1.
yazarın vefatı nedeniyle yarım kalmış, ölümünün ardından derlenmiş ahmet hamdi tanpınar romanı. 1987 yılında derlenmiş. leyla ile selim'in hikayesini anlatan istanbul hikayesi. belki de yarım kalmışlığından ötürü bir tamamlanmamışlık hissi var kitapta.
devamını gör...
2.
“uyandım, uyanıyorum. zihnin oyunu bitti. şimdi kendi kapımdayım. biraz sonra içeriye, oradan dünyaya gireceğim” diye başlıyor.
ahmet hamdi tanpınar’ın hayattayken tamamlayamadığı son eseri, güler güven tarafından müsveddelerin elden geçirilmesiyle toparlanarak yayımlanmıştır. tanpınar’ın son döneminde verdiği röportajlardan anlaşıldığı kadarıyla romanın yaklaşık 4’te 3’lük bölümü tamamlanmıştır. kitabın son bölümünde tanpınar’ın tasavvur ettiği sonun nasıl olduğu kendi notlarından alıntılarla açıklanarak, meraklı okur bu konuda aydınlatılmıştır.
açıkçası tamamlanmamış bir romanı , bir neticeye ulaşamayacağını baştan bilerek okumak farklı bir deneyim sundu. belirli bir sona ulaşamayacağını bilmek, yazarın seni bindirdiği sandalda nehrin ortasında öylece kalakalmak; her lahzanın tadını çıkarmayı gerektirdi. tanpınar; karakterlerin değişik ruh hallerini, boğaziçi’nin o güzelim manzarasını, ülkenin o dönemki durumunu anlatırken sadece bu şiirsel akışa odaklandım. nehir aktı, yalnızca sudan yansıyan akislere odaklandım.
“hakiki çözülüş birtakım yıkışlarla kabil. bir taraf yıkılacak ki başka tarafa bağlanasın… ya kendi hayatına veya birtakım fikirlere…
hikaye, ana karakter selim ve onun eski aşkı ve arkadaşı leyla ile onların ortak çevresi etrafında geçiyor. değişken duygu durumları, maziye özlem, girift ilişki ağları romanın cereyan ettiği iklimi oluşturuyor.
nihayetinde kitabı okuduktan sonra aklıma mustafa sandal’ın malum şarkısındaki şu muhteşem dizeler geldi :
hep dönerim etrafında
hiç kimse farketmez
aşk bu göstermez
rüyaların biterse…
aya benzer yüreğim…
ahmet hamdi tanpınar’ın hayattayken tamamlayamadığı son eseri, güler güven tarafından müsveddelerin elden geçirilmesiyle toparlanarak yayımlanmıştır. tanpınar’ın son döneminde verdiği röportajlardan anlaşıldığı kadarıyla romanın yaklaşık 4’te 3’lük bölümü tamamlanmıştır. kitabın son bölümünde tanpınar’ın tasavvur ettiği sonun nasıl olduğu kendi notlarından alıntılarla açıklanarak, meraklı okur bu konuda aydınlatılmıştır.
açıkçası tamamlanmamış bir romanı , bir neticeye ulaşamayacağını baştan bilerek okumak farklı bir deneyim sundu. belirli bir sona ulaşamayacağını bilmek, yazarın seni bindirdiği sandalda nehrin ortasında öylece kalakalmak; her lahzanın tadını çıkarmayı gerektirdi. tanpınar; karakterlerin değişik ruh hallerini, boğaziçi’nin o güzelim manzarasını, ülkenin o dönemki durumunu anlatırken sadece bu şiirsel akışa odaklandım. nehir aktı, yalnızca sudan yansıyan akislere odaklandım.
“hakiki çözülüş birtakım yıkışlarla kabil. bir taraf yıkılacak ki başka tarafa bağlanasın… ya kendi hayatına veya birtakım fikirlere…
hikaye, ana karakter selim ve onun eski aşkı ve arkadaşı leyla ile onların ortak çevresi etrafında geçiyor. değişken duygu durumları, maziye özlem, girift ilişki ağları romanın cereyan ettiği iklimi oluşturuyor.
nihayetinde kitabı okuduktan sonra aklıma mustafa sandal’ın malum şarkısındaki şu muhteşem dizeler geldi :
hep dönerim etrafında
hiç kimse farketmez
aşk bu göstermez
rüyaların biterse…
aya benzer yüreğim…
devamını gör...