yazarların meslek hayatlarında sık kullandığı sözler
başlık "ıvanka" tarafından 08.04.2022 02:23 tarihinde açılmıştır.
1.
şöyle bir durup düşününce işte sık kullandığım kelimeler ve cümleler olduğunu fark ettim. öğretmen olduğum için genelde uyarı ifade eden sözler oluyor bunlar. en çok oğlum! evlâdım! sessiz! gibi kelimeler kullanıyorum.
bir de bir şey anlatırken hap bilgi sunan bir cümle kurduysam güzel söyledim, onu yazın diye saçma bir sözüm var, birden çıkıyor ve sonra çok komiğime gidiyor. *
farklı mesleklerde ne gibi kalıp sözler olabilir merak ettim.
bir de bir şey anlatırken hap bilgi sunan bir cümle kurduysam güzel söyledim, onu yazın diye saçma bir sözüm var, birden çıkıyor ve sonra çok komiğime gidiyor. *
farklı mesleklerde ne gibi kalıp sözler olabilir merak ettim.
devamını gör...
2.
muadilini verelim.
devamını gör...
3.
-hemen ilgileniyorum hanımefendi/beyefendi.
sorun ilgili birime iletilir, sorunun çözülüp çözülmediği kontrol edilir, misafire geri dönüş yapılır.
(turizm)
sorun ilgili birime iletilir, sorunun çözülüp çözülmediği kontrol edilir, misafire geri dönüş yapılır.
(turizm)
devamını gör...
4.
''şu bardakları dizsene''
''sert mi olsun soft mu ?''
''black russian öneririm''
ramazanda yerli misafirlerimiz de su gibi içiyor eved.
''sert mi olsun soft mu ?''
''black russian öneririm''
ramazanda yerli misafirlerimiz de su gibi içiyor eved.
devamını gör...
5.
evet, aynen öyle.
keyfi değil de daha çok zaruri kullanılan sözlerdir.
keyfi değil de daha çok zaruri kullanılan sözlerdir.
devamını gör...
6.
o kadar sakarım ki gemi batsa benden bilirler. o yüzden en çok kullandığım sözler şu şekilde:
-ya gerçekten ben kırmadım.
-ben yanından bile geçmedim.
-bunlar neden böyle dayanıksız ya elini sürünce gidiyor hemen.
-ya gerçekten ben kırmadım.
-ben yanından bile geçmedim.
-bunlar neden böyle dayanıksız ya elini sürünce gidiyor hemen.
devamını gör...
7.
anlatabildim mi ?
o kadar çok bir şeyler anlatıyorum ki, o kadar çok anlatıyorum ki, o kadar çok. neyse.
o kadar çok bir şeyler anlatıyorum ki, o kadar çok anlatıyorum ki, o kadar çok. neyse.
devamını gör...
8.
anlıyorum...
devamını gör...
9.
sikerler.
devamını gör...
10.
küçük gösteriyormuşum bu yüzden işleme girerken güvensiz davranıyorlar ben de "21 yaşındayım ve bu bölümden üniversite mezunuyum. " diyordum günde en az 4-5 kere. o zamanlar kendime yaka kartı yapma düşüncem olmadı değil. çünkü sinir bozucu.
sonralarda;
"çıkış bu tarafta."
yönlendirme levhasına ve yerdeki oklara rağmen bunu diyordum evet. :/
"çalışan benim."
patronun kızıyla yan yana dururken beni patron onu çalışan sanıyorlardı. bir süre sonra yanımda durmayı bıraktı.
"o kapı sadece giriş kapısı."
günde birkaç kişi girdiği sensörlü kapılardan çıkmaya çalışıyordu. özellikle suriyeliler. zıplamaları, el hareketleri vs. onlar (herkes) gelip sorana kadar gördüğümü belli etmiyordum. çünkü çok komiklerdi. gülüyorduk.
"iade için ilk önce kasaya uğramanız gerekiyor." ürünü benim reyonumdan aldıkları için iadeyi de benim yapacağımı düşünüp beni ikna etmeye çalışıyorlardı.
"ne demek."
ilgilendiğim insanların çoğu teşekkür ediyordu. kadınların çoğunlukla uğradığı yer olmasının etkisi olabilir. ve ben anlayışlı ve sempatiktim çoğu zaman. sinir bozucu olanları da vardı normal olarak. onlara da düz davranıyordum. aşırıya kaçtıklarında gözlerim sert bakarken yapmacık bir gülümseme eşliğinde altta kalmıyordum. bazen ciddi bir şekilde laf soktuğumda oluyordu hem de patronun kızı yanında. bunlar seviyesiz ya da aşırıya kaçmış şekilde olmadığı sürece hak edene hak ettiği gibi davranma hakkımız vardı ve ben sonuna kadar kullanıyordum. bu hakkı ilk ben kendime tanımışım gerisi beni çok bağlamıyor. çünkü eğer dese ki "müşteri ne derse o." veya "müşteri her zaman haklıdır ona göre davranın." vs. ben yine kendime göre davranacaktım. çünkü müşteri olduğu insan olduğu anlamına gelmiyor...
sonralarda;
"çıkış bu tarafta."
yönlendirme levhasına ve yerdeki oklara rağmen bunu diyordum evet. :/
"çalışan benim."
patronun kızıyla yan yana dururken beni patron onu çalışan sanıyorlardı. bir süre sonra yanımda durmayı bıraktı.
"o kapı sadece giriş kapısı."
günde birkaç kişi girdiği sensörlü kapılardan çıkmaya çalışıyordu. özellikle suriyeliler. zıplamaları, el hareketleri vs. onlar (herkes) gelip sorana kadar gördüğümü belli etmiyordum. çünkü çok komiklerdi. gülüyorduk.
"iade için ilk önce kasaya uğramanız gerekiyor." ürünü benim reyonumdan aldıkları için iadeyi de benim yapacağımı düşünüp beni ikna etmeye çalışıyorlardı.
"ne demek."
ilgilendiğim insanların çoğu teşekkür ediyordu. kadınların çoğunlukla uğradığı yer olmasının etkisi olabilir. ve ben anlayışlı ve sempatiktim çoğu zaman. sinir bozucu olanları da vardı normal olarak. onlara da düz davranıyordum. aşırıya kaçtıklarında gözlerim sert bakarken yapmacık bir gülümseme eşliğinde altta kalmıyordum. bazen ciddi bir şekilde laf soktuğumda oluyordu hem de patronun kızı yanında. bunlar seviyesiz ya da aşırıya kaçmış şekilde olmadığı sürece hak edene hak ettiği gibi davranma hakkımız vardı ve ben sonuna kadar kullanıyordum. bu hakkı ilk ben kendime tanımışım gerisi beni çok bağlamıyor. çünkü eğer dese ki "müşteri ne derse o." veya "müşteri her zaman haklıdır ona göre davranın." vs. ben yine kendime göre davranacaktım. çünkü müşteri olduğu insan olduğu anlamına gelmiyor...
devamını gör...
11.
anasını, avradını.. aracıları.
devamını gör...
12.
this is motor vessel....
devamını gör...
13.
tamamdır, güncelledim.
bazen resmi görünsün diye güncellendi yazasım geliyor ama tamamdır deme samimiyetini de yitirmek istemiyorum.
bazen resmi görünsün diye güncellendi yazasım geliyor ama tamamdır deme samimiyetini de yitirmek istemiyorum.
devamını gör...
14.
bu konuyu araṣtırıp size döneceğim.
dönmedi.
dönmedi.
devamını gör...
15.
bnc ye basmayalım.
devamını gör...