kulüpler birliği ile tff arasındaki toplantı sonrası 14 olan yabancı kuralı 16'ya çıkıyor. kulüpler birliği toplantısında kulüpler öneriyi verdi, federasyon da kabul etmiş.

yahu şunu serbest yapın da herkes kurtulsun !
16 ne demek yahu ?
tık
devamını gör...
az bile dedirten başlık. basketbolda sınır yok 5 yabancı ile sahaya çıkan takımlar var. atletizm konusunu söylemiyorum bile nerden bulursanız devşiriyosunuz. he onlarda doping falan yapıp bizi rezil ediyorlar orası da ayrı bir tez konusu. ama milletin milli mastürbasyon malzemesi hep futbol anasını satayım, çekin lan futbolun üzerinden pis ellerinizi, yeter be bıhtık ya!
devamını gör...
yabancı oyuncu serbestliğine karşıyım. sebebi ise normal olana, standart olana yaklaşma isteğimden.
normal ya da standart nedir?
gelişmiş bir toplum, standardı yüksek bir ülke düşünelim. bu ülkede futbolda yabancı sınırı olmasaydı yerli ve yabancı oyuncu dağılımı nasıl olurdu? bu sorunun cevabı benim için "normal" olanı belirliyor.
puan olarak üzerimizde bulunan portekiz, hollanda ve belçika'da hiçbir sınır yok. fransa, ispanya, italya ve ingiltere'de ise ab vatandaşı sınırı var.(ab vatandaşı sınırını dikkate almıyorum çünkü onların kalibresindeki futbolcuların çok büyük kısmı ab vatandaşı ve ab havuzu baya geniş bir havuz. yani kural yüzünden kendi ülkesinin vatandaşı olan oyuncuları oynatmak zorunda değiller, tamamen doğal gelişen bir süreç var.)
futbol anlamında dünyanın en gelişmiş ülkeleri. bir sınır da koymamışlar ve n'olmuş bakalım.
ispanya: %57
ingiltere: %32
italya: %37
fransa: %41
portekiz: %40
hollanda: %53
belçika: %41
(küsüratları yuvarladım)
bunlar o ülkede yerli oyuncu oranı olarak transfermarkt sitesinde verilen rakamlar. ancak burada yerli-yabancı ayrımı yapılırken milli takım tercihi baz alınmış. şöyle anlatayım; mesela adam fransa'da doğmuş, fransız vatandaşı haliyle, orada yaşıyor ama milli takımda gana'yı tercih etmiş. bu da yabancı olarak kabul edilmiş.
şu haliyle bu ülkelerin yerli ortalaması %43 görünüyor.

bu ülkeler, kendi ülkesinde doğmuş büyümüş oyunculara ne kadar şans vermişler diye bakarsak bu oran çok daha yüksek. mesela fransa'nın sayılarına baktım. 494 oyuncunun 294'ü yabancı, haliyle yerli oranı %40.5 görünüyor. 294 oyuncunun 78'i aslında fransa'da doğmuş büyümüş, fransız vatandaşı ama farklı ülke milli takımını tercih etmiş. yani aslında kendi ülkesinin insanına verdikleri kontenjan %57 gibi birşey. diğer ülkeler için de hakeza durum böyle.
çıkan tablo şu: ligde oynayan bütün oyuncuların %50-60'ı kendi ülkesinin insanı, yani yerli oyuncu olmuş. biz de böyle bir kural koymalıyız. ilk onbir zorunluluğunda ise yine bu ülkelere bakmalıyız. bu ülkelerde o ülkenin insanı toplam süreden ne kadar pay alıyor hesaplanmalı. o orana göre de ilk onbir zorunluluğu olmalı.

onlar bu işi kural koymadan yapıyorlar, biz niye kural koyalım?
çünkü biz transfer manyağı bir halkız. bu halk transferi seviyor, sürekli yeni yüzler istiyor. altyapıyı destekliyor görünmesi de hikaye. altyapıdan oyuncu oynasın derken onu motive eden, onu heyecanlandıran şey yeni bir yüz görmek istemesi. özünde isteği şey yine transfer. altyapıdan bir oyuncu gelip iki sene oynayınca ona da küfretmeye başlıyor. yüzü eskidi çünkü.

çünkü bu ülkede, futbolda başarı söz konusu olunca baktığın tek şey maçın sonucu. oyuncu yetiştirmek, oyuncuyu geliştirmek, sistem kurmak, mali disiplin vs. bunları herkes önemser ve konuşur diyeceksiniz. önemsemek ayrı başarı kabul etmek ayrı. bunlar 1'in yanındaki 0'lar gibi. o "1" ise maçın sonucu. konuşursun, översin ayrı ama eğer sonuç alamadıysa, bunların hepsini de düzgün yapsa başarılı kabul etmiyorsun, ödüllendirmiyorsun. hemen kovmak istiyorsun. arsene wenger, ferguson, fatih terim vs. örneklerle anlatırdım ama uzamasın. senin başarı kriterin sadece maçın sonucu ve kupa.

çünkü bu ülkede sistem, futbolun doğrularını yapan, kurallara ve kanunlara uyan insanları çiğnerken üç kağıdı, alavereyi ödüllendiriyor. bu ülkenin insan kalitesi düşük olduğu için yani büyük kısmında hakkı yerine teslim etme huyu olmadığı için sistemin bu ödüllendirmesini alkışlıyor. mesela altın ordu'nun yaptığı işlerle bir kazanım elde etmesi gerekiyordu, lig pozisyonu olur, maddi olur vs. ama olmadı. ya da ülkede transfer hilesi yapan kulüpler bu yaptıklarından dolayı alkışlanıyor, ödüllendiriliyor.
şimdi bu geneli ahlaksız olan yöneticilerin, rezil bir çarkın işlediği bu ülkede, karakteri zayıf ve transfer manyağı taraftara sahip kulüpleri yönetirken onlara özgürlük tanıdığımızda çok doğru işler yapacağını mı düşünüyorsunuz?
ahlâksızlığın, çürümenin ve yozlaşmanın kol gezdiği bir ortamda "normali" ancak sıkı kurallarla sağlayabilirsin. yabancı sınırı kalksın demek araçların kaldırımda bile insanları ezdiği bir ülkede "kırmızı ışıklar kalksın, halkımız birbirine yol vererek ilerlesin, daha iyi olur." demek gibi bir şey.
büyük çoğunluğu ahlaki olarak düşük seviyede olan bir toplumda özgürlükler; vicdanına göre hareket eden, herhangi bir kural olmasa bile iyi ve doğru olanı yapmaya çalışan, hakkı yerine teslim etmeye çalışan azınlıktaki insanların ahlaksız çoğunluk tarafından ezilmesine neden olur.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yabancı futbolcu sayısının 16'ya çıkması" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim