müzikte, birincil yapısal unsur olarak işlevsel uyumun olmaması durumu.

atonal armoniyi tanımlayabilmek için öncelikle tonal armoniden atonal armoniye geçişteki süreci ve bunun nedenlerini bilmek gerekir. tonal müzik, müziği düşündüğümüzde çoğumuzun düşündüğü şeydir. harmonik bir merkeze sahiptir. örneğin, d majör anahtarında bir şarkı çalarsam, bu bağlamda (d majör anahtarında) kullanabileceğiniz belirli notlar vardır ve bu notaların oynayacakları belirli rolleri vardır. bunun dışına çıkamazsınız. dolayısıyla en kestirme ifade ile tonal armoni için "parçanın yapısını oluşturmak için geleneksel kuralları izleyen armoniler aracılığıyla gerilim yaratmaktır" ifadesini kullanmak yanlış olmayacaktır.

ancak romantik müzik döneminin sonlarına doğru, 20. yüzyılın başlarında, bazı besteciler tonal müziğin sınırlarının zorlandığını düşündüler. armoniler çok zengin ve karmaşık hale geldi ve bazı besteciler bu yönde gidecek başka hiçbir yer olmadığını hissettiler. uyumun tamamen bittiğini ve romantizmin yaratıcılığını yitirdiğini hissettiler. bu hayal kırıklığına yanıt olarak, bazı besteciler tonal armoninin tüm kurallarını bir kenara atmaya karar verdiler ve "atonal armoni" dedikleri yeni bir besteleme tekniği icat ettiler. bu icat onlara standart, anahtar temelli müziğin tüm kurallarından uzaklaşmalarına ve yeni sesler denemelerine olanak tanıdı. bu bağlamda birinci dünya savaşı öncesinde arnold schoenberg ve okulunun ekspresyonist eserlerinde müzikal formun ana belirleyicileri olarak tamamen melodik-ritmik güçlerin yeniden ortaya çıkması, aslında 19. yüzyıl sonrası romantik müzikte ton merkezlerinin zayıflamasının mantıklı, belki de kaçınılmaz bir sonucu olduğu öne sürülebilir.

atonal armoni yaratmanın en önemli tekniği "on iki ton besteleme tekniği" (twelve tone serialism) olarak adlandırılır. besteci arnold schoenberg, 1920'lerde bu tür atonal müziğin öncülerinden biri olmuştur. bu çalışmalar sayesinde batı müziği, bir ölçekte mümkün olan on iki perdeye veya tona sahip hale gelmiştir. çoğu ton müzikte, bazen birkaç tesadüfen dahil olmak üzere, bir ölçekte yalnızca yedi ton duyulurken; on iki tonlu müzikte ise herhangi bir tonu tekrarlamadan on iki tonun tümünün kullanılabilir. böyle bir sıraya sahip olunduğunda, onu geri, ileri, baş aşağı çevirebilmek veya yukarı veya aşağı aktarmak mümkündür. bu da besteciye tek bir sıra ile birçok beste üretme imkanı verir. ancak on iki ton besteleme tekniğindeki sorunlardan biri, melodinin pek söylenemez olmasıdır. bu da on iki tonla bestelemeyi en zor müzik türlerinden biri yapar. içindeki güzelliği bulmak biraz konsantrasyon ve açık bir kulak gerektirir.

"pratikte, bir kompozisyonun atonalitesi görecelidir, çünkü atonal bir çalışma, ton merkezlerinin varmış gibi göründüğü parçalı pasajlar içerebilir. schoenberg’in şarkı döngüsü pierrot lunaire (1912) ve alban berg’in wozzeck operası (1925) atonal eserlerin tipik örnekleridir." link

(bkz: kromatizm)
(bkz: çok tonlu olma)
(bkz: on iki tonlu müzik)
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"atonal armoni" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim