik etmiş biri olaraktan, tanıdığım bütün troll lerin aslında hayatında bir travması var. hayatta hiç bir şeyi o kadar da ciddiye alamamasının bir nedenidir bu. dışavurumu bu şekildedir.

bu arada entrylerinde, ya da entrylerinin alt metninde göze çarpar bu travmalar. hangisi yalan hangisi gerçek kestiremezsin.. ama vardır bir şeyleri bilirsin. arada düşüş anına denk gelir, vurur klavyeye kinini, nefretini, hüznünü, travmasını yansıtır. şekli budur.

en baba, herkes tarafından tanınan trollerin bile öyküsü vardır. entrysinde babasının kanser olmasına, babasına söver gülersin, ama bilmezsin ki o adam gerçekten yaşıyor bu şeyi ve dışavurumu bu şekilde.. ağlamak yerine güldürmek, sen ağlarsan iplenmezsin, hayatına neşe, değer kattığın kadar varsın toplumda. devam etmek zorundasın. bu gibi mecralarda ağlamaklı entryler, hüzünlü şiirler zaten hayattan bıkan insanı bir yere taşımaz. ama yazarken sen de eğlenir ve güldürürsen? işte o zaman bir farkındalık yaratırsın. kendinin de zamanını eylersin aynı zamanda daha iyidir.

yazılır.. ama o olay gerçekten öyle midir? yalan mıdır ya da abartılmış mıdır bilinemez. bu ise çakma trollük değili, trollü troll yapan şeydir aslında.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sosyalleştikçe yaratıcılığı azalan troll" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim