yer çekimsiz ortamda eline kalem alıp yar demek
başlık "echabrenef7091" tarafından 24.09.2023 15:50 tarihinde açılmıştır.
1.
ileride uzaya çıkabilirsem yapmak istediğim haz verici eylem. bilirsiniz, normalde kalemler düşer. çünkü ünlü bilim adamımız (bkz: ısaac newton)'un da kafasına elma düşmek suretiyle keşfettiği üzere bir yer çekimi vardır. bir kuvvettir o hiçbirimizin karşı koyamayacağı. belki de biz öyle zannettik çoğu zaman. yer çekiminin düşük olduğu veya hiç olmadığı, en kütleli maddelerin bile havada uçuştuğu, at izinin it izine karşıtığı o mutluluk verici yerler hep mevcuttu aslen.
işte o yerlerden birine gidip elindeki kalemin uzay boşluğunda hiç düşmeyişini izlemektir nihai hayat amacım a dostlar! emektar sanatçının mihriban'a seslenirken ürettiği ''yar deyince kalem elden düşüyor.'' tezini çürütmektir emelim. bunu da gerçek kılamayacaksam söyleyin n'eylemeliyim? bu tezin antitezini ancak bu şekilde kanıtlayabilirim. yaşayarak, yaşatarak; görerek, göstererek... öbür türlüsü olmazdı. günümüzde hâlâ dünyanın düzlüğüne inanmış kişileri yar demenin kalemin düşmesine tek başına yetemeyeceğine ikna edebilmek için en iyi yol bunu canlı canlı göstermektir.
acaba musa eroğlu'nu bunu düşünmeye iten psikoloji ve öz nedir? bunu da merak ederim bu uzaya çıkıp gerçeği kanıtlama isteğimin yanında. musa eroğlu elindeki kaleme neden pavlov'un şartlı refleksi teorisinde olduğu gibi her ''yâr'' sesinde elden kayıp düşme rolü biçmiştir? neden böyle bir sembol edinmiştir yâre aşkını anlatırken? aşkını anlatmak tek başına yeterli değil midir anlaşılmak adına? kaleme bu tarz bir görev yükleyip onu yıpratmanın manası var mıdır ey musa eroğlu? gel bu sözün doğrusunu birlikte öğretelim halkımıza. akil adam rolü üstlenelim ve bu çıkmazı yerle bir edip halka doğruları ulaştıralım. yapabiliriz musa abi, yeter ki inanalım. ha, ''sözün doğrusu nedir peki?'' derseniz:
''yer çekince kalem elden düşüyor.''
işte o yerlerden birine gidip elindeki kalemin uzay boşluğunda hiç düşmeyişini izlemektir nihai hayat amacım a dostlar! emektar sanatçının mihriban'a seslenirken ürettiği ''yar deyince kalem elden düşüyor.'' tezini çürütmektir emelim. bunu da gerçek kılamayacaksam söyleyin n'eylemeliyim? bu tezin antitezini ancak bu şekilde kanıtlayabilirim. yaşayarak, yaşatarak; görerek, göstererek... öbür türlüsü olmazdı. günümüzde hâlâ dünyanın düzlüğüne inanmış kişileri yar demenin kalemin düşmesine tek başına yetemeyeceğine ikna edebilmek için en iyi yol bunu canlı canlı göstermektir.
acaba musa eroğlu'nu bunu düşünmeye iten psikoloji ve öz nedir? bunu da merak ederim bu uzaya çıkıp gerçeği kanıtlama isteğimin yanında. musa eroğlu elindeki kaleme neden pavlov'un şartlı refleksi teorisinde olduğu gibi her ''yâr'' sesinde elden kayıp düşme rolü biçmiştir? neden böyle bir sembol edinmiştir yâre aşkını anlatırken? aşkını anlatmak tek başına yeterli değil midir anlaşılmak adına? kaleme bu tarz bir görev yükleyip onu yıpratmanın manası var mıdır ey musa eroğlu? gel bu sözün doğrusunu birlikte öğretelim halkımıza. akil adam rolü üstlenelim ve bu çıkmazı yerle bir edip halka doğruları ulaştıralım. yapabiliriz musa abi, yeter ki inanalım. ha, ''sözün doğrusu nedir peki?'' derseniz:
''yer çekince kalem elden düşüyor.''
devamını gör...