481.
yön yön sarilmisim ne yana baksam;
sarılan olurda saran olmaz mı ?
kim bu yüzü çizen sanatkar ressam?
bir parçacığım ben , bütüne hasret;
zaman döne dursun , o güne hasret;
ruhumda zamanın üstüne hasret;
necip fazıl kısakürek
sarılan olurda saran olmaz mı ?
kim bu yüzü çizen sanatkar ressam?
bir parçacığım ben , bütüne hasret;
zaman döne dursun , o güne hasret;
ruhumda zamanın üstüne hasret;
necip fazıl kısakürek
devamını gör...
482.
ansıyorum acemi şeytanların vesveselerini
demiri kırdım attım
yağdırdım yapay karları
caiz değil soluk alışım
özelleştirilmişim ve günlerim soğuk
kokuyorum faiz katlarında
günahlarıma sadık kalışımdan
şeytanların haberi yok
susuyorsam susa yorsam
kabuslar göreceğim
anlam çağı deyip dursunlar
uçakların uçtuğuna inanmayan bana
tenha bir gök yok artık
ağdırılmıştır sizin kanatlarınız
krizleriniz hava cıva hakeza
babalar sarılır kızlarından önce arabalarına
kaldırımları dır dır değişirler yolları bölünen
dijital aşklar doğar ekranlarında
dokunmadan sever dokunmadan ayrılırlar
ve şimdi söyleyiverin hep bir ağızdan
balkonlardan ne haber vardır
ismin çok güzel demişti uzun hüzünlü kız
demişti çünkü katışacaktı evlerin cumbasına
istemezdi sizin çok katlarınızı
nazarlarınızı göze göze gördüm
soluk alışımı azalttım da kaçtım
şehirden
şiirden ve
teşhirden
dünyaya veda edermiş gibi
muhammed münzevi
demiri kırdım attım
yağdırdım yapay karları
caiz değil soluk alışım
özelleştirilmişim ve günlerim soğuk
kokuyorum faiz katlarında
günahlarıma sadık kalışımdan
şeytanların haberi yok
susuyorsam susa yorsam
kabuslar göreceğim
anlam çağı deyip dursunlar
uçakların uçtuğuna inanmayan bana
tenha bir gök yok artık
ağdırılmıştır sizin kanatlarınız
krizleriniz hava cıva hakeza
babalar sarılır kızlarından önce arabalarına
kaldırımları dır dır değişirler yolları bölünen
dijital aşklar doğar ekranlarında
dokunmadan sever dokunmadan ayrılırlar
ve şimdi söyleyiverin hep bir ağızdan
balkonlardan ne haber vardır
ismin çok güzel demişti uzun hüzünlü kız
demişti çünkü katışacaktı evlerin cumbasına
istemezdi sizin çok katlarınızı
nazarlarınızı göze göze gördüm
soluk alışımı azalttım da kaçtım
şehirden
şiirden ve
teşhirden
dünyaya veda edermiş gibi
muhammed münzevi
devamını gör...
483.
güneşte kurutulmuş tohumları
toprağı kucaklarken
yarına susamış çiçeklerdi
bilmezlerdi yarının serap
toprağın rüya olduğunu .
toprağı kucaklarken
yarına susamış çiçeklerdi
bilmezlerdi yarının serap
toprağın rüya olduğunu .
devamını gör...
484.
açılmış sarmaşık gülleri
kokularıyla baygın
en görkemli saatinde yıldız alacasının
gizli bir yılan gibi yuvalanmış
içimde keder
uzak bir telefonda ağlayan
yağmurlu genç kadın
kokularıyla baygın
en görkemli saatinde yıldız alacasının
gizli bir yılan gibi yuvalanmış
içimde keder
uzak bir telefonda ağlayan
yağmurlu genç kadın
devamını gör...
485.
altın kadeh her elde, güneş her gönüldedir;
ispanya varlığıyla bu akşam bu güldedir.
raks ortasında bir durup oynar, yürür gibi;
bir baş çevirmesiyle bakar öldürür gibi…
gül tenli, kor dudaklı, kömür gözlü, sürmeli…
şeytan diyor ki sarmalı, yüz kerre öpmeli..
gözler kamaştıran şala, meftun eden güle,
her kalbi dolduran zile, her sîneden: “ole!”
yahya kemal beyatlı - endülüste raks
şarkısı da vardır; münir nurettin selçuk: endülüste rask
devamını gör...
486.
"geceye dedim ki, uzan uzanabildiğin kadar
şimdi o dolunay uykudadır…
nereden biliyorsun diye sordu gece,
gözlerinden dedim,
gözlerini karanlığa bırakıp gitmesinden dedim.
gecemiz dedim…
kaç kişiyiz şu hücrede
sen, ben ,dolunay ve kandil…
muma koşan pervanede bu sevdadan gitti
o sevdaya koştu ama ateşe düştü.
bırakmıyorum ki gönlümde düşünce olasın.
istemiyorum ki gözlerimde değersiz kalasın.
seni canımda saklıyorum gözümde gönlümde değil.
taki son nefesime kadar bana yar olasın.
soruyorlar bana gecelere kastın ne?
neden hiç uyumazsın?
şaşarım, seven insan nasıl uyur…
aşka her türlü uyku haramdır.
zinhar haramdır.
bir yerlerde yer yer damlamış kan görürsen,
bil ki benim gözümden damlamıştır.
zamandan geçtik sevdamız…
her türlü hesabı bıraktık, kapattık…
kendimizi zaman kasabının vicdanına emanet ettik…
artık ben ben miyim, sen sen misin yoksa ben sen miyim ?
seninle bir hoşum, seninle sarhoşum…
su ateşe galiptir derler,
ama sen su ol da bir kaba gire gör…
işte o zaman ateş seni buhar eder, yok eder…
ben artık yokum sevdamız
yandık, buhar olduk…
bir bulutun ucuna dokunduk
cama tıklattık, sen damla diye baktın ,
ben aktım gittim….
aşkımız nerede bozguna uğradıysa,
uc kari tabiatlı adamın yüzünden uğradı…
semtimize uğramış bulundular
seni benden ayırdılar…
ama öfkeli değilim…
biz ibrahim olmadan kendimizi ateşe attık…
bilemedik ateşin sadece ibrahimleri yakmadığını…
araştırmadık, yandık yandık…
sevgim tekmil cihandan gizlidir…
duygudan, her türlü zandan gizlidir…
aşikar gönlümdedir bir ay gibi..
candır ve tendir…
ten ve candan gizlidir…
aynı ruhtan yücelen bir nice unsur gibiyiz…
iki can içre biriz…
sonsuza yansır gibiyiz…
bir güzel anlamı olacak elbet sevgimizin…
bil ki sen bende ve ben sende birer sır gibiyiz!"
şimdi o dolunay uykudadır…
nereden biliyorsun diye sordu gece,
gözlerinden dedim,
gözlerini karanlığa bırakıp gitmesinden dedim.
gecemiz dedim…
kaç kişiyiz şu hücrede
sen, ben ,dolunay ve kandil…
muma koşan pervanede bu sevdadan gitti
o sevdaya koştu ama ateşe düştü.
bırakmıyorum ki gönlümde düşünce olasın.
istemiyorum ki gözlerimde değersiz kalasın.
seni canımda saklıyorum gözümde gönlümde değil.
taki son nefesime kadar bana yar olasın.
soruyorlar bana gecelere kastın ne?
neden hiç uyumazsın?
şaşarım, seven insan nasıl uyur…
aşka her türlü uyku haramdır.
zinhar haramdır.
bir yerlerde yer yer damlamış kan görürsen,
bil ki benim gözümden damlamıştır.
zamandan geçtik sevdamız…
her türlü hesabı bıraktık, kapattık…
kendimizi zaman kasabının vicdanına emanet ettik…
artık ben ben miyim, sen sen misin yoksa ben sen miyim ?
seninle bir hoşum, seninle sarhoşum…
su ateşe galiptir derler,
ama sen su ol da bir kaba gire gör…
işte o zaman ateş seni buhar eder, yok eder…
ben artık yokum sevdamız
yandık, buhar olduk…
bir bulutun ucuna dokunduk
cama tıklattık, sen damla diye baktın ,
ben aktım gittim….
aşkımız nerede bozguna uğradıysa,
uc kari tabiatlı adamın yüzünden uğradı…
semtimize uğramış bulundular
seni benden ayırdılar…
ama öfkeli değilim…
biz ibrahim olmadan kendimizi ateşe attık…
bilemedik ateşin sadece ibrahimleri yakmadığını…
araştırmadık, yandık yandık…
sevgim tekmil cihandan gizlidir…
duygudan, her türlü zandan gizlidir…
aşikar gönlümdedir bir ay gibi..
candır ve tendir…
ten ve candan gizlidir…
aynı ruhtan yücelen bir nice unsur gibiyiz…
iki can içre biriz…
sonsuza yansır gibiyiz…
bir güzel anlamı olacak elbet sevgimizin…
bil ki sen bende ve ben sende birer sır gibiyiz!"
devamını gör...
487.
*
vakit tamam galiba
susturun şu narin söğüt dallarını içimde
böylesi bir yenilgiyi beklemiyordum bilin
kuyuya düşen yusuf
ihbar edilmiş isa: beni siz tanırsınız ancak
bana gölge yok söğüt dallarından soluklanacak
oysa fazlaca suskunum
bilinmiyor ülkesi bana çarpan acının
bir çingen bulsa beni, bakmadan ardına kaçacak
batakhaneler konferanslar düzenleyecek belki de
zenciler, beyazlar ve pahalı kadınlar bir araya gelecek
şimdi nasıl gelsin derdi başka günlerden kalmış yüzüm aranıza
nasıl bahsedeyim size bu cilveli suçlarımdan
sararıyor yanaklarım işte
kantodan tenhadan ve sevimsiz çıbanlardan
soyunup manşet olsam zarar eden bir gazeteye
örtülse kırbaçla aylak kalmış vücudum
aklım çelinse, zarif bir şekilde ölsem ilk iş gününde utangaç bir dilencinin
sovyetlerden medet umanlar gülümsetecekse sizleri
analarının kanserlerine alışacaksa evlatlar
simsarlar kandırmayacaksa evine dönen askeri
kalkın halay çekelim, ben orada öleceğim
sanmayın bir merasim talebim olacak sizlerden
çoktandır yerimi yadırgamıştım zaten
pahalı istekleri olmuştu dersiniz ardımdan
mesela sevmek istemişti diye söylersiniz nezle olmuş bir kızı
belki bilmez, farkına da varmadınız kimbilir
hiç mektubu gelmeyen onbaşıların uykusu var cebimde
bakın rahip oldunuz birden nasıl da suskesildiniz
düğün sesi geliyor, vakit tamam galiba
bülent parlak*
vakit tamam galiba
susturun şu narin söğüt dallarını içimde
böylesi bir yenilgiyi beklemiyordum bilin
kuyuya düşen yusuf
ihbar edilmiş isa: beni siz tanırsınız ancak
bana gölge yok söğüt dallarından soluklanacak
oysa fazlaca suskunum
bilinmiyor ülkesi bana çarpan acının
bir çingen bulsa beni, bakmadan ardına kaçacak
batakhaneler konferanslar düzenleyecek belki de
zenciler, beyazlar ve pahalı kadınlar bir araya gelecek
şimdi nasıl gelsin derdi başka günlerden kalmış yüzüm aranıza
nasıl bahsedeyim size bu cilveli suçlarımdan
sararıyor yanaklarım işte
kantodan tenhadan ve sevimsiz çıbanlardan
soyunup manşet olsam zarar eden bir gazeteye
örtülse kırbaçla aylak kalmış vücudum
aklım çelinse, zarif bir şekilde ölsem ilk iş gününde utangaç bir dilencinin
sovyetlerden medet umanlar gülümsetecekse sizleri
analarının kanserlerine alışacaksa evlatlar
simsarlar kandırmayacaksa evine dönen askeri
kalkın halay çekelim, ben orada öleceğim
sanmayın bir merasim talebim olacak sizlerden
çoktandır yerimi yadırgamıştım zaten
pahalı istekleri olmuştu dersiniz ardımdan
mesela sevmek istemişti diye söylersiniz nezle olmuş bir kızı
belki bilmez, farkına da varmadınız kimbilir
hiç mektubu gelmeyen onbaşıların uykusu var cebimde
bakın rahip oldunuz birden nasıl da suskesildiniz
düğün sesi geliyor, vakit tamam galiba
bülent parlak*
devamını gör...
488.
489.
üç yıldır bütün sesler senin yarım kalmış sesin
üç yıldır yüzün dünyanın tek fotoğrafı
üç yıldır senden yapılmış bir kapıyım
bunu da sen öğrettin biliyor musun
sevmek ölümden uzun sürüyormuş
otların uğultusu altında, şükrü erbaş
üç yıldır yüzün dünyanın tek fotoğrafı
üç yıldır senden yapılmış bir kapıyım
bunu da sen öğrettin biliyor musun
sevmek ölümden uzun sürüyormuş
otların uğultusu altında, şükrü erbaş
devamını gör...
490.
"gün değil, hafta değil, ay değil
beş sene, on sene sonra gelsen de
bu canım durdukça tende
iyi bil
beklediğim sensin."
abdurrahim karakoç/ sen ve ben
beş sene, on sene sonra gelsen de
bu canım durdukça tende
iyi bil
beklediğim sensin."
abdurrahim karakoç/ sen ve ben
devamını gör...
491.
geceleyin bir ses böler uykumu,
içim ürpermeyle dolar: - nerdesin?
arıyorum yıllar var ki, ben onu,
aşıkıyım beni çağıran bu sesin.
gün olur sürüyüp beni derbeder,
bu ses rüzgarlara karışır gider.
gün olur peşimden yürür beraber,
ansızın haykırır bana: -nerdesin?
bütün sevgileri atıp içimden,
varlığımı yalnız ona verdim ben.
elverir ki bir gün bana derinden,
ta derinden bir gün bana ''gel'' desin.
ahmet kutsi tecer
içim ürpermeyle dolar: - nerdesin?
arıyorum yıllar var ki, ben onu,
aşıkıyım beni çağıran bu sesin.
gün olur sürüyüp beni derbeder,
bu ses rüzgarlara karışır gider.
gün olur peşimden yürür beraber,
ansızın haykırır bana: -nerdesin?
bütün sevgileri atıp içimden,
varlığımı yalnız ona verdim ben.
elverir ki bir gün bana derinden,
ta derinden bir gün bana ''gel'' desin.
ahmet kutsi tecer
devamını gör...
492.
493.
biz gamsız sarhoşlarız
aydın karanlıklarız
hem kadehle soluktaş
hem ayrılıklarız
sevdiğimizin kaşları
ezelden eğdi kaderimizi
o günden bugüne dek
düşmüş yaratıklarız.
aydın karanlıklarız
hem kadehle soluktaş
hem ayrılıklarız
sevdiğimizin kaşları
ezelden eğdi kaderimizi
o günden bugüne dek
düşmüş yaratıklarız.
devamını gör...
494.
bu akşam o kadar durgun ki sular
gömül benim gibi kedere diyor
içimde maziden kalma duygular
ağla geri gelmez günlere diyor
ey gönül, gidenden ümidini kes!
kaçan bir hayale benziyor herkes,
sanki kulağıma gaipten bir ses
buluşmalar kaldı mahşere diyor
enginden engine koşarken rüzgar,
bende bir yolculuk heyecanı var…
yattığım kayaya çarpan dalgalar
çıkıver bir sonsuz sefere diyor.
necip fazıl kısakürek-yattığım kaya
gömül benim gibi kedere diyor
içimde maziden kalma duygular
ağla geri gelmez günlere diyor
ey gönül, gidenden ümidini kes!
kaçan bir hayale benziyor herkes,
sanki kulağıma gaipten bir ses
buluşmalar kaldı mahşere diyor
enginden engine koşarken rüzgar,
bende bir yolculuk heyecanı var…
yattığım kayaya çarpan dalgalar
çıkıver bir sonsuz sefere diyor.
necip fazıl kısakürek-yattığım kaya
devamını gör...
495.
güzel sevmelisin be adam kadını.....
hissetmeli çok sevildiğini.
hissetmeli ki çok sevmeli seni.
kimselere değişmemeli tek seni bilmeli.
tek seni sevmeli...
kadının arkasında durmamalısın.
solunda durmalısın.
yakıştırıldığın yerin hakkını vermelisin.
çok sayıp , çok sevmelisin.
ona tek olduğunu hissetirmelisin.
güzel sevmelisin be adam kadını.
dudağından değil .
omuzlarından öpmelisin kadını.
omuzlarında ki yükü almalısın.
sarmalısın bütün yüreğinle.
vatan gibi bağrına basmalısın.
güzel kadın mutlu kadındır.
gözlerinin içi parlar yıldız gibi.
yürüyüşü değişir.
kahkahası bile olur neşeli.
zarifleşir narin bir orkide gibi.
kadınların bu halleri.
çok seven yürekli adamların eserleri..!!
hissetmeli çok sevildiğini.
hissetmeli ki çok sevmeli seni.
kimselere değişmemeli tek seni bilmeli.
tek seni sevmeli...
kadının arkasında durmamalısın.
solunda durmalısın.
yakıştırıldığın yerin hakkını vermelisin.
çok sayıp , çok sevmelisin.
ona tek olduğunu hissetirmelisin.
güzel sevmelisin be adam kadını.
dudağından değil .
omuzlarından öpmelisin kadını.
omuzlarında ki yükü almalısın.
sarmalısın bütün yüreğinle.
vatan gibi bağrına basmalısın.
güzel kadın mutlu kadındır.
gözlerinin içi parlar yıldız gibi.
yürüyüşü değişir.
kahkahası bile olur neşeli.
zarifleşir narin bir orkide gibi.
kadınların bu halleri.
çok seven yürekli adamların eserleri..!!

devamını gör...
496.
497.
lavinia
sana gitme demeyeceğim.
üşüyorsun ceketimi al.
günün en güzel saatleri bunlar.
yanımda kal.
sana gitme demeyeceğim.
gene de sen bilirsin.
yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
incinirsin.
sana gitme demeyeceğim.
ama gitme, lavinia.
adını gizleyeceğim
sen de bilme, lavinia.
-özdemir asaf.
sana gitme demeyeceğim.
üşüyorsun ceketimi al.
günün en güzel saatleri bunlar.
yanımda kal.
sana gitme demeyeceğim.
gene de sen bilirsin.
yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
incinirsin.
sana gitme demeyeceğim.
ama gitme, lavinia.
adını gizleyeceğim
sen de bilme, lavinia.
-özdemir asaf.
devamını gör...
498.
akıl gözü
seni bulmaktan önce aramak isterim.
seni sevmekten önce anlamak isterim.
seni bir yaşam boyu bitirmek değil de,
sana hep hep yeniden başlamak isterim.
-özdemir asaf.
seni bulmaktan önce aramak isterim.
seni sevmekten önce anlamak isterim.
seni bir yaşam boyu bitirmek değil de,
sana hep hep yeniden başlamak isterim.
-özdemir asaf.
devamını gör...
499.
altıncı gün
benim söylemek için çırpındığım gecelerde,
siz yoktunuz.
-özdemir asaf.
benim söylemek için çırpındığım gecelerde,
siz yoktunuz.
-özdemir asaf.
devamını gör...
500.
~
seni sevmekten vazgeçtiğimden değildi
gidişim
gittim çünkü
kaldıkça azalıyordu
kendime olan sevgim.
rupi kaur / süt ve bal - sayfa 95
seni sevmekten vazgeçtiğimden değildi
gidişim
gittim çünkü
kaldıkça azalıyordu
kendime olan sevgim.
rupi kaur / süt ve bal - sayfa 95
devamını gör...