1.
başrollerini aslıhan malbora ve bertan asllani nin üstlendiği gain platformunda yayınlanan, 10 bölümlük mini dizi. bölümlerin her biri 20 şer dakika. benim gibi çabuk sıkılan izleyiciler için bu mini diziler nimet. olaylar çok hızlı bir şekilde akıyor. gereksiz uzatmaların olmadığı, nasıl bittiğini anlamadığın ve sadece anlatılmak istenilene odaklanarak ilerleyen diziler bunlar.
gelelim etkileyici hikayesine,
dizimiz güzel ve başarılı bir influencer'ın yılın en iyilerinin seçildiği ödül törenindeki heyecanlı konuşmasıyla başlıyor. ilk birinci bölüm de tamamen renkli hayatlar konsepti hakim. bu yüzden ilk, ben ne izliyorum sorgulaması yaptırıyor. ama öyle değil. türü romantik komedi değil dram. o gece ödül olan avrupa da büyük bir takıma transfer edilen futbolcu, bu hanım kızımıza buluşmak istediğini belirten bir mesaj atıyor. sosyal medyanın rahat erişiminin elbet trajik bir tarafı var. her gün buna benzer bir sürü haber okuyoruz. nitekim bu kızımızla üzerinde prim kasılan futbolcu, o gece bir skandala imza atıyor.
ışıkların altında parlayan iki kişi.. ikisine de birileri tarafından ürün muamelesi yapılıyor. bu insanların çok paraları var ama hayatları markalara ve ürünlere teslim. bir nevi esirler. kızımız -hep kızımız demeyeceğim elbet onun bir adı var- leyla, kadın olduğu için futbolcu gibi kolay sıyrılamıyor bu işin içinden. toplum ve basın tarafından ağır linçe uğruyor. üstelik mağdur taraf o iken. büyük futbol imparatorluğunu haklılığını ispat etmek adına karşısına alıyor. üzerinde çok büyük oyunlar oynanıyor. aşağılanıyor, tramvalara sürükleniyor. tüm bunlar olurken o, toplumun ona dayattığı kadın rolünü reddediyor. kendini savunmaktan vazgeçmiyor.
bu bir başkaldırış hikayesi..
bir kadının, her şeyden önce bir insanın
linç kültürüne maruz kaldığı, köşeye sıkıştırıldığı ve çaresizliği ile baş başa bırakıldığı her sahne stres yaratıyor.
dizi toplumun her kesiminde kadının adının olmadığını çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. ben bu dilden anlatımını çok başarılı buldum. özellikle leyla'nın babası ile olan sahnelerinde gözlerim dolu doluydu.
dizinin jenerik müziği ve müzik seçimleri de çok başarılı. jeneriği hiç at la ma dım.
bu çarpıcı hikaye, bir kadın cinayeti sonrasında,
o saatte orada ne işi varmış
niye öyle giyinmiş sorularını soran, sahte ahlak bekçilerine tokat niteliğinde cevaplar veriyor.. adalet bunun neresinde?
imbd: 7.7
gelelim etkileyici hikayesine,
dizimiz güzel ve başarılı bir influencer'ın yılın en iyilerinin seçildiği ödül törenindeki heyecanlı konuşmasıyla başlıyor. ilk birinci bölüm de tamamen renkli hayatlar konsepti hakim. bu yüzden ilk, ben ne izliyorum sorgulaması yaptırıyor. ama öyle değil. türü romantik komedi değil dram. o gece ödül olan avrupa da büyük bir takıma transfer edilen futbolcu, bu hanım kızımıza buluşmak istediğini belirten bir mesaj atıyor. sosyal medyanın rahat erişiminin elbet trajik bir tarafı var. her gün buna benzer bir sürü haber okuyoruz. nitekim bu kızımızla üzerinde prim kasılan futbolcu, o gece bir skandala imza atıyor.
ışıkların altında parlayan iki kişi.. ikisine de birileri tarafından ürün muamelesi yapılıyor. bu insanların çok paraları var ama hayatları markalara ve ürünlere teslim. bir nevi esirler. kızımız -hep kızımız demeyeceğim elbet onun bir adı var- leyla, kadın olduğu için futbolcu gibi kolay sıyrılamıyor bu işin içinden. toplum ve basın tarafından ağır linçe uğruyor. üstelik mağdur taraf o iken. büyük futbol imparatorluğunu haklılığını ispat etmek adına karşısına alıyor. üzerinde çok büyük oyunlar oynanıyor. aşağılanıyor, tramvalara sürükleniyor. tüm bunlar olurken o, toplumun ona dayattığı kadın rolünü reddediyor. kendini savunmaktan vazgeçmiyor.
bu bir başkaldırış hikayesi..
bir kadının, her şeyden önce bir insanın
linç kültürüne maruz kaldığı, köşeye sıkıştırıldığı ve çaresizliği ile baş başa bırakıldığı her sahne stres yaratıyor.
dizi toplumun her kesiminde kadının adının olmadığını çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. ben bu dilden anlatımını çok başarılı buldum. özellikle leyla'nın babası ile olan sahnelerinde gözlerim dolu doluydu.
dizinin jenerik müziği ve müzik seçimleri de çok başarılı. jeneriği hiç at la ma dım.
bu çarpıcı hikaye, bir kadın cinayeti sonrasında,
o saatte orada ne işi varmış
niye öyle giyinmiş sorularını soran, sahte ahlak bekçilerine tokat niteliğinde cevaplar veriyor.. adalet bunun neresinde?
imbd: 7.7
devamını gör...