orijinal adı: nesnesitelná lehkost bytí
yazar: milan kundera
yayım yılı: 1984
milan kundera'ın en bilinen romanı olan bu eser, sovyet ordusunun çekoslovakya'daki ayaklanmayı kanlı bir şekilde bastırmasının arka planını anlatıyor. ikili ilişkiler üzerinde değişimi konu alan eser, post-modern anlatının güzide örneklerinden birini oluşturuyor. yayımladığı günden beri, olumlu ve olumsuz birçok eleştiriyi bünyesinde barındıran eser, 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren edebiyat anlatımında vuku bulan değişimin simgesidir aynı zamanda.
yazar: milan kundera
yayım yılı: 1984
milan kundera'ın en bilinen romanı olan bu eser, sovyet ordusunun çekoslovakya'daki ayaklanmayı kanlı bir şekilde bastırmasının arka planını anlatıyor. ikili ilişkiler üzerinde değişimi konu alan eser, post-modern anlatının güzide örneklerinden birini oluşturuyor. yayımladığı günden beri, olumlu ve olumsuz birçok eleştiriyi bünyesinde barındıran eser, 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren edebiyat anlatımında vuku bulan değişimin simgesidir aynı zamanda.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "ivan dimitriç" tarafından 25.04.2021 18:47 tarihinde açılmıştır.
1.
olaylar nasıl gelirse öyle yaşıyoruz,önceden uyarılmaksızın, rolünü ezberlemeden sahneye çıkan tiyatro oyuncusu gibi,yaşam öncesi ilk prova yaşamanın kendisi ise ne değeri olabilir yaşamanın.
(bkz: mılan kundera)eseridir.
(bkz: varoluşçuluk)
(bkz: egzistansiyalizim)
(bkz: mılan kundera)eseridir.
(bkz: varoluşçuluk)
(bkz: egzistansiyalizim)
devamını gör...
2.
çek roman yazarı milan kundera'nın 1982 yılında yazdığı ve dünyanın en beğenilen romanları arasına giren kitaptır. 1985 yılında ingilizceye çevrilen roman çağdaş klasikler arasında yerini almıştır. romanda prag baharı ve sovyetlerin çekoslavakya'yı işgal yıllarında dört farklı karakterin varoluşçu düşünceler üzerinden birbirleri arasındaki ilişkiler anlatılıyor. 1968 sonrası yıllar romanın zamanını oluşturuyor. kundera'nın çizgisi de romanın bu derece popüler olmasında etkili oluyor. yazar liberaller ve anti-komünistler tarafından sahiplenilirken, sosyalistler tarafından yoğun eleştiri bombardımanına maruz kalmıştı. kundera deneme ile kurguyu iç içe geçiren bir tarz benimser. bölüm başlarında denemeler yoluyla açılan tartışmanın yaşananlar ile derinleştirilmesini hedefler. roman içerisinde klasik romanlara -özellikle tolstoy- göndermeler de mevcuttur. 20.yüzyılın en tartışmalı romanlarından biri olan var olmanın dayanılmaz hafifliği okuma boyunca okurunu sürekli sınıyor ve derin varoluşsal düşüncelere sevk ediyor.
devamını gör...
3.
üniversite yıllarında hep aynı kafeye gider, hep aynı kafede otururdum. ankara’nın, ankara’mın kalbinde bir kafeydi bu. beni çeken ve oraya bağlayan şey ismi olmuştu. “ kitapça”. daha ne olsundu. dünyanın en sıcak, en güzel kafesiydi kitapla, rahatça oturup kitabımı okuduğum, benim gibi müdavimlerle selamlaştığım ikinci evim gibiydi.
yine ankara’da kavaklıdere tarafında küçük, kutu gibi bir dükkan vardı. içeride masasında oturan bir abla olurdu hep ve ben bir türlü girmeye cesaret edemezdim. sonra bir gün içeri girdim ve raflardaki kitapların ikinci el olmalarına rağmen tertemiz ve çok ucuz olduklarını gördüm. sonra tabii ki sürekli oraya uğramaya başladım. o abladan da korkulacak bir şey olmadığını gördüm zamanla. bu dükkanın adı “ her telden ikinci elden” idi. bana cesaret veren de bu ismin sevimliliği olmuştu zaten.
köyceğiz’de ise “ göle bakma durağına” rastlamıştım. ismi beni durmak zorunda bırakmıştı yaz sıcağı yürüyüşümde. çünkü turgut abime bir selam vardı orada ve ben verilen selamı almadan edemezdim.
hiçbir başka neden aramaksızın sadece isim sizi bir yerlere, bir şeylere, birilerine hayran bırakabilir. sürgün kundera’nın bu kitabı da sırf ismi yüzünden okunmalıdır bence. “ varolmanın dayanılma hafifliği”. saf deha!
yine ankara’da kavaklıdere tarafında küçük, kutu gibi bir dükkan vardı. içeride masasında oturan bir abla olurdu hep ve ben bir türlü girmeye cesaret edemezdim. sonra bir gün içeri girdim ve raflardaki kitapların ikinci el olmalarına rağmen tertemiz ve çok ucuz olduklarını gördüm. sonra tabii ki sürekli oraya uğramaya başladım. o abladan da korkulacak bir şey olmadığını gördüm zamanla. bu dükkanın adı “ her telden ikinci elden” idi. bana cesaret veren de bu ismin sevimliliği olmuştu zaten.
köyceğiz’de ise “ göle bakma durağına” rastlamıştım. ismi beni durmak zorunda bırakmıştı yaz sıcağı yürüyüşümde. çünkü turgut abime bir selam vardı orada ve ben verilen selamı almadan edemezdim.
hiçbir başka neden aramaksızın sadece isim sizi bir yerlere, bir şeylere, birilerine hayran bırakabilir. sürgün kundera’nın bu kitabı da sırf ismi yüzünden okunmalıdır bence. “ varolmanın dayanılma hafifliği”. saf deha!
devamını gör...
4.
eski bir yazım vardı. onu bulabilirsem guncelleyip paylasacagım bu milan kundera kitabını...
seni de unutmadım...
:)))
birkac kundera kitabı okudum simdiye kadar. en cok sevdigim bu kitabı olan.
reserved
seni de unutmadım...
:)))
birkac kundera kitabı okudum simdiye kadar. en cok sevdigim bu kitabı olan.
reserved
devamını gör...
5.
kitabını yeni okudugumda yazdıgım cok guzel bir yazı vardı.
dosyayı bulamadım:(
artık bugun cıkanlarla kalemimden idare edeceksiniz hatırladıgım kadarıyla yıllar sonra:
milan kundera nın en sevdigim kitabı.
bir doktor adam vardır. adam sistemi cok agır elestiren yazılar yazmakta ve bu sebeple sık sık bası belaya girmektedir. cok renkli bir ozel hayatı vardır. sevismeyi ve farklı farklı kadınları sever.
ressam bir kadın arkadası vardır. cok uzun yıllardır gorusur, biraz konusur, biraz sohbet eder, biraz sevisirler. cok ozel bir bagları vardır. ikisi de ozgurlukcu takılmakta, birbirlerine alan bırakmaktadırlar.
derken bir gun bir cafede kahve icen bizim doktor genc, toy ve guzel bir garson kızın dostoyevski okudugunu gorur barın arkasında. kızla sohbet etmeye baslar ve kıza vurulur. bu iliskilerinin baslangıcıdır.
kız entelektuel derinligi olan, toy yasına gore cok olgun ve akıllı bir kızdır.
sevismeye baslarlar.
-hayatı hafife almaya gucumuz yetmiyordu.
neden ressam kadınla degil de bizim toy garsonla kactı adamımız?
neden garson kızı secti?
aslında ressam kadın bizim toy garson ve fotografcı kıza pek cok acıdan o kadar benzer ki.. adeta garson ve fotografcı kız, ressam kadının erken gencligi gibidir.
hayatta her zaman cok net cevaplarımız yok..
ama bu uc insanın da cok farklı hukuklar kurup yasadıgı tartısmasız.
dosyayı bulamadım:(
artık bugun cıkanlarla kalemimden idare edeceksiniz hatırladıgım kadarıyla yıllar sonra:
milan kundera nın en sevdigim kitabı.
bir doktor adam vardır. adam sistemi cok agır elestiren yazılar yazmakta ve bu sebeple sık sık bası belaya girmektedir. cok renkli bir ozel hayatı vardır. sevismeyi ve farklı farklı kadınları sever.
ressam bir kadın arkadası vardır. cok uzun yıllardır gorusur, biraz konusur, biraz sohbet eder, biraz sevisirler. cok ozel bir bagları vardır. ikisi de ozgurlukcu takılmakta, birbirlerine alan bırakmaktadırlar.
derken bir gun bir cafede kahve icen bizim doktor genc, toy ve guzel bir garson kızın dostoyevski okudugunu gorur barın arkasında. kızla sohbet etmeye baslar ve kıza vurulur. bu iliskilerinin baslangıcıdır.
kız entelektuel derinligi olan, toy yasına gore cok olgun ve akıllı bir kızdır.
sevismeye baslarlar.
-hayatı hafife almaya gucumuz yetmiyordu.
neden ressam kadınla degil de bizim toy garsonla kactı adamımız?
neden garson kızı secti?
aslında ressam kadın bizim toy garson ve fotografcı kıza pek cok acıdan o kadar benzer ki.. adeta garson ve fotografcı kız, ressam kadının erken gencligi gibidir.
hayatta her zaman cok net cevaplarımız yok..
ama bu uc insanın da cok farklı hukuklar kurup yasadıgı tartısmasız.
devamını gör...
6.
milan kundera guzelligi.
--- `spoiler` ---
-sabrina thomas ı anlayan tek kadındı.
__________________________________
thomas-ı gotta go back home maybe ı will come back sometimes. -eve donmeliyim, belki bi ara tekrar gelirim
- theressa-why would u come here? its so boring. -neden buraya gelesin ki? burası cok sıkıcı.
-hımm.
-nobody reads here. nobody discuss anything. do u understand? -burda kimse okumuyor. burda kimse tartısmıyor. anlıyor musun?-
-yes. ı do. -evet, anlıyorum-
** -sabrina: sevismek senin icin sadece zevk mi? yoksa her kadının ayrı ozellikleriyle dunyasını kesfetmek mi?
**
-paris te ogrenciyken protestolara katılırdım. yerkure dunyanın daha iyi gitmesi icin bir yuruyus gibi gelirdi bana.
-sabrina: ben de. her yıl protestolara katılırdım.
**
-restoranı terk ettigimize kızdın mı?
-sabrina: bilakis. terk etmeyi severim.
**
-sabrina: kisilere, esyalara, canlılara, olaylara baglanmayı sevmem.
**
-sabrina: bir adamla tanıstım. akıllı, yakısıklı, iyi bir adam.
-thomas: senin adına sevindim.
-o senin gibi sapkamı sevmiyor.
-sapkan beni aglatacak.
**
-sabrina: iyi bir adamdı. belki kacmayı bırakmalıydım. ama gitmek istedim. sadece gitmek.
**
-theressa: bana defalarca anlattın. ask ayrı sey, seks ayrı sey. seks eglence. ama baska kadınlarla sevişmene katlanamıyorum. cok denedim. ama olmuyor.
**
-theressa: thomas, sana yardım etmem gerektigini biliyorum. ama edemiyorum. hayat senin icin cok hafif, benim icinse cok agır. bu hafiflige katlanamıyorum. prag da sana ask icin muhtactım. isvicre de her seyimle sana muhtacım. beni terk edersen ne yaparım? gidiyorum. gucsuzler ulkesine geri donuyorum. kopegin karenin ı yanıma aldım. ozur dilerim.
**
-thomas: o belgeyi imzalarsam herkes mutlu olacak sanki.
-theressa: herkes mutlu olacak ama ben haric.
**
-theressa: gitmek istiyorum. gitmek.
-thomas: prag daydık. gitmek istedin. isvicre deydik. gitmek istedin. simdi yine gitmemizi istiyorsun. seni anlamıyorum.
**
-theressa: thomas, ne dusunuyorsun?
-thomas: ne kadar mutlu oldugumu dusunuyorum.
____________________________________
-sabrina thomas ı anlayan tek kadındı. ---
`spoiler`
___________________________________
milan kundera nın degisikli bir kitabı. neden o kadın degil de obur kadın. ikisi de entellektuel. ikisi de ruha dokunan kadınlar. biri ressam, digeri fotografcı. farklı gozleri olan kadınlar. kadınlardan ressam olan ozgurlugunu seciyor. adam ise diger kadını, fotografcıyı seciyor. son yıllardır sessizlik guzellemesi cok populer. oysa anlayacagını bilerek saatlerce biriyle konusmaktır burda guzellik. sonra onla sustugunda da mutlu olmaktır. cunku sussan da seni anlar o.
--- `spoiler` ---
-sabrina thomas ı anlayan tek kadındı.
__________________________________
thomas-ı gotta go back home maybe ı will come back sometimes. -eve donmeliyim, belki bi ara tekrar gelirim
- theressa-why would u come here? its so boring. -neden buraya gelesin ki? burası cok sıkıcı.
-hımm.
-nobody reads here. nobody discuss anything. do u understand? -burda kimse okumuyor. burda kimse tartısmıyor. anlıyor musun?-
-yes. ı do. -evet, anlıyorum-
** -sabrina: sevismek senin icin sadece zevk mi? yoksa her kadının ayrı ozellikleriyle dunyasını kesfetmek mi?
**
-paris te ogrenciyken protestolara katılırdım. yerkure dunyanın daha iyi gitmesi icin bir yuruyus gibi gelirdi bana.
-sabrina: ben de. her yıl protestolara katılırdım.
**
-restoranı terk ettigimize kızdın mı?
-sabrina: bilakis. terk etmeyi severim.
**
-sabrina: kisilere, esyalara, canlılara, olaylara baglanmayı sevmem.
**
-sabrina: bir adamla tanıstım. akıllı, yakısıklı, iyi bir adam.
-thomas: senin adına sevindim.
-o senin gibi sapkamı sevmiyor.
-sapkan beni aglatacak.
**
-sabrina: iyi bir adamdı. belki kacmayı bırakmalıydım. ama gitmek istedim. sadece gitmek.
**
-theressa: bana defalarca anlattın. ask ayrı sey, seks ayrı sey. seks eglence. ama baska kadınlarla sevişmene katlanamıyorum. cok denedim. ama olmuyor.
**
-theressa: thomas, sana yardım etmem gerektigini biliyorum. ama edemiyorum. hayat senin icin cok hafif, benim icinse cok agır. bu hafiflige katlanamıyorum. prag da sana ask icin muhtactım. isvicre de her seyimle sana muhtacım. beni terk edersen ne yaparım? gidiyorum. gucsuzler ulkesine geri donuyorum. kopegin karenin ı yanıma aldım. ozur dilerim.
**
-thomas: o belgeyi imzalarsam herkes mutlu olacak sanki.
-theressa: herkes mutlu olacak ama ben haric.
**
-theressa: gitmek istiyorum. gitmek.
-thomas: prag daydık. gitmek istedin. isvicre deydik. gitmek istedin. simdi yine gitmemizi istiyorsun. seni anlamıyorum.
**
-theressa: thomas, ne dusunuyorsun?
-thomas: ne kadar mutlu oldugumu dusunuyorum.
____________________________________
-sabrina thomas ı anlayan tek kadındı. ---
`spoiler`
___________________________________
milan kundera nın degisikli bir kitabı. neden o kadın degil de obur kadın. ikisi de entellektuel. ikisi de ruha dokunan kadınlar. biri ressam, digeri fotografcı. farklı gozleri olan kadınlar. kadınlardan ressam olan ozgurlugunu seciyor. adam ise diger kadını, fotografcıyı seciyor. son yıllardır sessizlik guzellemesi cok populer. oysa anlayacagını bilerek saatlerce biriyle konusmaktır burda guzellik. sonra onla sustugunda da mutlu olmaktır. cunku sussan da seni anlar o.
devamını gör...